15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• 6 Şubat 1992 haberler Cumhuriyet3 Sinema Oyunculan Derneği Başkanı Hülya Koçyiğit, eleştirileri yanıtladı Koçyiğit: SODER'le devam! _. .{ ATfiLLÂ DORSAY (Istanbul) - Sinema Oyuncuları Derneği (SODER) » cephesinde kargaşa sürüyor. Bu kanşık dönemde sinemada yep- J yeni atılımlara gerek olduğunu ve bunun için yıllardır süregelen * örgütler ve örgütlenme biçimlerinin yerine, artık yeni bir şeylerin denenmesi gerektiğini savunanlar var. Ancak sorun bu denli basit değil. SO- DER yönetımine seçilenler, SODER'in dı- şında yeni bir ûrgut kunnak isteyenlerin, . bu dönemde her alanda olduğu gibi oyun- cular arasında da sağlanması gerekli olan iş ve güç birliğine karşı bir tavırda olduk- lannı ileri sürüyorlar ve kendilerini, örgüt- lerini savunuyorlar. Biz de, bu cepheye de sütunlanmızda söz hakkı vermek ve görüş- lerini öğrenmek için onlarla konuştuk. llk şünmediler? Hepimiz, herkes boyle bir de- ğişikliğe açıktık. — Peki, var olan örgütlerin yerine yeni bir •örgütlenme biçiminin oluşması size de yararh gözükmüyor mu? — Hep aynı insanlanz. Gökten yeni bir yordum. Genel kuruldayönetim lcuruluna ekip inecek değU ki!.. Yine belli sayıda seçildim. Yönetim kurulu da ilk toplantı- oyuncu var, befli adlar var. Var olan yö- sında beni başkan yaptı. Böyle zor bir dö- netimi beğenmiyorlarsa, gelip belirtselerdi, nemde, bölünme belirtileri gösteren bu ca- görev isteselerdi. Tüzük değişikliği için en miayı, kendi inançlanm ve ilkelerim yönün- küçük bir talep bile gelmedi. Hiçbir uyan de birleştirebilirim, yeniden güç birliği sağ- da gelmedi. Bence ne kadar inkâr edilse de, layabiürim umuduyla bu görevi kabul et- çok derinden derine kişisel çıkışlar bunlar... tim. Bu bir güç bolünmesidir, bir zayıflamadır. Başkan olup olmamak önemli değil. Si- Akhselimle bir yerde buluşabiliriz. Çıkar- nemamızın yaranna topluca bir şeyler ya- lanmız hep aynı yöndedir. Kimilerimiz so- konuştuğumuz, örgütün son genel kunılun- pabilmek önemli. Türkân Şoray'ın dört yıl- runlan geçiştirmeyle, vitrin olmakla suçla- * m 1 •• •• V V .> t 1 I _ 1 _ _ 1 . _ . İ V J u * _ • _ ! _ _ . _ 1. T • _ »r * a * • - _ _ _ . da başkan seçilen, yıllann oyuncusu Hül- ya Koçyiğit oldu. Sinemada neredeyse 30 yıla yaklaşan başarıh bir geçmişi olan, TV ile geniş kitlelere seslenen, bir dönemde ya- puncılıgj ve de ANAP milletvekili adayı olarak politikayı deneyen bu ünlü oyuncu, blze son durum üzerine şunlan söyledi: — Genel kurul öncesi başkanlık düşün- cem yoktu. Yönetime katümayı bile düşün- müyordum. Ben de her seyi basından izli- hk başkanhğı döneminde ben ve hepimiz nıyor. Yanlış bir suçlama bu... Hepimiz ona yardım ettik. Herkes biliyor. Ve o da Türk sinemasının sorunlannı yakından bi- çok basanlı bir başkanlık yapü, görevini üs- liyonız. Üretim sorunlannı, ekonomik so- tün düzeyde götürdü. Bu, çok sorumluluk runlan, sanatsal sorunlan bilmediğimiz isteyen önemli bir görev. Ama ben başkan söylenebilir mi? Sinema oyunculuğu, sine- değilken de aynı sorumlulugu taşıdığımı ma denen bütünün yalnızca bir parçasıdır. hissediyordum. Onun temel sorunlanndan bağımsız değil- — Bizi suçlayan arkadaşlanrmz var. Peki dir. Oyuncular olarak, sinemamızın temel neden genel kurula katılıp görüşlerini açık- sorunlannm çözümüne yardımcı olmak is- lamadılar, seçilip yönetime katılmayı dü- tiyoruz. Oyuncu olarak 30 yıJdır sinemadayun. Halkın bize verdiği bir yer, bir önem var. Hepimiz'zaman zaman dünya görüşlerimizi de açıkladık, bunlann paralelinde kimi za- man partilerde de görev aldık. Şimdi benim vaktiyle ANAP milletvekili adayı olmamı sözkonusu ediyorlar. ANAP'a mı hizmet vereceksiniz diye soruyorlar. Bu tür suçla- malar bizi bir yerlere götürmez. Hizmet ala- mnda parti farkı gözetecek yaradıüşta de- ğiliz, hiç bir arkadaşım da değildir. Böyle bir olay yok. Ben, bu yeni dönemde sine- mamıza yardım için işbirliği, güçbirliği Öne- riyorum. Kendimi göreve hazır ve çok formda hissediyorum. Inşallah sinemamız için çok iyi işler yapacağız. Yeter ki tüm ar- kadaşlanmız bize destek olsun... SODER'in basın sözcüsü olarak seçilen sinema-tiyatro oyuncusu Gülsen Tuncer de bize örgüt adına şunları söyledi: — Konusarak, tartışarak hep birükte so- runlanmıza çözümler bulabileceğimize ina- nıyorum. Bir meslek örgütünde, mesleki çı- karlar doğrultusunda ortak, uyumlu bir ça- lışma yapılabileceği iyimserliğini tasıyorum. Demokratik bir platformda, çoksesliliği pratiğe geçirebileceğimiz sürece bizler ka- zançb çıkanz." Oğuz Özerden: Alo Bilgi'ye tekel hakkı verilmeditstanbul Haber Servisi - AİO Bilgi Te- lekomünikasyon Hizmetleri Arionim Şirketi Genel Müdürü Oğuz Özerden, PTT'yle yaptık- lan anlaşmayla kendilerine tekel hakkı verilmediğini söyledi. özerden. "Firmaya audıotex olayınm başanlı olup olmayacağını test etmek üzere PTT tarafmdan tanınan deneme süresi, uygulamanın tutarlılık arz etmesi ve Alo Bilgı'nin tek taraflı başvurusu üzerine ocak ayı itibanyla kaldınlmış bu- lunmaktadır" dedi. Telefonun en çağdaş kullanım yöntem- lerınden birisi olma durumundakı audio- tex sektöründe faaliyet göstermek üzere Alo Bilgi'nin hemen ardından 40'a yakın firmanın PTTye başvurduğunu belirten Genel Müdür Özerden, "Bunlar arasın- dan cıddı nitelikli birkaç firmanın bu ay içinde hizmet üreterek piyasaya gireceği sanılmaktadır" dedi. Özerden'in Cumhuriyet'e yaptığı açık- lama şöyle: "tngiliz fîrması Legion, know-how yö- nünden dünyanın sayılı firmalanndan birisi konumundadır. lngikere'dekı ışle- rinin kapanması söz konusu olmadığı gibi Türkiye'dekı fonksiyonda Alo Bilgi fırması ile teknik yönden işbirliği yap- makla sınırlıdır. Bu arada, uygulamaya geçtiğı andan itibaren Alo Bilgi servislen PTT'ye en küçük bir külfet yüklemeden, devlete en rasyonel kar getıren hizmet üretimlerinden birisi olmuştur. Biz bu alanın zaten sektör olmasını istıyoruz. Eğer başvurular PTT tarafından bekleti- liyorsa bu bizim sorunumuz değildir. Fir- malar bizim basında çıkan haberlerimız üzerine girişimlerde bulundular. Ancak bu o kadar basit bir olay değil. Olay hem finans hem deeleman sorunudur. İnsan- lar bizim başanmızın üzerine oturmak istiyorlar." Gazetemizin dünkü sayısında yayınla- nan haberde Alo Bilgi adıyla 24 saat özel telefon hatlanyla çalışan firmaya eski PTT Genel Müdürü Emin Başer döne- minde altı aylık tekel hakkı verildiği iddia edilmişti. 15 martta sona ereceği sa- vunulan tekel hakkıyla ilgılı kararın altmda Emin Başer'in imzasının bulun- duğu da öne sürülmüştü. Haberde aynca Alo Bilgi'nin ortaklan arasında yer alan Hakan Akarcah'nın amcası ANAP'ın eski bakanlanndan Bü- lent Akarcalt'nın PTT'nin bu karannda etkili olduğu da ima edilmişti. POLÎTtKA SAHNEStNDE tKÎNCt MUSSOLtNt - 1989 yılmda çevirdiği bir fîlmin setinde elinde tsrail yapımı Uzi marka makineli tabancayla dikenli tel- ler arasında poz veren Benito Mussolini'nin torunu Alessandra, faşist eğilimli İtalyan Sosyal Hareket Partisi MSI'den adaylığını şöyle açıklıvor: "Dedemin görüşlerine en yakın parti o." Tıp öğrencisi oİan 28 vaşındaki Alessandra aynı zamanda ünlü film sanatçısı Sopliia Loren'in de yeğeni. (Fotoğraf: REUTER) VEB Genel Kurulu'nda olay AA (tstanbul) - Veb Ofset'in dünkü olağanüstü genel kurulunda kav- ga çıktı. Olaylann sırasında camlar kırüdı ve genel kurul iptal edildi. Erdem Noyan, olaylann komplo olduğunu öne sürdü. Yeni Günaydın gazetesi bınasında saat 13.00'te başlayan toplanüda, gazeteyi avu- kat Nejat Fırat, Asil Nadir'i avukat Sitare önür, Kemal Dennkök'ü ve Nezih De- mirkent'ı de Erdem Noyan temsıl etü. Yaklaşık 1.5 saat süren toplantıda Veb Ofset'in işadamı Kemal Derinkök'e satıl- ması konusu gündeme gelince kavga çık- tı. Kemal Derinkök'ün Genel Yayın Koor- dinatörü ve Nezih Demirkent'in vekili ola- rak toplantıya katılan Erdem Noyan, ola- ğanüstü genel kurul toplantısının ertelen- mesiyle ilgili bilgi verirken, dışarıdan ge- len ve gazeteyle ilişkisinin bulunmadığmı sandığı 7-8 kişinin olay çıkardığım söyle- di. Olağanüstü genel kunılun, bakanlık ko- miserinin başkanlığında başladığmı, baş- kanlık divanıaın teşkil edildiğini ve Asil Nadir'in avukatlarından Aziz Menteş'in başkan seçildiğini anlatan Erdem Noyan, sıranın yönetim kurulunun belirlenmesi- ne geldiğinde kanşıkhk çıktığmı belirte- rek soyle devam etti: "Yönetim kurulunun belirlenmesi için hisselerin sayımına geçildi. 870 hisse biz- den, 78 hisse de muhalefet olarak onlar- dan çıktı. Her şeyin bittiğini anlayınca, ha- vadan bahanderle itiraz ettiler. Içlerinden birinin işaretiyle içeri giren yakaları kal- kık 7-8 kişi 'Bu kongre dağılacaktır' di- yerek, bize, özellikle de benim üzerime sal- dırdılar. Yeni yönetim kurulu seçilseydi, 5 kisiden 3'ü bize geçecekti. Biz toplanü için içeri girerken arandık, ama bize saldıran bu kişiler, ellerini kollarını sallayarak na- sıl içeri girdiler? 17 yıldır o gazetede ça- hşmış bir insan olarak kendi yuvamızda bize saldırdılarf* Basın mensuplanna baş ve dizindeki ya- raları da gösteren Noyan, şu anki gazete yöneticilerinin Veb Ofset'in devri sonun- da çıkarlarmın kaybolacağını ileri sürerek, bu kişilerin "havadan gazete patronu ol- maya çalıştıklarım" söyledi. Kemal Derinkök'ün Genel Yayın Yönet- meni Cüneyt Şaşmaz da yaptığı açıklama- da, kendisinin Veb Ofset'i temsilen toplan- üya katılacakken, gazete içinden "Sakın gelme seni burada bıçaklayacaklar" şek- linde ihbarlar aldığım bunun üzerine ko- nıma almak için başvurduğunu, yetkililere ulaşamadığı için koruma alamadığından toplantıya katjlmadığını anJattı. Şaşmaz, "Onlann içinde bulunduklan bina ve her sey Asil Nadir'e ait. Hisselerin büyük bir bölümü Kemal Derinkök tarafmdan aiın- dı. Biz binaları aldıktan sonra, gerekirse onlan dışarı çıkartacağız. Bütun çalışan- Iann da alacaklannı ödeyeceğiz" diye ko- nuştu. \ OLAYDIR Hürpada Ayrıntılı Bilgi Hürriyet Gazetesinde Sizeen yakın HÜRPA bayiilerinin telefonlarını 232 32 00'dan bğrenebilirsiniz. Peşinalları, taksilleri ve toplam fiyatları kıyaslayın Hürpa BuyukdereCad Hur Han 15/A Kat/2 Şı$lı 80260 Istanbul Faks 2479894 HÜRPA İSTANBUL MERKEZ Tel:232 32OO/12Hat HURPA ANKARA Tel:9(4) 167 23 25 HIRPA IZMİR Tel:9(51)25 88 10 GÜNÜN NOTLARI OSMA> ULAGAY Sanayiciden Pas, Demipel'den Iska... I stanbul Sanayi Odası'nın pembe - beyaz renkleriyle biraz düğün sa- lonu çağrışımı yapan yeni meclis salonundaki ilk toplantıda, İSO Yö- netim Kurulu Başkanı Memduh Hacı- oğlu, Başbakan Demirel'den önce yaptığı konuşmada çok önemli bir nok- tanın altını çizerek şunları söyledi: "Ekonomik büyüme, ekonomik istik- rar ile birlikte sağlanmalıdır. Bu iki hedefin birlikte başarıldığı pek az gö- rülmüştür. Ekonomik mucizeler devri- nin kapandığı bu dönemde, bu başarı- nın tek yolu, tüm kesimlerin ortak bir özveri programmda uzlaşmalarıdır. Ekonomik büyumede oncelikle dışa dö- nük üretim artışının ve üretimde verim- liliğin sağlanması; ekonomik istikrarda fiyatların, ücretlerin, iç pazar kârlarının ve rant getirisinin hedeflenen enflas- yon oranlannı aşmayacak sevıyelerde tutulması, ortak özveri programının ana hatlarını teşkil etmelidir. Bu konu- larda sağlanacak toplumsal uzlaşma ile ekonomi sağlam bir zemine oturtu- labilir. Sanırım bu konuda tüm toplum, sonucunu net bir biçimde göreceği bir ortak katılım ve fedakârlık sürecine ha- zırdır... 1992 yılı Türkiye için zor bir yıl- dır. Başanlı olmanın tekyolu, toplumun tum kesimlerinin, en azından uzlaşaca- ğı asgari muştereklerde katılımını sağ- lamaktır. Topyekûn ozveriye hazır olmadıkça ekonomide ne kalıcı istikrar ve ne de sağlıklı büyümeye kavuşama- yız." Ocak ayında gerçekleşen ürkütücü fi- yatartışlarının durgunluk içinde yüksek enflasyon paniğini körüklediği bir or- tamda İSO Başkanı'nın bu sözleri, ken- disinden sonra konuşacak olan Sayın Demirel'e verilmiş mükemmel bir pas nıteliğı taşıyordu bence. Enflasyon ve toplumsal uzlaşma Çok yoğun programına karşın gayet zinde görünen Sayın Demirel'in bu pa- sı fark etmemiş olması pek mümkün değil. Olsa olsa kasten ıskalamış olabi- lir diye düşünüyorum. Sayın Demirel, Sayın Hacıoğlu'nun önerdiği türde bir "ortak özveri programı" çevresinde bir toplumsal uzlaşmayı şu an için gerekli görmüyor herhalde Enflasyon sorunu- nun böyle bir toplumsal uzlaşmaya gerek kalmadan aşılabileceği inancını koruyor belki de. Başbakan Demirel'in enflasyon so- rununu gözardı ettiğini ya da küçümse- diğini söylemek olanaksız. Dünkü konuşmasında Türkiye'nin en önemli iki sorununu sıralarken terör ve kan dökülmesinin hemen ardından enflas- yonu saydı. Enflasyon sorunu çözürn- lenmeden diğer ekonomik sorunlann çözümlenemeyeceğini söyledi, enflas- yon sorununu çözmeden sağlanacak ekonomik büyümenin çarpık olacağını belirtti. Enflasyon sorununu çözmenin yalnızca iktidarın görevi olmadığını, bunun elbirliğiyle çözülmesi gereken "siyaset ötesi" bir sorun olduğunu vur- guladı. Evet bunları söyledi Sayın Demirel, ama "toplumsal uzlaşma" deyişini te- laffuz etmedi, Sayın Hacıoğlu'nun üze- rinde durduğu, bana da çok önemli görünen bu konuya girmedi. Bana öyle geliyor ki Sayın Demirel enınde sonun- da bu konuya girmek gereğini duya- cak, enflasyonla ciddi mücadelenin her kesime bir şeyler vermekten önce her kesimden bir şeyler almayı gerektirdi- ğini kabul etmek zorunda kalacak. Zaman faktörönün önemi Enflasyonla mücadele konusunda zaman faktörü de sanıyorum çok önemli. Sayın Demirel, aylık fiyat artış- larının birkaç ay daha yüksek çıkabile- ceğini, enflasyonun 50X) günlük bir program çerçevesinde aşağı çekilece- ğini ve "demokratik sabır'a ıhtıyaç ol- duğunu.tekrarladı dün. Bunlar iyi, güzel de acaba üst üste birkaç ay yüksek oranlı fiyat artışları birbirini izleyince enflasyonun daha sonra aşağı ineceğine ve yıl sonunda yüzde 40'larda kalacağına kim inana- cak? Hangi sendika buna göre ücret artışlarını kabul edecek? Hangi firma buna göre borçlanacak? Piyasadaki aktörlerin beklentileri ve davranışlan demokratik sabır"la ne ölçüde çakışa- cak? Bu beklentileri biçimlendirmek açısından da kapsamlı bir toplumsal uzlaşma gerekli değil mi? Sayın Demirel dün "devl&tin ikiyaka- sını bir araya getirmek'ten, bütçenin öneminden, kamu borçlanma gereğini düşürmekten ve sozlerinin en sonunda özelleştirmenin öneminden söz etti ve konuşmasının birkaç yerinde sanayic'h lerin işbirliğini istedi, ama doğrusunu söylemek gerekirse, "Tamam, artıkka- rarlı biçimde enflasyonun üzerine gidi- liyor" izlemini pek yaratamadı. "Konfpontasyon"dan"kooperasyon"a Sayın Demirel'in global sorunlar kar- şısında Türkiye'nin konumu konusun- da söyledikleri ise çok daha etkiliyiciy- di. Dünyada "konfrontasyon" yani catışma döneminin yerini "kooperas- yon" yani işbirliği dönemine bıraktığını anlatan Demirel bu yeni durumun Tür- kiye için önemli fırsatlar ortaya çıkardı- ğım, Türkıye'deki mevcut iktidarın da bu fırsatlardan yararlanmak için en uy- gun koşullara sahip bulunduğunu be- lirtti. "Çağdaş uygarlık düzeyine eriş- menin" kolay bir şey olmadığını kayde- den Demirel, "Türkiye uygar dünyayla birlikte nefes almak zorundadır Kendi kabuğumuz içinde kalalım diyenler çt- kacaktır, ama kalamazsınız " dedi. Yıllar sonra yurtdışına çıkan Sayın Demirel, Davos'ta yaptğı temaslara sık sık değindiği dünkü konuşmasında, on iki AT ülkesiyle sınırlı kalacak bir Avru- pa entegrasyonunun önemini kaybet- meye başladığmı, daha geniş kapsamlı bir entegrasyonun ise Türkiye için yeni bir fırsat anlamına gelebileceğini de vurguladı. Keşke Sayın Demirel'in enflasyon konusunda söyledikleri de bu denli et- kileyici olsaydı Hande Show TVVe • TV Servisi - 1990 yıhnda "Kripto olayı" uzun süre gündemde kalan Hande Şevkat Mumcu, araştırmacı w program yapımcısı olarak çalışmak uzere Show TV ile sözleşme imzaladı. Adı 1990 yıhnda, ANAP'ta Genel Başkanlık için mücadele eden Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel ile dava konusu olan Mumcu, o sıralarda Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyordu. Mumcu, ABD Başkanı Bush ile Cumhurbaşkanı Türgut özal arasındaki göruşmelerin tutanaklanm Hasan Celal Güzel'e verip kriptolann basına sızmasına neden olmakla suçlanmış, ancak hakhhğı kanıtlanarak akianmıştı. Her gün bir başka flaş ismi bünyelerine katan Show TV, bu arada test yayınlannı daha da renklendirerek sürdürüyor. Kurumun yaymlan arasında Barbara Streisand, Julie tglesias, Frank Sinatra gibi ünlülerin konserleri ve Yasak Aşk, Plaj Kızlan, gibi fUmler ve kamera şakalan da bulunuyor. Show TV 17 Şubat Pazartesi günü 19.30'da Taksim, Andromeda'da vereceği bir davetle "merhaba" diyecek. "Cafe cinayeti" davası başladı • AA (Ankara)- Samanpazan semtinde bircafede hesap yüzünden tartıştıkları Kadir Eroğlu adlı üniversite öğrencisini bıçaklayarak öldürmekten sanık 3 kişinin yargılanmasına Ankara 6. AğırCeza Mahkemesi'ndedün başlandı. Mahkemeye sanıklar Zafer Güneş, Cemalettin Yılmaz ve Güven Bahar katıldılar. Okunan ıddianamede Zafer Güneş'in kasten adam öldürmesuçundan 30yıla kadar" ağır hapıs cezası ile cezalandınlması ıstenırken dığer iki sanık hakkında ise suç delillerini saklamaktan 4 seneye kadar ağır hapıs cezası talep edildi. Dolandırıcılar yakalandı • CUMHURİYET(Konya)-Toptancıesnafından2milyar lOOmilyonlira değerinde çek ve senetle alışveriş yaparak kaçan altı kişilik şebekenin dört elamanı yakalandı. Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçıhk îstihbarat ve Hareket Şube Müdürlüğü'nün soruşturması sonucu Konya'da Mega isimli işyerinde Ahmet Esen, Nebı Özkan, Arif Esen, Feridun Bulut ve Mustafa Yılmaz isimli şahıslann birlikte hareket ettikleri ortaya çıkanldı. Jmam hatip öğrencisi intihar etti • CUMHURİYET(Kayseri)-17 ydjındakıımam hatip lisesi öğrencisi intihar etti. Argıncık CengızTopel Mahallesı 17. Cadde'de 9 nolu evde oturan ve Fevziçakmak İmam Hatip Lisesi 1. sınıf öğrencisi Savaş Yıldınm kendini önceki akşam geçirdiği bunalım sonucu bodrum katındaki su borusuna ıple asarak intihar etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle