Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• 6 Şubat 1992 haberler Cumhuriyet3
Sinema Oyunculan Derneği Başkanı Hülya Koçyiğit, eleştirileri yanıtladı
Koçyiğit: SODER'le devam! _. .{ ATfiLLÂ DORSAY (Istanbul) - Sinema Oyuncuları Derneği (SODER)
» cephesinde kargaşa sürüyor. Bu kanşık dönemde sinemada yep-
J yeni atılımlara gerek olduğunu ve bunun için yıllardır süregelen
* örgütler ve örgütlenme biçimlerinin yerine, artık yeni bir şeylerin
denenmesi gerektiğini savunanlar var.
Ancak sorun bu denli basit değil. SO-
DER yönetımine seçilenler, SODER'in dı-
şında yeni bir ûrgut kunnak isteyenlerin,
. bu dönemde her alanda olduğu gibi oyun-
cular arasında da sağlanması gerekli olan
iş ve güç birliğine karşı bir tavırda olduk-
lannı ileri sürüyorlar ve kendilerini, örgüt-
lerini savunuyorlar. Biz de, bu cepheye de
sütunlanmızda söz hakkı vermek ve görüş-
lerini öğrenmek için onlarla konuştuk. llk
şünmediler? Hepimiz, herkes boyle bir de-
ğişikliğe açıktık.
— Peki, var olan örgütlerin yerine yeni
bir •örgütlenme biçiminin oluşması size de
yararh gözükmüyor mu?
— Hep aynı insanlanz. Gökten yeni bir
yordum. Genel kuruldayönetim lcuruluna ekip inecek değU ki!.. Yine belli sayıda
seçildim. Yönetim kurulu da ilk toplantı- oyuncu var, befli adlar var. Var olan yö-
sında beni başkan yaptı. Böyle zor bir dö- netimi beğenmiyorlarsa, gelip belirtselerdi,
nemde, bölünme belirtileri gösteren bu ca- görev isteselerdi. Tüzük değişikliği için en
miayı, kendi inançlanm ve ilkelerim yönün- küçük bir talep bile gelmedi. Hiçbir uyan
de birleştirebilirim, yeniden güç birliği sağ- da gelmedi. Bence ne kadar inkâr edilse de,
layabiürim umuduyla bu görevi kabul et- çok derinden derine kişisel çıkışlar bunlar...
tim. Bu bir güç bolünmesidir, bir zayıflamadır.
Başkan olup olmamak önemli değil. Si- Akhselimle bir yerde buluşabiliriz. Çıkar-
nemamızın yaranna topluca bir şeyler ya- lanmız hep aynı yöndedir. Kimilerimiz so-
konuştuğumuz, örgütün son genel kunılun- pabilmek önemli. Türkân Şoray'ın dört yıl- runlan geçiştirmeyle, vitrin olmakla suçla-
* m 1 •• •• V V .> t 1 I _ 1 _ _ 1 . _ . İ V J u * _ • _ ! _ _ . _ 1. T • _ »r * a * • - _ _ _ .
da başkan seçilen, yıllann oyuncusu Hül-
ya Koçyiğit oldu. Sinemada neredeyse 30
yıla yaklaşan başarıh bir geçmişi olan, TV
ile geniş kitlelere seslenen, bir dönemde ya-
puncılıgj ve de ANAP milletvekili adayı
olarak politikayı deneyen bu ünlü oyuncu,
blze son durum üzerine şunlan söyledi:
— Genel kurul öncesi başkanlık düşün-
cem yoktu. Yönetime katümayı bile düşün-
müyordum. Ben de her seyi basından izli-
hk başkanhğı döneminde ben ve hepimiz nıyor. Yanlış bir suçlama bu... Hepimiz
ona yardım ettik. Herkes biliyor. Ve o da Türk sinemasının sorunlannı yakından bi-
çok basanlı bir başkanlık yapü, görevini üs- liyonız. Üretim sorunlannı, ekonomik so-
tün düzeyde götürdü. Bu, çok sorumluluk runlan, sanatsal sorunlan bilmediğimiz
isteyen önemli bir görev. Ama ben başkan söylenebilir mi? Sinema oyunculuğu, sine-
değilken de aynı sorumlulugu taşıdığımı ma denen bütünün yalnızca bir parçasıdır.
hissediyordum. Onun temel sorunlanndan bağımsız değil-
— Bizi suçlayan arkadaşlanrmz var. Peki dir. Oyuncular olarak, sinemamızın temel
neden genel kurula katılıp görüşlerini açık- sorunlannm çözümüne yardımcı olmak is-
lamadılar, seçilip yönetime katılmayı dü- tiyoruz.
Oyuncu olarak 30 yıJdır sinemadayun.
Halkın bize verdiği bir yer, bir önem var.
Hepimiz'zaman zaman dünya görüşlerimizi
de açıkladık, bunlann paralelinde kimi za-
man partilerde de görev aldık. Şimdi benim
vaktiyle ANAP milletvekili adayı olmamı
sözkonusu ediyorlar. ANAP'a mı hizmet
vereceksiniz diye soruyorlar. Bu tür suçla-
malar bizi bir yerlere götürmez. Hizmet ala-
mnda parti farkı gözetecek yaradıüşta de-
ğiliz, hiç bir arkadaşım da değildir. Böyle
bir olay yok. Ben, bu yeni dönemde sine-
mamıza yardım için işbirliği, güçbirliği Öne-
riyorum. Kendimi göreve hazır ve çok
formda hissediyorum. Inşallah sinemamız
için çok iyi işler yapacağız. Yeter ki tüm ar-
kadaşlanmız bize destek olsun...
SODER'in basın sözcüsü olarak seçilen
sinema-tiyatro oyuncusu Gülsen Tuncer de
bize örgüt adına şunları söyledi:
— Konusarak, tartışarak hep birükte so-
runlanmıza çözümler bulabileceğimize ina-
nıyorum. Bir meslek örgütünde, mesleki çı-
karlar doğrultusunda ortak, uyumlu bir ça-
lışma yapılabileceği iyimserliğini tasıyorum.
Demokratik bir platformda, çoksesliliği
pratiğe geçirebileceğimiz sürece bizler ka-
zançb çıkanz."
Oğuz Özerden:
Alo Bilgi'ye
tekel hakkı
verilmeditstanbul Haber Servisi - AİO Bilgi Te-
lekomünikasyon Hizmetleri
Arionim Şirketi Genel Müdürü
Oğuz Özerden, PTT'yle yaptık-
lan anlaşmayla kendilerine tekel
hakkı verilmediğini söyledi.
özerden. "Firmaya audıotex olayınm
başanlı olup olmayacağını test etmek
üzere PTT tarafmdan tanınan deneme
süresi, uygulamanın tutarlılık arz etmesi
ve Alo Bilgı'nin tek taraflı başvurusu
üzerine ocak ayı itibanyla kaldınlmış bu-
lunmaktadır" dedi.
Telefonun en çağdaş kullanım yöntem-
lerınden birisi olma durumundakı audio-
tex sektöründe faaliyet göstermek üzere
Alo Bilgi'nin hemen ardından 40'a yakın
firmanın PTTye başvurduğunu belirten
Genel Müdür Özerden, "Bunlar arasın-
dan cıddı nitelikli birkaç firmanın bu ay
içinde hizmet üreterek piyasaya gireceği
sanılmaktadır" dedi.
Özerden'in Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lama şöyle:
"tngiliz fîrması Legion, know-how yö-
nünden dünyanın sayılı firmalanndan
birisi konumundadır. lngikere'dekı ışle-
rinin kapanması söz konusu olmadığı
gibi Türkiye'dekı fonksiyonda Alo Bilgi
fırması ile teknik yönden işbirliği yap-
makla sınırlıdır. Bu arada, uygulamaya
geçtiğı andan itibaren Alo Bilgi servislen
PTT'ye en küçük bir külfet yüklemeden,
devlete en rasyonel kar getıren hizmet
üretimlerinden birisi olmuştur. Biz bu
alanın zaten sektör olmasını istıyoruz.
Eğer başvurular PTT tarafından bekleti-
liyorsa bu bizim sorunumuz değildir. Fir-
malar bizim basında çıkan haberlerimız
üzerine girişimlerde bulundular. Ancak
bu o kadar basit bir olay değil. Olay hem
finans hem deeleman sorunudur. İnsan-
lar bizim başanmızın üzerine oturmak
istiyorlar."
Gazetemizin dünkü sayısında yayınla-
nan haberde Alo Bilgi adıyla 24 saat özel
telefon hatlanyla çalışan firmaya eski
PTT Genel Müdürü Emin Başer döne-
minde altı aylık tekel hakkı verildiği
iddia edilmişti. 15 martta sona ereceği sa-
vunulan tekel hakkıyla ilgılı kararın
altmda Emin Başer'in imzasının bulun-
duğu da öne sürülmüştü.
Haberde aynca Alo Bilgi'nin ortaklan
arasında yer alan Hakan Akarcah'nın
amcası ANAP'ın eski bakanlanndan Bü-
lent Akarcalt'nın PTT'nin bu karannda
etkili olduğu da ima edilmişti.
POLÎTtKA SAHNEStNDE tKÎNCt MUSSOLtNt - 1989 yılmda çevirdiği
bir fîlmin setinde elinde tsrail yapımı Uzi marka makineli tabancayla dikenli tel-
ler arasında poz veren Benito Mussolini'nin torunu Alessandra, faşist eğilimli
İtalyan Sosyal Hareket Partisi MSI'den adaylığını şöyle açıklıvor: "Dedemin
görüşlerine en yakın parti o." Tıp öğrencisi oİan 28 vaşındaki Alessandra aynı
zamanda ünlü film sanatçısı Sopliia Loren'in de yeğeni. (Fotoğraf: REUTER)
VEB Genel
Kurulu'nda olay
AA (tstanbul) - Veb Ofset'in dünkü
olağanüstü genel kurulunda kav-
ga çıktı. Olaylann sırasında
camlar kırüdı ve genel kurul iptal
edildi. Erdem Noyan, olaylann
komplo olduğunu öne sürdü.
Yeni Günaydın gazetesi bınasında saat
13.00'te başlayan toplanüda, gazeteyi avu-
kat Nejat Fırat, Asil Nadir'i avukat Sitare
önür, Kemal Dennkök'ü ve Nezih De-
mirkent'ı de Erdem Noyan temsıl etü.
Yaklaşık 1.5 saat süren toplantıda Veb
Ofset'in işadamı Kemal Derinkök'e satıl-
ması konusu gündeme gelince kavga çık-
tı.
Kemal Derinkök'ün Genel Yayın Koor-
dinatörü ve Nezih Demirkent'in vekili ola-
rak toplantıya katılan Erdem Noyan, ola-
ğanüstü genel kurul toplantısının ertelen-
mesiyle ilgili bilgi verirken, dışarıdan ge-
len ve gazeteyle ilişkisinin bulunmadığmı
sandığı 7-8 kişinin olay çıkardığım söyle-
di.
Olağanüstü genel kunılun, bakanlık ko-
miserinin başkanlığında başladığmı, baş-
kanlık divanıaın teşkil edildiğini ve Asil
Nadir'in avukatlarından Aziz Menteş'in
başkan seçildiğini anlatan Erdem Noyan,
sıranın yönetim kurulunun belirlenmesi-
ne geldiğinde kanşıkhk çıktığmı belirte-
rek soyle devam etti:
"Yönetim kurulunun belirlenmesi için
hisselerin sayımına geçildi. 870 hisse biz-
den, 78 hisse de muhalefet olarak onlar-
dan çıktı. Her şeyin bittiğini anlayınca, ha-
vadan bahanderle itiraz ettiler. Içlerinden
birinin işaretiyle içeri giren yakaları kal-
kık 7-8 kişi 'Bu kongre dağılacaktır' di-
yerek, bize, özellikle de benim üzerime sal-
dırdılar. Yeni yönetim kurulu seçilseydi, 5
kisiden 3'ü bize geçecekti. Biz toplanü için
içeri girerken arandık, ama bize saldıran
bu kişiler, ellerini kollarını sallayarak na-
sıl içeri girdiler? 17 yıldır o gazetede ça-
hşmış bir insan olarak kendi yuvamızda
bize saldırdılarf*
Basın mensuplanna baş ve dizindeki ya-
raları da gösteren Noyan, şu anki gazete
yöneticilerinin Veb Ofset'in devri sonun-
da çıkarlarmın kaybolacağını ileri sürerek,
bu kişilerin "havadan gazete patronu ol-
maya çalıştıklarım" söyledi.
Kemal Derinkök'ün Genel Yayın Yönet-
meni Cüneyt Şaşmaz da yaptığı açıklama-
da, kendisinin Veb Ofset'i temsilen toplan-
üya katılacakken, gazete içinden "Sakın
gelme seni burada bıçaklayacaklar" şek-
linde ihbarlar aldığım bunun üzerine ko-
nıma almak için başvurduğunu, yetkililere
ulaşamadığı için koruma alamadığından
toplantıya katjlmadığını anJattı. Şaşmaz,
"Onlann içinde bulunduklan bina ve her
sey Asil Nadir'e ait. Hisselerin büyük bir
bölümü Kemal Derinkök tarafmdan aiın-
dı. Biz binaları aldıktan sonra, gerekirse
onlan dışarı çıkartacağız. Bütun çalışan-
Iann da alacaklannı ödeyeceğiz" diye ko-
nuştu.
\
OLAYDIR
Hürpada
Ayrıntılı Bilgi Hürriyet Gazetesinde
Sizeen yakın HÜRPA bayiilerinin
telefonlarını 232 32 00'dan bğrenebilirsiniz.
Peşinalları, taksilleri ve toplam fiyatları kıyaslayın
Hürpa
BuyukdereCad Hur Han 15/A Kat/2
Şı$lı 80260 Istanbul Faks 2479894
HÜRPA İSTANBUL MERKEZ
Tel:232 32OO/12Hat
HURPA ANKARA
Tel:9(4) 167 23 25
HIRPA IZMİR
Tel:9(51)25 88 10
GÜNÜN
NOTLARI
OSMA> ULAGAY
Sanayiciden Pas, Demipel'den Iska...
I
stanbul Sanayi Odası'nın pembe -
beyaz renkleriyle biraz düğün sa-
lonu çağrışımı yapan yeni meclis
salonundaki ilk toplantıda, İSO Yö-
netim Kurulu Başkanı Memduh Hacı-
oğlu, Başbakan Demirel'den önce
yaptığı konuşmada çok önemli bir nok-
tanın altını çizerek şunları söyledi:
"Ekonomik büyüme, ekonomik istik-
rar ile birlikte sağlanmalıdır. Bu iki
hedefin birlikte başarıldığı pek az gö-
rülmüştür. Ekonomik mucizeler devri-
nin kapandığı bu dönemde, bu başarı-
nın tek yolu, tüm kesimlerin ortak bir
özveri programmda uzlaşmalarıdır.
Ekonomik büyumede oncelikle dışa dö-
nük üretim artışının ve üretimde verim-
liliğin sağlanması; ekonomik istikrarda
fiyatların, ücretlerin, iç pazar kârlarının
ve rant getirisinin hedeflenen enflas-
yon oranlannı aşmayacak sevıyelerde
tutulması, ortak özveri programının
ana hatlarını teşkil etmelidir. Bu konu-
larda sağlanacak toplumsal uzlaşma
ile ekonomi sağlam bir zemine oturtu-
labilir. Sanırım bu konuda tüm toplum,
sonucunu net bir biçimde göreceği bir
ortak katılım ve fedakârlık sürecine ha-
zırdır... 1992 yılı Türkiye için zor bir yıl-
dır. Başanlı olmanın tekyolu, toplumun
tum kesimlerinin, en azından uzlaşaca-
ğı asgari muştereklerde katılımını sağ-
lamaktır. Topyekûn ozveriye hazır
olmadıkça ekonomide ne kalıcı istikrar
ve ne de sağlıklı büyümeye kavuşama-
yız."
Ocak ayında gerçekleşen ürkütücü fi-
yatartışlarının durgunluk içinde yüksek
enflasyon paniğini körüklediği bir or-
tamda İSO Başkanı'nın bu sözleri, ken-
disinden sonra konuşacak olan Sayın
Demirel'e verilmiş mükemmel bir pas
nıteliğı taşıyordu bence.
Enflasyon ve toplumsal uzlaşma
Çok yoğun programına karşın gayet
zinde görünen Sayın Demirel'in bu pa-
sı fark etmemiş olması pek mümkün
değil. Olsa olsa kasten ıskalamış olabi-
lir diye düşünüyorum. Sayın Demirel,
Sayın Hacıoğlu'nun önerdiği türde bir
"ortak özveri programı" çevresinde bir
toplumsal uzlaşmayı şu an için gerekli
görmüyor herhalde Enflasyon sorunu-
nun böyle bir toplumsal uzlaşmaya
gerek kalmadan aşılabileceği inancını
koruyor belki de.
Başbakan Demirel'in enflasyon so-
rununu gözardı ettiğini ya da küçümse-
diğini söylemek olanaksız. Dünkü
konuşmasında Türkiye'nin en önemli
iki sorununu sıralarken terör ve kan
dökülmesinin hemen ardından enflas-
yonu saydı. Enflasyon sorunu çözürn-
lenmeden diğer ekonomik sorunlann
çözümlenemeyeceğini söyledi, enflas-
yon sorununu çözmeden sağlanacak
ekonomik büyümenin çarpık olacağını
belirtti. Enflasyon sorununu çözmenin
yalnızca iktidarın görevi olmadığını,
bunun elbirliğiyle çözülmesi gereken
"siyaset ötesi" bir sorun olduğunu vur-
guladı.
Evet bunları söyledi Sayın Demirel,
ama "toplumsal uzlaşma" deyişini te-
laffuz etmedi, Sayın Hacıoğlu'nun üze-
rinde durduğu, bana da çok önemli
görünen bu konuya girmedi. Bana öyle
geliyor ki Sayın Demirel enınde sonun-
da bu konuya girmek gereğini duya-
cak, enflasyonla ciddi mücadelenin her
kesime bir şeyler vermekten önce her
kesimden bir şeyler almayı gerektirdi-
ğini kabul etmek zorunda kalacak.
Zaman faktörönün önemi
Enflasyonla mücadele konusunda
zaman faktörü de sanıyorum çok
önemli. Sayın Demirel, aylık fiyat artış-
larının birkaç ay daha yüksek çıkabile-
ceğini, enflasyonun 50X) günlük bir
program çerçevesinde aşağı çekilece-
ğini ve "demokratik sabır'a ıhtıyaç ol-
duğunu.tekrarladı dün.
Bunlar iyi, güzel de acaba üst üste
birkaç ay yüksek oranlı fiyat artışları
birbirini izleyince enflasyonun daha
sonra aşağı ineceğine ve yıl sonunda
yüzde 40'larda kalacağına kim inana-
cak? Hangi sendika buna göre ücret
artışlarını kabul edecek? Hangi firma
buna göre borçlanacak? Piyasadaki
aktörlerin beklentileri ve davranışlan
demokratik sabır"la ne ölçüde çakışa-
cak? Bu beklentileri biçimlendirmek
açısından da kapsamlı bir toplumsal
uzlaşma gerekli değil mi?
Sayın Demirel dün "devl&tin ikiyaka-
sını bir araya getirmek'ten, bütçenin
öneminden, kamu borçlanma gereğini
düşürmekten ve sozlerinin en sonunda
özelleştirmenin öneminden söz etti ve
konuşmasının birkaç yerinde sanayic'h
lerin işbirliğini istedi, ama doğrusunu
söylemek gerekirse, "Tamam, artıkka-
rarlı biçimde enflasyonun üzerine gidi-
liyor" izlemini pek yaratamadı.
"Konfpontasyon"dan"kooperasyon"a
Sayın Demirel'in global sorunlar kar-
şısında Türkiye'nin konumu konusun-
da söyledikleri ise çok daha etkiliyiciy-
di. Dünyada "konfrontasyon" yani
catışma döneminin yerini "kooperas-
yon" yani işbirliği dönemine bıraktığını
anlatan Demirel bu yeni durumun Tür-
kiye için önemli fırsatlar ortaya çıkardı-
ğım, Türkıye'deki mevcut iktidarın da
bu fırsatlardan yararlanmak için en uy-
gun koşullara sahip bulunduğunu be-
lirtti. "Çağdaş uygarlık düzeyine eriş-
menin" kolay bir şey olmadığını kayde-
den Demirel, "Türkiye uygar dünyayla
birlikte nefes almak zorundadır Kendi
kabuğumuz içinde kalalım diyenler çt-
kacaktır, ama kalamazsınız " dedi.
Yıllar sonra yurtdışına çıkan Sayın
Demirel, Davos'ta yaptğı temaslara sık
sık değindiği dünkü konuşmasında, on
iki AT ülkesiyle sınırlı kalacak bir Avru-
pa entegrasyonunun önemini kaybet-
meye başladığmı, daha geniş kapsamlı
bir entegrasyonun ise Türkiye için yeni
bir fırsat anlamına gelebileceğini de
vurguladı.
Keşke Sayın Demirel'in enflasyon
konusunda söyledikleri de bu denli et-
kileyici olsaydı
Hande Show TVVe
• TV Servisi - 1990 yıhnda "Kripto
olayı" uzun süre gündemde kalan
Hande Şevkat Mumcu, araştırmacı w
program yapımcısı olarak çalışmak
uzere Show TV ile sözleşme imzaladı.
Adı 1990 yıhnda, ANAP'ta Genel
Başkanlık için mücadele eden
Gaziantep Milletvekili Hasan Celal
Güzel ile dava konusu olan Mumcu, o
sıralarda Dışişleri Bakanlığı'nda
çalışıyordu. Mumcu, ABD Başkanı
Bush ile Cumhurbaşkanı Türgut özal
arasındaki göruşmelerin tutanaklanm
Hasan Celal Güzel'e verip kriptolann
basına sızmasına neden olmakla
suçlanmış, ancak hakhhğı kanıtlanarak
akianmıştı. Her gün bir başka flaş ismi
bünyelerine katan Show TV, bu arada
test yayınlannı daha da renklendirerek
sürdürüyor. Kurumun yaymlan
arasında Barbara Streisand, Julie
tglesias, Frank Sinatra gibi ünlülerin
konserleri ve Yasak Aşk, Plaj Kızlan,
gibi fUmler ve kamera şakalan da
bulunuyor. Show TV 17 Şubat
Pazartesi günü 19.30'da Taksim,
Andromeda'da vereceği bir davetle
"merhaba" diyecek.
"Cafe cinayeti" davası başladı
• AA (Ankara)- Samanpazan semtinde bircafede hesap yüzünden
tartıştıkları Kadir Eroğlu adlı üniversite öğrencisini bıçaklayarak öldürmekten
sanık 3 kişinin yargılanmasına Ankara 6. AğırCeza Mahkemesi'ndedün başlandı.
Mahkemeye sanıklar Zafer Güneş, Cemalettin Yılmaz ve Güven Bahar katıldılar.
Okunan ıddianamede Zafer Güneş'in kasten adam öldürmesuçundan 30yıla kadar"
ağır hapıs cezası ile cezalandınlması ıstenırken dığer iki sanık hakkında ise suç
delillerini saklamaktan 4 seneye kadar ağır hapıs cezası talep edildi.
Dolandırıcılar yakalandı
• CUMHURİYET(Konya)-Toptancıesnafından2milyar lOOmilyonlira
değerinde çek ve senetle alışveriş yaparak kaçan altı kişilik şebekenin dört elamanı
yakalandı. Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçıhk îstihbarat ve Hareket Şube
Müdürlüğü'nün soruşturması sonucu Konya'da Mega isimli işyerinde Ahmet
Esen, Nebı Özkan, Arif Esen, Feridun Bulut ve Mustafa Yılmaz isimli şahıslann
birlikte hareket ettikleri ortaya çıkanldı.
Jmam hatip öğrencisi intihar etti
• CUMHURİYET(Kayseri)-17 ydjındakıımam hatip lisesi öğrencisi intihar etti.
Argıncık CengızTopel Mahallesı 17. Cadde'de 9 nolu evde oturan ve Fevziçakmak
İmam Hatip Lisesi 1. sınıf öğrencisi Savaş Yıldınm kendini önceki akşam geçirdiği
bunalım sonucu bodrum katındaki su borusuna ıple asarak intihar etti.