06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cumhuriyet haberler 6Şubatl992 Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş: Belgesiz giren Türkler için salon sahibi 10 bin dolar ceza verecek Oyun salonlarına yeni diizenlenıeCUMHURİYET (Ankara) - Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, talih oyunları salonları açılmasının güçleştirileceğini belirterek kollu oyun makinelerinden yılda 15 bin, her oyun masasından da 100 bin dolar para alınacağını söyledi. Ateş, talih oyunları salonlan ile ilgili yeni yönetmelik düzenlemesi hazırlıklarının ta- mamlanmak üzere olduğunu kaydetti. "Geçmiş yıllardaki keşmekeşliği ve salon açmadaki kolaylığı kaldmyoruz. Her şey- den önce yerine getirılmesi biraz daha zor koşullar getiriyoruz" diyen Ateş, yeni dıi- zenlemeleri Cumhuriyet'e anlattı. Ateş, "Ekonomik açıdan bu tür salonların kârlı olmamasınj, yani ekonomik çekiciliğinin kaybolmasını, açılan yerlerin de devlete ve Hazine'ye biiyük katkıda bulunmasını eetiriyoruz" dedi. Oyun salonlarından elde edilen gelirle- rin yüzde 43'ünün fon ve vergi olarak alı- nacağını belirten Ateş, "Kısacası salon açıl- masmı yasaklamak yerine ekonomik ceki- ciliğini ortadan kaldırmayı tercih ediyoruz" diye konuştu. Bu salonlara girişler konu- sunda da keşmekeş olduğunu belirten Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mali durumları iyi olmayanlann bu sa- lonlara girmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için üzerinde durduğumuz bazı kıstaslar var. Bir kere yabancılar serbestçe girebile- cek. Türk vatandaşı yurtdışında ikamet edi- yorsa, ikamet ettikleri ulkede 20 bin dola- rın üzerinde geliri oiduğunu bize kanıtla- ması gerekecek. Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının ise iki koşuldan bi- rini yerine getirmesi gerekecek. Birincisi 50 milyon ve üzerinde gelir vergisi mükellefi olduklarını, ikincisi 1 milyar liranın üze- rinde servetleri bulunduğunu bize kanıtla- maları gerekiyor. Bunları kanıtlayanlara biz bakanhk olarak salonlara giriş belgesi vereceğiz. Bu belgeyi verirken de bin do- lar veya Türk lirası ücret alacağız. Resimli-mühürlü bu belge sayesinde kontrolu kolay olacak. Şu anda mülki idare amirleri kontrolde içinden çıkamıyor. Bir de bunun cezai kısmı var. Örneğin bir ki- şiyi oyun salonunda belgesiz yakalarsak, yakalanan kişiye bir şey yapmayacağız. Ama salon sahibinin mükellefiyeti ortaya çıkıyor. Her yakaladığımız kişi için 10 bin dolar veya karşılığı Türk lirasını yedi gun içinde ödemesi gerekiyor. Ödemediği tak- dirde oyun salonunu açmak için aldığımız 600 bin dolarlık teminat mektubunun 15 bin dolarını nakde çevireceğiz. 15 bin do- larlık nakdi 10 gün içinde tamamlaması ge- rekiyor. Tamamlayamazsa belgesini iptal edeceğiz. Yani salon sahibinin otokontro- lünü kendisinin getirmesi zorunlu olacak!' Ateş, gıriş belgesi alanlann yakınlarının başvurması halinde belgelerinin iptal edi- lebileceğini söyledi. Bakanlıkta bu konuyla ilgili ozel bir şube oluşturulacağını kayde- den Ateş, salon açılışı için getirilecek dü- zenlemeleri de şöyle anlattı: "Her masa için 100 bin dolar, her kollu makineden de 15 bin dolar yıllık ucret ala- cağız. Daha önce her türlu turistik tesiste salon açılabiliyordu. Onu kaldırıyoruz. Sa- dece 600 yataklı beş yıldızlı oteller ve 800 yataklı 1. sınıf tatil köylerinde açılabilecek. Bu koşullara uymayanlar kapanacak. Bu koşullara rağmen açmak isteyenler ise bu- yursun gelsinler." Bir ölüm uvkıısıı: NarkozREMZİ GÖKDAĞ (tstanbul) • "Doktorlar çok basit bir ame- liyat olduğunu söylediler. Kı- zım narkoz kurbanı oldu. Bana yavrumun ölüsünü ver- diler." Bademcik ameliyatı sırasında nar- kozdan ölen 7 yaşındaki Gönül Tur- gay'ın babası Abdullah Turgay, ölen kızının ardından böyle feryat ediyor. 7 yaşındaki Gönül Turgay, Çağla- yan 50. Yıl İlkokulu'nun başanlı ve sevilen bir öğrencisiydi. Sömestre tati- lini fırsat bilen babası, GönüTüzaman zaman rahatsız eden bademciklerin- den kurtarmak için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne başvurdu. Ameliyat günü geldi. Gönül, ameliyathaneye girerken doktorlar. babasına ameliyatın yanm saat süreceğini söylediler. Ama Gönül ameliyat masasından kalkamadı. Nar- kozdan ölmüştü... Buraundan et alınu-ken geçen hafta narkozdan ölen 4 yaşındaki Bahadır Uludağ'dan sonra Gönül Turgay üç gün arayla narkozdan ölen ikinci kişi. Üst üste gelen bu iki ölüm, halk ara- sında narkoz olarak bilinen anesteziyi yçflidengündeme getirdi. Ameliyat sı-u râsıhdâ ortaya çıkan solunum ve dola- Şim sorunlannı gidermekle görevli ahestezist kim? Nasıl çalışıyor? Olüm- ler neden kaynaklanıyor? Anestezist Doktor Hasan Kaya, Türkiye'de anestezistin çalışmalanm göçebe ortamda yaptığını, çalışma şartlannın ağırlığı nedeniyle hastala- nyla yeterince ilgilenemediğini söyle- di. Istenmeyen ölümlerin azaltılabıl- mesi için anestezistin çalışma koşulla- nnın düzeltilmesi gerektiğini belirten Kaya, "Olumsuzluklann giderilebil- mesi için sağlık politikasındaki çarpık- lıklann giderilmesi gerekiyor. Aneste- zistin göçebe çalışma koşullanndan kurtulması, Batı standartlanna eriş- mesi ülkemizdeki istenmeyen ölümle- rin de azalmasını sağlar" dedi. ABD'de her doktora bir, Türkiye'de ise 30 hastaya bir anestezist düştüğünü söyleyen Kaya, Türkiye'de 1500 civa- nnda anestezist olduğunu söyledi. Ça- lışma koşullannın ağırlığı nedeniyle tıp fakültelerini bitiren öğrencilerin bu alana yönelmediklerine dikkat çeken Hasan Kaya, sağlık politikasındaki çarpıklıklann anestezistlerin çalışma standartlannı düşürdüğünü belirtti. Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: •'Ameliyat olacak kişi anestezi uz- manmın eksikliğini hissetmiyor. İdeal bir ameliyat için aciller hariç, aneste- zist, hastayı en az bir hafta önce gör- melidir. Hastasını muayene eder, ge- rekli tetkikleri ister, ameliyata engel bir dunım varsa tedavi eder. Ameliyat bi- tinceye kadar solunum ve dolaşım problemlerine karşı hastayı korur. Ameliyat bittikten sonra hasta- yı serviste kontrol eder. tdeal olan bu- dur. Ama bizdeki durum tam tersi. Doktor ameliyata girmeden 1 saat ön- ce anestezisti çağınr. Hastayı yeterince kontrol etme imkânı yoktur. Ayaküstü bakılır. Göçebe bir çalışma ortamıdır bu." John le Carre'nin yazdığı Soğuktan Gelen Casus romanı Hollynood tarafından filme de aktarılmıştı. Doğu Berlin'e gönderilen tngiliz ajanı Labermas rolünü Ric- hard Burton'ın üstlendiği yapıt en iyi casus filmlerinden biri olarak anılıyor. Ancak John le Carre'nin casus kahramaniarı soğuk savaşın bitmesiyle gecmişte kaldı. Ajanlann artık şirket hesaplanndan anlaması ve üçüncü dünya dillerini konuşması gerekiyor CIA, casusprofflini değiştirdiHaber Merkezi - Bir zamanlar Yale Üniversitesi mezunu bir genç, Amerikan haberalma örgütü CIA için ideal bir aday olarak kabul edilirdi. Şimdi ise örgüt yeni ajanlarını Hıristiyanlığın bağnaz bir kolu olan Mormon mezhebine mensup gençler arasından devşiri- yor. Çünkü Mormonların dini inançları gereği çok temiz bir geç- mişleri ve üçüncü dünya ülkelerinde misyoner olarak çahştıklan için akıcı ve kıvrak yabancı dilleri var. CIA'nın yıldız avcılannın rağbet ettiği casus adaylan arasında, yetenekli dil uz- manlan, işadamlan ve bilimadamları da bulunuyor. VVashıngton, Sovyetler Birliği'mn dünya sahnesinden çekilmesi ve soğuk savaşın sona ermesi nedeniyle istihbarat yöntemlerini değiştirdi. Önümüzdeki ay içinde, CIA Başkanı Bob Gates, örgü- tün yeni yöntemleri konusunda ABD Başkanı George Bush'a Beyaz Saray'da bir rapor sunacak ve 21 'inci yüzyılda ör- gütün nasıl çalışması gerektiğini anlata- cak. CIA'nın, uyuşturucu trafıği, nükleer araştırmalar, terorizm ve endüstri casus- luğu konulanna özellikle eğildiği artık bir sır değil. Örgütün, son üç yıl içinde nitelikli eleman sayısını arttırdığı ve Kongre'nin CIA bütçesine, gizli operas- yonlaı-için bırkaç yüz milv on dolar daha ayırdığı da bilinen konular arasında. CIA. soğuk sa\aş sırasında, Sovyetler Birliğı ve demirperde ülkelerinden bilgi edinme konusunda yüksek teknolojiden çok verimli sonuçlar elde etmişti. Bu ne- denle örgüt, insan yenne uydu ve elekt- ronik dinleme cihazlanna prim tanıyan bir istihbarat yöntemi izlemişti. Oysa günümüzde, tehlike türleri daha değişik bir görünüm arzediyor. Bu ne- denle gökyüzünden gözetleme yerine yeryüzünde bilgi toplamak artık kaçınıl- maz oldu. Örneğin. CIA'nın casusluk uydulan bir üçüncü dünya ülkesindeki nükleer merkezin fotoğraflannı binlerce kilometre uzaktan çekebiliyor, ama ör- gütün nükleer merkeze ilişkin doğru bil- gileri alabilmesi için bir ajanı, bina etra- fındaki toprak örneklerini toplaması amacıyla seferber etmesi gerekiyor. Ya da iyi yetiştirilmiş bir sanayi casusu, Amerikalı işadamlarının karşı istihbarat ajanlannın oyununa gelip gelmediğini belirlemek ve Washington'un ticari iliş- kilerini etkileme açısından çok önemli roller üstlenebiliyor. Sanayi casusluğu konusunda CIA sı- nırsız davranmaktan yana değil. Çünkü. ajanlar ne de olsa, ülkeleri için canlannı feda edebilirler, ama fırmalar için insan kaybını göze almak gerekmiyor. Yeni açılan alanlar için CIA şimdi ha- rıl hanl, nükleer teknolojiden anlayan fızikçiler ve şirketlerin bilançolannı ve hesaplannı okumasını bilen işletme me- zunu gençler arıyor. CIA'nın yıldız avcı- lan tarafından keşfedilen casus adaylan Williamsburg yakınlanndaki Camp Preary'de normal eğitimlerini görüyor- lar. Ama bu eğitim sonrasında adaylann büyük bir çoğunluğu lisan okullanna gönderiliyorlar. "Hâlâ John le Carre romanlannda okuduğunuz türde casuslara ihtiyacımız var" diyor bir CIA yetkilisi, "Ama artık George Smiley'nin Japonca da konuş- ması gerekiyor." George Smiley, Ingilız casusluk örgütü tarafından gizli bir gö- revle Doğu Berlin'e gönderilen Laber- mas adlı casusun öyküsünün anlatıldığı Soğuktan Gelen Casus adlı romanla bu türün en iyi yazarlan arasına giren John le Carre'nin kitaplannın kahramanı. Fazla konuşmaması, önüne gelen olay- lan iyi analiz etmesi ve rakibinin hamle- lerini önceden tahmin etmesiyle bir anti- kahraman tipi çizen Smiley sadece Al- manca biliyor. Zaten John le Carre de onu çoktan emekliye ayırmış durumda. Yeni CIA ajanlannın üçüncü dünya dillerinden birini bilmesinin yanısıra ye- ni bir etiket altında da çalışması gereki- yor. Çünkü karşı istihbarat örgütleri geleneksel olarak Amerikan konsolosu kimliği altında çalışan ajanlan çok ko- lay deşifre edebiliyor. Yeni tür ajanlar ise orta düzeyde şir- ket yöneticiîeri olarak çalışıyorlar ve CIA bunlan genellikle çokuluslu şirket- lere yerleştiriyor. Ancak, bu nitelikte bir ajanın yetiştirilmesi ve uygun bir yere yerieştirilmesi eskisine oranJa daha güç. Ancak CIA çoktan, bu tür ajanlardan oluşan ve bütün dünyayı saran bir ağ kurmuş durumda. Uluslararası Bilgi Bankası'na bağlı bilgisayarlan kullananlar pornografik görüntü ve metinleri ekrana getirebiliyor Pornografi, Bilgi Bankası9 ndahesap açtı Almanya'da yayunlanan Der Spiegel, konuyla ilgili sayısında, Uluslararası Bilgi Bankası bilgisayanndan ekrana getirilen pornografik görüntülere de yer verdi. Haber Merkezi - Genellikle bilimsel araştırma yapanlar ve üniversi- te öğrencileri tarafından kullanılan Uluslararası Bilgi Bankası Usenet'e bağlı 40 bin yüksek okul ve araştırma laboratuvarında isteyen pornografik metinleri ve görüntüîeri bilgisayar ekranına getirebiliyor. Sistem dokuz milyon kullanıcıya hizmet götürüyor. Der Spiegel dergisindeki habere göre, yalnızca 1991'in aralık ayında 240 bin kez bu yoldan pornografik konuya baş- vurulmuş. Kadın dergisi Emma'ya göre de aka- demik personel sistemi suiistimal ediyor. Feminist eğilimli dergi, profesörlerin ça- lışma ortamlaı ını seks odalanna çevirdi- ğini öne sürüyor. Stuttgart'ta Üniversite Araştırma Merkezi'ni yöneten Roland Rühle, "Ben burada digital bir seks tez- gâhının olduğunu yukanya nasıl açıkla- yabilirim" diyor. Usenet yoluyla Almanya'daki bir araştırmacı, sözgelimi ABD'deki mes- lektaşından yeni bilgiler edinirken bir düğmeye basmakla karşısında belirlı başlıklar altında son derece canlı por- nografik görüntüler bulabiliyor. "Alt. Sex. Pictures. Erotıca" başlığı altında 880 pornografik bilgisayar grafiğine rastlanıyor. "Alt. Sex. Bondage" adı al- tında ise renkli bir anlatımla jinekolojik bir danışma metni ile "kız arkadaşın buz gibi bir hındi kızartmasıyla nasıl beceril- diği"nin metni ekranda belirıyor. İlgilıler. sisteme bu yoldan giren bilgi- lerin ve görüntülerin ayıklanmasının güç olduğunu, çünkü her gün sekiz bin daktilo sayfası yazı ve bilginin girdiğını bilgi bankasına eklendiğini belirtiyorlar. Kullanıcılar, elektronik haberleşme ağında belirli uzmanlık alanlanndaki bilgileri sürekli olarak yenileyebiliyor- lar. Der Spiegel'in haberine göre kimi araştırma merkezlerinde, iyiden iyiye deşifre olmuş pornografik bilgi başlıkla- n bloke edilerek engelleniyor. Ne var ki, kimi çevreler buna karşı çıkarak engelle- meyi 'sansür" ya da "kişisel özgürlük ala- nına müdahale' olarak değerlendiriyor- lar. Stuttgart'taki merkez, yalnızca seks başlıkh bilgileri bloke etmekle kalmayıp savaşı ve şiddeti yücelten bilgileri de blo- ke ediyor. Beyaz balina • CUMHURİYET (Sinop)- Hamsi ve palamutu ile tanınan Karadeniz'de bu kez bir yabancı konuk ortaya çıktı. Haber duyulduğunda pek ilgi görmedi, çünkü inanılmadı, ama fotoğraflar ortaya çıkınca Sinop ve Gerze'de günün konusu oluverdi. Konuk bütün endamı ile bir beyaz balinaydı. Tabii bütün gazeteciler balina fotoğrafı çekmenin sevdasına kapıldı. Karadeniz'in keyfıni çıkaran yaklaşık 5 metrelik balinanın fotoğrafını ise bir amatör fotoğrafçı olan balıkçı Sami Eyiceçekebildi. • AA (Ankara) - M illi Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'nca daha çok lise ağırlıklı, sosyal bilimler alanındaki 40'tan fazla ders kitabı, gereksiz bilgiler ayıklanarak kısmen sadeleştirildi. Ağırlıklı olarak lise sosyal bilimler dallanndaki bu kitaplann listesi, basımı yapılmak üzere Yayımlar Dairesi Başkanlığı'na gönderildi. 1992-1993 öğretim yılında okutulacak ders kitaplannın basımına 1 şubattan itibaren ortaokul matematik kitabından başlandı. Ders kitaplannın basımı, programı ve baskı tirajı önümüzdeki haftaîstanbul'da belirlenecek. Baskı planında ders kitaplarının ne kadannın bakanhk matbaalannda, ne kadannın kamu kurum ve kuruluşlannda ve ne kadannın da özel sektörde basılacağı belli olacak. Bakanhk matbaası dışında basılacak kitaplar için öncelik kamu kurum ve kuruluşlanna verilecek. ODTÜ'den konferans • ANKA (Ankara) - Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden beş bilim adamı ocak ve şubat aylannda dünyanınçeşitli ülkelerinde düzenlenen bilimsel konferanslarda Türkiye'yi temsiletti. ODTÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre Prof. Dr. Saim Özkar 18 şubata değin Toronto Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. G.A.Özinilebirlikteyürüttüğübir projeye katılmak üzere Kanada'ya gitti. Prof. Dr. Nevin Selçuk 6 şubata kadar " Yarj Geçirgen Malzemelerde Isıl Transferi" konulu bir uluslararası mühendıslik toplantısına başkanlık yapmak üzere Fransa'nın Lvon İcentinde kalacak. Doç. Dr. Unal Nalbantoğlu ise 29 ocak - 24 şubat tarihleri arasında Türkiye, Endonezya ve Malezya'nın modernleşmesi konusunda karşılaştırmalı bir projenin çalışmalanna katılmak üzere Singapur'da çalışmalaryapacak. Doç. Dr. Atila Eraîp Avrupa'da soğuk savaşın bitimi konusunda Macaristan'da, Prof. Dr. Perihan Tolun ise bir başka uluslararası toplantının gerçekleştirildiği İsviçre'de ocak ayı için de Türkiye'yi temsü ettiler. "Fıkıh Usulü" • CUMHURİYET (Aydın)- Kimliği meçhul kişilerce çarşı esnafına ve avukatlara ücretsizdağıtılan "Fıkıh Usulü" isimli kitap tartışmalara yol açtı. Son birkaç gün önce çarşı esnafına dagıtılan kitaplann sömest tatilinden üç gün önce de bazı orta dereceli okullann öğretmenlerine ve okul önlerinde öğrencilere dağıtıldığı öfrenildi. Milli Eğitim Müdürlüğünden izin alındığı öne sürülerek okullarda dağıtımı sağlanan kitapta, şeriat düzeni savunuluyor. Sezon başlıyor • Haber Merkezi- Bu yıl turizm sezonu erken açılacak. Turistler gelmeye başladı bile. 980 kişilik ilk turist İcafilesi cumartesi günü, Panama bandıralı Azur yolcu_ gemisiyle Kuşadası'na geliyor.Yapılan ilk bağlantı sonucu gelecek turistler Alman, Avusturyah ve İsviçreliler'den oluşacak. Antalya'da da 1992 turizm sezonuna eksiksiz girmek için kamu ve özel kuruluşlar tarafından yürütülen çahşmalarhızlandınldı. Antalya Valiliği başkanlığında oluşturulan ve ilgili kamu kuruluşlan ile turizm firmalannın bağlı olduklan derneklerin temsilcilerinin yeraldığı "İl Turizm Koordinasyon Kurulu" bu konuda kararlaraldı. Bu kararlara göre gürültülü inşaat yapılmasına izin verilmeyecek, havaalanı konusunda çalışmalaryapılacak, kent palmiyelerle süslenecek. Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, gelen turistlerin her türlü sorunu için sınır kapılannda ve önemli turistik merkezlerde iletişim merkezleri kurduklan söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle