Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• «r
haberler Cumhuriyet \£)
Güney yarıkürede yaz sefası
>• Kıuey yankürede soguk ve karlı
l»ir kış yaşanırken Avtstralyaiılar
s ı a k yaz gıinteriniH tadını çıkarı-
yoriar. Sydneyli Andrew Brown
- d a iki köpeg Sam ve Sacha'yi yü-
riiyüşe çıkannak için ilgjnç bir yol
keşfetmiş. Brown bu güçlü dober-
manlara ayak uydurabilmenin tek
yolunun kaykaya binmek oldugu-
nu soylüyor. (REUTER)
Seçim
yarışı
ABD'de
başkanlık seçımı
kampanyasıılginç
şovlar.gösteriler
eşliğindesürüyor.
Adaylar.
kamuoyunun
ılgisinıçekebılrr.ek
ıçın bü> ük bir
yanşiçındeler.
Demokrat
Partı'nın başkan
adaylanndanPat
Buchananda.
okulokul
dolaşarak.
gençlerindesteğini
kazanıp. ailelerin
oylannı almaya
çalışıyor.
(Fotoğraf:
REUTER)
En büyük
Buda heykeli
AA (Tokyo) - Dünyanın en
büyük Buda heykeli, Ja-
ponya'nın başkenti Tokyo'-
nun 60 km. kuzeydoğusunda-
ki bir parka dikiliyor.
Proje>i hazırlayan Tokyo'-
dakı Honganji tapınağının
rahiplerinden birinin açıkla-
masına göre 120 m. boyunija-
ki heykelin gelecek yıl tamam-
lanması ve 80 milyon dolara
mal olması bekleniyor.
Heykelin yapımında kulla-
nılmak üzere Tayvan'daki
Sheng Kuang Sculpture şirke-
ti tarafından imal edilen ve her
biri 200 kg. gelen 9 bin bronz
levha, birkaç hafta önce
Tokyo'nun kuzeydoğusunda-
ki Ushiku'ya getirildi ve mon-
tajına başlandı.
Prens Charles'tan çağn
Isviçre'nin Davos şehrinde
öncekj giin sona eren Dün-
ya Ekonomik Forumu'nun
son oturumunda lngiltere
Prensi Charles da katıümcı-
lara seslendi. Dünya kültür-
leri ve çevrenin korunması
konusunda gösterdiğj duyar-
lüıkla dikkat çeken Prens
Charles, konuşmasında,
toplumlann uzun vadede ya-
şamlannı sürdürebilmeleri
için işadamlannın bu konıı-
larda yardımının şart oldu-
ğunu beiirtti.
(Fotoğraf: REUTER)
OLATLARIN
ARDBNDAK1
GERÇEK
• Baştarajı 1. Sayfada
sağlanması.
Her ikisi de ıddıalıdır bu he-
dejlerın.
Bu ikı hedef tutturulamazsa
enflasyon hedefı de şaşar ve
ekonomi çok daha tehlikeli su-
lara girebilir.
Bütçe açığı bakımından ya-
şamsal olan mali disiplim ger-
çekkştirme konusunda huku-
met ne ölçüde kararlıdır? Vergi
gelirlerim armrmak için belirii
çevnkrin iistüne gidebilecek si-
yasal kararlıbğı sergıleyebilecek
midir?
Enflasyonla birlikte hukume-
un sıyasalyazgısı bir bakıma bu
soru cşaretlermın çengellerine ta-
küuhr.
Şimdilik bu soruların karşı-
hkktn açık. Kâğıt ûstündeki he-
defler Jena değil. Ama bunlar
kâğıt üstünde de kalabılır.
Bunun tersini kanıtlamak ve
kamuoyunda enflasyonun düşe-
ceğine ilişkin beklentileh yarat-
mak ise atacağı somut adımlar-
la siyasal iktidara düşmektedir.
Kamuoyu şimdilik bekleme-
* • •
Vuralhan'ın
Cumhuriyet'e
açügıdava
IstanbuTa 'megapoP yönetimi
CUMHURtYET (Ankara) - Es-
ki Milli Savunma Bakanı Ercan
Vuralhan'ın Cumhuriyet gaze-
tesi aleyhine actığı 25 milyon li-
ralık tazminat davası Ankara 6.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
dünku oturumunda reddedildi.
Eski Milli Savunma Bakanı
Vuralhan'uı 12 Şubat 1988 gun-
' kü Cumhuriyet'te yayımlanan
"Malum Bakan" başlıklı, Cu-
neyt Arcayurek imzalı yazıda
kişilik haklanna saldında bulu-
nulduğu gerekçesiyle açtığı 25
milyon lira tazminat istemli da-
va şöyle gelişti:
Ankara 6. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 2.5.1988 tarihinde
açılan dava için 8.6.1988 günü-
nü ilk duruşma günü olarak ver-
di. Duruşmanın ertelendiği (19
gün sonra) 27.6.1988 tarihinde
de davacı Ercan Vuralhan'ı
haklı bularak Cumhuriyet'in 5
milyon lira tazminat odemesi
karannı aldı.
Verilen karann temyizi üzeri-
ne Yargıtay 4. Hukuk Daıresi
tarafından bozulan karar, yeni-
den görulmek üzere Ankara 6.
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne
gönderildi. Bunun üzerine gaze-
temiz avukatlan tarafından açı-
lan davanın 19 gun gibi kısa bir
- sürede bitirilmiş olması ve sa-
/vuıuna delillerinin incelenme-
den verilmiş bulunması nedeniy-
le Ankara 6. Asliye Hukuk
'Mahkemesi Başkanı Süleyman
-Sezen'in reddi istendi.
Ancak ret talebinin geri çev-
. rilmesi üzerine TBMM tutanak-
: lan incelenmeden savunma üze-
•rinde durulmadan, eksik soruş-
- turma nedeniyle karar bozuldu-
- ğu icin yeniden bakılmaya baş-
lanan davada dönemin Milli Sa-
vunma Bakanı Vuralhan hak-
kınca başlatılan soruşturma
- sonııcunda duzenlenen fezleke-
nin Lhşişleri BakanlıgYndan is-
teruüesine karar verildi.
- Bı arada 6. Asliye Hukuk
•Markemesi hâkimi Süleyman
-Sezaı'in Yargıtay'a üye secilme-
si redeniyle mahkeme yargıcı
değşti ve Danıştay tarafından
inceeme tamamlanarak karar
verıdi. Danıştay 2. Daire kara-
.rı nahkemeye gönderildi. Da-
Inıştıy karan uyannca o dönem-
;de nilletvekili / bakan olan Er-
;canVuralhan'ın dokunulmazlı-
<ğınn kaldırılıp kaldırtlmayaca-
!ğı lonusunda dosyanın Adalet
IBalanlığYna gönderilmesi ka-
! raraşürıldı.
• lunku duruşmada Cumhurı-
'yençazetesi ve Yazı İşleri Mu-
idtku Okay Gönensin'in avukat-
llav davanın reddini istediler.
IMLakeme, dosyanın incelenme-
'sİE>cn sonra davanın reddi ka-
aldı.
• Baştarafı I. Sayfada
Esenler ve Bağcılar birleşti-
rılerek. Esenbağ adında yeni
bir ılçe olacak. Bura>a, Atışa-
lan. Güngören'in bir kesimi.
Güneşlı \e Kirazlıdabağlana-
cak. Bahçelievler ilçesine.
Haznedar. Güngören'ın
Londra asfaltına doğru olan
kesımı. Kocasınan. Yenibos-
na. Şırınevler. Si\a\uşpaşa \e
Merter semtlen bağlı olacak.
Ataköş de a\n bir ilçe olarak.
Yeşılkö\. Y^eşiU urt. Florya ve
Şenlikkö\'ü içerecek. Bakır-
kö\'e ise. Zuhuratbaba. Kar-
taltepe. Osmanive ile öteki
mahalleler bağlı kalacak.
Demirel daha sonra. kay-
makamlardan. İstanbul'un
şönetımı konusundaki görüş-
İennı bırer daktilo savfası bo-
\utunda yazıp. Vali Kozakçı-
oğlu aracılıyla kendisine ılet-
melerini istedi. Demirel. bu
önerılen. kendı projeleri\le
birleştırerek. İstanbura nasıl
bir megapol yönetim biçımi
verıleceğini saptayacaklarını
bıldırdi.
Bu arada. Demirerin. şehıt
polislenn cenaze törenlerinde
meydana gelen ve gösteriye
dönüşen olaylar için, ""Polisin
ınfial duyması tabıidır. Polis-
lenn öldürülmesinı ben de.
MEGAPOL NEDİR?
Kentlere özerklik
Megapol. dünyada. nüfusu 10 milyon
sınınna da\ anan kentler için üretilmiş bir
20. Nüzyıl tenmi. Megapoller. kentın
büvüklüğü ve nüfusun yoğunluğu
gözönünde tutularak "dar' ve mali açıdan
••şeniden" örgütleniyor.
Dün\ adakı çeşitü ömeklerde bu
örgütlenmenin üç ana noktası bulunuv or:
İdari açıdan özerklik. kendi pobs örgütüne
sahip olmma ve mali kaynaklar y aratma.
Megapollerde, ilçelerin idari. mali ve
güvenlik konulanndaki uygulamalanru
denetleyen bir "üst birim" bulunuyor.
Ancak, her ilçe. bu alanlardaki ""öz
örgütlcn\ le" a>n bir il hüviyet
taşıvabiliyor.
İstanbul'un Megapol statüsüne
kavuşturulmasına ilişkin daha önceki
tartışmalarda. yeni uygulamayla her ilçe
kendi polis örgütünü kuracağı için, polis
kadrolannın sayısının artınlabileceği
vurgulanıyordu. Buna göre. her ilçe. kendi
bölgesinin asayışinden sorumlu olacak ve
her ilçenin emnıyet müdürlüğü. mali
şubeden pasaport şubesme kadar bir
emni\et biriminin gerektirdiği bütün
ışlev leri yüklenecek.
protesto ediyorum. Herkes
protesto edivor. Ne var bun-
da?" demesi'. SHP'li milletve-
killeri. Ahmet Türk (Mardin).
Salih Sümer (Diyarbakır),
Mahmut Alınak (Şırnak) ve
Adnan Ekmen (Batman>tara-
fından tepkiyle karşılandı.
SHP'li milletvekilleri. "infıale
evet, çifte standarda hayır.
Atılan sloganlar ıntıkam duy-
gusunu körüklemektedir ve
yanlıştır. Ancak tepki, yasal
olmasa bile meşrudur. de-
mokratiktir. İstanbul'da hak
olan protesto eylemi Bat-
man'da da hak olmalıdır" di-
ye konuştular.
Öte yandan, İstanbul'da
polisleri öldüren teröristlerin
Kayseri'ye gitmekte olduklan
yolundakı ihbar. Kayseri poli-
sıni alarma geçirdi. Ancak
ihbarın asılsız olduğu anlaşıl-
dı.
İstanbul'daki saldında ölen
kadın polis Mürüvet Akpı-
nar'ın cenazesi ise. dün İzmir'-
de toprağa verildi. Cenaze
törenine şehit polis memuresi-
nin ailesi, yakmları ile lzmir
Valisi Kutlu Aktaş. Emnıyet
Müdürü Alı Akan ve emniyet
görevlilerı ile vatandaşlar ka-
tıldı. Akpınar'ın, Kilimcitepe
Camisi'ndeki cenaze nama-
zından sonra toplanan bir
grup polis. " Kahrolsun ko-
münistler","Polıse kurşun sı-
kan eller kırılacak" diye slo-
ganlar attılar. Polis telsizlerin-
den de,"Kahrolsun PKK"
anonslan duvuldu.
Demirel: Enflasyon hızı mayısta kesilir
M Baştarafı 1. Sayfada
açılışı hem de 40'ıncı kuruluş
yıldönumu nedeniyle Odaku-
le'de bir konuşma yapan Baş-
bakan Süleyman Demirel, enf-
lasyon, KİT'lerin satışı, vergi
affı, teror ve Doğu Bloku'nun
yıkılmasından sonra ortaya çı-
kan yeni Avrupa konusunda
goruşlerinı açıkladı.
Yaklaşık 1.5 saat süren ko-
nuşmasında vüksek çıkan
ocak a>ı enflasyonunun kendı
sorunu olmadığını söyleyen
Demirel. "Bu rakam ocak
a\ında >aptığımız u\gulama-
lardan kaynaklanmış değıldır.
Geçmış dönemin uzantısıdır.
Daha önce de söyledık. şubat-
ta. martta hatta nısanda da bu
uzantıyı bekleyın dedik. Bunu
ancak o zaman kıracağız.
Çünkü kurşun atılmış %araca-
ğı vere ulaşacak" dedi
Türkıye'de kan dökülme-
sınden sonra en büyük soru-
nun enflasyon olduğunu vur-
gulayan Demirel. "Artık sen
yaptın, ben yaptım tartışma-
lannı bir kenara bırakmak
gerekiyor Enflasyonla büyü-
nür. ama bazı şeyler çarpık
olur. Enflasyon paranın şış-
mesi, ucuzlaması demektır.
ama aynı zamanda haksız bir
vergıdır. İlk yapacağımız dev-
letın ıkı yakasını bir araya ge-
tırmektır Enflasyonun da
kamu borçlanma gereği mıllı
gelirın yüzde 2.5"ıne ındiğinde
tek rakamlara düşeceğinı sa-
nıyorum." dıye konuştu.
Teror
Türkıye'nin en önemlı soru-
nu olarak nıteledığı terör ko-
nusunda "Türk devletını
mağlup ettirmeyız" diyen
Başbakan Süleyman Demirel,
terörle mücadeleyı demokrasi
ıçmde yapacaklannı söyledı
"Panık olsun, rejime güven
sarsılsın dıye kan dökuluyor.
Ama bugün dökülmüyor,
dunden dokülerek geldı" di-
yen Demirel. çığ düşmesının
doğal afet, kan dökülmcsınin
ise sosyal afet olduğunu belır-
terek şöyle konuştu:
" Doğal afetler Allahın ışı,
ama sosyal afctlcrin tedbırı
vardır, olmalıdır. Ancak za-
man ıster, demokratik sabır
ıstcr. 500 günlük planımız var
Şu anda dünyanın ıçınde bu-
lunduğu konum da Türkiyc-
nın sıyası mesclelcrını çö/mcsı
ıçın çok uygun. Bu ışı demok-
rasi ıçınde yapacağız. Geçmış-
te başka yolları dcnedık olma-
dı Çö/ümu hukuk ı<,ındc
bulacağı/ "
Yeni Avrupa
Doğu blokunun çokmcsı vc
Sovyctler Bırlığf nın dağılma-
sından sonra Avrupa'da dcn-
gclcrın değıştığını anlatan
Başbakan Süleyman Dcmırcl.
Avrupa Topluluğu'nun tek
pazara gitme projesinın de ye-
ni gelişmelere uymadığını söy-
ledi. Tek pazarın Avrupa'yı
Rus işgalinde olan toprakla-
nn sınırına kadar düşündüğü-
nü, Doğu blokundaki geliş-
melerden sonra entegrasyon
projesinın havada kaldığını
belirten Demirel, sözlerini
şöyle sürdürdü:
" Avrupa Konseyı. AGİK,
NATO gibı kuruluşlar artık
eskimıştir. Yeni yapıda zengin
Avrupa'nın etrafında bir de
fakir Avrupa çıkmıştır. Bu-
nun için kuruluşlann önü-
müzdekı bir ikı yıl Avrupa'nın
yeniden oluşumu, kendıleri-
nın ne olacağı gibi konulan
saptaması gerekiyor. Bu süre
Türkiye ıçınde büyük fırsatlar
yaratacaktır. Bunları kaçır-
mamamız gerekiyor."
Dünya pazannın bir kurtlar
sofrası olduğunu söyleyen
Demirel, Türkıye'nin önünde
çağı yakalamak için 10 yıl bu-
lunduğunubeiirtti. Busürenin
her yılını, her saatını çok :-.ı
değerlendırmek gerektiğmi
anlatan Demirel. hükümetin
hedefinın Türkıye'yi uygar
dünyada nefes alır hale getir-
mek olduğunu vurguladı.
"Batı ülkelerinde kimsenin
elinden demokrasiyi alamazsı-
nız. Demokrasınin yerleşme-
dığı Doğu ülkelerinde ise
kimseye demokrasiyi sata-
mazsınız" diyen Demirel.
ekonomik ıstikrar için her şey -
den önce siyasi istikrar gerek-
tiğinı anlattı.
KİT satışı
Ukrayna'nın, Rusya'nın.
Bulgarıstan'ın devlet müesse-
selerini-satacak yer aradığını
anlatan Başbakan Demirel.
Türkiye'de de KİT'leri satılı-
ğa çıkardıklannı \e herkese
açık olduklarını söyledi. De-
mirel'in bu konudaki sözlerı
şöyle:
'" Halka güven vererek biri-
lerı köşe döndü havası yarat-
madan bunlardan kurtulmak
ıstıyoruz. Kurulurken hata
yapmadık. bunlar örnekti
ama de\let iyi işletmeci değil.
Şımdı bunları alın. Gelın Tür-
kıye'yi bu zarardan kurtar-
mak ıçın bize yardım edin.
Kazandığımız paralarla sıze
okul yaparız. yol yapanz."
Vergi affı
Tahsılatı hızlandırma yasa
tasansının belırli kişileri kur-
tarmak için hazırlandığına
daır ıddıaların olduğunu ha-
tırlatan Demirel şunlan söyle-
dı:
"Bız devletle milleti barış-
tırmaya çalışıyoruz. Yıllardır
faızlerı arta arta ödenmez hale
gelen vergileri, vergısi kadar
ceza alarak ödenebilir hale ge-
tirmeye çalışıyoruz. Kanunîar
herkes için çıkar. Kanun ya-
parken sen sen istisnasın ya da
bu kanunu senın için çıkarıyo-
ruz diyemeyiz" Hukuk böyie.
Onun vergisi, bunun vergisi
affediliyor tartışmalanndan
hiç rahatsız değiliz."
Sanayicilerden dünyayla re-
kabet edebilir hale gelmelerini
isteyen Demirel, "Size mal
satma ortamı hazırlayacağız "
dıyerek şöyle konuştu:
" Kredi reel maliyetlerini ve
temel mal ve hizmetlerin fıyat-
lannı dünya seviyesine getire-
ceğiz. Finans reformu yapıp
nsk sermayesi gibi kurumlan
Türkiye'ye tanıştıracağız.
Teşviklerde devlet yönlendiri-
cı olmamalı. Bu konuda ihti-
sas bankacılığı ön plana çıka-
rılıp devlet sanayiden çekile-
cek. Özel sektöre rekabet gücü
kazandırabilmek için devlet,
meslek kuruluşlan ve ünıver-
sıteler el ele verecek. Bu yıl
Türkiye'nin her türlü ham-
maddesini alabilecek dövizi
var. İthalatta sürecek, ne ister-
seniz alın ama alacak gücü de
kazanın. Türkiye'nin istikrar,
yatırım ve para politikaları
uyum içindedir. Bu uyum Bre-
men mızıkacılarına da benze-
meyecektir."
I Baştarafı 1. Sayfada
iddialarına ilişkin aynntıh açık-
lamalar da yer aldı. Rapora
göre 1988 yılında imzalanan
doğalgaz projesinin ana muka-
velesinde, müteahhitlere yaptın-
lan servis hatlan ve benzeri ek
işler için fiyat ve kâr tespiti ya-
pılmamıştı. Daha sonra, "müte-
ahhidin talebi" üzerine servis
hatlan için yüzde 43 oranında
genel giderler ve kâr verilmesi
kabul edildi.
Cavit Savcı'nın raporunda,
parasal karşılığı 113 milyar TL.
alan bu oran için "herhangi bir
pazarlık yapılmadığı" iddia
sdildi.
Savcı'nın İGDAŞ yönetimine
yönelttiği suçlamalardan birini
de mukavelede saptanan servis
hattı sayısının daha sonra indi-
rilmesi süreci oluşturuyor.
İddiaya göre doğalgazın bina-
lara verilmesini sağlayacak ser-
vis hatlannın sayısı önce 153 bin
adet olarak belirlenmişti.
Daha sonra İstanbul Teknik
Üniversitesi'nden bir bilimsel
heyete yaptınlan araştırmada,
servis hatlan malzemesinin "ye-
tersiz ve güvensiz" olduğu or-
taya çıktı.
Bunun üzerine, müteahhit
SAE firmasından malzemenin
"kalitesini ve güvenliğini
yükseltmesi" istendi. Bu talep,
müteahhit firma tarafından ka-
bul edildi.
Ancak firma yeni malzeme-
nin fiyatının da daha yüksek ol-
ması nedeniyle karşj taleple gel-
di.
Buna göre 153 bin adet ser-
vis hattı için belirlenen 375 mil-
yar TL. dolayındaki bedel ay-
nen muhafaza edildi. Ama ser-
vis hatlarının sayısı 94 bine dü-
şürüldü. Böylece daha az sayı-
da servis hattına "aynı
paranın" ödenmesi kabul edil-
miş oldu.
Konuyla ilgili olarak raporda
/er alan bir başka iddiaya göre
ie 94 bin olarak belirlenen ser-
vis hattından yalnızca 7 bini
bağlanmışken, İGDAŞ başmü-
hendisliğince yeni bir "sipariş"
verildi.
45 bin adetlik bu yeni sipari-
şin, daha sonra İGDAŞ yöneti-
minin müdahalesiyle 23 bine in-
dirildiği öne sürüldü.
Öte yandan, raporda, İG-
DAŞ'ın "gecikme tazminatı"
olarak odediği 60 milyar liranın
hangi ölçüye göre saptandığı so-
ruldu. Cavit Savcı, müteahhit
firmalar, işteki gecikmeler ve
kontratın yürürlüğe geç girme-
si nedeniyle toplam 587 milyar
TL. tazminat talep etti.
Daha sonra bunun 187 milyar
liralık bölümü için uluslararası
düzeyde "hakeme" başvuruldu.
İhtilaf hakem heyeti tarafın-
dan göruşülürken taraflar 8
Mart 1991 tarihinde "sulh" yo-
luna gittiler ve İGDAŞ 60 mil-
yar TL. dolayında tazminat
ödemeyi kabul etti.
tran'dan nükleer tehlike
• Ba^tarafi 1. Sayfada
sizliğinısurdurduğunedikkat çe-
ken Kılıç, "Daha kim kimdir,
anahtar kimdedir, sorumlu kişi-
lerin elinde mi yoksa sorumsuz
kişilerin elinde mi bilmiyoruz.
Bir de nüklccr teknoiojıdc bı-
lım adamlarının yurtdışına
gitmelerinde bir kontrolsuzluk
olabılir" dedi.
Türk Sılahlı Kuvvetierfnin
Kıbrıs'la ilgili bir sorunu ol-
madığını. askeri açıdan Da-
vos'tan beklcntılcrinın Yuna-
nıstan'la dıyalog kanallarının
açılması şeklınde ozetleyebıle-
ceğını söyleyen Kılıç, "Her
şeydcn önce bu ülkcylc diya-
log kanallarımız açık değil"
dedi.
Kimlik arayışı ıçınde olan
Kuzcy Atlantık Ittıfakı'nın
(NATO) yeni şeklını belirle-
yen Roma zirvesinde yumru-
ğunu masaya vurarak rest
çcken ABD Başkanı Bush'un
konuşmasını anımsatan Kılıç,
ycnı stratcjıdc dığcr NATO
ulkclcrıylc bırlıktc Türkıyc'-
nın ABD'yı ı/lcycceğıni söyle-
dı.
Türkıye'nin bcnımscycccğı
stratcjıyı anlatırken. Bush'un,
"ABD menfaatlerını koruya-
cak silahlı ku\\etlerı tutmak
mecburıyetındeyım ancak
arttırmayacağım" şeklindeki
sözlerini örnek gösteren Kılıç,
"Bizde de yeni stratejinin tam
esası budur. Yani savaşın ön-
lenmesı ıçın asgarı düzeyde
nükleer ve konvansıyonel güç
bulundurmaya devam edecc-
ğız. Bunu tüm üyeler yapa-
cak" şeklinde konuştu.
Kılıç, stratejinin esaslan
hakkındakı değerlendirmesini
şöyle sürdürdü:
"Türkiye bir süre daha
"forvvard defence"e (ileri sa-
vunma) devam edecektir. Bir sü-
re sonra da "forvvard pıesence"
(ileri bulunma) stratejisine
geçeriz.
Dahaçevremızdekı belırsız-
likler açıklanana kadar strate-
|i dcğıştırmck düşünülmüyor.
Örneğin Kafkaslar'da, Azer-
baycan, Gürcistan ve Erme-
nıstan'da, aşağıda, İran'da
bclırsızliklcr devam edıyor.
Bu durum devam ettiğı sü-
recc değışıklık yapmamız söz
konusu dcğıl. Daha Karadc-
niz'dc, Ukrayna, Rus Fcdc-
rasyonu bırbırleriyle anlaşa-
madılar. Tabıı bir dc CFE'-
dckı sorunlarımız var. Silah
ındırımi anlaşmasını biz ımza-
ladık. dönemin devlet başkanı
Gorbaçov da imzaladı ama,
şimdi yeni cumhuriyetler ka-
bul ederiz diyorlar, etmeyiz
diyorlar."
Avrupa'da oluşturulmaya
çalışıtan yeni savunma kon-
septi ve~ bu konseptin temel
unsuru olmaya aday Batı Av-
rupa Birliği (BAB) ile
NATO'yu ve bu çerçevede
Türkiye'yi değerlendiren Kı-
lıç, Genelkurmay'ın Türkiye'-
nin Transatlantik bağlantıla-
nnı kuvvetlendirme görüşünü
savunduğunu, buna karşıhk
Batı Avrupa Birliği oluşumu
yüzünden TSK'nın herhangi
bir endişe duymadığını söyle-
di.
Kılıç, şöyle konuştu: "Esas
sorun kuvvetlerin alan dışı
kullanımıdır. NATO ile BAB
arasındaki yegâne fark budur.
NATO stratejisinde alan dışı
konsepti yok (idi). Yeni stra-
tejide ise aynı konu çok elasti-
ki bir şekilde geçiyor.
Yani artık alan içi diye bir
şey kalmadı. Varşova Paktı
yok. Peki bu kadar kuvvet ne-
den duruyor? NATO, menfa-
atİerine ters düşen bölgelerde
müdahalede bulunur. Böyle
olduğu sürece ABD'nin bir as-
keri organizasyonuna da ge-
rek yoktur.
Beşinci madde dışında da
bir sorun görmüyoruz. Kaldı
ki Türkiye'nin Avrupa dışın-
da kalmak gibi bir kaygısı
yoktur. Ortadoğu'da İsrail so-
runu olduğu sürece. Avrupa'-
nın petrolü Suveyş'ten geçtiği
sürece ve Tann Türkiye'nin
yerini değiştirmediği müddet-
çe, Avrupa, Türkiye'yi yanın-
da görmeye mecbur " dedi.
Emirgân'da
• Baştarafı 1. Sayfada
Hastanesi'ne götüren Recep Ak-
gün de görevli polislerce gozal-
tına alındı. Ağır yaralı olarak
hastaneye getirilen Bekir Araç
ile Hızır Özüner kurtarılmaya-
rak yaşamlarını yitirdiler.
*Sulh protokolü' imzalandı
TRT,Birand'a
480 milyon borçlu
ANKARA (AA) - 32. Gün
Programı'nın harcamalarına
ilişkin faturalarda tahrifat yap-
tığı iddiasıyla hakkında dava
açılan programın yapımcısı ga-
zeteci - yazar Mehmet Ali Bi-
rand ile TRT arasında yapılan
"sulh ve ibra anlaşması"na iliş-
kin protokolün içeriği belli ol-
du.
Protokolle TRT, toplam 799
milyon 112 bin lira alacağını,
Birand'a odemesi gereken para-
dan "mahsup ve takas" etti.
Kurum, Birand'a, bu mahsup
ve takastan sonra yaklaşık 480
milyon lira borçlu kaldı.
Karacan Yayıncüık ve Ticaret
Anonim Şirketi ve Mehmet Ali
Birand adına gazeteci-yazar
Kurtul Altuğ ile Birand'ın avu-
katı, TRT adına da başhukuk
müşaviri ve kurumun avukatı-
nın imzaladıklan protokolün
TRT Yönetim Kurulu'nca da
onaylandığı öğrenildi.
Birand'ın yargılanmakta ol-
duğu mahkeme de sunulan
"sulh ve ibra anlaşmasf'na iliş-
kin protokolün, "mahsup ve
takas" işlemine ilişkin birinci
maddesi şöyle:
"1986 yüından beri TRT'nin
birinci kanalında ayda bir defa
yayımlanmakta olan 32. gün
adlı program için yapılmış olan
harcamalar dolayısıyla TRT'nin
talep ettiği 371.043.192.13 TL.
ana para ile aşağıda dökümü
belirtilen 428.088.850.46 TL.
faiz tutarı olmak üzere toplam
799.112.042.59 TL.'dan Meh-
met Ali Birand tarafından da-
ha önce ödenmiş bulunulan top-
lam 26.257.034 TL'nin mahsu-
bu ile bakiye 772.855.008.59
TL. Karacan Yayıncıhk ve Ti-
caret Anonim Şirketi'nin ve
Mehmet Ali Birand'ın TRT'de
bulunan ve şündiye kadar yapıl-
mış olan programlardan kay-
naklanan 1.103.575.200 TL. tu-
tanndaki alacağından mahsup
ve takas edihniştir.
Karacan Yayıncüık ve Tiearet
Anonim Şirketi ile Mehmet Ali
Birand, TRT'nin birinci madde-
de belirtilen ana para ile faizden
oluşan zararlannın kendi kusur-
lu hareketlerinden doğduğunu
ve bunları tanzim mükellefıyet-
lerinin bulunduğunu kabul et-
memekle beraber, sırf bir kamu
kuruluşu olan TRT'nin iddia et-
tiği zararın tartışmasına giriş-
meksizin telafisi maksadıyla iş
bu mahsup ve takasın icrasına
nza ve muvafakatlerini beyan
etmişlerdir."
Protokolde, Karacan Yayınla-
rı ve Birand'a ait olan bir mil-
yar 103 milyon 575 bin 200" li-
radan TRT'nin alacağının takas
ve mahsup edilmesinden sonra
geriye kalan 330 milyon 720 bin
191 lira 41 kuruş ile ayrı bir fa-
tura tutarı olan 150 milyon li-
ranın ödenmesinin kararlaş&nl-
dığı da belirtildi. *
Protokolün son maddesinde
ise "Taraflar 32. Gün ProgTa-
mı dolayısıyla yukandaki mad-
de hükümleri saklı kalmak şar-
tıyla birbirlerine karşı hechangi
bir mütalebede (talep hakkı) bu-
lunmayacaklarını ve birbirleri-
ni kesin ve kabil-i rücu olma-
mak üzere ibra ettiklerini ve
TRT'nin bu uyuşmazlıktan do-
layı başkaca herhangi bir zarar
ve ziyanının kalmadığını beyan
ve kabul ederler" denildi.
TRT'nin Birand'a olan 480
milyon liralık borcunun Kara-
can Yayınlan üzerinden haciz
bildiren TRT yetkilileri, Kara-
can yayınlan üzerinden haciz
olayının kaldırıldığının bildiril-
diğini, bu yiizden ödemenin bu
kuruluşa yapılacağını kaydetti
Emniyet yetkilileri, emekli
komiser Hüseyin Polat'ın alacak
nedeniyle Fevzi Çelik i de ça-
tışma sonrasında kaçırmış
olabileceğini öne sürdüler.
Ölenlerin üzerinden yaklaşık
50 milyon TL karşılığı Alman
Markı ve ABD Dolan çıktı.
KULİS
• Baştarafı 1. Sayfada
sevilen bir hanım, hem de iktisatçı olduğu için bizzat
Demirel tarafından vitrine çıkanlmış, "değişen Baba"
imajının önemli bir yan unsuru yapılmıştı. Hazırlanacak
ekonomik paketi, taşıdığı sempati ile kolayca açıp hem
halka hem de iş çevrelerine kabul ettireceği hesaplanmıştı.
Çiller parlak bir yıldız gibi ekonominin başına geçmişti,
ama galiba ışığı etrafına biraz fazla gelmişti. Her şeyden
önce parti ve kabine içinde rahatsızlık yaratmış, o da bu
rahatsızlıkları beslemekten hiç kacınmamış, goreve
başladığı günden itibaren ekonomi bürokrasisiyle
tanışmıştı. Paket hazırlıklannı bürokrasi dışından isimlerle
yürütmüş, bürokratları, özel sektörde aktif olarak çalışan
kimselere hiçbir resmi sıfat taşımadıkları halde devletin
tüm hesabını en ince ayrıntısına kadar açmaya zorlamıştı.
Almanya'ya finans çevreleriyle görüşmek için giderken de,
yanına tek bir Hazineci almamıştı. Paket paket diye
şişirilen ekonomik onlemler ise kimseyi tatmin etmemiş,
dağ fare doğurdu diye eleştirilmişti. Hatta, onun
hazırladığı kararlardan birinin, bir başka bakanın devreye
girmesiyle geri çekildiği iddia edilmişti.
Kendisine bağlı iki güçlü müsteşara hep soğuk davranmış,
onların desteğinden ve yardımından yoksun çalışmanın
zorluğu kadar, ikisinin de Demirel'e son derece yakın
olduklarını son ana kadar anlayamamıştı.
Demirel'in önümüzdeki hafta yapacağı Amerika seyahatine
eşlik edecek heyete alınmamıştı. Çiller, bu heyete
alınmayacağını baştan biliyordu. Onun için önceden .
Amerika'ya gidip, ABD Hazine Bakanı, Dünya Bankası ve
1MF başkanları ve öteki önemli finans kuruluşlarının
yöneticileriyle görüşüp yeni ekonomik programı anlatmayı,
belki de heyete sonradan da olsa katılmayı planlamıştı.
Ama randevu taleplerine doğrusu hiç de sıcak yanıtlar
almamıştı. Açıkçası, Davos gezisi gibi Amerika
seyahatinde de Demirel'in yanında olmayı yine Cavit
Çağlar'a kaptırmıştı.
Yoksa, birileri Demirel'i de etkilemeye mi başlamıştı?
Gezilerine neden Çiller'in katılmadığı sorulduğunda
Başbakan, sert sayılabilecek ifadeler kullanmaktan
kaçınmamıştı. Dedikodulara göre, eskisi kadar "yakın'' da
davranmıyordu. Çiller, öyle her canı sıkıldığında Demirel'e
gidip yakınamıyor, Demirel de artık "Otur kızım, bakiim,
gene seni kim üzdü?" diye sormuyordu. ISO toplantısı için
gittiği son İstanbul yolculuğunda da. uçağına Çiller yerine
Aydın Milletvekili Tunç Bilget'i almıştı. Bilget'in de adı,
Sait Kemal Mimaroğlu gibi, Çiller'in yerine bakan adayı
olarak geçmeye başlamıştı.
"Ekonomi nasıl olsa kötüye gidiyor, Tansu Çiller de
yıpranıyor. Onu devre dışı bırakıp, olumsuzlukları da
onun sırtına yıkıp hukumete yeni bir vitrin yapanz"
soylentileri dolaşıyordu. Duyanlar, "hemen olmaz ama"
diyor ve ekliyordu:
"Herhalde ilk kabine değişikliğinde Çiller gidecek."
Her kafadan bir ses çıkıyordu, ama galiba Çiller yavaş
yavaş harcanıyordu...