15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• «r haberler Cumhuriyet \£) Güney yarıkürede yaz sefası >• Kıuey yankürede soguk ve karlı l»ir kış yaşanırken Avtstralyaiılar s ı a k yaz gıinteriniH tadını çıkarı- yoriar. Sydneyli Andrew Brown - d a iki köpeg Sam ve Sacha'yi yü- riiyüşe çıkannak için ilgjnç bir yol keşfetmiş. Brown bu güçlü dober- manlara ayak uydurabilmenin tek yolunun kaykaya binmek oldugu- nu soylüyor. (REUTER) Seçim yarışı ABD'de başkanlık seçımı kampanyasıılginç şovlar.gösteriler eşliğindesürüyor. Adaylar. kamuoyunun ılgisinıçekebılrr.ek ıçın bü> ük bir yanşiçındeler. Demokrat Partı'nın başkan adaylanndanPat Buchananda. okulokul dolaşarak. gençlerindesteğini kazanıp. ailelerin oylannı almaya çalışıyor. (Fotoğraf: REUTER) En büyük Buda heykeli AA (Tokyo) - Dünyanın en büyük Buda heykeli, Ja- ponya'nın başkenti Tokyo'- nun 60 km. kuzeydoğusunda- ki bir parka dikiliyor. Proje>i hazırlayan Tokyo'- dakı Honganji tapınağının rahiplerinden birinin açıkla- masına göre 120 m. boyunija- ki heykelin gelecek yıl tamam- lanması ve 80 milyon dolara mal olması bekleniyor. Heykelin yapımında kulla- nılmak üzere Tayvan'daki Sheng Kuang Sculpture şirke- ti tarafından imal edilen ve her biri 200 kg. gelen 9 bin bronz levha, birkaç hafta önce Tokyo'nun kuzeydoğusunda- ki Ushiku'ya getirildi ve mon- tajına başlandı. Prens Charles'tan çağn Isviçre'nin Davos şehrinde öncekj giin sona eren Dün- ya Ekonomik Forumu'nun son oturumunda lngiltere Prensi Charles da katıümcı- lara seslendi. Dünya kültür- leri ve çevrenin korunması konusunda gösterdiğj duyar- lüıkla dikkat çeken Prens Charles, konuşmasında, toplumlann uzun vadede ya- şamlannı sürdürebilmeleri için işadamlannın bu konıı- larda yardımının şart oldu- ğunu beiirtti. (Fotoğraf: REUTER) OLATLARIN ARDBNDAK1 GERÇEK • Baştarajı 1. Sayfada sağlanması. Her ikisi de ıddıalıdır bu he- dejlerın. Bu ikı hedef tutturulamazsa enflasyon hedefı de şaşar ve ekonomi çok daha tehlikeli su- lara girebilir. Bütçe açığı bakımından ya- şamsal olan mali disiplim ger- çekkştirme konusunda huku- met ne ölçüde kararlıdır? Vergi gelirlerim armrmak için belirii çevnkrin iistüne gidebilecek si- yasal kararlıbğı sergıleyebilecek midir? Enflasyonla birlikte hukume- un sıyasalyazgısı bir bakıma bu soru cşaretlermın çengellerine ta- küuhr. Şimdilik bu soruların karşı- hkktn açık. Kâğıt ûstündeki he- defler Jena değil. Ama bunlar kâğıt üstünde de kalabılır. Bunun tersini kanıtlamak ve kamuoyunda enflasyonun düşe- ceğine ilişkin beklentileh yarat- mak ise atacağı somut adımlar- la siyasal iktidara düşmektedir. Kamuoyu şimdilik bekleme- * • • Vuralhan'ın Cumhuriyet'e açügıdava IstanbuTa 'megapoP yönetimi CUMHURtYET (Ankara) - Es- ki Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın Cumhuriyet gaze- tesi aleyhine actığı 25 milyon li- ralık tazminat davası Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dünku oturumunda reddedildi. Eski Milli Savunma Bakanı Vuralhan'uı 12 Şubat 1988 gun- ' kü Cumhuriyet'te yayımlanan "Malum Bakan" başlıklı, Cu- neyt Arcayurek imzalı yazıda kişilik haklanna saldında bulu- nulduğu gerekçesiyle açtığı 25 milyon lira tazminat istemli da- va şöyle gelişti: Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2.5.1988 tarihinde açılan dava için 8.6.1988 günü- nü ilk duruşma günü olarak ver- di. Duruşmanın ertelendiği (19 gün sonra) 27.6.1988 tarihinde de davacı Ercan Vuralhan'ı haklı bularak Cumhuriyet'in 5 milyon lira tazminat odemesi karannı aldı. Verilen karann temyizi üzeri- ne Yargıtay 4. Hukuk Daıresi tarafından bozulan karar, yeni- den görulmek üzere Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderildi. Bunun üzerine gaze- temiz avukatlan tarafından açı- lan davanın 19 gun gibi kısa bir - sürede bitirilmiş olması ve sa- /vuıuna delillerinin incelenme- den verilmiş bulunması nedeniy- le Ankara 6. Asliye Hukuk 'Mahkemesi Başkanı Süleyman -Sezen'in reddi istendi. Ancak ret talebinin geri çev- . rilmesi üzerine TBMM tutanak- : lan incelenmeden savunma üze- •rinde durulmadan, eksik soruş- - turma nedeniyle karar bozuldu- - ğu icin yeniden bakılmaya baş- lanan davada dönemin Milli Sa- vunma Bakanı Vuralhan hak- kınca başlatılan soruşturma - sonııcunda duzenlenen fezleke- nin Lhşişleri BakanlıgYndan is- teruüesine karar verildi. - Bı arada 6. Asliye Hukuk •Markemesi hâkimi Süleyman -Sezaı'in Yargıtay'a üye secilme- si redeniyle mahkeme yargıcı değşti ve Danıştay tarafından inceeme tamamlanarak karar verıdi. Danıştay 2. Daire kara- .rı nahkemeye gönderildi. Da- Inıştıy karan uyannca o dönem- ;de nilletvekili / bakan olan Er- ;canVuralhan'ın dokunulmazlı- <ğınn kaldırılıp kaldırtlmayaca- !ğı lonusunda dosyanın Adalet IBalanlığYna gönderilmesi ka- ! raraşürıldı. • lunku duruşmada Cumhurı- 'yençazetesi ve Yazı İşleri Mu- idtku Okay Gönensin'in avukat- llav davanın reddini istediler. IMLakeme, dosyanın incelenme- 'sİE>cn sonra davanın reddi ka- aldı. • Baştarafı I. Sayfada Esenler ve Bağcılar birleşti- rılerek. Esenbağ adında yeni bir ılçe olacak. Bura>a, Atışa- lan. Güngören'in bir kesimi. Güneşlı \e Kirazlıdabağlana- cak. Bahçelievler ilçesine. Haznedar. Güngören'ın Londra asfaltına doğru olan kesımı. Kocasınan. Yenibos- na. Şırınevler. Si\a\uşpaşa \e Merter semtlen bağlı olacak. Ataköş de a\n bir ilçe olarak. Yeşılkö\. Y^eşiU urt. Florya ve Şenlikkö\'ü içerecek. Bakır- kö\'e ise. Zuhuratbaba. Kar- taltepe. Osmanive ile öteki mahalleler bağlı kalacak. Demirel daha sonra. kay- makamlardan. İstanbul'un şönetımı konusundaki görüş- İennı bırer daktilo savfası bo- \utunda yazıp. Vali Kozakçı- oğlu aracılıyla kendisine ılet- melerini istedi. Demirel. bu önerılen. kendı projeleri\le birleştırerek. İstanbura nasıl bir megapol yönetim biçımi verıleceğini saptayacaklarını bıldırdi. Bu arada. Demirerin. şehıt polislenn cenaze törenlerinde meydana gelen ve gösteriye dönüşen olaylar için, ""Polisin ınfial duyması tabıidır. Polis- lenn öldürülmesinı ben de. MEGAPOL NEDİR? Kentlere özerklik Megapol. dünyada. nüfusu 10 milyon sınınna da\ anan kentler için üretilmiş bir 20. Nüzyıl tenmi. Megapoller. kentın büvüklüğü ve nüfusun yoğunluğu gözönünde tutularak "dar' ve mali açıdan ••şeniden" örgütleniyor. Dün\ adakı çeşitü ömeklerde bu örgütlenmenin üç ana noktası bulunuv or: İdari açıdan özerklik. kendi pobs örgütüne sahip olmma ve mali kaynaklar y aratma. Megapollerde, ilçelerin idari. mali ve güvenlik konulanndaki uygulamalanru denetleyen bir "üst birim" bulunuyor. Ancak, her ilçe. bu alanlardaki ""öz örgütlcn\ le" a>n bir il hüviyet taşıvabiliyor. İstanbul'un Megapol statüsüne kavuşturulmasına ilişkin daha önceki tartışmalarda. yeni uygulamayla her ilçe kendi polis örgütünü kuracağı için, polis kadrolannın sayısının artınlabileceği vurgulanıyordu. Buna göre. her ilçe. kendi bölgesinin asayışinden sorumlu olacak ve her ilçenin emnıyet müdürlüğü. mali şubeden pasaport şubesme kadar bir emni\et biriminin gerektirdiği bütün ışlev leri yüklenecek. protesto ediyorum. Herkes protesto edivor. Ne var bun- da?" demesi'. SHP'li milletve- killeri. Ahmet Türk (Mardin). Salih Sümer (Diyarbakır), Mahmut Alınak (Şırnak) ve Adnan Ekmen (Batman>tara- fından tepkiyle karşılandı. SHP'li milletvekilleri. "infıale evet, çifte standarda hayır. Atılan sloganlar ıntıkam duy- gusunu körüklemektedir ve yanlıştır. Ancak tepki, yasal olmasa bile meşrudur. de- mokratiktir. İstanbul'da hak olan protesto eylemi Bat- man'da da hak olmalıdır" di- ye konuştular. Öte yandan, İstanbul'da polisleri öldüren teröristlerin Kayseri'ye gitmekte olduklan yolundakı ihbar. Kayseri poli- sıni alarma geçirdi. Ancak ihbarın asılsız olduğu anlaşıl- dı. İstanbul'daki saldında ölen kadın polis Mürüvet Akpı- nar'ın cenazesi ise. dün İzmir'- de toprağa verildi. Cenaze törenine şehit polis memuresi- nin ailesi, yakmları ile lzmir Valisi Kutlu Aktaş. Emnıyet Müdürü Alı Akan ve emniyet görevlilerı ile vatandaşlar ka- tıldı. Akpınar'ın, Kilimcitepe Camisi'ndeki cenaze nama- zından sonra toplanan bir grup polis. " Kahrolsun ko- münistler","Polıse kurşun sı- kan eller kırılacak" diye slo- ganlar attılar. Polis telsizlerin- den de,"Kahrolsun PKK" anonslan duvuldu. Demirel: Enflasyon hızı mayısta kesilir M Baştarafı 1. Sayfada açılışı hem de 40'ıncı kuruluş yıldönumu nedeniyle Odaku- le'de bir konuşma yapan Baş- bakan Süleyman Demirel, enf- lasyon, KİT'lerin satışı, vergi affı, teror ve Doğu Bloku'nun yıkılmasından sonra ortaya çı- kan yeni Avrupa konusunda goruşlerinı açıkladı. Yaklaşık 1.5 saat süren ko- nuşmasında vüksek çıkan ocak a>ı enflasyonunun kendı sorunu olmadığını söyleyen Demirel. "Bu rakam ocak a\ında >aptığımız u\gulama- lardan kaynaklanmış değıldır. Geçmış dönemin uzantısıdır. Daha önce de söyledık. şubat- ta. martta hatta nısanda da bu uzantıyı bekleyın dedik. Bunu ancak o zaman kıracağız. Çünkü kurşun atılmış %araca- ğı vere ulaşacak" dedi Türkıye'de kan dökülme- sınden sonra en büyük soru- nun enflasyon olduğunu vur- gulayan Demirel. "Artık sen yaptın, ben yaptım tartışma- lannı bir kenara bırakmak gerekiyor Enflasyonla büyü- nür. ama bazı şeyler çarpık olur. Enflasyon paranın şış- mesi, ucuzlaması demektır. ama aynı zamanda haksız bir vergıdır. İlk yapacağımız dev- letın ıkı yakasını bir araya ge- tırmektır Enflasyonun da kamu borçlanma gereği mıllı gelirın yüzde 2.5"ıne ındiğinde tek rakamlara düşeceğinı sa- nıyorum." dıye konuştu. Teror Türkıye'nin en önemlı soru- nu olarak nıteledığı terör ko- nusunda "Türk devletını mağlup ettirmeyız" diyen Başbakan Süleyman Demirel, terörle mücadeleyı demokrasi ıçmde yapacaklannı söyledı "Panık olsun, rejime güven sarsılsın dıye kan dökuluyor. Ama bugün dökülmüyor, dunden dokülerek geldı" di- yen Demirel. çığ düşmesının doğal afet, kan dökülmcsınin ise sosyal afet olduğunu belır- terek şöyle konuştu: " Doğal afetler Allahın ışı, ama sosyal afctlcrin tedbırı vardır, olmalıdır. Ancak za- man ıster, demokratik sabır ıstcr. 500 günlük planımız var Şu anda dünyanın ıçınde bu- lunduğu konum da Türkiyc- nın sıyası mesclelcrını çö/mcsı ıçın çok uygun. Bu ışı demok- rasi ıçınde yapacağız. Geçmış- te başka yolları dcnedık olma- dı Çö/ümu hukuk ı<,ındc bulacağı/ " Yeni Avrupa Doğu blokunun çokmcsı vc Sovyctler Bırlığf nın dağılma- sından sonra Avrupa'da dcn- gclcrın değıştığını anlatan Başbakan Süleyman Dcmırcl. Avrupa Topluluğu'nun tek pazara gitme projesinın de ye- ni gelişmelere uymadığını söy- ledi. Tek pazarın Avrupa'yı Rus işgalinde olan toprakla- nn sınırına kadar düşündüğü- nü, Doğu blokundaki geliş- melerden sonra entegrasyon projesinın havada kaldığını belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: " Avrupa Konseyı. AGİK, NATO gibı kuruluşlar artık eskimıştir. Yeni yapıda zengin Avrupa'nın etrafında bir de fakir Avrupa çıkmıştır. Bu- nun için kuruluşlann önü- müzdekı bir ikı yıl Avrupa'nın yeniden oluşumu, kendıleri- nın ne olacağı gibi konulan saptaması gerekiyor. Bu süre Türkiye ıçınde büyük fırsatlar yaratacaktır. Bunları kaçır- mamamız gerekiyor." Dünya pazannın bir kurtlar sofrası olduğunu söyleyen Demirel, Türkıye'nin önünde çağı yakalamak için 10 yıl bu- lunduğunubeiirtti. Busürenin her yılını, her saatını çok :-.ı değerlendırmek gerektiğmi anlatan Demirel. hükümetin hedefinın Türkıye'yi uygar dünyada nefes alır hale getir- mek olduğunu vurguladı. "Batı ülkelerinde kimsenin elinden demokrasiyi alamazsı- nız. Demokrasınin yerleşme- dığı Doğu ülkelerinde ise kimseye demokrasiyi sata- mazsınız" diyen Demirel. ekonomik ıstikrar için her şey - den önce siyasi istikrar gerek- tiğinı anlattı. KİT satışı Ukrayna'nın, Rusya'nın. Bulgarıstan'ın devlet müesse- selerini-satacak yer aradığını anlatan Başbakan Demirel. Türkiye'de de KİT'leri satılı- ğa çıkardıklannı \e herkese açık olduklarını söyledi. De- mirel'in bu konudaki sözlerı şöyle: '" Halka güven vererek biri- lerı köşe döndü havası yarat- madan bunlardan kurtulmak ıstıyoruz. Kurulurken hata yapmadık. bunlar örnekti ama de\let iyi işletmeci değil. Şımdı bunları alın. Gelın Tür- kıye'yi bu zarardan kurtar- mak ıçın bize yardım edin. Kazandığımız paralarla sıze okul yaparız. yol yapanz." Vergi affı Tahsılatı hızlandırma yasa tasansının belırli kişileri kur- tarmak için hazırlandığına daır ıddıaların olduğunu ha- tırlatan Demirel şunlan söyle- dı: "Bız devletle milleti barış- tırmaya çalışıyoruz. Yıllardır faızlerı arta arta ödenmez hale gelen vergileri, vergısi kadar ceza alarak ödenebilir hale ge- tirmeye çalışıyoruz. Kanunîar herkes için çıkar. Kanun ya- parken sen sen istisnasın ya da bu kanunu senın için çıkarıyo- ruz diyemeyiz" Hukuk böyie. Onun vergisi, bunun vergisi affediliyor tartışmalanndan hiç rahatsız değiliz." Sanayicilerden dünyayla re- kabet edebilir hale gelmelerini isteyen Demirel, "Size mal satma ortamı hazırlayacağız " dıyerek şöyle konuştu: " Kredi reel maliyetlerini ve temel mal ve hizmetlerin fıyat- lannı dünya seviyesine getire- ceğiz. Finans reformu yapıp nsk sermayesi gibi kurumlan Türkiye'ye tanıştıracağız. Teşviklerde devlet yönlendiri- cı olmamalı. Bu konuda ihti- sas bankacılığı ön plana çıka- rılıp devlet sanayiden çekile- cek. Özel sektöre rekabet gücü kazandırabilmek için devlet, meslek kuruluşlan ve ünıver- sıteler el ele verecek. Bu yıl Türkiye'nin her türlü ham- maddesini alabilecek dövizi var. İthalatta sürecek, ne ister- seniz alın ama alacak gücü de kazanın. Türkiye'nin istikrar, yatırım ve para politikaları uyum içindedir. Bu uyum Bre- men mızıkacılarına da benze- meyecektir." I Baştarafı 1. Sayfada iddialarına ilişkin aynntıh açık- lamalar da yer aldı. Rapora göre 1988 yılında imzalanan doğalgaz projesinin ana muka- velesinde, müteahhitlere yaptın- lan servis hatlan ve benzeri ek işler için fiyat ve kâr tespiti ya- pılmamıştı. Daha sonra, "müte- ahhidin talebi" üzerine servis hatlan için yüzde 43 oranında genel giderler ve kâr verilmesi kabul edildi. Cavit Savcı'nın raporunda, parasal karşılığı 113 milyar TL. alan bu oran için "herhangi bir pazarlık yapılmadığı" iddia sdildi. Savcı'nın İGDAŞ yönetimine yönelttiği suçlamalardan birini de mukavelede saptanan servis hattı sayısının daha sonra indi- rilmesi süreci oluşturuyor. İddiaya göre doğalgazın bina- lara verilmesini sağlayacak ser- vis hatlannın sayısı önce 153 bin adet olarak belirlenmişti. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir bilimsel heyete yaptınlan araştırmada, servis hatlan malzemesinin "ye- tersiz ve güvensiz" olduğu or- taya çıktı. Bunun üzerine, müteahhit SAE firmasından malzemenin "kalitesini ve güvenliğini yükseltmesi" istendi. Bu talep, müteahhit firma tarafından ka- bul edildi. Ancak firma yeni malzeme- nin fiyatının da daha yüksek ol- ması nedeniyle karşj taleple gel- di. Buna göre 153 bin adet ser- vis hattı için belirlenen 375 mil- yar TL. dolayındaki bedel ay- nen muhafaza edildi. Ama ser- vis hatlarının sayısı 94 bine dü- şürüldü. Böylece daha az sayı- da servis hattına "aynı paranın" ödenmesi kabul edil- miş oldu. Konuyla ilgili olarak raporda /er alan bir başka iddiaya göre ie 94 bin olarak belirlenen ser- vis hattından yalnızca 7 bini bağlanmışken, İGDAŞ başmü- hendisliğince yeni bir "sipariş" verildi. 45 bin adetlik bu yeni sipari- şin, daha sonra İGDAŞ yöneti- minin müdahalesiyle 23 bine in- dirildiği öne sürüldü. Öte yandan, raporda, İG- DAŞ'ın "gecikme tazminatı" olarak odediği 60 milyar liranın hangi ölçüye göre saptandığı so- ruldu. Cavit Savcı, müteahhit firmalar, işteki gecikmeler ve kontratın yürürlüğe geç girme- si nedeniyle toplam 587 milyar TL. tazminat talep etti. Daha sonra bunun 187 milyar liralık bölümü için uluslararası düzeyde "hakeme" başvuruldu. İhtilaf hakem heyeti tarafın- dan göruşülürken taraflar 8 Mart 1991 tarihinde "sulh" yo- luna gittiler ve İGDAŞ 60 mil- yar TL. dolayında tazminat ödemeyi kabul etti. tran'dan nükleer tehlike • Ba^tarafi 1. Sayfada sizliğinısurdurduğunedikkat çe- ken Kılıç, "Daha kim kimdir, anahtar kimdedir, sorumlu kişi- lerin elinde mi yoksa sorumsuz kişilerin elinde mi bilmiyoruz. Bir de nüklccr teknoiojıdc bı- lım adamlarının yurtdışına gitmelerinde bir kontrolsuzluk olabılir" dedi. Türk Sılahlı Kuvvetierfnin Kıbrıs'la ilgili bir sorunu ol- madığını. askeri açıdan Da- vos'tan beklcntılcrinın Yuna- nıstan'la dıyalog kanallarının açılması şeklınde ozetleyebıle- ceğını söyleyen Kılıç, "Her şeydcn önce bu ülkcylc diya- log kanallarımız açık değil" dedi. Kimlik arayışı ıçınde olan Kuzcy Atlantık Ittıfakı'nın (NATO) yeni şeklını belirle- yen Roma zirvesinde yumru- ğunu masaya vurarak rest çcken ABD Başkanı Bush'un konuşmasını anımsatan Kılıç, ycnı stratcjıdc dığcr NATO ulkclcrıylc bırlıktc Türkıyc'- nın ABD'yı ı/lcycceğıni söyle- dı. Türkıye'nin bcnımscycccğı stratcjıyı anlatırken. Bush'un, "ABD menfaatlerını koruya- cak silahlı ku\\etlerı tutmak mecburıyetındeyım ancak arttırmayacağım" şeklindeki sözlerini örnek gösteren Kılıç, "Bizde de yeni stratejinin tam esası budur. Yani savaşın ön- lenmesı ıçın asgarı düzeyde nükleer ve konvansıyonel güç bulundurmaya devam edecc- ğız. Bunu tüm üyeler yapa- cak" şeklinde konuştu. Kılıç, stratejinin esaslan hakkındakı değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Türkiye bir süre daha "forvvard defence"e (ileri sa- vunma) devam edecektir. Bir sü- re sonra da "forvvard pıesence" (ileri bulunma) stratejisine geçeriz. Dahaçevremızdekı belırsız- likler açıklanana kadar strate- |i dcğıştırmck düşünülmüyor. Örneğin Kafkaslar'da, Azer- baycan, Gürcistan ve Erme- nıstan'da, aşağıda, İran'da bclırsızliklcr devam edıyor. Bu durum devam ettiğı sü- recc değışıklık yapmamız söz konusu dcğıl. Daha Karadc- niz'dc, Ukrayna, Rus Fcdc- rasyonu bırbırleriyle anlaşa- madılar. Tabıı bir dc CFE'- dckı sorunlarımız var. Silah ındırımi anlaşmasını biz ımza- ladık. dönemin devlet başkanı Gorbaçov da imzaladı ama, şimdi yeni cumhuriyetler ka- bul ederiz diyorlar, etmeyiz diyorlar." Avrupa'da oluşturulmaya çalışıtan yeni savunma kon- septi ve~ bu konseptin temel unsuru olmaya aday Batı Av- rupa Birliği (BAB) ile NATO'yu ve bu çerçevede Türkiye'yi değerlendiren Kı- lıç, Genelkurmay'ın Türkiye'- nin Transatlantik bağlantıla- nnı kuvvetlendirme görüşünü savunduğunu, buna karşıhk Batı Avrupa Birliği oluşumu yüzünden TSK'nın herhangi bir endişe duymadığını söyle- di. Kılıç, şöyle konuştu: "Esas sorun kuvvetlerin alan dışı kullanımıdır. NATO ile BAB arasındaki yegâne fark budur. NATO stratejisinde alan dışı konsepti yok (idi). Yeni stra- tejide ise aynı konu çok elasti- ki bir şekilde geçiyor. Yani artık alan içi diye bir şey kalmadı. Varşova Paktı yok. Peki bu kadar kuvvet ne- den duruyor? NATO, menfa- atİerine ters düşen bölgelerde müdahalede bulunur. Böyle olduğu sürece ABD'nin bir as- keri organizasyonuna da ge- rek yoktur. Beşinci madde dışında da bir sorun görmüyoruz. Kaldı ki Türkiye'nin Avrupa dışın- da kalmak gibi bir kaygısı yoktur. Ortadoğu'da İsrail so- runu olduğu sürece. Avrupa'- nın petrolü Suveyş'ten geçtiği sürece ve Tann Türkiye'nin yerini değiştirmediği müddet- çe, Avrupa, Türkiye'yi yanın- da görmeye mecbur " dedi. Emirgân'da • Baştarafı 1. Sayfada Hastanesi'ne götüren Recep Ak- gün de görevli polislerce gozal- tına alındı. Ağır yaralı olarak hastaneye getirilen Bekir Araç ile Hızır Özüner kurtarılmaya- rak yaşamlarını yitirdiler. *Sulh protokolü' imzalandı TRT,Birand'a 480 milyon borçlu ANKARA (AA) - 32. Gün Programı'nın harcamalarına ilişkin faturalarda tahrifat yap- tığı iddiasıyla hakkında dava açılan programın yapımcısı ga- zeteci - yazar Mehmet Ali Bi- rand ile TRT arasında yapılan "sulh ve ibra anlaşması"na iliş- kin protokolün içeriği belli ol- du. Protokolle TRT, toplam 799 milyon 112 bin lira alacağını, Birand'a odemesi gereken para- dan "mahsup ve takas" etti. Kurum, Birand'a, bu mahsup ve takastan sonra yaklaşık 480 milyon lira borçlu kaldı. Karacan Yayıncüık ve Ticaret Anonim Şirketi ve Mehmet Ali Birand adına gazeteci-yazar Kurtul Altuğ ile Birand'ın avu- katı, TRT adına da başhukuk müşaviri ve kurumun avukatı- nın imzaladıklan protokolün TRT Yönetim Kurulu'nca da onaylandığı öğrenildi. Birand'ın yargılanmakta ol- duğu mahkeme de sunulan "sulh ve ibra anlaşmasf'na iliş- kin protokolün, "mahsup ve takas" işlemine ilişkin birinci maddesi şöyle: "1986 yüından beri TRT'nin birinci kanalında ayda bir defa yayımlanmakta olan 32. gün adlı program için yapılmış olan harcamalar dolayısıyla TRT'nin talep ettiği 371.043.192.13 TL. ana para ile aşağıda dökümü belirtilen 428.088.850.46 TL. faiz tutarı olmak üzere toplam 799.112.042.59 TL.'dan Meh- met Ali Birand tarafından da- ha önce ödenmiş bulunulan top- lam 26.257.034 TL'nin mahsu- bu ile bakiye 772.855.008.59 TL. Karacan Yayıncıhk ve Ti- caret Anonim Şirketi'nin ve Mehmet Ali Birand'ın TRT'de bulunan ve şündiye kadar yapıl- mış olan programlardan kay- naklanan 1.103.575.200 TL. tu- tanndaki alacağından mahsup ve takas edihniştir. Karacan Yayıncüık ve Tiearet Anonim Şirketi ile Mehmet Ali Birand, TRT'nin birinci madde- de belirtilen ana para ile faizden oluşan zararlannın kendi kusur- lu hareketlerinden doğduğunu ve bunları tanzim mükellefıyet- lerinin bulunduğunu kabul et- memekle beraber, sırf bir kamu kuruluşu olan TRT'nin iddia et- tiği zararın tartışmasına giriş- meksizin telafisi maksadıyla iş bu mahsup ve takasın icrasına nza ve muvafakatlerini beyan etmişlerdir." Protokolde, Karacan Yayınla- rı ve Birand'a ait olan bir mil- yar 103 milyon 575 bin 200" li- radan TRT'nin alacağının takas ve mahsup edilmesinden sonra geriye kalan 330 milyon 720 bin 191 lira 41 kuruş ile ayrı bir fa- tura tutarı olan 150 milyon li- ranın ödenmesinin kararlaş&nl- dığı da belirtildi. * Protokolün son maddesinde ise "Taraflar 32. Gün ProgTa- mı dolayısıyla yukandaki mad- de hükümleri saklı kalmak şar- tıyla birbirlerine karşı hechangi bir mütalebede (talep hakkı) bu- lunmayacaklarını ve birbirleri- ni kesin ve kabil-i rücu olma- mak üzere ibra ettiklerini ve TRT'nin bu uyuşmazlıktan do- layı başkaca herhangi bir zarar ve ziyanının kalmadığını beyan ve kabul ederler" denildi. TRT'nin Birand'a olan 480 milyon liralık borcunun Kara- can Yayınlan üzerinden haciz bildiren TRT yetkilileri, Kara- can yayınlan üzerinden haciz olayının kaldırıldığının bildiril- diğini, bu yiizden ödemenin bu kuruluşa yapılacağını kaydetti Emniyet yetkilileri, emekli komiser Hüseyin Polat'ın alacak nedeniyle Fevzi Çelik i de ça- tışma sonrasında kaçırmış olabileceğini öne sürdüler. Ölenlerin üzerinden yaklaşık 50 milyon TL karşılığı Alman Markı ve ABD Dolan çıktı. KULİS • Baştarafı 1. Sayfada sevilen bir hanım, hem de iktisatçı olduğu için bizzat Demirel tarafından vitrine çıkanlmış, "değişen Baba" imajının önemli bir yan unsuru yapılmıştı. Hazırlanacak ekonomik paketi, taşıdığı sempati ile kolayca açıp hem halka hem de iş çevrelerine kabul ettireceği hesaplanmıştı. Çiller parlak bir yıldız gibi ekonominin başına geçmişti, ama galiba ışığı etrafına biraz fazla gelmişti. Her şeyden önce parti ve kabine içinde rahatsızlık yaratmış, o da bu rahatsızlıkları beslemekten hiç kacınmamış, goreve başladığı günden itibaren ekonomi bürokrasisiyle tanışmıştı. Paket hazırlıklannı bürokrasi dışından isimlerle yürütmüş, bürokratları, özel sektörde aktif olarak çalışan kimselere hiçbir resmi sıfat taşımadıkları halde devletin tüm hesabını en ince ayrıntısına kadar açmaya zorlamıştı. Almanya'ya finans çevreleriyle görüşmek için giderken de, yanına tek bir Hazineci almamıştı. Paket paket diye şişirilen ekonomik onlemler ise kimseyi tatmin etmemiş, dağ fare doğurdu diye eleştirilmişti. Hatta, onun hazırladığı kararlardan birinin, bir başka bakanın devreye girmesiyle geri çekildiği iddia edilmişti. Kendisine bağlı iki güçlü müsteşara hep soğuk davranmış, onların desteğinden ve yardımından yoksun çalışmanın zorluğu kadar, ikisinin de Demirel'e son derece yakın olduklarını son ana kadar anlayamamıştı. Demirel'in önümüzdeki hafta yapacağı Amerika seyahatine eşlik edecek heyete alınmamıştı. Çiller, bu heyete alınmayacağını baştan biliyordu. Onun için önceden . Amerika'ya gidip, ABD Hazine Bakanı, Dünya Bankası ve 1MF başkanları ve öteki önemli finans kuruluşlarının yöneticileriyle görüşüp yeni ekonomik programı anlatmayı, belki de heyete sonradan da olsa katılmayı planlamıştı. Ama randevu taleplerine doğrusu hiç de sıcak yanıtlar almamıştı. Açıkçası, Davos gezisi gibi Amerika seyahatinde de Demirel'in yanında olmayı yine Cavit Çağlar'a kaptırmıştı. Yoksa, birileri Demirel'i de etkilemeye mi başlamıştı? Gezilerine neden Çiller'in katılmadığı sorulduğunda Başbakan, sert sayılabilecek ifadeler kullanmaktan kaçınmamıştı. Dedikodulara göre, eskisi kadar "yakın'' da davranmıyordu. Çiller, öyle her canı sıkıldığında Demirel'e gidip yakınamıyor, Demirel de artık "Otur kızım, bakiim, gene seni kim üzdü?" diye sormuyordu. ISO toplantısı için gittiği son İstanbul yolculuğunda da. uçağına Çiller yerine Aydın Milletvekili Tunç Bilget'i almıştı. Bilget'in de adı, Sait Kemal Mimaroğlu gibi, Çiller'in yerine bakan adayı olarak geçmeye başlamıştı. "Ekonomi nasıl olsa kötüye gidiyor, Tansu Çiller de yıpranıyor. Onu devre dışı bırakıp, olumsuzlukları da onun sırtına yıkıp hukumete yeni bir vitrin yapanz" soylentileri dolaşıyordu. Duyanlar, "hemen olmaz ama" diyor ve ekliyordu: "Herhalde ilk kabine değişikliğinde Çiller gidecek." Her kafadan bir ses çıkıyordu, ama galiba Çiller yavaş yavaş harcanıyordu...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle