Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT1992 ÇARŞAMBA
16 SPOR
Trabzon-G.Saray, Beşiktaş- Aydınspor karşı karşıya
Çeyrek finalde fire günüSpor servisi - Federasyon Kupası'nda iki yan finalist bugün oyna-
nacak Trabzonspor - Galatasaray, Beşiktaş - Aydınspor maçla-
rından sonra belli olacak. Bu iki karşılaşmadan galip ayrılan ta-
raf kupada ilk 4'e girecek.
Kupanın diğer yan fınalistleri ise yannki
Kocaelispor - Gençlerbirliği, Altay - Bur-
saspor maçları sonrası belirlenecek. Fede-
rasyon Kupası çeyrek final maçlannın en
önemlisi kuşkusuz ki ligde şampiyonluk
mücadelesi veren Trabzonspor ile Galata-
saray arasındaki karşılaşma. Kura çekimi
sonrası 'erken final' olarak yorumlanan
Trabzonspor - Galatasaray maçının biti-
minde yarı finalist olan taraf kupaya bir-
hayli vaklaşacak. Trabzon Hüseyin Avni
Aker Stadı'nda oynanacak ulan karşılaş-
ma saat 12.00'de başlayacak ve Starl'den
naklen yayımlanacak. FtFA kokartlı ha-
kemlerden Oğuz Sarvan'ın yöneteceği ma-
ça her iki ekip de yan finale kalmak için
çıkacak. 4 martta Avrupa Kupa Galipleri
Kupası'nda Bremen ile oynayacak olan
Galatasaray, Federasyon Kupası'ndaki bu
maça büyük önem veriyor. Geçen yıl ka-
zandıklan kupayı bu yıl da müzelerine ta-
şımak isteyen San-Kırmızılılar, Trabzon-
spor karşılaşması ile ilgili olarak "Raki-
bin zayıfı güçlüsü olmaz. Geçen yıl da
Trabzon'u eleyip şampiyonluğa ulaştık. Bu
yıl da aynı sevinci yaşamak istiyoruz" de-
diler. Trabzonsporlular da ligde şampiyon-
luk mücadelesi verdiklerini, ancak Gala-
tasaray'ı eledikleri takdirde kupaya bir
hayli yaklaşacaklannı belirttiler.
Beşiktaş-Aydınspor
Federasyon Kupası çeyrek finalinin di-
ğer maçında Beşiktaş ve Aydınspor, İstan-
bul'da karşı karşıya geliyor. Inönu Stadı'n-
da oynanması gereken ancak Bakırköyspor
- F.Bahçe maçında zeminin bozulması ne-
deniyle Bölge Mudürlüğu tarafmdan Ali
Sami Yen Stadı'na alınan karşılaşma saat
13.OO'te başlayacak. F1FA kokartlı hakem-
lerden Ahmet Çakar'ın yöneteceği maçta
Beşiktaş, sakathkları süren Feyyaz, Ulvi ve
Recep'ten yoksun kadrosu ile mücadele
edecek.
Kimleri elediler
Federasyon Kupası'nda Galatasaray,
Bakırköyspor'u penaltılarla, Trabzon, Es-
kişehirspor'u 1-0, Beşiktaş, Samsunspor'u
3-1, Aydınspor da lstanbulspor'u uzatma-
da 1-0 yenerek çeyrek finale yükselmişti.
Iek maçlı eleminasyon sistemine göre
oynanan Federasyon Kupası maclarında
tur atlayacak tarafın karşılaşmadan galip
ayrılması gerekiyor. Beraberlik halinde
uzatmalara ve penaltılara gidilecek.
Galatasaray'a
büyük ilgi
FAİK BAKOĞLU (Rize) - Bugün Fe-
derasyon Kupası çeyrek finalinde Trab-
zonspor ile karşılaşacak olan Galatasa-
ray, bu maçla ilgili son çalışmasını Rize
Atatürk Stadı'nda yaptı. Dün saat
15.00'te yapılacağı açıklanan caüşma, Ri-
ze'de bulunan Galatasaraylı taraftarlann
yoğun ilgisi nedeniyle yanm saat geç baş-
ladı. Galatasaraylı futbolcular ve Sarı-
Kırmızıh takımın Rizeli Şube Sorumlu-
su Yurdaşen Karahasan, Rizeli tafaftar-
larca omuzlara alınarak Atatürk Stadı'-
na girdiler. Mustafa Denizli'nin sahaya
girmesi ile başlayan ve sonra tipi haline
dönüşen kar yağışı bile taraftarlann yo-
ğun ilgisini engelleyemedi. 45 dakika sü-
ren çalışma yoğun ilgi ve taraftarlann
futbolculardan imza alma isteği nedeniy-
le zaman zaman aksadı. Dün bir basm
toplantısı düzenleyen Galatasaray Futbol
Şube Sorumlusu Yurdaşen Karahasan,
Trabzonspor'u evinde eleyeceklerini ve
Rizeli hemşerilerini maça beklediğini söy-
ledi. 5000 kadar kişinin izledîği antren-
mandan sonra Galatasaray kafilesi Ofa
giderek kampa girdi.
Denizli: Zor maç
Galatasaray Teknik Direktörü Musta-
fa Denizli, kötü hava koşullan nedeniy-
le iyi bir hazırlık dönemi geçiremedikle-
rini belirterek maçla ilgili görüşlerini şöy-
le açıkladı:
"Galatasaray, Uğur ve Erdalsız Trab-
zonspor'un karşısına çıkacak. Bu, bizim
için bir dezavantaj. Trabzonspor ise kendi
sahasında oynayacağı için avantajlı. Bu
karşılaşma, Federasyon Kupası'nın en
zorlu maçı olacak.
Her iki takım için de büyük önem ta-
şıyan bu karşılaşmayı kazanacak taraf
kupanın sahibi de olacaktır. Bu maçın so-
nucunu önceden kestirmek çok zor. Her
iki takım da Avrupa'da başanlı sonuçlar
almış ekip, birbirlerine fazla üstün tara-
fı yok.
Ben futbolcularıma güveniyorum. iyi
bir maç olacak, iyi bir sonuç alacağız"
Bakanm danışmanı
genel müdür oluyor
CUMHURİYET (Trabzon) - Bir sü-
re önce tayinen istifa eden ve izne ayn-
lan Gençlik ve Spor Genel Müdürü Ke-
mal Kâmiloğlu'nun yerine, Spordan So-
rumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Yıl-
maz'ın 3.5 aydır danışmanlığını yapan Ih-
san Coşkun getiriliyor.
Tesis açıp, incelemelerde bulunmak için
Trabzon'a gelen Spordan Sorumlu Dev-
let Bakanı ile birlikte Trabzon'da bulunan
Ihsan Coşkun'la yaptığımız görüşmede
Coşkun, kararnamenin hazırlandığını,
görevinin kararname yürurlüğe girdikten
sonra başlayacağını belirtti.
1944 Sarıkamış doğumlu olan Ihsan
Coşkun, Deniz Harp Okulu Emlak Dai- ,
resi Başkanlığı'ndan emekli olmuş ve
Mehmet Ali Yılmaz'ın sahibi bulunduğu
Tekart şirketinde genel koordinatör ve
murahhas üye olarak görev yapıyordu.
Yıldız Üniversitesi ve ODTÜ mezunu olan
Inşaat Yüksek Mühendis Ihsan Coşkun,
spor tesisleri yapımında bulundu. Coşkun
son olarak Münih'ten sonra Avrupa'nın
en iyi ikinci salonu olarak gösterilen Tuz-
la'daki Deniz Harp Okulu Spor Salonu
ile yüzme havuzunu yaptı.
Coşkun, teşkilat ile ilgili olarak soru-
muza ise "Şu anda bir şeyler söylemek
için erken. Ancak teşkilatta bir reorgani-
zasyona gitmemiz gerekecek. 3.5 aydır ge-
rekli incelemeleri yapıyorum. Amacımız
Türk sporunun ihtiyacı olan tesisleri en
iyi şekilde yapıp, sporculann hizmetine
sunmak olacak" dedi.
Federasyon başkanları ile ilgili olarak
da şunlan söyledi: "Halen Güreş Fede-
rasyonu Başkanı yok. Öncelikli olarak
değiştirmeyi düşündüğümüz federasyon
başkanları ise basketbol ile atletizm. An-
cak kimin bu göreve getirileceğini henüz
açıklayamam:'
Yugoslav kaleci Petranoviç'e göre o Avrupa'nın en iyisi
Trabzonspor'un 'Baba'sıÜnal
HALDUN DOMAÇ (Trabzon) -Basının ve taraftarının eleştirilerine
sık sık muhatap olan Trabzonspor'un Yugoslav file bekçisi, ta-
kım arkadaşı Unal'ı öve öve bitiremedi.
Petranoviç'e göre Ünal, Avrupa'nın en
iyi futbolcusu. Yugoslav kaleci ikinci ya-
nda iyi bir performans yakaladıklannı, ligi
kovalayıp, Federasyon Kupası'nı alacak-
larını söyledi.
Bordo-Mavüi takımın Yugoslav file bek-
çisi bir türlü eleştirilere hedef olmaktan
kendini kurtaramadı. Hatalı goller de ye-
di, ama çoğu zaman fatura ona kesildi. Pe-
ki ama bu konuda Petranoviç ne düşünü-
yordu? Trabzon'da bulunduğumuz süre
içinde Yugoslav kalecinin Türk futbolu ve
futbolcusu hakkındaki düşüncelerini ve
bugun oynanacak Galatasaray maçı hak-
kında görüşlerini almak için akşam evinin
kapısını çaldık. Sıcak bir karşılama ile bu-
yur etti bizi evine.. Artık bizden biri ol-
muş. Yuoslavya'yı da unutmuş. Yugoslav-
ya'daki son olaylar Petranoviç'in yaşamm-
da büyük yaralar açılmasına neden olmuş.
Söze Yugoslavlann iç savaşı ve Türk fut-
bol piyasasından silinme nedeni ile başla-
dık. Petranoviç, "Yugoslavya'daki iç ka-
Trabzonspor'un Yugoslav kalecisi Petranoviç L nal'ı övdü
nşıklık berü çok etkiledi. Geçen yıl abimi
vurdular. Annemi gözaltına aldılar. Bunun
moral bozukluğu içinde bir türlü futbolu-
mu oynayamadtm. Yugoslavlann yerini ise
artık Polonyalılar aldı. Bunun nedeni bi-
zim Ivan ile Çukiç, iki kötü transfer Tür-
kiye'ye Yugoslav futbolcu akışım durdur-
du. Ozkan Hoca'yı çok seviyorum. Ancak
onun gidişi de bu iki oyuncunun yüzün-
den oldu. Bu oyuncular için Yugoslavla-
nn adı sahtekâr'a çıktı. Ancak sahtekâr
onlardı. Ivan futbolcu değildi, Çukiç de sa-
kat. Ben Trabzon'da iki yıl kalan tek ya-
bancıyım. Seviliyor ve sayılıyorum" dedi.
Kal derierse kalırım
Trabzon'da Petranoviç'in ikinci yüıydı..
Peki bundan sonra ne düşünüyordu. Bu
konudaki görüşlerini de şöyle açıkladı.
"Ben Mehmet Ali Yılmaz'ı çok seviyorum.
Çok iyi insan.. Trabzonspor için hiçbir fe-
dakârlıktan kaçmadı. Ancak Kadri abiyi
de seviyorum. Bana Petra kal derse hemen
kalacağım. Çünkü Trabzon'u çok seviyo-
rum. Trabzon'da herkes beni çok seviyor.
Çarşıya çıkıyorum, fatura, çek, imza alı-
yorlar. Türkler dünyanın en iyi insanları.
Trabzonluları o denli seviyorum ki Tur-
kiye'de başka bir takımdan transfer teklifı
bile alsam gitmem, önce ve tek Trabzon-
spor.. Menajerim kulüple görüşecek ve an-
laşmaya çalışacak. Ben de kalacağım. An-
cak menajerim bana Fransa'da iki kulüp
buldu. Olmazsa oraya giderim. Bir de Al-
man kulübu var."
İki yıldır Türk futbolunu tanıyan Pet-
ranoviç, Türk futbolcusu, futbolu antre-
nöru ve hakemi ile ilgili görüşlerini şöyle
açıkhyor. "Bana göre Türkiye'deki en iyi
futbolcu Ünal.. Tıpkı başbakan gibi ben
de ona baba diyorum. Bana göre Avrupa1
nın da en iyi futbolcusu. Kızılyüdız'dan ar-
kadaşlarım Saviçeviç ve Pançev'e de söy-
ledim. Bizde bir oyuncu var, hepinizden
iyi diye.. Şaşırdılar, adım sordular.. Ünal,
dedim. Evet iddia ediyorum.. Unal Kızıl-
yıldız'da olsa Avrupa'nın en pahalı trans-
feri olarak Milan ya da Real Madrid'e gi-
der. Ünal'ın dışında bir beş oyuncu say-
sam.. En iyileri Uğur, Tugay, Oğuz, Ha-
mi, Feyyaz. Bana göre en iyi forvet oyun-
cusu Feyyaz... Türkiye'de bir numara
Trabzonspor.. Önümüzdeki yıl aynı kad-
ro ile oynayalım, kesinlikle şampiyonuz.
Türkiye'de en beğendiğim hakem Ahmet
Çakar.. Ondan sonra da Hasan Ceylan.
Yerli teknik direktörler içinde ise Özkan
Sümer, Ahmet Suat ve Yılmaz Vural'ı be-
ğeniyorum. Mustafa Denizli'yi ise>vasat
buluyorum!'
TED, ligden çekiliyorZİY AIŞIKÜSTÜN (tstanbui)- Dört tenisçisi tedbirli olarak ceza kuru-
luna verilen TED Kulübü, federasyonun tutumunu kurallara
aykın, şahsi kanıdan doğan, yanlı bir tutum olarak değerlendirdi.
Kulüp Başkanı Behbut Cevanşir,
"TED'i hedef alan, kaidelere, kurallara
uymayan bu davranış karşısında hakkı-
mızı sonuna kadar arayacağız, gerekirse
ligden çekiliriz" dedi.
Bilindiği gibi kısa bir süre önce An-
kara'da oynanan kapalı kort turnuva-
sından sonra Federasyon Başkanı
Güneri Olcay, saha müşahidi raporuna
dayanarak TED kulübünden Alaattin
Karagöz, Reha Demirdağ, Banş Ergun,
Can Uner; Taçspor'dan Yavuz Erkangil
ATK'dan Berk Albayrak'ı, centil-ve
menliğe aykın davranışlarda bulunduk-
lan için tedbirli olarak Merkez Ceza
Kurulu'na vermişti. Bu konu ile ilgili
olarak TED Kulübü Başkanı Behbut
Cevanşir şunlan söyledi:
"Hareket, doğrudan doğruya TED
kulübünü cezalandırmaya yöneliktir.
1992 lig maçlannın başlamasına kısa bir
süre kala dört oyuncumuzun tedbirli
olarak ceza heyetine verilmesi nedeniyle
takım çıkaramamak durumu ile karşı
karşıya bırakıldık. Tenis ligi takımlan-
nın beşer kişilik olduğu düşünülürse, alı-
nan karann neyi hedefleyeceği ortada-
dır. Federasyon başkanının, "cezalan
ileri bir tarihteki ferdi turnuvalarda uy-
gulanz" şeklindeki kulağımıza gelen
sözleri ciddiyetle bağdaşacak gibi değil-
dir. Bu bile Federasyon Başkanının ku-
rallara ne kadar yabancı olduğunun
ömeğidir. Bu, olayın bir yüzü. Esasında
federasyonun, daha doğrusu başkanın
en büyük Jıatası ceza heyetine verilecek
hiçbir kural dayanağı olmadan bu du-
rumun yaratılmasıdır. Güneşi Olcay,
federasyonu toplamadan 89 maddenin
B fıkrasını kullanarak şahsi tasarrufu ile
oyunculanmızı ceza heyetine sevk etmiş-
tir.
Ceza kurallanna göre bu konuda ha-
kemler selahiyetlidir. Teniste centilmen-
liğe aykın davranışlarda hakem önce
ihtar verir. Devamı halinde puan cezası
verir.
Olay yine devam ediyorsa kule hake-
mi ya kendi veya başhakemi davet ede-
rek oyuncuyu ihraç eder. Veyahut tenis-
çi çok kötü bir davranışta bulunuyorsa
ilk iki ceza kademesi uygulanmadan sa-
hadan atıhr.
Ankara'da bunlann hiçbiri gerçekleş-
memiştir. Oyunculara ancak ihtar veril-
miş, birinin de puanı silinmiştir. Turnu-
va normal sonuçlanmış, ceza heyetine
sevkedilenlere normal statü içinde ödül-
leri verilmiştir. Sahada bir ihtan aşma-
yan cezayı alanlar nasıl olur da tedbirli
olarak ceza heyetine verilir. Suçlan bu
kadar büyükse en azından sahadan atıl-
malan gerekmez miydi?
ŞampiyoıüukEnüakbank'agöz kırpıyor
YORUM
oı
ALEV
ANAKÖK
Voleybolumu-
zun sezon ba-
şından beri
beklentisi olan
"final grubu"
maçları niha-
yet hafta sonu
başlayacak. 8
bayan, 8 erkek
— — takımı şampi-
yonluk ipini göğüslemek veya Avrupa ku-
palanndan birine katılabilmek için büyük
bir mücadelenin içine girecekler. Sonuçta
bazılan sevinecek, bazılan kaçan fırsata
üzülecek, bazılan da "Oh nihayet bitti"
diyecek. Sonuçta aa tatlı olaylanyla bir se-
zon daha geride kalacak.
Şimdi tüm voleybolseverler, oyuncular,
antrenörler ve yöneticiler kendilerine gö-
re sıralamalar yapıyorlar, tahminlerde bu-
lunuyorlar. Ben de onlardan biri olaraK
değerlendirmeler yapıyorum, sonuçta ekip-
lerin izlediğim maçlarındaki görilntüleri-
ne göre de bir sıralama oluşturdum. tşte
tahminlerim:
önce bayanlardan başlayalım; benim
kesin favorim Emlakbank. Bu takım her
yönüyle diğer ekiplere oranla daha ağır ba-
sıyor. Bol yedeği, yerine oturmuş oyuncu-
larının teknik kapasitesi, hücum ve blok-
taki aktifliğiyle bu yıl da ipi göğüsleyecek.
Eczacıbaşı ise Emlakbank'ı zorlayacak tek
ekip. Üçüncülük ise Vakıfbank ve Güneş
Sigorta'dan birinin olacak. Ancak yedek
oyuncu sıkıntısına ve Monika'nm sakatlı-
ğının sürmesine karşın Ankara takımının
üçüncülüğe daha yakın olduğunu düşünü-
yorum. Bir ÇirUi oyuncuyla takviye edilen
Yeşilyurt'un sûrpriz bir dereceye uzanması
zor, ama olanaksız da değil. Galatasaray'-
ın yeri ise zaten belli, çünkü buraya tır-
manması bile büyük bir başarı.
Erkeklere gelince; gerçekten çok ilginç
bir final grubu yaşanacak. Çünkü zirve-
nin adaylarının sayısınm fazla olması ekip-
lerin iki devreli lig boyunca sürekü inişli-
çıkışh bir grafik çizmeleri nedeniyle şampi-
yonluğu yakalamak hiç kolay değil. Ka-
nımca da zirveye ulaşan takım bile birden
fazla yenilgiyle tamşacak. Bu arada hiçbir
ekip kusursuz değil. Hepsinin eksiklikleri
var. Bunlann başında da bir maçın kaza-
nılmasındaki en büyük etki olarak düşün-
düğüm "blok" geliyor. tşte şampiyonlu-
ğun kilidi bana göre bu 4 kelimelik sihirli
sözcük olacak.
Gerek blok gerekse manşet sorununu
halleden rakiplerinden bir adım öne geçer.
Bu da bol yedeği ve oturmuş kadrosuyla
Emlakbank'ı şansh kılıyor. Ancak Anka-
ra takımının bu üstünlüğü karşısında
Halkbank, Sönmez Filament, Galatasa-
ray, Eczacıbaşı ve Z.Bankası'nın da hü-
cumda farklılığı var. Ama ben yine de Em-
lak'ı favori görüyorum. Oyunculan yan-
lış yerlerde oynatılmasına karşın rakibi de
Halkbank olacaktır. Sönmez Filament,
G.Saray, Eczacıbaşı, Ziraat Bankası'nın
bu iki ekibin arkasına sıralanacaklannı sa-
nıyorum. Sezon başından beri kapasitesi-
nin üstünde bir performans çizen Ş.Paşa-
bahçe ve genç Arçelik'e gelince hedefleri
zirveyi oynayanlara sürpriz çelmeler tak-
mak. İşte tahminlerim. Ancak her şeyin
oyunculann peTformanslanna bağü oldu-
ğunu da unutmamak gerekir.
HAFTALIK
Minderde olimpiyat kazanı
ABDÜLKADİR
YÜCELMAN
Güreşte kazan yine kaynamaya
başladı. Niye? Çürikü bir olimpiyat
daha geldi çattı. Şimdi minder fareleri
minderin altından gkıp Barcelona'yı
kurtarmaya (!) «^hşıyorlar.
Halterde başanlı olmuş bir Arif
Nusret Say'ı alıp güreşin başına getir-
mek kimin akh ise helal olsun, ortalığı
kanşürmak için bire bir yöntem. Arif
Nusret, Akdeniz Oyunlan'ndaki do-
ping olaylan nedeniyle yıpranmışmış.
Eee yıpranmişsa alıp binbir kulisin
döndüğü güreşin başına getirmek ni-
ye? Güreşin dedikodusu zaten kendi-
ne yeterken bir de Arif Nusret pole-
miğini tam olimpiyat öncesi minderin
ortasına atmak neden?
Arif Nusret yapamadı, yapamazdı
zaten; görev kabul etmedi. Şimdi gü-
reşi kimin yönettiği belli değil. Bakan
bey bu konuya da el atınca kıyamet
koptu.
Bakan beyin kafasındaki isim Ta-
hir Güler'di. Güler iyi bir işadamı ve
SimteFin eski başkanıydı. Zamanm-
da güreşe hizmet vermişti. Sonrasın-
da ise küstü güreş dünyasına. Bir de
televizyona küstü Tahir Güler. Çün-
kü onca milyonlar döküp meydana
getirdiği Simtel güreş takımının şam-
piyon olan güreşçisinin tekinin bile
admı söylemeyen TRT'ye karşı sessiz
tavır taİcındı. "Beslenspor kulüp de
Simtel kulüp değil mi? Simtelli güreş-
çiler bu ülkenin çocuklan değil mi?"
diye küskünlüğünü belirten Tahir
Güler sonunda güreş dünyasından
çekildi. Şimdi Bakan M. Ali Yılmaz
Tahir Güler'e federasyon başkanlıfcı-
nı önerdiğinde Tahir Güler'in doyur-
duğu eski güreşçiler ayaklandılar,
"Güreşi güreşçiler yönetsin. Güreş-
ten şampiyon güreşçiler anlar" diye
önce bakana, sonra da onu şikâyet
için Demirere kadar uzandılar.
Güreşteki bu kavga yıllann kavga-
sı. Yıllardır güreşi kernirenler, güreşi
çıkar kapısı yapanlar işte bugün ba-
kan M. Ali Yılmaz'ı yönetmeye kalkı-
yorlar.
Zavallı ata sporumuz sen kimlere,
kimlerin ellerine kalmışsın? Bana bir
tek kendi başına şampiyon olmuş gü-
reşçi gösterebüir misiniz? Kimse bu-
nu söyleyemez. Çünkü her şampiyo-
nun arkasında yönetici ordusu var-
dır. O görünmeyen uzman kadro ile
sporcu başanya gider. Bu sporda bir
kuraldır, yöntemdir. Bugün Boris
Becker çıkıp da "Bırakın Alman teni-
sini ben yöneteyim" dese, akıl hasta-
nesine kaldınrlar. Kendi kendini
yönetemeyen insanlar, şampiyon bile
olsalar mutlaka bir yanlan, bir tahta-
lan eksiktir. Bu böyle bilene.
Bindiği dalı kesmek gibi...
Pazar sabahı telefonlann biri susu-
yor, öteki çahyor. "Fenerbahçe maçı
oynanıyor mu?" Sorular aynı, servi-
sin yanıtı da aynı: "Efendim bileme-
yiz, maçın hakemi bir saat önce karar
verecek."
Niye bir saat önce? Ve niye maçın
hakemi?
Sabah evinden çıkacaksın, kimbüir
nerede oturuyorsun, ama onu göze
alıp geüyorsun, kapılarda bekliyor-
sun; neymiş, maçın hakeminin karan
için 13.30'da başlaması gereken maç
için 12.30'a kadar bekleyecekmişsin.
Olacak o şey mi? Bakarsın sabah ha-
va kar yağışh, aklın kesiyor mu bu
havada maçın oynanacağına? Karar
verir, karannı da TV'lere -şimdi bol
bol kanal var-, radyolara bildirirsin,
anons edilir, millet de eziyete girmez.
Biraz çağdaş olahm diyorsak, insan-
lan kentin bir yanından alıp öteki
yanına taşınma eziyetinden kurtar-
mak da çağdaşlıktır.
Gelelim işin ekonomik yanına. Pro-
fesyonel futbol adı üstünde, üzerinde
artık milyarlar dönen bir ekonomik
olay. Bir Galatasaray, bir Beşiktaş,
bir Fener, hatta bir Bursa, bir Konya
neden boş tribünlere oynasın? Onla-
nn tribünlerden beklediği gelir açığı
sonra nasıl kapanacak? 2 bin, 3 bin
kişiye oynanan futbol zaten ne getire-
cek ki? Olaya bürokratik açıdan ba-
kıp maçlan bir formalite maçı olarak
kabul ediyorsak diyeceğimiz yok.
Ama eğer futbolu sosyal ve ekonomik
bir olay olarak görüyorsak seyirci sa-
yısını 5 rakamh bir sayıdan daha aşa-
ğılara indirmemenin yollannı arama-
lıyız. Buna naklen yayınlar da dahil-
dir.
Totoyu özendirnıek
Bir yanda centilmenliği, fair-playı
ödüllendirelim diyoruz, öbür yanda
totonun centilmenlik ödüllerini kal-
dınyoruz.
Bir yanda toto oynayanlann elleri-
ne daha fazla ikramiye geçmesini des-
tekliyoruz, öbür yanda totonun yö-
netmeliğini değiştireceğimize toto
müdürünü işten uzaklaştırmaya çalı-
şılıyoruz.
Çelişkilerle dolu bir toplumuz ves-
selam.
Toto deyince öteden beri dikkatimi
çeken bir konuya değinmek istiyo-
rum.
Alman totosu bugün çok iyi iş ya-
pan bir organizasyon olarak bilini-
yor. Hatta bir ara ona benzemek için
Avrupa'nın birkaç önemli lig maçını
bile kolonlarımıza almak için girişim-
de bulunmuştuk. Ama sonunda ama-
törler kazandı, isim hakkı alabilmek
için politik güçlerle toto kuponuna
girmeyi başardılar. Bugün amatör
maçları totoya aldığı için toto idaresi
amatör kulüplere milyonlar ödüyor.
Bir anlaşılmaz olay da bu. Toto fut-
bol kulüpleri ile doğdu, onunla büyü-
dü, onunla yaşıyor. Yani toto kupo-
nuna girmese amatör kulüplere yar-
dım yapılmasını engelleyen birdurum
mu var? Yoooo. O halde toto oyna-
yanlar niçin acaba filanca Köy Hiz-
metleri takımı ile falanca DSİ takunı-
nın arasındaki maçın tahminini \
yapamadı, çok zor. Nitekim yapıla-
madığı için birinci lige ara veriÛnce
toto hasılatı da birden tepetaklak dü-
şüyor. Bizce Avrupa'nın önemli lig
maçlanndan bir ikisi de pekâlâ toto
kuponuna girebilir, bizim amatörlere
para yardımı da sürebilir. Ikisini bir-
den beceremiyorsak bunun suçunu
yönetmelikteki birtakım engelleyici
saçma sapan maddelerde bulmaya-
lım. Doğrular değişmez, ama yönet-
melik değişebilir.
Evet, biz yine Alman totosuna dö-
nelim. Alman totosunda 11 maçın
tahmini vardır. Bizde ise 13 maç, bir
de artısı.
Onun için de bizde totoda 13+ l'i
bulanlar hatta 13'ü yakalayanlar çok
az. Oysa 11 maçı bilme şansı daha faz-
la olduğu için her hafta totoda ll'i
bulan sayısı artacak, bu da totoya ka-
tıhmı arttıracak, özendiricilik getire-
cektir. Demek istediğimiz totodaki
maç sayısı 13'ten 1 l'e indirilmelidir.
Bir lokantanın gıriş kapısına yaz-
mışlar: "Yiyin için, hesabınızı toru-
nunuz ödeyecek". Adam girmiş içeri,
yemiş içmiş, tam kalkacak önüne bir
hayli yüklü hesap koymuşlar. Şaşır-
mış, "Hani hesabı torunum ödeye-
cekti?" "Efendim" demiş garson, "Si-
zin hesabı torununuz ödeyecek. Bu
hesap sizin dedenize ait."
Fıkrayı dinleyince aklıma geldi. Biz
ata sporunda acaba hâlâ kimlerin he-
sabım ödüyoruz?