02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' 9 KASIM1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Çin'de helikoptep kazası: 33 ölû . • PEKÎN(AA)-Çindebir helikopterin binaya çarpması sonucu dün 33 kişi öldü. 46 kişi de yaralandı. Yeni Çin haberajansının haberinde, bir reklam şirketi tarafından -luralanan MI-17 tipi bir t helikopterin bir binaya çarparak infilak ettıği kaydedildi. Haberde, kazanın Henan eyaJetindeki Yuanyang bölgesinde meydana geldiği belirtildi. İsrail uçaklan Lübnan'ı bombaladı • RASHAYA (AA) - İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı dört savaş uçağı, dün Güney Lübnan'a saldırdı. İsrail savaş uçaklan, Bekaa Vadisi'nin güneyindeki Ain El-Tineh köyü civanndaki iran yanlısı Hizbullah gerillalanna ait mevzileri bombaladılar. Saldın sonucu, dört Hizbullah gerillası ölürken ikisi de yaralandı. Lübnan güvenlik kav naklannın ve görgü tanıklannın verdiklen bilgilere göre savaş uçaklannın Hizbullah mevzilerine karşı düzenlediklen saldınlarda, Hizbullah gerillalannın da ucak savarlar ile karşı koyduklan belirtildi. İsrail'in buyıl içınde Lübnan"daki, Filistinve Hizbullah hedeflerine düzenlediği 44 hava saldınsında. en az 42 kişi öldü ve 110 kişi de yaralandı Saddam'a İngiliz yardımı • LONDRA (AA) - İngiliz şirketlerinin. 1988yilında îrak'a roket yapımında kullanılan malzemeler saltığından. dönemin İngiliz hükümetının haberdar olduğu açıklandı. The Sundav Times gazetesi verdiğı haberde. Old Baıley AğırCeza Mahkemesi'nde gecen hafta. Iraka uygulanan tıcaret ambargosunu delmek suçundan yargılanan üç İngiliz işadamının duruşması sırasındaeski İngiliz Ticaret ve Savunma Bakaru Yardımcısı Alan Clark'ın tanık sandalyesinde ifade verdiğini belirtti. Haberde, Iraka satılan İngiliz malı mekanik parçalann Saddam'ın askeri gücünü önemli ölçüde arttıracağını bilmesine rağmen. Clark'ın ihracatı onayladığını söyledıği ifade edildi. Kûrt muhalif tutuklandı • TAHRAN (AA) - İran'da başhca Kürt muhalefet gruplanndan KOMALA'nınbir yetkilisinin tutuklandığı bıldirildi. İran İstihbarat Bakanı Ali Fallahıan. İran'ın kuzeybaüsına ve İran-Irak sımnna yaptığı gearun ardından. bölgede faaliyet gösteren Marksıst KOM ALA Kürt muhalefet grubu yetkililennden birinin tutuklandığını kavdetti. Atina'ya insan hakları raporu • ATtNA (AA) - Merkezi Belçika'da bulunan "Sınıraz İnsan HaklanÖrgütü'nün Yunanistan'ın insan haklannı çiğnedığıne ilişkin raporu Atina'da tepkiyle karşılandı. Örgütün, ' kapağında tarihi 5 Akropolis'in fotoğrafının ' bulunduğu " Yunanistan: | İnsan Haklannm Bilinçlice | Çiğnenmesi" başlıklı 48 ı sayfalık raporunda, bu" ı ülkedeki dini hürriyetlerin I "diktatörlük rejimı altında J olduğu" ifade edildi. Çekoslovak devlet adamı Dubçek, 1 eylülde geçirdiği trafik kazasından sonra iyileşemedi 'FragBahaırııııı lideri öldü POLTTİKADA • Çekoslovakya'nın eski parlamento başkaru Alexander Dubçek, Sov- yet tanklanrun 1968 yılında Prag sokaklanna girdiği günlerde dünyaca tanınmıştı. Sosyalist li- der, ülkesinde "insancıl sosyalizm"i yaşama ge- çirmek istiyordu. Dej Haberfer Servisi - Çe- koslovakya'nın ulusal lideri, eski parlamento başkaru ve 1968 yılında "Prag Bahan" adıyla anılan demokrası hare- ketinin lideri Alexander Dub- çek önceki gün öldü. Dubçek'in mıman olduğu "insancıl sosyalizm"i tehlikeli bulan Sovyetler Bırlığı tanklan- nın Çekoslovakya'nın baskenti Prag'ı işgal etüği günlerde dün- yaca tanınan Dubçek, Çekoslo- vak CSTK ajansının bildirdiği- ne göre, 1 eylülde geçirdiği tra- fik kazasından sonra tedavi edildiği Prag'ın Na Homolce Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Dubçek'in şoförünün kul- landığı BMW marka otomobil, eylüi ayının ilk günü Prag'ın 90 kilotnetre güneydoğusunda yağışlı havada yolun kaygan ol- ması nedeniyle bir vadi geçidin- de yoldan çıkarak kaza PORTRE/ ALEXANDER DUBÇEK Komünizmde reformîsteyenyurtsever Dtş Haberier Servisi- Eski Doğu Bloku ülke- leri arasında Sovyet komünizmini hiçbir zaman tam içıne sindirmediğinden "kırmızı turp"' diye adlandınlan Alexander Dubçek, 18 yaşınday- ken Komünist Parti'ye girdi. Ikınci Dünya Sa- vaşı'nda işgalci Almanlara karşı savaşan bir parüzan olarak iki kez yaralandı. Savaştan sonra Komünist Parti içinde sürckli yükselen Dubçek, 1958*de Bran'slava'daki böl- ge komitesmin birinci sekreteri, hem Slovak hem de Çekoslovak komünist parülerinde mer- kez komitesi üyesi oldu. Moskova'daki Komünist Parti Akademisi'- nden 1958"de mezun olan Dubçek. 10 yıl sonra (5 Ocak 1968) Çekoslavak Komünist Partisi'- nin lideriiğjni katı politika yanlısı Antonin No- votny'den devralarak parti bîrinci sekreleri oJdu. Dubçek. 1968 Ağustosu'nda Sovyet Bîoku tanklan tarafı- ndan ezilen "Prag Bahan" reformlannı yürürlüğe koyduğunda ülkesinde ve dünyada umudun simgesi olarak ünlendi. Prag Ba- han reformlan temelde kapıtalizmin pazar ekonomisiyle sosya- Hzmin devletçilik anlayışı ve insani değerlerin bir sentezmı yap- mayı amaçhyordu. Çekoslavakya'nın işgali, daha insancıl bir sosyalizm düşünü ortadan kaldınrken Dub- çek de götürüldügü Moskova'dan ülkesine moral açıdan yualmış, çökmüş bir lider olarak dönüyordu. Prag Bahan'nın lideri, halkına radyödan yaptığı konuşmada, refomlann tanklar karşısmda yenik düştüğünü söylerken gözyaşlannı tutamıyordu. 1970 ocağında Türkiye BüyükelçiHği'ne ata- nan Dubçek, ülkesine döndükten sonra 1988 yüına kadar Bratislava'da gözden düşmüş bir lider olarak, kendi halinde, sessiz bir yaşam sürdürdü. 1989'da ise Vaclav Havel'te buluş- tuktan sonra tekrar politika sahnesinin önde gelen oyuncuları arasına girdi. Havel'le birlik- te Prag'm Venceslar Meydanı'nda halka hitap eden Dubçek, kasım ayında gerçekleştirilen "Kadife Devnm" in başansında önemli rol oynadı. 1989 sonunda parlamento başkarüığma atanan Dubçek özellikfc sağ basının sert eleştirüe- rine hedef oldu. Prag Bahan'nın miman, 1968'de sovyet baskısma karşı yeterince direnmemekle suçlanıyordu. yapmıştı. Haziran seçimlerinde Slovak Sosyalist Partisi'nin li- deri olarak meclise giren eski parlamento başkanı Dubçek. kazada ağır yaralanmıştı. 70 yaşındaki sosyalist lider. bel- kemiği ve karnından üç kez ameliyat edilmiştı. Çek ve Slovakya Sağlık ba- kanı Robert Lum, dün yapüğı açıklamada trafik kazasında omurga, leğen kemiği. kann ve göğsünden yaralanan Dubçek'- in ölüm nedeninin "yaşamsal organlannın ışlevsizliği" oldu- ğunu bildirdi. Bakan, Dubçek'- in durumunun son birkaç hafta içinde kritikleştiğini, diyalız ve solunum cihazlanna bağlı ola- rak yaşam savaşı verdiğini be- lirtü. Bu arada ABD'nin 42. başkanı Bill Clinton, Dubçek'- in ölümü nedeniyle yapüğı açıklamada. Dubçek'in ölümü- nün kendisine üzüntü verdiğini söyledi. Clinton, "Fakat, Doğu Avrupa'da demokrasinin do- ğuşunu gördüğü için sevinç, fe- rahlık duyuyorum. Dualanm, ailesi, dostlan, ülkesinin halkı ve ona hayranlık duyan herkes- le beraber" dedi. Dubçek'inAnkara'dakibilinmeyenaşkı Sürgün sırasında ilk kez Cumhuriyet'e konuşan zoraki diplomat, aniden Prag'a çağnldı. ÖZGENACAR Alexander Dubçek'in ölüm haberi beni yaklaşık çeyrek yüz yıl öncesine ve hatta şu ana ka- dar dünyada yazılmamış bazı anılara götürdü Dubçek "sosyalizme insanal bir yüz" verme amaayla ikta- dara gelmışü. 1968 bahannda Dubçek'in komünizmin katı ıl- kelerinden annmak amaayla yaptığı reformlara daha sonra "Prag Bahan" adı verilecekti. Moskova'da o tarihte Gor- baçov değil, Brejnev iktidar- daydı. Katının da katısı bir li- derdi. Varşova Paktı, ordulan ile 24 Ağustos 1968'de Çekoslo- vakya'yı ışgal etti. Dünya ye- rinden oynadı. Cumhuriyet de beni bu ışgal olayını izlemeye Prag'a gönderdi. Prag'a ulaşüğırnda Dubçek, beş yakını ile bırlıkte Mos- kova'ya götürülmüştü. Prag'da Rus tanklan vardı. Matem var- dı. İşgale karşı gösteriler ve pa- sif bir direniş vardı. Herkes, Dubçek ve arkadaşlannın akı- betinden kaygılıydı. Birkaç gün sonra Dubçek'in Prag'a döneceği ve TV ile rad- yoda önemli bir konuşma ya- pacağı duyuruldu. O günü ömrümün sonuna kadar unut- mayacagım. Gösteriler sona ermiş, herkes evlenne girmiş, yabanalar otel lobilennde TV'nin başında top- lanrruşlardı. Akşam saat 17'de TV ve radyo ortak yayınına, Beethoven'in 5. Senfonisi ile başlandı. Bir adı da "Kader Senfonisi" olan bu ünlü yapıt çalarken, ağlamayan tek Çe- koslovak kalmamışü. Gözlennin altında uykusuz- luktan mı yoksa fıziki baskıdan mı kaynaklandığı belli olmayan mor halkalar olan Dubçek, "Politik yaşanüm sona ermek- tedir" diyerek konuşmasına başladı. Gözlennin altındaki morluk- lann nedenini, "Beni bir mace- raa olarak, hatta bir sağcı ola- rak gösterme yolundaki çaba- lan onayhyorum..." cümlesi aakbyordu. Konuşma metni- nin, kendisine Moskova'da dikte ettirildiği anlasıhyordu. Dubçek daha önce söyledıkleri- ni yalamak zorunda kalmıştı. Bu konuşma ile "Prag Bahan" yazı görmeden sonbahara gir- miş ve Dubçek uzaklaştınlmış- ö. Dubçek, o tarihte genç bir muhabir olan genei yayın müdürümüz O gündür bugündür 5. Sen- foni'yi diniediğimde Dubçek ve Prag Bahan'nı özdeşleştiren anılanma dönenm. ••• Dubçek 25 Ocak 1970'te Türkıye'ye büyükelçı olarak atandı. Bu bu" sürgündü. İşın il- ginç yanı, Ankara'da sürgün; lük günlerini geçirdiği ikamet- gâhta daha önce bir başka ünlü büyukelçı de sürgün olarak ya- şamıştı. Almanya Başbakanı Von Papen de Türkıye'ye bü- yükelci olarak sürüldüğünde aynı bınada günlerini geçirmiş- ti. Ankara'ya geldiğinde Dub- çek'in ilk ziyaret ettiği kişi Sov- yet Büyükelçısi Vasili Federo- viç Grubyakov oldu. Sovyet Büyükelçısi kendisine Ankara'- da, "bir diplomat olarak nasıl hareket etmesi" gerektiğmi an- latmaya başladığında sözünü kesti ve "zoraki diplomatlığı"nı şu sözlerle anlattı: "Ben bir diplomat değilim. Beni siz diplomat yaptınız, bel- ki bir diplomaün nasıl hareket etmesi gereku'gini sizin kadar bilmem. Ama, aklım ve mantı- ğım bana yeter..." Bir yandan kendı ülkesinin, bir yandan da KGB ajanlannın gözetimindeydi. Sosvalist ülke- İer ile Türkiye arasındaki proto- kol anlaşması onu da etkilıyor- du. Bu ülkelerdeki diplomatlar karşılıklı bir uygulamavla baş- kentın 40 kilometre dışına çıka- mazlardı Dubçek'in bu sınır içinde gideceği bir tek yer vardı. O da Gölbaşı idi. Çoğu zaman Gölbaşı'na giderek yaban örde- ğı ya da balık avlıyordu. Şimdiye kadar hiçbir yerde yayımlanmayan bir olayı Dub- çek'in ölümünden sonra bugün açıkhyorum. Dubçek'in dadan- dığı bir başka yer ıse Kavaklı- dere'de bir apartman dairesiy- di. Burada bir Çekoslovak aile yaşıyordu. Erkek, Ankara'daki BM örgütünde diplomattı. Eşi gerçekten çekici, havah genç bir Çek bayandı. Bayan kendi di- linden başka İngilizce, Fransız- ca ve mükemmel Türkçe bili- yordu. İki aile arasında başla- yan dostluk bir süre sonra Dubçek ile diplomaün eşi ara- sında başlayan kacamak aşka dönüştü. Nereden mi biliyo- rum? Çünkü bayam çok iyi ta- nıyordum. Kendisi hayatta olduğu için adını açıklamaya- cağım. Ancak, şu kadannı söy- leyeyim. Yıllarca sonra Bod- rum'da karşılaştıgımda eşinden aynlmıştı. O gün kendisinden 10 yaş genç bir Franazla bırlik- te yaşıyordu... Dubçek, iküdardan düştük- ten sonra ilk ve son demecini bu bayanın araahğı ile Cumhun- yet'e verdi. Kendisi ile büyükel- çılik binasında yapuğım yazılı metne dayah görüşmede Dub- çek, Moskova dönüşündeki ünlü TV demecinde ağana ala- madığı "Prag Bahan" sözcük- lerini ilk kez yineledi. Bu mülakat daha sonra An- kara'daki diplomatlarca Prag ve Moskova ile öteki sosyalist başkentlere de ulaştınldı. Bu demeçten bir iki hafta sonra Dubçek "annesinin hastahğı" gerekçe gösterilerek ve ani ola- rak 30 mayısta Prag'a çağnldı. 24 haziranda Prag'da yapılan bir küçük açıklama ile Dub- çek'in Ankara Büyükelçılıği'- nin sona erdiği duyuruldu. "Cumhuriyet"e verdiği demeç- te "Prag Bahan"ndan söz et- mesi başını yemesıne yol acmış- u. Uluslararası protokol gele- nekleri hiçe sayıldı ve bir büyükelçi Ankara'ya dönüp veda ziyaretleri dahı yapama- dan görevinden aündı. Bu olay üzenne Ankara'daki sevgilisi dünyanın dört bir kö- şesinden Dubçek'e gehniş yüz- lerce mektuptan bazılannı Dubçek'in "olur"u ile bana verdi. 29 haziranda "Dubçek'in Ankara'daki Günleri" başlığı ile bu mektuplan Cumhuriyet'- te bir dizı olarak yayımladım. Mektuplardan biri Hol- landa'dan geliyordu. Lalenin Türkıye'den Hollanda'ya geldi- ğini anımsatan bir lale üreticisi yeni yaratügı bir lale türüne "Dubçek" adını vermişti. Bu lale, Türkiye-Çekoslovakya- Hollanda arasındaki dostluğu sımgeleyecekü. Mektupta, "Dubçek lalesi"nin birkaç fo- toğranda vardı. Bir Alman, mektubunda ken- di pasaportunu Dubçek'e gön- dermişü. Kendi fotoğrafını pasaportuna koyarak Batı'ya iltica etmesini Dubçek'e öneri- yordu. Dubçek hiçbir zaman Batı'ya sığınmayı düşünmedi... Türk Dışışlen Bakanhğı, 40 kilometreük sınır konusunda Dubçek'e büyük hoşgörüde bulunuyordu. Dubçek bir kere- sinde kuyruklannı aüatarak Akçakoca'ya gitti. Orada deni- ze yaptığı tramplen atlamalan Kerçekten jsörülecek cinstendi. Bir başka kez ortadan kay- bolduğunda tüm sosyalist ülke- lerin tüm sosyalist ülkelerin haberalma örgütleri alarma geçü. Dubçek kaçmışü!.. Oysa Dubçek o günlerde Mersin'de deniz kenannda kendısini tanı- yan Türk öğrencilerle "Prag Bahan" üzerine söyleşiyordu. Eylül ayındaki trafik kazası sonucunda önceki gün hastane- de ölen Dubçek'in Ankara'daki diplomatlığı sadece 150 gün sürdü. Kader Senfonisinin fı- nalı daha acı oldu. HURPADAN ALIRKEN KARLI KULLANIRKEN KARLI — • • •• Hürpa HÜRPA MERKE2 Tel: 232 32 00/12 Hat Geniş bilgi HÜRRİYET GAZETESİNDE SORUNLAR ERGUN BALCI Clinton'ı Bekleyen İkî Önemli Sınav ABO'nin yeni Başkanı Bill Clinton, Beyaz Saray'a ta- şındığtnda kendisini iki önemli sorun bekliyor. Aslında Clinton ı bekleyen önemli sorunların bini bir paraya. Ama sözünü ettiğimiz iki sorun son derece acil olduğurv dan sanınz Demokrat Başkan'ın dış politika gündemin- de birinci sırada yer alacakır. Bunlardan biri ABD ile Avrupa Topluluğu arasında patlak veren ve tehlikeli boyutlara ulaşma olasılığı bulu- nan ticaret savaşı, diğeri de Bosna-Hersek'teki kanlı bunalımdır. Clinton, Bush yönetimi tarafından AT'den ithal edilen gıda maddelerinin 300 milyon dolarlık bölümüne % 200 oranında gümrük zammı yapılması konusunda yorum- da bulunmaktan kaçındı; sadece temkinli biçimde "Du- rumu gözden geçireceğim. Halen Amerika'nın Başkanı Bush'tur. Onun işine Ranşmak istemem" demekle yetin- di. Demokrat Başkan serbest ticaretin aleyhinde değil. Ancak halkına bir dizi taahhütte bulunmuş durumda. 20 ocakta Beyaz Saray'a yerleştiğinde AT, tarım ürünlerini destekleme politikasında bir esneklik göstermemekte ısrar ettiği takdirde, ABD ile Avrupa arasında kıyasıya bir ticaret savaşını başlatmak zorunda kalabilir. Bu noktada, Clinton'ın basınımıza fazla yansımayan bir özelliği üzerinde durmak yararlı olabilir. Yeni ABD Başkanı sorunları görûşme, uzlaşma, ikna yolları ile çözmeyi seven bir kişi. Aynı zamanda bu yöntemleri us- taca kullanan bir politikacı olarak tanınıyor. Amerikan basınında Clinton'ın bu özelliği sık sık vurgulandı. Hatta seçim kampanyası sırasıdaCumhuriyetçiler, bunu silah olarak kullanmaya çabaladılar. Clinton'ın çabuk karar almayı, sert tutum takınmayı gerektiren durumlarda uz- laşmacılığa kacacağmı, ABD'nin ulusal çıkarlarını tehli- keye sokacağını öne sürdüler. Ama Ârkansas Valisi, Amerikan seçim tarihinin en çetin kampanyalarından bi- rini sonuna kadar sendelemeden inaüa sürdürerek, gerektiğinde son derece kararlı olabileceğini kanıtladı. Bu bakımdan çıkmaza giren GATT görüşmeleri, Clin- ton'ın hangi noktadan sonra uzlaşma arayışını terkedip savaşa gireceğini gosterecek ilginç bir örnek olacaktr. Beyaz Saray'a girdiğinde Clinton'ı bekleyen ikinci bü- yük sorun ya da sınav ise Bosna-Hersek bunalımı. Clinton, seçim kampanyası sırasında Başkan Bush'un pasif tutumunu eleştirerek, Sırplara karşı daha kararlı bir politika izlenmesi gerektiğini, Amerikan askeri gücü- nün sınırlı kullanımının, krizin çözümünde yararlı olabi- leceğini savunmuştu. Beyaz Saray'a yerleştiğinde bu görüşünü uygulayıp uygulamayacağı şimdi merakla bekleniyor. Clinton döneminde ABD-Türkiye ilişkileri konusunda ise basınımızda çok şey yazıldt. Kimi yazarlar, Demok- rat yönetiminin Türkiye'nin başına bir dizi dert getirece- ğini ileri sürüp karamsar bir tablo çizerken bazı çevreler de Clinton döneminde ABD'nin Türkiye politikasında önemli hiçbir değişiklik olmayacağını, seçim kampan- yası sırasında söylenenlerin, iktidara geldikten sonra unutulduğunu savundular. Gerçek, aslında bu iki görüşün ortasında. Clinton dö- neminde Tük-ABD ılişkilerinde önemli değışıklikler ola- cağını biz de sanmıyoruz. Türkiye Clinton'ın dış politika gündeminde ilk sırada yer almıyor. Ticaret savaşı, Bosna-Hersek, Saddam Hüseyin, Avrupa'daki Ameri- kan askeri varlığı, Rusya, Ortadoğu barış görüşmeleri gibi sorunlara büyük bir olasılıkla öncelik tanınacaktır. Ama bu, Türkiye'nin VVashington'daki yeni yönetimle hiçbir sorunu olmayacağı. her şeyin eskisi gibi devam edeceğı anlamına da gelmiyor. İnsan hakları, Kıbrıs, Güneydoğu Anadolu'daki durum gibi sorunlar, eğer An- kara gerçekçi bir politika izlemezse, rahatsız edici pü- rüzlere dönüşebilir. Akılcı bir politika ise bu sorunların ciddi pürüzlere dö- nüşmeden ortadan kalkmasına ya da hafiflemesine yol açabilir. Clinton'ın 'geçiş ekibi9 Washington9 da Savunma Bakanlığı'naen yakınisim olarak Ermeni tasansının Senato'da savunulucuğunu yapanSam Nunn'dan RENAULT FUATKOZLUKLU WASHENGTON - ABD'nin yeni başkanı Bill Clinton'ın ka- binesini oluşturma çakşma- lannı yürüten "geçiş ekıbi", hafta içinde Litüe Rock'tan başkent VVashıngton'a taşını- yor. Little Rock'taki Clinton'ın danışmanlan. özellikle yabana başında yeralan haberlerin "ha- yal ürünü olduğunu" savuna- rak "ABD içiş- leri ile ilgili yo- ğun bir çakşma başlatıldı. ABD basınına dahı yansuna- mış spekülas- yonlan dış basındanduyu- yoruz" dediler. Clinton'ın danışmanlan, Bill Clinton'ın ilk günlerinde "acil" olarak nitelendirdiğı i _^ > — dış sorunlar çerçevesinde Bosna-Hersek'- teki Sırp saldınlannın durdu- rulmasının yer alacağmı söylü- yoriar. Nükleer silahlann indi- rimi konusunda yeni bir anlaş- ma imzalanması amaayla Rus- ya ile görüşülmesi ve iki ülke li- derlerinin bir araya gehnesi, Irak'ta BM ekiplerinin nükleer silah konusundaki araşür- malan da, Clinton'ın dış politi- kada öncelik vereceği konular arasında gösteriliyor. Beyaz Saray'ın 20 ocaktan sonraki dış gündeminde, dış yardımlann azaltılması ve Av- rupa'daki askeri kuvvetlerin in- dirimi amaayla hemen ça- lışmalar başlatılması da "ön- celikli konular" arasında. Danışmanlar, "Tüm bunlann başında insan haklan ihlalle- nnin sıkı takipçiliği yer alacak" diye de ekliyorlar. Öte yandan, Clinton'ın kam- panyasını destekleyen Yahudi lobisı ile Rum asıllılar, Dışişleri ve Savunma Bakanüklanna ge- tirilecek isımler üzerinde çaba harcıyorlar. Clinton'ın kam- panyası sırasında aktif çalışma- lanyla ön plana çıkan ve İsrail kökenli olduğu bildirilen Baan Sekreteri Yardımcısı avukat Mark Ginsberg ile Rum asüh habeıieşme sorumlusu George Stefanopulos'un başkanın çok yakınında görev alacaklan bil- diriliyor. Stefanopulos'un ismi Beyaz Saray Başkan Yardıması ola- rak da geçiyor. Rum asıüı Ste- fanopulos, se- çim kampan- yasının bâftn- dan bugüne kadar Clinton adınabasınade- meçlerveriyor. Başkent ku- lislerinde ve si- yası gözlemcite- rin"olaa"hste- lerinde daha çok Carter döneminin isimle- rinden söz ediyor. Dışişleri Ba- kanhğı için yoğun olarak Tem- silciler Meclisi ve Avrupa ve Ortadoğu Alt Komitesi Baş- kanı Lee Hamilton'ın adından söz editmeye başlandı. Savun- ma Bakanhgına en yakın isim olarak Ermeni karar tasansının Senato'da sıkı savunucusu ol- muş Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Sam Nunn'- dan söz edUiyor. Temsilciler Meclisi Wisconsin Eyaleti üyesi Les Aspin de Savunma Ba- kanhğı için adı gecenler arası- nda. CIA'nın başına getirüeceği söylenenler arasında ise seçim- den önce acık aak Chnton'a destek veren ve "Kazanacak" diye konuşan Cumhuriyetçile- rin tanınnuş sıması, emekü tü- mamiral William Crowe ile Temsilciler Meclisi üyesi Les Aspin'in adlan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle