Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' 9 KASIM1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER
Çin'de
helikoptep
kazası: 33 ölû
. • PEKÎN(AA)-Çindebir
helikopterin binaya çarpması
sonucu dün 33 kişi öldü. 46
kişi de yaralandı. Yeni Çin
haberajansının haberinde,
bir reklam şirketi tarafından
-luralanan MI-17 tipi bir
t helikopterin bir binaya
çarparak infilak ettıği
kaydedildi. Haberde,
kazanın Henan eyaJetindeki
Yuanyang bölgesinde
meydana geldiği belirtildi.
İsrail uçaklan
Lübnan'ı
bombaladı
• RASHAYA (AA) - İsrail
Hava Kuvvetleri'ne bağlı
dört savaş uçağı, dün Güney
Lübnan'a saldırdı. İsrail
savaş uçaklan, Bekaa
Vadisi'nin güneyindeki Ain
El-Tineh köyü civanndaki
iran yanlısı Hizbullah
gerillalanna ait mevzileri
bombaladılar. Saldın
sonucu, dört Hizbullah
gerillası ölürken ikisi de
yaralandı. Lübnan güvenlik
kav naklannın ve görgü
tanıklannın verdiklen
bilgilere göre savaş
uçaklannın Hizbullah
mevzilerine karşı
düzenlediklen saldınlarda,
Hizbullah gerillalannın da
ucak savarlar ile karşı
koyduklan belirtildi. İsrail'in
buyıl içınde Lübnan"daki,
Filistinve Hizbullah
hedeflerine düzenlediği 44
hava saldınsında. en az 42
kişi öldü ve 110 kişi de
yaralandı
Saddam'a İngiliz
yardımı
• LONDRA (AA) - İngiliz
şirketlerinin. 1988yilında
îrak'a roket yapımında
kullanılan malzemeler
saltığından. dönemin İngiliz
hükümetının haberdar
olduğu açıklandı. The
Sundav Times gazetesi
verdiğı haberde. Old Baıley
AğırCeza Mahkemesi'nde
gecen hafta. Iraka
uygulanan tıcaret
ambargosunu delmek
suçundan yargılanan üç
İngiliz işadamının duruşması
sırasındaeski İngiliz Ticaret
ve Savunma Bakaru
Yardımcısı Alan Clark'ın
tanık sandalyesinde ifade
verdiğini belirtti. Haberde,
Iraka satılan İngiliz malı
mekanik parçalann
Saddam'ın askeri gücünü
önemli ölçüde arttıracağını
bilmesine rağmen. Clark'ın
ihracatı onayladığını
söyledıği ifade edildi.
Kûrt muhalif
tutuklandı
• TAHRAN (AA) - İran'da
başhca Kürt muhalefet
gruplanndan
KOMALA'nınbir
yetkilisinin tutuklandığı
bıldirildi. İran İstihbarat
Bakanı Ali Fallahıan. İran'ın
kuzeybaüsına ve İran-Irak
sımnna yaptığı gearun
ardından. bölgede faaliyet
gösteren Marksıst
KOM ALA Kürt muhalefet
grubu yetkililennden birinin
tutuklandığını kavdetti.
Atina'ya insan
hakları raporu
• ATtNA (AA) - Merkezi
Belçika'da bulunan "Sınıraz
İnsan HaklanÖrgütü'nün
Yunanistan'ın insan
haklannı çiğnedığıne ilişkin
raporu Atina'da tepkiyle
karşılandı. Örgütün,
' kapağında tarihi
5
Akropolis'in fotoğrafının
' bulunduğu " Yunanistan:
| İnsan Haklannm Bilinçlice
| Çiğnenmesi" başlıklı 48
ı sayfalık raporunda, bu"
ı ülkedeki dini hürriyetlerin
I "diktatörlük rejimı altında
J olduğu" ifade edildi.
Çekoslovak devlet adamı Dubçek, 1 eylülde geçirdiği trafik kazasından sonra iyileşemedi
'FragBahaırııııı lideri öldü
POLTTİKADA
• Çekoslovakya'nın
eski parlamento başkaru
Alexander Dubçek, Sov-
yet tanklanrun 1968
yılında Prag sokaklanna
girdiği günlerde dünyaca
tanınmıştı. Sosyalist li-
der, ülkesinde "insancıl
sosyalizm"i yaşama ge-
çirmek istiyordu.
Dej Haberfer Servisi - Çe-
koslovakya'nın ulusal lideri,
eski parlamento başkaru ve
1968 yılında "Prag Bahan"
adıyla anılan demokrası hare-
ketinin lideri Alexander Dub-
çek önceki gün öldü.
Dubçek'in mıman olduğu
"insancıl sosyalizm"i tehlikeli
bulan Sovyetler Bırlığı tanklan-
nın Çekoslovakya'nın baskenti
Prag'ı işgal etüği günlerde dün-
yaca tanınan Dubçek, Çekoslo-
vak CSTK ajansının bildirdiği-
ne göre, 1 eylülde geçirdiği tra-
fik kazasından sonra tedavi
edildiği Prag'ın Na Homolce
Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
Dubçek'in şoförünün kul-
landığı BMW marka otomobil,
eylüi ayının ilk günü Prag'ın 90
kilotnetre güneydoğusunda
yağışlı havada yolun kaygan ol-
ması nedeniyle bir vadi geçidin-
de yoldan çıkarak kaza
PORTRE/ ALEXANDER DUBÇEK
Komünizmde reformîsteyenyurtsever
Dtş Haberier Servisi- Eski Doğu Bloku ülke-
leri arasında Sovyet komünizmini hiçbir zaman
tam içıne sindirmediğinden "kırmızı turp"' diye
adlandınlan Alexander Dubçek, 18 yaşınday-
ken Komünist Parti'ye girdi. Ikınci Dünya Sa-
vaşı'nda işgalci Almanlara karşı savaşan bir
parüzan olarak iki kez yaralandı.
Savaştan sonra Komünist Parti içinde sürckli
yükselen Dubçek, 1958*de Bran'slava'daki böl-
ge komitesmin birinci sekreteri, hem Slovak
hem de Çekoslovak komünist parülerinde mer-
kez komitesi üyesi oldu.
Moskova'daki Komünist Parti Akademisi'-
nden 1958"de mezun olan Dubçek. 10 yıl sonra
(5 Ocak 1968) Çekoslavak Komünist Partisi'-
nin lideriiğjni katı politika yanlısı Antonin No-
votny'den devralarak parti bîrinci sekreleri
oJdu. Dubçek. 1968 Ağustosu'nda Sovyet Bîoku tanklan tarafı-
ndan ezilen "Prag Bahan" reformlannı yürürlüğe koyduğunda
ülkesinde ve dünyada umudun simgesi olarak ünlendi. Prag Ba-
han reformlan temelde kapıtalizmin pazar ekonomisiyle sosya-
Hzmin devletçilik anlayışı ve insani değerlerin bir sentezmı yap-
mayı amaçhyordu.
Çekoslavakya'nın işgali, daha insancıl bir
sosyalizm düşünü ortadan kaldınrken Dub-
çek de götürüldügü Moskova'dan ülkesine
moral açıdan yualmış, çökmüş bir lider olarak
dönüyordu. Prag Bahan'nın lideri, halkına
radyödan yaptığı konuşmada, refomlann
tanklar karşısmda yenik düştüğünü söylerken
gözyaşlannı tutamıyordu.
1970 ocağında Türkiye BüyükelçiHği'ne ata-
nan Dubçek, ülkesine döndükten sonra 1988
yüına kadar Bratislava'da gözden düşmüş bir
lider olarak, kendi halinde, sessiz bir yaşam
sürdürdü. 1989'da ise Vaclav Havel'te buluş-
tuktan sonra tekrar politika sahnesinin önde
gelen oyuncuları arasına girdi. Havel'le birlik-
te Prag'm Venceslar Meydanı'nda halka hitap
eden Dubçek, kasım ayında gerçekleştirilen "Kadife Devnm"
in başansında önemli rol oynadı. 1989 sonunda parlamento
başkarüığma atanan Dubçek özellikfc sağ basının sert eleştirüe-
rine hedef oldu. Prag Bahan'nın miman, 1968'de sovyet
baskısma karşı yeterince direnmemekle suçlanıyordu.
yapmıştı. Haziran seçimlerinde
Slovak Sosyalist Partisi'nin li-
deri olarak meclise giren eski
parlamento başkanı Dubçek.
kazada ağır yaralanmıştı. 70
yaşındaki sosyalist lider. bel-
kemiği ve karnından üç kez
ameliyat edilmiştı.
Çek ve Slovakya Sağlık ba-
kanı Robert Lum, dün yapüğı
açıklamada trafik kazasında
omurga, leğen kemiği. kann ve
göğsünden yaralanan Dubçek'-
in ölüm nedeninin "yaşamsal
organlannın ışlevsizliği" oldu-
ğunu bildirdi. Bakan, Dubçek'-
in durumunun son birkaç hafta
içinde kritikleştiğini, diyalız ve
solunum cihazlanna bağlı ola-
rak yaşam savaşı verdiğini be-
lirtü. Bu arada ABD'nin 42.
başkanı Bill Clinton, Dubçek'-
in ölümü nedeniyle yapüğı
açıklamada. Dubçek'in ölümü-
nün kendisine üzüntü verdiğini
söyledi. Clinton, "Fakat, Doğu
Avrupa'da demokrasinin do-
ğuşunu gördüğü için sevinç, fe-
rahlık duyuyorum. Dualanm,
ailesi, dostlan, ülkesinin halkı
ve ona hayranlık duyan herkes-
le beraber" dedi.
Dubçek'inAnkara'dakibilinmeyenaşkı
Sürgün sırasında ilk kez Cumhuriyet'e konuşan zoraki diplomat, aniden Prag'a çağnldı.
ÖZGENACAR
Alexander Dubçek'in ölüm
haberi beni yaklaşık çeyrek yüz
yıl öncesine ve hatta şu ana ka-
dar dünyada yazılmamış bazı
anılara götürdü
Dubçek "sosyalizme insanal
bir yüz" verme amaayla ikta-
dara gelmışü. 1968 bahannda
Dubçek'in komünizmin katı ıl-
kelerinden annmak amaayla
yaptığı reformlara daha sonra
"Prag Bahan" adı verilecekti.
Moskova'da o tarihte Gor-
baçov değil, Brejnev iktidar-
daydı. Katının da katısı bir li-
derdi. Varşova Paktı, ordulan
ile 24 Ağustos 1968'de Çekoslo-
vakya'yı ışgal etti. Dünya ye-
rinden oynadı. Cumhuriyet de
beni bu ışgal olayını izlemeye
Prag'a gönderdi.
Prag'a ulaşüğırnda Dubçek,
beş yakını ile bırlıkte Mos-
kova'ya götürülmüştü. Prag'da
Rus tanklan vardı. Matem var-
dı. İşgale karşı gösteriler ve pa-
sif bir direniş vardı. Herkes,
Dubçek ve arkadaşlannın akı-
betinden kaygılıydı.
Birkaç gün sonra Dubçek'in
Prag'a döneceği ve TV ile rad-
yoda önemli bir konuşma ya-
pacağı duyuruldu. O günü
ömrümün sonuna kadar unut-
mayacagım.
Gösteriler sona ermiş, herkes
evlenne girmiş, yabanalar otel
lobilennde TV'nin başında top-
lanrruşlardı. Akşam saat 17'de
TV ve radyo ortak yayınına,
Beethoven'in 5. Senfonisi ile
başlandı. Bir adı da "Kader
Senfonisi" olan bu ünlü yapıt
çalarken, ağlamayan tek Çe-
koslovak kalmamışü.
Gözlennin altında uykusuz-
luktan mı yoksa fıziki baskıdan
mı kaynaklandığı belli olmayan
mor halkalar olan Dubçek,
"Politik yaşanüm sona ermek-
tedir" diyerek konuşmasına
başladı.
Gözlennin altındaki morluk-
lann nedenini, "Beni bir mace-
raa olarak, hatta bir sağcı ola-
rak gösterme yolundaki çaba-
lan onayhyorum..." cümlesi
aakbyordu. Konuşma metni-
nin, kendisine Moskova'da
dikte ettirildiği anlasıhyordu.
Dubçek daha önce söyledıkleri-
ni yalamak zorunda kalmıştı.
Bu konuşma ile "Prag Bahan"
yazı görmeden sonbahara gir-
miş ve Dubçek uzaklaştınlmış-
ö.
Dubçek, o tarihte genç bir muhabir olan genei yayın müdürümüz
O gündür bugündür 5. Sen-
foni'yi diniediğimde Dubçek ve
Prag Bahan'nı özdeşleştiren
anılanma dönenm.
•••
Dubçek 25 Ocak 1970'te
Türkıye'ye büyükelçı olarak
atandı. Bu bu" sürgündü. İşın il-
ginç yanı, Ankara'da sürgün;
lük günlerini geçirdiği ikamet-
gâhta daha önce bir başka ünlü
büyukelçı de sürgün olarak ya-
şamıştı. Almanya Başbakanı
Von Papen de Türkıye'ye bü-
yükelci olarak sürüldüğünde
aynı bınada günlerini geçirmiş-
ti.
Ankara'ya geldiğinde Dub-
çek'in ilk ziyaret ettiği kişi Sov-
yet Büyükelçısi Vasili Federo-
viç Grubyakov oldu. Sovyet
Büyükelçısi kendisine Ankara'-
da, "bir diplomat olarak nasıl
hareket etmesi" gerektiğmi an-
latmaya başladığında sözünü
kesti ve "zoraki diplomatlığı"nı
şu sözlerle anlattı:
"Ben bir diplomat değilim.
Beni siz diplomat yaptınız, bel-
ki bir diplomaün nasıl hareket
etmesi gereku'gini sizin kadar
bilmem. Ama, aklım ve mantı-
ğım bana yeter..."
Bir yandan kendı ülkesinin,
bir yandan da KGB ajanlannın
gözetimindeydi. Sosvalist ülke-
İer ile Türkiye arasındaki proto-
kol anlaşması onu da etkilıyor-
du. Bu ülkelerdeki diplomatlar
karşılıklı bir uygulamavla baş-
kentın 40 kilometre dışına çıka-
mazlardı Dubçek'in bu sınır
içinde gideceği bir tek yer vardı.
O da Gölbaşı idi. Çoğu zaman
Gölbaşı'na giderek yaban örde-
ğı ya da balık avlıyordu.
Şimdiye kadar hiçbir yerde
yayımlanmayan bir olayı Dub-
çek'in ölümünden sonra bugün
açıkhyorum. Dubçek'in dadan-
dığı bir başka yer ıse Kavaklı-
dere'de bir apartman dairesiy-
di. Burada bir Çekoslovak aile
yaşıyordu. Erkek, Ankara'daki
BM örgütünde diplomattı. Eşi
gerçekten çekici, havah genç bir
Çek bayandı. Bayan kendi di-
linden başka İngilizce, Fransız-
ca ve mükemmel Türkçe bili-
yordu. İki aile arasında başla-
yan dostluk bir süre sonra
Dubçek ile diplomaün eşi ara-
sında başlayan kacamak aşka
dönüştü. Nereden mi biliyo-
rum? Çünkü bayam çok iyi ta-
nıyordum. Kendisi hayatta
olduğu için adını açıklamaya-
cağım. Ancak, şu kadannı söy-
leyeyim. Yıllarca sonra Bod-
rum'da karşılaştıgımda eşinden
aynlmıştı. O gün kendisinden
10 yaş genç bir Franazla bırlik-
te yaşıyordu...
Dubçek, iküdardan düştük-
ten sonra ilk ve son demecini bu
bayanın araahğı ile Cumhun-
yet'e verdi. Kendisi ile büyükel-
çılik binasında yapuğım yazılı
metne dayah görüşmede Dub-
çek, Moskova dönüşündeki
ünlü TV demecinde ağana ala-
madığı "Prag Bahan" sözcük-
lerini ilk kez yineledi.
Bu mülakat daha sonra An-
kara'daki diplomatlarca Prag
ve Moskova ile öteki sosyalist
başkentlere de ulaştınldı. Bu
demeçten bir iki hafta sonra
Dubçek "annesinin hastahğı"
gerekçe gösterilerek ve ani ola-
rak 30 mayısta Prag'a çağnldı.
24 haziranda Prag'da yapılan
bir küçük açıklama ile Dub-
çek'in Ankara Büyükelçılıği'-
nin sona erdiği duyuruldu.
"Cumhuriyet"e verdiği demeç-
te "Prag Bahan"ndan söz et-
mesi başını yemesıne yol acmış-
u. Uluslararası protokol gele-
nekleri hiçe sayıldı ve bir
büyükelçi Ankara'ya dönüp
veda ziyaretleri dahı yapama-
dan görevinden aündı.
Bu olay üzenne Ankara'daki
sevgilisi dünyanın dört bir kö-
şesinden Dubçek'e gehniş yüz-
lerce mektuptan bazılannı
Dubçek'in "olur"u ile bana
verdi.
29 haziranda "Dubçek'in
Ankara'daki Günleri" başlığı
ile bu mektuplan Cumhuriyet'-
te bir dizı olarak yayımladım.
Mektuplardan biri Hol-
landa'dan geliyordu. Lalenin
Türkıye'den Hollanda'ya geldi-
ğini anımsatan bir lale üreticisi
yeni yaratügı bir lale türüne
"Dubçek" adını vermişti. Bu
lale, Türkiye-Çekoslovakya-
Hollanda arasındaki dostluğu
sımgeleyecekü. Mektupta,
"Dubçek lalesi"nin birkaç fo-
toğranda vardı.
Bir Alman, mektubunda ken-
di pasaportunu Dubçek'e gön-
dermişü. Kendi fotoğrafını
pasaportuna koyarak Batı'ya
iltica etmesini Dubçek'e öneri-
yordu. Dubçek hiçbir zaman
Batı'ya sığınmayı düşünmedi...
Türk Dışışlen Bakanhğı, 40
kilometreük sınır konusunda
Dubçek'e büyük hoşgörüde
bulunuyordu. Dubçek bir kere-
sinde kuyruklannı aüatarak
Akçakoca'ya gitti. Orada deni-
ze yaptığı tramplen atlamalan
Kerçekten jsörülecek cinstendi.
Bir başka kez ortadan kay-
bolduğunda tüm sosyalist ülke-
lerin tüm sosyalist ülkelerin
haberalma örgütleri alarma
geçü. Dubçek kaçmışü!.. Oysa
Dubçek o günlerde Mersin'de
deniz kenannda kendısini tanı-
yan Türk öğrencilerle "Prag
Bahan" üzerine söyleşiyordu.
Eylül ayındaki trafik kazası
sonucunda önceki gün hastane-
de ölen Dubçek'in Ankara'daki
diplomatlığı sadece 150 gün
sürdü. Kader Senfonisinin fı-
nalı daha acı oldu.
HURPADAN
ALIRKEN KARLI
KULLANIRKEN KARLI
— • • ••
Hürpa
HÜRPA MERKE2
Tel: 232 32 00/12 Hat
Geniş bilgi
HÜRRİYET
GAZETESİNDE
SORUNLAR
ERGUN BALCI
Clinton'ı Bekleyen
İkî Önemli Sınav
ABO'nin yeni Başkanı Bill Clinton, Beyaz Saray'a ta-
şındığtnda kendisini iki önemli sorun bekliyor. Aslında
Clinton ı bekleyen önemli sorunların bini bir paraya.
Ama sözünü ettiğimiz iki sorun son derece acil olduğurv
dan sanınz Demokrat Başkan'ın dış politika gündemin-
de birinci sırada yer alacakır.
Bunlardan biri ABD ile Avrupa Topluluğu arasında
patlak veren ve tehlikeli boyutlara ulaşma olasılığı bulu-
nan ticaret savaşı, diğeri de Bosna-Hersek'teki kanlı
bunalımdır.
Clinton, Bush yönetimi tarafından AT'den ithal edilen
gıda maddelerinin 300 milyon dolarlık bölümüne % 200
oranında gümrük zammı yapılması konusunda yorum-
da bulunmaktan kaçındı; sadece temkinli biçimde "Du-
rumu gözden geçireceğim. Halen Amerika'nın Başkanı
Bush'tur. Onun işine Ranşmak istemem" demekle yetin-
di.
Demokrat Başkan serbest ticaretin aleyhinde değil.
Ancak halkına bir dizi taahhütte bulunmuş durumda. 20
ocakta Beyaz Saray'a yerleştiğinde AT, tarım ürünlerini
destekleme politikasında bir esneklik göstermemekte
ısrar ettiği takdirde, ABD ile Avrupa arasında kıyasıya
bir ticaret savaşını başlatmak zorunda kalabilir.
Bu noktada, Clinton'ın basınımıza fazla yansımayan
bir özelliği üzerinde durmak yararlı olabilir. Yeni ABD
Başkanı sorunları görûşme, uzlaşma, ikna yolları ile
çözmeyi seven bir kişi. Aynı zamanda bu yöntemleri us-
taca kullanan bir politikacı olarak tanınıyor. Amerikan
basınında Clinton'ın bu özelliği sık sık vurgulandı. Hatta
seçim kampanyası sırasıdaCumhuriyetçiler, bunu silah
olarak kullanmaya çabaladılar. Clinton'ın çabuk karar
almayı, sert tutum takınmayı gerektiren durumlarda uz-
laşmacılığa kacacağmı, ABD'nin ulusal çıkarlarını tehli-
keye sokacağını öne sürdüler. Ama Ârkansas Valisi,
Amerikan seçim tarihinin en çetin kampanyalarından bi-
rini sonuna kadar sendelemeden inaüa sürdürerek,
gerektiğinde son derece kararlı olabileceğini kanıtladı.
Bu bakımdan çıkmaza giren GATT görüşmeleri, Clin-
ton'ın hangi noktadan sonra uzlaşma arayışını terkedip
savaşa gireceğini gosterecek ilginç bir örnek olacaktr.
Beyaz Saray'a girdiğinde Clinton'ı bekleyen ikinci bü-
yük sorun ya da sınav ise Bosna-Hersek bunalımı.
Clinton, seçim kampanyası sırasında Başkan Bush'un
pasif tutumunu eleştirerek, Sırplara karşı daha kararlı
bir politika izlenmesi gerektiğini, Amerikan askeri gücü-
nün sınırlı kullanımının, krizin çözümünde yararlı olabi-
leceğini savunmuştu.
Beyaz Saray'a yerleştiğinde bu görüşünü uygulayıp
uygulamayacağı şimdi merakla bekleniyor.
Clinton döneminde ABD-Türkiye ilişkileri konusunda
ise basınımızda çok şey yazıldt. Kimi yazarlar, Demok-
rat yönetiminin Türkiye'nin başına bir dizi dert getirece-
ğini ileri sürüp karamsar bir tablo çizerken bazı çevreler
de Clinton döneminde ABD'nin Türkiye politikasında
önemli hiçbir değişiklik olmayacağını, seçim kampan-
yası sırasında söylenenlerin, iktidara geldikten sonra
unutulduğunu savundular.
Gerçek, aslında bu iki görüşün ortasında. Clinton dö-
neminde Tük-ABD ılişkilerinde önemli değışıklikler ola-
cağını biz de sanmıyoruz. Türkiye Clinton'ın dış politika
gündeminde ilk sırada yer almıyor. Ticaret savaşı,
Bosna-Hersek, Saddam Hüseyin, Avrupa'daki Ameri-
kan askeri varlığı, Rusya, Ortadoğu barış görüşmeleri
gibi sorunlara büyük bir olasılıkla öncelik tanınacaktır.
Ama bu, Türkiye'nin VVashington'daki yeni yönetimle
hiçbir sorunu olmayacağı. her şeyin eskisi gibi devam
edeceğı anlamına da gelmiyor. İnsan hakları, Kıbrıs,
Güneydoğu Anadolu'daki durum gibi sorunlar, eğer An-
kara gerçekçi bir politika izlemezse, rahatsız edici pü-
rüzlere dönüşebilir.
Akılcı bir politika ise bu sorunların ciddi pürüzlere dö-
nüşmeden ortadan kalkmasına ya da hafiflemesine yol
açabilir.
Clinton'ın 'geçiş
ekibi9
Washington9
da
Savunma
Bakanlığı'naen
yakınisim olarak
Ermeni tasansının
Senato'da
savunulucuğunu
yapanSam
Nunn'dan
RENAULT
FUATKOZLUKLU
WASHENGTON - ABD'nin
yeni başkanı Bill Clinton'ın ka-
binesini oluşturma çakşma-
lannı yürüten "geçiş ekıbi",
hafta içinde Litüe Rock'tan
başkent VVashıngton'a taşını-
yor.
Little Rock'taki Clinton'ın
danışmanlan. özellikle yabana
başında yeralan haberlerin "ha-
yal ürünü olduğunu" savuna-
rak "ABD içiş-
leri ile ilgili yo-
ğun bir çakşma
başlatıldı.
ABD basınına
dahı yansuna-
mış spekülas-
yonlan dış
basındanduyu-
yoruz" dediler.
Clinton'ın
danışmanlan,
Bill Clinton'ın
ilk günlerinde
"acil" olarak
nitelendirdiğı i _^ > —
dış sorunlar
çerçevesinde Bosna-Hersek'-
teki Sırp saldınlannın durdu-
rulmasının yer alacağmı söylü-
yoriar. Nükleer silahlann indi-
rimi konusunda yeni bir anlaş-
ma imzalanması amaayla Rus-
ya ile görüşülmesi ve iki ülke li-
derlerinin bir araya gehnesi,
Irak'ta BM ekiplerinin nükleer
silah konusundaki araşür-
malan da, Clinton'ın dış politi-
kada öncelik vereceği konular
arasında gösteriliyor.
Beyaz Saray'ın 20 ocaktan
sonraki dış gündeminde, dış
yardımlann azaltılması ve Av-
rupa'daki askeri kuvvetlerin in-
dirimi amaayla hemen ça-
lışmalar başlatılması da "ön-
celikli konular" arasında.
Danışmanlar, "Tüm bunlann
başında insan haklan ihlalle-
nnin sıkı takipçiliği yer alacak"
diye de ekliyorlar.
Öte yandan, Clinton'ın kam-
panyasını destekleyen Yahudi
lobisı ile Rum asıllılar, Dışişleri
ve Savunma Bakanüklanna ge-
tirilecek isımler üzerinde çaba
harcıyorlar. Clinton'ın kam-
panyası sırasında aktif çalışma-
lanyla ön plana çıkan ve İsrail
kökenli olduğu bildirilen Baan
Sekreteri Yardımcısı avukat
Mark Ginsberg ile Rum asüh
habeıieşme sorumlusu George
Stefanopulos'un başkanın çok
yakınında görev alacaklan bil-
diriliyor. Stefanopulos'un ismi
Beyaz Saray
Başkan
Yardıması ola-
rak da geçiyor.
Rum asıüı Ste-
fanopulos, se-
çim kampan-
yasının bâftn-
dan bugüne
kadar Clinton
adınabasınade-
meçlerveriyor.
Başkent ku-
lislerinde ve si-
yası gözlemcite-
rin"olaa"hste-
lerinde daha
çok Carter döneminin isimle-
rinden söz ediyor. Dışişleri Ba-
kanhğı için yoğun olarak Tem-
silciler Meclisi ve Avrupa ve
Ortadoğu Alt Komitesi Baş-
kanı Lee Hamilton'ın adından
söz editmeye başlandı. Savun-
ma Bakanhgına en yakın isim
olarak Ermeni karar tasansının
Senato'da sıkı savunucusu ol-
muş Senato Silahlı Hizmetler
Komitesi Başkanı Sam Nunn'-
dan söz edUiyor. Temsilciler
Meclisi Wisconsin Eyaleti üyesi
Les Aspin de Savunma Ba-
kanhğı için adı gecenler arası-
nda.
CIA'nın başına getirüeceği
söylenenler arasında ise seçim-
den önce acık aak Chnton'a
destek veren ve "Kazanacak"
diye konuşan Cumhuriyetçile-
rin tanınnuş sıması, emekü tü-
mamiral William Crowe ile
Temsilciler Meclisi üyesi Les
Aspin'in adlan bulunuyor.