Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM1992 PAZARTESİ
8 BATI'DA GEÇEN HAFTA
Neonazîler ve coğrafya dersiDİLEKZAPTÇIOĞLU
BERLİN-Geçen hafta
Almanya'da da Türkiye'de de
a\nı konu gündemdeydi:
Mölln cinayeüeri, Neonaziler,
ırkçılık. Neonaziler, Dazlaklar
y alnız haber malzemesi
yaraunakla kalmıyor, coğrafya
dersi de venyorlar. Her
saldından sonra Almanya'nın
adı hiç işitılmemiş ücra
kasabalanru. köylerini atlastan
bulup öğreniyoruz. Telefon
defterlerimize hiç işiimediâmiz
>erlerin karakol ve savcıhk
numaralarını kaybediyoruz.
Almanya birleşıikten sonra,
pek tanımadığımız Doğunun
Hoyerswerda, Eberswalde gibı
kasabalannı Dazlak saldınlan
ileöğrenirken şimdi buna Batı
Almanya'dan yeni isimler
ekleniyor.
Neonaziler ve Dazlaklar >alnız
coğrafya değil. siyaset bilim
dersleri de venyorlar. Onlar
saldırdıkça ve halkın bir kısmı
onlan alkışladıkça siyasi
parulerin nasıl celaşa
kapıldığına taruk oluyoruz.
Almanya"da bırdeyim var:
"Sıammtisch." Meyhanelerde
bir masa bu. O masadahep
aynı insanlar akşamlan ya da
haftanın belli günleri bir araya
geliyorlar. "Stammıisch"
etrafında toplanan adamlar bir
yandan içip bir yandan sohbet
ediyor. Almanya" nın meyhane
masalannda konuşulanlara
poutikacılar bü\ ük önem
ALMANYA
vemor. Çünkü bu sohbetler
seçmenin eğilimini yansıtıyor.
Alman me\ hanelenndekı
sohbetlere Türkler on yıl önce
de konu oluyordu. Ozamanlar
saldınlaryok denecek kadar
azdı, ama Türk fıkralan
revaçtaydı. Adı yanıltmasın:
Bunlar Nasreddin Hoca fıkrası
fılan değil. Türkler hakkında
uydurulmuş ırkçı fıkralardr.
"On Türk ve bir Alman.
Volksv\ agen kaplumbağaya
nasıl sığar? - Alman direksiyon
başında, Türkler kül
tablasında'" ya da "Türklerle
Yahudiler arasındaki fark
nedır? - Yahudilerin başına
gelen Türklerin başına gelmedi
henüz."
Gecen hafta Mölln olaymdan
sonra fakslanmıza
derneklerden. kurumlardan
sayısız basın bildınsı yağdı.
Bunlardan birinde. Hamburg
merkezli "Türkiye-Av rupa
İlişkileri Enstitüsü"nün 25
kasım tarihli basın
açıklamasında. meyhane
masalannda uzun yıllardır
anlatılıp gülünen Türk
fıkralannın kanlı Mölln
cinayetlerine zemin hazırladığı
vurgularuyordu.
Almanya'da politikacılar.
••Stammtiscbı'" sohbetlerinden
korktuğu kadar hiçbır şeyden
korkmaz. Hatta dış ülkelerin
tepkisi bile ikinci planda kalır.
Önemli olan halkın birasını
devırirkenyumruğunumasava
v urduğunda ağzından ne
çıktığıdır. "Halkainip'
meyhaneleri dolaşmaj a vakit
bulama> an polıtikacılar, bu
sohbetlerde neler
konuşulduğunu kamuoyu
yoklamalanndan öğrenır.
Almanya'da kamuoyu
voklamalan yaklaşık iki yıldır
ırkçı ve yabancı düşmanı
eğilimlerin hızla tırmandığını
gösteriyordu. Aşın uçlan
izlemeklegörevli resmi
Anayasayı Koruma
Teşkilatı'nın yıllık raporlannda
şu gelişmeye dikkat
çekiliyordu: Sovyetler
Birliği'nın ve Doğu Bloğu'nun
çökmesinden sonra aşın sol
yalpalıvordu.
Bunun yerine yakın zamana
kadar "'marijinal" gözüyle
bakılan Neonazi örgütler üye
ve sempatizan sayılannda
patlama kaydetmekteydi.
Örneğin Alman devletini
yıllarca uğraştıran
Baader-Meinhof örgütü (Kızıl
Ordu Fraksivonu) bıle arlık
tehlikeolarak görünmüyordu.
Ama aşın sağ eylemlerde dev
birarlışvardı.
Demokraside iktidar peşinde
koşan siyasi partiler açısından
seçmenin eğilimi kadar önemli
birşeyyok.
Batrııııı sabrı
nerede bitecek?
ÎNGİLTERE
EDtPEMtLÖYMEN
LONDRA - Bosna-Hersek'de
Sırp kuşatması altındaki
M üslüman kasabalanna
Bırleşmiş Milleüer yardımını
İngilizler götünmeye uğraşıyoT.
BM Banşgücü'ndegörevlı
İngılız birUkleri. yanlannda su
gibi Sırpça konuşan
tercümanlan ile hendek,
lümsek, engel aşarak insansız
kalmış kasabalara yardım
malzemesi taşıyor. Bosna'daki
İ ngiliz askerlen her gün iç
kısımlara doğru ilerlerken
peşlerinden de televizyon ve
radyoekipleri... Hem BBChem
de ezeli rakibi licari televizyon
ITV. yetkin kamera ekipleri ile
İngiliz askerlerinin ensesinden
olup biteni gösteriyor.
Bosna'nın nasıl aşiretler arası
bir din kavgasına sürüklendığı.
nasıl içinden çıkılmaz bir
faciaya dönüştüğü her haber
bülteninde ekranlara
dakikalarca yansıyor. Bosna
faciası, İngiliz kamuoyunun
vicdanını her haber bülteninde
bırazdahaeziyor. Ekrandaki
görüntüler. silik ve bilmem
kaçıncı kopya ajans klipleri
değil. Yabancı
televizyonlardan çalmaca
bulanık görüntüler de değil.
Yerinde ve amacına uygun
çekilmiş haber fılmleri.
Hırvatlar da Sırplar da yollan
bozmuşlar hendek kazarak,
tanklann geçişini engellemek
için. Ama BM Banşgucü'nün
zırhlı araçlan nasıl geçecek?
Kirpikleri bile sanşın ingiliz
albay, sabırla ve geçen
yüzyıldan kalma bir özgüvenle
" Biz geçeceğiz" diyor.
Hendekler, ahşap titrek
köprüler aşılıyor. Beyaza
boyah, ama kir içindeki BM
Banşgücü konvoyu nihayet
Gorazde'ye vanyor. Yanmış
yıkılrmşevler. Minareleri kınk
camıler. Damlan balkonlan
deük apartmanlar. Ortada
tektük insan. Uzaktan, süper
silahlann takırtılan. Kim, kime
nereden nasıl ateş ediyor?
Kestirmek mümkün değil.
Geçen yüzyıldan kalma albay,
objektifedönüp kısaca "Evet
geldik" diyor. Uzerleri karh
çam ormanlan. karh yamaçlan
ile kartpostal görüntuleri. Ama
ortaçağ formülü ile sürdürülen
bir savaş. Gorazde'ye yardım
ulaştı, ama Müslüman
kasabalan Srebrenica,
Vizegrad, Foça, Kozluk,
Zvornik gjbi başkalan da var
daha yardım götürülecek.
Bunlann trajedisi, Sırbistan'a
iyice yakın olmalan. Bu yüzden
de belki yardım alamayacaklar
bile. Yirmınci yüzyıl biterken
Avrupa'nın ortası olmasa bile
hemen kenannda yaşanan bu
faciaya karşı hala laf salatası
üretiliyor. İngiliz hükümetine
yakınlığı ile tanınan Dailv
Telegraph gazetesi geçen hafta
"Yetti artık" anlamına bir
başyazı yayımladı: '"Batı'nın
sabn, Makedonya sınınnda
bitecektir. Hırvatistan ve
Bosna'ya bakışla
Makedonya'da Sırp azınlığı
daha da küçüktür. Eğer
Belgrad. bu azmlığj da
kanatlan alüna almaya
kalkışırsa, bunun riski
muazzamolur. Makedonya'ya
bir Sırp müdahalesi. Balkan
Savaşı'na gider. Bir yanda
Sırbistan ve Yunanistan. bir
yanda Türkiye ve Bulgaristan
yeralırlar." Makedonya
yetkilileri, İngiltere'deki bu
havayi gecen hafta iyi
değerlendirdi. Adını bile
değiştirmesine gerek
kalmadan, iki hafta içinde
Edinburg'da yapılacak AT
doruk toplantısında
Makedonya'nın "tarunması"
için Londra'da basın yayına
davalannı anlattılar.
Çadınmın
üstüne
'caz'dedi
damladı
İSVİÇRE
ADEMSAĞLAM
Aç Somaliliye Sophiamorali
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği'nce (UN HC R) Somali'ye iyi
niyel elçisi olarak atanan ünlü İtalyan sinema
sanatçısı Sophia Loren görevine başladı. 58
vaşındaki sanatçı geçen hafta Güney Somali
ve Kenya-Somali sımnna giderek müllecı
kamplannızivareteUi. Sophia Loren. her gün
yaklaşık 40 çocuğun öldüğü bu kamplarda
incelemelerde bulunacak. The European
gazetesi. eski seks>ıldızı ünlü Loren'in açlık
veiç savaşın pençesindeki bu insanlara nasıl
yardım edebileceği sorusunu gündeme
geliriyor. Sophia Loren
üstlendıği bu göreve ilişkin düşüncelerini
şöyleaçıklıvor: "Biryıl kadar önce gördüğüm
iskeletten ibaret ancak yine de gülümseyen bir
Somalili çocuk fotoğrafı beni çok etkiledi.
Benım de bu insanlar için bir şeyler yapmam
gerektiğini hissettim." Loren'in görevinin
açlığın pençesindeki bu insanlar için bir iyi
niyet gösterisinden öteye gidemeyeceği
anlaşıhyor. (Fotoğraf: THE EUROPEAN)
ZÜRİH-NevvOrleans'tan
'mavi' bir rüzgar esti geçen
hafta sonu Zünh'e. Tepiede
yağmur bulutlan.'ellerde
şernsiye vardı. Zürihliler,
Limmat nehrinin kıyısındaki
çadırlarda geçirdi üç günü.
Zürih Belediyesi'nce
düzenlenen şenliklerde,
ABD'den gelen 130 kişilik dev
orkestra "New Orleafts".
beklenenin çok üzennde ilgi
gördü. Blues'a oldukça farkh
bir yorum getiren caz ustalan,
müziklerini ragtime, gospel ve
şoul'la harmanladılar.
İzleyiciler de onlara sunulan bu
olağandışı tatta, ama son
derece lezzetli müzik ziyafetiyle
ruhlannı birgüzel doyunna
fırsaü buldular.
Antik kentte gerçekleşen
geleneksel caz dinletisinin
düzenlemesini üstlenen Zürih
Belediye Başkanı Josef
Esterman. açılışta yaptığı
konuşmada cazın
başkentinden kalkıp gelen üç
kuşak müzisyeni izleyicilere
takdim etmekten duyduğu
kıvanç ve heyecanı
gizlemiyordu. "Koca birdevi
andıran New Orleans
Orkestrası" diyordu Esterman,
"yalnızca yıldızı parlayan bir
müzik gnıbu değil. bir olaydır."
Mississippi kıyılanmn hem
hüzünlü hem de coşkulu
esintisini getiren caz
büyüklerini izleyebilmek için
akın eden Zürihlilerin yaş
ortalaması hesaplanamadı.
Çünkü oradaki duygular. artık
kimsede yaş bırakmamıştı.
Irkçılıkkarşıtlan sesleriniyükseltiyor
ERDtNÇUTKU
BRÜKSEL - 50 yıî önce kasım ayında
Yahudi yolcu dolu ilk tren, Mechelen
transferkampından, Belçika'dan
Auschvvitz'e gitmek üzere yola çıkmışü.
23-27 Kasım 1992 tarihleri arasında,
Belçika Auschwitz Vakfı tarafından Nazi
suçlan ve soykınmının anısına Brüksel'de
bir dizi seminer düzenlendi ve Nazi
döneminde toplam 28.000 Belçikalı
Yahudi'nin katledildiği anımsatıldı.
Türkiye ve Avrupa'da, Almanya'da 3
Türkün ateşe verilmesine yönelik tepkiler
devam ederken Belçika'da da gündemi
ırkçılık belirliyordu. 24 kasım, ırkçı-faşist
Vlaams Blok (Flaman Bloku) parüsinin
Belçika genelinde % 10'un üzennde oy
almayı başardığı seçimin birinci
yıldönümüydü. Irkçılık karşKi gruplar ve
ırkçılar. karşılıklı gövde gösterisi yapülar.
İki taraf da yabana düşmanı partinin %
25den fazla oy aldığı. ırkçılann kalesi
Anvers kentıni karargah olarak seçti.
Ancak bu Gent şehrinde yaklaşık 8.000
öğrencinin ırkçıhğı protesto amaayla
yürümesine engel olmadı. Anvers'te
BELÇİKA
10.000'den fazla öğrencinin katıldığı
yürüyüşte ırkçılar lanetlendi."Buradayım.
burada kalacağım", "Schaldenehrinde
yeni bir Saraybosna istemiyoruz" ve
"Anvers; 1993'ün Kültürel Nefret
Başkenti" yaalı pankartlar dikkat
çekiyordu.
Yıl boyunca sürdürülen başanb bir
çakşmayia ırkçı partilerin aldığı toplam
479917 oydan daha fazla (582172) ırkçılık
karşıtı ve herkese eşit hak ısteyen imza
toplamayı başaran. OBJEKTLEF 479917
kampanyasının Anvers'teki Zafer Şenliği
görkemli idi. 3000 kişinin üka basa
doldurduğu ve 500 kişinin dışanda kaldığı
şenlikte, Hitler dönemi anımsatıldı ve ırkçı
Vlaams Blok parüsinin Nazilerle ortak
yönleri vurgulandı. Değişik kültürlerin,
dans. müzik. skeç vb. gösterilerinin de
sergilendiği gecede sanki çok kültürlü
Belçika'nın güzellikleri ve ulusiann
dostluğu gözler önüne seriliyordu. Aynı
akşam Anvers şehir parkı yakınındaki
Harmonie salonunda toplanan 600 kadar
entelektüel ırkçıhğı kınıyor ve sabaha
kadar eğleniyordu.
Irkçılık karşıtı hareketin ivme kazandığı
geçen hafta içinde ırkçılar da geçen yılki
başanlannı kutlamak istediler. Ancak ırkçı
parti taraftan gençlerin düzenlediği parti,
diğer gençler tarafından engellendi.
Vlaams Blok partisinin yoğun güvenlik
önlemleri altında yapılan toplantısına ise
sadece 1500 kişi kauldı.
Parlamentoda ise yabana düşmanı
Vlaams Blok dışmdaki partilerin hepsi
ortak bir bildiri yayımlayarak "Vlaams
Blok'un parti programı ve önerilerinin
ırkçı ve insan haklanna aykın olduğu ve
Nazi Almanyası'nı anımsatuğı"
vurguladılar.
Yapılan bir kamuoyu yoklaması % 10.3
olan Vlaams Blok oylannın % 8.8'e
düştüğünü gösteriyordu. Araştırmaya
göre ırkçı partiye oy verenlerin sayısı
yaklaşık % 25 azalmıştı.
Geçen hafta Belçika gazeteleri. ırkçı
karşıtlan ve yabanalar için yıllann en iyi
haberleriyle doluydu ve göçmenlere yalnız
olmadıklannı hissettiriyordu.
İLAN
KİRAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞl'NDEN
Dosya No: 987/108
Davacı Fadıme Saka tarafından, davalılar Esma Çolak ve arka-
daşlan aJeyhıne mahkememize açılan tescil davasırun yapılan açık yar-
gılaması sırasında
Davacı, Mehmet kızı 942 d.lu Faditne Saka, Kıraz Sınmh koyu
Musluk mevkünde kâin, kuzeyi boydan boya hat şeklinde devam eden
pımal meşeliği halindeki orman, kuzey-batısı Ahmet Saka taşınma-
a, kuzey-doğusu kadim Sırımlı yolu, güneyi Ahmet Saka taşınmazı,
guney-batısı Durmuz Kazık tarlası. batısı kuru dere ile çevrili 6400
m
:
miktarlı taşınmazın kendi adına tapuya tescilini istemektedir.
Bu yerle ilgili herhangı bir ıtirazı olan veya hak ıddıa edenler var-
sa, işbu ilanın yayım tarihinden itibaren 3 ay içinde mahkememize
başvurroalan ilan olunur. 25/9/1992
Basın: 45809
GERMENCİK ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
ESAS NO: 1992/395
Davacı Faıma Uzun tarafından açılan gaiplik davasında:
Germencik ılçesi Mesudiye Mahallesi kutuk I65'de nufusa kayıtlı
MusLafa ve Fatma'dan olma 1329 Dğ.lu Mustafa Uzun'un lzmir Çam-
dibı 230 Sok. No: 24'teki evinden 1977 yılında aynlarak bir daha ge-
ri dönmediğinden hakkında gaiplik kararı verilmesı istenmektedir.
Adı geçenin yaşadığına dair işbu gaiplik ilamndan itibaren 3 ay
içerisinde mahkememize tanıyanlarca bilgi verilmesi, aksi takdirde
adı geçenin gaıpliğine karar verilece|ı ılanen tebliğ olunur.
Basın: 45807
AdaletBakam
9
ıunkoltuğu sallamyor
FERRUHYELMAZ
KOPENH AG - Vergi ve Ekonomi Bakanı
Anders Fogh RasmussenMnistifaandan
sonra şimdi de Adalet Bakanı Hans
Engell'in koltuğu sallamyor. Hans Engell
de. Rasmussen gibi parlamentoya yanlış
bilgi vermekle suçlanıyor.
Adalel Bakanı'nı uzun süredir rahatsız
eden zaman zaman küllenip zaman zaman
yeniden alevlenen skandal. polisin
pasaport, ehliyet ve plaka işlemleri için çok
yüksek harç istemesinden kaynaklanıyor.
Danimarka'daki yasalara göre devlet
daireleri verdikleri hizmet karşılığında bu
hızmetlerin gerçek giderinden daha yüksek
harç talebındc bulunamıyorlar. Buna
rağmen Adalet Bakanlığj'na bağlı polisin
uzun süredir pasaport, ehliyet ve plakalar
için çok yüksek harç aldığı ve Adalet
Bakanlığı'nın 1989yılındanbuyana
DANÎMARKA
harçlann yüksek olduğunun farkında
olduğu ortaya çıkü. Bunun üzerine, birçok
vatandan ödedikleri fazla harçlann
kendilerine geri ödenmesi için başvuruda
bulundu, ancak hükümet alelacele
parlamentodan yeru biryasak çıkartarak
harçlan yasal hale getirdi. Adalet Bakanı
Hans Engell de bakanlığının yeni yasanın
yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış
fazla harçlan geri ödemeyeceğini,
isteyenlerin mahkemeye başvurabileceğini
söyledi.
Bakanın koltuğunu sallayan skandal işte
bu dav alar dolayısıyla ortaya çıktı.
Hakımin isteği üzerine bakanlığın
mahkemeye ilettiği belgeler arasında.
Adalet BakanlığVnın yasa bölümü şefi
Christian Trönning'in Danimarka
sayıştayına yazdığı, ancak asla yerine
ulaşmayan bir mektup bulundu. Trönning
bu mektupia, harç konusundaki
usulsüzlükle ilgili kendisınden sessiz
kalrnasının istendiğini belirtiyor.
Trönning'in bakan için hazırladığı başka
bir belgede ise, fazla harçalanlara
ödedikleri fazla harç miktannın geri
ödenip ödenmeyeceğinin belirlenmesi için
bir soruşturma İcomisyonu kurulmasıru
istediği görülüyor. Trönning sayıştaya
yazdığı, ancak yerine ulaşmayan
mektupta, bölüm başkanının bu görüşlerin
parlamentoya aktanlmasına karşı çıktığı
belirtiliyor.
Oysa daha önce parlamentonun adalet
komisyonu, harç konusuyla ilgili bütün
belgelen bakanhktan istemiş, bakan Engell
bu isteği. belgelerin tamamen resmi
olmayan çalışma müsvetteleri olduğunu
belirterek geri çevirmişti.
İLAN
ÇEŞME»ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1992/33—1992/197
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesı'ıun S. 10.1992 tarih 1992/33 esas
1992/197 karar sayılı ve 5.10.1992 tarihli kararı ile Kars ili Selim il-
çesi Kaynarlı köyu cilt 034/01 sayfa 30 kutuk sıra No: 10'da nufusa
kayıtlı Kadim ve Şadiye'den olma 23 4.1964 doğ.lu Agıt Çıçek'in is-
mi Engın Çiçek olarak tashıh edılmıştır tlan olunur
Basın: 45810
İLAN
BEYŞEHİR ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Beysehir Huseyinler köyünden Gülay Avcı tarafından da-
valı aynı köyden Dursun Avcı aleyhine açılan şiddetlı geçimsizlik ne-
deni ile boşanma davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara
karan gereğince.
Tüm aramalara rağmen bulunamayan davah Dursun Ava'tun mah-
kememize duruşmanın bırakıldığı 22/12/1992 gunu saat 9.40'da ha-
zır bulunması veya kendisini bir veküle lemsıl etürmesi, aksi takdirde
duruşmaya gelmedigi ve kendisinı vekılle de temsıl etiırraediği tak-
dirde duruşmanın yokluğunda yapılacağı, yapılacak işlemlere itiraz
edemeyecegı 7201 sayılı yasarun ilgili maddelen geregınce tebligat ye-
rine kaim olmak uzere ılanen tebliğ olunur.
Basın: 45877
AMLAR-KANILAR
ECMELBARUTÇU
VakflGeMiPazartesi günleri Cumhuriyet okuyucuları ile birlikte
olacağım.
Kah iç ve dış olaylara ilişkin kanılarımı yazacağım kah
anılarımı anlatacağım. Bazen de denk düşerse. her iki-
sini bir araya getireceğim.
Bugün bir kanımla başlayacağım.
Kim ne derse desin, 1974'te Yunanistan'ın Kıbrıs'ı il-
hak etmek istemesi yüzünden Kıbrıs'ta bir savaş olmuş-
tur ve Rum-Yunan cephesı bu savaşı kaybetmiştir.
Bunun elbette bir bedeli olmalıdır.
Durup dururken Türk ordusu maddi ve manevi kayıp-
lara uğramıştır.
Mehmetçikler şehit olmuştur..
Kıbrıs'ta Türk köylerini basan Rumlar masum insanla-
rı öldürmüşlerdir.
Bunun bedelini Rum-Yunan ikilisi ödemek mecburiye-
tindedir.
Bir de şimdi geldiğimiz noktaya bakın.
Güvenlik Konseyi son kararında Kıbrıs'ta iki taraf ara-
sında, güven arttırıcı önlem olarak, Türkiye'den Adadaki
askerlerinin önemli bir kısmını geri çekmesini ve Ma-
raş'ın da Birleşmiş Milletler denetimine devredilmesini
istemektedir.
Türkiye askerini çekerse Kıbrıslı Türkleri Rumlara
karşı kim koruyacak sorusu gündeme gelecektir.
Barış Gücü mü bu işi yapacak?
Ama geçmişi unutmak mümkün mü?
Kıbrıs Türk toplumu en büyük tecavüze BM Banş
Gücü'nün en kuvvetli olduğu dönemde uğramıştır.
1960ların ikinci yarısında George Papandreu'nun
başbakanlığı döneminde yirmı bin Yunan askerinin tu-
rist kıyafetiyle zaman içinde, gizlice Adaya girmesini;
büyük sandıklar içinde tanklann Kıbrıs a sokulmasını
Barış Gucü önleyebilmiş miydi? Üstelik bu tanklar Lima-
sol limanına gemilerden ındirilirken Barış Gücü asker-
leri de buna nezaret ediyordu.
Rum yönetiminin Çekoslovakya'dan ithal ettiği ve Tür-
kiye'nin müracaatı üzerine Güvenlik Konseyi'nce iki
anahtarlı kilitsistemi altında Birleşmiş Milletler gözeti-
mine verilen silahları, Rumların yağma etmelerine Ba-
rış Gücü göz yummamış mıydı?
Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm şekli bulunduğunda
Türkiye Kıbrıs'taki kuvvetlerini geri çekeceğini defalar-
ca açıklamıştır. Bu itibarla Genel Sekreterin raporuna
ve bu rapora dayanan Güvenlik Konseyi'nin kararına
gereken tepkinin gösterileceğinden kuşku duymuyo-
rum.
Zaten tepkisiz devlet olmaz.
Aksi takdirde 1993 martında bugünü ararız.
Bu ülke 1975 yılında ABD Kongresi'nin aldığı silah
ambargosu kararına hem Kıbrıs'ta hem kendi toprakla-
rındatepki göstermiş, Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türk Federe Dev-
leti kurulmuş ve Türkiye'de de TBMM'den güvenoyu
alamamış olan Sadi Irmak hükümetinin yerine Demirel
hükümeti kurulunca Türkiye'deki üslerde ABD'nin tüm
faaliyetleri durdurulmuştur.
Demek istediğim şudur:
Bir devlet gereken yerde, gereken zamanda ve gere-
ken ölçüde tepki göstermelidir.
Şimdi de boyle bir dönemece geldiğimiz anlaşıhyor.
Ayrıcagösterilecek tepkinin zamanlamasıdaönemlidir.
Unutmamak gerekir ki son Güvenlik Konseyi'nin kararı,
Rum lideri Vasilıuya önümüzdeki şubat ayında Kıbrıs
Rum Kesimi'nde yapılacak başkanlık seçimleri için gö-
rüşmeler sürecinde ne kadar taraflı olduğunu daima
belli etmiş olan Genel Sekreter Butros Gali'nin bir ikra-
mıdır.
Bana sorarsanız, Türkiye federal çözüm için sürdürü-
len sürece vermekte olduğu desteği geri çeksin derim.
Kıbrıs meselesinin halli için bir al-ver sürecine girişii-
mesi kaçınılmazdır. Ancak Rum yönetimi, ödün vermek
yerine Kıbrıs Türk toplumunun Rum devletine yaman-
masını istemektedir. Uluslararası alanda tanınmış dev-
let olarak, elindeki güç ve imkanları Kıbrıs Türk toplumu
ile eşit düzeyde paylaşamaya yanaşmamaktadır.
Oysa Kıbrıs meselesinin halli için, Türktarafı şimdiye
kadar federal çözümden yana kalmakla en büyük ödünü
vermiş olmaktadır.
Yugoslavya nın parçalanmasını takiben etnik grupla-
rın iç içe yaşadığı bağımsız cumhuriyetlerde vuku bulan
çatışmalar ve Sırplar'ın Bosna-Hersek'te yarattığı in-
sanlık faciasını gördükten sonra, Kıbrıs'ın şartlarını ve
iki toplum arasında olup bitenleri bilenler için başka şe-
kilde düşünmek mümkün değildir.
Şu unutulmasın ki Sırp vahşeti, Rum fanatizminin ya-
nında solda sıfır kalır.
Kıbrıs meselesinin çözümü için federasyonun iyi bir
çözüm olacağına ve bu sistemin Kıbrıs'tayaşayacağına
inanan artık kimse kalmamıştır Türk Hariciyesi'nde.
Türkiye artık bu tezattan kurtulmalıdır.
Ve perona konfederasyon treni çekilmelıdir.
KARŞIYAKA 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1992/424 E. — 1992/724 K.
Davacı Karşıyaka Belediye Başkanlığı tarafından davalı Mehmet
Koral aleyhine açmış olduğu tescil davasının duruşmaları sonunda
mahkemece verilen karar davalıya ilanen tebliği gerektiğinden karar
aşağıda göstenlmiştır.
KARAR / Açıklanan nedenlerle Turan Mah. 37202 ada 3 parsel
sayılı taşınmazdaki davalıya ait 76/310 hissenin kamulaştırma sebe-
biyle iptali ile davacı belediye adına tapuya tescılıne.
Temyızi kabil olmak üzere verilen 21.10.1992 tarihli kararın da-
valı Mehmet Koral'a ilanen tebliğ edilerek tebliğ tarihinden itibaren
15 gun içerisinde temyiz etmedığı takdirde kararın kesinleştınleceğı
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 45701
KARŞIYAKA 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1992/425 E. - 1992/725 K.
Davacı Karşıyaka Belediye Başkanlığı tarafından davalı Osman
Gufkan aleyhine açmış olduğu tescil davasının duruşmaları sonun-
da mahkemece verilen karar davalıya ilanen tebliği gerektiğinden karar
aşağıda çıkartılmıştır.
KARAR / Açıklanan nedenlerle Turan Mah. 36914 ada 14 parsel-
deki davalıya ait 9/107 hissenin kamulaştırma sebebiyle tapusunun
iptali ile davacı belediye adına tapuya tesciline, davalıya ferağ için
tebligat yapılmamış olmak'.a yaptığı masrafların davacı üzerinde bı-
rakılmasına.
Temyizi kabil olmak uzere verilen karar davalı Osman Gurkan'a
ilanen tebliğ edilerek tebliğ tarihinden ıtibaren 15 gun içerisinde temyiz
etmediği takdirde kararın kesinleştirileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 45732
İLAN
ÇİVRİL KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1987/163
Esas No: 1987/164
Davacısı Çivril'in Tokça köyünden Ali oğlu Şakir Bann, davalısı
aynı yerden Halil Bann ile ilgili olarak mahkememizde açılan tespite
itiraz davası dosyalan ile ilgili olarak:
Yukanda esas numaralan yazüı olan her iki dava dosyasındaki da-
vacı Şakir Barın'ın tebligata yarar açık adresi tüm aramalara rağ-
men bulunamadığından davaaya 3402 sayılı kanunun 28/2. maddesi
gereğince ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini di-
lekçe ile veya ilk oturum olan 28.12.1992 günü saat 9.00'da gelraek
suretiyle bildirmesi, her iki dosya için bildirmezse davalann açılma-
mış sayüacağ) ve tespit gibi tescüine karar verileceği ilanen tebliğ olu-
nur. 17.11.1992
Basın: 45714