Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 KASIM1992 PAZARTESİ CUMHURIYET SAYI-A
EKONOMI
ŞIRKETLERDEN
HABERLER
ARÇELİK, Elaağ
bölge deposu ve ser-
vis merkezi açıldı.
BERİCAP firması,
Paris'te yapüan 30. Uluslara-
rası Ambalaj Fuan"na
katıldı.
TEKEL, Güney-
fr-engü doğu şehit ve ga-
zilerine yardım
kampanyası açtı.
SEKA, Çaycuma fabrikasına
antma tesisi kuruluyor.
7
MUDURNU resta-
urantlannda, geçen
günlerdc dağıülan
400 bin el ilanında
yer alan indirim kuponlanyla
yüzde 10 indirim uygulanı-
yor.
EMEK SIGORTAnın prim
artışı üretimi yüzde İ13'e
yükseldi.
ANANAS, The Marmara
Oteli'nde düzenlediği defiley-
le kış koleksiyonunu tanıttı
GANTEK, bilgisayar seryis
şirketi sennayesini 300 mil-
yon liraya çıkarttı.
StEMENS, göz sağlığına uy-
gun yeni bir aydınlatma siste-
mi gerçekleştirdi.
IBM, Bılgısayarlann konuş-
malara tepki vermesini sağ-
layan yeni bir teknoloji geliş-
tirdi.
BAGFAŞ, ekim ayı sonu iti-
bariyle 570 bin ton kimyevi
gübre pazarladı.
DEVA HOLDtNG, 9 ayhk
bilançosunu 102 milyon lira
karla kaptü.
MARTI OTEL, kış sezonu-
nu 5 kasımda düzenlediği
personel gecesiyle kapatü.
ANADOLU Sİ-
GORTA, Fesha-
ne'yi 65 milyar li-
raya sigortaladı.
BRİSA, Sheraton tstnbul
Hotel ve Towers'ın kasım
ayırun kuruluşu olarak seçil-
di.
ORKİD, süper maxi numune
.dağıumına 45 ilde daha de-
vam ediyor.
BİANKEY Bisiklet Sanayi,
i İtalyan Biançhi fırmasıyla or-
tak gerçekleştirdiği 1993 mo-
dellerini tanıttı.
ROTA YÖNETtM
GEIİŞTİRME Hİ-
ZMETLERİA.Ş.'-
nin kasım ayı ikinci-
yan seminer ve konferanslan
devam ediyor.
ESTERTEKS tarafmdan dü-
zenlenen Komünikasyon '92
fuan 18 kasım çarşamba
günü 12.00de Hilton Exhi-
bition Center'da açılıyor.
THY, yolcuya yönefik hiz-
metlerde görev yapmak üzere
yaz tatilinde çalışmak üzere
yabancı dil bilen gençler gö-
revlendirecek.
EMA^nadolu Pa-
P|f|Q zarlama bayiler top-
UİIID lantısı Marmaris
~~~™ Altınyunus'ta yapı-
lacak. Bu arada yıhn başanh
bayilerine ödüller verilecek.
ŞARK HAYAT SİGORTA
• acentelen dönem toplantısı
i yapıldı. Hayat ve sağhk si-
I gorta branşlannda ilk üç de-
. receyi alan acenteler ödüllen-
[dirildi.
İFAKO A.Ş., sedef hastahğı
ı ve egzama gibi deri enfeksi-
jyonlannda etkili olan Bact-
| roban adlı deri pomadını pi-
} yasaya sundu.
f ANADOLU SİGORTA, 13
»ülkeden 155 fırmanın ka-
üldığı EXPOSHIPING İS-
TANBUL ^2 Uluslararası
Denizcilik Fuan'nı 3.000.
000.000 TL'lık teminat ile gü-
vence altına aldı.
BRITISH AIRWAYS, ulus-
lararası PR halkla ih'şkiler
dergisi tarafından 1992
yılının 'Çalışanlan İle En lyi
îletişim Kuran Şirket'ı seçil-
di.
ETA Bilgisayar
daha iyi hizmet ve-
rebümek amacı ile
Önce Müşteri 'Cus-
tomer First' adlı eğitim çah-
şmalanna başladı.
AGRTTECH, Bahar 93 Ta-
nm Teknolojisi Fuan'nda,
İsrail'in tanm teknoloji uz-
manlan ve bilim adamlan ge-
liştirdikleri yaratıa teknoloji
ürünlerini sergileyecekler.
'CENAJANS GREY 2000'
sloganıyla çıkan yeni bir or-
ganizasyonda on-line bilgi-
sayarlarla müşterilerin her
işinin saniye saniye incelen-
mesi, kampanya sırasında ve
sonrasında rantabilitelerin
ölçülmesi için yeni sistemler
kuruluyor.
ANADOLU HAYAT, sigor-
tahlannın sağlık hizmetlerin-
den daha etkin bir şekilde ya-
rarlanabilmesi için Ankara
Bayındır Tıp Merkezi ile di-
rekt ödeme anlaşması imza-
ladı.
EKİNCtLER
^
B l
— •* Holding'in yö-
netim kunılu
başkan vekili Namık Kemal
Ekınci'ye Türkmenistan'da
düzenlenen bir törenle fahri
profesörlük unvanı verildi.
EMEK Sigorta'da ekim ayı-
nda uygulamaya giren 'No
Smoking" kampanyasından
sonra şirket içinde çahşma
veriminin daha çok artuğı be-
lirtildi.
EGE-BALTICA Sigorta'da
Genel Müdürlüğe Hacik Co-
5" pikoğlu getirildi.
Şişmanlarla şeker hastalannın umudu, diyet ve diyabet gıdalar
Türkmutfağmın pabucu daıııda
DENİZŞAHİN
Aerobik, jogging, masaj sa-
lonlan derken, diyet gıdalara
da alışmaya başladık. Yağlı ya
da kızartma yemeklerin doyul-
maz tatlanna dayalı geleneksel
Türk Mutfağı. yerini yapay tat-
landınalara, yağı alınmış ürün-
lere kaptırmak tehlikesiyle yüz-
yüze. Çoğu yabancı kökenü di-
yet ve diyabet gıdalar arasında
başı, şimdilik kola türleri ceki-
yor ama, bu tür gıdalara her
gün bir yenisi ekleniyor.Diyet
gıda tüketiminde, yıhn ilk do-
kuz ayında toplam 15 milyon
litreyle diyet kolalar başı çeker-
ken; ardından reçeller ve biskü-
viler geliyor. Gazlı meşrubat
sektöründeki yüzde 12'lik bü-
yümeye karşılık, diyet kola üre-
timi sonbeşyılda yüzde 71 arttı.
Kolanın başansı, normal
dağıum kanallanndan bakkal-
lara kadar ulaşmasına bağlanı-
rken; son iki yılda gelişen diyet
gıda ithalaünın yüksek vergi ve
fonlar yüzünden, talep ora-
nında büyüyemediği belirtili-
yor.Kalorisiz suni tatlandıncı-
lar kullanarak Tamek reçel,
Has Gıda ve Unilever dondur-
ma, kushan, puding ve içecek
tozu. Ege Tanm meyveli yo-
ğurt, Dandy sakız, Önentaş
Gıda sanayi de tonbalığı üreti-
yor. Eti, diyet Eti Form ve diyet
Etimek'i var.
Büyük kentler
Avrupa ülkelerinde tüm
marketlerin üçte bir rafını diyet
gıdalar işgal ederken. Türkiye'-
de süt ve kola dışmdaki ürünler
ancak büyük şehirlerdeki şar-
küteriler ve özel mağazalarda
bulunabiliyor. Dağıüm kanal-
lan ve tanıtım faaliyetleriyle
daha geniş kesimlere ulaşabilen
diyet gıdalar ise daha şanslı.
Avrupa'daki kadar yaygın ol-
masa bile diyet kolalar bu ko-
nuda başı çekiyor. 1986'dan iti-
baren Türkiye'de de diyet kola
üretmeye başlayan Coca-Cola
firması yetkililen. gecen >il 7
milyon litre olarak gerçekleşen
diyet kola satışının. bu yıl so-
nunda da 9 milyon litreye çıka-
cağını belirtiyorlar. Geçen yıl
diyet kola üretimine başlayan
Pepsi Cola firması da, bu alan-
da şimdiden 1992 yılı hedeflari-
• Şişmanlama korkusu bir yandan, şeker hastalığı tehdidi beri yandan, bol
yağlı ya da kızartma yemeklere dayalı ünlü Türk Mutfağı'nın terk edilmesine
yol açıyor; yapay tatlandınalara ve yağı almmış ürünlere dayalı diyet ve diy-
abet gıda pazan ise, hızla genişleyecek gibi.
Türkiye'de diyet ve diyabetik gıda üreten firmalar
•reoct M R H
SEK
Mis
Unilever
Coca-Cola
Peost-Cola
Eti
Dandy
Atom Kimya
ftıteM
Sût
Süt
Yağ:dondurma
Kola
Kola
EöfomvEtimek
Sakız
Kalem tatiandıncı
IHVUU I I İ M
Ege tanm
Has Gıda
Tamek
Onentaş Gıda
Kushan
Erden Gıda
Ege Universitesi
Tat Konserve
1IIWMn
Meyveli yoğurt
Dondurma
Reçel
Ton baiığı
Pudıng-içecek tozu
Diyabetik reçel
Diyabetik reçel
Diyabetik reçel
nın üzerine çıkarak 7 milyon lit-
re diyet kola sattıklannı. bu
ürünü özellikle 25-39 yaş gru-
bunun tercih ettığini bildiriyor.
Coca Cola'dan yapılan açıla-
mada; son beş yılda gazlı meş-
rubat sektörendeki yüzde 12'lik
ortalama bü^me oraruna
karşı, diyet kola üretiminin
yüzde 71 artüğına dikkat çeki-
lerek "özellikle, lstanbul, An-
kara. İzmir gibi büyük şehirler-
de, tüketia bih'ncinin artmasıy-
la doğru orantılı olarak talebin
de hızla arttığı" vurgulandı.
Coca-Cola yetkililen bu artışa
karşın, Avrupa ülkeieriyle
karşılaştınldığmda Türkiye'de
diyet kola tükeü'minin çok dü-
şük olduğuna değinerek İngil-
terede kişi başına 25. Alman-
ya'da 19. Ispanya'da 6 şışe diyet
kola tüketilirken, Türkiye'de
bu oranın 0.5 şişe olduğunu be-
lirtiyorlar. Bu yılın ilk dokuz
aymda toplam 760 milyon lit-
relik kola tüketiminin 15 mil-
yon litresini diyet kolalar oluş-
turuyor. Normalde bir kutu
kolada 90 kalori bulunurken.
suni tatlandıncı olarak aspar-
tamın kullanıldığı diyet kola-
larda bir kalori bulunuyor.
Tatlısız reçel
Diyet gıdalar arasındaki
ikinci tercihimiz reçeller. Piya-
sada hem ithal hem yerli üretim
divet reçelleri bulmak müm-;
kün. şarküterilerde 440 gramı
45 bin lira, 150 gramı 20 bin li-
radan satılan ithal reçellerin
yanı sıra, yerli reçellerin 240
gramı 16 bin lira. Yine ithal toz
şekerlerin kilosu 60 bin, bon-
bonlar 26 bin, büyük paket çi-
kolatah bısküviler 55 bin. kek-
ler 22 bin lıradan satılıyor. İtha-
latçı firmalar, gümrük ve fon
oranlannın jiiksek olmasının
diyet gıdalan lüks hale getirdi-
ğini. talebin yüksek olmasına
karşın çoğunluğun pahah bul-
duklan bu ürünleri alamadığını
belirtiyorlar. Firma yetkilileri
yüz liralık bir malı fon ve güm-
rük nedeniyle fiyatınm iki katı-
na çıküğı belirterek hükümetin
bu gıdalardaki kesintileri dü-
şürmesinı istiyorlar.
Avusturyalı Darbo ve Alman
Schneekoppe fırmasından diyet
un, yag. çikolata. reçel, gofret.
bisküvi, hndık ezmesi gibi
ürünler ithal eden Haşmet Ti-
caret'in sahibı Ali Kaya Erişte.
iki yıl önce başladıklan faaliyet-
lerinin yeni yeni sonucunu al-
maya başladıklannı belirtiyor.
Erişte, talebin yüksek olmasına
karşın, gümrük ve fon oranlan
nedeniyle bu mallann lüks hale
geldiğini kaydediyor.
İş kampanyada
Nutrilet'i pazarlayan Simpa
firması, bir buçuk yıl içinde ta-
nesi 500 bin liradan 35 bin kutu
milk-shake sattı. Bir kutu Nut-
rilet'de. süt tozu, çikolata. suni
şekerden oluşan 35 poşet milk-
shake bulunuyor. Ulaşlıklan
yüksek satış miktanna karşın
Simpa yetkilileri, aynı kampan-
yayı bir Batı ülkcsindc yapma-
lan halinde 100 bin kutu satabi-
leceklerini belirtiyorlar.
Diyabetik gıda alamnda faa-
liyet gösteren fırmalann ise he-
men hemen hepsinin ailesinde
bir şeker hastasının bulunması
dikkati dikkat çekiyor. Örne-
ğin, ayda 5 ton diyabetik reçel
üreten. Erden Gıda'nın eski
yönetim kurulu başkanı şeker
hastasıymış.
Alman Pea Scholade fırma-
sının diyabetik ürünlerini ithal
eden Stop Gıda'nın sahibi Tay-
fun Meriç'in de eşi şeker has-
tası.
Aşuı tüketmevin
Hacettepe Üniversitesi Öğre-
tim Üyesi Prof. Ayşe Baysal
kilo vermek isteyenleri, diyet gı-
dalan aşın tüketmemeleri vebu
üriinlerin çocuklara verilme-
mesi doğrultusunda uyardı.
Baysal, suni tatlandıncılar ko-
nusunda şu bilgivi verdi: " İki
çeşit suni tatlandına var. Biri
normal şekerle aynı kaloriye sa-
hip, sorbitol, kısiton. Bunlar
zayıflatmaz. Bir de kalori değe-
ri olmayanlar var. Sakarin, sik-
lamant, aspartam. Hiç kalori
değeri olmayan bu tatlandına-
lar, hem şeker hastalan hem de
zayıflama amacıyla kullanılabi-
lir." Suni tatlandıncüardan sa-
karinin, 1977'de Amerika'da
fareler üzerinde yapılan bir de-
neyde aşın tüketilmesi halinde
mesane kanserine yol açtığını
bunun üzerine Amerikalılar'ın
aspartamı geliştirdiklerini belir-
ten Baysal, suni tatlandıncı-
lann aşın kullanılmaması ha-
linde, insan vücuduna bir za-
ranrun olmadığını ancak bu
ürünlerin çocuklara verilme-
mesi gerektiğini söyledi. Baysal
"Ben her zaman doğal gıdalar-
dan yanayım. Zayıflamak iste-
yenler. pirinç yerine bulgur, be-
yaz ekmek yerine kepekli ek-
mek. bol sebze vivebilir" dedi.
PLAIN PAPER FAX UF 300
HERKA6IDA
FOTOKOPİ
HERKAGIDA FAKS
FIYATIIKİSİNDENAZ!PAHASONIC PAM*F*X •KEZ: (1)274 75 15(11 İMt) Mana tö(g* «d. (71) 53 52 50
75 5f
Trafcı« tolf* M. (031 22 33 »2
Myarbakır Klga «M. (İ3) 22 59 U
DÜNYA EKONOMISINE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU
Ekonomik Politikalan Tekrar Değişirken
Eskiye rağbet olduğu için
sık sık nur yağan bir yer varsa.
burası olsa olsa hükümet poli-
tikalannın yapıldığı loplantı
salonlandır. Gerçekten de
193O"lardan beri ileri sanaji
ülkelennde her önemli ekono-
mik krizde,
bir dönem
önce her türlü
hakarete ma-
ruz bırakıla-
rak terk edi-
len eski politi-
kalara geri
dönüldüğünü
gördük. Şid-
detli bir eko-
nomik bu-
nahmın dün-
yamn belli
başb ekono-
mik merkezle-
rinde eş za-
manlı olarak
yaygınlaştığı ve derinleştiği şu
günlerde de hükümetler yine
ekonomi politikalannı değiş-
tiriyorlar. ABD'de, İngiltere"-
de, Japonya'da hatta Rusya'-
da hükümetler serbest piya-
sanırf her şeyi halledeceği gö-
rüşünden vazgeçip, bir za-
manlar her türlü belanın kay-
nağı olarak mahkum edilen
devlet müdehaleciliğine geri
dönüyorlar. Eski politikalar
adeta birer eski elbise gibi bit
pazanna gidiyor. "Yeni" elbi-
seler ise bir önceki dönemde
bit pazanna verilmiş olanlar-
dan başkalan değil.
Bit pazannda neler var?
1- Adam Smith ve sihirli el.
Bit pazannda her şeyden
önce Adam Smith ve "klasik'
iktisat okulu var. 1930'lara,
yani büyük depresyona ka-
dar, gelişmış ülkekrde hakim
olan bu ekonomik düşünceye
göre sonsuz sayıdaki fırmanın
karlannı arttırma savaşı ile,
>ine sonsuz sayıdaki tüketici-
nin kendi ihtiyaçlannı karşıla-
ma çabası arasındaki kendili-
ğınden oluşan etkileşim gide-
rek arz ve talebin istikrarlı bir
dengeye ulaşmasına yol açar.
Boylece eğer fıyatlar serbestçe
oluşuyorsa mallar eninde so-
nunda satılır ve tüm işçiler.
eğer kabul
ederlerse, pi-
yasanın ken-
dilerine bıçtiği
ücretten iş bu-
lur. Klasikler
piyasayı sihir-
li, görünme-
yen ama her
şeyi düzenle-
yen bir ele
benzetiyor-
lardı. Hükü-
metlerin biri-
Adam Smith- Bırakımz
yapsınlar, bırakuuz geçsinler.
Keynes- tş yoksa devlet
işsize çukur kazdırtsın.
sağlıkü işle-
mesi için ge-
rekli kurumsal ve mali araç-
lan sağlamaktı. 1930 depres-
yonu sırasında hızla artan iş-
sızlik ve iflaslar karşısında bu
görüşler iflas etti ve giderek
reddedildi.
2- Keynesci devıim, müda-
haleci devlet..
Bit pazannda bir de Key-
nescilik var. Klasik ekonomi
okulu güvenilirliğini kayıp
edince bunun yerini J.M.
Keynes'in görüşleri aldı. Bu
görüşlerin temelınde. klasik
ekonominin aksine. piyasa-
lann kendi kendine dengeye
gelmeyeceği varsayımı vardı.
"Genel dengeyi" hükümetler
ekonomiye müdahale ederek
gerçekleştireceklerdi. Örne-
ğin. tüketimi ve yatınmlan
teşvik eden hükümet harca-
malan, bunu yönlendiren sa-
nayi ve büyüme politikalan iş-
sizliği ortadan kaldınlabilirdi.
Keynesci görüşe göre ekono-
mi daralırken işsizlik artacak.
ekonomi genişlerken işsizlik
azalacaktı. Enflasyon ve işsiz-
lik arasındaki ilişki birbırine
ters orantılıydı. (Meşhur Phi-
lipş eğrisi)
İkinci Dünya Savaşı
sonrasında hızla yayılan bu
görüşler 1960'lann sonunda
aynı hızla bir
duvara çarptı-
lar. Hükümet-
ler ekonomik
büyümeyi zor-
ladıkça hükü-
met harcama-
lan ve gevşek
para politika-
lan işsizliğe ve
enflasyona yol
açıyordu.
Keynesciliğin
bel kemiği
Phillips eğrisi
kınlmışü. Bu,
Keynesci mo-
dele göre hiç
beklenmedik bır şeydı.
3- Monetarist geri dönüş..
Politikacılann kafalan
kanştı. O zarrıana kadar pek
bilinmeyen ve çoktan unutul-
muş klasik iktisat görüşlerini
savunan bir iktisatçı Milton
Friedman dikkatleri üzerinde
toplamaya başladı.
Milton Friedman Keynesci
politikalann tam tersini savu-
nuyor, "hükümetlerin işsizliği
azaltmak ve büyümeyi arttı-
rmak için yaptıklan müdaha-
leler, yüksek hükümet harca-
malan. orta vadede tam aksi
bir sonuca yol açar" diyordu.
Friedman'a göre 'ürettiğimiz-
den fazla harcarsak kaçıru-
lmaz olarak enflasyon arta-
caku." Hükü-
met müdaha-
lesi piyasayı
çarpıtıyor.
enflasyona yol
açıyordu. Bu
da piyasada
istikrarsızlık
yaratacak ve
giderek işsizli-
ğe yol aça-
caktı. İşsizlikle
değil enflas-
yonla mücade-
leye öncelik
vermek
gerekiyordu.
Muhalefet
partileri bu görüşleri çok sev-
diler. Bunlara sanlıp iktidar-
daki partilerin nasıl her şeyi
berbat ettiğini" gösterdiler.
özel sektör bu görüşlere
sanlıp sendikalan eleştirdi:
sendikalar yüksek ücret iste-
yerek piyasayı çarpıuyor ve iş-
sizliğe yol açı-
yorlardı.
Basın da Fri-
edman'ı çok
sevdi. Çünkü
görüşleri so-
kaktâki herke-
sin anlayacağı
kadar basitti.
Hepimiz ikti-
satçı olmuş-
tuk. Friedman
1976'da Nobel
Ödülü aldığı-
nda Monet-
rizm artık mo-
daydı. Bit pa-
zanna nur
yağıyordu.
Bu modanın yarattığı hava
ile İngiltere'de Margret
Thatcher ve Muhafazakar
Parti, ABD'de Ronald Rea-
gan ve Cumhuriyetçi parti ik-
tidar tıldular ve 1980'lerin
başında "büyük monetarist"
deney başladı. Sıkı para
politikalan ve yüksek faiz uy-
gulaması ile fi-
yatlar geri çe-
kilecek. hükü-
metin piyasa-
ya müdahalesi
azaltılacak,
devlet iş-
letmeleri satı-
lacakve"sihir-
1] elin" işleyişı-
nin önündekı
engeller kalka-
caktı. Bu gö-
rüşü destekle-
yen rasyonel
beklentiler te-
orisine uygun
olarak da hü-
kümet politikalannı bir kere
belirledikten sonra ne pahası-
na olursa olsun bunlan değış-
tirmeyeceğini açıklayacak, bu
konuda piyasayı da ikna ede-
cekti. Anİaşılan dogmatizm
de istikran sağlamanın
gereğiydi.
İngiltere'de monetanzmın
ilk etkisi fabri-
kalann hızla
kapanmaya
başlaması, iş-
sizliğin 3.000.
000'a
yaklaşması
oldu. Üstelik
tüm sıkı para
politikasına
rağmen para
mıktan azalmı-
yordu. Kriz
daha da derin-
leşti. Sonunda,
5-6 senedir her-
kesten daha
çok monetariz-
mi sovunan Thatcher 1985'de
televizyona çıkıp da "ben za-
ten hiçbir zaman monetarist
olmadım" deyince de bu gö-
rüş kıymetten düşmeye baş-
ladı. Hükümetlerin elinde
kala kala "Hükümetlerin şu
veya bu ekonomik göstergeyi
temel alarak
ekonomiye
müdahalede
bulunması,
bizzat o eko-
nomik göster-
geyi değiştir-
diği için tüm
hesaplan boşa
çıkanr" şek-
ünde özetlene-
bilecek olan
Goodhart ya-
sası kaldı.
Prof. Good-
Reagan-Ben Friedmann'cıymı.
hart a
göre
Bendensonrasıtufan. * "hıçbır şeyi
duzeltmek
mümkün değjldi. Hükümetler
en fazla her şeyin daha da kö-
tüye gitmesini engelleyebılir-
lefdi."
1980'lerin ikinci yansı
başladığında ekonomik za-
man ilerlemiş, monetarizmin
de yardımı ile artan iflaslann
sonunda verimsiz işletmeler
ayıklanmış, özelleştirmelerle
özel sektöre aktanlan kay-
naklann. düşürülen vergilerin
yardımı ile güven artmıştı. Ar-
Frietlmann-tşsizlik kimin
1 H
*
tan işsizliğe bağlı olarak sen-
dikalann gücü kınlmış "iş
banşı" sağlanmıştı. Öncü sek-
törlerde kısmi üretkenlik artı-
şlan bile görülüyordu. Diğer
taraftan globalleşmeye ve
para sermayenin dolaşımınm
hızlanmasına bağlı olarak bü-
yüyen banka ve borsa sektö-
rü, bilgisayar ve elektronik sa-
naii vb cevresinde ücretler
arüyordu. Kredi karünın
yaygmlaşmaa ile de tüketici
harcamalannda bir patlama
yaşanıyordu. Piyasa canlanı-
yor ekonomi büyüyordu. Dö-
nem YUPPİ döneini, Porche
arabalan, Rolex saatler,
pantolon askılan ve şampan-
ya dönemiydi.
Bu pınlü özellikle borsanın
durdurulamaz yükseüşi hükü-
metlerin de gözlerini ka-
maştırdı. İşlerine de geldi, ne
yapacağını bilememek hali,
sınırsız liberalleşmenin arkası-
na kolayca saklandı. Devleün
kontrol ettiği piyasalar, enerji
taşımaalık, hatta sağlık ve
eğitim sektörü ve neredeyse
hapishaneler özel sektöre satı-
Imaya başlandı. Bu mace-
ranın da 1987'de borsa krizi.
1990'da reses-
yonvel992'de
Avrupa para
krizi ile hüs-
ranla bittiğini
gördük. Doğu
Avrupa'daki
bürokratik
planlara daya-
nan kumanda
ekonomileri-
nin tek tek
çöktüğü ve
sözde piyasa
ekonomisinin
tek düzenleyici
olduğunun bir
kere daha
kanıtlandığı bir dönemde pi-
yasa ekonomisi ve serbest ti-
caret dünya ekonomisini
dağılma tehlikesi ile karşı
karşıya getirince hükümetler
yine gözlerini bit pazanna
diküler.
Keynes: Peygamberin ikin-
ci gelişi.
Bugün dünya ekonomisi
eski politikalann artık işle-
mediği yeni bir döneme girmiş
gözüküyor. Monetarizmin
serbest piyasa ekonomisinin
en çok möda olduğu ülkeler-
de, ABD ve İngiltere'de yeni
arayışlar ve yönelimler var.
"Devlet özel sektör işbirliği",
"ekonomik strateji", "yatın-
mlann ve üretimin tercihli teş-
viklen ve desteklenmeşi". "dü-
şük faız politikası", "İşsizlikle
mücadale", "büyümeye yö-
nelme". yeni vergiler vb. bu sı-
ralarda hükümet politikalan
içinde en çok tekrarlanan ifa-
deler. Artık yine herkes ser-
best piyasanın kendi kendine
dengeye gelmeyeceğini savu-
nuyor.
Serbest piyasanın en revaç-
ta olduğu Rusya gibi yerlerde
bile devlet planlanna kuman-
da ekonomisine kontrollü fi-
yatlara doğru bir yönelim var.
Ekonomi yazarlan tekrar,
utana sıkıla Keynes'in adını
anmaya baş-
ladılar. Fi-
nancial Times
bir hafta sonu
ekinin baş
makalesini
Keynes'i ye-
niden keşfet-
meye ayın-
yor. The Eco-
nomıst dergisi
bir baş
makalesıne
"Piyasanın
ardından"
Thatcher- Demir LadyTiğe başlığı atıyor.
razryTm.Yeterkiözelkştirevim. • 980lerde
muzaffer olan
serbest piyasa kapitaUzmi ide-
olojisi gününü doldurdu mu"
diyerek hayıflanıyor. Ve son-
ra da "Allaha şükür ki geliş-
mekte olan ülkelerde hala ge-
çerli" olduğunu söyleyerek
avunuyor.
Bu arada da serbest piyasa
ekonomisinin bir özelliğini de
eleveriyor.
Toplumsal muhalefetin
yükseldiği ve bunu demokra-
tik olarak ifade edebildiği yer-
lerde, örneğin ABD ve İngilte-
re'de, piyasaya güvenlerini
kaybetmiş olan halk kitleleri
hükümetleri politikalannı de-
ğiştinneye zorluyorlar. Ancak
halkın. baskıdan dolayı sesini
doğru dürüst çıkaramadığı
yerlerde ise monetarizm ve
serbest piyasa yaşamaya de-
vam ediyor.
Bu bir ders. Bu bir ders ise
Keynes'le ilgili olarak, her-
halde şu olmalı: Peygamberin
ilk gelişinde kurtulamadığımı-
za göre niye bizi bu ikinci geli-
şinde kurtaracağına inanabm.
Anİaşılan tarih yine kendini
tekerrür etmeye hazırlanıyor.
Ufukta başka bir seçenek de
henüz gözükmediğine göre,
bize koltuklanmıza sıkıca tu-
tunup, kemerleri bağlamak-
tan başka bir seçenek kalmı-
yor. Çünkü önümüzdeki yol
çok bozuk ve araba da alabil-
diğincc eski.