15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«FA CUMHURİYET 30EKİM1992CUMA i HABERLER 12 HEP'Hye dava l^NKARA(AA) - Ankara Dvlet Güvenlik Mıhkemesi'nin Halkın Enek Partisi 2. olağan kcngresindebölücü knuşmalar yapıldığı ve skganlar atıldığı gerekçesiyle 3'uutuklu 12 HEP yönetisi hackında önümüzdekı güilerde dava açacağı öğ-enildi. Davada tutuklu sauklar. KemalOkutan. H-run Çakmak ve Abdülcabbar Gezici ile tuıuksuz sanıklar Feridun Ytzar, Güven Özata. Hamit Gty lani. Şakir Altay. Sultan Ujsal. Felemez Başboğa, Şaıebettin Özaslaner. Mjstafa Demir ve M. Kemal Önürk'ünTerörle Micadadele Kanunu'nun 8-lmaddesinegöre yargılanacaklan bildirildi. Ankara'daiki büyükelçilik • \NK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Orta Asya Türk cumhurheılerinden Türkmenistan ve Ka/akistan'ın Ankara büvükclçilikleri açıldı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal. açılış törenlerinde yaplığı konuşmalarda, "ancak cgemcn. hağımsız ülkelcrin büyükclçilik açabildiğını' belirtti ve yeni atanan büv ükelçilcre "destek bizden. hızmel sizden' diye scslendı. Kazakistan Büyükelçiliği'nin Çankayadaki binasmın Ne MulluYürklüğe.Türkün dostuTürklür' pankartlan iledonatıldığı dikkatı çckerkcn buradaki törsnc Cumhurbaşkanı Turgut Özal. Ka/akisıan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbaycv ilc Başbakan Süleyman Demirel. Devlel Bakanı Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. Dışişleri Bakanı Hikmel Çctinilcbazıbakanlar katıklı. CHP'nin 'Persembe toplântıları' •İçPoUtikaSenisi- CHP'ninScfaköylop- lanıılarının on ikincisı dün Selaköy Köşk Kıraathancsi'nde yapıldı. CHP'nin yeni oluşumundaki vcrel yöncıimier dahıl partinin tûm sorunları tariışıldı. Her pcrşembe yapılan loplantılann eğitici ve kalılımcı olması ve hlanbul bazında tüm ilçclcrdc \apılması da gündcme geldi. Toplantıda av rıca"Perşcmbe top lanııları'nın her ilçedc vaptlmass konusunda genel merkezc öneridebulunulma sı da kararlaştınldı. Basatak'a İşkence iddiası • ADANA (Cumhuriyet Günev îlleri Bürosu) - I ckel Adana deposunun soyulmasmdan sonra gözaltına alınan ve Emniyet Müdürlüğü'ndeölen Remzi Basalak'm polis tarafından gömülen cesedinde ağır işkence izleri bulunduğu. dilınin kesildiğinin görüldüğü ileri sürüldü. Tekel deposunun 23 ekimde sovularak vaklaştk 550 milvon liranın çalınmasın;n hemen ardından başlatılan İşkence rehabilitasy on merkezlerine son ikiyıl içindeki başvuru sayısı 439 ı so\gunculardan Şaban Budak polisle girdiği çatışmada öldürülmüş, Musıafa Yaşar ve Remzi Basalak ise sağ olarak şakalanmtşlardı. MilliGörüş'TV •ANKARA (ANKA)- Sağda özel ıclevizyon kurma gahşması sürdürenler arasına RcfdhParüsidc"Mılli Görüş' lelcvizyonu ile kaiıhyor. İlk özel ıckvizyonlarla birlikte kurulmaçalışmalanna başlanan ve sağda büyük bcUentileryaratan Hilal 1 ıck\izyon projesınin cneier.mesinden sonra RP'de tckvi/_\on kurma düşüncesi ckSdi olarak gündcme geldi. Köseve Mogultay seçim gezisinüe •İSTANBt L(AA)- Sanayi \eTicarct Bakanı Tahir kı'sc ıie Çalışnıa ve Sosval Güvenlik Bakanı Mehmet Mo;iuluı>. I Kasim'da yerei ara seçim vapılacak ilçelerde çmpdgandaçalışmalanna kiiılıyor. Tahir Köse, öâcdcn sonra Ascılar'da krçladıjiı scçım gezisini. GJngören ve Bahçelievler'de sudürdü. Çalışma vcSos\al Güvenlik Bakanı MehnictMoğultav ise, SHP kunbul Milletvckili Ercan Karakaş'la Maltepeilçesinde Mvim ac/isinc çıkıı. FilistiııaskısınaasılıBERAT GÜNÇIKAN "Tabanlanma dokunulması- na bugün bile tahammül ede- mivorum. 1985 yılında, Buca cezaevindeydim. Ranzanm üçüncü kaiında yatıyordum. Yan ranzadan bir arkadaş şaka olsun diye gıdıkladı. O anda müthiş bir acı duydum. Çünkü. tepkiyle hareket edince ay ağımı lavana çarpmış. başparmağım da çarpmanın şiddetiyle kınl- mışu." "Her şcyc karşı hâlâ son dere- ce lepkiselim. Korkunç boyut- larda polis düşmanlığım var. Bir polisin, bir insanı kolundan tuttuğunu görmek bile beni çi- leden çıkanyor. müdahale etme gereği duyuyorum." "Ya hiç uyuyatrnyorum ya da saatler süren uvku krizine gi- rivorum. Bunlar İcabuslarla bö- lünen uykular. Kabuslanm mı, işkence. işkence. işkence..." "İnsanlara güvenemiyorum. İlişkilerden giderek uzaklaşı- yor. insanlarla gözgöze gelmek- • Uluslararası Af Örgülü'nün raporlan, bugün 98 ülkede Tıikn işkencenin u\ gulandığmı gösteriyor. Türkiye de bu ülkelerden biri. İstanbul. Ankara ve İzmir'de bulunan işkence rehabilitasyon merkezlerine 1990 ile 1992 yüımn ilk altı avında başvuranlann sayısı 439'u buluyor. at ten kaçmıyorum. Saldırgan. öf- keli ve kınlganım." Büıün bu anlaumlar, 12 Ey- lül sonrasında gözalunda iş- kence gören ve bu ışkencenin izlerini üzerinde taşıyan insan- lara aıt. Aradan geçen yıllar. bedenlerini. insanı gereksinme- lerini, korku ve sevinçlerini, dü- şüncelerini. inanclannı ve ki- şiliklerinı hırpalayan işkence- den uzaklaştıramıyor onlan. Uluslararası AfÖrgütününra- porlan bugün 98 ülkede fiilen işkencenin uygulandtğını göste- riyor. Türkiye"de bu ülkelerden biri. İstanbul. Ankara ve İz- mir'de bulunan İşkence Reha- bilitasyon Merkezlerine 1990 ile 1992 yılırun ilk altı aymda başvuranlann savısı 439'u bu- luyor. Hakaret. kaba dayak ve göz bağlama ise bu kişilere uy- gulanan işkence yöntemlerinin ilk sıralannda yer alıyor. Ruhsal etkileri Kişiyi sakat bıraksan, beden- sel hastalıklara yolaçsa da iş- kencenin kişi üzerindeki ruhsal elkisi daha ağır oluyor. "Şaş- kmlık ve yiımişlik" duygusu \e- ren göz bağlamaktan, gelecekte sağlıklı cinsel ilişkiler kurmayı engelleyen tecavüze kadar tüm yöntemler işkence gören kışinin ruhsal işlevini bozuyor. Anado- lu Üniversitesi Tıp Fakültesi Psiki^atri Anabilim Dalı Öğre- üm Uyelerinden Yrd. Doç.Dr. Cem Kaptanoğlu'nun ış_kence görmüş28kişiyleyaptığı"Işken- cenin Ruhsal Etkileri" başlıkh araşürması da bu sonucu doğ- ruluyor. Ortalama olarak araştırma- ya işkence gördükten 20 gün. 1.5 ve 7.5 yıl aradan sonra katı- lan kişilenn işkence gördükleri şüre ise 70 güne kadar uzuyor. İki ortaokul, altısı lise, 12"si üniversite mezunu. 8'i de yükse- kokul öğrencisi olan kişilenn meslek gruplannda ağırhğı ser- best meslek sahipleri ye me- murlar oluşturuyor. İşkence sonrasında en sıklıkla görülen psıkiyatrik semptomlarda ise huzursuzluk, depresyon. kon- santrasyon bozukluğu. neden- siz korku ve kaygı duymak ola- rak adlandınlan anksiyete. içe kapanma. uykusuzluk. kabus görme, cmsel işlev ve bellek bo- zukluğu oluyor. Uzun süreh ağır işkence gören 10 kişide gö- rülen ise Posttravmaük Stres Bozukluğu (PTSB). İlk olarak nlan ile görüşmek için sabahın erken saat- lerinde cezaevi önünde kuyruğa girenler, gruplar halinde belli zaman aralıklannda cezaevine ahnarak "açık görüş"den yarar- landınldı. So\adı tutmadığı için yakmı ile görüşemeyen bir yurttaş "Cezaevinde dayımm oğlu var ama görüştürmediler. Burada başka yakmı da yokf * dedi. Siyasi tutuklu olan yakmlan ile görüştürülme- orıışyasagı İHD İstanbul l^ubesi Cezaevi Komisyonu dün bir açıklama yaparak si\aa tutuklu ve hükümlülerin "açık eörüş"dcn yanır- landınlmamasının Adalet Bakanlığı'nın kasıtlı >e keyfi bir uygulaması oîduğunu iddia etti.(MEHMETDEKllRKAY* A) Siyasiyeİstanbul Haber Senisi -Cumhuriyet Bayramı nedenıylc cezaevlerinde yapıİan "açık görüş"den siyasi tutuklu ve hü- kümlüler yararlanamadı. Adli tutuklu ve hükümlüler dün cezaevlerinde yakınlan ile görüşerek hasret giderdi. Bayrampa- şa'daki Islanbul Ceza ve Tutukevi'nde bulunan tutuklular bayram tatilı süresin- ce yakmlan ile görüşebilecekler. Yakı- yenler ise haklanrun gasp edildiğini ilen sürerek şunlan söylediler: "Bayram nede- ni ile diğer tutuklulara tanınan açık görüş, siyasi tutuklulara tanınmadı. Aynca siya- si tutuklulann perşembe günleri kapalı da olsa görüş günü haklan vardı. Onu da en- gelliyorlar. Açık görüşden \ararlana- madıklan gibi bir de kapalı görüş haklan gasp edilmiş oluyor. Bu haksızhk." Vietnamaa askerlik yapan ABD'li askeTİerde görülen PTSB'de kişi olaya ilişkin anıla- n tekrar tekrar. aniden ve ra- hatsız edici şekilde yaşıyor. Olayı anımsatan bir durumla karşılaştığmda yoğun ruhsal aergınlik duyuyor. ~ Dr. Kapıanoğlu, PTSB bul- gulan veren 10 kişinin işkence görmelerinin üzerinden ortala- ma 7.5 yıl geçüğinı anımsatıyor. Öfke ve düşmanhk sempıomla- n diğerlerinin üzerinde olan bu kişilenn durumlannı şövle açıklıyor Dr. Kaptanoğlu: 'Bu kişiler 1982-85 yıllar ara- sında gözallına alınmışlar ve di- ğer kişüerden daha uzun süreli ve şiddeüi işkence görmüşler. PTSB. kaza. doğal afet ve sa- vaşlarda da görülen bir olgu ama işkenceyı yaşayanlarda farkhhk gösteriyor. Bu farklılık da işkence sonrasında kızma, karşı k'oyma. öfke ve saldırgan- hk gibi duygularda yoğunlaş- madır. Bunu. ayağı tişa takıla- rak düşen insanla bir başkası- nın çelmeleyip düşürdüğü in- sanın hissetükleri arasındaki farklılığa benzetebiliriz. Her iki durumda da kişi düşmüştür ama 'neden düştüm' sorusuna verilen yarutlar son derece fark- hdır." Çevreıün önemi İşkencenin kişi üzerinde bı- raktığı ruhsal etkinin yoğunlu- ğunu belirleyen bir unsur da iş- kence sonrası kişinin içinde bu- lunduğu çevre. Kendisini an- layan, kabullenen. dektekleyen bir çevre içinde bulunmak iş- kence gören kijtnin iyileşmesini hızlandınyor. İşkencesonrasın- da cezaevinde kalan kişilerle, topluma geri dönenler arasın- daki farklılık da bunu kanıtlı- yor. Aym deneyimleri yaşayan insanlarla birlikte cezaevinde kalan kişi. acılannı konuşabil- diği, tartışabildiği için işkence- nin izlerini üzerinden daha ko- la\ atabılıyor. İşkence görenin çevresi. yaşadığı toplum, onu anlayişla kabullenmediğinde. de yalnızlaşıyor, travmatik aru- lanyla başbaşa kalıyor. İşkence görmüş bir kişinin iyileşmesinde, yasal başvuru hakkını kullanma özgürlüğü ve bundan sonuç alabileceğine iliş- kin güveni de etkili oluyor. Dr. Kaptanoğlu. işkencecilerin top- lum tarafından cezalandmlma- sınm. bu konuya duvarlılık gös- terilmesinin işkence kurbanının öfke-düşmanlık duygulannı olumlu bir şekilde boşaltması- na yardıma oîduğunu vurgulu- yor. Araştırmaya konu olan 28 kişiden sadece 12'sinin yasal başvuru hakkını kullanabilmiş olmasma karştn bir sonuç alamaması. 13 kişinin ise başvuruda bile bulunmamış ol- ması da iyıleşme sürecinin iş- kencenin bir suç olarak görü- lüp. cezalandınlmasıyla bağ- lanüsını gösteriyor. İl Başkanlıklanna Baykalve arkadaşlannın uygun gördüğü kişilenn atandığı öne sürüldü GHPdebaşkan atama rahatsızkğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP'nin örgütlcnme çalışmalanyla birlikte genel merkeze vebu partinin bazı milletvekillerine karşı rahatsızlıklar da başladı. Başta Ankara olmak üzere, Uşak, Rıze. Artvin. Hatay. Kmkkale. Uşak ve Çanakkale'yeyapılan il başkanı atamalannda parti genel merkezinin bazıçevrelerle, milletvekillerinin etkisi altındakaldığı veyanlış alamalar yapıldığı belirtiliyor. Atamalar öncesi yerinde incelemeler yapân ve genelmerkezeçeşitli öneriler geürenCHPGenelYönetim Kurulu(GYK) üyelerinin ' hazırladıklan raporlann genel merkez yöneıimi tarafından dikkate alınmadığı, daha çok genel başkan Deniz Baykal ve yakın arkadaşlannca uygun görülen kişilerin il başkanlıklanna getirildiği öne sürülüyor. Yapılan atamalann. kimi illerde de tepkilere yol açtığı. bu nedenle il meclisleri ile ilçe başkan ve yönetimlerinin belırlenmesinde güçlükler çıkacağı ileri sürülüyor. CHP GenelYöneıimKunılu yann yapacağı toplantıda. 17 ilbaşkanını dahabelirleyecek. Butoplantıda aynca, üzerinde anlaşma sağlanamadığı için belirlenemeyen Kayseri. Adana. Bursa veGaziantepin il başkanlannın da belirlenmesine çalışılacak. CHP il ve ilçe başkanlan ile yöneümlennin belirlenmesinin en geç kasım ayi onasına kadar tamamlanması bekleniyor. Çünkü oluşacak yönetimlerin, en kısa zamanda üyeyazımına geçmeleri. önce ilçe, daha sonra da il kongrelerini yapmalan gerekiyor. PartininGenelYönetim Kuruluilbaşkanlığı içinkarar veremiyor CHP'ninÂdanasıkuıüsıbitmiyor ADANA (Cumhuriyet Güne> İUeri Bürosu) - Cumhuriyet Halk Partisi I.CHP) Adana İl Başkanlığı için adav sayisının fazla olması ve bu adaylann Ankara'da etkin kulis faaliveti yürütmeleri. genel vönetim ku- rulunu atama konusunu çtk- ma/a soklu. Benzer gerekçelerle henüz il başkanlan atanmayan 16 il arasında yer alan Adana için. kesin karann bugün açıklan- ması bekleniyor. Türkive'deki hemen hemen tüm ıl ve ilçelere başkan alayan CHP Genel Yönetim Kurulu. Adana ve bağlı ilçeler konusunda karar \eremi\ or. Özellikle il başkanlığı için ad- lan geçen adaylann fazla ol- ması ve genel yönetim kurulu düzevinde yürütülen kulis çalı- şmalan. Adana İl Başkanlığı için y apılacak aiamava özel bir nitelik kazandırdı Genel yöne- timın,ılbaşkanılcrahıni"Çuku- rova'da daha başlangıçta kamplaşmalar olur" gerekçe- siyle geciklırdıği ve güç de olsa bir uvu'jma beklediği belirtilı- \or. Şu ana kadar CHP GYK- nin anlaştığı ve üzerinde üüzlik- lc durulan konu; scçilecek kişi- nin küskünlüklerc >ol açmaya- • İl ve ilçelerin büyük bir çoğunluğuna başkan ata- yan CHP Genel Yönetim Kurulu, Adana ve bağlı ilçeler için karar vermede zorlanıyor. İl başkanlığı için adlan geçen adaylann fazla olması ve genel yö- netim kurulu düzeyinde yürütülen kulis çalışma- lan, Adana İl Başkanlığı için yapılacak atamaya özel bir nitelik kazandırdı. cak. örgütlenmeyi toparlayabi- lecek nitelikte olması. Ancak tüm bunlara karşın genel yöne- tim kurulunun, 31 Ekim 1992 Cumartesi günü toplanarak aralannda Adana'nın da bu- lunduğu 16 ıl başkanını aıaması bekleniyor. CHP İl Başkanlığı için adı ge- çenlerin başında SHP'de parti meclisi üyeliğı ve il başkanlığı \apan Av. Ziya Ycrgök, CHP c--kı üicnvlsV. kolu başkanların- (.l.ın \o SHP ınılleivekilı adavı Bekir Snkı O/cr. Sevhan Beİc- di\esı danişııunlanndan Feh- mi K.ıyu. Deniz Baykal'a yakınlığıylu bilınen SHP eski mılletvckih Mahmul Keçeli ve parunin şu ankı ıl temv.lcisi sı- faundaki îlhan Şahan gelıvor Bu udaylar arasından bırınin :,u ana kadar CHP İl Baş- kanhğı'na atanmamasmın başlıca nedenleri arasında, adaylan destekleyen ekiplerin perde arkasındaki çekişmeleri geliyor. Şu sıralar Adana'daki siyasi kuüslerde en çok. Fehmi Kaya'nın il başkanı olmasını is- teyen Seyhan Belediye Başkanı Yalçın Akyol ile SHP'den istifa ederek CHP'ye geçen milletve- kili İbrahim Ozdış ve Av. Ziya Yergök'ün il başkanlığmı be- nimseyen, henüz SHP'de ol- masına karşın bunun için kulis yaplığı bildirilen Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Çolak'ın ısrarlı tutumu tartışılı- vor. Adüylar arasındaki Bekir Sn- kı Özer'in ise eski gençlik kolu başkanlan. DİSK ve partinin eski yöneticileri, bazı ilçe ile bel- de belediye başkanlan. belediye ve il genel meclisi üyeleri tarafı- ndan desteklendiğinden söz ediliyor. DİSK'e bağlı Gıda-İş Sendikası Adana Bö'.geTemsil- cisi de olan Sıtkı Özer adayhğı konusunda, "Bu görevi en iyi şekilde yapacak kişi olduğuma inanıyorum. Aday olma koşul- lanmı Genel Başkan Deniz Baykal ve diğer genel yönetim kurulu üyelerine de anlattım. Beledivelerin güdümünde ola- cak belediyeden maaş olan kişi- lerin il başkanhğına atanmasmı doğru bulmuyorum" değerlen- dirmesini yaptı. Eski SHP milktvekili Mah- mut Keçeli ise CHP il baş- kanlığma kendisinin aday ol- madığım. ancak bir görev veril- diği takdirde üzerine düşeni yapmaya hanr oîduğunu be- lirtli. CHP'nin uzun bir aradan sonra tekrar siyasi yaşama dön- düğüne dikkat çeken Keçeli. bu nedenle il başkanlığına atana- cak kimsenin nitelikli biri ol- ması gerektiğini kaydettı. Mah- mut Keçeli, Adana'ya şu ana kadar atama \ apılmamasının da bundan kaynaklandığmı söyledi. CHP'nin Adana il temsilcisı sıfatını taşıyan ve adaylar arasında yer alan İlhan Şahan, il başkanlığı görevine atanması halinde bütün gücüyle çalışa- cağını bildirdi. Şahan, baş- kanlığa başka bir kişinin atan- ması halinde de partideki hiz- metini sürdüreceğini belirtti. BİR BAKIMA Turgut Özal'dan koalisyona eleştiri 'Bu gidişle devleti batıracaklaf ANKARA (ANKAJ - Cum- hurbaşkanı Turgut Ozal, hü- kümetin üç temel yanlışı oîdu- ğunu belirterek. "Böyle de- vam ederse devleti batınrlar" dedi. Özal. görüştüğü ANAP milletvekillerine hükümet po- litikalannı eleştirerek. K1T'- lerin özelleştirilmesi. sosyal güvenlik kurumlan vc eğitim politikalan açısından hükü- metin iflas etıiğini söyledi. Enflasyonun gerçek kay- nağının KİTler oîduğunu ifa- de eden Özal. özelleşürme programının uygulanmasının Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıhna mal olaçağını bildirdi. Hantallaşan KİTlerin devletin sırtmdaki en büyük kambur oîduğunu ifade eden Özal. "Ancak özelleştirmeye yöne- lik politikalar uygulamaya ko- nulurken, diğer yandan doğa- cak darboğan aşmaya yönelik tedbirler alınması gerekir. Aksi durumda devleti ayakla tutamazsmız. Bugünkü hükü- metin bu beceriyi göstereme- yeceği ortaya çıktı" dedi. SER\ ER TANILLI Yüzyılın Sonunda Bir Toplum.!••• Bir Daniel Gurin vardı. 30lu yıllarda, Fransa'da Halk Cephesî uygulaması sırasında kendini göstermiş bir bü- yük tarihçi; o yıllarda anarşisttı d^. Son zamanlarda sesi çıkmtyor pek; kimbilir, belki ölmüştür. Işte bu adamın, çağ- daş sorunlar hakkında gerçekten önemli çalışmaları var- dır Aklıma ilk gelenler de, Türkçeye de kazandırılmış bu- lunan. Faşizm ve Büyük Sermaye ile (Fransa'da) Birinci Cumhunyet'te Sınıf Mücadelesi. Bugün de ilgiyte okuna- cak eserdir buniar. Bir kitabını ise hiç unutmam: Amehkan Halkt Nereye Gidiyor? Gurin'in 1950'li yıllann başlarında yayımladığı bu çalışma büyük yankılar yapmış ve Amerika Birleşik Devletleri hakkında nice insanı uyarmış, uyandır- mıştır; ben de onlardan biriyim. O gûn bugün. izler dururum bu toplumu. Hem, hakkımız dadeğil mi efendim? Bizi adım adım izle- yen bir sisteme, biz de aynı dikkati niçin göstermeyecek mişiz? Üstelik. devletin en yüce makamlarına değin tırma- nabilmiş kişiler arasında hayranlarının olduğu ve bununla da öğündükleri bir ülkede, aydınlann bir gözü Amerika'da olmalı! Le Monde Diptomatique'\n son bir yayınına, işte bu bi- linçle eğildim. O gazete, Görüş Biçimi adlı ek bir dergi çıkarır; her sayı- sını, çağdaş önemli bir konuya ayırır ve büyük uzmanları bir arayagetirip inceletir. Amerika'daBaşkaalıkseçiminin kavgası sürüyor ya, derginin son sayısının konusu: Yüzyı- lın Sonunda Birleşik Devletler. Güncelden kalkıp bütüne eğilen nefis bir çalışma! Ister misiniz kimi değerlendirmeleri aktarmamı? Buyurunuz ilk değerlendirmeyi: Büyük güç olarak Sov- yetler'in içerden patlayıp dağılması ve Körfez'de bir yıldı- rım savaşı, Washington'un, dünyanın artıktek sahibi oldu- ğu inancını sürdürdü bir süre. Vietnam ile iran devriminin arkasından uzun bir kuşku döneminden sonra, Birleşik Devletler, güveni tekrar sağlamıştı ve "Yeni dünya dü- zeni"ntn kurucusu olarak dayatıyordu kendini. Ne var ki, sürmedi bu güven. Amerika. şunu anlamaya başlıyor: Uluslararası rutkularının araçlarına sahip değildir bugün ve gücünü besleyen taktik ihtiyatlılıktır artık, ya da başka ülkelerin geçici zayıflığı, Kendi kendini aşan bir dünyanın yorgun mimarıdır o! "Kendi kendini aşan bir dünyanın yorgun miman": Nasıl ilginç bir söyleyiş değil mi? Alınız bir ikinci değerlendirme: 80'li yılların başında-, herşey bir mucize gibiydi; göz kamaştırıcı bir gelişme dü- zeyi, yaratılan milyonlarla iş alanı, girişim anlayışında bir rönesans. Silikon Valley, stratejik savunma girişimi, hiz- metetkinliklerinde açılış, yeni mali olanaklar. Sanayi-son- rası toplumunun Atlantik ötesinde daha şimdiden doğmuş olduğundan kım kuşkulanabilirdi? Avrupa'da ve başka yerlerde, Reagan'ın rakipleri için yanılmaz bir reçeteye öykünmek yetiyordu o sıralar- Özelleştirme, vergileri in- dirme vb. idi bu reçete. Bütçe açıklarında ve iç borçlanma- lardaki büyüme bile, sorun yaratmaz olmuştu Atlantik öte- sinde. On iki yıl sonra sonuçlar ortada: Bankalar, iîlas teh- didiyle karşı karşıya, altyapılar yıkılıp dökülmekte, sosyal doku dağılma halinde ve devlet çöküntüde. Amerika, yeni liberalizmi denedi. Bir on yıllık çılgınlığın bahasını ödemek var şimdi! işte, bir üçüncü değerlendirme: Sosyal eşitsizlikterin doğrudan saldırısına uğrayan Amerika, kendi toplu gele- ceği adına, uyguladığt modelin değerinden kuşkuya dûş- me yolunda. Orta sınıflar da yakasını kurtarabilmiş değil olan bitenden, siyasal sıstem saygınlığını yitirmiş, suç iş- leme oranı iflah olmaz bir yara halinde. Sadece dışardan göç edenlerin düşü sürüyor. Acı çeken ve kuşku içinde bir toplum! Ve son bir değerlendirme: Amertka'nm dünyaya ege- menliğini sürdürdüğü bir alanda, kitle kültürü alanında, çoğunluktaki uydumcu anlayış, çeşitli eğitim sistemleri ya da dile getirme biçimleri arasındaki zıtlıklarla bir arada yaşadı hep. Ne var ki, bunların da birbirinden haberi yok: Dünya çapında üniversiteler. paralı ve pahalı, eşitsiz ve düzeyi gitgide düşen okullar denizinde adalar gibi; kimi din çevreleri, uydular yoluyla kıyamet haberleri verirken, rap sanatçıları kompakt plaklarda kentlerdeki gettoların kızgınlığını şakıyorlar. On yıllık çılgınlık, kültüre de yaymış etkilerini. tşte, "yeni dünya düzeni'nin ağababasının yüzyılın son- larındaki tablosu. Ne iç açıcı değil mi sevgili okuyucular? YılmazüçüncükezIzmif deydi: 1 Kasım seçimleıi herkes içinönemli MERİH AK •Yılmaz: Koafeyonoy kaybederse herhalde bundangerekli , sonucuçıkanrlar. Çıkarmamakla direnirİCTse kamuo>oıbaskısvyla sonundabuna mecbur kahrlar. İZMİR - ANAP Genel Baş- kanı Mesut Y'ılmaz, Çekiç Güç'ün asli fonksiyonunu yi- tirdiğini söyledi. Yılmaz. 1 Kasım yerel seçimlerinin tüm partiler için önemli oîduğunu belirterek. "Eğer koalisyon partileri 1 yıl önceki oy oranınm altına düşerlerse her- halde bundan gerekli sonucu çıkaracak- lardır" dedi. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz. 1 Kasrm verel seçimlerinin propaganda çalışmalanna I katılmak üzere dün 3.kez İzmir'e geldi. Bir grup partili tarafından karşıla- nan Mesut Yılmaz. havaalanm- da ga/-etccilcrin sorulannı yanıtladı. Yılmaz, bir gazetecı- nın Çekiç Güç'ün süresinin u/aıılıp uzatılmamasıvla ilgilı sorusuna "Biz bu konudaki en- dişelerimizi son süre uzatı- lmasıyla ilgili müzakerelerde bıldirdik. Hem konuşma- lanmız ile hem de oyumuzla fı- kirlerimizi ortaya koyduk. Bir- çok konuda olduğu gibi. bu konuda da zaman bizi haklı çıkardı. Çekiç Güç'ün asli fonksiyonunu kaybettığini söylüvorum" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ANAP'ın başına dö- nüp dönmemesi tartışmalanna l Kasım yerel seçimlerinin so- nuna kadar kanşmak isteme- diğini belirten Yılmaz, seçim- ler için yoğunlaşüğıru kaydetti. Seçim öncesinde yapılan ba- zı anketlerde birinci parti ol- duklannın ortaya çıktığmı be- lirten Mesut Yılmaz, "Hatta seçimlerde, anket sonuçlannın ortaya koyduğunun üzerinde bir sonuç ala- cağız"diye konuş- tu. Yılmaz sözle- rini şöyle sûrdür- dü: '"Bir erken ge- nel seçim. 1 Kasım seçimle- rinde ANAP'ın alacağı oy oranı kadar iküdar par- tilerinin alacağı oy oranına da bağlıdır. Eğer ko- alisyon partileri bir yıl önceki oy oranınm altı- na düşerlerse. herhalde bun- dan gerekli sonuçlan çıka- racaklardır. Gerekli sonuç çıkarmada direnirlersekamuoyubaskısıy- la sonunda mecbur kahrlar. Biz. 1993 yılmda bir erkenseçi- min kaçmılmaz olduğu görü- şündeviz.. Bunda amaamız, hükümetin 500 günü doldur- ması ve mazeretlerinin kalma- masına dönüktür." Mesut Yılmaz, daha sonra seçim yapılacak olan Gaziemir ve Çiğli ilçelerine gitti. Yılmaz, burada yaptığı konuşmalarda yurttaşlardan hükümete "kır- mızı" kart göstermelerini ıste- di. Yılmaz. belediye başkanı adaylannm en iyi hizmeti sun- maya hazır oîduğunu da belir- terek. yurttaşlardan oy istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle