15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞAYFA CUMHURİYET 30EKİM1992CUMA 12 DIZIYAZI Hz. Muhammed, Gadiri Humm'da Hz. Ali'yi Müslümanlann mevlası ilan etti Peygamberin soiiçağrısıx±z. Muhammed, ölümünden 3 ay önce 'Vecfo Haccı'nı yaptıktan sonra Medine'ye dönerken Gadiri Humm'da yanındaki Müslümanlara Kuran ve Ehlibeyt üzerine yemin ettirir. Daha sonra Hz. Ali'yi yanına çağrnr, sağ elinden tutar ve topluluğa seslenir: "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Tannm, onun arkadaşı olana arkadaş ol, düşmanı olana düşman ol." •2» Peygamberin konuşması ve emri üze- A rine Ali'nin yanına geldi, heyecanla levi tarihinin en önemli iddiala- onu kutladı ve şunlan söyledı: "Kut- nndan birisi, Hz. Ali'nin Peygamber lu olsun, ne mutlu sana ey Ebu Talib tarafından yüzbinlerce Müslüman oğlu. Bugün, benim ve her erkek ve önündeimamatanmasıdır. Islamta- kadının mevlası oldun" Ebubekir de rihinde Gadiri Humm olayı diye anı- oradaydı ve Ali'yi kutlayanlar ara- lan bu atama kaynaklarda şöyle an- sındaydı. latılır: Hz. Muhammed, ölümünden üçay önce. 632 sene-;inde Kabe'ye Veda Haccfnı yapar. Mekke'den Medi- ne'ye geri dönerken. yanındaki yüz- diği kendisine tannsı tarafmdan bil- binîerce Müslümanla birlikte, Mek- ke'ye yakın bir vadideki Gadiri Humm adı verilen yere gelir. Buraya geldiklerinde Maide Suresi Peygam- bere bildirilir. Allah bu sure ile Pey- eamberine şunlan emreder: "Şaıia Rabbinden ındirilmiş olan emri bil- tanığı bulunduğu ve Sünni kaynakla- din bunu yerine getirmezsen, onun nnca da doğruîandığı belirtilfr. Baülı elçiliğini yapmamış olursun. Allah ünlü İslam araştırmacılanndan Ho- seni, insanlardan korur. Şüphe yok rovitz ve Goldhizer, kendi çalışmala- ki Allah kâfir kavme, doğru yolu bul- nnda Gadiri Humm'la ilgili en eski durmaz." kaynağın, M.S. 743 yılında ölen Ku- Ayetin inmesi üzerine Peygamber mayt'ın şiirleri olduğunu belirtirler. binegini durdurur. İleriye gidenlerin I k i araştırmacı da kaynağın sağlam geri dönmesi, geri kalanıann gelipye- ve güyenilir olduğu konusunda hem- tişmeleri için haber gönderir. Ağaçla- fikırdirler İslamda ilk ayrılıklar Hz. ALİ MUAVİYE <4 KAVGASI gÖRAL CALISLAR inanca göre peygamberliğin yönetici vönü imamlıktır. Yani imamlık da Tannsaldır. Peygamberler ölünce vahiy biter. Ancak yönetim (Kuran buyruklan) sürer. Bu konunun ege- meni imamdır. fmamlıkta seçim ol- maz. O, toplumun en seçkin ve soy- A ca, ahlakça en ulu kişisidir. Şia silesi şöyledir: Allah Kuran'ın gizli r\levi inancına göre. Peygamber- imamlannda yanlışlık . eksiklik ol- manalannı Hz. Ali vasıtasıyla (Cefr likhalkasıtamamlandığınagöre^e- > maz. Bu özellikler ise Tann vergisi- ilmi)12İmam'aveMehdi'yebildirdi, ni bir peygamber gelmeyecektir. öy- eygamber. konuşmasını bitirince dir.Dolayısıylaimamlannatanması- aradaki imamlar onlardanbuilmial- leyse Kuran'ın iç anlamını insanlara artıkdiniduyurmagörevininsonaer- nı Tann yapar. Peygamber de bunu dılar. Böylece imamlar geçmış, gele- kım öğretecektir? Burada Alevi dü- . . . . iletir. imamlar ayn'ı zamanda halife- cek her şeyi bilmekte. her hal ve sozle- şüncesinin, ikinci bir özelliği velavet dirildi. Maide Suresinin 3.ayetinde dirler. Bir başka anlatımla peygam- riyleKuran'm'gizli'(batıni)rnanası- Jtavra/nıortayaçıkar. şunlaraçıklanıyordu: "Bugün size di- berlerden sonraki imamlar, ünımet- nâ göre hareket etmekte,yani bizzat ninizi bütünledim. Üzerinize olan ni- metimi tamamladım. Din olarak si- zin için Islamiyeti beğendim" Gadiri Humm olaymın çok sayıda nn altında gölgelik kurulur. Hz. Muhammed, herkesin toplan- ması üzerine yüksek bir yere çıkar ve İslam tarihinde üzennde' önemle du- rulacak konuşmasına bajlar: "Ey in- sanlar, Allah bana ömrumün sonu- nun geldiğini, yakında davetine uya- cağımı ve bu dünyadan göçeceğımi bildirdi. Allahın varbğma, birliğıne, Muhammed'in onun kulu veelçisi ol- duguna, cennetin, cehennemin, ölü- mun, ölümden sonra dirilmenin ger- çek olduğuna. kıyametin kopacağına ve bunda şüphe olmadığma yemin eder misiniz?" Topluluk, bu soruya, "Evet yemin ederiz" diye cevap verin- ce, sözlerini şöyle sürdürür: "Ey in- sanlar ahirete göçmekte hepinizden önde bulunuyorum. Orada benimle buluştuğunuz zaman, sizden iki paha biçilmez şeyi soracağırn. Bunlardan biri Allahın kitabıdır. İkincisi Ehli- beytim."' l~lz. Muhammed, Ali'yi Müslümanlann mevlası olarak ilan ettikten sonra konuşmasını dinleyen herkesin. kendi eşleri de dahil Ali'ye biatetmelerini emretti. Herkes bu emre uydu. Hz. Ömer, Ali'nin yanına geldi ve şunlan söyledi: "Kutlu olsun, ne mutlu sana ey Ebu Talib oğlu. Bugün. benim ve her erkek ve kadının mevlası oldun." Hz. Ebubekir de Ali'yi kutlayanlar arasındaydı. A cygambenn. bu konuşmasında Ehlibeyt diyerek belirtmek istediği kıınsclcr. darnadı ve ar\casının oğlu H?.AIı. kızı Fatma. lorunlan Hasan \c Hüseyin'dir. Tarihçi Murat Sertoğ- lu. Ehlibeyt'in ne anlama geldiğini şöyle acıklar:"Bilindiği gibi Ehlibeyt, Hazrelı Muhammed, Ali. Fatma. Hasan ve Hüseyin'dir. Ve bu \olda bırçok hadis vardır. İslam Peygambe- ri. Ehlibeyt tabirinin ileride başka şe- kilde izah edilmemesi ve birtakım anlaşmazhklara meydan vermemesi için Ehlibeyt'e dahil olanlan mütead- dit defalaren açık bir şekilde anlatmış- tır. Ve bu hususta en ufak bir şüpheye meydan bırakmamıştır. Peygamber. Gadiri Humm'daki ko- nuşmasında Ehlibeyt'e dikkat çektik- ten sonra asıl söylemek istediklcrine gelir. Hazreti Ali'yi yanına çağınr. sağ elinden lutarve havaya kaldınr, toplu- luğa seslenir: "Ev inananlar Allah be- nim mevlamdır, ben de sizin mevlanı- am." Topluluk yüksek sesle ccvap \erir: "Evct Tann'nın elçisi." Hazreti Muhammed bu cevabı alınca sözlerini şöyle tamamlar, "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mev- lasıdır. Tannm, onun arkadaşı olana arkadaş ol, düşmanı olana düşman oi: 1 Bundan sonrası için şunlar anlatılır: "Hz. Muhammed kalabalığa, 'kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır' diyerek hiçbir kuşkuya yer vermeye- cek biçimde vası olacak kişiyi göster- mış oldu. Gölpmarlı ise. Peygamberin Ga- diri Humm'daki konuşmasını şöyle değerlendirir: "... böylece bu beyan- dan sonraki dualanyla onun (Ali'nin), kendilerinin halifelen. vasi- leri ve müminlerin emiri ve veliyy-i emri olduğunu ilan eylemişler, bunu rada bulunanlann, bulunmayanla- •»ildirmelerini de emrctmişlerdir!' 'zreti Muhammed. Hz. Ali'^ imanlann mevlası olarak ilan n sonra, Gadiri Humm'da ko- tsını dinleyen herkesin, kendi le dahil Ali'ye biat etmelerini i. Herkes bu emre uydu. Daha Ali ile iktidar kavgasına gire- ianlardan Ömer de oradaydı, ryapılırveçadır Şüükte ve Alevilikte, imamlığın özel bir önemi vardır. Sünniler halife- liği ön plana çıkanrken. Aleviler imamlığı esas kabul ederler: "Bu leri (ve yarsa devleti) de yönetecek- lerdir. Tinsel ve tensel ikf dünyanın da başkanlandır. Tannsal güç ve erk taşıdıfclan için masumdurıar. Karşı durmak yanlışür. Bu nedenle Pey- gamberimizin vasiyetlerine göre imamlık (ve dolayısıyla halifelik) Ali'ye ve oğullannâ verilmiştir. Biz- zat Hz. Ali de bu olayı onaylamış ve görevi hem kendi üstlenmiş. hem de soyuna yüklemiştir;' Sünnilerin imamlığa yaklaşımlan isedaha farklıdır Sünnilere göre imamet iman ko- nusu değildir, fıkıh (hukuk) konusu- dur, Şia'ya göre imamlık, imanın esaslanndan biridir... Şia siyaset doktrininin mantık sil- Kuran'ı temsil etmektedirler. onlara karşı gelmek, Kuranıkerim'e karşı gel- mektir. Şia'da imamlara 'Ayetullah/ Hüccetullah' yani 'Allah'ın ayeti/delili' gibi, Sünnilik'te mümkün olmayan sı- fatlar vermelerinin sebebi budur. "Şia'da imamlann 'ruhban' haline gelmesiböyleoldu. "Nitekım Şii siyaset doktrininde, imamlan hukukun üstünde görmek ve onlan sadece Allah'a karşı sorum- lu saymak istikametinde kuvetli bir eğilim mevcuttur. Sünni siyaset teo- risyeni Maverdi. imametin ilahi men- şeden kaynaklandığı ve hukukun üs- tünde olduklan şeklindeki Şia iddia- lannı reddetmiştır." Alevi inancına göre hakikatın perdesini aralayıp onu haz.-r gönüllere gösteren ük imam Hz. Ali'dir. Peygamberin yazdınlmayan vasiyeti Aleviler Hz. Ömer'in vasiyet yazılmasını kasıtlı bir şekilde engelledigi konusunda hemfikirdirler. Onlara göre Peygamber'in Ali'yi kendi halefı olarak göstereceğinden korkan Ömer böyle bir yola başvurmuştu. Hz. Ali'nin, Peygamberin yerini alması gerektiğini savunan Alevi dünyasının ciddi iddialanndan bi- risi de, Hz. Muhammed'in ölme- den önce hastalığı sırasında yaz- dırmak istediği vasiyetiyle ilgilıdir: "Hz. Muhammed. hastalığı şid- detlendiği zaman, Buhari'nin riva- yet ettiğıne göre: 'Bana bir divit ve kağıt getirin size bir kitap (yazılı vasiyet) yazayım, benden sonra bir şapıklığa düşmeyiniz' dedi. Bunun üzerine orada bulunanlararasında ihtilaflar başgösterdi. Bazısı bir kağıt getirelim, Peygamber istedi- ğini yazsın diye düşündü. Diğerleri de Alah'm kîtabı ve Peygamberin sünngti bize kafıdir dediler. Niha- yet. Ömer b. al-hattab, 'Peygam- ber çektiği ızdıraptan dolayı peri- şan oir haldedir. Allah'ın ki'tabı bi- ze kafıdir' diye sövledı. Neticede Hz. Muhammed: 'Yanımdan gidi- niz. benim yanımda çekişmek uy- gun düşmez.dedi." Peygamberin vasiyetini yazdır- mak istediği ve bu sırada taraflar arasında kayga çıktığı ve İkinci Halife Omer'ın bu vasiyete engel olduğuanlaşılıyor. Kaynaklar. aynı olayı Hz.Ömer'in kendi dilinden de ak- tanrlar: "Biz huzurdaydık. Hz. Peygamber, 'Bana yedi tulum su getirin, yüzüme serpin; bir de ka- lem getirin. Size bir şey yazdırayım ki, benden sonra asla yol yitirme- yeseniz.' buyurdular. Eşleri. Resu- lullah'ın istediklerini getirin dedi- ler. Ben. susun dedim, siz o kadın- larsmız ki, Rasulullah hasta olun- ca ağlıyor görünmek için gözlerinı- zi yumarsınız. esenleşince^de boğa- zını sıkarsınız. Bu söz üzerine Ra- sulullah. 'Bu kadınlar sizden iyi- dir' buyurdular." Rivayet muhtelif Vasiyet olaymın sonrasma iliş- kin aktarma ve rivayetler değişik- tir. Aleviler, Ömer'in vasiyet yazıl- masını kasıtlı bir biçimde engelle- digi konusunda hemfikirdirler. Onlara göre; Peygamber'in Ali'yi kendi halefı olarak göstereceğin- den korkan Ömer, böyle bir yola başvurmuştu. .. Buhari'nin bir rivayetinde de Ömer'in vasiyete engel olmak amacıyla şöyle söylediği aktanlın "Hastalık Rasulullah ın bütün duygulannı kaplamıs; elinizde Ku- ran var: Allah'ın kitabı bize yeter." Peygamber'in yanında süren tar- tışma ve çekişme biraz durulunca, kendisine yeniden vasiyetini yazdı- np yazdırmak istediği sorulur. Peygamber, can sıkmtısı içinde, "Bundan sonra neye yarar" ceva- bını verir ve vasiyeti yazmaktan vazgeçtiğini ifade eder. Başında toplananlann dışan ^kanlmalan- nı ıstedikten kısa Dir sure sonra da ölür. Alevi kaynaklan, Ömer'in vasi- yetin yazdınlmasını engellemesi- hin neaenlerini tartışmaya ve ta- rihte bu konuda yazılmış belgçleri aktarmaya özen gösterirler: "İbni Abbas, bu yersiz hadiseden bahse- derekderki: 'Felaketlerinen büyü- ğü bu oldu ki, muhalefetleri ve'gü- rültüleri sebebi ile peygambenn- vasiyetnamesini- yazmasına yaz- dırmasına- mani oldular!' "Acaba İslam Peygamberi ne yazdırmak istiyordu? "Yaş bakımından sahabelerinin en gençlerinden biri olan damadını onıâra tavsiye edecek, onun kıy- metini belirtecekti. "Ama yanmdakilerin bu tavsiye- sini tutmayacaklanndan da endişe ediyordu. Hutbe şeklinde yapmış bulunduğu açık tavsiye ve vasiyeti- ni bir defa da yazı ile tekrarlamak istiyordu. Sözler unutulabilirdi, fakat yazı ebedi idi. Hiç bir şekilde değişmez. değiştirilemezdi. Alevi kaynaklannın inana, Pey- gamberin Ali'yi yerine halife ata- yacağı yönündedir. bu. Hz. Mu- hammed'in düşüncesi değil, Al- lah'm emri idi. 'Efendimiz halet'i nezfde (hasta) iken, vasiyetname yazdırması için kağıt kalem istedi- ğinde. Ömer'in bu emri ilahiye ma- ni olması ve sayıklıyor demesi, dünya malına tamaından (d üşk ün- lüğünden) başka bir şey değildi. Allah'ü Teala hazretleri Ayet'i ke- rimesinde: 'Peygamber arzusuna göre söz söylemez. Onun sözü be- nim sözümdür' der. Ne malumdur ki, Efendimiz, Hz. Ali'yi(R.A-) ye- rine halife bırakmayacağı." Alevi inancına göre velayet kavramı şöyle açıklanır: Kuranıkerim incelen- diğinde görülecektir ki, Peygamber Hazreti Muhammed her şeyden önce tebliğcidir. Yani Tannsal bildirimleri insanlara iletmekle görevlidir. Tebliğ işi, yani Tann'nm emirlerini iletme işi, peygamberin ölümüne değjn sürmüş- tür. Hz. Muhammed'in ölümü>le nü- büvvet (peygamberlik)olgusu kapan- mıştır. Fakat, onun aktardığı Tann bildirimleri, yalnız aktarma (biçim, kelime, gözle algılanan cümleler)ola- rak kalmamalıdır. Onun özünün de açıklanması gerekir. Alevi inanana göre, Tann bildi- rimlerinin açıklanması imamlann görevidir. Burada sözü edilen Imam ile, günlük dildeki cami gcjrevlisi imamm hiç bir ilgisi yoktur. Imam, önderdir, hakikatin perdesini arala- yıp, onu hazırgönüllere gösterendir. Aleviliğin imam kavramı ile, Sun- ni mezheplerini kuran önderlerin ad- lan önüne konan imam kavramı da çok,farklıdır. "İmam-ı Azam (En Büyük İmam) sıfaünı yandaşlanndan alan Hanefı mezhebı kurucusu Ebu Hanife de imam değildir. "Aleviükte imam, Kuran'ın batıni yönünü açığa çıkaran bilgi ileyüklü kişidir. İmam, tslamiyetin ozünü gösteren önderdir. Bu öz ise kesinlik- Ie toplumsaldır. Bireyi toplumsahn bir üvesi olarak ele alıp en mükem- mel olan seviyeyeçıkarmak ister. İslam Ansiklopedisinde ise Ali'nin imamlığı şöyle tasviredilir: "Şiiler, hiç bir zaman imamlık yet- kisini (namazda imamlık dahil ol- mak üzere) içeren halifeliğin seçimle olmasını anlayamamışlardır; bunun içindir ki, şiililc bilhassa hükümdar- lığın ilahi hukuka dayandığını esas tanıyan Iranlılar arasında taraftar buldu." (Bazı kelimelerin yerine an- laşılabilmesi için. tarafımdan günü- müz Türkçesinde kullamlan kelime- lerkullanıldı). Aleviler, Hz. Muhammed'indilin- den ve Kutsal Kitap Kuran'dan, Hz. Ali ile ilgili ayetleri ve hadisleri ak- tarmaya özen gösterirler. Onun imamhğının ve Peygamberin miras- çısı olduğunun kanıtlanması için alıntılar yaparlar: "Muhammed'e peygamberlığinden sonra ilk biat eden Ali olmustur .(İkincisi Hati- ce'dir). Peygamber de 'Şuara Suresi' inince akrabalannın içinde Ali'yi kendine vezir atamış ve 'Ali benim kardesimdir, vezirimdir, vasimdir. içinizde halifemdir, Ona itaat edin' demiştir." .Aleviler Hz. Ali'nin doğumundan itibaren olağanüştü özellikler taşıdı- ğına inanırlar. Örneğin, Mekke'de Kabe'nin içinde doğan tek İslam ön- deri Ali'dir. Ali'nin annesi Fatma, Hz. Muhammed'inyetim yaşamında ona en fazla emeği geçen kişilerden biridir. Hz. Muhammed, Ali nin an- nesi Fatma için şunlan söyler. "Bu, beni doğrandan sonra anamdır." Peygamber, Ali'nin annesi Fatma ölunce, toprağa verilmesiyle bizzat il- gilenir ve mezan başında Hz. Ali'yi oven sözler eder: "Oğlun, oglun, oğ- lun; Cafer (Ali'nin kardeşi) değil, Akıyl (Ali'nin diğer kardeşi) de değil, oğlun, oğlun EbuTalip oğlu Ali." Ehlibeyt'in önemi Hz. Ali'nin Peygamber'in sevgili kızı Fatma ile evlenmesi ve ondan iki erkek çocuğunun olması, Ali'yi Pey- gamber'in mıraçısı ve takipçisi kabul edenler açısından en güçlü kanıtlar- dan birisidir. Ehlibevt sözcüğünün Aleviler yanında özelbir değeri var- dır. Ehlibeyt üzerine, şiirler yazılır, destanlar söylenir. ağıtlar yakılır. Ehlibeyt, Alevi inananmtemel taşla- nndandır. JVuran ayetleri içinde ve Peygam- berin hadislerinde Ehlibeyt sözcüğü sık sık geçer. Aleviler bu alıntılan vurgulamaya, ayet ve hadislerin için- deki bu sözleri önplana çıkarmaya dikkat gösterirler. Onlara göre 6u alıntılar; Ali ve çocuklannm değeri- nin kanıtlanması bakımından an- lamlıdır. Şualıntılann, Hz. Ali veço- cuklanyla ilgili olduğu belirtilir. Ku- ran'dan bazı alıntılar: "De ki, ben buna karşılık sizden ya- kınlara sev-giden başka bir ücret iste- miyorum. (Şuara suresi, ayet 23). "Eh Ehl-i Beyt, şüphesiz Allah siz- den Allah kusuru gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister. (Ahzab sure- si, ayet 33). SÜRECEK ANKARA... ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bayram Öncesiıde Mustafa Kemal'in en güzel resimlerinden biri. Başında kalpağı, kıvrık yakalı gömleği ve kravatıyla şık bir devrim- ci. Çizgileri gergin, bakışları karanlığı deler gibi! "Devri- min bütünlenmesi gerekir" diyor. Çagdaş Yaşamı Destek- leme Derneği'nin çağrı karbnda bu resim ve sözlerin yer alması anlamlı değil mi? Yönetim kurulu en büyük bayra- mı kutlamaya çağırıyor bizi. Bir ulusun yeniden doguşunu simgeleyen 29 Ekim'de cumhuriyetimizin kuruluşunun 69. yıldönümünü geçmişten geleceğe artan bir coşkuyla bir- likte kutlayalım diyor. Onuncu Yıl Marşı'nı anımsar mısınız? Benim kuşağım ciğerleri delinircesine söylerdi o marşı. Anlamını somut olaylarla yaşamında hissederdi. Giderek soyutlaştı dize- leri. Gelecek on yılların kuşaklarına da o coşkuyu duyur- mak için Atatürk devrimlerini, Cumhuriyetimizin temel ilkelerini korumak, devrimleri çağın gerçekleri doğrultu- sunda bütünlemek gerekiyor. 69. yılı o umutla kutluyorum ben. Bayram öncesi haftada iki olay yaşadık başkentimizde. Biri Pembe Köşk'te. inönü Vakfı sonbahar etkinliklerine Taha Toros'un bir konuşmasıyla başladı. ismet Paşa'yla ilgili kimi belgelervebilgilerleçok renkli bir konuşma. Bil- mediğimiz olaylar ve belgelerle tarihsel bir portre çizdi Sayın Toros. Kurtuluş Savaşımızda Yunan adalarına atı- lan bildiriler, Lozan'da barışçı bir devlet adamı, Türk- Yunan halklarının barışözlemini belirten şiirler, 1942 yılın- da Türk-Sovyet ilişkilerinde yaşanan görkemli günler... Taha Toros konuşurken daldan dala gidiyor, özel anılar, öykülerle konu hayli dalgalanıyor, sonra ana konuya dö- nüyor yeniden. Pembe Köşk izlenimlerimi başka biryazı- da anlatmak istiyorum. Belki Cumhuriyet Dergi'de. Baş- kentin değişik kesimlerinden konuklarla salonlar taşt, Taha Toros'un belgelerle anlattığı olayları. öyküleri büyük ilgiyle izledi herkes. Yaşadığımız olayları yazmak, belge- ler toplamak kaçmılmaz bir görev oluyor giderek. Bir re- sim, bir bildiri, bir yazı, bir konuyu daha iyi aydınlatyor, tarihsel kişilerin portresine yeni çizgiler ekliyor. Taha To- ros Kurtuluş Savaşı'yla ilgili kimi belgeleri, Midilli Adası'- nda bir eskicide buluyor! Ege'de bir deniz yolculuğunda adaya zorunlu çıkış yapıyor gemi. Taha Toros acele belge aramaya koyuluyor, neler buluyor! Kimi belgeleri de Pa- ris'in ünlü bit pazarında! Kremlin Sarayı'nda ismet Paşa onuruna verilen bir yemeğin mönülerınde ünlü mareşalle- rin, devlet adamlarının imzaları. Şu günlerde de hang- 1 pazarlarda nice tarihsel belge satılıyor kimbilir! * • • Cumhuriyet Bayramı öncesinde Profesör Afet Inan ödül- leri nedeniyle düzenlenen tören de yakın tarihimizden anılar tazeledi. önce An Inan ve Profesör Demir inan kar- deşleri kutluyorum. ödül vermek güzel bir olay. Tarih da- lında ödüller vererek güzel bir gelenek kurdular. Tarih bilimine özel bir ilgi oluşturmak istiyorlar. Annelerine say- gı içinde. Törenin eski Ankara Palas salonlarında düzen- lenmesi de çok hoş. Cumhuriyet tarihimizde önemli yeri olan bir çatı altında buluşanlar için unututmaz bir akşam. Afet inan, Atatürk'ün yakın çevresinden. Bilim dalında par- layan bir kadın. Önemli araştırmaları, yapıtları var. Çocuk- ları var. Çocukları anneleri adına ödüllerle tarihsel çalış- maları desteklemeyi amaçlıyor. Tarih dalında yeni ürünler oluşmasına yol açıyorlar. Bu yıl ödüllenen kişiler Dışiş- lerı'nden Büyükelçi Bilal Şimşir, araştırmacı Orhan Koloğ- lu ve Gazi Universıtesi öğretim üyelerinden Mümtaz Er Türköne. Bilal Şimşir Türk Yazı Devrimi adlı yapıtı nede- niyle, Orhan Koloğlu ittihatçılar ve Masonlar adlı yapıtyla, Mümtaz Er Türköne de Siyasi ideoloji Olarak Islamlığın Doğuşu adlı araştırması nedeniyle ödülleniyor. Seçici ku- rul da Profesör Doktor Nejat Kaymaz, Profesör llberOrtay- lı, Profesör Doktor Sina Akşin'den oluşuyor. O yapıtlan değerlendirmek ve ödüllendirmek belli bir uzmanlık, titiz- lik ve özen ister elbet. Ama hepsi okunması gereken yapıt- lar. Geçmişe ışık tutarken bugünü, yarını da aydınlatyor- lar. Törenin konukları arasında Profesör Afet inan'ın yakınları, dostları, öğrencileri de var. Dostlardan biri de Sabiha Gökçen. Havalarda ilk Türk kadını, Atatürk'ün iste- ğiyle pilotluğu meslek seçiyor, kadın devrimiyle öngörü- len bir eşitliği kanıtlıyor göklerde. İlk uçuşlarını coşkuyla izler, resimlerıne sevgiyle bakardık gazetelerde... Ata- türk'ün kadına bakışını, kadın devrimiyle amaçladığı düze- yi düşünerek selamladım Sayın Gökçen'i. Otörende neler anımsadı kimbilir! Anımsananlar var, yaşananlar var, ama asıl yaşayacak- larımız önemli değil mi? O kalabalıkta her daldan, her ku- şaktan kadınlara bakarken Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin kutlama çağrısında yer alan fotoğrafı ve tüm- cesiyle Mustafa Kemal karşıma dikildi yeniden. Devrimin bütünlenmesi gerekir. Kadın devrimi bütünlenmenin ne- resinde acaba? Tarih dalında bir bilim kadını adına ödül verilirken bu sorudan kaçınamıyor insan. Sorular bastın- yor sonra. Hangi devrimi bütünlenmiş sayılır? Ayrıca dev- rim bütünlenebilir mi, çağın koşulları doğrultusunda yeni boyutlara varmaz mı durmadan? Durağanlığı affeder mi? Soruları bilimin ışığı yanıtlayacak bir gün. O ışık doğrul- tusunda görev ve sorumluluğumuzu üstlenerek gelecek bayramları kuşkusuz daha mutlu kutlayacağız. Geçmişten geleceğe artan bir coşkuyla... BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Çin'i Batı'ya bağ- layan eski ticaret yo- lu. 2/ Japonlara öz- gü bir tür güres... Bir kimseden yapması dilenen şey. 3/ Uzaklık işareti... Plastik su şişelerine verilen ad... Bir yü- zey ölçüsü birimi. 4/ Namık Kemal'in bir romanı. 5/ Telefon sözü... Bir peygam- ber. 6/ Tann... Içine çeşitli katıklar kona- rak hazırlanan ve ge- nellikle bayramda konuklara ikram edilen bir tür kokulu çörek. 7/ Gü- ney Amerika'da üretilen kafeini az, kalitesi yüksek bir kahve cinsi. 8/ Is- lamın beş şartından biri... Tropikal bölgelerde yetişen ve nişastaca zen- gin yumnı kökleri yiyecek olarak kullamlan bitki. 9/ Tabut... Radyo- aktif cisimlerin yaydığı üç ışından bi- ri. YUKARIDAN AŞAĞIYA; 1/ Odünç alma, borçlanma. 2/ Ku- maşiardaki benek... Yunan mitolojisinde savaş tannsı. 3/ llaç... Cepte taşınan tütün ya da sigara kutusu. 4/ Arsız sokak çocu- ğu... "Kimseden ümmid-i feyz etmem dilenmem perrü / Kendi cevvim kendi eflâkimde kendim tâirim" (Tevfık Fikret). 5/ Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklıhğı kükünle artınlmış kau- çuk. 6/ Yeniçeri ocağında tabur... llkel bir silah. 7/ Adlan sıfat yapmakta kullamlan bir yapım eki... öykü. 8/ Kuyruksokumu kemiği... Kenar süsü... Bir hayvan. 9/ Atların ayaklarmda gö- rülen ve rahat yürümelerini öaleyen bir hastalık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle