Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞAYFA CUMHURİYET 30EKİM1992CUMA
12 DIZIYAZI
Hz. Muhammed, Gadiri Humm'da Hz. Ali'yi Müslümanlann mevlası ilan etti
Peygamberin soiiçağrısıx±z. Muhammed, ölümünden 3 ay önce 'Vecfo Haccı'nı yaptıktan sonra
Medine'ye dönerken Gadiri Humm'da yanındaki Müslümanlara Kuran ve
Ehlibeyt üzerine yemin ettirir. Daha sonra Hz. Ali'yi yanına çağrnr, sağ elinden
tutar ve topluluğa seslenir: "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.
Tannm, onun arkadaşı olana arkadaş ol, düşmanı olana düşman ol."
•2» Peygamberin konuşması ve emri üze-
A rine Ali'nin yanına geldi, heyecanla
levi tarihinin en önemli iddiala- onu kutladı ve şunlan söyledı: "Kut-
nndan birisi, Hz. Ali'nin Peygamber lu olsun, ne mutlu sana ey Ebu Talib
tarafından yüzbinlerce Müslüman oğlu. Bugün, benim ve her erkek ve
önündeimamatanmasıdır. Islamta- kadının mevlası oldun" Ebubekir de
rihinde Gadiri Humm olayı diye anı- oradaydı ve Ali'yi kutlayanlar ara-
lan bu atama kaynaklarda şöyle an- sındaydı.
latılır:
Hz. Muhammed, ölümünden üçay
önce. 632 sene-;inde Kabe'ye Veda
Haccfnı yapar. Mekke'den Medi-
ne'ye geri dönerken. yanındaki yüz- diği kendisine tannsı tarafmdan bil-
binîerce Müslümanla birlikte, Mek-
ke'ye yakın bir vadideki Gadiri
Humm adı verilen yere gelir. Buraya
geldiklerinde Maide Suresi Peygam-
bere bildirilir. Allah bu sure ile Pey-
eamberine şunlan emreder: "Şaıia
Rabbinden ındirilmiş olan emri bil- tanığı bulunduğu ve Sünni kaynakla-
din bunu yerine getirmezsen, onun nnca da doğruîandığı belirtilfr. Baülı
elçiliğini yapmamış olursun. Allah ünlü İslam araştırmacılanndan Ho-
seni, insanlardan korur. Şüphe yok rovitz ve Goldhizer, kendi çalışmala-
ki Allah kâfir kavme, doğru yolu bul- nnda Gadiri Humm'la ilgili en eski
durmaz." kaynağın, M.S. 743 yılında ölen Ku-
Ayetin inmesi üzerine Peygamber mayt'ın şiirleri olduğunu belirtirler.
binegini durdurur. İleriye gidenlerin
I k i
araştırmacı da kaynağın sağlam
geri dönmesi, geri kalanıann gelipye- ve güyenilir olduğu konusunda hem-
tişmeleri için haber gönderir. Ağaçla- fikırdirler
İslamda ilk ayrılıklar
Hz. ALİ
MUAVİYE
<4 KAVGASI
gÖRAL CALISLAR
inanca göre peygamberliğin yönetici
vönü imamlıktır. Yani imamlık da
Tannsaldır. Peygamberler ölünce
vahiy biter. Ancak yönetim (Kuran
buyruklan) sürer. Bu konunun ege-
meni imamdır. fmamlıkta seçim ol-
maz. O, toplumun en seçkin ve soy- A
ca, ahlakça en ulu kişisidir. Şia silesi şöyledir: Allah Kuran'ın gizli r\levi inancına göre. Peygamber-
imamlannda yanlışlık . eksiklik ol- manalannı Hz. Ali vasıtasıyla (Cefr likhalkasıtamamlandığınagöre^e-
> maz. Bu özellikler ise Tann vergisi- ilmi)12İmam'aveMehdi'yebildirdi, ni bir peygamber gelmeyecektir. öy-
eygamber. konuşmasını bitirince dir.Dolayısıylaimamlannatanması- aradaki imamlar onlardanbuilmial- leyse Kuran'ın iç anlamını insanlara
artıkdiniduyurmagörevininsonaer- nı Tann yapar. Peygamber de bunu dılar. Böylece imamlar geçmış, gele- kım öğretecektir? Burada Alevi dü-
. . . . iletir. imamlar ayn'ı zamanda halife- cek her şeyi bilmekte. her hal ve sozle- şüncesinin, ikinci bir özelliği velavet
dirildi. Maide Suresinin 3.ayetinde dirler. Bir başka anlatımla peygam- riyleKuran'm'gizli'(batıni)rnanası- Jtavra/nıortayaçıkar.
şunlaraçıklanıyordu: "Bugün size di- berlerden sonraki imamlar, ünımet- nâ göre hareket etmekte,yani bizzat
ninizi bütünledim. Üzerinize olan ni-
metimi tamamladım. Din olarak si-
zin için Islamiyeti beğendim"
Gadiri Humm olaymın çok sayıda
nn altında gölgelik
kurulur.
Hz. Muhammed, herkesin toplan-
ması üzerine yüksek bir yere çıkar ve
İslam tarihinde üzennde' önemle du-
rulacak konuşmasına bajlar: "Ey in-
sanlar, Allah bana ömrumün sonu-
nun geldiğini, yakında davetine uya-
cağımı ve bu dünyadan göçeceğımi
bildirdi. Allahın varbğma, birliğıne,
Muhammed'in onun kulu veelçisi ol-
duguna, cennetin, cehennemin, ölü-
mun, ölümden sonra dirilmenin ger-
çek olduğuna. kıyametin kopacağına
ve bunda şüphe olmadığma yemin
eder misiniz?" Topluluk, bu soruya,
"Evet yemin ederiz" diye cevap verin-
ce, sözlerini şöyle sürdürür: "Ey in-
sanlar ahirete göçmekte hepinizden
önde bulunuyorum. Orada benimle
buluştuğunuz zaman, sizden iki paha
biçilmez şeyi soracağırn. Bunlardan
biri Allahın kitabıdır. İkincisi Ehli-
beytim."'
l~lz. Muhammed, Ali'yi
Müslümanlann mevlası
olarak ilan ettikten sonra
konuşmasını dinleyen
herkesin. kendi eşleri de dahil
Ali'ye biatetmelerini emretti.
Herkes bu emre uydu. Hz.
Ömer, Ali'nin yanına geldi ve
şunlan söyledi: "Kutlu olsun,
ne mutlu sana ey Ebu Talib
oğlu. Bugün. benim ve her
erkek ve kadının mevlası
oldun." Hz. Ebubekir de
Ali'yi kutlayanlar
arasındaydı.
A cygambenn. bu konuşmasında
Ehlibeyt diyerek belirtmek istediği
kıınsclcr. darnadı ve ar\casının oğlu
H?.AIı. kızı Fatma. lorunlan Hasan
\c Hüseyin'dir. Tarihçi Murat Sertoğ-
lu. Ehlibeyt'in ne anlama geldiğini
şöyle acıklar:"Bilindiği gibi Ehlibeyt,
Hazrelı Muhammed, Ali. Fatma.
Hasan ve Hüseyin'dir. Ve bu \olda
bırçok hadis vardır. İslam Peygambe-
ri. Ehlibeyt tabirinin ileride başka şe-
kilde izah edilmemesi ve birtakım
anlaşmazhklara meydan vermemesi
için Ehlibeyt'e dahil olanlan mütead-
dit defalaren açık bir şekilde anlatmış-
tır. Ve bu hususta en ufak bir şüpheye
meydan bırakmamıştır.
Peygamber. Gadiri Humm'daki ko-
nuşmasında Ehlibeyt'e dikkat çektik-
ten sonra asıl söylemek istediklcrine
gelir. Hazreti Ali'yi yanına çağınr. sağ
elinden lutarve havaya kaldınr, toplu-
luğa seslenir: "Ev inananlar Allah be-
nim mevlamdır, ben de sizin mevlanı-
am." Topluluk yüksek sesle ccvap
\erir: "Evct Tann'nın elçisi."
Hazreti Muhammed bu cevabı
alınca sözlerini şöyle tamamlar, "Ben
kimin mevlası isem, Ali de onun mev-
lasıdır. Tannm, onun arkadaşı olana
arkadaş ol, düşmanı olana düşman
oi:
1
Bundan sonrası için şunlar anlatılır:
"Hz. Muhammed kalabalığa, 'kimin
mevlası isem Ali de onun mevlasıdır'
diyerek hiçbir kuşkuya yer vermeye-
cek biçimde vası olacak kişiyi göster-
mış oldu.
Gölpmarlı ise. Peygamberin Ga-
diri Humm'daki konuşmasını şöyle
değerlendirir: "... böylece bu beyan-
dan sonraki dualanyla onun
(Ali'nin), kendilerinin halifelen. vasi-
leri ve müminlerin emiri ve veliyy-i
emri olduğunu ilan eylemişler, bunu
rada bulunanlann, bulunmayanla-
•»ildirmelerini de emrctmişlerdir!'
'zreti Muhammed. Hz. Ali'^
imanlann mevlası olarak ilan
n sonra, Gadiri Humm'da ko-
tsını dinleyen herkesin, kendi
le dahil Ali'ye biat etmelerini
i. Herkes bu emre uydu. Daha
Ali ile iktidar kavgasına gire-
ianlardan Ömer de oradaydı,
ryapılırveçadır Şüükte ve Alevilikte, imamlığın
özel bir önemi vardır. Sünniler halife-
liği ön plana çıkanrken. Aleviler
imamlığı esas kabul ederler: "Bu
leri (ve yarsa devleti) de yönetecek-
lerdir. Tinsel ve tensel ikf dünyanın
da başkanlandır. Tannsal güç ve erk
taşıdıfclan için masumdurıar. Karşı
durmak yanlışür. Bu nedenle Pey-
gamberimizin vasiyetlerine göre
imamlık (ve dolayısıyla halifelik)
Ali'ye ve oğullannâ verilmiştir. Biz-
zat Hz. Ali de bu olayı onaylamış ve
görevi hem kendi üstlenmiş. hem de
soyuna yüklemiştir;'
Sünnilerin imamlığa yaklaşımlan
isedaha farklıdır
Sünnilere göre imamet iman ko-
nusu değildir, fıkıh (hukuk) konusu-
dur, Şia'ya göre imamlık, imanın
esaslanndan biridir...
Şia siyaset doktrininin mantık sil-
Kuran'ı temsil etmektedirler. onlara
karşı gelmek, Kuranıkerim'e karşı gel-
mektir. Şia'da imamlara 'Ayetullah/
Hüccetullah' yani 'Allah'ın ayeti/delili'
gibi, Sünnilik'te mümkün olmayan sı-
fatlar vermelerinin sebebi budur.
"Şia'da imamlann 'ruhban' haline
gelmesiböyleoldu.
"Nitekım Şii siyaset doktrininde,
imamlan hukukun üstünde görmek
ve onlan sadece Allah'a karşı sorum-
lu saymak istikametinde kuvetli bir
eğilim mevcuttur. Sünni siyaset teo-
risyeni Maverdi. imametin ilahi men-
şeden kaynaklandığı ve hukukun üs-
tünde olduklan şeklindeki Şia iddia-
lannı reddetmiştır."
Alevi inancına göre hakikatın perdesini aralayıp onu haz.-r gönüllere gösteren ük imam Hz. Ali'dir.
Peygamberin yazdınlmayan vasiyeti
Aleviler Hz. Ömer'in vasiyet yazılmasını kasıtlı bir şekilde
engelledigi konusunda hemfikirdirler. Onlara göre
Peygamber'in Ali'yi kendi halefı olarak göstereceğinden
korkan Ömer böyle bir yola başvurmuştu.
Hz. Ali'nin, Peygamberin yerini
alması gerektiğini savunan Alevi
dünyasının ciddi iddialanndan bi-
risi de, Hz. Muhammed'in ölme-
den önce hastalığı sırasında yaz-
dırmak istediği vasiyetiyle ilgilıdir:
"Hz. Muhammed. hastalığı şid-
detlendiği zaman, Buhari'nin riva-
yet ettiğıne göre: 'Bana bir divit ve
kağıt getirin size bir kitap (yazılı
vasiyet) yazayım, benden sonra bir
şapıklığa düşmeyiniz' dedi. Bunun
üzerine orada bulunanlararasında
ihtilaflar başgösterdi. Bazısı bir
kağıt getirelim, Peygamber istedi-
ğini yazsın diye düşündü. Diğerleri
de Alah'm kîtabı ve Peygamberin
sünngti bize kafıdir dediler. Niha-
yet. Ömer b. al-hattab, 'Peygam-
ber çektiği ızdıraptan dolayı peri-
şan oir haldedir. Allah'ın ki'tabı bi-
ze kafıdir' diye sövledı. Neticede
Hz. Muhammed: 'Yanımdan gidi-
niz. benim yanımda çekişmek uy-
gun düşmez.dedi."
Peygamberin vasiyetini yazdır-
mak istediği ve bu sırada taraflar
arasında kayga çıktığı ve İkinci
Halife Omer'ın bu vasiyete engel
olduğuanlaşılıyor.
Kaynaklar. aynı olayı
Hz.Ömer'in kendi dilinden de ak-
tanrlar: "Biz huzurdaydık. Hz.
Peygamber, 'Bana yedi tulum su
getirin, yüzüme serpin; bir de ka-
lem getirin. Size bir şey yazdırayım
ki, benden sonra asla yol yitirme-
yeseniz.' buyurdular. Eşleri. Resu-
lullah'ın istediklerini getirin dedi-
ler. Ben. susun dedim, siz o kadın-
larsmız ki, Rasulullah hasta olun-
ca ağlıyor görünmek için gözlerinı-
zi yumarsınız. esenleşince^de boğa-
zını sıkarsınız. Bu söz üzerine Ra-
sulullah. 'Bu kadınlar sizden iyi-
dir' buyurdular."
Rivayet muhtelif
Vasiyet olaymın sonrasma iliş-
kin aktarma ve rivayetler değişik-
tir. Aleviler, Ömer'in vasiyet yazıl-
masını kasıtlı bir biçimde engelle-
digi konusunda hemfikirdirler.
Onlara göre; Peygamber'in Ali'yi
kendi halefı olarak göstereceğin-
den korkan Ömer, böyle bir yola
başvurmuştu.
.. Buhari'nin bir rivayetinde de
Ömer'in vasiyete engel olmak
amacıyla şöyle söylediği aktanlın
"Hastalık Rasulullah ın bütün
duygulannı kaplamıs; elinizde Ku-
ran var: Allah'ın kitabı bize yeter."
Peygamber'in yanında süren tar-
tışma ve çekişme biraz durulunca,
kendisine yeniden vasiyetini yazdı-
np yazdırmak istediği sorulur.
Peygamber, can sıkmtısı içinde,
"Bundan sonra neye yarar" ceva-
bını verir ve vasiyeti yazmaktan
vazgeçtiğini ifade eder. Başında
toplananlann dışan ^kanlmalan-
nı ıstedikten kısa Dir sure sonra da
ölür.
Alevi kaynaklan, Ömer'in vasi-
yetin yazdınlmasını engellemesi-
hin neaenlerini tartışmaya ve ta-
rihte bu konuda yazılmış belgçleri
aktarmaya özen gösterirler: "İbni
Abbas, bu yersiz hadiseden bahse-
derekderki: 'Felaketlerinen büyü-
ğü bu oldu ki, muhalefetleri ve'gü-
rültüleri sebebi ile peygambenn-
vasiyetnamesini- yazmasına yaz-
dırmasına- mani oldular!'
"Acaba İslam Peygamberi ne
yazdırmak istiyordu?
"Yaş bakımından sahabelerinin
en gençlerinden biri olan damadını
onıâra tavsiye edecek, onun kıy-
metini belirtecekti.
"Ama yanmdakilerin bu tavsiye-
sini tutmayacaklanndan da endişe
ediyordu. Hutbe şeklinde yapmış
bulunduğu açık tavsiye ve vasiyeti-
ni bir defa da yazı ile tekrarlamak
istiyordu. Sözler unutulabilirdi,
fakat yazı ebedi idi. Hiç bir şekilde
değişmez. değiştirilemezdi.
Alevi kaynaklannın inana, Pey-
gamberin Ali'yi yerine halife ata-
yacağı yönündedir. bu. Hz. Mu-
hammed'in düşüncesi değil, Al-
lah'm emri idi. 'Efendimiz halet'i
nezfde (hasta) iken, vasiyetname
yazdırması için kağıt kalem istedi-
ğinde. Ömer'in bu emri ilahiye ma-
ni olması ve sayıklıyor demesi,
dünya malına tamaından (d üşk ün-
lüğünden) başka bir şey değildi.
Allah'ü Teala hazretleri Ayet'i ke-
rimesinde: 'Peygamber arzusuna
göre söz söylemez. Onun sözü be-
nim sözümdür' der. Ne malumdur
ki, Efendimiz, Hz. Ali'yi(R.A-) ye-
rine halife bırakmayacağı."
Alevi inancına göre velayet kavramı
şöyle açıklanır: Kuranıkerim incelen-
diğinde görülecektir ki, Peygamber
Hazreti Muhammed her şeyden önce
tebliğcidir. Yani Tannsal bildirimleri
insanlara iletmekle görevlidir. Tebliğ
işi, yani Tann'nm emirlerini iletme işi,
peygamberin ölümüne değjn sürmüş-
tür. Hz. Muhammed'in ölümü>le nü-
büvvet (peygamberlik)olgusu kapan-
mıştır. Fakat, onun aktardığı Tann
bildirimleri, yalnız aktarma (biçim,
kelime, gözle algılanan cümleler)ola-
rak kalmamalıdır. Onun özünün de
açıklanması gerekir.
Alevi inanana göre, Tann bildi-
rimlerinin açıklanması imamlann
görevidir. Burada sözü edilen Imam
ile, günlük dildeki cami gcjrevlisi
imamm hiç bir ilgisi yoktur. Imam,
önderdir, hakikatin perdesini arala-
yıp, onu hazırgönüllere gösterendir.
Aleviliğin imam kavramı ile, Sun-
ni mezheplerini kuran önderlerin ad-
lan önüne konan imam kavramı da
çok,farklıdır.
"İmam-ı Azam (En Büyük İmam)
sıfaünı yandaşlanndan alan Hanefı
mezhebı kurucusu Ebu Hanife de
imam değildir.
"Aleviükte imam, Kuran'ın batıni
yönünü açığa çıkaran bilgi ileyüklü
kişidir. İmam, tslamiyetin ozünü
gösteren önderdir. Bu öz ise kesinlik-
Ie toplumsaldır. Bireyi toplumsahn
bir üvesi olarak ele alıp en mükem-
mel olan seviyeyeçıkarmak ister.
İslam Ansiklopedisinde ise Ali'nin
imamlığı şöyle tasviredilir:
"Şiiler, hiç bir zaman imamlık yet-
kisini (namazda imamlık dahil ol-
mak üzere) içeren halifeliğin seçimle
olmasını anlayamamışlardır; bunun
içindir ki, şiililc bilhassa hükümdar-
lığın ilahi hukuka dayandığını esas
tanıyan Iranlılar arasında taraftar
buldu." (Bazı kelimelerin yerine an-
laşılabilmesi için. tarafımdan günü-
müz Türkçesinde kullamlan kelime-
lerkullanıldı).
Aleviler, Hz. Muhammed'indilin-
den ve Kutsal Kitap Kuran'dan, Hz.
Ali ile ilgili ayetleri ve hadisleri ak-
tarmaya özen gösterirler. Onun
imamhğının ve Peygamberin miras-
çısı olduğunun kanıtlanması için
alıntılar yaparlar: "Muhammed'e
peygamberlığinden sonra ilk biat
eden Ali olmustur .(İkincisi Hati-
ce'dir). Peygamber de 'Şuara Suresi'
inince akrabalannın içinde Ali'yi
kendine vezir atamış ve 'Ali benim
kardesimdir, vezirimdir, vasimdir.
içinizde halifemdir, Ona itaat edin'
demiştir."
.Aleviler Hz. Ali'nin doğumundan
itibaren olağanüştü özellikler taşıdı-
ğına inanırlar. Örneğin, Mekke'de
Kabe'nin içinde doğan tek İslam ön-
deri Ali'dir. Ali'nin annesi Fatma,
Hz. Muhammed'inyetim yaşamında
ona en fazla emeği geçen kişilerden
biridir. Hz. Muhammed, Ali nin an-
nesi Fatma için şunlan söyler. "Bu,
beni doğrandan sonra anamdır."
Peygamber, Ali'nin annesi Fatma
ölunce, toprağa verilmesiyle bizzat il-
gilenir ve mezan başında Hz. Ali'yi
oven sözler eder: "Oğlun, oglun, oğ-
lun; Cafer (Ali'nin kardeşi) değil,
Akıyl (Ali'nin diğer kardeşi) de değil,
oğlun, oğlun EbuTalip oğlu Ali."
Ehlibeyt'in önemi
Hz. Ali'nin Peygamber'in sevgili
kızı Fatma ile evlenmesi ve ondan iki
erkek çocuğunun olması, Ali'yi Pey-
gamber'in mıraçısı ve takipçisi kabul
edenler açısından en güçlü kanıtlar-
dan birisidir. Ehlibevt sözcüğünün
Aleviler yanında özelbir değeri var-
dır. Ehlibeyt üzerine, şiirler yazılır,
destanlar söylenir. ağıtlar yakılır.
Ehlibeyt, Alevi inananmtemel taşla-
nndandır.
JVuran ayetleri içinde ve Peygam-
berin hadislerinde Ehlibeyt sözcüğü
sık sık geçer. Aleviler bu alıntılan
vurgulamaya, ayet ve hadislerin için-
deki bu sözleri önplana çıkarmaya
dikkat gösterirler. Onlara göre 6u
alıntılar; Ali ve çocuklannm değeri-
nin kanıtlanması bakımından an-
lamlıdır. Şualıntılann, Hz. Ali veço-
cuklanyla ilgili olduğu belirtilir. Ku-
ran'dan bazı alıntılar:
"De ki, ben buna karşılık sizden ya-
kınlara sev-giden başka bir ücret iste-
miyorum. (Şuara suresi, ayet 23).
"Eh Ehl-i Beyt, şüphesiz Allah siz-
den Allah kusuru gidermek ve sizi
tertemiz yapmak ister. (Ahzab sure-
si, ayet 33).
SÜRECEK
ANKARA... ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Bayram Öncesiıde
Mustafa Kemal'in en güzel resimlerinden biri. Başında
kalpağı, kıvrık yakalı gömleği ve kravatıyla şık bir devrim-
ci. Çizgileri gergin, bakışları karanlığı deler gibi! "Devri-
min bütünlenmesi gerekir" diyor. Çagdaş Yaşamı Destek-
leme Derneği'nin çağrı karbnda bu resim ve sözlerin yer
alması anlamlı değil mi? Yönetim kurulu en büyük bayra-
mı kutlamaya çağırıyor bizi. Bir ulusun yeniden doguşunu
simgeleyen 29 Ekim'de cumhuriyetimizin kuruluşunun 69.
yıldönümünü geçmişten geleceğe artan bir coşkuyla bir-
likte kutlayalım diyor.
Onuncu Yıl Marşı'nı anımsar mısınız? Benim kuşağım
ciğerleri delinircesine söylerdi o marşı. Anlamını somut
olaylarla yaşamında hissederdi. Giderek soyutlaştı dize-
leri. Gelecek on yılların kuşaklarına da o coşkuyu duyur-
mak için Atatürk devrimlerini, Cumhuriyetimizin temel
ilkelerini korumak, devrimleri çağın gerçekleri doğrultu-
sunda bütünlemek gerekiyor. 69. yılı o umutla kutluyorum
ben.
Bayram öncesi haftada iki olay yaşadık başkentimizde.
Biri Pembe Köşk'te. inönü Vakfı sonbahar etkinliklerine
Taha Toros'un bir konuşmasıyla başladı. ismet Paşa'yla
ilgili kimi belgelervebilgilerleçok renkli bir konuşma. Bil-
mediğimiz olaylar ve belgelerle tarihsel bir portre çizdi
Sayın Toros. Kurtuluş Savaşımızda Yunan adalarına atı-
lan bildiriler, Lozan'da barışçı bir devlet adamı, Türk-
Yunan halklarının barışözlemini belirten şiirler, 1942 yılın-
da Türk-Sovyet ilişkilerinde yaşanan görkemli günler...
Taha Toros konuşurken daldan dala gidiyor, özel anılar,
öykülerle konu hayli dalgalanıyor, sonra ana konuya dö-
nüyor yeniden. Pembe Köşk izlenimlerimi başka biryazı-
da anlatmak istiyorum. Belki Cumhuriyet Dergi'de. Baş-
kentin değişik kesimlerinden konuklarla salonlar taşt,
Taha Toros'un belgelerle anlattığı olayları. öyküleri büyük
ilgiyle izledi herkes. Yaşadığımız olayları yazmak, belge-
ler toplamak kaçmılmaz bir görev oluyor giderek. Bir re-
sim, bir bildiri, bir yazı, bir konuyu daha iyi aydınlatyor,
tarihsel kişilerin portresine yeni çizgiler ekliyor. Taha To-
ros Kurtuluş Savaşı'yla ilgili kimi belgeleri, Midilli Adası'-
nda bir eskicide buluyor! Ege'de bir deniz yolculuğunda
adaya zorunlu çıkış yapıyor gemi. Taha Toros acele belge
aramaya koyuluyor, neler buluyor! Kimi belgeleri de Pa-
ris'in ünlü bit pazarında! Kremlin Sarayı'nda ismet Paşa
onuruna verilen bir yemeğin mönülerınde ünlü mareşalle-
rin, devlet adamlarının imzaları. Şu günlerde de hang-
1
pazarlarda nice tarihsel belge satılıyor kimbilir!
* • •
Cumhuriyet Bayramı öncesinde Profesör Afet Inan ödül-
leri nedeniyle düzenlenen tören de yakın tarihimizden
anılar tazeledi. önce An Inan ve Profesör Demir inan kar-
deşleri kutluyorum. ödül vermek güzel bir olay. Tarih da-
lında ödüller vererek güzel bir gelenek kurdular. Tarih
bilimine özel bir ilgi oluşturmak istiyorlar. Annelerine say-
gı içinde. Törenin eski Ankara Palas salonlarında düzen-
lenmesi de çok hoş. Cumhuriyet tarihimizde önemli yeri
olan bir çatı altında buluşanlar için unututmaz bir akşam.
Afet inan, Atatürk'ün yakın çevresinden. Bilim dalında par-
layan bir kadın. Önemli araştırmaları, yapıtları var. Çocuk-
ları var. Çocukları anneleri adına ödüllerle tarihsel çalış-
maları desteklemeyi amaçlıyor. Tarih dalında yeni ürünler
oluşmasına yol açıyorlar. Bu yıl ödüllenen kişiler Dışiş-
lerı'nden Büyükelçi Bilal Şimşir, araştırmacı Orhan Koloğ-
lu ve Gazi Universıtesi öğretim üyelerinden Mümtaz Er
Türköne. Bilal Şimşir Türk Yazı Devrimi adlı yapıtı nede-
niyle, Orhan Koloğlu ittihatçılar ve Masonlar adlı yapıtyla,
Mümtaz Er Türköne de Siyasi ideoloji Olarak Islamlığın
Doğuşu adlı araştırması nedeniyle ödülleniyor. Seçici ku-
rul da Profesör Doktor Nejat Kaymaz, Profesör llberOrtay-
lı, Profesör Doktor Sina Akşin'den oluşuyor. O yapıtlan
değerlendirmek ve ödüllendirmek belli bir uzmanlık, titiz-
lik ve özen ister elbet. Ama hepsi okunması gereken yapıt-
lar. Geçmişe ışık tutarken bugünü, yarını da aydınlatyor-
lar. Törenin konukları arasında Profesör Afet inan'ın
yakınları, dostları, öğrencileri de var. Dostlardan biri de
Sabiha Gökçen. Havalarda ilk Türk kadını, Atatürk'ün iste-
ğiyle pilotluğu meslek seçiyor, kadın devrimiyle öngörü-
len bir eşitliği kanıtlıyor göklerde. İlk uçuşlarını coşkuyla
izler, resimlerıne sevgiyle bakardık gazetelerde... Ata-
türk'ün kadına bakışını, kadın devrimiyle amaçladığı düze-
yi düşünerek selamladım Sayın Gökçen'i. Otörende neler
anımsadı kimbilir!
Anımsananlar var, yaşananlar var, ama asıl yaşayacak-
larımız önemli değil mi? O kalabalıkta her daldan, her ku-
şaktan kadınlara bakarken Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği'nin kutlama çağrısında yer alan fotoğrafı ve tüm-
cesiyle Mustafa Kemal karşıma dikildi yeniden. Devrimin
bütünlenmesi gerekir. Kadın devrimi bütünlenmenin ne-
resinde acaba? Tarih dalında bir bilim kadını adına ödül
verilirken bu sorudan kaçınamıyor insan. Sorular bastın-
yor sonra. Hangi devrimi bütünlenmiş sayılır? Ayrıca dev-
rim bütünlenebilir mi, çağın koşulları doğrultusunda yeni
boyutlara varmaz mı durmadan? Durağanlığı affeder mi?
Soruları bilimin ışığı yanıtlayacak bir gün. O ışık doğrul-
tusunda görev ve sorumluluğumuzu üstlenerek gelecek
bayramları kuşkusuz daha mutlu kutlayacağız. Geçmişten
geleceğe artan bir coşkuyla...
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Çin'i Batı'ya bağ-
layan eski ticaret yo-
lu. 2/ Japonlara öz-
gü bir tür güres... Bir
kimseden yapması
dilenen şey. 3/
Uzaklık işareti...
Plastik su şişelerine
verilen ad... Bir yü-
zey ölçüsü birimi. 4/
Namık Kemal'in bir
romanı. 5/ Telefon
sözü... Bir peygam-
ber. 6/ Tann... Içine
çeşitli katıklar kona-
rak hazırlanan ve ge-
nellikle bayramda konuklara ikram
edilen bir tür kokulu çörek. 7/ Gü-
ney Amerika'da üretilen kafeini az,
kalitesi yüksek bir kahve cinsi. 8/ Is-
lamın beş şartından biri... Tropikal
bölgelerde yetişen ve nişastaca zen-
gin yumnı kökleri yiyecek olarak
kullamlan bitki. 9/ Tabut... Radyo-
aktif cisimlerin yaydığı üç ışından bi-
ri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA;
1/ Odünç alma, borçlanma. 2/ Ku-
maşiardaki benek... Yunan mitolojisinde savaş tannsı. 3/ llaç...
Cepte taşınan tütün ya da sigara kutusu. 4/ Arsız sokak çocu-
ğu... "Kimseden ümmid-i feyz etmem dilenmem perrü /
Kendi cevvim kendi eflâkimde kendim tâirim" (Tevfık Fikret).
5/ Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklıhğı kükünle artınlmış kau-
çuk. 6/ Yeniçeri ocağında tabur... llkel bir silah. 7/ Adlan sıfat
yapmakta kullamlan bir yapım eki... öykü. 8/ Kuyruksokumu
kemiği... Kenar süsü... Bir hayvan. 9/ Atların ayaklarmda gö-
rülen ve rahat yürümelerini öaleyen bir hastalık.