04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21EKİM1992 ÇARŞAMBA SAYFA HABERLER ÛZDEP'te görev dagılımı •ANKARA (ANKA)- HEP'in kapatılmasına karşı önlem olarak kurulan Czgürlük vepemokrasi Partisinde (ÖZDEP) görev dagılımı yapıldı. ÖZDEP'ten yapılan açıklamaya görc önceki gûn kurulan partinin kurucular kurulu toplantısında Mevlüt 1lık genel başkanbğa getirildi. Toplantıda yapılan görev dağlımı da şöyle gerçekleşti. GenelSekreter Halil lbrahim Özdemir, Genel Sayman Hatıce Calagan, genel başkan yardımcılan Bahattin Gûnel, Mahmut Tanzi, Han Mahmut Demir, M. Nuri Özmen. genel sekreter yardımcılan Vahit Akgün ve Mehmet Bakır Asma. Genelkurmay'dan bûtçe isteği • ANKARA (Comhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı, ulusal bütçeden savunmaya aynlan kaynağın, son yülarda reel bir düşuş gösterdiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla llişkiler Şubesi yetkilileri, basında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhittin Fisunoğlu'na atfen yazılan, "Ulusal bütçeden savunma harcamalanna aynlan pay dramatik bir şekilde azalmıştır" sözlerinin Orgeneral Fisunoğlu'na ait olmadığını bildırdiler. Yetkililer, konuya ilişkin bilginin Genelkurmay Başkanhğı Plan ve Prensipler Başkanhğı larafından hazırlandığını belirterek "Bu sözler de 'milli bütçeden savunmaya a/nlan kaynak, son yıllarda reel bir düşüş göstermektedir' şeklindedir" diye konuştular. Seçim kurulu gündelikleri • ANKARA (AA)-Seçim kurullan başkan ve üycicri ile seçimlerde görev alanlara ödenmekte olan gündelikler arttınlarak 35-110 bin lira arasında yeniden belirlendi. YSK'nın gûndelikleri yeniden belirleyen karan, dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, YSK'da başkan ve üyeler 110 bin, diğer görevliler42-55 bin lira arasında gündelik alacak. İl ve ilçe seçim kurulannda görevli başkan ve üyelere 75 bin, dığer görevlilere 35-50 bin lira arasında gündelik ödenecek. Sandık kurulu başkanlan 55 bin lira, üyeleri 35 bin lira gündelik alacak. Olaganüstü hal uygulanan bölgedeki illerin köylennde görevlendirilecek sandık kurullan başkanlanna ödenecek gündelik 70 bin. bu ^erlerdeki sandık kurulu üyelerine ödenecek gündelik de 45 bin lira olarak belirlendi. Emniyette patlayıcı önlemi .•İSTANBUMAA)- Jstanbul Emniyet Müdürlüğu binasında girişlerde yapılan kontroller arttınldı. Gayrettepe ve Cağaloğlu'ndaki Emniyet Müdürlüğu sahalanna giren araçlar, özel yapılmış aynalarla aranfnaya basladı. Yetkililer, dışbükey aynalarla otomobil ve minibüslerin alt kısımları, kamyonlann da üst kısımlarının incelenme olanağı bulunduğunu söylediler, Polis yetkilileri, bu yolla Emniyet MUdürlüğü'ne bağlı araçlara patlayıcı yerleştirilmesi ihtimalinin ortadan kaldırılacağanı ifade ettiler. Yetkililer, "Polis müdürlerinin makam otomobilleri dahil, tüm sivil ve resmi polis otomobilleri de aynalı aramadan geçiriliyor. Aynca bazı görünmeyen tedbirlerimiz de var" diye konuştular. SATILIK FOTOĞRAF MAKİNESİ Canon Neu Fl+Motor dri\er: 10 000.000 TL NıkonF.V 7.5OO.OOOTL NıkonSBHFlaş: 1.500.000 TL Nıkkor 35-105 zoom: 2.000.000 TL NikonF4S: 16.000.000 TL \ıkonSB24:2.400.000 TL N ıkon 24 mm. f 2.8:2.000.000 TL \ıkkorAF24mm.f2.8: -v 500 000 TL \ıkonF80l-6.000.000TL NikkorAFSOmm.f 1.4: 2.(100 OOOTL \ikon F2 + Motordnver: 6.000000 TL Vmlar24mm, f 2.8: 500.000TL \ikomal FT3 Black body: 6 000 1)00 TL Vi\ıtar285 Flaş: 1.500.000 TL 5120505/437-4» y.afer Aknar-Havreftin Sağanak DYP'den iki dönem milletvekili adayı olan Uşak Valisi ile SHP milletvekiUeri tartıştı Validensiyasetekımıızıkaıt• 1987 seçimlerinde Isparta 1991 seçimlerinde ise Uşak'tan DYP milletvekili adayı olan Vali İrfan Kurucu ile SHP Uşak milletvekiUeri Ender Karagül ile Ural Köklü arasında çıkan kavgayı Belediye Başkanı Ali Künek engelledi TAŞKINÖZLER UŞAK- 1991 seçimlerTöncesi DYP - nin; herkese iki anahtar, Boğaz köprüle- rinden ücretsiz geçiş gibi flaş vaatlerin- den bin de herkese ücretsiz sağlık hiz- metiydi. Koalisyon hükümeti anahtar- lan veremedi beiki ama öyle ya da böyle yeşil kart sözü tutuldu. İhtiyaç sahiple- rine zaman zaman tapu dağıtma tören- lerine benzer etkinliklerle yeşil kartlan verilmeye başlandı. O ruh ve şevkle yeşil kart için düzenlenen törenlerden bin de dün Uşak'taydı. Törende SHP'nin Uşak milletvekilleriyle Uşak Valisi de yerini almış, bir yeşil karta muhtaç va- tandaşlar da devlet millet ilişkisinin en güzel örneğini yaşamak üzere bayram çocuklan neşesiyle toplanmıştı. Ne var ki tören, alışılmış tören ağı- rbaşlılığı içinde akıp gitmiyordu. "Al kardeşim kartını, güle güle tedavi ol"' özeüyle konu bir anda kapanabilir. tö- ren sakinleri polikliniklerin yolunu bir güzel tutabilirlerdi. Fitiü önce milletvekiUeri ateşledi. Uşak Sağlık Meslek Lisesi bahçesindeki törende milletvekili Ender Karagül, "Uşak'ta partizanlık yaparak, koalis- \onun ve Sayın Dernirerin bile istekleri- ne aykın davranışlar yapan yetkilileri uyanyorum. Bu son ihtanıruzdır" di- yince, kısa bir süre sonra sözü Vali îrfan Kurucu alarak, "Bu tür yerlerde siyaset yapürmarn. Uşak'ı kimlerin bozduğu- nu çok iyi bilmekteyim. Kimsenin sevi- yesine düşmek istemiyorum" yanıtını verdi. Milletvekili Ural Köklü. Kuru- cu'nun yanına giderek atışmaya şu söz- lerle devam etti. "Vali Bey ne demek is- tiyorsun? Burada devletin varhğı olan millet ve onun temsilcileri var. Biz bura- da parti başkanı gibi davranan vali is- temiyoruz. Asıl siyaseti sen yapıyor- sun". Konunun sözel bölümü bu ka- dardı. Gerisi... Gerisi ^öyleydi: Uşak Valisi İrfan Kurucu, tören kür- süsünden, birazdan alacağı kartıyla si- \ aüğini tedavi ettirme niyetinde olan vatandaşa değil, protokolde konuşma sırası bekleyen milletvekillerine "Bura- da siyaset yaptırmam" diye seslenince yeşil kart konusu aniden dağılmıştı. Uşak Valisi. sanaü tamamıyla siyaset yapmak olan milletvekillerine böylesi bir mesleki tahdit koyunca, Uşak mil- letvekiUeri Ural Köklü ve Ender Kara- gül harekete geçti. "Harekete geçti" öy- lesine bir söz değil. Ural Köklü Vali Ku- yucu"yu yeşil karta muhtaç bırakacak bir sinirle kürsüye yürüdü, kolundan tu- tup kürsüden indirdi. Ortahk bir anda Avni Aker Stadı'na döndü. Vali Kurucu aslında siyaset yapmak ıçin iki dönem oldukça emek harcamış, 1987 seçimlerinde Isparta'da DYP'nin 4. sıradaki adayı bile olmuş, ama dere- ceye gjrememişti. Vali kurucu yılmamış, 1991 seçimlerinde içindeki siyaset yap- ma aşkıyla yine DYP'den Uşak millet- vekili adayı olmuştu. Vali beyin siyaset aşkı maalesef adaylıktan öteye gecemi- yor, milletvekili rozeti lacivert blazer'ın yakasındaki nizami yerini bir türlü alamıyordu. Müzmin aday Kurucu mil- letvekili olamamış ama vali olmuştu. Özetle, Vali Kurucu herhalde "Politika- ya karşıyım, ben yapmadığım sürece" demek istiyordu Cumhurbaşkanı, sorunlann çözümü içinrisklikararlar almak gerektiğini söyledi TP* £**-*% \ ffA • OzaPa göre 'tek başınaiktidar' zor Mesut siyasetin sübyanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a göre artık Türkiye'de hiçbir partinin tek başına iktidar olması olası görünmüyor. Dün. Ekonomi Muhabirlen Derneği Yönetım Kurulu üyelerini kabul eden Ozal. "Tek başına iktidar için yeni bir rüzgar gerektiğini" söyledi. Koalisyonlann ülkenin sorunlannı çözemeyeceği görüşünü yineleyen Özal. bundan böyle Türkiye'de tek başına iktidann ancak çok cıddi bir rüzgarla sağlanabileceği görüşünü savundu. "Süleyman Bey. çok büyük bagırdı, dolaştı. İşte yüzde 27 oy aldf" diyerek bu görüşünü örnekleyen Özal, şunlan söyledi: "Tek başına iktidar zor çıkar bundan sonra Türkiye'de. Tek başına iktidann çıkması. ciddi bir rüzgann esmesine bağlıdır. Yani mutlaka esecek. Ondan sonra çıkacak. Büyük sıkıntılaryaşanacak. Bu sıkıntılardan herkes rahatsız olâcak. Ondan sonra bir rüzgar esecek. Halk "Şu, bu işi yapar" diyecek. Çok zayıf bir ihtimal. Onun için sıstemi değiştirmek lazım. Çünkü o şekilde rüzgarlar az gelir. Biz 1983'te yakaladık böyle bir rüzgan. Biraz da 1987'de. Türkiye'nin üstesinden gelmesi gereken ciddi sorunlan olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Özal, bu sorunlann çözümü için "Çok riskli kararlar almak gerektiğini" vurguladı. Özal "Bu işleri yapmak için mi siyasete döneceksiniz?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: "Olabilir. Söyledim. döneceğim. Dönmek istiyorum dedim. Ama ne zaman. o bana ait birmesele. Karar verirsem dönerim. Dönmeihtimalim şu anda çok yüksek. Ülkenin ihtiyacı olduğunu hissedersem dönerim" Özal başka bir soru üzerine alınması gereken riskli kararlar nedeniyle politikaya döneceğini belirterek "Biz kararlan alınz ondan sonra üç dört sene içinde atarlar bizi" dedi. Özal, politikaya dönerken ayn bir parti kurup kurmayacağı sorusunu ise "Niye ayn bir parti düşüneyim. Bir parti var" diye yanıtladı. MERtH AK Izmir'de 'Boşverin Cumhurbaşkanı'nı' demesi Özal ve yanlılannı kızdırdı: Yıbııaz^m sözleri meydan okııma tç PoUtika ServHİ - ANAP'- ta, saflar giderek aynşıyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın İzmir'de kendisine yöneltilen bir soruya "Boşverin şimdi Cumhurbaşkanrnı" ya- nıtı vermesi Özal yanhlan tara- fından tepkiyle karşılandı. Özala miletvekillerinden Naci Ekşi, Yılmaz'ın sözlerini "par- tiyi parçalamak konusunda atılmış adımlardan biri" olarak değerlendirirken, Özal'ın da bu sözleri bir çeşit "meydan oku- mak" olarak algıladığı belirtili- yor. Öte yandan Mesut Yılmaz yanhlan Özal'ın "geri dönebili- rim" şeklindeki açıklamasını ciddi bulmadıklannı, Cumhur- başkanı'nın "kongrecilere" destek ve moral vermek için böyle bir yol seçtiğini belirtiyor- lar. Mesut Yılmaz'a yakınlığı ile bilinen bir il başkanı ufak bir olasılıkla da olsa Özal'ın parti- ye dönmesi halinde karan kongrenin vereceğini hatırlata- rak "Özal gelir aday olur. Kongreden çıkarsa Genel Baş- kan olarak partinin başına ge- çer" diyor. Parti içindeki genel başkankk yanşının sonucunu 1 Kasım se- çimlerinin belirleyeceğini bilen Yılmaz ve cevresi rnümkün ol- duğunca kulaklannı bu tür söy- lentilere kapatıp. seçim ça- lışmalannda yoğunlaşıyorlar. Bu konuyla ilgili sorulan yamt- larken de "ANAP'ın bir sorunu ypk" demekle yetiniyorlar. Ozellikle vurguladıklan nokta ise "Yılmaz'ın emanetçi ol- madığı." Genel merkezcilere göre: "ANAP kendi içinde en ideal.çözümü bulmuş dunım- da. Özal'ın yapacağı en doğru hareket de bu çözümü destekle- mek olmalı." Partinin önde ge- len isimlerinden biri neden en ideal çözüm Yılmaz sorusunu yanıtlarken "Çünkü Yılmaz'a kadar ANAP, halkın gözünde köşe dönücülerin, yiyicilerin partisiydi. Böyle bir imaj oluş- muştu. Mesut Yılmaz'la birlik- te bu imajı sildik" diyor. Genel merkez politikalannı oluşturan parti yöneticilerinden biri parti içinde son günlerdeki gelişme- aralannda Cemil Çiçek, Kazım ler konusundaki sorumuzu Oksay, Yasin Bozkurt, Kemal yanıtlarken bir örnek veriyor: "AP'nin iktidar olduğu za- man Süleyman Bey'e somnuş- lar: Kır At nasıl gidiyor diye. O da 'Taylan. Kır At'ı rahat bı- raksa gidecek ama' cevabını vermiş. Bizim ki de o hesap iş- te..." Özala milletvekiUeri, Özal'ın "siyasete dönüş" planınm net olarak hazırlanmadığını belir- terek, şunlan söylüyorlar: "Cumhurbaşkanımız. parti- nin başına dönmeye kesin ola- rak kararlı. Erken ya da zama- nında seçim ne zaman olacak- sa, seçim tarihi belli olduktan Akkaya ve Metin Gürdere'nin de bulunduğu eski milletvekil- lerinden oluşan Yılmaz'ın ezeli muhaliflerinden bir grup adına Ahmet Kurtçebe Alptemoçin, milletvekillerine bir mektup göndererek "Kamburlan atalım" çağnsında bulundu. Mektupta, parti yönetiminin tabanı küstürerek tasfıye politi- kası izlediğini, kurallann keyfı olarak çiğncndiğini ileri süre- rek. bunlann sonucu olarak ANAP grubundan kopmalann başladığı ileri sürüldü. Alpte- moçin imzalı mektupta "Hala geç kalınmış değjldir. Dava ar- sonra Sayın Özal'ın seçimlere kadaşlannuzın ardından geç- ğinnesini istiyoruz. Ama seçi- mişte 'kamburlan atük, safra- me mutlaka girmesini arzu edi- yoruz." Yılmaz muhalifleri de 1 Ka- sım'a kadar konuşmama kara- nnda olduklannı belirtiyorlar. 1 Kasım^dan sonra ise kongre için mücadeleye devam edecek- ler. ANKA'nın haberine göre. lardan kurtulduk" diyenler şim- di partinin kamburlan haline gelenlerle mücadele etmek ve harekete geçmek gerekmekte- dir" dendi. Olaganüstü kongrenin, par- tinin gerçek kimliğine kavuş- ması için şart olduğu vurgulan- dı. İZMİR - Başbakan Süleyman Dcmird. ullardır özlemi çekıfen dürüst devlet anlaytşını uyguladık- lannı söyledi. "Bu milletin 40 para- sına tenczzül edenlerin bumunu sürtmeyen bizim için namerttir" diyen Demırel. "Meydan okuyo- rum" di\e konuştu. Mesut Yıl- maz'ın siyaseıin "sübyanı" okluğu- nu söyleyen Demirei "Kiloma göre değil. Ben ağır südetim o tüy sikkct. Ben onunla hiç güreşjr mi- yimT dedi. Başbakan Süleyman Demirei dün sabah İzmire gekü. Başbakan DemireL ilçe olması sorun olan Güzelbahçe'de yuntaş- lann tepkisiyle karşılaştı. Konuş- mas sik ak, "Başkan Hülya. oyumuz bağımsıza" sloganlanyla | kesüen Demirei. "DYPTürkiye'de ı kantann topuzudur. Bağımszada- ! yı seçerek ya da küserek sandık < başına gitmeyerek ilçeolabilir mia- t niz? İlçe obnak istiyorsanız onu ben yapanm. Şimdi siz görevinizi yaptn. ardından Güzdbahce için sonra bir daha seçim yapacağız" diye konuştu. Yurttaşlann, "Biz vaat istemi- yoruz, bize söz ver" demesine kı- zan Demirei. "Sizin böyle reaksi- yon göstereceğinizi bilseydik, baştan ilçe yapardık. Yanhş hesap Bağdat'tan döner. Bizimkisi de Guzdbahçe'den döndü. Seçeceği- niz kimse sizi üçe yapamaz. Bİze birazdestek verin" dedi. Yuruaşla- nn 'Başkan Hülya' diye bağırması üzerine DemireL "Ben söylediğimi söyledim. Hadiej'vaDah" diye kür- süden avnkh. POIMKAGÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Eğitim Ödenekleri, Öğrenci Yurtları... Üniversiteterde eğitime aynlan kaynakların YÖK'le bir- likte giderek azalmaya başladığı bir gerçek bugün. Aynı du- rum Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda da sözkonu- su. örneğin 1992 yılırvda eğitim kurumlarına aynlan pay 1973 yılında aynlan payın yarısı kadar. Elimizdeki verilere göre Türkiye'nin durumu şöyle: "Türkiye ile kıyaslandığında Ortadoğu ve Afrika ülkelerin- de eğitime aynlan paylar 2-3 kat faztadır. Tüm dünyada 1980'- li yıllarda eğitim hamlesine ve yarışına girilmesine karşın ül- kemizde eğitim yatırımları gerilemiştir..." Türkiye eğitim yatırımlarına önem vermiyor. Gençleri oku- maları için özendirici bir girişimde bulunmuyor. Yine Türki- ye'de ilkokul öncesi harcama yok denecek kadar az. Yeniden konumuza dönelim ve öğrenci gençlığın karşısına konulan engellere değinelim... Engeller ve sorunlann kimilerini şöyle sıralayabiliriz: 1-Yüzbinlerce gencin ünversiteli olabilme şansı yakala- yabilmelennde en büyük umut dershanelere yöneliktir. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra neredeyse tek hedefin üni- versiteye girmek olduğu ülkemizde, liselerin üniversite adayı yetiştirmek değil, sanki genel kültür amacı taşıyan öğretim kurumlan olmaları nedeniyle lise öğrencilerı giderek daha küçuk yaşlardan itibaren dershane kapılannı aşındırıyorlar Artan talep sonucu dershane sayısı ve ücretleri sürekli art- maktadır. Halen ülkemizde Şırnak ve Hakkarı dışında 771 dershane bulunuyor. Günümüz koşullarında Anadolu liseleri ve özel okullara girebilmek için adeta dershanelere gitmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zoruniuluk karşısında geçim zorluğu çeken işçi ve emekçi çocuklan, ozellikle resmi okul- larda eğitim gördüklerinden, parasal yönden çaresiz durum- dadırlar. Veya temel gereksınimlerini daha da kısmak du- rumdadırlar. işçi ve emekçiler çocuklarını dershanelere gön- deremiyorlar bu nedenle de toplumun ezici çoğunluğu için üniversiteye girmek ' 'tatlı bir düşün " ötesine gidemiyor. Dev- let okullarında eğitim düzeyini yükseltmek ve eğitimde fırsat eşitliğini gerçek anlamıyla sağlamak gereksinimi her yönüy- le kendini hissettirmektedir. 2-11 Nisan 1990 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yü- rürlüğe giren kanun hükmünde kararname ile üniversiteler- de paralı eğitime geçildi denebilir. Bu KHK ya göre "cari hiz- met ödeneği" getirılerek harçlarm niteliği değiştirildi. Karar- nameye göre harç miktarlan üniversiteler tarafmdan belirle- necek ve "bütçe" ile yüksek öğretim programlarının türüne göre öğrenci maliyetleri alınarak hesaplanacak. Öğrenciler kuruma "kaça" mal oluyorlarsa, bu maliyetin yüzde 50 ka- darını harç olarak ödemeleri istenebilecek. Üniversitelerin belirlediği bu harç miktarlarına Bakanlar Kurulu nun karar vereceği, yine bu kararname ile düzenlendi. 3- Üniversite öğrencilerinin ve dığer sosyal politik kurum- ların tepkileri sonucu Bakanlar Kurulu yalnızca ikınci üniver- siteyi okuyanlar için bu hükümleri uygulamaya koydu. Ancak yetkiler kararname ile Bakanlar Kurulu'na verildiğinden bu uygulamanın yaygınlaştınlmasında herhangibir "engel'bu- lunmamaktadır. 4- Bazı ünıversitelerde öğretim yılı başında ıkinci kez üni- versite kazanan öğrenciler, 10-60 milyon liraya varan "cari hizmet ödenekleri "nin ilk taksitlerinı ödeyemediklerinden kayıt yaptıramazken, bu durumdaki öğrencilere daha ılımlı yaklaşan bazı üniversiteler ise yeni yılla birlikte tutumlarını katılaştırdılar. Bu durumdaki öğrencilere öğrenci kimlik kartı verilmezken, öğrenciler okula sokulmamaya, derslere alı- nmamaya başlandı. Vize sınavlarma da giremeyen öğrenci- ler, yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamadılar. İkinci üni- versite koşulu aranmaksızm harçlarını ödeyemeyen tüm öğ- rencilere yollanan yazıda, harçlarını ödemedıkleri lakdirde finallere alınmayacakları bildirildi. ÖSS sonuçlanyla birlikte üniversite adaylarına gönderilen öğrenci yerleştirme sınavı kılavuzlannda öğrenciler, 1990-91 öğretim yılı başından itiba- ren uygulanmaya başlanan "paralı eğitim" konusunda bu yıl (1992) uyanidtlar. Aynca Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üc- retinin bütün programlar için 8.5 milyon lira olarak belirlendi- ğı de kaydedildi. 5- MEB tarafmdan yaptınlan bir araştırmaya göre "maddi yetersizlik nedeni ile öğrenimi daha ileri göturmeme" diğer nedenler arasında ilk sıradadır. Öğrenimi bırakma nedenleri arasında yüzde 35.2 ile parasal olanaksızlık ilk sırayı alırken, ailenin izin vermemesı yüzde 27 iıe ikinci sırayı aldı. Ders ve sınavlarda başansızlık yüzünden yüzde 18.5, yakın çevrede okul olmaması nedeniyle öğrenimi bırakanlann oranı ise yüzde 13.8 olarak belirlendi. "Ekonomik bağımsızlık"kazan- ma/arı sonucu öğrenimini daha ileriye götüremeyenlerin oranı da yüzde 5.5 olarak belirlendi. Yüksek öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na gelince... Bugün yaklaştk 25 ilde Yurt-Kur bulunuyor. Bu yurtlarda kalan öğrenciler özgür bir ortamda değiller. 12 Eylül 1980 sonrası getirılen baskıcı yöntemlerle öğrencılerin adım atşın bile izliyor. Katı kurallar ve verilen hizmetlerin yetersizliği haklı yakınmalara neden oluyor. Yurtlarda her gece zorunlu kimlik denetimi ne yazık ki sürü- yor. Kimi yurtlarda esofman giymek ve terlikle dolaşmak, elektrik kullanmak yasak. Tüm yurtlarda çeşitlı sorunlar var... / KASIMARA YERELSEÇİMLERÎNEDOĞRU ÇiğlTde kamuoyuyoklamaları 'Şanslareşit9 diyor öğrenci karnemi kaybettim. Hukümsuzdur. SERPİL ERDEM MERtH AK İZMİR - İzmir'in Çiğli ilçe- sinde sol aday lar arasında yaşa- nan çekişme DYP ve ANAP'ı ateşledi. 1987 ve 1991 seçimle- rinde rakiplerini büyük farkla geride bırakan SHP'nin bu çe- kişmeden olumsuz yönde etki- leneceği vurgulanıyor. Partile- rin yaptığj kamuoyu yoklama- lannda da hiçbir partinin bü- yük bir üstünlük sağlayama- ması Çiğli'de yapılacak secim- lerin başabaş geçeceği görüşü- nü kuvvetlendiriyor. 12 Eylül'den sonra Karşıya- ka Belediyesi'ne bağlanan Çiğ- li, 12 yıl sonra belediye baş- kanını seçmek için sandık başı- na gidecek. Mütevazı yaşamı- ndan Evka-2 ve Egekent gibi toplu konut çalışmalan ve or- ganize sanayi bölgesi inşaatı ile kurtulan Çiğli'de. nüfus artışı. yeni yeni sorunlan gündeme geldi. Ozellikle Egekent ve Ev- ka-2'de oturan vurttaşlar. sos- yal hizmetierin eksikliğinden yakınıyorlar. Nüfusu 150 bıne dayanan Çiğli'nin hızlı gelişen bir ilçe olması da sorunlan arttınyor. Çiğli. daha çok işçi. az sayıda da memur ve emekli ailelerinin oturduğu bir bölge. Ozellikle Doğu bölgelerinden göç eden vurttaşlarla.yıllarönceBalkan- îar'dan gclcnler Çiğli'de çoğun- luk oluşturuyor. Bunun yanı- nda bölgedc Alevi yurltaşlar da yoğun olarak yaşıyor. Çiğli, sa- nayi bölgesi olabilecek her türlü olanağa sahip. Buna karşın İzmir'in Torbalı ve Kemalpa- şa'ya uzanan sanayisi Çiğli'ye gelmekten çekiniyor. Bütün be- lediye başkan adaylan bu yüz- den sanayinin Çiğli'ye çekilme- si yönünde çalışmalar yapacak- lannı vaat edıyorlar. İlçede ku- rulu olan Atatürk Organize Sa- nayi Bölgesi de tüm belediye başkan adaylannın kozu. Ozel- likle DYP adayı Serhan Mente- şe, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'ne "özel" önem veri- yor. Menteşe. başkan seçildiği takdirde "tüm imkanlann ve teşviklerin" kullanılarak bölge- nin hızla sanayileşeceğini, bu- nun da bölgede yaşanan "işsizli- ğe" çözüm olacağını belirterek Çiğlililerden oy istiyor. Adaylar ve partiler IZMIR/CIGLI Parti kadar adayın kişiliğinin de önemli olduğu bu yerel se- çimlerde hemen hemen tüm partilerde ciddi sorunlar ya- şandı Seçimleriniddialıpartile- ri olan SHP, DYP ve ANAP'ta merkez yoklamasıyla belirle- nen adaylar partilerde büyük huzursuzluklara yol açtı. Çiğü'de 1987 ve 1991 seçim- leri SHP'nin büyük üstünlü- ğüvle geçti. Ancak SHP'de merkez yoklamasında Necdet İleri'nin belediye başkan adayı olarak belırlenmesi Çiğli SHP'- yi kanştırdı. Partideki tepkinin aslında merkez yoklamasına yönelik olduğu belirtiliyor. İlk günlerde yoğun olarak yaşanan bu tepkinin yer yer sürmesine karşın SHP, seçimi almak için tüm gücünü ortaya koydu. ŞHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün seçim bölgesi olan Çiğli'de, ozellikle sol partilerin SHP'ye darbe vurmak için bü- yük bir hareketlilik içinde oldu- ğu gözleniyor. SHP'den istifa ederek CHP'ye geçenler DSP adayına destek vereceklerini de resmen açıkladılar. DSP adayının bu destekle SHP'den büyük ölçüde oy kapabileceği öne sürülüyor. SHP'de bir diğer handikapın HEP olduğu vurgulanıyor. HEP'in büyük bir oy kaybına neden olmayacağı SHP'liler ta- rafından öne sürülüyorsa da Kürt kökenli yurttaşlann, yine Kürt kökenli olan Necdet İleri ve HEP adayı Enver Yüzen arasında tercih yapmakta zor- landığı bildiriliyor. Karşıyaka Belediyesi Başkan Yardıması olduğu dönemde Necdet İleri'- nin uygulamalannın diğer adaylar tarafmdan sık sık gün- deme getirilmesinin bir diğer handikap olduğu belirtiüyor. Tüm bunlara karşın SHP'nin Çiğli'de seçimi kazanabilecegi vurgulanıyor. Çiğli'nin tüm so- runlannı yakından bilen Nec- det İleri, bu ilçede yaşayanlann önüne önemli projelerle çıkıyor. Bu projelerin şu anda hazır olduğunu ve belediye baş- kanlığı dönemınde uygulana- bileceğini belirten Necdet İleri, projelerini şöyle sıralıyor: "Gecekondu önleme projesi, Güzeltcpe yenileme projesi. stadyum projesi, toplu konut projesi." İleri, belediye başkanı olduk- tan sonra yapacağı hizmetteıi de şöyle özetlıyor: DYP'den Serhan Menteşe"- nin adaylığının da parti içinde sorunlara yol açtığı gözleniyor. Nahit Menteşe'nin yeğeni Ser- han Menteşe'nin tepeden inme aday olduğunu vurgulayan bazı DYP'liler bu durumu sin- diremiyorlar. Daha önce bu bölgede vapılan seçimlerde 3. parti olan DYP'nin iktidar ola- naklarını da kullanarak oy ora- nını arttırmak istediği öne sü- rülüyor. Serhan Menteşe'nin is- teği. iyi ve sağlıklı bir imar planı gerçekleştirmek. Çiğli'de tüm partilerin kendi- lerine rakip olarak gösterdiği aday, ANAP'lı Galip öztürk. Eski Karşıyaka Devlet Haşta- nesi Başhekimı olan Galip Öz- türk. MHP kökenli. Bu arada muhafazakar tutumlannın da altı çiziliyor. Çiğli'de belediye başkanlığı- na yakın isimlerden birisi ise DSP'nin adayı Ahmet Ertem. Belediye başkanlığını kazana- cağına kesin gözüyle bakan Er- tem. kendisini bir tek "para"- run yenebileceğini öne sürüyor. HEP adayı Enver Yüzen ise gecekondulaşmaya el atacağını belirtiyor. Semterin altyapı so- runlannı yeni baştan ele alacak- lannı belirten Yüzen, planlı bir imar ve sanayileşme politikası izleyeceklerini söylüyor. Çevre- ye ve yeşile önem vereceklerini belirten Enver Yüzen. belediye- nin halkı ile güçlendirileceğini sözleri ne ekliyor. İşçi Partisi adayı Ergun Yıldınm, İP'nin slogahı olan "üreten biz, yöneten de biz ola- çağız"ı kullanıyor. Yıldınm. İP'nin Çiğli'de hizmeti geri kalmış bölgelerden başlata- cağını söylüyor. Çiğlfde RP'den Haluk Ko- yun. MÇP'den de Meftun Al- tun belediye başkan adayı ola- rak çalışmalannı sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle