Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/4 HABERLER 8 OCAK 1992
ORTAM
ŞAHIN ALPAY
Batı'yı Masıl Yargılamalı?
Içişleri Bakanı ismetSezgin, Suriye, Irak, Iran ve üç Batı-
lı ülkenin "PKK'ya yardım ettikleri"ni söyledi (Bkn. Milli-
yet, 4.1.1992).
Suriye, Irak ve Iran'ın PKK'ya yardımcı olmalarında şa-
şılacak bir şey yok. Bunu hangi yoliardan yaptıkları konu-
sunda kamuoyu da aşağı yukan fikir sahibi.
Ama sayın bakanın üç Batılı ülkenin de PKK'ya destek
olduklarına ilişkin beyanı son derece dikkat çekici. NATO
içinde müttefikimiz olan Batı ülkelerinin, Türkiye'yi istik-
rarsızlığa sürüklemeye çalışan bir terör örgütüne yardım-
cı olmaları, üzerinde önemledurulması gereken vahim bir
durum.
PKK'ya yardım eden Batı ülkeleri hangileridir? Hangi
yoliardan yardım yapmaktadır? Bu konudaki beyanı baka-
nın kişısel kanısı mıdır, yoksa hükümetin resmi görüşü
mü? Bu, sayın bakanın bir "dil sürçmesi" midir, yoksa bi-
lerek isteyerek yapılmış bir açıklama mı?
Bu soruların açıklığa kavuşturulması şarttır. Hükümet
bu sorulara açık cevaplar veremiyorsa, hür ve bağımsız
basının bunları araştırıp, aydınlığa çıkarması gerekir. Tür-
kiye'yi karıştırmak isteyen sözde "dost ve müttefikler"in
kimlerolduğunu bilmek, kamuoyunun hakkıdır.
Gerçek şu ki, Türk basınında bugüne değin birçok Batı
ülkesi "Kürt işini kaşımakla," PKK'ya destek olmakla suç-
landı. ABD, Iraklı Kürt liderlerle görüştüğü için... Fransa,
Kürt Enstitüsü kurulmasına izin verdiği ve Bayan Mitter-
rand Iraklı Kürt mültecileri ziyaret ettiği için... Isveç ve
başka ülkeler Kürtlere siyasi iltica tanıdığı için.. vesaire.
En son suçlamalar da Almanya'ya yöneldi. Bu ithamlar,
Ortadoğu petrolünün denetimi için ABD'yle mücadeleye
giren Almanların kendilerine bağlı bir Kürtdevleti kurdur-
mak istedikleri iddiasına kadar uzandı.
Kürtsorununu Batılıların kışkırttıklarına ilişkin yayınlar,
aslında Batı'ya bakışımızdaki rahatsızlıkların yalnızca bir
yansıması. Batı'da Türkiye'nin eleştirilmesini içeren her-
bangi bir toplantı, konuşma, film, kitap vesaire bu ülkelere
karşı duyulan hiddet ..
PKK'ya yardımeden Batı
ûlkeleri tungileHdir? Hangj
yollartan yardım
yapmaktadır? Bo sorufann
açıklığa kavuşturulması
şarttıp. Hükümetbusorulara
açık cevaplar veremlyorsa,
hür ve bağımsız basının
bunları araştırıp, aydınlığa
çıkarmasıgereklr.
ve öfkenin dile getiril-
mesine yetiyor. Gün
geçmiyor ki Türk ba-
sınında Batı bize
"oyun oynadı, tuzak
kuruyor, kuyumuzu
kazıyor, kalleşlik edi-
yor" türünden başlık-
lar ve yorumlar çık-
masın. Kuva-yı Milli-
yeci koşe yazarları ve
anayasa profesörle-
rinden milliyetçi ve
dinci parti liderlerine
kadar uzanan geniş
bircephe Batı'ya karşı öfkede birleşiyor.
Birçoklarımız bir yandan Batı'yı (Kuzey Amerika ve Batı
Avrupa ülkeleri) özgürlükçü ve demokratik değerleri pay-
laşan, bütünleşmek istediğimiz "uygar dünya" olarak ni-
teliyor; öte yandan bizi sömürmek, bölmek, parçalamak,
en azından zayıf bırakmak isteyen güçler topluluğu olarak
görüyor. Batı "emperyalizm" demek mi, yoksa "uygar
dünya " mı; esas olarak dost mudur, düşman mı, bir türlü
karar veremiyor.
Batı'ya yönelik öfkenin derinlerinde, güvensizlik ve kuş-
ku var. Bunun temelinde de tarihteki olumsuz deneyimle-
rimizin yattığına kuşku yok. Ama tarih, nihayet tarihtir.
Bize ne bugün ne de yann için fazla bir şey söylemez. 19.
yiizyjl ve 20. yüzyılın ilk yarısındaki Batı, bugünkü Batı de-
ğıldir. f ıpkı o zamanların Türkiyesi'nin bugünkü Türkiye
olmadığı gibi.
Bugünkü Batı'yı yargılarken şu hususları dikkate aJma-
mızda sonsuz yarar var:
• Batı toplumlarının her birinde devlet ile toplum arasın-
daki ayrılık bizde olduğundan çok daha büyük. Batı top-
lumları, birbirlerinden çok farklı fikir ve çıkarlarm izleyicisi
olan, devletten bağımsız binlerce kuruluştan oluşan ço-
ğulcu toplumlar.
• Bu toplumlarda düşünce ve örgütlenme özgürlüğü biz-
de olanla ölçülemeyecek kadar geniş. Her türlü görüş ve
çıkar etrafında örgütlenme olanağı mevcut. Ker fikri savu-
nan toplantı, konuşma, film yapmak, kitap yazmak müm-
kün. (Elbette ki, Türkiye'de de kolaylıkla yapılabildiği gibi,
her dava için para toplamak da.)
• Batı'da hükümetler ile parlamentolar arasında da bü-
yük fark var. Parlamentolara bütün baskı gruplarının gö-
rüşleri yansıyabiliyor. Hiç bir milletvekili görüşlerini dile
getirirken yaka paça kürsüden indirilmiyor. Hükümet par-
lamentonun baskısını üzerinde hissediyor, ama parla-
mentoda dile getirilen her görüş de elbette ki hükümetin
görüşünü yansıtmıyor.
• Birbirine en yakın Batı ülkeleri arasında bile görüş ve
çıkar ayrılıkları görülüyor. Ispanya AT'ye girinceye kadar
Fransa, Bask ayrılıkçı terör örgütü ETA'ya karşı işbirliğin-
den, ETA'nın kendisini de karıştırabileceği, siyasi iltica
tanıma geleneği olduğu gibi gerekçelerle kaçındı.
• Başta devletten bağımsız örgütleri ve kamuoyu ile Batı
ülkeleri, dünyanın öteki ülkelerinde, bu arada Türkiye'de
demokratikleşmenin çok önemli bir desteği olmaya de-
vam ediyor. Başka ülkeler gibi Türkiye demokratikleşme-
sini de, ekonomik kalkınmasını da Batı'yla bütünleşme
içinde daha kolay başarabilir.
Bu hususları dikkat almaksızın Batı'yı soğukkanlılıkla
yargılayabilmek mümkün değil.
Başbakan'a yeni ad
• ANKARA (ANKA) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ersin
Taranoğlu bundan sonra Başbakan Süleyman Demirel'e
"Güniz Sokak" diye hitap edeceğini söyledi. Ersin Taranoğlu
Başbakan Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın adını ağzına almamak için zoraki çaba gösterdiğini,
yumuşama ve diyaloğa ters düşen biçimde Cumhurbaşkanı
özal'dan "Çankaya" diye söz ettiğini söyledi. Taranoğlu,
"Bundan sonra biz de kendisine Başbakan Süleyman Demirel
demeyeceğiz, madem siyaset, sokak ve semt isimleriyle
yapılıyor, bundan sonra Demirel'in adı da Güniz Sokak
olacak" şeklinde konuştu..
Demokrat toplatıldı
• İSTANBUL (ANKA) — Demokrat Muhalefet dergisinin
ocak sayısı Ismail Beşikçi'nin "Kürtler Ulusal Meclislerini
Toplamalı" başlıklı yazısında "bölücülük propagandası"
yapıldığı gerekçesi ile toplatıldı. Derginin Sorumlu Yazı
Işleri Müdürü Ümit Erdoğdu yaptığı açıklamada, "Kürt
realitesinin tanındığı", Kürt sorununa diyalogla çözüm
bulunacağı, ülkenin çağdaş, demokratik ve yasaksız bir hale
getirileceğine ilişkin vaatleri hatırlattı. Erdoğdu Kürt
sorununun tartışılmasına yeni bir yaklaşım sunan yazı
nedeniyle derginin toplatılmasını kınadığını belirtti.
K.Maraş'a olağanüstü önlem
• ANKARA (ANKA) — İçişleri Bakanı İsmet Sezgin,
TBMM'de gündem dışı söz alıp ilindeki terör ve bölücü
hareketlerin önlenmesini isteyen MÇP Kahramanmaraş
Milletvekili Ökkeş Şendiller'e, "Kahramanmaraş'ta da
olağanüstü hal bölgesinin önlemlerinin alınacağı" sözünü
verdi. Sezgin, PKK'nın Kahramanmaraş'a da sızma
gösterdiğini belirterek "Olağanüstü hal bölge kapsamına
alınmadan da mücavir alan olmadan da Kahramanmaraş'ta
gerekli önlemler almacak, o bölgelerde alınan önlemler,
Kahramanmaraş'ta da aynen uygulanacaktır" dedi. Sezgin
Akın Gönen'in bu konudaki raporunu incelettireceğini
bildirdi.
Yeni kamrnameyle görevdeki 75 validen ancak beşininyerlerini koruyabileceği öne sürülüyor '•
Kızaktakî valilere umut ışıgıÜzerinde çalışılan yeni valiler kararnamesi, ANAP'ın kızağa
çektiği 84 merkez valisine yeniden "vilayetli vali" olma umudu
verdi. Kararnamede SHP'nin 30 vali ve 30 emjıiyet müdürü
atamasında söz sahibi olacağı bildirildi.
TURAN YILMAZ
ANKARA — Üzerinde çalışılan yeni valiler
kararnamesi, ANAP'ın görevden alarak "vila-
yetsiz vaJi" yaptığı 84 merkez valisine yeniden
"vilayetli vali" olma umudu verdi. Yeni hükü-
metin bu merkez valilerinden önemli bir bölü-
müne yeniden görev vereceği belirtiliyor.
SHP'nin de vali ve emniyet müdürü atamaların-
da kontenjan kullanmak istediği, bu amaçla da
hazırlık yaptığı öğrenildi.
Cumhuriyet'in edindiği bilgilere göre SHP de
yeni vali ve emniyet müdürü atamalarında kon-
tenjan kullanmak istiyor. Koalisyon ortakları-
nın bu konuda prensipte anlaştıkları, buna gö-
re SHP'nin 30 vali ve 30 emniyet müdürü atan-
masında söz sahibi olacağı bildirildi. Bu konu-
da bilgi veren kaynaklar, söz konusu sayının, her
iki partinin adj üzerinde anlaşmaya varacağı vali
ve emniyet müdürüne göre değişebileceğini de
söylediler.
SHP'nin bu konudaki çalışmalannı, Başba-
kan Yardımcısı Erdal tnöoü'nun damşmanların-
dan Atamet Karabilgin'in yürüttüğü de öne sü-
rüldü. Karabilgin'in, bir dönem İçişleri Bakan-
hğı Mahalli Idareler Genel Müdürlüğü'nde Şu-
be Müdürü olarak görev yaptığı, bu nedenle teş-
kilatı iyi tanıdığı belirtiliyor.
İçişleri BakanlığYnda halen 89 adet merkez va-
lisi olduğu, ancak bunlardan 5'inin aktif görev-
lerde bulunduğu kaydedildi. Aktif görev yapan
merkez valileri şunlar:
İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılan Rıza
Gür ve Hamdi Ardalı, Lefkoşa Büyükeiçisi Ca-
hit Bayar, Mahalli İdareler Genel Müdürü Cen-
giz Bulut ve lller Idaresi Genel Müdürü Hasan
Pakir.
Yeni karamame hazırlıklannın, bunların dı-
şındaki 84 merkez valisini, yeniden aktif valilik
görevi alma konusunda umutlandırdığı kayde-
dildi. Cumhuriyet'in belirlemelerine göre hükü-
met, çoğunluğu eski AP ve CHP dönemlerinde
valilik yapan, ancak ANAP döneminde görev-
lerinden alınan bu valilerin önemli bir bölümü-
ne görev vermeyi düşünüyor. Hükümete yakın
kaynaklann verdikleri bilgilere göre yeniden vali
olabilecekleri ifade edilen merkez valileri şunlar:
Rıza Akdemir, Güngör Aydın, Fethi Aytaç,
Ahmet Başsoy, Ercan Belen, Aydemir Ceylan,
Mustafa Demirel, Nazif Demiröz, Koru Engin,
Şiikrii Er, Ertuğrul Ersoy, Namık Günol, Erol
Zihni Gürsoy, Vahit Rüştü Heper, M. trfan Ku-
rucu, İsmet Metin, Bedri Nazlıoglu, Orhan Pir-
ler, Tahsin Soylu, Sami Sörunez, lbrahim Şahin,
H. Nevzat Şensoy, Erol Tuncel, Naim L'ral, Al-
tay Utkan, Kaya Uyar, Doğan Ünlüsoy, Muzaf-
fer Yiice, Muzaffer Yüzgeç, Aydan Demircan,
E. BerkJ Koçoğlu, Doğan Pazarcıklı, Yılmaz
Türktekin, Kâmil Demircioğlu, Aydın Özakın ve
Kadir Uysal.
Hükümete yakın kaynaklar, halen görev ya-
pan ve çoğu ANAP döneminde bu görevlere ge-
tirilen 75 validen çok büyük bir bölümünün gö-
revden alınacağını söylediler. Söz konusu kay-
naklara göre yerlerini koruyabilecek valiler ara-
sında, Istanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Ha-
tay Valisi Utku Acun, Bitlis Valisi Yener Rakı-
cıoglu, Giresun Valisi Reşat Akkaya ile Aydın
Valisi Liitfü Tuncel bulunuyor. Bu valilerden
Rakıcıoğlu'nun daha büyük bir kentte görevlen-
dirilebileceği de belirtiliyor.
Bu arada, Türk Idareciler Derneği Genel Baş-
kanı Cemal Bor, emekli valiler Fikri Gökçeer ve
Kemal Nehruzoğlu ile lnönü'nün Danışmanı Ah-
met Karabilgin'in adı da yeni vali olabilecekler
arasında geçiyor.
İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı'na getirümek is-
tenen, ancak kararnamesi henüz Cumhurbaşka-
nı'nca onaylanmayan Fahri Öztürk'ün, Bakan
İsmet Sezgin ile birlikte kararname hazırlıklan-
nı yürüttüğü de savunuluyor. Öztürk, dün ya-
pılan Kaymakamlık Kursu'na katıldı ve gelenek-
sel olarak bu törenlerde bakanhk müsteşanrun
oturduğu koltuğa oturdu. Öztürk, konuya iliş-
kin bir soru üzerine gülerek "Ben misafir ola-
rak bulunayonım" dedi.
Naci Ekşi'nin, ANAP'ın Kürtlere karşı gibigözüktüğü endişesinepartinin genel başkanı da katıldı
ülmaz: Kürtler bizi anlamıyorYılmaz "Devlet,
otoritesini kurmadan
bizim o bölge halkına
mesajlarımızı
ulaştırmamız, onlann
da anlamaları mümkün
değildir. Yaşama
hakkının olmadığı yerde
diğer haklar
fantezidir."
Ekşi "SHP'nin HEP'le
ilgilı politikası özünde .
doğrudur, ama maalesef
HEP kökenli bazı
milletvekilleri bunu
yanlış yorumlamışlardır.
Hiçbir parti Kürt
kimliğini kabul ediyoruz
diye bizim önümüze
geçmemeli."
KeçecUer "Kaçak
giren 4.5 trilyonluk
akaryakıtın gelirinin
üçte biri Saddam'a,
üçte biri PKK'ya, üçte
biri kaçakçılara
gidiyor. Bütün
bunlar bizim
iktidarımızdan sonra
başladı."
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — ANAP lstanbul Millet-
vekili Naci Eksi partisinin Gü-
neydoğu poütikasında bazı yan-
lışlar yaptığı endisesini taşıdığmı
ifade ederek SHP Genel Başka-
nı Erdal İnömi'nün Kürt poli-
tikasının doğruluğunu savundu.
Genel Başkan Mesut Yılmaz ise
Guneydoğu poütikasında bazı
yanlış anlaşılmalar olduğunu
ifade etti-
Dün toplanan ANAP gru-
bunda Ankara Milletvekili
Mehmet Budak Azerbaycan ve
Türkistan gezisi ile ilgili bilgi
verdi. Daha sonra kürsüye ge-
Ien lstanbul Milletvekili Naci
Ekşi, ANAP'ın Guneydoğu po-
ütikasında bazı yanlışhklar bu-
lunduğunu söyledi.
Ekşi, Yılmaz'ın Meclis kürsü-
sünde, "Size ben ana dilimie hi-
tap edecegitn" biçimindeki ko-
nuşmasıyla yanlış anlamalara
yol açtığmı belirterek "Sanki
ANAP, o bölgede yaşayan 8
milyon vatandaşımıza karşı gi-
bi gözüküyor. HaJbuki biz on-
lan baştacı ediyoruz" dedi.
Ekşi, SHP Genel Başkanı Er-
dal lnönü'nün Kürt ve HEP po-
litikasının özünde doğru oldu-
ğunu savunarak "Ama maale-
sef, HEP kökenli bazı milletve-
killeri bunu yanlış
yonımlamışiardır" şeklinde ko-
nuştu. TV'de Kürtçe yayın ya-
pılabilmesi gerektiğini vurgula-
yan Ekşi, "Hiçbir parti, biz
Kürt kimliğini kabul ediyoruz
diye bizim önümüze geçmeme-
li " diye konuştu.
ANAP Konya Milletvekili
Mehmet Keçeciler de hüküme-
tin süratle siyasi bir kadrolaşma
içinde olduğunu, atanan 7 müş-
teşardan 5'inin partiü oldukla-
rını anlattı. Keçeciler, İçişleri
Bakanı'nın "Eskiye bulaşma-
mıs 74 vali anyonız" biçimin-
deki sözlerini de eleştirerek "Bi-
zim müsteşar ve vali yaptıklan-
mız babamızın oğlu değildi. Ne
buiduysak onları degerlendir-
dik. Valiler simdi denklerini ha-
zırlamış beklcmektedirler" de-
di. Keçeciler, son günlerde
Türkiye'ye kaçak akaryakıt gi-
rişinin başladığmı, buradaki 4.5
trilyonluk gelirin üçte birinin
Saddam rejimine, üçte birinin
PKK'ya, üçte biriııin de kaçak-
çılara gittiğini anlattı.
Son olarak kürsüye gelen
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, hükümetin 48 gün için-
de hiçbir olumlu icraatı olmadı-
ğını söyledi. Yılmaz, hükümetin
partizanlık yaptığını, görevden
alınanlar arasında ANAP'la si-
yasi bağlantısı bulunmayan ehil
ve iyi yetişmiş isimler bulundu-
ğunu savundu. Yıhnaz yolsuz-^
luk dosyalanna ilişkin de şun-
ları söyledi:
"Bizim koalisyona girmeme-
mizde en büyük etken bu yol-
suzluk iddialandır. Seçim kam-
panyası sırasında bizim iktidar
dönemimizi yolsuzluklar done-
mi olarak niteleyenler, şimdi o
iddialanna meşruiyet kazandır-
mak için baa gayretkr içinde-
ler endişesindeyim."
Yılmaz, konuşmasının son
bölümünde Naci Ekşi'nin Kürt
Yılmaz şöyle konuştu:
"Ülkemizde, çeşitli etnik kö-
kenli insanlar olabilir. Ama bu
Meclis, birlik ve berabertigimi-
zin sembolüdür. Meclis kürsü-
sünde ettiguniz yemine ters dav-
ranışlarda bulunaraayız. Bizim
tek bayragımız var ve resmi di-
limiz de Türkçedir. Meclis'te bu
dil kullanılmalıdır.
Ekşi'nin bölge insanına kar-
poütikası ile ilgili eleştirilerini şıymışız gibi imaj verilmemesi
yanıtlarken Kürt kimliğinin ta- endisesini paylaşıyorum. Ama
nınması ile bölücü terörle mü- devlet otoritesini kurmadan bi-
cadele arasında bir ilişki bulun- zim o bölge halkına mesajlan-
madığını ifade ederek "Dış des- mızı ulastırmamız onlann da
tek olmasa, teröriin bu boyut- anlamaları mümkün degildir.
larda devam etmesi mümkün Yaşama hakkının olmadığı yer-
degil" dedi. de, diğer haklar fantezidir."
32. yıldönümü
27 Mayıs'ın
'sivilleri'
buluştu
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — 1961 Kurucu Mecüs'in
çalışmalara başlamasının 32. yıl-
dönümü, Ankara ve tstanbul-
da kutlandı. Kurucu Meclis üye-
leri "27 Mayıs'ın şerefli bir
devrim" olduğu görüşünü sa-
vundular ve "1961 Anayasası-
nı yeterince savunamadıklan"
özeleştirisini yaptılar.
Ankara'da Anadolu Kulubü
1
nde düzenlenen yemeğin açılış
konuşmasını yapan Haydar
lunçkanat, Kurucu Meclis üye-
lerini bir arada görmekten duy-
duğu mutluluğu dile getirdi.
Tunçkanat, 1961 Anayasası'run
"lüks" olarak nitelendiğini,
bunlann sonucu olarak 12 Ey-
lül'de yeni bir anayasa yapıldı-
ğım belirterek "Ama 1961 Ana-
yasası'mn ilkeleri dillerden düş-
medi. Bugüne baktıkça son 30
yılın kaybolduğunu görmek bi-
zim üzüntümüzü arttınyor" de-
di. Yemeği düzenleyen Kurucu
Mecüs üyelerinden Mehmet Gö-
ker de 27 Mayıs ihtilalini yapan-
lann bugün alınlan açık gezdik-
lerini vurguladı ve "Bugün 27
Mayisçılar üç beş koruma olma-
dan halkın içinde dolaşabiliyor-
larsa bu, onlann halkla bütün-
leşmiş olduklarını ve serefli bir
devrim yapbklannı gösterir" de-
di.
Suphi Karamanda istanbuP-
da düzenlenen yemeğe gönderi-
len telgrafı okudu ve yemekleri
yılda üç kez yapmak istedikle-
rini söyledi. Vahap Dizdaroğlu,
27 Mayıs için "Sahipsiz kalmış
büyük bir ibtilal" derken bu
yönde bf sın ve televizyon silahı-
nın kullanılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yeni yıl dolayısıyladüzenlediği resepsiyonaBaşbakanSüleyman
Demirel de katıidı. (Fotoğraf: RIZA EZER) *
Özal'danyeniyılnesepsiyonuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal, yeni yıl dolayısıyla dü-
zenlediği resepsiyonlardan ilkini dün akşam ver-
di.
Cumhurbaşkanı özal ve eşi Semra Özal, re-
sepsiyona katılan davetlileri Aynalı Salon'da ka-
bul etti. Özal, daha sonra resepsiyona katılan-
lar ile Havuzlu Salon'da bir süre sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Özal'ın yeni yıl dolayısıyla
düzenlediği ilk resepsiyona TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindonık, Başbakan Süleyman
Demirel, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım-
cısı Erdal tnönü, Anayasa Mahkemesi Başka-
nı Yekta Güngör Özden, Genelkurmay Başka-
nı Orgeneral Doğan Güreş, bazı bakanlar ve
kuvvet komutanlan, YÖK Başkanı Ihsan Doğ-
ramacı, milletvekilleri, general ve amiraller, Batı
gazete ve ajans yöneticilerinin yanı sıra eski ba-
kanlar ve milletvekilleri de katıldı.
Resepsiyona SHP milletvekillerinden HEP
kökenli Leyia Zana, Fehmi Işakiar ve Salih Sü-
mer de katıldı.
Özal, yeni yıl resepsiyonlanndan ikincisini
yarın, üçüncüsünü ise 13 ocak günü verecek.
Davetlilerin genelükle smokinli olarak katıl-
dığı resepsiyona Demirel'in smokinsiz, İnönü'-
nün ise smokinli olarak katıldığı görüldü. Re-
sepsiyonda Demirel ve lnönü'nün eşlerinin bu-
lunmaması Çankaya protestosunun eşler düze-
yinde hâlâ sürdüğü yorumlarına yol açtı.
DEMIREL GRUFTA KONÜŞTÜ
4
Hamamın namusu
bizden sorulur'
ANKARA (Cumhuriyet Bü- besaplar sorulmalıdır" dedi.
rosu) — Başbakan Süleyman Daha sonra bu konuşmalara
Demirel, kararname krizi üzeri-
ne siyasi üteratüre kazandırdığı
"by-pass" yöntemine, dün DYP
Meclis Grubu'nda konuşurken
de değinerek "Kimseyi tehdit
ediyor değilön, ama by-pass
yapılacaktır" dedi. Demirel, ko-
nuşmasında güncel sorunlara
ilişkin görüşlerini ilginç benzet-
melerle anlattı. Siyasi sorumlu-
luğun Çankaya'da değil hükü-
mette olduğunu belirtmek için
"Hamamın namusu bizden
sorulur" diyen Demirel, yolsuz-
luk dosyaları için de "Üzerine
gideceğiz, ama Istiklal Mahke-
meleri kuracak değiliz" şeklin-
de konuştu.
DYP'nin TBMM grup top-
lantısında bazı milletvekilleri,
hükümetin icraatına ilişkin ola-
rak görüşlerini açıklayıp öneri-
lerde bulundular. DYP Sakarya
Milletvekili Mehmet Gölhan da
20 Ekim seçimleri öncesinde
"Hesap soracağız" dediklerini
hatırlatarak, "Bir an önce bu
yanıt veren DYP lideri Demirel,
şunları söyledi:
"Meydanlarda, 'yolsuzlukla-
rın hesabı sorulacak' dedik. Bu
lafı söy lemedikçe, meydanlarda
hareket görmedik. 'Acaba fazi-
let celladı mı olacaksmız, birta-
kım namuslu insanlara çamur
atılmasına müsamaha mı
edeceksiniz' gibi bir yere gelin-
di. Hayır. Bizim maksadımız
suclu bubnak değü, suç bulmak-J
tır. Devletin elinde teftiş heyet-î
lerinden geçmiş dosyalar var."'
Elimizdeki dosyalaria bu dosya-
lan karşılaştırdık. Ciddi emare-
ler olmayanların üzerinde dur-
mayız. Ama teftiş heyeti, 'Bu za-
tı görevden alın' demiş. Şaşıla-'
cak şey, yatnuşlar üzerine. Gö-
revden alın diye bir rapor varsa, •
bu gibi kişilerin ya görevden
alınma safhasında veya ondan.
birkaç saat evvel başka yeriere,',
Çankaya'ya flan müşavir tayin,
edilmeleri de antaşüır şey değil-
dir."
RfLİKORKUTATA:
Kürtler yıllardır
zultim görüyor
Muhalefet TRT'nin peşinde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — İk-
tidarı muhalefetiyle bütün siyasi partilerin
gözü TRT'de. ANAP Genel Merkezi, ken-
dilerine yeterince yer verilmediği gerekçesiy-
le TRT Genel Müdürlüğü'ne başvururken
RP haftada bir "manevi yayın" için yasa
önerisi hazırladı. TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk da kısa süre sonra "TRT
tekelinin kalkacağııu" söyledi.
Politikacılann TRT'den yakınmaları sü-
rerken ANAP döneminde alınan bir kara-
rın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi
üzerine 800 çalışan "statüsünü" arıyor.
• ANAP Genel Merkezi, son iki ay için-
de siyasi parti lider ve yöneticilerinin ekran-
dan "ne kadar yararlandıklan" konusun-
da bir araştırma yaptı. Bu araştırmaya gö-
re DYP ekrandan 31 saat, ANAP ise 1 saat
yararlanabildi. Bunun üzerine ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Lütfullah Kayalar,
TRT Genel Müdürlüğü'ne bir yazı gönde-
rerek yayınlarının "dokümünü" istedi.
• Refah Partisi Genel Başkanı Necmet-
tin Erbakan, TRT haber bültenlerinde si-
yasi partilere eşit oranda yer verilmesi ve bü-
tün kanallarda haftada en az bir saat "ma-
nevi yayın" yapılması için yasa önerisi ver-
di. Erbakan, TRT haberlerinde "parti
eşitlğinin" sağlanabilmesi için haber daire-
sinde partilerden birer temsilci bulundurul-
masını önerdi. Erbakan, AP Ankara Mil-
letvekili Melih Gökçek'in hazırladığı yasa
önerisini tamtmak amacıyla dün düzenle-
diği basın toplanlısında TRT'yi "sirk ayna-
sı"na benzeterek "TRT uzunu kısa, şişma-
nı zayıf gösteriyor" dedi.
• TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk,
dün Ankara'daki Gazeteciler Cemiyeti'ni zi-
yareti sırasında, basının içinde bulunduğu
krize değinirken önümüzdeki günlerde TRT
tekelini kaldırmak için yasal düzenlemeler
yapılacağını ve böylece işsiz kaian basın
mensuplanna yeni bir iş olanağı doğacağı-
nı söyledi. Cindoruk, dünyada olduğu gibi
Türkiye'de de "görsel medyanın yazılı ba-
sının kapılannı zoriadığını" belirtti.
• ANAP iktidarınca, TRT vericileriyle
birlikte PTT'ye "devredilen" 800 TRT per-
soneli, konuya ilişkin kararın Anayasa
Mahkemesi'nce iptali üzerine ortada kaldı.
TRT'ye dönmek için yaptıkları başvurular-
dan sonuç alamayan personel, bu kez idari
mahkemelerde dava açtı. İdare mahkeme-
lerinin 235 çalışan için "TRT'ye
dönebilecekleri" yolunda karar almasına
rağmen TRT Genel Müdürlüğü bu kez, baş-
vuranları "başka illere" tayin etti. Bunun
üzerine çalışanlar, son çare olarak hüküme-
te başvurdu. Bu amaçla Başbakan Yardım-
cısı Erdal tnönü ve Ulaştırma Bakanı Ya-
şar Topçu ile görüşen TRT çalışanları, "Bu
görüşmelerden de olumlu sonuç
alamadıklannı" belirttiler.
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bü-
rosu) — Refah
Partisi, Milliyetçi
Çalışma Partisi ûe
yaptığı seçim ittifakı nedeniyle
Guneydoğu'da kaybettiği po-
tansiyeli yeniden kazanmak ve
bölgede yaşanan olaylan araş-
tırmak üzere bölgeye bir heyet
yolladı. Aralannda RP Bingöl
Milletvekili Hüsamettin Korku-
tata, Erzurum Milletvekili Ab-
dullah Fırat, Bitlis Milletvekiü
Zeki Ergezen ve MKYK üyeleri
Fehim Adak, Fuat Fırat ve Ke-
rem Avşar'm da bulunduğu he-
yet Mardin, Batman, Şunak, Si-
irt, Bitlis ve Diyarbakır gibi il-
lere dağılarak incelemelerine
başladı.
Heyet üyelerinden Hüsamet-
tin Korkutata, yaşanan olayla-
nn nedenlerini ve çözüm yolla-
nnı araştırmak için bölgeye gel-
diklerini belirterek şöyle devam
etti: "Müslüman Kürt kardeşle-
rimiz dilleri farklı olduğu için
zulüm görmemelidirler. Bölge-
de büyük bir yangın olduğuna
inanıyoruz. Bu yangın bir an
önce söndüriilmeBdir. Yıllardır
böige halkına yapüan zuram, in-
sanlan hayatlanndan bıktınnış-
tır. Güvenlik güçlerinin yanlış
davranışlan bölge halkını büyük
bir uçunımun kenanna itmiş-
tir."
Korkutata, Kulp ve Lice'de-
ki olaylara da değinerek, "Gü-
neydogu'da en büyük hareket
Kulp ve Lice'de yaşanmıştır.
Buralarda güvenlik güçleri ke-
sinükle halkın üzerine ateş aç-
mış. Bu sırada yaralananlar ka-
nn üzerinde saaüerce bekletil-
miş. Bu yüzden ölenler bile ol-
muş. Güvenlik güçlerinin yan-
lış hareketi yöre halkını
PKK'nın kucağına itiyor" dedi.
Fehim Adak başkanlığındaki 11
kişiük heyetin hazırlayacağı ra-
por, TBMM'deki RP grubuna
sunulacak. Parti tabarundan bi-
ran önce 'Kürt politikası' sap-
tanması yolunda baskılara ma-
ruz kalan RP üst yönetiminin,
hazırlanan rapor üzerine yapı-
lacak görüşmelerin ardından
Kürt sorununa yönelik çizgisini
belirlemesi bekleniyor.