15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 8 OCAK 1992 DEĞİŞEN DÜNY4 HUSEYIN BAŞ Cezayir Sendromu Cezayir'de kurtuluştan 30 yıl sonra yapılan ilk çoğulcu yasama seçimlerinin ilk turunda köktenci partinin başarı kazanarak iictidarın kapısını aralaması salt Cezayir'de değil tüm bölge ülkelerinde siyasal gerilımi had düzeyde art- tırmış görünmektedir. 16 ocakta ikinci turu yapılması beklenen oylama önce- si, İslamcı partinin önlenemeyen yükselişinin gün ışığına çıkardığı yığınla sorun tüm boyutlarıyla yoğun bir biçim- de tartışılıyor. Geçen 26 aralıkta ilk turu yapılan seçim- lerde İslam Selamet Cephesi (FIS) oyların yüzde 48'ini ala- rak 430 sandalyenin, ilk turda seçilecek 206 sandalye- den 188'ini kazanmıştır. Hocin Ahmet'in Sosyalist Güç? ler Cephesi (FFS) ise 25 milletvekilliği elde etmiştir. Ül- keyi otuz yıldan bu yana yöneten 'ter parti' Ulusal Kurtu- luş Cephesi (FLN) ilk turda sadece 15 sandalye ile kal- mıştır. 16 ocakta yapılması 'umulan' ikinci turda, oylama 199 milletvekilliği için yapılacaktır. İslamcı partinin parla- mentoda mutlak çoğunluğu elde etmesi için ikinci turda 28 milletvekilliği daha kazanması yeterli olacak. 1990 yılında gerçekleşen ilk çoğulcu yerel seçimlerde alınan sonuçlarla karşılaştırıldığında, köktenci partinin bir milyonu aşkın oy kaybına uğradığı görülüyor. Ulusal Kur- tuluş Cephesi'nin oy kaybı ise 633 bin. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız tablonun nedenleri- nin kavranması için bazı önemli noktaların sergilenmesi gerekiyor. Bunlardan ilki, kuşkusuz seçim yasası ve ona bağlı olarak da seçimlere katılma oranının yaklaşık yüz- de 42 gibi son derece düşük kalmasıdır. Katılma oranının düşük kalmasında halkın önemli bir bölümünün okuma yazması oluşu ile seçim sisteminin karmaşıklığının payı büyük. 0 kadar ki daha ilk turda 14O'ı aşkın seçim bölge- sinin sonuçları itiraza uğramıştır. Bu yüzden Anayasa Kon- sey/'nin seçimi iptal et- ^ — « « ^ — ^ — S'rrnşS' sSC- Cezayirli demokratların işi adaietsiziiği de zor. Bir yanda köktenci ayn bir tartışma konu- iraranlifli nhijr vanda sudur. Yerel seçimler- »««mgi, ODUr yanaa de msbi sistemin uy- asker diktası. Al birini gulanmasına karşın ¥ u r öbürüne. yasama seçimlerinde _ _ _ ^ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ çoğunlukçu sistem yeğlenmiştir. Ancak seçim bölgelerini kendi çıkarına gö- re ayırarak seçimlerden kazançlı çıkmayı uman iktidar par- tisi, umduğunu bulamamış, kendi kazdığı kuyuya düşmüş- tür. Örneğin ilk turda, Sosyalist Güçler Partisi, FLN'nin yarısı kadar oy almasına karşın bu partiden on milletve- kili daha fazla çıkarmıştır. Seçim sisteminden en fazla kârlı çıkan ise İslamcı parti olmuştur. Şeriatın hâkim kılınacağı bir 'İslam devleti' kuracağını, dahası bunu diğer ülkelere de aşılacağını açıklamakta sa- kınca görmeyen İslamcı hareketin yükselişinin nedenle- ri, tartışmaların odak noktası. Bu konuda baskın görüş Ulusal Kurtuluş Partisi'nin 20 yıllık tek parti iktidarında, ülkenin içinde bulunduğu sosyo ekonomik çıkmazı aşa- rak sağlıklı laik ve demokratik bir düzenin temellennin atıl- masında bütünüyle yetersiz kalması yönünde. Tek parti, halkın gözünde öylesine prestij kaybına uğramış, öylesi- ne öfke birikimine neden olmuştur ki, 1990'da kazandığı 800 belediyede doğru dürüst hizmet verememesine kar- şın, FLN'ye oy vermektense halk ya yine İslamcılara yö- nelmiş ya da sandığı boykot etmiştir. 'Sakallılar' diye anılan İslamcı Selamet Partisi'nin laik ve demokratik güçlerin birbirlenyle dalaşmasından da ya- rarlandığı açık. Bu partiler, birinci tur öncesine kadar, ba- ğıra çağıra gelen köktenci tehlikeye karşın, demokratik bir platformda buluşmayı gerçekleştirememişlerdir. Şimdi bin- lerle sokağa dökülmeleri, geç kalmış bir toparlanmanın belirtisi olmaktan fazla anlam taşımamaktadır. Cezayirli demokratların işi zor Bir yanda köktenci ka- ranlığı, öbür yanda asker diktası. Al birini vur öbürüne. Tüm bu olumsuzluklarcia az gelişmiş ülkelerin zengin- liklerini talan ederek bu ülkelere ekonomik kurtuluşun yol- larını tıkayan, böylece onları köktencilere yem olacak öl- çüde güçsüzleştiren Batılı zengin ülkelerin payı unutul- mamalı. Cezayir sendromundan alınacak çok ders var. FRANSÂ'DA BAŞKANUK YARIŞI SP'de istifah seçim taktiği MİNE G. SAULNIER PARİS — Fransa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Pierre Mauroy, dün sabah görevinden istifa etti. Mauroy, parti merkez yürütme kuruluna istifasını sun- duktan sonra yerine eski başba- kan ve hâlâ Meclis Başkanı olan Laurent Fabius'u önerdi. Laurent Fabius, Cumhurbaş- kanı François Mitterrand'a çok yakın ve basın çevrelerinde ken- disinden 'Şehzade' diye söz edi- len bir politikacı. Üç yıl önceki genel sekreterlik seçimlerinde Pierre Mauroy'a karşı aday ol- muş ve François Mitterrand'ın desteğine rağmen parti içi hizip öncülerinden Michel Rocard ile Lionelle Jospin'in muhalefeti sonucu genel sekreterliğe gele- memişti. Dün üç yıl sekiz ay önce ye- nildiği Mauroy tarafından aynı göreve önerilmesi, yine aynı hi- zip çevrelerinde Rocard ile an- laşması sayesinde gerçekleşti. Bu anlaşma ertesinde, Fabius'- un parti genel sekreterliği Ro- card'ın ise Mitterrand'ın yerine sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayı olacağı kesinlik kazandı. Eski Başbakan ve Meclis Baş- kanı Roland Fabius'un, genel sekreterliğe yann resmen aday olacağı ve hafta sonundan ön- ce bu göreve seçileceği artık kimse için sır değil. Ancak an- laşmanın ikinci bacağını da oluşturan Rocard'ın cumhur- başkanhğı adaylığı aynı oranda kesin değil. Eski başbakan Michel Ro- card'ın çıktığı cumhurbaşkanı aday adaylığı yanşında AT Ko- misyonu Başkanı Jac<jues De- lors da var. Bütün bu gelişme- ler, icten içe kaynayan Sosyalist Parti, Mitterrand'ın isteği doğ- rultusundaki yeniden örgütlen- me sürecinin yalnız görünen ya- nı. Görünmeyen yanı ise daha karışık. Cumhurbaşkanı adayı olarak şu ana kadar Rocard ve Delors adları ortada dolaşıyor. Oysa, eski genel sekreter Pierre Mauroy'un son anda yarışa gir- meyeceği kesin değil. Bir özve- ri biçiminde istifa eden eski ge- nel sekreterin konuya ilişkin ba- zı hesapları olduğu su götür- mez. Başka bir sorunu ise parti içi üçüncü akımın (hizip) önderi Milli Eğitim Bakanı Lionelle Jospin oluşturuyor. Jospin, ge- nel sekreterlik olayında yapılan anlaşmalara girmedi. Cumhur- başkanlığı adaylığı konusunda ise onun ekibi olmadan bir bir- liğe varılması güç. Jospin'in ağırlığını kimden yana koyacağı bilinmiyor. Fa- kat Laurent Fabius'un genel sekreterliği bu kadar kolay elde etmesinde başka etkenler de var. Fabius, başbakanlığı zama- nında, Mitterrand'ın 'şımank şehzadesi' olmasına karşın ba- sanh bir yöneticilik sergileyeme- di. Halkın belki Musevi asıllı ol- ması dolayısıyla sevdiği bir po- litikacı değil. Ancak parti için- de ağırlığı olan birisi. Fabuis'- un cumhurbaşkanlığına aday olarak ortalığj kanştırmasını is- temeyen Sosyalist Parti Iiderle- ri, kendisine genel sekreterlik vererek zararsız hale getirdi. Bu arada, onun bu göreve gelmesi- ni isteyen Mitterrand'ı hoşnut ettiler. Gürcü liderler, Ermeniyetkililerden devrik devlet başkanının iadesini istedi Gamsakurdia pazarhgıGürcü ve Ermeni yetkililer arasında yapılan görüşmelerde, Gamsahurdia'nın bir süre daha Ermenistan'da kalması, 120 muhafızının ise teslim edilmesi konusunda anlaşıldı. Dış Haberler Servisi — Gür- cistan'ın devrik Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdia, Erivan ile Tiflis arasında özel diplomasi- ye konu oldu. Iktidara el koyan Gürcü liderler, Ermenistan'dan Gamsahurdia'nın iadesini iste- diler. Başkent Tiflis'te dün bir gösteri düzenleyen Gamsahur- dia yanlıları Askeri Konsey aleyhine slogan attılar. Maske- li milislerin açtığı ateş sonucun- da bazı göstericiler yaralandı. Eski SSCB'nin son Dışişleri Ba- kanı Eduard Şevardnadze,Gür- cistan devlet baskanlığına aday- lığını koyabileceğini açıkladı. Gürcistan'da iktidara el ko- yan Askeri Konsey'in temsilci- lerinden oluşan Gürcü heyeti ile Ermenistan hükümetince oluş- turulan heyet dün Icevan'da bir araya gelerek Gamsahurdia ve beraberindekilerin iadesini gö- rüştüler. Gamsahurdia, önceki sabah Tiflis'ten kaçtıktan son- KUTLAMA ATEŞİ— Pariamento binasından aJev ve duman yükselirken muhalifler. Gürcü lide- rin kaçışını havaya ateş ederek kutladılar. (Fotoğraf: AP) ra ilk olarak Azerbaycan'a geç- miş, daha sonra da Ermenis- tan'a gitmişti. Gamsahurdia, halen beraberindeki 120 silahlı adamıyla görüşmelerin yapıldı- ğı Ermeni sınır kasabasında bu- lunuyor. Görüşmelerden sonra bir açıklama yapan Gürcü heyeti başkanı ve Savunma Bakanhğı görevini yürüten Levan Şaraşe- nidze.taraflann, Gamsahurdia'- nın bir süre daha lcevan'da kal- ması, ancak muhafızlarının si- lahsızlandırılarak iade edilmesi konusunda anlaştıklarını söyle- di. Ermeni heyeti başkanı Ve- gan Avakyan ise açıklama yap- maktan kaçınarak Şarasenidze'- nin ifadelerini hemen teyit ede- meyeceğini belirtti. Gamsahurdia yanlıları baş- kent Tiflis'te dün bir gösteri dü- zenledi. Tiflis garının önünde toplanan göstericiler, Askeri Konsey'in aleyhine ve Gamsa- hurdia lehine sloganlar attı. Göstericilerin en çok yineledik- leri slogan ise "Askeri Konsey'e öliim!" oldu. Sayıları iki bine ulaşan göstericilerden yaklaşık yarısı daha sonra yürüyüşe geç- ti. Uzun süre Tiflis'in cadde ve sokaklannda gösteri yürüyüşü yapan protestoculara bazı Tif- lislilerin evlerinin balkon ve camlarından alkışla destek ver- dikleri bildirildi. Daha sonra göstericilerin önünü kesen bir grup maskeli milis ateş açtı. Yaklaşık 20 dakika süren ateş üzerine paniğe kapılan kalaba- lık dağıldı. Görgü tanıklan ba- zı göstericilerin yaralandığını haber verdiler. Ancak yaralı sa- yısına ilişkin kesin bilgi alına- madı. Soyyet politikasının önde ge- len simalanndan ve SSCB'nin son Dışişleri Bakanı Eduard Şe- vardnadze, Moskova'da bir açıklama yaparak Gürcistan halkını 'oloriler bir rejimi' de- virdikleri için kutladı ve bunu 'demokratik bir devrim' olarak niteledi. Şevardnadze, yeni hü- kümette görev alabileceğini, hatta devlet başkanlığına aday- lığını koyabileceğini açıkladı. Şevardnadze, 'diktatör' ola- rak nitelendirdiği devrik devlet başkanının affedilmesinin, de- mokratik ilkelere dönmenin bir gereği olduğunu belirterek Ulke- de düzenin sağlanmasından son- ra Gamsahurdia'nın yeniden Gürcistan'a dönmesine izin ve- rilmesi gerektiğini söyledi. 'GerektiğindeKürtleri korumak için müdahaleye hazır olduklannı* bildirdi Majorldan Barzanfye mesaj Kuzey Irak'ta sosyal gerginlik tırmanıyor. Petrol ambargosunun kırılmasında Saddam'a yardımcı olan Kürtler, Türkiye ve İran'dan kaçak olarak pahalı sigaralar, yiyecek ve yakıt sızdırılmasına haraçlar keserek izin veriyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Ingiltere Başbakanı John Major, Kürdistan Demokrasi Par- tisi Lideri Mesut Barzani'ye gönderdiği mektupta, Güneydoğu Anadolu'da ku- rulan Çevik Güç"ün, "Kürtleri korumak için gerektiği takdirde yeniden duruma miidahale etmeye hazır olduğunu" söy- ledi. Başbakan Major, Çevik Güç'ün gö- rev süresinin "En az haziran avına ka- dar uzatıldığını" hatırlattı. "Biz ve raiit- tefiklerimiz, gelişmeleri çok yakından iz- liyonız ve gerektiği takdirde müdahale- ye hazınz" dedi. Başbakan Major'ın mesajını, Kürt sı- ğınmacılar yararına geçen mayıs ayında bir konser düzenleyen ve halen Kuzey Irak'ta incelemeler yapan tanınmış yazar Jeffrey Archer, Barzani'ye iletti. Major 1 ın mektubu, Irak Devlet. Başkanı Sad- dam Hüseyin'in, Kuzey Irak'da Kürt nü- fusun yoğun yaşadığı yöreye iki ayı aş- kındır uyguladığı ekonomik ablukanın olumsuz etkilerinin arttığı bir sıraya rast- lıyor. Archer'ın, sürekli haber konusu olan bir yazar olması hem Kürt sığınmaalar jçin düzenlediği konserden elde edilen 57 milyon sterlinin "Kiirtlere ulaşmadıgı" yolundaki iddialar hem de iktidardaki Muhafazakar Parti'ye yakınlığı ile tarun- ması nedeniyle geçen hafta sonunda baş- Iadığı Kuzey Irak ziyaretini Ingiliz tele- vizyonu yerinde izledi. Bu vesile ile "Ba- gımsız Televizyon Kurumu" ITV haber bülteninde, Turkiye'nin, "Birieşmiş Mil- letler ambargosunu kırdıgı"na ı'iişkin uzun bir de haber yayımlandı. Türkiye'den Irak'a, geçen Türk kam- yonlannın, şasilerine takılan özel depo- lara çok ueuza dizel yakıtı dolduruldu- ğu, kamyonculann dönerken Kürtlere sı- nırda "gerekli vergiyi ödedikten sonra" Türkiye'ye geçerek çok fahiş fiyatla bu- nu sattıkları gösterildi. Olaya yer veren "Daily Telegraph" gazetesi de "Kiirt)er, Saddam'a petrol ambargosunda yardım- cı oluyor. Kürtler, vatanlannı Saddam- dan kurtarmak için çok savaştıklan hal- de, şimdi onun »ek havati ekonomik bag- lantısı sağlamada yardımcı olmaJarı ga- rip bir ciive" dedi. Haberde, yerel bir Kürt liderinin, "EI- bette Saddam boğazımızı sıkmaktan vaz- geçse, Türklerin ambargoyu kırmasına razı olmazdık, ama çift kuşatma içinde- yiz," şeklindeki sözleri de aktarıldı. İngiliz "Reuter" ajansı da "OtomobU bırsızlıgı, adi suç, hatta cinayetlerde ar- tış olduğunu" bildirdi ve "özel girişimci Kürtler şimdi dunımdan yararlanmanın yolıınu boluyor. Pahalı yabancı sigara- lar, Türkiye ve İran'dan yiyecek, kaçak yakıl şimdi Kürdistan'a giriyor. Varlıklı Kürtler karaborsadan alıjveriş ederken yoksullar artıklarla yetinmek zonında. Sosyal gerginlik artıyor. Kendi adamla- nnı denetimden aciz olan, yerel hükümet gibi calışan Kürdistan Cephesi ise kamu düzemjıi korayacak durumda değil. Cep- he, geçen ay avilleri korumak yerine, on- lan taciz eden gerillalannı kentlerden ge- ri çekti. 22 aralık pazar günü 40 bin Kürt, Süleymaniye kentinde gösteri ya- parak Cephe'yi protesto etti," dedi ÖNCE OYUN, SONRA 'DERS— ABD Başkanı George Bush, Uzakdoğu tunınun son darağı Japonya'da önce gezdi, oynadı. Kyoto'daki İmparatorluk Sarayı onünde, geleneksel .lapon top oyunu 'kemari'yi denedi. Ziyaretin asıl gerekçesi, Japon otomobil piyasasının ABD'li ureticilere açılması konusu, Başbakan Miyazava ile yaptığı görüşme sırasında ele alındı. (Fotoğraf: AP) OKTADOĞU' Görüşmeler başhyor BM'nin İsrail'i kınamasının ardından, Arap heyetleri Washington'a gideceklerini açıkladı. Dış Haberler Servisi — BM Güvenük Konseyi'nin israil'i kı- namasının ardından Arap he- yetleri Washington'daki görüş- melere katılma kararı aldı. İsra- il'in FilistinlUeri sınırdışı etme kararını geri almasını ve daha önce sınırdışı edilenlerin işgal al- tındaki topraklara dönmesini is- teyen 726 sayıh BM karannın benimsenmesinin ardından, Arap Birliği ve Türkiye de İsra- il'i kınadı. AFP'nin haberine göre Ür- dün Dışişleri Bakanı Kâmil Ebo Caner, Ürdün-Filistin ortak he- yetinin, Ortadoğu banş görüş- melerine katılmak üzere bugün Washington'a hareket edeceği- ni açıkladı. Lübnan Dışişleri Bakanı Famk Boueiz de Lüb- nan heyetinin görüşmelere katı- lacağını açıkladı. tsrail Savunma BakanıMoşe Arens, 12 Filistinli'yi sınırdışı etme kararlarını hiçbir baskmın etkilemeyeceğini belirtti. tsrail yönetimi, ABD'nin BM kararı- nı desteklemesinden hayal kınk- lığı duyduğunu açıkladı. 1962 Küba krizinin gizli belgeleriyaygın inanışlanyıktu Âsknda Sovyetler kazanmış...Dış Haberler Servisi — ABD ile SSCB arasında gerginliğin tırmanmasına yol açan 1962 Küba krizi sırasında iki ülke liderinin yaptıgı yazışmalann açıklanma- sıyla sorunun VVashington'un zaferiyle çözüldüğüne ilişkin yaygın inanış sarsıl- dı. Kriz sırasında Sovyetler Birliği Devlet Başkanı olan Nikita Knışcev, o dönemin ABD Başkanı John Kennedy'ye gönder- diği mektupta, ABD'nin "Küba'yı işgal etmeyeceği ve başkalanmn işgal etmesi- ne de izin venneyeceğine ilişkin güven- cesi üzerine", SSCB'nin Küba'ya yerleş- tirdiği füzeleri geri çekmeyi kabul etti- ğini bildirdi. Kruşçev, SSCB'nin bu gü- vence ile amaçlanna ulaşmış olduğunu söyledi. Şimdiye dek bunahmın ABD zaferiy- le sonuçlandığına inanılıyordu. Mektup- larda ise Kruşçev, Kennedy'nin Küba'yı işgal etmeme sözünü başarı sayıyor ve füzeleri Küba'yı savunmak için yerleştir- diklerıni söylüyor. 1962 sonbahannda SSCB'nin Küba- Kruşçev Kriz sırasında SSCB Başkanı Kruşçev, ABD Başkanı Kennedy'e gönderdiği mektupta, ABD'nin "Küba'yı işgal etmeyeceği" güvencesi üzerine SSCB'nin füzeleri geri çekmeyi kabul ettiğini bildirdi. Kruşçev, SSCB'nin bu güvence ile amaçlanna ulaşmış olduğunu söyledi. J. F. Kennedy ya nükleer füzeler yerleştirdiğinin anla- şılması, Washington ile Moskova arasın- da büyük bir gerilim yaratmış ve dünya nükleer savaşın eşiğine gelmişti. Bunalım sonunda Kruşçev, Küba'da- ki füzeleri sökmüş, ABD de Küba'yı iş- gal niyeti olmadığını açı^lamıştı. ABD aynca Türkiye'deki Jüpiter tipi füzeleri de sökmuş ve bu Sovyetlerce karşı ödün sayılmıştı. Başka belgelerde ise ABD'nin Jüpiter- lerı sökmeye çok önce karar verdığı, an- cak füzelerin Küba bunalımı sırasında pazarlık için kullanıldığı görülüyor. Kennedy-Kruşçev mektuplarında Moskova'nın, uzlaşmak için Küba'nın mülkiyetinde olan bombardıman uçak- larını da geri aldığı anlaşılıyor. Kennedy, anlaşmanın parçası olarak uçakların cekilmesini istiyor. Kruşçev ise uçakların Küba'nın malı olduğunu, us- telik SSCB'ye getirilse ancak jilet yapı- mında kullanılacak kadar eskidiklerini savuhuyor. Uçaklar, Kennedy'nin ısrarı üzerine Kuba'dan alınıyor. Gözlemcilere göre fü- zelerin ardından uçakların da gitmesi üzerine, Fidel Castro ihanete uğradığı- na inanmaya başladı. 30 Ekim ile 19-Aralık 1962 arasında iki lider arasında değiştirilen 15 mektup, toplam 83 sayfadan oluşuyor. Mektuplarda iki liderin birbirine gü- venmediği açıkça görülürken Kruşçev ABD iç siyasetine de değiniyor ve Ric- hard Nixon'ı seçimde yendiği için Ken- nedy'i kutluyor. Kruşçev NATO ve Varşova Paktı'nın karşılıklı saldırmazlık anlaşması yapmaları ve sonuçta dağıtıl- malarını da öneriyor. Sovyet lider, bir bölümde ise "Bnna- lun sırasında, nükleer savaşın eşiğine gd- dik. Biz, eğer savaş çıkarsa, bu savaşın önlenmesi yolunda bütün yollan dene- meyen siyaseicileri insanlığın hiçbir za- man affetmeyeceğini goz önüne aldık ve uzlaşmaya karar verdik" diyor. Kahire'nin atagı • KAHİRE (AA) — İslam dünyasının merkezlerinden biri olarak kabul edilen Mısır, Orta Asya'daki Müslüman Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirmek için geniş kapsamlı bir atağa hazırlanıyor. Eski Sovyetler Birliği'nin yerini alan Bağımsız Devletler Topluluğu ile Kahire arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, Mısır hükümetinin Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in başkanlığında yaptığı ve işadamlarının da katıldığı bir toplantıda ele alındı. Orta Asyahya burs verilecek • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin Orta Asya'da yer alan Türk cumhuriyetlerindeki öğrencilerin Türkiye'de okumak istediğini kaydederek "Bu cumhuriyetlerden ülkemize burslu öğrenci geîirmeyi düşünüyoruz" dedi. Türk cumhuriyetlerinin Türkiye'ye gelecek yıldan itibaren öğrenci göndermek istediklerini kaydeden Hikmet Çetin, bu öğrencilere burs verileceğini belirtti. Gorbi, Ifeltsin'i gözlüyordu • MOSKOVA (AA) — Eski SSCB'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un, geçen yılın ağustos ayındaki başarısız darbe girişimi öncesinde, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in tüm faaliyetleri hakkında sistemli bir biçimde rapor aldığı açıklandı. Raboçya Tribuna (lşçi Kürsüsü) gazetesinde dün yayımlanan habere göre SSCB'nin dağılmasıyla birlikte varlığı ortadan kalkan SSCB Başsavcılığı'na ait belgelerin Rusya Başsavcılığı'nm denetimine geçmesiyle ortaya çıkan belgelerin bazılan üzerine Gorbaçov'un kendi el yazısıyla düştüğü notlar bulunduğu belirlendi. Rusya, IMF kapısmda • Dış Haberier Servisi — Rusya, IMF ve Dünya Bankası'na üyeiik için .' resmen başvurdu. Reuter'in haberine göre Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, uluslararası kuruluşlara bir mektup göndererek, "Rusya Federasyonu'nun üyeiik başvurusunu yapmaktan onur duyuyorum" dedi. ABD, geçen hafta, Rusya'nın bu kuruluşlara üyeliğinin kabul edilmesi gerektiğini açıklamıştı. Washington karanlıkta • WASHINGTON (AA) — ABD başkentinde iki saatlik elektrik kesintisi, büyük bir kargaşa yarattı. Kenti besleyen kablonun hasar görmesi üzerine dün akşam üzeri kent merkezinde elektrik kesildi. tş çıkış saatlerine rastlayan kesinti yüzünden yüzlerce kişi asansörlerde kaldı, metro istasyonları çalışmadı ve trafik felç oldu. Bazı modern binalarda da elektronik güvenük kapılan çalışmadı ve yüzlerce kişi ofislerde hapis kaldı. İran silahlanıyor • LOS ANGELES (AA) — ABD'de yayımlanan Los Angeles Times gazetesi, İran'ın milyarlarca dolarhk hacme ulaşan kapsamlı bir silahlanma peşinde olduğunu ve kısa bir süre icerisinde Körfez bölgesinin en büyük askeri gücü durumuna geleceğini yazdı. Gazetenin ABD yönetimine yakın kaynaklara dayanarak dün verdîği habere göre İran bu amaçla Rusya ve' Kuzey Kore de dahil olmak üzere bazı ülkeler ile gizlice işbirliği yapıyor. Kore'de barış ııfııkları • VİYANA (AA) — Kuzey Kore'nin nükleer tesislerin uluslararası denetime açılmasına ilişkin Garanti Anlaşması'nı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (AIEA) ile bu ayın sonunda imzalavacağı bildirildi. Kuzey Kore'nin Avusturya Büyükelçisi Chon in Chian dün düzenlediği basın toplantısında "Garanti Anlaşması'nı imzalamamız için bütün koşullar tamam" diye konuştu. Büyükelçi, Kuzey Kore'nin nükleer tesislerini, AIEA tarafından belirlenecek bir surede denetime açacagını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle