Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 8 OCAK 1992
DEĞİŞEN DÜNY4
HUSEYIN BAŞ
Cezayir Sendromu
Cezayir'de kurtuluştan 30 yıl sonra yapılan ilk çoğulcu
yasama seçimlerinin ilk turunda köktenci partinin başarı
kazanarak iictidarın kapısını aralaması salt Cezayir'de değil
tüm bölge ülkelerinde siyasal gerilımi had düzeyde art-
tırmış görünmektedir.
16 ocakta ikinci turu yapılması beklenen oylama önce-
si, İslamcı partinin önlenemeyen yükselişinin gün ışığına
çıkardığı yığınla sorun tüm boyutlarıyla yoğun bir biçim-
de tartışılıyor. Geçen 26 aralıkta ilk turu yapılan seçim-
lerde İslam Selamet Cephesi (FIS) oyların yüzde 48'ini ala-
rak 430 sandalyenin, ilk turda seçilecek 206 sandalye-
den 188'ini kazanmıştır. Hocin Ahmet'in Sosyalist Güç?
ler Cephesi (FFS) ise 25 milletvekilliği elde etmiştir. Ül-
keyi otuz yıldan bu yana yöneten 'ter parti' Ulusal Kurtu-
luş Cephesi (FLN) ilk turda sadece 15 sandalye ile kal-
mıştır. 16 ocakta yapılması 'umulan' ikinci turda, oylama
199 milletvekilliği için yapılacaktır. İslamcı partinin parla-
mentoda mutlak çoğunluğu elde etmesi için ikinci turda
28 milletvekilliği daha kazanması yeterli olacak.
1990 yılında gerçekleşen ilk çoğulcu yerel seçimlerde
alınan sonuçlarla karşılaştırıldığında, köktenci partinin bir
milyonu aşkın oy kaybına uğradığı görülüyor. Ulusal Kur-
tuluş Cephesi'nin oy kaybı ise 633 bin.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız tablonun nedenleri-
nin kavranması için bazı önemli noktaların sergilenmesi
gerekiyor. Bunlardan ilki, kuşkusuz seçim yasası ve ona
bağlı olarak da seçimlere katılma oranının yaklaşık yüz-
de 42 gibi son derece düşük kalmasıdır. Katılma oranının
düşük kalmasında halkın önemli bir bölümünün okuma
yazması oluşu ile seçim sisteminin karmaşıklığının payı
büyük. 0 kadar ki daha ilk turda 14O'ı aşkın seçim bölge-
sinin sonuçları itiraza uğramıştır. Bu yüzden Anayasa Kon-
sey/'nin seçimi iptal et- ^ — « « ^ — ^ —
S'rrnşS' sSC- Cezayirli demokratların işi
adaietsiziiği de zor. Bir yanda köktenci
ayn bir tartışma konu- iraranlifli nhijr vanda
sudur. Yerel seçimler- »««mgi, ODUr yanaa
de msbi sistemin uy- asker diktası. Al birini
gulanmasına karşın ¥ u r
öbürüne.
yasama seçimlerinde _ _ _ ^ _ _ _ _ ^ _ _ _ _
çoğunlukçu sistem
yeğlenmiştir. Ancak seçim bölgelerini kendi çıkarına gö-
re ayırarak seçimlerden kazançlı çıkmayı uman iktidar par-
tisi, umduğunu bulamamış, kendi kazdığı kuyuya düşmüş-
tür. Örneğin ilk turda, Sosyalist Güçler Partisi, FLN'nin
yarısı kadar oy almasına karşın bu partiden on milletve-
kili daha fazla çıkarmıştır. Seçim sisteminden en fazla kârlı
çıkan ise İslamcı parti olmuştur.
Şeriatın hâkim kılınacağı bir 'İslam devleti' kuracağını,
dahası bunu diğer ülkelere de aşılacağını açıklamakta sa-
kınca görmeyen İslamcı hareketin yükselişinin nedenle-
ri, tartışmaların odak noktası. Bu konuda baskın görüş
Ulusal Kurtuluş Partisi'nin 20 yıllık tek parti iktidarında,
ülkenin içinde bulunduğu sosyo ekonomik çıkmazı aşa-
rak sağlıklı laik ve demokratik bir düzenin temellennin atıl-
masında bütünüyle yetersiz kalması yönünde. Tek parti,
halkın gözünde öylesine prestij kaybına uğramış, öylesi-
ne öfke birikimine neden olmuştur ki, 1990'da kazandığı
800 belediyede doğru dürüst hizmet verememesine kar-
şın, FLN'ye oy vermektense halk ya yine İslamcılara yö-
nelmiş ya da sandığı boykot etmiştir.
'Sakallılar' diye anılan İslamcı Selamet Partisi'nin laik
ve demokratik güçlerin birbirlenyle dalaşmasından da ya-
rarlandığı açık. Bu partiler, birinci tur öncesine kadar, ba-
ğıra çağıra gelen köktenci tehlikeye karşın, demokratik bir
platformda buluşmayı gerçekleştirememişlerdir. Şimdi bin-
lerle sokağa dökülmeleri, geç kalmış bir toparlanmanın
belirtisi olmaktan fazla anlam taşımamaktadır.
Cezayirli demokratların işi zor Bir yanda köktenci ka-
ranlığı, öbür yanda asker diktası. Al birini vur öbürüne.
Tüm bu olumsuzluklarcia az gelişmiş ülkelerin zengin-
liklerini talan ederek bu ülkelere ekonomik kurtuluşun yol-
larını tıkayan, böylece onları köktencilere yem olacak öl-
çüde güçsüzleştiren Batılı zengin ülkelerin payı unutul-
mamalı.
Cezayir sendromundan alınacak çok ders var.
FRANSÂ'DA BAŞKANUK YARIŞI
SP'de istifah
seçim taktiği
MİNE G. SAULNIER
PARİS — Fransa Sosyalist
Partisi Genel Sekreteri Pierre
Mauroy, dün sabah görevinden
istifa etti. Mauroy, parti merkez
yürütme kuruluna istifasını sun-
duktan sonra yerine eski başba-
kan ve hâlâ Meclis Başkanı olan
Laurent Fabius'u önerdi.
Laurent Fabius, Cumhurbaş-
kanı François Mitterrand'a çok
yakın ve basın çevrelerinde ken-
disinden 'Şehzade' diye söz edi-
len bir politikacı. Üç yıl önceki
genel sekreterlik seçimlerinde
Pierre Mauroy'a karşı aday ol-
muş ve François Mitterrand'ın
desteğine rağmen parti içi hizip
öncülerinden Michel Rocard ile
Lionelle Jospin'in muhalefeti
sonucu genel sekreterliğe gele-
memişti.
Dün üç yıl sekiz ay önce ye-
nildiği Mauroy tarafından aynı
göreve önerilmesi, yine aynı hi-
zip çevrelerinde Rocard ile an-
laşması sayesinde gerçekleşti.
Bu anlaşma ertesinde, Fabius'-
un parti genel sekreterliği Ro-
card'ın ise Mitterrand'ın yerine
sosyalistlerin cumhurbaşkanı
adayı olacağı kesinlik kazandı.
Eski Başbakan ve Meclis Baş-
kanı Roland Fabius'un, genel
sekreterliğe yann resmen aday
olacağı ve hafta sonundan ön-
ce bu göreve seçileceği artık
kimse için sır değil. Ancak an-
laşmanın ikinci bacağını da
oluşturan Rocard'ın cumhur-
başkanhğı adaylığı aynı oranda
kesin değil.
Eski başbakan Michel Ro-
card'ın çıktığı cumhurbaşkanı
aday adaylığı yanşında AT Ko-
misyonu Başkanı Jac<jues De-
lors da var. Bütün bu gelişme-
ler, icten içe kaynayan Sosyalist
Parti, Mitterrand'ın isteği doğ-
rultusundaki yeniden örgütlen-
me sürecinin yalnız görünen ya-
nı.
Görünmeyen yanı ise daha
karışık. Cumhurbaşkanı adayı
olarak şu ana kadar Rocard ve
Delors adları ortada dolaşıyor.
Oysa, eski genel sekreter Pierre
Mauroy'un son anda yarışa gir-
meyeceği kesin değil. Bir özve-
ri biçiminde istifa eden eski ge-
nel sekreterin konuya ilişkin ba-
zı hesapları olduğu su götür-
mez.
Başka bir sorunu ise parti içi
üçüncü akımın (hizip) önderi
Milli Eğitim Bakanı Lionelle
Jospin oluşturuyor. Jospin, ge-
nel sekreterlik olayında yapılan
anlaşmalara girmedi. Cumhur-
başkanlığı adaylığı konusunda
ise onun ekibi olmadan bir bir-
liğe varılması güç.
Jospin'in ağırlığını kimden
yana koyacağı bilinmiyor. Fa-
kat Laurent Fabius'un genel
sekreterliği bu kadar kolay elde
etmesinde başka etkenler de
var. Fabius, başbakanlığı zama-
nında, Mitterrand'ın 'şımank
şehzadesi' olmasına karşın ba-
sanh bir yöneticilik sergileyeme-
di.
Halkın belki Musevi asıllı ol-
ması dolayısıyla sevdiği bir po-
litikacı değil. Ancak parti için-
de ağırlığı olan birisi. Fabuis'-
un cumhurbaşkanlığına aday
olarak ortalığj kanştırmasını is-
temeyen Sosyalist Parti Iiderle-
ri, kendisine genel sekreterlik
vererek zararsız hale getirdi. Bu
arada, onun bu göreve gelmesi-
ni isteyen Mitterrand'ı hoşnut
ettiler.
Gürcü liderler, Ermeniyetkililerden devrik devlet başkanının iadesini istedi
Gamsakurdia pazarhgıGürcü ve Ermeni
yetkililer arasında
yapılan görüşmelerde,
Gamsahurdia'nın bir
süre daha
Ermenistan'da
kalması, 120
muhafızının ise teslim
edilmesi konusunda
anlaşıldı.
Dış Haberler Servisi — Gür-
cistan'ın devrik Devlet Başkanı
Zviad Gamsahurdia, Erivan ile
Tiflis arasında özel diplomasi-
ye konu oldu. Iktidara el koyan
Gürcü liderler, Ermenistan'dan
Gamsahurdia'nın iadesini iste-
diler. Başkent Tiflis'te dün bir
gösteri düzenleyen Gamsahur-
dia yanlıları Askeri Konsey
aleyhine slogan attılar. Maske-
li milislerin açtığı ateş sonucun-
da bazı göstericiler yaralandı.
Eski SSCB'nin son Dışişleri Ba-
kanı Eduard Şevardnadze,Gür-
cistan devlet baskanlığına aday-
lığını koyabileceğini açıkladı.
Gürcistan'da iktidara el ko-
yan Askeri Konsey'in temsilci-
lerinden oluşan Gürcü heyeti ile
Ermenistan hükümetince oluş-
turulan heyet dün Icevan'da bir
araya gelerek Gamsahurdia ve
beraberindekilerin iadesini gö-
rüştüler. Gamsahurdia, önceki
sabah Tiflis'ten kaçtıktan son-
KUTLAMA ATEŞİ— Pariamento binasından aJev ve duman yükselirken muhalifler. Gürcü lide-
rin kaçışını havaya ateş ederek kutladılar. (Fotoğraf: AP)
ra ilk olarak Azerbaycan'a geç-
miş, daha sonra da Ermenis-
tan'a gitmişti. Gamsahurdia,
halen beraberindeki 120 silahlı
adamıyla görüşmelerin yapıldı-
ğı Ermeni sınır kasabasında bu-
lunuyor.
Görüşmelerden sonra bir
açıklama yapan Gürcü heyeti
başkanı ve Savunma Bakanhğı
görevini yürüten Levan Şaraşe-
nidze.taraflann, Gamsahurdia'-
nın bir süre daha lcevan'da kal-
ması, ancak muhafızlarının si-
lahsızlandırılarak iade edilmesi
konusunda anlaştıklarını söyle-
di. Ermeni heyeti başkanı Ve-
gan Avakyan ise açıklama yap-
maktan kaçınarak Şarasenidze'-
nin ifadelerini hemen teyit ede-
meyeceğini belirtti.
Gamsahurdia yanlıları baş-
kent Tiflis'te dün bir gösteri dü-
zenledi. Tiflis garının önünde
toplanan göstericiler, Askeri
Konsey'in aleyhine ve Gamsa-
hurdia lehine sloganlar attı.
Göstericilerin en çok yineledik-
leri slogan ise "Askeri Konsey'e
öliim!" oldu. Sayıları iki bine
ulaşan göstericilerden yaklaşık
yarısı daha sonra yürüyüşe geç-
ti. Uzun süre Tiflis'in cadde ve
sokaklannda gösteri yürüyüşü
yapan protestoculara bazı Tif-
lislilerin evlerinin balkon ve
camlarından alkışla destek ver-
dikleri bildirildi. Daha sonra
göstericilerin önünü kesen bir
grup maskeli milis ateş açtı.
Yaklaşık 20 dakika süren ateş
üzerine paniğe kapılan kalaba-
lık dağıldı. Görgü tanıklan ba-
zı göstericilerin yaralandığını
haber verdiler. Ancak yaralı sa-
yısına ilişkin kesin bilgi alına-
madı.
Soyyet politikasının önde ge-
len simalanndan ve SSCB'nin
son Dışişleri Bakanı Eduard Şe-
vardnadze, Moskova'da bir
açıklama yaparak Gürcistan
halkını 'oloriler bir rejimi' de-
virdikleri için kutladı ve bunu
'demokratik bir devrim' olarak
niteledi. Şevardnadze, yeni hü-
kümette görev alabileceğini,
hatta devlet başkanlığına aday-
lığını koyabileceğini açıkladı.
Şevardnadze, 'diktatör' ola-
rak nitelendirdiği devrik devlet
başkanının affedilmesinin, de-
mokratik ilkelere dönmenin bir
gereği olduğunu belirterek Ulke-
de düzenin sağlanmasından son-
ra Gamsahurdia'nın yeniden
Gürcistan'a dönmesine izin ve-
rilmesi gerektiğini söyledi.
'GerektiğindeKürtleri korumak için müdahaleye hazır olduklannı* bildirdi
Majorldan Barzanfye mesaj
Kuzey Irak'ta sosyal gerginlik tırmanıyor. Petrol
ambargosunun kırılmasında Saddam'a yardımcı olan
Kürtler, Türkiye ve İran'dan kaçak olarak pahalı sigaralar,
yiyecek ve yakıt sızdırılmasına haraçlar keserek izin veriyor.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Ingiltere Başbakanı
John Major, Kürdistan Demokrasi Par-
tisi Lideri Mesut Barzani'ye gönderdiği
mektupta, Güneydoğu Anadolu'da ku-
rulan Çevik Güç"ün, "Kürtleri korumak
için gerektiği takdirde yeniden duruma
miidahale etmeye hazır olduğunu" söy-
ledi. Başbakan Major, Çevik Güç'ün gö-
rev süresinin "En az haziran avına ka-
dar uzatıldığını" hatırlattı. "Biz ve raiit-
tefiklerimiz, gelişmeleri çok yakından iz-
liyonız ve gerektiği takdirde müdahale-
ye hazınz" dedi.
Başbakan Major'ın mesajını, Kürt sı-
ğınmacılar yararına geçen mayıs ayında
bir konser düzenleyen ve halen Kuzey
Irak'ta incelemeler yapan tanınmış yazar
Jeffrey Archer, Barzani'ye iletti. Major
1
ın mektubu, Irak Devlet. Başkanı Sad-
dam Hüseyin'in, Kuzey Irak'da Kürt nü-
fusun yoğun yaşadığı yöreye iki ayı aş-
kındır uyguladığı ekonomik ablukanın
olumsuz etkilerinin arttığı bir sıraya rast-
lıyor.
Archer'ın, sürekli haber konusu olan
bir yazar olması hem Kürt sığınmaalar
jçin düzenlediği konserden elde edilen 57
milyon sterlinin "Kiirtlere ulaşmadıgı"
yolundaki iddialar hem de iktidardaki
Muhafazakar Parti'ye yakınlığı ile tarun-
ması nedeniyle geçen hafta sonunda baş-
Iadığı Kuzey Irak ziyaretini Ingiliz tele-
vizyonu yerinde izledi. Bu vesile ile "Ba-
gımsız Televizyon Kurumu" ITV haber
bülteninde, Turkiye'nin, "Birieşmiş Mil-
letler ambargosunu kırdıgı"na ı'iişkin
uzun bir de haber yayımlandı.
Türkiye'den Irak'a, geçen Türk kam-
yonlannın, şasilerine takılan özel depo-
lara çok ueuza dizel yakıtı dolduruldu-
ğu, kamyonculann dönerken Kürtlere sı-
nırda "gerekli vergiyi ödedikten sonra"
Türkiye'ye geçerek çok fahiş fiyatla bu-
nu sattıkları gösterildi. Olaya yer veren
"Daily Telegraph" gazetesi de "Kiirt)er,
Saddam'a petrol ambargosunda yardım-
cı oluyor. Kürtler, vatanlannı Saddam-
dan kurtarmak için çok savaştıklan hal-
de, şimdi onun »ek havati ekonomik bag-
lantısı sağlamada yardımcı olmaJarı ga-
rip bir ciive" dedi.
Haberde, yerel bir Kürt liderinin, "EI-
bette Saddam boğazımızı sıkmaktan vaz-
geçse, Türklerin ambargoyu kırmasına
razı olmazdık, ama çift kuşatma içinde-
yiz," şeklindeki sözleri de aktarıldı.
İngiliz "Reuter" ajansı da "OtomobU
bırsızlıgı, adi suç, hatta cinayetlerde ar-
tış olduğunu" bildirdi ve "özel girişimci
Kürtler şimdi dunımdan yararlanmanın
yolıınu boluyor. Pahalı yabancı sigara-
lar, Türkiye ve İran'dan yiyecek, kaçak
yakıl şimdi Kürdistan'a giriyor. Varlıklı
Kürtler karaborsadan alıjveriş ederken
yoksullar artıklarla yetinmek zonında.
Sosyal gerginlik artıyor. Kendi adamla-
nnı denetimden aciz olan, yerel hükümet
gibi calışan Kürdistan Cephesi ise kamu
düzemjıi korayacak durumda değil. Cep-
he, geçen ay avilleri korumak yerine, on-
lan taciz eden gerillalannı kentlerden ge-
ri çekti. 22 aralık pazar günü 40 bin
Kürt, Süleymaniye kentinde gösteri ya-
parak Cephe'yi protesto etti," dedi
ÖNCE OYUN, SONRA 'DERS— ABD Başkanı George Bush, Uzakdoğu tunınun son darağı Japonya'da önce gezdi, oynadı.
Kyoto'daki İmparatorluk Sarayı onünde, geleneksel .lapon top oyunu 'kemari'yi denedi. Ziyaretin asıl gerekçesi, Japon otomobil
piyasasının ABD'li ureticilere açılması konusu, Başbakan Miyazava ile yaptığı görüşme sırasında ele alındı. (Fotoğraf: AP)
OKTADOĞU'
Görüşmeler
başhyor
BM'nin İsrail'i
kınamasının ardından,
Arap heyetleri
Washington'a
gideceklerini açıkladı.
Dış Haberler Servisi — BM
Güvenük Konseyi'nin israil'i kı-
namasının ardından Arap he-
yetleri Washington'daki görüş-
melere katılma kararı aldı. İsra-
il'in FilistinlUeri sınırdışı etme
kararını geri almasını ve daha
önce sınırdışı edilenlerin işgal al-
tındaki topraklara dönmesini is-
teyen 726 sayıh BM karannın
benimsenmesinin ardından,
Arap Birliği ve Türkiye de İsra-
il'i kınadı.
AFP'nin haberine göre Ür-
dün Dışişleri Bakanı Kâmil Ebo
Caner, Ürdün-Filistin ortak he-
yetinin, Ortadoğu banş görüş-
melerine katılmak üzere bugün
Washington'a hareket edeceği-
ni açıkladı. Lübnan Dışişleri
Bakanı Famk Boueiz de Lüb-
nan heyetinin görüşmelere katı-
lacağını açıkladı.
tsrail Savunma BakanıMoşe
Arens, 12 Filistinli'yi sınırdışı
etme kararlarını hiçbir baskmın
etkilemeyeceğini belirtti. tsrail
yönetimi, ABD'nin BM kararı-
nı desteklemesinden hayal kınk-
lığı duyduğunu açıkladı.
1962 Küba krizinin gizli belgeleriyaygın inanışlanyıktu
Âsknda Sovyetler kazanmış...Dış Haberler Servisi — ABD ile SSCB
arasında gerginliğin tırmanmasına yol
açan 1962 Küba krizi sırasında iki ülke
liderinin yaptıgı yazışmalann açıklanma-
sıyla sorunun VVashington'un zaferiyle
çözüldüğüne ilişkin yaygın inanış sarsıl-
dı.
Kriz sırasında Sovyetler Birliği Devlet
Başkanı olan Nikita Knışcev, o dönemin
ABD Başkanı John Kennedy'ye gönder-
diği mektupta, ABD'nin "Küba'yı işgal
etmeyeceği ve başkalanmn işgal etmesi-
ne de izin venneyeceğine ilişkin güven-
cesi üzerine", SSCB'nin Küba'ya yerleş-
tirdiği füzeleri geri çekmeyi kabul etti-
ğini bildirdi. Kruşçev, SSCB'nin bu gü-
vence ile amaçlanna ulaşmış olduğunu
söyledi.
Şimdiye dek bunahmın ABD zaferiy-
le sonuçlandığına inanılıyordu. Mektup-
larda ise Kruşçev, Kennedy'nin Küba'yı
işgal etmeme sözünü başarı sayıyor ve
füzeleri Küba'yı savunmak için yerleştir-
diklerıni söylüyor.
1962 sonbahannda SSCB'nin Küba-
Kruşçev
Kriz sırasında SSCB
Başkanı Kruşçev, ABD
Başkanı Kennedy'e
gönderdiği mektupta,
ABD'nin "Küba'yı işgal
etmeyeceği" güvencesi
üzerine SSCB'nin füzeleri
geri çekmeyi kabul ettiğini
bildirdi. Kruşçev, SSCB'nin
bu güvence ile amaçlanna
ulaşmış olduğunu söyledi. J. F. Kennedy
ya nükleer füzeler yerleştirdiğinin anla-
şılması, Washington ile Moskova arasın-
da büyük bir gerilim yaratmış ve dünya
nükleer savaşın eşiğine gelmişti.
Bunalım sonunda Kruşçev, Küba'da-
ki füzeleri sökmüş, ABD de Küba'yı iş-
gal niyeti olmadığını açı^lamıştı. ABD
aynca Türkiye'deki Jüpiter tipi füzeleri
de sökmuş ve bu Sovyetlerce karşı ödün
sayılmıştı.
Başka belgelerde ise ABD'nin Jüpiter-
lerı sökmeye çok önce karar verdığı, an-
cak füzelerin Küba bunalımı sırasında
pazarlık için kullanıldığı görülüyor.
Kennedy-Kruşçev mektuplarında
Moskova'nın, uzlaşmak için Küba'nın
mülkiyetinde olan bombardıman uçak-
larını da geri aldığı anlaşılıyor.
Kennedy, anlaşmanın parçası olarak
uçakların cekilmesini istiyor. Kruşçev ise
uçakların Küba'nın malı olduğunu, us-
telik SSCB'ye getirilse ancak jilet yapı-
mında kullanılacak kadar eskidiklerini
savuhuyor.
Uçaklar, Kennedy'nin ısrarı üzerine
Kuba'dan alınıyor. Gözlemcilere göre fü-
zelerin ardından uçakların da gitmesi
üzerine, Fidel Castro ihanete uğradığı-
na inanmaya başladı.
30 Ekim ile 19-Aralık 1962 arasında
iki lider arasında değiştirilen 15 mektup,
toplam 83 sayfadan oluşuyor.
Mektuplarda iki liderin birbirine gü-
venmediği açıkça görülürken Kruşçev
ABD iç siyasetine de değiniyor ve Ric-
hard Nixon'ı seçimde yendiği için Ken-
nedy'i kutluyor. Kruşçev NATO ve
Varşova Paktı'nın karşılıklı saldırmazlık
anlaşması yapmaları ve sonuçta dağıtıl-
malarını da öneriyor.
Sovyet lider, bir bölümde ise "Bnna-
lun sırasında, nükleer savaşın eşiğine gd-
dik. Biz, eğer savaş çıkarsa, bu savaşın
önlenmesi yolunda bütün yollan dene-
meyen siyaseicileri insanlığın hiçbir za-
man affetmeyeceğini goz önüne aldık ve
uzlaşmaya karar verdik" diyor.
Kahire'nin
atagı
• KAHİRE (AA) — İslam
dünyasının merkezlerinden
biri olarak kabul edilen
Mısır, Orta Asya'daki
Müslüman Türk
cumhuriyetleriyle ilişkilerini
geliştirmek için geniş
kapsamlı bir atağa
hazırlanıyor. Eski Sovyetler
Birliği'nin yerini alan
Bağımsız Devletler
Topluluğu ile Kahire
arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesi, Mısır
hükümetinin Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek'in
başkanlığında yaptığı ve
işadamlarının da katıldığı
bir toplantıda ele alındı.
Orta Asyahya
burs verilecek
• ANKARA (AA) —
Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin Orta Asya'da yer alan
Türk cumhuriyetlerindeki
öğrencilerin Türkiye'de
okumak istediğini
kaydederek "Bu
cumhuriyetlerden ülkemize
burslu öğrenci geîirmeyi
düşünüyoruz" dedi. Türk
cumhuriyetlerinin
Türkiye'ye gelecek yıldan
itibaren öğrenci göndermek
istediklerini kaydeden
Hikmet Çetin, bu
öğrencilere burs verileceğini
belirtti.
Gorbi, Ifeltsin'i
gözlüyordu
• MOSKOVA (AA) —
Eski SSCB'nin son lideri
Mihail Gorbaçov'un, geçen
yılın ağustos ayındaki
başarısız darbe girişimi
öncesinde, Rusya Devlet
Başkanı Boris Yeltsin'in
tüm faaliyetleri hakkında
sistemli bir biçimde rapor
aldığı açıklandı. Raboçya
Tribuna (lşçi Kürsüsü)
gazetesinde dün yayımlanan
habere göre SSCB'nin
dağılmasıyla birlikte varlığı
ortadan kalkan SSCB
Başsavcılığı'na ait belgelerin
Rusya Başsavcılığı'nm
denetimine geçmesiyle
ortaya çıkan belgelerin
bazılan üzerine
Gorbaçov'un kendi el
yazısıyla düştüğü notlar
bulunduğu belirlendi.
Rusya, IMF
kapısmda
• Dış Haberier Servisi —
Rusya, IMF ve Dünya
Bankası'na üyeiik için .'
resmen başvurdu. Reuter'in
haberine göre Rusya Devlet
Başkanı Boris Yeltsin,
uluslararası kuruluşlara bir
mektup göndererek, "Rusya
Federasyonu'nun üyeiik
başvurusunu yapmaktan
onur duyuyorum" dedi.
ABD, geçen hafta,
Rusya'nın bu kuruluşlara
üyeliğinin kabul edilmesi
gerektiğini açıklamıştı.
Washington
karanlıkta
• WASHINGTON (AA)
— ABD başkentinde iki
saatlik elektrik kesintisi,
büyük bir kargaşa yarattı.
Kenti besleyen kablonun
hasar görmesi üzerine dün
akşam üzeri kent
merkezinde elektrik kesildi.
tş çıkış saatlerine rastlayan
kesinti yüzünden yüzlerce
kişi asansörlerde kaldı,
metro istasyonları çalışmadı
ve trafik felç oldu. Bazı
modern binalarda da
elektronik güvenük kapılan
çalışmadı ve yüzlerce kişi
ofislerde hapis kaldı.
İran
silahlanıyor
• LOS ANGELES (AA)
— ABD'de yayımlanan Los
Angeles Times gazetesi,
İran'ın milyarlarca dolarhk
hacme ulaşan kapsamlı bir
silahlanma peşinde
olduğunu ve kısa bir süre
icerisinde Körfez bölgesinin
en büyük askeri gücü
durumuna geleceğini yazdı.
Gazetenin ABD yönetimine
yakın kaynaklara dayanarak
dün verdîği habere göre
İran bu amaçla Rusya ve'
Kuzey Kore de dahil olmak
üzere bazı ülkeler ile gizlice
işbirliği yapıyor.
Kore'de
barış ııfııkları
• VİYANA (AA) — Kuzey
Kore'nin nükleer tesislerin
uluslararası denetime
açılmasına ilişkin Garanti
Anlaşması'nı Uluslararası
Atom Enerjisi Ajansı
(AIEA) ile bu ayın sonunda
imzalavacağı bildirildi.
Kuzey Kore'nin Avusturya
Büyükelçisi Chon in Chian
dün düzenlediği basın
toplantısında "Garanti
Anlaşması'nı imzalamamız
için bütün koşullar tamam"
diye konuştu.
Büyükelçi, Kuzey Kore'nin
nükleer tesislerini, AIEA
tarafından belirlenecek bir
surede denetime açacagını
bildirdi.