28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK1992*+ HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 ^5blsıızlııfciar 10 dosya Demirel, SHP Kunıltayı, HEP, Koalisyon ka. /. Sayfada) sei fırsat karşısında' deniyor. mu? >EMİREL — Bana göre t. Bu koalisyon birtakım bü- meseleleri halletmezse baş- bir hükümetin bunu hallet- m^^si gerekir. Bu koalisyon Tüjerkiye'nin tarihi gelişimini iki b i i ^ ü k siyasi güce dayandınyor. 46 sonrasının iki gücü CHP, Axi~alet Partisi, SHP, DYP, bun- lar aynı çizgilerdir. Bunlann dö- nii j ? dolaşıp biryerde Türkiye1 nir» sorunlannı halletmek için keradi aralarındaki siyasi müca- deL*eyi kenara atmalan çok önernli bir olaydır. Siyasi müca- del-^nin yerine sorunları çözme- de bir beraberlik ve ortak so- rurxıluluk ve Türkiye'yi bugün • bulunduğu durumdan ile- jötürmek için bir fikir birli- ğinu« gayret göstermeleri çok önermli bir olaydır. Tabii ki dün- yar»Jn değişen şartlanna da uy- meulc gerekir. Bence bu koalisyon dümyaya uyduğumuzun işareti- dir- Peki, SHP kurultayı etki- leye^cek mi koalisyonu? DEMİREL — Sanmıyorum. Yarxi SHP kurultayının hangi şe- kilde cereyan edeceğini, ne ne- ticerye varacağını bilmiyoruz, a m a SHP'li seçmen ve Doğru Yol~"cu seçmen, tepede ne yapıl- dığ»nın çok iyi farkındadır. Ve bu iki grupta her ikisi de orta- dadır. Birisi ortanın solu, bırisi ortanın sağı bile olsa, ekstrem dejjçillerdir. Uç değillerdir. — SHP kurultayıyla biriikte parti yönetiminde bir değişiklik olursa koalisyon nasıl etkilene- cek«ir? E»EMİREL — Elbette öyle bi- le olsa koalisyonun etkilenece- ğini sanmıyorum. Yani aslında bizim koalisyon, partiler arasın- da bir koalisyon. Yani SHP korıgresi, bu koalisyonu tahrip edecek şekilde herhalde sonuç- lanmaz. —- Deniyor ki SHP'de yöne- tim değişirse, partinin daha ön- ce y&ptığı koalisyon protokolü- nü yeniden düzenleme yetkisi alarak gelmiş olacak, çünkü te- mel eleştiri böyle bir koalisyona çok hazırlıksız girildiği ve SHP'nin sizin gölgenizde kaldığı yolunda. Buna ne dersiniz? DEMİREL — Kimse kimse- nin gölgesinde değil. Bu bir or- takbk. O çeşit şeyler her koalis- yon için söylenir. O zaman hiç koalisyon olmaması lazım. Ni- hayetinde koalisyon olan ilk ül- ke Türkiye değil ki. — Bir gazete haberi var. Sa- yın Baykal'la bir görüşme yapa- cağınıza ilişkin. DEMİREL — Hayır, JCoalis- yon ortağım olan bir partinin iç meseleleriyle işim yok. — Bakanlar Kunılu'nda bazı dosyalann yargıya intikal ettiril- mesi konusunda birkarar alındı. O dosyalarla ilgili bilgi verebi- Hr misiniz? DEMİREL — Hadise şu. Biz, Türkiye'ye dürüst deviet vaat et- tik. Yani bizim idaremiz dürüst bir idare olacak. Biz Türkiye'ye devleti kotupsiyondan (kokuş- ma) anndırmaya geldik. Eğer o kokuşma varsa, hesabını sorma- lısınız, yoksa devrin aklanması, Türkiye'de devletin geleceğinin teminatıdır. Soylediğim gibi bir rivayet üzerine de hareket etmedik. — Kaç dosya var? DEMİREL — 10 dosya var. Bakın şimdi olay siyasi olay de- ğildir. Olay, Türkiye Cumhuri- yeti kanunlanna aykırı düşen birtakım korkulardır. Biz bun- lan koltuğumuzda getirmedik, biz bunlan biliyorduk. Ben bu- nu seçim öncesinde söyledim. Açıkla falan dediler bana, dev- let elime geçip de devletin elin- deki bilgilerle karşılaştırmadan bir yere gitmeyiz dedim. Devle- tin elindeki bilgilerle geçen 40 gün zarfında karşılaştırdım. Devletin teftiş heyetleri, denet- leme kurulları birtakım tespitler yapmışlar. Bunlan bulduk biz. — Dosyalar hangi olaylarla il- gili, anlalır mısınız? DEMİREL — PTT ve uydu ihalesi var. Otobanlarda sürat yollarında olay var. Pul olayı var. 700 milyon liralık pul aldır- mış gübreye. Bankadan faizli para almışlar. Bunu seçim esna- sında kullanmışlar. Karmakan- şık bir olay. Emlak Bankası ola- yı var. — Bu dosyalarda adı geçen bazı bürokratlar Cumhurbaş- kanlığı Danışmanı oldu. Bu du- rum yargıyı elkiler mi DEMİREL — Esas sorun orada çıkıyor. Enteresan bir du- rum çıkıyor ortaya. Hangisinin hakkında belge varsa bir yere sı- ğınıyor gibi bir durum ortaya çıktı. — Bir bakıma Çankaya. fiili dokunulmazlık yaratmış olmu- yor mu? DEMİREL — Önümüzdeki günlerde tartışılacak konulardan biri haline gelir. Bizim bu olay- la ilgili olarak Çankaya diye bir hedefimiz yoktur. Bizim hedefi- miz, biz vaat ettik millete, yol- suzluk içinde bulunanlann ya- kasına yapışacağız. Yapışmaz- sak siz gelin bizim yakamıza ya- pışın dedik. Biz de dedik, SHP de dedi. — Ahmet Özal'ın da adı ge- çiyor mu dosyalarda? DEMİREL — Ahmet Özal isminin geçtiğini bilmiyorum. Dosyarun içine fılan bakmadım. Tabii ki yargı neye karar verir, o bizim bileceğimiz iş değil. O yar- gının işi. Aklanırsa aklansın. Yargı lazım gelen kararı versin. Bunları dosya halinde teftiş ku- rulu raporu halinde bırakamaz- sınız. O zaman biz sorumlu olu- ruz. — Göçmen evleri meselesi var değil mi? Hangi müteahhit? DEMİREL — 1 trilyonluk bir şey o. Ne proje var orta yerde ne ihale var. 3 trüyonluk ev yapma- ya kalkmışlar. Usulsüzlükler var. Müfettiş heyetlerinin tespit ettiği şeyler bunlar. Siyasi yargı değil. — Sayın Akbulut da dosya- lardan bahsetmişti. DEMİREL — Biz yaptırma- dık, zaten bunlan devletin arşi- vinde bulduk. Biz bu konuları zaten biliyorduk, elimizde bazı bilgiler vardı. — Sabah gazetesinde Neron olayı vardı. Nedir biliyor musu- nuz? DEMİREL — Bilmiyorum. Bilmece çözer gibi iş yapamayız. Açık seçik ortaya çıkarsa mese- lenin üstüne varırız. — Erken emeklilik konusun- da... DEMİREL — Erken emekli- liği bizim sigorta sistemimiz kal- dırmaz deniyor. Ama ona göre para vereceksiniz. Kaldıracak şe- kilde. Ev kadınlan var. Çalışma- ya devam etmek istemiyorlar, ayrılmak istiyorlar belli bir yaş- ta. Ama iyi ya yeni insanlara yer açılacak. Bir de Ziraat Bankası hadisesi var. Zaten bunlann tah- sili mümkün değil. 16 trilyonluk senede borç verilmiş. Bu borcun 3-4 trilyonu tarım dışı. 12 trilyo- nu tarım içi. Bunun içerisinde 1 milyon aile 5 milyondan borç al- mış, ödeyememiş, haczedilmiş. Ödemesi mümkün değil. Ana- parayı öderse faizi silelim diyo- ruz. Silinecek faiz zaten tahsil edilemeyeaek. Ziraat Bankası1 nın parasını tahsil ediyoruz. — Ek vergi gerçekten getiri- lecek mi? DEMİREL — Hayır. Bunun yazılmasından sonra büyük pa- nik oldu. Hatta parası olanlann bir kısmı Türkiye'den paraları- nı çıkarmak istediler. Para işle- ri çok hassastır. Gayri adil, gayri insani, gayri mantıki, akla sığ- mayan hiçbir karar ahnmaz. Zenginlerden varlık vergisi anla- mına gelecek laflar spekülas- yondur. Biz servetin savunucu- suyuz. Biz serveti ürkütme yo- luna gitmeyiz. Gidersek o za- man Türkiye olduğu yerde du- rur. — İstikrar paketi hazırlıklan sürüyor, ama Demirel ortalıkta yok. Çalışmalar içinde gönılmü- yor. DEMİREL — Ben hükümet başkanıyım. Ben her şeyden so- rumluyum. Hiçbir şeyin dışında olmam. Ben teknisyen değilim ki. Hazırlayıp getirirler, benim süzgecimden geçer. Koalisyon ortağımız Sayın lnönü'yle bera- ber bakarız dantşırız, beraber yapacağız. Bakanlar Kurulu'n- da fevkalade bir tartışma orta- mı var, zaman zaman onlardan oluşan komisyonlar kuruyo- rum... — 92 enflasyonu kaç olur? DEMİREL — 1992'de enflas- yon yüzde 50'lerde olacaktır. — Yüzde 70'lerden yüzde 50'lere indirirken aynı zamanda yüzde 5'lik bir büyüme hızına ulaşabilir misiniz? DEMİREL — Tahmin ediyo- rum. Şartlar ters gitmezse. Dört ay muvakkat bütçe ile vakit kay- bedilmeseydi yüzde 40'lara bile düşürmek mümkün olurdu. He- sap öyle zaten. — Bunun sağlanma koşulu nedir? DEMİREL — Türkiye'nin bütün sıkıntısı bu açık. İçte 89 trilyon borç. — Bunu nasıl finanse ede- ceksiniz? DEMİREL — Biraz masraf- ları biçeceğiz. Başka imkân yok yani. — KİT'lerke ilgili iki yöntem- den söz ediliyor. Bir kuruluş al- tında birteştirip özelleştirmek ve bir bölümünü de verimli kılmak suretiyle. Bir de Diinya Banka- sı'nın bazı KİT'lerin kapatılması ve bunlar için kredi vermesi yo- lunda önerisi olduğu söyleniyor. Böyle bir yöntem tartışması var mı? DEMİREL — Biz siyasi orga- nız. Hükümetlerin dünyanın her tarafında bir ekonomik kurum- dan farkı vardır. Biz şirket de- ğiliz. Doğru olsa bile bazı şey- leri yapmamızın imkânı yok. Kömürü falan kapatamazsımz. Orada 35 bin kişi çalışıyor. Ama birtakım beyanlar var ekonomik bakımdan, filan tesisi kapatıp işçisine de para verirseniz daha ekonomik olur. Çok korkunç zararlar var. KİT'lerin 1991 za- rarları aşağı yukarı 12 trilyon. Ama 1992'nin zararları 30 tril- yon olacak. Hiç bu fiyat ayar- lamaları yapılmasa 48 trilyon olacaktı. Şimdi çeşitli yöntem- ler var. Evvela 21 tane iştirak var. Yani devletin birtakım Tat konservede, Vatan konservede, Gima'da iştirakleri var. Bunla- nn bir kısmı yüzde 50'nin altın- da. Bunlan, geçen hükümet ilan etmiş. Bu hisseleri satacağız di- ye. Muayyen değerlendirmeleri de koymuş. Bugün Bakanlar Kurulu'nda izahat verdik ki bu muameleler bitsin. Bir buçuk trilyon lira kadar bir kaynak çı- kıyor. Çünkü İpragaz'dâ devle- tin ne işi var? Deviet bundan ön- ce bunlara yatırdığı kaynakları geri alacak. Bunlar gelir getirmi- yor. Temettü filan dağıtmıyor. Zaten bizim anonim şirketlerde yüzde 5î'in altındaki hisse gidi- yor. Satılabilir hale getirme di- ye bir tedbir var orta yerde. Bun- lan muayyen gruplar halinde gruplandınp holding yapıp siya- si tesislerin dışına çıkarıp sonra satılabilir hale getirmek lazım. İşte bu uygulanabilir mi? Bura- da tartışılıyor, dışarıda da tartı- şılıyor. İtalyanlar yapmış, uygu- layamamışlar. Bunun üzerinde çalışan arkadaşlarımız var. Ke- sin bir neticeye gelmediler. — Ayda bir cumhurbaşkanı- na ekonomi brifingi verilecek mi? DEMİREL — İsterse ayda bir veririz. İstemezse vermeyiz. — Siz de katılacak mısınız? DEMİREL — Gerekirse. Be- nim o meselelerde katı bir tav- rım olmaz. Ben bu düzeni ka- bullendikten katı bir tavrım ol- maz. Ben bu düzeni kabullen- dikten sonra onlara evvelki söy- lediğim Iaflan askıya aldım, yere koydum. Bunlar ayrı ayn şeyler- dir. Benim bu noktadaki göre- vim şu veya bu sebeple deviet iş- lerini tıkamamak, de\letin zarar görmesine sebep olmamaktır. Yani hiçbir şeyi tartışma mese- lesi yapmamaktır. 'Erken emeklilik Meclis'ten çıkar' Başbakan Süleyman Demirel, erken emeklilikle ilgili kanun hükmünde kararnamenin Cum- hurbaşkanı Turgut Özal tarafın- dan geri gönderilmesi halinde, yasa olarak TBMM'den çıkaca- ğını söyledi. Demirel, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Çankaya Köşkü'n- de bu akşam verdiği yeni yıl re- sepsiyonunda, AA'nın konuya ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: "Eğer erken emeklilikle ilgili kanun hükmünde kararname geri gelirse yapacak şey yok. Bu konu, TBMM'de görüşülür ve kanun olarak tekrar çıkar. Dev- iet işlemektedir." G a z e l e c i l e r Cemiyeti'nîn 1991 Türkiye Gazetecilik Ödülleri dün akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen (orenle sahiplerine dagıtıldı. İstanbul Valisi Hayri Kozakçı- oğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen ve çok sayıda gazetecinin kalıldıgı ödül loreninde bir konuşma yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezib Demirkent, demokratikleşme surecinin başladığı şu dönemde, basının u/erindeki antidemokratik uygulamaların kaldırılması gerektiğini söyledi. Demirkent, "1991 basın için zor bir >ıl oldu. Ödül alan arkadaş- larımız mesleğimizin onur kazananlandır" şeklinde konuştu. Gazetemizdeki yazıları ile "Güncel Yazılar" dalında ödül kaza- nan İlhan Selçuk, rahatsızlığı nedeniyle törene katılamadı. Selçuk, adına odülünü Recep Bilginer, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent'ten aldı. Törende ayrıca gazetemizden Şahin Alpay "İnceleme", Tan Oral ile Betıiç Ak "Karikatür", Gündüz Imşir "Fotoğraf", Esat Pala "Röportaj", Doğan Akın ise "İnceleme" dalında plaketlerini aldılar. Ödül kazanan gazetecilere ayrıca istanbul Valiliği Ozel Ödülleri de dagıtıldı. (Fotoğraf: TAMAŞA F. DLRAL) Uykusuzluğa çare (Baştara/ı 1. Sayfada) gerekli adreslere gönderiyor. Bunlann bir kısmı bilince kadar yükseliyor, o zaman farkına va- rıyoruz. Uyku sırasında "Hafı- za Trafik Kontrol Merkezi"ne ulaşan verilerin en aza inmesi şart, ki bilinç meşgul edilmesin ve uykuya dalsın. Cambridgeli bilim adamları, uykusuzluk çekenlerin "Trafik Kontrol MerkezT'nin başına buyruk davrandığını, ortada so- mut bir uyarıcı olmasa dahi bi- linci sürekli olarak "düşünce" ile uyardığını, bu nedenle de bilin- cin uykuya dalmasını engelledi- ğini savunuyorlar. Çare "Merkezi" anlamsız ve yapay uyancılarla meşgul etmek, böy- lece bilinci uyannasım önlemek. "Çitten atlayan koyun saymak" bu nedenle etkili bir yöntem. Ancak, bazılannın, koyunlara "engelli yanş" yaptırdıklan için uykularının daha da kaçtığı bi- liniyor. Bu nedenle bilim adam- ları, soyut ve anlamsız bir hece- nin sessizce ve hızh hızlı tek-ar- lanmasının, "Merkez"i uyutaca- ğı kanaatindeler. Şimdi bu var- sayım, Cambridge'de gönüllü denekler üzerinde deneniyor. Önerilen sözcük, İngiliz dilinin en anlamsız ve en yaygın sözcü- ğü olan "the". Türkçede bulun- mayan, İngilizcede isimleri ta- nımlamada kullanılan bir gra- mer garipliği olan "the" sözcü- ğünün saniyede birkaç kez tek- rarlanmasıyla bilince başka dü- şüncenin girmesinin önlendiği ve uykunun hızla geldiği anlaşı- lıyor. Uzak Doğu ve Hint kül- türlerinde, ibadet amacıyla ya- pılan, Batı kültürlerinde ise "dünya dertlerinden uzaklaş- mak ve kafayı boşaltmak" un- suru öne çıkarılarak uyarlanan "meditasyon"da da başvurulan sözcük tekrarlama ilkesi, şimdi 21. yüzyılın doğal uyku ilacı ola- rak Cambridge Üniversitesi'nde bilimsel olarak sınanıyor. "Merkez'Mn nasıl çalıştığı hakkında varsayımları olan bi- lim adamlan, henüz yerini tam bulabilmiş değiller. Ancak ma- ğara döneminden bu yana bey- nin en az değişen ve bugün de "Eski Bejin" diye bilinen en dip ve içlerdeki bölgesinde yer alan "Limbik Sistem"de yer aldığı anlaşıhyor. (Baştarafı 1. Sayfada) rum. Koalisyon da öyle... Koalisyon partiler arasında, kişilerle değil. Kurultay'ın sonucu- nun herhangi bir değişiklik getireceğini san- mıyorum." Başbakan'ın yanıtı böyle. Ama bu kuşkusuz resmi yanıt. Peki, resmi olmayan yanıt ne olabilirdi? Acaba Demirel, koalisyonu İnönü'y'e mi, Baykaı'la mı götürmek isterdi? Demirel'den bu soruya açık karşılık vermesi kuşkusuz beklenemezdi. Ama bizim edindiğimiz izle- nim o ki Demirel, İnönü'nün Başbakan yar- dımcılığından memnun... İnönü'yle uyum içinde çalıştıklarını, DYP ile SHP arasındaki koalisyon hükümetinin Türkiye için "fa/7/Jse/6(rftreaf"olduğunu, ba- zı darboğazların ve temel sorunların bu sa- yede daha kolay aşılabileceğıni vurguluyor. Ömrü ne olur bu koalisyonun? Hoşlanmadığı sorulardan biri de bu Demi- rel'in, "Canım neden daha şimdiden ömür biçmeye kalkıyorsunuz bu hükümete" diye yakınırcasına konuştuktan sonra gülerek, "Bir dahaki seçime kadar gider" diyor. Başbakan, bu koalisyonun sürdürülmesin- de kesin kararlı gözüküyor ve yararına da inanıyor bunun. Sürekli altını çizdiği nokta şu: "Bu parlamento aritmetiğinden bundan da- ha iyisi çıkmaz. Bir uzlaşma modelidir bu. Türkiye için de bir şanstır, şans..." Kısacası, Demirel'in hem İnönü'den hem de koalisyondan rahatsız bir havası yok. Ay- rıca dikkatimizi çekti: Söyleşinin satır arala- rında, SHP Kurultayı'ndan hükümeti etkile- yecek gelişmeler beklemediğini de şöyle bir belirtti. * Koalisyon hükümetinin "yumuşak karnı" olarak nitelenen HEP'e gelince... Bu konuda sıkıntı var. Hem SHP'de hem DYP'de. Meclis grup- larında da liderler düzeyinde de bir tedirgin- liğin yaşandığı anlaşıhyor. Sıkıntı nereden kaynaklanıyor? Bu sorunun tek bir yanıtı var: PKK. HEP'in, HEP kökenli SHP milletvekilleri- nin PKK ile kendi aralanna bir mesafe ko- yup koyamayacakları yakından izlenmekte. Yanıtlanması istenen soru şu: PKK, terör ve şiddete başvurarak ülkenin bölünmesini amaçlayan bir örgüt mü, değil mi? HEP'lilerden bu soruya hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yanıt bekleniyor. Edindiğimiz izlenim şu: Demırel'le inönü arasında bu açıdan gö- rüş ayrılığı yok. Her ikisi de, Güneydoğu ya da Kürt sorununun demokrasi ve insan hak- lan çerçevesinde, ama aynı zamanda üniter devlete ve toprak bütünlüğüne hiçbir zarar getirmeksizin çözülmesinden yana. Bu ko- nuda gayet iyi niyetli ve içtenlikli bir tutum sergiliyorlar. Demirel de İnönü de iki parti arasındaki koalisyonu, Güneydoğu'da daha çok kan ak- masını önleyecek tarihsel bir fırsat diye gö- rüyorlar. Hatta DYP'nin tepelerinde, iktidar- da SHP olmaksızın kanamayı durdurmanın daha güç olacağına da inanılıyor. Bu nedenlerle, HEP'ten gelen milletvekil- lerinin de dışlanması istenmiyor. Ama bir tek koşulla: Onlar da PKK ile aralanna demin söy- lediğimiz gibi bir mesafe koymak zorundalar. Peki, ya bu olmazsa? ' HEP kökenli milletvekilleri desteklerini çekseler bile, koalisyon devam eder. HEP'liler acaba Türkiye'de PKK terörü do- layısıyla ne kadar duyarlı bir siyasal ortamın uç verdiğini görebiliyorlar mı? Bu koalisyo- nun ve liderlerinin, Güneydoğu açısından ne kadar iyi niyetli ve demokratik bir konuma geldiklerinin farkındalar mı? Böylesi bir fırsatın heba edilmemesi gere- kir. Herkesin özen göstermesi ve sağduyuyla davranmasından başka çare olduğunu san- mıyoruz. Yoksa bugünleri de ararız... Efe Özal yeni eve taşındı»> (Baftara/ı 1. Sayfada) Efe'nin bankerlik şirketi Marji- nal'in borsa performansı hızla geriliyor. 1991 yılı içinde işlem hacminde önemli düşüşler oldu. Şirket, Efe Özal'a geçmeden ön- ce 1990 yılında toplam borsa iş- lem hacminin yüzde 1.11'ini ger- çekleştirmişti. 30 trilyon 626 milyar liralık işle-tn hacminin 340 milyar 223 milyon lirası, o zamanki adıyla Salahsun Heki- moğlu şirketine aitti. 1991'de ise toplam 70 trilyon 976 milyar li- ralık işlem hacminin sadece 188 Ankara TVsinde direnişTV Servisi — Ankara Televiz- yonu'na bağlı tüm ünitelerde kadrosuz çalışan istisna akitli yaklaşık 300 kişi direnişe başla- dı. TRT'nin tarihte ilk defa ger- çekleşen bu direniş sonucunda bazı programları aksadı. Dire- nişçiler bugün sorunlan çözüm- lenmezse cuma günü işe gelme- yeceklerini söylediler. Ankara Televizyonu'nun istis- na akdi ile çalışan yaklaşık 300 personeli dün pasif direnişe geç- tiler. Eğitim-Kültür, Müzik Eğ- lence, A Stüdyosu, Din ve Ah- lak bölümlerinde çeşitli görev- lerde bulunan personel bugün işi yavaşlattılar. Bunun sonucu ola- rak özellikle canlı yayın prog- ramları "Gün Başlıyor" ve A Stüdyosu'nda aksamalar oldu. Aralannda programcı, yapımcı- lann da bulunduğu istisna akitli personel dün sabah TRT Genel Müdürlüğü'nün 2B katında top- lanarak durumlannı değerlen- dirdiler. Aralannda 500 bin lira maaş alanların da bulunduğu topluluk 3 günlük pasif direniş kararı aldılar. Sosyal haklannın yani sıra maaşlarının da düzel- tilmesini isteyen istisna akitli personel, "Biz her şeyi göze al- dık. Cuma gününe kadar bu ko- nuda somut adım atılmazsa ça- lışmayacağız" dediler. milyar 731 milyon lirası Marji- nal'in. Toplam içindeki payı ise yüzde 1.11'den yüzde 0.26'ya ge- rilemiş durumda. Dolayısıyla şirketin komisyon gelirleri düş- tü. Piyasada ağırlıkh olarak uy- gulanan yüzde 0.5'lik komisyon üzerinden Marjinal'in yaklaşık komisyon geliri 943 milyon lira- da kalıyor. Efe'nin bankerlik ka- zancının ne kadar olduğu belli değil. Annesi Semra Özal'a göre "Dikili bir agacı bile bulunmayan", Cumhurbaşkan- men başlayan Efe'nin bankerli- ği, mahkemeye kadar düştü. DYP Milletvekili Tevfık Ertü- zün, Efe'nin hisse senetlerinin değerini etkileyecek bilgileri ön- ceden öğrenerek başkalanmn aleyhine ticaret yapma olanağı bulunduğunu (insider trading) belirterek mahkemeye başvur- duysa da bundan sonuç alama- dı. Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli ise kamuoyunun beklentilerini karşılamak ama- cıyla 22 Temmuz 1991'de bir ge- lığı Sözcüsü Kaya Toperi'ye gö- nelge yayım ayarak ügılı bakan re (The Economist'e verdiği de- ^ burokratlara, başbakana ve meç) "Yalnızca kendi çabasıy- bunların bınncı dçreceden ya- la başanlı obn' ; Efe Özal'ın kınlanna borsada aüm satım ya- İMKB serüveni şöyle: s a & ^ ^ Cumhurbaşkanı bu . . , . yasağın dışındaydı. Marjınal ınE f e ' n " L b o r ^ a d a oynadığını y o n e t i m i n d e n dışianan eski sa- ilk kez 1.990 arahk ayında annesi h i b i S a l a h s u n Hekimoğlu, Eko- Semra Ozal açıkladı. Efe ile bir- n o m i s t d e r g i a n i n ^ [ a ^ y a . likte oynadıklarını ve Efe nın n U l a r k e n "Herkese, tümdevJet her gün borsayı ızledığını, her ricaUlle yasaklanıyorsa, ona da zaman aynı kâğıda oynamadık- yasatlanmai," dedi. Hekimoğ- larını, sık sık değiştırdıklerını l u > E f e özal'ın başka aracı ku- söyleyen Semra Ozal, "Allah a r u m v e b a n k a l a r d a p o r t fö vü şükür, bir tanesı hanç hepsm- b u l u n d u ğ u konusunda da "Bir- den iyi kar aldım" dedi. t a k ı m | a f l a r v a r B c n o | s a m Efe Özal'ın adı ocak ve şubat yapmam" diye konuştu. aylarında önce Metaş, sonra İş Efe Özal ise resmi bankerli- Bankası hisselerinde geçti. Fab- rika kapısına kilit vurduğundan dolayı 375 liraya kadar düşen Metaş hisselerini o zamana ka- dar borsada pek adı duyulma- yan bir kamu bankası olan De- nizbank toplamaya başladı. ğinden hemen sonra 24 Mart 1991'de Hürriyet'e şunları söy- lemişti: "Diyelim ki ben böyle tiyolar alıyorum ve bundan bü- yük paralar kazanıyorum. Siz benim yerimde olsanız, kendi adınıza borsa şirketi kurup or- Yüklüce alımların ardından za- talara çıkar mısınız? İsminizi hiç manın Devlet Bakanı Güneş Ta- açıklamadan bir başka borsa ner, "Metaş'ın kurtanlacağım" şirketi vasıtasıyla, borsada işlem açıkladı. yapabilirsiniz. Kimsenin ruhu Cumhurbaşkanı Özal da ken- ^ " " a y n ı tarihlerde, serma- dısını zıyarete gelen Metaş ışçı- j v e b o r s a t a n h i lenne fabnkanın kurtanlacağı- nı söyledi ve Metaş hisseleri 1500 liraya kadar yükseldi. Or- taya Efe'nin adı atılınca bu, ta- lebi daha da kamçıladı. Fiyat 1300 liraya geçtiğinde Deniz- bank, mal boşaltmaya başladı ve 1500 lirada işi bitirdi. Metaş'- ın kurtanlmasının suya düştüğü belli olunca, hisse senedi fiyatı da hızla gerilemeye başladı. Şu- bat sonunda hisseler 900 liraya indi. Geçen yıhn mart ayında res- ADANA'DAN FİKRETDAĞLIOĞLU Adlail ç o k SailSİl ihtiyatihacizkaldjnldı Magic Box'a konan Deviet baba millete açılıyor 1. AYAK: Idmanlannda göz dolduran Last Girl, favorimiz- dir. Adana'da iyi bir form tu- tan Doğukan rakibi görünü- münde. Müsait kilolu Sempati ve Sevil'i sürprizde öneririz. 2. AYAK: Kalite isim Akos- man, ilk şansa sahiptir. Son ya- rışında başanlı olan Yiğithan ve salı sprintinde aşama kayde- den Yurtseven, daha sonra dü- şünülebilir. Gülümser, sürpriz yapabilir. 3. AYAK: Bu yarışı için iyi bir hazırlık dönemi geçiren Derya 2, salı sabahı yaptığı sprintinde çok iyi göründü. tlk şansa sahiptir. Hayatının ilk yarışmda çok başanlı olan Ba- rones Quick Flash ihmale gel- mez. İlk kez start alacak olan Gülser ve Damla 3, daha son- ra düşünülebilir. 4. AYAK: Ağır kilosuna rağmen Splendid'e ilk şansı ve- riyoruz. Son yanşmda göz dol- duran Pafa ve Avrupa tabela- nın diğer şanslı isimleridir. 5. AYAK: Son yarışında sü- per bir derece sergileyen Alba- yım, favorimizdir. Rakip ola- rak Küçükşerife ve Altuğbey'i görüyoruz. Sürpriz arayanlara Baba l'i öneririz. 6. AYAK: İyi bir form tutan Adlan, yanşın en şanslı ismidir. Mirdasoğlu, Şerife ve Akçay 2. tabelarun diğer şanslı isimleri- dir. TAHMİNLERİMİZ 1. KOŞU:F:îlter(l), P: Er- dal (2), PP: Kartalbatur (8), S: Akansel (1). 2. KOŞU: F: Last Girl (2), P: Doğukan (3), PP: Sempati (12), S: Sevil (13). 3. KOŞU: F: Akosman (8), P: Yiğithan (12), PP: Yurtse- ven (13), S: Gülümser (15). 4. KOŞU: F: Derya 2 (9), P: Barones (6), PP: Quick Flash (14), S: Gülser (12). 5.KOŞU:F:Splendid(l),P: Pafa (6), PP: Avrupa (9), S: Achtung (8). 6. KOŞU: F: Albayım (13), P: Küçükşerife (2), PP: Altuğ- bey (4), S: Gülen 2 (1), S: Ba- ba (3). 7. KOŞU: F: Adlan (3), P: Şerife (2), PP: Mirdasoğlu (9), S: Akçay 2 (4). 3 O2 Ekononri Servisi — Magic Box'ın ortaklarından Ahmet Özal'ın 20 milyar liralık alaca- ğına karşılık olarak koydurduğu ihtiyati haciz dün ortadan kalk- tı. Özal'ın avukatı. "Zor durum- daki İmar Bankası'nın temina- tını kabul etmedikleri için hac- zi kaldırdıklarını ve yeni hukıı- ki yollar arayacaklannı" söyle- di. Uzanlar'ın avukatı ise "yasal süre içinde esas takibe geçilme- diği için ihtiyati haciz karannın kendiliğinden ortadan kalktığını" söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal Magic Box'taki ortağı olan Uzanlar'- dan olan 20 milyar liralık ala- cağına karşılık İmar Bankası'- nın teminatını kabul etmedi. Ahmet Özal'ın avukatı Miinci İnci, dün yaptığı yazılı açıkla- mada, Yeni Günaydın'da çıkan haberlerden İmar Bankası'nın zor durumda olduğunun anla- şıldığım savunarak, "Bu baber- ler, imar Bankası'nın teminatı- nın kabul edilmemekle haklı kuşkumuzu teyit etmektedir" dedi. Bu teminat mektubu ile alacağı tahsil edebilmeyi gelecek aylar için imkânsız gördükleri- ni, bu nedenle İmar Bankası'nın kefaletini kabul etmeyerek ihti- yati haciz kararını kaldırdıkla- rını belirten Münci İnci başka hukuki ynlları deneyeceklerini de bildirdi. Magic Box hesapla- rından Cem Uzan ve İmar Ban- kası yetkililerinin çektikleri pa- ralarla ilgili delilleri Şişli Cum- huriyet Savcılığı'na sunduklan- nı ve savcıhğın banka kayıtları- na el koyduğunu savunan avu- kat İnci, Uzanlar ve İmar Ban- kası yetkilileri hakkında, "sui- istimal, dolandırıcılık ve Bankalar Kanunu'na aykırı davranmak" şeklindeki suçla- malarını tekrarladı. Öte yandan Ahmet Özal'ın avukatı Münci Inci'nin bu giri- şimlerine karşın Magic Box avu- katı Sümer Altay, yedi günlük yasal süre içinde esas takibe ge- çilmediği için teminat mektubu ile durdurulan ihtiyati haciz ka- rarının kendiliğinden ortadan kalktığını bildirdi. Avukat Sü- mer Altay, İcra İflas Yasası'nın 264'üncü maddesi gereğince ih- tiyati haczin kalktığının tespiti için dün İstanbul 12. İcra Me- murluğu'na başvurdu. İstemi kabul eden İcra Müdürlüğü, ha- cizlerin kaldınlmasına ve İmar Bankası'na ait 20 milyarlık te- minat mektubunun iadesine ka- rar verdi. Sigorta kartımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HATİCE (YENTUR) AKSOY (Baştarafı 1. Sayfada) kuruluşlarının fikirleri her vesi- leyle alınacak, memleket mese- lelerinin onlarla biriikte çözü- müne çalışılacak ve üniversitele- rin özgür olmasına itina göste- rileceklir. Toplumumuz, katı- lımcı, dinamik ve gelişme içeri- sinde bir toplum haline geti- rilecek. Hizmet anlayışı • Yönetimdeki gereksiz za- man kaybettirici ve engelleyici formaliteler kaldırılacak. Katı- lımcı bürokrasiyi hedef alan hü- kümetimiz, halİc ve idare arasın- daki ilişkileri karşılıklı anlayış vegüvenedayandıracak. İşlerin Suriye'ye (Baştarafı 1. Sayfada) Çetin, Şam'dan aynı du- yarlılığı göstermesini istedi. Bu arada Büyükelçi Rifai, Su- riye Dışişleri Bakanı Fanık El Şara'nm bir mesajmı Dışişleri Bakanı Çetin'e iletti. Şara'nın Çetin'i resmi bir ziyaret için Şam'a davet ettiği öğrenildi. Görüşme sonrasında Cumhu- riyet'in sorularını yanıtlayan Ri- fai, iki ülke arasında TürkiyeL deki seçimler nedeniyle ara ve- rilen üst düzeyli görüşmeleri ye- niden başlatmak istediklerini kaydetti. Rifai iki ülke arasında- ki sorunların diyalog yoluyla çö- zülmesinden yana olduklannı söyledi. deviet katında kayırma ve rüş- vetle yürütülmesi ortadan kaldı- rılacak. Dürüstlük, eşitlik ve açıklık işlerin çözümünde hâ- kim ilke olacaktır. • Deviet kapılannın, yani va- tandaşın müracaat ettiği kayıt memurundan başbakana kadar tüm müracaat kapılannın, va- tandaş müracaatlanna sonuna kadar açık tutulması esastır. Vatandaşa karşı güler yüzlü ve tatlı sözlü olunacaktır. Müraca- at mercilerinin bu şekilde çalış- masından idarenin her nokta- sında görev alan amûier sorum- ludur. Katıhmcı demokrasi Kamu yönetimi, "katıhmcı demokrasi" gereklerine göre ye- niden yapılandınlacak. Bu çer- çevede, ilçe ve il meclisleri oluş- turulacak. • tlçe meclisleri, kaymakamın başkanlığında, ilçedeki il genel meclisi üyeleri, belediye başka- nı, belediye meclisi üyeleri, ilçe- ye bağlı beldelerin başkan ve meclis üyeleri, tüm köy muhtar- lan, ilçedeki işçi, işveren, esnaf, köylü, çiftçi, sanayi,ticaret,bor- sa, kooperatif ve benzeri meslek kuruluşlan ve siyasi parti tem- silcileri ve ilçedeki kamu kuru- luşlannın birim başkanlanndan oluşacak. Bu mecliste temsil edi- len kesimler kendileri ile ilgili sorunları dile getirecekler ve or- tak çözüm arayacaklar. Öncelik- le ilçedeki kaynakların verimli kullanımı ve birimlerin koordi- neli çausmalanyla sonınlara çö- züm aranacak. Öncelikle ilçe meclisince belirlenecek. İlçe kaynak ve olanaklan ile çözüle- meyen sorunlar U meclislerine intikal ettiriJecek. • Her işi hükümet merkezin- de toplayan ve işlerin uzayıp ge- cikmesine sebep olan tutum ve zihniyete son verilecek. Yasal de- netleme ve sorumluluk saklı kal- mak üzere yetkilerin ihtiyaca en tırmalarıyla tanuıan, Galata Bankerleri kitabının yazarı Prof. Dr. Haydar Kazgan Efe'- nin bankerliği üzerine şöyle ko- nuşmuştu: "Osmanlı tarihinde padişahlar borsalann kaymağını yiyemedi. Kaymağı hep banker- lere kaptırdılar. Bugün hüküm- dar gibi yönetimde olanlar, ak- tif olarak borsaya girerek bu işin kremasından pay almaya soyundu." KİT,ekonomi (Bftarafi 1. Sayfada) Bakanı Tansu Çiller ile önceki gün bir görüşme yapan Maks Gustavsson başkanlığındaki Dünya Bankası heyeti KİT re- formu önerisi ile ilgili iki ciltlik bir rapor sundu. Dünya Bankası raporunda KİT'lerin bugünkü durumunun tıpkı 1970'li yıllann sonlannda olduğu gibi yeniden "Türklye'- nin makroekonomik istikrannı tehdit eder hale geldigi" savu- nuldu. Hükümetin KİT reformunu yakın idari makamlar tarafın- bir an örîbe başlatması gerekti- dan kullamhnası suretiyle idare- ği de belirtilen raporda, KİT'- nin yavaş işlediği hususundaki haklı vatandaş şikâyetleri önle- nerek hizmetlerin vatandaşın ayağına götürülmesi sağlana- caktır. Koordinasyon toplantılan • Merkezi hükümette başba- kanın başkanlığında, TOBB, Barolar Birliği, Türk-İş, TİSK, TESK, TZOB, TMMOB, No- terler Birliği, Tabipler Birliği, Eczacılar Birliği, Diş Hekimle- ri Birliği, Veteriner Hekimleri Birliği, VÖK Başkanı ile YPK üyelerinin katıldıklan koordi- nasyon toplantılan düzenlene- cektir. Bu toplantılarda ülke so- runlan ve valiliklerden gelen so- runlar gözden geçirilerek çare aranacak. lerin mevcut yapısı ile 10 yıl da- ha elde tutulmasının ekonomi- ye maliyetinin 18 milyar dolar olacağı belirtildi. Reformun maliyetinin 7 milyar dolar oldu- ğu, iki yılük getirisinin de 9 mil- yar dolan bulacağı için 2 milyar dolarhk tasarruf yaratılabileceği kaydedildi. KİT reformunun hükümeti "siyasi açıdan hassas bazı seçeneklerle" de karşı kar- şıya getireceği vurgulanan ra- porda, "hassas" konulann ba- şında da çok sayıda işçinin işi- ne son verilmesinin geleceği ifa- de edildi. KİT reformu sırasında, işini kaybedecek olan çalışanlar için kapsamlı bir sosyal güvenlik ağı geliştirilmesi, ayrıca bu kesime belirli bir süre ile gelir desteği sağlanması önerildi. Ehliyetimi kaybettim, hükümsüzdür. RECEP GÜDEN Askeri kimliğimi kaybettim, hükümsüzdür. ERDEM OĞUZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle