Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
SERGI
Muhsin Kut Hobi'de
• Kültür Servisi — Nişantaşı'ndaki Hobi Sanat
Galerisi'nde 8 ocak günü Muhsin Kut'un çalışmalarından
ol uşan yeni bir sergi açılıyor. Sanatçının çalışmalan 23
o c a k perşembe gününe dek galeride görülebilecek.
Kut'un "Sütlüce", "Nargileler", "Süngerci Plajı" adlı
yapıtları yeni sergide yer alacak. (Valikonağı Cad. Pasaj
73 Nişantaşı Tel: 146 72 81)
Paris'te 'Mısır Çarşısı'
• Kultur Servisi — Tanmmış Fransız Türkolog ve
etnolog Michele Nicolas Paris'te Musee de L'Homme'da
bir "Mısır Çarşısı" meydana getirmiş, orada Türk
balıarat ve şifalı otlarını sergiliyor. Son yıllarda
çalışmalarını daha çok etnobotanik konusunda
yogunlaştıran Türkoloğun çeşitli zamanlarda Istanbul,
Bursa, Ankara, Antalya gibi kentlerimizin
baharatçılanndan ve köylerinden topladığı bitkiler ve
baharatların halk sağlığındaki yeri de açıklanıyor.
Türkiye'de çekilmiş baharatçı dükkânı fotoğraflarına da
yer veren "çarşı", Paris'in bu ünlü müzesinin en çok ilgi
çeken köşelerinden biri olduğu bildiriliyor.
KÜLTÜR GÜNLERİ
Şarkı ve şiirle Yunus Emre
• Kültür Servisi — Şehir Tiyatrolan'nın Kültür Günleri
kapsamında tertiplediği "Yunus Emre'ye Selam" konulu
anma gününde, Ayla Algan, ünlü ozanın şiirlerini
şarkılaştırarak okurken, ünlü tiyatro aktörü Toron
Karacaoğlu da Emre'nin şiirlerini dramatize edilmiş bir
oyun havası içinde okuyacak. Şehir Tiyatroları tarafından
tertiplenen ve yarın saat 20.30'da Harbiye Muhsin
Ertuğrul Sahnesi'nde ücretsiz olarak izlenebilecek
gösterinin metnini Haluk Şevket yazdı, müziklerini Selim
Atakan aranje etti, şürlerini Toron Karacaoğlu okuFken,
Ayla Algan da şarkılannı org, flüt ve kudüm eşliğinde
söyleyecek. Dramatize edilen oyunda Yunus Emre'nin
çocukluğunu ise Oğuzhan Beşikçi oynayacak.
KİTAP KULÜBÜ ~
Şiir dinletili açılış
• Kültür Servisi — Maltepe Kitap Kulübü bugün saat
14.00'te açılıyor. Kulubün açılışında düzenlenecek şiir
dinletisine Nur Bulum, Gülseli Inal, Ayten Mutlu, Serpil
Tuncer, Oğuzhan Akay, Sunay Akın, Akgün Akova,
Nevzat Çelik, Mehmet Çetin, Nuh Ömer Çetinay, Hamdi
Gedik, Küçük İskender, Tuğrul Keskin, Önder Kızılkaya,
Namık Kuyumcu, Ahmet Telli, Aydın öztürk, Emin Ali
Yağan katılacak. Açılışta aynca Aşık thsani saz dinletisi
ve bir gitar dinletisi yer alacak. (Yukarı Idealtepe Rıfkı
Tongsir Cad. No: 77 Kuçükyalı)
DERGİ
Sombahar'ın 9. sayısı
• Kültür Servisi — tki aylık şiir dergisi Sombahar'm 9.
sayısı çıktı. Dergi Cem Taylan'ın "W. Pater ve W.B.
Yeats: Estetizmden Sembolist Estetiğe Geçiş" adlı
incelemesiyle başhyor. 1\ırgay Kantürk'ün, 1991 Behçet
Necatigil Şiir Ödülü'nu alırken sunduğu bildiri de
dergide yer ahyor. Sornbahar'da bu kez özel bölüm
Hulki Aktunç'a ayrılmış. Ersin Kalkan'ın söyleşisi ve
Evren Erem'in incelemesi yanında, Hulki Aktunç'un
yayımlanmamış kitabından alınan parçalarla
tamamlanıyor bölüm. Aynca H. Aktunç - O. Alkaya'nın
yazdıklan "Otomotik Şiir"ler ilginç bir okumayı
gerektiriyor. Kubilay Ünsal, "Takvim Yapraklarında
Hilmi Yavuz Şiiri"; Metin Celâl, "Genç Müslüman Şiir",
Cevdet Karal, "Hayal KınkOık)ları Antolojisi" başlıklı
yazılarıyla bu sayıda yer alan yazarlar. Aynca Mehmet
Yalçın'ın "Şiirin Boyutlan" üstbaşlıklı yazı dizisi sürüyor.
Sombahar'm asıl ilgi çekici sayfalan ise Rimbaud çevirisi
üzerine özdemir Ince ile Ogan Güner arasındaki
tartışma...
Saygun'u birinci ölümyıldönümünde eşiNilüferHanım anlatıyor
'Dostlarına açık bir insandrIstanbul Devlet Senfonî
Orkestrası, Ahmed Adnan
Saygun'un birinci ölüm
yıldönümünde "Saygun'u
Anma Konseri" düzenliyor.
Konser, 7 ocak salı günü saat
19.00'daAtatürk Kültür
Merkezi'nde gerçekleşecek.
Bestecinin eşi Nilüfer Hanım,
Evin İlyasoğlu'nun kendisi ile
yaptığı söyleşide Saygun'u
anlattı.
EVİN tLYASOĞLU
-Nasıl tanıştımz Adnan Saygun ile?
-1936'da bir grup müzisyen Macar
kızı bir orkestra kurmuştuk. Savaşa
hazırlanan ülkemizden kaçarak Av-
nıpa'da ve Türkiye'de iş imkânlan
aradık. Hepimiz Peşte Müzik Akade-
misi'nden, konservatuvardan mezun-
duk. Klasik çalıp opera ve operetler-
den seçme aryalar söylüyorduk. Ben
de şantözdüm. Istanbul'da Tokatlı-
yan'da Büyükada'da ve Ankara Kar-
pıç'teçalıyorduk.
-Siz çok doğnı ve güzel Tûrkçe konu-
şuyorsunuz.
-Adnan yalnız müzikte değil, her
konuda çok iyi bir hocaydı. Benim iyi
Türkçe öğrenmem için çok özen gös-
terdi.
-Nasıl evlendiniz?
-1940'ta evlendik. Adnan, o sırada
vekâlet emrindeydi. Anadolu'ya gidip
müfettişlik yapıyordu. Bir de Halk
Partisi'nin müşaviri idi. Beni bir Ma-
car ailenin yanına yerleştirdi. Artık
çalışmıyordum.
-Neden vekâlet emrindeydi?
-Biz evlenmeden biraz önce An-
kara'daki konservatuvarda geçen bir
hadise yüzünden. Tam 12 yıl sürdü.
Amerika'dan dönünceye kadar.
-Adnan Bey'in ailesini tanıdınız mı?
-Annesi küçükken ölmüş. Babası
aydın bir öğretmendi. İzmir Milli Kü-
tüphanesi'nin kuruculanndan. Kendi
imkânlan içinde çocuklarına iyi eği-
tim vermiş, keman piyano çaldırtmış.
83 yaşında öldü. Ankara'da bizim ya-
nımızda da çok oturdu.
-Evlendikten sonra yakın çevrenizde
kimler vardı?
-Ankara 1940'larda küçük, ama
çok güzel bir şchirdi. Aydın çevre,
konser meraklılan birbirini hep tanır-
dı. Bizim en yakınımız piyanist Mitfaat
Fenmen, ressam Arif Kaptan, folklor
araştırmacısı Halil Bedii Yönetken'di
-Adnan Bey içine döniik -kentfi dfin-
yasında- dışardakilerle pek alışveriş
kurmayı sevmeyen bir karakter olarak
tanınınnış?
-Dostlanna çok açık, gerçekten sev-
dikleriyle çok samimi bir insandı.
Ankara'da çok sık davetler oluyordu,
özellikle yabancı elçıliklerde. Benim
ısranm ile bazılarına kalılırdık. Ora-
larda tanıyaçağı çevre ile dış dünyaya
açılma imkânlan bulacağına inanı-
çok genç değıldim. Hatta neden daha
genç biriyle evlenmiyorsun dedim,
'ben olgun insandan hoşlanıyorum'
cevabı vermişti. Ama hiçbir zaman ya-
şımı göstermedim.
-Amerika'ya nasıl gittiniz?
-1950 yıhnda Marshall yardımı
programlan içinde gittik. önce altı ay,
sonra sekiz ay kaldık. Adnan kendi
kendine Ingilizce öğrendi. Zaten
Fransızcayı ana dili gibi konuşurdu.
New York'ta idik. Stokowski gibi bü-
yük bir şefle tanıştık, sonradan Yunus
Emre'yi çaldırdı. Büyük bir tarihi
olaydı.
-Halen Budapeşte'de ailenizden kim-
Gecen yıl yitirdiğimiz besteci A. Adnan Saygun eşi Nilüfer Saygun'la birlikte.
yordum. Öyle de oldu sonradan.
-Çok güzel bir çiftmişsiniz, değil mi?
-Yok canım, ben çok güzel değil-
dim, ama hep ince ve bakımhydım.
Adnan uzun boylu ve çok yakışıklıydı.
Sonradan öğrendim ki, biz evlenince
bütün hanım öğrencileri mateme gir-
miş. Hepsi de Adnana âşıkmış. Hem
de bir ecnebi ile evlenmesini bir türlü
hazmedememışler.
-Siz Budapeşte Müzik Akademisi
mezunu olarak neden hiç çalışmadıniz.
Evlendikten sonra hocalık yapabildiniz
mi?
-Adnan istemedi. O zamanlar şarkı
söyleyen bir kadına Türkiye'de hafıf
gözle bakılırmış.
-Kaç yaşındasınız Nilüfer Hanım?
-Tam 83. Adnan ile evlendiğimde
se var mı?
-Hayır. Babam tüccardı. Avukat
olan ağabeyim Rusya'da savaşta kay-
bolmuştu. Hiç kimse kalmadı.
-Ankara'da uzun yıllar kalmışsınız.
Çoksesliliğe geçişin ilk dönemini yaşa-
mışsınız. O günlerin başlıca sonınları
nelerdi?
-Ben hep Adnan'a yapılan haksız-
lıklan, kıskançlıklan hatırhyorum.
Neler yaşadık, şimdi anlatmaya kalk-
sam günler sürer. Mesela Bela Bartok
gibi bir besteci gelip Türkiye'de kal-
mak istiyor, sırf Adnan'ın arkadaşı
diye engelliyorlar, sonra Hindemith'i
getiriyorlar..
-"Devlet Sanatçılığı"nı da tesis
edenlerden biri Adnan Bey değil mi?
-Evet, Macaristan'daki örnekleri al-
dı; mutlaka uluslararası başan kazan-
mış sanatçılar olacaktı. Sonra kendi
de pişman oldu bu işe önayak olduğu-
na.
-Ne zaman tstanbul'a taşındınız?
-Tam otuz üç yıl Ankara'da yaşa-
dık. 1973'te Istanbul'a geldik. Ad-
nan'ın ideali bir etnomüzikoloji kur-
maktı. 1980'li yıllarda Doğramacı bize
gelip gidiyordu. 1987'de Mimar Sinan
Universitesi Konservatuvan'nda kur-
durdu bu bölümü.
-Adnan Saygun'un filozofluğu ve şa-
irliği de vardı değil mi?
-Operalannın metnini, liedlerinin
sözlerini yazdığı gibi aynca şiirleri de
vardır. Kitaplığına bir bakın, hiç ro-
mana rastlamazsınız. Hepsı felsefe.
araştırma, folklor incelemesi gibi bin-
lerce kitap.
-Bugün Saygun ekolünü sürdüren en
genç kuşak besteciler kimler?
-En son öğrencileri: özkan Manav
ve Hasan Lçarsu diyebilirim.
-Onun ölümünden, bir yıldan bu yana
eserlerinin çalınması, yeni plaklar ya-
pılması, hakkında incelemeler, anma
törenieri gibi etkinlikler yapılması ko-
nusunda nasıl girişimler var?
-Adnan'ın ölümüne duyduğum acı
bir yana, dünyada kalmanın denleri
bir yana. O çok onurlu bir insandı.
Ben de hiç kimseye eserini çalın, plak
basın, tören yapın gibi şeyleri hatırlat-
mak istemiyorum. Adnan istemezdi
zorlamayı diye düşünüyorum. Ama
yıllık konser programlannda önceden
düzenlenmiş hiçbir şey yok onun ölüm
gününü anmak için. Biz 1983 yıhnda
bütün varhğımızı Türk Eğitim Vakfı'-
na bağışladık. Hâlâ sürekli beyanna-
melerle, kırtasiye ile uğraşıyorum.
Mezannın yapılması bile sorun oldu,
kendi imkânlanmla uğraşıyorum.
-Yayın haklannı düzenli alabiliyor
musunuz?
-Ne mümkün! Almanyada Peer
Verlag sorumlu bu işlerden. Bugün
plaklar, compact discler yapılıyor,
dünyanın her yerinde çalınıyor. benim
elime hiçbir şey geçmiyor. Hikmet
Şimşek her yerde çaldınyor Ora-
toryo'yu, plaklar yapıyor. Sorunca
"Ben yayın baklanna hiç kartşmam"
diyor. Herhalde Almanya'ya nota ki-
rası ödeniyordur, bana düzensiz ola-
rak küçük paralar gönderiyorlar.
Karmakanşık.
Bizim Tiyatro, Puig'in Örümcek Kadının Öpücüğü'nü sahneliyor
Gerçek dayanışmanın ipuçları
Bizim Tiyatro,
Arjantinli yazar Manuel
Puig'in Örümcek
Kadının Öpücüğü adlı
yapıtını sahneye
getiriyor. Puig'in
oyununu sahneleyen
Macit Koper, "Örümcek
Kadının Öpücüğü'nü
seçtik, çünkü bu oyunda
dostluğun, arkadaslığın,
iletişimin, insani
ilişkilerin boyutları
değişik ama çok daha
derine giden boyutlarda
ele alımyor" diyor. GERÇEK DÖSTLUK— Örümcek Kadının Öpücüğü'nü Ülker İnce Türkçeye çevirdL
NALAN MANYASLI
Arjantinli yazar Manuel
Puig'in (1932-1990) roman ve
fılrn olarak sunulan yapıtı
•'Örümcek Kadının Öpücü-
ğü", Bizim Tiyatro'nun çalış-
masıyla bu kez de oyun olarak
ızleyici karşısına çıkıyor.
Puig, "Örümcek Kadının
Öpücüğû"nde, 1970'lerde ül-
kesinde yaşanan olayUrı,
1975"in Brezilyası'nda bir
hücrede karşılaşan bir dev-
nmcı ve bir eşcinsel kimliğin-
de simgeleyerek eleştiriyor.
Terör eylemlerinden dolayı
:çeride bulunan Valentin ile
küçük oğlanlan baştan çıkar-
mak suçundan yatan Molina
aslında bilinçli bir seçimle ay-
tu hücreye yerleştirilmişlerdir.
Molina, yetkililerin isteği doğ-
rultusunda Valentin'den bilgi
almaya çalışırken. bir yandan
da sevdiği bir filmi anlatır sü-
rekli. Bu anlatı giderek gerek-
sinime, sıgınağa, paylaşıma,
dostluğa dönüşür ve...
Puig'in, tiyatro metni ola-
rak ikinci kez kaleme aldığı
"örümcek Kadının Öpücüğü"
Ülker İnce tarafından Türkçe-
leştirilmiş. Macit Koper'in
sahneye hazırladığı oyunun
Molina'sı Mehmet Keskinoğ-
lu, Valentin'i Zafer Diper.
"Manuel Puig'in 'Örümcek
Kadının öpücüğü'nü seçtik.
Çünkü bu oyunda dostluğun,
arkadaslığın, iletişimin, insani
ilişkilerin boyutları, değişik,
ama çok daha derine giden bo-
yutlarda ele aünıyor" diyor
Macit Koper."Bir devrimci ile
bir eşcinsel arasında, bu her an-
lamdaki yakınlaşmada hem
hemcinsler arasındaki hem de
ayrı cinsier arasındaki gerçek
dostluk ve da\anışmanın ipuç-
ları > ar. Hem de bu erdem diye-
bileceğimiz özellikleri birbirle-
rinden öğrenircesine ya da
öğretircesine. Devrimci olan
Valentin de, eşcinsel olan Mo-
lina da içinde bulundukları
hücreye çok başka nedenlerle
de olsa, düzene aykırı düşrük-
leri için tıkılmışlardır. tnsa-
noğluna yakışmayan düzenle-
re, herhangi bir anlamda aykırı
düşenlerin, kendi bünyelerin-
deki farklılıkları ne olursa ol-
sun anlaşmaları, birlikte dü-
şünmeye ve hareket etmeye
başlamaları bizce çok güncel
bir anlam taşıyor."
Sanatseverlerin önce edebi-
yat, sonra sinemada izledikle-
ri bir yapıtm üçüncü çahşma-
sına belki ilgi duymayacakla-
nna söylüyorum. Macit Koper
bunun tersi görüşte. "Aynı ya-
pıtı üçüncü kez sunarken tiyat-
ro adına vaptığımız özel bir şey
yok. Çünkü biz tiyatronun ken-
di büyüsüne inanıyoruz. Tiyat-
ro, edebiyat ve sinemadan
farklı bir sanat dalı elbette. Ti-
yatro, izleyicisiyle diğer sanat
yapıtlarından farklı bir iletişim
kurar ya da kurmaya çalışır,
diyelim. Bu fark, tiyatronun
kendi özelliği olan izleyicisiyle
direkt ilişki kurma yeteneğidir.
Bu yetenek, bu yetenekleri kul-
lanma ustalıklarına bağlı ola-
rak etkinleşiyor. Aynca iki kişi
arasında gelişen bu oyun, gör-
sel olarak tiyatro sanatına da-
ha uygun gibi geliyor bana.
Kaldı ki. romanın da, filmin de
ülkemizde konunun önemiyle
orantılı okuyucu ve izleyici bul-
duğunu sanmıyorum. Bir şey
daha var. Bir konunun çeşitli
sanat dallarınca ele alınması,
çoğu zaman izleyicinin ilgisini
kışkırtır, kışkırtmıştır" diyor.
Molina rolünde Mehmet Keskl-
noğlu oynuyor. Hücrede bütünüy-
le içine kapanmış, politik amaç ve
ideallerinden sapmamaya ka-
rarlı, özdisiplinli, entelektüel
karakter Valentin rolünde ise
Zafer Diper'i izliyoruz. Sine-
mada Raul Julia'nın oynadığı
Valentin, Molina ile karşılaş-
tıktan ve onunla yaşadıklann-
dan sonra nasıl bir değişim /
dönüşüm yaşıyor? Diper, so-
ruyu şöyle yanıtlıyor: "Valen-
tin, Arjanrin'de yaşanan olay-
ların süreci içinde (ki yapıtta
Brezilya'da anlatılıyor olay-
lar) kendisi ile ilgiü olarak,
kendi bilgilenimleri ve bu an-
lamda yetiştirilme tarzından
gelen katılık ve dogmalara sa-
hip. O dönem ve o eylemselük
içerisinde öyle davranması ge-
reken bir kişi. İnsani ilişkilerde
\ alentin'in bireysel ilişkileri
yadsıması, ki bunu yaparken
de belli toplumsal değerleri de
belki bir anlamda yadsımasını
getiriyor. Bu tartışma, bu eleş-
tirel bakış, bu yeni pencerelerin
açüması \lolina ile yaşadıkla-
nndan doğuyor. Bir anlamda
Molina'yı etkilerken kendisi de
etkilenip dönüşüyor Valentin."
Bizim Tiyatro "Örümcek
Kadının öpücüğü"nü cumar-
tesi ve pazar günleri saat 15.
30'da Dostiar Tiyatrosu'nun
Baro Han'daki salonunda
sahneleyecek. Zafer Diper, ye-
dinci yılına giren "Yargı"yı da
ayın belli günleri aynı yerde
sergileyecek.
Çinli
koregraf
• tSTANBUL (AA) —
Muhsin Ertuğrul
Sahnesi'nde ocak ayının
sonlannda perde açacak
"M. Butterfly" adlı oyunun.
koregrafisini Çinli dans
uzmanı Xing Hong yapıyor.
Istanbul Büyuksehir .
Belediyesi Şehir
Tiyatrolan'nın konuğu
olarak tstanbul'a gelen
Çinli koregrafın M.
Butterfly ekibine nefes
aldırmadan birbirinden
güzel, büyüleyici danslar
öğrettiği bildirildi. Bu arada
Xing'in profesyonel
hayatına Beycing Song and
Dance Company'de
çalışarak başladığı, 13 yıl
bu topluluk ile dans ettiği,
1982 yıhnda Beycing Dans
Yanşması'nda ikincilik,
1987 yıhnda da Çin Seyirlik
Dans Yanşması'nda
birincih'k kazandığı
kaydedildi.
Horhor'da
• Kültür Servisi —
"Çağdaş Tasarımlar
Geleneksel Resimler" adlı
sergi 10 ocak gününden
itibaren Fatih'teki Horhor
Sanat Galerisi'nde
görülebilir. Zeki
Fındıkoğlu'nun
çalışmalarından oluşan
sergi, galeride S şubat
gününe dek surecek.
Basında
Ttirkçe
• Kültür Servisi —
Istanbul Universitesi Basın
Yayın Yüksek Okulu
Yazınsal Etkinlikler Gnıbu
(YEG) tarafından
düzenlenen "Basında
Türkçe" konulu panel 6
ocak pazartesi günü
yapılacak. Hürriyet'ten
Leyla Ismier,
Cumhuriyet'ten Ayşenur
Arslan ve Konur Ertop'un
katılacağı Basın Yayın
Okulu öğrencisi Tijen
Tanyel'in yöneteceği panel
l'inci anfıde 13.00'te
başlayacak.
Türk müziği
konseri
• Kültiir Servisi —
Istanbul Universitesi Devlet ;
Konservatuvarı Türk
Musikisi lcra Heyeti genel
yönetmen Sait Tuna'nın
yönetiminde yann saat
17.30'da Hasan Âli Yücel
Hültür Merkezi'ode bir,.,
konser verecek. Kimsesiz ve
öğretilebiür çocuklar
yaranna düzenlenen Türk
klasik ve fasü müziği
konseri saat 17.30'da
başlayacak.
Oistrahk
Izmir'de
• Knltür Servisi —
Dünyanın sayılı keman
virtiözleri arasında yer alan
Rus kemancı Igor Oistrahk,
20 ocak pazartesi akşamı
Atatürk Kültür Merkezi'nde
bir resital verecek. Izmir
Kültür Sanat ve Eğitim
Vakfı Ue Dışbank
tarafından düzenlenen
resitalde Oistrahk, Bach,
Paganini ve Ysaye'nin
yapıtlannı seslendirecek.
Uşak tarihi
• Kültür Servisi — Uşak
ilinini "Görülmeye değer
tarihi eserlerini ve turistik
değerlerini resimle
tanıtmak" amacıyla İl
Turizm Müdürlüğü'nce
ödüllü resim yanşması
açıldığı öğrenildi. Resim
yanşması Useler ve
ortaokullar düzeyinde
düzenlendi. Yanşmaya
katılacak eserlerde "Uşak'ın
tabii güzelh'kleri, turistik
yerleri ve tarihi eserleri
(Uşak evleri, tarihi köprü,
han, hamam, çeşme) konu
olarak seçilecek.
MÜDÖGARD'LILAR
İCİN
ÇOK ÖNEMLİ
Mudo'iarda büyük
indiriminiz başladı.
Mudn'larda bu kış gördüğünüz,
beğendiğiniz ama alamadığınız her
şey için 3 Ocakla 8 Ocak arasındaki
günleri önce size ayırdık.
İndirim büytik, fivatlar
indirim sonuna kadar aynı.
Kartınızın indirimi tabii-ki
aynca geçerli. HİU'IH.'HTl \lııılıı Colleclion NAF NAF