20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 1992 HABERLER CUMHURÎYET/5 Kamrname sorununda Cumhurbaşkanı ÖTJUYI scmman eski başbakan Yıldınm Akbulut Krİzi "Yıldırım Akbulut: "*Benim başbakan bendeyaşadım,ama sustum YUNANİSTAN ğ «iönemlerde de "feuna benzer lıadiseler oldu, ama l>en çıkıp lcararnamem imzalanmadı diye lcamuoyuna . söylemedim. Kükümet gündem ; saptınyor." ANKARA (ANKA) — Eski ' t*aşbakanlardan Yıkttmn Akbu- * Cumhurbaşkanı Turgat Öza! hükümet arasındaki gergin- gin "gündemi sapürmak" için ortaya atıldığını iddia etti. So- runun başbakan Ue cumhurbaş- kıanı arasmda çözüleceğini kay- dLeden Yıldınm Akbulut, "Be- ^ m başbakan oktugum dönem- lcrde dc bnna benzer hadiseler oida, ama ben çıkıp bunu ka- ••noyuna söylemedim" dedi. "Cumhnrbaskanı kararna- maeleri imzaladı, imzalamadı" tartLşmasımn kamuoyu önünde yapılmasııun yarar getirmeyece- gini kaydeden Yıldınm Akbulut şunları söyledi. "Başbaluuı, cumhurbaşkanı ile otunır geregi neyse onu ya- par. Cumhurbaşkanı benim gönderdigim her kararnameyi ianzalamasın diye düşünmeye taiç kimsenin hakkı yoktnr. Camfcurbaşkaıu anayasal yetki- sini kullanıyor. 'Ben gönderi- rim, cumharbaşkanı imzalar' denmez. Gnaeydogu'da önem- li meseleler oinyor. Zamlar ve h*yat pahakbgı devam ediyor, bnnlan rehattaba hiçbir önlem yok. 'Çankaya imzaladı, imza- bunadı, Topln Konnt Başkanlı- gı'na şa getirfldi bu getirflmedi' diye güıılerce kamuoyuno meş- gnl etmek yanlıştır. Çankaya meaeiesini ortaya atarak gün- dcm saptıııiıyor. Dikkatferi baş- ka tarafa çekmek istiyorlar." Haftauk olağan görüşmenin hükümet ile cumhurbaşkanı arasında diyaloğu sağlamak için gerekli olduğunu, her yapılan işe yasal zorunluluk aranmava- Dgnışman cumhurbaşkanı Eski başbakanlardan Yıldınm Akbulut, Cumhurbaşkanı Özal ile hükümet arasındaki gerginligin 'gündemi saptırmak' için ortaya atıldığını iddia etti. STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'da cumhurbaşkanı "Demokratik ii- kelerin koruyucusu" olarak gö- rülüyor. Yunanistan'da "titr" açısından en yüksek mevkiye sa- hip olmasına karşın cumhurbaş- kanı, hükümetin işlerine kanşa- maz. Parlamentonun çoğunluğu tarafından onaylanan bir yasa tasansı, cumhurbaşkanımn im- zasından sonra yasa haline ge- lir. Cumhurbaşkanı, yasa ta- sarısında "uygun görmedigi" yerleri kamuoyuna açıklamaz. Eğer bir "itirazı" varsa; acil ol- madığı takdirde "askıya" alınır ve başbakan ya da hükümet yet- kilileriyle "özd" olarak görüşül- mesi için açıkta bırakılır -ki bu- gune kadar böyle bir itiraz du- yulmadir Yunanistan'da cumhurbaşka- nımn yetkileri 1981 yıhnda yüz- de 48'lik bir çoğunlukla iktida- ra gelen sosyalist PASOK tara- fından kısıtlandı. PASOK, ana- yasanın cumhurbaşkanımn yet- ki sımrlannı belirleyen 10 mad- dede köklü değişiklikler yaptı. Bu değişiklikler cumhurbaşka- nımn parlamentoyu "fesh etme", "erken seçim Oan etme", "ojaga- nttstü durum lan etme" gibi yet- cağını kaydeden Yıldınm Akbu- lut, Köşk'e gönderilen kararna- melerin imzalanmaması olayla- rını kendisinin de yaşadığını söyledi. Akbulut, "Ama ben 'kararnamemi cumhurbaşkanı imzalamadı' diye çıkıp kamuo- yuna söylemedim. Biz de gittik anlatok kabul ettirdik, kabul et- mediğini başka şekilde yapük" dedi. Yıldınm Akbulut herkese şef- faf olacağız diyenlerin cumhur- başkamna da öyle davranması gerektiğini beürtti. HUkümetin dilinden düşürmediği demokra- tikliğin içinde bütün bunlann bulunduğunu ifade eden Yıldı- nm Akbulut, "Cumhurbaşka- nının yetkilerini kabul etmek durumundasuuz, gerek olmasa göndermezsiniz. Ama geregi yok diyonanız, bu yetkiyi ana- yasadan çıkarürsınız" şeklinde konuştu. Kamuoyunun hükü- met ile cumhurbaşkanı çekişme- sinden rahatsız olacağmı kayde- den Akbulut, "Hesap soraca- ğız, dedlkleri için uyumlu gö- rüntü vermek istemiyorlarsa, zaten hesap soracak kadar da oy alamadılar. Demek Id ^fcdni dü- şünenler daha çok" dedi. Hukukçu göriişti Ote yandan Istanbul Üniver- sitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bakır Çaglar da yaptığı değerlendir- mede, 20 Ekim genel seçimleri sonrasuıda ortaya çıkan tablo- nun, hükümet ile cumhurbaş- kanlığı arasında "biriikte yaşar- FRANSA kilerini kısıtladı. Bu değişiklik- lere göre Yunanistan'da cumhur- başkanına bağlantüı olarak er- ken seçimlerin ilan edilebilmesi için cumhurbaşkamrun vefat ya da istifa etmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanımn Yunanis- tan'da "partiler üstü" ve önem- li bir kişUiğe sahıp olması gere- kiyor. Yunanistan'da "partici- lik"ten kaynaklanan çeşitli gö- rüş aynlıkları olduğu için cum- hurbaşkanı her zaman bir "katalizatör" rolü oynar. Baş- bakan ya da parti başkanlan "önemli" olarak gördükleri ko- nuları cumhurbaşkamna danı- şırlar. Cumhurbaşkanın yeni yıl, paskalya gibi dini ya da milli bayramlarda halka ilettıgi me- sajlar, başbakan ya da herhan- gi bir parti başkanının mesajın- dan çok daha "agıruklı" olarak kabul edilir ve "satır aralann- dan" çeşitli anlamlar çıkanlma- ya çalışınr. Cumhurbaşkanı hiç- bir durumda hükümeti ya da herhangi bir partiyi suçlamaz. Yunanistan'da cumhurbaşkam "halkın biriigini saglayan" ve "demokratik ilkelerin koruyucusu" unvanını 1974'te yıkılan 7 yühk cunta yönetimin- den sonra kazandı. lık sorunu" yaratügıru ifade et- ti. Parlamento çoğunluğu ile başkanlık çoğunluğunun birbi- riyle çeüşir hale geldiğini kayde- den Çağlar, sorunun kaynağı- nın, "farklı okumaya imkân tanıyan" 1982 Anayasası oldu- ğuna dikkat çekerek şöyle dedi: "Eğer anayasayı okumada uzlaşma gerçeklesmezse, bir de müzakere pedagojisi uygulan- mazsa, bir kurumlar gerillası kapıdadır. Yani, Çankaya ile pariamento arasında yetld pay- lasımından ortaya çıkan uzlaş- mazbk. Bu krize ya da kurum- lar geriliasuıa tek çözüm, hiç de koiay olmayan anayasa degişik- Ugidir. Yani farkh uçlardan yo- rumlara yol açmayacak bir ana- yasa metni hazırlamak gereki- yor." Yan başkanlık sistemi MİNE G. SAULN1ER PARİS — Laik, demokratik ve sosyal bir cumhuriyet olan Fransa'nın yurürlükteki anaya- sası, 1958 yüında ve General Charles de Gaulle'ün başkanlı- ğı sırasında halkoyu yoluyla ka- bul edilmiş bir metin. 34 ydlık işlerliği sırasında, yalnızca ikisi önemli toplam beş degişikliğe uğrayan Fransız ana- yasası cumhurbaşkanımn hal- koyu ile ve 7 yıl süreyle seçilme- sini öngörür. Cumhurbaşkanı; başbakam, anayasa mahkeme- si başkanını ve üyelerini, genel- kurmay başkanını, ban önemli Prof. Muammer Aksoy anısına düzenlenen panelde, konuşmacılann ortak görüşü: 6 Her derde deva' bir anayasatstanbul Haber Servisi — "tnsan Haklan Boyutu ile Ye- ni Bir Anayasa" konulu panel- de, yeni anayasanm "sabah er- kenden kapı çalındığında 'süt- çü gelmiştir' deme hakkını vennesi" gerektiği belirtildi. l.Ü. Iktisat Fakültesi Mezur. lan Cemiyetı (İFMC) üe Mülk,- yeliler Birliğı Istanbul Şubesı'- nin terör kurbanı Prof. Dr. Mu- ammeT Aksoy anısına The Mar- mara Oteli Balo Salonu'nda dü- zenledikleri, işadamı Üzeyir Ga- rih'in yönettiği panele konuşmacı olarak Istanbul SHP Milletvekili Ercan Karakaş ile ANAP milletvekili Bülent AJurcalı, Prof. Dr. Toktamıs Ateş, Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Is- tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan katıldı. Paneün acış konuşmasım ya- pan Üzeyir Garih, 1982 Anaya- sası'mn "bdld" yapüdığı zama- nın koşullarına uygun olduğu- nu belirterek "Fakat bu elbise bize dar geimeye basiadı. Ya biz büyüdük ya elbise çekti" dedi. Prof. Dr. Rona Aybay, kut- sal olanın devlet değil insan ol- dugunu ammsatarak "1982'de hazırlanan -anayasa demeye di- Hm varmıyor- metin, onu hazır- latan gencralin deyişiyle devleti iosana karşı korumak için hanr- latdm. Buna bütün ckkH huknk- çular gfllüyor. Ancak, Dogra- maa'nın da aralannda bulun- dagu birkaç sakşakçı, o genera- le fahri hokuk doktorasa unva- nı bfle verdiler" diye konuştu. Aybay, muhtardan iyi hal kâğı- dı getirenlerin '82 Anayasası'nı hazırladığım öne surdü. Prof. Dr. Toktamıs Ateş de kanunlarla yönetilen devletlere hukuk devleti denemeyeceğini söyledi. Ateş, Hitler, Stalin ve Salazar'ın da kanunlan olduğu- nu, ancak bunlann hukuka uy- gun olmadığını belirtti. Ateş, "Bizim kanunlarunız hukuka degil, ekonomik anlayı- da sosyal devlete uygun t Bu koşullarda her derde dcva bir anayasa yapmak ola- •aksız" dedi. Anayasalann ilahi, tabii hu- kul anlayışı gibi üst değerlere ba|lı olması gerektiğini öne sü- ren Prof. Dr. Hiiseyin Hatemi ise 3u değerlere varılmadığında gidlecek yolun "pozitivist aahyışa" varacağım söyledi. Haemi, "Halk anayasanm dar g d p gdmedigiııin genellikle bi- Hndnde deffl. Bunun sonucu batfcı gruplanmn çıkanna dav- nuan bir anayasa ortaya çıka- catftır. Bunun için degişmez üst deıerlerin hâkim oiması gere- k«" diye konuştu. iatemi'ye yamt olarak, "De- ez değer diye bir sey oia- Anayasa panelinde, (soldan saga) Bülent Akarcalı, Rona Aybay, Toktamıs Ateş. Üzeyir Garih, Hüseyin Hatemi, Ercan Kara- kaş ve Turgut Kazan, 82 Anayasası'nı tartıştı. (Fotograf: BEJIZAT ŞAHİN) maz. Her şeyin degjşilirligi esasür" diyen tstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, '82 Anayasası'mn tamamen tarihin çöplüğüne atılması gerektiğini söyledi. Kazan, "Lludağ Grand Yazıcı'da bir ogul ve bir yege- nin, arkasında tam teçhizath as- kerlerk geiip konuklan yere ya- tırması 82 Anayasası'nın nasıl yapıldığını anlaür. Yani, toplu- mu esir almışlardır, yere yatır- mışlardır ve anayasayı yapmış- lardır" dedi. Kazan, "Yeni ana- yasa"yı da şöyle tarif etti: "Ye- ni anayasa, sabah erkenden ka> pı çalındığında, Demirel'in de- yisiyle, 'sütçü gelmiştir' deme hakkı venneli. Başka hiçbir sey akla gelmemeli." Istanbul ANAP Milletvekili Bülent Akarcalı, salonda siga- ra icme yasağı buiunmasına kar- şın sigara içen Prof. Toktamıs Ateş'e atıfta bulunarak "Mu- ammer Aksoy hocayla üzerinde anlaştığınuz tek yasak, sigara yasagıydı" diye başladığı ko- nuşmasında, kurulma çahşma- lan yürütülen İnsan Haklan Ba- kanlığVnın, tek bir bakan ve özel kalem müdüriinden oluşan bir yapıda olmamasını istedik- lerini söyledi. "Toplumun geliş- me hızı bu anayasayı aşmıştır" diyen Akarcalı, "12 Eylül bas- kısı aydın geçinenler üzerinde değil de köydeki insanlar üze- rinde olsaydı, bu kadar ses çıkmayacaktı" savında bulun- du. Akarcalı, yeni anayasanm töhmet altında kalmaması için 450 milletvekilinin imzası olma- sı gerektiğini söyledi. Akarcah, "Yeni Medis'in bir numaralı haysiyeti yeni bir anayasa yap- mak olmalıdır" diye konuştu. Akarcalı'nın ardından konu- şan îstanbul SHP Milletvekili Ercan Karakaş ise 12 Eylül'ün sadece aydınlara değil, işçilere ve öğrencilere de büyük darbe vurduğunu savundu. Karakaş, Üzeyir Garih'in "Tesebbüs hür- riyetinden hiç söz edilmedi" sö- züne de "DİSK kapanırken ba- a işveren kuruluşlan kendi gö- rüşİerini hem de devlet televiz- yonundan açıklayabildiler" ya- nitını verdi. Enflasyon rakamına şaşamadığını söyleyen Başbakan Dennret Bu enflasyon 4-5 ay önce belliydiay AN AP Genel BaşkanıYılmaz Yapılan KİT zamları haksızdı. * »tiknın "%??*'*e B Zam yapılan ürünler, zarar eden kuruluşların urunlen değil. TOBB Başkanı Bona Yırealı Yapılan zamlar, bu yılın ilk üç ayına olumsuz yansıyacak. Enflasyon yüzde 75'e çıkabilir. obnasuu bekMyorduk. 1991 enflasyonnnun yüksek otocagım bfliyordiık. 4-5 ay evvel ah- nan karariarm etkisidir buniar. Ocak-şubat- martta da bu etkiler görülecektir" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise yaptığı açıklamada KİT zamlanm "haksız" olarak nitelendirerek şunlan söyledi: "Zam yapılan ürünler, zarar eden kuru- luşlann ürünleri degfl, bilakis kflr eden ku- ruluslann, zam ihtiyacı olmayan kunıluş- larmttrönlerinezam yapütar. Zamlar ashn- da vergi yerine yapdmıştır. Bu şekilde bü- tün halka vergi getirmek yerine, vergi ver- meyenlenlen alsalardı daha adaleüi davra- nırlardı. Hukümetin seçinüere giderken ekonomik duramu tam olarak görme im- kânı vardı. Ama duramu görmezden gelip Zaten yüzde 65 ile 70 arasında aştn vaatlerde bulundnlar. O vaatkri şim- Ekonomi Servisi — DtE'nin yüzde 71.1 olarak açıkladığı enflasyona ilişkin görüş- lerini aktaran Başbakan Süleyman Demi- rel, bu enflasyonun 4-5 ay önceden belli ol- duğunu savunurken ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz, KİT zamlan nedeniyle hü- kümeti suçladı. Iş dünyası ise 1991 yılı enflasyonunun beklenenin alunda çıktığmı savundu. TOBB Başkanı Rona Yırealı, enflasyonun yüzde 75'e kadar çıkacağını tahmin ettiklerini söy- lerken İTO Başkanı Atalay Şahinoğlu, açık- lanan rakamın gercek enflasyonun altında oldugunu savundu. Başbakan Süleyman Demirel, 32. Gün programımn çekimi için gittiği TTrTden çı- kışında gazetecilerin sorulannı yamtlarken enflasyon rakamına şaşırmadığjnı söyledi. Demirel, mli engeldir." Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rona Yırealı da dün enf- lasyon rakamlan ile ilgili bir acıklama ya- parak geride bıraktığımız 1991 ydı enflas- yon rakamlanmn beklenilen sınırlar içinde gerçekleştiğini belirtti. Yırcalı şöyle dedi: "Yapılan zambu-ın bu yüın ilk 3 ayhk dö- neminde etkileri ekonomiye olumsuz yan- sıyacakür. Beklentimiz bu yıhn ikinci yan- sından itibaren alınan ve alınacak dan ön- lemlerle enflasyonun düşme eğiUmtee gir- mesidir. 1992 ydı ortalamasının 1991 yıun- dan daha düşük olmasım öngörüyornz." Istanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu ise 1990 ve 1991 yılı enflasyon oranlannın sıkıştınl- mış bir enflasyon oldugunu belirterek "1991 enflasyon oranı yapay fiyatların göstergesidir" dedi. Şahinoğlu, maliyetler- le ilişkisi olmayan, yapay fiyatlara dayanan endekslerin gerçeğin altında bir görüntü verdiğini savundu. İTO Başkanı yıhn son haftasında yapılan zamlann endekslere tam olarak yansımadığını da vurguladı. askeri ve sivil kişilerle, devlet yöneticilerini atamak yetkisine sahiptir. Dış politikayı ve savun- ma politikalanm yönlendirir ve uygulatır. önemli konularda re- ferandum karan alabilir. Parla- mentoyu fesih yetkisi vardır. Parlamentoya karşı doğnıdan sorumlu değildir. tstediği zaman bakanlar kuruluna başkanlık edebilir. Fakat cumhurbaşkam- nm her bakanlar kurulu toplan- tısına başkanlık ettigini sanmak yanlıştır. Bu, çok önemli za- manlarda ve sık görülmeyen bir dunımdur. Olağan hallerde, ba- kanlar kurulunu başbakan top- lar, alınan kararlar hakkında gerekirse cumhurbaşkamna bil- gi verir. Ve bu düzenlemeye özetle, 'yan başkanlık sistemi' denir. Ancak... Fransız devletinin on yılı aşkın süredir başında bu- lunan Cumhurbaşkam Franço- is Mitterrand'ın, kendisine yu- kanda sıraladığımız yetkileri ta- nıyan anayasa ile özgün ilişki- leri var ve bu yetkileri alabildi- ğine kullanmak eğüimine, Kör- fez savaşı haricinde hiç yenilme- di. Çünkü bugünün Cumhur- başkam Mitterrand, dünün ana muhalefet partisi lideri iken ve hatta De Gaulle zamanında, 58 Anayasası'mn cumhurbaşkam- nı parlamentoyu aşan yetkiler- le donatmasına ve parlamento- daki muhalefetin boğulmasına yol açan baa maddelerine ba- şından beri karşı çıkmış bir po- litikacıydı. YPK toplanıyor İnönü'ye ekonomi brifîngiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosa) — Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, önumuzdeki haf- ta yapılacak 4 günlük YUksek Planlama Kurulu (YPK) toplan- tılan için hazırlık yapıyor. İnö- nü, dün Devlet Planlama Teşki- latı'na giderek program caüşma- lan hakkında bilgi aldı. İnönü, tüm randevulannı da iptal ede- rek önumuzdeki haftayı ekono- miye ayırdı. Başbakan Yarduncısı İnönü, dün Devlet Planlama Teşkilatı- na giderek ekonomik program hedefleri hakkında detaylı bilgi aldı. Ekonomiyle ilgili başdamş- manı Hurşit Güneş, Doç. Dr. Erol Kaüraoğlu ve öteki ekono- mi danışmanlanyla biriikte DPTye giden tnönü, bir buçuk saatlik brifingde, DPT Müsteşa- n tlhan Kestei, müsteşar yardım- cılan, başta iktisadi planlama olmak üzere çeşitli birimlerin üst yöneticileri ile görüştü. Brifingde, plan ve programın ülke ekonomisi için taşıdığı öne- mi vurgulayan İnönü, "Plan ve program, ülkede optimizmin ol- dngnna işarerör" dedi. Ekono- mide işleri oluruna bırakmamn "karamsaruk", insiyatif kullan- manın ise "iyknsertik" gösterge- si oldugunu belirten İnönü, DPT hakkında da övücü sözler söyledi. tnönü aynca araştırma çalışmalan ve yeni teknolojinin geliştirilmesine dönük harcama- lann arttınlması ve yeterli kay- nağm aynlması gerektiğini kay- detti. DPT Müsteşan llhan Kesici de çarşamba gününden itibaren başlayacak olan ve 4 gün süre- cek Yüksek Planlama Kurulu toplantıları öncesinde, 1992 yılı için belirlenmiş hedeflerin revi- ze edilmeye çalışüdığmı bildirdi. siyasal muhalefete karşı amansız iken dincileri * kollamayı kurnazlık sayan İran Şahı gibi... AHMET TANER KIŞLALI CezayirSeçimleri ve 12 Eylül İranlı muhaliflerden, Halkın Mücahitleri örgütünün ön- deri Mesut Racavi, bir Türk gazetecisine şöyle diyor: "Ben istemez miyim İran da Türkiye gibi bir laik Müslü- manlar ülkesi olsun? Ama benim ülkem sizinkinden yüz- yıllarca geri kaldı. Bize Atatûrk gibi bir önder lazımdı, Şah geldi. Siz çok şanslı bir ülkenin çocuğusunuz!.." Bu satırlar, Sıtkı Uluç'un "Avrupa'da İslâm: Dönenler" kitabtnda var. Ve bir yorumu gerektirmeyecek kadar açık. Kemalist Devrim ile biriikte Türkiye'nin diğer Müslüman ülkelerden ne ölçüde farklılaştığı bılinmeyen bir şey de- ğil. Ama Cezayir'de İslamcı güçlerin büyük seçim zaferi- ni "köktendincilerin önlenemez tırmanışı"na baglamak ne ölçüde yanlış ise; bu durumu, sadece Cezayir Devrimi- nin "Kemalist' bir içerik kazanmamış oluşu ile açıklamak da o ölçüde aldatıcı. Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin geçen hafta uğ- radığı büyük seçim yenilgisi ile Cumhuriyet Halk Partisi1 nin 1950 yılındaki büyük yenilgisi ve -başta Sovyet Komü- nist Partisi olmak üzere- Doğu Avrupa ülkelerinin komü- nist partilerinin uğradıkları büyük yenilgiler arasında çok anlamlı benzerlikler var. • • • Cumhuriyet Halk Partisi, ilk "gerçek" çok partili özgür seçimlerde yenilmişti. Komünist "tekparti"\er, ilk çok partili özgür seçimlerde yenildiler. • Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi, ilk çok partili özgür seçimlerde yenildi. Cumhuriyet Halk Partisi'ni kuranlar, ulusal bağımsızhk hareketinin ve Türkiye'ye bir çağ atlatan devrimin öncü- leriydiler. Ama 1920'lerin kahramanları, 30 yıl sonra yıp- ranmışlardı. 1950 seçim sonuçları, kapalı rejimin yarattı- ğı kaçınılmaz hataların ve kitlelerde doğurduğu önlenil- mez tepkilerin doğal ürünüydü. Sovyet Komünist _ . . ., . ' Partisi, yarı-feodal bir C6Z3yir 06VnmCİl6l1 topiumdan, çağdaş ektikleıini biçiyoriar. Ihpkı bir sanayi toplumu yaratan devrimin ön- cü gücüydü. Ama 1920'lerin öncüleri, 1980'lerin koşulların- da "ayak bağı" ol- muşlardı. Eleştiriyı engelleyen, parti yöneticilerini toplumun ayncalıklı bir ke- simi haline getiren, seçeneklerin ortaya konmasına izin vermeyen bir baskı rejiminin son meyvesi, Lenin'in heyv kellerinin kırılıp yerlerde sürüklenmesi oldu. ^ Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi de hem Fransa'ya kar* şı verilen ulusal bağımsızhk savaşının hem de çağdaş bir toplum yaraima amacıyla atılan devrimci atılımların sim* gesiydi. Orada da "tek parti" döneminin baskıcı koşulla» rı, sonunda kazandırdtklarını unutturacak düzeyde bir tep» ki birikimi yarattı. Yanıtlanması gereken bir tek soru kalıyor geriye: Niçin bu birikimden başka siyasal akımlar değil de köktendin-. ciler yararlandılar? , • • • Bu satırların yazarı, Cezayir Devrimi'nin 25. yıldönümö kutlamalannda Türkiye'yi temsil etmişti. İki resmi gezide karşılaştırmak olanağı bulduğu Tunus ile Cezayir arasın- daki "ufak" bir fark da dikkatinden kaçmamıştı. Cezayir'de, resmi yemeklerde konuklarına şarap ikram eden bakanlar, kendileri şarap içmiyorlardı (Gözlerden uzak olduklannda ise,çoğunun içki kullandığı biliniyordu). Oysa Tunus'ta, devleti yönetenlerin benzeri bir çekingen- liği yoktu. Cezayir'de siyasal muhalefete izin vermeyen rejim, din- cilere karşı hoşgörülüydü. Halkın desteğini sağlamada, dinsel duygulara önem verildiği açıktı. Din, yönetime karşı tepkilerin, muhalefetin tek sığınağı idi. Tunus'ta ise yönetim biçimı genel olarak daha yumu- şak ve daha laikti. Din, bir baskı ve siyaset aracı olarak kullanılmıyordu. Burgiba, Kemalist Devrim'den çok esin- lenmişti. Tunus'ta bugün bir köktendinci iktidar olasılığı gündem- de yok. Cezayir devrimcileri ise ektiklerini biçiyohar. Tıpkı siyasal muhalefete karşı amansız iken dincileri kol- lamayı kurnazlık sayan İran Şahı gibi... Tipkı -Kemalist sol dahil- solun her türünü ezerken din- cileri kullanarak bir halk desteği sağlayabileceklerini, di- ni solun panzehiri olarak kullanabileceklerini sanan 12 Ey- lül'ün beş generali gibi... Çetin: Önce iç güvenlik • LEFKOŞA (Cumhuriyet) — Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Suriye'yi isim vermeden eleştirerek "Bir ülkenin komşusundaki bir törer hareketini desteklemesinin asla kabul edilemeyeceğini" söyledi. KKTC ziyaretinin son gununde bir basın toplantısı düzenleyen Hikmet Çetin, "PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den isteneceği" yolundaki haberler konusunda, "Dışişleri Bakanı olarak böyle bir talepte bulunmadığım" söyledi. Çetin, "Ancak bu konu, komşu ülkelerle sürekli göruşülüyor. Biz, komşularımızla olan ilişkilerimizde, sorunlann banş yoluyla- çözümlenmesinden yanayız" dedi. Çetin, Türkiye'nin önce kendi sınırları içinde guvenliği sağlaması gerektiğini kaydetti. Dünyada artık silahla hak arama devrinin bittiğini söyleyen Hikmet Çetin, "Bu yolun yol olmadığını kısa zamanda herkesin ve PKK örgütünün de anlaması L gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu. :~ Liderlerden Denıirere mesajlar - • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ahnanya Federal _ . Cumhuriyeti Başkam Helmut Kohl, Başbakan Süleyman £ ' Demirel'e bir yeni yıl mesajı göndererek iki ülke arasındakı- iyi ilişkilerin sıkı ve güvene dayah bir işbirliği içinde \, yürütüleceği temennisinde bulundu. Başbakan Demirel de cevabi mesajında Kohl'ü Türkiye'ye davet etti. Özbekistan K Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tslam Kerimov da Demirel'e •*• gönderdiği mesajda, Türkiye'nin yaptığı gıda maddesi ve -** ilaç yardımından dolayı teşekkür etti. Polonya Başbakam s l Jan Olszewski ile Slovenya Icra Konseyi Başkanı Lojze r " Peterle de Demirel'e birer kutlama mesajı gönderdiler. li<; MÇP'den kontr-gerilla yasa önerisi *: • ANKARA (ANKA) — MÇP Erzurum Milletvekili Muftüoğlu, "Türkiye güvenlik araştırmalan kurumu" kurulması ve bu kurum çerçevesinde terörle "özel mücadele" için "özel güvenlik birimi" oluşturulmasını öngören bir yasa teklifi hazırladı. 14 MÇP milletvekili tarafından imzalanarak TBMM Başkanlığı'na sunulan teklifte, "Türkiye güvenlik araştırmaları kurumu"nun "Türkiye Cumhuriyeti'nin ulkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemleri önlemek, terörü önlemek gerekli araştırmaları yapmak ve projeler geliştirmek"le görevli olacağı belirtildi. Yasa teklifine gerekçe olarak Güneydoğu'daki terör olayları gösterildi. içüV \&
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle