25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet| Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecüik Türk Anonim Şırketi adma Beıia Nadi 0 Murahhas Uye: Emiat Ujaklıgil 0 Genel Yayın MudurU: teaa Cemıl, Yazı Işleri Mudurü: Ok«y GöDensin 0 Yazı Işlerı Mudur Yaıdımcıları: SaJim Alpaslın, Kerem Çaiışkan, Necdet Dogan, Lutfu Tlnç Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar 0 Ankara Temsılcisı: Ahroet Tan tç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi: Meral Tım«r, Kültür: Celtl Üster, Istanbul Haberleri: Muhittin Sirer, Spor: Abdülkadir Yücelman, Makaleler: Şahin Alpay, Düzeltme: Abdullata Ynucı # Koordina- tör: Ahmet Korulsan • Mali lşler: Erol Erkat # Muhasebe: Bülent Yener 0 Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoğlu 0 Reklam: Ayşc Tonıa * tdare: Hiıseyin Gürer # Işletme: Önder Çelik * Bilgi-İşlem: Nail lnal « Personel: Sevgi Bostancıoğlu Basan vr Yayan. Cumhurıyn Mslbaacıhk vc GazHctlllk T.A-Ş. TOrkoca$ Cad 39/41 Ca*lk>till 34334 Uı. PK. 246 lsıanbul Tel. 512 05 05 (20 hal). Telo. 22246, F«x. (1) 526 50 72 0 Bürvtar Kmkmnc Zıya GOfcılp BJv lnkılıp S. No: 19/4. Tel: 133 11 41-47, Tekx. 42344, Fajc (4) 133 05 65 0 Umtr. H Zıya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 13 12 30, TUBC: 52359, Fax- (51) 19 53 60 0 A^m: Jnönıl C»d 119 S. No: 1 K*l I, TH 19 37 52 (4 hml). Ttia- 62155. FM: (71) 19 25 7! TAKV1M: 5 OCAX 1992 Irasak: 5.50 Güneş: 7.22 Oğle: 12.14 îkindi: 14.35 Akşam: 16.56 Yatsı: 18.22 Küba Dostları toplanıyor tsüubd Haber Servisi — Seksen aşktn bilim insanı, sendikacı, avukat, gazeteci, ya- yımcı ^e sanatçınuı bir araya gelerek kurduğu 'Küba Dost- lan", a-alannda Fidel Castro ve Che Guevara'nın da bulun- duğu gerillalann Havana'ya gi- riş yıldSnumii olan 8 ocakta bir kitlc toplanüsı düzenleye- cek. Amerika'nın kuşatması altında bulunduğunu belirttik- leri Küba halkıyla dayanışma için bir araya geldiklerini bil- diren "Kiibfl Dostlan"nın 20 Aıalık 1991'de Istanbul'da ya- pılan w katılanlar arasında Zihni Audof, Demirtaş Cey- hun, Bigcsu Eraros, Müştak Ercnus, Ercan Kanar, Yalçın Küçük, Emin Karaca, Yaşar Kaya, Rasih Nuri Deri, Orhan tyilcr, Şevki ömeroghı, Mun- zur Pekgüleç, Nail Satlıgan, Sungur Savran, Mehmet Emin Sert, Sedat Tııncer, Levent Tü- zd ve Ejber YagmurdereU'nin de bulunduğu ilk toplantısın- da, tartışma ve öneriler doğ- rultusunda belirlenen uygula- ma kunılu bir çağn yayımla- dı. tEKV OKULLARI Dalan-Sözen tartışması bizim dışıııuzcla tstanbul Haber Servisi — Istanbul Büyükşehir Belediye Ba$kanı Nnrettin Sözen'Ie es- ki Belediye Başkanı Bedrettin Dalan arasında Eğitim ve Kül- tür Vakfı okullannın arsalany- la ilgili tartışma konusunda bir açıklama yapan vakıf genel müdürü Ihsan Salcıoglu, "Vakfımız Sayın Dalan'ın giri- şimiyte kurulmuş ofea da onun siyasal çahşmalanyla hiçbir U- gisi yoktur" dedi. Hukuki du- rumu belirten bir yaanın da eklendiği açıklamada, vakfın okullanna ait arsalann mülki- yetinin ve tapusunun halen va- kıfta bulundugu belirtildi. Salcıoğlu, ögrenci velilerine de gönderdiği yazıb acıklama- sında şu görüşlere yer verdi: "İstanbul Belediyesi'nin şinutilri yönetiminin, daha ön- ceki yönetimin icraatıyla ilgili tutumu bilinmektedir. Bunun poUtik yöoü, vakfımızuı konu- lannın dışındadır. Ancak bu tDtumun sonuçlanndan biri olarak vakfimız da tartışma konusn haiiııe getirflmek isten- miştir. Bonun nedeni, İstanbul Belediyesi eski Başkanı Sayın Dalan'ın vakfunızın da kunı- CBSB olmasıdır. Bn böyttk bir haksızlıktır. tstanbol Egitnn ve Kültür Vak- fı'nın, Sayın Dalan'ın girişi- miyle kurulmuş olsa da onun siyasal çanşmalanyla hiçbir il- gisi yoktur. Bu noktaya, her- kesten önce Sayın Dalan özen göstenniştir ve göstermektedir. Vakfın buna karşın şimdiki îstanbul Belediyesi'nin hedef- leri arasma girdiği belirtilen açıklamada, belediyeden alı- nan arsalarla ilgili konunun adli mercilere intikal ettirildi- ği beklirtildi. Açıklamada "Amacımız, kendi alanında en başarılı, en büyük eğitim ku- nıluşu olduğu nerkesçe tasdik edilen vakfımızm bütün bu yanlışlardan en ufak bir zarar görmemesidir. tstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı, kişilerin malı değildir" denildi. Uzay merkezi gibi disko: Andromeda İstanbul Haber Servisi — 10 milyona yaklaşan nüfusu ile İstanbul kenti önceki gece Taksim'de açılan Andromeda adlı dev bir diskoteğe kavuştu. En büyük yıldız kümesi anla- mına gelen Andromeda'da la- ser ve elektronik teknolojisi ile müzik-ışık gösterisi sunuluyor. Türk, Ingiliz, Italyan mühen- dis ve teknisyenlerinin gerçek- leştirdiği bu sistemlerin yanı sı- ra duvardaki 50 metrekarelik dev ekrana çanak anten saye- sinde abnan görüntüler yansı- tılıyor. Uzay çağını simgeleyen dekorasyonıın bulunduğu dis- koda, 110 metrekarelik dans pisti bir metre kadar yukanya çıkabüiyor. Ses gücünün 120 desibel oldugunu söyleyen Andromeda'ın sahibi Levent özkan, binası ile birlikte 100 milyar liraya mal olan disko- teğin bir benzeri bulunmadığı- nı, 2500 kişi kapasiteli bu sov merkezlerinde Italyan yemek- lerinin sunulduğu restoranla birlikte VIP bannın da büyük ilgi göreceğini açıklıyor. 90 personelle birlikte 25 güvenlik görevlisinin çahştığı Androme- da adb diskoya girişler 75 bin lira olacak. Dünya gibi moda da dahayalın, dahapratik, daha kuru biryöne doğru kayıp gidiyor Bu vüzyıl bir daha yaşanamaz Scherrer'den 1992 yazı için siyah ketenden bir tayyör. Model allın rengi Afrika motifleri ile işli. Ne heyecanlı başlamıştı yüzyıl... Eski gelenekler yıkılıyordu bir bir. Paris kıpır kıpırdı. Moda da öyle. Balenli korselerin, işkencelerin sonuydu. Kadınca bir silüet doğuyordu, yumuşak, akıcı, yepyeni... NECLA SEYHUN 1992!.. Handiyse 2000. Ne kaldı şunun şurasında 20. yüzyılın son sayfasmı çevirmek için?.. Kimimiz azını yaşadık bu yüzyılın, kimimiz çoğunu. Ama geride bırakmak üzere olduğumuz 1900'ler, ilginç olayların yaşandığı, hareketli bir dönemdi. Hele moda açısından. Böylesine bir yüzyıl bir daha yaşanmaz belki. Böylesine heyecanlarla, böylesine değişikliklerle, böylesine güzelliklerle dolu. Dünya gibi moda da daha yalın, daha pratik, daha kuru bir yöne doğru kayıp gidiyor. Kaçınılmaz. Kim engelleyecek ki bunu?.. Ne heyecanlı başlamıştı yüzyıl... Eski gelenekler yıkılıyordu bir bir. Kültürde, sanatta yeni bir uyanış vardı, yeni bir canlanma. Sanatta kübizm, sürrealizm... Müzikte Stravinsky, Ravel, Debussy... Proust'lu, Gide'li, Cocteau'lu yıllar... Paris kıpır kıpırdı. Moda da öyle. Poiret, Vionnet, Alix, Callot, Molyneux, Paquin, Chanel, Schiaparelli... Balenli korselerin, işkencelerin sonuydu. Kadınca bir silüet doğuyordu, yumuşak, akıcı, yepyeni. Callot inanılmaz sadelikteki modellerini, inanılmaz zenginlikteki Çin motifleri ile süslüyordu. Vionnet verevin tanrıçası oluyordu. Alix (sonraları Madam Gres adı ile tanınacaktı) drapelerde inanılmaz bir incelik ve ustalık gösteriyordu. Schiaparelli orijinal buluşlarla tum kadınları büyülüyordu. Ve Chanel 20. yüzyılın kadınını bambaşka bir görüşle yaratıyordu. Yeni stil mobilyalar, yeni kumaşlar, yeni gösteriler. Aynalar, halılar, lambalar, ciltler. İnanılmaz bir zevkin, eşsiz bir becerinin ürünleri. Sonra 20'li yıllar... Çılgın yıllar... Art deco yılları. Caz ve blueslar... Josephine Baker ve Casino de Paris dönemi.Çarlistonlar, Mercedesler, Renaultlar, sarı, açık gri gök mavisi arabalar... Kısa etekler, kısa saçlar, pijama türü kıyafetler. Güneşte yanmalar, ten rengi çoraplar, inciler... Düz göğüsler, düz kalçalar... Otuzlu yıllarda uzayan etekler, mat krepler, müslinler, vücudu ikinci bir deri gibi saran verev modeller... Geniş dekolteler, çıplak sırtlar. Ağır valsler, slovlar... Gundüzleri tayyorler, kare omuzlar. Fötr şapkalar, kumaş çiçekler... Sonra kırklar. Savaşın izlerini taşıyan yokluk yılları. Kısa etekler, parkalar, bağcıklı altı tahta pabuçlar, askılı çantalar, pantolon-etekler, çorabın yokluğunda boyah bacaklar... Sonra 1947'de Dior... Şu ünlü 'new look'... Yeniden zarafetin doruğu. On yıl boyunca Dior'lu, Falh'lı, Balanciaga'lı, Givenchy'li, Balmain'li soluk kesen modeller... Sonra 60'lar... Uzaylar, kalp nakilleri, Pierre Cardin'ler, Courreges'ler, Paco Rabanne'lar... Bir ara hippiler... Ardından Tbierry Mugler'le gerçek dışı bir giyim türü. 80'li yılların başında Paris'i saran Japon havası. Samuraylar, dilenci modalan, pıllım pırtım kıyafetler. Buna inat, lüks, renkli, yürekli bir çıkış Lacroix ile... Sonra?.. Sonra işte bir bocalama... Ne yapacağını, nasıl bir çıkış yolu bulacağını bilmemek yalnızca modanın mı suçu?.. 1900'ler işte bitmiyor. Modada bir daha hiç yaşanmayacak denli hareketli, renkli, inişli çıkışlı ve dönemeçli bir yüzyıl... Kimimiz azını yaşadık bu yılların, kimimiz çoğunu. 2000'li yıllar, şu anda kapah bir kutu. Onun dünyaya ve modaya neler getireceğini yaşayanlar görecek. Zaman akıp gidiyor. Olaylar olayları, modalar modalan izliyor. Ama kim olayları, modalan nereye kadar izleyebilecek bakalım? Herkesin izleme süreci ayrı... Eski Türk kaftaııları, Italyaldaİtalya'mn pek çok yerinde olduğu gibi Cortina'da da en sevilen spor kayak ve dağcılıktan sonra yemek. Bu nedenle gece hayatı çoğu kez restoranda başlayıp restoranda bitiyor. NtLGÜN CERRAHOĞLU CORTINA — Prenses Dori Pignatelli Corti- na'da eski Türk kaftanlannı pazarlamak istiyor. Yeni açılan Doğu Avnıpa pazarlarının cazibesi- ni çoktan keşfeden Prenses Pignatelli, Macar ve Rumen köylülerinden topladığı folklorik giysi- leri ttalya'daki antikacı dükkânının altında sa- tıyor. Güllü alh uzun büzgülü etekler, işlemeli cepkenler ve fıstolu, dantelli beyaz gömlekler üzerinde ufak değişiklikler yaptıktan sonra bun- lanparçabaşına,3.5-4milyonTL'yesatıyor Ba- yan Pignatelli. Cortina'nın jet-sosyetesi, bu folk- lorik giysileri dağ evlerinde şömine başında dü- zenledikleri özel gecelerde giyiyor. Pignatelli'nin dükkânında Chanel'in ünlü mankeni Ines de la Fressango, Barilla makarna- larımn sahibi Marilena Barilla, mücevherci Ni- cole Bulgari ya da Fendi Kardeşler'e rastlamak mümkün. Cortina'da birbirinden güzel dağ ev- lerine sahip olan bu ünlüler; burada sık sık dü- zenlenen sergi, konser ve kdtap takdim günlerin- de de bir araya geliyorlar. Sosyetenin yanı sıra Ulkenin ileri gelen politikacılan, yazar ve gaze- tecilerini çeken bu tip kültürel faaliyetler; Cor- tina'ya Alpler'deki diğer kış sporlan merkezle- rinden farkh bir hava katıyor. Başbakanlığının yam sıra gazetecüiği ve yazarlığı ile tanınan Gi- ulio Andreotti, örneğin kitap takdim ve imza günlerinin en aranan isimlerinden biri. Senato Başkanı Giovanni Andreotti, Italyan gazeteci- lerinin "Üstad"ı sayılan Indro Montanelli, es- ki başbakan-müstakbel Dışişleri Bakanı adayı Ciriaco de Mita, Cumhurbaşkanı Francesco Cos- siga, yazar Umberto Eco bu tip kültürel rande- vulann vazgeçilmez simalan arasında geliyor. VlP'le göriinmek yanşı Rahibelerin çaüştırdığı mütevazı bir konuk evinde kalan Hrristiyan Demokrat Giulio And- reotti ile mülti-milyarder entellerin oteli sayılan "Hotel de k- Poste"da kalan Spadolini dışında, diğer ünlulerin hemen tümu ya kendi özel villa- larında ya da yakın dostlarının evinde konaklı- yorlar. Bu nedenle Cortina'nın otellerinde VIP'- ler pek görunmuyor. Kültür olaylarımn dışında piyasa saatinde "Gorso d'Italia" cadde- sine arada bir çıkan ünlü simalar, ev partilerin- den başka Cortina'nın birkaç ünlü restoranın- da bir araya geh'yorlar. En tamnmışlan "El To- ula", (On masadan oluşan) "D Moloncino", "Lago Chedina" ve "D Caminetto" olarak sı- ralanabilecek restoranlarda adam başı 300-400.000 TL. veren müşteriler bu lokallerde VlP'lerle birlikte göriinmek için birbirleriyle ya- nşıyorlar. öyle ki 'Andersen Masallan'nı andı- ran bir gölün yanıbaşındaki Mago Ghedina gibi restoranlarda bir ay öncesinden yer ayutmak ge- rekiyor. İtalya'mn pek çok yerinde olduğu gibi Corti- na'da da en sevilen spor kayak ve dağcılıktan sonra "yemek". Bu nedenle gece hayatı çoğu kez restoranda başlayıp restoranda bitiyor. Cortina'- da Otel Europa'nın altındaki "VIP Club"ve gençlerid gittiği diskotek "Area" dışında heye- canlı bir gece hayatı yok. Bu nedenle buradan 3-4 saat mesafedeki Garmisch, Zernatt ve Saint Moritz gibi daha enternasyonal çevreye hitap eden diğer ünlü kayak merkezleriyle rekabet et- mekte güçlük çekiyor. '60'lann Guntber Sachs'li, Ira Furstenberg'li "Doke Vita" günlerinden bu yana otel altyapısını yenilememiş olan Cortina aynca yabancı turistlere pahah geliyor. Orta ka- rar bir oda ve yanm pansiyon için günde adam başı 800.000 TL alan oteller, Avnıpa'mn ünlü diğer kayak merkezlerinde ahşamadığı gibi sau- na, jakuzi, kapalı havuz, estetik merkezi gibi hiz- metler vermiyorlar. Zengin Italyanlarla dilediği gibi iş yapan Cortina esnafı ve sükûnet arayan VlP'ler yabanalann istilasını önlemek ve paket turlarla kış turizmi yapan turistlere kapıyı açma- mak için modernleşmeyi teşvik etmiyorlar. Btiytileyici kayak merkezi Her şeye rağmen Avnıpa'mn ünlü kış sporu merkezlerini iyi tanıyan yabancı kayakseverler. Alpler'de Cortina'dan daha büyüleyici bir ka- yak merkezi olmadığını iddia ediyorlar. Her za- man güneş alan, fazla rüzgâr tutmayan açık bir vadinin üzerinde kurulan Cortina d'Ampezzo, kayakseverlere değişik beceri düzeylerine göre birbirinden güzel manzaralı 140 kilometrelik ka- yak pisti vaat ediyor. Halen İtalya'mn en büyük kayakçısı sayılan "Bomba" Alberto Tomba'yı yetiştiren bu pistler; gün ışığına göre rengi deği- şen roze-bej renkteki sipsivri kayalık tepelerle çevrili bulunuyor. Dağcılık tutkunlan, bir duvar gibi dik, yüksekliği 3000 metre civannda olan bu kayalann tepesine yaz kış tırmanıyorlar. Hima- layalar'a tırmanan dağcılann açtığ^ bir Alpinizm okuluna da sahip olan Cortina, buraya ulaşmak şansına sahip olan sporseverleri düş kınklığına uğratmıyor. tK Fransız cazcı Claude Bolling bu akşam Cemal Reşit Rey'de Garantili bir konserClaude Bolling Fransa'da devlet desteğinden en çok yararlanan caz müzisyeni. Henüz yirmisinde iken Mezz Mezzrovv ve Lionel Hampton'la çalışmaya başladı. Claude Bolling konserini davulda Pierre Yves Sorin ve kontr basta Cordelette'le verecek. SADETTtN DAVRAN All The Things You Are, Bo- ogie Woogie On St. Louis Blu- es, Green Dolphin Street, How Long Has This Been Going On, ,11 Don't Mean A Thing, Just One Of Those Things, Sweet Lorraine, Tea For Two... Daha da var. Fransız piyanist Claude Bolling, bu akşamki konserinde bu sırayı izlemeyebi- lir; bu standartlann hepsini çal- mayabilir, ama çoğunu çalacak. Garanti... Aynca kendi bestelerinden olan A La Français, Bach In Swing, Borsalino, Caüfornia Su- ite, Duke On My Mind, Etude In Blue, Midnight On Theloni- ous'u da... Belki bu sırayı izle- meyecek, ama çoğunu çalacak. Garanti... Kısacası bu konser garantili bir konser. Her bakımdan serü- ven yok. Nasıl ki örneğin kimi lokantalarda daha kapıdan bel- lidir, içeride başmıza, daha doğ- rusu damağınıza beklenmedik hiçbir şey geünez, Claude Bol- ling konserleri de böyledir. Ko- lah örtü, gümüş, kristal, birinci srnıf porselen, birinci sınıf ser- vis ve birbirini izleyen "her za- mankiler." Serüven yok. Bilin- meyen hiçbir şey yok. Keşif yok, icat yok. Ama heyecan yine var. Serü- ven kadar, bilinmeyen kadar, ke- şifler ve icatlar kadar bazen bunca güvencede ohnak da he- yecanh olabilir. Oaude Bolling, Fransa'da devlet desteğinden en çok yarar- lanan caz müzisyenidir. Bunu piyanosunun son tuşuna kadar hak eder. Bu desteği en az onun kadar hak eden, ama alamayan daha pek çok müzisyen olması bu gerçeği değiştirmez. Dedikodu bir yana bırakılır- sa Claude Bolling, Fransa'nın en ünlü caz müzisyenlerinden biri- dir. Çok erken yaşlarda piyano- daki ustalığı ve caza olan tutku- su ile ülkesindeki caz çevreleri- nin dikkatini çeken Bolling he- nüz yirmisinde iken Mezz Mezz- row ve Lionel Hampton ile ça- lışmaya başlamıştı. Film ve sah- ne eserleri için müzik yazmaya da bu sıralarda başlayan Bol- ling'in yakın çakşma arkadaşlan arasında Boris Vian da vardı. Duke ElUngton'la, Dizzy Giltes- pie ile bir araya gelen Claude Bolling geniş müzikal birikimi ile cazın Fransa'daki maslahat- güzarlığını uzun yıllar kimseye bırakmadı. Küçüklü büyüklü topluluklar kurdu, yönetti. Klasik müziğe olan ilgisi de hiç kesilmeyen Bolling'i Jean Bernard Pommier, Jean Pierre Rampal, Mourice Andre ve Pinchas Zuckerman gibi müzis- yenlerle birlikte çalıştı. 197O'te Pommier ile yapüğı "Iki Piya- nist İçin Sonat" ve 1975'te Rampal ile yaptığı "Flüt ve Pi- yano İçin Suit" büyük başan kazandı. Aralannda Borsalino, Flk Story, Lucky Luke, Califor- nia Suite'in de olduğu elliden çok filme müzik yaptı. Bunlar- dan bazılarını bu akşam da ça- lacak. Garanti... 1974'ten bu yana Big Band ile aralıklı olarak turneler yapan, konserler veren Bolling, Istan- bul'da basçı Vincent Cordelette ve davulcu Pierre Yves Sorin eş- liğinde çalacak. Başarılı modacı Schrtrer'in önümüzdeki yaz için kareli bir ceket ve plili lacivert eteği. Ceketin renkleri lacivert, sarı ve kırmızı. S.AraİH§tan'da kar yagdı • LEFKOŞA (AA) — Suudi Arabistan'ın kuzeybatısındaki Tabuk bölgesindeki kar fırtması dolayısıyla köylerin ve kasabalann büyük bir bölümünün karlarla kaplı olduğu bildirildi. Suudi Arabistan Haber Ajansı (SPA), tipi dolayısıyla bölgenin büyük bir kesiminin üç metre kalınbğında karla kaplandığım duyurdu. Ajans, kamu görevlilerinin yolculara yardımcı olduklanru bildirdi. 2000 metre yüksekliğinde dağlann bulunduğu bölgede kışın kar yağmasının alışılagelmiş bir olay olduğu, ancak çarşamba ve perşembe günü yagan kann alışılagelmişin çok üstünde olduğu kaydediidi. Esenboğa kapah • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yoğun sis nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanı'nda dün seferlerin büyük bölümü yapılamadı. Ankara'dan İstanbul, Trabzon, Erzurum, Van ve Elazığ'a yapılması gereken seferler iptal edilirken Münih ve Köln seferleri de uzun süren gecikmeden sonra I 19.45 ve 19.50'de yapılabildi. Güreş'e orduevinde sorgu • BURSA (Cumburiyet Bürosu) — Yılbaşı gecesi Uludağ'da, Grand Yazıcı Oteli koruma görevlilerinden birinin tabanca mermisi ile yaralandığı olaya karışan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in oğlu Serdar Güreş dün ifade verdi. Güreş'in lstanbuFdan Bursa'ya geldiği ve orduevinde soruşturmayı sürdüren Bursa Cumhuriyet Savcısı Kemal Özgül'e 5 saat süreyle ifade verdiği öğrenildi. Sakatlar Derneği'ne eleştiri • İstanbul Haber Servisi — Sakatlar Derneği yönetimine karşı olan bir grup sakat, dün İstanbul Tabip Odası'nda düzenledikleri panelde kendilerinin dilenci olarak görünmek istemediklerini, iş istediklerini söylediler. Sakatlar Derneği'nin yönetiminde bulunanlan, sorunlarına onurlu bir şekilde sahip çıkmamakla suçlayan konuşmacılardan Mahmut Kement, "Biz asalaklığa karşıyız. Sakat denince dilenen insan konumunda olmak istemiyoruz. Bizler şartlanmıza uygun iş istiyoruz" dedi. Grek harfli Türkçe kitap • İSTANBUL (AA) — İslam Tarihi, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi tarafmdan (IRC1CA) her ay düzenlenen geleneksel konferanslarda dün "Ermeni ve Grek harfli Türkçe matbu kitaplar" konusu ele ahndı. Yıldız Sarayı Çit Kasn'nda yapılan konferansta konuşan Araştırmacı-Yazar Turgut Kut, yeryüzünde Türkler kadar alfabe değiştiren başka bir millet daha olmadığını savunarak "Türklerde Göktürk, Uygur, Mani, Brahmi, Süryani, Arap, Grek, Ermeni, Ibrani, Latin ve Slav gibi çeşitli alfabelerle yazılmış kitaplar, mezar taşları ve birçok belgeler mevcuttur" dedi. Prof.Kenanoğlu öldü • İstanbul Haber Servisi — Emekli öğretim üyesi, Prof. Abdullah Kenanoğlu, Atatürk Havalimanı'nda geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü. Yakınlanyla birlikte yılbaşı tatilini geçirdiği Singapur'dan dönüşünde, havaalamndaki pasaport kontrolünden çıkarken fenalaşan Kenanoğlu, International Hospital'a götürüldü. International Hospital Genel Müdürü Yaşar Yıldınm, Kenanoğlu'nun kalbi durduktan 25 dakika sonra hastaneye ulaştınlabildiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle