19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SERGİ '\arolmayana gözleri çevinnek' • Költür Servisi — Ressam Murteza Fidan'ın resimleri, Ankara ve Izmir'den sonra tstanbul'da sergilenecek. Sanatçının sergisi, 8-31 ocak tarihleri arasında Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde izlenebilecek. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü 1986 yüında bitiren Murteza Fidan, 1988 yılında aynı bölttmde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladf. Halen "Sanatta Nedensizlik ve lçeriksel Yapı" konusunda doktora tezi çabşmalannı sürdürcn sanatçı, 1989 ve 1990 yıllannda 50 ve 51. Devlet Resim Sergileri üçüncülük ve ikincilik ödüllerini kazandı. Genelde büyük boyutlu çalışan ve ahşap ûzerine tempera tekniğini uygulayan Murteza Fidan, bazı resimlerinde zımba telleri veya paslanmış dairesel fonnlar kullanarak kolajlar oluşturuyor. Sanatçı sanatı şöyle anlatıyor: "Evren onu kavradığımız imgelerden oluşur. Bu imgeler evrenin gönlnUşünu biçımlendırir ve sı| bir anlatımla açıklanamayan kavrannları yaratır. Resim makrcr ve mikro kozmik bir yaratımdır. Resim yoluyla dünyayı, onun çöküşünü ve yeniden kuruluşunu sergileriz kendimize. Dolayısıyla bize düşen, görduklerimize hakkıyla tanıklık etmek, henüz varolmayana da gözlerimizi çevinnektirî' Bozok ve doğa _l ANKARA (UBA) — Birim Bozok'un resim sergisi 6 ocak günü Emlak Bankası Sanat Galerisi'nde açılacak. çalışmalannı halen lstanbul'dakı atölyesinde sürdüren Bozok, Mimar Sinan Üniversitesi Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nden 1971 yılında mezun oldu, resimlerinde doğayı konu alan sanatçı 36'sı yurtiçinde, 33'ü de Almanya, Belçika, Fransa, Polonya ve Amerika gibi ülkelerde olmak üzere toplam 69 kişisel sergi açtı. Sanatçının başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerde, dış temsilciliklerde, yerli ve yabancı bankalarda ve birçok koleksiyonda eserleri yer aldı. Erenköy'de iki sanatçı • Kiiltür Servisi — Türkiye tş Bankası Erenköy Sanat Galerisi'nde iki sanatçının yapıtları sergileniyor. Sergi kapsamında Bilge Kandemir Guner'in çivi resimleri ile Tankut Bilge'nin resimleri 17 ocak gününe dek görülebilecek. Bilge Kandemir Güner çalışmalarına 1971 yıbnda bakır dövme ve ağaç oyma ile başladı. Daha sonra salt çivi kullandı ve yapıtlanna yeni boyut kattı. llk seTgisini 1981'de açtı. Sanatçı yapıtlarında genellikle doğayı stilize ediyor, Türk hat sanatı ve Türk folklorumı yorumluyor. Tankut Bilge ise İDGSA Dekoratif Sanatlar Bölümü'nden mezun olduktan sonra bir dönem reklam ajansı yöneticiliği yaptı. Birçok karma sergiye katılan sanatçı resim çalışmalannı halen ozel atölyesinde yürütüyor. UranVla resim sergisi • KültUr Servisi — Canan Koldaşoğlu ile Ismet Çavuşoğlu'nun yapıtları Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde 22 ocak gününe dek sergileniyor. Naif ressamlardan Koldaşoğlu resim eğitimini 'Akademi Sanatevi'ndeki çalışmalan ile pekiştirdi. 1991'de Napoli'de 'Avrupa Yıldızlan Akdeniz Büyük ödülü Yarışması'nda bir kupa kazandı. Ismet Çavuşoğlu ise yağlıboya ve suluboya tekniğinde çalışmalar yapıyor. Yurtiçi ve dışında 130 kadar sergiye katılan Çavuşoğlu'nun çeşitli ülkelerdeki muze, galeriler ve özel koleksiyonlarda 360 tablosu bulunuyor. Sanatçı genellikle iç içe geçmiş renk, leke uyumları ve doğa çıkışlı peyzaj öğelerine yer verivor. DER6İ lfeni yılda 6 \azılı Günler' • Kiiltür Servisi — Yazıh Günler dergisi yeni yılda boyutlan küçülmüş olarak ulaşıyor izleyiciye. Ayhk edebiyat dergisinin ocak sayısında ömer Ateş'in "Sanat ve Kitle Kültürtl", Afşar Timuçin'in "Estetik: Güzel'in Bilimi", Behçet Çelik'in "Seçilmiş Bir Yalnızhğın Tarihçesi", Alta> Oktem'in "Bülent Ecevit ve Gözyaşından Gerdanlık", Afşar Timuçin'in "Ahmed Arifin Şiiri", "Mehmet Serdar'ın "Tarih Bilinci", Bülent Büyükdağ'm "Hiç Tanımadun Onu", Ernst Fischer'ın Yaşar Aziz'in çevirisiyle "Sanatın Geleceği", Mehmet Sert'in "Bir Ada Gezintisi" başhklı yazı ve öyküleri yer alıyor. Dergiye şiirleriyle tsmail Lütfü, Deniz Durukan, llyas Tunç, Hüseyin Ferhad, Emin Akdamar, tsmail Sandıkçıoğlu, Eray Canberk'in çevirileriyle Bonaventure des Peries, Petöfi, William Blake ve Juan Hamon Jımenez, Fahrettin K. Nitter, Murat Batmankaya, Hamdi Gedik, Halim Yazıa ve Metin Fmdıkçı katkıda bulunuyorlar. YARIŞMA Karikatür ve sinema • Kültür Servisi — Karikatür ve sinema arasındaki ilişkiyi pekiştirmek ve çizgi sanatçılarının dikkatini sinema üzerinde yoğunlaştırmak amacıyla, 4. Ankara Uluslararası Festivali kapsamında düzenlenen karikatür yanşmasuun bu yılki konusu "Çizgi Film" olarak belirlendi. Birincinin iki milyon lira ile ödüllendirileceği yanşmada aynca 500'er bin liradan altı tane mansiyon sahiplerini bulacak. Yanşmaya amatör, profesyQnel karikatürcüler, her türlü teknikle çizilmiş ve daha önce hiç yayımlanmamış en çok üç eserle katılabilecekler. ödüllerin, Festivalin açıhş günü sahiplerine verileceği belirtilen yanşmanın seçiciler kurulunda Semih Balcıoğlu, Ismail Gülgeç, Ali Ulvi, Ferruh Doğan, Tan Oral, Orhan Doğu, Nezih Danyol ve Kâmil Masaracı bulunuyor. Yarışmaya katılmak isteyenlerin 31 Ocak 1992'ye kadar başvurmalan gerektiği bildirildi. Cemal Reşit Rey Toplantıları YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TÜRKİYEDE SİNEMA Reha Erdem, ömer Kavur, Onat Kutlar, Saml Şekerofllu R«ştt Rey Konsar Salonu SENEMA/ATİLLÂ DORSAY Cemal Saaii7» Aşk Üzerine Bir Film*sinema, aşk ve röntgencilik üzerine Gerçek erdem yalınlıkAşk Czertee Bir Ftlm (Krotki Film O Milosci) / Yö- netmen: Krzysztof Kieslowski / Senaryo: Krzysztof Piesie- wicz, K. Kieslovvski / Görün- tü: Witold Adamek / Müzik: Zbigniev Preisner / Oyuncu- lar: Grazyna Szapolowska, Olaf Lubaszenko / Bir Polon- ya fdmi / 90 dakika (Fitaş, Cep) "Aşk Üzerine Bir Film", aşk üzerine bir fümdir öncelikk. Gencecik, deneyün- siz, alabildiğine içine dönük melek yüz- lü bir delikanlının, kadın deyince akla gelen her seye sahip olan güzel, çekici, "dişi" bir kadına olan tutkusunu anla- tır. Ama kadın, gerçek bir "mafcvedici melek"ür... Genç delikanlüan ökseye düşmüş kuş gibi kadınlığının ağlanna alıveren... Genç adam ondan aşkın kü- çümsenmeyle, tutkunun düşkünlükle esanlamlı olduğunu, acısız bir sevgi ola- mayacağını. askın belalı bir meslek ol- duğunu ögrenecektir. "Aşk Üıerine Bir Fttm", röntgencilik olayı üzerine de bir fılmdir. 19 yaşının bahannı süren Tomek, karşı dairede otu- ran komsu kadın Magda'yı önce küçük bir dürbünün, sonra "tam teşkilat" bir teleskopun aracılığıyla izler. Bu "uzak- taa ideaK", ne denli çekici bir seydir: Bir insanm, üstelik çok beğenilen bir insa- nın Ozel hayanna, "mahremiyetine" ha- Polonyalı yonetmen Kieslowski'nin fllnünde Grazyna Szapolowska başrol oyuncnluğunu Olaf Lubaszenko ile paylaştı. bersizce dalıverme... Ancak oykünun so- nunda roller değiştiğinde, bu kez genç adamı "jgöteöemtk", onun e\e dönüp dönmediğini öğrenmek sırası Magda'nın olacaktır. "Ajk Üzerine Bir FHm", sinema üze- rine de bir filmdir. Polonyalı usta (ve kuskusuz dahi) sinemaa Kieakmski, Hazreti Musa'nın 10 Emir'inden esinle- nen ünlü "Deluüog"unun "Komşuu Se*weka*a" emrini anlatan bu bölümün- de, sinemanın, en aTindan beoim ve be- nimle birlikte birçok kişinin anlayışına göre sinemanın ne olduğu ve ne olması gerektiği konusunda yaman bir ders ve- rir. Sinema budur işte en çok: Insanla- nn, çevremizde her an rastlayabileceği- miz sıradan insanların yay»mınrialri en olaganüstü yanlara (çünkü en sıradan yasam bile olaganüstü seyler içerir) bir- den acılan bir pencere, sinema denen "röatgead" sanat aracüıgıyla komşu- nun, giderek tüm dünyanın özel ve gizli yasamlanna uzanıveren bir dürbun... In- san karakteri ve onun olaganüstü serü- venleri üzerine tıpkı kendi kendimize tut- tuğumuz bir aynadaymış gibi yansıyıve- ren, en sıradan, ama o olçûde de ben- zersiz bir serüven... Kieslou-ski, arbk çağdaş klasikler ara- sında yer alan "Dekak>f"unun olasıhk- la en başanlı bölümünü gercekleştirnuş "Aşk Üzerine Bir F0m"le... Bu yalın, ama doğrudan yüreğe seslenen fılm, aynı zamanda, bunca gttrûltülü patırtılı, ko- şup kovalamacah, hareketh' bereketli filmden sonra biraz unutur gibi olduğu- muz "sincaunua gerçek tadı"nı bize ye- niden duyuruyor. Birçok şeyde olduğu gibi sinemada da gerçek erdemin yalın- lık olduğunu bir kez daha anımsatıyor. Yalınlık, evet. Ama yalınlık içinde yaka- lanan ne büyük bir insan malzemesi, eri- şilen ne denli usta bir merak duygusu, nasıl yüksek bir sinemasal duzey!... "Afk Üzertne Bk Fihn"i hemen ve mutlaka görün. Bu fümden büyük bir mutluluk duyacaksımz. Kaçırdığuuz takdirdeyse giderilemeyecek bir kayıp olacak bu!.. ( Ateş Üstünde Yürümek' Türkyakın tarihinikonu alıyor Cumhııriyet dönemi panoramasıAtcş Üstimde Yürnmek Yönetim ve senaryo: Yavuz özkan / Görüntü: Pierre Novion - Ertunç Şenkay / Müzik: Vedat Biçkin, Tuğrul Karataş / Oyuncular: .Yılmaz Zafer, Hülya Aksular, Kürşat Alnıaçık, Erdoğan Akduman, Semiha Berksoy / Bir Z- Film (Türkiye), Fransa-Almanya ortak yapımı (Harbiye As, Kadıköy Ocak) Yavuz Özkan'ın yönettiği Ateş Üstünde Yürumek dans, pando- mim ve drama aracüığı ik Türk yakın tarihini anlatıyor. "Ateş Üstünde Yürümek", Türk yakın tarihinin, diğer bir deyişle Cumhuriyet döneminin bir panoramasım çizmeye çalı- şıyor. Uç temel öğeyi kullana- rak: Dans, pandomim ve drama. Bu üç alanın birbirine harman edilmesiyle, Kurtuluş Savaşı'n- dan başlayarak toplumumuzun serüveni, kimi vurucu noktala- nyla, belli bir mekân (Feshane binası) içinde geçen, oldukça sti- lize bir anlatımla verilmeye ça- Uşıhyor: Atatürk devrimleri, Is- met Pasa yılları, Ikinci Dünya Savaşı, Demokrat Parti dönemi, Vatan Cephesi ve Tahkikat Ko- misyonu, 27 Mayıs thtüali, 12 Mart, anarşi yılları, idamlar ve kıyunlar, 12 Eylül vs. vs... Yavuz özkan'ın fîlmi, temel- de o denli özgün bir Film değil. Geniş ölçüde 3 yönetmenden ve fılmlerinden esinlenmiş: Ettore Scola'nm (bizde gösterilmeyen) "Balo-Le Bal", Tbeo Angelopo- ulos'un "Komedyenlerin Yolculuğu- O Thiassos" ve de Fernando Solanas'ın "Tangolar" ve "Güney" adh fılmlerinden... Dolayısıyla, bir ülkenin en önemli olaylannı, ta- rihin dönüm ve düğüm nokta- larını, aslında bu olaylara tü- müyle yabancı olup milzikal bir sinemanın anlatım öğeleri ara- sında sayılan dans, müzik, tiyat- ro, pandomim gibi araçlarla canlandırma düşüncesi o denli yeni değil. Ancak böyle bir yaklaşım, kuskusuz bizim sinemamız için oldukça yenilikçi. Bizde ancak tiyatroda denenmiş bir yöntem bu: "Resimli Osmanlı Tarihi", "tttihat ve Terakki" gibi oyun- larda yer yer veya kısmen ben- zer yöntemlere başvurulmuştu. özkan, böyle bir uygulamayı, aslında bir "kiüe sanatı" olan si- nemaya getirmekle, kuskusuz "a priori" ilginç ve yürekli bir gi- rişimde bulunuyor. Ancak film iddialan ölçüsün- de başanlı değil. Bir kez, her ne kadar "konuşmalar" pek azsa da, senaryo aşamasında, yakın tarihimize bu "görsel yaklaşım" denemesi yeterince işlenmemiş, zenginleştirilip aynntılandırıla- mamış gibi. Hemen akla, lnönü, Gürsel gibi kişilerden başkaları da için işine katılabilir, daha simgesel sahneler, daha anlam- h konuşmalar fılme dahil edile- bilirdi gibi bir duşünce geliyor. Aynca fllmin az sayıdaki ko- nuşmalanmn yakın planlarla desteklenmemesi, yetersiz bir seslendirmeyle birleşince yapıün akıcıhğı beüj ölçüde zedeleniyor. lnsanlar, ettikleri laflan gerçek- ten etmiyor, söyledikleri şarkı- lan gerçekten söylemiyor gibiler. Tüm Cumhuriyet tarihini tem- sil ettiği düşüncesiyle fılme da- vet edilen Semiha Berksoy'un yeterince kullanılamaması da ayn. Bunlara karşın "Ateş Üstün- de Yürümek", ilginç ve sinema- mız için değişik bir film. Gör- sel açıdan oldukça başanlı, gi- derek yüksek düzeyde bir başa- rı sözkonusu. lnanılarak, üze- rinde calışılarak, özenli çekilmiş bir film. Mesajım ve anlamını temelde ileten,farklılığı gözealan ve büyük ölçüde de başaran bir film. Her ne kadar zaman za- man düzeyh' bir "müsamere" havasını alsa da, özellikle ikin- ci yarıda bu izlenimi silip atan ve kendini kabul ettiren bir film. Bu açıdan, yönetmeni açısından ilginç puanlar içeren ve Türk si- nemasına ilgi duyanlann izleyip değerlendirmeleri gereken bir yapım "Ateş Üstünde Yürü- mek"... Yönetmeni bu değişik fılmi, çeşitli yerlerden, bu ara- dan Eurimages'dan sağladığı sermaye birikimiyle yaparken, sanki gerçekten ateş üstünde yürümüş!.. 'Siyah Gözler* duygulu veşiiryüklü bir film Çehov'u yakalayan sinema Siyah Gözler (Oci Ciornie) / Yonetmen: Nikita Mikhalkov / Senaryo: Aleksander Adabaşyan, N. Mikhalkov, Susi Cecchi d'Amico / Görüntü: Nicola Venditti, Voladia Repnikov / Oyuncular: Marcello Mastroianni, Silvana Mangano, Martha Keller, Elena Sofonova / Bir İtalyan-Rus ortak yapımı / 117 dakika(Beyoğlu) tnanümaz bir olay, inanılmaz bir sinema mevsimi... Amerikan sine- masının "Thelma ve Louise" gibi parlak örneklerinin yanı sıra üst üs- te bir Szabo, bir Kurosawa, bir Ki- eslowski, şimdi de bir Mikhalkov filminin gösterime girmesine ne de- meli? Ve işte karşımızda, tüm o daya- nılmaz Slav lirikliği, tüm hüznü tüm coşkusuyla bir Nikita Mikhal- kov fılmi. Sanatçı, ülkesinden, Rusya'dan Batı'ya "sürgün" ol- duktan sonra yaptığı ilk fılmde, ttalya ile, ltalyan kültürüyle ilişkili bir yapıt kotarmış. Çehov'un kimi öykülerinden esinlenen film, bizle- re yüzyıl başlarında mutsuz bir ev- liliği sürdüren bir Italyanın, Roma- no'nun öyküsünü anlatıyor. Tam bir aile baskısı altındaki Romano, bir sayfıye kentinde tanıdığı bir Rus kaduuna âşık oluyor. Ve onun peşinden Rusya'ya gidiyor. Ancak kadına verdiği sözleri ve yaşamını tümüyle değiştirme isteğini yerine getiremeyecek denli korkak ve si- lik bir kişiliktir o... Yıllar sonra bu- nun pışmanlığını duyduğunda ise artık çok geçtir... "Siyah Gozler", kolay inanıl- maz guzellikte bır fihn. Mikhal- kov, bu filmde gerçekten de Çe- hov'u en iyi anlayan ve onun ya- pıtının ruhuna en uygun bir sine- mayı gerçekleştirmeyi bilen yonet- men olduğunu bir kez daha kanıt- lıyor. Kimse onun kadar küçük do- kunuşlarla insan portreleri çizme- yi, "yaşama hastauğT'na tutulmuş kişileri canlandırmayı, soğuk bir iklimin de etkisiyle içleri donmuş kişilerin onulmaz tedirginliğini ya- şatmayı başaramıyor. Ancak "Siyah Gözler"in bir başka özelliği var. O da Mikhal- kov'un tipik bir Slav romantizmiy- le tipik bir ltalyan popüler güldü- rüsünün aşm ve yer yer kaba ko- mik anlayışını aynı fılmde birleştir- mek gibi olağanüstü bir işi başar- ması. "Siyah Gözler", hem alabil- diğine duygulu, şiir yüklü bir film... Hem de yer yer ltalyan tar- zı güldürünün doruk noktaîarına yaklasan popüler bir yapıt, bir "kitle .Umi." Bu iki ayn, temelden farkh tarzı ve duyarlılığı birleştir- mek ise Marcello Mastroianni'ye düşmüş. Bu büyük sanatçı, cağımı- zın bu kendine özgü oyuncusu, geçmişte kalan bir Cannes şenliği- ni ayağa kaldırmış alkışlanan bir oyuncu ödülü almış oyunuyla, bu neredeyse olanaksız harcı sağlıyor fılme... Ve "Siyah Gözler'M nere- deyse ağlarken güldüren ve kahka- halardan gözyaşlarına kolayca ge- çiliveren bir film haline getiriyor. Bu film, bu mevsimin sinemasal doruklarından bir diğeri, uzun za- man anımsayacağınız ve yüreğiniz- de tutacağınız bir yapıt. Tıpkı Sza- bo ve Kieslowski için olduğu gibi bu filmi de kaçırmayın, mutlaka görün diyoruz... Nikita Mikhalkov'un "Siyah Gözler"i Slav romantizmi ile ltalyan popüler guldurüsünü bir- leştiriyor. 'Bay Kâbus'un yeni filmi • ANKARA(ANKA) — 'Freddy'nin Kâbuslan' filmleriyle uluslararası üne kavuşan ve bu yuzden "Bay Kâbus" lakabı takılan Amerikalı yonetmen Wes Craven'ın yeni filmi, ABD'de gösterime girdi. ABD Haberleri Dergisi'ne göre 'The People Under The Stairs (Merdivenin Altmdaküer)' adü film, genç bir soyguncunun başından geçen hareketli olaylar zincirini anlatıyor. Tarihçinin Mutfajı 9 • Kiütor Servisi— Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nca ikincisi dOzenlenecek olan "Tarihçi'nin Mutfağı" adh toplanü dizisinde, fstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kemal Beydilli konuk olarak yer alacak. "Tarihçi'nin Mutfagı" toplantı dizisinin ikincisi, yann saat 14.00'te Marmara Belediyeler Birliği binası konferans salonunda yapılacak. (lstanbul Ticaret Odası yanı Zindankapı Değirmen Sok. No: 15 Eminönü) Tîyatroca Konuşmak^ • Kültür Servisi — Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin duzenlediği ve Cevat Çapan ile Haluk Şevket Ataseven'in yönettiği "Genç Tiyatrocular" seminerlerinin üçüncttsü yann gerçeklestirilecek. Seminer, tstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi Tiyatro Kulübü, konuk yazar Güngör Dilmen ve tiyatro eleştirmenlerinin katılımıyla yann saat 14.30'da Bilsak'u yapılacak. Gibson'a ödtil • WASHINGTON (Kenter) — "Mad Max" filmlerindeki rolüyle üne kavuşan sinema oyuncusu Mel Gibson, Franco Zeffirelh'nin yeni "Hamlet" uyarlamasmda canlandırdığı Hamlet ile Shakespeare Tiyatrosu'nun ödülüne değer görüldü. Shakespeare Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni Muchail Kahn, Gibson'un geniş izleyici kitlesinin ve çocuklannuı klasik tiyatrosuyla tanışmasına yardımcı olduğunu söyledi. Gemi kalıntılan • tSTANBUL (tÜH A) — 12 gemiden oluşan S bin yılük bir donanmanın kalıntılan Mısır kıyılannda bulundu. Süddeutsche Zeitung gazetesinde yer alan bir habere göre 20 metre uzunluğundaki gemiler, araştırmacılara Mısır'ın çok eski ve bilinmeyen tarihini aydınlatmak için yararh olacak. tlk gemiye ait kalıntılar Kahire'nin 450 lun uzakhğında bulundu. UGUN • Türtdy«'de sinema Prof. Sami Şekeroğlu, Onat Kutlar, ömer Kavur ve Reha Erdem'in konuşmacı olarak katılacaklan "Yüzyılın Sonuna Doğru Türkiye'de Sinema" başhkh toplantı saat 17.00-19.00 arasında Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda izlenebilecek. (148 53 92) Mvantmer Akso/un onısına; "ÎNSANHAKLARI BOYUTUÎLE YENİBÎRANAYASA" YONETİCİ: Üzeyir Garih KONUSMACILAR: Bülent Akarcalı Toktamış Ateş Rona Aybay Hüseyin Hatemi Ercan Karakaş Turgut Kazan 4 0cak1992,CumartBSi Saat 10.00 The Marmara 0Wi Balo Salona, Istanbal I.F.M.C. Cumhuriyet Caddesı No 27/6 Taksim Tel (1)150 50 34-15016 42 Mülkiytliler Blriigi Itt.Şb. Muallım Nacı Cad No 153/A 80820 Kuruçeşme/lstanbul Tel (1) 157 4634- (1) 157 4635
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle