Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
SERGİ
'\arolmayana gözleri çevinnek'
• Költür Servisi — Ressam Murteza Fidan'ın resimleri,
Ankara ve Izmir'den sonra tstanbul'da sergilenecek.
Sanatçının sergisi, 8-31 ocak tarihleri arasında Vakko
Beyoğlu Sanat Galerisi'nde izlenebilecek. Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü
1986 yüında bitiren Murteza Fidan, 1988 yılında aynı
bölttmde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladf.
Halen "Sanatta Nedensizlik ve lçeriksel Yapı"
konusunda doktora tezi çabşmalannı sürdürcn sanatçı,
1989 ve 1990 yıllannda 50 ve 51. Devlet Resim Sergileri
üçüncülük ve ikincilik ödüllerini kazandı. Genelde büyük
boyutlu çalışan ve ahşap ûzerine tempera tekniğini
uygulayan Murteza Fidan, bazı resimlerinde zımba telleri
veya paslanmış dairesel fonnlar kullanarak kolajlar
oluşturuyor. Sanatçı sanatı şöyle anlatıyor: "Evren onu
kavradığımız imgelerden oluşur. Bu imgeler evrenin
gönlnUşünu biçımlendırir ve sı| bir anlatımla
açıklanamayan kavrannları yaratır. Resim makrcr ve mikro
kozmik bir yaratımdır. Resim yoluyla dünyayı, onun
çöküşünü ve yeniden kuruluşunu sergileriz kendimize.
Dolayısıyla bize düşen, görduklerimize hakkıyla tanıklık
etmek, henüz varolmayana da gözlerimizi çevinnektirî'
Bozok ve doğa
_l ANKARA (UBA) — Birim Bozok'un resim sergisi 6
ocak günü Emlak Bankası Sanat Galerisi'nde açılacak.
çalışmalannı halen lstanbul'dakı atölyesinde sürdüren
Bozok, Mimar Sinan Üniversitesi Bedri Rahmi Eyuboğlu
Atölyesi'nden 1971 yılında mezun oldu, resimlerinde
doğayı konu alan sanatçı 36'sı yurtiçinde, 33'ü de
Almanya, Belçika, Fransa, Polonya ve Amerika gibi
ülkelerde olmak üzere toplam 69 kişisel sergi açtı.
Sanatçının başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerde,
dış temsilciliklerde, yerli ve yabancı bankalarda ve birçok
koleksiyonda eserleri yer aldı.
Erenköy'de iki sanatçı
• Kiiltür Servisi — Türkiye tş Bankası Erenköy Sanat
Galerisi'nde iki sanatçının yapıtları sergileniyor. Sergi
kapsamında Bilge Kandemir Guner'in çivi resimleri ile
Tankut Bilge'nin resimleri 17 ocak gününe dek
görülebilecek. Bilge Kandemir Güner çalışmalarına 1971
yıbnda bakır dövme ve ağaç oyma ile başladı. Daha
sonra salt çivi kullandı ve yapıtlanna yeni boyut kattı.
llk seTgisini 1981'de açtı. Sanatçı yapıtlarında genellikle
doğayı stilize ediyor, Türk hat sanatı ve Türk folklorumı
yorumluyor. Tankut Bilge ise İDGSA Dekoratif Sanatlar
Bölümü'nden mezun olduktan sonra bir dönem reklam
ajansı yöneticiliği yaptı. Birçok karma sergiye katılan
sanatçı resim çalışmalannı halen ozel atölyesinde
yürütüyor.
UranVla resim sergisi
• KültUr Servisi — Canan Koldaşoğlu ile Ismet
Çavuşoğlu'nun yapıtları Uran Kültür ve Sanat
Merkezi'nde 22 ocak gününe dek sergileniyor. Naif
ressamlardan Koldaşoğlu resim eğitimini 'Akademi
Sanatevi'ndeki çalışmalan ile pekiştirdi. 1991'de
Napoli'de 'Avrupa Yıldızlan Akdeniz Büyük ödülü
Yarışması'nda bir kupa kazandı. Ismet Çavuşoğlu ise
yağlıboya ve suluboya tekniğinde çalışmalar yapıyor.
Yurtiçi ve dışında 130 kadar sergiye katılan
Çavuşoğlu'nun çeşitli ülkelerdeki muze, galeriler ve özel
koleksiyonlarda 360 tablosu bulunuyor. Sanatçı genellikle
iç içe geçmiş renk, leke uyumları ve doğa çıkışlı peyzaj
öğelerine yer verivor.
DER6İ
lfeni yılda
6
\azılı Günler'
• Kiiltür Servisi —
Yazıh Günler dergisi yeni
yılda boyutlan küçülmüş
olarak ulaşıyor izleyiciye.
Ayhk edebiyat dergisinin
ocak sayısında ömer
Ateş'in "Sanat ve Kitle
Kültürtl", Afşar
Timuçin'in "Estetik:
Güzel'in Bilimi", Behçet
Çelik'in "Seçilmiş Bir
Yalnızhğın Tarihçesi",
Alta> Oktem'in "Bülent
Ecevit ve Gözyaşından
Gerdanlık", Afşar
Timuçin'in "Ahmed
Arifin Şiiri", "Mehmet
Serdar'ın "Tarih
Bilinci", Bülent
Büyükdağ'm "Hiç
Tanımadun Onu", Ernst Fischer'ın Yaşar Aziz'in
çevirisiyle "Sanatın Geleceği", Mehmet Sert'in "Bir Ada
Gezintisi" başhklı yazı ve öyküleri yer alıyor. Dergiye
şiirleriyle tsmail Lütfü, Deniz Durukan, llyas Tunç,
Hüseyin Ferhad, Emin Akdamar, tsmail Sandıkçıoğlu,
Eray Canberk'in çevirileriyle Bonaventure des Peries,
Petöfi, William Blake ve Juan Hamon Jımenez,
Fahrettin K. Nitter, Murat Batmankaya, Hamdi Gedik,
Halim Yazıa ve Metin Fmdıkçı katkıda bulunuyorlar.
YARIŞMA
Karikatür ve sinema
• Kültür Servisi — Karikatür ve sinema arasındaki
ilişkiyi pekiştirmek ve çizgi sanatçılarının dikkatini
sinema üzerinde yoğunlaştırmak amacıyla, 4. Ankara
Uluslararası Festivali kapsamında düzenlenen karikatür
yanşmasuun bu yılki konusu "Çizgi Film" olarak
belirlendi. Birincinin iki milyon lira ile ödüllendirileceği
yanşmada aynca 500'er bin liradan altı tane mansiyon
sahiplerini bulacak. Yanşmaya amatör, profesyQnel
karikatürcüler, her türlü teknikle çizilmiş ve daha önce
hiç yayımlanmamış en çok üç eserle katılabilecekler.
ödüllerin, Festivalin açıhş günü sahiplerine verileceği
belirtilen yanşmanın seçiciler kurulunda Semih
Balcıoğlu, Ismail Gülgeç, Ali Ulvi, Ferruh Doğan, Tan
Oral, Orhan Doğu, Nezih Danyol ve Kâmil Masaracı
bulunuyor. Yarışmaya katılmak isteyenlerin 31 Ocak
1992'ye kadar başvurmalan gerektiği bildirildi.
Cemal Reşit Rey Toplantıları
YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TÜRKİYEDE
SİNEMA
Reha Erdem, ömer Kavur,
Onat Kutlar, Saml Şekerofllu
R«ştt Rey Konsar Salonu
SENEMA/ATİLLÂ DORSAY
Cemal Saaii7»
Aşk Üzerine Bir Film*sinema, aşk ve röntgencilik üzerine
Gerçek erdem yalınlıkAşk Czertee Bir Ftlm
(Krotki Film O Milosci) / Yö-
netmen: Krzysztof Kieslowski
/ Senaryo: Krzysztof Piesie-
wicz, K. Kieslovvski / Görün-
tü: Witold Adamek / Müzik:
Zbigniev Preisner / Oyuncu-
lar: Grazyna Szapolowska,
Olaf Lubaszenko / Bir Polon-
ya fdmi / 90 dakika (Fitaş,
Cep)
"Aşk Üzerine Bir Film", aşk üzerine
bir fümdir öncelikk. Gencecik, deneyün-
siz, alabildiğine içine dönük melek yüz-
lü bir delikanlının, kadın deyince akla
gelen her seye sahip olan güzel, çekici,
"dişi" bir kadına olan tutkusunu anla-
tır. Ama kadın, gerçek bir "mafcvedici
melek"ür... Genç delikanlüan ökseye
düşmüş kuş gibi kadınlığının ağlanna
alıveren... Genç adam ondan aşkın kü-
çümsenmeyle, tutkunun düşkünlükle
esanlamlı olduğunu, acısız bir sevgi ola-
mayacağını. askın belalı bir meslek ol-
duğunu ögrenecektir.
"Aşk Üıerine Bir Fttm", röntgencilik
olayı üzerine de bir fılmdir. 19 yaşının
bahannı süren Tomek, karşı dairede otu-
ran komsu kadın Magda'yı önce küçük
bir dürbünün, sonra "tam teşkilat" bir
teleskopun aracılığıyla izler. Bu "uzak-
taa ideaK", ne denli çekici bir seydir: Bir
insanm, üstelik çok beğenilen bir insa-
nın Ozel hayanna, "mahremiyetine" ha-
Polonyalı yonetmen Kieslowski'nin fllnünde Grazyna Szapolowska başrol
oyuncnluğunu Olaf Lubaszenko ile paylaştı.
bersizce dalıverme... Ancak oykünun so-
nunda roller değiştiğinde, bu kez genç
adamı "jgöteöemtk", onun e\e dönüp
dönmediğini öğrenmek sırası Magda'nın
olacaktır.
"Ajk Üzerine Bir FHm", sinema üze-
rine de bir filmdir. Polonyalı usta (ve
kuskusuz dahi) sinemaa Kieakmski,
Hazreti Musa'nın 10 Emir'inden esinle-
nen ünlü "Deluüog"unun "Komşuu
Se*weka*a" emrini anlatan bu bölümün-
de, sinemanın, en aTindan beoim ve be-
nimle birlikte birçok kişinin anlayışına
göre sinemanın ne olduğu ve ne olması
gerektiği konusunda yaman bir ders ve-
rir. Sinema budur işte en çok: Insanla-
nn, çevremizde her an rastlayabileceği-
miz sıradan insanların yay»mınrialri en
olaganüstü yanlara (çünkü en sıradan
yasam bile olaganüstü seyler içerir) bir-
den acılan bir pencere, sinema denen
"röatgead" sanat aracüıgıyla komşu-
nun, giderek tüm dünyanın özel ve gizli
yasamlanna uzanıveren bir dürbun... In-
san karakteri ve onun olaganüstü serü-
venleri üzerine tıpkı kendi kendimize tut-
tuğumuz bir aynadaymış gibi yansıyıve-
ren, en sıradan, ama o olçûde de ben-
zersiz bir serüven...
Kieslou-ski, arbk çağdaş klasikler ara-
sında yer alan "Dekak>f"unun olasıhk-
la en başanlı bölümünü gercekleştirnuş
"Aşk Üzerine Bir F0m"le... Bu yalın,
ama doğrudan yüreğe seslenen fılm, aynı
zamanda, bunca gttrûltülü patırtılı, ko-
şup kovalamacah, hareketh' bereketli
filmden sonra biraz unutur gibi olduğu-
muz "sincaunua gerçek tadı"nı bize ye-
niden duyuruyor. Birçok şeyde olduğu
gibi sinemada da gerçek erdemin yalın-
lık olduğunu bir kez daha anımsatıyor.
Yalınlık, evet. Ama yalınlık içinde yaka-
lanan ne büyük bir insan malzemesi, eri-
şilen ne denli usta bir merak duygusu,
nasıl yüksek bir sinemasal duzey!... "Afk
Üzertne Bk Fihn"i hemen ve mutlaka
görün. Bu fümden büyük bir mutluluk
duyacaksımz. Kaçırdığuuz takdirdeyse
giderilemeyecek bir kayıp olacak bu!..
(
Ateş Üstünde Yürümek' Türkyakın tarihinikonu alıyor
Cumhııriyet dönemi panoramasıAtcş Üstimde Yürnmek Yönetim ve
senaryo: Yavuz özkan / Görüntü: Pierre
Novion - Ertunç Şenkay / Müzik: Vedat
Biçkin, Tuğrul Karataş / Oyuncular: .Yılmaz
Zafer, Hülya Aksular, Kürşat Alnıaçık,
Erdoğan Akduman, Semiha Berksoy / Bir Z-
Film (Türkiye), Fransa-Almanya ortak yapımı
(Harbiye As, Kadıköy Ocak)
Yavuz Özkan'ın yönettiği Ateş Üstünde Yürumek dans, pando-
mim ve drama aracüığı ik Türk yakın tarihini anlatıyor.
"Ateş Üstünde Yürümek",
Türk yakın tarihinin, diğer bir
deyişle Cumhuriyet döneminin
bir panoramasım çizmeye çalı-
şıyor. Uç temel öğeyi kullana-
rak: Dans, pandomim ve drama.
Bu üç alanın birbirine harman
edilmesiyle, Kurtuluş Savaşı'n-
dan başlayarak toplumumuzun
serüveni, kimi vurucu noktala-
nyla, belli bir mekân (Feshane
binası) içinde geçen, oldukça sti-
lize bir anlatımla verilmeye ça-
Uşıhyor: Atatürk devrimleri, Is-
met Pasa yılları, Ikinci Dünya
Savaşı, Demokrat Parti dönemi,
Vatan Cephesi ve Tahkikat Ko-
misyonu, 27 Mayıs thtüali, 12
Mart, anarşi yılları, idamlar ve
kıyunlar, 12 Eylül vs. vs...
Yavuz özkan'ın fîlmi, temel-
de o denli özgün bir Film değil.
Geniş ölçüde 3 yönetmenden ve
fılmlerinden esinlenmiş: Ettore
Scola'nm (bizde gösterilmeyen)
"Balo-Le Bal", Tbeo Angelopo-
ulos'un "Komedyenlerin
Yolculuğu- O Thiassos" ve de
Fernando Solanas'ın
"Tangolar" ve "Güney" adh
fılmlerinden... Dolayısıyla, bir
ülkenin en önemli olaylannı, ta-
rihin dönüm ve düğüm nokta-
larını, aslında bu olaylara tü-
müyle yabancı olup milzikal bir
sinemanın anlatım öğeleri ara-
sında sayılan dans, müzik, tiyat-
ro, pandomim gibi araçlarla
canlandırma düşüncesi o denli
yeni değil.
Ancak böyle bir yaklaşım,
kuskusuz bizim sinemamız için
oldukça yenilikçi. Bizde ancak
tiyatroda denenmiş bir yöntem
bu: "Resimli Osmanlı Tarihi",
"tttihat ve Terakki" gibi oyun-
larda yer yer veya kısmen ben-
zer yöntemlere başvurulmuştu.
özkan, böyle bir uygulamayı,
aslında bir "kiüe sanatı" olan si-
nemaya getirmekle, kuskusuz "a
priori" ilginç ve yürekli bir gi-
rişimde bulunuyor.
Ancak film iddialan ölçüsün-
de başanlı değil. Bir kez, her ne
kadar "konuşmalar" pek azsa
da, senaryo aşamasında, yakın
tarihimize bu "görsel yaklaşım"
denemesi yeterince işlenmemiş,
zenginleştirilip aynntılandırıla-
mamış gibi. Hemen akla, lnönü,
Gürsel gibi kişilerden başkaları
da için işine katılabilir, daha
simgesel sahneler, daha anlam-
h konuşmalar fılme dahil edile-
bilirdi gibi bir duşünce geliyor.
Aynca fllmin az sayıdaki ko-
nuşmalanmn yakın planlarla
desteklenmemesi, yetersiz bir
seslendirmeyle birleşince yapıün
akıcıhğı beüj ölçüde zedeleniyor.
lnsanlar, ettikleri laflan gerçek-
ten etmiyor, söyledikleri şarkı-
lan gerçekten söylemiyor gibiler.
Tüm Cumhuriyet tarihini tem-
sil ettiği düşüncesiyle fılme da-
vet edilen Semiha Berksoy'un
yeterince kullanılamaması da
ayn.
Bunlara karşın "Ateş Üstün-
de Yürümek", ilginç ve sinema-
mız için değişik bir film. Gör-
sel açıdan oldukça başanlı, gi-
derek yüksek düzeyde bir başa-
rı sözkonusu. lnanılarak, üze-
rinde calışılarak, özenli çekilmiş
bir film. Mesajım ve anlamını
temelde ileten,farklılığı gözealan
ve büyük ölçüde de başaran bir
film. Her ne kadar zaman za-
man düzeyh' bir "müsamere"
havasını alsa da, özellikle ikin-
ci yarıda bu izlenimi silip atan
ve kendini kabul ettiren bir film.
Bu açıdan, yönetmeni açısından
ilginç puanlar içeren ve Türk si-
nemasına ilgi duyanlann izleyip
değerlendirmeleri gereken bir
yapım "Ateş Üstünde Yürü-
mek"... Yönetmeni bu değişik
fılmi, çeşitli yerlerden, bu ara-
dan Eurimages'dan sağladığı
sermaye birikimiyle yaparken,
sanki gerçekten ateş üstünde
yürümüş!..
'Siyah Gözler* duygulu veşiiryüklü bir film
Çehov'u yakalayan sinema
Siyah Gözler (Oci Ciornie) / Yonetmen:
Nikita Mikhalkov / Senaryo: Aleksander
Adabaşyan, N. Mikhalkov, Susi Cecchi d'Amico /
Görüntü: Nicola Venditti, Voladia Repnikov /
Oyuncular: Marcello Mastroianni, Silvana
Mangano, Martha Keller, Elena Sofonova / Bir
İtalyan-Rus ortak yapımı / 117 dakika(Beyoğlu)
tnanümaz bir olay, inanılmaz bir
sinema mevsimi... Amerikan sine-
masının "Thelma ve Louise" gibi
parlak örneklerinin yanı sıra üst üs-
te bir Szabo, bir Kurosawa, bir Ki-
eslowski, şimdi de bir Mikhalkov
filminin gösterime girmesine ne de-
meli?
Ve işte karşımızda, tüm o daya-
nılmaz Slav lirikliği, tüm hüznü
tüm coşkusuyla bir Nikita Mikhal-
kov fılmi. Sanatçı, ülkesinden,
Rusya'dan Batı'ya "sürgün" ol-
duktan sonra yaptığı ilk fılmde,
ttalya ile, ltalyan kültürüyle ilişkili
bir yapıt kotarmış. Çehov'un kimi
öykülerinden esinlenen film, bizle-
re yüzyıl başlarında mutsuz bir ev-
liliği sürdüren bir Italyanın, Roma-
no'nun öyküsünü anlatıyor. Tam
bir aile baskısı altındaki Romano,
bir sayfıye kentinde tanıdığı bir
Rus kaduuna âşık oluyor. Ve onun
peşinden Rusya'ya gidiyor. Ancak
kadına verdiği sözleri ve yaşamını
tümüyle değiştirme isteğini yerine
getiremeyecek denli korkak ve si-
lik bir kişiliktir o... Yıllar sonra bu-
nun pışmanlığını duyduğunda ise
artık çok geçtir...
"Siyah Gozler", kolay inanıl-
maz guzellikte bır fihn. Mikhal-
kov, bu filmde gerçekten de Çe-
hov'u en iyi anlayan ve onun ya-
pıtının ruhuna en uygun bir sine-
mayı gerçekleştirmeyi bilen yonet-
men olduğunu bir kez daha kanıt-
lıyor. Kimse onun kadar küçük do-
kunuşlarla insan portreleri çizme-
yi, "yaşama hastauğT'na tutulmuş
kişileri canlandırmayı, soğuk bir
iklimin de etkisiyle içleri donmuş
kişilerin onulmaz tedirginliğini ya-
şatmayı başaramıyor.
Ancak "Siyah Gözler"in bir
başka özelliği var. O da Mikhal-
kov'un tipik bir Slav romantizmiy-
le tipik bir ltalyan popüler güldü-
rüsünün aşm ve yer yer kaba ko-
mik anlayışını aynı fılmde birleştir-
mek gibi olağanüstü bir işi başar-
ması. "Siyah Gözler", hem alabil-
diğine duygulu, şiir yüklü bir
film... Hem de yer yer ltalyan tar-
zı güldürünün doruk noktaîarına
yaklasan popüler bir yapıt, bir
"kitle .Umi." Bu iki ayn, temelden
farkh tarzı ve duyarlılığı birleştir-
mek ise Marcello Mastroianni'ye
düşmüş. Bu büyük sanatçı, cağımı-
zın bu kendine özgü oyuncusu,
geçmişte kalan bir Cannes şenliği-
ni ayağa kaldırmış alkışlanan bir
oyuncu ödülü almış oyunuyla, bu
neredeyse olanaksız harcı sağlıyor
fılme... Ve "Siyah Gözler'M nere-
deyse ağlarken güldüren ve kahka-
halardan gözyaşlarına kolayca ge-
çiliveren bir film haline getiriyor.
Bu film, bu mevsimin sinemasal
doruklarından bir diğeri, uzun za-
man anımsayacağınız ve yüreğiniz-
de tutacağınız bir yapıt. Tıpkı Sza-
bo ve Kieslowski için olduğu gibi
bu filmi de kaçırmayın, mutlaka
görün diyoruz...
Nikita Mikhalkov'un "Siyah Gözler"i Slav romantizmi ile ltalyan popüler guldurüsünü bir-
leştiriyor.
'Bay Kâbus'un
yeni filmi
• ANKARA(ANKA) —
'Freddy'nin Kâbuslan'
filmleriyle uluslararası üne
kavuşan ve bu yuzden "Bay
Kâbus" lakabı takılan
Amerikalı yonetmen Wes
Craven'ın yeni filmi,
ABD'de gösterime girdi.
ABD Haberleri Dergisi'ne
göre 'The People Under
The Stairs (Merdivenin
Altmdaküer)' adü film,
genç bir soyguncunun
başından geçen hareketli
olaylar zincirini anlatıyor.
Tarihçinin
Mutfajı
9
• Kiütor Servisi—
Türkiye Ekonomik ve
Toplumsal Tarih Vakfı'nca
ikincisi dOzenlenecek olan
"Tarihçi'nin Mutfağı" adh
toplanü dizisinde, fstanbul
Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü öğretim
üyelerinden Prof. Dr.
Kemal Beydilli konuk
olarak yer alacak.
"Tarihçi'nin Mutfagı"
toplantı dizisinin ikincisi,
yann saat 14.00'te Marmara
Belediyeler Birliği binası
konferans salonunda
yapılacak. (lstanbul Ticaret
Odası yanı Zindankapı
Değirmen Sok. No: 15
Eminönü)
Tîyatroca
Konuşmak^
• Kültür Servisi — Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği'nin
duzenlediği ve Cevat Çapan
ile Haluk Şevket
Ataseven'in yönettiği "Genç
Tiyatrocular"
seminerlerinin üçüncttsü
yann gerçeklestirilecek.
Seminer, tstanbul
Üniversitesi tktisat
Fakültesi Tiyatro Kulübü,
konuk yazar Güngör
Dilmen ve tiyatro
eleştirmenlerinin katılımıyla
yann saat 14.30'da Bilsak'u
yapılacak.
Gibson'a
ödtil
• WASHINGTON (Kenter)
— "Mad Max"
filmlerindeki rolüyle üne
kavuşan sinema oyuncusu
Mel Gibson, Franco
Zeffirelh'nin yeni "Hamlet"
uyarlamasmda canlandırdığı
Hamlet ile Shakespeare
Tiyatrosu'nun ödülüne
değer görüldü. Shakespeare
Tiyatrosu'nun sanat
yönetmeni Muchail Kahn,
Gibson'un geniş izleyici
kitlesinin ve çocuklannuı
klasik tiyatrosuyla
tanışmasına yardımcı
olduğunu söyledi.
Gemi kalıntılan
• tSTANBUL (tÜH A) —
12 gemiden oluşan S bin
yılük bir donanmanın
kalıntılan Mısır kıyılannda
bulundu. Süddeutsche
Zeitung gazetesinde yer
alan bir habere göre 20
metre uzunluğundaki
gemiler, araştırmacılara
Mısır'ın çok eski ve
bilinmeyen tarihini
aydınlatmak için yararh
olacak. tlk gemiye ait
kalıntılar Kahire'nin 450 lun
uzakhğında bulundu.
UGUN
• Türtdy«'de sinema
Prof. Sami Şekeroğlu, Onat
Kutlar, ömer Kavur ve
Reha Erdem'in konuşmacı
olarak katılacaklan
"Yüzyılın Sonuna Doğru
Türkiye'de Sinema" başhkh
toplantı saat 17.00-19.00
arasında Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda
izlenebilecek. (148 53 92)
Mvantmer Akso/un
onısına;
"ÎNSANHAKLARI
BOYUTUÎLE
YENİBÎRANAYASA"
YONETİCİ:
Üzeyir Garih
KONUSMACILAR:
Bülent Akarcalı
Toktamış Ateş
Rona Aybay
Hüseyin Hatemi
Ercan Karakaş
Turgut Kazan
4 0cak1992,CumartBSi
Saat 10.00
The Marmara 0Wi
Balo Salona, Istanbal
I.F.M.C.
Cumhuriyet Caddesı No 27/6
Taksim
Tel (1)150 50 34-15016 42
Mülkiytliler Blriigi Itt.Şb.
Muallım Nacı Cad No 153/A 80820
Kuruçeşme/lstanbul
Tel (1) 157 4634- (1) 157 4635