15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
_3 OCAK 1992 HABERLER CUMHURÎYET/5 ZTÜRKSAT dosyası savahğa gidiyor. Starl üe ilgiiisoruşturma başlatüdı "Vbkuzluk ve rüşvet îlıbarı yağıyorkblsuzluk soruşturmalannın koordinasyonuyla görevli Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu, "yolsuzluk ve rüşvet ihbarı yağdığını" belirtip önemli ggörülenlerin soruşturulduğunu, diğerlerinin ise "bilgi olarak" s^aklandığını söyledi. ANKARA (Cumhurivet Börosn) — Devlet, yolsuzluklann envanterini çıkarıyor. Başbakan StUeynuu Demirei'in, bir genelge ile koordinas- y>on görevi verdiği yolsuzluklardan sorumlu Dev- l e t Bakanı Orhan Kilerciogfu, "yolsuzluk ve rüş- vvt inban yagdgHiı" söyledi. Bu ihbarlardan cid- dü olanların soruşturulması istenirken savcılığa s«evk edilecek ük yolsuzluk dosyasınm da TÜRK- SiAT ihalesi olayı olacağı öğrenildi. Otoyol ve di- fceı karayollan ibalelerine ilişkin yolsuzluk sav- lauı konusundaki soruşturma tüm hızıyla sürer- k e n Ulaştırma Bakanügı, Starl yayınlan için de soruşturma başlattı. Ulaştırma Bakanlığı'nda, PTTnin trilyonluk itıalesi TÜRKSAT olayının dışında, yeni bir so- ruşturma daha başlatıldı. TÜRKSAT olayı ne- deniyle PTT Genel Müdürü EmİB Başer ile yar- drmcısı ve thale Komisyonu Başkam Osman Göz- ttjn'e işten el çcktiren Ulaştırma Bakanı Yaşv Topçu, Starl yayınlan konusunda PTTnin yap- tığı işlemlerin yasalara uygunluğunu da incelet- meye başladı. Başer ve Gözüm'ûn, TÜRKSAT ihalesi dışın- da, Starl'in yayınlanna ilişkin tutumlan nedeniy- le de savcılığa verilebilecekleri kaydedildi. Seçim öncesinde yolsuzluklann üzerine gidi- leceğini ve sorumlulardan hesap sorulacağmı vaat eden Başbakan Demirel, yayımladığı bir genel- geyle yolsuzluk soruşturmalannın koordinasyo- nu ile Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu'nu gö- revlendirdi. 7 aralık tarihli genelgede, "Geçmis- te yapüdığı ileri süriUea vey» gelecekte yapılabi- lecek yolsuzluk ve usulsüzlüklerin tespiti ve so- nuaİHİar hakkında gerekli idari ve yasal işlem- iere zaman geçirilmeden başlanacagı" bildirildi. "Haknmet prognnnının geregi obu-ak yasalara saygılı, «Mrttst, namustu ve çalışkan ksmu per- sonelinin görevini giivence altııtda yüıütmeye de- vun etmeslniıı saglanacagı" da belirtilen genel- gede şöyle denildi: "Kamu kurum ve kuruluşlannda her görev ve kademedeki personelin kendilerine tevdi edilen hizmetkri yürürlükteki mevzuaün çizdigi çerçe- ve içerisiiMİe gercekleştinnesi, hukuka saygınifl ve knkak devleti oimaaın ana koralıdır. Hizme- tİH jüriitiilroesinde ve iş sahiplerinin kamu ku- ruluşlan ile otan OlşkileriiMİe kanun önünde esit- Uk ve tarafsıztık ilkderinden uzaklaşüması, ya- bnt özei ve keyfi tatıun ve davranıslar icerisinde oiaBması gibi bukuk dışı uygulamalare asia mey- dan verilmemeüdir." Başbakan Demirei'in genelgesi ile koordinas- yon görevi üstlenen Devlet Bakanı Kilercioğlu, .devletin yolsuzluk envanterinin çıkanlması için talimat verdi. Kilercioğlu, tum bakanlık ve bağlı kuruluşlanndaki denetim birimlerinin inceleme, araştırma ve soruşturma çalışmalannı, başlan- gıç tarihi, konusu ve hangi durumda olduğu ko- nusunda kendisine bilgi verilmesini istedi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Kilercioğ- lu, çalışmaların büyük bir titizlik ve süratle yü- rütüldüğünU belirterek toplumun büyük hassa- siyet duyduğu bu konuda çalışmalann sonuçla- n hakkında gerektikçe açıklama yapılacağını bil- dirdi. Kendisine ve diğer bakanlara ihbar yağdı- ğını belirten Kilercioğlu, ciddi görülen ihbarla- nn incelemeye alındığını söyledi. Kilercioğlu, "th- barları aşırı kabul etmiyorum, oormal göriiyorum" diyerek şöyle konuştu: "Burada önemli olan konu, dedikodu ve söy- lentilerle insanlann yıpraülmamasıdır. Kişilerin makamlannı, onnrlannı kornmak da gerekiyor. Yoksa berkes birbirine rabaüıkla suç yüklüyor, neier soyiüyorlar. Bir sürü şey. Bu bususta çok hassas obnak lazun, biz gelen ber ihban bilgi ola- rak alınz, inceleıuneye defer göröicnleri incek- riz, göriilmeyenleri kendimizde mahfuz ederiz, yoksa Ahmet Mehmet'e luzmış, Mebmet Ahmet'e kızmış, bunJara dikkat edip aslı olmayan bir şey- den dolayı hareket etmemek lazım. Çok acı bir- şey ama, berkes birbirini karalıyor." Ihbarlar ve yolsuzluk dosyalan konusunda bir sayı vermekten kaçınan Kilercioğlu, sayı verme- sinin yanlış anlaşılacağmı söyledi. Kilercioğlu, bir yandan usulsüzlük ve yolsuzluklann hesabıru sor- maya caüşırken diğer yandan bu tür olaylan ön- lemeye dönük çalışmalar yaptıklannı da bildir- di. İÇİŞLERf BAKANI İSMET SEZGİN ^Devlet boşlııgunu PKK doldurdu'ANKARA (ANKA) - İciş- leri Bakanı tsmet Sezgin, Güneydoğu'daki yanlış uygu- lamaların vatandaş ile devlet arasındaki ilişkilenn bozul- masına neden olduğunu, bölgede doğan devlet boşlu- ğu- nun "PKK tarafından doldu- rulduğunu" sö> ledı. Bakan Sezgin, "Vatandaş ikilem için- de, sakal ve bıyık gibi" dedi. "Devletin yaklaşımı Gü- neydoğu Anadolu'da yaşayan halk üzerinde birtakım olum- suz etkiler yaratmış. İzlenımı- miz şu ki vatandaş, devletini, sahibıni anyor. Vatandaş şim- di ikilem içinde. Sakal ve bıyık gibi ikilem içinde. PKK, cina- yet, terör örgütüdür. Bölge halkı korkudan bunlann gös- terilenne katılıyor. Devlet boşluğu meydana gelmiş, bu boşluk PKK tarafından dol- durulmuştur. Devlet vatanda- şına bugüne kadar sahip çıkamamıştır. Bölgeye devleti getireceğiz. Devletin sıcaklığı- nı, babalığını, bakış açısmı değjştirerek getireceğiz. Zih- niyeti değiştireceğiz. Türkiye ne zaman demokratik düzenle yönetilmezse, o zaman Gü- neydoğu Anadolu'da olaylar çıkıyor. Bizim tezimiz doğru, hukuk devleti sınırlan içinde kalarak. insan haklan ilkeleri- ni ihlal etmeden sorunu çöze- ceğiz." Devletin bugüne kadar böl- gede yaşanan olaylan doğru teşhis edemediği için doğru te- davi yöntemlerini bulamadı- ğı- nı da anlatan Sezgin, hareke- tin "Kûrt devleti" kurmaya yönelik olduğunu ıfade ettı. Bakan Sezgin, iç ve dış destek- çileri ile ayrı devleti hedefle- yen PKK'nın "hayU yol" aldığını vurguladı. Bakan Sez- gin, "Bu olay bugüne kadar kâh küçültülmüş. kâh büyntül- muş. Teşhis >e tedavi doğru olmalı. Kolunuzdaki apseyi iyi etmek için gerekirse pomat sü- receksiniz, gerekirse de ope- rasyon yapacaksınız" diye konuştu. HEP KÖKENIİLER TEBCtHE' ZOBLAMYOB SHP'de yol aynnııANKARA (Cumhnriyet Btt- SHP Merkez Yürütme Kuru- roso) — SHP'de, HEP kökenli lu, dün akşam Başbakan Yar- milletvekillerinin parti program ve ilkelerine uygun davranma- ları konusunda "uyan" niteli- ğinde bir toplantı yapıünası kar- şılaştmldı. Genel Sekreter Cev- det Selvi'nin, 6 ocakta yapıla- cak toplantıda HEP kökenli milletvekillerine, "Bir milletve- kili iki partili birden olamaz, tercibinizi yapın" uyansında bulunması bekleniyor. Selvi'nin düzenleyeceği top- lantıya SHP'den istifa etmiş ka- bul edilen milletvekillerinden dımcısı ve SHP Genel Başkam Erdal Inönü başkanlığında top- landı. Toplantıya Cumhurbaş- kanı'nın ara yerel seçimleri er- teleyen yasayı onaylaması konu- su değerlendirildi. Inönü, Cum- hurbaşkanı ile hükümet arasın- daki atama krizinin yasal dü- zenlemeler ile aşılacağını söyle- di. Inönü, Cumhurbaşkam'nın yeni yıl resepsiyonlanna partili milletvekillerinin katılmalarını istedi. Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Şuar Ynrdatapan ve Meiike Demirağ'ı bakanlıkta kabul ederuk bir Mire görüştü. (Fotograf: AA) Melike Demirağ üe Şanar Yurdatapan'ı kabul eden Kültür BakanıSağlar. 'liasaklar yasak olacak'ANKARA (Camharivet Bö- rosıı) — Türk vatandashğmdan çıkanlan Melike Demirag ile Şa- nar Yurdatapan'ı makamında kabul eden Kültür Bakanı Fikri Sağlar, "yasaklann yasak oldu- gu bir ülke knrmak istediklerini" büdirdi. Sağlar, gecen günlerde Alman pasaportuyla Türkiye*ye dönen Metike-Şanar Yurdatapan çifti- ni dün kabul ederek bir süre gö- rûştü. Demokrasi mücadelesin- de insanlann sıkıntı çektiğini, acılar görüldüğünü belirten Sağ- lar, demokrasi mücadelesinin bittiğini, artık demokrasinin uy- gulamaya geçirilmesi gerektigi- ni söyledi. Sanat olmadan bir ulkenin çağdaş olduğuna karar verile- meyeceğini ifade eden Sağlar, "Bugüne kadar biz sauatı hep köttikdik. tnsanın dogasına ay- kın olan bu tutum bizi alabildi- Kültür Bakanı Sağlar: "Biz ülkede demokrasinin insanları daha fazla üzmeden oturmasını istiyoruz. Yasaklann yasak olduğu bir Türkiye kurmak istiyoruz!' çeken Sağlar, "Nftam Hikmet'i caddesinde de aalar çekildiği- tiun dünya bagrma basarken biz ne işaret ederek "Biz ülkede de- vataiMİaabktan çıkardık. Bir Yıl- mokrasinin insanları daha faz- maz Güney'e ise Fransa bizden la üzmeden oturmasını istiyo- daha fazla sahip çıktı. Bfaialum ruz. Yasaklanan sanatcuar ve çe- öruracek kafali kisüer bnnu an- kilen acıiann bagışlanmasuu toplum bizden bekliyor. Biz ya- saklann yasak olduğu bir Tiırki- ye kurmak istiyoruz" şeklinde konuştu. Şanar Yurdatapan da sansü- rün tamamen kaldınlması yo- ghte gerfletti. Artak sanau ve sa- natçılara sahip çıkmaya cabşryoruz" diye konuştu. Tıirki ye'nin sahip çıkmadığı sanatçı- lara başkalaruun sahip çıkması- nın "çok aa" olduğuna dikkat lundaki girişimleri destekledik- lerini ve olumlu bulduklannı lamayacak kapasitedekr. Kendi ifade ederek "Devlet bizleri bep dozenkri için bn insanian köttilerdi. Bugün bir baluuun barcadılar" dedi. makamında kendisi ile konnş- Sağlar 12 Eylül sonrasında nuüt oldukça şasırtıa bir davra- yurtdışındaki sanatçılann yam nış- Bdyle bir şeyi düşünmemiş- sıra Türkiye'deki demokrasi mü- Ök bile" diye konuştu. li ve TBMM Idare Amiri Salih Sttmer ise bu konuda tercihini yaptığını ve kendisinin SHP milletvekili olduğunu belirterek, bu toplantıya katılmak isteme- diğini bildirdi. 16 HEP kökenli milletvekilin katılması beklenen toplanüda Zana ve Dicle'nin de durumu çözümlenmeye çalışıla- cak. Alınak'tan dava Koalîsyon mahkemelik ANKARA (ANKA) — Koa- lisyon hükümetini oluşturan partilerin milletvekilleri mahke- melik oldu. "İç guvenlik" ko- nulu genel görüşmede Meclis kûrsüsünden indirilen SHP'li Mabmut Alınak; DYP'li Erte- Ida Durutnrk, Sadık Avundu- koghı ve tsmail Köse aleyhinde 100'er milyon liralık tazminat davası açtı. Ankara Asliye Hukuk Mah- kemesi'ne verilen dava dilekçe- sinde, DYP'li milletvekillerinin amacının, "Ahnak'ı bütün Tirldye önünde bölücü bir Usi otarak tanıtmak oldngu" öne surüldü. Dava dilekçesinde şöy- le denildi: "Bu eylem, Mabmut Ahnak'- ın politik kişfligine çok agır ve kaksu bir tecavüzi teşkil edcr. Uşisci kinrni tot- l Inönü ve Yılmazyarın da "Bizim însanlarımız"programında Siyasi liderler ekranı sevdi SİNA KOLOĞLU Politikacılar, televizyonun yeni gözdeleri oldu. Daha önce- leri haberde sınırü kalan politi- kacılar artık TV'nin değişik programlanna çıkmaya başladı- lar. Başta Başbakan Süleyman Demirel olmak uzere parti lider- leri, hem özel hayatlannı hem de çeşitli sorunlarla ilgiii görüş- lerini bu tür programlarda iste- dikleri gibi anlatma fırsatı bu- luyorlar. Seçimin son günü bir araya gelen siyasi parti ü'derlerinin programı beğenilip tekrar bir araya geünelerinin istenmesin- den sonra diğer TV programla- nnın da listelerüıde bu isimlere bir kayış oldu. Kasım ve aralık aylanndaki TV programlanna baküğunızda bu tablo net bir şe- kilde ortaya çıkıyor. Başta De- mirel olmak üzere, Erdal tnönü, Mesut Yılmaz, Necmettin Erfoa- kan, ekrana en fazla çıkan isim- ler. Alparsian Türkeş ve Biilent Ecevit ise yalnız "Açıkoturum" ile yetinmisler. Demirel Açıkoturumlann dışında, ilk olarak Uğur Dündar, "Tele- Vizyoa" programında liderlerin özel yaşamlanm konu edinen "lşte Hayabmız" dizisine baş- ladı. 26 kasunda Süleyman De- mirel, 3 arabkta Erdal tnönü, 10 aralıkta Mesut Yılmaz 17 arabkta da Necmettin Erbakan bu programa konuk oldular. Yılmaz Bülent Ecevit'üı çıkmayı kabul etmediği programın son konu- ğu Hasamettin Cindoruk oldu. TRT'nin yeni yaym dönemi ile birlikte ilkini çarşamba ak- şama seyrettiğimiz "Soru Yagnuru" programında Başba- kan Demirel ekrana geldi. De- mirel önce açıkoturum, ardın- dan özel hayatı ve gazetecilerin İBÖnâ soru yağmunmdan sonra yarın Altan Aşar'm hanrladığı "Bi- zim tnsanlanmız" adlı prog- ramda yer alacak. Pazartesi gü- nü de Mebmet An Birand'ın 32. Gün programında "Dış Politi- kamız"ı anlatacak. Yarın TV'2'de yayımlanacak olan "Bi- zim Insanlanmız" programına Erdal tnönü ve Mesut Yümaz da katılacaklar ve "1992 yüın- da neler yapmayı planlıyorsu- nuz", "2000'H yıllarda Türkiye nasıi olmalı" gibi sonılara ce- vap verecekler. Siyasi liderler dışında millet- vekilleri, siyasi parti yöneticile- ri ve bakanlar da bu tür prog- ramlardan nasiplerini aüyorlar. Kasım ayından bu yana yapılan iki açıkoturumda (liderlerin dı- şında) siyasi parti temsilcileri yer aldılar. Aynca 2 aralıktaki 32. Gün'de Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, dış politika üzerine ko- nuştu. 19 aralıkta Ertürk Yön- dem'in "Perde Arkası" progra- mında Sağük Bakanı Yıldınm Aktnna, "Ayda Bir" progra- mında ise Adalet Bakanı Seyfi Oktay yer aldılar. Tabii tüm bu listeye 25 ve 26 araük tarihlerinde MecUs'ten naklen yayımlanan genel görüş- meleri de katarsak izleyici, siya- siler ile hayli içli dışh oldu. önü- muzdeki günlerde yeni prog- ramlarda hem liderleri hem de poütikacılan daha fazla görece- ğiz. ş mln etmek amaayla, mahkeme kabadayıfauma yaraşacak bir şe- klde aMdet M u n k ftdeU öl- : kasbyta hareket etmiş ve MahBnt Ahsak'm bogasaau ya- OMjank Ue kaka karsidea indir- mişkrdir. Bn olay, TBMM'nin d«hi iç güvenliginin ofanadıguıı göstererek halkı şiddete teşvik etmek ve •mntsnzİHga sevk et- mektedlr." öte yandan TBMM kürsü- sünde Alınak'a yönelik hareketi protesto etmek amacıyla Şır- nak'ta imza kampanyası başla- tüdı. 30 bine yaklaşan imzalar ve protesto mektubunun TBMM Başkam Cindoruk ile Başbakan Demirel ve Başbakan Yardımcısı tnönü'ye gönderile- ceği bildirildi. Yargıtay, mületvekili adayı olmak için görevinden aynlan biryargıcı görevine iade etti \krgıçlar da siyaset yapabilecek TURAN YILMAZ ANKARA — Yargıçlann polhikada şanslarını denemeleri kolaylaştı. Yargı- tay, mületvekili adaylığı için görevinden istifa eden bir yargıcı, aynldığı görevi- ne iade etti. DYP'den aday olan Yargı- tay üyesi Ali Naci Tuncer, göreve baş- larken Hâkimler ve Savcüar Yüksek Ku- rulu (HSYK) ise daha önce bu konuda verdiği "göreve döniUemeyecegi"ne iliş- kin kararlannı gözden geçirmeye başla- dı.Yargıtay Birinci Başkanük Kurulu bu kararı, 20 Ekim genel seçimleri öncesin- de, DYP'den milletvekili adayı olmak için görevinden istifa eden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Ali Naci Tuncer'- in, seçilemeyince yeniden görevine dön- mek için yaptığı başvuru üzerine aldı. Tuncer'in başvurusunu inceleyen Baş- kanük Kurulu, milletvekili adayı olan, ancak adayı olduğu partiye üye olarak kayıt yaptırmayan yargıç ve savcıların, görevlerine yeniden dönmelerinde bir sa- kınca olmadığına karar verdi. Kurulun, 9 Aralık 1991 tarih ve 64 sayılı kararın- da, Tuncer'in Yargıtay Başsavcıhğı'n- dan, DYP'ye üye olmadığına ilişkin bir belge aldığı da ammsatıldı. Başkanük Kurulu, aldığı karar doğ- rultusunda Tuncer'i, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nde yeniden göreve başlatırken, Yargıtay'ın karan, Hâkimler ve Savcı- lar Yüksek Kurulu'nun, daha önce bu konuda verdiği "ret" kararlan Ue çeüşki yarattı. HSYK, daha önce milletveküi adayı olmak için görevinden aynlan, an- cak seçilemeyince yeniden mesleğe don- mek isteyen Tavas yargıcı Hasan Aslan- türk'ün başvurusunu geri çevirmişti. Bu kararda, "Hâkimler ve savcüar siyasi partilere giremezler, girenier meslekten çekilmiş sayılırlar, siyasi partilere giren- ier bir daha mesleğe kabul edilmezler" şeklindeki yasa hükmu anımsatılmıştı. Yine 20 Ekim seçimlerinde aday ol- mak için görevlerinden aynlan iki yar- gıcın, görevlerine donebiünek için yap- tıklan başvurular, HSYK'run, bugüne kadarki yaklaşırmnda değişikliğe yol aç- tı. HSYK, her ikisi de DYP'den aday olan Konya yargıcı Hiüni Mutlu ile Yar- gıtay 3. Ceza Dairesi Tetkik Hâkimi Hikmet Selvi'nin başvurulannı, daha önce yaptığı gibi ilk oturumda reddet- mek yerine, aynntılı bir biçimde incele- meye aldı. HSYK, Yargıtay'ın konuya ilişkin karannı getirterek, her iki yargı- cın dunımunu, bu karann ışığı altında değerlendirmeye başladı. HSYK'nın ko- nuya ilişkin karannın, yeni yıün ilk gün- lerinde çıkması bekleniyor. HSYK çev- releri, Kurulun, bugüne kadarki teamü- lünü değiştirebileceğini ifade ettiler. BAŞKENTTEN AHMET TAN Etkin Özal Edilgin Demirel... Siyaset, bir "taktik savaşı" mıdır, yoksa "ince oymacılık sanatı" mı? Yanıtı ne olursa olsun, bu işin meraklılarına, yeni yılın büyük görsel olanaklar sunacağı belli oldu. Çankaya ile hükümet arasındaki sıkıntı giderek artıyor. Demirel, sıkıntının "kişisel olmadığım" dolayısıyla büyü- meveceğini her fırsatta yineliyor. Özal ise, bu tür bir "güvence" verme gereği bile duy- muyor. Ama sıkıntı büyüyor. Çünkü, tarafların temel hedefi sıkıntıyı değil, birbirteri- ni aşmak... Bunun için de gündeme, "taktik savaşı" veya "ince oy- macılık sanatı" geliyor. Dün akşam üzeri Cumhurbaşkanı adına konuşan Söz- cü Kaya Toperi, bunun haberini verdi: "Cumhurbaşkanı," dedi "bazı kararnameleri, bu arada memura zammı bile imzalamayabilir..." Özal'ı tanıyanlar, onun att/ğı her adımın üzüm yemeye yönelik olduğunu bilirler. Amacı hiçbir zaman bağcı döv- mek olmamış Özal, niçin, kararname işini çıkmaza sürük- lüyor? Sorunun birkaç yanıtı var: 1- Özal, Demirel'i diyaloğa zorlamak ve koalisyonun R- ilen üçüncü (ya da birinci) ortagı haline gelmek istiyor. 2- Demirei'in asıl rakibi görüntüsü yaratarak, ana mu- halefet lideri Yılmaz'ın gölgede kalmasını sağlamak. Böy- lece, ANAP üzerindeki manevi liderlik etkinliğini sürdür- mek. Çünkü, Özal, Mesut Yılmaz'ın ANAP grubunun bü- tünlüğünü sonuna dek koruyamayacağından ve bazı kop- malara yol açacağından korkuyor. Demirel hükümetinin Meclis'teki desteğini 286'dan 300'e çıkarması halinde ise, Özal'ın 5 yıllık süresinin tehlikeye gireceği açık. Cumhurbaşkam'nın koalisyon hükümetinin kararlarına karşı "aktif tutum" izlemesinin altında bunlar yatıyor. Ayrıca, Hazine'ye yük getirecek hükümet kararlanna ve iktidarın yaptığı atamalara karşı çıkması ise, "devleti ve devletin bürokratlarını koruyan Cumhurbaşkanı imajını" canlı tutmak için. Dün Cumhurbaşkanı adına konuşan Sözcü Toperi, "di- yalog istediğini, bu diyaloğun ise basın üzerinden değil, doğrudan gerçekleşmesinden yana olduğunu" söyledi. Benzer sözlerı De- mirel de söylüyor. O _ . .. . - . - . da diyaiog istiyor. çanKaya ıie hukumet Ama şu anda, ikisi de arasındaki sıkıntı giderek '*"*"'" artıyor. Demirel, sıkıntının "kişisel olmadığım" dolayısıyla büyümeyeceğini her fırsatta yineliyor, Özal ise, bu tür bir "güvence" verme gereği bile duymuyor. g ^ leştiriyor. örneğin, Cumhurbaşkanı Öza!, diyalog çağrısı- nı, sözcüsünün ağ- zıyla basına yaptırı- yor. Diyaloğun lafını etmek veya ettirmek yerine, Cumhurbaş- kanı ile Başbakan di- yaloğun kendisini kuramazlar mı? Kuramazlar. Çünkü, ikisi de siyaset yapıyor. Yaptıkları siyaset ise, "taktik savas/"nı veya "ince oymacılığı" gerektiriyor. Özal'ın da Demirei'in de "diyaloğu" basın ve kamuoyu üzerinden yürütmeye yönelmeleri bu savaşın ve sanatın gereği. özal, Demirel'i "haftalık olağan görüşme"ye ve Çanka- ya'ya çıkmaya zorlamak için, kararnameleri tutuyor. Demirel ise, "Hesap soracağız, indireceğiz" dediği in- sanın ayağına, hele de düzenli olarak gitmeyi, "ara rejim alışkanlığı" olarak niteliyor. Ancak, Özal'ın dün sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıkla- madaki iki nokta, taktik savaşının kızışacağını ortaya ko- yuyor. 1. Özal'ın "kendi yetkilerine hükümet tecavüzü olduğunu" belirtmesi, Cumhurbaşkam'nın "savunma ko- numundan hücuma geçeceği" sinyalini veriyor. 2. Özal, kanun ve kararnamelerin kendisine gönderil- meden önce, daha hazırlık aşamasında iken, bilgi sahibi olması gerektiğini söyleterek de "aktif cumhunbaşkanlığında" kararlı olduğunun altını çiziyor. Karamameleri geri çevirmesi, kanunlan incelemesi, dün açıklandığı gibi bazı kararların altına "şerh" koyması bu yüzden. Kendi döneminin bürokratlarını korumaktaki ısrarı ise, ekonomi üzerinde etkı ve bilgi sahibi olmayı sürdürmek için. Özal dışlanırsa, hem ülke içindeki, hem de çok önem verdiği dtş dünyadaki ününün, etkinliğinin sıfırlanacağını biliyor. Demirel de öyle. Demirel de eğer deylete ve bürokrasi- ye koalisyonun damgasını vuramazsa, Özal'ın bızzat kendi alternatifi olarak yeniden kendi karşısına çıkabıleceğın- den korkuyor. Özetle ikisi de "aktif olamazlarsa, "pasifize" olacak- larının bilincinde... Parlamenter sistem ise, 2 "aktifi" birden kaldırmıyor... Genç Demokratlar Parrisi • ANKARA (ANKA) — ANAP'tan aynldıktan sonra hiçbir oluşumun içinde yer almayan Hasan Celal Güzel, kuracağı yeni partinin tabelasım 6 ay içerisinde asacağını söyledi. Hasan Celal Güzel, muhtemelen ismi "Genç Demokratlar" olacak partinin kuruluş çalışmalannı teşkilatlanma bazında sUrdürdüklerini bildirdi. Parti kurma çahşmasımn uzamasmın en önemli nedeninin finansman sıkıntısı olduğunu kaydeden Hasan Celal Güzel, "Ancak tüm bu sıkıntılara rağmen teşkilatlanma çalışmalannı 6 ay içerisinde tamamlayacağız" dedi. SBP'ye destek • İç Politika Servisi — Kendilerini emektar komünist ve sosyalist olarak niteleyen 23 kişi yayımladıklan yazıü çağnyla Sosyalist Birlik Partisi'ni desteklediklerini açıkladılar. Yazıh açıklamada insanüğın daha adil ve eşit, baskısız, sömürüsüz, smıfsız ve devletsiz bir toplum ideaünin komünizme doğru uzun yürüyüşünün sürdüğü behrtilerek "Bu nedenle de Türkiye Marksistlerinin en geniş birliği yolunda Sosyalist Birlik Partisi'ni, sosyalizmi amaçlayan Marksist bir parti olarak desteklediğimizi duyuruyor ve aynı görüşü paylaşan tüm Marksistleri, komünistleri, sosyalistleri de sosyalizm mücadelesinde SBP'yi desteklemeye çağuıyoruz" denildi. plaket • İSTANBUL (AA) — tstanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti ve Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi tarafından anayasa profesörü Muammer Aksoy'un anısına bü- panel duzenlendi. Üzeyir Garih'in yöneteceği "însan Haklan Boyutu ile Yeni Bir Anayasa" konulu panele konuşmacı olarak Bülent Akarcalı, Toktamış Ateş, Rona Aybay, Hüsamettin Hatemi, Ercan Karakaş ve Turgut Kazan katılacaklar. Panel, yarın The Marmara Otel'de yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle