28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 HABERLER 3 OCAK 1992 ORTAM ŞAHIN ALPAY Şu "Ara" Seçfmler..Geçen gün vapurla Emfnönü'ne gelirken kulak misafiri oldum. Refah Partisi sempatizanlarından oluştuğu her ha- linden belli bir grup, son Bakırköy belediye secimlerinin sonuçlarını tartışıyordu. Çember sakallı, cüppeli ve takke- li, Karadeniz şivesiyle konuşan bir genç, RP'li seçmenleri eleştiriyordu. 20 Ekim genel seçimlerinde Bakırköyde 95.000 kişi RP 1 - ye oy vermişti. 22 Aralık belediye seçimlerinde ise bunla- nn yalnızca 57,000'i zahmet edip sandığa gitmişti. Oysa hiç değilse 80.000 kadarı lütfedip oylarmı kullansaydı RP Bakırköy belediyesini kazanmış olacaktı. Çember sakallı genç RP'li seçmenlere kızmakta haklı mıydı bilmiyorum, ama Bakırköy belediye seçimlerinde RP seçmeninin davranışıyla öteki başlıca partilerin seç- menlerinin davranışları arasında fark görülmüyordu. RP'- liler arasında seçime katılma oranı öteki partilerin seç- menleri kadardı. Oysa "ideolojik" tercihlerle oy veren seçmenlerin daha militan oldukları; oy vermek fırsatını kaçırmadıkları bilinir. Nitekim Bakırköy seçimlerinde oy oranını arttıran tek parti Sosyalist Parti'ydi. SP'nin oyları 1.093'ten (yüzde 0.02) 1. 184'e (yüzde 0.37) fırlamıştı. Çember sakaltı genç bir hafta sonraki Kağıthane seçim- lerinden memnun olmalı. Kağıthane seçimlerinde RP'li seçmenlerin aynı hatayı tekrarlamadıkları görülüyor. 20 Ekim'de RP'ye oy veren 31.000 seçmenin 28.000'i 29 Ara- lık'ta da sandığa gitti ve RP Kağıthane seçimlerini oldukça açıkfarkla kazandı. Bakırköy, Kağıthane ve öteki yerlerde yapılan son ara yerel seçimlerden ülke genelinde seçmen eğilimleri konu- sunda her hangi bir sonuç çıkarılamayacağı muhakkak. Ancak bu ara seçimlerin düşündürdüğü çok önemli bir hu- sus bence şu: Genel ve yerel seçimleri ayrı tarihlerde yaparak, genel ve ye- rel "ara" seçimler dü- zenleyerek ne kadar çok para, zaman ve başka türlü kaynak harcıyoruz. Oysa genel ve ye- rel seçimleri aynı günde yapabilir; ara seçimlere gerek bı- rakmayacak kurallar getirebiliriz. Yeni anayasa ve seçim kanunu hazırlanırken bu konu mutlaka düşünülmeli. Genel ve yerel seçimlerin aynı günde yapılması, israfı önleyeceği gibi her yerel seçimden sonra parlamentonun seçmen tabanının (giderek meşruiyetinin) kalmadığı id- dialarına son verecek. Ayrıca muhalefetin elindeki beledi- yelerin iktidardan "üvey evlat" muamelesi görmeleri olayını da büyük ölçüde ortadan kaldıracak. Seçim kanununu yeniden düzenlerken bence Isveç'i ör- nek almalıyız. isveç'te genel ve yerel seçimler aynı gün yapılıyor. Oylar kişilere değil partilere veriliyor. Parlamen- to ya da yerel meclislere seçilen kişiler kesinlikle partileri- ni temsil ediyor. öyle ki bir milletvekilinin partisinden istifa etmesi durumunda parlamento üyeliği derhal düşüyor. Milletvekillerinin istifası ya da ölmesı halinde yerlerini, partinin aday listesinin sonunda yazılı olan yedekler dol- duruyor. Meclis başkanı, bakan seçilmeleri, hatta bir ay- dan uzun süreyle izin almaları durumunda da yedekler devreye giriyor. (Yedekler, kişilerin değil, partilerin yedek- leri.) Böylelikle isveç'te ara seçim denilen şeye rastlanmı- yor. Isveç'teki glbitjartisinden istifSredeıfrfiilietvefcHirıîrt par- lamento üyeliğinin sona ermesi, yerine bir yedeğin geç- mesi usulünü kabul edebilirsek, milletvekili "ticareti" denilen soruna nihai bir çözüm bulunmuş olacak. Üstelik, son örneğini Demokratik Hareket Partisi (DHP) ile gördü- ğümüz, birkaç gün ömürlü "hülle partileri" saçmalığı da nihayet bulacak. Isveç kadar demokratik ve zengin bir ülke böyle bir se- çim sistemini benimseyebiliyorsa, biz haydi haydi benim- seyebiliriz. Isveç seçim yasasına göre ülke çapında yüzde 4'lük ba- rajı aşamayan paftiler parlamentoya temsilci sokamıyor. Ama herhangi bir seçim çevresinde yüzde 12'yi geçen partiler, ülke barajını aşamasalar da o çevreden milletve- kili çıkarıyor. Genel ve yerel seçimler üç yılda bir yenileni- yor. Bu son saydıklarım Isveç seçim sisteminin örnek alma- mız belki güç olacak yönleri. Oysa genel ve yerel seçimleri aynı günde yapabilir; ara seçlmlere gerek bırakmayacak hurallap getlPflöillrlz. Yeni anayasa ve seçim kanunu hazırlanırfcen bu konu mutlaka dûsûnfllmell. Cumhurbaşkanlığı danışmanları 1983'te çıkarılan "tek imza"yasası ile atanıyor Özal, 'Evren yetkilerTni kııllanıyor ANKARA (Camburiyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı lurgut Özal, daruşman atamalarında Kenan Evren'in cumhurbaşkan- lığı döneminde yapılan düzenle- melerle getirilen yetkileri kulla- nıyor. özal da başbakanlığı dö- neminde müşavir atamalarının büe Evren'e takılmasını önlemek amacıyla Başbakanlık'ta "baş- •tiişavirlik" unvanı oluşturmuş ve bu atamaları sadece kendi imzası ile gerçekleştinne yolunu seçmişti. Cumhurbaşkanlığı ve başba- kanlık arasında atamalar bakı- mından büyük bir yetki farkı bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı istediği kişiyi, istediği makam- dan alarak görevlendirme yap- ma yetkisi ile donatılmışken başbakanlık, başka kurumlar- dan atama yaparken o kurum- ların onayını alma zorunluluğu ile karşüaşıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Teşkilat Yasası, 12 Eylül dönemi sona ererken cum- hurbaşkanlığını kadro sorunla- n açısından geniş yetkilerle do- natmak amacıyla çıkanlmıştı. 17 Ağustos 1983 tarihli Evren 1 in imzasını taşıyan yasa, Cum- hurbaşkanhğı Genel Sekreterli- • ği'nde görevlendirilecek kişilerin kadro ve tüm özlük haklan ko- nusunda cumhurbaşkanlığına düzenleme yapma yetkisi tanı- yor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 8'e çıktı İstenmeyeni Köşk kapıyor Naauk Kemal Kılıç ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın danışman olarak atadı- ğı Emin Başer, Namık Kemal Kılıç ve Süleyman Törkoğlu hakkında çeşitli iddialar bulunması, bu bürokratlann Çankaya'da korumaya ahndı- ğı yorumlanna yol açtı. Cumhurbaşkanı özal'ın halen 8 başdanışmanı bulunuyor. Son olarak başdanışmanhğma ata- nan eski PTT Genel Müdürü Emin Başer hak- kında Türksat ihalesi nedeniyle sonışturma acıl- mıştı. Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu milyarlık ihaJede usulsüzlük yaptığı iddialanyla görevden alınan bir kişinin danışman olarak atanamaya- cağını savunmuştu. Eski Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Namık Kemal Kıhç da Etibank Yönetim Kurulu'nun Ankara Sigorta hisseleriyle ügili karan nedeniyle yargılanmıştı. Süleyman Türkoğlu da özal'a Cumhurbaşka- nı seçildikten sonra 2.5 saat süren bir nezaket ziyareti yapmış, bu ziyaretten dört gün sonra da Danıştay 10. Dairesi'nde yaklaşık l.S yıl bekle- yen Hafize Özal'la ilgili dava sonuçlanmıştı. özal'ın annesinin, Istanbul'daki Süleymaniye Camii'nin bahçesine gömülmesine ilişkin Bakan- lar Kurulu karannın iptali için SHP'li Adnan Keskin'in açtığı dava, oy çokluğu ile reddedil- mişti. Türkoglu, Danıştay Başkanlığı'ndan emekli olunca da özal tarafından Cumhurbaş- kanhğı Başdanışmanlığı'na getirilmişti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi dün düzenlediği basın toplantısında, yolsuzluk savıy- la görevden alınan bir devlet görevlisinin danış- manlığa getirildiğinin anımsatılması üzerine "Atama bn sav ortaya atılmadan yapılmıştır ve iddia benüz kanıtlanmamıştır" dedi. Hükümet, kanun gücünde kararname çıkarmadan önce Meclis'ten yetki almak zorun- dayken cumhurbaşkanı, böyle bir yönteme gerek kainadan doğrudan "Cumhurbaşkanhgı kararnamesi çıkarabUiyor. Bu kararname başkaca bir kurn- mun onayına gerek kalmadan yürörİB|e giriyor." Yasanın, son olarak eski Ha- zine Müsteşan Namık Kemal Kıiıç ve eski PTT Genel Müdü- rü Emin Başer'in Cumhurbaş- kanbğı danışmanlığına atanma- lan ile gündeme gelen hüküm- leri şöyle: "Cumhurbaşkanlıgı kararna- nesnde beiirtikn sözfeşmeii- personel ile cumhurbaşkaunın tasvibi üzerine kamn korum ve kuuluşlannda görevli sivil ve askeri pcnond ve adli, idari, as- keri yargı mensupian da Cum- hvbaşkanhiı G e ^ Sekreteri'- •ia talebi iie süreU veya geçki olarak görevleMÜrUebUir. Cvakarbaşkaalifi Genel Sekreteri'nin ynkanda bdirtfien pcnoneli 3 yüı aşmamak ttzere süreH olarak ismca görevtendir- me istekleri, atamalanndaki ka- yrt ve Dsnflere iMİni—ir«m yet- kiti merci, karum ve kuruluşlar- ca yerine getirilir." Böylece, kamudaki "atama- larda •ygnlaaan yöatemin gö- revden almalarda da uygalan- mas" ilkesi, sadece cumhurbaş- kanlığı için geçersiz kabul edili- yor. Bu nedenle üçlü kararname ile bir göreve atanan kişi, başba- kan görevden almak isterse yi- ne üçlü kararname ile işten uzaklaştırılabiliyor. Ama cum- hurbaşkanı aynı kişiyi Çanka- ya'da görevlendirmek isterse tek kişinin imzası yeterli görülüyor. Cumhurbaşkanhğı bünyesine atanacak kişilerle ilgili olarak, ilgili kurumlarca değerlendiril- mesine olanak tanınmadan, "ye- riae getirilir" ibaresi kullamlır- ken başbakanlık, benzeri yetki- leri kullanamıyor. Başbakanlık Teşkilaü Hakkındaki Yasa'da başka kurumlardan görevlendir- me konusunda, ilgili kurumun ve kişilerin muvafakatının alın- • ması zorunluluğu getirüiyor. Ay- nca "B^bakaatagiB bu koaada- ki talepleri ilgili kurum ve kn- ralaşlarca öncelikle MMaçfauıdunhr" deniyor. Aynı yasayla başbakanlık müşavirle- ri dahil önemli tüm atamalar için cumhurbaşkanımn onayuun gerektiği.belirtilivor. özal, başbakan iken cumhur- başkanımn atamalar konUSUnda bu kadar geniş yetkilerle dona- tıimasından rahatsız ounuştu. özal, 18 Mayıs 1987 yümda çı- kardığı bir kararname ile başba- kanhkta, "başmüşavir" kadro- su oluşturmuş ve bu kadroya ya- pılacak atamalann cumhurbaş- kammn onayına gerek kalma- dan gerçekleştirilebilmesinin yo- ; lu açümıştı. Şimdi bu yetkileri Başbakan S i l e y n u Demird kullaruyor. Ama Demirel de başdamşman- lar dışındaki tüm atamalan özal'a onaylatmak zorunda ka- hyor. Istanbul il başkanı, 2 belediye başkanı ile 11 meclis üyesinin disiplin kuruluna verildiğini açıkladı 6 SHP örgütüne köylülükhâkiırf İotratHaTkTpa^ tstanbıılUbaşkanı:Partimizinyapılanmasıyanlış. iı Başkanı Bozkurt Nu- Örgüte köylülük hâkim. Parti, köylülerin istilası altında. Yerel ^ ^ S ' S seçimlerde başarısızlığın nedenlerinden biri bu. İkincisi SHP'li çeşitii beiediyeierden ıı belediyelerin başansızlığı. Istanbul'da SHP'li belediye ^ başkanlarının önemli bir bölümü sosyal demokrat değii. ğini söyledi. Elinde önemli kamtlar oldu- ğım açıklayan Nuhoğlu, Istan- bul'da SHP'li belediye başkan- lanndan önemli bir bölumünun sosyal demokrat olmadığını, bunlann tümünün partiden tas- fıye edilmesi gerektiğini beh'rt- ti. SHP'nin yerel seçimlerdeki oy kaybının örgüt yapısının bozuk- luğundan kaynaklandığını, çev- re belediyelerin başansız faali- yetlerinin de bu kötü sonuçlara katkıda bulunduğunn söyleyen cumhuriyet muhabiri- ğı açıklamada şöyle konuştu: "Partimizin yapılanması yan- lış, örgüte köylüler hâkim. Par- ti köylülerin istilası altında. Ye- rel seçimlerdeki başarısızlığın nedenlerinden biri bu. tkincisi SHPIi belediyelerin basansızlı- gı. tstanbul'da yerel yönetimde ANAP iktidan devrilmişti. Kit- leler bizden farklı bir belediye- cilik anlayışı bekliyoriardı. Biz bn anlayışı üç yıl içinde hâkim kılamadık. Böylece kitleler des- tegini pat diye çektiler. Bu işin faturası biraz da Nurettin Sö- zen'e çıkıyor, ama başansız olan çevre belediyeleri." " yasi kimliğinin bugün için belir- siz oldugunu söyleyen Bozkurt Nuhoğlu, "Biz sosyal demokrat degiliz" dedi. SHP İstanbui tl Başkanı, DYP'nin eski CHP'nin yerini al- dığım, çağdaş bir liberal sağ par- ti haline geldiğini, buna karşın SHP'nin söyledikleriyle sosyal demokrat siyasetin çeliştigini söyledi. Nuhoğlu şöyle dedi: yal demokrat parti oldugunu kitlelere anlatamadı. Her parti- nin dostlan, düşmanlan vardır. Biz kimlerin dostuyuz, kimlerin düşmamyız belli degü. Sözde biz emegin kitle partisiyiz, ama emekçilerden de fazla yana de- ğiliz. Sermayeye, tekelci grupla- ra da karşı degiliz. Yani ne kuş, ne deve misali. Oysa sosyal de- mokrasi, kentülerle emekçilerin ideolojisidir. Temel maya çalışmamız." SHP İstanbui II Başkam, par- ti içinde ideolojik temellere da- yah bir ayrımlaşmanın söz ko- nusu olmadığını, bireyciliğin, kariyerizmin ve tekelciliğin hâ- kim oldugunu öne sürdü. "Ta- mamen adama yöneiik bir yapı- laşma var. Ahmet'in adamlan, Mehmet'in adamlan. Ben hiçbir fakınnian degilim" diyen Nu- hoğlu, kimilerinin iddia ettiği DYP ile koalisyonun partiye za- rar verdiği görüşünde olmadığı- nı da söyledi. Park Otel inşaa- tının durdurulması konusunda Beyoğlu Belediye Başkam'nı du- yarsızlıkla suçlayan Bozkurt Nuhoğlu, sonuca istanbui Bele- diyesi ile eşgüdümlü çalışarak vanldığını belirterek şöyle dedi: "tstanbol'daki bütün duyar- sutıklann östüne gitme karan verdim. Bn nedenle çok büyük ekştiriler aldun. Bir sosyal de- mokratın duyarlı olması gerek. Park Otd konusupda bu duyar- hlık yoktu. Bu inşaata izin ver- mek Beyoğlu Belediye Başkanı- nm cehaletinden de kaynakbuıa- biür. Somnt bir şey olmadan bir belediye başkanını suçlamak is- temem, ama en anndan duyarlı olması gerekirdi." bu ay sonu toplanacak olağanüstü kurultay için taraflar kollan sıvadı Iııöııü il başkanlarıyla 2. turdaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — 25-26 ocakta toplana- cak SHP olağanüstü kurultayı öncesi, parti içi kanatlar, ör- güt düzeyinde çalışmalan hız- landırdı. Genel Başkan Erdal liderliğindeki Yeni Sol grup da kurultay delegelerine mektupla ulaşmaya çalışıyor. SHP lideri Inönü'nün il baş- kanlanmn görüşlerini almak ve kurultay ile ilgili düşüncelerini tnönü, il başkanlan düzeyinde anlatmak amacıyla il başkanla- başlattığı toplu görüşmelerin nyla gerçekleştirilen görüş ahş- ikincisini bugün yapacak. Inö- nü, Ankara'daki toplantıya ka- tılacak 25 il başkamna, kurul- tay ve koalisyonla ilgili görüş- lerini anlatacak. Deniz Baykal ş verişlerinin ikincisi yann ya- pılacak. Belediye Evi'nde yapılacak toplantı Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Hatay, Isparta, Içel, İstanbui, lzmir, Kars, Kastamonu, Kay- seri, Kırklareli, Kırşehir, Koca- eli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mar- din, Muğla, Muş ve Nevşehir il başkanlarının katılımıyla ger- çekleşecek. Toplantıda Inönü'- nün, koalisyon hükümetinin ya- rarlanm aiüatarak kurultayda yapılması olası yönetim değişik- liğinin bu yarar gözetilerek ger- çekleştirilmesini isteyeceği be- lirtildi. Inönü'nün konuşmasında, koalisyon hükümetine yöneiik eleştirilere örgütün savunarak sahip çıkmasını isteyeceği, bü- kümette ve örgütlerde, başan- nın da başarısızlığın da ortak ol- duğuna dikkati çekeceği de öğ- renildi. Parti meclisinde ağırlıklı olarak yer almayı amaçlayan Baykalcılar da ku- rultay delegelerine mektup yo- luyla ulaşmaya çahşacaklar. Göymen, müsteşar Köşk'ten ŞHP'ye ükvizeANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal, atamalar konusunda SHP'ye uyguladığı ambargoyu yumuşattı. Yigit Gülöksöz ile Türkan Akyol'un kararnamele- rini hâlâ imzalamayan özal, hü- kümet kurulduğundan bu yana ilk kez SHP kökenli bir bürok- ratın atama kararnamesini onayladı. Dün onaylanan karamameler ile SHP parti meclisi eski üyesi ve TÜSES (Türkiye Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfı) Başkam Kord Göymen, Turizm Bakanlığı Müsteşarhğı'naatan- dı. Eski Müsteşar Kamil Yüce Onü'ın ayrı bir kararname ile müşavirliğe kaydınlmasıyla bo- şalan müsteşarlığa getirilen Göymen, hükümetin SHP'li po- litikacılardan bürokrasiye getir- diği ilk isim oldu. Göymen'in yardımcılığına ise Turizm Ban- kası uzmanianndan Akın Demi- rel getirildi. özal, yaklaşık 20 gündür Köşk'te bekleyen Çalışma Ba- kanhğı'na ait iki kararnameyi de dün imzaladı. SSK Tahsisler Dairesi Başkam Kemal Oktar'- ın SSK Genel Müdürlüğü'ne atanmasma ilişkin kararname- yi imzalayarak Başbakanhk'a geri gönderen özal, SSK Genel Müdür Yardımcısı Fehmi Bü- yükkaragöz'un görevden ahn- masını onayladı. HABERLEREV DEVAMI OLAYLARIN Hükümet 74 vali arıyor ARDENDAKI GERCEK(Bmftarafı 1. Sayfada) mektedir. Bazı önemli ekono- mik kararlan alamayan ya da verdiği sözleri yerine getireme- yen, kimi atamaları yapamayan hükümet, yürütme görevinde is- ter istemez zorlanmaktadır. Bu durumla ilgili son bir ör- nek dün öğleden sonra ortaya çıkmış bulunuyor. Gündeme, şimdi de memur maaş zamlan- m düzenleyen Bakanlar Kurulu karannın bir süre Çankaya'da tutulması olasılığı gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bü- yûkelçi Kaya Toperi düzenledi- ği basın toplantısında, "Cum- hurbaşkanı kendisiyle temasa geçilmeden gelen kararlan imzalamayabilir" diyerek, ma- aş zammının da Çankaya Köşkü'nden dönebileceğini ima etmiştir. Bu kadan fazla! Konunun anayasal yanı üs- tünde durmayı bir yana bırakı- yoruz. Çünkü işin özü, daha çok siyasal nitelik taşıyor. Cumhur- başkanı özal'ın, Başbakan De- mirel'le koalisyon hükümetine yöneiik engelleyici tutumu savu- nulamaz; bir cumhurbaşkanı, bir muhalefet lideri gibi dav- ranamaz. Türkiye'nin sorunlanyla ba- şedebilmesi için bir uzlaşma ha- vasına gereksinmesi varken, Cumhurbaşkam'nın ipleri ger- meyi sürdürmesi, hangi açıdan bakılırsa bakılsın siyasal sağdu- yuya aykırı düşmektedir. • • • TÜRK KALP VAKFI (Baftarafı 1. Sayfada) Cumhuriyet'in sorularıru ya- nıtlayan lçişleri Bakanı tsmet Sezgin, Müsteşar Çakmakoğlu- nun yerine Fahri Öztürk'ün atanmasma ilişkin kararname- nin hazırlandığım açıkladı. Ha- zırlanan karamamenin imzalan- ması için Köşk'e gönderildiğini de kaydeden Sezgin, Çakma- koğlu'nun bundan sonraki ko- numunun ne olacağına ilişkin bir soruya karşıhk da "Kendisi borada bakanbk da yapmış, çok hizmetleri geçmiş bir kişi. Her- halde ayrılır, bilemiyorum" de- di. Sezgin, Çakmakoğlu'nun bir başka göreve atanmasımn öne- rilmediğini de söyledi. Bakanhk kulislerinde, lçişle- ri Bakanlığı'nda bakanhk ve müsteşarhk, aynca Başbakanlık Müsteşarhğı yapan Çakmakoğ- lu'nun, şimdi görevinden alına- rak daha alt bir göreve atanma- sımn mümkün olamayacağı be- Urtüiyor. Aym kulislerde, Çak- makoğlu'nun da böyle bir ata- maya sıcak bakmadığı, bu ne- denle emekliliğini isteyerek mes- lekten aynlabileceği ifade edili- yor. Kararname hazırlıklan süriiyor Bu arada Olağanüstü Hal Bölge VaUsi Necati 'Çetinkaya- nın, ailesine ait giyim mağaza- sınajönelik bombalı saldırı ola- yından sonra görevinden affmı istediği öğrenildi. Bakan Sezgin de Cumhuriyet'in sorusu üzeri- ne bunu doğruladı. Çetinkaya- mn göreve başlamayacağı, hü- kümetin Bölge Valiliği'ne ilişkin yeni düzenlemesine kadar bu görevin vekâleten yurütüleceği öğrenildi. Sezgin, bir soru üze- rine, bölge valisinin yetki ve so- rumluluklannm bölgedeki diğer valilere dağıtılacağını, ardından da bu kurumun uygulamadan kaldınlacağını söyledi. Kararnamelerin bu ay sonun- da hazırlanarak onay için Cum- hurbaşkanlığı Köşkü'ne gönde- rilmesi bekleniyor. lçişleri Ba- kanlığı kulislerinde, yalnız İstan- bui Valisi Hayri Kozakçıogiu- nun yerinin sağlam olduğu ko- nuşuluyor. Bunun dışında baş- ta Ankara, Izmir, Adana, Antal- ya, Erzincan, Malatya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Zongul- dak olmak üzere çok sayıda ilin valilerinin değişeceğine ise kesin gözüyle bakıhyor. Yeni kararna- me ile ANAP döneminde aktif valilik görevinden uzak tutulan eski kadrolara ağırlık verilmesi Çığ: 20ölü (Baftarafı 1. Sayfada) Uzansv Karakoln'na tam 6 sa- at yürüyerek haber iletmiş. Köy- lüierin ifadelerine göre 10 ev çığ altıada kalmış ve bu evlerden de ilk belüiemelere göre 20 kişinin öMiigiinü, 15 kişinin yaralandı- ğını öznntüyle ögrenmiş bulu- nayoruz." Olayın haber alınmasından sonra köye ulaşmak için yola çı- kan ve 3 astsubay ile 20 erden oluşan ekip, yer yer 2 metreyi bulan kar nedeniyle köye dün akşam geç saatlerde güçlükle ulaşabildi. Köyle telefon bağlan- tısı kurulamazken, afetzede köy- lülere ulaştırılmak üzere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan ivedi olarak 50 mil- yon Ura Yüksekova ilçesine gön- derildi. Gün boyu aralıksız devam eden kurtarma çalışmalan sonu- cu saat 19.00'a kadar çığ altın- da kalan 19 kişinin cesedi çıka- nldı. Vali Necati Develioğlu'nun verdiği bilgiye göre, çığ altında kalarak ölenlerin isimleri şöyle: Musa Bektaş, Hami Bektaş, Hasan Bektaş, Cevdet Bektaş, Senar Bektaş, Sima Bektaş, Ay- dın Kaya, Feraznaz Kaya, Bel- bekleniyor. Olağanüstü Hal Bölgesi'ndeki valilerin de önemli ölçüde değiştirilerek yerlerine eski deneyimli valilerin getiril- mesinin duşünüldüğü kaydedil- di. Kulislerde, hazırlanacak bu kapsamlı vali ve emniyet müdür- leri kararnamelerinin de hükü- met ile Köşk arasında sorun ya- ratabileceği olasılığından söz ediliyor. Kulislerde, yeni hükü- metin değiştirmek istediği vali- lerin büyük bir bölümünün ANAP döneminde "yıldızı parlayan" yöneticiler olduğuna işaret ediliyor. gin Kaya, Lokman Kaya, Musa Kaya, Bdkıs Kaya, Etbem Ka- rahan, Naime Karahan, Nemi- nan Karahan. önceki akşam saatlerinde Yüksekova Alyuva Jandarma Karakolu'na da çığ düştü. Olay- da jandarma eri Hüseyin Tokat yaşamını yitirdi. Kimliği açık- lanmayan bir er de sağ olarak kurtanldı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile TBMM Başkam Hnsamettin Cindoruk birer mesaj yayımla- yarak başsağhğı dilediler. Baş- bakan Süleyman Demirel de mesajında, "Çığdan zarar gören vatandaşlanmızın zararlaruıın karsrianması, acriannın diadiril- mea için gcreken ber seyin ya- pdafagından kimsenin kuşkusu otanasm" dedi. Rusyalda (Baftarafı 1. Sayfada) rın orânı yüzde 300-500 ci- varında. Daha birkaç gün önce yeni yı- lı kutlarken neşeli kahkahalar atan insanlann yüzünden düşen bin parça şimdi. Bu yeni fiyat- lara karşı nasıl ayakta kalabile- ceklerini düşünüyorlar. Ozalldan hodri meydan (Baftarafı 1. Sayfada) Toperi, gazetecilerin sorusu üzerine, "memur maaşlannda arüş getiren Bakanlar Kurulu kararuu" örnek gösterdi ve bu konuda Cumhurbaşkanlığı'na "bügi verümedigini" söyledi. "O konuşuldu da bugün, onu örnek verdim. Mevzuu geçti" diyen To- peri, bir gazetecinin "Cumhur- başkam'nın hükümet programı- nı ve ekonomik ötüemlerini bil- meden memur maaş katsayısı ile ilgili kararnameyi imzalamama- sı demokrasiye ters düşmez mi" sorusuna şu yamtı verdi: "Cumhurbaşkanı ile bir diya- log kunılması lazım ki ne olup bittifüu bilsin, ona göre imza- lasuL. Sürprizie karşılaşamaz Sa- yın Cumhurbaşkanı. En doğal usul, bilgi verilmesidir. Bunu böyle kabul etmek lazım. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi, daha sonra Çanka- ya'ya gönderflen kararname ve karariarla ilgili "rakamsal" bil- gi verdi: "Hükümetin kurnlmasından bu yana geçen süre zarfında, Cumhurbaşkanlığı'na gelen KHK sayısı 10 adet, Bakanlar Kurulu karan ise 102 adettir. Üçlü kararname ise 215 adettir. Bu kanun hükmündeki karama- meierden 5 tanesi onaylanmış, iade edilen kararname yoktur. Halen 5 tanesi inceleme safha- sındadır. Bakanlar Kurulu ka- rarlanndan 97 tanesi onaylan- mış, iade edilen yok. 5 tanesi in- celemededir. Üçlü kararname sayısı 215'tir, bunun 203 adedi onaylanmışür. 5 tanesi inceleme aşamasında, 4 tanesi de iade edilmiştir." Kaya Toperi, krizin bir başka boyutunu oluşturan "Demirel1 in mektubunun iadesi" konusu- na ilişkin olarak da "Cumhur- başkam'nın kendisinden ziyade makamına belli bir özen göste- rilmesi geregince mektup iade edilmiştir" dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi, cumhurbaşkanımn "yetki ve sorumluluklan" konu- sunda da şöyle konuştu: "Ounharbaşkam'nm yetkileri sarihtir. Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde hükiimetle arasında bir gergmlik değil, uyumlu yalışma- yı arzu etmektedir. Cumhurbaş- kam'nın devtetin bası olarak so- rumluluğu vardır. Millete karşı sorumludur. Anayasanm kendi- ne verdiği yetkilerde, Cumhur- başkanı'nın bazı kararnameler- de kendi görüşkri otabüir, tered- dütleri de olabilir. Bunun basın yolayla diyalogdan ziyade, doğ- rudan diyalogla daha rahat çö- zülebilecegi göriişündedir kendi- leri. Bu, şahsın kendi ismi üe il- gili degil, makam önemlidir. Cumhurbaşkanı bu şekilde te- laffuz etmektedir. Ancak diya- logla soranlann çözülebilecegi kanısındadır. Hatta birçok ka- ran, kararnameyi tasvip etme- mekle birlikte, sirf devlet işleri- nin daha çabnk yüriunesi ama- ayla imzalayıp Başbakannk'a gÖHdermiştir. Ancak kendi yet- Idlerine tecavüz edibnesine de taraftar olmadığım, birçok ve- sile ile iletmiş bulunmaktadır." Toperi'nin dünkü açıklaması- na, hükümet adına sert bir dille karşılık veren Gönen, Cumhur- başkam Turgut özal'ın görevi- nin anayasa gereği, "birük ve be- raberüği sagJamak" oldugunu Ahmet Özal hücum planı (Baftarafı 1. Sayfada) Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurarak 20 milyar liralık se- net için haciz karan aldırdı. Cu- ma günü akşamı icra memuru ile Starl'e giderek ihtiyati haciz uygulamasında bulundu. • Pazartesi günü, Imar Banka- sı'mn 20 milyarlık teminat mek- tubu karşıhğmda, Starl rahat nefes aldı. Böylece, Starl'in mal- lan üzerine konan ihtiyati haciz, teminat mektubu üzerine kaydı- rılmış oldu. • Ahmet özal'm avukatı Mün- ci Inci, Imar Bankası'mn temi- nat mektubuna İstanbui 5. İcra Tetkik Mercii Hâkimliği'nde iti- razda bulundu. Mahkeme, Mer- kez Bankası'na bir yazı yazarak lmar Bankası'mn ne miktarda teminat mektubu verilebileceği- ni sordu. Mahkeme, Merkez Bankası'ndan gelecek cevaba göre bir karar verecek. • Starl, avukatı Sümer Altay, İstanbui 6. Asliye Ticaret Mah- kemesi'nde açtığı davada 20 mil- yarlık senetteki imzanın yetkisiz oldugunu öne sürerek senedin geçersiz sayılmasını istedi. ihti- yati haczin dava sonuna kadar durdurulmasını öngören tedbir istemi konusunda ise 9 ocakta yapılacak bilirkişi incelemesin- den sonra karar verilecek. • Starl avukatlan, Ahmet özal, Turgay Aksoylu ve senet- te imzası bulunan muhasebe gö- revlisi Mehmet Tevfik Metin hakkında "emniyeti suiistimal" iddiasıyla suç duyurusunda bu- lundular. Ahmet özal'ın "suça azmettiren" kişi olduğu öne sü- rüldü. • Ahmet özal ve Turgay Ak- soylu, avukatlan aracılığı ile İs- tanbui Cumhuriyet SavcıhğYna yaptıkları suç duyurusunda Cem Uzan'ın tutuklanmasım ve Starl'de arama yapılarak sonım- luları hakkında sonışturma ya- pümasını istediler. • Şişli Cumhuriyet Savcdığı'na yapılan suç duyurusunda ise Cem Uzan'ın yurtdışına çıkışı- nın engellenmesi, lmar Banka- sı hesaplanmn incelenmesi ve banka yöneticileri hakkında so- ruştunna açılması istendi. bildiren Gönen, şöyle dedi: "Biz milli iradenin temsücisi- yiz. Meydanlarda halka yapbgı- nuz vaaüerimiz vardır. Köstek- lenirsek devlet okanır, hizmet ö- kanır. Sayın Cumhurbaşkanı ic- ranın işini, sisteme ters düşen tarzda zoriaşbnrsa, uyumsuziu- ga sebep olur. 'Cumhurbaşkam, Başbakan'm görev alanına giren konularda yetki kullanmaya he- ves ediyor' iztenimi dogarsa, bu- giukü rejim ona mnsait degil- dir. Bakanlar Kunüu her alaca- gı karan öacedeB CumhBrbaş- kanhgı'nra tasvibinden gecire- cekse, ba takdirde Bakanlar Ku- rum'na gerek yoktur. Bu bir an- layış farkıdır. Zatıilileri başbakan iken de bu böyle ny- gHİannuşbr." Toperi'nin özal'm yetkilerine "tecavüz" edilmesme taraftar ol- madığım ilettiğine ilişkin sözle- rine de Gönen, "Biz bugün uy- gulanan sistem ne ise onn uyguluyonız" karşıhğmı verdi. Devlet Bakanı Akm Gönen- in sert açıklamasının ardından, Kaya Toperi de yazılı bir açıkla- ma yaparak, "sözlerinin yanuş algüandıgını" söyledi. Toperi, dün akşam yaptığı ya- zılı açıklamada, şunlan kaydet- ti: "Bugünkü (dünkü) basın top- lantKmda, Saym Comhurbaska- nının, kendisine bilgi verilme- den, izah edilmeden çıkan ka- nnn hükmünde kararname, Ba- kanlar Kurulu karan veya karar- •uuneleri imzalamayabaeceti yo- hındaki sözlerinin yantaş algdan- dıgı göriümüştür. Sözlerimin, Sayın Cumbur- başkanı tarafmdan onaylanma- dan ivediligine binaen nemen yayımlanmaa gereken ve yayım- lanan kanun hükmünde karar- name, Bakanlar Kurulu veya ka- rarnamelere ait oldugunu betirt- mek isterim."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle