Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/4 HABERLER 3 OCAK 1992
ORTAM
ŞAHIN ALPAY
Şu "Ara" Seçfmler..Geçen gün vapurla Emfnönü'ne gelirken kulak misafiri
oldum. Refah Partisi sempatizanlarından oluştuğu her ha-
linden belli bir grup, son Bakırköy belediye secimlerinin
sonuçlarını tartışıyordu. Çember sakallı, cüppeli ve takke-
li, Karadeniz şivesiyle konuşan bir genç, RP'li seçmenleri
eleştiriyordu.
20 Ekim genel seçimlerinde Bakırköyde 95.000 kişi RP
1
-
ye oy vermişti. 22 Aralık belediye seçimlerinde ise bunla-
nn yalnızca 57,000'i zahmet edip sandığa gitmişti. Oysa
hiç değilse 80.000 kadarı lütfedip oylarmı kullansaydı RP
Bakırköy belediyesini kazanmış olacaktı.
Çember sakallı genç RP'li seçmenlere kızmakta haklı
mıydı bilmiyorum, ama Bakırköy belediye seçimlerinde
RP seçmeninin davranışıyla öteki başlıca partilerin seç-
menlerinin davranışları arasında fark görülmüyordu. RP'-
liler arasında seçime katılma oranı öteki partilerin seç-
menleri kadardı.
Oysa "ideolojik" tercihlerle oy veren seçmenlerin daha
militan oldukları; oy vermek fırsatını kaçırmadıkları bilinir.
Nitekim Bakırköy seçimlerinde oy oranını arttıran tek parti
Sosyalist Parti'ydi. SP'nin oyları 1.093'ten (yüzde 0.02) 1.
184'e (yüzde 0.37) fırlamıştı.
Çember sakaltı genç bir hafta sonraki Kağıthane seçim-
lerinden memnun olmalı. Kağıthane seçimlerinde RP'li
seçmenlerin aynı hatayı tekrarlamadıkları görülüyor. 20
Ekim'de RP'ye oy veren 31.000 seçmenin 28.000'i 29 Ara-
lık'ta da sandığa gitti ve RP Kağıthane seçimlerini oldukça
açıkfarkla kazandı.
Bakırköy, Kağıthane ve öteki yerlerde yapılan son ara
yerel seçimlerden ülke genelinde seçmen eğilimleri konu-
sunda her hangi bir sonuç çıkarılamayacağı muhakkak.
Ancak bu ara seçimlerin düşündürdüğü çok önemli bir hu-
sus bence şu: Genel ve yerel seçimleri ayrı tarihlerde
yaparak, genel ve ye-
rel "ara" seçimler dü-
zenleyerek ne kadar
çok para, zaman ve
başka türlü kaynak
harcıyoruz.
Oysa genel ve ye-
rel seçimleri aynı
günde yapabilir; ara
seçimlere gerek bı-
rakmayacak kurallar
getirebiliriz. Yeni anayasa ve seçim kanunu hazırlanırken
bu konu mutlaka düşünülmeli.
Genel ve yerel seçimlerin aynı günde yapılması, israfı
önleyeceği gibi her yerel seçimden sonra parlamentonun
seçmen tabanının (giderek meşruiyetinin) kalmadığı id-
dialarına son verecek. Ayrıca muhalefetin elindeki beledi-
yelerin iktidardan "üvey evlat" muamelesi görmeleri
olayını da büyük ölçüde ortadan kaldıracak.
Seçim kanununu yeniden düzenlerken bence Isveç'i ör-
nek almalıyız. isveç'te genel ve yerel seçimler aynı gün
yapılıyor. Oylar kişilere değil partilere veriliyor. Parlamen-
to ya da yerel meclislere seçilen kişiler kesinlikle partileri-
ni temsil ediyor. öyle ki bir milletvekilinin partisinden istifa
etmesi durumunda parlamento üyeliği derhal düşüyor.
Milletvekillerinin istifası ya da ölmesı halinde yerlerini,
partinin aday listesinin sonunda yazılı olan yedekler dol-
duruyor. Meclis başkanı, bakan seçilmeleri, hatta bir ay-
dan uzun süreyle izin almaları durumunda da yedekler
devreye giriyor. (Yedekler, kişilerin değil, partilerin yedek-
leri.) Böylelikle isveç'te ara seçim denilen şeye rastlanmı-
yor.
Isveç'teki glbitjartisinden istifSredeıfrfiilietvefcHirıîrt par-
lamento üyeliğinin sona ermesi, yerine bir yedeğin geç-
mesi usulünü kabul edebilirsek, milletvekili "ticareti"
denilen soruna nihai bir çözüm bulunmuş olacak. Üstelik,
son örneğini Demokratik Hareket Partisi (DHP) ile gördü-
ğümüz, birkaç gün ömürlü "hülle partileri" saçmalığı da
nihayet bulacak.
Isveç kadar demokratik ve zengin bir ülke böyle bir se-
çim sistemini benimseyebiliyorsa, biz haydi haydi benim-
seyebiliriz.
Isveç seçim yasasına göre ülke çapında yüzde 4'lük ba-
rajı aşamayan paftiler parlamentoya temsilci sokamıyor.
Ama herhangi bir seçim çevresinde yüzde 12'yi geçen
partiler, ülke barajını aşamasalar da o çevreden milletve-
kili çıkarıyor. Genel ve yerel seçimler üç yılda bir yenileni-
yor.
Bu son saydıklarım Isveç seçim sisteminin örnek alma-
mız belki güç olacak yönleri.
Oysa genel ve yerel seçimleri
aynı günde yapabilir; ara
seçlmlere gerek
bırakmayacak hurallap
getlPflöillrlz. Yeni anayasa ve
seçim kanunu hazırlanırfcen
bu konu mutlaka dûsûnfllmell.
Cumhurbaşkanlığı danışmanları 1983'te çıkarılan "tek imza"yasası ile atanıyor
Özal, 'Evren yetkilerTni kııllanıyor
ANKARA (Camburiyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı lurgut
Özal, daruşman atamalarında
Kenan Evren'in cumhurbaşkan-
lığı döneminde yapılan düzenle-
melerle getirilen yetkileri kulla-
nıyor. özal da başbakanlığı dö-
neminde müşavir atamalarının
büe Evren'e takılmasını önlemek
amacıyla Başbakanlık'ta "baş-
•tiişavirlik" unvanı oluşturmuş
ve bu atamaları sadece kendi
imzası ile gerçekleştinne yolunu
seçmişti.
Cumhurbaşkanlığı ve başba-
kanlık arasında atamalar bakı-
mından büyük bir yetki farkı
bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı
istediği kişiyi, istediği makam-
dan alarak görevlendirme yap-
ma yetkisi ile donatılmışken
başbakanlık, başka kurumlar-
dan atama yaparken o kurum-
ların onayını alma zorunluluğu
ile karşüaşıyor.
Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği Teşkilat Yasası, 12
Eylül dönemi sona ererken cum-
hurbaşkanlığını kadro sorunla-
n açısından geniş yetkilerle do-
natmak amacıyla çıkanlmıştı.
17 Ağustos 1983 tarihli Evren
1
in imzasını taşıyan yasa, Cum-
hurbaşkanhğı Genel Sekreterli- •
ği'nde görevlendirilecek kişilerin
kadro ve tüm özlük haklan ko-
nusunda cumhurbaşkanlığına
düzenleme yapma yetkisi tanı-
yor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 8'e çıktı
İstenmeyeni Köşk kapıyor
Naauk Kemal Kılıç
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın danışman olarak atadı-
ğı Emin Başer, Namık Kemal Kılıç ve Süleyman
Törkoğlu hakkında çeşitli iddialar bulunması,
bu bürokratlann Çankaya'da korumaya ahndı-
ğı yorumlanna yol açtı.
Cumhurbaşkanı özal'ın halen 8 başdanışmanı
bulunuyor. Son olarak başdanışmanhğma ata-
nan eski PTT Genel Müdürü Emin Başer hak-
kında Türksat ihalesi nedeniyle sonışturma acıl-
mıştı. Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu milyarlık
ihaJede usulsüzlük yaptığı iddialanyla görevden
alınan bir kişinin danışman olarak atanamaya-
cağını savunmuştu.
Eski Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Namık
Kemal Kıhç da Etibank Yönetim Kurulu'nun
Ankara Sigorta hisseleriyle ügili karan nedeniyle
yargılanmıştı.
Süleyman Türkoğlu da özal'a Cumhurbaşka-
nı seçildikten sonra 2.5 saat süren bir nezaket
ziyareti yapmış, bu ziyaretten dört gün sonra da
Danıştay 10. Dairesi'nde yaklaşık l.S yıl bekle-
yen Hafize Özal'la ilgili dava sonuçlanmıştı.
özal'ın annesinin, Istanbul'daki Süleymaniye
Camii'nin bahçesine gömülmesine ilişkin Bakan-
lar Kurulu karannın iptali için SHP'li Adnan
Keskin'in açtığı dava, oy çokluğu ile reddedil-
mişti. Türkoglu, Danıştay Başkanlığı'ndan
emekli olunca da özal tarafından Cumhurbaş-
kanhğı Başdanışmanlığı'na getirilmişti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi dün
düzenlediği basın toplantısında, yolsuzluk savıy-
la görevden alınan bir devlet görevlisinin danış-
manlığa getirildiğinin anımsatılması üzerine
"Atama bn sav ortaya atılmadan yapılmıştır ve
iddia benüz kanıtlanmamıştır" dedi.
Hükümet, kanun gücünde
kararname çıkarmadan önce
Meclis'ten yetki almak zorun-
dayken cumhurbaşkanı, böyle
bir yönteme gerek kainadan
doğrudan "Cumhurbaşkanhgı
kararnamesi çıkarabUiyor. Bu
kararname başkaca bir kurn-
mun onayına gerek kalmadan
yürörİB|e giriyor."
Yasanın, son olarak eski Ha-
zine Müsteşan Namık Kemal
Kıiıç ve eski PTT Genel Müdü-
rü Emin Başer'in Cumhurbaş-
kanbğı danışmanlığına atanma-
lan ile gündeme gelen hüküm-
leri şöyle:
"Cumhurbaşkanlıgı kararna-
nesnde beiirtikn sözfeşmeii-
personel ile cumhurbaşkaunın
tasvibi üzerine kamn korum ve
kuuluşlannda görevli sivil ve
askeri pcnond ve adli, idari, as-
keri yargı mensupian da Cum-
hvbaşkanhiı G e ^ Sekreteri'-
•ia talebi iie süreU veya geçki
olarak görevleMÜrUebUir.
Cvakarbaşkaalifi Genel
Sekreteri'nin ynkanda bdirtfien
pcnoneli 3 yüı aşmamak ttzere
süreH olarak ismca görevtendir-
me istekleri, atamalanndaki ka-
yrt ve Dsnflere iMİni—ir«m yet-
kiti merci, karum ve kuruluşlar-
ca yerine getirilir."
Böylece, kamudaki "atama-
larda •ygnlaaan yöatemin gö-
revden almalarda da uygalan-
mas" ilkesi, sadece cumhurbaş-
kanlığı için geçersiz kabul edili-
yor. Bu nedenle üçlü kararname
ile bir göreve atanan kişi, başba-
kan görevden almak isterse yi-
ne üçlü kararname ile işten
uzaklaştırılabiliyor. Ama cum-
hurbaşkanı aynı kişiyi Çanka-
ya'da görevlendirmek isterse tek
kişinin imzası yeterli görülüyor.
Cumhurbaşkanhğı bünyesine
atanacak kişilerle ilgili olarak,
ilgili kurumlarca değerlendiril-
mesine olanak tanınmadan, "ye-
riae getirilir" ibaresi kullamlır-
ken başbakanlık, benzeri yetki-
leri kullanamıyor. Başbakanlık
Teşkilaü Hakkındaki Yasa'da
başka kurumlardan görevlendir-
me konusunda, ilgili kurumun
ve kişilerin muvafakatının alın-
• ması zorunluluğu getirüiyor. Ay-
nca "B^bakaatagiB bu koaada-
ki talepleri ilgili kurum ve kn-
ralaşlarca öncelikle
MMaçfauıdunhr" deniyor. Aynı
yasayla başbakanlık müşavirle-
ri dahil önemli tüm atamalar
için cumhurbaşkanımn onayuun
gerektiği.belirtilivor.
özal, başbakan iken cumhur-
başkanımn atamalar konUSUnda
bu kadar geniş yetkilerle dona-
tıimasından rahatsız ounuştu.
özal, 18 Mayıs 1987 yümda çı-
kardığı bir kararname ile başba-
kanhkta, "başmüşavir" kadro-
su oluşturmuş ve bu kadroya ya-
pılacak atamalann cumhurbaş-
kammn onayına gerek kalma-
dan gerçekleştirilebilmesinin yo-
;
lu açümıştı.
Şimdi bu yetkileri Başbakan
S i l e y n u Demird kullaruyor.
Ama Demirel de başdamşman-
lar dışındaki tüm atamalan
özal'a onaylatmak zorunda ka-
hyor.
Istanbul il başkanı, 2 belediye başkanı ile 11 meclis üyesinin disiplin kuruluna verildiğini açıkladı
6
SHP örgütüne köylülükhâkiırf
İotratHaTkTpa^ tstanbıılUbaşkanı:Partimizinyapılanmasıyanlış.
iı Başkanı Bozkurt Nu- Örgüte köylülük hâkim. Parti, köylülerin istilası altında. Yerel
^ ^ S ' S seçimlerde başarısızlığın nedenlerinden biri bu. İkincisi SHP'li
çeşitii beiediyeierden ıı belediyelerin başansızlığı. Istanbul'da SHP'li belediye
^ başkanlarının önemli bir bölümü sosyal demokrat değii.
ğini söyledi.
Elinde önemli kamtlar oldu-
ğım açıklayan Nuhoğlu, Istan-
bul'da SHP'li belediye başkan-
lanndan önemli bir bölumünun
sosyal demokrat olmadığını,
bunlann tümünün partiden tas-
fıye edilmesi gerektiğini beh'rt-
ti. SHP'nin yerel seçimlerdeki oy
kaybının örgüt yapısının bozuk-
luğundan kaynaklandığını, çev-
re belediyelerin başansız faali-
yetlerinin de bu kötü sonuçlara
katkıda bulunduğunn söyleyen
cumhuriyet muhabiri-
ğı açıklamada şöyle
konuştu:
"Partimizin yapılanması yan-
lış, örgüte köylüler hâkim. Par-
ti köylülerin istilası altında. Ye-
rel seçimlerdeki başarısızlığın
nedenlerinden biri bu. tkincisi
SHPIi belediyelerin basansızlı-
gı. tstanbul'da yerel yönetimde
ANAP iktidan devrilmişti. Kit-
leler bizden farklı bir belediye-
cilik anlayışı bekliyoriardı. Biz
bn anlayışı üç yıl içinde hâkim
kılamadık. Böylece kitleler des-
tegini pat diye çektiler. Bu işin
faturası biraz da Nurettin Sö-
zen'e çıkıyor, ama başansız olan
çevre belediyeleri."
" yasi kimliğinin bugün için belir-
siz oldugunu söyleyen Bozkurt
Nuhoğlu, "Biz sosyal demokrat
degiliz" dedi.
SHP İstanbui tl Başkanı,
DYP'nin eski CHP'nin yerini al-
dığım, çağdaş bir liberal sağ par-
ti haline geldiğini, buna karşın
SHP'nin söyledikleriyle sosyal
demokrat siyasetin çeliştigini
söyledi. Nuhoğlu şöyle dedi:
yal demokrat parti oldugunu
kitlelere anlatamadı. Her parti-
nin dostlan, düşmanlan vardır.
Biz kimlerin dostuyuz, kimlerin
düşmamyız belli degü. Sözde biz
emegin kitle partisiyiz, ama
emekçilerden de fazla yana de-
ğiliz. Sermayeye, tekelci grupla-
ra da karşı degiliz. Yani ne kuş,
ne deve misali. Oysa sosyal de-
mokrasi, kentülerle emekçilerin
ideolojisidir. Temel
maya çalışmamız."
SHP İstanbui II Başkam, par-
ti içinde ideolojik temellere da-
yah bir ayrımlaşmanın söz ko-
nusu olmadığını, bireyciliğin,
kariyerizmin ve tekelciliğin hâ-
kim oldugunu öne sürdü. "Ta-
mamen adama yöneiik bir yapı-
laşma var. Ahmet'in adamlan,
Mehmet'in adamlan. Ben hiçbir
fakınnian degilim" diyen Nu-
hoğlu, kimilerinin iddia ettiği
DYP ile koalisyonun partiye za-
rar verdiği görüşünde olmadığı-
nı da söyledi. Park Otel inşaa-
tının durdurulması konusunda
Beyoğlu Belediye Başkam'nı du-
yarsızlıkla suçlayan Bozkurt
Nuhoğlu, sonuca istanbui Bele-
diyesi ile eşgüdümlü çalışarak
vanldığını belirterek şöyle dedi:
"tstanbol'daki bütün duyar-
sutıklann östüne gitme karan
verdim. Bn nedenle çok büyük
ekştiriler aldun. Bir sosyal de-
mokratın duyarlı olması gerek.
Park Otd konusupda bu duyar-
hlık yoktu. Bu inşaata izin ver-
mek Beyoğlu Belediye Başkanı-
nm cehaletinden de kaynakbuıa-
biür. Somnt bir şey olmadan bir
belediye başkanını suçlamak is-
temem, ama en anndan duyarlı
olması gerekirdi."
bu ay sonu toplanacak olağanüstü kurultay için taraflar kollan sıvadı
Iııöııü il başkanlarıyla 2. turdaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — 25-26 ocakta toplana-
cak SHP olağanüstü kurultayı
öncesi, parti içi kanatlar, ör-
güt düzeyinde çalışmalan hız-
landırdı. Genel Başkan Erdal
liderliğindeki Yeni Sol grup da
kurultay delegelerine mektupla
ulaşmaya çalışıyor.
SHP lideri Inönü'nün il baş-
kanlanmn görüşlerini almak ve
kurultay ile ilgili düşüncelerini
tnönü, il başkanlan düzeyinde anlatmak amacıyla il başkanla-
başlattığı toplu görüşmelerin nyla gerçekleştirilen görüş ahş-
ikincisini bugün yapacak. Inö-
nü, Ankara'daki toplantıya ka-
tılacak 25 il başkamna, kurul-
tay ve koalisyonla ilgili görüş-
lerini anlatacak. Deniz Baykal
ş
verişlerinin ikincisi yann ya-
pılacak.
Belediye Evi'nde yapılacak
toplantı Eskişehir, Gaziantep,
Giresun, Gümüşhane, Hakkâri,
Hatay, Isparta, Içel, İstanbui,
lzmir, Kars, Kastamonu, Kay-
seri, Kırklareli, Kırşehir, Koca-
eli, Konya, Kütahya, Malatya,
Manisa, Kahramanmaraş, Mar-
din, Muğla, Muş ve Nevşehir il
başkanlarının katılımıyla ger-
çekleşecek. Toplantıda Inönü'-
nün, koalisyon hükümetinin ya-
rarlanm aiüatarak kurultayda
yapılması olası yönetim değişik-
liğinin bu yarar gözetilerek ger-
çekleştirilmesini isteyeceği be-
lirtildi.
Inönü'nün konuşmasında,
koalisyon hükümetine yöneiik
eleştirilere örgütün savunarak
sahip çıkmasını isteyeceği, bü-
kümette ve örgütlerde, başan-
nın da başarısızlığın da ortak ol-
duğuna dikkati çekeceği de öğ-
renildi. Parti meclisinde
ağırlıklı olarak yer almayı
amaçlayan Baykalcılar da ku-
rultay delegelerine mektup yo-
luyla ulaşmaya çahşacaklar.
Göymen, müsteşar
Köşk'ten
ŞHP'ye
ükvizeANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal, atamalar konusunda
SHP'ye uyguladığı ambargoyu
yumuşattı. Yigit Gülöksöz ile
Türkan Akyol'un kararnamele-
rini hâlâ imzalamayan özal, hü-
kümet kurulduğundan bu yana
ilk kez SHP kökenli bir bürok-
ratın atama kararnamesini
onayladı.
Dün onaylanan karamameler
ile SHP parti meclisi eski üyesi
ve TÜSES (Türkiye Sosyal ve
Ekonomik Araştırmalar Vakfı)
Başkam Kord Göymen, Turizm
Bakanlığı Müsteşarhğı'naatan-
dı. Eski Müsteşar Kamil Yüce
Onü'ın ayrı bir kararname ile
müşavirliğe kaydınlmasıyla bo-
şalan müsteşarlığa getirilen
Göymen, hükümetin SHP'li po-
litikacılardan bürokrasiye getir-
diği ilk isim oldu. Göymen'in
yardımcılığına ise Turizm Ban-
kası uzmanianndan Akın Demi-
rel getirildi.
özal, yaklaşık 20 gündür
Köşk'te bekleyen Çalışma Ba-
kanhğı'na ait iki kararnameyi
de dün imzaladı. SSK Tahsisler
Dairesi Başkam Kemal Oktar'-
ın SSK Genel Müdürlüğü'ne
atanmasma ilişkin kararname-
yi imzalayarak Başbakanhk'a
geri gönderen özal, SSK Genel
Müdür Yardımcısı Fehmi Bü-
yükkaragöz'un görevden ahn-
masını onayladı.
HABERLEREV DEVAMI
OLAYLARIN Hükümet 74 vali arıyor
ARDENDAKI
GERCEK(Bmftarafı 1. Sayfada)
mektedir. Bazı önemli ekono-
mik kararlan alamayan ya da
verdiği sözleri yerine getireme-
yen, kimi atamaları yapamayan
hükümet, yürütme görevinde is-
ter istemez zorlanmaktadır.
Bu durumla ilgili son bir ör-
nek dün öğleden sonra ortaya
çıkmış bulunuyor. Gündeme,
şimdi de memur maaş zamlan-
m düzenleyen Bakanlar Kurulu
karannın bir süre Çankaya'da
tutulması olasılığı gelmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bü-
yûkelçi Kaya Toperi düzenledi-
ği basın toplantısında, "Cum-
hurbaşkanı kendisiyle temasa
geçilmeden gelen kararlan
imzalamayabilir" diyerek, ma-
aş zammının da Çankaya
Köşkü'nden dönebileceğini ima
etmiştir.
Bu kadan fazla!
Konunun anayasal yanı üs-
tünde durmayı bir yana bırakı-
yoruz. Çünkü işin özü, daha çok
siyasal nitelik taşıyor. Cumhur-
başkanı özal'ın, Başbakan De-
mirel'le koalisyon hükümetine
yöneiik engelleyici tutumu savu-
nulamaz; bir cumhurbaşkanı,
bir muhalefet lideri gibi dav-
ranamaz.
Türkiye'nin sorunlanyla ba-
şedebilmesi için bir uzlaşma ha-
vasına gereksinmesi varken,
Cumhurbaşkam'nın ipleri ger-
meyi sürdürmesi, hangi açıdan
bakılırsa bakılsın siyasal sağdu-
yuya aykırı düşmektedir.
• • •
TÜRK
KALP
VAKFI
(Baftarafı 1. Sayfada)
Cumhuriyet'in sorularıru ya-
nıtlayan lçişleri Bakanı tsmet
Sezgin, Müsteşar Çakmakoğlu-
nun yerine Fahri Öztürk'ün
atanmasma ilişkin kararname-
nin hazırlandığım açıkladı. Ha-
zırlanan karamamenin imzalan-
ması için Köşk'e gönderildiğini
de kaydeden Sezgin, Çakma-
koğlu'nun bundan sonraki ko-
numunun ne olacağına ilişkin
bir soruya karşıhk da "Kendisi
borada bakanbk da yapmış, çok
hizmetleri geçmiş bir kişi. Her-
halde ayrılır, bilemiyorum" de-
di. Sezgin, Çakmakoğlu'nun bir
başka göreve atanmasımn öne-
rilmediğini de söyledi.
Bakanhk kulislerinde, lçişle-
ri Bakanlığı'nda bakanhk ve
müsteşarhk, aynca Başbakanlık
Müsteşarhğı yapan Çakmakoğ-
lu'nun, şimdi görevinden alına-
rak daha alt bir göreve atanma-
sımn mümkün olamayacağı be-
Urtüiyor. Aym kulislerde, Çak-
makoğlu'nun da böyle bir ata-
maya sıcak bakmadığı, bu ne-
denle emekliliğini isteyerek mes-
lekten aynlabileceği ifade edili-
yor.
Kararname hazırlıklan
süriiyor
Bu arada Olağanüstü Hal
Bölge VaUsi Necati 'Çetinkaya-
nın, ailesine ait giyim mağaza-
sınajönelik bombalı saldırı ola-
yından sonra görevinden affmı
istediği öğrenildi. Bakan Sezgin
de Cumhuriyet'in sorusu üzeri-
ne bunu doğruladı. Çetinkaya-
mn göreve başlamayacağı, hü-
kümetin Bölge Valiliği'ne ilişkin
yeni düzenlemesine kadar bu
görevin vekâleten yurütüleceği
öğrenildi. Sezgin, bir soru üze-
rine, bölge valisinin yetki ve so-
rumluluklannm bölgedeki diğer
valilere dağıtılacağını, ardından
da bu kurumun uygulamadan
kaldınlacağını söyledi.
Kararnamelerin bu ay sonun-
da hazırlanarak onay için Cum-
hurbaşkanlığı Köşkü'ne gönde-
rilmesi bekleniyor. lçişleri Ba-
kanlığı kulislerinde, yalnız İstan-
bui Valisi Hayri Kozakçıogiu-
nun yerinin sağlam olduğu ko-
nuşuluyor. Bunun dışında baş-
ta Ankara, Izmir, Adana, Antal-
ya, Erzincan, Malatya, Kayseri,
Gaziantep, Diyarbakır, Zongul-
dak olmak üzere çok sayıda ilin
valilerinin değişeceğine ise kesin
gözüyle bakıhyor. Yeni kararna-
me ile ANAP döneminde aktif
valilik görevinden uzak tutulan
eski kadrolara ağırlık verilmesi
Çığ: 20ölü
(Baftarafı 1. Sayfada)
Uzansv Karakoln'na tam 6 sa-
at yürüyerek haber iletmiş. Köy-
lüierin ifadelerine göre 10 ev çığ
altıada kalmış ve bu evlerden de
ilk belüiemelere göre 20 kişinin
öMiigiinü, 15 kişinin yaralandı-
ğını öznntüyle ögrenmiş bulu-
nayoruz."
Olayın haber alınmasından
sonra köye ulaşmak için yola çı-
kan ve 3 astsubay ile 20 erden
oluşan ekip, yer yer 2 metreyi
bulan kar nedeniyle köye dün
akşam geç saatlerde güçlükle
ulaşabildi. Köyle telefon bağlan-
tısı kurulamazken, afetzede köy-
lülere ulaştırılmak üzere Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı'ndan ivedi olarak 50 mil-
yon Ura Yüksekova ilçesine gön-
derildi.
Gün boyu aralıksız devam
eden kurtarma çalışmalan sonu-
cu saat 19.00'a kadar çığ altın-
da kalan 19 kişinin cesedi çıka-
nldı. Vali Necati Develioğlu'nun
verdiği bilgiye göre, çığ altında
kalarak ölenlerin isimleri şöyle:
Musa Bektaş, Hami Bektaş,
Hasan Bektaş, Cevdet Bektaş,
Senar Bektaş, Sima Bektaş, Ay-
dın Kaya, Feraznaz Kaya, Bel-
bekleniyor. Olağanüstü Hal
Bölgesi'ndeki valilerin de önemli
ölçüde değiştirilerek yerlerine
eski deneyimli valilerin getiril-
mesinin duşünüldüğü kaydedil-
di.
Kulislerde, hazırlanacak bu
kapsamlı vali ve emniyet müdür-
leri kararnamelerinin de hükü-
met ile Köşk arasında sorun ya-
ratabileceği olasılığından söz
ediliyor. Kulislerde, yeni hükü-
metin değiştirmek istediği vali-
lerin büyük bir bölümünün
ANAP döneminde "yıldızı
parlayan" yöneticiler olduğuna
işaret ediliyor.
gin Kaya, Lokman Kaya, Musa
Kaya, Bdkıs Kaya, Etbem Ka-
rahan, Naime Karahan, Nemi-
nan Karahan.
önceki akşam saatlerinde
Yüksekova Alyuva Jandarma
Karakolu'na da çığ düştü. Olay-
da jandarma eri Hüseyin Tokat
yaşamını yitirdi. Kimliği açık-
lanmayan bir er de sağ olarak
kurtanldı.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ile TBMM Başkam Hnsamettin
Cindoruk birer mesaj yayımla-
yarak başsağhğı dilediler. Baş-
bakan Süleyman Demirel de
mesajında, "Çığdan zarar gören
vatandaşlanmızın zararlaruıın
karsrianması, acriannın diadiril-
mea için gcreken ber seyin ya-
pdafagından kimsenin kuşkusu
otanasm" dedi.
Rusyalda
(Baftarafı 1. Sayfada)
rın orânı yüzde 300-500 ci-
varında.
Daha birkaç gün önce yeni yı-
lı kutlarken neşeli kahkahalar
atan insanlann yüzünden düşen
bin parça şimdi. Bu yeni fiyat-
lara karşı nasıl ayakta kalabile-
ceklerini düşünüyorlar.
Ozalldan hodri meydan
(Baftarafı 1. Sayfada)
Toperi, gazetecilerin sorusu
üzerine, "memur maaşlannda
arüş getiren Bakanlar Kurulu
kararuu" örnek gösterdi ve bu
konuda Cumhurbaşkanlığı'na
"bügi verümedigini" söyledi. "O
konuşuldu da bugün, onu örnek
verdim. Mevzuu geçti" diyen To-
peri, bir gazetecinin "Cumhur-
başkam'nın hükümet programı-
nı ve ekonomik ötüemlerini bil-
meden memur maaş katsayısı ile
ilgili kararnameyi imzalamama-
sı demokrasiye ters düşmez mi"
sorusuna şu yamtı verdi:
"Cumhurbaşkanı ile bir diya-
log kunılması lazım ki ne olup
bittifüu bilsin, ona göre imza-
lasuL. Sürprizie karşılaşamaz Sa-
yın Cumhurbaşkanı. En doğal
usul, bilgi verilmesidir. Bunu
böyle kabul etmek lazım.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Kaya Toperi, daha sonra Çanka-
ya'ya gönderflen kararname ve
karariarla ilgili "rakamsal" bil-
gi verdi:
"Hükümetin kurnlmasından
bu yana geçen süre zarfında,
Cumhurbaşkanlığı'na gelen
KHK sayısı 10 adet, Bakanlar
Kurulu karan ise 102 adettir.
Üçlü kararname ise 215 adettir.
Bu kanun hükmündeki karama-
meierden 5 tanesi onaylanmış,
iade edilen kararname yoktur.
Halen 5 tanesi inceleme safha-
sındadır. Bakanlar Kurulu ka-
rarlanndan 97 tanesi onaylan-
mış, iade edilen yok. 5 tanesi in-
celemededir. Üçlü kararname
sayısı 215'tir, bunun 203 adedi
onaylanmışür. 5 tanesi inceleme
aşamasında, 4 tanesi de iade
edilmiştir."
Kaya Toperi, krizin bir başka
boyutunu oluşturan "Demirel1
in mektubunun iadesi" konusu-
na ilişkin olarak da "Cumhur-
başkam'nın kendisinden ziyade
makamına belli bir özen göste-
rilmesi geregince mektup iade
edilmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Kaya Toperi, cumhurbaşkanımn
"yetki ve sorumluluklan" konu-
sunda da şöyle konuştu:
"Ounharbaşkam'nm yetkileri
sarihtir. Cumhurbaşkanı hiçbir
şekilde hükiimetle arasında bir
gergmlik değil, uyumlu yalışma-
yı arzu etmektedir. Cumhurbaş-
kam'nın devtetin bası olarak so-
rumluluğu vardır. Millete karşı
sorumludur. Anayasanm kendi-
ne verdiği yetkilerde, Cumhur-
başkanı'nın bazı kararnameler-
de kendi görüşkri otabüir, tered-
dütleri de olabilir. Bunun basın
yolayla diyalogdan ziyade, doğ-
rudan diyalogla daha rahat çö-
zülebilecegi göriişündedir kendi-
leri. Bu, şahsın kendi ismi üe il-
gili degil, makam önemlidir.
Cumhurbaşkanı bu şekilde te-
laffuz etmektedir. Ancak diya-
logla soranlann çözülebilecegi
kanısındadır. Hatta birçok ka-
ran, kararnameyi tasvip etme-
mekle birlikte, sirf devlet işleri-
nin daha çabnk yüriunesi ama-
ayla imzalayıp Başbakannk'a
gÖHdermiştir. Ancak kendi yet-
Idlerine tecavüz edibnesine de
taraftar olmadığım, birçok ve-
sile ile iletmiş bulunmaktadır."
Toperi'nin dünkü açıklaması-
na, hükümet adına sert bir dille
karşılık veren Gönen, Cumhur-
başkam Turgut özal'ın görevi-
nin anayasa gereği, "birük ve be-
raberüği sagJamak" oldugunu
Ahmet Özal hücum planı
(Baftarafı 1. Sayfada)
Asliye Ticaret Mahkemesi'ne
başvurarak 20 milyar liralık se-
net için haciz karan aldırdı. Cu-
ma günü akşamı icra memuru
ile Starl'e giderek ihtiyati haciz
uygulamasında bulundu.
• Pazartesi günü, Imar Banka-
sı'mn 20 milyarlık teminat mek-
tubu karşıhğmda, Starl rahat
nefes aldı. Böylece, Starl'in mal-
lan üzerine konan ihtiyati haciz,
teminat mektubu üzerine kaydı-
rılmış oldu.
• Ahmet özal'm avukatı Mün-
ci Inci, Imar Bankası'mn temi-
nat mektubuna İstanbui 5. İcra
Tetkik Mercii Hâkimliği'nde iti-
razda bulundu. Mahkeme, Mer-
kez Bankası'na bir yazı yazarak
lmar Bankası'mn ne miktarda
teminat mektubu verilebileceği-
ni sordu. Mahkeme, Merkez
Bankası'ndan gelecek cevaba
göre bir karar verecek.
• Starl, avukatı Sümer Altay,
İstanbui 6. Asliye Ticaret Mah-
kemesi'nde açtığı davada 20 mil-
yarlık senetteki imzanın yetkisiz
oldugunu öne sürerek senedin
geçersiz sayılmasını istedi. ihti-
yati haczin dava sonuna kadar
durdurulmasını öngören tedbir
istemi konusunda ise 9 ocakta
yapılacak bilirkişi incelemesin-
den sonra karar verilecek.
• Starl avukatlan, Ahmet
özal, Turgay Aksoylu ve senet-
te imzası bulunan muhasebe gö-
revlisi Mehmet Tevfik Metin
hakkında "emniyeti suiistimal"
iddiasıyla suç duyurusunda bu-
lundular. Ahmet özal'ın "suça
azmettiren" kişi olduğu öne sü-
rüldü.
• Ahmet özal ve Turgay Ak-
soylu, avukatlan aracılığı ile İs-
tanbui Cumhuriyet SavcıhğYna
yaptıkları suç duyurusunda
Cem Uzan'ın tutuklanmasım ve
Starl'de arama yapılarak sonım-
luları hakkında sonışturma ya-
pümasını istediler.
• Şişli Cumhuriyet Savcdığı'na
yapılan suç duyurusunda ise
Cem Uzan'ın yurtdışına çıkışı-
nın engellenmesi, lmar Banka-
sı hesaplanmn incelenmesi ve
banka yöneticileri hakkında so-
ruştunna açılması istendi.
bildiren Gönen, şöyle dedi:
"Biz milli iradenin temsücisi-
yiz. Meydanlarda halka yapbgı-
nuz vaaüerimiz vardır. Köstek-
lenirsek devlet okanır, hizmet ö-
kanır. Sayın Cumhurbaşkanı ic-
ranın işini, sisteme ters düşen
tarzda zoriaşbnrsa, uyumsuziu-
ga sebep olur. 'Cumhurbaşkam,
Başbakan'm görev alanına giren
konularda yetki kullanmaya he-
ves ediyor' iztenimi dogarsa, bu-
giukü rejim ona mnsait degil-
dir. Bakanlar Kunüu her alaca-
gı karan öacedeB CumhBrbaş-
kanhgı'nra tasvibinden gecire-
cekse, ba takdirde Bakanlar Ku-
rum'na gerek yoktur. Bu bir an-
layış farkıdır. Zatıilileri
başbakan iken de bu böyle ny-
gHİannuşbr."
Toperi'nin özal'm yetkilerine
"tecavüz" edilmesme taraftar ol-
madığım ilettiğine ilişkin sözle-
rine de Gönen, "Biz bugün uy-
gulanan sistem ne ise onn
uyguluyonız" karşıhğmı verdi.
Devlet Bakanı Akm Gönen-
in sert açıklamasının ardından,
Kaya Toperi de yazılı bir açıkla-
ma yaparak, "sözlerinin yanuş
algüandıgını" söyledi.
Toperi, dün akşam yaptığı ya-
zılı açıklamada, şunlan kaydet-
ti:
"Bugünkü (dünkü) basın top-
lantKmda, Saym Comhurbaska-
nının, kendisine bilgi verilme-
den, izah edilmeden çıkan ka-
nnn hükmünde kararname, Ba-
kanlar Kurulu karan veya karar-
•uuneleri imzalamayabaeceti yo-
hındaki sözlerinin yantaş algdan-
dıgı göriümüştür.
Sözlerimin, Sayın Cumbur-
başkanı tarafmdan onaylanma-
dan ivediligine binaen nemen
yayımlanmaa gereken ve yayım-
lanan kanun hükmünde karar-
name, Bakanlar Kurulu veya ka-
rarnamelere ait oldugunu betirt-
mek isterim."