Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHVRİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 18 OCAK 1992
BURAŞI
TÜRKÎYE
HALUK ŞAHIN
Yarından Bir Yaprak1993 yı ınn <asım sonları Cok satan bır gazetenın tele-
vızyon eleşt rmenı Eleştıvı adlı koşesınde şunlar yazıyor
"Neredec eskıgunlersevgıljTVseverler Meğerhayat
ne kadar ko a/mış Bırakın tek kanallı TRT donemını altı
yedı kanallı gjnlerı bıle ozlemle arıyorum Hıç olmazsa
hangı karalda ne çıkacağını bılıyorduk Şımdı Istanbul da
tam 257 ıstasyon var Kanallar dolu olduğu ıçın hangısının
nerede çıkacağı hıç bellı olmuyor Tam (halkımızın beden
eğıtımıneve~dığı onemden olacak) artık hersaatbaşı gos-
terılmeye başanan Gece Cımnastığı programını seyre-
derken pat dye karışıp TRT nın Inanç Dunyası çıkıverıyor
Şoyle rahat rahat günah ışlemek bıle haram oldu Bu
memleketın sahıbı yok mu? Yoksa o da (Sende mı Baba')
elınde uzak <umanda alet) kanal karıştırmaktan başka ış
yapamıyor?
Habercılıkmı dıkızcılık mû Yoo bu kadarı da fazla artık
Bu mılletm de kendine gore ahlakı, adabı var Rekabet yu-
zunden haber spıkerlerının mını etek gıymesıne ses çıkar-
madık n olur n'olmaz Avrupalılaryanlışanlar eleştırırya
da yasaklarsak bızı ^ — — — — — — — — —
Programlapın reklam akısım
boıûüMarı söylenebiliı*. Ama,
programları da tamamen
devreılençıkarınanıak
gerekip. Ne dersiniz sevgili
Eleştivi okıırları sizce kim
haklı?Reklamlapmı,
programlar mı?
barbarlıkla suçlar
ve AT'ye amazlar
dedık Hava 'aporu-
nun geleneksel gıy-
sıler ıçınde bır go-
bek dansozü tara-
fından verı mesını
ovduk mıllı folkloru-
muzu yansıtıyor
dedık, ama rıer şe-
yın bır haddı var
Son bır haftadır tum ~~~——"""""~~"~~~~~~~^—"
araştırmalarda bır numaraya çıkan Ester 34 Kanalı nın
Rumen bayan spıkerının okuduğu her haberden sonra
uzerındekı gı/sılerınden bırını daha çıkarıp atması ve so-
nunda Havva anamız gıbı uryan kalması bıraz fazla olmu-
yor mu7
Bır de Ingılızce ad takmışlar Strıpnews'muş' Hay
dılınızı eşek arısı soksun Bızım guzel Turkçemızde kelıme
mı yok? Seyırcı çekmek ıçın gosterılen çabalara saygımız
sonsuz, ama geçen gece kaldı haber spıkerı (afedersınız)
donsuz Yazık' Rumen bayan spıkerın hıç Turkçe bılme-
mesıneşımdılıkbırşeydemıyoruz Desekgeneayrıntılara
takılıp kaldığımızı soyleyecekler Hadı gene buyukluk bız-
dekalsın1
Bıktıran tekrarlar — Yuh be bıktık bu tekrarlardan artık
257 ıstasyondan 254'u gece gunduz tekrar program yayın-
lıyor Kaçakdızısının sonbolumudunS/70wTV'de23 defa
yayınlandı Hop yani Kaçak a gıcık kaptık beyler Ya 32
kanalda zaman zaman gorunup kaybolan M7"V'nın yaban-
cı ıstasyonlardan aldığı eskı haber bultenlerını tekrar et-
mesıne ne dersiniz9
Istasyonun muduru "Ne onemı var
tarıh tekerrurden ıbarettır' dıyormuş' MTV, Mukerrer TV
demekmış meğerse1
Yumurta ve Tavuk — Sızler ekranlarınızda bır şeyler
seyretmeye uğraşa durun, televızyoncular arasında mut-
hış bır tartışma fırtına gıbı esıyor Soru şu Acaba Turk
televızyonunda programlar arasına reklamlar mı konuyor,
yoksa reklamlar arasına programlar mı'" Yanı program
başlayınca 'Yuh be, şurada guzel guzel reklamları seyre-
dıyorduk, bu programlar da fazla olmaya başladı artık '
dıye mı şıkâyet edeceğız yoksa tersı mı olacak? Bence
her ıkı tezın de doğru yanı var Reklam surelerı program
surelerınden daha uzun olduğuna gore (Ee garıban TV -
cıler de para kazanacaklar tabıı) programların reklam akı-
Şinı bozduKları soylenebıhr Ama, programları da tama-
men devreden çıkarmamak gerekır Nfe dersiniz sevgılı
Öeştıvı okurları sızce kım haklı? Reklamlar mı, program-
lar mı?
Selâhattin Giz'ın Fotoğraflarıyla
1930'lardaBeyoğlu
Metin A!ı Ozdamar
Onsoz DemırOzlu
Isteme adresı
ÇAĞDAŞ YAYINCJUK VE BASIN SANAYI Aj.
Türkocagı Caddesı, 39-41 Cagaloğlu 34334 İSTANBUL
Tei 512 05 05 (20 hat) 526 01 17 Fax. 526 01 17
Insan ÇjfOigi
Toptan evetler hayırlarla yonlendırıyorlar kıtlelerı Dostluklar, beğenıler,
yaz dınlencesını nasıl nerede geçıreceğımız hep medyalann baskıları
altında belırlenıyor.
NECATİ CUMALI
TVde pek se>rek karşılaşılabılecek değerde
bır film gostenJıyor Kapılmışız]ı>orum Bır-
den karamor, bır reklam patlıyor ekranda
Sabun kutuları buzdolapları otomobıller.
kadın bacakları ustume ustume gelıjorlar
Butun ha\am dağılı\or Fılmı ızlerken ne ka-
dar değışık bır dunyadaydım Fılm az sonra
kaldığı verden başlıyor. ama ben oyerdedeğı-
Iım Işhanlarının alt katlanndakı \ıtnnler
onunde dolaşıyorum
BoyJe bır olajla karşılaşabılır mı>dı ellı yıl
oncesının ınsanı1
Satıcılar bojle butun patırdı
gurultülerıvle evlerın ıçıne dalabılır kafa şışı-
rebılırlermıydı9
Benım gıbı ergenlık. dehkanlılık çağını
otuzlu vıllarda vaşayıp da gunumuze gelenler
her bakımdan avrı ıkı dunjanın varlığına ta-
nıklık ettıler Değışen değer olçulerı. gorgu
kuralları ıle bırbırıne butunuyle ters duşen ıkı
avrı toplumun vaşam koşullarıvla u>um sağ-
lavabılmek ıçın bazen boyun eğerek bazen
baş kaldırarak sarsıntılı bır yaşam surduler
O ışıklı diima...
Otuzların dunvası dedığım o dun\a, karak-
terıstıklerı geçen yuzyılın ılk \anSina kadar
uzanan Fransız Devrımf nın arkasından do-
ğan ınanç çağının dunyasıydı Sana>ıleşmede
makıneleşmenın jarattığı >enı kolelık duzenı,
devnmın ozgurluk e^ıtlık, kardeşhk umutla-
rının gerçekleşmesını engellemıştı Bu engelle-
me>e karşı antık uygarlıklardan vaşadığı
gunlere gelene değın kultur kalıtımını yenıden
değerlendırdı ınsanlık Pevgamberlerının, du-
şunurlennın !>anatçılannın dedıklerınden
adeta >enı bır dın aradı kendıne Sosyalızmdı
bu yenı dının adı Yenı bır ınanç dalgası sardı
dunyanın dort bır bucağını Dunyanın her ya-
nında çarmıhlarını >ukîenerek surgunlere, ış-
kencelere. tutukluluklara katlanan sayısız
kuçuk Isaîar yetıştı
Geçen yuzyılın Jon Turklen, bu ınanç çağı-
nın ılk havarılerıvdıler bızde Daha sonra
Mustafa Kemal ıle arkadaşları bağımsızlık sa-
vaşını bu çağın coşkusu ıle gerçekleştırdıler
savaşlannın doğal uzantısı olarak ulus olma
surecını başlatarak bır dızı kuhurel donuşum-
lere gınştıler
Benım çocukluğum ılkgençlık yıllarım,
Atatürk'un olumu ıle kapanan o ışıklı dunya-
da geçtı Yaşadığımız guzel gunlerın değennı
gerçekten bılıyor muyduk9
Y.K. Karaosma-
noğlu, "Her sabah yeni bir umutla ınanırdık
bugfin acaba hangi güzel \eniliklerin haberleri-
nialacağızÇankava'dan?"dı>eanarogunlerı
Oğretmenlerımız gozlennın ıçı gulerek duyu-
rurlardı bıze o haberlerı Yabancılann ışlettığı
demıryollan ulusallaştınlır, yenı fabrıkalar ış-
letmeye açılır, dılımız yabancı dıllenn boyun-
duruğundan kurtanlır, okul-halkevı kıtaplık-
ları son çıkan yayınlarla donatılırdı Şıır,
sanat, ınsanı ınsan eden herçaba kutsaldı Sol-
cu Nâzım Hıkmet ıle sağcı Necıp Fazıl bır evın
çocukları gıbı görulur, nesnel olçulerle değer-
lendınlırlerdı
Goğuslenndekı Istıklâl Madalyası'n
dan başka nesi vardı o oğretmenlenn9
Kıralık
evlerde oturur bır kat elbıse>ı beş yıl gıyerler-
dı Oğrencılenne para ıle ders vermek akılla-
nndan bıle geçmezdı Halkevlerırun değışık
kultur kollannda değeVlendırırlerdı boş saat-
lennı Odonem ozel ıdareden odenen ayhkla-
rını bazen uç ay gecıkme ıle aldıklan olurdu
Bakkala, kasaba borçlanırlar, >ıne de cumhu-
rıyetın nesı var nesi yok kendılennınmış gıbı
zengın sanırlardı kendılerını
O donem esnafının goztokluğu, durustluğu
anlatılsa ınanılmaz gelır bugunun ınsanına
Kentlenn kasabalann kurtuluş gunu kutla-
malan, kadın-erkek, bu>ük-kuçuk butun hal-
kın katıldığı bayramlar olurdu Turkıye zen-
gın değıldı ama borçsuz başı dık bır ulkeydı
Olanımızla ovünurduk Izmır e Yavuz gelse.
donanmamıza yenı bır denızaltı katılsa dun-
yalar bızım olurdu'
Şu son eilı yılda tumu karardı bu sevınçle-
nn Butun değer olçulen değıştı, tersıne don-
du Kımse tapusunu cebıne koyup benım
demedığı mala sahıp çıkmıyor Adım attığınız
her yerde para şıngırtılan, konuşulan her yer-
de paradan soz edıldığmı duyuyorsunuz Her-
kes kendı parasıyla bırlıkte karşısındakının
parasının hesabını tutuyor Çevre korletılıyor,
yasalann özef mulkıyet dışında tuttuğu kıyı-
lar, goller yağmalanıyor Beğenmeyen çekıp
gıdıyor ulkeden, yabancı dıyarlarda daha şen-
lıklı yaşama>a bakıvor
Bır ınsan omru nasıl olur da böyle bırbınne
zıt, ak ıle kara kadar ters ıkı dunya arasında
bolunebılır9
İnsan nasıl olur da neyın doğru,
neyın yanhş olduğunu kavra>ıp değerlendır-
mekte boyle yalnız, boyle şaşkın bırakılabılır9
Insanın o kadar ovunduğu 'Ben'ının başka
ellerde nasıl yoğurulup bıçımlendınldığını, sı-
rasında kendını guç tanıdığı bır kımlığe do-
nuşturulduğunu düşundurecek bır değışım
bu1
Iletışım organlannın elınde nasıl kuçuk bı-
rer o>uncak olduğumuzu gormenm dehşetını
PARİS'TEN SELÇUK DEMİREL
yaşıyonız gerçekte Beyınlerın nasıl kuçültü
lup duygulanmızın nasıl korletıleceğının ka
nıtlanmasına tanık oluyoruz Çelıkten robol
adamlar yaratılmasına gerek kalmadığını ha-
ber venyor çağdaş teknık Daha kolay bır yola
gıdıyor Gehştırdığı ıletışım teknığı ıle uzak-
tan kumandalı robot-ınsanlar yetıştınyor
Değer olçulennı, beğenılennı, davranışlannı
yonlendınyor robotlarımn Bır anlamda ger-
çekte bır ınsan çıftlığı olduğunu kanıtlıyor oz
dunyamızın Henuz ana sutu ıle beslendıgj dıl-
sız bır bebecıkken maymunlann kendı orman-
lannda bulup buyuttuklen Tarzan'ı hatırlaya-
lım Maymunlar arasında yeüşüğı ıçın
maymunlann dılıyle konuşur, maymunlann
dunyasına uyum sağlar Maymunlar çıftlığın-
de yetıştırılmış bır canlıdır o Sadece ınsan ola-
rak dünyaya gelmesıyle msanhğını kurtara-
maz
Medyalann tek tip insanı
1945'e kadar gazetelenn ayn spor sayfalan
yoktu bızde Spor amator bır uğraştı henuz
Basın, tıyatro eleştınlenne, yenı yayınlara, sa-
nata daha genış yer verır, kuçuk hıkâyeler,
surelı romanlar yayımlardı O yıl ılk olarak
Vatan gazetesı, haftada bır gun tam sayfa
ayırdı spora Onu başka gazeteler ızledı Za-
manla gunluk spor sayfalan yer aldı gazeteler-
de Sayfalar arttıkça otuzlu yıllann kurtuluş
bayramlannm kutlandığı alanlar boşalırken
stadyumlar dar gelmeye başladı kalabâlıkla-
ra Medyalar kıtaplıkları boş bırakıp stad-
yumlara, dıskoteklere çektıler ılgıyı Gaiatasa-
ray'ın eskı çalıştırıcısı DerwaH'ın bır sozunu
okumuştum "Almanva'da futbol ileridir. ama
bilim sanat da ileridir. Futboldaki ilerilik öbfir
spor koUarıyla eşduzeydedir." Bızde. genelhk-
le gen kalmış ulkelerde oyle olmuyor, medya-
lar daha tek tıpe ındınyorlar ınsanlan Ister
futbolun, ıster polıtıkanın hastası edıyorlar
Toptan evetler, hayırlarla yonlendınyorlar
kıtlelen Dostluklar, beğenıler, yaz dınlencesı-
nı nasıl nerede geçıreceğımız hep medyalann
baskılan altında belırlenıyor
Gerçekte gorunduğunden daha karmaşık
bır savaş bu1
Insanın ıç dunyası ıle dışa donuk
ozentılennı karşı karşı>a getınyor Bencıllığı-
nı bıleyıp özven yeteneğını koreltıyor Top-
lumdan uzaklaştırdığı oranda, çağdaş uygarlı-
ğın butun teknık nımetlennden yararlanan
çağdaş bır yaban yaratıyor'
Insan mutluluk yollannı kendı arayıp kendı
saptamadıkça, çağın medyalarının yonunü şa-
şırtan çığhklan arasında bocaladıkça kendıne
olan güvenını, saygısını yıtınyor, ınançlann-
dan uzaklaşıp medyalann kap dedığını kap-
mak ıçın yalana dolana, her turlu ıkıyuzluluğe
başvurmayı doğal sayıyor
Hıçbır aygıt, kendı kendını dınleyerek ındığı
kadar ıç dunyasının dennlerıne ınemez ınsa-
nın O dunyanın seslennı kendını dınleyerek
saptadığı doğrulukla saptayamaz Seçımlen-
mızı, kendımızle ılgılı kararlan, kendı çıkarla-
n doğmltusunda yönlendıren başkalannın
yayınlanna, reklamlarına, açık oturumlanna
bıraktıkça, bu >önlendırmeler ozbenlığımıze
aykın olduğu oranda mutsuzluklanmızın da
kaynağı oluyor Iç dunyamız doyumsuzluk-
larla boş kalıyor, bunalımlar yaşıyoruz ,
Medyalann ınsan çıftlığıne dönuşturduğü
dünyamızda ılensı ıçın tek umut kaynağımız
da bu' Tanhımn zengın kultur kalıtımına sa-
hıp çıkan ınsanın, kendı ozbenlığıne aykın
yonlendırmelenn aynmında olması, yuzeysel-
lıklen, yapaylıklan ıle bu yonlendırmelere
karşı çıkması
TEŞEKKLR
Ozel Çapa Haslanesı'nde 15 1 1992 tarıhınde eşımın
doğumunu gerçekleştıren
(•>n Opr Dr.
ALAETTİN BAKİ ÖZBEK'e
ılgılerını esırgemeyen
Brt-hekım
Dr. SAİT TURFANDA'ya
ve doğum esnasında emeklerı geçen ebe hemşıreler
RIŞE\ ^ETI\ F4TMA AhTA'j DfLEK M4TILM fLKM R
E( E"\e teşekkur edenz
EMRİYE — İLKER KESKİN
TEŞEKKUR
Hastalığımı erken teşhıs ederek tedavımı başanyla
uygula>ıp benı sağlığıma kavuşturan Istanbul SSK
Hastanesı Baştabıbı
MÜCAHİT ATMANOĞLU'na.
i Dahılıye Servısı Şefı L/m Dr. l\AIM KESKEN'e,
ır,m Dr SEÇKİN KARATAŞ'a,
Istanbul Hastanesı gorevlılerıne, 1 Dahılıve Başhemşıresı
Beyhan Mamahatun'a, Laboratuvar gorevhlerı Nurı
Aksu'ya. Ibrahım Sezen'e teşekkur edenm
ZULK4M SIRMEN
SATILIK DAİRE
Bağlarbası Toprak Sıtesı'nde 375 000 000 -
Aksam 21 00-24 00 arası 341 95 98
SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI'NDAN
DENETÇİ YARDIMCISI ADAYI
ALINACAKTIR
1- Sayıştay Başkanlıgı'nca ajağıdakı nıtelıklen taşıyanlar arasın-
dan yazılı ve sözlü sınavla dcnetçı yardımcısı adayı alınacaktır.
Sınava kaulacaklann
a) Devlet Memurian Kanunu'nun değışık 48 maddesınde gösten-
len genel nıtelıklen taşımalan,
b) Hukuk, sıyasal bılgıler, ıktısat fakulteleny'e ıktısadı ve tıcan
ılımJer akademılenndeB veya öğretım mbanyla bunlara denkljğı Yük-
sek öğretım Kurulu Başkanlığı'nca onanrruş yurtıçı ve yurtdışındakı
fakulte ve yüksek okullardan bırını bıtırmış olmalan,
c) Gırış sınavımn bafJayacagı tarıhte 31 yaşından gün ahaamış ol-
malan,
şarttır
2- Yazılı sınav, 23 Şubat 1992 pazar günü saat 9 30'da Ankara'da
ÖSYM tarafından test yöntemıyle yapdacaktır
3- Yukandakı şartlan baız ısteklılenn
a) ÖSYM'nın Türkıye Iş Bankası Güvenevler (Ankara) şubesın-
dekı 62131 nolu hesabına 100 000 - (yüz bın Iıra) yatınnalan ve bu-
na ıtışkın banka dekontunu,
, b) Sayıştay'dan temın edeceklen ış ısteme dılekçesını,
c) Dıploma veya mezunıyet belgesının asü veya noterden onayb ör-
neğını,
d) Nufus hüvıyet cüzdanının aslı veya noterden onayb örneğuu,
e) Üç adet vesıkalık fotoğrafı,
bır dılekçe ekınde en geç 27 Ocak 1992 pazartesı günü çahşma sa-
atı sonuna kadar Sayıştay BaşkanugYna vermelen veya bu tanhte Sa-
yıştay'da bulunacak şekılde taahhütlü olarak göndermelen,
Gerekmektedır
Postadakı gecıkmeler dıkkate alınmayacaktır
4- Yazılı sınavı kazananlar, Sayıştay Başkanlığı'nca tespıt edılıp
duyurulacak tanhte Ankara'da sözlü sınava tabı tutulacaklardır
5- Yazılı ve sözlü sınav konulan ıle yazılı sınavı kazananlann ıb-
raz etmeien gereken belgeler ve dığer hususlar hakkında Sayıştay Baş-
kanlığı'ndan bılgı aJınabılecektır
6- ÖSYM tarafından düzenlenen "sınava gınlecek bına ve salomı
gösteren" belgeler 18 Şubat 1992 gününden ıübaren 21 Şubat 1992
cuma gunü çahşma saatı sonuna kadar Sayıştay BaşkanlığVndan alı-
nacaktır Zorunlu aedenlerle bu süre ıçınde aünamayan belgeler sı-
navdan en geç yanm saat önce sınav yennde ÖSYM görevhlennden
sağlanacaktır
KÛÇOKKÖY'DE
Bahçelı 3 katJı apartman
satılıktır
Tel: 584 05 35
HALKIMIZA
Yurtiçi Kargo Servisi A.Ş.'de çalışan işçiler, sendikamız TÜMTİS'e
üye oldukları gerekçesryle işten atılmışlardır. Atılan ve atılmayan
bütün işçiler, başta Istanbul, Ankara, Izmir ve Adana bölgesı ol-
mak üzere Yurtiçi Kargo'nun ulaştığı her yörede insanca yaşama,
sendikal haklara kavuşma, iş güvencesi ve işten atılanların tekrar
işe alınması için 13 gündür mücadele etmekte ve direnmektedir-
ler.
Haklı ve meşru bir zeminde gece gündüz, kar-kış demeden di-
renen ve mücadele eden üyelerimize, işveren ile güvenlik güçleri
saldırmakta, yöneticilerimiz ve üyelerimiz tartaklanmakta, hakaret
edilerek gerekçesiz gözaltına alınmaktadırlar.
Tüm bu engeljemeler ve baskılar, üyelerimizin direnişini engel-
leyemeyecektir. Üye işçilerimizin bu onurlu mücadelesi ülkenin dört
bir yanına yayılmaktadır. Üyelerimize karşı insanlık suçu işleyen iş-
verenin ve güvenlik güçlerinin tutumunu kınıyoruz.
Üyelerimizin haklı direniş ve mücadelesinin başarıya ulaşaca-
ğına kesin inancımızla, tüm Kargo çalışanlarının sendikamıza üye
olmalarını bekliyoruz. Işçi sınıfımızı, halkımızı, sendikaları bu mü-
cadeleye karşı duyarlı olmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz.
TÜRKİYE MOTORLU TAŞIT İŞÇİLERİ SENDİKASI
(TÜMTİS)
C Cumhuriyet Kitap Kulübü
TAKSİTLE
KİTAPV E R İ Y O R
DILEYEN HERKESE 6 AY VADELI
• ELDEN TESLİM
150 YAYINEVİ
11000 KİTAP
Bılgı edınmek ıstryorvm
Adım Soyodım
Adresım
Tel
Adres Cumhuriyet Kitap Kslubu Coğ hnarlama A.S.
Istıklâl Cad Zambak Sok 4/1 Beyoğlu-lstanbul Tel- 152 38 81 - 152 38 61
ZEHRA İPŞİROĞLU
^ Duyarlı Yaklasmak'Bundan Rısa bır sure once Istanbul a geferek bır dızı
soyleşı yapan unlu çocuk kıtabı yazarlarından PeterHart-
lıng bır konuşmasında (Gosterı Ocak 1992, Selâhattin Dılı-
duzgun'le soylesı) çocuklann en belırgın ozellıklerının,
yaşamı, yetışkınlerın duyarlığını yıtırmış, korelmış bakış
açılarından farklı alımlamaları olduğunu soylüyor
"Çocuklar her zaman bır şeylere yenı başlayan ınsan-
lardır Onlar her şeye ılk kez başlarken aynı zamanda çev-
relerındekı her şeyle de yenı tanışırlar Örneğın ılk kez
severler, ılk kez nefret ederler ılk kez bır arkadaşları olur,
ılk kez yolculuğa çıkarlar vb Butun bunlar onlar ıçın ılk kez
gerçekleşen şeylerdır Işte bu ılk kezlerı anlatmak bıle
başlı başına yazına, sanata bır meydan okumadır "
Stefan Zvveıg, Hermann Hesse, Anton Cehov gıbı pek
çok unlu yazar da yapılarında ılk ask ılk duşkırıklığı, ılk acı
vb yoğun duyguları çok ınce bır psıkolojık duyarlıkla ışle-
mışlerdır Çocukların dunyasına boylesıne duyarlı bır yak-
laşım, "Çocuktur, nasıl olsa anlamaz goruşunun tam
karşıtını oluşturuyor kuşkusuz
Çocukların yanında olur olmaz yapılan konuşmalar, de-
dıkodular, tartışma-
Çocuhlapıciddiyealmak,
önemsemek, onların
dunyasına sevgi ve saygıyla
yaklasmak zorundayız. Bu
alanda özellikle sanat
e#itimfnedö?engörevin
önemiyadsınamaz.
lar, kavgalar, tele-
vızyonda gece
gunduz ızlenen ap-
tal TV dızılerı, coğu
evden eksık olma-
yan arabesk muzık,
ellerıne bılınçsızce
ya da ıdeolojık
amaçla tutuşturulan
zararlı yayınlar, ço-
cukları kımbılır nasıl
yoğun bıçımde etkıleyerek kuçuk beyınlerı zehırlemekte-
dır
Cocukluğu Nazı donemınde geçmış olan Peter Hartlıng,
o donemde okuduğu kıtapların etkısınden kurtulmak ıçın
nasıl olağanustu bır çaba harcadığım anlatıyor
" O yıllarda aldığım eğıtımle zorla kafama sokulan du--
şuncelerden sıyrılmam benım ıçın çok guç olmuştu Çunku
okuduğum o kıtapların hayranıydım Onları okumak bende
tutkuya donuşmuştu Bu nedenle doktrıner yazın, tpkı ze-
hır gıbı etkılıdır Insanın beynıne kadar ulaşıp sıze ıstedığı
her şeyı yaptırabılır insanın kendını bunlardan arındırma-
sı da son derece guçtur "
Bugunun çocukları yarının yetıskınlerıdır Bılınçsız, kı-
sır, baskıcı ve otorıter bır ortamda yetışen çocuklarımız-
dan acaba gelecekte neler bekleyebılırız? Sozgelımı "Sa-
vaşa hayır" dıye yazdığı ıçın tutuklanan oğrencı N A'yı
anımsayalım Onu ıhbaredenler, sorgulayanlar, hakkında
soruşturma surdurenler acaba hangı koşullarda ve nasıl
bırçevrede yetısmışlerdı, annelerı, babaları, oğretmenlerı
nasıl ınsanlardı nasıl bır eğıtım gormuşlerdı?
Bu konu araştırılacak olsa kımbılır ne çarpıcı sonuçlar
çıkacaktır ortaya Insan haklarını kolaylıkla çığneyebılen-
ler, mutlaka kendı hakları cığnenmış olanlardır, insanca
yaşamanm ne olduğunu bılmeyenlerdır, sevgıyı, sevecen-
lığı, dostluğu, barışı tanımayanlardır
Çocukları cıddıye almak, önemsemek, onların dunyası-
na sevgı ve saygıyla yaklasmak zorundayız Bu alanda
ozellıkle sanat eğıtımıne duşen gorevın onemı yadsına-
maz Oysa sanat dünyamızda bugun çocuklarımıza sun-
duğumuz seçenekler ne yazık kı şaşırtıcı derecede azdır
Onlara eleştırel duşunce yetılerını ve duş guçlerını yetıştı-
rıcı nıtelıklı kıtaplar, dergıler sunabılıyor muyuz9
Onların
sorunlarını cıddıye alıp dıle getıren ve estetık değerı olan
tıyatro oyunlarımız var mı? Televızyonda, radyoda çocuk-
lar ıçın hazırlanan programlar yeterlı mû Okullarda resım,
muzık gıbı ozellıkle onemsenmesı gereken dersler çoğu
kez boş geçmıyor mu'
Sanınm bu alandakı boşlukların kapatılabılmesı ıçın el-
bırlığıyle savaşmamızın zamanı çoktan geldı