24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHVRİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 18 OCAK 1992 BURAŞI TÜRKÎYE HALUK ŞAHIN Yarından Bir Yaprak1993 yı ınn <asım sonları Cok satan bır gazetenın tele- vızyon eleşt rmenı Eleştıvı adlı koşesınde şunlar yazıyor "Neredec eskıgunlersevgıljTVseverler Meğerhayat ne kadar ko a/mış Bırakın tek kanallı TRT donemını altı yedı kanallı gjnlerı bıle ozlemle arıyorum Hıç olmazsa hangı karalda ne çıkacağını bılıyorduk Şımdı Istanbul da tam 257 ıstasyon var Kanallar dolu olduğu ıçın hangısının nerede çıkacağı hıç bellı olmuyor Tam (halkımızın beden eğıtımıneve~dığı onemden olacak) artık hersaatbaşı gos- terılmeye başanan Gece Cımnastığı programını seyre- derken pat dye karışıp TRT nın Inanç Dunyası çıkıverıyor Şoyle rahat rahat günah ışlemek bıle haram oldu Bu memleketın sahıbı yok mu? Yoksa o da (Sende mı Baba') elınde uzak <umanda alet) kanal karıştırmaktan başka ış yapamıyor? Habercılıkmı dıkızcılık mû Yoo bu kadarı da fazla artık Bu mılletm de kendine gore ahlakı, adabı var Rekabet yu- zunden haber spıkerlerının mını etek gıymesıne ses çıkar- madık n olur n'olmaz Avrupalılaryanlışanlar eleştırırya da yasaklarsak bızı ^ — — — — — — — — — Programlapın reklam akısım boıûüMarı söylenebiliı*. Ama, programları da tamamen devreılençıkarınanıak gerekip. Ne dersiniz sevgili Eleştivi okıırları sizce kim haklı?Reklamlapmı, programlar mı? barbarlıkla suçlar ve AT'ye amazlar dedık Hava 'aporu- nun geleneksel gıy- sıler ıçınde bır go- bek dansozü tara- fından verı mesını ovduk mıllı folkloru- muzu yansıtıyor dedık, ama rıer şe- yın bır haddı var Son bır haftadır tum ~~~——"""""~~"~~~~~~~^—" araştırmalarda bır numaraya çıkan Ester 34 Kanalı nın Rumen bayan spıkerının okuduğu her haberden sonra uzerındekı gı/sılerınden bırını daha çıkarıp atması ve so- nunda Havva anamız gıbı uryan kalması bıraz fazla olmu- yor mu7 Bır de Ingılızce ad takmışlar Strıpnews'muş' Hay dılınızı eşek arısı soksun Bızım guzel Turkçemızde kelıme mı yok? Seyırcı çekmek ıçın gosterılen çabalara saygımız sonsuz, ama geçen gece kaldı haber spıkerı (afedersınız) donsuz Yazık' Rumen bayan spıkerın hıç Turkçe bılme- mesıneşımdılıkbırşeydemıyoruz Desekgeneayrıntılara takılıp kaldığımızı soyleyecekler Hadı gene buyukluk bız- dekalsın1 Bıktıran tekrarlar — Yuh be bıktık bu tekrarlardan artık 257 ıstasyondan 254'u gece gunduz tekrar program yayın- lıyor Kaçakdızısının sonbolumudunS/70wTV'de23 defa yayınlandı Hop yani Kaçak a gıcık kaptık beyler Ya 32 kanalda zaman zaman gorunup kaybolan M7"V'nın yaban- cı ıstasyonlardan aldığı eskı haber bultenlerını tekrar et- mesıne ne dersiniz9 Istasyonun muduru "Ne onemı var tarıh tekerrurden ıbarettır' dıyormuş' MTV, Mukerrer TV demekmış meğerse1 Yumurta ve Tavuk — Sızler ekranlarınızda bır şeyler seyretmeye uğraşa durun, televızyoncular arasında mut- hış bır tartışma fırtına gıbı esıyor Soru şu Acaba Turk televızyonunda programlar arasına reklamlar mı konuyor, yoksa reklamlar arasına programlar mı'" Yanı program başlayınca 'Yuh be, şurada guzel guzel reklamları seyre- dıyorduk, bu programlar da fazla olmaya başladı artık ' dıye mı şıkâyet edeceğız yoksa tersı mı olacak? Bence her ıkı tezın de doğru yanı var Reklam surelerı program surelerınden daha uzun olduğuna gore (Ee garıban TV - cıler de para kazanacaklar tabıı) programların reklam akı- Şinı bozduKları soylenebıhr Ama, programları da tama- men devreden çıkarmamak gerekır Nfe dersiniz sevgılı Öeştıvı okurları sızce kım haklı? Reklamlar mı, program- lar mı? Selâhattin Giz'ın Fotoğraflarıyla 1930'lardaBeyoğlu Metin A!ı Ozdamar Onsoz DemırOzlu Isteme adresı ÇAĞDAŞ YAYINCJUK VE BASIN SANAYI Aj. Türkocagı Caddesı, 39-41 Cagaloğlu 34334 İSTANBUL Tei 512 05 05 (20 hat) 526 01 17 Fax. 526 01 17 Insan ÇjfOigi Toptan evetler hayırlarla yonlendırıyorlar kıtlelerı Dostluklar, beğenıler, yaz dınlencesını nasıl nerede geçıreceğımız hep medyalann baskıları altında belırlenıyor. NECATİ CUMALI TVde pek se>rek karşılaşılabılecek değerde bır film gostenJıyor Kapılmışız]ı>orum Bır- den karamor, bır reklam patlıyor ekranda Sabun kutuları buzdolapları otomobıller. kadın bacakları ustume ustume gelıjorlar Butun ha\am dağılı\or Fılmı ızlerken ne ka- dar değışık bır dunyadaydım Fılm az sonra kaldığı verden başlıyor. ama ben oyerdedeğı- Iım Işhanlarının alt katlanndakı \ıtnnler onunde dolaşıyorum BoyJe bır olajla karşılaşabılır mı>dı ellı yıl oncesının ınsanı1 Satıcılar bojle butun patırdı gurultülerıvle evlerın ıçıne dalabılır kafa şışı- rebılırlermıydı9 Benım gıbı ergenlık. dehkanlılık çağını otuzlu vıllarda vaşayıp da gunumuze gelenler her bakımdan avrı ıkı dunjanın varlığına ta- nıklık ettıler Değışen değer olçulerı. gorgu kuralları ıle bırbırıne butunuyle ters duşen ıkı avrı toplumun vaşam koşullarıvla u>um sağ- lavabılmek ıçın bazen boyun eğerek bazen baş kaldırarak sarsıntılı bır yaşam surduler O ışıklı diima... Otuzların dunvası dedığım o dun\a, karak- terıstıklerı geçen yuzyılın ılk \anSina kadar uzanan Fransız Devrımf nın arkasından do- ğan ınanç çağının dunyasıydı Sana>ıleşmede makıneleşmenın jarattığı >enı kolelık duzenı, devnmın ozgurluk e^ıtlık, kardeşhk umutla- rının gerçekleşmesını engellemıştı Bu engelle- me>e karşı antık uygarlıklardan vaşadığı gunlere gelene değın kultur kalıtımını yenıden değerlendırdı ınsanlık Pevgamberlerının, du- şunurlennın !>anatçılannın dedıklerınden adeta >enı bır dın aradı kendıne Sosyalızmdı bu yenı dının adı Yenı bır ınanç dalgası sardı dunyanın dort bır bucağını Dunyanın her ya- nında çarmıhlarını >ukîenerek surgunlere, ış- kencelere. tutukluluklara katlanan sayısız kuçuk Isaîar yetıştı Geçen yuzyılın Jon Turklen, bu ınanç çağı- nın ılk havarılerıvdıler bızde Daha sonra Mustafa Kemal ıle arkadaşları bağımsızlık sa- vaşını bu çağın coşkusu ıle gerçekleştırdıler savaşlannın doğal uzantısı olarak ulus olma surecını başlatarak bır dızı kuhurel donuşum- lere gınştıler Benım çocukluğum ılkgençlık yıllarım, Atatürk'un olumu ıle kapanan o ışıklı dunya- da geçtı Yaşadığımız guzel gunlerın değennı gerçekten bılıyor muyduk9 Y.K. Karaosma- noğlu, "Her sabah yeni bir umutla ınanırdık bugfin acaba hangi güzel \eniliklerin haberleri- nialacağızÇankava'dan?"dı>eanarogunlerı Oğretmenlerımız gozlennın ıçı gulerek duyu- rurlardı bıze o haberlerı Yabancılann ışlettığı demıryollan ulusallaştınlır, yenı fabrıkalar ış- letmeye açılır, dılımız yabancı dıllenn boyun- duruğundan kurtanlır, okul-halkevı kıtaplık- ları son çıkan yayınlarla donatılırdı Şıır, sanat, ınsanı ınsan eden herçaba kutsaldı Sol- cu Nâzım Hıkmet ıle sağcı Necıp Fazıl bır evın çocukları gıbı görulur, nesnel olçulerle değer- lendınlırlerdı Goğuslenndekı Istıklâl Madalyası'n dan başka nesi vardı o oğretmenlenn9 Kıralık evlerde oturur bır kat elbıse>ı beş yıl gıyerler- dı Oğrencılenne para ıle ders vermek akılla- nndan bıle geçmezdı Halkevlerırun değışık kultur kollannda değeVlendırırlerdı boş saat- lennı Odonem ozel ıdareden odenen ayhkla- rını bazen uç ay gecıkme ıle aldıklan olurdu Bakkala, kasaba borçlanırlar, >ıne de cumhu- rıyetın nesı var nesi yok kendılennınmış gıbı zengın sanırlardı kendılerını O donem esnafının goztokluğu, durustluğu anlatılsa ınanılmaz gelır bugunun ınsanına Kentlenn kasabalann kurtuluş gunu kutla- malan, kadın-erkek, bu>ük-kuçuk butun hal- kın katıldığı bayramlar olurdu Turkıye zen- gın değıldı ama borçsuz başı dık bır ulkeydı Olanımızla ovünurduk Izmır e Yavuz gelse. donanmamıza yenı bır denızaltı katılsa dun- yalar bızım olurdu' Şu son eilı yılda tumu karardı bu sevınçle- nn Butun değer olçulen değıştı, tersıne don- du Kımse tapusunu cebıne koyup benım demedığı mala sahıp çıkmıyor Adım attığınız her yerde para şıngırtılan, konuşulan her yer- de paradan soz edıldığmı duyuyorsunuz Her- kes kendı parasıyla bırlıkte karşısındakının parasının hesabını tutuyor Çevre korletılıyor, yasalann özef mulkıyet dışında tuttuğu kıyı- lar, goller yağmalanıyor Beğenmeyen çekıp gıdıyor ulkeden, yabancı dıyarlarda daha şen- lıklı yaşama>a bakıvor Bır ınsan omru nasıl olur da böyle bırbınne zıt, ak ıle kara kadar ters ıkı dunya arasında bolunebılır9 İnsan nasıl olur da neyın doğru, neyın yanhş olduğunu kavra>ıp değerlendır- mekte boyle yalnız, boyle şaşkın bırakılabılır9 Insanın o kadar ovunduğu 'Ben'ının başka ellerde nasıl yoğurulup bıçımlendınldığını, sı- rasında kendını guç tanıdığı bır kımlığe do- nuşturulduğunu düşundurecek bır değışım bu1 Iletışım organlannın elınde nasıl kuçuk bı- rer o>uncak olduğumuzu gormenm dehşetını PARİS'TEN SELÇUK DEMİREL yaşıyonız gerçekte Beyınlerın nasıl kuçültü lup duygulanmızın nasıl korletıleceğının ka nıtlanmasına tanık oluyoruz Çelıkten robol adamlar yaratılmasına gerek kalmadığını ha- ber venyor çağdaş teknık Daha kolay bır yola gıdıyor Gehştırdığı ıletışım teknığı ıle uzak- tan kumandalı robot-ınsanlar yetıştınyor Değer olçulennı, beğenılennı, davranışlannı yonlendınyor robotlarımn Bır anlamda ger- çekte bır ınsan çıftlığı olduğunu kanıtlıyor oz dunyamızın Henuz ana sutu ıle beslendıgj dıl- sız bır bebecıkken maymunlann kendı orman- lannda bulup buyuttuklen Tarzan'ı hatırlaya- lım Maymunlar arasında yeüşüğı ıçın maymunlann dılıyle konuşur, maymunlann dunyasına uyum sağlar Maymunlar çıftlığın- de yetıştırılmış bır canlıdır o Sadece ınsan ola- rak dünyaya gelmesıyle msanhğını kurtara- maz Medyalann tek tip insanı 1945'e kadar gazetelenn ayn spor sayfalan yoktu bızde Spor amator bır uğraştı henuz Basın, tıyatro eleştınlenne, yenı yayınlara, sa- nata daha genış yer verır, kuçuk hıkâyeler, surelı romanlar yayımlardı O yıl ılk olarak Vatan gazetesı, haftada bır gun tam sayfa ayırdı spora Onu başka gazeteler ızledı Za- manla gunluk spor sayfalan yer aldı gazeteler- de Sayfalar arttıkça otuzlu yıllann kurtuluş bayramlannm kutlandığı alanlar boşalırken stadyumlar dar gelmeye başladı kalabâlıkla- ra Medyalar kıtaplıkları boş bırakıp stad- yumlara, dıskoteklere çektıler ılgıyı Gaiatasa- ray'ın eskı çalıştırıcısı DerwaH'ın bır sozunu okumuştum "Almanva'da futbol ileridir. ama bilim sanat da ileridir. Futboldaki ilerilik öbfir spor koUarıyla eşduzeydedir." Bızde. genelhk- le gen kalmış ulkelerde oyle olmuyor, medya- lar daha tek tıpe ındınyorlar ınsanlan Ister futbolun, ıster polıtıkanın hastası edıyorlar Toptan evetler, hayırlarla yonlendınyorlar kıtlelen Dostluklar, beğenıler, yaz dınlencesı- nı nasıl nerede geçıreceğımız hep medyalann baskılan altında belırlenıyor Gerçekte gorunduğunden daha karmaşık bır savaş bu1 Insanın ıç dunyası ıle dışa donuk ozentılennı karşı karşı>a getınyor Bencıllığı- nı bıleyıp özven yeteneğını koreltıyor Top- lumdan uzaklaştırdığı oranda, çağdaş uygarlı- ğın butun teknık nımetlennden yararlanan çağdaş bır yaban yaratıyor' Insan mutluluk yollannı kendı arayıp kendı saptamadıkça, çağın medyalarının yonunü şa- şırtan çığhklan arasında bocaladıkça kendıne olan güvenını, saygısını yıtınyor, ınançlann- dan uzaklaşıp medyalann kap dedığını kap- mak ıçın yalana dolana, her turlu ıkıyuzluluğe başvurmayı doğal sayıyor Hıçbır aygıt, kendı kendını dınleyerek ındığı kadar ıç dunyasının dennlerıne ınemez ınsa- nın O dunyanın seslennı kendını dınleyerek saptadığı doğrulukla saptayamaz Seçımlen- mızı, kendımızle ılgılı kararlan, kendı çıkarla- n doğmltusunda yönlendıren başkalannın yayınlanna, reklamlarına, açık oturumlanna bıraktıkça, bu >önlendırmeler ozbenlığımıze aykın olduğu oranda mutsuzluklanmızın da kaynağı oluyor Iç dunyamız doyumsuzluk- larla boş kalıyor, bunalımlar yaşıyoruz , Medyalann ınsan çıftlığıne dönuşturduğü dünyamızda ılensı ıçın tek umut kaynağımız da bu' Tanhımn zengın kultur kalıtımına sa- hıp çıkan ınsanın, kendı ozbenlığıne aykın yonlendırmelenn aynmında olması, yuzeysel- lıklen, yapaylıklan ıle bu yonlendırmelere karşı çıkması TEŞEKKLR Ozel Çapa Haslanesı'nde 15 1 1992 tarıhınde eşımın doğumunu gerçekleştıren (•>n Opr Dr. ALAETTİN BAKİ ÖZBEK'e ılgılerını esırgemeyen Brt-hekım Dr. SAİT TURFANDA'ya ve doğum esnasında emeklerı geçen ebe hemşıreler RIŞE\ ^ETI\ F4TMA AhTA'j DfLEK M4TILM fLKM R E( E"\e teşekkur edenz EMRİYE — İLKER KESKİN TEŞEKKUR Hastalığımı erken teşhıs ederek tedavımı başanyla uygula>ıp benı sağlığıma kavuşturan Istanbul SSK Hastanesı Baştabıbı MÜCAHİT ATMANOĞLU'na. i Dahılıye Servısı Şefı L/m Dr. l\AIM KESKEN'e, ır,m Dr SEÇKİN KARATAŞ'a, Istanbul Hastanesı gorevlılerıne, 1 Dahılıve Başhemşıresı Beyhan Mamahatun'a, Laboratuvar gorevhlerı Nurı Aksu'ya. Ibrahım Sezen'e teşekkur edenm ZULK4M SIRMEN SATILIK DAİRE Bağlarbası Toprak Sıtesı'nde 375 000 000 - Aksam 21 00-24 00 arası 341 95 98 SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI'NDAN DENETÇİ YARDIMCISI ADAYI ALINACAKTIR 1- Sayıştay Başkanlıgı'nca ajağıdakı nıtelıklen taşıyanlar arasın- dan yazılı ve sözlü sınavla dcnetçı yardımcısı adayı alınacaktır. Sınava kaulacaklann a) Devlet Memurian Kanunu'nun değışık 48 maddesınde gösten- len genel nıtelıklen taşımalan, b) Hukuk, sıyasal bılgıler, ıktısat fakulteleny'e ıktısadı ve tıcan ılımJer akademılenndeB veya öğretım mbanyla bunlara denkljğı Yük- sek öğretım Kurulu Başkanlığı'nca onanrruş yurtıçı ve yurtdışındakı fakulte ve yüksek okullardan bırını bıtırmış olmalan, c) Gırış sınavımn bafJayacagı tarıhte 31 yaşından gün ahaamış ol- malan, şarttır 2- Yazılı sınav, 23 Şubat 1992 pazar günü saat 9 30'da Ankara'da ÖSYM tarafından test yöntemıyle yapdacaktır 3- Yukandakı şartlan baız ısteklılenn a) ÖSYM'nın Türkıye Iş Bankası Güvenevler (Ankara) şubesın- dekı 62131 nolu hesabına 100 000 - (yüz bın Iıra) yatınnalan ve bu- na ıtışkın banka dekontunu, , b) Sayıştay'dan temın edeceklen ış ısteme dılekçesını, c) Dıploma veya mezunıyet belgesının asü veya noterden onayb ör- neğını, d) Nufus hüvıyet cüzdanının aslı veya noterden onayb örneğuu, e) Üç adet vesıkalık fotoğrafı, bır dılekçe ekınde en geç 27 Ocak 1992 pazartesı günü çahşma sa- atı sonuna kadar Sayıştay BaşkanugYna vermelen veya bu tanhte Sa- yıştay'da bulunacak şekılde taahhütlü olarak göndermelen, Gerekmektedır Postadakı gecıkmeler dıkkate alınmayacaktır 4- Yazılı sınavı kazananlar, Sayıştay Başkanlığı'nca tespıt edılıp duyurulacak tanhte Ankara'da sözlü sınava tabı tutulacaklardır 5- Yazılı ve sözlü sınav konulan ıle yazılı sınavı kazananlann ıb- raz etmeien gereken belgeler ve dığer hususlar hakkında Sayıştay Baş- kanlığı'ndan bılgı aJınabılecektır 6- ÖSYM tarafından düzenlenen "sınava gınlecek bına ve salomı gösteren" belgeler 18 Şubat 1992 gününden ıübaren 21 Şubat 1992 cuma gunü çahşma saatı sonuna kadar Sayıştay BaşkanlığVndan alı- nacaktır Zorunlu aedenlerle bu süre ıçınde aünamayan belgeler sı- navdan en geç yanm saat önce sınav yennde ÖSYM görevhlennden sağlanacaktır KÛÇOKKÖY'DE Bahçelı 3 katJı apartman satılıktır Tel: 584 05 35 HALKIMIZA Yurtiçi Kargo Servisi A.Ş.'de çalışan işçiler, sendikamız TÜMTİS'e üye oldukları gerekçesryle işten atılmışlardır. Atılan ve atılmayan bütün işçiler, başta Istanbul, Ankara, Izmir ve Adana bölgesı ol- mak üzere Yurtiçi Kargo'nun ulaştığı her yörede insanca yaşama, sendikal haklara kavuşma, iş güvencesi ve işten atılanların tekrar işe alınması için 13 gündür mücadele etmekte ve direnmektedir- ler. Haklı ve meşru bir zeminde gece gündüz, kar-kış demeden di- renen ve mücadele eden üyelerimize, işveren ile güvenlik güçleri saldırmakta, yöneticilerimiz ve üyelerimiz tartaklanmakta, hakaret edilerek gerekçesiz gözaltına alınmaktadırlar. Tüm bu engeljemeler ve baskılar, üyelerimizin direnişini engel- leyemeyecektir. Üye işçilerimizin bu onurlu mücadelesi ülkenin dört bir yanına yayılmaktadır. Üyelerimize karşı insanlık suçu işleyen iş- verenin ve güvenlik güçlerinin tutumunu kınıyoruz. Üyelerimizin haklı direniş ve mücadelesinin başarıya ulaşaca- ğına kesin inancımızla, tüm Kargo çalışanlarının sendikamıza üye olmalarını bekliyoruz. Işçi sınıfımızı, halkımızı, sendikaları bu mü- cadeleye karşı duyarlı olmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz. TÜRKİYE MOTORLU TAŞIT İŞÇİLERİ SENDİKASI (TÜMTİS) C Cumhuriyet Kitap Kulübü TAKSİTLE KİTAPV E R İ Y O R DILEYEN HERKESE 6 AY VADELI • ELDEN TESLİM 150 YAYINEVİ 11000 KİTAP Bılgı edınmek ıstryorvm Adım Soyodım Adresım Tel Adres Cumhuriyet Kitap Kslubu Coğ hnarlama A.S. Istıklâl Cad Zambak Sok 4/1 Beyoğlu-lstanbul Tel- 152 38 81 - 152 38 61 ZEHRA İPŞİROĞLU ^ Duyarlı Yaklasmak'Bundan Rısa bır sure once Istanbul a geferek bır dızı soyleşı yapan unlu çocuk kıtabı yazarlarından PeterHart- lıng bır konuşmasında (Gosterı Ocak 1992, Selâhattin Dılı- duzgun'le soylesı) çocuklann en belırgın ozellıklerının, yaşamı, yetışkınlerın duyarlığını yıtırmış, korelmış bakış açılarından farklı alımlamaları olduğunu soylüyor "Çocuklar her zaman bır şeylere yenı başlayan ınsan- lardır Onlar her şeye ılk kez başlarken aynı zamanda çev- relerındekı her şeyle de yenı tanışırlar Örneğın ılk kez severler, ılk kez nefret ederler ılk kez bır arkadaşları olur, ılk kez yolculuğa çıkarlar vb Butun bunlar onlar ıçın ılk kez gerçekleşen şeylerdır Işte bu ılk kezlerı anlatmak bıle başlı başına yazına, sanata bır meydan okumadır " Stefan Zvveıg, Hermann Hesse, Anton Cehov gıbı pek çok unlu yazar da yapılarında ılk ask ılk duşkırıklığı, ılk acı vb yoğun duyguları çok ınce bır psıkolojık duyarlıkla ışle- mışlerdır Çocukların dunyasına boylesıne duyarlı bır yak- laşım, "Çocuktur, nasıl olsa anlamaz goruşunun tam karşıtını oluşturuyor kuşkusuz Çocukların yanında olur olmaz yapılan konuşmalar, de- dıkodular, tartışma- Çocuhlapıciddiyealmak, önemsemek, onların dunyasına sevgi ve saygıyla yaklasmak zorundayız. Bu alanda özellikle sanat e#itimfnedö?engörevin önemiyadsınamaz. lar, kavgalar, tele- vızyonda gece gunduz ızlenen ap- tal TV dızılerı, coğu evden eksık olma- yan arabesk muzık, ellerıne bılınçsızce ya da ıdeolojık amaçla tutuşturulan zararlı yayınlar, ço- cukları kımbılır nasıl yoğun bıçımde etkıleyerek kuçuk beyınlerı zehırlemekte- dır Cocukluğu Nazı donemınde geçmış olan Peter Hartlıng, o donemde okuduğu kıtapların etkısınden kurtulmak ıçın nasıl olağanustu bır çaba harcadığım anlatıyor " O yıllarda aldığım eğıtımle zorla kafama sokulan du-- şuncelerden sıyrılmam benım ıçın çok guç olmuştu Çunku okuduğum o kıtapların hayranıydım Onları okumak bende tutkuya donuşmuştu Bu nedenle doktrıner yazın, tpkı ze- hır gıbı etkılıdır Insanın beynıne kadar ulaşıp sıze ıstedığı her şeyı yaptırabılır insanın kendını bunlardan arındırma- sı da son derece guçtur " Bugunun çocukları yarının yetıskınlerıdır Bılınçsız, kı- sır, baskıcı ve otorıter bır ortamda yetışen çocuklarımız- dan acaba gelecekte neler bekleyebılırız? Sozgelımı "Sa- vaşa hayır" dıye yazdığı ıçın tutuklanan oğrencı N A'yı anımsayalım Onu ıhbaredenler, sorgulayanlar, hakkında soruşturma surdurenler acaba hangı koşullarda ve nasıl bırçevrede yetısmışlerdı, annelerı, babaları, oğretmenlerı nasıl ınsanlardı nasıl bır eğıtım gormuşlerdı? Bu konu araştırılacak olsa kımbılır ne çarpıcı sonuçlar çıkacaktır ortaya Insan haklarını kolaylıkla çığneyebılen- ler, mutlaka kendı hakları cığnenmış olanlardır, insanca yaşamanm ne olduğunu bılmeyenlerdır, sevgıyı, sevecen- lığı, dostluğu, barışı tanımayanlardır Çocukları cıddıye almak, önemsemek, onların dunyası- na sevgı ve saygıyla yaklasmak zorundayız Bu alanda ozellıkle sanat eğıtımıne duşen gorevın onemı yadsına- maz Oysa sanat dünyamızda bugun çocuklarımıza sun- duğumuz seçenekler ne yazık kı şaşırtıcı derecede azdır Onlara eleştırel duşunce yetılerını ve duş guçlerını yetıştı- rıcı nıtelıklı kıtaplar, dergıler sunabılıyor muyuz9 Onların sorunlarını cıddıye alıp dıle getıren ve estetık değerı olan tıyatro oyunlarımız var mı? Televızyonda, radyoda çocuk- lar ıçın hazırlanan programlar yeterlı mû Okullarda resım, muzık gıbı ozellıkle onemsenmesı gereken dersler çoğu kez boş geçmıyor mu' Sanınm bu alandakı boşlukların kapatılabılmesı ıçın el- bırlığıyle savaşmamızın zamanı çoktan geldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle