Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 1992
TTKURULTAYA DOĞRUSHP
HABERLER CUMHURÎYET/5
HEP kökenlîler yönetîme adayH E P kckenli milletvekillerinin, parti meclisinde
1 3, merkez yürütme kurulunda beş kontenjan
a^rılması ve genel sekreter yardımcıhklarından
b irinin verilmesini istedikleri öne sürüldü.
İnönü'nün yakın çevresi, böyle bir pazarlığın söz
konusu olmadığını belirterek SHP liderinin
HEP kökenlilerin yönetime girmelerine sıcak
baktığını söylediler.
TBMM Başkanvekili Işıklar, Ismail Cem'in
"SHP kimliğini kaybetti, HEP'in kimliğini
korumaya kalktı" yolundaki sözlerine "Bu
eleştiriyi yapanlar kimliksiz " yanıtını verdi.
F.ARUK BİLDtRİCİ
ANKARA — SHP olağanüs-
ttt kurultayında belirlenecek
p a r t i yönetınıinde HEP köken-
lilere de yer verilmesi bekleni-
y o r . HEP kokenlilerin b u konu-
daJci istemine Başbakan Yar-
dırncısı ve SHP Genel Başkanı
Er«faü tnöni'nün de sıcak bak-
tıgı belirtiliyor. TBMM Başkan-
vekili ve eski HEP Genel Baş-
lcanı Fetami Işıklar, SHP'nin
kimliğini gölgede bıraktıkları
deştirilerine, "Eğer yönetim ve
Inmltay tarafından da böyte bir
•edeoe inanılırsa biz aynlarak
o*Ian rahatlatınz" yanıtını ver-
di. Lcyla Zana'nın SHP'den is-
tifaya ikna olmasına karşın,
Hatip Dicle'nin henüz karar
vermediği belirtiliyor.
HEP kökenli milletvekilleri-
nin Zana ve Dicle'nin istifaları
sonınunun çözümü için yaptık-
lan görüşmeler sırasında SHP
yönetiminde yer alma konusu-
nun da gündeme geldiği öne sü-
rüldü. HEP kökenlilerin, kurul-
tayda tnönü'yü destekleyecek-
lerini belirtilerek "Parti mectisin-
de 15, merkez yürütme kurulun-
da beş kişilik kontenjan aynl-
ması ve bir de genel sekreter
yardımcüıgı verilmesi" istekle-
rine İnönü'nün, "Ben bu arka-
daşlan SHP'li kabul ediyorum.
Yönetimde yer almalanna da
karşı degilim. Ama böyle sayı-
lar konuşularak pazarlık yapıl-
masını kabul edemem" yanıtı-
nı verdiği iddia edildi.
SHP'nin bir merkez yönetici-
si Cumhuriyet'e bu iddialar için
"Bu anlamda tek kelime konu-
şulmadı. Şu ana kadar böyle bir
şey gündeme gelmedi. Böyle id-
dialar ayıptır" dedi.
HEP kökenli milletvekillerin-
den Leyla Zana ve Hatip Dic-
le'nin istifalan konusundaki gi-
rişimler de sürüyor. Zana'nın
arkadaşlannca SHP'ye bir süre
sonra geri dönmek üzere istifa-
ya ikna edilmesinden sonra ha-
len Avrupa'da olan Dicle ile te-
lefonla bağlantı kııruldu. Dicle,
istifa konusunda kesin kararını
vermediğini belirtti.
Diyarbakır Milletvekili Feh-
mi Işıklar da Zana ve Dicle'nin
yemin törenindeki davranışları
konusunda, "HEP kökenli mil-
letvekilkrine yöneltilen saldın,
eteştiri ve baskı haksız. Olaylar
stcaklıgını yitirdikten sonra ar-
kadaşlanmızın hakstzlığa uğra-
&4f ortaya çıknuşür" dedi. Işık-
lar'a Zana ve Dicle'nin istifala-
n ile kurultay konusunda yö-
nelttiğimiz sonılar ve yanıtlan
şöyle:
— İsmail Cem'in de tekrarla-
dıgı, "HEP'in kimliginin gölge-
sİDde kaldığı ve SHP'nin kim-
SHP Genel Başkanı Erdal inönü, Cumhuriyet 'in sorularını yanıtladı
6
Kendimizerağmen iktidardayız'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkanı Er-
dal İnönü, partisinin 2O Ekim
secimlerinde "taktik yanlışlar"
yaptıgını, ancak "strateji dogru"
olduğu için koalisyon hüküme-
tinde yer aldıklarını söyledi.
İnönü, "HEFIiler" sorununa
ilişkin olarak da daha önce
SHP'den aynlarak HEP'e ge-
çenlerden değil, "yeni gelen
gençlerden'" dolayı bir rahatsız-
lık bulunduğunu bildirdi. Erdal
İnönü, Cumhuriyet'in soruları-
nı şöyle yanıtladı.
— Bundan önceki kurultay-
da, bir noktanın altını özellikle
çizmiştiniz. Demiştiniz ki kurul-
taydan sonra da bu bava böyle
devam edcrse ben gerekcni yapa-
nm. O arkadasların partiyle ili-
şigini keserim ve araya seçim gir-
di.
İNÖNÜ — Kurultaydan yete-
rı kadar güçlü bir birlikte çık-
madı. Yani kurultaydaki bizim
hatalanmız fılan ve yanüş değer-
lendirmeler gene bir dengeli bir
şey çıkardı. Işte dengeli olmak
iyidir de öbür grup engel olmak
isteyince o zaman denge olmu-
yor. O zaman sürekli duraklayan
bir yorum ortaya çıkıyor. Ney-
se ona rağmen de ben bunları
mazeret diye söylemek istemiyo-
rum. Biz işte secimde gerekeni
gösterdik, sondurumda iktidar
ortağı durumuna geidik. Yani
bizim iktidar ortağı olmamız as-
lında, şöyle söylersem, bizim uy-
guladığımız stratejinin dogrulu-
ğundan kaynaklanıyor. Fakat
taktiğimizdeki yanlışlıklar yü-
zünden iyi sonuç alamadık, ama
tuttuğumuz yol, sağlam olduğu
için eninde sonunda bizi iktida-
ra getirdi. Bizim hatalanmıza
rağmen getirdi. O açıdan şimdi
zaman zaman bana yapılan eleş-
tirilerde bu yolun yanhşlığı söy-
leniyor. Ama tabii son derce
yanlış iş. Fakat taktik hatalar
yaptığımız açık, çünkü daha iyi
sonuç almalıydık. Ama o taktik
hatalar, işte usulünü bilenler de
var. Partinin yapısından kay-
naklanan nedenler yüzünden
taktik hatalar yaptık. Ama stra-
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü,
20 Ekim seçimîerindeki taktik
yanlışlara rağmen stratejilerinin
doğru olması nedeniyle iktidar
ortağı olabildiklerini
söyleyerek "Kendimize
rağmen bir anlamda
iktidardayız" dedi.
HEP tartışması için "Biz
demokrasi içinde, büyük bir
partide etnik kökeni farklı
insanların bir arada
olabileceğini gösterdik"
diyen İnönü, rahatsızhğın,
daha önce SHP'den
ayrılmış olanlardan
değil 'gençlerden^
kaynaklandı
l d i ^ "
— Onlar kendilerine, rahat-
sızlık duyulan konularda bir
deklarasyon yapabilecekler mi?
İNÖNÜ — Yanaşan var, ya-
naşmayan var. Bizden ayrılan
arkadaşlarımız tekrar dönduler,
onlardan herhangi bir şuphemiz
yok, yeni gelen gençler onu açık
söyleme yolunu seçmediler şim-
diye kadar, oradan bir rahatsız-
lık kaynaklanıyor. Koalisyonu
etkilemiyor, ama o durum par-
timize zarar veriyor. Partimizin
görünümünü etkiliyor.
Birkaç kişi aynlsa da koalis-
yon desteği azalmaz. Daha ziya-
de ortaya çıkan bu olumsuz ha-
vanın partiye getirdiği zarar o,
haksız yere uğradığımız bir za-
rar. Ama bunun da temel nede-
ni bu sorunun varlığı. Yani biz
başından beri böyle etnik ne-
denle ayrı parti olmasın, ya da
etnik kökenleri farklı olanlar bir *\i\Q-{ÎT"|/"1y IT*1 î/"*j 1
partide bir araya gelirse hakla- U L U Ş U l l V a U l U t U
rını savunabilirler, bu yanlış du-
UfjKİ kaybettiğj" eleştirisi sizce
hakb mı?
IŞIKLAR: Bu eleştiriyi ya-
panlann kendisi kimliksiz. Kim-
liği olmayanlar kimlik kaybe-
derler. Biz niye kimligımizi kay-
betmiyoruz? Fehmi Işıklar'ın
kimliği bozuluyor demiyorlar.
Demek ki kimliksiz olanlar kim-
lik yitirdiğini hissediyor. Bu bir
duyumsama. Bizde böyle bir
duygu yok. Eğer bunu söyleyen-
ler kendisine ve arkadaşlarına
haksızlık yapmıyorlarsa bu kim-
lik kaybının nedenlerini arama-
1.1ar.
— Kurultayda Inönü'yü mü
destekleyeceksiniz?
IŞIKLAR: Henüz öyle bir de-
ğerlendirme yapmadık. Daha
kimin aday olduğunu bilmiyo-
ruz
— HEP, sizce SHP'ye zarar
veriyor mu? SHP'deki erimenin
oedeni HEP olabilir mi?
IŞIKLAR: Kamuoyu yokla-
ması yapıyorlar. Yüzde 95 baş-
ka sebepler, yüzde beş biz. Yüz-
de beş bizden kaybediyorsa, biz-
den kazandığı da var. Getirdi-
ğimiz miUetvekilliklerini yok sa-
yıyorlar, zarar anyorlar. Bir de
biz bu konuda çok rahatsızız.
Gerçekten yönetim ve kurultay
tarafından da böyle bir nedene
inanılırsa biz rahatlatınz. Rahat
bırakınz onları.
— Aynlarak mı?
IŞIKLAR: Ne yapalım yani?
Niye zarar verelim, yazık, gü-
nah...
Cevdet Selvi:
Defalarca
aday olmak
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
tejimiz doğruydu. O yüzden
kendimize rağmen bir anlamda
iktidardayız.
— SHP'nin ekonomik paket
çalışmalan olduğu dogru mu?
İNÖNÜ — Ekonomik paket
konusunda da, demokratik pa-
ketteki uyuşma var. Var çunkü,
zaman zaman işte dörtlü, üçlü,
beşli gruplar kuruluyor. Hükü-
metin iki kanadından kişilerin
katıldığı. Mesela, çiftçi borçla-
rının affı için bir formül getiril-
di, o şekilde getirildi. Kolay bir
şey değildi. Ayrıntılı çahşma ge-
rektiriyordu. Bağ-Kur primleri
faiz borçlarının silinmesi, vergi-
lerle ilgili kolaylıklar, YPK top-
lanacak bu hafta, bu kurullar-
da birlikte çalışıyoruz. Enflasyo-
nu kontrol etmek için Tansu Ha-
nım'a bağlı uzmanların yaptığı
çahşmalar var, bunlar henüz ge-
tirilmedi, ama belli bir kontrol
içinde gidileceği gorülüyor. Me-
mur maaşlarındaki artışlar. 'Az
verdi, çok verdi' deniyor ama
ANAP'ın daha önce verdikle-
rinden daha cok verdik. Enflas-
yonu kontrol etme planımızdan
çıkmadan da yapılabilecek en iyi
şeyi yaptık. Ekonomik konular-
da da çok iyi bir ahenk izleni-
yoı.
— KİT'ler konusu gündeme
gelecek...
tNÖNÜ — O konuda sayın
Kumbaracıbaşı'nın da katıldığı,
Ateş de bazen katılıyor, bir alt
komisyon var, yine geçenlerde
bir araya geldiler. Bakanlar Ku-
rulu'na getirilecek bir şey varsa,
önce onlar bakıyorlar. Boylece
hükümetin her iki kanadının da
görüşü alınıyor ama asıl çalış-
mayı Tansu Hanım ve Maliye
Bakanı yapıyor.
— DYP ile SHP'nin bazı ko-
nularda bir araya gelebilmesi
önemli bir aşama...
İNÖNÜ — Tabii, zaman için-
de oldu o artık. 1980'li yılların
başında olsaydı olmazdı tabii.
Devlet iştirakleri vardı, bazı özel
kuruluşlarda, bunları özelleştir-
meye karar verdik. 1.5 trilyonluk
bir gelir bekleniyor.
— HEP konusu var bir de...
İNÖNÜ — O da artık bence
normal yoluna girdi, ama henuz
daha tahrikler falan oluyor. Ta-
bii, konunun esası çözümlenme-
diği için zaman zaman aleyhimi-
ze durumlara yol açıyor. HEP'-
teki arkadaşlarımız da biliyor-
lar, kendilerine söyledik, SHP'li
olarak kalmak istiyorlar. Görii-
nüşe göre öyle davranmak da
zorundalar. Hem bizde hem
HEP'li olamazlar. Ben söyledim
kaç defa, son il başkanları top-
lantısında da söyledim. Arka-
daşlarımız da başka bir şey söy-
lemiyoılar. Ama, iki milletveki-
linin aynlmaması sürekli dile ge-
tiriliyor. Ben kendilerini istifa et-
tiler diye sayıyorum, fıilen ayrıl-
mışlar sayıyorum. Onlar bir şey
söylemiyorlar, böyle tuhaf bir
durum var. Kurultayda önce bu
işi bitirmek istiyoruz.
rum olmasın diye bizden ayrıl-
mış arkadaşlarımızın dönmesi-
ne evet demedik. Bir oy getirir
mi, getirmez mi onu da hesap
etmemiştik. Onu hesap etmek
de mümkürı değil. Asıl yaklaşı-
mımız buydu. Etnik kökenin
farklılığı ayrı parti kurulmasını
gerektirir, ama orada da bazı ki-
şiler yer almak isteyebilir, ken-
di partilerini kurmak isterler,
ona da karşı çıkılamaz. HEP,
ayn bir parti, onun devamlılığı-
na karşı çıkamayız.
Bence şimdiki durumda ol-
dukça normalleşmeye yaklaştık.
Biraz daha dayanırsak, elbet
normalleşecek, bu durum nor-
melleştiğinde Kürt kökenli mil-
letvekillerimizin bir kısmı bizde,
bir kısmı başka bir partide, bir
kısmı da HEP'te olabilir. Bu, ül-
kede aynmcı bir hava yaratmaz.
Aynmcıhğı aşılmaz şekilde des-
teklemez. Biz oraya varmış olu-
yoruz. Bizim yapüğımız hareket
HEP kalsa da amacına ulaşmış-
tır. Buna dikkat etmekte yarar
var. Biz demokrasi içinde, bü-
yük parti içinde, etnik kökenli
farklı insanların bir arada ola-
bileceğini gösterdik.
BaykaTdan olaylı Adana gezisinde "partiyi küçültme" iddiasınayanıt
'SHP ziryeye benimle çıkü'UFUKTEKİN
ADANA — SHP genel baş-
kanı adayı Deniz Baykal'ın Ada-
na il örgütünü ziyareti sırasında
bir partilinin "Siz bu partiye gjr-
dikten sonra SHP'de gerileme
oldu" biçimindeki sözleri tartış-
maya yol açtı. Aynı partilinin
"Bir yılda üç kurultay olmaz"
dedikten sonra suçlama tonuy-
la "Koltuk kavgası mı
veriyorsunuz" diye soru yönelt-
mesi gerginh'ği arttınnca Baykai
ve arkadaşlan ziyareti kısa kes-
tiler. SHP'nin en yüksek zirve-
ye kendisinin yönetimde görev
aldığı 26 Mart 1989'da ulaştığı-
nı belirterek eleştirileri yanıtla-
yan Baykai, sık sık kurultay ya-
pdması konusunda da "Ben ola-
ganüstü kurultay çağnlannın
muhatabı oldum, davetçisi
deifl" dedi.
SHP'nin oîası genel başkan
adayı Antalya Milletvekili Deniz
Baykal'ın dün sabah 10.30'da il
binasına giderek "nezaket ziya-
retf'nde bulunması, 25-26 ocak
tariüerinde yapüacak olağanüs-
tü turultay öncesi oluşan geri-
lircli havayı ortaya çıkardı. Bir-
likts hareket ettiği milletvekilleri
İsttmihan Talay, Adnan Keskin,
İbnhim Özdis, Anakent Beledi-
ye Başkanı Selahattin Çolak,
Sohan Belediye Başkanı Yalçm
Aİyol, Yüreğir llçe Başkanı
Mtstafa Kunıl ve diğer partili-
lerfi il başkanhğına giden Bay-
ka. 11 Başkanı Bebcet Ünsalan
tanfından oldukça saygılı bir
bîçmde karşılandı.
Erzin'den başlattığı gezisinin
arraanın hem partililerle hem
de lalka konuşarak ülke ve parti
soıunlannı anlamak olduğunu
beirten Deniz Baykai, SHP'nin
tekar Türkiye'nin en güçlü par-
tis olması için uğraş verdikieri-
ni iöyledi. SHP'yi Türkiye'nin
e n önemli siyasal gücü haline
geırme iddiasının Adana'da da
BAYKAL'IN ZİYARETİNDE TOKATLAŞMA — Adana il örgütünu ziyaret eden Deniz Baykal,
sözlerinin sürekli kesilmesi ve yaşanan kargaşa uzerine il binasını terk etti. Baykal'ın konuşması
sırasında.bazı partililer ile Ba\kal taraftarları arasındatartışma çıktı, tokatlaşmaolayları yaşandı.
potansiyel bulacağına inandığı-
nı, partililerin teslüniyetçi olma-
yacağım, var olanla yetinmeye-
ceğini umut ettiğini söyleyen
Baykai, "Bu konuda berkesin
kendi birikimini ortaya koyma-
sı, gerilemeye seyirci kalmama-
sı lazım. Var olanla yetinmeye-
cegine, duraklamayı hazmetme-
yecegine, sosyal demokrasiyi
canlandırma, bir atılıma kavuş-
turma arayışlanna içtenükle sa-
hip çıkılacagına inanıyorum.
Ben buna gücüm yettiğince yar-
dımcı olacağım" dedi.
SHP'nin ülke genelinde oldu-
ğu gibi Adana'da da 20 EkimL
de kötü bir sonuç aldığını belir-
terek Baykal'ın sözlerine karşı-
hk veren Inönücü tl Başkanı
Bebcet Ünsalan, örgutün belli
bir toparlanma gerçekleştirme-
sinin ardından Tufanbeyli Bele-
diye Başkanhğı seçimini yüzde
20 oy arttırarak kazandığını vur-
guladı. Ünsalan, "20 Ekim'in
acısını Tufanbe>li'de telafi ettik.
Partimiz 25-26 ocaktan bütün-
lüğünii koruyarak çıkacaktır,
birtakım çevrelerin beklentileri
gerçekleşmeyecektir." diye
konuştu.
Deniz Baykai ve arkadaşları-
nın ziyareti öncesinde hissedilen
gerginlik bu konuşmalann ar-
dından söz alan Yüreğir ilçe de-
legesi Resul Erçi'nin suçlayıcı
sözleriyle tırmandı. Erçi, önce
"Siz girdikten sonra bu partide
bir gerileme oldu, küçüldü" de-
di, ardından da "Bir yılda 3 kez
kurultay yaptırdınız. Koltuk
kavgası mı veriyorsunuz" diye
soru yöneltti. Erçi'nin bu sözle-
ri üzerine partililer arasında söz-
lü laf atmalar oldu ve aralıkk
olarak 6-7 dakika sürdü. Bu sı-
rada İl Başkanı Behçet Ünsalan,
Baykal'ın konuşmasına fırsat
vermeyen partilileri sert biçim-
de uyararak "Arkadaşlar saygı-
da kusur etmeyin, Sayın Bay-
kal'ın sözlerini kesmeyin. Hiç
idmse Sayın Baykal'ın sözlerini
kesemez, bu partide anarşi
olmaz" diye bağırdı. Ünsalan-
ın müdahalesi üzerine konuşa-
bilen Deniz Baykai, arada bir
kesilen konuşması sırasında ön-
ce "Parti, siz geldiniz küçüldü"
sözlerine yanıt verdi:
"Bu doğru değil. Parti en
yüksek zirvesine 1989'da parti
yönetiminde ben görev alırken
ulaşmıştır. Takdirinize sunuyo-
nım, bu bir gerçektir. Partide
ben sommluhık alırken, gayret
gösterirken, arkadaşlanmla be-
raber tüm parti el ele vermişken
parti zirveye çıkmıştır. Buna ka-
tılıp katılmama söz konusu de-
ğil. Bir vakayı tespit ediyoruz,
bir gerçeği. Partinin oy oranı ne
zaman en yüksekti, arkadaşım
bir iddia söyledi. Ben de bunun
karşısında istatistik söyledim,
rakam söyledim, gerçek söyle-
dim. Bu, 'ben katılıyorum-
katılmıyorum, beğeniyorum-
beğenmiyorum' meselesi değil-
dir. Ya öyledir ya degildir. Türki-
ye Cumhuriyeti'nin yapılan se-
çimler sonucunda oy oranlan
resmi istatistiklere geçmiştir.
Partimizin zirvesi, başansı 1989
26 Mart secimleridir. O da bizim
görevde olduğumuz dönemdir.
Bu sözlerinizi bize olan husume-
tinizin bir yansıması olarak de-
ğerlendirmek mümkündür, ama
bir gerçeğin ifadesi olarak de-
gerlendirmek mümkün değil-
dir."
Deniz Baykai, SHP'deki ku-
rultaylann sıkça yaşanmasının
nedeni olarak kendisinin göste-
rilmesinin de yanhş olduğunu
öne sürdü. Baykal'ın bu konu-
daki suçlamaya yanıtı da aynen
şöyle oldu:
"Arkadaşım 'kurultay, kurul-
tay, kurultay, artık bu kurultay-
lar fazla oldu' dedi. Bugüne ka-
dar toplanmış olan olaganüstu
kurultaylann hiçbirisinde benim
imzam yoktur, hiçbirisinde. Ge-
nel Başkan çağımuştır, Parti
Medisi çağımuştır. delegeler ca-
gırmıştır. Ben kurultay çağnla-
nnın muhatabı olmuşumdur
muhatabı, davetçisi degil."
Baykai ve arkadaşlan, İl Baş-
kanı Ünsalan'ın "Lütfen daha
çay kahve içecegiz" biçiminde-
ki sözlerine karşın ziyareti kısa
keserek partiden aynldılar. De-
niz Baykal'ın delegelerle Adana
Tabip Odası'nda yapacağı gö-
rüşme ertelendi.
ANKARA (AA) — SHP Ge-
nel Sekreteri Cevdet Selvi, parti
içindeki "iki başlılığa" kimsenin
tahammulü kalmadığını söyledi.
Selvi, Deniz Baykal'ın her ku-
rultayda genel başkan adayı ol-
masının düşündürucü olduğunu
belirtti.
SHP'nin kurultaydan çağdaş
bir yapılanmayı, tepeden tırna-
ğa değişikliği sağlayacak şekil
de çıkacağını kaydeden Selvi,
"Bu kurultay geçmişteki ola-
gan ve olaganüstu kurultaylar-
dan farklıdır. Çünkü SHP'nin
sorumluluğu, üükümet ortağı
olması nedeniyle artmıştır. Bu-
na mukabil sonınlan da çoktur.
Ancak bu sonınlann çözıim yol-
lannı herkes bümektedir"dedi.
SHP içinde defalarca yapılan
genel başkanlık yarışının parti-
yi zaafa uğrattığını ifade eden
Selvi şunları kaydetti:
"Artık kimsenin tahammülü
kalmadı. Toplumsal mucadele
içinde belirti örgütler, belirli ku-
ruluşlar yardır ki, bir defa aday
olunur. Ülkenin en büyük siya-
si partisinde her 6 ayda ve defa-
larca aday olmak düşündürücü-
dür. Bu devam ettigi sürece sür-
tüşme bitmez, partinin de zaa-
fiyeti artar. İkincisi. insanların
bir partide yararlı olabilmesi için
her kademede imkân bulabile-
ceğine inanması lazımdır. Sayın
Baykai, en vetkili, etkili nokta-
larda görev almış ama istifa ede-
rek aynlmayı tercih etmiş, genel
başkanhktan başka hiçbir şey
düşünemez duruma gelmiştir."
SHP Genel Sekreteri Selvi,
parti yönetiminde değişiklik ha-
linde bugün koalisyon hüküme-
tinde yer alan SHP'li bakanla-
rın hükümetten çekilmeleri ge-
rektiğine inandığıru söyledi.
Kıbrıslı Yol Paketi
ANKARA — Demirel, önümüzdeki ay, TV'de "dört ya-
nını iyi biliyorum" dediği Amerika'da olacak.
Ama yine de Dışişleri bürokrasisi, Başbakan'ın beklen-
medik bir sürprizle karşılaşmaması için yoğun bir çahş-
ma hazırhğında.
ABD'nin Kıbrıs Koordinatörü Ledsky ile yapılan görüş-
meler bu çalışmanın bir parçası.
VVashington, Ankara'nın isteği üzerine ortaya çıkan bu
gezinin dolu ve özlü bir gündemle gerçekleşmesini isti-
yor.
Bunun için Demirel'in Amerika paketinin, dişe dokunur
olması gerekli.
Başkan Bush'un yeni Türkiye Başbakanı'nı Beyaz Sa-
ray'da kabul ederken "nezaketin" ötesine geçip iş bitir-
mek ısteyeceği açık.
Dün, Dışişleri Müsteşarı Özdem Sanberk'in verdiği oğle
yemeğinde birlikte olduğumuz Kıbrıs koordinatörü Ledsky
de bu sinyali verdi. En azından Kıbrıs konusunda...
Ledsky, Kıbrıs sorununun zorlama ya da yapay takvim-
lerle değil, iki toplumun kendi iç dinamikleriyle çözüle-
ceği görüşüne fazla metelik vermiyor.
"Konjonktür uygundur" diyor.
"Kıbns'ta 17 yılın boşuna harcandığını" söylüyor.
"Çözümsüzlüğün temel etkeni olarak Denktaş'ın
inadını" gösterıyor.
Ardından şunları _ ^ — ^ ^ _ ^ ^ ^ _ » _ _ _ ^ _
ekliyor:
"ABD'nin Kıbrıs
sorununun çözü-
münden ulusal bir çı-
kan söz konusu de-
ğildir. Amerıka'nın
tek çıkan vardır. O da
Türk-ABD ilişkilerinin
olumlu bir düzeyde
gelişip güçlenmesi-
dir.
Ledsky açık sözlü
görünüyor.
Bush yönetiminin,
Kıbrıs sorununun çö-
zümünden özel bir
çıkar beklediğini faz-
laca savunmak, pek — ^ — - ^ — — ^ ^ — — —
akılcı değil. Ayrıca
Amerika'dan gelen haberler, seçmen sempatisi hızla dü-
şen Başkan Bush'u Kıbrıs sorununun bile zor kurtaraca-
ğı yolunda...
Ledsky, Kıbrıs'ın iki ülkenin ilişkilerine düşürdüğü göl-
geden söz ediyor.
Amerikalı koordinatörün dün DSP lideri Bülent Ecevit'le
yaptığı görüşme Amerıka'nın Kıbns'ta "katı federasyon"
tezinden vazgeçebileceğinin işaretlerini taşıyor.
Ecevit'in Kıbns'ta tıpkı eski Sovyetler Birliği'nin yerini
alan, "bağımşız devletler topluluğu" yöntemiyle bir çö-
züme gidilebiieceği görüşüne Ledsky'nin soğuk bakma-
dığı anlaşılıyor.
Kıbrıs, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir gölge.
Bu gölgenin kalkması için Demirel'in, Amerika gezi-
si bir ışık olabilir mi?
Bunu koalisyon hükümetinin, "Kıbrıs sorununda, ta-
mam mı devam mı" tercihi dış potitika tercihi belirleyecek.
Başkan Bush'un yeni
Türkiye Başbakanı'nı Beyaz
Saray'da kabul ederken
"nezaketin" ötesine geçip
iş bitirmek isteyeceği açık.
Dün, Dışişleri Müsteşarı
Özdem Sanberk'in verdiği
öğle yemeğinde birlikte
olduğumuz Kıbrıs
koordinatörü Ledsky de bu
sinyali verdi. En azından
Kıbrıs konusunda...
Özal veni kararnameler imzaladım .
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Milli Eğitim Bakanlığı Musteşarlığı'na Necati
Erşan'ın atanmasına ilişkin kararname ile İçişleri Bakanlığı
Musteşarlığı'na Fahri Özturk'un atanmasına ilişkin
kararnameleri imzaladı. Cumhurbaşkanının, Öztürk ve
Erşan'ın kararnamelerinin yani sıra Orman Bakanlığı'na
atamalara ilişkin kararnameyi ve Orus Genel Müdur
Yardımcılığfna atamaya ilişkin kararnameyi imzaladığı
oğrenildi.
Korsan gösteri ve bombalama
• İstanbul Haber Servisi — Beyoğlu, Bakırkoy ve Fatih'te
korsan gosteri yapan üç ayn grup, bomba susu verilmiş
pankart asarak kaçtılar. İlk gösteri dün 18.00 sıralarında
Fındıklı Meclis-i Mebusan Caddesi'nde yapıldı. Yaklaşık 30
kişi, sloganlar atıp yolu molotof kokteyliyle ateşe verdiler.
"Dev-Genç" imzalı bildiriler atan grup, daha sonra duvara
bombalı susü verilmiş pankart asarak uzaklaştılar. Bunun
ardından Gungoren Merkez Mahallesi Ataturk Caddesi ile
Fındıkzade Halıcılar Caddesi'nde de iki grup slogan atarak
yurüdü. Her iki yere de bombalı süsü verilmiş pankart asan
gostericilerden gözaltına alınan olmadı.
Öte yandan Kartal-Maltepe Gülsuyu'ndaki Yapı Kredi
Bankası'na dun akşam kimliği belirlenemeyen kişilerce 3
adet molotofkokteyli atıldı. Atılan molotofkokteyllerinden
2'si patlamadı. Patlayan bir molotofkokteylinin çıkardığı
küçük yangın, olay yerine gelen güvenlik ekiplerince
sondürüldü.
SOSİALDEMOKRAT
HALKÇI PARTİ GENEL
BAŞKANUĞI'NDAN
DUYURU
Sosyaldemokrat Halkçı Parti Tüzüğü'nün 55. maddesinin 2. fıkrası uyann-
ca, partimizin 7. Olaganüstu Kurultayı; toplantıyı isteyenlerce düzenlenen ve
aşağıda yazılı olan gündem maddelerini görüşmek üzere toplanacaktır.
Olaganüstu Kurultay; 25.1.1992 günü saat 10.00'da Atatürk Spor Salonu
Ulus/Ankara adresinde başlayacak ve 26.1.1992 günü devam edecektir.
Kurultay delegelerine saygı ile duyurulur.
ERDAL İNÖNÜ
Genel Başkan
GÜNDEM:
I. GÜN
1- Genel Başkan'ın Kurultayı açışı.
2- Saygı duruşu.
3- Kurultay Başkanlık Kurulu seçimi.
4- 20 Ekim milletvekili genel seçimleri sonuçlarının değerlendirilmesi.
n. GÜN
5- Merkez organlarının seçimi.
a) Genel Başkan
b) Parti Meclisi
c) Merkez Disiplin Kurulu
6- Kapanış.