Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 10 OCAK 1992
ŞAHIN ALPAY
Sol'un Kanaflan
Kabul etmek gerekirkl,
bizdesağpartilarfarklı
kanatlarabirçatıaltında
işbirliğiyapünnayıçok
daha iyi başarıyor. Sosyal
demokratlariffliz ise başka
partilerte koalisyon
yapabiliyor, ama kendi
içlerindekoalisyon
kurmayıbaşaramıyor.
Türkiye'desol'un, biraz abartırsak "amipgibidurmadan
bölünerek" parçalara aynlmasının nedenleri üzerinde bil-
mem hiç düşündünüz mü? Ben çok düşündüm. Yıllar alsa
da, sonunda kendimce doyurucu biryanıta ulaştım. Bence
sol'un sürekli bolünmesinin elbette ki birden çok nedeni
arasında en belirteyici olanı, sol'da yaygın olan hoşgörü-
süzlük; farklı düşünce biçimlerine tahammülsüzlük ve uz-
laşma geleneğinden yoksunluk.
Hoşgörüsüzlük, sol'un demokratik olmayan kesimlerin-
de, örneğin Marksist-Leninistler arasında, oldukça doğal.
Çünkü o kesimde "sınıf kavgası" yaklaşımı egemen. Ken-
dinden biraz olsun farklı düşüneni, "burjuvazinin" ya da
"emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin" temsilcisi olarak
görmek ve bazen fizik olarak da tasfiye etmek mubarı.
Doğal olmayan demokratik sol içinde de farklı fikir ve
yaklaşımlara tahammülsüzlüğün yaygın oluşu. Elbette ki
bu kesimde hoşgörüsüzlük çok daha ılımlı. Ama kesin ola-
rak mevcut. —
, ^ _ _ ^ _ ^ _ ^ ^
Ülkemizde sosyal
demokrasinin bugün-
kü durumunu ele ala-
lım. Herşeyden önce,
sosyal demokratlık
iddiasmda olan bir
değil iki partimiz var.
Bunlardan biri, öteki-
ni baş rakibi olarak
görüyor. İçinde lider-
den biraz farklı düşü-
nenlerin bulunma-
ması için büyük bir
titizlik gösteriyor.
Böyleleri bulunursa
derhal ayıklıyor. Burada liderle mutlak olarak aynı görüşte
olmak, lidere itaat şart. (Aslına bakarsanız, bu partinin
sosyal demokratlık iddiası inanılırlığını hemen hemen yi-
tirmiş durumda.)
öteki partide, çok şükür, liderle aynı görüşte olmak, lide-
re mutlak itaat şart değil. Aksine, çok sayıda kanat var.
Aralarında eski usul devletçilerin ağır bastığı izlenimini
veren, ama DYP ile koalisyon protokolüne temel hedefin
"dışa açık pazar ekonomisini tüm koşulları ve unsurlarıy-
la" gerçekleştirmek olduğunu yazabilecek ölçude liberal
olabilen Genel Merkezciler var.
Onların karşısında daha liberal göründüğü halde, prag-
matizmi eleştirip ideolojiyi vurgulayan Deniz Baykal ve
ismail Cem'in "Yeni Sol" grubu var. Yenilenme isteyip,
neyin yenileneceği konusunda tam bir fikir veremeyen
"Yenilikçiler" ve Yenilikçiliğin çeşitli yorumları var. Milli-
yetçi ve devletçi bir şahlanış isteyen "Kuva-yı Milliyeciler"
var. Hatta Batılı anlamda sosyal demokrasi isteyen bir ka-
nat bile var.
Ancak çeşitli kanatlar arasındaki ayrıhklann fikri temele
dayanıp dayanmadığı da her zaman açık ve net değil.
Bu arada parlamento grubunda yer alan başka bir parti
(HEP) mensuplarından, hemşeri cemaatlerinden (örneğin
Sıvaslılardan) ve sosyal demokratlığı zül addeden Mark-
sistlerden oluşan kanatlardan hiç söz etmediğim dikkatini-
zi çekmiş olmalı.
Bir sosyal demokrat partide farklı kanatlarm bulunması.
sosyal demokrasinin farklı yorumlarının yapılması çok do-
ğal. Batı ülkelerindeki sosyal demokrat partilerin de çeşitli
kanatları vardır. Bir kanat biraz daha devletçidir, öteki da-
ha piyasacı. Bir kanat özgürlüğe daha fazla önem verir,
öteki eşitliğe. Bir kanat üretimi, öteki bölüşümü öncelikli
sayar. Ama kanatlarm tümü sosyal demokrasinin özünü
oluşturan, adil bir topluma özgürlük içinde ve reformlar
yoluyla, adım adım ilerleme anlayışında birleşmiştir.
Hiçbir kanat diğerini yabancı ülkelerin ve/veya sermaye
sahiplerinin çıkarlarının sözcüsü olarak görmez. Parti içi
iktidar, kanatlar arasında uzlaşmaya dayanır ya da hangi
kanat parti içinde iktidara sahipse, ötekiler buna saygı
gösterir. Çift başlıltğa izin verilmez; çünkü o zaman etkin
bir yönetim kurulamaz.
Kabul etmek gerekir ki bizde sağ partilerfarklı kanatlara
bir çatı altında işbirliği yaptırmayı çok daha iyi başarıyor.
Seçmen tabanı bile farklı sağcı partiler "barajı geçene ka-
dar" seçim ittifakı yapmayı mükemmelen beceriyor.
Sosyal demokratlarımız ise başka partilerle (örneğin
DYP ve HEP) koalisyon yapabiliyor, ama kendi içinde koa-
lisyon kurmayı başaramıyor.
Sosyal demokratlarımızın bir örnek düşünmek zorunda
olmadıklarını, ülke sorunlarının çözümü konusunda farklı
fikirlere sahip olabileceklerini; ama ortak amaca, yani öz-
gürlük ve sosyal adalet içinde kalkınan Türkiye amacına
hizmet için birbirleriyle uzlaşmak ve anlaşmak, işbirliği ve
güç birliği yapmak, zorunda olduklarını kavramlan zama-
nı geldi.
Aksi takdirde sosyal demokrasimiz, belki eriyip tüken-
meyecek, ama kanatlanıp uçamayacak.
Baykal'ın tonınu oldu
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Deniz Baykal ikinci
kez dede oldu. SHP Olağanüstü Kurultayı'na hazırlanan
Deniz Baykal, delegeleri ziyaret için gittiği Adana'da kızı
Aslı Erkılıç'tan bir torunu olduğu haberi ile moral buldu.
Baykal'ın kızı Aslı Erkılıç'ın Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'nde dunyaya gelen bebeğinin sağlıklı
olduğu bildirildi. 3 kilo 100 gram ağırlığındaki bebeğe
Mehmet adı verildi. Doğum sonrası hasta yatağında
ziyaretçileri kabul eden Aslı Erkılıç'ın sağlığı konusunda
herhangi bir sorun olmadığı belirtildi.
VEFAT
Ayhan Çomçom'un sevgili esı, Ova, Fethi, Ülkü Çotnçom'un
babalan, Değerli insan
RECEP ÇOMÇOM
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 10 Ocak 1992 Cuma
gunu Bodrum-Golkoy Camii'nde kılınacak öğle namazını
müteakiben Gölkoy Mezarlığı'na defnedilecektir.
AİLESİ
Diyanet Işleri Başkanlığu Alevi-Sünni ayrımı yapmıyoruz
Diyanet'in Alevi dosyasıÖnde gelen Alevi dedeleri ve liderleriyle görüşen Diyanet Işleri
Başkanlığı, 'Diyanet' dergisinin ocak sayısını Aleviliğe ayırdı.
Dergide Alevi dedelerinin görüş ve isteklerine yer verilirken şubat ayında
Diyanet'in bu isteklere yanıt vereceği belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Diyanet Işleri Başkan-
lığı, resmi yayın organı Diyanet
dergisinde "Alevi tartışması"
başlattı. Alevi dedelerinin istek
ve önerilerine yer verilen dergi-
de Diyanet'in Sünni-Alevi ayn-
mı yapmadığı dile getirildi. Ale-
vilik tartışmasınm gelecek sayı-
larda da sürdürüleceği ve sonuç-
ta da Diyanet'in "yanıt verebi-
lecegi isteklerin
kararlaşünlacagı" ifade edildi.
Geçen ay sonunda bazı Alevi
dedelerini ve liderlerini başkente
çağırarak görüşen ve Alevilerin
yoğun olduğu Nevşehir'in Ha-
cıbektaş ilçesine yetkili gönde-
rerek görüş alan Diyanet Işleri
Başkanlığı, resmi yayın organı
Diyanet dergisinde "Alevi dos-
yası" açtı. Dergi önümüzdeki
günlerde piyasaya çıkacak. Di-
yanet Işleri Başkan Yardımcısı
Hamdi Mert ile başkanlık mü-
fettişlerinden Abdülkadir Sez-
gin'in koordinasyonunda yürü-
tülen görüşmelerde dile getirilen
görüşlere yer verilen dergide bu
görüşler şöyle özetlendi:
Siileyman Er (Amasya'nın
Uygur kasabasından Alevi de-
desi) Alevi-Sünni aynmı olmaz.
Kendi cemaatimden gördüğüm
saygıyı aynen Sünni kardeşler-
den de gördüm. Çorum ve Kah-
ramanmaraş olaylan siyasi kav-
galardır. Temelde Sünnilerle bir
farkımız yoktur. Dinimiz lslam,
kitabımız Kuran, peygamberi-
miz Hz. Muhammed Mustafa'-
dır. Aradaki farldılık tarihi ha-
diselerden kaynaklanıyor. Gö-
rülüyor ki fslamın şartları ile
alakası yok bunlann. Siyasi ter-
cihler. Temelde, inançta biriz.
Biz de madem Müslümanız, far-
za, harama inanmak zorunda-
yız. Bizdeki içki olayı bir sem-
boldür. Alkollü içki asla değil.
Biz de Müslümanız
Hüseyin Çelikcan (Emekli
astsubay) Dinime, gelenekleri-
me bağlı bir kişiyim. Benim bu
tutumum namaz ve orucunda
ihmali olan SUnni arkadaşlarda
hep takdir gördü. Aleviliğin Di-
yanet'te temsilini istemek yan-
lıştır. Alevilik bir din, mezhep
veya tarikat değildir. öyleyse
neyi, nerede, niçin, nasıl temsil
edeceksiniz. Alevilik bir siyasi
tavırdır. Başlangıçta bir siyasi
hareketin adıdır. Bütün Alevi-
ler ve Sünniler bilsinler ki Ale-
viler Müslümandır. Alevilikte
namaz yok, oruç yok, içki he-
lal diyenler Aleviliğe önder olan
büyüklerin hayatlannı iyi oku-
sunlar.
Nusret Hatiboğlu (MEB Ta-
lim ve Terbiye Kurulu Başuz-
manı) Sıvas'ın Gemerek ilçesi-
ne bağlı Karaözü köyünde doğ-
dum. Bugün Kayseri'nin Sarı-
oğlan ilçesine bağlı olan Kara-
GİK üyeleri, hükümet çalışmalan nedeniyle partinin bir kenara itilmesinden mhatsız
DYP Genel Merkezi DemirePe küsTKİ lokalinde yemek yiyen 50 kadar DYP milletvekili,
hükümet-grup ilişkileri konusundaki sıkıntılarını
konuştular. Demirel, başbakan olduktan sonra DYP Genel
Merkezi'ne sadece bir kez gitti. Partililer, genel idare
kurulunun toplanamamasından rahatsız.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Başbakan Siileyman DemireJ'in hükü-
meti kurduktan sonra genel idare kuru-
lu (GfK) toplaruısı'na başkanlık etmek
üzere bir kez gittiği DYP Genel Merke-
zi'nde "hükümet çalışmalan nedeniyle
partinin bir kenara iülmesi" huzursuz-
İuğu yaşanıyor.
Genel merkezde yaşanan bu huzur-
suzluğun nedenleri arasında GİK'in bir
daha toplanamayışı ve 4 bakanın baş-
kanlık divanındaki görevlerinden istifa
etmemeleri de yer alıyor. önceki gün
TKİ lokalinde yemek yiyen 50 kadar
DYP milletvekilinin de hükümet-grup
ilişkileri konusundaki sıkıntılarını dile
getirdikleri öğrenildi.
Seçim öncesinde büyük bir hareketli-
liğin yaşandığı genel merkez binası, hü-
kümetin kurulmasından bu yana boşal-
dı.
Seçimlerden önce heyetler halinde ge-
len partilileri ve vatandaşları ağırlayan
genel merkezin işlevi hükümet kuruldu-
ğundan bu yana Başbakanlık binasına
kaydı.
Genel Başkan Demirel'in de uğrama-
dığı genel merkezde, "partinin hiiküme-
tin gölgesinde kaldığı" görüşü giderek
küskünlüğe dönüşüyor. Partinin yetki-
h' organı GİK'in Demirel'in hükümeti
kurma görevi aldığı 7 kasım tarihinden
sonra yalnızca bir kez toplanabilmesi ve
ülke gündeminde yer alan konulann
GlK'te tartışılamaması da kurul üyele-
rini sıluntıh bir bekleyişe soktu.
Genel Sekreter Gökberk Ergenekon
ile bakan olan genel başkan yardımcı-
lan Tansu Çiler, Ersin Faralyalı ve Ya-
sar Topçu'nun halen istifa etmemeleri de
bu görevlere aday olmak isteyen çok sa-
yıda GtK üyesini huzursuz bir beklenti-
ye soktu.
Parti tüzüğüne göre Ergenekon, Çil-
ler, Faralyalı ve Topçu'nun başkanlık
divanından istifa etmeleri gerekmiyor.
Ancak buicişilerin, bakanlık koltukla-
nnın yanı sıra genel sekreterlik ve genel
başkanlık koltuklannı da korumaları,
"partinin geri planda kaldıgı" görüşün-
de olan bazı GİK uyelerinin tepkisine ne-
den oluyor.
GtK üyeleri arasında bir seçim heye-
canı yaşanıyor. Ergenekon'un istifa et-
mesi durumunda genel sekreterlik göre-
vine Nedim Bilgiç'in aday olacağı belir-
tildi. TBMM Başkanı olan Hösamettin
Cindoruk'tan boşalan genel başkan yar-
dımcılığının lağvedileceği kaydedilirken,
boşalması beklenen diğer üç yardımcı-
lık koltuğu için çok sayıda GİK üyesi-
nin aday olacağı öğrenildi. Çiller, Faral-
yalı ve Topçu'nun istifalanyla boşalacak
bu üç koltuğa oturmak için bekleyenler
arasında Hamdi Üçpınariar, Tunç Bil-
get, Refaiddin Şahin, Ayvaz Gökdemir,
Baki Tug ve Miinif tslamoglu'nun da
adı geçiyor.
öte yandan DYP grubunda zaman
zaman dile getirilen ve "hükümet-grup"
ilişkilerine yöneh'k eleştiriler, mületvekil-
lerinin sohbet toplantılannda da dile ge-
tiriliyor. Her hafta çarşamba günü Ana-
dolu Klüp'te bir araya gelen DYP mil-
letvekilleri önceki akşam da TKİ loka-
linde yemek yedi. Yemeğe kaulan 50 ka-
dar milletvekilinin, hükümetle ilişkiler
konusundaki sıkıntılarını dile getirdik-
leri öğrenildi. Akın Gönen'in de katıl-
dığı yemekli toplantıda milletvekilleri-
nin, bakanların kendilerine iyi davran-
madıkları, bazı bakanların milletvekil-
leriyle görüşmek istemediği, seçim böl-
geleriyle ilgili konularda milletvekilleri-
nin görüşlerini almadıklan gibi görüşleri
dile getirdikleri belirtildi.
Lice ve Kulp olayı
Hakaret eden
yüzbaşıya
soruşturma
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— TBMM'de Lice ve Kulp
ilçelerinde bir süre önce meyda-
na gelen olaylar tartışılırken
RP'ü ve SHP'li milletvekilleri
çarpıa iddialara yer verdiler.
SHP'li Kerimoğlu, biryüzbaşı-
nın kendilerine hakaret ettiğüıi
söylerken Devlet Bakanı Gönen,
bu konuda soruşturma açılaca-
ğını bildirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda
konuşan RP Istanbul Milletve-
kili Hasan Mezara, Diyarbakır
gezisinde edindiği izlenimleri
aktardı. Mezarcı, İnsan Hakla-
rı Komisyonu üyesi olarak yap-
tığı gezi sırasında güvenlik gö-
revlilerinin halka kötü davranı-
şına tanık olduğunu anlattı.
Kulp ilçesi sınırında vatandaşla-
rın soğuk havada bir gece bek-
letildiklerini kaydeden Mezarcı,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kalabalık ertesi gün ev-
lerine gitmek istiyor. Özellikle
kaynuüuunınuz, valimiz kalaba-
lıgın bırakümasım temin etmek
istiyor, ama her ne hikmetse bu
dognıltuda emir bir türlü gelmi-
yor. Saat 9.00-9.50 sırasında bir
tarama oluyor, o oiayda beş, iki
olay yerinde iki kişi hastanede
oluyor. 54 kişi gözaltında, bir o
kadar da yaralı var. Bu olaydan
sonra maalesef o insanlar yn-
zttstü yere yatmlıyorlar, aksama
kadar o şekilde bekletiliyoıiar."
Aynı komisyondan SHP An-
kara Milletvekili Mehmet Keri-
moğlu da 24 aralıkta Kulp ve Li-
ce ilçelerinde yaptıklan incele-
meleri anlatırken Lice"de savcı-
mn "Burada zaten olaylar pek
bize gelmez. Bu işi örgiit kendi
içinde çözüyor. Burada örgütün
cezası bellidir. Bir adam öldür-
menin cezası 30 milyon lira pa-
ra ve 7 tane sflahbr" dediğıni ak-
tardı.
Devlet Bakanı Akın Gönen
de Kerimoğlu'nun sözleriyle il-
gili olarak "İnsan Haklannı tn-
cekme Komisyonu karariannı
hükumete intikal ettirirlerse
üzerimize düşeni hassasiyetle
yapmaya hazırız" dedi.
CİNDORUK YARGITAY'DA— TBMM Başkanı Ondoruk, Danıştay ve Yargıtay başkanlarını ziyaret etti. Cindo-
ruk, Yargıtay Başkanı Ocakçıoğlu'na yargıç güvencesinin sağlanacağını söyledi. (Fotoğraf: AA)
Cindoruk: "fârgıç güvencesi sağlanacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TBMM Başkanı
Husamettin Cindoruk, 1982 Anayasası'nda göz ardı
edilen yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin bu
dönemde sağlanacağını, yargının bütün sancılarının
dindirileceğini söyledi.
Cindoruk, dün Danıştay ve Yargıtay başkan ve
başsavcılanna iade-i ziyaretlerde bulundu. Yargıtay
Başkanı İsmet Ocakçıoğlu, Cindoruk'un ziyareti
sırasında yaptığı konuşmada, bağımsız yargının
işlevini gereği gibi yerine getirebilmesi için hâkimlerin
özluk hakları konusunda karar vermeye yetkili
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun tam
bağımsız bir şekilde oluşturulmasının zorunlu
olduğuna işaret etti. Ocakçıoğlu, "1982 Anayasamız
bu bağımsızlığı tam olarak sağlayamamıştır. Yeni
anayasa çalışmaiannda bu hususun dikkate
alınacağını umit ediyorum" dedi. Ocakçıoğlu'nun bu
sözleri üzerine TBMM Başkanı Husamettin Cindoruk
da "Söyledikleriniz çok önemli. Hukuka bağlı bir
devletin temeli yargı bağımsızlığı ve yargıç
güvencesidir. 1982 Anaya.sa.si bunu bir bölümüyle
göz ardı etmiş, bir bölümüyle de ihmal etmiştir. Bu
dönem bunlar kalmayacaktır."
TBMM Başkanı Cindoruk, daha sonra Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Haluk Yardımcı'yı ziyareti
sırasında da 35 yıllık hukukçuluk hayatında
Yargıtay'ın adalet dağıtan binasmdan feyz aldığını
belirtti.
SHP önergesinde, Ahmet ÖzaVın 20 milyarborcunun nereden kaynaklandığı soruluyor
Magîc Box'a Meclis araştırmasıSHP Erzincan Milletvekili Mustafa Kul, TBMM
Başkanlığı'na sunduğu araştırma önergesinde Starl
kameralarının Meclis'e sokulmamasını istedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ği çalışmalannı hızlandıracağmı savuna-
SHP, Magic Box yayınları ve bu kuru-, g y y
luşun Ahmet özal ile ilişkisi konusun-
da Meclis araştırması açılmasını istedi.
SHP Erzincan MiUetvekili Mustafa Kul,
Meclis Başkanı'na Magic Box kamera-
larını TBMM'ye sokmaması çağnsmda
bulundu.
SHP Grup Başkanvekili Mahmut Alı-
nak, dün duzenlediği basın toplantısın-
da Mustafa Kul tarafından hazırlanan
araştırma önergesi hakkında bilgi verdi.
Alınak, SHP grup çalışmalannın TRT
televizyonundan yayımlandığını belirte-
rek TRT'den yakındı. Abnak, TRT için
başbakana kadar giderek durumu izle-
yeceklerini söyledi. Önergeyi hazırlayan
Kul ise Meclis araştırmasının radyo-TV
yayınları konusunda anayasa değişikli-
rak "Bu televizyonun yayınlan korsan
dır. Meclis Başkanı bu şirketin kamera-
lannı Meclis'e sokmamalıdır." dedi.
Kul, Ahmet ve Efe Özal'ın kısa süre-
de zengin olduklannı vurgulayarak "Bu
araştırma aynı zamanda Cumhurbaşka-
nı'nın çocuklannın nasıl zengin olduk-
lannı da ortaya çıkaracaktır. Cumhur-
başkanı'nın 23 yaşındaki oglu, nasıl olup
da milyonlarca liraya ev
kiralayabumektedir" görüşünü savundu.
önergede araştınlması istenilen ba-
zı sorular şöyle sıralandı:
— Anayasa'ya aykırı olarak kurulan
ve kunıluşundan beri tartışma konusu
olan bu televizyon şirketine yasal olma-
dıgı halde, PTT nasıl kanal kiralamıştır.
Bu kiralama mukavelesi nasıl yapılmış-
ür? Herhangi bir yasal dayanağı var mı-
dır? Bu sözkşme yapıbrken herhangi bir
siyasi baskı yapümış mıdır? Magic Box-
ın ortaklanndan birisinin Cumhurbaş-
kanı'nın oğlu olması bu kunduşa özel
bir avnataj sağlamış mıdır?
— Magic Box yasal olmadığı halde,
bir kamu bankasının bu şirketin kulla-
nacağı malzemelerin temininde yardım-
a olması ve sadece kredi gibi normal
bankacılık işlemlerinin dışında, özel ola-
rak kiralama konusunda 17 milyar 352
milyonluk finansal kiralama tahsisi ya-
pılmışıtr? Bu tahsisi yaparken herhangi
bir siyasi baskı söz konusu olmuş mu-
dur?
— Bu şirketin kuruluşunda ve gerek
kredi gerekse başka kolayuklann sağlan-
ması konusunda kullamlan teşvik belgesi
Devlet Planlama Teşkilatı'nca nasıl ve-
rilmiştir.
— Magic Box'ın ortaklanndan Cem
Uzan'ın Imar Bankası yoluyla yurtdışı-
na döviz kaçırdığı iddiaJan vardır, bu id-
diaiar doğnı mudur?
— Magic Box'ın ortaklanndan Ahmet
Özal'ın gümriik komisyoncusu Turgay
Aksoylu'ya olan 20 milyarlık borcu han-
gi ticari faaliyetten kaynaklanmaktadır?
Böyle bir borç-alacak ilişkisi var mıdır,
varsa bu hangi mallann gümrüğü için
ödenen komisyondur?
— Magic Box'ın sermayesi ne kadar-
dır? Ahmet Özal, ortakhk payına düşen
sermayesini nasıl ve ne zaman ödemiş-
tir? Bu payı nereden kazanmıştır?
— Magic Box'ın bazı işadamlan, sa-
nayiciler ve ayasiler hakkında şantaj ka-
setleri hazırladığı iddialan vardır. Hazv-
ianmış böyle kasetler var mıdır? Hangi
amaçla hazırlanmıştır. Kimler hakkında
kaset hazırlanmıştır. Bu kasetlerdeki
olaylar gerçek midir?
— Magic Box'da yayımlanan ANAP
ve İmar Bankası reklamlanndan ne ka-
dar para ahnmıştır ?
özü bir Alevi köyü. Biz gözü-
müzü camide.açtık. Oruç ayı,
ramazan topluca karşılanır, ya-
şanırdı. Bugün suni problemler
çıkarılmaya çalışüıyor. Bugün-
kü gündemden de diyaJoglarla
çıkabüiriz.
Hüseyin Topçu (Mamak
tmam Hatip lisesi meslek ders-
ieri ögreüneni) Çocukluğumdan
beri görev yapacağım yerin
Alevi-Bektaşi toplumundan olu-
şan bir bölgede olmasını iste-
dim. Hamdolsun öyle oldu. Do-
layısıyla hem öğrencilerle hem
de Alevi-Sünni velilerle çok sa-
mimi ilişkilerün oldu. Alevi-
Sünni olayı önce dini ve sosyal
bir olgudur. Bilgisi masal ve hi-
kâyelerden ibaret olan ehlibeyt
muhibbi bazı dedelerle olaya
ateist, materyalist açıdan ba-
kanlann meseleye çözüm getire-
ceğine inanmıyorum. Alevi-
Sünni aynmı geçmişte lslam âle-
mini yaralamıştır. Şu anda var-
dığım sonuç Alevi ve Sünni ara-
sında temelde hiçbir aynm ol-
madığıdır. Düşünün ki futbol
takımlan var. Taraftardan kay-
naklanan zaman zaman sert tar-
tışmalar olur. Aslında Marksist
ve ateist olduğu halde Alevilik
maskesi altında ideolojik yakla-
şım ve iddialar var. Bu yanlış-
tır. Alevi bürosu kurulsun di-
yorlar. Bu da yarüış. Diyanet iş-
lerinin herkese açık olması la-
zımdır. Diyanet teşkilatmda çok
sayıda Alevi var. Alevilere bas-
kı da yoktur.
Abdülkadir Sezgin (Diyanet
Işleri Başkanlığı Baş Müfettişi)
Alevi, Hazreti Ali gibi iyi Müs-
lüman olmak isteyen insan de-
mektir. Eğer Hazreti Muham-
med olmasaydı ne Alevi ne de
Sünni olurdu. Aslolan Hazreti
Muhammed'dir. Ülkemizde ya-
şayan Aleviler de bu öze bağlı.
Doc. Dr. Siileyman Santaş
(Gazi Üniversitesi ögretim üye-
si) Amasya'mn Gümüşhacıköy
ilçesi Konuktepe köyünde doğ-
dum. Yüzde yüz Alevi olan bir
köy. 12 Eylül öncesi Çorum
olaylarına kadar biz Sünni-
Alevi tefriki diye bir şey görme-
dik. O olaylan dâ kimlerin mey-
dana getirdiği belli. Açıkça söy-
lüyorum. Marksistler bizi kul-
landı. Bugün de gündemde tut-
mak istiyorlar. Sünni kardeşler-
den de bazen çok ağır tenkitler
ahyoruz.
Doc. Dr. Mustafa Yılmazkı-
lınç (ODTÜ ögretim üyesi) Ben
özbeöz Alevi ve Bektaşi bir ai-
leden geliyorum. Şimdi size so-
ruyonım, Hacıbektaş Veli ne
zaman namazını, orucunu bı-
rakmış? Ne zaman bir damla iç-
ki içmiştir? Bir kimse 12 imamı
seviyor, yine de içki içiyor, na-
maz kılmıyorsa demek sevgide
bir eksiklik var.
Mehmet Yaman (Bakırköy
Ticarel Lisesi din kültürii ve ah-
lak bügisi ögreüneni) Erzincan'-
ın Kemaliye ilçesinin Ocak kö-
yündenim. Köyümüz Alevi kö-
yüdür. Aynhkta hayır yok. Ya-
pılacak şeyler var. Bunlan kü-
çük sitemler olarak kabul edin.
Aşure günü ülkemizde hep kut-
lanır. Sünniler de kutlar, Alevi-
ler de. Hz. Hüseyin'in şehit edil-
diği gün aşureler pişirüir. Konu-
ya komşuya dağıtıhr.
Diyanet dergisinde Alevi ke-
simin görüşlerinin geniş yelpa-
zede sunulmadığ] dikkat çekti.
Ancak yetkililer Alevilik konu-
sunda alınan görüşlerin gelecek
sayılarda da sürdüriileceğini ifa-
de ettiler. Dergide yer alan bazı
yazılarda da Diyanet'in Alevi-
lerle ilgilenmediği görüşlerinin
yanlış olduğuna dikkat çekile-
rek buna örnek olarak Hz. Ali
ve öğretileri hakkında başkan-
hkça yayımlanmış dört kitap
gösterüdi. Çeşitli tarihlerde Ale-
vilerle ilgili olarak Diyanet'in
yayımladığı genelgelerin de fo-
tokopilerine yer verilen dergide
"Hani Diyanet Alevi cemaatle
Ugilenmiyordu?" diye soruldu.
ÇHD paneli
Anayasa
değişikligi
tarüşılacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Siyasi parti temsilcile-
ri, Türkiye'nin önemli gündem
maddelerinden anayasa değişik-
ligi konusunu, Çağdaş Hukuk-
çular Derneği'nin panelinde tar-
tışacak.
ÇHD'nin cumartesi günü
Türk-lş salonunda duzenlediği
"Yeni Demokratik Anayasa"
konulu paneli, Türkiye Barolar
Birliği Başkanı Onder Sav yöne-
tecek. Panele konuşmacı olarak
DYP'den Coşkun Kırca,
ANAP'tan Oltan Sungurlu,
SHP'den Ertugrul Günay,
RP'den Şevket Kazan, HEP'ten
Murat Bozlak ile SP'den Doğu
Perinçek katüacaklar.
Yine aynı gün, aynı konuda
düzenlenecek ve avukat Erdal
Merdol'un yöneteceği panele de
konuşmacı olarak Prof. Dr.
Yahya Zabunoğlu, Doç. Dr.
Yavuz Sabuncu, Doç. Dr. Anıl
Çeçen, İnsan Hakları Derneği
Genel Başkanı Nevzat Helvacı,
Kenan Yurdakul ile Prof. Dr.
Alparslan Işıklı katılacaklar.