19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 22 EYLÜL 1991 Yazar ve Düşüııür I\adir IVadi Nadir Nadi, dilekçede imzası bulunan 1260 kişiden birisi olarak kendine düşeni yapmış ve ulusal bir ödevin yerine getirilmesinin kıvancını tatmıştır. ALİ RIZA ÖNDER Emekli Yargıtay Üyesi Geçen ay (*) ölümsüzler dünyasına göçen yazar ve düşünür Nadir Nadi ile bir kez ol- sun yüz yüze görüşmüş değilim. Ancak ünlü "Dilekçe Olayı" nedeniyle başlatılan soruştur- ma sırasında yapılması gereken savunma ile ilgili kısa bir haberleşmemiz olmuştu. Şu var ki Nadir Nadi'yi tanımak için kişisel yakınlık kuramamış olmam, onunla ilgili izlenimleri- mi dile getirmeme engel olmaz sanırım. Çün- kü biz kendilerini 194O'lı yıllardan beri Cum- huriyet'teki başyazılarını okuyarak tanıyanlar- danız. Rahmetli için söyleyebileceklerimi şu iki tümcede özetleyebilirim: O, Türk basınında ve düşünce alanında olgunluğun simgesi idi. Olaylara ölçülü yaklaşımı, içtenliği ve ustalı- ğı ile güven verici bir kişiliği vardı. Tanrı rah- met eylesin, aydınlık içinde yatsın. "Dilekçe" olayı Şimdi yukarıda sözünü ettiğim "Dilekçe Davası"na ilişkin kısa bir bilgi sunmak iste- rim: 19 Mayıs 1984 günlü Cumhuriyet'in al- tıncı sayfasında yapılan açıklamaya göre 1260 Türk aydını, Cumhurbaşkanı ile Meclis Baş- kanı'na Prof. Hüsnü Göksel önderliğindeki kurul eliyle bir ortak dilekçe vermiştir. Dilek- çede ülkemizin geçirmekte olduğu ağır buna- hmlar karşısında aydınların tutumu belirtil- dikten sonra kaynağını anayasada bulan di- lekçe hakkının kullanıldığı bildirilmiştir. Dilekçeyi ımzalayanlar hakkında ilgili ma- kamlarca soruşturma aç\ldığı, 22 Mayıs 1984 günlü Cumhuriyet'te haber olarak verilmiş, iki gün sonraki sayıda ise Prof. Göksel ve Prof. Savcı'nın bu konuda ifadelerinin alındığı bil- dirilmiştir. Bu arada başyazarımız Nadir Na- di'nin ifadesine başvurulduğunu da 25 Mayıs 1984 günlü Cumhuriyet'ten öğrenmiş bulunu- yoruz. Aynı günlerde Prof. H.V.Velidedeoğlu "27 Mayıs ve Fikir Namusu" başlıklı yazısın- da anayasada yer alan "dilekçe hakkı" konu- sunu incelemiştir. (27 Mayıs 1984) Anılan dilekçede insanca yaşama hakkı, iş- kence, terör eylemleri, ölüm cezası, özgürce ör- gütlenebilme, partilerin, sendikaların, meslek kuruluşlanyia derneklerin durumlan, düşünce üretimi, eğitimin temel amacı, üniversite özerkliği ve YÖK düzeni gibi konular ele alın- mış ve yetkililerin bu alanlardaki tutumları eleştirilmiştir. Nadir Nadi, dilekçede imzası bulunan 1260 kişiden birisi olarak kendine düşeni yapmış ve ulusal bir ödevin yerine getirilmesinin kıvan- cını tatmıştır. N.Nadi'nin dile getirdiği sorunlar Biraz daha önceki yıllara göz attığımızda bu tutumunun örneklerini ve benzerlerini sık sık görebiliriz. Nadir Nadi'nin bu yıllardaki bir yazısına değinmekle yetineceğim: 15 Ocak 1975 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan yazısı- nın başlığı "Liderier ve Gerçekler"dir. Yazı- da zamanın başbakanı DemireFin bir an ön- ce çekilmesini isteyen karşı parti başkanlan- nın düşünceleri ve Demirel'in buna karşı çı- kan tutumu açıklanmaktadır. Başbakanın "Çekilmeyeceğim, güçleri varsa gelsinler, Meclis'te 226 kırmızı oy toplayıp hükümeti devirsinler" yolundaki yanıtını Nadir Nadi haklı bulmaktadır. Yazısının bundan sonraki bölümünü olduğu gibi aktarıyorum: "Ne yapsıtı adam? Biçimsel bir demokra- tik ortamda, çekilmeye niyeti olmayan bir hü- kümeti, parlamenter kurallar dışında başka yoldan nasıl düşürebilirsiniz? Bizi asıl kaygı- landıran nokta, yurdu huzura kavuşturmak ve sorunlanmıza çözüra yolu bulmak açısından muhalefet liderlerince ileri süriilen koşullann hafifligidir. Varsayalım ki Demirel çekildi. Onun yerine bir başka AP hükümeti, belki bir koalisyon hükümeti kuruldu ya da seçimler ye- nilendi ve pariamentoda değişik oranlı bir par- tiler yelpazesi yer aldı. Böylelikle yurdun hu- zuru mu sağlanacak, yoksa askıda bekleyen sorunlanmıza çözüm yolu mu açılacaktır? Bugünkü göstermelik ve yetersiz ortamda Demirel gitmiş, Bozbeyli gelmiş, AP devril- miş, koalisyon kurulmuş ya da Sayın tnönü- nün dedigi gibi seçim Ustüne seçim yenilenmiş, yurt huzunı ve toplumsal kalkınmamız açısın- dan ne yaran olacaktır? Gönül isterdi ki mu- halefet liderlerinden birisi olsun, bu konuda düşündüklerini sıralarken sosyal ve ekonomik sonınlanmızı dile getirsin. Onlara çözüm yo- lu açılmadıkca yurlta huzur sağlanamayaca- ğını, huzura varmanın temelinin ise reform- lann adım adım gerçekleştirilmesine baglı ol- dugunu, olumlu bir sonuca vanncaya degin milletçe kemerleri uzunca bir süre sıkmamız gerektiğini dobra dobra söylesin. Türkiye, bir üretim yetersizliginin acısını çekmektedir. Ödemeler dengemiz sürekli açık vermekte, paramızın değeri düşmekte, halk yıl- dan yıla yoksullaşmaktadır. Tüketimi kısma- dan, yani şehirierde ve kasabalarda yasayan bir kısım vatandaşlan bir süre yoksunluğa (mah- rumiyete) zorlamadan endüstride buyük ya- tınmiara gidilemeyecegi, hatta toprak refor- mu yapılsa bile tanmda üretimi arttırmanın ancak kısıntılı tüketimle gerçekleşebileceği meydandadır. Butıin bunlar çeşitli alanlarda cesur atılımlan gerektirmekledir. Atılım ise özveri (fedakârlık) demektir, alınteri demek- tir. Hangi parti lideri kalkar da sandık başın- daki tutucu güçlerin hışmına ugramak paha- sına bu konulara deginebilir? Zaten hangi par- ti lideri bizdeki statükoculuga içtenlikle kar- şıdır? Onun için de bizde politikacılar, sen ben kavgasından öteye günlerini gün etmekten baş- ka bir şey yapmazlar ve yapamazlar." "Azar azar"cı çözümler, çözüm degildir Tam yirmi yıl önce yayımlanan Nadir Na- di'nin bu yazısındaki sorunları günümüzde in- celemeye alırsak ne görürüz? Ekonomik so- runlanmız çözülmüş müdür? Para değerinin düşmesi önlenmiş midir? Kemerler sıkılmış ve üretim yeterince arUırılmış mıdır? Partiler, oy toplama kaygısını ön planda tutmaktan kur- tulmuş mudur? Ne yazık ki bu sorulara olum- lu yanıt vermek olanak dışıdır. Olsa olsa ki- mi alanlarda görece bir değişimden söz edile- bilir. Bu değişim, toplumun yüzünü güldüre- cek bir değişme düzeyine erişemedikçe "azar azar" iyileşmelerden gerekli sonucu almak güçtür. Bu vesile ile rahmetli Veled Çelebi'nin bir dörtlüğünü anımsatacağım. Bunu 9 Ma- yıs 1975 günü değerli büyüğümüz Ömer Asım Aksoy'dan not etmiştim: "Bize bir nazar ol- du / Cümlemiz yazar oldu / Yapılan bütün işler / Hep azar azar oldu." Yalnız günümüz için cieğil, hemen her çağ- da geçerli olacağını sandığım ve iki dörtlük- ten oluşan bir başka koşuklu parçayı da sun- duktan sonra yazımı toparlayacağım. Bu par- çanın kaynağı da Cumhuriyet gazetesidir. 15 Kasım 1965 günlü sayıda "Bir Dakika" köşe- sinde yer alan ve rahmetli Doğan Nadi tara- fından kopya edildiği belirtilen dizeler şöyle- dir: Yozgath Hüsnü'den iki dörtlük: Bir kıpti ufacık bir mesnet alınca Sadnazam gibi pâyesine bak tşin düşüp başın dertte kalınca Bir tecrübe et de mayesine bak Cahil, âdem olmaz, evliya olsa Ârife teslim ol, eşkıya olsa Hüsnü, bel bağlama, akraba olsa Hele bir fikriyle gayesine bak. Burada bir düzeltme yapmam gerekiyor: Verdiğim parçada şairin adı "Hüsnü" olarak geçmekte ise de doğrusu "Hüznî" olacaktır. 1869-1936 yılları arasında yaşayan bu ünlü saz şairi, Meşrutiyet'ten önceki şiirlerinde kullan- dığı "Hüznî" adını değiştirerek uzun yıllar "Hizbî" takma adını kullanmıştır. Asıl adı Mehmet'tir. (Türk Ansiklopedisi, Cilt 19, say- fa 429) Benden on yaş ileride olan rahmetli Nadir Nadi, bizden bir kuşak önde sayılırdı. Sayın ömer Asım Aksoy da ondan on yaş, Sayın Ve- lidedeoğlu hocamız dört yaş büyük olduğu- na göre (Tanrı her ikisine de sağlıklı daha uzun ömürler versin) günümüzdeki en yaşlı kuşa- ğın temsilcisi durumundadırlar. Biri dünya- mızdan aynlmış bu üç değerli kişiyi birlikte anmak, üçüncü kuşaktan olan bizleri özel bir mutluluk duygusuna ulaştırmaktadır. (•) Nadir Nadi, 20 Agusıos 1991 Salı gunu yaşama gözlerini yurndu. 22 ağustos perşembe günü Edirnckapı Şeh!lligı'n<k lopraga vcrildi. Hatsoff!Ingilizceyi İngiltere de öğrenmek için 7 TUR'u seçtiniz. Bu karara şapka çıkarılır. 7TUR TRAV ELSHOP Aynntılı bilgi için dil okullan broşürümüzü isteyiniz. inönü Cad. 37/2 Gümüşsuyu 152 59 21(4 Hat) Geleneksel KAPADOKYA 26-29 İ İ • İJRGİJP • KAYSERİ • GOREME .IHLARA GEZİSİ | t a m p a n s i y o n » Profesyonel Rehber Eşliğinde Özel Otobüslerle Gidiş-Dönüş ve Tüm TurUr Fiyatımıza Dahildir. ortur Barbaros Bulvan No.33 Ist. Tel: 159 20 32 (PBX> 356 16 60 MEHVEŞ ANIL (Halamoğlu) Çorlu AHMET ANIL evlendiler 21.9.1991 EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Cehenneme Yolculuk... 22 Haziran 1989 günü Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde iki ayrı tünel ortaya çıkarılır. Yönetim, hükümlülerin bütün hak- larını ellerinden alır, çeşitti ağır uygulamalar getirilir. Koğuş- lardaki eşyalar, daktilolar, radyolar parçalanır. Genç hüküm- lüler açlık grevine başlarlar. Adalet Bakanlığı -ki o sırada Ba- kan ANAP'lı Sungurlu'dur- tarnirat' yapılmasını neden gös- tererek açlık direnışi yapan hükümlüleri Eskişehir'den Aydın Cezaevi'ne naklettirmeye kalkışır. Otuz beş gündür açlık di- renışı yapan gençler her tarafı demir sac kaplı havasız taşıt- larla Aydın'a gönderilirler. Türlü eziyet ve işkencelerle sürdü- rülen bu gezinin sonunda iki genç ölür. Bu acı olay hepimizin belleklerinde yaşıyor. Bu ölüm yol- c*Wtrt£mun nedenı hâlâ belli degildir Yolculuk sonunda ya- şamını yitiren iki gencin ölümüne neden olanlar da adalet öfıünde hesap vermemiştir. Herkes yaptığıyla kalmıştır! Ya- kın günlerin bu kanlı, çirkin olayının sorumluları bugün ara- rnızdadır. Hatta yüksek siyasal yerlerde oturmakta, daha da oturacaklannı sanmaktadırlar. Bir kitap okudum, "Direnış, Sürgün ve Ölüm Günleri", Es- kişehir Cezaevi'nde tünel kazan gençlerin yazdıkları bir ya- sam romanı. Tarık Uygun, Ersin Ergün Keleş, Osman Zey- bel ve Harun Korkmaz... Bu belgesel 'romanın' hem başlıca kahramanları hem de yazarları... Şimdi yaşları otuzu bulan bu dört kişinin ikisi müebbet, biri yirmi yıl hapıs cezasına çarptırılmış. Biri de idama! Cezae- vinde geçirdikleri on yıl içinde yazarlık, şairlik niteliklerini ge- liştirmişler. Yaşadıkları karabasanı en etkileyici biçimde be- yaz kâğıtlara geçırmenın bir 'insanlık' görevi olduğuna ına- narak kaleme sarılmışlar. "Direniş, Sürgün ve Ölüm Günle- ri"ni gelecek kuşaklara ibret verici bir yapıt bırakmışlar böy- lece... Dört yazar önsözde şöyle diyor: "Yazınsal yeteneklerimi- zin böyle bir süreci anlatmak için yeterli olup olmadığı konu- sunda doğalhkla kaygılar taşıyorduk. Ama ne olursa olsun anlatabildiğımiz kadarıyla anlatmalıydık. Bundan kaçınamaz- dık. Öte yandan ise neyı yazacağımızı biliyor, nasıl yazaca- ğımızı bilmiyorduk. Tartıştık. Çevremizdeki arkadaşların dü- şüncelerini aldık. Sonunda gerçeği, öyküsel bir bütünlük için- de vermenin daha iyi olacağı sonucuna vardık. Kuşkusuz bu, çalışmamızı daha güçleştirecekti. Çünkü sanatsal kaygılar taşımak zorunda da kalacaktık. Ve başaracağımızı bilip bil- memenin getirdiği kaygılarla karışık bir tutku ve heyecanla çalışmaya koyulduk." Kitabın her bölümü acılarla yüklü. Ama en önemlı bölüm, gençlerin Eskişehir'den Aydın'a yaptıkları yolculuk. Buna ne ad verilir, bilemiyorum. "Olüme yolculuk" mu "cehennem yolcuları" mı? Gençler bir yandan açlık direnişini haftalardır sürdürüyorlar, bir yandan da çıkarılacakları yolculuğu düşü- nüyprlar: "İçten içe pazartesi günü başlayacağımız, bizi ölümlere, sakat kalmalara götürebilecek ölüm yolculuğunu düşünüyor- duk, yine 'bunlar siyasi amaçlı eylemlerdir, amaçları ideolojiktir' türünden demagojik demeçler verecekti bakan- lık, tedavi kabul etmeyen ölür' diyeceklerdi. Ama gerçeğin üstünü örtemezler. Haksızlar. Biz sadece gasp edilen hak- larımızı, ocaklarımızı, teyp ve volkmenlerimizi, daktilolarımı- zı, radyolanmızı, ailelerimizin getirdiği yiyeceklerin içeri alın- masını, açık görüşlerin eskisı gibi koğuşlarda günboyu ve ak- raba sınırlaması olmaksızın yapılmasını, günboyu havalan- dırmaya çıkabilmeyi ve bunlar gibi şeyleri istiyoruz. Haklı olan biziz. Haklılığımızın bilinciyle direneceğiz." Toplanır açlık direnişçileri... Çoğu hastadır, bitkindir. Ama hepsi tabutlara benzeyen kamyonlara doldurulur. Tıka basa. Su bile verilmez. Sıcaktır. Havasızdır içerisi... Işte sevk sırasında geçen bir konuşma: "Doktor muayenesi olmayacak mı diye sorduk subaylar- dan birine. 'Bu bizim sorunumuz değil' diye yanıtladılar. 'Bize bir şey olursa sen sorumluluğu alır mısın?', 'Bana ne kardeşim, niçin ben sorumlu olacak mışım?', Anlaşıldı' dedi Ferit, 'doktorsuz, muayenesiz götürüyorlar bunlar bizi', Ama sevk edilebilirler raporu veren doktorlar mutlaka bulunmalı', 'Bizi bu haldeyken, üstelik muayeneden bile geçirmeden sevk raporu verenler doktor filan olamaz' dedi Avni. 'Bizim için sevk edilebilirler raporu veren doktorlann, işkence izlerini gösterdiğimiz halde darp izi yoktur diye rapor veren doktor- lardan ne farkı var' dedi Levent." Bu kitap özetlemeye gelmez. Size bütün kitabı sunmam gerek. En iyisi yaşadığımız günlerde hem de çok yakın bir tarihte, 1989 yazında yaşanan bu korkunç sevk olayını, o ola- yın içinde yaşayanlardan dinlemeniz gerek... Sonra da bu olayın bir başka kahramanlarını, doktor, yö- netici, görevli bütün bu acıları uzaktan seyreden kişilerin kim- ler olduğunu da ad ad okuyup tanımalısınız. "Direniş, Sürgün ve Ölüm Günleri" tarihsel bir belge... DERS VERILIR Ortaokul, lise ve ÖSS-ÖYS'ye hazırlık için MATEMATtK dersi verilir. Tel: 326 18 62 TATİLE ÇIKARKEN, CÜZDANINIZI EVDE BIRAKIN! Haftalık rezervasyonlarımız da sürüyor. Rezervosyonunuzu yaptırın, sonra "paro"yı unutun! Ne boynunuza boncuk asın, ne de mayonuza cuzdan cebı dıktınn. Gönlunuzce tatıl geç/r/n. C L U B T U R T L E ' S M A R C O P O L O ' D A H E R Ş E Y F İ Y A T I N İ Ç İ N D E ! HAFTA SONUNU AKDENİZ MAVİSİYLE BOYAYIN • 3 TAM GÜN: Cuma sabahından başlayarak. . • Marco Polo'nun sunduğu her şey, gıdış-donuş UÇAK BILETI ve transferler. FIYATIN İÇİNDE. (. L l' B T l' K T 1- II S MARCO POLOKEMER-ÇAMYUVA/TATIL KÖYU OKAN TURIZM VE S 2 Ta$ocoğı Coödesı. Cevdeı &ty /şhon: 5-B Mecıdıyrkoy 80300 ISTMBUL TEL <Un4 68S0-nHmTLX 27767 akaı v fAX:(1) 11*83 77.0) 174 83 49 Native Speaker private instruction Caîl BRIAN 346 81 29 PRİVATE ENGLISH LESSONS - Native American Teacher - Private or Group Lessons - Grammar or Conversation - My Home or Your Home/Office Call ANN-321 78 51 Etiler Büromuzda çahştırılmak üzere Prezentabl Sekreter anyoruz. İngilizce bilenler tercih edilecektir. 355 52 04 AVUKATLARA İSTANBUL BAROSU'NUN KONUT HİZMETİ 2000'li yılların çağdaş kenti BEYLİKDÜZÜ'nde T E.M E L AT T IK İnşaatımız hızla devam ediyor Kalan çok az sayıda konut için ortak alımı sürüyor. Başvuru: 145 63 86-571 39 24 S.S. Tuze İstanbul Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Av. TURGUT KAZAN 2. Başkan Av. REZAN ÖZGER Mali Sekreter Av. İBRAHİM SİNEMİLLİOĞLU bil-merkT.C. MİLLİ EGITIM BAKANLIĞI ÖZEL BİL-MERK BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ İSTANBUL ÜZİK ÜAMAÇ MÜZİK ÜRETİM Z W K PAZARUVMA TIC. VE SAJH. LTD. ŞTI. HÜCREM 1 • EGE DENIZ 2 • PİR SUUAN OLSAYDIM [ OLSAYDIM ) 3 - DERSIMIİLER 4 - OY NE OIAYD1M 5 • GÜNLERİN GETİRDİĞİ 1 • DEMIRI TOZ EDERLER 2 - ÇIKININDA CÖKELEK 3 - UZAKIARA HABER SAIDIM 4 - KARANUKSIN 5 • KARADENİZ 6 • MESKENİM DA&ARDIR t.M.Ç. 5 BLOK NO : 5550 TJNKAPANI - İSTANBUI Tel : 522 04 50 - 522 04 51 AVRUPAVEİSTANBDL KONSERLERİ YAPIMCI : İLHAN DİŞLİ « Ekim 1991 tarihinde bafiayacak olan 1991-1992 öğretkn yılmda Bilgisayar programcısı o4arak yetişliril- mefc iaere en az lise veya dengi okul mezunlan ile üniversHe öğrencisi ya da mezunlanndan sınırlı sayıda oğrenci alınacakiır. Kursa kablanlar 8 aylık bir eğıtme tabı tutulacak ve mezun olanlar M E B 'dan tasdiklı sertıfıka alacaklardır * I6M v« BM uyumiu bılgfsayaMar * btanbul'un en seçkın semtınde 1000 m' kapalı eğıtım alam. * 25 yıllıK Brtgsayar tecrut>esı * 6 sınıl. 5 laboratuar ve dığer sosyal tesıslen * Yürl cı ve yurt dıs> bilgisayar eğıtımlı guçiu kadrosu * Her oğrencıye bir bilgisayar basında yoğun uygulama ortamı * Guçlu So(tware lyazılım) kadro ve kutuphanesı * Mezunlan pyasada kaptşılan kalıtelı eğihmı tle çağtmızın mesleğı 8ILGSFMRR SEMA MAKISHANESİ Geleneksel EL SANATLARI • HAT • TEZHİP • MİNYATÜR • KALEMİŞİ • ÇİNİ TASARIM • EBRU • OSMANUCA dallarındaki uygulamalı ders- lerine 1 EKİM 1991 tarihin- den itibaren başlamaktadır. SEAltH İRTEŞ-MAMURE ÖZ Fevzi Paşa Cad. Başkoca Sok. Mo: 45 FATİH Tel: 534 43 33 örturBırbaros BıHvjrı Pta:33-lst |1| 159 ?0 3? |PBX| - |11 338 1660 |PALMBtACH 1432.000] < 855OOOİ? JMÂKEMONTI 932.OOOİ GIDIŞ DÖNL'S 1.3627000)7 Gece 8 Gün TRANSFER İMK.\NI J Türkiya'nin »n büyük v» güçU bügteayar •aiUm kuruhı#u olan b İ I - m 6 r k ' d e ogrenır bil-merk BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ Rumeli Caddesi Vılia Han 4-6 A Blok Kal 2 Nısantası ISTAN8UL T«l: U 1 03 37-141 13 17-146 85 17 (Nisanlatı McDonald skarsısı) A D I K O Y SÜRKUR LISAN KURSU 12 kişilik sınıflarda "FİLOLOJİ'ye HAZIRLIK" • GRAMMAR • READ1NG aTRANSUTION »TESTING Devreler: Hatta Sonu 21 Eytüi Haha Ip 7 Bum KAOIKOY (Söğûtlüfesms Camıı yanı) W 34? 18 24-336 02 06-336 02 79 Foc 3*118 25 ANTİK İNGİLİZCE DİL KURSLARI BianbuiCad K rmızışecÇoy Sok NoiO BAKIRKÖY 572 18 44 572 18 60
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle