Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 22 EYLÜL 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji İşleri Ge-
nel Müdürlüğû'nden alınan
bilgiye göre yurdun kuzey ke-
simleri buluöu, Doğu Karade-
niz ve Doğu Anadolu yağışlı,
öteki yerier agk geçecek. HA-
VA SIÇAKLI&: Değişmeye-
cek. RÛZGÂR: Güney ve batı
yönlerden hafit, ara sıra orta
kuvvette esecek. Denizlerde,
Karadeniz, Marmara, Ege'de
yıldız ve karayef, Akdeniz'de
gûnbaösı ve lodostan 3-5 kuv-
vetınde saatte 10-21 denizii mili hızla esecek. Van
Gölü'nde hava, açık geçecek. Rüzgâr güney ve batı
yönlerden orta kuvvette esecek. Görûş uzakiığ 10
km. dolayında bulunacak.
Adana
Mapazan
Adıyanan
Afyon
Afln
Anfcara
Anfekja
AntaJya
Artvın
A**n
BaJıtesf
BııeciK
Bınga
Bıtfc
Botu
Bursa
ÇaoMate
Çorum
Denö
A 31° 19° ftyartakır
A 25° 1S° Edım«
A 28° 16° Erancan
A 22° 8°Erarum
B 20° FEstosehr
A 25° 9°Gaaantt|)
A 30°20°âresun
A 31
c
20°GûmûşlBneY
Y 30° 13° Hattân
A 30° 14° isparta
A 25° 10° Isöntul
A 25°14°lznv
A 25°13°Kare
A 24° 10° Kasomonu B
30° 15° Mamsa
23°ir>KMaraş
24° r Meran
20° 5°Mu0a
24° 9°Muş
29" 14° N&e
22»16°0nlu
18° 8°Wzii
24° 13° Samsun
25°10°S«rt
24°15°S«no()
28°15°Sıvas
19°
6 20° 9°Kaysen
A 23° 12° KırUarei
A 26°14°Konya '
B 20° 8°KuWıyg
A 28°M°Malalya
23° e°1mo*
23° 12° Uşak
26° 8°Van
23° 9°>tagat
25° 13° ZonsuMak
A 28° 13°
A 28° 15°
A 28° 20°
A 27» 15°
A 2S°11°
A 2S° 9°
B 22° 15°
Y 22° 17°
B 22° 15°
A 29» 17°
B 22°t8°
A 22° 9°
A 27° 14°
Y 22° 17°
A 26° 13°
A 24° 9°
A 24° 10°
A 20° 7»
B 21° 15
apk yajmurlu A-açık B-Culuikı G-gûne$lı K-kark S-sıstı Y-yajnurtu
OUNYA'DA BUGUN
AtnstBftiâffl
Amman
Aüna
BaOdat
Bacdona
Basal
srBom
Bröksel
Budapeşfe
Cenevre
Cmyir
CMde
Duta
FrcTkfun
GrıUHe&nta
Kahre
Kopertog
tfflln
leltoşa
Y w
A 31°
A 27"
A 39°
A 27°
A 22°
A 29°
A2Z°
A 20°
Y 16°
A 23°
A23°
A 34°
A38°
A 39°
A 22°
A29°
B 18°
A 30°
B 17°
A 20°
A 32°
Leringrad
Umdra
Madnd
Mtano
Montral
Uoskn*
Mûr*
Osıo
Pans
Prafi
ftryad
Ftana
Sofya
Şam
Vhn
Imus
Varşora
*nedık
Viyona
Y 16°
Y 18°
A 28°
A 28°
Y 12»
A 23°
8 15°
Y 20°
A 21»
A 39°
A 28°
A 23°
A 31°
A 19»
A 28°
A 21°
Mashngfen
Zûnh A 22°
BUIMACA
9
SOLDAN SAĞA:
1/ Marlene Diet-
rich'i üne kavuştu-
ran ilk sözlü Alman
filmi. 2/ Burdur ilin-
de bir baraj... Hintli
kadınların ulusal
giysisi. 3/ Murat...
Bir kümes hayvanı.
4/ Motif... Boru se-
si. 5/ Devlet hazine-
si... Çiçeksiz bitküer-
de üreme organı. 6/
Yan memnunluk be-
lirten bir ünlem...
Kapalı ve yalnız ar-
kada otunılacak ye-
ri olan, dört tekerlekli at arabası. 7/
Söz, Iakırdı... Kafkasya'da yaşayan
bir halk. 8/ Maddenin, bir kimyasal
tepkimeye girebilen en küçük kısmı...
Türlü nedenlerle başan gösteremeyen
kimse. 9/ Söğüt kabuğundan çıka-
nlan antiseptiklerle ilgili olan.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/tstatistikte bir grup veri içinde en
sık görüJen değer... Şeker üretimin-
de bülurlaşan şeker alındıktan son-
ra kalan posa. 2/ Kars yatanlanndaki ünlü harabe yeri... Sar-
ma, kuşatma. 3/ Bankacılıkta faizin başlangıç tarihi...Tavuğun
istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için kullanılan beyaz taş.
4/ Muhteva... Bir nota. 5/ Bir ağırlık biriminin lusa yazılışı...
Suur boyu. 6/ Notada durak işareti... Ava alıştınlmayan bir tür
doğan. 7/ Uzakdoğu'da yetişen baa ağaçlardan elde edilen ve
eşyalann süslenmesinde kullanılan bir çeşit zamk... Ekmek yap-
mak için çeşitli tahılların yasaca gerekli kanşım oranı. 8/ Yu-
nan mitolojisinde giizel sanatlann dokuz perisinden biri... Ana-
dolu'da kurulmuş eski bir uygarlık. 9/ Köy muhtan yardımcı-
sı... On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılına verilen
ad.
60YILONCE Cumhuriyet
Ali Naci Bey '
22 EYLÜL 1931
Anadolu Ajansı'nın Balkan
mümessilliğıne kıymetli
gazeteci arkadaşlarımızdan
Ali Naci Bey Sofya'yı
merkez ittihaz ederek Atina,
Bükreş, Belgrat, Tiran
şehirlerini dolaşacak,
memleketimizi alâkadar eden
haberleri verecektir. Ali Naci
Bey elyevm Ankara'dadır.
On beş gün sonra Sofya'ya
hareket edecektir. Bu
tayininin arkadaşımız için
yeni bir muvaffakiyet vesılesi, Anadolu Ajansı için de bir
kazanç olduğuna kaniiz.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Cezayir meselesi
22 EYLÜL 1961
Memleket içinde geziye çıkmış olan
Fransa Devlet Başkanı General De
Gaulle, bugün, Villeffarnche'de
Rouegue'e gelmiş ve belediye
binasının balkonundan halka hitap
etmiştir.
Günün meselelerine temas eden
devlet başkanı Cezayir hakkında
şöyle demiştir:
"Cezayir meselesi de artık sonuna
gelmiş bulunmaktadır. Eski sdmürgeciliğe bir son verme
yoluna girmiş bulunuyoruz. Şunu da aklımızdan
çıkarmamamız gerekir ki, Batı, bütun dunya ve bilhassa
Fransa tehdid altındadır. Bugün isteklerini ve emellerini
Batıya ve bütün dünyaya kabul ettirmeye çalışan bir blok
vardır.
De Gaulle
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Cem-Baykal ittifakı
22 EYLÜL 1990
SHP'nin 29 eylülde yapılacak olağanüstü kurultayında
Genel Sekreter Deniz Baykal da genel başkanlığa aday
olduğunu, İsmail Cem ile birlikta yaptığı basın
toplantısında açıkladı. Baykal, "Ismail Cem ile birlikte
sosyal demokratların geleceğini beraberce oluşturmak
doğrultusunda birlikte yola çıktık. Paylaşım söz konusu
değildir" dedi.
İLAN
ANKARA 7. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1989/934
Davacı Hatice Gurpınar Vekili tarafından davalı Zafer Allun aley-
hine açılan maddi taz. davasının mahkememizde yapılan duruşma-
sında:
Ankara, Güvenevler. Gıiven Sok 4/B Ankara adresinde ikamet eden
davalı Zafer Altun'un tüm aramalara rağmen adresi bulunmadığın-
dan Mahkememizce ılanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup,
karar gereğı yukanda isim ve adresi yazılı bulunan davalı duruşma
günu olan 8.11.1991 gunü saat 10.20'de duruşmaya gelmesıne, gelme-
diği takdirde ve kendisini bir vekü ile temsil eltirmediğı takdirde tah-
kikatın yokluğunda yapılacağının ilanen tebliği olunur.
Basın: 3624S
PÜLÜMÜR
KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/20
Davacı Pülümür Orman Işletme Şefliği tarafından davalı ilçemiz
Şampaşa köyünden Mehmet Baki Ko$an aleyhine açmış olduğu 32
nolu parsele ilıraz davasının yapılan duruşması sırasında;
Verilen ara kararı uyannca, davalı ilçemiz Şampaşa köyünden Meh-
met Baki Koşan'ın yapılan adres araştırması yetersiz kaldığından ila-
nen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizde duruşmanın atılı bulunduğu 21.10.1991 günil saat
09.00'da bizzat duruşmada hazır bulunmanız veya bir vekille kendi-
nizi temsil ettirmeniz, aksi takdirde duruşmaya yoklugunuzda devam
edileceği ve karar verileceğinden dava dilekçesi yerine kaım olmak
ûzere işbu ilan tarafınıza ilanen tebliğ olunur.
Basın: 49367
TAKTISMA
Hollanda'da Kfanlik Taşuna Zormdnlııgu
Eğer resmi işlerde geçerli olan bir kimlikten bahsediliyorsa bu
karann adı, "kimlik taşıma zorunluluğu" değil, "kimlik
bildirme gerekliliği" olmahdır kanısındayız.
Geçen günlerde Hollanda hiiküraetinin
aldığı bir kararla kimlik taşımak zorunlu
hale getirildi. Sozkonusu karann kanunlaş-
tığı, çeşitli basın ve yayın organlarınca hal-
ka duyuruldu azmhk özörgütlerinin olum-
suz tepkilerine rağmen.
Hiç kuşkusuz ki kanunlaşarak yürürlü-
ğe giren bu karardan en çok yabancılar et-
kilenecek ve en çok yabancılar rahatsız edi-
Iecek. Geçen aylarda Briiksel'de bir kimbk
kontrolü sırasında meydana gelerek büyü-
yen ve maddi hasara yol açan olaylann ben-
zerlerinin ileride çeşitli Avrupa ülkelerinde
de olabileceği daha şimdiden olanaklı gözü-
küyor. Yabancılann yoğun olarak yaşadığı
çeşitli Avrupa ülkelerinde yabancı işçilerin
işsizliğin asıl nedeni olarak gösterilmesinin
ardında devlet politikaları yatmaktadır. Bu- Sözde, genelde uygulanacağı işin başın-
gün Avnıpa'da yabancı çocuklarının baba- da herkes tarafından bilinen sozkonusu ka-
lan işsizliğin nedeni olarak gösterilirken rarın bir Hollandalı için ne kadar geçerli
Briiksel'de olduğu gibi diğer Avrupa ülke- olacağı daha şimdiden bilinmektedir. Res-
lerinin birçok yerinde de çocuklar çeşitli m« işlerinin gereği kimlik sunma zorunlu-
olaylann faili olarak gösterilmeye çalışıl- luğunun dışında bir Hollandalıya suçu sa-
makta, beraberinde de 'yabancı diişmanlıgı' bit olmadıkça kimlik sorulacağına hiçbir
devlet eliyle körüklenmektedir. El altından yabancının inanacağını sanmıyorum.
da olsa.
Karakafaları zaten kimliği olan bu insan- Hollanda'da en çok azmhğı oluşturan
lann kimlik taşunamalan da bir rahatük de- Türk gençlerinin çeşitli eğlence yerlerine
ğildi sozkonusu karardan önce. Ancak böy- alınmadığı, giderek birçok yerde derisinden
le bir zorunluluğu bilerek kendini kimlik ta- dolayı aşağüandığı, bir toplum anlayışında,
şıma zorunda hissetmesi bir yabancıda psi- failf meçhul birçok olayın sorumlusu ola-
dişesi yabancılann ortak rahatsızlıklannı
oluşturmaktadır.
kolojik bunalımlara, ezikliğe yol açabilir.
Yabanadan aluup polise verilen bu hak
keyfi davranışlara, sorma ve araştırmalara,
rahatsız etme boyutunda ilgili resmi ma-
kamlarca aleyhine kullanılmasına varır en-
rak yabancı gençlerin sorumlu tutulduğu bir
yaşamda kimJiğin kimlere sorulacağı, kim-
lerin rahatstz edileceği gün gibi açık gözü-
küyor. Böyle olunca da Brüksel olaylanmn
birçok Avrupa ülkesinde, şehirlerinde olma-
sı kaçınılmaz gibi geliyor yabana uyruklu-
lara.
Kimlik sorma ve gösterme hangi durum-
larda olacak bu henuz net değil, dolayısı ile
de rahatsız edici.
Kimlik sunmak resmi işlerde zaten gerekli
kişi için, devlet içinde zorunlu ise böyle bir
karann ne için ne gibi planlarla almdığı dü-
şündürücü doğnısu. Psikolojik yıpratma,
rahatsızlık...
Kişiye bir ilgili memur kimlik soracaksa
bahanesini de işin başmdan uydurmuş de-
mektir. Sorar kımliğınizi. Kimliğiniz o an-
da üstünüzde yoksa; bir zorunluluğa uyma-
maktan kişinin hakkında işin usulüne göre
gereği yapılacaktır. Diyelim ki, kişi kimli-
ğini sunduktan sonra salıverildi. Bu dunım-
da kendisine söylenen sözlerin hiç biri kişi-
yi ikna etmeye yetmeyecektir. Kişi polis ta-
rafından kime benzetildiğinin sorusunun
yanıtını merak edecek ve rahatsız olacak-
tır. "Sizi aranan birine benzettim özör
dilerim" denmesi ve benzeri tutmalann,
kimlik sormalann birkaç kez olması halin-
de insan polis görmekten ve yine birine ben-
zetilmekten rahatsız olacaktır doğal olarak.
Yok eğer resmi işlerde geçerli olan bir
kimlikten bahsediliyorsa bu karann adı,
"kimlik taşıma zorunluluğu" değil, "kim-
lik bildirme gerekliliği" olmahdır kanısın-
dayız.
Bu zorunlu dayatmanın hangi boyutlara
varacağırn şimdiden görerek, ilgililerin va-
tandaşlanmn yaşadığı toplumdan kopma-
malan ve karşı karşıya gelmemeleri için hü-
kümetler nezdinde önlem almah, aynmcı
poKtikalara, ırkçı anlayışlara karşı... Susa-
rak bu puliüka ile buluşmamalı politikacı-
lar.
HAYDAR EROGLU
Şair/La Hey
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI'NDAN
Kamu Personeli Yabancı Dii Bilgi Seviye Tespit Sınavına llişkin Duyorn:
1. Yabana dii tazminatından yararlanmak isteyen kamu persone-
li ile özel hizmet tazminatlannı arttırmak isteyen teknik personelin
Yabancı Dii Bilgisi Seviye Tespit Sınavı 657 sayüı Devlet Memurlan
Kanunu'nun 213. maddesinden sonra gelen degişik ek maddesine ve
MaJiye ve Gümrük Bakanhğı ile Devlet Personel Başkanbğı'nın 21
Eylul 1990 tarih ve 20642 sayüı Resmi Gazete'de yayunlanan tebliği
uyannca merkezimiz (ÖSYM) tarafından yurütülecektir.
2. Bu sınava, yabancı dii tazminatından yararlanmak isteyen 657
sayüı Devlet Memurlan Kanunu (ayhldannı bu kanunun ek geçici
maddelcrine göre alanlar dahil). 926 sayüı Türk SUaiüı Kuvvetleri Per-
sond Kanunu, 2802 sayıb Hâkim ve Savalar Kanunu, 2914 sayüı Yuk-
seköğretim Personel Kanunu ve 3466 sayüı L'zrnan Jandarma
Kanunu'na göre çalışmakta olanlar ile 399 sayüı Kanun Hükmunde
Karamame'nin 3/c maddesine tabi sözleşmdi personel katüabilir. Ay-
nca, personelinin yabancı dii btfgisi seviyesini tespit etmek isteyen
diğer kamu kurum ve kunıluşlannda çalışan personel de bu sınava
kaülabüir.
3. Smav, Almanca, Arapça, Bulgarca, Çince, Danimarkaca (Da*
nish Düi), Farsça, Fransızca, Hollandaca (Dutch Dili), tngüizce, tr-
landaca, Ispanyolca, Italyanca, Lehçe, Macarca, Portekizce,
Rumence, Rusça, Sırpça ve Yunancadan yapılacaktır. özel hizmet
tazminatunn arturümasını isteyen teknik personel yalnız Almanca,
Fransızca ya da Ingilizceden sınava girebilir.
4. Bu sınava girmek isteyenleT, 23 Eylül - 4 Ekim 1991 tarihleri
arasında illerde valiliklerde, Uçelerde kaymakamlıklarda kurulmuj
olan basvuru bürolanndan temin edecekleri banka belgesi ile ilgili
bankaya 75.000 TL yatıracaklar, bu belgerün ÖSYM kuponunu baş-
vunı barosundaki görevlüere teslim ederek karsüığında bajvurma bel-
gesi ve küavuz alacaklardır.
5. Başvurma belgesi küavuzda açıklanan kurallara göre doldurul-
duktan sonra 7 Ekim 1991 tarihinde ÖSYM'de olacak şekilde posta
ile iadeli taahhütlu olarak gönderilecek veya elden teslim edilecek-
tir. Bu tarihten sonra ele geçecek olan başvurma belgeleri postadaki
gecikme yuztlnden olsa büe işleme konulmayacaktır.
6. Sınav 3 Kasım 1991 tarihinde Ankara'da, başvunı sayısı fazla
olduğu takdirde diğer büyük şehirlerimizde de uygulanacaktır.
7. Sınav sonuçlan sınava gtrenlerin adreslerine posta ile gönderi-
lecektir.
8. Başvurma, sınav ve değerlendinne üe ilgili her türlü aynntı, baş-
vurma belgesi ile birlikte alm^-jşt küavuzda yer almaktadır. Duyu-
rulur.
ÖSYM BAŞKANLICI
Basın: 35531
LOJMAN CİNAYETİ
Oğlu öldürülmüştü... Aylarca katil ya da katillerin peşinden koştu bir dedektif
gibi... Dosyalar dolusu bilgi topladı. Ve, Milletvekili Erol Güngör bu isimleri
ilk kez Nokta'ya açıkladı...
BENZİNDE TRILYONLUK
VURGUN
Farkında olmadan, aracınızın
motoru ölüyor...
Gümrüksüz ithal edilen Hexan ve VVhite Spirit
benzine karıştırılıyor... Egzosdan çıkan gaz,
kanserojen... Zan altındaki şirketler...
Yakalananlar, tutanaklar, mahkemeler...
Vurdumduymaz yetkililer...
DYP-DMP PROTOKOLÜNÜ ELE
GEÇİRDİK
13 maddelik protokolün tam metni.. Dalan,
Demirel'le pazarlıkta kimlerin seçilebilecek
yerlerden aday olmasinı istedi? DYP-DMP
birleşmesinin perde arkası... Dalan, Demirel'e
neden yan baktı?
"MEKTUP"LARIN ARDINDAN
Bush'un Yılmaz'a, Özal'ın Hupe'a yazdığı mektuplar
egemenlık tartışması başlattı... "Johnson Mektubu'nu ele
geçiren gazeteci Cüneyt Arcayürek'ten "uzman"
görüşü... "Best seller" mektup yazarlan Johnson'dan,
Bush'a...
• Yakacık Çöplüğü'nün kaldırılması çözüm değil"
• Utangaçların cinsel sorunlarına çözüm
Tele-Çare'de • Türkiye Yatırım Fonu'ndan borsaya
psikolojik doping • Zafere bir göğüs kala: Maide
Erçelebi • SHP önseçiminden kulisler • Yusuf Bozkurt
Özal: "Bu seçimler, bir dönüm noktasıdır"
• Zınadan mastürbasyona cinselliğin tarihi
• Cengız israfil, Özal'ın Azerbaycan'a'armağanı
• Sporda siyahi iktidar
Nokta'da...
n@Kta
BASIN VEYAYINCILIKA.Ş.
KATI
POÜS Mlî
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yılmaz Güney Geceleri: (3)
Fatoş, Yılmaz'ı Anlatıyor...
Yılmaz Güney, yurtdışındaki sürgün yaşamıyla ilgili olarak
şöyle dıyordu notlarında.
"Benim için sürgün, ülkemin taşına toprağına, havasına
suyuna, ağacına, kuşuna, insanına, aşına özlem demektir.
Benim için sürgün ülkeme yeniden dönebilmek için kararlı
bir mücadele demektir.
Benim için sürgün dürryanın çeşitli halklarıyla ilişki kunmak
demektir.
Benim için sürgün dünyanın çeşitli halklanyla ilişki kurmak
demektir.
Benim için sürgün bir anlamda sansürsüz film yaratabil-
mek ve özgürce düşünebilmek demektir.
Benim için sürgün, sürgün demek değildir."
Melike Demirağ'dan son bandı geldi; yenı türkülerle. Me-
like'yle Şanar, şunu yazmışlar, kaseti yollarken:
"Bu kaseti Türkiye'de yayımlanmak üzere hazıriadık. Ama
her geçen gün daha demokratikleşen sevgilı yurdumuzdaki
sansür bu işe ne diyecek, bilemeyiz. (Bir önceki kaset için
3 kez yüksek mahkeme kararı almak gerekmiş ve tam üç yıl
sürmüştü.) iyisi mi, hiç değiise sizlere daha önce ulaşsın ıs-
tedik."
Kasetin ilk şarkısı, Alışamadım!' Hacı TÖ, kaseti dinlerse
çok bozulacak.
Almanya'da sürgün yaşamını sürdüren, Şanar Yurdatapan,
Melike Demırağ, Zeynep'le, orada doğan Can, bu koşullar-
da yurda dönmeyi reddetmişlerdi.
Melike Demirag, Yılmaz Güney'in 'Arkadaş' filminde, Yıl-
maz'ı seven genç kız 'Melike' rolünü oynuyor.
Arkadaş1
filmi, büyük ilgi gördü. Yılmaz Güney adına olus-
turulacak 'Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfı' için Alman-
ya'da Yeşıller'in başı çektiği bir dernek bile kuruldu.
Başkanlığını milletvekili Claudia Roth yapmakta.
Bu konuda çabaların büyüğünü Fatoş Güney üstleniyor.
Fatoş Güney, 'Arkadaş' filmi sunulurken, konuşuyor, şöyle di-
yorözetle:
'Merhaba;
Tüm dostlara, dostluklara, umutlara, aydınlıklara ve güzet
yarınlara merhaba!1
'Her şeye rağmen, düşmana inat yaşayacağız' diyordu yi-
ne bir mektubunda. 'Yarın bizimdi çünkü, biz ölecektik, ama
çocuklarımız bırakacağımız mirası taşıyacaklardı yüreklerin-
de... Ve onların yürekleri bızim altında ezildığimiz korkulan
tanımayacaktı.
Korkular, acılar ve zulüm yenilecekti bir gün; insanoğlu-
nun yıkılmaz inancı ezecekti vahşeti... Mutlaka ezecekti...
Insanları taş duvarlar. demir parmaklıklar arasında terbi-
ye etmeyi, onlann düşüncelerini önlemeyi düşünen anlayış
yıkılacaktı... Taş duvarlar, kelepçeler, zincirler, demir kapılar
'yok' olacaktı.
Sevgili dostlar,
Böylesi insani duygulardan ötürü değil midir sizlerin, bu
akşam burada, Yılmaz'la birlikte olmak için gelişiniz?
Ona olan bir vefa borcundan öte, demokrasi ve özgürlük-
lere olan bağlılığınızın da sanki bir ifadesi değil mi buradaki
varlığınız?
'O' ise, bir sanatçı olarak yaşadığı dönemlerin tanığı ol-
mak görevi adına, insan olmanın onuruyla direndi... Yine bir
sanatçı olarak ülkemızin karanlık dönemlerınde 104 adet fil-
minın negatifi yok edilerek ve 10 yıl boyunca yasaklanarak
Türkiye sinema tarihınden silınmeye kalkışıldı.. Uğradığı bu
büyük haksızlığa rağmen, evrensel boyutlardakı hümanist ki-
şiliği ve sanatının gücüyle Türkiye ve dünya halklarının yü-
reklerınde ve bilinçlerinde kök saldı.
Kimı eserien bugün dünya sinema klasikleri arasına giren
Yılmaz Güney, henüz tam anlamıyla özgürlüğüne kavuşama-
dı.. Düşüncelerini, siyasal yayımlarını engeHeyıci yasalar bu*
gün yürüriükte.. Ve yine bugün Yılmaz Güney eğer yaşasaydı,
Ismail Beşikçi gibi, o da cezaevınde olacaktı...
Ve etrafına suskunluk duvarı mı örülecektı?
Birazdan, Selimiye Askeri Ceza ve Tutukevi'nden af yasa-
sıyla çıktıktan hemen sonra gerçekleştirdiği 'Arkadaş' filmi-
ni izleyeceğiz. Filmi değerlendirırken 1974'lü yıllann
gerçeklerinden yola çıkacağınız şüphesizdir. Bu filmden 42
gün sonra ise, 75 yıl sürecek olan hapislik dönemini yaşa-
yacaktı. Hapishanelerde yaşadığı herdönemde, istediği her
zaman 'kaçma' olanaklanna sahipti...
Ülkesine ve insanlanna olan büyük sevdasından ötürü çok
uzun yıllar bekledi...
Demokrasilere ve özgüklük-
lere olan tutkusu ile Türk ve
Kürt halklarıyla birlikte olduğu
gibi, dünyanın tüm ezilen ulus-
lannın da yanındaydı. Hakkın-
da istenen 100 yıllık ceza yükü-
ne ise zaten insan ömrü vefa
etmezdi,. Aynca, böylesi bir du-
rum, dışarıyia olan tüm bağla-
nnı kopartacağı gibi, hayat da-
marlannın da kökünden kesile-
ceği anlamına gelmekteydi...
Bir tek çare kalmtştı; ûlkeden
geçici bir süre için ayrılmak..
Oyle de yaptı... Ama aynlıkla-
ra, acılara ve hüzünlere rağ-
men, O'nun için sürgün sür-
gün demek olmayacaktı..
Bugün yine sürgünlerde, ha-
pishanelerde yaşamak zorun-
da bırakılan insanlar kaldı ge-
ride..
Korkular, aolar ve zulüm he-
nüz yıkılmadı... insanları, taş
duvarlar, demir parmaklıklar
arasında terbiye etmeyi, onla-
rın düşüncelerini önlemeyi dü-
şünen anlayış henüz aşılama-
dı.
Dün, Adana'da istasyon ala-
nında yapılan SHP'nin ilk açık
hava toplantısı, benim umdu-
ğum gibi değil miydi? Bu açık
hava toplantısından, ben çok
şey mi beklemiştim ne? İnsan-
lar koşuşmalı, alanlar adam al-
mamalı, coşmalı değil miydi?
Alandaki yer yer boşluklar, ilk
açık hava toplantısının biraz
ivedi yapıldığını, hazırlıksız ya-
kalanıldığını gösteriyor gibiydi.
Toplantı, bir önseçimin hemen
ardından yapılmaktaydı. Kırgırv
lar, küsler vardı. Kimi gelmiş,
kimi gelmemiş olabilirdi. Bir de
işin başındaydık. Ben de san-
ki beklentilerim gerçekleşme-
miş de, bahane arıyormuşum
gibi miyim?
Bu yörenin iyi bileni olarak
Celal Başlangıç, toplananların
yirmi bin dolayında olduğunu
söylüyordu. Ben bir şey diyernt-
yordum. Buralann yabancı-
sıydım.
Ancak bilinen bir gerçek var
ki o da şu: ANAP gitmiş gidi-
yor, DYP sıfırdan kalkıp bir yer-
lere gelmiş. Burada SHP ile
DVP kapışır, DSP bir varlık gös-
teremez. Öyle diyorlar.
Adana açık hava toplantısını
daha enine boyuna yazmak is-
tiyorum. "Ankara Notları"nı
izleyin!