Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÜL 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
TİYATRO
Tıyatrocu'nun provalan başladı
I Kiiltür Servisi — Gülriz Sunıri'nin yazıp IşıJ
Kasapoğlu'nun sahneye koyduğu "Tiyatrocu" adlı
oyunun provalan başladı. Tiyatro oyuncusu bir kadının
meslek ve özel yaşamından kesitler sunan oyun kasım
ayında sahnelenecek. Gülriz Sururi'nin 'tiyatro mutfağını
seyirciye göstermek amacıyla' yazdığı oyunda Nuran
Oktay, Ismet Üstekin, Güven Kıraç, Duygu Ankara, Can
Dirim, Buket Dereoğlu, Levent Yılmaz, Dilaver Uyanık,
Gülriz Sururi, Behiç Aksoy, Filiz Coşkuner, Yaman
Okay, Naci Taşdöğen, Gökhan Içöz, Zühal Gencer,
Mireh Akalın, Haluk Toksöz ve Nejat Öğünç rol
alıyorlar. Kostümlerini ise Naz Erayda hazırhyor. Beyoğlu
Karaca Tiyatrosu'nda sahnelenecek 'Tiyatrocu', Zuhal
Olcay'ın Tiyatro Studyosu'yla dönüşümlü olarak izlenecek.
KARİKATÜR
Sedat Simavi Odülü
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Hürriyet
gazetesince düzenlenen 9. Simavi Karikatür Yanşması'nda
dereceye girenlere ödulleri dün akşam Resim Heykel
Muzesi'nde düzenlenen torenle verildi. Yanşmada
birinciliğe Turk karikaturist Ali Şükrü Fidan'ın yapıtı
değer göruldü. Ödül törenine Başbakan Mesut Yılmaz ve
eşi Berna Yılmaz ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngor özden, Maliye ve Gumrük Bakanı Adnan
Kahveci, Kultur Bakanı Gökhan Maraş, devlet bakanlan
Mustafa Taşar ve Imren Aykut, YÖK Başkanı Ihsan
Doğramacı, Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat
Karayalçın, TRT Genel Müdüru Kerim Aydm Erdem ile
çok sayıda davetli katıldı. Yarışmanın birincisi AJi Şültrü
Fidan, odülünü Başbakan Mesut Yılmaz'dan aldı. Işitme
engelli olan sanatçı, "Bütün dunyada kötulüklerin yok
olmasını istiyorum" diye konuklan selamladı. Yanşmada
ikinciliği Sovyet sanatçı Vladimir Nenashev, üçüncülüğü
de Rumen karikaturist Florian Doru Crihana aldı.
SİNEMA
Guinness'e ödül
• LONDRA (Reuter) — Ingiliz aktörü Sir Alec
Guinness, pazar günü, sanat yaşamının 50. yılı nedeniyle
tngiltere'nin en önemli film ödüllerinden birini aldı.
Kendisinin "en iyi" olmadığını söyleyen 77 yaşındaki
alçakgönüllü aktör, sahne ve sinemada oynadığı rollerle
biıyuk başarı ve şöhret kazanmıştı. Önemli filmleri
arasında, Kwai Köprüsü, Yıldız Savaşları ve Arabistanlı
Lawrance bulunuyor. Sanatçı son yıllarda kariyerini
televizyonda canlandırdığı karakter rolleri ile
surdürmüştü. Ingiliz Film Enstitüsü, Guinness'e ödülıinü
önemli bir sanatçı topluluğunun katıldığı bir törenle
verdi.
MÜZİK
'AJtııı Olnrnş Kanatlan Düşünün'
• Kiiltür Servisi — Ayşegül Yeşilnil ve Nezih Yeşilnil
Beyaz Güvercin Şarkı Yanşması'nda finale kalan 15
sanatçı arasında yer alıyor. Her ıki şarkıcı yanşmada
"Altın Olmuş Kanatlan Dıişünun" adlı parçayı
seslendırecek. Parçanın aranjöru ve orkestra şefı Neşet
Ruacan. Beste Nezih Yeşilnil'e, sozler Ayşegül Yeşilnil'e
ait. Nezih Yeşilnil 1952 yıhnda Bursa'da doğdu. 1980
yılında Emin Fındıkoğlu ile beraber kontrbas çalmaya
başladı. 1986 yılında Istanbul Caz Dörtlüsü ile
Romanya'da Sibiu Caz Festivali'ne katıldı. Tuna Otenel
ve Neşet Ruacan orkestralannda çalıştı. Halen Neşet
Ruacan Orkestrası'nda çalıyor. Ayşegül Yeşilnil ise 1959
doğumlu. 1987 yılında caz sarkılan söylemeye başladı.
Müzik yanında resim çalışmaları da yaptı. Halen eşi
Nezih Yeşilnil'le profesyonel çalışmalannı yurütüyor.
GEZI
Boğaziçi yalıları
I Kültür Servisi — Tarih ve Toplum Dergisi'nin kültür
gezileri çerçevesinde 22 eylül gunü Boğaziçi yalılan
gezilecek. Gezinin rehberliğini Doç. Dr. Murat Belge
üstleniyor. Deniz motoru ile yapılacak gezide sırası ile
Dolmabahçe Camii, Dolmabahçe Sarayı, Ortaköy Bebek,
Emirgan Camii, Şerifler, Kuzguncuk Fethi Ahmet Paşa,
Sadullah Paşa, Hekimbaşı Salih Efendi yalılan, Küçüksu
Kasn, Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Kıbnslı Mehmet
Emin Paşa Yalısı, Kont Ostrorog yalısı, Beykoz Kasn,
Beylerbeyi Sarayı ve Camii ziyaret edilecek.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEK OKULU
ELEKTRONİK PROGRAMI
BİLGİSAYAR KURSLARI
Universitemız Meslek Yüksek OkuJu Elektronik Progranu tarafın-
dan 1991-1992 eğitim döneminde halka açık ve tamamen uygulama-
h olarak yapılacak olan bilgisiyar lcurslan aşağıdaki gibıdir.
Baslangıç tarihleri:
Hafta içi : 7 Ekim - 27 Kasım 1991
Hafta sonu: 5 Ekim - 24 Kasım 1991
Bilgisayar programlama kurslan:
En az lise veya dengi okul mezunları bu kurslara katılabilir.
Programlamaya giriş ve temel basic komutlan (GW Basic) 2 ay
1leri Basic (Dos işletim sisterni ve dosyalaraa komutlan) 2 ay
Lotus 123 (tablo analizi ve paket program uygulamalan) 2 ay
Dbase III (verı tabanı yönetımi sistemi ve uygulamalan) 2 ay
Not: llgüi kurslara müstakil dönemler seklinde devarn edilebildiği
gibi her kursun bitiminden bir hafta sonra diğer kurslar başlamak-
ladıı. Not ortalaması uygun olan öğrenciler bütün kurslara devam
edebilirler.
Bilgisayar teknikleri kurslan:
En az lıse mezunlanmn katılabileceği bu kurslarda elektronik ko-
nusunda ön bilgileri olanlar tercih edilir.
Hardware I (Bilgisayar teknikleri 1) 2 ay
Hardware II (Bilgisayar teknikleri II) 2 ay
Hardware III (Bilgisayar bakım ve onanm kursu 2 ay
Kayıt içın: 2 adet fotoğraf ve en az lise veya dengi okul bitirme
belgesi gerekmektedir.
Sertifika: Kurs sonunda verilen inıtihanda başarılı olanlara serti-
fika verilmektedir.
Adres: Boğaziçi ümversitesi Meslek Yüksek Okulu Elektronik Bö-
lümü Kuzey Kampüs Eğitim Teknolojisı Bınası B Blok Girış Katı R.
Hisarüstü - tstanbul
Tel: 163 63 66 veya 163 15 00 (santral) 360/760
Basın: 34662
Abdilpekçifılmi TJzlaşma'nın gençyönetmeni Oğuzhan Tercan:
TeröK, insanlık sorunu"Uzlaşma"nın galası
bu akşam 21.00'de
Beyoğlu Dünya
Sineması'nda.
Yönetmeni Oğuzhan
Tercan, "Uzlaşma"da,
Abdi İpekçi'yi yaşayan
bir kişilik olarak
ortaya koymakta
güçlük çektiklerini,
onu bir tragedya
kahramanı olarak
algıladığını söylüyor.
Kiiltür Servisi — Gazeteci ve
yazar Abdi tpekçi'nin öldürülu-
şünden ve düşuncelerinden yo-
la çıkılarak gerçekleştirilen
"Uzfaşma" adlı fılmin galası bu
akşam 21.00'de Beyoğlu Dünya
Sineması'nda. Yapımcılığını
Belge Film adına Sabahattin
Çetin'in üstlendiği "UzJaşma"
da başrolleri Nur Sürer, Halil
Ergün ve Berhan Şimşek payla-
şıyorlar. Müziğini Zülfü Liva-
neii'nin hazırladığı filmin gö-
rüntü yönetmeni ise Aytekin
Çakmakçı.
"Uzlaşma"nın 28 yaşındaki
yönetmeni Oğuzhan Tercan, Iz-
mir 9 Eylül Üniversitesi Sinema-
TV Bölümü mezunu. "Uzlaş-
ma", 2 yıldır reklam fılmi yö-
netmenliği de yapan Tercan'ın
ilk uzun metrajlı filmi. Antalya
Film Festivali'ne de katılacak
olan "Uzlaşma"nın genç yönet-
meni, bu ilk yapıtını nasıl ger-
çekleştirdiğini anlattı.
— Abdi ıpekçi yakın dönemi-
miziıı bir kişiligi. Ipekçi'nin dü-
şuncelerinden yola çıkılarak se-
oaryolastınlnuş bir filmi çekme-
nin sizce dezavantajlan var mı?
Bazı tabulardan söz edilebilir
mi?
— Sözgelimi, Ipekçi'nin aile-
sini filme katmaktan çekindim.
Böyle bir projeyi gerçekleştirir-
ken çevrenin baskısım şu ya da
bu biçimde duymamak müm-
kün değil. Ipekçi'nin yakın çev-
resi bizden hep görmek istediği
şeyi bekliyor. Sonuçta, İpekçi,
idealize edilmiş bir kişilik olarak
YARATICILIGIN ÜLACI ZAMAN VE PARA— "Uzlaşma"nın 28 yaşındaki yönetmeni Oguz-
ban Tercan'a göre, yaratıcılıgın en büyük ilacı zaman ve para. YaralıcıJık zaman ve para ile eşgii-
dUm halinde. (Fotograf: MUHARREM AYDIN)
ortaya çıkıyor. Yaşayan bir ki-
şilik olarak ortaya koymakta
güçlük çekiyoruz.
— Filmde başka yaşayan bir
kişiJik var mı?
— Mehmet AM Ağca. Bana
ilk gelen senaryoda Ağca tiple-
mesi yoktu. Onu senaryoya na-
sıl sokabilirim diye düşündüm.
Bir aktöru işin içine katarak so-%
runu çözmeye çalıştım.
— Ipekçi'ye nasıl bir yakla-
şım söz konusu?
— İpekçi bir tragedya kahra-
manıdır. Ben Öyle algıladım. Bu
yuzden, terör olgusuna ağırlık-
lı olarak yer verdim. ipekçi ci-
nayeti de sadece bu olaylann bir
uzantısıydı. Ince aynntılan olan
bir cinayetti. Asla yaşamış bir
İpekçi'nin peşine düşmedim.
Benim için İpekçi sadece fılmin
bir kahramanı olarak önemliy-
di. Çevresinin tamdığı bir İpekçi
portresi çizmek beni hiç ilgilen-
dirmiyordu. O dönemde birçok
kişi öldüruldü. Abdi Ipekçi'de
olduğu gibi açıklanmayan bir-
çok cinayet var. Seyircide ya-
şatılabilecek bir duyguyu göz
önünde bulundurdum.
— "Uztaşma"da nasıl bir se-
yirci kitksini hedeflediniz?
— Tamamen Türk seyircisi-
ni göz önünde bulundurdum.
Terör, surekli Türkiye'nin gün-
deminde bir sonın. Önemli
olan, gençlerin teröre kendileri-
ne söylendiği gibi değil de bir-
çok kanaldan bakmalarını sağ-
lamak. Terörle mücadele milli-
yetçilikle ilgili bir sorun değil,
bir insanlık sorunu.
— Reklamdan gelen bir yö-
netmen olarak birçoklannca
Yeşflçam diye adlandınlan sine-
mayla tanıstıgımz söylenebüir
mi?
— Yeşilçam deyimi, Yeşil-
çam'ın dışındakiler tarafından
yaranlrruş bir deyim. Içinde hor-
görü ve küçük gönne taşır. Ben
sinemacı olarak çalıştım. Sine-
macılar için bu tür kategoriler
anlamsızdır. Ikide bir ilaç olsun
diye ortaya atılan "Yeni
Sinema", "Genç Sinema" sıruf-
landırrnalan da surekli yapılan
şeyleri sözde kalıplara sokmak-
tan başka işe yarama-z. Bunu
Yeşilçam denilen yerdekiler de
çok iyi bilir. Onlar zor koşullar-
da saygıdeğer, iyi niyetli, alçak-
gönüllü iş yaparlar. Kendimi
onlardan farklı görmek gibi bir
düşüncem yok. Hepimiz aynı
havayı soluyoruz.
— Peki, bu noktada sizce
önemli olan ne?
— Bu piyasada her insan kar-
lığım elde edebileceği bir yatı-
uin yapıyor. Önemli olan kar-
şılıktır. Benim için önemli olan,
filmin hasılatıdır. Bu çark dön-
sun diye her fılmm kendi mali-
yetini katlayarak dönmesini is-
terim. Turkiye'de en iyi ciro
yapmış fıhn 3.5 milyarla bir
Amerikan filmiyken ("Evde
Tek Başına"), 3.5 milyar yatı-
rıp bir Türk rılmi yapmamn
karşılığı nedir? Turkiye'de sine-
madan elde edilebilecek kâr bel-
lidir. Keşke yüksek bütçeli Füm-
ler yapılabllse. Bu uluslararası
ilişkilere bağlı. Sonuçta, sine-
ma, sanattan önce bir iştir.
— Yaratıcılık ne anlam taşı-
yor sizin için?
— Yaratıcılığın benim için bir
tanımı yok. Buna ister düşunce
deyin, ister teori, aforizma de-
yin, ister formül üretmek deyin,
isterse düş kurmak. Yaratıcılı-
ğm en buyuk ilacı zaman ve pa-
ra. Yaratıcılık, zaman ve paray-
la eşgüdüm halindedir. Yaratı-
cılığı sözgelimi duşlerin canlan-
dınlması olarak ele aldığınuzda,
kurduğun hayalin maddi karşı-
lığı yoksa ne yapabilirsin? Bu-
gün Amerika'da en duşük büt-
çeli filmin maliyeti, 10 milyon
dolardan asağı değil. Biz hayal
taciriysek hayal kuranz ve bu-
nu gerçekleştirmeye bakanz. Ne
sihirbazız, ne de tann.
— Festivallere nasıl bakıyor-
sunuz?
— Festivaller, sozünu etiiğim
pazarlamanın bir aracı olarak
önemli. Festivallerin yanşmalı
bölümlerini de bir atletizm şam-
piyonasında ayırmak lazım.
Bunlar değerlendirme yarışma-
larıdır ve değerlendiricisine gö-
re değişir. Bir gelenek sürsun di-
ye adı konmuştur. Dunyanın en
hızlı koşan adamı Caıi Lewis'-
tir, ama dünyarun en iyi filmi
"Kurtlarla Dans" değildir. Fes-
tivaller bir portfolyo anlamım
taşır ve filmin ticari başansım
etkiler. Sonuçta, film, pazara
sürülen bir ürundur.
Dergilerde Rimbaud çıkarması
EDEBİW
DERGİLERİ
ARASINDA
REFtK DURBAŞ
3. arih. ideoloji, medya:
Günümüzde şiirin durumu ya
da 'DüşJer' dergisinin
sunuşuyla söylersek "Giincel
tarih ışıgında şiirin durumu."
'Düşler' bu ay çıkan ikinci
sayısım bu 'durum' üzerine
yoğunlaştırmış. Ataol
Behramoflu, Özdemir İnce ve
Ebubekir Eroglu tarih,
ideoloji, medya duzleminde
şiirin durumunu bir
soruşturma çerçevesinde ele
aürken Tuğrui Tanyol,
Adnan Özer, Zeki Coşkun ve
V.B. Bayrıl da yazılarıyla
katkıda bulunuyoriar.
Günümuzün 'hıziı' yaşanan
tarih sürecinde üzerinde
durup düşunulmesi,
tartışmalar yapılması gereken
bir konu 'şiirin durumu.'
özellikle sairler açısından.
Behramoğlu'nun de>işiyle
'kendisi olarak kalmak' diye
tek seçeneği kalan şiirin...
100. ölüm yılında
Rimbaud
Bu yıl Arthur Rimbaud'nun
100. ölüm yılı. (Kimi
iergilerin yazdığı gibi
yıldönümü' değil.)
Rimbaud'nun 'Cehennemde
Bir Mevsim' ve
'Dluminations' adlı yapıtlan
Özdemir Ince'nin çevirisiyle
geçen ay yayımlanmıştı.
Bu ay dört dergi, sayfalannı
Rumbaud'ya açmış: 'Argos',
'Variık', 'Hürriyet Gosteri'
ve 'Düşler.'
Varhk ve Hürriyet Gosteri
Rimbaud'yu Özdemir
Ince'nin bir yazısıyla anarken
Argos ve Düşler, özel
VertameHn çizimıyle Rtmbaud
bölumler düzenleyip
şiirlerinden bol örnek de
vermişler. Argos, tnce'nin
kitabından iki yazısını
aktanrken buna Stefan
Zweig'in Rimbaud üzerine bir
yazısını eklemiş Ahmet
Cemal'in nefis çevirisiyle.
Düşler'de ise Rimbaud yazısı
üstündeki imza: Osman
Çakmakçı.
'İçtenligin izinde'
"Edebiyat üninünde
aranacak. bulununca şapka
çıkartılacak nitelik, 'ictenlik'
degil, 'sahidJik'tir. tçten
olmayış değil, sahtelik'
degerden duşurur bir yapıtı."
Füsun Akatlı Argos'ta bu kez
'ictenlik' üzerinde yurütüyor
denemesini. Akatlı, deneme
ve günlüklerde, öyku ve
romanlarda içtenliğin izini
sürerken Tomris Uyar'dan
Salâh Birsel'e, Sait Faik'ten
Selim Üeri'ye kimi
yazarlanmız için, onların
kimi özelliklerinin de altını
çiziyor. Kısa, öz, önemli ve
vurucu. Denemenin nasıl
olması ve nasıl yaalmasmı
gösteriyor Akatlı bir yandan
da...
Görevi sormak
"Sormaktır benim gorevim,
yanıt vermek degil." Boyle
diyor bu yıl içinde
yitirdiğimiz Mas Frisch.
Ülkemizde de güncesınden
oyunlarına ona yakın
yapıtıyla tanınan Frisch
üzerine gerek kendi
kaleminden, gerek yerli ve
yabancı yazarlardan derlenen
bir seçki Hürriyet Gösteri'nin
bu ay okurlanna armağanı.
Özellikle Frischseverler için
bir kaynak...
Başka 'anma'Iar
Söz 'anma'dan açılmışken
şunları da sıralayabiliriz:
MUİiyet Sanat Dergisi'
doğumunun 730. yılında La
Fontaine'i anıyor. La
Fontaine'in yaşamı ve
sanatıru tanıtan bir yazının
yanı sıra bizce asıl önemlisi
Konıır Ertop'un 'Bizde ve
Doguda Hayvan Masalcıkları'
başlıklı incelemesi.
'Kıyı' dergisi ise özel
bölümünu bizden bir şaire
ayırmış, Nabi Üçüncüoglu'na.
Ama Kıyı, Üçüncüoğlu
üzerine yazılardan çok, onun
şiirlerine ağırlığını koymuş
şiirlerini gün ışığına çıkarma
kaygısından olsa gerek.
Şiiri okumak
'Adam Sanat'ta Mehmet
H.Dogan şiirin kıyılarında
dolaşırken bu kez uğrak yeri
'bir şiiri okumak.' Doğan'ın,
yazısını şu soru üzerine
temellendirdiği söylenebiUr:
"Şiirin bütünü müdür bize
onu yeniden okutan, yoksa
bellegimizde bir tiirlü
yitmeyen bir imge mi?"
Doğan, yazısını şiir
orneklerine dayandınrken
yeni sorular da soruyor.
Okurlann değil, şairlerin, asıl
onlann üzerinde durup
düşüneceği sorular: "Bir
şairin çok sevilen, çok
bilinen. neredeyse bir yaşam
boyu donup dönüp okunao
şiir ya da şürteri, şairin öteki
şiirlerini. giderek sanatını
saglıklı biçimde
degerlendirmemizi önlemiyor
mu?" gibi...
Dergileri masamın üzerine
serince bu ayın bir başka
özelliği de çıktı ortaya.
'Ysuılı Gunkr'de Behçet
Çelik Sait Faik'in 'Lüzumsoz
Adam'ım, Afşar Timuçin
Daglarca'nın 'Çocuk ve
Allah'ım ele alırken Altay
Öktem Orhan Veli'nin şiirini
konu edinmiş/Türk Dili
Dergisi'nde Kemal Bek
Anayurt Oteli'nin 'Zebercet'i
çevresinde Yusuf Aülgan'ın,
Adam Sanat'ta Vecihi
Timuroglu Ahmed Arif'in,
Kıyı'da Bekir Semerci Bedri
Rahmi Eynboğlu'nun Milliyet
Sanat'ta Gültekin Emre
Abbas Sa>ar'ın, Zeynep Avcı
Güzin Dino'nun 'İnsancü'da
Yusuf Çotuksöken Kemal
Demiray'ın dunyalarına
eğilmişler.
Hürriyet Gösteri'de Tank
Dursun K.'nın 'Yazariar
Külhanı: Orhan Kemal' yazısı
ise bu çerçeve içinde gerçek
bir şölen.
İki aylık şiir dergisi
'Sombahar', 7. sayısıyla
ikinci yılına başladı. İki aylık
da olsa bir şiir dergisinin
süreklilik kazanması şiir
adına oldukça sevindirici.
Sombahar, bu sayısım Orhan
Alkaya'dan Şahbender
Korkmaz gibi kimi genç
şairlere ayırmasının yanında
üç ayn şiir dosyasıyla da
ilgiyi çekiyor. Bu sayının özel
bölümünün konuklan Metin
Celai, Liku Tamer ve Kavafis.
Şairler/şiirler
Adam Sanat: Gülten Akın
'Kıyamet', Cevat Çapan
'Senin llkokullann'.
Hürriyet Gosteri: îlhan Berk
'Su Saati', Tuğrui Tanyol
'Oda Miizigı", Seyhan
Erözçelik 'Ceza'.
Sombahar: Orhan Aikaya 'A!
Etika', Akgün Akova
'Pepetye'.
Düşler: Hilmi Yavuz 'dağınık
sonnef, Özdemir İnce
'Günler ve Günler'.
Ve bir oykü: Selçuk Baran
'Sen, Ben ve Diğerieri.'
Gökhan Manış, Turneler turistik değiV diyen CSO müdürünü görevden aldı
Bakanın görevden aldığı ilk müdürANKARA (Cumhuriyef Bürosu) —
Kültür Bakanı Gökhan Maraş "basına
demeç verdigi" gerekçesiyle Cumhurbaş-
kanhğı Senfoni Orkestrası (CSO) Müdu-
rü Hasan Hüseyin Akbulnt'u görevden
aldı. Akbulut'a geçen cuma günü "gö-
rfllen lüzum üzerine" görevden alındığı
bildirildi.
Kültür Bakanı Gökhan Maraş, Cum-
huriyet'e verdiği demeçte CSO ile Dev-
let Opera ve Balesi'nin yurtdışı turnele-
rini "turistik gezi" diye nitelemişti. Bu-
nun üzerine Akbulut, Bakan Maraş'ın
sanat kurumlanna bakışım eleştiren bir
demeç vermişti.
Maraş, göreve geldikten hemen sonra
bir genelge yayımlavarak bakanlığa bağlı
genel müdur ile sanatçılann basına de-
meç vermesini yasaklamış, CSO ve Dev-
let Opera ve Balesi'nin bazı yurtdışı tur-
nelerini de tasarruf tedbirleri gerekçesiy-
le iptal etmişti. Bu genelgeye karşın, ba-
sına demeç veren Akbulut, görevden
alınmasının yanı sıra basına bilgi verdı-
ği için de hakkında soruşturma açıldı.
Kültür Bakanlığı çevreleri CSO mü-
dürlerinin seçimle goreve geldiklerini
anımsatarak Akbulut'un bakan tarafın-
dan görevden alınan ilk müdür olduğu-
nu belintiler. Uzun yıllar CSO Yönetim
Kurulu'nda görev alan Akbulut, geçen
mart ayında da mudürluğe seçilmişti.
Akbulut'un görevden alınmasına neden
olan değerlendirmesi şöyleydi:
"Bizim halkla, basınla olan ilişkileri-
miz sanatsaldır. Yıllık programlanmızı,
etkinUklerimizi, konser turnelerimizi ba-
zırlarken ve sunarken basın kanalıyla
halkı bilgilendirmenin, yonımlayacagı-
mız programlanmızın bir parçası oldu-
gunu düşünuriiz. Buna yapmaktan ken-
dimizi alıkoymamız diişunülemez. Bi-
zim, sanatsal gorevimizi bırakıp, basın-
da politika yapmamız beklenemez. Kaldı
ki siyasal kadrolara bile bakış açımıs,
onlann sanat ve bu kurumlara vaklası-
mıyla çok yakından ügilidir. İngiltere ve
Azerbaycan konser turneleri de Kültür
Bakanlıgı'nca iptal edilmiştir, iptal ge-
rekçesi bize yansıyan yanıyla, tasarruf
düşüncesine dayanmaktadır. Kültür ve
sanatta tasarruf yapılamayacagının en
güzel ornegini daha 1926'larda büyük
Atatürk vermiştir. Gene Türkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluşundan üç yıl sonra
1926'da orkestrayı Varna, Constanza,
Odesa, Balum, Cenova, Trieste, Havres,
Hamburg, Danzig, Anvers, Londra,
Amsterdam, Stockholm'ü de içine alan
geniş bir Avrupa turnesine gondermiş-
lir. Bu çok anlamlı bir girişimdir, sayın
bakanımızın, bu turneleri 'turistik gezi'
olarak tanımlamasına ilişkin basında çı-
kan beyanatı bizce, yalnış anlamanın ifa-
desi olarak duşünulmektedir. Buna inan-
mak istemiyoruz. Cumhurbaşkanlıgı
Senfoni Orkesirası'nın bugüne kadar
yurtdışına yaptıgı lurnelerden aldıgı fev-
kalade olumlu kritikler ve getirdigi ses
incelenirse, bunlann turistik gezi olma-
dıgı kolavca anlaşılmaktadır."
Hikmet Üaydın
öldti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Eğitimci,
edebiyatçı Hikmet llaydın
dün öldü. 1914 Muğla
doğumlu olan llaydın,
edebiyat öğretmenliği, lise
mudürlükleri, müfettişük,
TaJim Terbiye üyeliği ile
Milli Eğitim
Başmüsteşarlığı görevlerinde
bulundu. 'Türk
Edebiyatında Nazım' adlı
bir yapıtı olan llaydın,
özellikle divan şiiri ve
Yunus Emre üzerine en
yetkili edebiyatçı olarak
tanmıyordu. llaydın'ın
cenazesi, bugün
Hacıbayram Camii'nde
kılınacak öğle namazından
sonra toprağa verilecek.
'Şemaki Evi'
müze oldıı
• BURSA (AA) —
Bursa'nın Yenişehir
ilçesınde, Osmanlı
mimarisinin tek önıeği
olarak nitelendirilen
"Şemaki Evi" müze olarak
halka açıldı. Türkistan'dan
Yenişehir'e göç eden
Şemaki-Zade ailesi
tarafından 18. yüzyılda
yaptırılan ve 1980 yılmdan
bu yana restorasyonu
devam eden 2 katlı Şemaki
Evi'nin zemin katında
taşlık, mutfak, kiler ve iki
oda yer alıyor. Mutfak
duvanna bitişik ahşap
merdivenle çıkılan üst katta
ise eyvanlı bir sofa ile
sofaya açılan 5 oda
bulunuyor. Bina, mimari
özelliğinin yanı sıra ahşap
oyma işçiliği ve boyama
süslemeleriyle de ilgi
çekiyor. Bursa Kültür
Müdürlüğü yetkilileri, 1945
yılında kamulaştınlan ve
Kültür Bakanlığı tarafından
restore edilerek müze haline
getirilen evde 2 yüzyü
öncesi Osmanlı toplumunun
bir kesitinin yansıtılacağmj
bildirdiler.
4
\azdıklarımız
ve
• Kültür Servisi— Türkiye
Yazariar Sendikası'mn yeni
dönem etkinlikleri
kapsamında "Konuk
Akşamlan" başhğı altında
eylül ayı boyunca bir dizi
söyleşiye yer veriliyor. Yann
Suna Tanaltay*ın
"Yazdıklanmız ve Biz"
başlıklı söyleşisi saat
18.30'dan itibaren
izlenebilir. Konuşmanın
sonunda Gülsen Tuncer
çeşitli şairlerin yazdığı
şiirlerden örnekler verecek.
(Inibolu Sk. No: 67 Kat: 2
Setustü/Kabataş)
Dağlarca
Lspanvolca'da
• MADRİD (Cumhuriyet)
— Ünlü ozan Fazıl Hüsnü
Daglarca'nın 27 şiiri, "Ante
Luz" (ön Işık) adı altmda
bir kitapta toplanarak
Ispanyolca yayımlandı.
"Papeles de Invierno"
yayınevinin şiir dizisi içinde
çıkan kitabın 29 adeti özel
olarak numaraJanıp el
dikişi ve ipek kâğıda
basılmış bulunuyor.
Kapağında özgün Türk
motifleri bulunan yapıt,
Clara Hanes ve Mukadder
Yaycıoğlu tarafından
Ispanyolcaya çevrildi.
OBKT'den
'Sarı Çizmeli'
• OROU (Cumhuriyet) —
Ordu Belediyesi Karadeniz
Tiyatrosu 20-30 eylül
tarihleri arasında Mersin'de
yapılacak olan 1. Ulusal
Tiyatro Yanşması'nda
Devlet Tiyatrolanyla
yanşacak. "San Çizmeli"
adlı oyunla finale kalan
OBKT'nin rakipleri,
Istanbul Devlet Tiyatrosu,
Bilsak Tiyatro Atölyesi,
tstanbul Şehir Tiyatrosu ve
üç ayn oyunla katüan
Atıkara Devlet Tiyatrosu
olarak belirlendi. OBKT
yönetmeni Uğur Gürsoy, 26
yıllık geçmişi ile ülke
genelinde başansım
kanıtlamış olan OBKT'nin
bu yanşmada güçlü
rakiplerine karşın başarılı
olacağına inandığını
söyledi.
Dd yeni film
• tSTANBUL (1ÜHA) —
Istanbullu sinemaseverler,
eylulden itibaren iki yeni
film izleme olana|ı
bulacaklar. Sinemalarda
gösterime girecek olan
filmlerden ilki bir Ingiliz
klasiği "Robin Hood".
Yönetmenliğini Kevin
Reynold'un yaptığı filmin
başrol oyuncusu Oscar
ödullü yönetmen ve oyuncu
Kevin Costner. 13 eylulden
itibaren gösterime girecek
olan diğer film ise son
dönemde bir hayli ilgi
toplayan erotik film
serisinin bir ürünü "Çıplak
Tango." Yönetmenliğini
Leonard Schrader'in yaptığı
filmin başrolünde Mathilda
May oynuyor.