Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 10 EYLÜL 1991
SECIM '91
Tayfur Ün'den
tepki
• ANKARA (ANKA) —
Bilecik Milletvekili Tayfur
Un, DYP'ye geçeceği
yolundaki haberleri
yalanladı. Tayfur Ün, bir
haftalık dergjde çıkan
habere ilişkin yaptığı
açıklamada yirmi yıh
aşkın bir süredir antifaşist,
antiemperyalist ve sol
siyasal mücadele verdiğini
belirterek önseçim öncesi
bu tür haberkrin
çıkmasının kasıtlı olduğunu
bildirdi. Benzeri bir olayın
1987 erken genel seçimlerinde
de yaşadığını bildiren Ün,
"Sanınm bazı aday
adaylarına iJgili yaayı
fotokopi yaparak dağıtma
ve telefonla aleyhte
propaganda yapma zevki
verenlere yasalar önünde
hesap sorma zevki de bana
çok görülmeyecektir" dedi.
Festivale geçim
engeli
• DtYARBAKIR (AA) —
Diyarbakır Belediyesi'nce
5-9 ekim tarihleri arasında
düzenlenmesi planlanan "3.
Kültür ve Sanat
Festivaü"nin 20 ekimde
yapılacak erken genel
seçimler nedeniyle iptal
edildigi bildirildi. Belediye
Başkan Yardımcısı Mehmet
Emin özdemir, festivale
davet etmeyi düşundükleri
bazı sanatçılann milletvekili
aday adayı olmalannın
propagandaya yol açacağını
belirtti. Festival programı
içinde yer alan "karpuz
yarışmasının" önümüzdeki
hafta Sumaklı köyünde
yapılacağını belirten
özdemir, programda yer
alan "Dünden Bugüne
Ahmed Arif" sohbeti ve
şiir dinletisinin de
gerçekleştirileceğini
kaydetti.
Eski APTiden
DemirePe
• ANKARA (UBA) —
Adalet Partisi TBMM Grup
Başkanvekillerinden Oğuz
Aygün, Doğru Yol Partisi
lideri Süleyman Demirel'in
eski Demirel olmadığını
söyledi. Aygün, DYP'nin
bir "kokteyl parti"
olduğunu öne sürdu.
Seçimlerde ANAP'tan
milletvekili adayı olması
beklenen Oğuz Aygün, 12
EyHil'den beri fıkren
politikanın içinde, fıilen
dışında olduğunu ifade
ederek Turkiye'nin içinde
bulunduğu durumun
kendisini aktif olarak
politikaya katılmaya
mecbur bıraktığını belirtti.
Adalet Partisi'ndeki
kaydının devam ettiğini
kaydeden Oğuz Aygün,
"DYP Adalet Partisi'nin
devamı değildir. DYP'nin
oturduğu zemin Demokrat
Parti ve Adalet Partisi'nin
oturduğu zemin olmaktan
çıkmıştır" dedi.
TRT için suç
duyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — DSP, TRT'nin
seçim öncesi yayınlannda
taraf tuttuğunu öne sürerek
dün Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulundu. Suç
duyurusunda, TRT'nin
seçim tarihinin başlangıcı
olan 26 ağustostan bu
yana, siyasi partilerden
sadece üçunün
propagandasını yapmak
suretiyle "seçim suçu"
işlediği öne sürüldü.
Başvuruda, "suçun
bilinerek ve istenerek
yapıldığı" da kaydedildi.
DSP Genel Sekreteri Selçuk
Sönmez, Yüksek Seçim
Kurulu'nun harekete
geçmesini istedi. Sönmez,
SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ertuğrul
Günay'ın, "Bazı çıkar
çevreleri DSP'yi
destekliyor" sözlerine de
değinerek "SHP gibi
çelişküi, tutarsızlık,
inançsızlık yumağı bir parti
varken, çıkar çevreleri niçin
DSP'yi desteklesinler" diye
sordu.
Gençler
DYFye kırgm
• ANKARA (UBA) —
DYP gençlik komisyonlan
il ve ilçe başkanları
Ankara'da yaptıkları
toplantıdan buruk ayrıldı.
Ankara'ya gelirken
Demirel'le gençlerin de
adaykğı konusunu
görüşecekleri umudunu
taşıyan il ve ilçe başkanları,
Demirel'den sadece nutuk
dinlediler. DYP gençleri
'Slogan atar, afış asarız,
ama gerektiğinde aday da
oluruz. Biz bunu söylemeye
geldik, ama bunu
anlatamadık" derken yakın
bir tarihte genel başkan
Demirel'le tekrar
görüşebileceklerini
belirttiler.
ÖzaPdan icraatın içîndenCumhurbaşkanı: Türkiye 70 sente muhtaç bırakıldı. Bunlann kim olduğunu biliyoruz.
TUNCAY ÖZKAN
KAYSERİ/YENİFAKILI —
Cumhurbaşkanı Targut Özal,
Kayseri'de yurttaşlara hitaben
yaptığı konusmada 80 öncesini
kötüledi, 1980 sonrasında orta-
ya çıkan ANAP dışındaki par-
tileri eleştirdi ve "O dönemde ıs-
tırap w , yanıimgyın" diye ko-
nuştu. Gezilerinin ve yaptığı ko-
nuşmaların "seçim
propagandas" olarak değerlen-
dırilmemesi gerektiğini iddia
eden özal, "Benim gezilerimin
amacı, dünyadaki degisiklikler
ve Türkiye'niıı gelecegj iizerinde
sizlerie sohbet etraektir" dedi.
özal'ın Demirel'i "12 eylül ön-
cesi ülkeyi 70 sente mnhtac
etmekJe" suçlarken, DYP lide-
rinin büytik bölümünde tek ba-
şına iktidar olduğu 1960-73 yıl-
lanndan övgüyle söz etmesi dik-
kat cekti.
özal'ın, Kayseri gezisine va-
tandaşlann fazla ilgi göstenne-
diği gözlendi. özal, Kayseri
Cumhuriyet Meydanı'nda coş-
kusuz bir topluluğa hitap etti.
Konuşmasının başında "Bu-
raya gelişimizin nedeni, bir se-
çim gezisi degildir. Kimse böyle
düşunmesin. Dünyada çok bü-
ytik degişiklikler meydana gel-
di. Bunlar uzerine, Turkiye'nin
gelecegi üzerine sizlerie sohbet
etmek istedim" dedi.
Cumhurbaşkanı, konuşmasına
şöyle devam etti:
"Çok iyi bilmeUyiz. Nereden
nereve geldik? Rahmetii Mende-
res'in bir sözii var. Hafızai be-
şer nisyân Ue maluldür. tnsan
unutur. Unutmasa yaşayamaz.
Bazı seyleri unutmamak lazım
ama. Unutmamak lazım ki,
yanlış yapılmasın. Yannşlara bir
daha düşülmesin. 1%0'ta bas-
layan bir şeyier yapma istegi,
1973e gelindiginde noktalandı.
73-80 arası bir koalisyonlar dö-
nemi var. Türkiye durakladı.
Kaj seri'de konuşan Özal, halktan fazla ilgi gönnedi. (Fotoğra: AA)
77'ye geiindiginde deniz bitti,
döviz bitti. Kaynaklar tükendi.
70-80 armsı çok iyidir diyeniere
sakın inanmayın. 70-80 arası
Başbakanlık'ta palto Ue çalıştım.
Fud-oil yoktu. 70 sente muhtaç
hale geldik. Açıkça ifade edüdi
bu. Çok sıkıntılı dönemler ya-
şandı. ProMemleri iyi bflmek la-
zım. BUmezseniz, sizi şaşırta-
cakJar vardır. 1980-83'te ortaya
çıkbk, açık açık bu iilkenin kal-
lunmasının serbest piyasa eko-
nomisiyie olacagını soyledik. O
zaman ortaya çıkaniar, bazı par-
tiler, 'Bunlar Latin Amerika
modelidir' diye bize karsı çıktı-
lar. Şimdi meydanlarda seçim
konuşmalannı dinliyor musu-
naz? Hepsi, serbest piyasa eko-
nomisinden yana oldular."
özal, DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel'i adını ver-
meden eleştirerek, "Bunlan ya-
panlann kim oidugunu da bili-
yoruz. Ancak adlannı söyfemek
istemiyonım" diye konuştu.
Türkiye'nın borç aJdığı ülkelere
kredi verdiğini, Körfez krizi sı-
rasında uyguladığı politikalarla
üzerindeki pasifliği attığıru, bu
sayede Türkiye'nin karşısında
Avrupa'mn cüce kaldığını öne
süren özal, 83'ten sonra Türk
insanının üzerindeki ezikliği afr
tığını ve Türkiye Ue Avrupa ara-
sındaki gelişmişlik farkımn pek-
çok alanda ortadan kalktığını
söyledi.
özal, Türkiye gelişirken diğer
ülkelerin gerilediğini de anlattığı
konuşmasında, şunlan söyledi:
"Geçmişte ıstırap var. tleride
gelişen bir Türkiye var. Bu Turki-
>e'nin geleceğinde her şey var. 80
öncesini hatırla>ın. Cenab-ı Al-
lah Türkiye yi bir daha 1980'e
döndürmesin."
Cumhurbaşkanı özal'ın ko-
nuşması sırasmda vatandaşların
tezahürat yapmamaları dikkat
çekti. özal, konuşmasının son
bölümünde 20 ekimde yapılacak
genel seçimi kastederek "Bu
millet, akıllı millettir. Yanlışlık
yapmaz. Tam zamanında doğru
karar verir" diye konuştu.
özal, vatandaşlardan, konuş-
masının son sözlerini kendisiy-
le beraber tekrarlamalannı iste-
di. özal'ın vatandaşlara tekrar-
lattığı son sözleri şöyle oldu:
"Ey benim sevgili milletim,
nep beraber d de, gönüi gönü-
le 2000ü yıflara gklelim. 21.
asır, Türkiye'nin ve TürkJerin as-
n olacak."
Ozal, Kayseri'ye gitmeden önce
Uluslararası Atatürk Sempoz-
yumu'nun açılışını yaptı. Ata-
türk ve Atatürkçuluğün incelen-
mesinin, Türk milletinin var ol-
ma mücadelesi verdiği dönemin
araştınlması olduğunu vurgula-
yan özal, "Bu dönemin bütiin
veçheleriyle başanlan, başansu-
lıklan, doğruları. yanlışları ile o
dönemin kendi koşulları çerçeve-
sinde derinlemesine incelenmesi-
nin ve bugunun orta>3 çıkardığı
ihtiyaçlarla objektif bir değeıien-
dirme>e tabi tutulmasının sayısız
yararları vardır" dedi.
Demirel seçim gezileri öncesi 60fötrşapka stokladı
'Baba' bu şapkanın altında
HAKKl ERDEM
ANKARA — Ustü açık otomobil, ka-
labalıgtn arasında yavaş yavaş miting ala-
nına flerliyor. Otomobilin çevresini ko-
rumalar sarmış, "Kurtar bizi baba" slo-
ganlanna DYP lideri Süleyman Demi-
rel şapkasını sallayarak karşılık veriyor.
Kalabalığın içinden sıynlan bir vatandaş,
korumaları da gafil avlayarak, istediği
fırsatı yakahyor, Demirerin elinden şap-
kasını kapıyor.
Otomobilin çevresinde bir telaş, şap-
kası elinden alınan Demirel, çıplak kal-
mış duygusu içinde bağınyor:
"Ver kardeşim şu şapkayı ver."
Korumalar şapkayı geri almaya uğra-
şıyorlar. Bu arada arkadan yedek şapka
çıkanlarak Demirel'in eline tutuşturulu-
yor. Siyasal yaşamının ayrdmaz parçası
durumuna gelen fötrüne kavuşan Demi-
rel, yine kalabalıklan selambyor, ama bir
gözü Borsalinosu'nu kapan vatandaşta.
Demirel hemen her gezisinde yaşanan
bu gibi "tatsız" durumlann önune geç-
mek için seçim kampanyasına hazırlıklı
giriyor. Yakın çevresinin belirttiğine gö-
re Demirel kampanya öncesi 60 fötr şap-
ka stoğu yapmış.
DemireFin her askeri müdahalede
"alıp gitmekle" suçlandığı şapkası, seçim
kampanyasının da önemli bir öğesini
oluşturuyor. Muhalefetin "alıp kaçtı"
suçlamasına karşı DYP'liler arasında ko-
nuşulan slogan şu:
"İktidar bu şapkanın ahındadır."
DYP'lilerin espriyle ortaya attığı bu
sözler, seçim kampanyasını yurüten rek-
lam şirketi yöneticilerinin daha önce ha-
zırladığı bir reklamın sloganı.
DYP'nin reklam şirketi AX Ajans'ın
yöneticisi ZaferAtavlan, daha önce kamu-
oyunda etkili olan bir bira reklamırun fî-
kir babası:
"Bira bu kapağın altındadır."
Bu sloganın yaratıcısı Atavlan ve ar-
kadaşlan, DYP kampanyasında kapak
yerine şapkayı koymak konusunda ka-
muoyundan gelen tepkileri değerlendi-
riyor. Reklam şirketi yoneticileri, "Bu
konuda bir önyargımız yok. Kamuoyu
öyle gelişir ki şapka unsurunu kullan-
mak gerekebilir, ama bazı durumlarda
da kullanmak aleyhte hava yaratabilir,
gelişmeleri değerlendiriyoruz" düşünce-
sinde.
Reklam şirketi kullansa da kullanma-
sa da Demirerin şapkası, seçim kampan-
yasında sık sık sözu edilecek bir unsur
olarak ortaya çıkıyor. Seçimler, Demi-
rel'in kaderi ile birlikte fötrünün yerini
de belirleyecek. Demirel, 21 ekim günü
şapkasını ya 11 Eylül 1980 akşamı alıp
gittiği Başbakanük'taki askıya asacak ya
da evindeki gardroba kaldıracak.
Demirel, şapkasını siyasete atıldığı
1960*tı yıllardan beri taşıyor. DSl Genel
Müdurluğu sırasmda da şapka giydiği
belirtilen Demirel'in fötru, siyasette ilk
kez "unutulup gidilmesı" ile konuşulma-
ya başlandı.
Yıl 1962. 27 mayıs ihtilalinin üzerin-
den kısa bir süre geçtikten sonra eski
DP'Ulerin affı gündeme geliyor. Ama ih-
tilalin mimarları Milli Birlikçiler affa
karşı. Üniversite gençliği bu hava içinde
protesto için o zaman Kmlay'da bulu-
nan AP Genel Merkezi önunde toplanı-
yor. Gençler, bir sure sonra AP binasını
taşlamaya başlıyor. Içeride toplantı ya-
pan partinin kurmaylan, protestoların
şiddete dönuşmesi üzerine sessizce genel
:r
t ı. ı..
Vatandaşın biri Demirel'in şapkasını
kapıyor ve kaçıyor. Otomobilin
çevresinde bir telaş, şapkası elinden alınan
Demirel çıplak kalmış duygusu içinde
bağınyor: 'Ver kardeşim, şu şapkayı ver.'
Korumalar şapkayı aJamıyor, yedek bir
şapka getiriliyor.
merkezi terk ediyorlar. Ama portman-
toda bir fotr şapka kalıyor. Yapılan araş-
tırma sonucu Borsalino marka fötrün
Demirel'e ait olduğu belirleniyor.
Fotr şapka; Demirel'e kısa bir süre
sonra şans getiriyor. AP'nin başına ge-
çen Demirel, 1965 seçimlerinde kampan-
yayı, elinden şapkayı bırakmadan yüru-
tüyor ve AP büyük çoğunlukla iktidara
geliyor, Demirel Başbakan oluyor.
El yordamıyla
Demirel'in Başbakanlıği sırasında da
başından eksik etmediği fötrü, 12 mart
ve 12 Eylul'den sonra iyice ün kazanıyor.
12 eylülden sonra yasakh olduğu dönem-
de de birçok yerde Demirel'i fötrü tem-
sil ediyor. Şapka, partililerin düzenledi-
ği çeşitli toplantılarda açık arttırmaya da
konuyor ve '1yi para" ediyor.
Demirel, fötrünü hafif geriye ve sağa
doğru yana atarak giyiyor. Tercih ettiği
marka ise Borsalino. 60 numara şapka-
sı yurtdışından getiriliyor. Kendisi aldı-
ğı gibi "yakın dostlan" ve partililer de
yurtdışı gezilerden dönerken hediye ola-
rak getiriyor.
Demirel, kendi şapkasını hiç bakma-.
dan eliyle yokla>r
arak bile arüıyor. 12 E>-
lül'den sonra bir olayla bunu çevresin-
dekilere kanıtlıyor. Ola>ın tanıklanndan
biri, şöyle anlatıyor:
"12 Eylul'den sonra trenle Izmir'e, Os-
man Kibar'ın cenazesine gidivoruz. Ba-
lıkesir yakınlannda tren durduğunda, bir
gnıp partili geldi ve beyefendi ile görüş-
mek istediklerini söyledi. Kompartıma-
na giderek dunımu kendisine ilettik. Bi-
raz sonra geldi, ama elinde şapkası yok.
Korumalardan biri şapkayı almaya git-
ti. Ama bulamamış, korapartımanlarda
dolaşırken, buldugu bir başka fotrü ge-
tirdi ve beyefendinin eline verdi. Beyefen-
di aldı, hiç bakmadan eliyle bir yokla-
dı, sonra şapkayı sallayarak partilileri se-
lamiadı. Daha sonra yine bakmadan, 'Ai
götür, sahibine ver' diyerek konımaya
uzath."
DYP'de hemen herkesin Demirel'in
şapkası ile ilgili bir anısı var. DYP'nin
eski Genel Başkanı Yıldınm Avcı da De-
mirel'in yasaklı olduğu döntmde miting-
lerde şapkasını salladığını anlatıyor.
"1984 yerel seçimleri oncesinde Ege*de
bir mitingde 'beyefendinin' diye elime bir
şapka tutuşturdular. Baktım, şapka kü-
çük, Sülevman Bey'in kafasına olmaz.
Demirel'den Ozal'a
Gene rni aynı
hakarat?
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel, Kayse-
ri'de düzenlediği mitingde 12
Eylül öncesini eleştiren Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'a,
"Gene mi aynı nakarat" diye
karşılık verdi. Demirel, güle-
rek, "Neyse, 40 günü kaldı"
dedi.
DYP Genel Idare Kurulu,
dün TBMM'de Genel Başkan
Demirel'in başkanhğında top-
landı. Demirel, toplantıya gi-
rerken Cumhurbaşkam Özal'-
ın Kayseri'de miting düzenle-
yerek halka hitap etmesine iliş-
kin değerlendirmesini soran
gazetecüere, "Deveye sormuş-
lar, 'Neren eğri' diye. 'Nerem
doğru' demiş. Anayasa ihlali
içerisindedir. Yemininin ihla-
li içindedir. 40 gün de ömrii
kalmıstır" dedi.
DYP'den aday adaylığı baş-
vurusu yapan ANAP Bith's
Milletvekili Muhyettin Mutlu,
saat 16.00'da başlayan GİK
toplantısından önce gelerek
Demirel ile görüşmeye çahştı.
Mutlu, Demirel'i beklerken
gazetecilere, Demirel ile henüz
görüşemediğini, ancak aday
adaylığı için başvurusunu yap-
tığını ve sonucu beklediğini
bildirdi. Demirel gelmeden
birkaç dakika önce odasının
önünde bekleyen Mutlu, De-
mirel içeri girince arkasından
diğer DYP yöneticileriyle bir-
likte girdi.
Mutlu gıttikten hemen son-
ra odasından çıkan Demirel,
gazetecilerin bu konudaki so-
rusunu yanıtlarken "3 dakika
oturdu gitti. Diğer arkadaşlar-
la oturdu, gitti" diye konuştu.
Ama anlaşıldı ki, şapka gerçekten beye-
fendinin. Çünkü, kendisi tarafından bir
partiliye hediye edilmiş. Tabii, hediye et-
tiği kişinin kafa numarasına göre."
Şapkası, Demirel'in konuşmasını da
belirleyen onemli bir gösterge, Demirel,
konuşmasına başlamadan önce, şapka-
sıyla halkı selamlıyor. Sonra şapkayı ko-
rumalara teslim ediyor. Demirel, konuş-
manın sonuna doğru elini arkaya doğru
uzatıyor. Konuşmanın sona ereceğini an-
layan koruma, şapka>T "beyefendi"nin
ehne tutuşturuyor. Demirel, konuşmasını
yine şapka sallayıp, halkı selamlayarak
noktalıyor.
Demirel, bugune kadar mitinglerde
elinden kaptırarak ya da hediye olarak
yüzlerce şapka dağıtmış. Yedeği olmadığı
zaman, elindekini kaptırdığında ise sı-
kıntıya düşmuş. Kendi deyimiyle, "şap-
ka konuşmasmın da bir parçası". Demi-
rel, bu kez sıkıntı çekmemek için hazır-
lıklı. Seçime giderken, meydanlarda sık
sık şapka konuşulacak. Demirel de, stok-
ladığı şapkalardan cömençe dağıtacak.
Şapka gidecek, seçimin sembolü olacak.
Asıl soru, 21 ekim sabahı şapka nereye
asılacak?
POLİTİKA GÜNLUĞÜ
HİKMETÇETİNKAYA
Sosyal Demokratların
Alacağı Ders...
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit görkemli Kartal mitin-
ginde şöyle diyor:
— Solcu olacağız diye bolücülere kucak mı açacağız...
Demokratik Sol Parti lideri Ecevit, 1986 yılından beri sol-
culuktan nefret ediyor etmesine de bir türlü 'Demokratik Sol'
sözcüğünden vazgeçemiyor.
Biz bu soruyu, 1986 yılında, Sayın Murtaza Çelikel'e sor-
muştuk. O yıllar Sayın Çelikel, Ecevit'e yürekten bağlıydı,
ona salt inanmıyor, sanki tapıyordu. Murtaza Çelikel, artık
Ecevit'lerle birlikte değil. belki politikaya da küstü.
Şimdi, bir kez daha 5 yıl sonra Murtaza Çelikel'e soralım:
— DSP, gerçekten sol bir partı midir?
DSP'nin Kartal mitingi elbet görkemli geçecek. Sosyal de-
mokratların kalesı olan bu yörede 1989 II Genel Meclisi se-
çimleri sonucunda SHP + DSP oyları Kartal'da yüzde
53.9'du. Onun için her zaman SHP'yi aşağılayan DSP lideri
Ecevit, gidip bir başka yerde miting yapacak değil. Nerede
sosyal demokrat oylar fazlaysa Ecevit oraya koşuyor ve ses-
leniyor:
— SHP solculuğun çocukluk dönemini yaşıyor. Bunlar sol-
cu değil bölücülerie işbirliği yapıyor...
1970'li yıllarda CHP'ye aynı biçemle saldıran Süleyman
Demirel'di, şimdi Ecevit, Demokratik Sol Parti kimliğiyle, artı
oklu SHP'ye çatıyor:
— Demokratik sol kavramını Türkiye'ye getirenlerden bi-
ri olarak ben, demokratik solculuğun ne olduğunu, solcu-
luğun çocukluk dönemini aşamamış olanlardan öğrenecek
değilim...
Ecevit'e şunu sormak gerekir:
— Demokratik sol kavramını Türkiye'ye getirenlerden bi-
risiniz, ama o dönemdeki arkadaşlarınız şu anda sizinle ne-
den birlikte değil?
DSP, bu gecikmış erken seçimde ANAP için bulunmaz
bir fırsattır. Onun için de ANAP, SHP ile DSP'yi birbirine vur-
durarak aradan sıyrıl- _ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ —
mak istemektedir. Kartal wo PonH'tk
DSP lideri Ecevit, r
} ° r ı a ı v e
r B n a i K
'
bunca siyasal deneyi- Istsnbul ÜÇÜnCÜ
miyle bu gerçeği gör- n ^ , w fi milloh/akili
mektedir. Ancak SHP OOigeae O milieiveKIII
birieşmesi SÖZ ko- çıkaracakîır. Iki ilçede
O
ST
ğ
S
altında sosyal demok- yjrmidl'r. SOSVal
rat oylara bir kez daha
J
, , ., . . .
göz dikmiştir. demokratların ıkıye
SX££S& bölünmesi, DSPnin
6 miiietvekıii çıka- SHPden oy alarak
racaktır. İkı ilçede çev- riüSİPdİÖİ hf>df»fi
re barajı yüzde yirmi- UUŞieuiyi neaen
dir. Sosyal demokrat- bUİUiaSl, ANAP'lP
seçim yöntemidir.
alarak düşlediği hede-
fi bulması ANAP'ın seçim yöntemidir.
Çünkü, Kartal ve Pendik'te ANAP'ın 1989 il Genel Mecli-
si sonuçlanna göre aldığı oy (yüzde 193-20.4) bugünkü yüz-
de 20'lik çevre barajı içindedir. ANAP Kartal'da 35 bin 593
(yüzde 19.3), SHP 75 bin 285 (yüzde 38.7), DYP 24 bin 46
(yüzde 12.4), DSP 29 bin 681 (yüzde 15.2), RP 24 bin 925
(yüzde 12.8) oy almıştır 1989'da. Pendik'te ise oy durumu
şöyledir: ANAP 14 bin 575 (yüzde 20.4), SHP 22 bin 512 (yüz-
de 31.6), DYP 14 bin 514 (yüzde 20.3), DSP 9 bin 842 (yüz-
de 13.8), RP 8 bin 822 (yüzde 12.4).
ANAP'lılar, DSP'nin Kartal mitingini izledikten sonra et-
lerini ovuşturuyorlar:
— DSP, Kartal ve Pendik'te SHP'yi bölerse, barajı biz ve
DSP geçer... Dört milletvekilliğini biz, ikisini DSP alır...
Kartal ve Pendik'te yapılan hesap işte budur...
DYP'nin Kartal'da yüzde 12.4'lük oyu vardır. DSP ile RP
bile DYP'nin önündedir. Büyük olasılıkla RP oylarını arttıra-
caktır. Eğer DSP de oyunu Kartal ve Pendik'te iki buçuk misli
arttırırsa, ANAP 1989 İl Genel Meclisi seçiminde aldığı oyu
bile alsa bugünkü seçim sistemıyle yine sandıktan çıkacak,
altı milletvekillığinden dördünü kazanacaktır.
Bunun için ışçilerin, memurtann kısaca Kartal ve Pendik'te
yaşayan tüm emekçilerin dikkat edeceği bir olgu vardır:
Eğer ANAP'ın Kartal ve Pendik'te altı milletvekilinden dör-
dünü almasını, hatta sol oyların daha da bölünerek ANAP
:
ın sandıktan 6-0 çıkmastnı istiyorlarsa SHP ile DSP iyice bir-
birine girsin.
DSP'liler diyor kı:
— Biz Kartal ve Pendik'te iki milletvekili çıkaracağız...
Ama ya diğer yörelerde nasıl sonuç alınacak?
Şimdiden söyleyelim. Sol oylar 1987'de olduğu gibi çöp
sepetine gidecek.
1987 genel seçimlerinde SHP'nin 1 milyon 777 bin oyu,
DYP'nin 2 milyon 200 bin oyu. ANAP'ın ise sadece 149 bin
oyu çöp sepetine gitmişti. Yüzde 10'luk barajı geçemeyen
DSP, RP, MÇP ve diğerlerinin 45 milyon oyu da çöp sepeti-
ne atılmıştı...
Bilmem sosyal demokrat seçmen, 1987 genel seçimlerin-
de aldığı dersten yararlanacak mı 20 ekimde?
Göreceğiz.
Kimi can derdinde.••
ANAP Burdur il binasında
tam bir kargaşa yaşamyor.
Her aday adayınm başında
onlarca kişi... Insanlar
binanm dışına taşıyor. Her
kafadan bir ses... Kimi işsiz
oğluna, kızına bir iş bultna
umudunda. Kimi sulama
suyu peşinde, kiminin derdi
tayin. Kimilerının de devlet
dairelerinde çözülmeyen işleri
var. Aday adaylan
anlatılanlan dinlemeye,
duymaya çalışıyorlar. Sonra
telefona sarıhyorlar: Milli
Eğitim Müdürlüğü aramyor,
DSİ, Köy Hizmetleri... Iki
ayak değil, onlarca ayak bir
pabuçta...
ANAP ıl binası, devlet
dairelerinın "evrah servisleri"
gibi "Işçi ve îşçi Bulma
Kurumu" gibi çalışıyor. Işi
telefonla ilgili yere ulaştınlan
"dertli" vatandaş, biraz
rahatlamış soruyor:
"Şimdi ne yapacağız? Bize
ne görev düşüyor?"
Sormaya ne hacet, duşen
gorev bellt Oy pusulasında
arınm bulunduğu daireye
mühür basmak ve dahi
yakınlarına bastırmak. Önce
"alış", sonra "veriş" yanı
önce "alışveriş"sonra "fış."
Aday adaylanna bu sözlerle
takılıyoruz. Güluyorlar. Biri,
"ifte böyle" diyor, "Vatandaş
derdini çözmeye gelmiş. Oy
da garanti değiL"