Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3UĞUSTOS 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
RBİM
Ramko 5. yılında
I kltiir Servisi — Ramko Sanat Galerisi, kuruluşunun
5. yanı kutlamaya hazırlanıyor. Ramko'nun 25 ekimde
açaağı kuruluş yıldönümü sergisinde Bernard Buffet,
Sahdor Dali, Dufy, Max Ernst, Alberto Giacometti,
Ferand L'eger, Amadeo Modigliani, Pablo Picasso,
Serp Poliakoff, Renoir gibi ünlü sanatçıların yapıtlan
yer üacak. Sözkonusu resimler daha sonra Paris'te
serçienecek ve Cenevre'de açık arttırmaya çıkarılacak.
Raiko Sanat Galerisi sahibi Nahit Kabakçı, yıldönümü
sergsinin haarlık çalışmalarını Isviçre'de yapacak.
Düryanın önde gelen müzayede kuruluşlarından
Gatus'nün Türkiye "correspondanf'ı Kabakçı, Ramko ile
Gahıs'nün Türkiye'deki işbirliğinin amacımn Türk resim
piyssasının gelişimine olumlu katkıda bulunmak ve
resfaseverlerin yanı sıra resim yatırımcılanna da doğru
yöme etkiler yapabilmek olduğunu söyledi. (Fotoğraf:
Benard Buffet, tuval üzerine yağlıboya, 1964)
DERGİ
Argos'ta Viyana modası
1
• Kiltür Servisi — Argos'un eylül 1991 tarihli 37.
sayısında Avusturya-Macaristan tmparatorluğu
döneminden 1930'lara Viyana modası görsel ağuiıkh bir
< konu olarak irdeleniyor. Ahmet Cemal'in tanıtım
yazısıyla başlayan bölüm, Viyana atölyelerinde
- gerçeicleştirilmiş kreasyonlara yer verdiği gibi ünlü
' ressamlann giysi ve aicsesuar çizimlerini de kapsıyor.
Argos'un bu sayısında aynca bir başka ana konu olarak
• Fransız şairi Arthur Rimbaud islenmekte. Rimbaud'nun
toplu yapıtını dilimize çeviren Ozdemir lnce"nin şairin
yaşamını ve sanatmı açımlayan yazüanyla birlikte Stefan
' Zweig'ın Rimbaud ile ilgili bir denemesi yer almış.
Derginin söyleşi bölümünde Selim tleri, Engin Ayça'nm
1
ikinci fılmi "Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu" dolayısıyla
Engin Ayça, Türkân Şoray, Gülsen Tlıncer'le fılmi
' tartışıyor. Selçuk Baran'ın uzun öyküsü "Sen, Ben ve
Diğerleri", Füsun Akatlı'nın denemesi, Kaya özsezgin'in
"Stuttgart tzlenimleri" derginin öteki ürünleri arasmda.
(Araştınna bölümünde ise Bülent Aksoy unutulmuş bir
müzik ustasını, Türk müziğine büyük hizmeti geçmiş
,'iaham tzak Algazi Efendi'yi gündeme getiriyor;
yapıtlannı, yaşamını, plaklarını geniş bir perspektiften
inceliyor. (Fotoğraf: Horoz ve tilki bezekli, kadifeden
Idrape giysili, şapkalı kadın, 1896).
SINEMA/AriLLÂ DORSAY
LOKANTA • BAR
J A Z Z C L U B * C A F E
CUMA-C.TESI
3O-31 Ağustos 1991
"NAİMA'YA VEDA
JAMSESSION'LARI
Açüdığı tarihten itibaren
tüm müzisyen
ve cazseverlerin
gösterdiği ilgiye
teşekkür ederim.
Selim Selçuk
ARNAVUTKOY DERESİ SOKAK NO 1
l f c
ARN6VUTK0V Rez. 163 05 78
130 21 87 • 140 84 74
SEPETÇILER KASRI
TOXO/, BAITDA
CİTAR
ve
GÜLBENİZ
(Perş -Cuma-C tesi)
20.00-23.00
2000-01.00 arası Bıldırcın ızgara
SEPETÇH.ER KASRI
Sarayûurnu Adaıar vapur Iskelesı vanı
TEL511 35 05
MODA II AN
CAFKIIAI
Yeniden ud eşliğinde
eski tstanbul şarkılarında
Güney'den esintiler
Moda Cafl No 239
Tel 345 84 74-349 12 01
BOĞAZDAYAZI
Terasımızd
KEDİ BAR
Ikramlarırmz
»azar Mant,
P tesı Ça 3eces« IşHöTiDe çorDası
Ka'ak;! Ka'Sısı
ARNAVUTKOY Tel 163 32 34
Lino Brocka'nın son fılmi 'Özgürlük Savaşçıları* Filipinler'de kaçak çekilmişti
Kelle koltukta özgürlükOzg#rl*k Savaşçıları
(Les Insoumis) /
Yönetmen: Lino Brocka /
Senaryo: Jose P. Lacaba /
Görüntü: Rody Lacap /
Müzik: Hugo Crocetti,
Hubert Bougis /
Oyuncular: Phillip
Salvador, Dina Bonnevie,
Gina Alajar, Benbol
Hoco, Ginnie Sebrino,
Abbo de la Cruz / Bir
Fransız - Filipin yapımı /
95 dakika. (Beyoğlu
Beyoğlu, Kadıköy Moda.)
IİBO Brocka, Üçuncü Dün-
ya sinemacılannın önde gelen
adlanndan biri, FüipinleT'in So-
lanas'ı veya Ydnuu Güney'iydi.
Ülkesinde geçerli olan "tür
sineması" kalıpları içinde yü-
renkli, gözupek fılmler yaptı.
"Özgürlük Savaşçılan" ise saf
siyasal sinemaya bir dönüş, san-
ki Filipinler'de olup bitenlere
karşı bir çığlık, bir manifesto
idi. Yeni bir filme hazırlarurken
gizemli bir "trafik kazas»"nda
öldü. tşte "Özgürlük Savaşçıla-
n " , onun Cannes 1989'da gös-
terilen bu son Fılmi.
Film, Filipınler'in devrik dik-
tatörü Markos rejimi altında 8
yıl içeride kaldıktan sonra çı-
kan, eski rahip Jimmy Corden'-
in odak noktası olduğu bir se-
rüveni anlatıyor. Din adamlı-
ğından eylem adamhğma geç-
meyi seçmiş olan Jimmy, ülke-
sine Aquino yönetimiyle birlik-
te gelen "özgürlük" havasıyla,
demokrasiye geçiş umutlanyla,
tüm vatandaşlan gibi mutludur.
Militanlık günlerinde sevdiği
Esper'i bulur, onun küçük oğ-
lunun kendi oğlu olduğunu öğ-
renir.
Ama genç adam bu arada ev-
lenmiştir, kansından bir çocuk
da beklemektedir. Ne var ki ül-
kede, özellikle başkent Manila'-
dan uzaktaki kırsal kesimde ci-
nayetler, baskı ve terör suregit-
mektedir. Bu ölüm ve kıyım ül-
kesinde, faşist vurucu güçler
oluşturmuş birlikler, hükümete
yardım etmek, "asileri bastır-
mak", "rejimi korumak" gibi
gerekçeler altında köyleri bas-
makta, adam öldürmekte, kit-
lesel kıyımlar gerçekleştirmekte-
dir.
Ulkede olup bitenlere karşı
SİYASAL-BELGESEL FİLM— Phillip Salvador, Dina Bonnevie ve Gina Alajar'ın başrollerini paylastıklan "Özgürlük Savaşçıla-
rı", 'sanat için sanat' amacımn dışında, siyasal-belgesel bir film örnegi.
cıkan kisiler, örgütler ve kurum-
lar, insan hakları dernekleri de
vardır, bunların da televizyon-
da yayımlanan acıkoturumlan,
basın konferanslan, uluslararası
girişimleri ve baskı mekanizma-
lan vardır. Ama kaba güç ve
çıplak cinayetler sürüp gitmek-
tedir. Bir dizi acıü olaydan son-
ra, Jimmy de klasik serüvenle-
rin duraksamalı başkişileri gibi
yeniden "silahı kuşanıp" eyle-
me geçmeyi deneyecektir.
"Özgürlük Savaşçılan", bir
bölümü Ulttslanuası Af Örgü-
tü'nün kayıtlanndan derlenmiş
gerçek olaylardan yola çıkan,
Filipinler'de izin füan alınmak-
sızın "kaçak olarak" çekilmiş,
Fransız sermaye ve teknik yar-
dımıyla oluşturulmuş bir füm.
(Ne var ki Fransızlar sonradan
fılmin sahipliğini kabul etme-
mişler ve film, ortada "vatan-
sız" kalmış).
Brocka, günümüz Filipinle-
ri'ndeki toplumsal / siyasal pa-
noramayı belirlemek gibi guç
bir işi bir filme sığdırmayı de-
nerken biraz da kaçırulmaz ola-
rak siyasal-melodramların bili-
nen klişelerine başvurmadan
edememiş; düşünceyle eylem,
banşçüıkla silahlı mücadele ara-
sında duraksayan kahraman,
eski ve yeni aşklar arasında iki-
lem, araya giren ve fılmi yer yer
oldukça yavaşlatan aile sorun-
ları, vb... Filmin sinemasal an-
latım yönünden de yenileyici ve
arastırmacı bir yam olduğu söy-
lenemez.
Ama tüm bunlar, "Özgürlük
SavaşcılarT'nın heyecan verici
ve çok önemli bir film olması
gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü
karşımızda, sinemanın bir eğ-
lencelik, bir vakit geçirme ara-
cı olarak kullanılmasının veya
"sinema için sinema" (sanat
için sanat) amacımn dışında, tü-
müyle bir siyasal belgesel veya
bir manifesto-film oluşturan bir
örnek var. Üstelik tıpkı vaktiy-
le Miguel Littin'in, Ülkesinde,
Şili'de Pinochet rejimi altında
çektiği film gibi, "düşman" bir
yönetim altmda gizli olarak, ya-
sadışı olarak, -kelle koltuğa alı-
narak çekilmiş bir füm var.
"Özgüriük Savaşçılan" biz-
lere, çağımızın henüz yok ede-
mediği hastalıklan anımsatıyor,
yarayı deşiyor, irini akıtıyor.
Geri kalmış ülkelerde her tür re-
jün ve yönetim altında kendi
varlığını doğrulamayı bilen ilkel
ve kıyıcı kaba gücü, bir dönem-
de "kızıllann" yanında yer al-
mış olsalar da"devrim için" sa-
vaşmış bulunsalar da bu kez tü-
müyle karşı safta yer almaktan
çekinmeyen baskıcı terorizm
militanlanmn marifetlerini, po-
litik amactan çok, toplumda ay-
dın ve aydınlık olarak gördük-
leri her şeye karşı duyduklan
hastahkiı öfkeyi bastıramayan
ve bu patolojik nefretlerini an-
cak ölüm kusan eylemlerle gide-
rebilen vurucu örgütleri sergili-
yor.
özgürlük ve demokrasi getir-
me savıyla gelen ve.ardmda ki-
mi zaman kanlı diktatörlukler
bırakan yeni rejimlerin bile ge-
ri kalmış bir ülkede nasıl hemen
yozlaşabildığini ve toplumları
bu gibi gerici öğelerden temiz-
lemenin sanılandan çok daha
fazla zaman alabileceğini anım-
satıyor. Ve çağımızda kimi ül-
kelerde hâlâ insan haklarırun
nasıl ayaklar altına almabildiği-
ni, insanlann nasıl korkunç ve
inanılmaz bireysel ve kitlesel
ölümlere, işkencelere, kıyımla-
ra uğratılabüdiklerini gösteri-
yor.
Buyurgan komünizm yıkıldı,
evet. Peki ya kaba güç, halka
karşı yaratılan terör, sırtım dev-
lete dayayarak gerçekleştirilen
cinayetler, kıyımlar? Peki ya fa-
şizm! O da tümüyle yıkıldı, yok
oldu, yok edilebildi mi? Buyur-
gan komünizmin yıkılışına bun-
ca bayram edenlerin bu sorula-
n da sormalan ve dünyamızm
gerçek ve evrensel bir bayrama
ulaşmada daha alması gereken
çok yol olduğunu anımsamala-
n gerekir.
Işte "Özgürlük Savaşçüan",
bizlere bu soruları ve bu gerçek-
leri anımsatan bir film olarak,
insanlığm geleceğine karşı ilgi
duyan herkesce görülmeyi hak
eden bir yapım gibi gözüküyor.
Doğallıkla bu ilgi "Ninja Kap-
lumbağalar" veya "Çıplak Si-
lah"ın uyandırdığı ilgi düzeyi-
ne ulaşamayacak. Ama kendisi
de benzer sorunları yaşamış ve
bir ölçüde yaşayan bir ülkede,
bu filmin küçük bir salonda viz-
yonunu uzatıp seslenebileceği en
son seyirciye dek ulaşabilmesi,
bizce ideal olurdu. (Oysa filmin
şimdilik en son 6 Eylül Cuma'-
ya dek gösterimde kalacağını
anımsatalım).
'Çıplak Silah 2.5'Leslie Nielsen ve George Kennedy'yi bir araya getiriyor
Aşk, politika ve bol kahkahaÇıplak Sllah Iki
Boçnk (Naked Gun 2,5 -
The Smell of Fear) /
Yönetmen: David Zucker /
Senaryo: D. Zucker, Pat
Proft / Görüntü: Robert
Stevens / Müzik: Ira
Nevvborn / Oyuncular:
Leslie Nielsen, Priscilla
Presley, George Kennedy,
O. J. Simpson, Robert
Goulet, Richard Griffıths
/ Bir Paramount (UİP)
fılmi (Atlas, Kent,
Süreyya, Bakırköy 74,
Şafak, Ankara Metropol,
Adana An).
Becerikli polis teğmeni Frank
Drebin, bir onceki "Çıplak Si-
lah"ta kaldığı yerden serüveruj-
rini sürdurür. önceki fılmde
Beyrut'taki bir toplantıyı basıp
Humeyni, Gorbaçov, İdi Amin
ve Yaser Arafat'a tatsız dakika
lar yaşatan bu beceriksizler kra-
b, bu kez hışmını uluslararası
platformdan ulusal düzeye in-
dirmiş ve hedef olarak da özel-
likle Barbara Bush'u almış gibi-
dir. Eski sevgilısi Jane Spencer'ı
yeniden tavlamayı denerken,
onun yeni sevgilisi olarak karşı-
sına çıkan yakışıkh ve şüpheli
Habsburg'un ilişkili olduğu bir
komployu da ortaya çıkarmayı
dener kahramanımız Frank Dre-
bin.
ABD yönetiminin ügiyle kar-
şıladığı yeni bir enerji politika-
sı, Habsburg'un başında bulun-
duğu bir işadamı grubuna cid-
di zarar verecektir. Böylece
Frank Drebin, aşkla poliükanın
atbaşı gittiği bir seriıvene atıhr...
NIELSEN'IN DÖNÜŞÜMİJ— Ciddi dram ve seniven filmleriyle tanınan Leslie Nielsen, "Çıplak
Silah 1" ve "Çıplak Silah Iki Buçuk" filmleriyle bir güldüru oyuncusuna dönuştu. Leslie Nielsen-
ın yam sıra George Kennedy de filmde rol alıyor.
Şu özetin elbette "Çıplak Si-
lah tki Buçuk" üzerine gerçek
bir fikir vermesine olanak yok.
Çünkü konu, ZAZ grubu ve bu
kez fılmi tümüyle yuklenen Da-
vid Zucker için Hitchoock'un
ünlü "Mac Gnffin"i gibi sade-
ce bir "bahane", bir "vesüe",
ZAZ usulu "gülütleri" üst üste
yığmak için bir çıkış noktasıdır.
Ekibin birlikte hazırladığı
"Police Squad" adlı TV güldü-
rü dizisinin mirasını yemeyi sür-
dürmektedir, kendisi de bir sine-
ma dizisine dönüşmekte olan
'Çıplak Silah" fılmleri... Ve bu-
nun için ZAZ grubunun yeni
öncüsü olduğu bir tür tipik
Amerikan mizah anlayışının,
Amerikan kolej esprileri, Ame-
rikan politik yaşamından espri-
ler (Cumhuriyetçi-Demokrat çe-
kişmesine yapüan sürekli atıf-
lar), sinema türlerine ve klasik-
lerine göndermeler, özellikle
"absurd"e dayalı bir güldüru,
sözlu espriyle görsel gülütleri
A lecBaldwin veKim Basinger dört kez evlenip boşanan bir çifti canlandırıyorlar
Birlikte de olmuyor ayrı da
Bir Aşk^ Dört Ntkâh (The
Marrying Man) / Yönetmen: Jerry
Rees / Senaryo: Neil Simon /
Görüntü: Donald Thorin / Müzik:
David Newman / Oyuncular: Kim
Basinger, Alec Baldvvin, Robert
Loggia, Elizabeth Shue, Armand
Assante, Paul Reiser / Bir Buena
Vista yapımı (Emek, Kadıköy, Reks,
Çemberlitaş Şafak, Ankara Akün,
tzmir tzmir).
Neil Simon'un damgası, bir kez daha çağ-
daş ABD'de orta sınıf insanlarının yalnız-
lıklanna, iletişimsizliklerine, kadın-erkeğin
birlikte de ayn da olamayışlanna yumuşak
bir bakış, ama amansız bir sergileme geti- nelerinde) iyi bir yorumcu.
rır.
1940'ların Amerikası'nda biı Hollywood
krahnın güzel kınyla, babasının karşı çıkı-
şına rağmen evlenmek uzere olan genç ve
zengin bir adam, "bekârlığa veda" gecesin-
de bir Las Vegas batakhanesinde karşısına
çıkan sanşına "takılır." Bu, ikisinin de ya-
şamlarım altüst eden ve birçok kez evlenip
aynlmalara dönüşen bir uzun öykünün baş-
langıcıdır.
Hoş bir öykünün beklendiği kadar hoş
ve parlak bir güldurüye dönüşemeyen fil-
mi. Alec Baldwin, gittıkçe parlayan yetenek-
li bir oyuncu. Kim Basinger ise seyri her za-
man zevk olan çekici bir kadın, oyuncudan
çok "star"a yakm bir kişilik ve (şarkı sah-
Ama filmin verdiği "çok başanlı olama-
yan güldüru" izlenimi asbnda tümüyle yan-
lış olmasın? Çünkü, trajik bir sonu son an-
da önlese de tum final, aslında bir güldüru
değil, bir tür onulmaz aşk, bir sıradışı tut-
ku biçiminde ortaya çıkan bir dram izlemiş
olduğumuzu düşunduren bir nıtelik alıve-
riyor.
Ve "Bir Aşk Dört Nikâh"ın başka bir
gözle, ciddi bir tutku öyküsü olarak izlen-
mesi gereğini ortaya koyuyor. O zaman, bel-
ki bir ilk filmin getirdiği tüm tutukluluğu-
na ve ton farkhlıklanna karşın.fılm belki de
dokunaklı bir dram, bir çağdaş "Kadın ve
Kuklası" öyküsüne donüşuyor.
eşit duzeyde kullanan ve Ame-
rikan vodvil, fars ve bulvar ge-
leneklerini oldukça özgür biçim-
de yağmalayan bir mizahın da
aşinası ve sempatizanı olmak,
bu filme ve benzerlerine gülebil-
mek için gerekli gözükmektedir.
Aslında bir güldüru oyuncu-
su olmayan ve ciddi dram ve se-
rüven filmlerinde 1950'lerden
başlayan uzunca bir geçmişi
olan Leslie Nielsen'in, söz konu-
su TV dizisinden başlayarak
ZAZ grubunun elinde nasıl bir
güldüru oyuncusuna dönüştü-
ğünü gözlemlemek ilginçtir.
Bu filmler ve bu olay, insan-
ları guldürmek için artık Char-
lie Chaplin, Danny Kaye veya
Jerry Lewis gibi "komedyen
dogmuş" gerçek güldüru deha-
larına gereksinme olmadığının
(veya bu tür oyunculann artık
nesillerinin tükendiğinin) bir
göstergesi gibidir.
Nielsen, kuşkusuz senaryola-
nn kendisine yiiklediği "yıkıcı"
rolünü ustalıkla oynamaktadır:
Girdiği yer neresi olursa olsun
(ister sokak, ister bir büro, ister
bir fabrika veya Beyaz Saray'da
Başkan Bushİa kansının da ka-
tıldığı bir ziyafet) orasmı kısa
zamanda tam bir paniğe ve yı-
kıma uğratmakta birincidir. O
sanki perdenin CMiver Hardy,
Buster Keaton ve Jerry Lewis gi-
bi ünlü "tabripçi güçleri"nin
toplamı gibidir. Bu kez ana he-
defierinden birinin Beyaz Sa-
ray'm "sahibesi" Barbara Bush
olması ve Drebin/Nielsen'in onu
yerlere düşürmek, kafasını ma-
salara vurmak veya balkondan
aşağı atmaktan yonılmaması da
herhalde Beyaz Saray'ın sözlü
"onayı" ile gerçekleştirilmiş il-
ginç bir buluşa dönuşmektedir.
"Çıplak Silah tki Buçuk", il-
kinin gulduTü anlayışım belki
biraz daha tutarlı ve çılgın bi-
çimde daha ilerî götüren ve yer
yer insanı gözünden yaş getire-
bilecek kadar güldüren bir ko-
medi. "Kazablanka" veya
"Sapık" gibi klasiklere gönder-
meler yanında, Zucker'in Jerry
biraderinin "Hayalet" filminin
ünlü sevişme sahnesine yaptığı
gönderme veya yine "sevişme"
bölümünun, sinema tarihinin
sevişmeyle ilgili en incesinden en
kabasına tüm simgelerini anto-
lojik biçimde art arda dizen bir
bölümle verilmesi, kuşkusuz
merakhlannın birkaç kez gör-
mek isteyecekleri sahneler.
"Çıplak Silah tki Buçuk", bu
tür mizahın tutkunlan için şim-
diden bir "kült-film" olmaya
aday, genç işi ve yer yer pırıl pı-
rıl zekâ içeren bir güldurü.
Gençler seı^isi
• Kultur Servisi —
Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakultesi Resim
Bölümü oğrencilerinin
sergisi 6 eylulde Derimod
Kültür Merkezi'nde açılıyor.
Sergide 1990-91 öğretim
yılında mezun olan ve
Marmara Üniversitesi'nde
dort yıl boyunca Prof. Dr.
Ergin Inan ve Doc. Dr.
Filiz Başaran'm
atölyelerinde uygulamah
eğitim gören oğrencilerin
çalışmalan yer alıyor. Sergi,
31 ekim tarihine dek
izlenebilecek.
Fllm-Yön'ün
Yönetim Kurulu
• Kültür Servisi — Film
Yönetmenleri Derneği'nin
21 ağustos çarşamba günü
gerçekleştirdiği 2. Olağan
Genel Kurul Toplantısı
sonucunda yeni yönetim
kurulu belirlendi. Yönetim
kurulu Memduh Ün
(başkan), Yusuf Kurçenli (2.
başkan), Irfan Tözüm
(genel sekreter), Ömer
Kavur (muhasip üye) ve Ali
özgentürk'ten (üye)
oluşuyor. Film-Yön'un Onur
Kurulu' nu ise Lütfi ö.
Akad, Atıf Yılmaz ve
Osman Seden oluşturuyor.
4
Ayın
Fotografı'
• Kültür Servisi — Euro
Color tarafından her ay
düzenlenen "Ayın
Fotoğrafi" yanşmasında,
Atilla Basut, Uğur
özakıncı, Sevgjn Meriç ve
Cem Gür'den oluşan seçici
kunıl Sadık Oğuz'u ağustos
ayı birincisi seçti. 219
kişinin katıldığı yarışmada
Haluk Vuran başarı ödülü,
Homayun Manej, Birol
Üzmez ve Nesrin Demir
mansiyonla
ödüllendirildüer.
Dursun
anılacak
• ANKARA (UBA) —
Yazar Turan Dursun
ölümunün birinci yıhnda
mezarı başında anılacak.
TUran Dursun'un Cebeci
Asri Mezarlığı'nda bulunan
mezarı başmda 4 eylül
günü saat 14.00'te
düzenlenecek törene Turan
Dursun'un ailesi,
öldürükneden önce çahştığı
"2000'e Doğıu" dergisi
çalışanları ile dostlan
katılacak. tslam dinine ,
yönelik eleştirileri ile dikkat
çeken Turan Dursun, geçen
yıl 4 eylül günu kimliği
belirlenemeyen kişilerce
öldürülmüştü. Turan
Dursun'un dinle ilgili
yazılmış çok sayıda y-apıtı
bulunuyor. Dursun'un
ölümünden sonra
yayımlanan "Din Bu 1,2,3"
kitapları en çok satan
kitaplar arasmda yer alıyor.
Kondiık ve
Ercan hnzalıyor
• Kültür Servisi —
Bakırköy Belediyesi Eğitim
Kültür ve Sosyal Işler
Müdürlüğü'nce 15 Temmuz
1991 tarihinde baslatılan
"Bakırköy Belediyesi 2.
Kitap Günleri" sürüyor.
Kitap saüş sayısı yedi bine
ulaştı. Yarın Kandemir
Konduk, Enver Ercan
14.00-19.00 saatleri arasmda
Bakırköy Özgürlük
Meydanı'nda kitaplarını
imzalayacak.
I. Menekşe
Şenligi
• Kültür Servisi —
Küçükçekmece
Belediyesi'nin düzenlediği I.
Menekşe Kültür Şenliği
bugün başhyor. BugUn ve
yann sürecek etkinlikler
kapsamında tiyatro, folklor,
müzik ve çeşith' eğlenceli
yanşmalara yer verilecek.
Gösteriler her gün saat
15.00-24.00 arası Menekşe
Halk Plajı Parkı'nda yer
alacak.
Beykoz'da
Ahmet Kaya
• Kültür Servisi — Beykoz
Kültür-Sanat Gunleri bugün
başlıyor. Etkinlikler
kapsamında bugün saat
19.00-24.00 arası Ahmet
Kaya konseri yer alacak.
Paça yarışması ve şenliği
yann saat 14.00-22.00 arası
gerçekleşecek. 1 Eylül
Dünya Banş Günü
kutlamalan ise saat
19.00-24.00 arası izlenebilir.
Stephanie'nin
ıı^ra^ları
• Kültür Servisi —
Monaco Sarayı'mn küçük
prensesi Stephanie yeni
uğraşlar peşinde. Moda
desinatörlüğü ve müziğe
olan ilgisinin ardından
prenses Stephanie'nin
oyunculuk kurslarına
devam ettiği bildirildi.
Prenses, "Çok çalışmam
gerek. llginç ama zor
bir iş" diyor.