15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
, 28 AĞUSTOS 1991 . ^ = Jandarmaya yeni düzen • • ANKARA (AA) — TBMM Milli Savunma Komisyonu, jandarmamn özlük haklan bakımından mülki idare amirliklerine 1 bağlanmasına ilişkin yasa 'önerisinin tçişleri Komisyonu'na sevk -edilmesini kararlaştırdı. Komisyonun dünkü -toplantısında, ANAP Bitlis , Milletvekili Faik • Tanmcıoğlu'nun konuya ilişkin yasa önerisinin, Milli -Savunma Komisyonu'nun görev alanına girmediği, bu yüzden de tçişleri : Komisyonu'na gönderilmesi gerektiği karanna varıldı. . Öneri sahibi Tarımcıoğlu, il , ve ilçelerde vali ve , ka>inakanılar ile jandarma arasında doldurulamayan bir otorite boşluğu bulunduğunu, bu boşluğun ,'özellikle kırsal kesimde kendini açıkça _ hissettirdiğini söyledi. Atasoy, OzaFı yalanladı • ANKARA (Cumhuriyet Biırosu) — özal'ın başbakanlığı döneminde 'ulaştırma bakanı olarak görev yapan DYP Zonguldak Milletvekili Veysel Atasoy, Cumhurbaşkanı özal'ın bazı gerçekleri göz ardı •ederek îstanbullu seçmene mesaj verme gayreti içine girdiğini söyledi. Atasoy, Istinye Tersanesi'nin kaldınlması kararının kendi bakanlığı döneminde verildigini ifade ederek "özal her güzel şeyi kendine mal etme ahşkanhğının bir sonucu olarak bu konuda da kamuoyunu yanıltma gayTeti içindedir" dedi. Gaziye 705 bin lira ayhk • ANKARA (AA) — Milli Mücadele'ye kaüldıklan için lstiklal Madalyası alanlar gibi Kore ve Kıbns gazilerine de şeref aylığı bağlanmasım öngören yasa önerileri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. DYP Mardin Milletvekili Süleyman Çelebi ile Adana Milletvekili Orhan Şendağ, ŞHP«âtay Milletvekili Oner Miski, ANAP Niğde Möletvekili Haydar özalp ve tstanbul Milletvekili Reşit Ülker'in konuya ilişkin yasa önerileri birleştirüerek görüşüldü. Xomisyonda benimsenen metne göre, istiklal Madalyası sahipleri ile Kore ve Kıbns gazilerine hayatta bulundukları sürece 1500 göstergenin katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar kadar ödeme yapılacak. Şu anda uygulanan 470 katsayıya göre gaziler 705 bin lira ayhk alacaklar. Metne, komisyonda eklenen bir hükümle herhangi bir sosyal gıivenlik kurumundan ayhk alanlara bu paranın verilmemesi kaıarlaştmldı. Ancak sosyal güvenlik kuruluşundan aldığı ayhk bu rakamın altında kalanlara aradaki fark ödenecek. Ek ödenek Meclis'ten geçti • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Bütçeye ek ı lenek dün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Buna göre 1991 yıh mali bütçesine 21 trilyon 191 milyar lira eklendi. Bu toplamın 8 milyar lirası vergi gelirlerinden, 2 trilyon 600 milyar lirası vergi dışı geürlerden, 10 trilyon 591 milyar lirası da özel gelir ve fonlardan sağlanacak. Ek bütçe, 1991 mali yıh toplam ödenek miktarını 102.7 trüyondan 124 trilyon liraya çıkarmış olacak. Ancak bütçe açığı başlangıçta öngörülen 17 trilyon 131 milyar liranın altına düşürülemeyecek. LİDERLER NEREDE? YILMAZ Ankarada. İNÖNÜ Ankara'da. DEMİREL İstanbul'da 15.00'te İTO'da, 17.00'de Beşiktaş ilçe örgütünde, 18.00'de f 'mal Reşit Rey Salonu'nda örgüt toplantısında konuşacak. ERBAKAN Ankara'da il başkanları toplantısına katılıyor. DALAN Ankara'da ilçe örgütlerini geziyor. HABERLER CUMHURİYET/5 SECIM '91 YSK, Starllde propagandayı yasaklaclı YSK Başkanı Y alçınkaya: Özel TV'leryasaya aykırı davranırsa FTT'yiyargılarız. PTT: Starl yabancı kuruîuş. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Orhan Yalçınkaya, özel TV kuruluşlarına seçim sırasmda ilan verilmesi ya da yasalara aykırı siyasi propaganda yapılmasının söz konusu olamayacağını belirterek yasaklara aykın yayınlardan PTT'nin sorumlu tutulacağını söyledi. Ulaştırma Bakanlığı, YSK kararlanna uyacağını açıklarken, PTT Genel Müdürlüğü, Magic Box'ın Isviçre'de kurulmuş yabancı bir şirket olması nedeniyle yayınlanna kısıtlama getirilemeyeceğini belirtti. Magic Box, siyasi partilerin propaganda reklamlarını, sansür uygulamadan indirimli fiyatla yayımlayacağını açıkladı. Türkiye'de 25 milyondan fazla seyirci kitlesine ulaştığı bildirilen Magic Box'ın, seçim süresince siyasi propaganda yasaklarını delebileceği yönündeki kuşkular, Yuksek Seçim Kurulu'nu (YSK) harekete geçirdi. YSK Başkanı Orhan Yalçınkaya, özel TV'Ierin seçim yasaklarına aykın olarak propaganda yapamayacaldannı açıkladı. Bu tür bir davranış karşısında muhataplanmn doğrudan doğruya bu kuruluşlara yaym olanağı sağlayan PTT olacağını da kaydeden Yalçınkaya şunları söyledi: "Özel TV kuruluşlanna seçim sırasmda ilan verilmesi ya da propaganda amaçlı kullanümaları söz konusu olamayacaktır. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, kanallannı bu kuruluşlara tahsis eden PTT'den, yayın kanallannı kapatmasını isteriz. PTT'nin bu uyan>ı göz ardı etmesi, soruşturma ve suç duyurusu işlemlerini başlatmamızı getirir." Propagandamn yalnız TRT'den yapılabileceğini de anımsatan Yalçınkaya, "Biiyük şehirier dışında, ber tiirtii yayın aracı kullanılarak yapıiması plantanan yayınlar da o bölgedeki maballi savcılıklar ile bağımsız yargı organları tarafından yakından takip edilecektir" dedi. Ulaştırma Bakanlığı üst düzey yetkilileri, YSK'nın bu konuda kendilerine ulaşmış bir kararının bulunmadığını, ancak böyle bir kararın çıkması durumunda uymalarının zorunlu olduğunu belirttiler. Bir üst düzey yetkili, bu konuda PTT'nin muhatap ahndığını kaydederek, "Asıl karan verecek olan PTT'dir. Soran muhatabı da PTT Genel Müdürü'dür" diye konuştu. Aym yetkili, YSK kararlanna uyacaklannı, ancak yayının nasıl durdurulabileceği konusunda örnek bir uygulama olmadığına dikkat çekti. PTT Genel Müdürlüğü, Magic Box'a "yabancı kunıluş" olduğu gerekçesiyle engel olunamayacağı görüşünü benimsiyor. PTT'nin "ticari" bir kunıluş olduğuna dikkat çeken yetkililer, uluslararası anlaşmalar gereğince Magic Box'ın hatlarından yararlanabileceğini ifade ediyorlar. Bu arada propaganda yasağımn kablolu TV aracılığıyla çiğnenmesi halinde bunu önlemenin daha kolay olacağı belirtiliyor. PTT halen Ankara'da Magic Box'ın yayınlannı kablo TV şebekesi aracılığıyla dağıtıyor. PTT'nin, YSK'nın uyarılan doğrultusunda bu yayını iletmeyebileceği ifade ediliyor. Ancak Magic Box'ın uydu aracılığjyla yaptığı yayınlan teknik yonden önlemenin güçlüğüne dikkat çeküiyor, yayının PTT kanalıyla yapılmasırun, denetim güçlüğü yaratacağı belirtiliyor. Magic Box, tstanbul stüdyolanndan yurtdışmdaki merkezine, PTT hatlannı kullanarak görüntu ve haber malzemeleri gönderiyor. PTT'nin bu kanalla geçen yayın üzerinde bir denetime gidebileceği de uzmanlarca ifade ediliyor. Magic Box Yönetim Kurulu murahhas üyesi Yekta Okur, uluslararası haberleşme hattı kullandıklannı söyledi. CNN, ABC gibi kuruluşların da aynı hattı kullandığını anımsatan Okur, "YSK'nın alacağı karar, bu nedenie bizi bağlamaz gibi geliyor. PTT, ancak kablolu yayına müdahale eder" diye konuştu. Partilere indirim Magic Box, siyasi partilerin propaganda reklamlannı yayımlayacağını açıkladı. Şimdiye kadar seçim prototipi hakkında basına bilgi vermekten kaçınan Magic Box, dün akşamki ana haber bülteninde siyasi partilere kapılarının açık olduğunu duyurdu. Yapılan açıklamada, küçük partilerin propaganda reklamlarında yüzde 50 indirim uygulanacağı da büdirildi. GENEL MERKEZLERDEN NOTLAR Herkesin sorduğu 3 soru ÜMİT ASLANBAY ANKARA- Kurultayın üzerinden bir ay geçmeden, SHP Genel Merke- zi ikinci kez ziyaretçi akınına uğradı. Koridorlarda ve odalarda karşılaşma- ların ya da sekreterlere "nefes aldırmayan" telefonlan acanların sor- dukları üç soru şu: — Bizim bölgemizde önseçim mi, merkez yoklaması mı yapılacak? — Bizim bölgemizden kontenjan- dan kim geliyor? — Aday olmak istiyorum, ne yap- malıyım? Genel merkez yöneticilerinin de üç yanıtı var: — Henüz belli değil. Ama çoğun- lukla önseçim yapılacak. — Kontenjan sayısı sınırlı, bazı ad- lar geçiyor, ama belli olmaz. — Hemen bölgene git, yuzde 90 önseçim olacak, daha şimdiden çalış- maya başla. Bu arada, bazı bürokrat ve kamu görevlileri de genel merkezde yöneti- ci kapısı aşındırıyorlar. — Aday olmaİc istiyorum. Onlara verilen yanıt da aynı: — Git bölgene, önseçim için çalış buradan yapacak fazla bir şey yok. — Ama bazı sanatçılan milletvekili yapıyormuşsunuz... SHP, MYK bu sorulara "net" ya- nıt verebilmek için dün toplandı. Bu- gün de sürecek toplantıda, merkez yoklaması ya da önseçim yapılacak yerler Parti Meclisi'ne sunulacak. Bu organın perşembe günü yapacağı top- lantıda ise "milletvekili aday adaylannın" çahşma yöntemlerini be- lirleyecek kararlar kesinleştirilecek. Parti yöneticileri arasında farkh düşünceler var. Bazılan diyor ki: — Kontenjandan aday olmak isti- yenler önseçime girmesinler. BÖylece kanşıklık baştan önlensin. Bazılan da buna karşılık diyor ki: — Hayır, daha önce kontenjandan milletvekili olanlar bir daha konten- jandan gösterilmesin. Parti Meclisi'nde bu sorunlara çö- züm ve sorulara da yanıt aranacak. Günlük işleri yurütmeye çahşan ge- nel merkez yöneticilerine ise baskılar sürüyor, bir partili Günay'ın yakası- na yapışmış tavsiyede bulunuyor: — Altındağ'da önseçim yapmaym. Vallahi çalışmam. Bir başkası, alt katlarda diğer yö- neticilere sesleniyor: — Aman merkez yoklaması yap- maya kalkmayın, bütün örgütü küs- türürsünüz. 'Yanlış adam seçti' der- ler. Bırakın herkes hesaplaşsın... SHP yöneticileri çok iyi biliyorlar ki önseçim de olsa, merkez yoklaması da olsa bazı küskünlükler ortaya çı- kacak. Üstelik DSP bunlan çok iyi değerlendirecek. Ancak önseçimden başka çare de görünmüyor. "Çünkü sorumluluğun altmdan kalkmak çok •zör". Hele bir de seçim kaybedilirse... Ankara dışında, tstanbul ve tzmir de büyük mücadeleye sahne oluyor. DSP'nin de güçlü olduğu bu ilde özel- likle ban bölgeler revaçta. Buralarda, Göymen, Karakaş, bir olasılık Gürkan için yer açılması lazım. Izmir'de ise Erol Ağagil, Turkan Akyol gibi kon- tenjandan gelen adlar dışında, Birgen Keleş, Erol Güngör, Veli Aksoy, Ah- met Ersin gibi adlar da var. Bir de Ge- nel Başkan Erdal tnönu var. tnönü, "önseçime gireceğini" açıkladı. Diğer adlar da önseçime girmeye hazırlam- yorlar. Çünkü, Inönü'nün yakın çev- resine yaptığı bir açıklama daha var: — Bu kez kullanacağım kontenjan çok sınırlı... Iş takipçileri akın akııı FARLK BİLDİRÎCt ANKARA — ANAP Genel Merkez yöneticileri, seçim öncesinde takip ettikleri "iş"Ieri bitirmeye çahşanlann akınına uğradılar. YSK'nın seçim takvimini belirlemesinden sonra seçim derdine düşen ANAP yöneticileri, beklemedikleri bir sorunu atlatmaya çalışıyorlar. O da iş takipçileri. Dört katın genel merkezin kapısından en üst katına kadar her yer "Ne olur, ne olmaz, belki de tanıdıgı milletvekili bir daha seçilmez" çabasındaki vatandaşlarla dolu. "Sayın milletvekili yok mu? Lüt- fen, görüşmem lazım. Çok uzaklar- dan geliyorum. Acaba ne zaman ge- lir, sözleri ANAP Genel Merkezi ko- ridorlannda en çok duyulan sözler. Yöneticilerden Kâzım Çağlayan dün genel merkezde çalışırken, koridorda Kütahya'dan gelen bir "seçmen" ile karşüaştı. "Seçmen", "Benim tayinim.." derken Çaglayan, seçim çalışmalan olduğunu anlatmaya çalışıyordu ki başka bir vatandaş yanlanna yaklaştı. Çaglayan'dan tayin isteyen kişiye, "Hani sen öğretmen ......'nin tayinini yapacaktın" diye hesap sormaya başladı. Çaglayan, böylece kunuldu ve iki iş takipçisi kendi sorunlanyla baş basa kaldılar. Başbakan Yılmaz, ANAP Başkanlık Divanı ile üç saat kadar süren bir toplantı yaparak, seçim kampanyası ile ilgili hazırlıklan görüştü. Bu toplantı sonrasında da il olmasmı istedikleri Düzce'den gelen partililerle karşılaştı. "Evet, Bartın il oluyordu da Düzce neden U yapılmıyordu?" Yılmaz, seçim sonrasında yeni iller yapacaklanm anlatıp güç bela ikna etti Düzcelileri. tş takipçilerinden kurtulan parti yöneticilerinin zamanlarının en büyük bölümUnü, daha önceki seçimlerde alınan oy oranlarını çarpıp bölerek, seçim bölgelerine ilişkin tahminlerde bulunma ve milletvekili aday adaylanyla konuşmalar ahyor. Bu arada uzun süredir ortaJarda gözükmeyen bazı kişiler de genel merkezde boy göstermeye başladı. Eski Isparta Milletvekili Meliha Eldem ve eski ANAP Genel Başkan yardımcılanndan Şadi Penlivanoglu dün genel merkeze gelenler arasında yer aldılar. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Kemal GUrüz'e, Başbakan Yılmaz ile görüşmek üzere beklediğini gören gazeteciler, "Siz de mi adaysımz" sorusunu yönelttiler. Gürüz, "Aday değilim" dedi, ama genel merkeze gidiş nedenini de açıklamadı. ANAP'tan aday olmak isteyen bürokratlar ve sanatçılar genel merkeze gehneden telefonlarla üst düzey yöneticilerle irtibat kunıyorlar. Yıfmaz'ın da açıkladığı gibi ANAP, sanatçılar ve bürokratlann başvurularını "öncelikle" ele alıyor. ANAP Başkanlık Divanı önümüzdeki günlerden itibaren sürekli çalışmaya başlayacak ve seçim kampanyasının başlama işareti eylül ayında verilecek. 4 Baba' hesap soracak GÜNSELİ ÖNAL ANKARA — DYP Genel Merke- zi'ndeki her şey "Baba, DYP'nin tek başına gelecegi iktidarda hesap soracak" mesajım veriyor. DYP'nin Akay Caddesi'ndeki genel merkezi- nin kapılanna, duvarlanna asılan posterler ve yazılar, binaya gelen par- tililere ve aday olmak isteyenlere bu mesajı verecek biçimde yerleştirilmiş. Genel merkez binasından karşıda- ki apartmana gerilen ve Akay Cad- desi'nin üzerinde yer alan dev bir pankartın üzerinde, "DYP: Tek ba- şına iktidar" yazıyor. Partinin bay- raklanyla süslenen genel merkezin giriş kapısının sol kanadındaki Demi- rel posterinin üzerine "Baba geliyor" yansı yerleştirilmiş. Bir konuşması sı- rasmda çekilmiş resminde Demirel, sanki karşısındakilere parmağım sal- lıyor. Posterin altında ise "Hesap soracağız" yazıyor. Seçim kampanyasım, "tek başına gelinecek DYP iktidaruıda Cumhur- başkanı Turgut Özal ve iktidardan besap sorulacağı" üzerine kuran DYP'nin genel merkez kapısının sağ kanadında da buna uygun posterler var. Demirel'in güldüğü bir resminin bulunduğu posterin altında buyük harHerle "Baba" yazıyor. "DYP bü- yük parti, Demirel güçlü lider" ve "DYP: Tek başına iktidar" yazılı posterler de binanın her yerine asılmış. Erken seçim gündeme geldiğinden bu yana, sempatizanlann, partililerin ve aday olmak isteyenlerin akınına uğrayan genel merkezin giriş katın- daki, kapısında "DYP gönüllüleri" yazan oda, daha çok kadınlann uğ- rak yeri oluyor. Ellerinde çaylan, bü- tün gün bu odayı boş bırakmayan DYP'li kadınlar kendi aralarında sohbet ediyor. Zaman zaman da de- dikodu yapıyorlar. Gazetelerde, DYP'nin birinci par- ti olduğuna ilişkin haberlerin yer al- ması ve seçime adım adım yaklaşılan sürecin başlamasından bu yana, son anda üye olmaya çaüşan partililer âdeta birbirleriyle yanşıyor. Üye ol- mak isteyenler, kayıtların ilçe örgüt- leri tarafından yapıhyor olmasına karşın kınhp geri çevrilmiyorlar. ön- ce örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan'ı ziyaret eden bu kişilerin üyelik istemleri ge- nel merkez tarafından kabul ediliyor. Ardından kayıtlar ilçe örgütlerine gönderiliyor. Parti yetkilileri, günde ortalama 25-30 kişiyi bu biçimde üye yaptıklannı söylüyorlar. Gölhan'ın gün boyunca odasmı dolduran diğer ziyaretçiler ise seçim- de DYP'den aday olmak isteyenler. Gölhan'ın odasından başka, giriş ka- pısından itibaren her kattaki koridor- larda, Genel Başkan Süleyman Demirel ve genel başkan yardımcıla- rının odalarının önünde bu ziyaret- çilere her an rastlanıyor. Zaten aday olmak istediklerini bildirmek üzere genel merkeze gelenler önce Gölhan'ı ziyaret edip bu isteklerinden onu ha- berdar ediyorlar. Kapıdan çıkmadan önce de, bunu Demirel'e de iletmesi- ni rica ediyorlar. Bununla da yetin- meyerek, seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci'nin odasını ziyaret ediyorlar. Oradan çıktıklannda da, o sırada ge- nel merkezde bulunan diğer yöneti- cilere, milletvekillerine bu niyetlerini ayaküstü açıyorlar. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, 'dağcılık' hobisini anlattı Çankaya'yaçıkmakve kalmak zor HANDAN ŞENKÖKEN tZMİR — 60. Uluslararası İz- mir Fuan'nın açıhşında bulunan SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü, "Fuar söyleşileri"nin ilk konuğu oldu. Kaskatlı havuzun kıyısmda güllerle donatılmış masada, üstünde açık renk ta- kım elbise ye yakasında kırmızı gülle Aziz Üstel'in sorulanm ya- nıtladı. Erdal İnönü, daha çok "özel yasamı" üzerinde yoğun- lasan söyleşide sürekli gülümse- yeıek espriler yaptı. Geniş bir izleyici kitlesi top- layan söyleşide, IZFAŞ'ın "özel televizyonlara rakip" olarak du- yurulan kapalı devre sinevizyon gösterisigerçekleştirilemedi. İz- leyicilerin kablolara basması yü- zünden fuarın beş ayrı yerine yerleştirilen dev ekranlar arasm- daki bağlantı kopunca "canlı yaym" yapılamadı. Ancak söy- leşi bittikten sonra banttan ya- yımlandı. Aziz Üstel, söyleşiye "Ekim ayı gül mevsimidir, zatıâlinizin yakasında da guller açmtş, in- şallah genelde de guller açar efendim" dileğiyle başlayıp gül- lerin olmadığı bir döneme, An- kara'nın bozkırına uzandı. "Çocukluk, gençlik günlerinde, tsmet Paşalı yıllarda acaba hiç aklından geçer miydi Türkiye'- ye başbakan olraa olasılıgı?" Yanıt kesindi: "Hayır". Ya İs- met tnönü'nün "ögütleri?" Er- dal inönü'ye göre, özellikle si- yasete atıldıktan sonra babası hakkında konuşması "çok zor'- 'du ve bundan hep kaçınıyordu. Ama Aziz Üstel'in "içtenlikle" sorduğu soruyu İsmet Inönü'- nün "ögle yemekleri"nin öne- minden söz ederek yanıthyordu: "Babamın çocuklanna ögül vermek gibi bir âdeti yoktu. Sa- nıyorum bu, aslında mütevazı bir insan oldugundan kaynakla- nıyordu. Kendi yaptıklarını da "Fuar söyleşileri"ne katılan İnonü, Aziz Üstel'in sorulanm yanıtladı. (Fotograf: AA) bir ödev olarak arkadaşlanna anlatırdı. Evimizde genellikle ögle yemeklerinde beraber olur- duk. Babamın misafirleri genel- likle başbakan, bakan, vali, bü- yükelçi ya da kumandan olur- du. Konuşmalar da hep devlet hizmeti ve onlann yaptıklan üzerinde geçirdi. Babam dinler, sonra kendi yorumunu yapardı. Bu arada geçmişten, Kurtuluş Savaşı'ndan, Lozan'dan, daha sonraki yıllardan anılannı anla- tırdı. Biz bunlan hep dinlerdik. Çok tuhaf bir şey söyleyeyim ben size, şimdi ben siyasettey- ken karşılaştıgım bir olay kar- şısında, birdenbire hiç aklımda yokken, o olay a benzer bir ola- >ı anlattığında babamın söyle- dikleri aklıma geliyor. Hiçbir zaman ben bunu ileride siyasette kullanacagımı düşünmemiştim, ama birdenbire aklıma geliyor. O zaman o konuşmaları dinle- mekten farkında olmadan çok şey öğrendiğimi anlıyorum. Şimdi anlıyonım ki bu yemek- lere bizim de çağnlmamızın bir maksadı varmış, o maksat da bugün bana çok yararlı olu- yor." Basında, tnönü'nün "dağcı- lık merakı"ndan söz edilmişti. Aziz Üstel, "tnşallah çok çok yükseklere çıkacaksınız, ama dağlardan, sporun dışında bu meraktan söz edelim" dediğin- de, İnönü hemen bir serzenişte bulundu: "Evet, basının bu ko- nuda yazdıklan doğru. Her za- man dogru yazmak isterier, ama insan hali bazen tabii..." Daha sonra uzun uzun "dağcılıgını" anlattı. Yedeksubaylığı sırasmda ar- kadaşlannın önerisiyle bu spo- ra ilgi duymuştu. Ama Anka- ra'nın dağlan alçak oldugundan oralara çıkmak mesele değildi. Üstel, "Bir tanesi hariç efen- dim. O biraz >üksek bir dağ ga- liba" diye araya girince, İnönü gülümseyerek yanıtladı: "Çan- kaya'ya çıkmak da orada kal- mak da zor..." İnönü, arkadaşlanyla Erciyes Dağı'na tırmanma öyküsünü aktanrken, "dağcılıgın güzel yanlanna" da değiniyordu: "tnsanın içinde gizli yetenek- ler var. Bu sporda meydana çı- kıyor. Dağcılık sadece yiirümek değil, bir amaç için yürüyorsu- nuz. Zirveyi uzaktan göniyorsu- nuz, oraya birdenbire çıkamı- yorsunuz. Etrafında dolaşıyor- sunuz, yavaş yavaş yaklaşıyor- sunuz, bir yola giriyorsunuz ba- kıyorsunuz ki sonunda bir uçu- rum var gidemiyorsunuz, geri dönüyorsunuz. Ama dönüp do- laşıp bir kılavuz anyorsunuz, eğer kılavuzunuz iyiyse, irade- niz sağlamsa, sonnnda zirveye vanyorsunuz." Üstel, "Zaüâliniz flzik profe- söriisünüz" dediğinde, inönü "idim" karşüığmı verdi. "Siya- sette bir müspet bilim çizgisi var mıydı, bir fızik profesörünün si- yasette başanlı ve güçlü olma- sının yollan neydi, siyaset raa- tematiksel biçimde mi yaklaş- mıştı, yoksa günün koşullanna göre bu değişiyor muydu?" Er- dal İnönü bu soruya yanıt verir- ken, bir şampuan firmasımn ta- nıtım arabasının anonsu sesini bastınnca, "Rakiplerimiz var, hem de rakiplerimizin sesi daha çok çıkıyor" deyip konuşması- nı sürdürdü: "Sanıyonım fizikle uğraşma- nın bazı faydalan oldu. Birta- kım basit kurallar var ki bir de- fa öğrenince insan hiç unutmu- yor. Birtakım, bizim dışımızda tabiat, dünya, toplum gerçekleri var. Bunlan siz, içinizden bun- lan beğenmek gelmiyor, onlar- dan hoşlanmıyorsunuz diye de- ğiştiremezsiniz. Onlar birtakım verilerdir. Bunlan alarak siz, is- tediğiniz amaca doğru varmak için uğraşabilirsiniz." Tanıtım aracından yükselen ses giderek yofunlaşıyor, Aziz Üstel bu kez Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'a yönelerek, "Bayagı, müthiş rekabet var. Yüksel Bey korkunç rakipler var" biçiminde uyanda bulu- nurken, uçağa yetişecek olan Inönü'ye son kez söz veriyordu. İnönü, edebiyatı, tiyatroyu, şi- iri, müziği, resim, heykel, mi- mari kısacası tüm sanatları çok seviyordu. Ama gençliğinde to- pu topu ancak bir şiir yazmıştı. Üstel'in ısranna karşın, önce "Hayır, aklımda değil" sonra da "Daha doğrusu yan yanya aklımda ama söylemem" diye- rek şiirini okumadı. İnönü ko- nuşmasını tamamlayıp, "Baş- bakan İnönü" tezahüratlanyia aracına yönelirken, gorevli kız- lar sepetlerden kırmızı güller fır- latıyordu izleyicilere. 10 Y1LTN HESABIM SORALIM Demirel ödünç oy istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, yitirilen on yılın hesabının sorulabilmesi için, milletten "ödünç oy" is- tedi. İktidardan hesap sorula- bilmesi için DYP'nin tek başı- na iktidara gelmesi gerektiğini vurgulayan Demirel, bunu iste- yen herkese sesleniyorum. Dü- şün arkamıza. Şu partiyi, bu partiyi unutun. Bu defa bize ödünç oy verin" dedi. DYP'nin Meclis grubu dün Demirel'in başkanlığında top- landı. Demirel toplantıyı açar- ken, ülkeyi seçim heyecamrun sardığını bildirdi. "Evlere şenlik" bir seçim takvimiyle seçmenin sıkboğaz edildiğini, Seçimlerin psikolojik bir sa- vaş biçiminde geçeceğini, hak- lannda pek çok şey söylenece- ğini kaydeden Demirel, "Bizim de dilimiz var. Biz de söyleye- ceğiz. Ama bunu kimseyi leke- lemeden, karalatnadan götüre- cegiz. Bu bir fazilet mücadelesidir" dedi. Devleti yönetenlerden, geçen 10 yüın hesabınm sorulacağım, bunu yapmadan Türkiye Cum- huriyeti devletini yürütmenin mümkün olmadığım bildiren Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletin, 'aç mısınız, tok musunuz' diye sordugumuzda 'açız' demeden 'hesap sorun' demesinin, bir anlamı var. He- DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel "Hesap sorulmasını istiyorsanız o partiyi bu partiyi bırakm. Oylarmızı bize ödünç verin" dedi. ANAP'ın daha başlangıçta havlu attığım belirten Demirel, "Bu devri kapatahm" diye konuştu. bu durumdra Meclisin çahşma- smı sürdürmesinin yararh ol- mayacağını belirten Demirel, milletvekillerini Mecliste tut- manın seçim etkinliklerini ak- satmaktan başka bir şeye yara- mayacağım bildirdi. Milletve- killerinin de gerekli siyasi çalış- malan yapması gerektiğini kay- deden Demirel, "Mecliste gö- rüşülecek önemli bir şey varsa. bu zamana kadar niye bekle- diler" diye sordu. Seçim takviminin ön seçim yapılmasını fevkalade zorlaştır- dığını büdiren Demirel, "1991 seçimleri pek çok bakımdan devletimiz ve mflletimiz için al- tın fırsattır. Umanm millet, kaybedilen on yılın hesabını sorar" diye konuştu. sap sorulacak olanlar, hesap venneye hanr olmalıdıriar. Biz bu hesabı soracağız. Yalnız bi- ze o yetkiyi verin ki, hesap so- ralım. Hesap sorulmasını iste- yen herkese sesleniyorum. Dü- şün arkamıza. Şu partiyi, bu partiyi unutun. Gelin, bu defa bize ödünç oy verin. Ben hiç bir şeyi ödünç istemem. Biz bu ödüncü, çirkinliklerle dolu bir dönemi kapatıp, aydınlık bir dönemi açmak için istiyoruz." Dünyada çok ilginç gelişme- ler olurken Türkiye'nin çok ge- rilerde kaldığım vurgulayan Demirel, DYP'nin devleti, te- peden tırnağa yenileyerek işler hale getireceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle