16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 28 AGUSTOS 1991 Iskeçe Müftüsünün görevden alınmasınıprotesto etmek için 11 eylüle dek camilerde ezan okunmayacak lskeçe'de anlamlı protesto Sungar'ın açıklaması • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Murat Sungar, 3-9 kasım tarihlerinde Istanbul'da yapılacak Ortadoğu Su Konferansı'na lsrail'in şimdiye dek davet edilmemesinın herhangi bir baskıdan değil bu ülkenin Arap ülkeleriyle bir araya gelmesini mUmkün kılacak ortamın henüz oluşmamasından kaynaklandığını bildirdi. Sungar, konuyla ilgili bir soruyu yanıtlarken yabancı kaynaklı bazı haberlerde Türkiye'nin Israil'i bazı baskılar nedeniyle davet etmediğinin ileri sürüldüğunü hatırlatarak bu haberlerin genellikle Israil çıkışlı olduğunu ve Türkiye'nin niyet ve tavn hakkında yargılan da kapsadığımn görüldüğünü kaydetti. Kamboçya'da savaş bıtti • PATTAYA (AA) — Kamboçya'da Gerilla Koalisyonu'nun lideri Prens Norodom Sihanuk, ülkede 12 yıldır süren iç savaşın artık sona erdiğini açıkladı. Sihanuk, hükümet ve üç fraksiyondan oluşan gerillalann, ordularında indirime gitmeyi ve silahlarını bırakmayı kabul ettiklerini kaydetti. Bu açıklama, Kamboçya hükümeti ile üç gerilla grubunu bir araya getiren Yüksek Ulusal Konsey'in, Tayland'ın Pattaya kentinde başladığı barış görüşmelerinin ikinci gününde yapıldı. Yüksek Ulusal Konsey Başkanı Sihanuk, orduda indirime ve silah bırakmaya, BM'nin kuracağı barış gücünün ülkeye gelmesinden sonra başlanacağını söyledi. Libya'da insan yapısı nehir • KAHtRE (AA) — Bazı uzmanlarca "20"nci yüzyıhn mühendislik ve teknoloji harikalarından biri" olarak kabul edilen Libya'daki insan yapımı nehir projesinin ilk aşaması bugün düzenlenecek bir törenle hizmete girecek. Libya lideri Muharnmer Kaddafi için bir gövde gösterisine dönüşmesi beklenen törene çok sayıda Arap ülkesinin devlet ya da hükümet başkanlannın da katılacağı bildiriliyor. Yapımında Türk fırmalarının da görev aldığı büyük nehir projesinin ilk aşaması ile Libya'nın güneyindeki Tazerbo ve Sanr yeraltı su kaynaklarından bir boru hattı ile Akdeniz kıyısındaki Bingazi ve Sirte'ye su nakledilecek. Casuslar iade ediliyor • LONDRA (AA) — lkili casusluk yaptıktan sonra "iplikleri pazara çıkmca" SSCB'ye kaçan casusların, kendi ülkelerine iade edilecekleri bildirildi. tngiliz Daily Express gazetesine demeç veren KGB Başkan Yardımcısı Sergei Stepaçin, bu durumda ünlü tngiliz casusu George Blake'ın, KGB tarafından İngiltere'ye iade edileceğini açıkladı. Blake, 30 yıl önce lngiltere'de gıyabında yargılanarak 42 yıla hüküm giymişti. Stepaçin, "Blake, büytik bir hain. Onunla birlikte, öteki hainler de ülkelerine iade edilecekler" dedi. Israilli turisüer • TEL AVtV (AA) — Israilliler, Türkiye'de tatile bu yıl eskisinden daha fazla rağbet ediyorlar. 1991 sonuna dek yaklaşık 80 bin Israilli turistin Türkiye'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Türk Havayollan Tel aviv Temsilcisi Nihat Demirkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Musevilerin özellikle yılbaşı kutlamalan dolayısıyla eylül-ekim aylannda Türkiye'ye gitmek istediklerini bildirdi. Demirkan, THY'nin bu amaçla 19-20-21 eylül tarihlerinde Tel Aviv'den tstanbul, Antalya ve Dalaman'a 7 Airbus uçağı kaldıracağını belirtti. Yunanistan hükümetinin İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa'yı görevden almasım protesto etmek amacıyla Fener Rum Patrikhanesi önünde başlatılan oturma eylemi 3. gününü doldurdu. Refah Partisi üyelerinden oluşan bir grup, Atina'yı protesto etmek ve eylemcileri desteklemek üzere dün Patrikhane'ye yürüdü. Dış Haberler Servisi — Yuna- Rum Patrikhanesi önünde nistan hükümetinin İskeçe Müf- üçüncü günunü dolduran otur- tüsü Mehmet Emin Ağa'yı gö- ma eyleminin perşembe günü revinden alarak yerine Türk saat 14.00'e kadar sürdürülece- azınlık tarafından benimsenme- ği, daha sonra eylemcilerin Pat- yen Mehmet Emin Şinikoğlu'nu rik'e çıkacağı bildirildi. AA'mn İskeçe kaynaklı habe- Heyet, Iskeçe'den üç vaizin Ati- na'ya gelerek lslam ulkeleri bü- yükelçiliklerine, müftü tayini ve Türklere karşı yapılan saldırılar hakkında bilgi vermelerini de kararlaştırdı. îskeçe din görevlileri heyetinin aldığı bir başka karar uyarınca İskeçe Bağımsız Milletvekili Ah- met Faikoğlu başkanhğında al- tı kişilik bir heyet, istifasmı is- temek üzere Şinikoğlu ile görüş- meye gitti. Ancak Yunan polisi, heyeti, müftülük binasına 300 laşması, müftülüklerle ilgili kan- lı olaylar ve Fener Patrikhane- si'ndeki durumun siyasi ve ma- nevi sorumlularımn Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsota- kis, Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, azınlıklar konulann- dan sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Virjinya Çuderu ve Gumülcine Metropoliti Damas- kinos olduğunu söyledi. Faikoğ- lu, açıklamasında, "Elimizde, bu kişilerin sorumlu olduğunu kanıtlayan belgeler var" dedi. atamasını protesto etmek ama- cıyla İskeçe"de ve İstanbul'da Fe- ner Rum Patrikhanesi onünde- ki eylemler sürüyor. Mehmet Emin Ağa başkanhğında topla- nan din görevlileri heyeti, İske- çe'de dört gündür kapalı bulu- nan camilerde 11 eylüle dek ez- ban okunmaması ve namaz kı- hnmaması karan aldı. Fener metre kala durdurarak görüşme- . . . . yi engelledi. Şinikoğlu'na heye- AÇ11K grevi ^ tin görüşme isteğini ileten polis Yunan hükümetinin polıs zo- rine göre Türklerin seçtiği ve Yu- nan polisinin zoruyla görevin- den alınan İskeçe Müftüsü Meh- met Emin Ağa'nın başkanhğın- da toplanan din görevlileri he- yeti, lskeçe'de dört günden beri kapalı olan camilerde 11 eylüle kadar ezan okunmaması ve na- maz kılınmaması karan aldı. yetkilileri, daha sonra "Möftü sizi kabul etmiyor" cevabını ge- tirdiler. Faikoğlu, "Şinikoğlu bu davranışıyla Müslttman Türkle- rin değil, Hıristiyan Yunanlıla- nn müftüsü olduğunu gösterdi" dedi. Ahmet Faikoğlu dün yaptığı açıklamada, Batı Trakya Türk azınlığının sorunlarının yoğun- ruyla görevden aldığı İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa'nın gerçekleştirdiği açlık grevi de al- tıncı gününe girdi. Öte yandan İskeçe'nin Yassı- oren Nahiyesi Müdürü Nuri Kadri, Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'e gönder- diği bir mektupta, tskeçe Valisi Yorgo Kavadoğlu'nun müftü ta- yini konusunda kendisini aldat- tığını ve okumasına bile izin ve- rilmeyen bir belgeye imza atmak zorunda bırakıldığını belirtti. Nuri Kadri mektubunda, müf- tu tayiniyle ilgüi belgede yer alan imzasını geri çektiğini belirtti. Patrikhaneye yüruyüş Batı Trakya Türklerinden 40 kişilik bir grubun Mehmet Emin Ağa'nın görevden alınmasını protesto etmek amacıyla patrik- hane önünde başlattığı oturma eylemi dün üçüncü gününü dol- durdu. Batı Trakya Turkleri Da- yanışma Derneği Genel Başka- nı Tahsin Salihoğlu, eylemlerini perşembe günü saat 14.00'e dek sürdüreceklerini, sorularına ce- vap verilmediği takdirde Patrik'e çıkacaklarını bildirdi. Öte yandan dün patrikhane önünde bekleyen eylemcilere destek ziyareti yapan Refah Par- tisi Fatih Ilçe Teşkilatı üyeleri sa- at 14.00'te İskeleCamii önünde toplandı. Yaklaşık 40 kişilik grup, RP Fatih İlçe Teşkilatı Başkanı Mehmet Ali Şahin ile birlikte patrikhane önüne gele- rek Tahsin Salihoğlu ile göriiş- tüler. Yunanistan hükümetinin Batı Trakya'daki Müslüman Türklere uyguladığı baskılan şiddetle kınadıklarını belirten Mehmet Ali Şahin, daha sonra Batı Trakyalı eylemcilerin 3 gün önce yanıtlaması için Patrik Di- mitrios'a verdiği 3 soruya ek ola- rak 2 soruları daha olduğunu söyledi. Patrikhanenin "kin kapısı" olarak bilinen ve 170 yıldır açıl- mayan ana giriş kapısının pat- rikhane yönetimince niçin hâlâ açılmadığının yarutlanmasını is- teyen RP Fatih İlçe Teşkilatı Başkanı, "Bu arada Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden izin plınmaksiTin zamanın Başbaka- nı Turgut Özal, Yakovas ve Jimmy Carter arasndaki göriiş- melerden sonra dört kat üzeri- ne 3700 metrekarelik yeni bir boliim eklendiği herkesçe bilin- mektedir. Patrik, kendilerine ta- nınan bu imkân karşısında müf- tülük işgali, cami yakma ve ye- ni camilerin yapılmanıası uygu- lamalanoı Müslüman Türk hal- kının nasıl degeıiendirecegini beklemektedir. Aynca Yunanis- tan ERT-1 televizyonu, Ayasof- ya'nın er geç kilise olacagı yo- lunda yayto yaptığını bilmekte- dir. Kendisi bu görüşlere katıl- makta mıdır?" şeklinde konuş- tu. Mehmet Ali Şahin, ziyareti sı- rasında eylemcilere halen yasa- lara aykırı olarak müze olarak kullanıldığmı iddia ettiği Aya- sofya'nın bir fotoğrafını hediye etti. Bu fotoğrafın yıllardır açıl- mayan ana kapıya asılmasını is- teyen Şahin, üç gündür patrik- hanenin önünde yatan eylemci- lerin arasında yer alan türbanlı kadınlar tarafından alkışlandı. Kürdistan Sosyalist Partisi lideri Dr. Mahmut Osman'ın Cumhuriyefe demeci' OzaPın sınır polisi değilizVEDAT YENERER Bağdat'ta Irak hükümetiyle görtışmelerini sür- düren Kürdistani Cephe'nin sözcüsü, Kürdistan Sosyalist Partisi (KSP) lideri Dr. Mahmut Os- man yaklaşık 40 gün süren görüşmeler sonrasın- da geldiği Şaklava'da Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. — Bağdat'ta Irak hükümetiyle uzun süredir sürdürülen göruşmelerde son dunım nedir? OSMAN — Irak hükümetiyle, Kürtler olarak 20 seneden fazla savaş halindeydik. Çok ölüm, çok yıkım oldu. Savaştan sonra okullar kapan- dı. İnsanların büyük çoğunluğu da hâlâ açlık ve sefaletle boğuşuyor. Köylüler evsiz. Irak hükü- meti, öteden beri sadece Kürtlere değil, ülkede yaşayan Şiilere Turkmenlere ve Asurilere de hak ve özgurlüklerini vermedi. Hükümet 1974yılın- da bir kanunla partilerin gücünü zayıflattı. Oto- nomi umutlannı köreltti. Şimdi iki taraf da bu- nun farkında. Görüşmelerde biz elimizden gel- diğince fazla şeyler almak isterken, onlar da el- lerinden geldiğince az vermeye uğraşıyorlar. Biz sadece Irak'ta yaşayan Kürtler için değil, tüm in- sanlara eşit hak ve özgürlükler tanınması için pa- zarlık yapıyoruz. — Son gunlerde Kerkük bölgesinde yer yer ça- tışmalar ve bareketlitik gözleniyor. Bağdat'ta bu konuda tartışmalar oluyor mu? OSMAN — En önemli tartışma konusu Ker- kük'tür. Onlar nüfusun büyük çoğunluğunun Arap olduğunu savunuyorlar. Biz ise savaş ön- cesi ve sonrası Kerkük'ten kaçan Kürtler'in ev- lerine yerleştirilen Araplann geri gönderilmele- rini ve Kürtlerin evlerine dönmelerinden sonra nüfusun çoğunluğuna bakılmasını istiyoruz. Eğer kaçan insanlar geri gelirse, şehrin büyük bir Kürt şehri olduğu ortaya çıkar. Biz savaşmadan bu sorunlan demokratik platformda çözmeye ça- hşıyoruz. — Görüşmelerde Cepbe-Türkiye ilişkisi gün- deme geliyor mu? OSMAN — Hayır. Biz Irak'la aramızda olan sorunları tartışıyoruz. Suriye, İran ve Türki- ye'deki Kürtler ile olan ilişkilerimiz onlan ilgi- lendirmez. Irak'la böyle bir anlaşma yapmadık. Bizi anlamak zorundalar. Görüşmeler hızlı git- miyor. Bölgede aç ve evsiz insan sayısı çok faz- la. Yakında havalar soğuyacak ve büyük fela- ketler gene kapımıza dayanacak. Biz de bu ne- denle görüşmeleri bir an önce bitirmekten ve so- runları çözmekten yanayız. Onlara bir şeyler ve- rip onlardan bir şeyler almaya çalışıyoruz. Ge- çen aya oranla bu daha da belirginleşti. Sanıyo- rum, eylül sonuna kadar görüşmeler bitecek, "ya tamam ya devam karan" alınacak. — Kürdistan'ın bağımsızlık savaşında önde gelen isimlerdensiniz. 1963'ten bu yana hükü- metle yapılan tüm göruşmelere katıldınız. Şim- diki görüşmeler, öncekilere oranla daha mı iyi daha mı kötü gidiyor? OSMAN — Ben 1963, 1964,1979 ve 1984 gö- rüşmelerine katıldım. Bu, en önemli görüşme- dir. Çünkü 20 yılın kaybı ve yıkımı var. Çok in- san öldü, aç ve evsiz kaldı. Savaşlardan bezdi ve yoruldu. Göçler aileleri dağıttı. Bu nedenle, görüşmeler çok uzun negatif durumlardan ve sa- vaştan sonra yapılıyor. Önemi buradadır. Irak Türkiye, PKK'nm saldırılarına karşı sınırı korumamızı istedi. 'Eğer sınırı korursanız sizi destekleriz' diyorlar. Biz Türkiye'nin ve Özal'ın sınır polisi miyiz? II ABD'nin Kürtlere yaptığı yardım göstermeliktir. ** Ülkede binlerce insan aç, sefil ve evsizken ABD askerleri 5 helikopterle gelip yaralı alarak tedaviye götürüyorlar. Bütün bunlar bir şovdur. hükümeti sorunlan silahla çözemeyeceğini an- ladı. Her iki taraf da, İran, Arap üliceleri ve Av- nıpa ülkeleriyle işbirliğini denedi. Bir tek Tur- kiye kaldı. Irak onu da denedi ama biz deneme- dik. Görüşmelerde bir şaka yaptım, "Bize 6 a> izin verin de Türkiye'yi deneyelim" dedim. Bi- liyorum yürümezdi. — Çevik güçle ilgili olarak neler söyleyebilir- siniz? OSMAN — Türkiye Iraklı Kürtleri korumak için çevik gücü getirtti. Ancak, bu guç önce bizi perişan durumda bıraktı. özal izin vermese güç harekete geçemiyor. Türkiye'de PKK sorunu var. Bizden, PKK saldırılarına karşı onlan ko- rumamazı istediler. Biz Türkiye'nin ve özal'ın sınır polisi miyiz? Onlar iran ve Suriye'den de geliyorlar. Esas önemlisi, ülke içinde sayıca çok fazlalar. Gitsinler önce onlan bulsunlar. Bunu biz nasıl engelleyebiliriz. Bize "eğer sının korur- sanız sizi destekleriz" diyorlar. Açıkça Özal, Kürtleri birbirine düşürmek istiyor. Bunu İran denedi ama başarılı olamadı. Bu saatten sonra da bunu hiçbir güç yapamaz. Biz de yapmayız. Bu şartlarda Türkiye ile ortaklaşa bir şey yap- mamız söz konusu değil. Biz ancak PKK ileri ge- lenleri ile görüşüp bazı şeyleri rica edebiliriz. Ama Özal'ın polisi olmayız. Yani Türkiye'ye, dolayısıyla, kontrolü altındaki çevik güçe güve- nemeyiz. Eğer cephenin bir partisi Türkiye'nin polisi olmayı kabul ederse kendisi kaybeder. Bu hangi parti olursa olsun. — Düzenlenen son sınır ötesi operasyon son- rasında Turgut Özal, "gerekirse tekrar operas- yon düzenleriz" dedi. Siz bu konuda ne düşü- nüyorsunuz? OSMAN — Bu tür salduılara karşıyım. PKK Türkiye'de tabanı yani halk desteği olan bir ör- güt. Özal önce baskı, sonrada saldın politikası- nı değiştirmelidir. Çünkü bombardımanlarda bi- zim insanlarımız öldürülüyor. Son bombardı- manda çok sayıda kadın ve cocuk öldü. Ama hü- kümet yanlış açıklama yaptı. — Müttefik güçlerin komutanı ABD'li gene- ral Naob ilk kez bir kaç gün once Şaklava'ya gel- di ve görüşmeler yaptı. Bunu nasıl değerlendiri- yorsunuz? OS'MAN — Ben kişisel olarak ziyaretten hoş- nut değilim. Eğer yardım için geliyorlarsa bize garanti vermelidirler. Zaho, Dohuk ve Amadi- ya'ya geliyorlar, yiyecek dağıtıyorlar. Bu da Kürt nüfusun yüzde onunun doyurulması demektir. Gerisi aç ve sefil. Eğer yardım yapıyorlarsa Ker- kük, Musul, Erbil dahil tüm Kürdistan'a yardım etmeliler. Şaklava'ya 5 helikopterle gelip 5 ya- ralıyı tedavi etmek için aldıklarını söylüyorlar. Ben bu yarahları rahathkla Erbil ya da Bağdat'a gönderebilirim. Orada da iyi doktorlar var. Amaç yardım değij "şov". Yardım etmek iste- yen bölgenin doğusunda aç sefıl hasta ve evsiz olan binlerce insana yardım eder. 5 yaralıya de- ğil. Geldiler, çünkü özal gelmelerini istedi. Sözde Kürtlere her türlü yardım yapılıyor. Ama ger- çek tam tersi. T t n t i t » v i r s ı l i v r r t » Yugoslavya'da Hırvatistan'ın Doğu 1 3 U U , U t V l l İUiyUl siovenya bolgesinde paüak veren kanlı çarpışmalann ardından Hırvat güçlerle federal ordu birlikleri ve Sırp milisleri arasında çatışmalar yer yer sürerken Batılı ulkeler arasında ba- ğımsızlık yanlısı Hırvatistan ve Slovenya cumhuriyetlerini tanıma eğili- mi giderek güçleniyor. Almanya, ttalya ve Avustnrya hükümetleri, Hır- vatlara yonelik saldınlann surmesi durumunda Slovenya ve Hırvatistan cumhuriyetlerinin bağımsızlık isteklerini destekleyeceklerini açıkladüar. Macaristan da, etnik çatışmalardan kaçan yaklaşık on bin Hırvatın Ma- caristan'a sığındığını belirterek çarpışmalara son verilmesini istedi. ANKARA ^Kararhve tedbirH' bir tutıım izleniyor Dışişleri Bakanı Giray, AT Dönem Başkanı'na bir mektup göndererek Batı Trakya'daki olaylar hakkında bilgi verdi ve topluluğun tepki göstermesini istedi. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) — tskeçe Müftüsü Meh- met Emin Ağa'mn bir hükümet kararıyla değiştırilmesı üzerine Batı Trakya'da başlayan olay- lar Ankara'da kaygı ile izlenir- ken Türkiye'nin bu konuda "kararlı fakat tedbüii bir şekil- de ilerlemek" niyetinde olduğu bildirildi. Bu tutum son gunlerde dışiş- leri bakanhğından konu ile ilgili olarak yapılan açıklamalarda da gözlenirken yetkililerin İstan- bul'daki Fener Patrikhanesi önündeki eylemin kamuoyunda tepkiye yol açmayacak bir şeki!- de çözülmesi için girişimlerd bulunduklan öğrenildi. Bu arada Dışişleri Bakanı Sa- fa Giray Avnıpa Topluluğu Dö- nem Başkanı Hollanda Dışişle- ri Bakanı Hans Van Den Bro- ek'e bir mektup göndererek Batı Trakya'da son olarak meydana gelen olaylar hakkında bilgi ver- di. Giray mektubunda AT'nin bu konuda tepki göstermesini istedi. Konuyla ilgili olarak göriiştü- ğiimüz yetkililer, Ankara'nın bu gelişmeler karşısında "ihtiyath" bir tutum takınmak niyetinde olduğunu belirttiler, yetkililer konunun buyümesiyle Batı Trakya'daki Türk azınhğı için olumsuz yeni gelişmelerin gün- deme gelebileceğini bildirdiler- Dışişleri Bakanhğı Sozcusu Murat Sungar, Yunanistan hü- kümetinin üstlendiği uluslarara- sı tehditlere ters duştüğünü ve bu ülkenin ağır bir sorumluluk altına girdiğini beürtti. Sungar, "İskeçe Müftülüğü- ne son yapılan atama üzerine azınlığın gösterdiği tepkinin » l - tında yatan esas sebep, müf> ı- lerin hiçbir şekilde azınlığın gö- riişü alınmadan Yunan makam- ları tarafından atanmasından kaynaklanmaktadır" dedi. Israirin Ankara Maslahatgüzan UriGordon, Türkiye-lsrail ilişkilerini değerlendirdi Dişkilerimiz büyükelçilik düzeyîne çıkmalı Maslahatgüzar Gordon, Türkiye'nin İsrail'deki imajının oldukça somut ve olumlu olduğunu belirterek, "Türkiye, İsrail için Paraguay değildir. Türkiye, bizim için canlı bir köprüyle bağlı olduğumuz gerçekliktir. Israil'e göç edip yerleşen Türkiye Yahudileri, sizin ülkeniz için gönüllü reklamcılar gibi çalışıyorlar" dedi. —2— YASEMtN ÇONGAR ANKARA — İsrail'in Ankara Maslahat- güzarı Uri Gordon, tsrail ile Türkiye arasın- daki ilişkilerin düzeyinin yükseltilmesini ve iki ülkenin karşılıklı olarak büyükelçilikler açmalannı istedi. Gordon, Körfez krizi sıra- sında iki ülkenin aynı safta yer aldıklarına ve aynı tehditlerle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekerek "Demokrasiye ve Batı'ya dö- nük iki ülke olarak bölgede ortak çıkar ve tebditleri paylaşıyoruz" dedi. Gordon ile yap- tığımız söyleşinin ikinci bölümü şöyle: — Körfez savaşı sonrasında. Ortadoğu Ba- nş Konferansı'nın da devreye girmesiyle, böl- gede çok taraflı bir ekonomik işbirliği süre- cinin başlayabileceği değeıiendirmesi Türk Dışisleri'nde yapılıyor. İsrail, Arap ulkeleri ve Türkiye'nin yoğun bir işbirliği sürecinde bu- İuşmasını gerçekçi görüyor musunuz? GORDON — İsrail'in, Arap ülkelerinin, tabii Türkiye'nin, hatta İran'ın bir anda yo- ğun bir işbirliği sürecine girebileceklerini söy- lemek, biraz aşın iyimserlik olur. Ama va- rolan alçakgönüllü gelişmeleri değerlendire- rek bir yerlere varabiliriz. Bu açıdan, örne- ğin İsrail ile Türkiye arasında şimdiden kayda değer bir işbirliği birikimi vardır. Bu işbirli- ğinin guçlenmesi ve ciddi artışlar kaydetme- si için bölgese) ortamda köklü değişiklikler ya da dönüşümler yaşanması gerektiğini san- mıyorum. Sadece turizmi örnek alsak bile, büyük bir potansiyel görüyoruz. Geçen yıl Türkiye'ye 150 bin tsrailli turist geldi ve bu- rada 250 milyon dolar harcadılar. Bu, 150 milyon dolarlık ticaret hacmimizle birleşin- ce, 400 milyon dolarlık bir kayda değer top- lam elde ediliyor. Tbrizm Bakanı Sayın Akar- calı, son bir yıhn turizminde, İsrail'den ge- lenlerin sayısında patlama olduğunu açıkla- mış. Burada İsrail'i temsil eden bir kişi ola- rak ne kadar sevindiğimi tahmin edebilirsi- niz. Ve şunu sizden saklayacak değilim, iş- birliğindeki bu gelişmenin sonuçlanndan bi- rinin, diplomatik ilişkilerimizin büyükelçilik düzeyine çıkarılması olmasını istiyoruz. — DSP lideri Ecevit, Türkiye-lsrail diplo- matik ilişkilerinin normalleştirilmesinde ge- cikildiğini söyledi. Siz de aynı kanıda mısınız? GORDON — Sayın Ecevit'in değerlendir- mesinde haklı olduğunu düşünüyorum. İsra- il, bugün Muslumanlann çoğunlukta oldu- ğu iki ülkeyle büyükelçilik düzeyinde diplo- matik ilişkiye sahip. Bunlar, Mısır ve geçen haftadan beri Arnavutluk. Türkiye'nin de bu gruba katıldığını görmek isteriz. Ben, ülke- nizdeki birçok çevreden insanlarla konuşma- larımdan aniıyorum ki ilişkilerin normalleş- tirilmesi halkınızın da istediği bir şey. İlişki- ler büyükelçüik düzeyine çıkarsa, işbirliğimiz de her alanda sıçramalar gösterir. — İsrail halkının Türkiye'ye bakışı nasıl? Onlar ilişkilerin düzeyinin yükseltilmesi ko- nusunda ne düşünüyorlar? tsrail'de sokak- taki adam için Türkiye imajı nedir? GORDON — İsrail'de Türkiye'nin imajı soyut değildir. Türkiye, bizim için Paraguay değil. Canlı bir köprüyle bağlı olduğumuz so- mut bir gerçekliktir. Bu canh köprü, İsrail'e göç edip yerleşen Türkiye Yahudilerinden oluşuyor. Onlar Türkiye sevgisini yüreklerin- de taşıyorlar ve gönüllü Türkiye reklamcılı- ğı yapıyorlar. İsrail'den Türkiye'ye turist akı- nında onların katkısı büyük. Türkiye bizim için teori değildir. — Türkiye ve İsrail bölgedeki Arap olma- yan ve Batı'ya donük iki ulke olarak nasıl or- tak çıkarlar paylaşıyor sizce? GORDON — Çok önemli iki ortaklık. Ancak bir diğeri de demokratik ülkeler olu- şumuz. Bu çok temel bir nokta, çunkü de- mokratik ülkelerde bir şeyin ohnasım isteyen yoneticiler değil, halklardır. Seçim yapılan bir ülkede, gerçek halkın istekleri yönetime yan- sır. Gerçek halk da barış ister, refah ister. Ya- yılmacı düşler taşunaz, macera istemez. Bun- lar bizim ortak çıkarlanmızdır. Türkiye ve İs- rail banş, yaşam, refah ister. Ortadoğu'da çok önemli tehlikeler var. Aynntıya girmek iste- miyorum. Ama biz, Türkiye ve İsrail'in aynı safta yer aldığı bir savaştan daha yeni çıktık. İki ülke aynı tehditlerle karşı karşıya kaldı. Bu tehlikelerin, bakın çoğul konuşuyorum, tehlike değil, tehlikelerin diyorum, iki ulke- ye karşı da sürdüğünü görmek için düşgücü- nü fazla zorlamamıza gerek yok. Bu tehlike- lerin nereden geleceğini görmek için çok ge- niş bir Ortadoğu haritası da gerekli değil, kü- çük bir harita yeterli. — Türkiye, Ortadoğu'da banscı işbirliği- nin önemli bir unsunı olarak "su"yu görü- yor. Sizin göriişünüz nedir? Kasımda istan- bul'da yapılacak Ortadoğu Su Konferansı 1 na katılmak istiyor musunuz? GORDON — Elbette, barış için önemli bir unsurdur su. İsrail'in ciddi bir su sıkıntısı var. Konferansa davet edilecek olursak, katılaca- ğımız yönünde yanıt vereceğimizi sanıyorum. İsrail'le Türkiye arasında resmi düzeyde bir su işbirliği yok. Ama bazı Israilli girişimci- lerin Türkiye'den su satın almak için adım at- tıklarım biliyorum. — 1992 Sefardimlerin Osmanlı Imparator- lugu'na gelişinin 500. yıldönümU. Türkiye^ deki Yahudi topluluğu bu yıldönümünü kut- lama hazırlıklarmı sürdürüyor. tsrail yöne- timi, bu girişimleri nasıl karşıhyor? 500. yı- lın sizin için önemi nedir? GORDON — Tabii ki çok önemli. Yahu- diler için bir şey söylenir. Bizim belleğimiz çok güçlüdür. Çok eskileri anımsanz. Mısır- dan göçümüzün her yıl kutlanması buna ör- nek. Yahudiler Mısır'dan 3500 yıl önce göç etti. Hâlâ her yıl kutluyoruz. Bu böyleyken 500 yıl önce olan bir olayın bizim için çok taze olduğunu söyleyebilirim. 1492 iki açıdan önemlidir. Hem İspanya'dan kovuluşumuzun ve engizisyondan kaçışımızın hem de Osmanh İmparatorluğu'nun bize sığınma hakkıı "i- şinin önemi büyüktür. — Son olarak basında çok farklı yorum- lara neden olduğu için sonıyorum: Şimon Pe- res'in Türkiye ziyaretinin öyküsü neydi? GORDON — Bildiğim kadarıyla, Marma- ris'teki arkadaşlarını görmek için küçük özel bir uçakla Dalaman'a, oradan arabayla Mar- maris'e gelmiş. Tümüyle özel bir ziyaret. Türk yetkililerle görüştüğu yolundaki haberler, be- nim bilgim dahilinde değil. BITTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle