15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 1991 EKONOMİ CUMHURtYET/13 Pul kasası geliyor • ANKARA (ANKA) — Belge kayıt düzeninin oturtularak vergi kaçağının önlenebilmesi için pul kasası uygulamasına geçilecek. 3aşbakanhk tarafından TBMM Baskanüğı'na sunulan Yasa Tasarısı'na Vergi Usül Kanunu'nun 242. maddesini takiben mükerrer 242. madde eklenmesi öngörüldü. Bu maddeye göre mükelleflere niteliklerini belirlediği elektronik cihazlan kullanmak yoluyla belge düzenlettirme ve kullanılacak ozel cihazlardan çıkan pulları belgelere eklettirme konusunda Maliye ve Gumrük Bakanlığı'na yetki verilecek. Bakanlık bu yetkisini iş grupları, sektörler, bolgeler, yerleşim birimleri, yılük hasılat tutarlan itibanyla veya sabit bir işlerinde faaliyet gösterilip gösterilemediğlne göre ayrı ayrı veya topluca kullanabilecek. 3 il daha SSÇB'ye açıldı • ANKARA (UBA) — Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, üç ilde Sovyetler Birliği ile kıyı ve sınır ticareti yapma izni verdi. Hazine ve Dış Ticaret ' lüsteşarlığYnın Resmi azete'de yayımlanan tebliğine göre Sinop lımanından kıyı ticareti yapabilmesi için Sinop'a, komşu il statüsünden yararlanıp Giresun limanından SSCB ile kıyı ticareti yapabilmesi için Erzincan'a ve Rize limanından Sovyetler'le kıyı ticareti yapabilmesi için Rize iline sınır ticareti izni verildi. Ham petrol ithalatı • ANKARA (AA) — Türkiye bu yılın ilk yarısında ithal ettiği 8 milyon 436.5 bin ton hampetrol karşılığı 1 milyar 176.5 milyon dolar ödedi. Ortalama varil fiyatı da 19 dolar oldu. Geçen yılın ocak-haziran donemine oranla bu yıl aynı dönemde hampetrol ithalatında miktar bazında yüzde 11.8, tutar bazında da yiizde 9.5 azalma kaydedildi. Ayran geliri, tuş cenetine • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — McDonald's Izmir Fuarı süresince standında satılacak ayrandan elde edilecek gelirin tamamıru Izmir Kuş Cenneti yararına kullanılması amacıyla Izmir Valiliği Çevre Koruma Vakfı Müdürlüğü'ne devredecek. Türkiye'ye yeni otel ziııciri • Ekonomi Servisi — Uluslararası bağımsız oteller zinciri Best Western International, önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye'de 35 otel açacak. Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu'da 40 ülkede yaklaşık 3500 üye otele sahip Best Western International'ın, Türkiye'de yeni otel inşaatlarına baslamak yerine, mevcut c~ a bağımsız otelleri kendi bunyesine katmayı planladığı belirtiliyor. Sermaye arttınnıı • ANKARA (ANKA) — Türkiye'nin yıllardır bir türlü kurtulamadığı cnflasyon ateşi şirketlerin sermayesini de eritiyor. Şirketler reel olarak küçülen sermayelerini koruyabilmek için sürekli sermaye arttınmına gitmek zorunda kalıyorlar. Yılın ilk 7 ayında Türkiye'deki şirketler 20 trilyon liraya yakın sermaye arttınmı gerçekleştirdiler. KISA KISA • ATFO fuarcılık ve tanıtım fırması, 1-4 eylülde yapılacak olan Düsseldorf IGEDO fuannın genel koordinasyon ve organizasyon danışmanhk hizmetlerini yürütecek. • PAN AM Havayollan, özel fiyat indirim kampanyasına ba; id\. 31 ağustosa kadar Pan Am'ın uçuş noktalarından herhangi birine alınan biletler yüzde 25 indirimli olacak. • VESTEL'in 1990 yılı kânndan dağıtılacak olan kâr payları ile şirket sermayesinin 150 milyar liradan 270 milyar liraya çıkarılmasından kaynaklanan rüçhan hakkı kullanım süresi, 27 ağustostan itibaren bir ay. Kimi arsa satarak kimi halka açılarak düze çıkmaya çalışıyor Dericiler zor virajdaEkonomi Servisi — Deri sa- nayicileri Derneği Başkanı Tur- gut Koşar'ın konkordato talebi- nin ardından projektörler deri sanayimiz üzerine çevrildi. Sektöre yakın çevreler, deri sanayiinin genelde zorda oldu- ğunu, pek çok büyük firmanın ayakta kalabilme savaşı verdiğini belirtiyorlar. Ancak buna rağ- men Koşar ailesinin bu bunalı- ma yaklaşma biçiminin, ekono- mi çevrelerinde büyük eleştirile- re hedef olduğu da dikkati çekiyor. Koşar ailesinin malvarlığının, 22 milyar lira olarak ifade edi- len borçlanndan 10-15 kat faz- la olduğunu hatırlatan Istanbul- lu iş çevreleri, zaten firmanın avukatının da basında benzeri beyanlanrun bulunduğuna işaret ettikten sonra şu yonımu yapı- yorlar: "Koşar ailesi kolay olanı seç- ti. 3 kardeşin sadece lstanbul- daki gayrimenkullerinin degeri 100 milyann iizerindedir. Yurt- dısındaki paralan hariç. Şirke- te ait bazı mülkler, bu kardeşle- rin eşJerinin dcteHdniylekardeş- lerin ve eşlerinin özerine geçiril- miştir. Uolayısıyla aile varlıklı, şirket zordadır. Bu mulkterin bir bölümıi bile satılsa konkordato- ya gerek kalmazdı." Koşar ailesi için yapılan yo- rum bu. Ancak deri sanayiinin çok zor bir dönemeçten geçtiği, fîrmalann ayakta kalabilmek için çeşitli çıkış yollan aradıkla- n, alacaklı bankalann ise firma- ların üzerine fazla varmayıp bel- li kolaylıklar gösterdiği ifade ediliyor. Deri sanayiinin darboğaz noktasına gelmesinin nedenleri ise şöyle özetleniyor: Deri sanayiinde pek çok firma ayakta kalma savaşı veriyor. Dolayısıyla Koşar Deri istisna değil. Ancak Koşar ailesinin büyük mal varlığı dururken konkordatoya gitmesi eleştiriliyor. "Malını satıp sermayesine katsaydı" deniyor. • SOD 2 yıldır havalar pek so- ğumadı. Deri eşyaya taJep bu ne- denle azaldı. Bu yıl soguk geç- ti, ama nedense deriye talep olmadı. • Türkiye, deri işletmeciliğin- de ucuz işçilik avantajını yitir- di. Fiyatlar açısından rekabet edemez hale geldi. Bugün Tur- kiye'de ham derinin tanesi 5-6 dolardan aşağı değil. Oysa Pa- kistan ve Körfez ulkelerinden 2-2.5 dolara ham deri satın ala- bilmek mümkün. Hatta aynı fı- yata Avustralya'dan bile deri it- hal etmek mumkün. • Hayvancılıgımıza indirilen darbe de deri arzını azalttt. • Dunyada da deri eşya göz- den düştü. Avrupa'nın önemli deri merkezlerinden halya'da pek çok firma kepenklerini in- dirdi. • Körfez krizi sonrasında Tür- kiye'de turizmin durması. turist- lere dönük perakende satış nok- talannda işlerin tümüyle dur- masına neden oldu. • Dericilerin Kazlıçesme'den Tuzla Organize Sanayi Bolgesi'- ne taşınma zorunluluğu büyük mali külfet getirdi. O bölge gös- terildiği için çoğu dericiler Tuz- la'da yatırım yaptılar, ancak Tuzla dericilere uygun gelmedi- ği için Çorhı-Çataka-Halkalı ci- varında yeniden başka yatırım- lar da yapmak zorunda kaldılar. Dolayısıyla 2 kez masraf ettiler. Ama Tuzla'dan da vazgeçe- mediler. Deri sana>iine yakın çevreler, Desa, Cihanerier ve Derimod gi- bi firmalar ve daha pek çok baş- kalannın da belli sıkıntılar için- de olduğunu. ancak diğerlerinin kendilerine başka çıkış yollan bulduklannı belirtiyorlar. örne- ğin Desa firmasının KUyos'ta 15 milyar liralık arsasını, aynca Gaziantep'te bazı mülklerini sat- tığı hatırlatılarak bankalann da bu çabalar karşısında firmanın yanında yer aldığına dikkat çe- kiyorlar. Desa'run bu satıslardan sonra soluk aJdığı ifade edilivor. Demirod firmasının ise tıpkı Nel Gnıbn gibi perakende satıs- lardan bu yaz büyük kayıplara uğradığı hatırlatılıyor. Büyük turist gruplannın otobüslerle Derimod'a gelerek alışveriş yap- malanna alışık olan firma, bu yıl turist gelişi kesilince önemli nakit kaybına uğramış bulunu- yor. Derimod'un halka açılarak nakit girişi sağlama yoluna git- tiği biliniyor. ıııaHaruıııza alıştıYılın ilk yarısında gerçekleştirilen ihracatın yarısından fazlası AT ülkelerine yapıldı. AT içinde de ilk sırayı Almanya aldı. ANKARA (AA) — Türkiye'- nin ihracatı içinde, Avrupa Topluluğu'nun payı giderek ar- tıyor. Bu yılın ilk yarısında ger- çekleştirilen ihracatın yansından fazlası AT'ye yapıldı. Devlet Istatistik Enstitüsü'- nün verilerine göre bu yıl, ocak- haziran döneminde gerçekleşti- rilen ibracatın vüzde 53.7"sini oluşturan 3 milyar 377.1 milyon dolarlık bölümü AT'ye yapıldı. Geçen yıl, 6 ayda, toplam ihra- catın yüzde 49.4'ünü oluşturan 2 milyar 839.5 milyon dolarlık bölümü AT'ye yapılmıştı. Buna göre yılın ilk yansında, AT'ye yönelik ihracat, geçen yılın ay- nı donemine göre yüzde 18.9 oranında arttı. AT içinde en fazla ihracat ya- pılan ülke ise Almanya oldu. Türkiye, ocak-haziran döne- minde toplam ihracatının yüz- de 25.7'sini oluşturan 1 milyar 617.3 milyon dolarlık bölümü- nü Almanya'ya gerçekleştirdi. Geçen yıl, 6 aylık dönemde, toplam ihracat içinde yüzde 20.5 pay alan Almanya, halen en fazla ihracat yapılan ulke ko- numunda bulunuyor. AT'de, Almanya'dan sonra en fazla mal satılan ülkeler, 500.3 milyon dolar ile Italya, 321.7 milyon dolar ile Ingiltere, 317.4 milyon dolar ile Fransa oldu. Halen, Türkiye'nin ihra- catında, Italya yüzde 8'lik pay ile ikinci, yüzde 5'lik pay ile Jn- giltere ve Fransa 4. ve 5. sıralar- da yer alıyor. En fazla ihracat yapılan 3. ül- ke durumunda bulunan ABD'- ye, bu yılın ilk 6 ayında yapılan ihracat ise yüzde 26 oranında azaldı. Geçen yıl, ocak-haziran döneminde 469.2 milyon dolar olan ABD'ye ihracat, bu yıl 351.4 milyon dolara geriledi. Türkiye'nin, aynı dönemde, AT dışındaki OECD ülkelerine yapmış olduğu ihracatda da yüzde 5.9 oranında azalma gö- rüldü. Geçen yıl, 841.8 milyon dolar olan AT dışındaki OECD ülkelerine ihracat, bu yıl 792 milyon dolara geriledi. Geçen yıl, toplam ihracat içinde yuzde 22.8 olan Islam ül- kelerine ihracatın payı ise yüz- de 19.4'e geriledi. Bu ülkelere ihracat, yüzde 6.8 azalışla 1.3 milyar dolardan 1.2 milyar do- lara indi. lslam ülkelerinin top- lam ihracat içindeki payının düşmesine, özellikle Basra Kör- fezi ülkelerine yapılan ihracat- taki yüzde 22 oranındaki azal- ma neden oldu. Basra Körfezi ülkelerine yapılan ihracat, 669 milyon dolardan 521.5 milyon dolara geriledi. Sosyalist ülkelerin toplam ih- racat içindeki payı ise yüzde 7.4'ten yüzde 8.9'a çıktı. Işportacı artık faturalı Maliye Bakanlığı, büyük kentlerde hallere giren kamyonların faturasız mallarını gözaltına alacak. Korsan hallerden mal alıp satan arabalı seyyar satıcıların faturasız mallarına da el konacak. SERDAR AKİNAN Maliye, yaklaşık 8.5 trilyonluk bütçe açı- ğım kapatmak için kollan sıvadı. Vergilen- dirilemeyen sektörlerin pastadaki payının oldukça büyük olduğunu belirleyen hesap uzmanları, bu çerçevede öncelikle "kaldı- nm ekonomisi"ni hedef aldılar. Toptancı- perakendeci zincirının "faturasız gölgesi korsan haTlerin buyük ölçüde vergi ka- çırdığını belirten Maliye Bakanlığı yetkili- leri, önümüzdeki günlerde büyük kentlerin belli giriş noktalannda inşa edilen "kantariı denetim istasyonlan" ile bu hallere mal ge- tiren kamyonların faturasız malları "gözaltına" alacak. Bu arada "korsan hal': lerden mal alarak satan arabalı seyyar satı- cıların faturasız mallarına da el konulabi- lecek. 1991 yılının ilk yedi ayında 8 trilyon 554 milyar lira olarak belirlenen bütçe açığının önümüzdeki dönemlerde biraz olsun kapa- tılabilmesi için vergi gelirlerinin yükseltil- mesi amaçlanıyor. özellikle büyüİc kentler- de kurulan "korsan hal'Merin vergilendiri- lemeyen sektörlerin başında geldiği ve ha- tın sayılır bir gediğe yol açtığı belirtiliyor. Bu gediğin bir an önce kapatıhnası için "korsan hal"lere mal akışını kesmeyi plan- layan maliye denetimcilerinin yasal dayana- ğı ise Vergi Usul Kanunu'nun 168 sayılı ge- nel tebliği. Tebliğe göre bir yerden bir yere nakledilen malların gerekli fatura ya da bel- «ms T U K E T I C I G O Z U Y L E Maliye, "Kaldınm ekonomisi" olarak adlandınlan işportacdığı yakın takibe aldı gesi olmadığı takdirde maliye denetimcile- ri bu mallara faturası gelene kadar el ko- yabilecek. Büyük şehirlerin ana giriş yolla- nnda kurulacak olan soğuk hava depolu "kantarlı denetim istasyonlan"nın inşası- na başlandı. Öngöriilen sistemin oturması ve püriiz- siiz işiemesi için gerekli çauşmalann bakan- lık tarafından yapıldığını belirten İstanbul Defterdan Zekeri>^ Temizel ise şu açıkla- mayı yapıyor: "Bir aksakhğın olmaması için çalışmaiar siirdüriiliiyor. Soğuk hava depo- lan beiirtendi ve önümüzdeki günlerde kan- tariı denetim istasyonlan da hizmete gire- cek. Böylece denetim başlamış olacak. Bü- yük miktarlarda mal satan ve vergi ödeme- yen bu insanlar toptancı-perakendeci- tüketici üçgeni arasında bir ur gibi büyu- düler. Tonlarca sebze ve meyva kentlere fa- turasız giriyor ve vergi mükeüefi olarak ad- landıramayacağımız arabalı seyyarlar tara- fından tüketiciye dağıtılıyor. Buradaki mali kayıp korsan hallerin ortadan kaldınlma- sıyla mümkün olacak" Mehmet Öngüç adlı seyyar satıcı ise yıl- lardır köşe kapmaca oynadığı zabıtalara bir de maüyenin ekleneceğini duyunca uygula- manın en azından seyyar satıcılar için çok yanlış olacağını söylüyor ve ekliyor: "Şim- di bakın 4 kardeşiz ve ortagız. Her gün gi- dip o hallerden kilolarca mali faturasıyla büiikte alınz ve aramızda tanzim ederiz. Fa- tura beode dunır, aksam gelip parayı orta- ya dökeriz; kim kaç kflo almış, kaç kilo sat- mışsa payını alır. Bazı arkadaşlar ise kolay- lık olsun diye gidip köyden bir kamyon do- mates alıp getirir ve kaç ortaksa aralann- da bölüşürler. Burada kâr söz konusu ol- madığı gibi kesilen bir fatura da yoktur. Şimdi maliye bunun aynmını nasıl yapa- cak? Borsa yeni binaya kavııştu Ekonomi Servisi — İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, so- nunda yeni binasına kavuşuyor. Aylardır süren Maçka mı, Alar- ko'nun binası mı tartışmaların- dan sonra IMKB sonunda Tbr- ban Turizm Anonim Şirketi'nin Istinye sırtlanndaki binasını sa- tın aldı. İlk olarak 19601ann sonlann- da Kongre Sarayı olarak tasar- lanan ve 1974'te ınşaatına baş- lanan binanın yapımına 1984'te çeşitli nedenlerle ara verilmişti. Daha sonra İMKB yeni bina arayışlanna yanıt verebileceğini düşünerek binaya talip olunca satış 80 milyar TL'ye gerçekleşti. ti. Yeni borsa binasının insaatı- mn en kısa zamanda bitirilme- sine çalışılacağım bildiren yetki- liler, binanın bölüm bölüm açı- lacağını, ilk olarak 6-7 ay sonra seans salonunun hizmete girme- sinin düşünüldüğünü sö>1ediler. Binanın tümünün 1.5-2 ay son- ra tamamlanması planlanıyor. Konuyla ilgili olarak dun bir basın toplantısı düzenleyen Bor- sa Başkaru Yaman Töriiner bi- nanın tapusunu dün aldıklannı belirterek, "Sonunda yeni bina- mıza kayuştuk. Bu binayı al- makla istanbul Borsası en önemli ve en acil sorununu çö- zümkmistir. Çünkii yer soranu- muzu halletmeden digerleriyle ilgilenmemize imkân yoktu. Şimdi sıra digerlerinde. Borsa- nın yeni binasının bize saglaya- cagı en büyük avantaj ise bu modern bina sayesinde lstan- bul'un kısa zamanda dünya ça- pında bir finans merkezi haline gelmesi olacak" dedi. Törüner aynca, arazinin top- lam alanımn 87 bin küsur, bina- nın ise 24 bin küsur metre kare- lik bir alana yayıldığı düşünü- lürse odenen miktann sön dere- ce düşük olduğunu, bunu da Türban'ın ve Kamu Ortakhğı Idaresi'nin gösterdiği anlayışa borçlu olduklannı söyledi. IMKB, yapılan anlasma gere- ği satışla ilgili olarak peşin öde- me yapmadı. ödeme, iki yıh odemesiz olarak 10 yıl içinde ta- mamlanacak. Tamamen bilgisa- yar sistemiyle çalışacak olan ye- ni borsa binasının içinde borsay- la direkt ilgili birimlerin dışın- da oditoryum, yeni bir takas merkezi, müze, basın merkezi ve çeşitli eğitim merkezleri de bu- lunacak. MERAL TAMER Çevreyi kirleten otomobil Otomobil satın almayı düşünenlere her gün yeni seçenekler sunuluyor. Cebinde çok pa- rası olanlar için lüks arabalar, bütçesi otomo- bil almaya yetmeyenler için "ekonomik" tipler... Ancak son dönemde çoğu ithal olarak yur- da getirilen çeşitli marka otomobillerin yedek parçaları var mı, servisleri "yeterli" ve "yetkili" mi, bir kaza olduğunda ya da ara- ba bozulduğunda tamiri ne kadar zaman alı- yor, yedek parçası kolayca bulunuyor mu, yoksa aylarca beklemek mi gerekiyor?.. Tüm bunları iyice araştırmakta sanırız epey yarar var. Özellikle bazı Japon otomobillerinde yedek parçalar için uzun süreler beklemek gerekti- ğini, bozulan küçük bir parça dahi olsa, çok pahalıya mal olan komple değişimler ya- pıldığını gerek okurla- rımızdan gerekse çev- remizdeki dostlanmız- dan duyuyoruz. Yani bazen satın alırken ucuzmuş gibi görü- nen bir otomobil, son- radan "astan yüzün- den pahalıya" gele- bıliyor. Son olarak gazete- lerden okuduk ki yeni bir marka daha ithal ediliyormuş. Üstelik bu marka, Avrupa'da çevre kirliliğine yol açmasıyla ünlü, hava- yı kirleten Doğu Alman yapımı Trabant. Za- ten İstanbul'un kirliliği yetmiyormuşgibi.. Kı- şın meskenlerde kullanılan kömürün kalite- sini değiştıremedığimız için yıllardır İstanbul'- da âdeta boğuluyoruz. Ankara'nın eski Be- lediye Başkanı Mehmet Altınsoy bunu başar- dı, ama istanbul'da pek çok tabuyu yıkan Bedrettin Oalan, nedense istanbulluları yo- ğun hava kirliliğine yol açan kötü kalite lin- yitten "kurtaramadı" belki de "kurtarma- dı." önümüz kış, kaloriferler, sobalar zaten ya- nacak... Bir de Trabantlar geliyor. 'Renault- Mals' firmasının Genel Müdürü Ateş Ünal Erzen'den bu Trabantlarla ilgili bılgı almak is- tedik. Erzen, ıki Almanya birleşmeden önce Doğu Almanya'da geri teknolojiyle üretilen bu otomobillerin şimdi hurdalıklarda beklediği- ni ve hatta bu otomobilleri yok etmek için çe- şitli vlrüsler gelfştirmek amacıyla çalışma- iar yapıldığını söyledi. Erzen'in anlattığına göre iki Almanya bir- leşmeden önce Doğu Alman vatandaşları başka seçenekleri olmadığı için bu otomobil- leri satın alıyorlarmış. Ancak birleştikten son- ra Almanya'nın Doğu kesiminden de talep kalmamış. Trabant stokları elde kalınca da bir bölümünü birkaç yüz marka Polonya'ya sat- mışlar. İki ay kadar önce de Trabant en son arabasım üretmiş ve özellikle pembe renkte üretilen bu arabayı bir işçisine armağan ede- rek fabrikanın kapılarına kilit vurulmuş. Renault-Mais Genel Müdürü Ateş Ünal Er- zen, bu otomobillerin Türkiye'ye geleceğini gazetelerden okudu- ğunda yüreğinin sızladığını" belirttik- ten sonra "Kimsenin satın almadığı bu otomobiller Türki- ye'ye nasıl sokulur, kim bunlara izin ve- rir, ne tür bir dene- timden geçirilir, bunları anlayamıyo- rum" diyor. Otomobilleri ithal eden firmanın bir in- şaat ve müteahhitlik kuruluşu olması da ayn bir konu. Otomo- bil işiyle uğraşmayan bir kuruluş, bu arabalar satın ahndıktan sonra sorun çıkart- tığında ne tür önlemler düşünüyor? ithalatçı firma Terra İnşaat İthalat - İhracat Mümessillik Şirketi'nin sahibi Kemal Baral, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, Trabantların Almanya'da üretimden kalkma- larının söz konusu olmadığını, sadece bir mo- delinin üretimden kalktığını söylemiş. Bu konuları daha etraflıca araştırmak her- halde devletimize, bakanlıklarımıza, özellik- le de tüketiciyi korumakla yükümlü Sanayi Bakanlığı'na düşer. Bu konuyla ilgili görüş- lerini, çevreyi bu denli kirleten bir araca hangı nedenle izin verdiklerini, tüketici bu araçları satın alır da sonradan buyük sorunlarla kar- şılaşırsa ne gibi önlemler düşündüklerini me- rakla bekliyoruz. T U K E T I C I N I N S E S I PrimaUan şikâyetçiyim İki buçuk yaşında bir oğlum var ve doğduğu günden beri Prima çocuk bezı kullanıyo- rum. Bundan bir süre önce al- dığım 3 numara Primalar zım- para kâğıdı gibi çok sert çıktı. Emici özelliği de htç yoktu. Çocuğum bir saat içinde fani- lasına kadar ıslanıyordu. Bu- nun üzerine İstanbul Sanl- paktan Zerrin Bayraktar'la görüştüm. Bayraktar, bu duru- mun seri hatası olduğunu, pa- ketleri kendisine gönderirsem değiştirebileceğini söyledi. Ben de o sıralar İstanbul'a gi- den babamla 3 yeşil paket gönderdim. Paketlerden ikisi açılmış, bir miktar kullanılmış- tı. Bana yerine 1 turuncu pa- ket göndermişler. Açık olanları kabul etmemişler. Aynca dik- katinizi çekerim, yeşil paketten gondermemişler. Telefonda kendilerine, "Herakdığım pa- ket böyfe çıkıyor, bunun çö- zümü nedir?" dedim. Son dönemde artan talep üzerine bu çocuk bezlerinin bir bölü- münü fason olarak başka fir- malara yaptırdtklanndan söz ettim. Zerrin Bayraktar itiraz etti. Çözüm olarak da pakette- ki bezler sert çıkarsa, her se- ferinde aldığım yere götürüp değiştirmemi önerdi. Bunun imkânsız olduğunu kendileri- ne söyledim. Çözümü hâla bulabilmış değilim. CANDAN YAĞCI/Bursa flrkadaşlanmız Sanipak firmasıyla bağlantı kurarak okurumuzun mektubunu ilettiler. Ürün sorumlusu Arzu Harmankaya imzasıyla gelen yanıtta, tüketicinm gönderdiği çocuk bezlerinin kalite kontrolden geçirildiği ve "kultmtm hatası" bulunduğu belirtüerek okurumuza emme gücû daha yüksek çocuk bezi gönderildiği ifade ediliyor. Üst üste mi oturalım? Bursa Uludağ Turizm Şir- keti'nin Eskişehir'den Anka- ra'ya 5 ağustos günü yapaca- ğı sefer için 2 gün önceden bi- letimi satın aldım. 25 bin lira ödedim. Benim aldığım bilet, Bursa'dan kalkıp Eskişehir'- den geçerek Ankara'ya gide- cek otobüsün Eskişehir'deki yazıhanesinden bu kentin kontenjanı olarak satılmakta- dır. 5 ağustos günü saat sa- bahın 04.00'ünde otobüs ga- rajına geidiğimde bana satılan kortuğun dolu olduğunu, yeri- min Bursa'da satılmış olduğu- nu söylediler. Benden başka 3 yolcu daha aynı durumday- dı. Bursa'ya telefon edilerek nedeni soruldu, ama kaça- mak cevaplar verildi. O saat- te Eskişehir'den Ankara'ya başka otobüs bulmak müm- kün olamadı. Eve geri dön- mem de mümkün değildi. Çünkü Ankara'da saat 08.00'de mesaide olmam ge- rekliydi. Aynca mesleğim ge- reği aynı gün erken saatlerde yapmam gereken bazı işler vardı. Çaresiz bu 3 saatlik se- yahati gazoz kasaları üzerin- de yapmak zorunda kaldım. Dr. Ahmet Çerezcl-Ankara. Ansiklopedi takasında sorun 1991 martında kendisini Adana'da faaliyet gösteren bir pazarlama şirketinin elemanı olarak tanıtan bir kişiye ansik- lopedi takası yaparak ondaki Ana-Britantoa'lar ile bendeki Meydan Larousse'lan değiş- tirdim. . Aradakı fıyat farkı olan 600 bin TL'yi de mayıs sonun- da çekle ödedim. Bu arada Ana-Britanica'nın son cildini (22 cilt) nisan ayı sonlarına doğru göndereceğini söyle- mesine rağmen hâlâ gönder- medi. Ana-Britanica'ya mek- tup yazdım. Bir yanıt gelmedi. Bu pazarlamacının adını bile şu anda hatırlayamıyorum. MAHMUT RENKLİTEPE / Kahramanmaraş \Jkuyucumuzun elinde böyle bir takas yapıldığına dair hiçbir belge olmaması, üstelik pazarlamacının adını bile hatırlamıyor olması işimizi oldukça güçleşürdi. Kendisi sadece pazarlamacının "Özkaynak" adma çalıştığını sö'yledigini hatırhyor. Bunun üzerine arkadaşımız Ceyil Özmen, özkaynak'tan Aydoğan Cencer ile gorüştu. Cencer, "Şirketimizde böyle bir şahsa ait bir söıUşme mevcut değiL Takas olayı biıim dışımızda gerçekleşmiş. Ama eğer satıcının adı bilinirse o zaman bu olayı araştırabiliriz" dedi. Daha sonra da bizim teklifimız üzerine birjest yaparak ansiklopedinin 22'nci cildini bedelsiz olarak göndermeyi kabul etti. URETICIYE TEŞEKKÜR DOĞUTa teşekkür Doguş Mefruşat'tan dö- şemelik kumaş almıştım. Mağazanın yetkilisi Meh- met Ali Bey'in aracılığıyia bir döşemeciye rrtinder dik- mesi için sipariş verdim ve kaparo bıraktım. Minderler eve gekjiğinde hem verilen ölçüden küçük hem de ol- dukça özensiz dikilmiş ol- duklarını gördüm. Ertesi gün mağazaya gittim. Mehmet Ali Bey minderle- ri yeniden diktirmeyi tekliij etti. Ancak benim sökülen' kumaşın yenisi gibi olma- yacağını belirtmem üzerine hem yeni kumaş vererek hem de döşemeci için öde- diğim parayı iade ederek mağdur duruma düşmemi önledi. Birgül Şahinler • İstanbul ÇARŞI üzmediMayıs 1991'de Çarşı- Bakırköy mağazasından eşime gömlek ve kravat al- mıştım. İlk giyişte terle bir- likte gömleğin kravatı bo- yadığını gördüm. Çarşı- Maslak mağazasına her ikisini de götürdüğümüzde hiçbir sorun çıkartmadan yeni bir gömlek ve kravat verdiler. Demet Cambaz- zoğlu - İstanbul İNCİ'ye teşekkür 1990 kışında İnci mağa- zasından siyah deri ve köse- ieden yapılmış bir ayakkabı aldım. Aldığım bu ayakkabı öncelikle çok kötü kokuyor- du. Üstelik birkaç kez giy- meme rağmen burun kıs- mındaki kösele ve hatta de- ri aşındı. Annemintüm ısrar- larına rağmen -nedense- şi- kâyetlerimi mağazaya bildir- medim. Temmuz başın- da yeni bir ayakkabı al- mak için çarşıya çıktığımda İnd'den bir ayakkabı be- ğendim. Oradaki bir görev- liye şikâyetimi anlattım. Çok ilgilendi. "Sizin bu şikâyet- lerinizi bildirmeniz, bizi ancak sevindirir" dedi. Ayakkabıyı götürdükten iki hafta sonra atölyenin imalat hatası yaptığını belirterek aynı modelin yenişini verdi- ler. Suna Sonat - İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle