22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SİNEMA Müzikaller haftası • Kültür Servisi — Beyoğlu Dünya Sineması, "Muzıkallerden" başlığı altında bugünden başlayarak 22 ağustosa dek sürecek bir sinema haftası düzenledi. Hafta kapsamında daha önce de çeşitli dönemlerde sinemalanmızda gösterilen dört müzikal fılm gösterilecek. Filmler, normal seans saatlerinde izlenebilecek. Bugün ve 20 ağustosta, yönetmenliğini Spike Lee'nin üstlendiği, Denzel Washington'un başrol oynadığı "Mo Better Blues" Dünya Sineması'nda gösterilecek. Yarm ve 21 ağustos tarihlerinde John Lennon'un yaşamını anlatan belgesel film "Imagine", 18 ve 22 ağustos tarihlerinde ise Alan Parker'ın Pink Floyd efsanesini anlattığı "The Wall" izlenebilecek. Hafta kapsamında 19 ağustosta ise saksofoncu Charlie Parker'ın yaşamını konu alan, Clint Eastwood imzalı film "Bird" gösterilecek. (Fotoğraf: 'Bird' filminde efsanevı caz müzisyeni Charli Parker'ı Forest Whitaker canlandınyor) Festivallerde Türk sineması • Kültür Servisi — "Beyoğlu ve Sinema" şölenlerinin sonuncusu 19 ağustos pazartesı gunü Beyoğlu Sineması'nda başhyor. Yaz ayları boyunca sinemaseverlere çeşitli filmler izleme olanağı tanıyan "Beyoğlu ve Sinema" şölenınin başlığı, "Uluslararası Festivallerde Turk Sineması"... 25 ağustosa dek sürecek hafta boyunca filmlerin yönetmenleri ve oyuncuları Beyoğlu sinemasmın konukları arasında olacak ve filmlerle ilgili söyleşilerde bulunacak. Her gün bir filmin izlenebileceği Beyoğlu Sineması'nda seans saatleri ise 12.00, 14.15, 16.30, 19.00, 21.15. Hafta, pazartesi günü Orhan Oğuz'un yönettiği, Talat Bulut ile Şerif Sezer'in başrollerini ustlendikleri "Herşeye Rağmen" ile (fotoğrafta) başlıyor. 20 ağustos sab gunü Ali Ozgentürk'ün "At"ı, 22 ağustos perşembe günü Fehmi Yaşar'ın "Camdan Kalp"i, 23 ağustos cuma günü ömer Kavur'un "Anayurt Oteli", 24 ağustos cumartesi gunü Zeki ökten'in "Pehlivan"ı, 25 ağustos pazar günü ise Yusuf Kurçenli'nin "Karartma Geceleri" izlenebilecek. MÜZIK Riımeli Hisarrnda Ajda Pekkan • Kültür Servisi— Rumeli Hisarı Konserleri'nin son konuğu 7 yıldır sahnelerden uzak kalan Ajda Pekkan olacak. Üç yıllık bir aradan sonra çıkarttığı Ajda 1990 kaseti 800.000 adet satan Ajda Pekkan, son kaseti "Seni Seçtim" ile daha ilk haftada 250.000 rakamına ulaştı. 22 Ağustos - 1 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek bu konser dizisi için üç aylık yoğun bir hazırhk devresi geçiren sanatçı, son iki kasedinde yer alan parçlaarırun yanı sıra, eski ve sevilen şarkılannı da seslendirecek. Ajda Pekkan'ın Rumeli Hisan Konserleri için Turhan Yükseler tarafından kurulan ve klavyede Turhan Yükseler ve Nurettin Irmak, bas gitarda Ismail Soyberk, gitarda Volkan Başaran, percussionda Cem Erman'dan oluşan örfestranın yam sıra, Amerikalı Cherie Thomas Schinitmer ile birlikte Yeşim ve Levent Ajda'ya vokal yapacak. Aynca konserde 6 kişiük bir dans gnıbu da yer alacak. Most Production tarafından düzenlenen, 11 gıinlük bu konserlerin bilet fıyatları 30.000-50.000 TL. (. »rak belirlendi. Ehis'in vasiyetnamesi • WASHINGTON (AA) — "Rock and Roll Kralı" Elvis Presley'in 12 sayfalık vasiyetnamesinin kopyalan 22 dolaıdan (yaklaşık 100 bin TL) merakhlanna satümaya başlandı. Girişim, Florida'da mahkeme tutanaklarıyla ilgilenen bir iş kadını tarafından 3 hafta önce başlatıldı. Betty Johnson, Elvis'in ünunü göz önüne alarak vasiyetnamenin fotokopilerini çoğalttı ve ülke capında satılan en buyuk gazete olan "USA Today"e küçük bir ilan verdi. ABD'de mahkeme tutanaklan kamu belgesi sayıldığmdan, isteyen herkesin kullarumına açık tutuluyor. Elvis Presley'in Memphis kent mahkemesindeki vasiyeti de bu belgeler arasında bulunuyor. Belgeyi Memphis'ten getirtmek için yalnızca 35 dolar harcayan Bayan Johnson, şimdiye dek 300 istek aldığını, Avustralya ve tngiltere'den de siparişler olduğunu bildirdi. C u m h u r i y e t K i t a p K u l ü b ü Kadıköy Belediyesi Işbirliği... 2. KİTAP SENUGI 9-18 AĞUSTOS i" imza günleri ım edebiyatçılarla söyleşiler HER TÜRDEN BİNLERCE YAPIT HER GÜN 10.0^20.30 arası Kadıköy Eski İskele yam SEVEMA/AIILLÂ DORSAY Geçen sinema mevsimine bir bakış (3) Türk sinemasından 12 filmGeçen mevsimde Turk sinemasınm durumu kuşkusuz parlak değildi. Sine- ma yazarlan arkadaşlanmla birlikte yaptığımız toplantıda, bir yıl boyunca si- nemalarda gösterime çıkıp seyirci önu- ne gelen film sayısmın 12'de kaldığmı saptadık. Hatta hiç değerlendirme yap- mamak ve durumu kınamamak düşun- celeri de ortaya atıldı. Ancak, bu zor ko- şullara karşın yapılıp seyirci önune ge- lebilen 12 filmin hakkını yememek için bunu yapmadık. Ben de aynı biçimde bu filmlere kısaca yaklaşmayı deneyeceğim. Çalışkan Atıf Yılmaz ~ Atıf Ydmaz, geçen yıl zor koşullara karşın 2 filmle seyirci önüne çıkmayı ba- şardı. Bir vakıf tarafmdan yaptırılan "Berdel", kırsal kesim sorunlanna pek bir yenilik getirmeyen, ancak düzeyli, durüst ve estetik bir yapıttı. Bizim seyir- cimizden hiç görmediği ilgiyi dışanda gördü ve bir ödül aldı. "Bekle Dedim Gölgeye" ise tartışmah bir 12 Eylul fil- miydi. Karmaşık konusuna biraz şema- tik biçimde yaklaşan filmin, yine de belli erdemleri vardı. Gördüğu ilgi biraz da- ha buyuk, ama yine de yetersiz oldu. Bir diğer emektar yönetmenimizin, Memduh Ün'ün gerçek bir olaydan yo- la çıkarak yaptığı "Gün Ortasında Karanlık" filmi de yine yüdınm hızıy- la, hiç tamtımsız gösterime çıkıp yine ay- nı hızla ortalardan yok oldu. Dolayısıyla bu da göremediğimiz ve yargıda bulu- namayacağunız filmlerden biri olarak kaldı. İlk "yardımlı filmimiz" Sinemamızın artık eskiyen isünlerin- den Kartal Tıbet, iddiaşız bir güldürü olan "Koltuk Belası", Ümit Efekan ise "fahişeye tecavüz" maddesinin açtığı tartışmalardan yola çıkan "Madde 438" ile ekranlara geldiler. (İki filmi de gor- medik). Bilge Olgaç'ın "Aşkın Kesişme Noktası", ünlü "bakanlık yardunı" ile çekilen ilk fümimizdi, bu yıizden projek- tör ışıkları altına şetirildi ve çok ağır bi- çimde eleştirildi. lyi olmayan, ama söy- lendiği kadar kötü de olmayan sıradan bir çalışmaydı bu. "Bakanlık yardımT'yla hep "iyi" filmler yapılama- yacağuıın, hatta bu yardımm kimi za- man sömürüleceğinin de bir göster- gesiydi. tKİ BAŞLI DEV — Uluslararası alanda da başan kazanan 'Her Şeye Rağmen' filminin yönetmeni Orhan Oğuz'nn imzasını taşıyan, Ciıneyt Arkın, Sedef Ecer ve Fikret Kuşkan'ın başrollerini üstlendiği 'tki Başlı Dev' de izleyiciye ye- terli derecede ulaşamayan filmlerdendi. arcanan kimi filmler Şahin Gök'ün Orhan Kemal uyarla- ması "Eskici ve Ofullan", belki ilginç yanlan olabilecek bir filmdi. Ama çok kimse gibi biz de göremedik. Orhan Oğnz'un "Üa Baslı Dev"i, bu yönetme- nin "Her Şeye Ragmen"le kazandığı ilk başandan beri hep tökezleyeceğini bek- leyenleri, hatta tökezlemesini isteyenle- ri memnun bıraktı. Çünkü seyirciye he- men hiç ulaşmadı. Ama ben kendi adı- ma bu filmi gerek sinemamız için yeni sayılabilecek temaları, gerekse biçimsel yanıyla savunuyorum. Yaşar Seriner ise doğrusu çoktandır ilgimi çekmeyen bir yönetmen, bu açıdan "Kiraz Çiçek Açıyor" adh ve "alelacele" çevrilip gös- terime sunulan fılmini göremedim. Islamcı sinema Mevsimin agırlığuu oluşturan bir grup "dinsel filmler" veya Islamcı sinema ör- nekleri oldu. Bunlardan emektar Yücel Çakmakh'nın imzasını taşıyan "Minydi Abdullah 2 " ve "Sahibini Arayan Ma- dalya"nın yanı sıra Mesut Uçakan'ın "Yalnız Değilsiniz"i de seyirciden bu- yuk ilgi gördü. Doğrusu bu filmleri, si- nema sanatı açısından hiçbir iddiası ol- mayan, sadece belli bir kesime yönelik ve temelde ideolojik bir misyonla yola çıkmış filmler saydık. Bu ideolojinin bi- ze verecek bir şeyi yoktu. öte yandan bu tur filmlerin yapılmasına karşı da değil- dik. Onun için onları izlemedik, eleştir- medik, sorgulamadık, hoşgöruyle kar- şüadık. Ancak sağcı kesimden kimi dost- larımız bize bu filmleri niye görüp yaz- madığımız konusunda sürekli sorular yönelttiler. Olasılıkla hakuydılar, bun- ları görmemiz ve eleştirmemiz belki da- ha doğru olurdu. Ve "Camdan Kalp". Ve bu genel bakış içinden sıyrılan ve gerçekten umut veren tek bir film oldu geçen yıl. Bir "ilk film": Fehmi Yaşar'ın "Camdan Kalp"i gerek ele aldığı ülke çoğu ya seyirci karşısına çıkamamışlar ya da çıktıklannda alabora olmuşlardır. Geçen mevsim seyirciyi sinemalara çe- kebilen tüm yerli filmlerimizin bu ünlü bakanlık yardımmın dışında gerçekleş- tirilmiş filmler olması ilgi çekıcidir. Ge- rek "Camdan Kalp", gerekse "Minye- li Abdullah" veya "Yalnız Değilsiniz" gibi Islamcı filmler yardım-dışı yapılmış filmlerdir. Yardımm gerekliliği Bundan kuşkusuz bakanlık (yanı dev- let) yardımmın hiçbir yaran yok, bun- maz. Ancak yalnız onunla da olmadığj görülmüştür. Tanıtım eksikÜgT Geçen sinema mevsiminde seyirciye ulaşabilen Türk filmi sayısı 12 olarak belirlendi. Atıf Yılmaz, Türk sinemasının içinde bulunduğu zor koşullara rağmen iki fılm ile seyirci önüne çıkmayı başardı. Memduh Un, Kartal Tibet, Ümit Efekan, Bilge Olgaç, Şahin Gök, Orhan Oğuz, Yaşar Seriner, Fehmi Yaşar ve 'Islamcı sinema'nın temsilcisi Yücel Çakmaklı, Mesut Uçakan bu 12 filme imza atan yönetmenlerdi. çelişkilerinin keskinliği ve doğnıluğu, ge- rekse anlatım ozellikleriyle dikkatleri çekti, eleştirmenlerin hemen hepsince övuldu, ödüller aldı, seyircimiz tarafın- dan da izlendi. Yardım dışı filmler Gorulduğu gibi toplam son derece za- yıftır. Sinemamız hep soylenen, hep va- rolduğu ileri surulen "bunalım"ın bu kez tam göbeğindedir. Sinemamız geçen yıl devletin uzattığı koltuk değneğiyle bi- raz belini doğrultabilmiş, oldukça bol keseden dağıtılan 200'er milyonlarla bir dizi film yapılabilmiş, ancak bunların dan vazgeçilmelidir gibi bir sonuç çık- mıyor. Bu kısa dökum yazısının içinde sinemamızın bunalımına careler aramak işlevi yok. Ancak bu konuya yeniden dönmek umuduyla şimdilik birkaç temel düşüncemizi söyleyelim. Devlet yardımı gereklidir, şarttır. An- cak bunun kaba bir "200'er milyon dagıtmak" biçiminde değil, yapımın se- naryodan başlayarak çeşitli aşamalann- da daha incelikli, daha "sofistike" bi- çimde, daha aynntıiara değin, aynca da- ha objektif, "hakkaniyetli" ve sinema sanatına dönuk biçimde gerçekleştiril- mesi gerekiyor. Devlet yardımı önemli, gıderek yaşamsal bir konudur. Onsuz ol- Dolayısıyla bu yardımm yeni bir yak- laşımla, yeniden ele alınması, her filme belli bir miktar gibi kaba bir biçimden çeşitli aşamalara yayılmış daha incelik- li bir sisteme geçilmesi ve de yardım ko- nusunda, geçen yılın "Camdan Kalp" skandalının yinelenmesine olanak ver- meyecek daha nesnel bir mantığa geçil- mesi şarttır. Devletin her alanda tasar- rufa gittiği şu günlerde, zaten yardımın tümüyle gerçekleşmemesi de söz konu- su. Ama eğer gerçekleşecekse, olaya bir çeki-duzen verilmesi gerekli gözükuyor. Öte yandan, sinemacılarımızm, diğer alanlar bir yana, ama en azından tanı- tun, promosyon, reklam konularında çok daha çağdaş olmalan gerekiyor. Yerli filmler, binbir güçlukle yapıbyor, sonra "saldım cayıra, Mevlam kayıra" zihniyetiyle sinemacılık denen cangıla atılıveriyor. Ne bir tanıtun, ne bir kam- panya, hatta ne bir duyuru, gazetelerde ne bir küçük kare ilan!.. "Madde 438", "Gun Ortasında Karanlık", "Eskici ve Ogullan" gibi nispeten ilgi görebilecek filmlerin gösterimi, sanki kamuoyundan bir sır saklarcasma yapılmış, sonuçlar ise tam bir fiyasko olmuştur. Her yönüyle çağdışı kalmış bir sinemacılığın hemen her alanında zamana uymak gerekli. Ancak bu alanların hemen başlannda, tanıtım ve 'promosyon' denen olayın yattığını bir kez daha anımsatalım. YILIN EN İYİLERİ Atillâ Dorsay'a göre yılın en iyi yerli filmleri şöyle: 1- Camdan Kalp (Fehmi Yaşar) 2- tki Başlı Dev (Orhan Oğuz) 3- Bekle Dedim Gölgeye (Atıf Yıl- maz) Tvde Tek Başına'nın yönetmeni Chris Colombııs'un yeni filmi gösterimde iki temel sorunuInsanoğlBekârm DerA (Only the Lonely) / Yönetmen: Chris Colombus / Senaryo: Chris Colombus / Görüntü: Julio Macat / Müzik: Maurice Jarre / Oyuncular: John Candy, Maureen O'Hara, Anthony Quinn, James Belushi, Ally Sheedy, James Belushi, Macauley Culkin / Bir Fox Filmi (Site, Sinepop, Süreyya, Şafak, vs.) Amerıkan "melting pof'un- dan yansıyan tipik bir oyku... İr- landa kökenli Rose Muldootı, dul ve geçkin yaşta bir kadın olup, biri evlenip kaçarak haya- tım kurtarmış, obüru ise tüm varlığını kendisine adamış iki orta yaşlı oğul sahibidir. Ana- oğul arasındaki egemenlik iliş- kileri, daha filmi açan kahvaltı sahnesinde çok iyi ortaya çıkar: Egemenlik tümüyle Rose'dadır ve o, kimi zaman zehir dili, ki- mi zaman ise yapay baseğmesiy- le, hep istediğini yaptıracaktır. Bu arada Rose, kendisine sürekli "asılan" yaşını-başım almış Nick'ten Yunan kokenli olduğu için ne denli nefret edıyorsa, ev- de kalmış şışman oğlunun son umut olarak sarıldığı Theresa 1 dan da o denli nefret etmekte- dir. Çunkü Theresa da ltalyan, üstelik yarı Sicilyalı, yarı Polon- yahdır. Rose, vaktıyle Yahudılere olan nefretını kocasının Yahudi patronlarının onünde haykırıp KALABALK KADRO— Chris Colombus'un yeni filmi Bekânn Derdi'nde kalabalık bir ovuncu kadrosu rol alıyor. Ally Sheedy, John Candy, Maureen O'Hara, Anthony Quinn, James Belushi ve yönetmenin "Evde Tek Başına" filminin yıldızı, küçük Macaule> Culkin... adamın meslek hayatını nasıl mahvettiyse, şimdi de her tür azınhğa olan nefretı ve de yal- nız kalmak korkusu yüzunden, oğlunun evlihğine de engel ol- maya kararlıdır. Ama aşkın "hükmünu îcra ettigi" bir nok- ta da vardır ve onlenemez!.. "Evde Tek Başına" ile geçen yıl sinema seyırcimızın gözdesi olmayı başaran Chris Colom- bus, senaryosunu da yazdığı ye- ni filminde, bıze sorarsanız "Ev- de Tek Başına"dan çok daha >o- ğun ve sevimh bir fılm yapma- sını bilmiş. Ana temalarını "Only the Lonely" adını taşıyan, biri Roy Orbison'un, öbüru Frank Sinatra'nın iki unlu şar- kısından aldığını söylüyor yö- netmen... Film, Orbison'un unu- tulmaz şarkısıyla açılıyor ve mu- zikal nostaljilerimiz'n okşaruna- sı bitmeden, bu kez sinema nos- taljisi başhyor. Evet, bir zaman- lann unutulmaz trlandalı, kızıl- saçlı ve ofkesi burnunda yıldızı Maureen O'Hara, tam 20 yıl sonra perdeye dönüş yapmakta- dır. 70'ini devırmiş, kaçımlmaz olarak iyice yaşlanmış, ama oyun gucu ve de genel görunü- mu gayet yerinde olarak!.. Colombus. insanoğlunun iki temel, "ezeli ve ebedi" sorunu- nu filminin odak noktasına yer- leştirmiş: Kimilerinin tombişlik diye de adlandırdığı şışmanhk ve ana-oğul ılişkisi. Sayısız psiko- loji kuramına malzeme oluştur- muş ve sayısız ruh doktoruna ekmek sağlayan bu ilginç olgu- lar, filmde yumuşak ve iyimser bir vaklaşımla ele ahnrmş. Ama bu yumuşaklığın ardında, doğ- ru sergilemeler ve acı gerçekler sırıtıyor. Oğulun anasından her uzaklaştığında gördüğü, onun başına gelebilecek belalarla ilgili "düşler" çok ilginç. Her zaman değüse de yer yer Colombus, ba- şarılı mizah bölümleri gerçekleş- tiriyor. Örneğin Theresa'run, "ölülere makyaj yapraak" olan mesleği gereği, cesetlerı Clark Gable veya Jimmy Durante'ye benzetme çabaları, gerçek bir karamizah doruğu. "Bekânn Derdi", en azından şişmanlann ve de analanyla kar- maşık bir ilişkiyi sürdürenlerin, ama elbette aslında biraz eğlen- mek amacıyla hemen herkesin gorebileceği hoş bir film. Okurlarıma: Sayın okurlanm Sevgi Oy- mak, Cemal Alünsoy ve Ahmet Biricik. Hepsı de aynı sınemay- la ilışkili şikâyetler içeren mek- tuplarınızı aldım. Ancak soz ko- nusu salona karşı bir kampan- yaya dönüşmesin diye yayımla- mıyorum. Ama merak etmeyin, boşuna yazmadınız. Mektuplar yerlerine ulaştı, gerekli yankıla- rı yaptı. Ve sanırım ki söz konu- su durumlar ve söz konusu zih- niyet, ciddi biçimde geriletildı. Amaç "bagcıyı dövmek degil, üzttm yeroek" olduğuna göre sa- nırım bu kadarı yeter. llginıze teşekkur eder, bol sinemah gün- ler dilerim. Çin Haftası • İSTANBUL (ANKA) — Çin Haftası, 22 ağustos tarihinde tstanbul'da başlayacak. TUTAV'm konuğu olarak Çin Halk Cumhuriyeti'nden gelecek olan 18 kişilik Çin grubundan akrobatlar çeşitli gösteriler yapacak. Çin grubu, îstanbul ve Ankara'mn yam sıra Antalya'da da etkirüiklerde bulunacak. Akrobasi gösterilerinin yanı sıra gelen grupta deneyimh' Çin aşçılan Çin mutfağından geleneksel örnekler sunacaklar. Menuhin festivalde • Kültür Servisi — Nisanda yetmiş beş yaşma basan Sir Yehudi Menuhin Uluslararası Edinburgh • Festivali'nin geleneksel galasında açılış konserini yönetti. 2500 dinleyicinin bulunduğu Ushell'deki konserde Menuhin Mozart'm yapıtlannı seslendiren orkestrayı yönetti. Ünlü orkestra şefinin oğlu Jeremy'nin de solist olarak katıldığı konserde lskoç Oda Orkestrası Mozart'ın 24 -' Nolu Piyano Konçertosu'nu seslendirdi. Aynca Edinburgh Festival Korosu da Mozart'ın Si Minör Kilise Ayiai'ni seslendirmek üzere orkestraya katıldı. GAP semınerı • ANKARA (ANKA) — "11 Kultur Müdürleri GAP Semineri" 73 il kültur müdürü ve Kültür Bakanlığı ust düzey yöneticilerinin katılımıyla 19 eylül perşembe günu Gaziantep'te başlayacak. Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre seminer süresince bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlann tanıtılması, Kültur ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kanunu, kacak kazılar ve eski eser kaçakçılığının önlenmesi, 3257 sayılı Sinema Video ve Müzik Eserleri Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve milletlerarası sözleşmelerin uygulanmasında birliğin saglanması konulan üzerinde durulacak. Seminer, Ataturk Barajı ile tünellerin incelenmesi ve Şanlıurfa Balıklı Göl'ün'l" gezilmesi Ue ^.e^üljje^ w ı sona erecek. Ti^kya'da konservatuvar • EDtRNE (AA) — Trakya Üniversitesi (T.Ü.) Devlet Konservatuvan 1991-92 eğitim-öğretim yılında faaliyete başlayacak. T.Ü. Rektörii Prof. Dr. Ahmet Karadeniz, konservatuvara alınacak öğrencilerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, okul tarafından açılacak sınavın herkese açık olduğunu kaydederek gerekli belgelerin üniversitenin öğrenci işlerinden temin edilebileceğini anlattı. 16-19 eylül tarihlerinde yapılacak sınava, ilkokulu bu yıl bitiren öğrenciler katılabilecek. Aynca konservatuvara gerekli olan 350 milyon lira tutarındaki müzik aletlerinin alınması için ihale açılacak. Eğitim süresinin orta ve yüksek eğitimi kapsayacak şekilde 10 yıl olarak gerçekleşeceği T.Ü. Devlet Konservatuvan, 1991-92 eğitim-öğTetim yılında iki bölümde faaliyet gösterecek ve her bölüme 30 öğrenci alınacak. Şile'de turizm etkinli^i • Költör Servisi— Şile Belediyesi'nin hazırladığı 'Turizm ve Kültür Programı' bugiin başlıyor. Program kapsamında mendirekte kurulacak sinevizyon ekranından Şile'nin kültür ve tabiat varlıklan yansıtılacak. Aynca yine aynı yerde çeşitli gruplar sahneye çıkacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Şile Belediye Başkanı thsan Çayıroğlu, tüm insanlığın ortak malı olan kültür ve tabiat varlıklannın çeşitli nedenlerle işlevlerini yitirmelerinin bütün insanlık için ortak bir yıkımı gündeme getireceğjnin altını çizerek bunun önlenmesi gerektigini belirtti. ^ ' Çayıroğlu, bu mirasın korunması için herkesi ağır sorumluluklar beklediğine işaret ederek başlangıç için ortak bir bilıncin yaratılması gereğine dikkat çekti. Yerel yönetimlere büyük görevler düştüğünü vurgulayan Şile Belediye Başkanı, bundan hareketle bu programı hazırladıklannı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle