Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 AĞUSTOS 1991 HABERLER
SEÇİMSİSTEMİ VEERKENSEÇÎM TARTIŞMASl
CUMHURİYET/5
SHP üe PTT
mahkemelik
• BURSA (Cumhuriyet
Bürosu) — SHP Bursa ll
Başkanlığı, PTT'nin
abonelerinden aldığı 25 bin
liralık fark acretinin
kaJdınlmasıyla ılgili
yürütmeyi durdurma
istemiyle Ankara Idare
Mahkemesi'ne başvuruda
buJundu. SHP Bursa ll
Başkanı Şemsettin Şen,
başvuru dilekçesini dün
Ankara Idare
Mahkemesi'ne gönderilmesi
için Bursa Nöbetçi Idare
Mahkemesi'ne verdi. Şen,
PTTnin yılbaşmda
abonelerinden 500 konuşma
karşılığı ücretin peşin
alındığını anlatarak, yıl
ortasında böyle bir
uygulamaya gitmenin
cağdaş devlet aniayışına ters
düştüğünü söyledi. PTT'nin
bu uygulamasımn 60, 120
ve 333 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamelere
aykın olduğunu savunan U
başkanı, telefonun bir
ticaret aracı gibi değil,
'medeni bir ihtiyaç vasıtası'
olarak görülmesı gerektiğini
beürtti.
"Terör 900
yıldır var"
• MUĞLA (Cumhuriyet)
— Muğla Emniyet Müdürü
Yavuz Elbirler, toplumun
gündemiyle polisin
gündeminin birbirine yakın
olduğunu vurgulayarak
"Türkiye*nin gündeminde
üç türlü terör var. Bunîar
traflk, politik ve çek-senet
terörü" dedi. Terörün yeni
bir olay olmadığmı, çok
eskilere dayandığını belirten
Elbirler, "Anadolu
toprakları üzerinde 1070*ten
bu yana 900 yıldır terör
olaylan yaşanmıştır" diye
konuştu. Roteryenlerin
düzenlediği "Emniyet
Teşkilatı ve Terör" konulu
toplantıda konuşan Muğla
Emniyet Müdürü Yavuz
Elbirler, "Devlet politik
teröre karşı operasyon
düzenliyor, neden trafik
terörüne karşı operasyon
yapılmıyor" diye sordu.
Elbirler Türkiye'de trafik
terörünün ilk sırayı aldığını
da ısrarla söyledi.
Sözen'e
destek
• tstanbul Haber Servisi
— tstanbul Anakent
Belediye Başkanı Nurettin
-Sözen hakkında açılan
Süzer Oteli davasının
bugünkü duruşması
öncesinde çok sayıda ilin
SHP'li belediye başkanları
iün gece Jstanbul'da bir
araya gelerek Sözen'e destek
verdiler. Nurettin Sözen'in
Kalyon Otel'de verdiği
yemeğe katılan belediye
başkanları. bugün yapılacak
duruşmanın yanı sıra yerel
yönetimlerin sorunlanm da
tartıştılar. tstanbul 5. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
görülecek davaya konuk
belediye başkanlannın yanı
sıra SHP tstanbul il ve ilçe
örgütlerinden yetkililer ile
ilçe belediye başkanlannın
da katılacağı belirtildi.
SHP köylere
iniyor
• ANKARA (UBA) —
SHP'nin araştırmalardan
sorumlu Merkez Yüriitme
Kurulu üyesi Korel
Göymen, SHP'nin
alternatif programlannın
köy kahvelerine kadar
götürüleceğini söyledi.
Korel Göymen, SHP'nin
erken seçim çalışmaJan
/nusunda görüşlerini
açıklarken, alternatif
program çalışmalarının
kasımda seçim yapılacağı
ihtimaline göre
yürütüldüğünü belirterek
erken seçimin kendileri için
sürpriz olmadığını bildirdi.
Korel Göymen, "Bizim
hazırhklarımız seçimlerin
de ötesinde çalışmalar,
seçimler için gerekli olan
malzemelerimiz, alternatif
programlarımız esas olarak
hazır, şimdi bu malzemeleri
nasıl kullanacağımıza karar
vereceğiz" dedi.
"PKK herekâü
hataydı"
• ANKARA (ANKA) —
Sosyalist Birlik Partisi
(SBP) Genel Başkanı Sadun
Aren, Türk Silahh
Kuvvetleri'nin PKK
kamplan ve militanlanna
karşı giriştiği sımrötesi
harekâtta hükumetin hesap
hatası yaptığını, bu
eylemiyle PKK sorununa
bir de uluslararası boyut
\ azandırdığmı söyledi.
. ren, konuyla ilgili olarak
ANKA muhabirine yaptığı
değerlendirmede, PKK'ya
yönelik harekâtın sınırdışına
uzanmış olmasının çeşitli
ülkelerin olumsuz
tepkilerine yol açtığını
hatırlatarak "Hükumetin
bunlan hesaba katmadığı,
bir hesap hatası yaptığı
dikkati çekmektedir" dedi.
Seçim, sistemini arıyortç Politika Servisi — Türkiye'de seçim
rüzgârları yine esmeye başladı. Muhalefet
partilerinin 1989'daki yerel seçimlerden bu
yana sürekli dile getirdiği "erken seçim",
Başbakan Mesut Yılmaz'ın girişimleriyle
daha somut biçimde gündeme geldi. Geçen
hafta SHP Iideri Erdal tnönü ve DYP
lideri Süleyman Demirel'le yaptığı sürpriz
görüşmelerde bu yılın kasımında erken
seçime gidilmesi eğilüni ortaya çıktı.
Yılmaz'ın muhalefet liderlerine götürdüğü
"erken seçim" önerisi anayasa değişikliğini
de içeriyordu. Yılmaz, anayasanın özellikle
seçimle ilgili maddelerini değiştirerek
milletvekili sayısmı 600'e çıkannayı, yüzde
25 oranında Türkiye milletvekili sistemini
getirmeyi öneriyordu. tktidar eğilimleri
arasında "dar bölge seçim sistemi" ve her
bölgeden çıkacak milletvekili sayısımn iki
katı aday gösterilmesi de vardı. Inönü,
Yılmaz'ın bu girişimine ilk anda, "Yetkili
kurullanmızda görüştükten sonra yanıt
vereceğiz. Biz bir an önce seçim istiyoruz.
2.5 yıldır seçim istiyoruz" karşılığını
veriyordu. SHP liderinin eğilimi bir
komisyon kurularak Seçim Yasası'mn
uzlaşma ile çıkarılmasıydı. DYP lideri
Demirel ise ilk görüşmeden sonra anayasa
ve seçim yasalannda değişiklik için
Yılmaz'la mutabakat sağladıklarını
belirterek eğilimini şöyle dile getiriyordu:
"Madem ki seçim, seçmen yaşının
indirilmesi, milletveküi sayısımn 600'e
çıkanlmasıyla olacaktır, bay hay... Yalnız
şu bilinmelidir ki seçim bize bir liituf
degildir. Seçimi millet istiyor. Bu bir erken
seçim değil, gecikmiş bir seçimdir.
Anayasa değişikliği fazla
genişletilmemelidir."
Yılmaz'ın bu girişiminden sonra partilerin
kurmayları anayasada ve Seçim Yasası'nda
yapılacak değişiklik üzerinde yoğunlaştılar.
Tartışmanın ana noktasmı, getirilecek olan
seçim sistemi oluşturuyordu.
Parlarr.entoda grubu bulunmayan partiler
de SHP ve DYP'ye yüklenerek adil
olmayan bir seçim sisteminin gündeme
gelmesini engellemeye çalışıyorlardı.
Bu haftanın başında SHP, anayasa ve
Seçim Yasası ile ilgili değişiklik önerilerini
açıkladı: SHP'ye göre milletvekili sayısı
500'e çıkmalı, Türkiye barajı yüzde 10'dan
yuzde 5'e düşürülmeli, il barajı
kaldınlmalı, dar bölge getirilmemeli,
Türkiye milletvekilliği uygulanmamalıydı.
Başbakan Yılmaz, SHP ve DYP liderleriyle
yaptığı ilk görüşmeden birkaç gün sonra
tavrını sertleştiriyor ve muhalefeti erken
seçimden kaçmakla suçluyordu. Düne
kadar süren gerginlik, Partiler Arası
Komisyon'un sonuç alınmadan
dağılmasıyla yeni bir boyut kazandı.
Gündemdeki erken seçimin en önemli
yanını seçim tartışmaları oluşturdu.
Bugünden başlayarak partilerin, bilim
adamlarının seçim sistemine ilişkin
görüşlerini, diğer ülkelerdeki seçim
sistemlerine ilişkin örnekleri ve bu konuda
süren tartışmaları yayımlıyoruz.
OPLANTININ PERDE ARKASI Başkan Aren SBP'nin seçime girmesini istiyor
6
Millî bakiye5
sistemî
._ . . _ v.
Partilerin seçim komisyonu ilk toplanlısını dun yaptı. Ancak anlaşma olmadan dağıldılar. (Fotoğraf: BARIŞ BİL)
Şen başladı, gergin bitti
HAKKI ERDEM
ANKARA — Partilerarası seçim komis-
yonu neşeli başladı, gergin sona erdi. Baş-
langıçta imalı esprilerle gülen ANAP, SHP
ve DYP temsilcileri, bir uzlaşmaya vanla-
mayınca, belirsizliğin neden olduğu gergin-
lik içinde toplantıdan aynldılar.
ANAP adına toplantıya katılan Genel
Başkan Yardımcısı Ersin Taranoğlu, Onu-
ral Şeref Bozkurt ve Alpaslan Pehlivanlı,
ANAP Grup Yönetim Kurulu odasında ga-
zetecilerle beklerken, SHP ve DYP temsil-
ciieri sözleşmişçesine aynı anda ve kolları-
nın altında dosyalarla kapının onünde be-
lirdiler. Ev sahibi tarafından kapıda karşı-
lanan SHP ve DYP'liler çaylanm yudum-
larken espriler başladı. ANAP'lı Bozkurt-
un "Bizim grup dıiğüne döndü" sözleri esp-
rilerin yönünü çizdi.
Sohbete bir süre ara verildiğinde, benzet-
meden yola çıkan bir gazeteci "Kızı isteyin
artık" diye söze girdi. Bunun üzerine Tara-
noğlu, Bartın seçimlerinden örnek vererek
"Biz seçime nişan sepeti ile gitmiştik. Se-
pette, halkın istediği çeyizler vardı. Eğer se-
çimi kaybetseydik sepeti geri alacağımızı
söylemiştim. Nişan bozulduğunda nasıl he-
diyeler geri alııursa bu da öyle" diye konuş-
tu. Cindoruk, bu sözlere "Siz bu kafayla gi-
derseniz, seçimden sonra evde kalırsınız" di-
ye karşıhk verince kahkahalar yükseldi.
2.5 saat süren toplantıda söze ANAP'lı
Taranoğlu başladı.
Cindoruk bir ara ANAP'lılara, "Seçim
yasasmda ne yapacaksınız? Hiç değilse
ipuçlan verin. Ne hileler bazırlıyorsunuz?
Amacımz Özal'ı seçim propagandasına mı
sokmak" sorularını yöneltti.
Uzayan görüşmelerde bir uzlaşmaya va-
nlamayacağı ortaya çıkınca, toplantıya son
verilmesi ve ortak bir açıklama yerine her
partinin kendi düşüncelerini acıklaması ka-
rarlaştmldı. Toplantı sona erdikten hemen
sonra ANAP adına Taranoğlu, SHP adına
Çetin ve Güneş, DYP adına da Cindoruk
açıklamalar yaptılar. Cindoruk, açıklama
sırasında esprilerini yine sürdürdü:
"Seçim havası göriinmedi, ama ortada bir
oyun havası var."
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Sosyalist Birlik Partisi
(SBP) Genel Başkanı Sadun
Aren, seçim yasasında belirtilen
sayıda il ve ilçe örgütü kurama-
dıkları için olası bir erken seçi-
me katılamayacaklannı söyledi.
Aren, kendi durumlannda baş-
ka partiler de bulunduğunu be-
lirterek yeni seçim yasası hazır-
larurken, belli bir tarihten önce
kurulmuş tum partilerin seçim-
lere katılmalannı sağlayacak bir
düzenleme getirilmesini istedi.
SBP'nin seçimlere katümaması-
nın Türk demokrasisi için "bü-
vük bir eksiklik" ve "büyük bir
jyıp" olacağını öne süren Prof.
Sadun Aren, adil olmayan bu-
günku seçim sisteminin değişti-
rilerek yerine "milli bakiye" sis-
teminin getirümesini istedi. Se-
çimlere girebilecek tüm partili-
lere eşit propaganda, iletişim ve
tanıtma olanaklan sağlanması-
nın da demokrasinin ve adil bir
seçimin gereklerinden olduğunu
vurgulayan SBP Genel Başkanı
Aren, bunun için seçime katıla-
cak yeni partilere de Hazine yar-
dımı yapılması gerektiğini sa-
vundu. Savunduklan milli baki-
ye sisteminin, aynı zamanda ül-
kede siyasi istikrarın kurulma-
sına yardımcı olacağını da öne
sıiren Aren, Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada özetle şunları
söyledi:
"öncelikle partimizin seçim-
lere katılmasını talep ediyoruz.
Çünkü seçimlerin erkene aun-
ması, partimizin seçimlere gir-
mesinin yasal gereklerini yerine
getirmesini imkansız kılmıştır.
Oysa seçimler zamamnda yapıl-
saydı, biz bu gerekleri eksiksiz
yerine getirirdik. Bu nedenle bu
erken seçime girmesini sağlaya-
cak yasal düzenlemeler yapılma-
smı bekliyoruz. Bunun için bu-
lunacak formüllerden birisi, bel-
li bir tarihten önce kurulmuş
partilerin tümünün seçimlere
girmesi. SBP, Türkiye'nin geç-
mişinde kökleri olan ve dünya-
Aren: SBP'nin
seçimlere
katılmaması büyük
eksiklik ve büyük
ayıp.
nın başka ülkelerinde benzerle-
ri bulunan önemli bir partidir.
Bundan ötürü bu partinin se-
çimlere girememesi, demokrasi-
mız açısından buyük bir eksik-
lik, büyük bir ayıp olur.
Seçimlere girmek iyi bir şey
olmaİda beraber, yeterli degildir.
Seçim sisteminin demokratik ve
adilolması gerekir. ömeğin, bu-
Ecevit, anamuhalefetpartisinin seçim komtsundaki tavrını destekliyor
'SHP ısrar etmekte haklı'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, SHP'nin, parti-
ler arası ortak komisyona götür-
düğü anayasa ve seçim yasası
değişiklik önerilerinden bazıla-
nnı olumiu buiduğunu söyledi.
Ecevit, SHP'nin önerilerinde ıs-
rar etmesi nedeniyle sonuç alı-
namayan ortak komisyon top-
lantısından sonra, SHP'nin tu-
tumunu hakh buiduğunu bildir-
di. Ecevit, •'Mahalefet, adalet-
ü bir seçim sistemi için gerekli
koşullarda ısrar etmekte haklı-
dır. Hiç kimse bunu 'erken se-
çimden kaçmak' biçiminde
yornmlayamaz" dedi.
Ecevit, "SHP'nin önerUerini
olumlu buldnğunuza göre, bir-
likte bir calışma yapmanız söz-
konusu olabilir mi" diye soran
Cumhuriyet muhabirine, "Her-
hangi bir partiden istek gelirse
seçim sistemi ve anayasa konu-
sunda dbette görüşebiUriz. An-
cak, birleşme ve işbirliği gibi ko-
nuları göriişmemiz söz konusu
değil" karşılığını verdi.
Ortak komisyon toplantısı
sona ermeden önce dün yazılı
bir açıklama yapan Ecevit, "Se-
çimlerin adaktli ve demokratik
olması ve seçmen iradesini çar-
pıtmadan Meclis'e yansıtması
için ban koşullar öne sürmek
mnhalefetin doğal hakkıdır.
Muhalefetin böyle koşullarda
direnmesi, hak olmanın da öte-
sode, bir demokratik görevdir"
dedi. Seçimleri olabildiğince er-
ken yapmakta büyük yarar bu-
lunmasına rağmen, seçimlerin
nasıl ve ne zaman yapüacağının
çok daha önemli olduğunu vur-
gulayan Ecevit şu görüşleri dile
getirdi:
"Kendi yaptırdığı ankete gö-
re bile en çok yüzde 26 oy ala-
bilen, gerçekte o kadar oy ala-
bilmesi bile hayal olan bir par-
tiye ücüncii kez iktidar olma fır-
satını sağuunak muhalefetin üs-
töne vazife degildir. Mubaiefe-
tin, adil bir seçim sistemi için di-
retmesi durumunda, iktidar
partisi Genel Başkanı Sayın Me-
sol Yılmaz, eğer 'muhalefet adil
bir seçim sisteminde ısrar edi-
yor, öyleyse ben önümüzdeki
kasım ayında seçimden
vazgeçiyorum' derse muhalefet
erken seçimden kaçmış olmaz.
Tam tersine, Sayın Mesut Yıl-
maz hem adil seçimden hem de
erken seçimden kaçmış olur. O
nedenle, SHP ve DYP'nin, Sa-
yın Mesut Yılmaz tarafından
kefldilerine yöneltilen 'erken se-
çimden kaçmak için bahane
anyorlar' şantajına boyun eg-
melerine hiç gerek yoktur."
Mahalefet adaletli bir seçim
sistemi istemi için gerekli
koşullarda ısrar etmekte
haklıdır.
Darphane'de bol keseden
para bastırarak, tezgâhladığı
cömertlik taktiğinin ve seçim
ekonomisinin foyası
önümüzdeki yıl saklanamayacak
hale gelecektir. ANAP silinip
gidecektir. Onun için Yılmaz'ın
Darphane'den bir acele seçim
sandığına koşmak istemesi
doğaldır.
Ecevit, Başbakan Yılmaz'ın,
adil bir seçim yasası için muha-
lefetten gelen istekler karşısın-
da, "şantaj kokan, hırçın ve
kaba" çıkışlarda bulunmasının,
henüz kamuoyunca yeteri kadar
tanınmayan yeni ANAP Genel
Başkanının "ciddi devlet
adamı" maskesi altında çok
başka bir kimlik saklı bulundu-
ğu kuşkusunu doğurduğunu
kaydetti.
Yılmaz'ın kasım veya en geç
aralık ayında bir erken seçime
kendi çıkan açısından gereksi-
nim duyduğunu kaydeden Ece-
vit açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü sağlam kaynaklar-
dan oluşturmadan. darphanede
bol keseden para bastırarak tez-
gâhladığı cömertlik taktiğinin ve
seçim ekonomisinin foyası önü-
müzdeki yıl saklanamaz duru-
ma gelecektir. Ekonomiyi de,
halkı da perişan edecektir ve
ANAP silinip gidecektir. Onun
için Sayın Mesut Yılmaz'ın,
darphaneden, bir acele seçim
sandığına koşmak istemesi do-
ğaldır."
Yılmaz'ın bu aşamada, SHP
ile DYP'ye mahkûm durumda
olduğunu vurgulayan Ecevit,
Türk siyasal yaşamım son dere-
ce adaletsiz bir seçim sistemiyle
sürüklendiği bunalımdan ve çık-
mazdan kurtarmak için, SHP
ve DYP'nin eline tarihsel bir fu--
sat geçtiğini beürtti.
SHP ve DYP'nin, bu konu-
da ödün vermeksizin sonuna
kadar dayatmalan durumunda,
Başbakan Yılmaz'm, hem erken
seçime hem de adil bir seçime
razı olmak zorunda kalacağını
savunan Ecevit, şöyle dedi:
"Çünkü razı olmadığı takdir-
de, seçim sistemini büsbütün
yozlaştırsa bile önümüzdeki yıl
yapılacak secimlerde ANAP
ağır bir bozguna uğramaktan
kurtulamayacaktır. tktidarda
kalabilmek şöyle dursun, belki
grup bile kuramayacaktır.
Buna karşıhk, eğer SHP ve
DYP adil bir seçim sistemi için
sonuna kadar dayatmazlarsa,
ikinci ANAP iktidanndan bir
an önce kurtulmak uğruna
üçüncü bir beş yıllık ANAP ik-
tidanna kendi elleriyle kapıyı
açmış olacaklardır. Böyle bir
günahın hesabını da millete ve-
remeyeceklerdir. Adil bir seçim
sistemi için dün (önceki gün)
SHP merkez organlannın öne
sürdüğü koşullar, DSP'nin
uzun süredir öne sürdüğü koşul-
larla uyumludur. Ancak
SHP'nin, 1987'de yaptığı gibi,
son anda yine tavır değiştirip
ANAP'la suç ortaklığına yönel-
meyeceğini, böylece iktidan bir
kez daha ANAP'a teslim etme-
yeceğini umanm."
DüNYADA SEÇİM
SİSTEMLERİ
günkü seçim sistemi adil bir se-
çim sistemi degildir, demokratik
de degildir. Zaten bundan ötü-
rüdür ki ülkemiz bu yüzden si-
yasi bir bunalım yaşamaktadır.
Adaletli bir seçim sisteminin en
mükemmel öraeği, milli bakiye
sistemidir. Bu sistemde, hiçbir
oy ziyan olmamakta ve her parti
aldığı oy oranında mecliste tem-
sil edilmektedir. Bu sistem, 1965
seçimlerinde ülkemizde uygu-
lanmıştır. Ve iyi bir sonuç alın-
mıştır. Aynca, 1965 seçimlerinin
de gösterdiği gibi bu sistem, bir
partinin tek başına iktidara gel-
mesine de engel degildir. Nite-
kim AP, 1965 yıhnda tek başı-
na iktidar olabilmiştir. Bizim ta-
lebimiz, tekrar böyle bir siste-
min kabul edilmesidir. Ancak
bu sayede, memleketteki tüm
sosyal siyasal akımlar güçleri
oranında parlamentoda temsil
edilirler. Bu, ülkeye büyük bir
siyasi istikrar sağlar. Bu nokta-
da hükümet kurma konusu ile
siyasi iktikrar konusunu birbi-
rine karıştırmamak gerekir. Ko-
alisyon hükümetleri mutlaka is-
tikrarsızlık demek degildir.
Diğer bir talebimiz de secim-
lerde diğer partilerle eşit propa-
ganda tanıtma olanağına sahip
olmaktadır. Bilindiği gibi çağı-
mız iletişim ve tanıtım çağıdır
reklam çağıdır. Bazı partiler bu
konuda çok büyük olanaklara
sahiptirler. Oysa bizim gibi ye-
ni kurulmuş partiler, bundan
yoksundur. Bu nedenle hiç de-
ğilse, seçime girme olanağı sağ-
lanan tüm partilere seçim süre-
since Hazine"den yardım yapıl-
masını gerekli görüyorum."
İNGİUERE
Çoğunluğu olan
seçimi kazanır
tngiltere'de iktidar da kendini iktidar adayı
gören muhalefet de seçim sisteminden
memnun. 'Çoğunluk sisteminin" uygulandığı
ülkede, parlamento dışı muhalefet, sol kesim
ve küçük muhalefet partileri ise "nispi
temsil" sisteminden yana.
BİR GÖRÜŞ
Prof. Araslı "küçültülmüş bölge sistemi"ni kuşkuyla karşılıyor
'Iktidarın meşnıiyeti tartışıhr'
TURHAN YILMAZ
ANKARA — Anayasa hukukçusu Prof.
Dr. Oya Araslı, ANAP'ın düşündüğü "kü-
çültülmüş bölge seçim sislemi"nin, toplum-
da seçimin adil olmadığı yönünde iddiala-
rı gündeme getireceğini, bunun da, ortaya
çıkacak iktidann meşruiyetinin tartışılma-
sına yol açacağuıı söyledi. Araslı, tartışma-
lann boyutlanmasıyla da demokratik reji-
min tehlikeye gireceğini beürtti.
Böylesi bir sistemin, mevcut sisteme yö-
neltilen "adU değil" yönündeki eleştirileri
daha da arttıracağını ve pekiştireceğini id-
dia eden Araslı, bu sistemle gerçekleştirile-
cek bir seçim sonucu ortaya çıkacak tablo-
ya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Demokratik bir toplumda seçim, bir ik-
tidann meşnıiyet kaynağıdır. Seçimin hakca
ve düriist olmadığı yönünde toplumda or-
taya çıkacak kuşkular, doğnıdan bu seçim-
den çıkacak iktidann tartışılmasına yol
acar. Bu tartışmalar boyutlandınldığmda da
demokratik rejim tehlikeye girer. Yani doğ-
nıdan demokratik rejim (artışraa konusu
olur."
Oya Araslı, secim çevrelerinin saptanma-
sının da toplumda kimi kuşkulara kaynak-
lık ettiğini bildirerek, "Seçim sistemi deği-
şikliklerinde bile bu kuşkular dile getirilir.
Seçim çevresi saptamalannda ise bu kuşku-
lar daha da artar. Çünkü iktidann, oyunu
daha da arttıracak kompozisyonlara gire-
bilme olanağı fazladır" dedi.
Seçim çevresi küçültüldükçe guçlü par-
tilerin şanslanrun arttığını anımsatan Araslı
şöyle konuştu:
"Bu da şu soruyu akla getiriyor Seçim
cevreleri oluşturulurken kimi kompozisyon-
lar Ue güçlü birtakım yerler yaraülıp, hiç de-
ğilse bu yaratılmış kaleler yardımı ile şinı-
diki sistemle yapılacak bir secimde alınacak
milletvekili sayısı daba da arttırılmak mı is-
teniyor? Yeni seçim cevreleri oluşturulur-
ken, ANAP'ın birtakım matematik oyun-
laria, olabileceğinden çok daha fazla mil-
letvekili çıkarabilecek bir konuma getiril-
mesinden endise duyuyorum."
Araslı, "Bu sistem, kamuoyu yoklama-
lannda oy kaybına uğradığı gozlenen ikti-
dar partisinin, parlamentoya normalden da-
ha güçlü girerek kilit bir parti konumuna
gelmesi amaandan kaynaklanmış olabilir
mi?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Bu, oylann bolünüşüyle ügüi bir dunım.
Şu anda kamuoyu yoklamalannın göster-
diği, siyasal partilerin seçmen tabanlannda
birbirlerine çok büyük kaymalann olduğu.
Çok büyük degisiklikler var. Kim bangi ko-
numda olur, bunu şimdiden söylemek
mümkün değil. Ama seçim sisteminde da-
ha başka sorunlar varken, ANAP tarafın-
dan böyle bir çözümün düşüniilüyor olması
berkesi doğal olarak kuşkuya düşürüyor.
Beni kuşkulandıran, seçim çevrelerinin ye-
niden oluşturuluyor olması. Hem de hiç ge-
reği yokken, hatta seçim çevrelerinin küçül-
tülmesine hakca ve adil olmadığı gerekçe-
siyle itiraz edflirken. Şu anki kuşku da, bu
tespitlerde ne yapılacak da iktidar bundan
yarârlanacak düşüncesinden kaynaklanryor.
Herkes bunun yanıünı düşünecek. Buna ik-
tidar, seçim bölgesi tespitinde gerçekleşti-
receği kompoziçyonlar ile yeniden iktidar
olmayı hedefliyor ya da yine aynı yöntem-
le uğradığı oy kaybını gizliyor ya da nor-
mal bir seçimde alamayacağı oy oranını bu
yöntemle alarak parlamentoya normalden
daha güçlü bir biçimde girmeyi düşüniiyor'
şeklinde yorumlar getirilebilir. Toplum, ne-
densiz sistem değişiklikleri nedeniyle bu ttir
kuşkular içine girebilir."
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — lngiltere'de
genel ve yerel secimlerde
"çoğunluk sistemi"
uygulanır. Katılma oram ne
olursa olsun, salt çoğunluğu
alan, seçimi kazanır.
tktidarlar bu sistemden
memnun, kendini iktidara
aday gören muhalefet
memnun, ama iktidar şansı
hiç olmayan muhalefet
memnun değil. Ana
muhalefet tşçi Partisi,
1992'de yapılacağı anlaşılan
genel seçime giderken
çoğunluk sisteminin, Avam
Kamarası'na "ezici" sayıda
milletvekili sokmasma
yarayacağı görüşünde.
Küçük muhalefet partileri,
parlamento dışı muhalefet
ve sol kesim, "nispi temsil"
sisteminden yana.
Avam Kamarası'ndaki 650
milletvekili, dar bölge
sistemine göre seçilir. Son
yapılan 1987 seçiminde
toplam oylann yüzde
42.3'ünü alan Thatcher
hükümeti, toplam
milletvekillerinin yüzde
57'sini çıkartmıştı. Ana
muhalefet tşçi Partisi ise
oylann yüzde 30.8'ini aldığı
halde milletvekillerinin
yüzde 35'ine sahip
olabihnişti. İki parti
arasında 147 üyelik bir fark
doğmuştu. Bir önceki genel
seçim 1983'te yapıldığında,
Thatcher hükümeti yine
oylann yüzde 42.4'ünü
almış, ancak
milletvekillerinin yüzde
61'ine sahip olmuştu. tşçi
Partisi ise yüzde 27.6 oy
almış ve milletvekillerinin
ancak yüzde 32'sini
çıkartabilmişti. Bu seçimde
iki parti arasındaki üye
farkı 188 idi. Her iki
seçimde de seçmenin yüzde
72-75 kadan oy vermişti.
Ana muhalefet Işçi Partisi
şimdi Thatcher'ın enkazını
kaldırmaya çalışan
Muhafazakâr Parti'yi,
gelecek seçimde yine bu
sistemle alt edebileceği
inancında. Koalisyon diye
bir kavram tanımayan
tngiliz siyasetinde bir
partinin Avam
Kamarası'nda mutlak
çoğunluğu sağlaması şart.
Sadece fkinci Dünya Savaşı
sırasında "ulusal
koalisyon" şeklinde bir
araya gelen partiler, savaş
biter bitmez yapılan seçimle
İngiliz siyaset geleneğinde
yeri olmayan "Avrupalılara
özgü tuhaf uygulama"dan
hızla vazgeçmiş, seçmen,
savaş kahramanı Churchill'e
teşekkür ederek
Muhafazakâr Parti'yi değil
tşçi Partisi'nin karizmatik
olmayan lideri Attlee'yi
seçmişti. Attlee, tngiliz
siyaset tarihinde 180 üyelik
çoğunlukla iktidara gelen
ilk Işçi Partisi lideri oldu.
MORI kamuoyu araştırma
şirketi tarafından yeni
yapılan bir anketin
verilerine göre bugün seçim
yapılsa, iki büyük partinin
başa baş gidecekleri ve bir
koalisyon gereği doğacağı
anlatıhyor. Bu da "nispi
temsil" bayraktarhğı yapan
üçüncü parti "Liberal
DemokraÜar"], seçmenin
hiç alışkın olmadığı bir
"anahtar parti" konumuna
getiriyor. MORI,
Muhafazakâr Parti'nin
yüzde 42, Işçi Partisi'nin
yüzde 41, Liberal
Demokratların ise yüzde 13
oy alacaklarıru tahmin
ediyor. Bu gerçekleşirse ne
olacağı hakkında "yazısız
anayasa"da buyruk yok.
Hukukçular toplanarak "bir
fonnül" bulacaklar, çünkü
"yazısız anayasa"ya göre
Kraliçe'nin "Başbakanlık
mührünü, Avam
Kamarası'nda çoğunluk
partisi liderine vermesi"
gerek.