22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 1991 HABERLER SEÇİMSİSTEMİ VEERKENSEÇÎM TARTIŞMASl CUMHURİYET/5 SHP üe PTT mahkemelik • BURSA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Bursa ll Başkanlığı, PTT'nin abonelerinden aldığı 25 bin liralık fark acretinin kaJdınlmasıyla ılgili yürütmeyi durdurma istemiyle Ankara Idare Mahkemesi'ne başvuruda buJundu. SHP Bursa ll Başkanı Şemsettin Şen, başvuru dilekçesini dün Ankara Idare Mahkemesi'ne gönderilmesi için Bursa Nöbetçi Idare Mahkemesi'ne verdi. Şen, PTTnin yılbaşmda abonelerinden 500 konuşma karşılığı ücretin peşin alındığını anlatarak, yıl ortasında böyle bir uygulamaya gitmenin cağdaş devlet aniayışına ters düştüğünü söyledi. PTT'nin bu uygulamasımn 60, 120 ve 333 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere aykın olduğunu savunan U başkanı, telefonun bir ticaret aracı gibi değil, 'medeni bir ihtiyaç vasıtası' olarak görülmesı gerektiğini beürtti. "Terör 900 yıldır var" • MUĞLA (Cumhuriyet) — Muğla Emniyet Müdürü Yavuz Elbirler, toplumun gündemiyle polisin gündeminin birbirine yakın olduğunu vurgulayarak "Türkiye*nin gündeminde üç türlü terör var. Bunîar traflk, politik ve çek-senet terörü" dedi. Terörün yeni bir olay olmadığmı, çok eskilere dayandığını belirten Elbirler, "Anadolu toprakları üzerinde 1070*ten bu yana 900 yıldır terör olaylan yaşanmıştır" diye konuştu. Roteryenlerin düzenlediği "Emniyet Teşkilatı ve Terör" konulu toplantıda konuşan Muğla Emniyet Müdürü Yavuz Elbirler, "Devlet politik teröre karşı operasyon düzenliyor, neden trafik terörüne karşı operasyon yapılmıyor" diye sordu. Elbirler Türkiye'de trafik terörünün ilk sırayı aldığını da ısrarla söyledi. Sözen'e destek • tstanbul Haber Servisi — tstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin -Sözen hakkında açılan Süzer Oteli davasının bugünkü duruşması öncesinde çok sayıda ilin SHP'li belediye başkanları iün gece Jstanbul'da bir araya gelerek Sözen'e destek verdiler. Nurettin Sözen'in Kalyon Otel'de verdiği yemeğe katılan belediye başkanları. bugün yapılacak duruşmanın yanı sıra yerel yönetimlerin sorunlanm da tartıştılar. tstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek davaya konuk belediye başkanlannın yanı sıra SHP tstanbul il ve ilçe örgütlerinden yetkililer ile ilçe belediye başkanlannın da katılacağı belirtildi. SHP köylere iniyor • ANKARA (UBA) — SHP'nin araştırmalardan sorumlu Merkez Yüriitme Kurulu üyesi Korel Göymen, SHP'nin alternatif programlannın köy kahvelerine kadar götürüleceğini söyledi. Korel Göymen, SHP'nin erken seçim çalışmaJan /nusunda görüşlerini açıklarken, alternatif program çalışmalarının kasımda seçim yapılacağı ihtimaline göre yürütüldüğünü belirterek erken seçimin kendileri için sürpriz olmadığını bildirdi. Korel Göymen, "Bizim hazırhklarımız seçimlerin de ötesinde çalışmalar, seçimler için gerekli olan malzemelerimiz, alternatif programlarımız esas olarak hazır, şimdi bu malzemeleri nasıl kullanacağımıza karar vereceğiz" dedi. "PKK herekâü hataydı" • ANKARA (ANKA) — Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, Türk Silahh Kuvvetleri'nin PKK kamplan ve militanlanna karşı giriştiği sımrötesi harekâtta hükumetin hesap hatası yaptığını, bu eylemiyle PKK sorununa bir de uluslararası boyut \ azandırdığmı söyledi. . ren, konuyla ilgili olarak ANKA muhabirine yaptığı değerlendirmede, PKK'ya yönelik harekâtın sınırdışına uzanmış olmasının çeşitli ülkelerin olumsuz tepkilerine yol açtığını hatırlatarak "Hükumetin bunlan hesaba katmadığı, bir hesap hatası yaptığı dikkati çekmektedir" dedi. Seçim, sistemini arıyortç Politika Servisi — Türkiye'de seçim rüzgârları yine esmeye başladı. Muhalefet partilerinin 1989'daki yerel seçimlerden bu yana sürekli dile getirdiği "erken seçim", Başbakan Mesut Yılmaz'ın girişimleriyle daha somut biçimde gündeme geldi. Geçen hafta SHP Iideri Erdal tnönü ve DYP lideri Süleyman Demirel'le yaptığı sürpriz görüşmelerde bu yılın kasımında erken seçime gidilmesi eğilüni ortaya çıktı. Yılmaz'ın muhalefet liderlerine götürdüğü "erken seçim" önerisi anayasa değişikliğini de içeriyordu. Yılmaz, anayasanın özellikle seçimle ilgili maddelerini değiştirerek milletvekili sayısmı 600'e çıkannayı, yüzde 25 oranında Türkiye milletvekili sistemini getirmeyi öneriyordu. tktidar eğilimleri arasında "dar bölge seçim sistemi" ve her bölgeden çıkacak milletvekili sayısımn iki katı aday gösterilmesi de vardı. Inönü, Yılmaz'ın bu girişimine ilk anda, "Yetkili kurullanmızda görüştükten sonra yanıt vereceğiz. Biz bir an önce seçim istiyoruz. 2.5 yıldır seçim istiyoruz" karşılığını veriyordu. SHP liderinin eğilimi bir komisyon kurularak Seçim Yasası'mn uzlaşma ile çıkarılmasıydı. DYP lideri Demirel ise ilk görüşmeden sonra anayasa ve seçim yasalannda değişiklik için Yılmaz'la mutabakat sağladıklarını belirterek eğilimini şöyle dile getiriyordu: "Madem ki seçim, seçmen yaşının indirilmesi, milletveküi sayısımn 600'e çıkanlmasıyla olacaktır, bay hay... Yalnız şu bilinmelidir ki seçim bize bir liituf degildir. Seçimi millet istiyor. Bu bir erken seçim değil, gecikmiş bir seçimdir. Anayasa değişikliği fazla genişletilmemelidir." Yılmaz'ın bu girişiminden sonra partilerin kurmayları anayasada ve Seçim Yasası'nda yapılacak değişiklik üzerinde yoğunlaştılar. Tartışmanın ana noktasmı, getirilecek olan seçim sistemi oluşturuyordu. Parlarr.entoda grubu bulunmayan partiler de SHP ve DYP'ye yüklenerek adil olmayan bir seçim sisteminin gündeme gelmesini engellemeye çalışıyorlardı. Bu haftanın başında SHP, anayasa ve Seçim Yasası ile ilgili değişiklik önerilerini açıkladı: SHP'ye göre milletvekili sayısı 500'e çıkmalı, Türkiye barajı yüzde 10'dan yuzde 5'e düşürülmeli, il barajı kaldınlmalı, dar bölge getirilmemeli, Türkiye milletvekilliği uygulanmamalıydı. Başbakan Yılmaz, SHP ve DYP liderleriyle yaptığı ilk görüşmeden birkaç gün sonra tavrını sertleştiriyor ve muhalefeti erken seçimden kaçmakla suçluyordu. Düne kadar süren gerginlik, Partiler Arası Komisyon'un sonuç alınmadan dağılmasıyla yeni bir boyut kazandı. Gündemdeki erken seçimin en önemli yanını seçim tartışmaları oluşturdu. Bugünden başlayarak partilerin, bilim adamlarının seçim sistemine ilişkin görüşlerini, diğer ülkelerdeki seçim sistemlerine ilişkin örnekleri ve bu konuda süren tartışmaları yayımlıyoruz. OPLANTININ PERDE ARKASI Başkan Aren SBP'nin seçime girmesini istiyor 6 Millî bakiye5 sistemî ._ . . _ v. Partilerin seçim komisyonu ilk toplanlısını dun yaptı. Ancak anlaşma olmadan dağıldılar. (Fotoğraf: BARIŞ BİL) Şen başladı, gergin bitti HAKKI ERDEM ANKARA — Partilerarası seçim komis- yonu neşeli başladı, gergin sona erdi. Baş- langıçta imalı esprilerle gülen ANAP, SHP ve DYP temsilcileri, bir uzlaşmaya vanla- mayınca, belirsizliğin neden olduğu gergin- lik içinde toplantıdan aynldılar. ANAP adına toplantıya katılan Genel Başkan Yardımcısı Ersin Taranoğlu, Onu- ral Şeref Bozkurt ve Alpaslan Pehlivanlı, ANAP Grup Yönetim Kurulu odasında ga- zetecilerle beklerken, SHP ve DYP temsil- ciieri sözleşmişçesine aynı anda ve kolları- nın altında dosyalarla kapının onünde be- lirdiler. Ev sahibi tarafından kapıda karşı- lanan SHP ve DYP'liler çaylanm yudum- larken espriler başladı. ANAP'lı Bozkurt- un "Bizim grup dıiğüne döndü" sözleri esp- rilerin yönünü çizdi. Sohbete bir süre ara verildiğinde, benzet- meden yola çıkan bir gazeteci "Kızı isteyin artık" diye söze girdi. Bunun üzerine Tara- noğlu, Bartın seçimlerinden örnek vererek "Biz seçime nişan sepeti ile gitmiştik. Se- pette, halkın istediği çeyizler vardı. Eğer se- çimi kaybetseydik sepeti geri alacağımızı söylemiştim. Nişan bozulduğunda nasıl he- diyeler geri alııursa bu da öyle" diye konuş- tu. Cindoruk, bu sözlere "Siz bu kafayla gi- derseniz, seçimden sonra evde kalırsınız" di- ye karşıhk verince kahkahalar yükseldi. 2.5 saat süren toplantıda söze ANAP'lı Taranoğlu başladı. Cindoruk bir ara ANAP'lılara, "Seçim yasasmda ne yapacaksınız? Hiç değilse ipuçlan verin. Ne hileler bazırlıyorsunuz? Amacımz Özal'ı seçim propagandasına mı sokmak" sorularını yöneltti. Uzayan görüşmelerde bir uzlaşmaya va- nlamayacağı ortaya çıkınca, toplantıya son verilmesi ve ortak bir açıklama yerine her partinin kendi düşüncelerini acıklaması ka- rarlaştmldı. Toplantı sona erdikten hemen sonra ANAP adına Taranoğlu, SHP adına Çetin ve Güneş, DYP adına da Cindoruk açıklamalar yaptılar. Cindoruk, açıklama sırasında esprilerini yine sürdürdü: "Seçim havası göriinmedi, ama ortada bir oyun havası var." ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, seçim yasasında belirtilen sayıda il ve ilçe örgütü kurama- dıkları için olası bir erken seçi- me katılamayacaklannı söyledi. Aren, kendi durumlannda baş- ka partiler de bulunduğunu be- lirterek yeni seçim yasası hazır- larurken, belli bir tarihten önce kurulmuş tum partilerin seçim- lere katılmalannı sağlayacak bir düzenleme getirilmesini istedi. SBP'nin seçimlere katümaması- nın Türk demokrasisi için "bü- vük bir eksiklik" ve "büyük bir jyıp" olacağını öne süren Prof. Sadun Aren, adil olmayan bu- günku seçim sisteminin değişti- rilerek yerine "milli bakiye" sis- teminin getirümesini istedi. Se- çimlere girebilecek tüm partili- lere eşit propaganda, iletişim ve tanıtma olanaklan sağlanması- nın da demokrasinin ve adil bir seçimin gereklerinden olduğunu vurgulayan SBP Genel Başkanı Aren, bunun için seçime katıla- cak yeni partilere de Hazine yar- dımı yapılması gerektiğini sa- vundu. Savunduklan milli baki- ye sisteminin, aynı zamanda ül- kede siyasi istikrarın kurulma- sına yardımcı olacağını da öne sıiren Aren, Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada özetle şunları söyledi: "öncelikle partimizin seçim- lere katılmasını talep ediyoruz. Çünkü seçimlerin erkene aun- ması, partimizin seçimlere gir- mesinin yasal gereklerini yerine getirmesini imkansız kılmıştır. Oysa seçimler zamamnda yapıl- saydı, biz bu gerekleri eksiksiz yerine getirirdik. Bu nedenle bu erken seçime girmesini sağlaya- cak yasal düzenlemeler yapılma- smı bekliyoruz. Bunun için bu- lunacak formüllerden birisi, bel- li bir tarihten önce kurulmuş partilerin tümünün seçimlere girmesi. SBP, Türkiye'nin geç- mişinde kökleri olan ve dünya- Aren: SBP'nin seçimlere katılmaması büyük eksiklik ve büyük ayıp. nın başka ülkelerinde benzerle- ri bulunan önemli bir partidir. Bundan ötürü bu partinin se- çimlere girememesi, demokrasi- mız açısından buyük bir eksik- lik, büyük bir ayıp olur. Seçimlere girmek iyi bir şey olmaİda beraber, yeterli degildir. Seçim sisteminin demokratik ve adilolması gerekir. ömeğin, bu- Ecevit, anamuhalefetpartisinin seçim komtsundaki tavrını destekliyor 'SHP ısrar etmekte haklı'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, SHP'nin, parti- ler arası ortak komisyona götür- düğü anayasa ve seçim yasası değişiklik önerilerinden bazıla- nnı olumiu buiduğunu söyledi. Ecevit, SHP'nin önerilerinde ıs- rar etmesi nedeniyle sonuç alı- namayan ortak komisyon top- lantısından sonra, SHP'nin tu- tumunu hakh buiduğunu bildir- di. Ecevit, •'Mahalefet, adalet- ü bir seçim sistemi için gerekli koşullarda ısrar etmekte haklı- dır. Hiç kimse bunu 'erken se- çimden kaçmak' biçiminde yornmlayamaz" dedi. Ecevit, "SHP'nin önerUerini olumlu buldnğunuza göre, bir- likte bir calışma yapmanız söz- konusu olabilir mi" diye soran Cumhuriyet muhabirine, "Her- hangi bir partiden istek gelirse seçim sistemi ve anayasa konu- sunda dbette görüşebiUriz. An- cak, birleşme ve işbirliği gibi ko- nuları göriişmemiz söz konusu değil" karşılığını verdi. Ortak komisyon toplantısı sona ermeden önce dün yazılı bir açıklama yapan Ecevit, "Se- çimlerin adaktli ve demokratik olması ve seçmen iradesini çar- pıtmadan Meclis'e yansıtması için ban koşullar öne sürmek mnhalefetin doğal hakkıdır. Muhalefetin böyle koşullarda direnmesi, hak olmanın da öte- sode, bir demokratik görevdir" dedi. Seçimleri olabildiğince er- ken yapmakta büyük yarar bu- lunmasına rağmen, seçimlerin nasıl ve ne zaman yapüacağının çok daha önemli olduğunu vur- gulayan Ecevit şu görüşleri dile getirdi: "Kendi yaptırdığı ankete gö- re bile en çok yüzde 26 oy ala- bilen, gerçekte o kadar oy ala- bilmesi bile hayal olan bir par- tiye ücüncii kez iktidar olma fır- satını sağuunak muhalefetin üs- töne vazife degildir. Mubaiefe- tin, adil bir seçim sistemi için di- retmesi durumunda, iktidar partisi Genel Başkanı Sayın Me- sol Yılmaz, eğer 'muhalefet adil bir seçim sisteminde ısrar edi- yor, öyleyse ben önümüzdeki kasım ayında seçimden vazgeçiyorum' derse muhalefet erken seçimden kaçmış olmaz. Tam tersine, Sayın Mesut Yıl- maz hem adil seçimden hem de erken seçimden kaçmış olur. O nedenle, SHP ve DYP'nin, Sa- yın Mesut Yılmaz tarafından kefldilerine yöneltilen 'erken se- çimden kaçmak için bahane anyorlar' şantajına boyun eg- melerine hiç gerek yoktur." Mahalefet adaletli bir seçim sistemi istemi için gerekli koşullarda ısrar etmekte haklıdır. Darphane'de bol keseden para bastırarak, tezgâhladığı cömertlik taktiğinin ve seçim ekonomisinin foyası önümüzdeki yıl saklanamayacak hale gelecektir. ANAP silinip gidecektir. Onun için Yılmaz'ın Darphane'den bir acele seçim sandığına koşmak istemesi doğaldır. Ecevit, Başbakan Yılmaz'ın, adil bir seçim yasası için muha- lefetten gelen istekler karşısın- da, "şantaj kokan, hırçın ve kaba" çıkışlarda bulunmasının, henüz kamuoyunca yeteri kadar tanınmayan yeni ANAP Genel Başkanının "ciddi devlet adamı" maskesi altında çok başka bir kimlik saklı bulundu- ğu kuşkusunu doğurduğunu kaydetti. Yılmaz'ın kasım veya en geç aralık ayında bir erken seçime kendi çıkan açısından gereksi- nim duyduğunu kaydeden Ece- vit açıklamasını şöyle sürdürdü: "Çünkü sağlam kaynaklar- dan oluşturmadan. darphanede bol keseden para bastırarak tez- gâhladığı cömertlik taktiğinin ve seçim ekonomisinin foyası önü- müzdeki yıl saklanamaz duru- ma gelecektir. Ekonomiyi de, halkı da perişan edecektir ve ANAP silinip gidecektir. Onun için Sayın Mesut Yılmaz'ın, darphaneden, bir acele seçim sandığına koşmak istemesi do- ğaldır." Yılmaz'ın bu aşamada, SHP ile DYP'ye mahkûm durumda olduğunu vurgulayan Ecevit, Türk siyasal yaşamım son dere- ce adaletsiz bir seçim sistemiyle sürüklendiği bunalımdan ve çık- mazdan kurtarmak için, SHP ve DYP'nin eline tarihsel bir fu-- sat geçtiğini beürtti. SHP ve DYP'nin, bu konu- da ödün vermeksizin sonuna kadar dayatmalan durumunda, Başbakan Yılmaz'm, hem erken seçime hem de adil bir seçime razı olmak zorunda kalacağını savunan Ecevit, şöyle dedi: "Çünkü razı olmadığı takdir- de, seçim sistemini büsbütün yozlaştırsa bile önümüzdeki yıl yapılacak secimlerde ANAP ağır bir bozguna uğramaktan kurtulamayacaktır. tktidarda kalabilmek şöyle dursun, belki grup bile kuramayacaktır. Buna karşıhk, eğer SHP ve DYP adil bir seçim sistemi için sonuna kadar dayatmazlarsa, ikinci ANAP iktidanndan bir an önce kurtulmak uğruna üçüncü bir beş yıllık ANAP ik- tidanna kendi elleriyle kapıyı açmış olacaklardır. Böyle bir günahın hesabını da millete ve- remeyeceklerdir. Adil bir seçim sistemi için dün (önceki gün) SHP merkez organlannın öne sürdüğü koşullar, DSP'nin uzun süredir öne sürdüğü koşul- larla uyumludur. Ancak SHP'nin, 1987'de yaptığı gibi, son anda yine tavır değiştirip ANAP'la suç ortaklığına yönel- meyeceğini, böylece iktidan bir kez daha ANAP'a teslim etme- yeceğini umanm." DüNYADA SEÇİM SİSTEMLERİ günkü seçim sistemi adil bir se- çim sistemi degildir, demokratik de degildir. Zaten bundan ötü- rüdür ki ülkemiz bu yüzden si- yasi bir bunalım yaşamaktadır. Adaletli bir seçim sisteminin en mükemmel öraeği, milli bakiye sistemidir. Bu sistemde, hiçbir oy ziyan olmamakta ve her parti aldığı oy oranında mecliste tem- sil edilmektedir. Bu sistem, 1965 seçimlerinde ülkemizde uygu- lanmıştır. Ve iyi bir sonuç alın- mıştır. Aynca, 1965 seçimlerinin de gösterdiği gibi bu sistem, bir partinin tek başına iktidara gel- mesine de engel degildir. Nite- kim AP, 1965 yıhnda tek başı- na iktidar olabilmiştir. Bizim ta- lebimiz, tekrar böyle bir siste- min kabul edilmesidir. Ancak bu sayede, memleketteki tüm sosyal siyasal akımlar güçleri oranında parlamentoda temsil edilirler. Bu, ülkeye büyük bir siyasi istikrar sağlar. Bu nokta- da hükümet kurma konusu ile siyasi iktikrar konusunu birbi- rine karıştırmamak gerekir. Ko- alisyon hükümetleri mutlaka is- tikrarsızlık demek degildir. Diğer bir talebimiz de secim- lerde diğer partilerle eşit propa- ganda tanıtma olanağına sahip olmaktadır. Bilindiği gibi çağı- mız iletişim ve tanıtım çağıdır reklam çağıdır. Bazı partiler bu konuda çok büyük olanaklara sahiptirler. Oysa bizim gibi ye- ni kurulmuş partiler, bundan yoksundur. Bu nedenle hiç de- ğilse, seçime girme olanağı sağ- lanan tüm partilere seçim süre- since Hazine"den yardım yapıl- masını gerekli görüyorum." İNGİUERE Çoğunluğu olan seçimi kazanır tngiltere'de iktidar da kendini iktidar adayı gören muhalefet de seçim sisteminden memnun. 'Çoğunluk sisteminin" uygulandığı ülkede, parlamento dışı muhalefet, sol kesim ve küçük muhalefet partileri ise "nispi temsil" sisteminden yana. BİR GÖRÜŞ Prof. Araslı "küçültülmüş bölge sistemi"ni kuşkuyla karşılıyor 'Iktidarın meşnıiyeti tartışıhr' TURHAN YILMAZ ANKARA — Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Oya Araslı, ANAP'ın düşündüğü "kü- çültülmüş bölge seçim sislemi"nin, toplum- da seçimin adil olmadığı yönünde iddiala- rı gündeme getireceğini, bunun da, ortaya çıkacak iktidann meşruiyetinin tartışılma- sına yol açacağuıı söyledi. Araslı, tartışma- lann boyutlanmasıyla da demokratik reji- min tehlikeye gireceğini beürtti. Böylesi bir sistemin, mevcut sisteme yö- neltilen "adU değil" yönündeki eleştirileri daha da arttıracağını ve pekiştireceğini id- dia eden Araslı, bu sistemle gerçekleştirile- cek bir seçim sonucu ortaya çıkacak tablo- ya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Demokratik bir toplumda seçim, bir ik- tidann meşnıiyet kaynağıdır. Seçimin hakca ve düriist olmadığı yönünde toplumda or- taya çıkacak kuşkular, doğnıdan bu seçim- den çıkacak iktidann tartışılmasına yol acar. Bu tartışmalar boyutlandınldığmda da demokratik rejim tehlikeye girer. Yani doğ- nıdan demokratik rejim (artışraa konusu olur." Oya Araslı, secim çevrelerinin saptanma- sının da toplumda kimi kuşkulara kaynak- lık ettiğini bildirerek, "Seçim sistemi deği- şikliklerinde bile bu kuşkular dile getirilir. Seçim çevresi saptamalannda ise bu kuşku- lar daha da artar. Çünkü iktidann, oyunu daha da arttıracak kompozisyonlara gire- bilme olanağı fazladır" dedi. Seçim çevresi küçültüldükçe guçlü par- tilerin şanslanrun arttığını anımsatan Araslı şöyle konuştu: "Bu da şu soruyu akla getiriyor Seçim cevreleri oluşturulurken kimi kompozisyon- lar Ue güçlü birtakım yerler yaraülıp, hiç de- ğilse bu yaratılmış kaleler yardımı ile şinı- diki sistemle yapılacak bir secimde alınacak milletvekili sayısı daba da arttırılmak mı is- teniyor? Yeni seçim cevreleri oluşturulur- ken, ANAP'ın birtakım matematik oyun- laria, olabileceğinden çok daha fazla mil- letvekili çıkarabilecek bir konuma getiril- mesinden endise duyuyorum." Araslı, "Bu sistem, kamuoyu yoklama- lannda oy kaybına uğradığı gozlenen ikti- dar partisinin, parlamentoya normalden da- ha güçlü girerek kilit bir parti konumuna gelmesi amaandan kaynaklanmış olabilir mi?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Bu, oylann bolünüşüyle ügüi bir dunım. Şu anda kamuoyu yoklamalannın göster- diği, siyasal partilerin seçmen tabanlannda birbirlerine çok büyük kaymalann olduğu. Çok büyük degisiklikler var. Kim bangi ko- numda olur, bunu şimdiden söylemek mümkün değil. Ama seçim sisteminde da- ha başka sorunlar varken, ANAP tarafın- dan böyle bir çözümün düşüniilüyor olması berkesi doğal olarak kuşkuya düşürüyor. Beni kuşkulandıran, seçim çevrelerinin ye- niden oluşturuluyor olması. Hem de hiç ge- reği yokken, hatta seçim çevrelerinin küçül- tülmesine hakca ve adil olmadığı gerekçe- siyle itiraz edflirken. Şu anki kuşku da, bu tespitlerde ne yapılacak da iktidar bundan yarârlanacak düşüncesinden kaynaklanryor. Herkes bunun yanıünı düşünecek. Buna ik- tidar, seçim bölgesi tespitinde gerçekleşti- receği kompoziçyonlar ile yeniden iktidar olmayı hedefliyor ya da yine aynı yöntem- le uğradığı oy kaybını gizliyor ya da nor- mal bir seçimde alamayacağı oy oranını bu yöntemle alarak parlamentoya normalden daha güçlü bir biçimde girmeyi düşüniiyor' şeklinde yorumlar getirilebilir. Toplum, ne- densiz sistem değişiklikleri nedeniyle bu ttir kuşkular içine girebilir." EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — lngiltere'de genel ve yerel secimlerde "çoğunluk sistemi" uygulanır. Katılma oram ne olursa olsun, salt çoğunluğu alan, seçimi kazanır. tktidarlar bu sistemden memnun, kendini iktidara aday gören muhalefet memnun, ama iktidar şansı hiç olmayan muhalefet memnun değil. Ana muhalefet tşçi Partisi, 1992'de yapılacağı anlaşılan genel seçime giderken çoğunluk sisteminin, Avam Kamarası'na "ezici" sayıda milletvekili sokmasma yarayacağı görüşünde. Küçük muhalefet partileri, parlamento dışı muhalefet ve sol kesim, "nispi temsil" sisteminden yana. Avam Kamarası'ndaki 650 milletvekili, dar bölge sistemine göre seçilir. Son yapılan 1987 seçiminde toplam oylann yüzde 42.3'ünü alan Thatcher hükümeti, toplam milletvekillerinin yüzde 57'sini çıkartmıştı. Ana muhalefet tşçi Partisi ise oylann yüzde 30.8'ini aldığı halde milletvekillerinin yüzde 35'ine sahip olabihnişti. İki parti arasında 147 üyelik bir fark doğmuştu. Bir önceki genel seçim 1983'te yapıldığında, Thatcher hükümeti yine oylann yüzde 42.4'ünü almış, ancak milletvekillerinin yüzde 61'ine sahip olmuştu. tşçi Partisi ise yüzde 27.6 oy almış ve milletvekillerinin ancak yüzde 32'sini çıkartabilmişti. Bu seçimde iki parti arasındaki üye farkı 188 idi. Her iki seçimde de seçmenin yüzde 72-75 kadan oy vermişti. Ana muhalefet Işçi Partisi şimdi Thatcher'ın enkazını kaldırmaya çalışan Muhafazakâr Parti'yi, gelecek seçimde yine bu sistemle alt edebileceği inancında. Koalisyon diye bir kavram tanımayan tngiliz siyasetinde bir partinin Avam Kamarası'nda mutlak çoğunluğu sağlaması şart. Sadece fkinci Dünya Savaşı sırasında "ulusal koalisyon" şeklinde bir araya gelen partiler, savaş biter bitmez yapılan seçimle İngiliz siyaset geleneğinde yeri olmayan "Avrupalılara özgü tuhaf uygulama"dan hızla vazgeçmiş, seçmen, savaş kahramanı Churchill'e teşekkür ederek Muhafazakâr Parti'yi değil tşçi Partisi'nin karizmatik olmayan lideri Attlee'yi seçmişti. Attlee, tngiliz siyaset tarihinde 180 üyelik çoğunlukla iktidara gelen ilk Işçi Partisi lideri oldu. MORI kamuoyu araştırma şirketi tarafından yeni yapılan bir anketin verilerine göre bugün seçim yapılsa, iki büyük partinin başa baş gidecekleri ve bir koalisyon gereği doğacağı anlatıhyor. Bu da "nispi temsil" bayraktarhğı yapan üçüncü parti "Liberal DemokraÜar"], seçmenin hiç alışkın olmadığı bir "anahtar parti" konumuna getiriyor. MORI, Muhafazakâr Parti'nin yüzde 42, Işçi Partisi'nin yüzde 41, Liberal Demokratların ise yüzde 13 oy alacaklarıru tahmin ediyor. Bu gerçekleşirse ne olacağı hakkında "yazısız anayasa"da buyruk yok. Hukukçular toplanarak "bir fonnül" bulacaklar, çünkü "yazısız anayasa"ya göre Kraliçe'nin "Başbakanlık mührünü, Avam Kamarası'nda çoğunluk partisi liderine vermesi" gerek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle