Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhun>et Matbaa^ l'k ve Gazeıectllk Turk \nonım Şırkeu adına
Nıdır Nadı 0 Genel >avın Muduru Hnsan Cemai. Muessese Vfüduru
Emıne l jaklıgıl. \iı< Işlerı Mudurtı Oka> GOMHIII. 0 Habeı Merkezı
Muduru \ılçın Bayer. Savfa Duzenı >önelmenı \li Artr % Temsılcüer
AMC<\RA AkntlTm. İZMİR HlknKt (,«inka>«. \DAN^ Çetın
1, Polınka Crtl ••*m«K. Isunbul Haberlfi ^ u ı l ı l t ı ı Ekono- Mtnl T«ı»tf Dış HatKrler Er|u •ücı. ls
Scndıka
Şaiuu b m kalıur Ctfal Uatr. Ejuım b m -•.!«. Vu- Haberto Vntkl Dot» ^por Dan smaıv
VoctlHM Dızı >azı!ar Ken« Çskskaa Vasjıtma Şakis Alpav rxzettme Abdrilak Ytücı 0 Koord natör
koralsu ^ Malı Isier Ejol Ert«l 0 Muhuıtıe- Bakttt fa(f 0 Butv
c Planlaj
\«< Toran 0 Ida-t Huofe Gan> 9 >Sk
" * °**< •>"* • Bılgj-ls em Naıl lul
Ya>tn Kunttu Baskan Nıdir \adl
Okta? U M . Yilçtıı H«tr. H » n
Ceanl. Hlkanl UunU>» Ok«ı
C ı n u i ı l t " M ı a n . fltan
Sdç«k, Ah strvea. Ahnrı twı
&rw >«• h*w Cumhunvt! Maıbaaolık wc Gajrtealjk TA-Ş Turkocajı Cad 39
'43M l<t PK 246 Istsnbul Td 512 05 05 (20 tıaı). Tcta 12246 Faj (I) <26 60 'J 0
fluro/ar Ankan. Zı»a GOkaJp Biv inkılap S No 19 4 fti 133 II 41-4- Teka 42Î44, ftı (4) 13J
05 61 0 lanir H Zı>a Bi. 1352 S 2 3. TeL 13 12 30 T«la 523S9, Faı. (51) 19 53 M
A U B I India Cad 119 S. N<- 1 Kal I. Td 1» 1' 52 14 tut). Ttk» 62155. Fa* CD I» 25 7«
TAKYİM: 14 AĞUSTOS 1991 Imsak: 4.27 Güneş: 6.05 Oğle: 13.13 tkindi: 17.03 Akşam: 20.12 Yatsı: 21.43
Herkes yarın
kemer takacak
Kazakını
'emniyefti
çözüm
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosn) — Şehiriçi yollarda
emniyeı kemeri uygulaması ya-
nn başlıyor.
Içişleri Bakanı Mustafa Ka-
kmİi, valüiklere gönderdiği ge-
nelgede, şehirlerarası yollann
yanı sıra şehir içi yollarda da
emniyet kemeri uygulamasının
15 Ağustos 1991 tarihinden iti-
baren başlatılacağını belirtti.
Genelgede şöyle denildi:
"15 agustos-15 ekim tarihk-
ri arasında ticari otomobii ve
minibiisle yolcu taşımacüıgı
yapan araç sürncuieri htuiç,
otomobii ve otomobii gibi tes-
cil işlemi goren arazi ve mini-
bus tasıtlannın sunicüleri ik
ön koltuga oturan yolculara
emniyet kemeri takma alışkan-
lığı kazandırmak için eğitki
özellikte uyanlarda bulunula-
cak, kendi can guvenlikleri içiıı
emniyet kemeri takmanıo ge-
rekliliği bildirüecek ve görev-
lileriD gozetiminde emniyet ke-
meri takmalan saglanacaktır."
Kalemli, trafîk kazalannda
ölüm oranının azalmasmın
emniyet kemeri takılması ile
sağlandığını vurgulayarak şun-
Iarı söyledi:
"Emniyet kemeri takılması
dunımunda kazalarda ölum
oranının azaldıgından bareket
ederek şehirierarası yollarda
emniyet kemeri takılması zo-
runlu hale getirilmişii. KazaJa-
nn yüzde 79'nnun şehiriçi yol-
larda mevdana gddigi düşünu-
lerek, belirienen tarihten son-
ra şehiriçi yollarda da emniyet
kemeri takmak zorenlu hale
getirilecektir."
Liselere
üniversite
sistenıi
önerisi
ANKAKA (AİNKA) — üers
geçme ve kredi sistetnini uygu-
layacak liselerde başarı sağla-
nabilmesi için halen üniversi-
telerde uygulanan
'damşmanJık' sisteminın orta-
öğretim kurumlanna getiril-
mesi istendi.
Ankara Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Necdet Serin AN-
KA'ya yaptığı açıklamada ye-
ni sistemin uygulanacağı lise-
lerde öğrencilerin başıboş bı-
rakılmasıhalinde, kolaycıhğa
kaçacaklarını ya da eğilimleri-
ne uygun dersleri bilinçli ola-
rak seçmeyenlerin bulunabile-
cegini bildirdi. Serin, "Liseler-
de bulunacak danışmanlann
öğrencilerin yeteneğine, eğili-
mine göre aimalan gereken
ders paketlerini önermeleri la-
nm. Yön verici danışmanlaı
örnegin tıp egitimi gormek is-
teyen bir ogrenciye fen dersle-
rinden oluşan bir paketi alma-
sını önermeli" dedi.
MiUi Eğiıim Bakanlığı'nın
ders geçme ve kredi sisteminı
getirmekle öğrencilerin yetiş-
melerinde zorunlu olmayan
bilgilen eğitim sisteminden
ayıklamak istediğini kaydeden
Serin şunları söyledi:
"Sistemi birdenbire uygula-
maya başlaınak giıçtür. Once
altyapısı >eterii olan okullar-
da uygulanır. Başardı olması
için de oğretmenlerin çok iyi
yetişmeleri, dershanelerin ka-
labaiık öf rencili egitime elve-
rişH olması gerekir."
İZMİR-SELÇUK
Meryem'e
gelene
hacılıkbelgesi
HÜSEYİN ERCİYAS
tZMİR — Hıristiyanlann
"kntsal bakiresi" Meryem
Ana'nın evinin bulunuşunun
100. yüı, düzenlenen törenlerle
kutlanacak. Bir dizi etkinlik
duzenleyen Selçuk Belediyesi,
Hıristiyanlık için "hac yeri"
olan Meryem Ana Evi'ni ziya-
ret edenlere ilk kez "hacılık
bcigesi" verecek.
Selçuk Belediye Başkanı
Kamfl Subası, turistleri ilgjlen-
direcek din öğelerini ön sıra-
ya çıkaracaklarıaı belirterek
"Amacınuz, tüm dünyaya Sd-
çnknn Kudüs'ten daha kntal
bir şehir olduğnnu duyarabil-
mek" dedi.
Hıristiyanlığın kutsal anası
Meryem Ana'nın evi, Selçuk
ilçesindeki BülbUl Dağı'nın
uzerinde bulunuyor. 4. yüzyü-
da inşa edildiği sanılan "Kut-
sal bakire" Meryem Ana'nın
yasadığ) bu yere hac biçimin-
de bir kilise yapılmış. Bu kili-
senin Meryem Ana adına ya-
pılan ilk yedi kiliseden biri ol-
du£u söyleniyor. Efes ve Sel-
çuk yöresindeki Hıristiyan
halkın, atalanndan kaima bir
gelenegi sürdürerek her yıl 15
ağustosta Meryem Ana Evi'-
ni ziyaret ettikieri biliniyor.
Prof. Namık KemalPak, yeniprofesörlük uygulaması ile akademik kalitenin düşeceği endişesinde
'Bilimde Sudandüzeyindeyiz
9
lemesi yapan komısyonda' görev
yaptuuz. Şündi bu komisyon da
işlevmi yitirdi. Siz akademik ya-
şamın en yüksek duzeyi olan
profesoriiıge yiikselme sistemi-
ni oasıl degeriendiriyorsunuz,
bu alandaki dazenJemeiere ba-
karak başka nlkelerk bir karşı-
laştırma yapabilir misiniz?
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — YÖK Yasası'nın yürür-
luğe girdiği 1982 yılından beri
akademik yasamda bilimsel dü-
zey, yoğun tartışmalara konu
oluyor. özellikle son yıllarda
profesör sayısmda yuzde yüzu
geçen bir artış görüİmesi ve ge-
çen haziran ayında yapılan bir
yasaJ dıizenleme ile profesörlu-
ğe yükseltilme karannın tek tek
üniversitelere bırakılması bu tar-
tışmalara yoğunluk kazandırdı.
1989 yılında yapılan bir du-
zenleme ile Üniversitelerarası
Kurul tarafından oluşturuian bir
bilimsel komisyon, profesörluğe
yükseltilmede ön inceleme yap-
makla görevlendirilmiş ve bu
komisyon belü ölçütler geliştir-
mişti. Komisyonun bajvurulan
değerlendirmede kullandığı ana . . . . . .
ölçüt uluslararası atıf endeksi Evrensel OİÇll
olmuş, bu endekse girmeyen ça-
Iışmalar profesörlük için yeterli
bulunmamışü. Haklı ya da hak-
sız büyuk eleştirilere uğrayan bu
sistem şimdi degişmiş bulunu-
yor. Komisyonda görev yapmış
bulunan ODTÜ profesörlerin-
den Namık Kemal Pak, profe-
sörlüğe yiikselme ve evrensel bi-
lime katkı yapma konusunda
Cumhuriyet'in sorularını cevap-
landırdı.
— Sayın Pak, biiiyorsunuz
YÖK büyuk tartısma ve eleşti-
rilere konu oidu, eleştiriler sıi-
riiyor. Bu eieştirilerden bir tane-
a de YÖK ik akademik duzeyin
kalitesinde ciddi bir duşme ol-
dugudur. Siz YÖK Yasası gere-
ği kunılan 'profesoriüğe yuk-
seltmede akademik kalite ince-
Evrensel krlter ProfesörlUğe
yükseltme kararı, bilim
komisyonundan alınıp tek tek
üniversitelere bırakıldı. Prof. Namık
Kemal Pak, bu yeni yöntemle
öğretim üyesi kalitesinin daha da
düşebileceği görüşünde. Pak, evrensel
kriterlerin esas alınmasım istiyor.
Yabaneı hoea Prof. Pak şöyle
diyor: Bugün Türkiye'de doktorasını
yapmış 11 bin Öğretim üyesi 30
üniversiteye dağılrruş durumda. Bu
kadro yeni üniversitelere dağıtılırsa
kalite daha da düşecek. Belki şu
sıralar değişen Doğu Avrupa'dan
öğretim üyesi ithal etmek doğru olur.
PAK — Bızim komisyonu-
muz 15 Haziran 1989 tarihinde
369 sayılı kanun hukmundeki
kararname ile kuruldu. Bu ko-
misyonda görev yapacaldann se-
çimi Üniversitelerarası Kurul'da
yapüdı. Aslında komisyonun
profesoriüğe yukseltmede esas
aldığı kriter, YÖK Yasası'nda
vardı. 7 yıllık bir gecikme ile ya-
sanın bu hükmü uygulama ala-
nı buldu denebilir. Komisyonun
yaptığı iş, yasanın ilgili madde-
sine sistematik bir işlerlik kazan-
dırmak oldu. Yasa, profesoriü-
ğe yükselmek için doçentlik son-
rasında uluslararası ölçulere gö-
re arastırma yapmak, yani biü-
me katkıda bulunmak kriterini
anyordu. Bilim evrensel olduğu-
na göre bilimsel katkı da evren-
sel ölçulere uymak zorundaydı.
— Komisyon, yasanın çıkişın-
dan yedi yıl sonra çıktı. Bu yedi
yıl içinde profesör olabilmek
için boyie ölçntler aranmadı mı?
PAK — YÖK Yasası Ue tüm
taşra üniversitelerinde daha son-
ra da büyük kentlerdeki üniver-
sitelerde profesoriüğe atanma
kayıtsız şartsız donduruldu. Bi-
iiyorsunuz yasaya göre çalıştığı-
nız üniversitede profesör olamı-
yordunuz. Bakın 1976 yılında
Türkiye'deki profesör sayısı
1590. Bu sayı 1980-81 ders yılın-
da, yani beş yıl içinde 2245 ol-
muş. 1983 yılında ise 1823'e düş-
müş. Hep biliyoruz, YÖK du
zenlemesi ile çok sayıda profe
sör üniversiteden ayrılmış
1985-86 ders yılında üniversite-
lerde görev yapan profesör sayıs'
1877. 1988-89 yılında önemli bü
arüş oluyor ve sayı 2846'ya yük
seliyor. Universitelerdeki donm£
kaldınlmış. Bir yıl sonra ise sa
yı 4529'a ulaşıyor ve oturup, ne
reye gidiyoruz diye dUşunUİme
ye bajlanıyor. Eğer bilüne kat
kıyı belirleyen kriterler konmaz
sa işin çığnndan çıkacağı anla
şdıyor.
— Evet, sizin komisyon pro-
fesoriüğe yükselmede ciddi bi-
limsel performans aramak için
kuruldu. Pekiyi nasd çalışbnız?
PAK — Yanılmıyorsam ko-
misyona profesoriüğe yükselme
için toplam 390 başvuru yapıl-
dı. Bunlardan 196'sı kabul edil-
di, I85'i reddedildL Temel büim-
ler, üp ve muhendislik alanlann-
da 164 kabul, 147ret,sosyal bi-
limlerde ise 35 kabul, 35 ret var.
Toplum bilimler alanlarında
profesör olmak isteyenler bu yo-
lu pek kullanmak istemediler sa-
nıyomm, belki değerlendirme
sisteminin kalkmasını bekledi-
ler.
— Komisyon 200 civannda
başvuru için olumlu görüş ver-
miş. Şimdi bu 200 kişi için ev-
rensel olçulerde bilime katkı
yapmışlar denebilir mi?
PAK — Hayır, pek denemez,
bizim kullandığjmu ölçü mini-
mum kabul edilebüirlik sayüma-
hdır. Komisyon olarak kriter ge-
liştinnek zorundasınız. Bu kri-
ter yorurna açık olmayacak, baş-
vurucunun kişilik özelliklerin-
den etkiienmeyecek ve dünyada
uygulanan kriterlere benzeyecek.
— Ancak komisyonun uygu-
lamalanna ceşitii itirazlar vardı,
başvuru endekslerinin sadece
belli dilde y-ayınlan kapsadığı
ileri suriilüyordu. Örnegin Isra-
il'deki bir doktora çalışması
Türkiye'de yapılmış ve Türkçe
yayımlanmış bir araştırmaya
başvuru yapıyorsa bu, evrensel
düzeyde bilgi üretmiş olma an-
lamına gelmez mi?
PAK — Bu butün disiplinler
için geçerli bir eleştiri değil. Te-
mel bilimlerde, tıpta ve muhen-
dislik bilimlerinde evrensel kri-
terlerden vazgeçmek söz konu-
su olamaz. Sosyal bilimlerde ay-
m durumun geçerli olmadıgını
biz de fark ettik ve atıfendeks-
lerine girmeyen, ama evrensel
bilim piyasasında başka ulusla-
nn biüm adamları tarafından
kullanılan çalışma ya da araşur-
malan da kabul için ölçü aldık.
Ulusal dergilerde ya alan yayın-
lann da evrensel piyasada kul-
lamlanlarını kabul ettik. Yani
sosyal bilimlerde kriterleri biraz
esnek tuttuk.
— Tekrar aynı noktaya döner-
sek, siz 200 civannda başvuru-
yu evrensel olçüde bilime katkı
MEŞALELER IŞlGlNDA— Kulüp 29'da iki dans pisti var. Gençlerin çoğunlukta oldugu pistte son moda danslar gözleniyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)
tstanbul Çubuklu'dakiKulüp 29'da romantikyaz akşamlarının rüzgân esiyor
Osmanlı çadırında disco dansBoğaz'ın lacivert sularının kıyısında, eski gaz
depolarının bulunduğu yer şimdi îstanbul'un
en gözde eğlence yerlerinden birisi. îstinye'den
kalkan motorlar Çubuklu Kulüp 29'a
müşteri taşıyor. Burada 'doğaya uyumlu'
dekor içinde sabaha kadar dans edebilirsiniz.
AYŞE YILDIRIM
LACİVERT GECELER— Kulüp 29'da damsız' erkekler isten-
miyor. Boğaz'ın bu guzel koşesine gelen çiftler ise baş başa
'romantik' bir gece geçirebiliyor.
Havuzun etrafında minyatur-
ler ve Arkeoloji Müzesi'nden
mulajlar yer aüyor. Hemen yan
tarafına bir otağ kurulmuş.
Osmanlı-Bizans motifleriyle be-
zenmiş otağın ortasuıda bir
dans pisti. Istendiği zaman dört
bir yanı kapanan Osmanlı çadı-
nnın kapattığı bu kısımda sanat
dünyasından tanıdık simalan
görüyoruz.
Çadınn tavan kısmının bir
bölumü sanatçılar tarafından
burç desenleriyle sıislenmiş. Eş-
yalardaki 'kuüanılmış' görüntü-
suyle rahat bir ortam yaratılma-
ya çalışılmış.
Osmanlı dönemine ait yağ
küpleri etrafa serpiştirilmiş. Ge-
ce dansın yanı sıra öğle ve ak-
şam yemeklerinin de verildiği
otağın içindeki sandalyelerin bir
bölümu Karadeniz'de mısır sa-
pından örülmüş, minderler Ka-
palıçarşı'dan alınmış, çadır or-
tamını tamamlayan el dokuma
küimleri ise Mısır'dan.
Aydınlatma yerdeki iri ve
renkli mumlarla tamamlamyor.
Osmanlı çadın
Osmanlı cadınmn içinde otu-
rup içkinizi yudumlarken Boğa-
ziçi'ni seyTettiğiniz bu yer Çu-
buklu Kulüp 29'un ikinci dans
pisti.
Gençlerin daha çok tercih et-
tiği diğer dans pisti ise hemen
yan tarafmda. Üstünde çadır
yok, ama çınar, incir, söğut,
meşe, defne ağaçlan kulübün
doğal dekoru. fşletmenin sahi-
bi Metin Fadıllıoglu ağaçlan
kesmemek için duvarları bom-
belı yapmak zorunda kaldıkla-
nnı söylüyor.
Boğaz'a karşı yanan meşale-
ler, tabiatla insanı kaynaştıran
romantik yaz akşamlannın sı-
caklığını yansıtıyor Kulüp
29'da.
Kulübün önündeki küçük is-
keleye iki motor sürekli gidip
geliyor. Istinye'den Beykoz Bu-
runbahçe Korusu'ndaki kulübe
müşterileri taşıyan motorlar...
Boğaz'ın serin sulan uzerin-
de, mehtabı seyrederek para bile
vermeden eğlence yerine ulaştı-
ran motor sefası daha çok tu-
ristlerin ilgısini çekiyor.
90 bine açık büfe
Avrupa mutfağının yanı sıra
Uzakdoğu yemeklerinden de ör-
nekler taşıyan kulüp sarma ke-
bap, çentik kebap ve yoğurtlu
kebabı ile tanınıyor. Her çar-
şamba 90 bin liraya açık büfe
sunulurken midye tavacı, niyet-
çi, erikçi gibi tipik satıcılar da '
etrafta geziniyor.
Güneşın batışını seyrederken
yenilen yemekten sonra saat
24.00'te başlayıp 04.00'e kadar
devam eden müzikte dans et-
mek içi hafta sonu 50 bin, haf-
ta için 40 bin lira ödemek gere-
kiyor.
Vaktiyle tstarbul'un gaz de-
polarının bulunduğu Burunbah-
çe Korusu'na gelen gemiler,
gazlan yükleyip îstanbul'a da-
ğıtırmış. Bir yangında harabeye
dönen koruyu büyükşehir bele-
diyesi halka açık mesire alanı
olarak düşunmüş.
Sonra kulup projesi gerçek-
leştiriüniş ve Metin Fadıllıoglu
yap-işlet-devret yöntemiyle bu-
rasım 13 yılhğma almış. 4 yıldır
da işletiyor. lsnat duvarları Rus-
larca yapılan gaz aepoıannın
bulunduğu 5 oyuk hâlâ kulübün
kenarlarında dekor görevi yapı-
yor.
Yemek, ateş, aşk
Metin Fadıllıoglu, kulübunü
'yemek, ateş ve aşk' diye üç ke-
limeyle anlatırken genç nüfuslu
bir ülke olmamıza rağmen yete-
rince dans ediünediğinden yakı-
nıyor.
"Bir hafta sonunda bütün
Türkiye'de kaç kişi dans eder?
Bunlann içine yerel halk dans-
lannı da alsak bence 30 bini geç-
mez. Nüfusu 57 milyon olan bir
ülkede yüzbinleri bulmuyor. İn-
sanlanmızda bir yerlere gidip
eglenmek sadece belli bir kesi-
me mahsusmuş gibi bir imaj
var. Oy&a bir hafta boyunca ça-
bşan birisinin deşarj olması ge-
rekir. 70-80 yaşına geldigimizde
de çıkıp bir yerlere dans etme-
ye gidebiliyorsak, bu yeni şey-
lere hazınz demektir."
Toplumun ölçiisü
Kulübün işletmesine yardım-
cı olan Zeynep Fadıllıoglu, eşi-
nin sözlerine şunları ekliyor:
"Etraf için yaşıyoruz. Her şe-
yi birden >apmak istiyonız. Ye-
mek yerken de, eglenirken de.
O zaman tabü çok pahalı olu-
yor. Bardakla şampanyayı bir
türiii koyamadık burada. Çıin-
kü bizde şişe için içiliyor. Top-
lumun ölçüieri bu."
Damsız muşteriler pek tercih
edümiyor Çubuklu 29'a. Fadıl-
lıoglu bir anısını anlatıyor:
"Bir akşam tesadüfen kapı-
dayun. Genç, ha/if sarhoş bir
erkek geldi. 'Kusura bakmayın
damsız alamayu' dedik. Üstete-
meye başladı. 'Senin hiç kız ar-
kadaşın, eşin yok mu?' dedim.
Adam 'Benim nişanlım var' de-
di. 'İyi ya o zaman nışanlmı
getir' dedik. Verdigi cevap çok
iiginçti: 'Ben enayi miyim nişan-
lımı buraya getireceğım'."
yapıyor kabul ettiniz. Pekiyi si-
zin göıüsanüze gore bu 200 ki-
şiden kaçı geöşmiş ulkderin uni-
versrtelerindeki meslektaşian ik
yanşabilir, aynı fiffamitt düze-
yi tutturabilir?
PAK — Bu sayımn ancak
yüzde 10"u soylediğiniz koşullan
yerine getiriyor.
— Yani komisyonun bukJuk-
lannın yuzde 9O'ı ancak Türki-
ye için yeterii sajılabilir gibi bir
sonoç mn çıkıyor?
PAK — Maalesef bu doğru.
Bizim kullandığımız kriterler ül-
kede belli rahatsızlıklar yarattı,
ama kullandığımız minimum
kriterlerle ne Japonya'da, ne
Ispanya'da, ne lsveç*te, ne Kore
1
-
de, ne Sovyetler Birliği'nde, ne
de Azerbaycan'da profesör olu-
namaz.
— Sizin komisyonun çalışma-
lanna geçen haziran ayında son
verildi ve profesoriüğe yüksel-
mede karar yetkisi Universitele-
re bırakıldı. Bunun degeriendir-
mesini nasıl yapıyorsunuz?
PAK — Belki, tıpkı askerlik-
te olduğu gibi insanları beş yıl
bekleterek yardımcı doçent, do-
çent ve nihayet profesör yapabi-
lirsiniz. Ama unutmayalım üni-
versite öğretim üyesi, araştırma-
nın yanında öğretim yapıyor, ye-
ni kuşakları yetiştiriyor.
Eğer kalitede bir yükselme
olursa inşaat sektöründen elek-
tronik sektöriine, tarımdan hıı-
kuka, ekonomiye kadar her
alanda dunyadaki benzerlerine
eşit bir işgücü elde edersiniz.
Sorun ülke ekonomisi ve ge-
nel kültüru apsından bu denlı
önemliyken kalite yükseltme gi-
rişiminin tepki çekmesini, rahat-
sızlık yaratmasını anlamak
mümkün değil. Herhangi biri çı-
kıp beni milli takımda santrfor
oynatın diyemez.
Belki çok sayıda insanın için-
den böyle bir arzu geçer, ama
kimse müyonlarca kişinin gözü
onünde oynamaya cesaret ede-
mez. Üniversite ise göz önünde
değil, kamuoyunun ünıversıtede
iyi ya da daha az iyi öğretim
üyesinin ne anlama geldiği ko-
nusunda bir fikir yoktur.
— Siz bem öğretim üyesisiniz
nein de TÜBtTAK'ta görev ya-
pıyorsunuz. Türkiye'de ünirersi-
te sayısını 70'e çıkarma karan-
nı nasıl degeriendiriyorsunuz?
PAK — Türkiye'de yükseköğ-
renimde okullaşma oranı yüzde
8. Gelişme için bu oranın yük-
selmesi lazım. Bu açıdan bakın-
ca yeni üniversiteler açmak,
okullaşma oranını yuzde 20'lere
yükseltmek gerekiyor. Altyapı
çok önemli değil, barakada bile
iyi bir eğitim yapılabüir. Kritik
kaynak öğretim üyesidir. Bugün
Türkiye'de doktorasını yapmış
11 bin öğretim üyesi var, 30 üni-
versiteye dağılrruş durumda. Öğ-
retim üyesinin yetişmesi en az 5
yıl alıyor. Demek ki mevcut kad-
royu yeni üniversitelere dağıtır-
sak zaten minimumda olan ka-
lite daha da duşecektir. Belki dı-
şandan öğretim uyesi ithal et-
mek doğru olur.
Şu sıralarda Doğu Avrupa'da
olanlar beni çok umutlandın-
yor, 1933 yıhnda olduğu gibi
birdenbire çok sayıda ve yüksek
duzeyde öğretim üyesi ülkeye ge-
tirilebilir.
— Kalite soranu, ülkenin ev-
rensel bilim dünyasındaki yeri-
ni beiirUyor degil mi?
PAK — Türkiye evrensel öl-
çülere göre bilimın neresinde yer
alıyor? Evrensel değerlendinne-
lere göre hep kırkıncı sıralarda
çıkıyor ve bilim ureten ülke sı-
ralamasına 60 kadar ülke alını-
yor. Ancak bu sıralamanm öne-
mi yok. Bakın fen bilimlerinde
atıf endekslerinde, taranmış
dergilerde toplam yayın sayısı
691.851. Bunun yüzde 75.8'inin
8 ülkeden geldiğini görüyoruz.
G7 denen en zengin 7 ülke ve
Sovyetler Birliğj'nden. Geri ka-
lan yuzde 25 ise 52 ülkeden ge-
liyor ve Türkiye'nin payı binde
bir civannda. Yani sıralamada
40'mcı olan Turkiye ile 60"ına
olan Sudan arasında çok önemli
bir fark yok.
34 öğrenciye
TE V'den burs
• ANKARA (AA) —
Türk Eğitim Vakfı (TEV),
1991-1992 öğretim yılında
yurtdışında yüksek lisans
öğrenimj görecek 34
öğrenciye burs verecek.
Universitelerın çeşıtB
branşlanndan, en üstün
derece ile mezun olup,
yurtdışında yüksek lisans
öğrenimine devam etme
isteğinde bulunan
gençlerden 34'ü bu yıl TEV
burslanndan yararlanacak.
Sınav sonuçlanmn
açıklanması ve kazanan
gençlerin basına tanıtılması
amacıyla, TEV Mütevelli
Heyet ve Yönetim Kurulu
Başkanı Vehbi Koç, 21
ağustos çarşamba günü
basın toplantısı düzenleyecek.
Meslek iiseleri
gınav sonuçları
• ANKARA (Cumhuriyet
Burosu) — Milli Eğitim
Bakanlığı'nca 8 haziran
tarihinde gerçekleştirilen
"meslek liselen" smav
sonuçları açıklandı. Sınav
sonuçlarına göre 220 bin 73
öğrencinin girdiği sınavda
110 bin 575'i asil listeden
sınavı kazandı. 1470 öğrenci
de yedek listeye girdi.
Sınavda Gümüşhane'den
Gökhan Işık 493.657 puan
alarak Türkiye birincisi
oldu ve Ankara Anadolu
Teknik Lisesi Bilgisayar
Bölümu'ne girmeye hak
kazandı. tzmir'den Fatih
Kumru 474.788 puanla
ikinci, Istanbul'dan
Mustafa Yıldız 471.730
puanla üçüncü oldu.
Türk lokaııtası
'number one
?
• LONDRA (AA) —
İngiliz Yayın Kurumu
BBC'nin "Radio One" adlı
radyo ıstasyonu, Türk
lokantası Efes'i 1991 yılında
Londra'nın en iyi restoram
seçti. "Radio One"
sunucularından Gary
Davies, Efes Lokantası
sahibi Kazım Akkuş'a,
uzerinde "Number one in
London" (Londra'da bir
numara) yazılı bir plaket
sundu. Londra'da Türk
mutfağının en iyi temsilcisi
olarak tanınan lokanta
geçen yıl da BBC'nin yerel
istasyonu "Nite FM"
tarafından Londra'nın en
iyi restoranı seçihniş ve bir
altın plak hediye almıştı.
Bekârete
takipeizlik
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Burosu) — Alman turiste
bekâret kontrolü olarak
bilinen olay nedeniyle
açılan davada Angelika
Wittwer ve uç kadın
hakkında takipsizlik karan
verildi. Urla Asliye Ceza
Mahkemesi'nde dun yapılan
duruşmada mahkeme,
sağlık kontrolüne sevk
edilen 4 kadın ile ilgili
olarak "fuhuşla mücadele
tüzuğu hükümlerine aykın
davranış ornıadığı"
gerekçesıyle "takipsizlik"
karan aldı.
25 ağustosta
leylek izleme
• tstanbul Haber Servisi
— Doğal Hayatı Koruma
Derneği (DHKD) 25
Ağustos 1991 Pazar günü
tstanbul Kuçuk Çamlıca
Tepesi'nde leylek izlemf
günü düzenleyecek.
Dünyanın en önemli kuş
geçitlerinden biri olan
Istanbul Boğazı'ndan göç
mevsımleri kuş izlemeyi bir
gelenek haline getiren
DHKD, bu kez 'leylek
günü' duzenliyor.
Merakhlar dürbünleri ile
birlikte 25 ağustos pazar
günu K.Çamhca'ya gelerek
leylekleri izlerken göç
üzerine daha aynntıh bilgi
edinebüecekler.
Borsa islemlerinde
müşterilerinden aldığı
direktifleri OCfnOİ uygulayan
bir bankayla çalışmanın
avantajlarını
yaşıyor musunuz
DEMİRBANK
"iyi günler diler"