22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhun>et Matbaa^ l'k ve Gazeıectllk Turk \nonım Şırkeu adına Nıdır Nadı 0 Genel >avın Muduru Hnsan Cemai. Muessese Vfüduru Emıne l jaklıgıl. \iı< Işlerı Mudurtı Oka> GOMHIII. 0 Habeı Merkezı Muduru \ılçın Bayer. Savfa Duzenı >önelmenı \li Artr % Temsılcüer AMC<\RA AkntlTm. İZMİR HlknKt (,«inka>«. \DAN^ Çetın 1, Polınka Crtl ••*m«K. Isunbul Haberlfi ^ u ı l ı l t ı ı Ekono- Mtnl T«ı»tf Dış HatKrler Er|u •ücı. ls Scndıka Şaiuu b m kalıur Ctfal Uatr. Ejuım b m -•.!«. Vu- Haberto Vntkl Dot» ^por Dan smaıv VoctlHM Dızı >azı!ar Ken« Çskskaa Vasjıtma Şakis Alpav rxzettme Abdrilak Ytücı 0 Koord natör koralsu ^ Malı Isier Ejol Ert«l 0 Muhuıtıe- Bakttt fa(f 0 Butv c Planlaj \«< Toran 0 Ida-t Huofe Gan> 9 >Sk " * °**< •>"* • Bılgj-ls em Naıl lul Ya>tn Kunttu Baskan Nıdir \adl Okta? U M . Yilçtıı H«tr. H » n Ceanl. Hlkanl UunU>» Ok«ı C ı n u i ı l t " M ı a n . fltan Sdç«k, Ah strvea. Ahnrı twı &rw >«• h*w Cumhunvt! Maıbaaolık wc Gajrtealjk TA-Ş Turkocajı Cad 39 '43M l<t PK 246 Istsnbul Td 512 05 05 (20 tıaı). Tcta 12246 Faj (I) <26 60 'J 0 fluro/ar Ankan. Zı»a GOkaJp Biv inkılap S No 19 4 fti 133 II 41-4- Teka 42Î44, ftı (4) 13J 05 61 0 lanir H Zı>a Bi. 1352 S 2 3. TeL 13 12 30 T«la 523S9, Faı. (51) 19 53 M A U B I India Cad 119 S. N<- 1 Kal I. Td 1» 1' 52 14 tut). Ttk» 62155. Fa* CD I» 25 7« TAKYİM: 14 AĞUSTOS 1991 Imsak: 4.27 Güneş: 6.05 Oğle: 13.13 tkindi: 17.03 Akşam: 20.12 Yatsı: 21.43 Herkes yarın kemer takacak Kazakını 'emniyefti çözüm ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) — Şehiriçi yollarda emniyeı kemeri uygulaması ya- nn başlıyor. Içişleri Bakanı Mustafa Ka- kmİi, valüiklere gönderdiği ge- nelgede, şehirlerarası yollann yanı sıra şehir içi yollarda da emniyet kemeri uygulamasının 15 Ağustos 1991 tarihinden iti- baren başlatılacağını belirtti. Genelgede şöyle denildi: "15 agustos-15 ekim tarihk- ri arasında ticari otomobii ve minibiisle yolcu taşımacüıgı yapan araç sürncuieri htuiç, otomobii ve otomobii gibi tes- cil işlemi goren arazi ve mini- bus tasıtlannın sunicüleri ik ön koltuga oturan yolculara emniyet kemeri takma alışkan- lığı kazandırmak için eğitki özellikte uyanlarda bulunula- cak, kendi can guvenlikleri içiıı emniyet kemeri takmanıo ge- rekliliği bildirüecek ve görev- lileriD gozetiminde emniyet ke- meri takmalan saglanacaktır." Kalemli, trafîk kazalannda ölüm oranının azalmasmın emniyet kemeri takılması ile sağlandığını vurgulayarak şun- Iarı söyledi: "Emniyet kemeri takılması dunımunda kazalarda ölum oranının azaldıgından bareket ederek şehirierarası yollarda emniyet kemeri takılması zo- runlu hale getirilmişii. KazaJa- nn yüzde 79'nnun şehiriçi yol- larda mevdana gddigi düşünu- lerek, belirienen tarihten son- ra şehiriçi yollarda da emniyet kemeri takmak zorenlu hale getirilecektir." Liselere üniversite sistenıi önerisi ANKAKA (AİNKA) — üers geçme ve kredi sistetnini uygu- layacak liselerde başarı sağla- nabilmesi için halen üniversi- telerde uygulanan 'damşmanJık' sisteminın orta- öğretim kurumlanna getiril- mesi istendi. Ankara Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Necdet Serin AN- KA'ya yaptığı açıklamada ye- ni sistemin uygulanacağı lise- lerde öğrencilerin başıboş bı- rakılmasıhalinde, kolaycıhğa kaçacaklarını ya da eğilimleri- ne uygun dersleri bilinçli ola- rak seçmeyenlerin bulunabile- cegini bildirdi. Serin, "Liseler- de bulunacak danışmanlann öğrencilerin yeteneğine, eğili- mine göre aimalan gereken ders paketlerini önermeleri la- nm. Yön verici danışmanlaı örnegin tıp egitimi gormek is- teyen bir ogrenciye fen dersle- rinden oluşan bir paketi alma- sını önermeli" dedi. MiUi Eğiıim Bakanlığı'nın ders geçme ve kredi sisteminı getirmekle öğrencilerin yetiş- melerinde zorunlu olmayan bilgilen eğitim sisteminden ayıklamak istediğini kaydeden Serin şunları söyledi: "Sistemi birdenbire uygula- maya başlaınak giıçtür. Once altyapısı >eterii olan okullar- da uygulanır. Başardı olması için de oğretmenlerin çok iyi yetişmeleri, dershanelerin ka- labaiık öf rencili egitime elve- rişH olması gerekir." İZMİR-SELÇUK Meryem'e gelene hacılıkbelgesi HÜSEYİN ERCİYAS tZMİR — Hıristiyanlann "kntsal bakiresi" Meryem Ana'nın evinin bulunuşunun 100. yüı, düzenlenen törenlerle kutlanacak. Bir dizi etkinlik duzenleyen Selçuk Belediyesi, Hıristiyanlık için "hac yeri" olan Meryem Ana Evi'ni ziya- ret edenlere ilk kez "hacılık bcigesi" verecek. Selçuk Belediye Başkanı Kamfl Subası, turistleri ilgjlen- direcek din öğelerini ön sıra- ya çıkaracaklarıaı belirterek "Amacınuz, tüm dünyaya Sd- çnknn Kudüs'ten daha kntal bir şehir olduğnnu duyarabil- mek" dedi. Hıristiyanlığın kutsal anası Meryem Ana'nın evi, Selçuk ilçesindeki BülbUl Dağı'nın uzerinde bulunuyor. 4. yüzyü- da inşa edildiği sanılan "Kut- sal bakire" Meryem Ana'nın yasadığ) bu yere hac biçimin- de bir kilise yapılmış. Bu kili- senin Meryem Ana adına ya- pılan ilk yedi kiliseden biri ol- du£u söyleniyor. Efes ve Sel- çuk yöresindeki Hıristiyan halkın, atalanndan kaima bir gelenegi sürdürerek her yıl 15 ağustosta Meryem Ana Evi'- ni ziyaret ettikieri biliniyor. Prof. Namık KemalPak, yeniprofesörlük uygulaması ile akademik kalitenin düşeceği endişesinde 'Bilimde Sudandüzeyindeyiz 9 lemesi yapan komısyonda' görev yaptuuz. Şündi bu komisyon da işlevmi yitirdi. Siz akademik ya- şamın en yüksek duzeyi olan profesoriiıge yiikselme sistemi- ni oasıl degeriendiriyorsunuz, bu alandaki dazenJemeiere ba- karak başka nlkelerk bir karşı- laştırma yapabilir misiniz? ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — YÖK Yasası'nın yürür- luğe girdiği 1982 yılından beri akademik yasamda bilimsel dü- zey, yoğun tartışmalara konu oluyor. özellikle son yıllarda profesör sayısmda yuzde yüzu geçen bir artış görüİmesi ve ge- çen haziran ayında yapılan bir yasaJ dıizenleme ile profesörlu- ğe yükseltilme karannın tek tek üniversitelere bırakılması bu tar- tışmalara yoğunluk kazandırdı. 1989 yılında yapılan bir du- zenleme ile Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturuian bir bilimsel komisyon, profesörluğe yükseltilmede ön inceleme yap- makla görevlendirilmiş ve bu komisyon belü ölçütler geliştir- mişti. Komisyonun bajvurulan değerlendirmede kullandığı ana . . . . . . ölçüt uluslararası atıf endeksi Evrensel OİÇll olmuş, bu endekse girmeyen ça- Iışmalar profesörlük için yeterli bulunmamışü. Haklı ya da hak- sız büyuk eleştirilere uğrayan bu sistem şimdi degişmiş bulunu- yor. Komisyonda görev yapmış bulunan ODTÜ profesörlerin- den Namık Kemal Pak, profe- sörlüğe yiikselme ve evrensel bi- lime katkı yapma konusunda Cumhuriyet'in sorularını cevap- landırdı. — Sayın Pak, biiiyorsunuz YÖK büyuk tartısma ve eleşti- rilere konu oidu, eleştiriler sıi- riiyor. Bu eieştirilerden bir tane- a de YÖK ik akademik duzeyin kalitesinde ciddi bir duşme ol- dugudur. Siz YÖK Yasası gere- ği kunılan 'profesoriüğe yuk- seltmede akademik kalite ince- Evrensel krlter ProfesörlUğe yükseltme kararı, bilim komisyonundan alınıp tek tek üniversitelere bırakıldı. Prof. Namık Kemal Pak, bu yeni yöntemle öğretim üyesi kalitesinin daha da düşebileceği görüşünde. Pak, evrensel kriterlerin esas alınmasım istiyor. Yabaneı hoea Prof. Pak şöyle diyor: Bugün Türkiye'de doktorasını yapmış 11 bin Öğretim üyesi 30 üniversiteye dağılrruş durumda. Bu kadro yeni üniversitelere dağıtılırsa kalite daha da düşecek. Belki şu sıralar değişen Doğu Avrupa'dan öğretim üyesi ithal etmek doğru olur. PAK — Bızim komisyonu- muz 15 Haziran 1989 tarihinde 369 sayılı kanun hukmundeki kararname ile kuruldu. Bu ko- misyonda görev yapacaldann se- çimi Üniversitelerarası Kurul'da yapüdı. Aslında komisyonun profesoriüğe yukseltmede esas aldığı kriter, YÖK Yasası'nda vardı. 7 yıllık bir gecikme ile ya- sanın bu hükmü uygulama ala- nı buldu denebilir. Komisyonun yaptığı iş, yasanın ilgili madde- sine sistematik bir işlerlik kazan- dırmak oldu. Yasa, profesoriü- ğe yükselmek için doçentlik son- rasında uluslararası ölçulere gö- re arastırma yapmak, yani biü- me katkıda bulunmak kriterini anyordu. Bilim evrensel olduğu- na göre bilimsel katkı da evren- sel ölçulere uymak zorundaydı. — Komisyon, yasanın çıkişın- dan yedi yıl sonra çıktı. Bu yedi yıl içinde profesör olabilmek için boyie ölçntler aranmadı mı? PAK — YÖK Yasası Ue tüm taşra üniversitelerinde daha son- ra da büyük kentlerdeki üniver- sitelerde profesoriüğe atanma kayıtsız şartsız donduruldu. Bi- iiyorsunuz yasaya göre çalıştığı- nız üniversitede profesör olamı- yordunuz. Bakın 1976 yılında Türkiye'deki profesör sayısı 1590. Bu sayı 1980-81 ders yılın- da, yani beş yıl içinde 2245 ol- muş. 1983 yılında ise 1823'e düş- müş. Hep biliyoruz, YÖK du zenlemesi ile çok sayıda profe sör üniversiteden ayrılmış 1985-86 ders yılında üniversite- lerde görev yapan profesör sayıs' 1877. 1988-89 yılında önemli bü arüş oluyor ve sayı 2846'ya yük seliyor. Universitelerdeki donm£ kaldınlmış. Bir yıl sonra ise sa yı 4529'a ulaşıyor ve oturup, ne reye gidiyoruz diye dUşunUİme ye bajlanıyor. Eğer bilüne kat kıyı belirleyen kriterler konmaz sa işin çığnndan çıkacağı anla şdıyor. — Evet, sizin komisyon pro- fesoriüğe yükselmede ciddi bi- limsel performans aramak için kuruldu. Pekiyi nasd çalışbnız? PAK — Yanılmıyorsam ko- misyona profesoriüğe yükselme için toplam 390 başvuru yapıl- dı. Bunlardan 196'sı kabul edil- di, I85'i reddedildL Temel büim- ler, üp ve muhendislik alanlann- da 164 kabul, 147ret,sosyal bi- limlerde ise 35 kabul, 35 ret var. Toplum bilimler alanlarında profesör olmak isteyenler bu yo- lu pek kullanmak istemediler sa- nıyomm, belki değerlendirme sisteminin kalkmasını bekledi- ler. — Komisyon 200 civannda başvuru için olumlu görüş ver- miş. Şimdi bu 200 kişi için ev- rensel olçulerde bilime katkı yapmışlar denebilir mi? PAK — Hayır, pek denemez, bizim kullandığjmu ölçü mini- mum kabul edilebüirlik sayüma- hdır. Komisyon olarak kriter ge- liştinnek zorundasınız. Bu kri- ter yorurna açık olmayacak, baş- vurucunun kişilik özelliklerin- den etkiienmeyecek ve dünyada uygulanan kriterlere benzeyecek. — Ancak komisyonun uygu- lamalanna ceşitii itirazlar vardı, başvuru endekslerinin sadece belli dilde y-ayınlan kapsadığı ileri suriilüyordu. Örnegin Isra- il'deki bir doktora çalışması Türkiye'de yapılmış ve Türkçe yayımlanmış bir araştırmaya başvuru yapıyorsa bu, evrensel düzeyde bilgi üretmiş olma an- lamına gelmez mi? PAK — Bu butün disiplinler için geçerli bir eleştiri değil. Te- mel bilimlerde, tıpta ve muhen- dislik bilimlerinde evrensel kri- terlerden vazgeçmek söz konu- su olamaz. Sosyal bilimlerde ay- m durumun geçerli olmadıgını biz de fark ettik ve atıfendeks- lerine girmeyen, ama evrensel bilim piyasasında başka ulusla- nn biüm adamları tarafından kullanılan çalışma ya da araşur- malan da kabul için ölçü aldık. Ulusal dergilerde ya alan yayın- lann da evrensel piyasada kul- lamlanlarını kabul ettik. Yani sosyal bilimlerde kriterleri biraz esnek tuttuk. — Tekrar aynı noktaya döner- sek, siz 200 civannda başvuru- yu evrensel olçüde bilime katkı MEŞALELER IŞlGlNDA— Kulüp 29'da iki dans pisti var. Gençlerin çoğunlukta oldugu pistte son moda danslar gözleniyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) tstanbul Çubuklu'dakiKulüp 29'da romantikyaz akşamlarının rüzgân esiyor Osmanlı çadırında disco dansBoğaz'ın lacivert sularının kıyısında, eski gaz depolarının bulunduğu yer şimdi îstanbul'un en gözde eğlence yerlerinden birisi. îstinye'den kalkan motorlar Çubuklu Kulüp 29'a müşteri taşıyor. Burada 'doğaya uyumlu' dekor içinde sabaha kadar dans edebilirsiniz. AYŞE YILDIRIM LACİVERT GECELER— Kulüp 29'da damsız' erkekler isten- miyor. Boğaz'ın bu guzel koşesine gelen çiftler ise baş başa 'romantik' bir gece geçirebiliyor. Havuzun etrafında minyatur- ler ve Arkeoloji Müzesi'nden mulajlar yer aüyor. Hemen yan tarafına bir otağ kurulmuş. Osmanlı-Bizans motifleriyle be- zenmiş otağın ortasuıda bir dans pisti. Istendiği zaman dört bir yanı kapanan Osmanlı çadı- nnın kapattığı bu kısımda sanat dünyasından tanıdık simalan görüyoruz. Çadınn tavan kısmının bir bölumü sanatçılar tarafından burç desenleriyle sıislenmiş. Eş- yalardaki 'kuüanılmış' görüntü- suyle rahat bir ortam yaratılma- ya çalışılmış. Osmanlı dönemine ait yağ küpleri etrafa serpiştirilmiş. Ge- ce dansın yanı sıra öğle ve ak- şam yemeklerinin de verildiği otağın içindeki sandalyelerin bir bölümu Karadeniz'de mısır sa- pından örülmüş, minderler Ka- palıçarşı'dan alınmış, çadır or- tamını tamamlayan el dokuma küimleri ise Mısır'dan. Aydınlatma yerdeki iri ve renkli mumlarla tamamlamyor. Osmanlı çadın Osmanlı cadınmn içinde otu- rup içkinizi yudumlarken Boğa- ziçi'ni seyTettiğiniz bu yer Çu- buklu Kulüp 29'un ikinci dans pisti. Gençlerin daha çok tercih et- tiği diğer dans pisti ise hemen yan tarafmda. Üstünde çadır yok, ama çınar, incir, söğut, meşe, defne ağaçlan kulübün doğal dekoru. fşletmenin sahi- bi Metin Fadıllıoglu ağaçlan kesmemek için duvarları bom- belı yapmak zorunda kaldıkla- nnı söylüyor. Boğaz'a karşı yanan meşale- ler, tabiatla insanı kaynaştıran romantik yaz akşamlannın sı- caklığını yansıtıyor Kulüp 29'da. Kulübün önündeki küçük is- keleye iki motor sürekli gidip geliyor. Istinye'den Beykoz Bu- runbahçe Korusu'ndaki kulübe müşterileri taşıyan motorlar... Boğaz'ın serin sulan uzerin- de, mehtabı seyrederek para bile vermeden eğlence yerine ulaştı- ran motor sefası daha çok tu- ristlerin ilgısini çekiyor. 90 bine açık büfe Avrupa mutfağının yanı sıra Uzakdoğu yemeklerinden de ör- nekler taşıyan kulüp sarma ke- bap, çentik kebap ve yoğurtlu kebabı ile tanınıyor. Her çar- şamba 90 bin liraya açık büfe sunulurken midye tavacı, niyet- çi, erikçi gibi tipik satıcılar da ' etrafta geziniyor. Güneşın batışını seyrederken yenilen yemekten sonra saat 24.00'te başlayıp 04.00'e kadar devam eden müzikte dans et- mek içi hafta sonu 50 bin, haf- ta için 40 bin lira ödemek gere- kiyor. Vaktiyle tstarbul'un gaz de- polarının bulunduğu Burunbah- çe Korusu'na gelen gemiler, gazlan yükleyip îstanbul'a da- ğıtırmış. Bir yangında harabeye dönen koruyu büyükşehir bele- diyesi halka açık mesire alanı olarak düşunmüş. Sonra kulup projesi gerçek- leştiriüniş ve Metin Fadıllıoglu yap-işlet-devret yöntemiyle bu- rasım 13 yılhğma almış. 4 yıldır da işletiyor. lsnat duvarları Rus- larca yapılan gaz aepoıannın bulunduğu 5 oyuk hâlâ kulübün kenarlarında dekor görevi yapı- yor. Yemek, ateş, aşk Metin Fadıllıoglu, kulübunü 'yemek, ateş ve aşk' diye üç ke- limeyle anlatırken genç nüfuslu bir ülke olmamıza rağmen yete- rince dans ediünediğinden yakı- nıyor. "Bir hafta sonunda bütün Türkiye'de kaç kişi dans eder? Bunlann içine yerel halk dans- lannı da alsak bence 30 bini geç- mez. Nüfusu 57 milyon olan bir ülkede yüzbinleri bulmuyor. İn- sanlanmızda bir yerlere gidip eglenmek sadece belli bir kesi- me mahsusmuş gibi bir imaj var. Oy&a bir hafta boyunca ça- bşan birisinin deşarj olması ge- rekir. 70-80 yaşına geldigimizde de çıkıp bir yerlere dans etme- ye gidebiliyorsak, bu yeni şey- lere hazınz demektir." Toplumun ölçiisü Kulübün işletmesine yardım- cı olan Zeynep Fadıllıoglu, eşi- nin sözlerine şunları ekliyor: "Etraf için yaşıyoruz. Her şe- yi birden >apmak istiyonız. Ye- mek yerken de, eglenirken de. O zaman tabü çok pahalı olu- yor. Bardakla şampanyayı bir türiii koyamadık burada. Çıin- kü bizde şişe için içiliyor. Top- lumun ölçüieri bu." Damsız muşteriler pek tercih edümiyor Çubuklu 29'a. Fadıl- lıoglu bir anısını anlatıyor: "Bir akşam tesadüfen kapı- dayun. Genç, ha/if sarhoş bir erkek geldi. 'Kusura bakmayın damsız alamayu' dedik. Üstete- meye başladı. 'Senin hiç kız ar- kadaşın, eşin yok mu?' dedim. Adam 'Benim nişanlım var' de- di. 'İyi ya o zaman nışanlmı getir' dedik. Verdigi cevap çok iiginçti: 'Ben enayi miyim nişan- lımı buraya getireceğım'." yapıyor kabul ettiniz. Pekiyi si- zin göıüsanüze gore bu 200 ki- şiden kaçı geöşmiş ulkderin uni- versrtelerindeki meslektaşian ik yanşabilir, aynı fiffamitt düze- yi tutturabilir? PAK — Bu sayımn ancak yüzde 10"u soylediğiniz koşullan yerine getiriyor. — Yani komisyonun bukJuk- lannın yuzde 9O'ı ancak Türki- ye için yeterii sajılabilir gibi bir sonoç mn çıkıyor? PAK — Maalesef bu doğru. Bizim kullandığımız kriterler ül- kede belli rahatsızlıklar yarattı, ama kullandığımız minimum kriterlerle ne Japonya'da, ne Ispanya'da, ne lsveç*te, ne Kore 1 - de, ne Sovyetler Birliği'nde, ne de Azerbaycan'da profesör olu- namaz. — Sizin komisyonun çalışma- lanna geçen haziran ayında son verildi ve profesoriüğe yüksel- mede karar yetkisi Universitele- re bırakıldı. Bunun degeriendir- mesini nasıl yapıyorsunuz? PAK — Belki, tıpkı askerlik- te olduğu gibi insanları beş yıl bekleterek yardımcı doçent, do- çent ve nihayet profesör yapabi- lirsiniz. Ama unutmayalım üni- versite öğretim üyesi, araştırma- nın yanında öğretim yapıyor, ye- ni kuşakları yetiştiriyor. Eğer kalitede bir yükselme olursa inşaat sektöründen elek- tronik sektöriine, tarımdan hıı- kuka, ekonomiye kadar her alanda dunyadaki benzerlerine eşit bir işgücü elde edersiniz. Sorun ülke ekonomisi ve ge- nel kültüru apsından bu denlı önemliyken kalite yükseltme gi- rişiminin tepki çekmesini, rahat- sızlık yaratmasını anlamak mümkün değil. Herhangi biri çı- kıp beni milli takımda santrfor oynatın diyemez. Belki çok sayıda insanın için- den böyle bir arzu geçer, ama kimse müyonlarca kişinin gözü onünde oynamaya cesaret ede- mez. Üniversite ise göz önünde değil, kamuoyunun ünıversıtede iyi ya da daha az iyi öğretim üyesinin ne anlama geldiği ko- nusunda bir fikir yoktur. — Siz bem öğretim üyesisiniz nein de TÜBtTAK'ta görev ya- pıyorsunuz. Türkiye'de ünirersi- te sayısını 70'e çıkarma karan- nı nasıl degeriendiriyorsunuz? PAK — Türkiye'de yükseköğ- renimde okullaşma oranı yüzde 8. Gelişme için bu oranın yük- selmesi lazım. Bu açıdan bakın- ca yeni üniversiteler açmak, okullaşma oranını yuzde 20'lere yükseltmek gerekiyor. Altyapı çok önemli değil, barakada bile iyi bir eğitim yapılabüir. Kritik kaynak öğretim üyesidir. Bugün Türkiye'de doktorasını yapmış 11 bin öğretim üyesi var, 30 üni- versiteye dağılrruş durumda. Öğ- retim üyesinin yetişmesi en az 5 yıl alıyor. Demek ki mevcut kad- royu yeni üniversitelere dağıtır- sak zaten minimumda olan ka- lite daha da duşecektir. Belki dı- şandan öğretim uyesi ithal et- mek doğru olur. Şu sıralarda Doğu Avrupa'da olanlar beni çok umutlandın- yor, 1933 yıhnda olduğu gibi birdenbire çok sayıda ve yüksek duzeyde öğretim üyesi ülkeye ge- tirilebilir. — Kalite soranu, ülkenin ev- rensel bilim dünyasındaki yeri- ni beiirUyor degil mi? PAK — Türkiye evrensel öl- çülere göre bilimın neresinde yer alıyor? Evrensel değerlendinne- lere göre hep kırkıncı sıralarda çıkıyor ve bilim ureten ülke sı- ralamasına 60 kadar ülke alını- yor. Ancak bu sıralamanm öne- mi yok. Bakın fen bilimlerinde atıf endekslerinde, taranmış dergilerde toplam yayın sayısı 691.851. Bunun yüzde 75.8'inin 8 ülkeden geldiğini görüyoruz. G7 denen en zengin 7 ülke ve Sovyetler Birliğj'nden. Geri ka- lan yuzde 25 ise 52 ülkeden ge- liyor ve Türkiye'nin payı binde bir civannda. Yani sıralamada 40'mcı olan Turkiye ile 60"ına olan Sudan arasında çok önemli bir fark yok. 34 öğrenciye TE V'den burs • ANKARA (AA) — Türk Eğitim Vakfı (TEV), 1991-1992 öğretim yılında yurtdışında yüksek lisans öğrenimj görecek 34 öğrenciye burs verecek. Universitelerın çeşıtB branşlanndan, en üstün derece ile mezun olup, yurtdışında yüksek lisans öğrenimine devam etme isteğinde bulunan gençlerden 34'ü bu yıl TEV burslanndan yararlanacak. Sınav sonuçlanmn açıklanması ve kazanan gençlerin basına tanıtılması amacıyla, TEV Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Koç, 21 ağustos çarşamba günü basın toplantısı düzenleyecek. Meslek iiseleri gınav sonuçları • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Milli Eğitim Bakanlığı'nca 8 haziran tarihinde gerçekleştirilen "meslek liselen" smav sonuçları açıklandı. Sınav sonuçlarına göre 220 bin 73 öğrencinin girdiği sınavda 110 bin 575'i asil listeden sınavı kazandı. 1470 öğrenci de yedek listeye girdi. Sınavda Gümüşhane'den Gökhan Işık 493.657 puan alarak Türkiye birincisi oldu ve Ankara Anadolu Teknik Lisesi Bilgisayar Bölümu'ne girmeye hak kazandı. tzmir'den Fatih Kumru 474.788 puanla ikinci, Istanbul'dan Mustafa Yıldız 471.730 puanla üçüncü oldu. Türk lokaııtası 'number one ? • LONDRA (AA) — İngiliz Yayın Kurumu BBC'nin "Radio One" adlı radyo ıstasyonu, Türk lokantası Efes'i 1991 yılında Londra'nın en iyi restoram seçti. "Radio One" sunucularından Gary Davies, Efes Lokantası sahibi Kazım Akkuş'a, uzerinde "Number one in London" (Londra'da bir numara) yazılı bir plaket sundu. Londra'da Türk mutfağının en iyi temsilcisi olarak tanınan lokanta geçen yıl da BBC'nin yerel istasyonu "Nite FM" tarafından Londra'nın en iyi restoranı seçihniş ve bir altın plak hediye almıştı. Bekârete takipeizlik • tZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) — Alman turiste bekâret kontrolü olarak bilinen olay nedeniyle açılan davada Angelika Wittwer ve uç kadın hakkında takipsizlik karan verildi. Urla Asliye Ceza Mahkemesi'nde dun yapılan duruşmada mahkeme, sağlık kontrolüne sevk edilen 4 kadın ile ilgili olarak "fuhuşla mücadele tüzuğu hükümlerine aykın davranış ornıadığı" gerekçesıyle "takipsizlik" karan aldı. 25 ağustosta leylek izleme • tstanbul Haber Servisi — Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) 25 Ağustos 1991 Pazar günü tstanbul Kuçuk Çamlıca Tepesi'nde leylek izlemf günü düzenleyecek. Dünyanın en önemli kuş geçitlerinden biri olan Istanbul Boğazı'ndan göç mevsımleri kuş izlemeyi bir gelenek haline getiren DHKD, bu kez 'leylek günü' duzenliyor. Merakhlar dürbünleri ile birlikte 25 ağustos pazar günu K.Çamhca'ya gelerek leylekleri izlerken göç üzerine daha aynntıh bilgi edinebüecekler. Borsa islemlerinde müşterilerinden aldığı direktifleri OCfnOİ uygulayan bir bankayla çalışmanın avantajlarını yaşıyor musunuz DEMİRBANK "iyi günler diler"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle