Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 AĞUSTOS 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3
Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen sözleşmeli kararnamesinin gerekçesi .•
Eşitsizlik yaratrv ©rİptal gerekçesine göre sözleşmeli kararnamesinin en Önemli ilkeleri
anayasaya aykırı, çalışanlar arasında eşitsizlik ve dengesizlik yaratıcı
nitelikte bulundu. Hükümete altı ay düzeltme süresi tamndı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Anayasa Mahkemesi'-
nin 399 sayılı sözleşmeli perso-
nel kararnamesini anayasaya
aykın bularak iptal eden kara-
nnın gerekçesi dün Resmi Ga-
zete'de yayımlandı.
Kararnamenin ücret ve kad-
rolar, atamalar da dahil işlerli-
ği ile ilgili en önemli 11 madde-
sini anayasaya aykırı bularak
iptal eden karann gerekçesi, bu-
günkü sözleşmeli uygıılamasının
temel ilkeleri ile anayasaya ay-
kın olduğunu ortaya koyuyor,
hükümeti yeni bir çözüm bul-
maya zorlayıcı nitelik taşıyor.
Hükümete anayasaya aykırı bu
durumun düzeltilmesi, bugünkü
sözleşmeli uygulamasının orta-
dan kaldırılması için 6 aylık bir
süre tanıyor.
Daha önce de sözleşmeli uy-
gulamasının anayasaya aykın
bulunarak iptal edilmesi üzeri-
ne hükümet benzer içeriklerle
yeni bir kararname hazırlamış-
ö. Kamu çalışanlanna memur
güvencesi, işçi haklan vermeden
çalışma statüsü getiren söz ko-
nusu kararnamenin de iptaJin-
den sonra, hükümetin bugünku
sözleşmeli uygulamasından vaz-
geçmesi zorunluluğu ortaya çı-
Vıyor. Anayasa Mahkemesi da-
na önceki iptal gerekçesi doğrul-
tusunda verdigi yeni kararında
da, ilgili sözleşme maddelerinin
anayasaya aykın olduğu sonu-
cuna vanrken, aynı işi yapan ça-
hşanlar arasında yaratılan, 'eşit-
sizlik ve dengesiztikler' üzerin-
de dumyor.
Sözleşmeli kararnamesinin
tümüyle iptali istemini oy çok-
luğu ile Teddeden Anayasa
Mahkemesi'nin, SHP'nin açtı-
ğı dava üzerine verdigi karar ge-
rekçesinde şu değerlendirmeye
yer verildi:
"Kamu iktisadi teşebbiisleri
için işletme ve yönetim faaliyet-
lerinin gereğine uygun, kârlılık
ve verimlilik Uketeıini göz önun-
de bulunduran, işgiicünden en
iyi biçimde ve yeterince fayda-
bnmayı düzenkyen bir personel
yasasına olan gereksinim gide-
rek önemini arttırmıştır. Aslın-
da bn gereksinim yürürtüğe gir-
diği günden beri çok sayıda de-
gişiklige uğrayan devtet memur-
iannın statülerine iüşkhı dttzen-
leınc için de doyuhnaktadır. Bu-
gan için memur ve diğer kamu
çalışaniarının ücret sistemi, ge-
rek kunıluşlar, gerekse kuruiuş
içi benzer görevi yapan kişiler
a' ısında aşın ücret farklüıkla-
r jn ortaya çıkmasına neden ol-
muştur. Uygulamada ortaya çı-
kan kanşıklık ve dengesizlikle-
ri giderecek önlemlerin bir bü-
tünlük içinde ele alınması zo-
nınlu görülmektedir."
Sözleşmeli personele ilişkin
kanun hükmünde kararname-
nin 3. maddesinin (b) bendinin
birinci fıkrası, anayasının eşit-
lik ilkesine aykırı bulunarak ip-
tal edildi. Kararda, gerekçe şöy-
le açıklandı:
"Madde metninden ve ek (1)
sayüı cetveiden anlaşıldığı üze-
re kamu iktisadi teşebbüslerin-
de belli bir seviyeye kadar yöne-
tim kadrolanna ilişkin görevkr.
diğer bir ifade ile yönetim hiz-
metleri, genel idare esaslanna
göre yüriitülmekle yükümlü ka-
mu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevler olarak
kabul edilmiştir. Objektif bir öl-
çüt olmadığı için sayılan görev
kadrolanna en yakın kadrolar-
da çauşan hemen hemen aynı
aizmeti miişterek yüniten perso-
nelin bir kısmının memuriyet,
bir kısmının sözleşmeli personel
S" usünde çahştınlmasını açık-
la.na olanağı yoktur."
Kanun hükmünde kararna-
menin 10. maddesinin ikinci
tttmcesi ise, anayasamn 91.
maddesine aykın bulunarak ip-
tal edildi. Bu konudaki iptal ge-
rekçesinde de şöyle denildi:
"Maddede yer alan ikinci
tümcenin ikinci yan tümcesi,
sözleşmeli personehn siyasi ve
ideoiojik beyanda bulunmasını
ve bu tür eylemlere katılmasını
önlemek için getirilraiştir. Dü-
şünce özgürlüğünün siyasi ve
ideoiojik düşüoceyi de kapsaya-
cağı şüphesizdir. Öyle olunca
maddenin bu Itısmının anayasa-
nın 26. maddesindeki düşünce-
yi açıklama ve yayma özgüriü-
gü ile yalun ihşkisi olduğu orta-
ya çıkmaktadır. Bir başka anla-
tımla maddenin bu kısmında
diişünceyi açıklama ve yayma
kak ve özgürlüğü ile ilgili bir ko
nunun düzenkndiği görülmek-
tedir. Tanımdan da anlasılaca-
gı üzere ideoiojik sözcüğünün
yalnız siyasi degil, toplumsal
tçeriği de vardır. Bu sözcük top-
lumsal kümelerin davranışlan-
na yön veren hukuksal, bilim-
sel, felsefi, dinsel, moral ve es-
W V diişünceyi de kapsamakta-
dıı. Konuya bu açıdan bakınca
dernek kurma ya da bir derne-
ğe üye olma hak ve özgürlüğü-
nün ideoiojik bir eylem kapsa-
mında görülmesi olanaklıdır.
Aynı ideolojiyi paylaşan kimse-
lerin bu ideolojiyi savunma
amacıyla bir araya gelmesi söz
koDusu olabilir. Ayrıca belirt-
mek gerekir ki, düşünceyi açık-
lama ve yayma özgürlüğü ile
dernek kurma ya da dernege
üye olma özgürlüğü arasında
yoğun Ugi vardır. Bu dunımda
KHK'nın bu düzenlemesi, ana-
yasamn demek kurma özgürlü-
ğiine ilişkin 33. maddesi Ue iliş-
kilidir. tnceleme konusu düzen-
leme anayasamn 26. ve 33.
maddelerinde konulaıia ilgili
bulunduğundan, KHK Ue dü-
zenlenmeyecek konulan kapsa-
makta ve bu yüzden anayasamn
91. maddesine aykın düşmekte-
dir."
Anayasa Mahkemesi, karar-
namenin 1 sayılı cetvelde göste-
rilen personelin atandıklan kad-
roda sözleşmeli olarak çalıştırı-
labilmelerine olanak tanıyan
hükmunü anayasamn eşitlik il-
kesine aykırı bularak iptal etti.
1 sayılı cetvel genel müdür, ge-
nel müdür yardımcısı, teftiş ku-
rulu başkanı, kurul ve daire baş-
kanları, müessese, bölge, fabri-
ka, işletme ve şube müdürleri ile
müfettiş ve müfettiş yardımcıla-
rını kapsıyor. Ayrıca makama
bağh bazı kadrolar da bu cetvele
giriyor. Mahkeme, aynca 1 sa-
yılı cetvele dahil kimi persone-
lin sözleşmeli çalıştırılmasına
hiçbir objektif ölçü getirileme-
den önlenmesini de anayasaya
aykırı buldu.
Anayasa Mahkemesi, KHK1
nın kapsam dışı statüde geçen
hizmetlerin memur statüsün-
de geçmiş gibi değerlendirü-
mesine olanak tanıyan hükmü-
nü de iptal etti. Bu hükmün ka-
mu sektöründe ve kamu sektö-
ru dışına işçi olarak çalışanları
kapsadığı hatırlatılarak bu uy-
gulamanın KtT'lerde çabşacak
bir kısım kişiye ayncalık sağla-
dığı ifade edildi.
Mahkeme, SHP adına gmp
başkanvekili Hasan Fehmi Gü-
neş'in yaptığı iptal başvurusu
üzerine verdiği kararda, söz ko-
nusu kanun hükmünde karar-
namenin d'siplin cezalan, gö-
revden uzaklaştırma ve benzeri
hükümlerini tümüyle iptal etti.
Mahkemenin 1 sayıh cetvelde
gösterilen personelin kadrola-
rında sözleşmeli çalıştınlması ve
KlT'lerin genel mudür ve genel
müdür yardımcüıklarına atana-
caklarda istisnai nıemuriyete
ilişkin hükumlerin uygulanma-
sıyla ilgili olan hükümleriyle il-
gili verilen iptal kararlan 6 ay
sonra yurürlüğe girecek.
'Ekmekçi'ye Düzce'de zorunlu mola
İş-Sendika Servisi — Grevlerinin 80.
gününde Ankara'ya doğru yürüyüşe
çıkan tstanbul Halk Ekmek
Fabrikası işçileri, yürümelerine izin
verilmemesi, araçlarla gitmeyi ret
etmeleri üzerine Düzce'de kaldılar.
Kocaeli'nde yürümelerine izin
verilmeyen önceki gün 6 saat
bekledikten sonra araçlara
bindirilen işçiler Adapazarı ve
Düzce'de yürümeyi denediler.
Jandarmanın engellemesi üzerine
araçlanna binerek Ankara'ya
gitmeyi de ret ederek araçlanm geri
gönderdiler.
Düzce'nin Çukurca
mevkiinde jandarma kordonunda
oturmaya başladılar. lstanbul
Büyükşehir Belediye yönetiminin
greve karşı gösterdikleri katı ve
uzlaşmaz tavrı protesto etmek, SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü ile
görüşmek amacı ile düzenlenen
yürüyüşe 388 grevci işçi katılıyor.
îki aydır ücret ve sosyal haklannı
alamadıklan gerekçesiyle, fabrikaya
kapanan Nasaş Alüminyum işçileri,
dün sabah E-5 karayohında oturma
eylemi yaparak, karayolunu bir süre
trafiğe kapattılar.
Kocaeli'nin Gebze ilçesine bağlı
Dilovası kasabasında kunılu Nasaş
Alüminyum Fabrikası'nda çalışan
Türk Metal Sendikası'na üye 700
işçi, son iki aybk ücretlerini ve
sosyal haklannı alamadıklan
gerekçesiyle önceki gece fabrikaya
kapanmıştı.
(FotogTaf: AHMET KURT)
Önce kazandınldı sonra "hata oldu" denildi
Iiselî Serap'ın OSYM kırgınlığı
UFUKTEKİN
ADANA — Liseden mezun
oldunuz. En büyük amacımz
üniversiteye ginnek. llk yü yüz-
binlerce "yarışçı" arasında
"mutsoz çoğunluk" olarak ipi
göğüsleyemediniz. Azmedip
ikinci kez girdiniz sınava. Yine
OŞYMVİen
ikinci
düzeltme
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — öğrenci Seçme ve Yer-
leştirme Merkezi (ÖSYM), üç
programda bazı kollardan me-
zun olan bazı adaylara ÖYS'de
ek puan verilmesi gerektiği hal-
de verilmediğinin anlaşıldığını
bildirerek bu durumun duzeltil-
diğini açıkladı. Yapdan hata ne-
deniyle 9 aday, ilk değerlendir-
me sonucu kazandıklan okul-
larda okuma hakkını yitirdiler.
ÖSYM Başkanı Dr. Fethi To-
ker'in yaptığı yazılı açıklama-
ya göre Gazi Üniversitesi Tek-
nik Eğitim Fakültesi elektro-
nik ve bilgisayar öğretmenliği
programının minimum puanı,
450.495'ten 460.467'ye çıkanl-
dı. Marmara Üniveısitesi Tek-
nik Eğitim Fakültesi elektronik
ve bilgisayar öğretmenliği bölü-
münün minimum puanı 477.
252'den 479.942'ye yükseltildi.
Gazi Üniversitesi Maiiye Meslek
Yüksekokulu gümrük işletme
programının minimum puanı da
(ÖSS) 138.697'den 155.112'ye
çıkanldı.
Açıklamada, yeni saptanan
minimum puanlara göre şu de-
ğişikliklerin yapıldığı bildirildi:
"— Gazi Üniversitesi elokro-
nik ve bilgisayar öğretmenliği
programına daha once yerleşti-
rilen 107 adaydan 4O'ı yerinde
kaldı, üçü Marmara Üniversite-
si'ndeki aynı adh programa gir-
di, 57'si daha sonraki tercihle-
rinden puanlarının elverişli ol-
duğu programa yerleştirilmedi.
— Marmara Üniversitesi
elektronik ve bilgisayar öğret-
menliği programına daha önce
yerleştirilen 82 adaydan 71 *i ye-
rinde kaldı, yedisi Gazi Üniver-
sitesi'ndeki aynı adh programa
gitti, dördü de daha sonraki ter-
cihlerine yerleştirildi.
başaramadınız. Kararksınız, yıl-
lar akıp gitse de "üniversiteli"
olacaksmız. Bu kez umutlusu-
nuz. Hem artık kazanmak zo-
rundasınız. Heyecammz doruk-
ta. Sınav sonu beklediğiniz gi-
bi.
"Kazandınız..."
Ne yaparsınız? Sevinçten
uçar, dünyayı toz pembe gör-
mez misiniz? Etostlannızı yeme-
ğe götürüp, partiler düzenlemez
misiniz?
Peki ya kazandıktan bir haf-
ta sonra...
"Kaybettiniz!" diye ikinci bir
duyuru alsamz, ne yaparsınız?
Adana Erkek Lisesi'nden me-
zun olup, 3. kez sınava girerek
kazanıp-kaybeden 19 yaşındaki
Serap Erdur ne yapsın? YÖK'-
ün Öğrenci Seçme ve Yerleştir-
me Merkezi'nden (ÖSYM) bir
hafta içinde gelen biri "kazan-
dınız", diğeri "pardon yanlışlık
oldu, aslında kaybettiniz" mek-
tuplanyla şaşkın. Baba Zeki Er-
İŞTEN ATILMALARA SON!
''ÖNCE İŞ GÜVENCESİ"
Körfez krizi, ekonomik bunalım, enflasyon bahane edilerek son gün-
lerde hemen hemen tüm işkollarında yoğun işten çıkartmalar ya-
şanıyor.
Ülkemiz bir yandan kanunsuz işten atılmalar, bir yandan ücret öde-
memelerle yanıp kavruluyor. Belediye işçilerinin Güneydoğu Olağa-
nüstü Hal Bölgesi'nde 1,5 yıldır ödenmeyen bölge tazminatları dahil,
ücret ve sosyal hak alacakları 200 milyar liraya ulaşmıştır. Belediye-
lerden alacaklarını istemek için maaş kuyruğuna giren işçiler, çalış-
madıkları gerekçesi ile işten atılıyor. Oysaki anayasa, angaryayı ve
ücret ödemeden işçi çalıştırmayı yasaklamaktadir.
Körfez krizi bahaneleriyle başlayan işten atmalar, son günlerde sen-
dikalar ve toplu iş sözleşmeleri bahanesiyle devam ediyor. 1991 yılı
sözleşmelerinden bu yana işten atılan işçi sayısı 200 bini geçti. Yine
1991 yılı başından bu yana Belediye-iş yerlerinden de yüzlerce işçi
çıkartılmıştır. Ayrıca kamu işyerlerinden de 300 bin civarında işçi çı-
kartılması yolunda hazırlıklar yapıldığı söylentisi yaygınlaşıyor.
Ekonomik bunalımlardan ve enflasyondan kurtulmanın yolu işçi çı-
kartma değildir. Çünkü ekonomik bunalımın ve enflasyonun nedeni
işçiler değildir. Tüm işkollarında yaşanan bu yoğun işçi çıkarmaları-
nın önüne geçilmezse doğacak sosyal ve toplumsal sorunlardan iş-
çiler ve sendikalar sorumlu tutulamaz. İşverenler açıkça sendikalara
ve işçilere saldırı ilan etmişlerdir. İşverenler 3 ocak genel eylemi, Zon-
guldak grevi ve bahar eylemlerinin intikamı peşindedir. Halkımız bu-
na dur demelidir.
İşçi çıkarmaları, sadece işten çıkarılan işçilerin, sendikaların soru-
nu değil, esnafın, memurun, tüm halkımızın sorunudur. Bu yüzden
işçi çıkartmalarına karşı çıkmak, iş güvencesi için mücadele etmek,
bu doğrultudaki mücadeleye katkı sağlamak herkesin görevi olmalıdır.
İşten atılmalara karşı tüm yasal değişiklikler yapılarak işten atma,
hâkim kararına bırakılmalıdır.
BELEDİYE-İŞ ŞENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
dur ile anne Günay Erdur'un ıs-
rarlan üzerine ağlamaktan "gö-
rüşme aru" için vazgeçen Serap,
"Yeniden yapüan degerlendir-
me sonncunda ağırlıklı puanla-
nnmn tercihlerinizde belirtmiş
oldnğnnnz yüksekögretim prog-
ramlanndan beriiangi birine
yerieştirilmeniz için yeterli ol-
madıgı göriilmüştür"e fena bo-
zuluyor:
"Sınav kılavuzunda iki önem-
li koşul vardır. Bunlardan bi-
ri kazandığım söylenen Selçuk
Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Anaokulu Öğretmenliği'ne gire-
bilmek için kız olmak gerekiyor-
du. Bu açıdan sorun yok. Diğe-
ri, meslek lisesi mezunu olanla-
nn bu okula arttınlmış puanla
girecefi yolundaki aynntıydı.
Ama aynı notta 'klasik lise me-
zunu olanlar bu bölüme gire-
mezler' diye yazmıyordu."
Kazandınp - kaybettiren
YÖK'ün Sınav Hizmetleri Mü-
dürü Dr. Tevfik Oral'ın imza-
sını taşıyan yazı "bilginizi rica
ederim" diye noktalamıştı. Ne
bilgisayar hatasından söz edili-
yor ve ne de "özürümüz kaba-
hatimizden büyük" gibisinden
bir ifade yer ahyordu. Her şey
bir yana insana "bu kez
başardım" duygusunu yaşattık-
tan sonra yıkan mektubun so-
nuç cümlesindeki "duygusuz-
luğu" da acının tuzu biberi olu-
yordu Serap Erdur için:
"tnsan bu kadar önemli ve
büyük bir yanlış için özür dile-
yebilmeli. Duyduğuma göre ne
olduğunu anlayamadığım bu
yanlışlık nedeni) le 60 kişi kah-
rolmuş. Aldığım 413,992 Türk-
çe sosyal puan kaybettiğimi bil-
diren ikinci mektupta da değiş-
memiş, azalmamış. Bu yanlışın
besabı verilmelidir. Bu yü bilgi-
sayar değerlendirmesiyle 60 hata
yapümış. Bu demek oluyor ki
bilgisayar da olsa hata olur. Pe-
ki ya üçüncü bir mektup gelir de
'birinci mektup doğru, ikincisi
yanlış, aslında kazanmışsınız'
denirse ne olacak. Ya da diye-
lim ki bilgisayar daha büyük bir
hata yaptı ve 60 kişi değil de 60
bin kişiye yanlış mektup gönde-
rildi. 60 bin kişiye yanlışlıkla
başka okullar kazandınldı, bu-
nu nasıl önleyecekler, nasıl ga-
ranti edecekler?"
Kızı Serap Erdur'la birlikte
kahrolan baba Zeki Erdur, yüz-
lerce "YÖKzede öğretim üyesi"
gibi YÖK'ten hesap sormak
üzere dava açacak. Yargıçlan,
bilgisayar hatası da olsa "insa-
nı yıkan yanlışlar" konusunda
iknaya çalışacak.
DTJNYADABÜGTJN
ALİSİRMEN
Oyun...
Denizin tükendiğini gören ANAP'lılar, iç ve dış destekle-
rin yardımıyla yeni bir oyunu sahnelemeye hazırtanıyoriar. Ye-
ni manevranın adt "sandık oyunu"dur.
ANAP'ın yeni Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz'ın,
kimi basının da desteğiyle kamuoyuna sunulan ve gerçeği
yansıtmayan görüntüsünden de yararlanarak, gecikmiş er-
ken seçim çağrısında bulunmasının ardında yatan oyun ne-
dir?
Her şeyden önce, "gecikmiş-erken seçim" ulusal istencin
pariamentoya daha iyi yansımasına yönelik değil. Tam tersi-
ne amaç, ulusal istencin yanstmasını engellemek ve Türki-
ye'yi "Üçüncü MC'ye doğru götürmek amacını gerçekleş-
tirmek ve bu arada, aralık ayından başlayarak ANAP'ın za-
rarına çalışacak, sonunda Turgut Bey'in partisini % 10 ba-
rajının bile altına düşürebilecek olan zaman faktörünü dur-
durmak.
Ekonomiyle uzaktan yakından ilgilenen herkes, içinde bu-
lunduğumuz durumdan kurtulmanın tek yolunun bir istikrar
paketi olduğunu görüyor. Ama ANAP'ın seçime en fazla bir
yıl, bilemediniz 15 ay kaldığı bir sürede boyle bir paketi yu-
rürlüğe koyacak sorumluluğa sahip olmadığı da bilinen bir
gerçek. ANAP ekonomik bunalımdan çıkışı sağlayacak ön-
lemier yerine, seçim ekonomisi paketini yurürlüğe koymuş
bulunuyor.
ANAP'ın şu anda uyguladığı ekonomik önlemlerin acısını
Türkiye yıl sonundan ve özellikle gelecek yıl başından son-
ra çok ağır bir biçimde ödeyecektir.
ANAP'ın seçim oyununda en büyük güvencesi, biri dev-
letin elinde görünen Turgut Bey'in denetımindeki, öbürü ise
Ahmet Bey oğlumuzun elinde bulunan illegal, iki TV'dir. Bun-
lara bir de dezenformasyonu fütürsuzca yapan kimi basının
desteğıni ve Sam Amca'dan sağlanan taze parayı eklediniz
mi "sandık oyunu"nun kozlarının neler olduğunu kolayca gö-
rebilirsiniz.
Ancak tüm bu desteklerin dahi ANAP'ı yeniden iktidar yap-
maya yetmeyeceği açıkça ortadadır.
O zaman ne yapmak gerekir ANAP'ın felaketini önlemek
için?
ANAP'ın ilerde hesap sormayı da içerecek bir konjonktü-
rü engellemek için yapacağı tek şey, sandıktan oy oranıyla
kıyaslanmayacak bir çarpıklıkla çıkmayı sağlayacak bir se-
çim sistemini getirmesidir.
Unutmayalım ki, ANAP, beş orgeneralin ön seçmen oldu-
ğu 1983 seçimlen dışında hiçbir zaman, oy oranlarını az çok
doğru yansıtan hiçbir seçimde çoğunluğa yakın bir oy bile
tutturamamıştır.
O zaman eşitsizliği ilke edinen bir sistemi getirmek ANAP-
ın baş uğraşıdır.
Ancak bu önlem bile tek başına ANAP'ı kurtarmaya yet-
meyecektir. Eşitsizliği körükleyen sistemler bile ANAP için
tehlikedir.
O zaman yapılacak, şey eşitsizliği şiddetlendirecek bir sis-
temi bulup çıkarmak ve gelecekte oluşacak parlamento arit-
metiğini, ulusal istencı daha iyi yansıtacak koalisyonları ola-
naksız kılacak biçimde oluşturmaya yarayacak yöntemi ege-
men kılmak gerekmektedir.
Bu amaca en uygun sistem, Fransa'da Üçüncü Cumhuri-
yet'in bir döneminde (1928'den itibaren) ve biraz düzeltilmiş
de olsa Beşinci Cumhuriyet'te uygulanmış olan dar bölge sis-
temidir.
Bakınız, ünlü siyaset bilimci Maurice Duverger bu sistem
hakkında ne diyor: "...1958 sistemindeki seçim bölgeleri oluş-
turulması 1928'dekine göre biraz daha az adaletsiz gibi gö-
rünür; ama bu arada yeni rejimin 'prenslerini' kollamayı
"amaçlayan bazı garipliklere rastlanmaktadır... Aynca bu sis-
temin, kırsal kesimi kentlere oranla daha avantajlı kıldığı da
bir gerçektir."
Gerçekten de yıllar boyu Fransız sağı, solu bu yöntemle-.
engelleme yolunu tutmuştur. v
Türkiye'de de oynanmak istenen oyun budur.
Sosyal demokratların oy kalesi kentlerin temsil yetkişini su-
landırma yoluyla oluşturulacak parlamento aritmetiği ile sol
oylar karşılığının çok altında temsil edilirken, Türkiye bir
ANAP-DYP koalisyonuna zorlanmak istenmektedir.
Bu çözüm, sorunlann çok daha ağırlaştığı.ulusal uzlaş-
manın daha da önem kazandığı bir dönemde Üçüncü MC'yi
yaratmak demektir.
İlk 2 MC'nin mimarı Süleyman Demirel bile, yaşadığı olay-
ların etkisiyle, bu deneylerin bir hata olduğunu açıklıkla ka-
bul etmiş bulunmakta, bütün konuşmalarında çözümün bu
yönde aranmaması gerektiği sinyalini vermektedir.
Ama ANAP'ın seçim oyunu ile sosyal demokratlar saf dışı
edilir veya güçleri oranında temsil edilemez duruma düşü-
rülürken, Süleyman Bey de zoraki bir işbirliğine itilmek is-
tenmektedir.
Demokrasiden yana olan tüm güçler, ANAP'ın bu sandık
oyununa karşı çıkmalıdırlar.
ANIYORUZ
Sevgili
HUSEYIN
PALA
emeğin onuru ve hümanizminin yalınlığı
içindeki yaşamın, bizler için örnektir.
Bizden ayrılışının 4. yılında yüreğimizde
yaşıyorsun.
Kabrin aydınlık olsun.
REFİYE PALA
İSMAİL-VEYSEL-HASAN SAYGHJ
AMYORUZ
Türkiye sendikal hareketi onurlu emekçisi ve
sendikamızın Genel Başkanı
HUSEYIN
PALAölümünün 4. yılı olan 14 Ağustos 1991
günü saat 11.00'de Zincirlikuyu'daki
kabri başında ve aynı gün 14.00'te de
genel merkezimizde düzenlenen bir panel
ile anılacaktıf.
Sevgi ve rahmetle yâd ediyoruz.
BELEDİYE-İŞ ŞENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU