Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZÎRAN 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
DERGİ
Nankör'ün kapatdması
• Knltör Serriâ — Mizah dergisi Nankör'ün Yazı lşleri
Müdürü Ikn Cemal Genç, derginin kapatılmasıyla ilgili
yaptığı açıklamada, "lletişim Yayınlan'nın kendi çalışma
ilkelerine saygüıyız. Ancak kapatümastna ilişkin dağıtılan
bildirid'* sözü edilen 'muhtıra' oldukça ağır bir
yakıştınna" dedi. Genç, yaptıklan son toplantıda
kadrosu 18 kişi olan dergiden 13 kişilik bir grubun yayın
kunılu oluşturma karannı onayladıklannı, ancak bu
uygulamaya geçilmeden derginin kapatılacağı haberini
aldıklannı bildirdi. Tan Cemal Genç şunlan söyledi:
"Tek adam yönetiminde diğer arkadaşların katılımı
sağlanamıyordu. Müthiş bir keyifsizlik vardı. Bizden veda
sayısı hazırlamamızı istediler. Ancak son derginin de
istediğimiz gibi olamayacağı nedeniyle bunu çıkartmayı
kabul etmedik." lletişim Yayınlan'nın daha önce yaptığı
derginin kapatümas! iie ilgili açıklamada şöyle denilmişti:
"Derginin beşinci sayısının hazırlanmasına bir gtln kala,
dergi çalışanlannın çoğunlugunun imzaladığı bir muhtıra
aldık. Bu muhtırada, arkadaşlar işin başında yine
kendilerince seçilmiş olan yayın yönetmenini (Ahmed
Laciverd) azletıiklerini bildiriyorlardı.. Birlikte çahşmayı
imkânsızlaştırmış iki ekipten birini tercih etmek
durumunda bırakıldık... Böyle bir projeyi sürdOrmeyi
gereksiz ve anlamsız bulduk..:'
TİYATRO
'Guten Morgen Berlin'
• Kültür Senisi — Theater Anatolien, "Guten Morgen
Berlin" başlıklı oyunu Berlin'de sahneliyor. Mehmet
Esen'in yazıp yönettiği oyunda Kadriye Adıyaman,
Mustafa Adıyaman, Dinçer Bayram, özlem Çelik,
Mehmet Esen, Muhsin Karataş, Şenda Kara, Ahmet
Kaygusuz, Ayhan Sönmez, Melda Tuncer, Vedat Uluocak
ve Nare Yeşilyurt rol alıyorlar. Berlin Kültür
Senatosu'ndan parasal destek isteyen, ancak olumlu yanıt
alamayan topluluktan Mehmet Esen, Türkçe-Almanca
sahnelediği oyunla ilgiJi şunlan söylüyor: "Gunaydın
Berlin", bastınlan seslerin öyküsü; Günaydın Berlin
sevincin, acırun, umudun, bunıkluğun, hasretin ve hayal
kırıknğının öyküsü. Günaydın Berlin, kendi ülkelerinde
"Alman Markı", burada "yabancı" olarak görülenlerin
öyküsü. Günaydın Berlin, sesini arayan insanlann
öyküsü.."
Tıyatrocu adaylarına duyuru
• Kültür Servisi — Anadolu Üniversitesi Devlet
Konservatuvarı Tiyatro Oyunculuğu Bölümü'ne 1989,
1990, 1991 ÖSS sınav sonuçlanna göre 103 veya daha
yüksek puan alan adaylar arasından ön kayıt ve yetenek
sınavıyla öğrenci alınacak. ön kayıtlar 17-28 haziran
tarihleri arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yunus
Emre Kampusu'nda yapılacak. Yetenek sınavı ise 1-4
temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Sınavla ilgili
aynntılı bilgi ön kayıt sırasında aday öğrencilere
verilecek, bu arada posta ile ön kayıt yapılamayacak. ön
kayıt yaptırmak için ÖSS sonuç belgesinin ash veya
fotokopisi, iki adet fotoğraf, ön kayıt sırasında
Konservatuvar'dan alınacak başvunı belgesi ve yine
Konservatuvar'dan temin edilecek sınav giderleri
makbuzu gerekiyor.
SERGİ
'Bir Kaçışın Ardından'
• Kfiltttr Servisi —
Irak'tan Türkiye'ye
sığınanlann yaşamlannı
ortaya koyan "Bir
Kaçışın Ardından"
başhkb fotoğraf sergisi
Çukurova Gazeteciler
Cemiyeti'nin etkinlikleri
kapsamında dün açıldı.
Bölgede görev yapan
gazeteci arkadaslanmız
Mehmet Aka, Zekai
Durmuş ve Yusuf
Toprak'ın saptadıklan
görüntülerin yer aldığı
sergide renkh" ve siyah-
beyaz toplam 50 fotoğraf
bulunuyor. Aka, Durmuş
ve Toprak sergiye ilişkin
görüşlerini şöyle
açıkhyorlar: "Korku, sefalet çocuklann dahi gözlerine
sinmişti. Dağlar, aç açıkta yüz binlerce insanı
banndırmaya yetmiyordu. Bu insanlar şimdi Kuzey
Irak'taki güvenlik bölgelerine yerleştirildiler. Ancak
Şırnak ve Hakkâri dağlarında bu olaylann yaşandığının
belgelenmesi gerektiğini düşündük. Elimizdeki binlerce
fotoğraftan hiç olmazsa 50"sini bu fırsatla arşivlerde
kalmaktan kurtardık." Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatrosu'nda açüan sergi 13 haziran tarihine dek
görülebilecek.
'Hoşçakal İstanbuT
• Küitür Servisi — Alman ressam Ruth Brenner'in son
yapıtlanndan oluşan sergi 12 haziran çarşamba günü
Türk ve islam Eserleri Müzesi'nde açılacak. Sanatçımn,
Türkiye'ye veda mesajı taşıyan 'Hoşçakal Istabul' isimli
sergisinde yaklaşık 20 tablosu yer alacak. Viyana'da
yaşadığı yıllarda 'Fantastik Realizm' akımının etkisinde
eserler üreten sanatçı, Istanbul'a yerleştikten sonra
çahşmalannı hiçbir akıma bağlı olmadan sürdürdü.
Moskova'da Türk resimleri
• MOSKOVA (AA) — Çagdaş Türk resim sanatının en
tanınmış adlannın 40 yapıtından oluşan, SSCB'deki ilk
Türk karma resim sergisi, dün Moskova'daki Mars
Galerisi'nde, Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Volkan
Vural tarafından açıldı. Büyükelçi Vural, sergiyi açarken
yaptığı konuşmada, 150 yılhk bir geçmişe sahip Türk
resim sanaıını-, bugün uluslararası düzeyde bir konuma
sahip olduğunu ve öteki ülkelerin resim sanatlarında
olduğu gibi, ulusal özelliklerden yola çıkarak evrensel
değerlere ulaşabilen bir aşamaya geldiğini kaydetti.
MOZİK
Ahmet Kanneci'den dünya turu
• ANKARA (AA) — Tanınrnış gitar sanatçısı Ahmet
Kanneci, çeşitli uluslararası gitar yarışma ve festivallerine
katılmak üzere Arjantin, Fransa, lspanya ve Şili'yi
kapsayan bir turneye çıkıyor. Sanatçı 20 haziranda
Arjantin'de düzenlenen "Pasados" 1. Uluslararası Gitar
Festivali'ne katılacak. Sanatçı daha sonra Fransa'da
düzenlenen "Les Escolados" ve "Arthez D'Bearn" '
şenliklerinde de birer konser verecek. 10 temmuzda
lspanya turnesinde Madrid'de seyirci karşısına çıkacak
Kanneci, 12 temmuzda lspanya'da bir konser daha
verecek. Ekim ayında Şili'de düzenlenen bir gitar
festivaline de davet edilen Kanneci, seslendirdiği eserlerin
CD olarak yayımlanması için çalışmalar yapıyor.
Işıl Özgentürk Sevgi Soysal'ın 'Tante Rosa'sını sinemayauyarlıyor
Senî Seviyorum Rosa
Sevgi SoysaJ'ın "Tante
Rosa" adlı kitabı ilk kez
1968'de yayımlanmıştı.
"Seni Seviyorum Rosa",
Işıl özgentûrk'ün ilk
yönetmenlik denemesi.
ÇekimJerine başlanan
"Tante Rosa"nın şaşırtıcı
satırlan yakında
beyazperdeye gelecek.
LALE FİLOĞLU
"Ha hıtsakuga gitmis Rosa ha
özgiirlüge. Bunlar birbirine açı-
lan kapılar değil mi? Beni duy-
gıdandınuı -duyduğumu yaygın-
Ustırecak kadar duygulandıran-
Bırakmakür. Hiçbir şeyi ha-
zıriamadan, belki de en gerek-
siz ve yanlıs anda bırakmak..."
Sevgi Soysal'ın 20 küsur yıl
önce dile getirdiği sözlerdi bun-
lar. Ve belki de "Tânte Rosa'yı
en kısa yoldan anlatan cüm-
lelerdi...
tlk basımı 1968 yılında yapı-
lan "Tante Rosa"nın kâğıt üs-
tünde okuru heyecanlandıran,
duygulandıran, şaşırtan satırla-
n önümüzdeki günlerde film ka-
relerine dönüşecek. Bir kadın
yazann anlattığı kadın kahra-
man Rosa, yine bir kadın yazar-
senarist tarafından senaryolaş-
tınldı. "Seni Seviyorum Rosa"
adlı film, üstelik bu senaristin
ilk yönetmenlik denemesi de
olacak.
Işıl özgentürk ilk kez yönete-
cek, ama sık sık dolaştığı fılm
setlerini, ekip ilişkilerini, filme
başlamanın sancılarını bilerek.
BugUne gelene kadar tiyatro
yapan, çocuk kitaplan, senaryo-
lar yazan, röporrajlar yapan Işıl
özgentürk yıllar önce "Tante
Rosa"yı okuduğunda, Rosa'nın
"diinyalı bir insan" olmasım sev-
miştı: "Her zaman bu kahra-
manda iki izlek buldum. Biri her
şeyiyle acıya açık olma, hayatın
sürprizierie dolu olduğunu bil-
mesi ve islemesi; yaşamaktan
vazgeçmesi. tkindsi bu kişiliğin
standart olmaması. Bu belki be-
pimizin içinde bir yeıierde olan,
kimi zaman reddetrneye çalıştı-
gımız bir karşı kişilik, bir anar-
TANTE ROSA'YI SUMRU YAVRUCUK OYNUYOR— Sevgi Soysal'ın yapıtından sinemaya «k-
tanlan fılmde Tante Rosayı Şumru Yavnıcuk canlaodınyor. Somnı Yavrucuk, Devlet Tiyatrola-
n'ndan. (Fotoğraf: M. Ziya Ülkenciler)
şist. Ister Afrikalı, ister Amer»- özgentürk ne düşünüyor bu
kalı olsun her insan bir kontım-
da bir gün kapıyı açıp gitmek is-
ter. Ama insanoğlu, iletişim de-
nen muhteşem ve korkutucu
mekanizmanın da sayesinde bir-
takım şeyleri kaybedeceğinden
korktuğu için çıkıp gidemez ve
bunun acısı bir yerlerde kalır.
Ben Rosa'yı işte bu çıkıp gitme-
leri becerebildigi için seviyo-
rum."
Sevgi Soysal'ın Rosa'sı zama-
nında kimi yazarlar tarafından
"beceriksizliklerle dolu bir
yaşam" diye nitelendirilmişti.
ne
konuda?
"Rosa'nın hayatı beceriksiz-
likler dizisi olarak göriilebilir
bazısı için. Ama o yaşamın ta
kendisidir. Yaşam sadece çok
güzel evier, eşyalar, övünülecek
güçlii erkeklere sahip olmak de-
ğildir. Yaşam biraz beceriksizlik-
ler, günahlar, sorumluluklar,
sevgilerle içiçedir. Hayatı, yaşa-
mayı isteyen bir kadının becerik-
sizlikleridir, ki ben böyle bece-
riksizlikkre helal olsnn deKm."
Sevgi Soysal'ın, aynı kitapta-
ki gibi Bavreya köyünde aforoz
edilmiş Rosa isimli bir büyük
annesi ve at cambazı olmak is-
teyen bir teyzesi var. Soysal'a gö-
re Tante Rosa'nın "Büyük anne-
sinden başlayıp kendisinde
biten" bir çizgisi var. Işıl özgen-
türk, 15 yıl önce Sevgi Soy-
salia karşılaşma olanağı bulmuş
muydu?
"Karsılaşmadım, ama yazar-
lann sevdikleri yazarlar vardır.
Sevgi Soysal aynı Margnerite
Duras, Sait Faik. Tezer Öziü gi-
bi çok sevdiğim yazarlardan bi-
ridir. Onlann yazdıklarında
miithiş bir acıyı, yaşanmışlığı,
KİMLER OYNUYOR
"Seni Seviyonım Rosa" filminde önemli rolleri
Sumnı Yavrucuk, Mahir Günşiray, Müşfik Ken-
ter, Ismet Ay, Halil Ergün, Ayla Algan, Miijdat
Gezen, Kutay Köktürk, Taner Barias, Mehmet
Atak, Giiliimser Gülhan, Tuncay Aynur, Sedef
Bediz, Yaman Okay, Ali Sinnen, Mustafa Göç-
men, Şerif Erol, Meral Okay, Aylin Güzelbeyog-
lu, Füsun özbilgen, Nurcan Arolat ve Fehmi Ya-
şar paylaşıyorlar. Sanat yönetmeniiğini Musta-
fa Ziya Ülkenciler, yönetmen yardımcılığını Ay-
dın Sayman ve Yeşim Çanlıoglu'nun yaptıklan
filmde Rosa'nın söyleyeceği şarkılan Zülfü Li-
vaneli besteliyor. Filmin "konuk oyuncusu" kad-
rosu da oldukça ilginç: Selçuk Erez, Üstün Ko-
rugan, Hilmi Yavuz, Refık Durbaş, Cevat Capan,
Kemal Gökhan, Sabahattin Şenyüz, Esra Doğ-
ru, Bilge Durbaş, Mustafa Suphi ve Orhan
Alkaya.
içlenliği hissetmemek mümkiin
degildir. "
Işıl özgentürk "Tante Rosa'-
yı geçen yıl senaryolaştırdı. Ve
uzun bir süreyi mekân aramala-
rına, deneme çekimlerine ayır-
dı. Ön çalışması ülkemizde alı-
şılmadık kadar uzun süren bu
filmin senaryosunda nelere
önem verdi yönetmen?
"Rosa'yı senaryo haline geti-
rirken iki şey japtıtn. Birincisi
Rosa'nın kimüğini bir yurttaşhk
belgesiyle belgelememeye calış-
tım. tkincisi herhangi bir dö-
nemle sınıriamama>i
a çalıştım.
1945lerde, 1960larda va da
198S'te başlayabilir bu film. Ro-
sa'nın kimligini, Rosa'nın iç
duygulanna uygun bir halde
sunmaya çalıştım. Rosa'yı ço-
cuklugundan ele alıp ysslı ama
yaşama sevincini yitirmemiş bir
kadına kadar getiriyoruz."
Bir kadın yazann kadın kah-
ramammn, bir kadın tarafından
senaryolaştınlıp fihne dönüştü-
rülmesi dikkat çekici. özgen-
türk bu konuda neler söylemek
ister?
"Rosa'un kadın ya da erkek
olması önerali degil. Ama tabii
ki sonuçta Rosa bir kadın kim-
ligini taşımakta. Ne yazık ki
diinyamızda -ki bunu söyleme-
yi pek sevmiyomm- iki cins ara-
sında farklı bir duyarlılık söz
konusu. Ama Rosa gibi kapıla-
n carpıp gitmek isteyen, acı çe-
ken, başlayıp da bitiremeyen er-
kekler yok mu? Dolu."
Işıl özgentürk uzun bir süre
Rosa'yı aradı. Bu rolü kimin
canlandıracağına karar verebil-
mek için çeşitli sanatçılarla de-
neme çekimleri yaptı ve sonun-
da Sumnı Yavrucuk'ta karar kıl-
dı. Özgentûrk'ün Rosa olacak
oyuncuda aradıklan nelerdi?
"Rosa'nın yüzunden ve vücu-
dundan kimi zaman bir çocuk,
kimi zaman yaşh bir kadının
duygusu geçebilraeli. Yüzdeki
acı hemen neşeye dönüşebilme-
li. Yaşayan bir yüz olması gere-
kiyordu. Aynı zamanda şarkı
söyleyebilmeli, dans edebilme-
liydi. Sumnı Yavnıcuk Devlet
Tiyatrosu'ndan aynı zamanda
şan ögrenimi de görmuş; dene-
me çekimlerinden çck memnun
kaldım."
'Suskun yıldızları bile konuşturan*saksofoncu Stan Getz öldü
Yıldızlarartık konuşmayacakUzun bir süredir kanser olduğu belirtilen Stan Getz 64
yaşındaydı. Saksofonu en iyi konuşturan sanatçılardan
biri olan Getz, 1989 yılında Istanbul Açıkhava
Tiyatrosu'nda Astrud Gilberto ile birlikte çalmıştı.
SADETTİN DAVRAN
Bu akşam fazla ışık yakmayın. Hat-
ta sadece mum yakm. Corcovado'yu da-
ha iyi görebilmeniz için böylesi daha iyi.
Ya da kumsalda yürüyün, belki "uzun
boylu, ince yapüı bir kıza" rastlarsınız.
"Saldn Geceierin Suskun Yddızlan"
artık hiç konuşmayacak. Stan Getz öl-
dü. Belki de bir daha Portekizceyi de
hiçbir saksofon bu kadar güzel konuşa-
mayacak. Sadece Portekizce mi konu-
şurdu Stan Getz? Elbette değil. En faz-
la dil bilen tenorculardandı. Ama en
önemli özelliği son derece tatlı dilli olu-
şuydu. En suskun yıldızlan bile konuş-
tururdu.
Stan Getz, tenor saksofonda yerini sa-
dece kendi bildiği bir damar bulmuştu.
Yanm yüzyıla yaklaşan müzik yaşamın-
da sadece buradan yayın yaptı. Hafifçe
amber kokan şurup kıvamında, ama hiç-
bir zaman genzi yakmayan şeker yanığı
bir ton. Bütün ruh dunımlan için reçe-
teydi Stan Getz. Kötüyseniz iyileştirir-
di. lyiyseniz daha iyi olurdunuz.
Hiçbir şeyi yenidep keşfetmedi Stan
Getz. Çalgısını hiç zorlamadı. Dinleyen-
leri de. Herkesi kendi haline bıraktı. Te-
bası hiçbir tepki altında olmadan, ken-
di nzalan ile usulca etrafında halka ol-
maya başladı. Halkalar genişledi, geniş-
ledi dünyaya yayıldı.
Stan Getz (1927, Philadelphia, USA)
zengin bir müzisyen olarak öldü. Ünü-
nü olduğu kadar kazandıklannı da cok-
tan hak etmişti. Ama hiç miras yemedi.
Her zaman kulaklan hoş etmek için da-
ha neler yapüabileceğini araşürdı. Ser-
vetinden sadece daha iyi calabilmek için
yararlandı.
Çok genç yaşlarda iken Woody Her-
man'la çahşmış, 1940'larda adı çoktan
duyuhnuştu. Lionel Hampton, Dizzy
Gillespie ile olan kayıtlannı 'disc' e he-
nüz basmadılarsa artık mutiaka basar-
lar. Getz'in iki büyük tromboncu J.J.
Johnson ve Bob Brookmeyer'le olan bir-
liktelikleri de aranmaya değer. 1950'-
lerin sonlanna doğru Getz, lskandinav-
ya'ya yerleşti, uzun süre buralann soğuk
gecelerini ısıttı, Kopenhag'daki Mont-
martre'm duvarian onun fotoğraflanyla
dolu.
Ve "Jazz Samba." Bir daha "Jazz
Samha." Artık Stan Getz neyi tutsa al-
tın oluyordu. Astrud Gilberto ile birlikte
Jeao Gilberto'nun Jobim'in, de Mora-
es'in bütün bestelerini defalarca dünyayı
dolaştırddar. Stan Getz artık çok ünlüy-
dü. Ama bu ona yetmedi. Portekizce-
ye bir süre için de olsa ara verdi. Ana
diline döndü. Gary Burton, Steve Swal-
low ve Roy Haynes'in yer aldığı, bun-
dan sonra çok satacak olan "Getz An
Go-Go"yu yaptıklan ünlü dörtlüyü kur-
du. Chick Corea ile çalıştı. Yeniden dün-
yayı dolaşmaya başladı.
Son yıllarda Kenny Barron'Ia birlik-
te idi. Hastahğım umursamaz görünme-
ye cahşıyordu. Konserlerinde dinleyici-
nin üzerine çöken hüzünden olumsuz et-
kileniyordu. Stan Getz, iki yıl önce bek-
lenmedik bir biçimde ülkemize de gel-
mişti. tstanbul Festivali için beklenen
Sarah Vaughan son anda rahatsızlanınca
festival yönetimi onun yerine Stan Getz'i
üstelik Astnıd Gilberto ile birlikte çağır-
mışü. Getz, Açıkhava'da suskun Istan-
bul yüdızlanna da çalmışü.
Mobil 1980'de başlattığı FegasusEdebiyat Ödülü'nü bu yıl Türk romanına verecek
Pegasııs Ödülü'ne üstü kapalı tepkiKültür Servisi — Mobil, 1980
yılında başlattığı Pegasus Ede-
biyat Ödülü'nü bu yıl içinde bir
Türk romanına verecek.
Pegasus Edebiyat ödülü ilk
kez 1980'de Mısır'da düzenlen-
miş ve Sami Kndaıi'nin "İkti-
dar Evi" ile Sabri Musa'nın
"Yozluk Tohumlan" romanı
ödüle değer görülmüştü.
Şimdiye kadar sekiz ülkede
verilen ödülün amacı "tngiliz-
ce konuşulmayan ya da edebi
ürünleri ender olarak tngilizce-
ye çevrilen ülkelerin edebiyat
dallarındaki seçkin eserierini
Amerikan okuruna tanıtmak ve
böylece degisik ülkelerin kültür-
lerinin Amerikan kamuoyunca
tanınmasını sağlamak."
Türkiye'de düzenlemesini
Mobil Oil Türk A.Ş.'nin üstlen-
diği ödül jürisi şu adlardan oluş-
makta: Hulki Aktunç, Necla
Aytür, Talat Sait Halman, Do-
gan Hızlan, Selim tleri, Ahmet
Oktay ve Tahsin Yiicel.
Tutan 7.500 Amerikan Dola-
R A K S O T E K K O N S E R L E R i
Nai, Nah.
V— T H E
SULTAN& AIR
MARMARA
I 5 T A X B V L
13 HAZİRAN 1991 • HILTON CONVENTION CENTER • SAAT: 21.00 (Yerler numaralıdır)
Biletler: VAKKORAMAfTaksim-Suadiye) • LEE MAĞAZASI(Galleria) • BENETTON(Rumeli Caddesi)
Bilgi: 165 42 50 -165 95 74 • Organizasyon: AHMET SAN
n (Yaklaşık 30 milyon lira) olan
ödül, Türkiye'de son on yü için-
de yayımlanmış bir Türk roma-
nına verilecek ve paylaştırılma-
yacak.
15 Kasun. 1991 tarihinde açık-
lanacak ödül kazanan Türk ro-
mamnın yazan önümüzdeki yıl
ABD'de konuk edilecek.
Pegasus Edebiyat ödülü'nü
Mısırh Sami Bindari ve Sabri
Musa dışında kazanan yazarlar
şunlar: 1982'de Danimarka'dan
Kirsten Thorup (Bebek), yine
1982'de Hollanda'dan Tidiane
Dem (Masseni), 1983'te Yeni
Zelanda'dan Cees Nooteboom
(Ayinler), 1987'deEndonezya'-
dan tsraaii Marahimin (Ve Sa-
vaş Bitti), 1989'da Norveç'ten
Kjartan Flogstad (Dolar Yolu)
ve 1991'de Çin'den Jia Pingwa
(Kargaşa).
Pegasus Edebiyat ödülü'nün
bu yıl Türkiye'de verilmesi ro-
mancılar arasında tartışmalara
yol açtı. Kimi romancılar ödül
beklentisi içinde olduklan için
jüride görev almayı bile kabul
etmediklerini belirtirken kimile-
ri de Körfez savaşının doğada
yaptığı yıkımı öne sürerek böy-
le bir ödüle kesinlikle karşı ol-
duklarını ileri sürüyorlar. Mo-
bil'in 6O'lı yıllann sonunda re-
sim dalında böyle bir ödül dü-
zenl<*diğini ve tepki olarak Gü-
zel Sanatlar Akademisi'nin
önünde "Pegasus"u yaktıklan-
m anımsatan kimi ressamlar ise
romancılardan da böyle bir tep-
ki beklediklerini dile getiriyor-
lar. Ama bütün bunlara karşın
kimsenin kendi adının geçme-
mesine özen göstermesi de ko-
nunun bir başka boyutu.
Karadayı'nın
istifası
• Kültür Senisi — Yazar
İsmet Kemal Karadayı,
Türkiye Yazarlar Sendikası
Yönetim Kurulu
üyeliğinden aynldı.
Karadayı yaptığı yazılı
açıklamada, "Gerekçesini
bilip değerlendirdjğim
nedenlerle ayrıhyorum"
dedi.
Festival
biletleri
• Kültür Senisi — 15
haziran-25 temmuz tarihleri
arasında gerçekleştirilecek
olan 19. Uluslararası
İstanbul Festivali'nin
biletleri bugün saat
09.00'dan itibaren Atatürk
Kültür Merkezi gişelerinde
satışa sunulacak. Festival
yetkilileri gösterilerin
hemen hepsine hâlâ bilet
bulma olanağı
- bulunduğunu açıkladılar.
Larry Kert
AD3S?
ten öldti
• NEW YORK (Reuter) —
"Batı Yakası Öyküsü"
müzikalinin iik erkek
oyuncusu Larry Kert, geçen
çarşamba günü AlDS'ten
öldü. Oyuncu-şarkıcı Kert,
60 yaşındaydı. "Batı Yakası
öyküsü"nde 1957 yılında
Carol Lawrence ile birlikte
rol alan oyugcu bu
müzikalde "Maria",
"Something's Coming" ve
"Tonight" gibi parçalar
seslendirmiş, aynca Tony
adaylığına gösterilmişti.
Larry Kert, 30
yıldan uzun bir süre
sahneleri terketmemişti.
Nureyev işten
atıldı
• VERONA (AFP) —
Ünlü balet Rodolf Nureyev,
"Romeo ve Juliet"
gösterilerinin hazırlıklan
sürerken kötü
davranışlarından ve
kaprislerinden dolayı işten
atıldı. Verona Lirik
Tiyatrosu direktörü
Maurizio Pulica, Nureyev'in
provalar sırasında Brezilyalı
bir dansçıya tekme
atmasının bardağı taşıran
son damla olduğunu
söyledi. Pulica, "Nureyev
büyük bir yıldız olabilir.
Ancak kaprisleri
dayanıhnaz bir durum
almıştı. Tiyatronun şerefini
korumak amacıyla bu
kararı aldım" dedi.
Ozlıan. ilahi
okııdu
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'nin başkenti
Moskova'nın ilk "İslam
Kültür Merkezi" kalabalık
bir diplomatik topluluğun
da katılımıyla açıldı.
Gelirini, bölgede yaşayan
Müslüman halkın
bağışlarından sağlayacak
olan kültür merkezinin ses
sanatçısı Ahmet özhan'ın
okuduğu ilahiler eşliğinde
yapılan açılış töreninde,
birçok Arap ve Ortadoğu
ülkesinin diplomatik
temsilcileri de hazır
bulundu.
Stradivariııs'a
740 bin dolar
• LONDRA (AA) —
Londra'daki Sotheby açık
arttırma salonunda, 1707
tarihinde Stradivarius'un
yaptığı bir kemana 740 bin
dolar (yaklaşık 3 milyar
lira) verildi. Sotheby
sözcüsü, açık arttırmada
yeterince yüksek fiyat
verUmeyen kemanın, açık
arttırmadan sonra kimliği
bilinmeyen bir kisi
tarafından,
Massachusetts'teki Harvard
Üniversitesi adına alındığını
bildirdi. Bir Stradivarius
kemana, geçen yıl kasım
ayında Londra'daki
Christies salonunda 1.4
milyon dolar verilmişti.
UGUN
• İmza günü
Nişantaşı'ndaki Akademi
Kitabevi'nde saat 15.00 -
19.00 arası Nurten Ay, Atıf
Yılmaz ve Yılmaz
Karakoyunlu kitaplarıru
imzalayacaklar.
• Şölen İmge'nin organize
ettiği tiyatro ve folklor
şöleni saat 20.30'da Beşyüz-
evler'deki Müge
Sineması'nda başlayacak.
• Atölye çalışması
Avusturyalı topluluk Max
Reinhardt'ın atölye
çalışması saat 17.00'de
Rumelihasan'nda.
• Modern bale MÜ, HÜ,
İTÜ VE ODTÜ
topluluklarının modern bale
gösterisi saat 21.00'den
itibaren Rumelihisarı'nda.
• Nesin'in söyleşisi Aziz
Nesin'in TYS'de (Kabataş-
Setüstü İnebolu sok. no.
63) Yazar - Yaşam konulu
söleşisi saat 15.00'de
başlıyor.