Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 1991 DİZİ-RÖPOR1AJ CUMHURİYET/15
îslami metin verivayetieregöre İslamiyetin kurucusu ^evlilik-aşk-cinsellik' konusunda da örnek alınması gereken bir tutum içinde
Hz. Muharnrned'inkadınlarlailiskileri
İSLAMDA KADIN
VE
CÎNSELLİK •
ORAL ÇAUŞLAR
Kuran'ın erkeklere seslenmesiyle, öncü
erkek Hz. Muhammed'in en üstün erkek
olması arasında bir paralellik vardır.
Tanınmış Arap yazar Makluf şöyle
diyor: Eğer Müslüman halklar
Muhammed'e üstün nitelikleri
dolayısıyla hayranlık besliyorlar ise
şehvetinin çokluğu, erkekfik gücü
nedeniyle çok daha fazla hayranlık
duyduklan muhakkaktır.
Islamiyet ve kadını incelerken tepkisel
olmaktan çok, tarihsel bir perspektifle
olaya yaklaşmak daha sağhklıdır. Bu,
hem inananlar, hem inanmayanlar için
böyledir. Yüzyıllar önce yazılmış İslami
kitaplara bakınca, bazı cınsel sorunların
bugüne kıyasla daha doğal kabul edildiği
görülüyor. Muhammed döneminin
kadınlar için daha yumuşak olduğu
görülüyor.
Oral Çalışlar'ın yazı dizisiyle
i'lgili olarak değişik
çevrelerden çeşitli
tepkiler alrnaktayız.
Yazı dizisinin bitiminde
konuyla ilgili değişik
görüşîerede
sayfalarımızdayer
vereceğiz.
Hz. Muhammed'in yaşamı, inananlar için ömek
alınacak hikmetler ve ibretlerle doludur. Onun üze-
rine yazılanlar ve rivayet edilenler, kütüphaneleri
dolduracak kadar aynntılı ve kapsamhdır. tslam
düşünürleri, onun her davranışından bir ders çı-
karmak üzere geniş yorumlar yaparlar ve tüm in-
sanlann Muhammed'i örnek almasını söylerler. Bir
din kurucusunun, onun takipçileri tarafından yü-
celtümesi ve erişilmez kabul edilmesi olağandır. Bu-
rada önemli olan bu güven ve bağhlığın 1400 yıl-
dır eksilmeden sürmesidir.
Muhammed'in yaşamının tümü, bu araştırma sı-
rasında incelenecek değildir. Muhammed'in, evli-
likleri, aşklan ve cinsel yaşamından yola çıkılarak
kadına bakışı irdelenecek, bu anlayışa yol açan top-
lumsal kavrayışın geri planı üzerinde durulacaktır.
Muhammed'in yaşamıyla ilgili yazılan en eski
kaynaklar, onun ölümünden en az 200 yıl sonra-
sına aittir. Bu kaynaklar, insanlann kuşaktan ku-
şağa anlattıklan rivayetiere dayanır. lslam dünya-
sının en güvenilir kaynaklar olarak kabul ettiği ve
Kuran'dan sonra en çok önem verdiği Sahihi Bu-
hari ve Sahihi Müslim adlı eserler, Muhammed'-
den 200 küsur yıl sonrasına aittir. Buhari ve Müs-
lim, Arabistan'ı yıllarca dolaşmışlar ve topladık-
lan yüz binlerce rivayeti dikkatle eleyerek içlerin-
den yalnızca 8000 kadarını yayımlamışlardır. Bu
rivayetler, Muhammed'in yaşamına ve özellikle de
peygamberlik dönemine ilişkin aynntılı öyküler içc-
riyor.
Yüz binlerce rivayetin 200 yıl sonra toplandığı
ve 200 yıl sonrasının mantığı içinde elendiği de unu-
tulmamalıdır. Böyle bir saptamanın bu rivayetle-
rin mantığını kavrayabilmek açısmdan önemi var-
dır. örneğin Muhammed ve dört halife dönemi,
göçebe geleneklerinin ve askeri demokrasi diye de
anılan, herkesin iktidan bir ölçUde etkileyebildiği
ve paylaşabildiği bir dönemdir. Göçebe gelenek-
lerine uygun olarak aşiret, bir meclis (Şûra) tara-
fından yönetilmektedir. Bu mecliste köleler dışın-
da tüm özgür yurttaşlar, söz ve karar sahibidir.
Ali'nin Ölümü ve Emevi devletinin kuruluşuyla bu
dönem sona ermiştir. Yağma savaşlan toplumun
esas gelir kaynağıydı. Savaşa, toplumun tüm bi-
reyleri katıhr ve herkes ganimetten eşit olarak pay
ahrdı. Muhammed'in aşiretin reisi olarak aldığı pay
doğal olarak biraz daha fazlaydı. Biriken mali ser-
vet, İslamiyetin gelişmesiyle birlikte devletin ma-
liyesinin de temelini oluşturdu.
Sahihi Buhari ve Sahihi Müslim'in derlenip, ele-
melerden geçirildiği dönem, Abbasi lmparatorlu-
ğu dönemidir. Kul ile imparator, halk Ue yöneti-
lenler arasındaki mesafe oldukça açılmıştır. Böy-
le bir dönemde toplamp, içinden yüz binlercesi
elenmiş rivayetlerin ne ölçüde Muhammed'in ya-
şadığı dönemi yansıttığı şüphelidir. Belki de Bu-
hari ve Müslim, kendi dönemlerinin anlayışlanna
uygun olanlanm seçip yayımlamışlardır. Bunu bu-
gun bilebilmemiz mümkun değildir.
Ama nasıl yansıtılmış olursa olsun Kuran ile bu
kaynaklar arasında bir paralellik vardır. Bu eser-
ler deki temel yaklaşım, 1400 yüdır tslam topluluk-
lanna yol göstermektedir, artık sisteme kavuşmuş
ve insanlann yaşamının bir parçası haline gelmiş-
tir. Bizim yapacağımız da bu anlayışlan ve bu ya-
şam tarzını irdelemek ve buradan Muhammed'in
kadına bakışını ortaya çıkarmaktır.
Ayşe ve kolye olayı
Bütün lslam kaynaklan, Muhammed'in en sev-
diği ve en çok etkilendiği eşinin Ayşe olduğunda
birleşirler. Ayşe, tslamiyete ilk inananlardan, ilk
halife Ebu Bekir'in kızıdır. Hatice öldükten son-
ra Muhammed, önce iki kadınla evlenmiştir.
Muhammed, eşi Hatice'nin ölümünden sonra
halası Huvayla bin Hâkim'e gider, kiminle evlen-
mesi gerektiğini söylemesini ister. Huvayla ise ken-
disine şu cevabı verir, "Şayet el degmemiş bakire
biriyle evlenmek istivorsan, bu takdirde senin çok
sevdiğin bir kimsenin kızı olan Ayşe bin Ebu Bekr
var. Yofc eğer bakire olmayan birisini almak ister-
sen, bu takdirde sana inanan ve seni izleyen Sev-
de bint Zem'e var ki dul kalmıştır"*1
'
Muhammed, halasının bu iki önerisini de olumlu
karşılar ve her iki kadınla da evlenir. Evlendiğin-
de henüz 9 yaşında bir çocuk olan Ayşe, zamanla
büyür, güzel ve çekici bir kadın haline gelir ve Mu-
hammed üzerindeki etkinliği, O ölünceye kadar de-
vam eder.
Muhammed'in Ayşe'ye bu ilgisini bilenler, O'na
hediye getirmek için Ayşe'nin yamnda olduğu za-
manlan seçmeye dikkat ederlerdi. Ayşe'ye olan bu
ilgi, Muhammed'in eşleri arasında ayrıhklara ve
çekişmelere de neden olurdu. Ayşe'nin yamnda
iken hediye gelmesi ve Muhammed'in Ayşe'ye hep-
sinden fazla ilgi göstermesi, eşlerini iki gruba böl-
dü. Bir grupta Ayşe, ömer'in kızı Hafsa, Safiy-
ye, Sevda, öbür grupta ise Ümmü Seleme ile Zey-
nep ve diğer kadınlar vardı. Aynhk kızışınca Üm-
mü Seleme ve diğer kadınlar, önce Muhammed'-
in çok sevdiği kızı Fatma'yı araya koyarak Ayşe'-
nin etkisini kırmak isterler. Muhammed dinlemez
ve Ayşe'ye olan ilgisinden geri dönmeyeceğini söy-
ler. Sonra Zeynep, sonra Ümmu Seleme Muham-
med'e giderlerse de elleri boş dönerler.
Sahihi Buhari'de bu olay şoyle aktarılır: "Pey-
gamber'in kadınlan iki gruba aynlnuşlardı. Bunun
bir grubunda Ayşe, Hafsa, Safiyye ve Sevda var-
dı. Obiir hizbinde de Ümmü Seleme Ue Peygam-
ber'in diğer kadınlan bulunuyordu. Müslümatdar
Peygamber'in Ayşe'ye muhabbetini pek iyi bildik-
terinden, bunlardan birisinin yamnda Peygamber'e
takdim etmek istediği bir hedivesi bulunursa o he-
diyesini, Peygamber'in Ayşe hanesinde bulundu-
ğu zamana kadar tehir ederdi. Bu cihetle Ümmü
Seleme hizbi dedikoduya başladı. Muhammed on-
lara 'Sakın Ayşe hakkında söylenip de bana eza
vermeyin. Bana hiçbir kadının nöbetinde iken va-
hiy gelmez de yalnız Ayşe'nin odasında iken gelir'
buyurdu."
12
*
Ayşe'nin bu etkin konumu, tslam dünyasının
bütün dikkatinin onun üzerinde toplanmasına ne-
den oluyordu. Ayşe nedeniyle Peygamber'in başı
zaman zaman derde girdi.
Hazreti Muhammed, Beni Mustalık savaşına ka-
rısı Ayşe'yi de götürür. Savaş dönuşü kervan bir
yerde mola verir ve Ayşe ihtiyacmı gidermek üze-
re kervandan uzaklasır. Bu sırada kolyesinin çö-
züldüğünü fark eder ve kolyesini aramaya koyu-
*» *\nm.
İslamiyetin kuruldugu dönemde, kadınlarla ilgili sonınlar, giinümüze oranla daha rahat tartışılabiliyor, konuşulabitiyordu.
Dörttenfazla eş alabüme hakkıMuhammed, cinsel olanaklar ba-
kımından, diğer inananlardan fark-
lıdır. Kuran'da ona bazı ayrıcalıklar
uygun görülür. Dört kadından fazla
eşle evlenebileceği, kendisini isteyen
her kadını alabileceği, istemediğini
boşayabileceği, kendisine bir Tanrı
hükmü olarak bildirilir. Muhammed
de kendisine verilen emir ve izinlere
uygun şekilde dört eş sınınnı fazla-
sıyla aşmış, kendisine sunulan imkân-
lan kullanmıştır.
Muhammed'in dörtten fazla eş ala-
bilme hakkına sahip olması, Müslü-
man ohnayan çevrelerde eleştirilir. ts-
lam bilginleri de buna cevap verirken
Muhammed'in çok kadınla evlenme-
sinin bir cinsel ihtiyactan kaynaklan-
madığuu, toplumsal yararlar nede-
niyle gerçekleştiğini söylerler. Bura-
dan yola çıkarak Muhammed'in dört
evliliği aşmasının çeşitli yararlan di-
le getirilir. Profesör AbduUah Utvaa,
peygamberin dokuz kadınla evlenme-
sinin hikmetlerini şöyle sıralar: " 1 .
öğretimi yaygınlaştırmak. 2. Destek
kazanmak. 3. Hüküm koymak, dini
tamamlamak. 4. Yardımlaşmanın
gerçekleştirilmesi. 5. Ashab ile bağ-
lain kuvvetlendirme. 6. Ornek ol-
ma."d5)
Ulvan'm anlattığma göre: Muham-
med çok sayıda eş alarak kadınların
öğrenmesi gereken konulan önce eş-
lerine öğretmiş ve bu öğretim onlar
yoluyla topluma ve gelecek kuşakla-
ra uzanmıştır. Peygamber, çeşitli ka-
bilelerin redslerinin kızlarmı alarak İs-
lamiyetin desteğini güçlendirmiştir.
Zeynep'le evliliğinde olduğu gibi ye-
ni hükümler koymuş, örneğin evlat-
lığm bosadığı eşin alınabileceğini ku-
rala bağlamıştır. Bazı kadınlan ko-
rumasına alarak onlara yardırn elini
uzatmıştır. Kendi cemaatinin ileri ge-
lenlerinin kızlannı alarak iç dayaruş-
mayı güçlendirmiştir. Eşleriyle güzel
geçinerek, onlara adaletli davrana-
rak, tüm dünyaya örnek olmuştur.
Profesör Ulvan, bunlan söyleyerek
Muhammed'in çok eşle evlenmesinin
onun için bir imtiyaz olmaktan çok,
ilahi bir amacı olduğunu anlatmaya
çahşıyor. Kuran'm Muhammed'in
ayncahklanm belirten ayeti de ona
yardım amacıyla böyle bir usule baş-
vurulduğunu söylüyor: "Ey Peygam-
ber! Mehirterini verdiğin eşlerini, Al-
lah'ın sana ganimet olarak nasip et-
tiği cariyeleri, seninle birlikte göç
eden amcanın kızlannı, teyzelerinin
luzianaı ve peygamberte nikâhlanma-
yı İstediği takdirde, diğer inananlar-
dan ayn olarak sırf sana mahsus ol-
mak azere, kendisinin mehrini Pey-
gambere bagtşlayan inanan kadını al-
kendisine mehirsiz de gelebileceği be-
lirtiliyor.
Bu ayetlerin hemen ardmdan, baş-
kalanmn Muhammed'in eşleriyle ev-
lenmeleri de yasaklanıyor. "Bnndan
sonra ne sLrin AUah'ın peygamberie-
rini üzmeniz ve ne de onun eşlerini
•JkâMamani7 ebediyyen caiz değildir.
Bn AOak kaünda çok büyttk bir gü-
•ahür"<
17
)
Bu ayetle birlikte Muhammed'in
kanlanyla o öldükten sonra da evlen-
mek önlenmiş oluyor. Bu özel duru-
mun nedenini tefsirci Mukatil, Sahi-
hi Buhari'de anlatır: "Talha tbni
Ubeyduüah, (Peygamber) vefat eder-
se, Ayşe'ji muhakkak ben eş edine-
cegim derdi. Ba ayeti kerime ile ina-
nanlann analan olan Peygamber ka-
dınlannm nikâhlanna da hiirmet bü-
Prof. Ulvan, Hz. Muhammed'in dokuz kadınla
evlenmesinin hikmetlerini şöyle sıralar:
Öğretimi yaygınlaştırmak - destek kazanmak -
hüküm koymak, dini tamamlamak -
yardımlaşmamn gerçekleştirilmesi - Ashab ile
bağları kuvvetlendirme - örnek olma.
ı hdal lulmıştır. Bir guçlüğe uğ-
için inananbınn eşleri ve
cariyeleri hakkında, onlann da üze-
rinde neyi farz kılmış olduğumuzu
biHürdik... Ey Muhammed! Banlar-
d u kimi dilersen, geri bırakır, düe-
digini alabtlirsin. Bosadığını tekrar
almanda da sana bir vebal yoktur.
Ba, onlann gözierinin aydın obnasın-
dan Usalanmamalannı, hepsine ver-
diğin şeylere razı olmanı daha iyi te-
nün eder... Ey Muhammed! Bondan
soara sana hiçbir kadın, cariyelerin
füstfma, güzeltikleri hoşuna gitse de
Uçbirini başka bir eşle değiştinnen
hdal de£Udir"«
6
)
Dört kadın sınınnı aşmanın da öte-
sinde, bu ayetle birlikte, kadınlannın
dirOirdi. Kurtubi'nin rivayetine göre
bu ayet nazfl olnnca Talha, bu yakı-
şıksu sözlerinden pişmanlık duymuş
ve Mekke'ye yayan yürüyerek Kabe'-
de tövbe etmiş ve affolunmuş-
tur."(«)
Muhammed'in ayncalıklanna ço-
cuklannın da ayncalıklan eklenir.
örneğin kızı Fatma'mn üzerine, da-
madı Ali yeni bir eş almak isteyince
kıyamet Icopar ve Muhammed bir
hutbe ile Ali'nin ikinci evlüiğine en-
gel olur. Daha önce de diğer kızı Zey-
nep'i evlendirirken damadı ile konu-
şarak ondan kızının uzerine kuma ge-
tirmemesi vaadini almıştır. Bu iki
olay ve Muhammed'in hadisleri, da-
ha sonra tslam hukukunda Muham-
med'in kızlanmn uzerine kuma geti-
rilemeyeceği hükmüne dönüşür.
Muhammed'in kızlanmn üzerine
kuma getirilemeyeceği kurahna Uiş-
kin süreç Sahihi Buhari'de anlatıhr:
"Misver tbn-i Mehreme'den rivaye-
te göre Ali bir an» Ebn Cehl'in kızı
ile nteanlanmak istemisti. Ali'nin bu
arzusunu Fatima duyarak Peygam-
ber'e gelip 'Babaağım! Herkes senin
kızlanna danlmış da onlara bakmı-
yor sanır. Bak işte Ali, Ebu Cehl'in
kızıyla nişanlanıyor.' Bonnn üzerine
ResuluUah kalkb bir hutbe okudu.
Misver der ki, 'Resilullah bu hutbe-
sinde yemin ettikten sonra şöyle de-
di. 'Besmele, Hamdele ve yeminden
sonra Zeynep'i ben Ebu-I As Ibn-i
Rebi'a nikâh ettim. O zaman Zeynep
üzerine evlenmeyeceğine söz verdi.
Ve bana karşı verdiği sözde doğnı ha-
reket etti. Yalan çıkmadı. Fatima da
benden aynlmış bir cüzdür. Muhak-
kak ki ben ona karşı fenalık yapüma-
suıı çirkin görürum. Vallahi Resulul-
lah'ın kızı, Allah'ın düşmanı Ebu
Cehl'in kızı ile bir erkeğin yayında
birleştirilemez.' Bonun üzerine Ali,
Eba Cehl'in kıa üe evlenmeyi bı-
rakü."(i9)
Kuran'daki ayetler, kitaplara ge-
çen hadisler yoluyla Muhammed, en
imtiyazlı erkek konumuna gelir. Yal-
nız kendisi imtiyazlı olmakla kalmaz,
kızlan tonınlan da bu durumdan ya-
rarlanırlar. Devlet kuran, bu devleti
büyük bir imparatorluğa çeviren bir
liderin, dünyanm o günkü koşullann-
da böylesi ayncahklara sahip olması
doğaldır. Bir din önderi olmasa da o
dönemdeki bütün devlet yöneticileri,
kendilerine güç yoluyla benzer ola-
naklar ve imtiyazlar sağlarlar. Mu-
hammed'e ise bu ayncalıklar Tanrı
yohıyla gelir. Kimsenin de buna o ko-
şullarda itirazı ohnaz. Her şey o gü-
nün manüğına uygundur.
lur. Kervan ise gecenin karanhğmda Ayşe'nin yok-
luğunu fark etmez ve onu orada bırakarak yolu-
na devam eder. Ayşe geri döndüğünde kimsenin
kalmadığım fark edince oturup bekler. Ordunun
arkasmdan gelen çoban Safvan, onu orada görür,
devesiyle alıp getirir. Kervana yetiştiklerinde gün
ışımıştır. Ortalığı hemen bir dedikodu kaplar. Her-
kes, Ayşe ile Safvan 'ın arasında bir aşk ilişkisi ol-
duğunu konuşmaya başlar. Safvan ve Ayşe'nin bir-
birlerini tamdıklan, bu işi önceden planladıklan
ve Ayşe'nin kolyeyi aramaya giderken kasten ha-
ber vermediği iddia ediür. Ayşe'yi suçlayanlann sa-
yısı oldukça çoktur. Bu söylentiler üzerine Ayşe
ile Muhammed'in arası açılır ve Ayşe babasınm evi-
ne gider. Muhammed, en sevdiği eşi hakkında çı-
karılan bu söylentiler nedeniyle büyük sıkıntı ve
üzüntü içine düşer.
Sıkıntı, Allah'tan gelen ayetlerle sona erer. Al-
lah, Ayşe'nin suçsuz olduğunu elçisine bildirerek
sorunu çözer. Nur suresinin ilgili ayetlerinde şun-
lar söylenir: "Muhammed'in eşine de o yalanı uy-
doranlar, (iftira edenler) içinizden bir günıhtur.
Bunu (iftirayı) kendiniz için kötü sanmayın. O si-
zin için hayırlı olmuştur. Onlardan her birine (if-
tiracılara) kazandığı günah nispetinde ceza vardır.
Onu (bu iftirayı) duyduklan zaman inanan erkek-
lerie, kadınlann kendilerinden iyi niyetle 'Bu apa-
çık bir iftira' demeleri gerekmez miydi? Bu işe dair
dört şahit geürmeleri gerekmez miydi? (GeJireme-
diler). O halde bunlar Allah katında yalancüann
ta kendileridir. Onu (iftirayı) duyduğunuz vakil
'Bu konuda bize söz söylemek yakışmaz. Haşa bu
büyükçe bir iftiradır' demeleri lazım degil miydi?..
Namuslu, kötülüklerden habersiz, inanan kadın-
lara zina isnat edenlere dünyada da lanet edilmiş-
tir, ahirette de."(
3
>
Bu ayetlerin nazil olmasıyla birlikte, Ayşe hak-
kında zina iddia edenler, ağır cezalara çarptınldı-
lar. Ayşe ise temize çıktı. Olayın en önemli sonu-
cu, zina ile ilgili getirdiği yeni hükümlerdi. Ayşe
olayımn bir başka sonucu da Allah'ın örtünme ile
ilgili verdiği yeni emirlerdi.
Muhammed'in, amcası Abbas'ın baldızı Mey-
mune ile evlenmesi, yeni bir Kuran ayetinin inme-
sine de neden olur. Asü adı Haris kızı Hilaliye olan
kadın, Muhammed'le evlenmek ister. Ancak pey-
gamberin ona mehir vennesi gerekir. Kadın me-
hir vermeden de evlenmeye raadır. Tam bu su^a-
da daha önce sözünü ettiğimiz şu ayetler Muham-
med'e tebliğ edilir: "...Müminlerden ayn ve sırf
sana mahsus olmak üzere, kendisinin mehrini Pey-
gamber'e bibe eden mümin kaduu almanı heial kıl-
mışızdır"
<4)
Ayşe, bu ayetin ardından kendisine yeni bir or-
tak gelmesinden hoşnut değildir: "Ben nefiskrini
ResuluUah (Peygamber)'a hibe eden (ve mehirsiz
nikfih edflen) Peygamber'in kadınlanm ayıplardım.
'Hiçbir kadın, kadınlığını mehirsiz hibe eder mi'
derdim. Vaktaki Aziz ve Celil Allahü Teaia (söz
konusu mehirsiz olarak Muhammed'in kadın ala-
bileceğioi emreden) ayetini inzal buyurdu. O za-
man (anladım ki Allah, peygamberine inananla-
nn üstünde bir hak ve yüksek bir irade vermiştir.)
Ben Resullullah'a (bunun üzerine): 'Rabbin Tea-
la (Allah'ın), kadınların değil, ancak senin arzu-
nun gerçekleşmesine öncelik veriyor.' dedim."^
Ayşe mehir gerek olmadan gelen kadınlara kız-
gınlığı sırasında söylediği 'Allah senin arzulanna
öncelik veriyor' sözlerini birkaç kez başka olaylar
sırasında yineler. Muhammed'e olan yakınlığı, sö-
zünü sakınmaması, onun özelliklerindendir. Bir
başka vesile ile de şu sözleri söylemekten çekinmez:
"O güzel bir kadın görmüş olmasın, hemen dile-
ğine uygun bir ayet iniverir."(6>
Bir başka gün Muhammed, Ayşe ile şakalaşır.
Gerisini Ayşe'den dinleyelim: "Peygamber bana,
'Sen benden evvel ölsen de ben seni gasletsem, na-
mazmı kılsam, sonra da defneUem, sana ne ziyan'
diye latifede bulundu. Ben de 'Bana öyle geÜyor
ki bu işlerin hepsini yaptıktan sonra, benim evi-
me dönüp kadınlanndan biri ile sabahlayacaksm'
cevabım verdim".O ~~
Ayşe'nin anlattıklanyla bir kez daha görülüyor
ki Muhammed'in en önemli üstünlük göstergele-
rinden birisi, onun cinsel gücüydü. Peygamber'in
insanüstü bir cinsel yeteneğe sahip olduğu vurgu-
su, lslam dünyasmda çok önemlidir. Peygamber'in
çok sayıda eşini, çok kısa bir zaman içinde mem-
nun edebilmesi, onun bir üstünlüğüdür: "Peygam-
ber, gecenin yahut gündüzun bir saatinde, bütün
zevcat-ı tahiratııu (eşlerini) devrederdi. BunHr da
on bir ve diğer rivayet de dokuz hatun idi. 'Buna
güç yetirebüir mi idi?' diye soranarivayeteden kişi,
'Biz aramızda ona otuz erkek kuvveti verilmiştir,
diye söyleşirdik' cevabım vermiş."<
8
)
Muhammed'in cinsellikteki üstün gücü, ilahili-
ğinin de simgesidir. Erkeksi bir dünyanın, yüksek
erkeklik kudretine sahip bir önderi olabilmek Mu-
hammed'i de takipçilerini de çok memnun eder.
Din adamı Ali Rıza Demircan, Muhammed'in bu
yüksek cinsel gücunden övunç duyduğunu aktanr:
"Ben cömertlikte, yiğitlikte, cinsi güçte ve bedeni
kuvvette, bu dört özellikte insanlara üstün kılın-
dım."
<9)
Cinsel gücünü arttınnak için kendi ifade-
siyle Allah'ın da yardımım alır: "Ben insanlann
en az cinsi münasebette bulunanlanndanım. Fa-
kat Allah bana kefiti verdi. Kefıtten sonradır ki
istedigim her an kendimde güç bulıınım"
(10
>
Çok sayıda kadınla ilişkide bulunması onu da
zaman zaman sıkıntıya düşürür. Bunun üzerine ye-
niden Tann'ya başvurur:"Cebrail'e cinsi münase-
betteki zarıyetimden şikâyet ettim. Cebrail bana
keşkek (Herise) yememi tavsiye etti."*
11
)
Bunca ilişkiye ve olanağa rağmen, Muhammed,
nefsine hâkim olmak bakımından da insanlardan
üstündür. Ayşe bu özelliğinden söz eder: "Ben âdet
göriirken, Alhüı'ın Resuhı bana bedeni temasta bu-
lunurdu. Ben adetli iken benimle bir yorgan altı-
na girerdi. Ne var ki o sizin cinsel arzulannıza en
ziyade hâkim olanınızdı..."'
12
'
Muhammed, cinsel üstünlüğüne, kendine hâkim
olma iradesine rağmen, güzel kadınlan severdi.
Ancak bu sevgisi, zaman zaman kendisini sıkıntı-
ya da sokardı. Bu sıkıntısını atlatabilmek için yi-
ne Allah'a başvururdu: "Şehvetimin heyecamndan
(Ey Tannm Sana) sığınınm."(13)
Kendisini kont-
rol edemeyen ve 'harama uçkur çozmekten' kor-
kanlara ise önerisi şudur: "Bir kadın görmekle şeh-
veti uyanan kimse, hemen ailesiyle halvet olsun
(cinsi münasebette bulunsun)."
(14)
O dönemin özgüritik realitesi
Günümüzün anlayışlanyla baktıgımız zaman
Muhammed'in yaşamı, evlilikleri, anlaşılmaz ve
kabul edilmez gelebilir. özellikle kadınlann tari-
hin hangi döneminde olursa olsun bu tür anlayış-
lan içlerine sindirmeleri beklenemez. Ama insan-
lık, tarihin çeşitli aşamalanndan geçerek bugün-
lere ulaşmıştır. Bir kısmının kölelikten kurtulma-
sı bile çok yakm zamanda gerçekleşmiştir. Kadın-
lann da tarihin çeşitli dönemlerinde eşitsizliklere
ve ağır baskılara uğradığı bir gerçektir. Hâlâ da
bu eşitsizliklerin büyük ölçude sürduğünü biliyo-
ruz. Fakat Islamiyet ve kadım incelerken tepkisel
olmaktan çok tarihsel bir perspektifle olaya yak-
laşmak daha sağhklıdır. Bu, hem inananlar için
hem de inanmayanlar için böyledir.
örneğin bağnaz bir dincinin bu öyküleri oku-
yup, bak gördünüz mü, düşmanlan, Muhammed'e
kara çalmak için yalanlar uydunıyor diyebihrler.
Yüzyıllar önce yazılmış tslami kitaplara bakın-
ca, bunlann yazıldığı dönemlerde, bazı cinsel so-
runların daha doğal kabul edildiği görülüyor. ör-
neğin Erzunımlu tsmail Hakkı'nm Marifetname'-
sindeki konulan, bugün o ölçüde açıklıkla yaza-
bilmek mümkün değildir. Birincisi, ayıp kavramı
ve toplumsal kınama mekanizmalan nedeniyle çok
zordur. Daha da önemlisi devletin sansürü yaka-
nıza yapışır ve müstehcenlik iddiasıyla yayına en-
gel olur, milyonlarca tutan para cezalanm getirip
dayatu-. O günler, cinselhk daha doğal bir sorun-
muş ve rahatca konuşulup yazılabiliyormuş. Sa-
hihi Buhari'de öyle olaylar anlatılıyor ki bunun bu-
günku ahlak anlayışına sığdırılabilmesi mümkün
değildir. Bunlan anlatsanız, en azından bu konu-
lan bilmeyen ortalama bir Müslüman tarafından,
'yalancıhkla' ve iftira etmekle suçlamrsınız. Bu işi
bılenlerin isf tevil yoluna saptıkları anlaşıhyor. O
günün kavrayışlanndan çok farkh, bugün kabul
görecek gerekçelerle durumu geçiştirmeye çalışıyor-
lar. örneğin 4 eşli evlilik. Birçok lslam yazan, bu-
nun ne kadar faydalı bir sistem olduğunu anlat-
mak için kitaplar dolusu yazüar yazıyorlar. Bir kıs-
mı ise esas amacın o zaman tek eşli evlilik olduğu-
nu, ancak Muhammed'in insani ve siyasi neden-
lerle böyle bir yola başvurduğunu iddia ediyor.
Hiç böyle bir yola başvurmadan da bu konu
acıklanabilir. Tarihi gerçeklere uygun düşen yol da
budur. O günün siyasi ve toplumsal sistemi, erkek-
leri daha hâkim bir konumda tutuyordu. Erkek-
ler, kendi ihtiyaçlanna uygun bir ilişkiler ağı ya-
ratmışlar ve bunun felsefesini yapmışlardı. Hemen
bütün tek tanrüı dinler aşağı yukan benzer bir çizgi
izlemişler. Yahudiliğin de kadın erkek ilişkilerin-
deki yaklaşunı, erkeğin üstün olduğu tezine daya-
nır. Boşanma hakkı, Hıristiyanlıkta da Yahudilikte
#
de erkeğe verilmiştir.
Kadın erkek iliskileri olsun, toplumun iç işleyi-
şi olsun Muhammed dönemi Ue daha sonraki dö-
nemler arasında ciddi farklar vardır. örneğin Mu-
hammed'in aynlan eşlerine Uişkin anlatılan öykü-
ler, belki bugün bizim için çok şey ifade etmese de
İslamiyetin daha sonraki yıllannda ohışan bağnaz-
hkla kıyaslandığında anlamlıdır. Kadın, aynlmak
isteyebiliyordu ve aynlmasımn koşullan da vardı.
Halbuki, çok yakm tarihlere kadar, kadımn ko-
casının her türlü eziyetine katlanması gerektiği,
toplumda kızm ailesi tarafından bir boyun eğme
bilinci olarak aşılanırdı. Hâlâ bu tür anlayışlann
sürdüğüne şahit oluyonız. O gün, bir dinin kunı-
cusunu, prestijli önderini, bazı kadınlar, terk et-
meyi isteyebüiyorlar, böyle bir hakkı kendilerin-
de görebiliyorlar. Yine de bir farklüıkür. Daha son-
rasıyla karşılaştınldığında yumuşak sayılabilecek
bir ilişki biçimidir.
Sonraki yülarda Gazali'lerin, NizamUhnülk'le-
rin anlayışlanna bakınca, Muhammed dönemi, ka-
dınlar için daha yumuşak görünuyor.
Yarın: Islamiyet ve ört
Dipnotlar
1. Taberi'den aktaran llhan Arsel, a.g.e., s: 320
2. Sahihi Buhari, 8. cıit 4. basfcı s: 19-20
3. Mflüyet, Nur suresi, 11-13, ayet, s: 63
4. Milliyet, Ahzab suresi,
5. Sahihi Buhari, 11. Cilt, 4. baskı, s: 151-152.
6. Sahihi Buhari 9. ciltten aktaran Arsel a.g.e., s: 179
7. Sahihi Buhari 2. cilt 5. baskı s: 630
8. Sahihi Buhari 1. cilt, 6. baskı s: 209
9. Demırcan'dan aktaran Arsel, a.g.e., s: 290
10. Demircan'dan aktaran Arsel, a.g.e., s: 292
11. Gazali'den aktaran Arsel, a.g.e., s: 292
12. Aktaran Arsel, a.g.e., s: 293
13. a.g.e., s: 295
14. a.g.e., s: 295
15. Abdullah Ulvan, tslamda Dört Erlilik ve ResnUullah'ın
Çok EvlenmesİDddd Hlkmetler, Uysal Kitabevi Konya 1985,
S. 57
16. Milliyet, Ahzab suresi, 50-52. ayetler, s. 293
17. a.g.e., s: 293
18. Sahihi Buhari, 11. cilt, 4. baskı s: 154
19. Sahihi Buhari, 9. cilt, 4. baskı s: 378-379.