22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Ittifakın yeni stratejisi Dışişleri Bakanlan Toplantısı sonuç bildirisiyle açıklandv Önce NATO sonra AvrupaNATO Dışişleri Bakanlan Toplantısı, dün yayımlanan ortak bildiriyle sonuçlandı. Bildiride, NATO'nun Avrupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacağı vurgulandı. Bildirinin, NATO'nun kurallarının Avrupa'ya dikte ettirilmesi olduğu belirtiliyor. SABETAY VAROL KOPENHAG — NATO Dışişleri Bakanlan tlkbahar Dönemi Toplantısı dün yayımlanan or- tak bildiri ile sonuçlandı. Bildiride NATO'nun, Avrupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacağı vurgulandı. Sonuç bildirisi NATO'nun Avrupa'ya kurallannı dikte ettirmesi olarak yorumlandı. "NATO'nun temel güvenlik görevkri" başlıklı sonuç bildirisi, ittifakm yeni siyasi stratejisi ni- teliğinde. NATO'nun geleceği açısından tarihi öneme sahip olarak tanımlanan ortak bildiride, "NATO'Dun görevleri ve Avrupa Güvenlik Kim- ligi süreci ile iltşkileri" açık şekilde ortaya ko- nuldu. NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, bir basın toplantısı düzenleyerek sonuç bildirisini açıkladı. VVörner'in verdiği bilgiye göre NATO- nun yeni siyasi stratejisinin temel unsurlan şöy- le: 1- NATO, üye ülkelerin güvenlik sorunlannı tartışacaklan ana forum niteliğini taşıyacak. 2- Değişime uğrayan NATO, bütünleşmiş Av- rupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacak. 3- Avrupa Güvenlik Kimliği, NATO'nun Av- rupa ayağını güçlendirerek dolayısıyla NATO1 nun bütünlüğünün ve etkinliginin güçlenmesine neden olacak. 4- Avrupa Güvenlik Kimliği çerçevesinde tar- tışılan konular NATO tarafından da bilinecek. 5- Avrupa Güvenlik Kimliği süreci, Avrupa Tbpluluğu ve Batı Avrupa Birliği tarafından yü- rütülmektedir. Bu süreç içerisinde şu anda yer almayan üyelerin de güvenliklerini etküeyebile- cek konulardaki kararlara katılabilmeleri için uy- gun bağlantılann ve danışma mekanizmalannın kurulması gerekmektedir. 6- Körfez krizi, NATO'nun beklenmedik ge- lişmelere hazır olması gerektiğini ortaya çıkar- dı. Bu beklenmedik gelişmeler, NATO'nun gele- neksel ilgi alanımn dışında bile olsa ittifakm gü- venliğini doğrudan etkileyebilecek güçtedir. NATO Genel Sekreteri Wörner, AT ve BABi ye üye olmayan ittifak üyesi ülkeler bulunduğu- na dikkat çekerek şunlan söyledi: "Madem ki NATO'nun Avrupa ayagının güç- kodirilmesinden bahsediyoruz, o zaman dalıu ülkeierİD de yeterli kaülımı için gerekli mekaniz- malann hem bizce hem de onlarca bnhuunaa ge- rekmektedir. Bu mekanizmalann nasıl olacağı konusunda ise tartışmalar halen sürüyor." AT üyesi olmayan Türkiye ve Norveç, Kopen- hag toplantısında Avrupa Savunma Kimliği sü- recinde rol almak istediklerini gündeme getinniş- lerdi. Bu iki ülkenin söz konusu isteğine, Fransa başta olmak üzere baa Avrupa ülkeleri karşı çık- rruştı. NATO dışişleri bakanlan toplantısının ön- ceki günkü bölümunde bir ara fonnül buluna- rak Türkiye ve Noryeç'in Avrupa Savunma Kim- liği sürecinde kendilerini ilgilendiren konularda katıhmının sağlanması benimsenmişti. NATO'nun yeni siyasi stratejisini ortaya koyan sonuç bildirisi, ittifakın sürekliliğini savunan üye- lerin bir zaferi olarak yorumlandı. ABD başta olmak üzere tngiltere, HoUanda, Türkiye ve Nor- veç, Avrupa Güvenlik Kimliği'nin NATO'dan ayn değil, ittifak içinde bir oluşum olması gerektiği- ni savunuyorlardı. Buradan hareketle, sonuç bil- dirisinin NATO'nun, Avrupa'ya kurallannı dik- te ettirdiği yonımlan yapıldı. Nitekim Wörner de bu konuya ilişkin olarak "Avrupa Güvenlik Kimli£i'ni nasıl olusturacak- lanna Avrupaklar karar verecekler, ancak bu, NATO'nun çizdiği sınırlar çerçevesinde olacak" diye konuştu. Ortak büdiriye ek olarak yayımlanan "NATO* nun yeni Avnıpa'daki temel güvenlik görevleri" başlıklı belgede de şu maddelere yer verildi: 1- NATO'nun temel amacı, tüm üyelerinin po- litik ve askeri açıdan özgürlük ve güvenliklerini BM Anayasası prensipleri doğrultusunda koru- maktır. 2- Kuzey Amerika'nm güvenliği, Avrupa'run güvenliği ile doğrudan bağlantıhdır. 3- İttifak içerisindeki dayanışma, hiçbir üye- nin güvenlik kaygılanyla tek başma bırakılma- masını gerektirir. 4- Üyeler arasmdaki eşit güvenlik, Avrupa'run istikrannı ve üye ülkeler arasındaki işbirliğinin artünlmasına neden olur. Bu temel üzerine itti- fak üyeleri, diğer milletlerle birlikte tek ve öz- gür Avrupa'run güvenliği için çaba harcama ye- teneğine sahiptir. 5- İttifakın temel görevi, banşı koruma poli- tikasını yürütmek ve buna bir savaşı önleme ve etkili bir savunma yeteneği geliştirmeyi de ekle- mektir. 6- AT, BAB, AGIK gibi diğer Avrupa kurum- lanmn da kendi sorumluluk ve amaçlan doğrul- tusunda oynaması gereken roller vardır. NEREDEN JVEREYE? Soğuk savaştan yeniden yapılanmaya Dıs Haberler Servisi — Ikinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan soğuk savaş döneminin ürünü olan NATO, 4 Nisan 1949 tarihinde kuruldu. Savaş sonrası döneminde hâlâ etkin bir durumda olan Sovyet ordularının yaratabileceği tehlikeyi ortadan kaldırmak ve Sovyet yayılmacılığının önune geçmek için oluşturulan örgüt, ABD, tngiltere, Kanada, Fransa, ltalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Norveç, lzlanda, Danimarka ve Portekiz'in Washington'da imzaladıklan Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı sözleşmesiyle siyasi ve askeri bir ittifak olarak doğdu. 18 Şubat 1952'de Türkiye ve Yunanistan'ın, 1955'te Federal Almanya'nın ve 1983'te Ispanya'run ittifaka katılımıyla NATO'lu müttefiklerin sayısı 16'ya yukseldi. Modern tarihin en kalıcı ittifakı görüntüsü veren NATO, 42 yıllık tarihi boyunca Türkiye ile Yunanistan'ın birçok kereler birbirleriyle savaşın eşiğine gelmeleri ve Fransa'mn 1965 yüında ittifakın askeri kanadmdan çekilmesi gibi bunalımlar da yaşadı. NATO'nun Doğu Bloku'yla yaşadığı en önemli gerilimler ise Kore Savaşı, Macaristan ve Çekoslovakya'nın Sovyet işgaline uğraması, Lübnan'a yapılan ABD çıkarması, Berlin'i ikiye bölen 'utanç dnvan'run inşası, Küba krizi, Sovyet orta menzilli füzelerine karşılık INF füzelerinin yerleştirilmesi gibi olaylar nedeniyle oldu. NATO en büyük krizini SSCB ve Doğu Avrupa'da 1989 yüından başlayarak tüm dünyayı etkileyen gelişmeler üzerine yaşadı. Bu gelişmeler, NATO'nun kunıluş amacı olan Sovyet tehdidini ortadan kaldınyordu. Brüksel'deki NATO karargâhmda, gelişmeler değerlendirilmeye başlandı, ittifakın varlığım sürdUrüp sürdüremeyeceği tartışıldı. Varşova Paktı'mn çözüünesi ile birlikte NATO içerisinde çeşitli görüşler ortaya atıldı. Fransa ve bazı Avrupa ülkeleri, NATO'nun varhk nedeninin Sovyet tehdidinin kalmamasıyla ortadan kalktığını ileri sürerek Avrupa'nın savunmasının, Avrupa ülkelen tarafından yapüması gereküği konusunda kulis faaliyetlerine giriştiler. Bu gelişme ABD açısından "Avrupa'da kontrol elden gidiyor mı?" şeklindeki endiseleri doğurdu. Bu gelişmelerin ışığında NATO üyesi ülkelerin liderleri 6-7 Temmuz 1990 tarihlerinde Londra'da bir araya gelerek "ne yapdacagını" belirlemeye çalıştılar. Toplantı sonrasında yayımlanan ortak bildiri, NATO'nun varlığını garanti altına ahyor, ancak yeniden yapılanmanın da bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguluyordu. NATO içindeki bu tartışmalar, Körfez krizinin başlaması ile bir süre için rafa kaldınldı. NATO üyesi ülkeler, Uk kez olarak Körfez krizi nedeniyle ittifakm sorumluluk alanı dışına müdahale seceneği ile karşı karşıya kaldılar. Türkiye'nin Irak tarafından tehdit edildiği düşüncesinden hareketle Güneydoğu Anadolu'ya NATO güçleri konuşlandinldı. Körfez krizi, ittifakın varlığını sürdürmesinin bir koşulunun da yeni tehdit unsurlan bulunmasından gectiğini ortaya çıkardı. Alan dışı müdahale tartışmalan bu sırada yoğunluk kazandı. Körfez krizi sonuçlandığında NATO içindeki tartışmalar yeniden su üstüne cıktı, ABD ile Fransa arasındaki görüş aynlıklan iyice keskinleşti. ABD, lngilterc, Hollanda, Türkiye ve Norveç bu tartışmalarda şahinler kanadını oluştururken Fransa, ltalya, Belçika, bir ölçüde de Almanya, Avrupa savunmasımn Avrupa ülkeleri tarafından yapılması gerektiği konusunda ısrarlı bir tutum izlemeye başladılar. Geçen ay sonunda yapılan NATO savunma bakanlan toplantısına kadar bu tartışmalar sürdü. Bu toplantıda NATO'nun askeri stratejisinin ipuçlan ortaya cıktı. NATO artık az sayıda askerden kurulu "Hızlı Mukabele Gücü" oluşturacaktı. Bu karar NATO'nun "alan dısı müdahale" seceneğini gözardı etmediğini ve ABD'nin Avnıpa'dan kolay kolay vazgeçmeyeceğini de gösterdi. Efes-91 Utbikaünda, bu yıl kurulması planlanan kuçuk ve oınamık ordunnn flk p r o n s yapdtb. (Fotofraf: Omit Otan) Tatbikatta Özal senaryosuEfes-91 tatbikatı dün sona erdi. Tüm birliklerin az sayıda personelle katıldığı tatbikatta, Özal'ın geçen yıl istediği küçük ve dinamik ordunun oluşturulması denendi. ÜMİT aTAN/KUTLU ESENDEMİR tZMİR/BODRUM — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, geçen yü tatbikatı izledikten sonra yaptığı açıklamada, "Türk Silmhlı KuYvederi'nde profesyond elemanbuu sa- yı$mın artnnlması gereidyor" demiş, "Da- ha küçük, profesyond ve dinamik ordu" yaklaşımım getirmişti. Bu yıl Efes-91 tat- bikatının senaryosu bu yönde oldu. Tat- bikata tüm birlikler çok az personelle ka- tıldı. Katılanlann çoğu da erbaş, astsubay ve küçük rütbeli subaylardı. Gecen yıllarda adı "Ük Hedef" olan Efes-91 tatbikatı, önceki gün çıkarma ya- pan kuvvetlerin kara hedeflerini dün ele geçirmesiyle son buldu. Anfibi çıkarma aşamasında geçen yıllarda olduğu gibi sı- kısmalar, duraksamalar olmadı bu yıl. Bu- nun en önemli nedeni çok az sayıda "profesyond" askerin tatbikata katılma- sıydı. Kunnay Albay Halfl Kalaycı önce- ki yıllarda 42 milyar lira harcanan tatbi- kata bu yıl yaklaşık 14 milyar harcanaca- ğını belirtip konuyu şöyle değerlendirdi: "Önceki yıllarda tatbikata katılan bir- liklerin tümü yine var. Ancak az sayıda personelle temsil edildiler. Örnegin bir mangayı cavuş temsil etti. Yeni birimler küçük olarak yer aldı. Bu büyük tasarruf sağladı. " Seferihisar bölgesindeki Doğanbey Kör- fezi'ne anfibi çıkarma yapıldı. Kıyıya ya- naşan çıkarma gemileri ağırlıklanru boşal- tıp geri dönüyordu. Mavi kuvvetler kara- ya çıktığında karşısında çok az kahveren- gi kuvvet buluyor, rahat ilerliyordu. Ka- rada açılan büyük siperler birkaç askerle korunuyordu. "Az ve profesyonel asker- ler"le tatbikatın ne kadar başanlı olabi- leceginin senaryosu, sanki adım adım iz- leniyordu. Genelkurmay Başkanı Dogan Güreş, tatbikat sonrası yaptığı açıklama- da tatbikatı çok başanlı bulduğunu belir- tip "Büyük bir memnunlukla aynlıyo- rum" dedi. Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar, geniş kapsamlı bir anfibi harekâtını Uk kez izledi. Çok sayıda general ve yüksek rüt- beli subayın arasında tek sivil olarak he- yecanlı göründü. Hava biraz serindi. Bir parka bulundu ve Yazar'a giydirildi. Şöyle yan gözle apoletlerine bakan Yazar biraz şaşırmış görünüyordu. Çünkü Yazar artık tuğgeneral olmuştu. Tatbikatın belirli bö- lümünü tuğgeneral olarak izleyen Yazar daha sonra her nedense rütbeli parkasını çıkanp rütbesiz bir parka giymeyi tercih etti. Bu arada Deniz Kurdu-2/91 tatbikatı- na katılan gemiler, ikinci aşamanm bitme- sinden sonra Bodnım ve Marmaris'te de- mirlediler. Gemiler bu gece Doğu Akde- niz'e doğnı 3. asama için yol almaya baş- layacaklar. Bu yıl adı Efes-91 olarak saptanan tat- bikat, gelecek yıllarda turistik ve tarihsel yörelerin değişik isimleriyle sürdürülecek. Ancak bundan sonraki tatbikatlar hiçbir zaman bundan öncekiler gibi olmayacak. Senaryolar artık "tasarrur' ve "küçük, di- namik, profesyonel" ordu üzerine kuru- lacak. DışişleriBakanı Ahmet KurteebeAlptemoçin: 'Türkiye'nin yeri vazgeçilemez'KOPENHAG (Cumkuriyet) — Dışişleri Ba- kanı Ahmet Kortcebe Alptemoçin, NATO Dı- şişleri Bakanlan Toplantısı'nda "Avrupa güven- ligi ve ittifakı çerçevesinde Türkiye'nin yerinin vazgeçilmezligini" dile getirdiklerini söyledi. Alptemoçin, dün Ingiliz Dışişleri Bakanı Doug- las Hurd ve Almanya Dışişleri Bakanı Hans Di- etrich Genscher ile görüştü. NATO Dışişleri Bakanlan Toplantısı'mn or- tak bir bildiriyle sonuçlanmasmdan sonra bir ba- sın toplantısı düzenleyen Alptemoçin, özellikle Avrupa savunma kimliği süreci üzerinde durdu. Sonuç bildirisinde Türkiye ve Norveç'in bu sü- rece katılmak yolundaki istekleri ile Fransa ve bazı Avrupa ülkelerinin buna karşı çıkmasının dengelendiği bir ara formüle yer verümesi, Alp- temocin'i pek memnun eder görunmedi. Alptemoçin, "Avrupa'nın yeniden yapüanma- a", "NATO'nun Avrupa Güvenlik Ayagı" ve "Avrupa Güvenlik Kimliği" gibi konulann he- nüz kesin olarak netleşmediğini belirterek "Sa- nıyorum, bu konular önümüzdeki zaman için- de yeniden gündeme gelecek" dedi. Dışişleri Bakanı Alptemoçin, toplantı sırasın- Alptemoçin, NATO Dışişleri Bakanlan Toplantısı'ndan sonra bir basm toplantısı düzenleyerek "Avrupa güvenliği ve ittifak çerçevesinde Türkiye'nin yerinin vazgeçilemez olduğunu ve BAB üyeliğinin gerekliliğini dile getirdik" dedi. Alptemoçin, dün îngiltere ve Almanya dışişleri bakanları Douglas Hurd ve Hans Dietrich Genscher ile ayn ayn görüştü. da i ürkiye'nin Baö Avrupa Birliği'ne (BAB) üye olması konusunun bir kez daha vurgulandığmı kaydederek önümüzdeki günlerde tartışılması beklenen bu konulann, Avrupa'run yeniden şe- killenmesinde önemli bir rol oynayacağına işa- ret etti. Körfez krizi sırasında ittifak ülkeleri arasın- daki dayanışmamn, NATO'nun bundan sonra üstleneceği roller açısından önemli bir sınav ol- duğunu belirten Alptemoçin, toplantıda ileride benzer risklerin meydana gelmesiyle uluslarara- sı camianın ve NATO'nun nasıl tavır koyacagı- nın da görüşüldüğünü bildirdi. Alptemoçin, dün sabah ingikeTe Dışişleri Ba- kanı Douglas Hurd ile görüştü. 40 dakika süren görüşmenin önemli bölümü- nü Kuzey Irak'taki son durumun oluşturduğu, daha sonra iki ülke arasmdaki üişkilerin ve Kıbns konusunun ele alındığı belirtildi. Görüşmenin, temmuz başında yapüması bek- lenen Hurd'ün Türkiye ziyareti için de bir ön ha- zırhk niteliği taşıdığı öğrenildi. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Alp- temoçin, 19-20 haziran tarihlerinde Berlin'de ya- pılacak olan AGÎK Dışişleri Bakanlan Toplan- tısı'yla ilgili konulan da ele aldıklanm belirtti. Alptemoçin, Kıbns konusunda Türkiye'nin son aylarda BM Genel Sekreteri ve onun görev- lendirdiği kişilerle yaptığı çahşmalar ve vanlan noktalan gösteren bir notu Hurd'e göndermeye söz verdiğini söyledi. Alptemoçin, Kıbns'taki gelişmelerle ilgili ola- rak Hurd'e bilgi verdiğini belirterek Berlin'de ya- pılacak toplantı sırasında tekrar bir araya gele- ceklerini zannettiğini ve bu konulann orada da görüşüleceğini bildirdi. Bakan, Türkiye'nin 4'lü zirve önerisinin gö- rüşülüp görüşülmediği konusundaki bir soruya da "Hayır, görüşmemiz bu çerçevede kaldı. ama bu konudaki görüşümüzü biliyorlar" şeklinde cevap verdi. Edinilen bilgilere göre Hurd-Alptemoçin gö- rüşmesi, Irak Başbakan Yardımcısı Tank Aziz'in gelecek hafta Türkiye'yi ziyaret edecek olması nedeniyle de önem taşıyor. Alptemoçin, Genscher ile de görüştü. tki dı- şişleri bakanımn Türk - Alman ilişkilerinin dü- zelmesi konusunu görüştükleri bildirildi. DUN^ADA BUGUN AIİStRMEN 'Sivil Cumhuriyef Artık herkes Türkiye'nin yeni bir dönemin eşiğinde oldu- ğu gerçeğini kavrıyor. Gecikmiş erken seçim bu geçişin ön koşullarını kolaylaştıracak, normal sürede yapılacak olan oy- lama ise, geçişi önleyemeyecek, olsa olsa erteleyecektir. Bu dönemde "Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı en geniş uzlaşma zeminıdir". Tırnak içindeki sözlerın sahibi daha ön- ce "Yön Hareketi" adiı çalışmasıyla kamuoyunun dikkatleri- ni çekmiş olan, ardmdan Rejim ve Asker, Devlet Krizi kitap- larını yazan Hikmet Özdemir'in son yapıtı "Sivil Cumhuri- yeT'ten alınma. Sanınm aklı başında herkes Hikmet Özdemir'in "Cumhu- rryet'in ihtiyacının en geniş uzlaşma zemini" olduğu görü- şünû paylaşmaktadır. Uzlaşma, ama hangi ilkelerde uzlaşma? Hikmet Özdemjr, bu uzlaşmanın sivil cumhuriyet zeminin- de olması gerektiğini ve böyle bir konsensüsün hangi ku- rumları getirmesi gerektiğini geniş biçimde açıklıyor kitabın- da. Degerli araştırmacı bilim adamı Dr. Özdemir'in yaprtını oku- duğunuz zaman sivil bir cumhuriyetin ılkelerinı, kurumlannı açık biçimde görme olanağını buluyor, bugün bize yutturul- mak istenen sivil darbeci ve baskıcı yönetimin gerçekte, si- vil bir yönetim olmadığını açıklıkla görüyorsunuz. Sivil cumhuriyet "Devlet'in herkesin ve her şeyin üstün- de 'kırtsal' varlık diye oturtulduğu yerden buyruk vererek kullann yüzlerce yıldır, itaat ile yükümlü ve mesgul" o)- duğu bir yönetim türü değildir. Insan haklanna saygılı ve onurr özüne dokunmayan, do- kunamayan, o hakların kendisinden, kendi varlığından bile yüce olduğunu kabul eden devletin olduğu yerde, sivil cum- huriyetin varlığından söz edilebilir. Böyle bir cumhuriyetin kurulabilmesi için Türkiye'de de- mokrasiden yana olan bütün güçlerin geniş bir zeminde uz- laşması kaçınılmazdır Sözü edilen uzlaşma laikliğin vicdan özgürlûğönün en iyi koruyucusu olduğunu da kanıtlayacaktır. Böyle bir ortamda ne başını örten, örttüğü için ne de örtmeyen örtmediğinden dolayı kınanabilecektir. Sivil cumhuriyet devletin dini denetlemeye çalışmadığı, di- nin de devieti denetlemeyeceği bir ortamda sağlanabilecektir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar yaşadığı, önce devletin dini denetlemesi sonra da zamanla dinin devieti de- netler hale gelmesi olgusudur. Sivil cumhuriyet Kürt sorununda da geniş bir uzlaşmayı zorunlu kılmaktadır. Insanların zaten konuştukları anadille- rini inanılmaz bir davranışla yasaklayıp sonra da sadece ko- nuşmayı ve Uğur Mumcu'nun deyişiyle ibrahim TatJıses'i zen- gin edecek olan Kürtçe türkü yasağını kaldırmak, bu alanda uzlaşma sağlamaya yetmez. Toplumun tüm kesimleri gibi, Kürt otonomisınden hatta belki daha da ileri çözümlerden yana olanlar da serbestçe örgütlenebilmeli, görüşlerini ser- bestçe kamuoyuna yansıtabilmelidirler. Böylesi bir davranış her şeyden önce demokrasinin kaçı- nılmaz zorunluğudur. Bu görüşe karşı ulusal birlik ve beraberiik savlannı ileri sür- menin de fazla bir anlamı yoktur. Çünkü eğer ulusal birlik ve beraberiik yasaklarla sağlanabılmiş olsaydı, şimdiye ka- dar çoktan sağlanmış olurdu. Tıpkı laikiiği korumak gibi, Türkü ve Kürdü ile sivil Türkiye Cumhuriyeti'ni olusturup ko- rumanın yolu ancak sivil demokratik ortamda uzlaşma ile sağlanabilir. insanların düşüncelerini özgürce ileri sürebil- diklen ortamda, ancak terörün gerekçesı ortadan kalkabüir. Kimse düş görmesin, şurası kesin ki özgürlük ortamında <la PKK, eylemlerini durduracak değildir. PKK da bütün öbür terör örgütleri gibi kör terörün peşin- dedir. Ancak özgürlük ortamı, zaman içinde PKK'nın potan- siyel desteğini ortadan kaldıracaktır. Bu sonucun elde edilmesi için ise, kültürel serbestliğin tü- müyle sağjanması şarttır. Hikmet Özdemir'in "Sivil Cumhuriyet"inde tüm bu sorun- lar geniş biçimde ele alınıp tartışılıyor. Geleceğin Türkiyesi'nin sorunlarına kafa yoranlara Hikmet özdemir'in bu dikkate değer yaprtını salık verirken, kimi dü- şüncelerine katılmasak da çoğunluğunu paylaştığımız, ken- dlsiyle aynı özlemleri taşıdığım bu genç bilim adamımızın YÖK üniversrtelerinin hiçbirinde ders verme olanağını bula- madığını da vurgulamak isterim. Hikmet Özdemir gibi demokrasiden, sivil toplumdan ya- na olan bilim adamlarının üniversitelerimize kazandırılması, ancak ve ancak sivil cumhuriyetin gerçekleşmesi ile müm- kün olacak gibi görünüyor. KlSA KISA • istanbul'da geçen çarşamba günü vefat eden eski Adana senatörlerinden Mehmet Unaldı, dün Alûnoluk'ta toprağa verildi. Ünaldı'nm cenaze törenine ailesi ve yakınlan katıldı. 1919 yılında Adana'da doğan Mehmet Unaldı, 1954 yılında politikaya atıldı. Ünaldı, Cumhuriyet Senatosu'nda 1954-80 arasında aralıksız olarak görev yapü. • Müteahhlt Kenan Ancan'ı Ataköy'deki evinde öldürenlerin kimlikleri beürlendi. Olay su-asmda evde bulunan iş ortağı Vanıjan Kumdagezer'in gözaltına alınarak sorgulandığı ve olayın Kumdagezer'in Nişantaşı'ndaki butiğinin basılması olayının devamı sanıldığı bildirildi. Olayın failleri olarak, Nusrettin, Kudbettin ve Himet Ay'ın arandıklan bildirildi. • Kâğıthane'de haciz işlemleri için bir eve giden icra memuru ev sahibi tarafından tabancayla vuruldu. Kağıthane Şirintepe, Ağaçlı Sokak 21 numaradaki Haydar öztürk'e ait eve haciz işlemleri için giden icra memurlan Halil Demirel ile Halil Eren'e ev sahibi tarafından ateş edildi. Açılan ateşte kurşun Halil Demirel (52) adlı icra memurunun sol kann boşluğu delip gecti. Halil Demirel Okmeydam SSK Hastanesi'ne kaldırılarak ameliyata alındı. Halil Demirel'in sağlık durumunun iyi olduğu, saldırgan ev sahibi Haydar öztürk'ün de tabancayla birlikte ele geçirildiği bildirildi. • Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde oluşturulan Tüp Bebek Merkezi 10 haziranda acılacak. Tüp Bebek Merkezi'nin kuruluş çalışmalanmn üç yıl önce başlatüdıgı, bu süre içinde de gerekli personelin eğitiminin sağlandığı, ön çalışmaların tamamJandığı bildirildi. • Bandırma Belediye Başkanı Sedat Peker, çevre kirliliğine yol açan atık pillerin toplanması için bir kampanya başlattı. Peker, kampanyayı başlatırken yaptığ^ konuşmada, plastik, naylon gibi maddelerin kullanımımn da en az duzeye indirilmesi gerektiğini, bu konuda yerel yönetimlere önemÜ görevler düştüğünü söyledi. • Sağlık Bakanı HaliLŞıvgın, hekimlerin genellikle büyük merkezlerde toplandığım, bu nedenle öteki yörelerde hekim açığı bulunduğunu belirterek "Hekimlerin büyük merkezlerden taşraya gelmesi için tedbirler alacağız" dedi. Rize'de bakanlığına bağlı kuruluşlarda incelemelerde bulunan Şıvgın, sağlık sektöründe altyapı sorunlarının 1995 yıhna kadar çözümleneceğini, genel sağlık sigortası kanunu ile de her kesimin sağlık hizmetlerinden yararlandınlacağını söyledi. • Yağıslı havanın gelecek hafta ortasına kadar etkili olacağı, hava sıcaklıklannın da bu süre içerisinde mevsim normallerinin altında seyredeceği belirtildi. • Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan karanna göre, Içişleri Bakanlığı'nm yazısı üzerine 144 kişi Türk vatandaşlığından çıkanldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle