Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Ittifakın yeni stratejisi Dışişleri Bakanlan Toplantısı sonuç bildirisiyle açıklandv
Önce NATO sonra AvrupaNATO Dışişleri Bakanlan Toplantısı, dün yayımlanan
ortak bildiriyle sonuçlandı. Bildiride, NATO'nun
Avrupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacağı
vurgulandı. Bildirinin, NATO'nun kurallarının Avrupa'ya
dikte ettirilmesi olduğu belirtiliyor.
SABETAY VAROL
KOPENHAG — NATO Dışişleri Bakanlan
tlkbahar Dönemi Toplantısı dün yayımlanan or-
tak bildiri ile sonuçlandı. Bildiride NATO'nun,
Avrupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacağı
vurgulandı. Sonuç bildirisi NATO'nun Avrupa'ya
kurallannı dikte ettirmesi olarak yorumlandı.
"NATO'nun temel güvenlik görevkri" başlıklı
sonuç bildirisi, ittifakm yeni siyasi stratejisi ni-
teliğinde. NATO'nun geleceği açısından tarihi
öneme sahip olarak tanımlanan ortak bildiride,
"NATO'Dun görevleri ve Avrupa Güvenlik Kim-
ligi süreci ile iltşkileri" açık şekilde ortaya ko-
nuldu.
NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, bir
basın toplantısı düzenleyerek sonuç bildirisini
açıkladı. VVörner'in verdiği bilgiye göre NATO-
nun yeni siyasi stratejisinin temel unsurlan şöy-
le:
1- NATO, üye ülkelerin güvenlik sorunlannı
tartışacaklan ana forum niteliğini taşıyacak.
2- Değişime uğrayan NATO, bütünleşmiş Av-
rupa'nın yeni mimarisinde ana unsur olacak.
3- Avrupa Güvenlik Kimliği, NATO'nun Av-
rupa ayağını güçlendirerek dolayısıyla NATO1
nun bütünlüğünün ve etkinliginin güçlenmesine
neden olacak.
4- Avrupa Güvenlik Kimliği çerçevesinde tar-
tışılan konular NATO tarafından da bilinecek.
5- Avrupa Güvenlik Kimliği süreci, Avrupa
Tbpluluğu ve Batı Avrupa Birliği tarafından yü-
rütülmektedir. Bu süreç içerisinde şu anda yer
almayan üyelerin de güvenliklerini etküeyebile-
cek konulardaki kararlara katılabilmeleri için uy-
gun bağlantılann ve danışma mekanizmalannın
kurulması gerekmektedir.
6- Körfez krizi, NATO'nun beklenmedik ge-
lişmelere hazır olması gerektiğini ortaya çıkar-
dı. Bu beklenmedik gelişmeler, NATO'nun gele-
neksel ilgi alanımn dışında bile olsa ittifakm gü-
venliğini doğrudan etkileyebilecek güçtedir.
NATO Genel Sekreteri Wörner, AT ve BABi
ye üye olmayan ittifak üyesi ülkeler bulunduğu-
na dikkat çekerek şunlan söyledi:
"Madem ki NATO'nun Avrupa ayagının güç-
kodirilmesinden bahsediyoruz, o zaman dalıu
ülkeierİD de yeterli kaülımı için gerekli mekaniz-
malann hem bizce hem de onlarca bnhuunaa ge-
rekmektedir. Bu mekanizmalann nasıl olacağı
konusunda ise tartışmalar halen sürüyor."
AT üyesi olmayan Türkiye ve Norveç, Kopen-
hag toplantısında Avrupa Savunma Kimliği sü-
recinde rol almak istediklerini gündeme getinniş-
lerdi. Bu iki ülkenin söz konusu isteğine, Fransa
başta olmak üzere baa Avrupa ülkeleri karşı çık-
rruştı. NATO dışişleri bakanlan toplantısının ön-
ceki günkü bölümunde bir ara fonnül buluna-
rak Türkiye ve Noryeç'in Avrupa Savunma Kim-
liği sürecinde kendilerini ilgilendiren konularda
katıhmının sağlanması benimsenmişti.
NATO'nun yeni siyasi stratejisini ortaya koyan
sonuç bildirisi, ittifakın sürekliliğini savunan üye-
lerin bir zaferi olarak yorumlandı. ABD başta
olmak üzere tngiltere, HoUanda, Türkiye ve Nor-
veç, Avrupa Güvenlik Kimliği'nin NATO'dan ayn
değil, ittifak içinde bir oluşum olması gerektiği-
ni savunuyorlardı. Buradan hareketle, sonuç bil-
dirisinin NATO'nun, Avrupa'ya kurallannı dik-
te ettirdiği yonımlan yapıldı.
Nitekim Wörner de bu konuya ilişkin olarak
"Avrupa Güvenlik Kimli£i'ni nasıl olusturacak-
lanna Avrupaklar karar verecekler, ancak bu,
NATO'nun çizdiği sınırlar çerçevesinde olacak"
diye konuştu.
Ortak büdiriye ek olarak yayımlanan "NATO*
nun yeni Avnıpa'daki temel güvenlik görevleri"
başlıklı belgede de şu maddelere yer verildi:
1- NATO'nun temel amacı, tüm üyelerinin po-
litik ve askeri açıdan özgürlük ve güvenliklerini
BM Anayasası prensipleri doğrultusunda koru-
maktır.
2- Kuzey Amerika'nm güvenliği, Avrupa'run
güvenliği ile doğrudan bağlantıhdır.
3- İttifak içerisindeki dayanışma, hiçbir üye-
nin güvenlik kaygılanyla tek başma bırakılma-
masını gerektirir.
4- Üyeler arasmdaki eşit güvenlik, Avrupa'run
istikrannı ve üye ülkeler arasındaki işbirliğinin
artünlmasına neden olur. Bu temel üzerine itti-
fak üyeleri, diğer milletlerle birlikte tek ve öz-
gür Avrupa'run güvenliği için çaba harcama ye-
teneğine sahiptir.
5- İttifakın temel görevi, banşı koruma poli-
tikasını yürütmek ve buna bir savaşı önleme ve
etkili bir savunma yeteneği geliştirmeyi de ekle-
mektir.
6- AT, BAB, AGIK gibi diğer Avrupa kurum-
lanmn da kendi sorumluluk ve amaçlan doğrul-
tusunda oynaması gereken roller vardır.
NEREDEN JVEREYE?
Soğuk savaştan
yeniden yapılanmaya
Dıs Haberler Servisi — Ikinci
Dünya Savaşı sonrasında
ortaya çıkan soğuk savaş
döneminin ürünü olan
NATO, 4 Nisan 1949
tarihinde kuruldu. Savaş
sonrası döneminde hâlâ etkin
bir durumda olan Sovyet
ordularının yaratabileceği
tehlikeyi ortadan kaldırmak
ve Sovyet yayılmacılığının
önune geçmek için
oluşturulan örgüt, ABD,
tngiltere, Kanada, Fransa,
ltalya, Hollanda, Belçika,
Lüksemburg, Norveç,
lzlanda, Danimarka ve
Portekiz'in Washington'da
imzaladıklan Kuzey Atlantik
Antlaşması Teşkilatı
sözleşmesiyle siyasi ve askeri
bir ittifak olarak doğdu. 18
Şubat 1952'de Türkiye ve
Yunanistan'ın, 1955'te
Federal Almanya'nın ve
1983'te Ispanya'run ittifaka
katılımıyla NATO'lu
müttefiklerin sayısı 16'ya
yukseldi. Modern tarihin en
kalıcı ittifakı görüntüsü veren
NATO, 42 yıllık tarihi
boyunca Türkiye ile
Yunanistan'ın birçok kereler
birbirleriyle savaşın eşiğine
gelmeleri ve Fransa'mn 1965
yüında ittifakın askeri
kanadmdan çekilmesi gibi
bunalımlar da yaşadı.
NATO'nun Doğu Bloku'yla
yaşadığı en önemli gerilimler
ise Kore Savaşı, Macaristan
ve Çekoslovakya'nın Sovyet
işgaline uğraması, Lübnan'a
yapılan ABD çıkarması,
Berlin'i ikiye bölen 'utanç
dnvan'run inşası, Küba krizi,
Sovyet orta menzilli
füzelerine karşılık INF
füzelerinin yerleştirilmesi gibi
olaylar nedeniyle oldu.
NATO en büyük krizini
SSCB ve Doğu Avrupa'da
1989 yüından başlayarak tüm
dünyayı etkileyen gelişmeler
üzerine yaşadı. Bu gelişmeler,
NATO'nun kunıluş amacı
olan Sovyet tehdidini ortadan
kaldınyordu. Brüksel'deki
NATO karargâhmda,
gelişmeler değerlendirilmeye
başlandı, ittifakın varlığım
sürdUrüp sürdüremeyeceği
tartışıldı.
Varşova Paktı'mn çözüünesi
ile birlikte NATO içerisinde
çeşitli görüşler ortaya atıldı.
Fransa ve bazı Avrupa
ülkeleri, NATO'nun varhk
nedeninin Sovyet tehdidinin
kalmamasıyla ortadan
kalktığını ileri sürerek
Avrupa'nın savunmasının,
Avrupa ülkelen tarafından
yapüması gereküği
konusunda kulis faaliyetlerine
giriştiler. Bu gelişme ABD
açısından "Avrupa'da
kontrol elden gidiyor mı?"
şeklindeki endiseleri doğurdu.
Bu gelişmelerin ışığında
NATO üyesi ülkelerin
liderleri 6-7 Temmuz 1990
tarihlerinde Londra'da bir
araya gelerek "ne
yapdacagını" belirlemeye
çalıştılar. Toplantı sonrasında
yayımlanan ortak bildiri,
NATO'nun varlığını garanti
altına ahyor, ancak yeniden
yapılanmanın da bir an önce
gerçekleştirilmesi gerektiğini
vurguluyordu.
NATO içindeki bu
tartışmalar, Körfez krizinin
başlaması ile bir süre için
rafa kaldınldı. NATO üyesi
ülkeler, Uk kez olarak Körfez
krizi nedeniyle ittifakm
sorumluluk alanı dışına
müdahale seceneği ile karşı
karşıya kaldılar. Türkiye'nin
Irak tarafından tehdit edildiği
düşüncesinden hareketle
Güneydoğu Anadolu'ya
NATO güçleri
konuşlandinldı.
Körfez krizi, ittifakın
varlığını sürdürmesinin bir
koşulunun da yeni tehdit
unsurlan bulunmasından
gectiğini ortaya çıkardı. Alan
dışı müdahale tartışmalan bu
sırada yoğunluk kazandı.
Körfez krizi sonuçlandığında
NATO içindeki tartışmalar
yeniden su üstüne cıktı, ABD
ile Fransa arasındaki görüş
aynlıklan iyice keskinleşti.
ABD, lngilterc, Hollanda,
Türkiye ve Norveç bu
tartışmalarda şahinler
kanadını oluştururken
Fransa, ltalya, Belçika, bir
ölçüde de Almanya, Avrupa
savunmasımn Avrupa ülkeleri
tarafından yapılması gerektiği
konusunda ısrarlı bir tutum
izlemeye başladılar.
Geçen ay sonunda yapılan
NATO savunma bakanlan
toplantısına kadar bu
tartışmalar sürdü. Bu
toplantıda NATO'nun askeri
stratejisinin ipuçlan ortaya
cıktı. NATO artık az sayıda
askerden kurulu "Hızlı
Mukabele Gücü"
oluşturacaktı. Bu karar
NATO'nun "alan dısı
müdahale" seceneğini gözardı
etmediğini ve ABD'nin
Avnıpa'dan kolay kolay
vazgeçmeyeceğini de gösterdi.
Efes-91 Utbikaünda, bu yıl kurulması planlanan kuçuk ve oınamık ordunnn flk p r o n s yapdtb. (Fotofraf: Omit Otan)
Tatbikatta Özal senaryosuEfes-91 tatbikatı dün sona erdi. Tüm birliklerin az sayıda
personelle katıldığı tatbikatta, Özal'ın geçen yıl istediği küçük
ve dinamik ordunun oluşturulması denendi.
ÜMİT aTAN/KUTLU ESENDEMİR
tZMİR/BODRUM — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, geçen yü tatbikatı izledikten
sonra yaptığı açıklamada, "Türk Silmhlı
KuYvederi'nde profesyond elemanbuu sa-
yı$mın artnnlması gereidyor" demiş, "Da-
ha küçük, profesyond ve dinamik ordu"
yaklaşımım getirmişti. Bu yıl Efes-91 tat-
bikatının senaryosu bu yönde oldu. Tat-
bikata tüm birlikler çok az personelle ka-
tıldı. Katılanlann çoğu da erbaş, astsubay
ve küçük rütbeli subaylardı.
Gecen yıllarda adı "Ük Hedef" olan
Efes-91 tatbikatı, önceki gün çıkarma ya-
pan kuvvetlerin kara hedeflerini dün ele
geçirmesiyle son buldu. Anfibi çıkarma
aşamasında geçen yıllarda olduğu gibi sı-
kısmalar, duraksamalar olmadı bu yıl. Bu-
nun en önemli nedeni çok az sayıda
"profesyond" askerin tatbikata katılma-
sıydı. Kunnay Albay Halfl Kalaycı önce-
ki yıllarda 42 milyar lira harcanan tatbi-
kata bu yıl yaklaşık 14 milyar harcanaca-
ğını belirtip konuyu şöyle değerlendirdi:
"Önceki yıllarda tatbikata katılan bir-
liklerin tümü yine var. Ancak az sayıda
personelle temsil edildiler. Örnegin bir
mangayı cavuş temsil etti. Yeni birimler
küçük olarak yer aldı. Bu büyük tasarruf
sağladı. "
Seferihisar bölgesindeki Doğanbey Kör-
fezi'ne anfibi çıkarma yapıldı. Kıyıya ya-
naşan çıkarma gemileri ağırlıklanru boşal-
tıp geri dönüyordu. Mavi kuvvetler kara-
ya çıktığında karşısında çok az kahveren-
gi kuvvet buluyor, rahat ilerliyordu. Ka-
rada açılan büyük siperler birkaç askerle
korunuyordu. "Az ve profesyonel asker-
ler"le tatbikatın ne kadar başanlı olabi-
leceginin senaryosu, sanki adım adım iz-
leniyordu. Genelkurmay Başkanı Dogan
Güreş, tatbikat sonrası yaptığı açıklama-
da tatbikatı çok başanlı bulduğunu belir-
tip "Büyük bir memnunlukla aynlıyo-
rum" dedi.
Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar,
geniş kapsamlı bir anfibi harekâtını Uk kez
izledi. Çok sayıda general ve yüksek rüt-
beli subayın arasında tek sivil olarak he-
yecanlı göründü. Hava biraz serindi. Bir
parka bulundu ve Yazar'a giydirildi. Şöyle
yan gözle apoletlerine bakan Yazar biraz
şaşırmış görünüyordu. Çünkü Yazar artık
tuğgeneral olmuştu. Tatbikatın belirli bö-
lümünü tuğgeneral olarak izleyen Yazar
daha sonra her nedense rütbeli parkasını
çıkanp rütbesiz bir parka giymeyi tercih
etti.
Bu arada Deniz Kurdu-2/91 tatbikatı-
na katılan gemiler, ikinci aşamanm bitme-
sinden sonra Bodnım ve Marmaris'te de-
mirlediler. Gemiler bu gece Doğu Akde-
niz'e doğnı 3. asama için yol almaya baş-
layacaklar.
Bu yıl adı Efes-91 olarak saptanan tat-
bikat, gelecek yıllarda turistik ve tarihsel
yörelerin değişik isimleriyle sürdürülecek.
Ancak bundan sonraki tatbikatlar hiçbir
zaman bundan öncekiler gibi olmayacak.
Senaryolar artık "tasarrur' ve "küçük, di-
namik, profesyonel" ordu üzerine kuru-
lacak.
DışişleriBakanı Ahmet KurteebeAlptemoçin:
'Türkiye'nin yeri vazgeçilemez'KOPENHAG (Cumkuriyet) — Dışişleri Ba-
kanı Ahmet Kortcebe Alptemoçin, NATO Dı-
şişleri Bakanlan Toplantısı'nda "Avrupa güven-
ligi ve ittifakı çerçevesinde Türkiye'nin yerinin
vazgeçilmezligini" dile getirdiklerini söyledi.
Alptemoçin, dün Ingiliz Dışişleri Bakanı Doug-
las Hurd ve Almanya Dışişleri Bakanı Hans Di-
etrich Genscher ile görüştü.
NATO Dışişleri Bakanlan Toplantısı'mn or-
tak bir bildiriyle sonuçlanmasmdan sonra bir ba-
sın toplantısı düzenleyen Alptemoçin, özellikle
Avrupa savunma kimliği süreci üzerinde durdu.
Sonuç bildirisinde Türkiye ve Norveç'in bu sü-
rece katılmak yolundaki istekleri ile Fransa ve
bazı Avrupa ülkelerinin buna karşı çıkmasının
dengelendiği bir ara formüle yer verümesi, Alp-
temocin'i pek memnun eder görunmedi.
Alptemoçin, "Avrupa'nın yeniden yapüanma-
a", "NATO'nun Avrupa Güvenlik Ayagı" ve
"Avrupa Güvenlik Kimliği" gibi konulann he-
nüz kesin olarak netleşmediğini belirterek "Sa-
nıyorum, bu konular önümüzdeki zaman için-
de yeniden gündeme gelecek" dedi.
Dışişleri Bakanı Alptemoçin, toplantı sırasın-
Alptemoçin, NATO Dışişleri Bakanlan
Toplantısı'ndan sonra bir basm toplantısı
düzenleyerek "Avrupa güvenliği ve ittifak
çerçevesinde Türkiye'nin yerinin vazgeçilemez
olduğunu ve BAB üyeliğinin gerekliliğini dile
getirdik" dedi. Alptemoçin, dün îngiltere ve
Almanya dışişleri bakanları Douglas Hurd ve
Hans Dietrich Genscher ile ayn ayn görüştü.
da i ürkiye'nin Baö Avrupa Birliği'ne (BAB) üye
olması konusunun bir kez daha vurgulandığmı
kaydederek önümüzdeki günlerde tartışılması
beklenen bu konulann, Avrupa'run yeniden şe-
killenmesinde önemli bir rol oynayacağına işa-
ret etti.
Körfez krizi sırasında ittifak ülkeleri arasın-
daki dayanışmamn, NATO'nun bundan sonra
üstleneceği roller açısından önemli bir sınav ol-
duğunu belirten Alptemoçin, toplantıda ileride
benzer risklerin meydana gelmesiyle uluslarara-
sı camianın ve NATO'nun nasıl tavır koyacagı-
nın da görüşüldüğünü bildirdi.
Alptemoçin, dün sabah ingikeTe Dışişleri Ba-
kanı Douglas Hurd ile görüştü.
40 dakika süren görüşmenin önemli bölümü-
nü Kuzey Irak'taki son durumun oluşturduğu,
daha sonra iki ülke arasmdaki üişkilerin ve Kıbns
konusunun ele alındığı belirtildi.
Görüşmenin, temmuz başında yapüması bek-
lenen Hurd'ün Türkiye ziyareti için de bir ön ha-
zırhk niteliği taşıdığı öğrenildi.
Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Alp-
temoçin, 19-20 haziran tarihlerinde Berlin'de ya-
pılacak olan AGÎK Dışişleri Bakanlan Toplan-
tısı'yla ilgili konulan da ele aldıklanm belirtti.
Alptemoçin, Kıbns konusunda Türkiye'nin
son aylarda BM Genel Sekreteri ve onun görev-
lendirdiği kişilerle yaptığı çahşmalar ve vanlan
noktalan gösteren bir notu Hurd'e göndermeye
söz verdiğini söyledi.
Alptemoçin, Kıbns'taki gelişmelerle ilgili ola-
rak Hurd'e bilgi verdiğini belirterek Berlin'de ya-
pılacak toplantı sırasında tekrar bir araya gele-
ceklerini zannettiğini ve bu konulann orada da
görüşüleceğini bildirdi.
Bakan, Türkiye'nin 4'lü zirve önerisinin gö-
rüşülüp görüşülmediği konusundaki bir soruya
da "Hayır, görüşmemiz bu çerçevede kaldı. ama
bu konudaki görüşümüzü biliyorlar" şeklinde
cevap verdi.
Edinilen bilgilere göre Hurd-Alptemoçin gö-
rüşmesi, Irak Başbakan Yardımcısı Tank Aziz'in
gelecek hafta Türkiye'yi ziyaret edecek olması
nedeniyle de önem taşıyor.
Alptemoçin, Genscher ile de görüştü. tki dı-
şişleri bakanımn Türk - Alman ilişkilerinin dü-
zelmesi konusunu görüştükleri bildirildi.
DUN^ADA BUGUN
AIİStRMEN
'Sivil Cumhuriyef
Artık herkes Türkiye'nin yeni bir dönemin eşiğinde oldu-
ğu gerçeğini kavrıyor. Gecikmiş erken seçim bu geçişin ön
koşullarını kolaylaştıracak, normal sürede yapılacak olan oy-
lama ise, geçişi önleyemeyecek, olsa olsa erteleyecektir.
Bu dönemde "Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı en geniş
uzlaşma zeminıdir". Tırnak içindeki sözlerın sahibi daha ön-
ce "Yön Hareketi" adiı çalışmasıyla kamuoyunun dikkatleri-
ni çekmiş olan, ardmdan Rejim ve Asker, Devlet Krizi kitap-
larını yazan Hikmet Özdemir'in son yapıtı "Sivil Cumhuri-
yeT'ten alınma.
Sanınm aklı başında herkes Hikmet Özdemir'in "Cumhu-
rryet'in ihtiyacının en geniş uzlaşma zemini" olduğu görü-
şünû paylaşmaktadır.
Uzlaşma, ama hangi ilkelerde uzlaşma?
Hikmet Özdemjr, bu uzlaşmanın sivil cumhuriyet zeminin-
de olması gerektiğini ve böyle bir konsensüsün hangi ku-
rumları getirmesi gerektiğini geniş biçimde açıklıyor kitabın-
da.
Degerli araştırmacı bilim adamı Dr. Özdemir'in yaprtını oku-
duğunuz zaman sivil bir cumhuriyetin ılkelerinı, kurumlannı
açık biçimde görme olanağını buluyor, bugün bize yutturul-
mak istenen sivil darbeci ve baskıcı yönetimin gerçekte, si-
vil bir yönetim olmadığını açıklıkla görüyorsunuz.
Sivil cumhuriyet "Devlet'in herkesin ve her şeyin üstün-
de 'kırtsal' varlık diye oturtulduğu yerden buyruk vererek
kullann yüzlerce yıldır, itaat ile yükümlü ve mesgul" o)-
duğu bir yönetim türü değildir.
Insan haklanna saygılı ve onurr özüne dokunmayan, do-
kunamayan, o hakların kendisinden, kendi varlığından bile
yüce olduğunu kabul eden devletin olduğu yerde, sivil cum-
huriyetin varlığından söz edilebilir.
Böyle bir cumhuriyetin kurulabilmesi için Türkiye'de de-
mokrasiden yana olan bütün güçlerin geniş bir zeminde uz-
laşması kaçınılmazdır
Sözü edilen uzlaşma laikliğin vicdan özgürlûğönün en iyi
koruyucusu olduğunu da kanıtlayacaktır. Böyle bir ortamda
ne başını örten, örttüğü için ne de örtmeyen örtmediğinden
dolayı kınanabilecektir.
Sivil cumhuriyet devletin dini denetlemeye çalışmadığı, di-
nin de devieti denetlemeyeceği bir ortamda sağlanabilecektir.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar yaşadığı, önce
devletin dini denetlemesi sonra da zamanla dinin devieti de-
netler hale gelmesi olgusudur.
Sivil cumhuriyet Kürt sorununda da geniş bir uzlaşmayı
zorunlu kılmaktadır. Insanların zaten konuştukları anadille-
rini inanılmaz bir davranışla yasaklayıp sonra da sadece ko-
nuşmayı ve Uğur Mumcu'nun deyişiyle ibrahim TatJıses'i zen-
gin edecek olan Kürtçe türkü yasağını kaldırmak, bu alanda
uzlaşma sağlamaya yetmez. Toplumun tüm kesimleri gibi,
Kürt otonomisınden hatta belki daha da ileri çözümlerden
yana olanlar da serbestçe örgütlenebilmeli, görüşlerini ser-
bestçe kamuoyuna yansıtabilmelidirler.
Böylesi bir davranış her şeyden önce demokrasinin kaçı-
nılmaz zorunluğudur.
Bu görüşe karşı ulusal birlik ve beraberiik savlannı ileri sür-
menin de fazla bir anlamı yoktur. Çünkü eğer ulusal birlik
ve beraberiik yasaklarla sağlanabılmiş olsaydı, şimdiye ka-
dar çoktan sağlanmış olurdu. Tıpkı laikiiği korumak gibi,
Türkü ve Kürdü ile sivil Türkiye Cumhuriyeti'ni olusturup ko-
rumanın yolu ancak sivil demokratik ortamda uzlaşma ile
sağlanabilir. insanların düşüncelerini özgürce ileri sürebil-
diklen ortamda, ancak terörün gerekçesı ortadan kalkabüir.
Kimse düş görmesin, şurası kesin ki özgürlük ortamında
<la PKK, eylemlerini durduracak değildir.
PKK da bütün öbür terör örgütleri gibi kör terörün peşin-
dedir. Ancak özgürlük ortamı, zaman içinde PKK'nın potan-
siyel desteğini ortadan kaldıracaktır.
Bu sonucun elde edilmesi için ise, kültürel serbestliğin tü-
müyle sağjanması şarttır.
Hikmet Özdemir'in "Sivil Cumhuriyet"inde tüm bu sorun-
lar geniş biçimde ele alınıp tartışılıyor.
Geleceğin Türkiyesi'nin sorunlarına kafa yoranlara Hikmet
özdemir'in bu dikkate değer yaprtını salık verirken, kimi dü-
şüncelerine katılmasak da çoğunluğunu paylaştığımız, ken-
dlsiyle aynı özlemleri taşıdığım bu genç bilim adamımızın
YÖK üniversrtelerinin hiçbirinde ders verme olanağını bula-
madığını da vurgulamak isterim.
Hikmet Özdemir gibi demokrasiden, sivil toplumdan ya-
na olan bilim adamlarının üniversitelerimize kazandırılması,
ancak ve ancak sivil cumhuriyetin gerçekleşmesi ile müm-
kün olacak gibi görünüyor.
KlSA KISA
• istanbul'da geçen çarşamba günü vefat eden eski
Adana senatörlerinden Mehmet Unaldı, dün Alûnoluk'ta
toprağa verildi. Ünaldı'nm cenaze törenine ailesi ve
yakınlan katıldı. 1919 yılında Adana'da doğan Mehmet
Unaldı, 1954 yılında politikaya atıldı. Ünaldı, Cumhuriyet
Senatosu'nda 1954-80 arasında aralıksız olarak görev yapü.
• Müteahhlt Kenan Ancan'ı Ataköy'deki evinde
öldürenlerin kimlikleri beürlendi. Olay su-asmda evde
bulunan iş ortağı Vanıjan Kumdagezer'in gözaltına
alınarak sorgulandığı ve olayın Kumdagezer'in
Nişantaşı'ndaki butiğinin basılması olayının devamı
sanıldığı bildirildi. Olayın failleri olarak, Nusrettin,
Kudbettin ve Himet Ay'ın arandıklan bildirildi.
• Kâğıthane'de haciz işlemleri için bir eve giden icra
memuru ev sahibi tarafından tabancayla vuruldu.
Kağıthane Şirintepe, Ağaçlı Sokak 21 numaradaki
Haydar öztürk'e ait eve haciz işlemleri için giden icra
memurlan Halil Demirel ile Halil Eren'e ev sahibi
tarafından ateş edildi. Açılan ateşte kurşun Halil
Demirel (52) adlı icra memurunun sol kann boşluğu
delip gecti. Halil Demirel Okmeydam SSK Hastanesi'ne
kaldırılarak ameliyata alındı. Halil Demirel'in sağlık
durumunun iyi olduğu, saldırgan ev sahibi Haydar
öztürk'ün de tabancayla birlikte ele geçirildiği bildirildi.
• Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde
oluşturulan Tüp Bebek Merkezi 10 haziranda acılacak.
Tüp Bebek Merkezi'nin kuruluş çalışmalanmn üç yıl önce
başlatüdıgı, bu süre içinde de gerekli personelin eğitiminin
sağlandığı, ön çalışmaların tamamJandığı bildirildi.
• Bandırma
Belediye Başkanı
Sedat Peker, çevre
kirliliğine yol açan
atık pillerin
toplanması için bir
kampanya başlattı.
Peker, kampanyayı
başlatırken yaptığ^
konuşmada, plastik,
naylon gibi
maddelerin
kullanımımn da en
az duzeye indirilmesi
gerektiğini, bu
konuda yerel
yönetimlere önemÜ görevler düştüğünü söyledi.
• Sağlık Bakanı HaliLŞıvgın, hekimlerin genellikle büyük
merkezlerde toplandığım, bu nedenle öteki yörelerde hekim
açığı bulunduğunu belirterek "Hekimlerin büyük
merkezlerden taşraya gelmesi için tedbirler alacağız" dedi.
Rize'de bakanlığına bağlı kuruluşlarda incelemelerde
bulunan Şıvgın, sağlık sektöründe altyapı sorunlarının
1995 yıhna kadar çözümleneceğini, genel sağlık sigortası
kanunu ile de her kesimin sağlık hizmetlerinden
yararlandınlacağını söyledi.
• Yağıslı havanın gelecek hafta ortasına kadar etkili
olacağı, hava sıcaklıklannın da bu süre içerisinde mevsim
normallerinin altında seyredeceği belirtildi.
• Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanan karanna göre, Içişleri Bakanlığı'nm
yazısı üzerine 144 kişi Türk vatandaşlığından çıkanldı.