22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1991 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BU6ÜN Devtet Meteoroloji işleri Ge- nei Müdûrlüğü'nden alınan bilgiye göre Marmara'nın battsı sağanak yağışlı, öte- ki yerler açtk geçecek. HA- VA SICAKLIĞI: Biraz arta- cak. RÜZGÂR: Güney ve ba- t yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Deniz- lerde: Karadeniz'de kıble ve keşişleme, öteki denizlerde kıble ve lodostan 3-5 kuvve- tirtde saatte 10-21 deniz mili Adana Adapazan Adıyaman Afyon **ı Antara Anbkya AnUya Artvm A 32° 17° Hyartatar A 2 S ° 1 2 » B I T O A 31° tt» Erancan A 28° 12° Enurum A 23° 8°EsM«eHı A 2S°10°eanl>p A 31°15°Srasun A 25°U-GamWuı»A hızla esecek. Oalga yüksekliği 2 metre dolayın- da bulunacak. Van Gölü'nde hava: Açık geçe- cek, rüzgâr gûney ve batı yönlerden orta kuv- vette esecek. Göl küçük dalgalı olacak. srBokı Buısa Çanattate Çorum Denzh A 23°12"Ha*Uri A 33°18°Sp«a A 28°W°İ5Or*lU A 25°11°hn* A 29°K°Kn A 23° 9°KBtanmı A A 22*10° K*soi A 27°14°K>MOTİ A 28" 18° Kony» A 24° 11° K&Ulp A 30° 17° Uaötya 32°16°M*«sa 27° 15° K.ltaa* 2B°1S°M«sn 21° 5°Mu0la 24° 9°Muş 32"19°NOde 23°15°ûrtu 21° 8°ROB 29°13°Samsun 26°12°S«rt 25°M°Smoii 31°1S°SMS 19° 9°Wan»J 22° 8°lataon 26°H°1mcel 26° 9"Ytegat 28° 12° ZonguMak A 31° 18° A 31° 18° A 26° 21° A 30° 17° A 27° 10° A 25° 11° A 24° 16° A 21° 14° A 25° 17° A 31° 18° A 25° 15° A 22° 8° Y 24° 18° A 23°1S° A 28° 12° A 23° 12° A 23° 10° A 20° 8° A 25° 13° , bulutkı A-ack B-buluttı G-gû»ş» K-ıork S-sslı Y-yıJmurtu DÜNYA'DA BUGÜN Amman Atna Bafidal Bareekna Basri Betgrad Bertm Borm Brijfsd Cenevre Caayir CUde Dubai Fnnklurt Srne Ktfîra KNn Y 17» A 34° Y 25° A 33° A 24° A 20° A 23° A 20° B 16° Y 18° A 24° A 23° A 25° A 34° A 39° B 18° A 28° Y 18° A 34° Y 17° B 16° A 28° Lmmgrad Londra Madnd Mlano Montreal Moskova Münth New%rfc Osfc Pans Pras 2?*Roma **» Şam •fel Aviv Imus Varsova Vtnertk Viyaa Zûrih Y 18° Y 19° A 28° B 15° A 22° B 15° Y 17° B 20° A 18° A 39° A 23° Y 22° A 33° A 21» A 19° A 20 A 20° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Bir devlet sayma- rurun bir mali yıl içinde ya da görev süresi boyunca ger- çekleştirdiği işlemle- rin tümü. 2/ Temel... Kaba örgülü büyük çuval. 3/ Bir ilimiz... Bir nota. 4/ Bir sm- nın içindeki aJkol derecesi... Yersiz söz ya da davranış. 5/ Ilaçla yapay olarak sağlanan gecki uyku durumu. 6/ Çıplak vücut resmi... Soyu tükenmiş olan küçük ve çevik bir ayaban atı. 7/ Radyumun simgesi... Genellikle yakmak için kullanılan iri saman. 8/ Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş... Toplum yaşamına giren geçici yenilik. 9/ Ke- miklerin yuvarlak ucu... Gezegen. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mes- lek argosu... Çin ve Japonya'da oy- nanan bir çeşit satranç. 2/ Bir tür ya- banmersini... Faiz. 3/ Tath sularda yaşayan eti lezzetli bir balık... Kafi gelmeyen. 4/ tlgeç... Kalın bükülmüş sicim. 5/ Terbiyesiz kimse... Bir tanm aracı. 6/ Hay- van yiyecegi... Bir çeşit yumurtalı süt tathsı. 7/ tktisatta, çok sayıda satıcıya karşıhk az sayıda ahcının yer aldığı piyasaya ve- rilen ad. 8/ Nikelin simgesi... Üye... Türk resim sanatında önemli bir gnıbun ad olarak benimsediği harfin okunuşu. 9/ Ham ipek- ten yapılmış astarhk kumaş... Hz. Muhammed'i övmek ve on- dan şefaat dilemek amaayia yazılan kaside. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Kadrolarda tenkihât PERTEV Çocuk pudrası 8 HAZtRAN 1931 Memurin kadrolannda tenkihât yapılması fıkrinin hükümet merkezinde oldukça zayıfladığı görülmektedir. Bu mes'elenin Bütçe encümeninde ve Meclis'te hayli münakaşalan mucip olacağı anlaşılıyor. Bu esas etrafında tebellür eden umumî kanaat tenkihât yerine maaşlann tenzüi hareketinin musip olacağı üzerinde ittihat etmiş gibidir Maahaza diğer taraftan hükûmetin buna taraftar olmadığı da görülmektedir. Maliye vekili hükûmetin barem kanunile tesbit edilen memur maaşlan ve tekaüt kanununun ikramiyeye ait fasıllan Üzerinde hiç bir tadilat yapmak istemediğini bütçe encümeninde sarahaten söylemiştir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Temsilciler Meclisi 8 HAZtRAN 1961 On gunlük bir tatilden sonra Kurucu Meclis yaraı çahşmalara başlıyacaktır. Temsilciler Meclisine ait ilk günün gündeminde bir madde yer almıştor. Görüşülmesine başlanacak konu Bina ye Arazi Vergisi Kanunu'nun tâdilâtiyle ilgilidir. Büindigi gibi bu tâdilât, Temsilciler Meclisi ile Milli Birlik Komitesi arasrnda bir ihtüâf yaratacak istikamettedir. Komite, Temsilciler Meclisinin kabul ettiği vergi hadlerini arttırmıs, ancak bu değişikük, Karma komisyonca tasvip edilmemiştir. Komisyonun bu yolda hazırladığı rapor, Temsilciler Meclisinin görüşme konusunu teşkil edecektir. Kurucu Mecüsin 10 gunlük tatili, en büyük inkıta kabul edildiği takdirde, ilk çahşma devresi 4 ay 20 gun sürmüstür. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Diyalog başladı 8 HAZtRAN 1990 Yunanistan Başbakam Konstantin Mitsotakis, gerçek anlamda Türk-Yunan diyaloğunun başladığını söyledi. ABD'de bulunan Mitsotakis, VVashington'da kendisine refakat eden Yunanlı gazetecilerle yaptığı basın toplantısında, Türk-Yunan ilişkileri, Kıbns konusu ve Yunan-ABD ilişkilerine değindi: AA'nın Atina kaynakh haberine göre Türkiye'ye diyalog çağnsını, Ankara'nın kabul etmesiyle Türk-Yunan diyaloğunun başladığım kaydeden Mitsotakis, "Şimdi izleyeceğimLz yolu araştırma aşamasındayız. DÜZELTME • Gazetemlzin 6 Haziran 1991 perşembe günkü sayısmda, 7. sayfada "Konservatuvar Sınavı" başlığıyia yayımlanan haberde önkayıt ve seçme sınavı tarihleri yanlış verildi. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvan giriş sınavtarının önkayıtlan 17-28 haziran, seçme sınavı ise 1-4 temmuz tarihleri arasında yapılacak. Düzeltiriz. TEŞEKKÜR Yapmış oldugu başanlı ameliyatla, sağlığıma katkıda bulunan, Cerrahpaşa Tıp Fakultesi öğretinı üyesi scvecen ve dost insan: Prof. Dr. ARAS GEÇİOĞLU ile Topuzlu-B Servisi doktor ve hemşirelerine yurekten teşekkür ederim. GA2ETECİ ALÂEDDİN BtLGİ • MARMARAADASl* AHMET ENÛN W İ L KÛYÜHDC (YENİ TESİS) DENİZ OTEL — İstanbul'a bir adım mesafede Deniz kıyısında BAYRAM TATİLİ — Her odası baJkonlu, banyolu, 24 saat sıcak su 8 GECE 9 GÜN (Y.P.) 600.000 TL.'den itibarw 364 23 44-337 31 52 Marmara Adası: 9 (1984) 1032-1600 TARTISMA YajŞmııriar Geeer^ tklimKahr. Ülkemizde, son bir-iki aydır süreklilik kazanan yağmurlar dolayısıyla, zihinler bir hay-huy içindedir ve 'havalara ne oldu' diye meteorolojik koşullarla iklim koşulları birbirine karıştırılmaktadır. Bugün yağmur yağar, yann dunır rüzgâr durumunu yurttaşlara anlatmaya artık yet- eser, ertesi gün de güneş açar... Bu meteo- mez bir dunıma gelmiştir. Çünkü bitki ör- rolojik koşulların üç gunlük bilançosu, ge- tüsüne sahip bir toprak parçasuun güneş zegenimizin bir bölgesinde ve bir ülkede ışınlannın ısısı karşısmdaki davranışıyla bit- egemen iklim koşullarıru anlatmaya yetmez. ki örtüsünden yoksun toprak parçasuım Yüzyülar boyunca egemen hava koşullan- tepkisi aynı değildir. Bu gerçek o denli ke- nm ya da meteorolojik eğilimlerin incelen- sindir ki bitki örtüsü güneş ışınlannın ısı- mesi sonucundadır ki iklim hakkında fıkir sıru dengeleme özelligine sahiptir. Ağaçlar, edinebiliriz. sakladıkları nemi sıcakta açığa çıkarmak- Her insan topluluğunun yaşadığı toprak- tadırlar. Bu beceriyi boz ve kuru toprak par- lar üzerinde bir 'yerleşik iklim koşulu' ege- çası simüle edemez! Boz ve kuru toprak mendir. örneğin, yerküremizin kutuptaki parcası güneş ısısına maruz kalır ve uğra- birçok bölgelerini kasıp kavuran siklonlar dığı bu ısı saldınsı karşısında sıcaklık yan- FbüşiMİiya'yı yüzlerce yıldır ziyaret etmez. sıtarak insanlan yakar. Çabuk ısınan bu Antillerin belirli mevsimler boyunca soğuk toprak, çabucak ışm yansıUr ve ısı yayar. Bu rüzgârlardan etkilenmeyişi yüzyıllardır ay- durumu meteoroloji bilemez ve islevi de de- nen sürer. Bu iki kara parçasının iklimi ko- ğildir. Çabuk ısınan kuru ve çıplak toprak- nusunda yarınlara güvenle bakıhr. Yerleş- la beton ve demir yığınlan yaz aylannda çok miş iklim kötü olabilir, iyi olabilir. Önemli ısmıp bu ısıyı güneş battıktan çok sonraki olan kesinlik unsurudur. Böylece bir iklim saatlerde bile, ta geceyansına kadar yayar- stratejisi uygulanu ve gunlük meteorolojik sa, bu ısı derecesini bilmekle yükümlü de- koşullann hay-huyu içinde insan zihni bo- ğildir. Meteoroloji sabaha karşı soğuyan 'bu' topraklar yüzünden toprağa çabuk ula- şamayan ısıdan yoksun kalarak gecenin so- ğuğunu sabah yayarsa, meteoroloji bunu bi- lemez. lstanbul 'Sistanbul' olmuş ve hava- sının kimyasal yapısı değişmisse havamn di- namik güçleriyle ilgili meteoroloji bunu yo- nımlayamaz. Çünkü hava artık eski hava değildir. tnsanoğlunun kalabalık kentlerde yığdığı COj NOX ile su buharı havayı ga- za bulamıştır. Havanın, her milyon mole- kulune düşmesi gereken karbondioksit (COj) azotoksit (NOX) gazlanyla su buha- n artmışsa, meteoroloji bunlan incelemekle yükümlü değildir. Havanın bozulan kimya- ğulmaz. Ülkemizde, son bir-iki aydır süreklilik ka- zanan yağmurlar dolayısıyla, zihinler bir hay-huy içindedir ve*havalara ne oldn' diye meteorolojik koşullarla iklim koşullan bir- birine kanştınlmaktadır. Ünlü Fransız atmosfer uzmanlan Jouzel, Lorins ve Raynaud ortak bir inceleme ya- zısında "Geıegenimizid iklimini diinkü yag- mur beliriememiştir" sözünü ediyorlar. Biz, toplum olarak 'gunlük yaşadığımız" için ha- vaya ilişkin düşüncemizin de 'gunlük' ol- maktan kurtulması mümkün değildir. Radyo ve televizyon bültenlerinde gunlük hava tahminleri okunan Devlet Meteoroloji sal yapısını kimyacılardan, astronomlardan, Dairesi'mn yaptığı açıklamalar 'gerçek' hava ekologlardan kurulu heyet incelemelidir. ts- Unbol'un, Ankva'mn 20-30 yılhk ekolojik ihmaU bu kentlerin çölleşmesine ve çöl ik- limine yönelmelerine neden olmuşsa, me- teorolojinin kendi yerli olanaklan ya da ya- bancı uydulardan aldığı geniş cephe hare- ketlerine ilişkin hava tahminleri neye yarar? Kent içindeki fabrikalardan, elektrik santrallerinden çıkan sıcak su buhan ile oto- mobillerin tıkanmış trafikte havayı ısıtma- lan inversiyon durumuna neden oluyor ve sıcak hava tencere kapağı gibi yerleşmiş so- ğuk hava yüzünden yukarılara tırmanıyor- sa, meteorolojinin hava tahminine bu du- rumlar dahil edilemez. Meteorolojik tah- minlere ekolojik tahminler eklenmedikçe gunlük hava tahminleri içinde zihnimiz bo- ğulup gitmeye devam edecektir. Hele, şim- di bir de Kuveyt petrol kuyulannın yanma- sından yayılan küllerin ve kurumun hava ta- bakalannı soğutmasıyla işler büsbütün ka- nşnuştır! Yanardağlann faaliyete geçmesi atmosfe- re kül yaydığı için atmosferin güneş ışınla- rını geçirmesi zorlaşır. Bu durumun etkisiyle yeryüzünün 15-20 santigrad derece soğudu- ğu atmosfer tarihi'ne gecmiş olgulardandır. Kuveyt petrol kuyulannın etkisiyle de gü- neş ışuüan birkaç aydır 1.000-1.500 km. çap- lı geniş bir bölgede toprağa ulaşamamak- tadır. Soğuyan atmosfer tabakasının sıcak tabakayla karşılaşması sıklık ve süreklilik kazandığmdan son yağmnrlarda 'Kuveyt etkisi' söz konusu olabilir. tşin asıl acı yanı, petrol kuyulanndan ya- yılan zehirli gaziann yağmurlarla birlikte düşmesinin ülkemiz ürünlerine ve insanla- rına vereceği zarar değildir. 'Kuveyt yağmurlan' ya da 'Saddam yagmurları' te- miz olsa bile bizim kentlerimizin kirli ha- vasının söz konusu zehirli gazları her çeşit yağmura kanştırmaya dünden hazır ol- masıdır. REŞtT AŞÇ1OGLU tstanbul Bir Hanedanlık Kariznıa^ının •• •• Yapacağı şey belli: Son dakikada birini, ayrı ayn bilenmiş bilinçlere empoze etmeye kalkacak! Ve bu da 'hanedanlık karizmasının çöküşünü' hızlandıracak... Soğuk bir ilkbahann cilvesi mi nedir: Partisi Özal'dan soğuma egrisi içindedir. Bi- tip tükenmez senaryolanyla bütün Türki- ye'yi bıktırdığı gibi partisini de bıktııdı. Çat- hyor parti! Evren ile politika bir 'âmiyanelik sana- ö'na dönüşmüştü. O gitti. Arkasında hazin bir tebessüm halinde Ozal kaldı. Onunla da politika, "borç kombinezonları-şişinme efdikkri-halkı avutma imgeleri-delege tav- lama manevnüan sanatınt" dönüştü. Işte yeminine hanis olarak, yakasını bir türlü bı- rakmadığı ANAP'a bir yeni başkan göster- me taktik ve senaryolan... Fakat, lütfen dikkat ediniz: Bu taktikle- rin satırlan arasından, özal'ın, ipi elinden kaçırdjgı da görulmüyor mu? Tann aşlana, söyler misiniz? Bir alterna- tif genel başkan çıkanlmasında, böyle pe- rişan bir süreç, hangi demokraside görüle- bilir? Demokrasilerde, pani başkanlığı adayh- ğı bir sorumsuzun istencine bırakümaz. Par- ti içinde, omuzlannda yıllann deneyimini tasıyan ön sıra zekâlan vardır. Partideki, ta- bandan başlayıp, tavana doğru gelişen bir 1ç olosum söreci' bunlardan bir ikisini, da- ha da öne çıkanr ve yetkili kurul, seçimini kolayca yapar. Oysa ki bizim hanedan karizmacısı, al- ternatifı gösterme sürecmin parti içindeki doğal gelişmesine izin vermiyor. Fakat parti içindeki dinamikleri de bir konsensüse gö- türemiyor. Çünkü parti içindeki bölümler, kendi içlerinde, kendi bilinçlerini iyice bi- lemişleıdir. Bu yuzden, onlan birleşik nzaya götürme zorlaşmıştır. Ayrıca kudretli ma- nevi lider de ülke çapında uğradığı perişan- hklar yüzünden hem ülkede hem parti için- de ağırhğını öyle yitinniştir ki birleşik nza yaratması, büsbütün zorlaşmıştır. Yapacağı şey belli: Son dakikada birini, ayn ayn bilenmiş bilinçlere empoze etme- ye kalkacak! Ve bu da "hanedanlık karizmasının çöküşünü" hızlandıracak... Şöyle ki: Diyelim, kendisinin lanse etmediği aday kazandı. Bu zat, Özal'a rağmen, özal'a karşı ola- rak kazandığı postunda, özal'ın 'emir eıiigini' yapar mı? Yapmaz! Partiyi ve hükümeti, bu savaşa girerken kendisine oy verenlere angaje olduğu üze- re, özal'ın tahakkümünden kurtulmuş ola- rak yönetmeye kalkar. Bu, özal'ın partiye dıştan tahakkümünün yıkılmasına bir baş- langıç olur. öyle ki şimdiki muhalefet, 92'de iktidar olmayıp özal'ı, Çankaya'dan indir- me olanağını bulamasa bile 'hanedan karizması' gücünü koruyamaz olur. Diyelim, kendisinin lanse ettiği 'uydu aday' kazandı. Inanınız, baştan bir uydu olan bu zat da "Özal'ın bir emir eri" ounaktan kaçmaya bakacaktır. Bunun iki nedeni olacaktır: Parti oylan- nı 1t 13'lere indiren bir zatın (yani özal'm) politikalanna hep 'kul-köle' olarak 92'ye gitmenin, us içi olmadığını anlayacaktır bu biiir! Bir de Çankaya'nın rejimi tebdil-tahvU- tagyir" seyyiatma ortakhğı sürdürmenin ar- tık tehlikeli boyutlara girdiğini anlayacak- tır. Hele 92'yi tek başına kazanamazsa, bu tehlikenin ivedi olarak gündeme geleceğini görecektir. 92'yi kazansa bile bu tehlikenin en çok üç-beş yıl ertelenmiş olacağının ayır- dına varmış olacaktır. "En iyisi, köy yakın iken uyducaiuğu bırakıp, ANAP'ın kendi politikasını yaratıp, onu gercekleştirmeye bakahm" diyecektir, bu da ikiii! PROF. BAHRİ SAVCI ö Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26 SANATÇI EŞUĞİNDE Seramik. Cam Kumaş üzerine desea Resim ve Güzel Sanatlara Hazırlık çalışmaları.. A 8 7 9 9 7 Hergün 13 00 - 24.00 arası • yaf üzençceukkr rtsim yafHp. beceriktm geûşhrtrtkeğle vt&tr özfût kalır. 348 79 97 tMRE DAUBAR Kesım Serpisı 5-22 Haziran T»l tş Bankası Sanat Galcrisi Haftıl.ıl Cıl N«. *K 4 Krtnkov V*iU\ (VS İMAÇKASANATGALEHIS MURAT RECEVİK 7 Mayıs - 8 Haziran Eytam C«d. 31/A M»çka140M23 RESİM HEYKEL ÖZGÜN BASKI SERGİSİ 5 Haziran - 8 Temmuz H»»çt. İAtS M»«0 14 GORBON SANAT GALERK1" BİLGEHAN UZUNER SKKAMIKSKHCISt 9 Ma\ıs-9lLı/ıraıı 1!M1 I D Çocuklaria ve Gençlerie Resim - Heykel Çakşmalan 363 6O37 KEMAL KURBAN Yoğlıboya Resim Sergisi 6 Haziran • 16 Haziran Pendik Bel«diya«i AtaÜırk Kültürevi 354 98 83 MARMARA ÜNİVERSİTESİ Atatürk Eğitım Fakültesı Resim Bölümu Oğrencılen GENÇLER SERGtSt 7 Haziran - 31 Temmuz DERİMOO KÛLTÜR MERKEZİ S a h ı l y o ' u B c } k « r d t | l C f O u r a k K l l l > ( t s m ( I S T A M B U L 5^' '6 044 •« Pozof domı hogun 1900a kaöa oç&ı Sezon Sonu Karma Resim - Heykel Sergisi B»b*lı 163 32 3* M İ N E SANAT GALERİSİ YAZ SERGİSİ'91 Ozoerrir AKan Koray Art» Mustata Ata Tomur Ata^ûti Şuhru Ayı«n Beari Bsyknm Adnan Çoker Tanfu Oemlrcl Aoem Gmnç H<us«yln O«Z«r M«fiç Hual Balkan Nad i NurKoçafc Mü—t\tmlUn Koçtn Zakai Ormaocı S«nay öneü Yu«uf TMttak &*yhun Topus 24 Mayıs - 30 Ağustos Ku*<Ml Cad. 21 AHıyoi KacMtfty S4S 64 4O RESİM HEYKEL MÜZELERİ DERNEĞİ Yaz dönemi çalışmalan YUSjLJF TAKTAK denetıminde YILDIZ ÜNİV'ERSİTESİ Yüksel Sabancı Sanat Merkezi'nde başladı. Her Perşembe Saat: 16.00-20.00 KayttUır içüı: Tel: 160-12 5* Alı Avr, So», Ghol«urok Fohr AlsOT TEI SAIUT GALERİSİ Sergi HOunrl İU<CK Mm Vbn«o 27 Moyıs - 20 Temmuî T991 ^ i c, od M«Hı Onran Fut» Vaı Omtf Ib* takıı EnM DADYADOS-T SANATEVI Sergi 15 Haziran'a uzatılmıştır. KufdiC Cad D*r*gcnino Sok. No: 4 [E4ı Alt,,wlle.ı Koddtöy 345 40 30 - 345 40 2S atölye 146 97 M 132 64 26 İLAN ANKARA ASLÎYE 8. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1991/36 Davaa Songul Adanur vekili tarafından davalı Serhat Cengiz aley- hine açılan eşya iadesi davasırun yapılan yargüaması sırasında veri- len ara kararı gereğince: Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebligi bila tebliğ iade edilmiş olduğu, zabıtaca da yaptınlan adres tespitinde davalının teb- liğata sarih adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve duruşma gununun ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla duruşma gunü olan 3.7.1991 günü saat 9.30'da mahkemede bizzat hazır buluntnanız ve- ya kendinizi bir veküle temsil ettirmeniz, duruşmaya gelmediginiz tak- dirde HUMK'nın 213. maddesi gereğince davanın yokluğunuzda neticeleneceği dava dilekçesi ve duruşma gunünün tebliğ yerine ka- im olmak üzere ilanen duyurulur. 9.5.1991 Basın: 28302 POUTIKA VE OrESt MEHMED KEMAL Bir Ölüyle Dostluk... Başta Nazım Hikmet olmak üzere Kemal Tahir ve arkadaş- ları askerı isyana özendirmekten hapis giydiler; on yıldan çok yattılar. Oysa olaya bakıldığında hiç de hapislik bir şey yok. Gedikli (astsubay) çavuşlara kitap veriyorlar, bu da örgütlen- me sayılıyor. İşin aslı, Mareşal Fevzi Çakmak'ın buyruğuyia mahkûm oluyorlar. Uzun hapislik Kemal Tahir'in işine yarıyor. Genç bir gaze- teci olarak girdiği hapisten büyük bir romancı olarak çıkıyor. Romanlarının sayısı onu geçiyor. Bir de hapishanede tuttu- ğu notlar var. Cengiz Yazoğiu bunlan düzenleyerek yayımlı- yor. Bugüne değin altı cildi geçti. Bu notları okurken Abdül- hak Hâmit'i anlatan bir bölüm dikkatimi çekti. Hâmit öldüğü zaman 85 yaşındadır, Kemal Tahir de 24... Bir gazeteci ola- rak ölüsünün kaldırılmasına gider. Hâmit, hayranlarının gö- zünde 'Şairi Azam'dır (ulu ozan). Ulu ozanın yüzünün kalıbt alınır. Olayı şöyle anlatır: "Abdülhak Hâmit'i, öldüğü zaman ilk defa gördüm. Eşi (Lüsyen Hanım) bir odada ağlıyordu. Dostları başka bir oda- da rahmetlinin kendilerine ne derece hürmeti olduğunu an- latıyorlardı. Şoförüyle ben, yüzünün alçıyia kalıbı alınırken yardım ettik. Saçlannın, kaşlarının, bıyıklarının ve sakalları- nın yolunmamasına çalıştık. Yüzünü alçıyia kapatırken bize emniyetle teslim olmuş bir hali vardı. Nasıl yürüdüğünü, na- sıl konuştuğunu, nasıl şiir yazıp nasıl okuduğunu gormemiş olmama rağmen Hâmit'le orada öylece dost olduk:' Bu satırlan okuyunca önce şaşırdım. Bir ölüyle nasıl dost olunur? Canlılaria dost olmak hayli güçken hiç tanımadığı bir kimseyle bir insanın dost olması tuhafıma gitti. Hele Hâ- mit gibi büyük şair sayılan kişiyle dostluk kurmak tek yanlı olmaz mı? Bir ölünün karşısında duyulan dostluk!.. Herkes dışarıda ölünün kaldınlmasını beklerken gusülha- nede (yıkama yerinde) bir ölünün başında durmak, yüzünün maskı alınırken yardım etmek, her gencin göze alacağı bir şey değildir. Abdülhak Hâmit, Tanzimat döneminde bir ulu ozan olarak tanınmıştır. Ona, daha sağlığında şair-i azam, dahi-i azam denilmiştir. O da bunlan benimsemistir. Bir şiirinde, 'Bana şair-i azam derler' diye övünür. Cumhuriyetin başına değin Hâmit bir ulu ozandır. Cum- huriyette Meclis'e mebus olarak girmiştir Üstatla alay eden- ler, "Padişahlık paşalık verirdi, cumhuriyet mebusluk verdi" demişlerdir. Hâmit'in dili koyu bir Osmanlıcadır, genç kuşak okuyamaz, anlayamaz. Ama çağdaşları olan Namık Kemal, Ziya Paşa1 nın da dili ağdalıdır, biraz çabayla okunurlar. Hâmit'in okun- mamasının, sevilmemesinin bir nedeni de Nurullah Ataç'tır. Ataç, yazılarında Hâmit'e kötü şair demiş, şiirleriyie alay et- mistir. 'Komşuysa kümesteki tavuklar / Bir gün yeriniz olur kovuklar' Ataç, ardından şu iki dizeyi de güzel bulur: 'Cananın o günkü hali eyvah / Eyvah benim o günkü halim' Ataç'ın, şairter ve şiir üstünde o yıllarda büyük etkisi var- dır. Hâmit'i gözden düşürmüstûr. Sadece Hâmit'i mi; Meh- met Akrf'i de tutmaz, şiirierini beğenmez. Oysa Akif, Nazım Hikmet'e göre inanmış adamdır, iyi şairdir. Nurullah Ataç bir dönemde şiirimizde söz sahibi Idi. Gü- zel bulduğuna güzel denmiş, kötü bulduğuna kötü denmiş- tir. Orhan Veli'nin, "Rakı şışesinde balık olsam", "Yazıkoldu Süleyman Efendiye" gibi dizeleri, Ataç beğenip ortaya sal- dıktan sonra dille.den düşmemiştir. Gerçi 'Rakı şişesinde ba- lık olsam'ı, Ahmet Haşim'in 'Göllerde bu dem bir kamış ol- sam'ına benzetenler haksız sayılmaz. Hâmit bugün okunur mu? Ataç'ın etkisi artık yoktur. Ataç 1 m son basılan kitapları da beklendiği kadar ilgi toplamamış- tır. Hâmit bugün sözlükle okunabilir. Okunduğunda da, ki- minin sevdiği gibi Batı'ya yönelik bir şair olduğu anlaşılır. Kemal Tahir'in "Orada, Öylece dost olduk" sözleri bir tür- lü aklımdan çıkmıyor. ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNtARI Y1LMAZŞİPAL "Kesenekler Zaman Aşımına Uğrarım?" SORU: 1968 yriından 1974 yüına kadar devlet memunı ola- rak Emekli Sandığı'na kesenek ödedim. AynldıkUn sonra sandık keseneUerimi de almadım. 1982de bir işyerinde sigortalı olarakçahşmayabaş- ladım ve daha sonra istege bağlı sigortaya geçtim. 5.000 günü doldurdugumda, SSK'dan emekli ay- lığı alraak için başvunıda bulundum. Başvuruma, "TC Emekli Sandığı'na tabi hizmeti- niz 1974 yılından itibaren 5 yıl içinde sigortalı çalış- manız olmaması nedeniyle zaman aşımına ugramış olup sigortalı gün sayısına dahil edilmemiştir" yanı- tı geldi ve ben emekli olamadım. Kesenekler zaman aşımına ugrar mı? YANm TC Emekli Sandığı'na bağlı görevlerden aynlanlann sandıkla ilgileri kesilir. Emekli Sandığı ile ilgileri kesilenlerden flili hizmet süresi 5 yıldan az olanlarla "10 yıl ve daha fazla bulunanlann ayrılış- lannda kesenekleri geri verilmez^' Sandığa bağh çahşma süreleri 5 yıldan çok ve 10 yıldan az olanlara istekleri durumunda sandıkta birikmiş kesenekleri ken- dilerine faizsiz olarak ödenir. Çahşma süreleri 5-10 yıl arasında olup keseneklerini geri al- mamış olanların ise kesenekleri beşinci yıhn sonunda 5434 sa- yıh TC Emekh Sandığı Yasası'mn 117. maddesi uyannca zaman aşımına uğramaktadır. "Madde 117- Bu kanun gereğince çeşitli adlarla ödenecek pa- ralardan istihkak kesbedildiği tarihlerden itibaren beş yıl so- nuna kadar alınmayan veya yazı ile müracaat edilerek aranmayanlar sandık lehine zaman aşımına uğrar!' Kesenekleri zaman aşımına uğrayanlann çahşma süreleri de zaman aşımına uğrayacak mıdır? Bu sorunun yarutı 2829 sayüı hizmetlerin birleştirümesine Uiş- kin yasamn uygulama yönetmeliğinin 3. maddesinde verilmek- tedir. "Aym şekilde görevlerinden aynlmalan nedeniyle durumla- rına göre kesenek, prim iadesi veya toptan ödeme hakkı doğ- duğu halde bu paralan kanunlannda yazılı süreler içerisinde almadıklarından ve bu süreleri geçirdikten sonra başka sosyal güvenlik kurumlanndan herhangi birine tabi bir işe girenler de bu paralan faizsiz olarak yatırmalan halinde" hizmet ihyası ve birleştirUmesi olanağından yararlandırıhrlar. "Ancak hizmet ihyası yapılabilmesi için yukarıda sözu edi- len paraların ilgili kuruma: a) tstekleri üzerine emekli olacaklann, emekliliklerini iste- dikleri tarihten en az (6) ay önce" yatırrruş olması gerekmekte- dir. Bu nedenle geri almadığınız, ancak sizden geri istenen kese- neklerinizi Emekli Sandığı'na yatırdıktan 6 ay sonra SSK'dan yaşhhk aylığı almak için yeni bir başvunı yapmanız gerekecektir. Bu haksız uygulamanın yasal düzenlemeyle son bulmasını dileyelim. T.C. MERSİN ASLÎYE TİCARET MAHKEMESİ İLAN 1987/428 üavacı Metin Uncu vekili av. Mehmet Ali Gülşan tarafından da- valı Burhan Can aleyhine açılan akdin feshi, menfi tespit davasının mahkememizde yapılan duruşmasında: Davalının adresi meçhul olup adına tebligat yapüamadığından ila- nen tebligat icrasına karar verilmiş olup durusmanın bırakıldığı 5.7.1991 günü saat 10.55'te yapılacak olan duruşmada davalının biz- zat hazır bulunması veya kendisini temsil ettirmesi, aksi takdirde yar- güamanın yokluğunda devam edeceği hususu davalı adına ilanen tebliğ olunur. 16.5.1991 Basın: 28206
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle