Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 1991 HABERLERÎN DEVAMI CUMHURİYET/19
OLAYLARIN ARDEVDAKİ GERÇEK Hükümete büyük yetki
(Baştarafı 1. Sayfada)
transferini gerçekleştirmektedir.
Daha başka deyinüe ülkede ge-
lir dağılımı gün geçtikçe bozul-
maktadır. Bir azınltğın zengin-
leşmesiyle kitlelenn yoksullaş-
ması, sıirekli yüksek enflasyo-
nun kaçımlmaz sonucunu oluş-
turur. Hiçbir toplum çift rakam-
!ı enflasyona uzun sure dayana-
maz: yılda yüzde 50'yi aşkın
oranda gerçekleşen fıyat artışla-
nyla ekonominın dengelerinı
korumak olanaksızdır.
Türkiye'de çiftçi kesimi de su-
rekli enflasyondan nasibini al-
mıştır. Girdilerin hızla pahalan-
masımn yanı sıra çiftçiyi büyük
çapta ezen tanm kesimindeki
yüksek faizlerdir.
Yüksek enflasyona göre sap-
lanan yüksek faiz politikasımn
savunulur bir yanı bulunamaz.
Ziraat Odalan kesitninden ge-
len tepkilerde çoğu çiftçinin
yüksekfaizden yakınması da bir
raslantı sayılamaz. Faiz sarma-
lına dolanan çiftçinin durumu-
nu "bıçak kemiğe dayandı" di-
ye yansıtmak ve siyasal bir çıkış
değil, bir imdat işareti diye yo-
rumlamak daha hakçasına bir
yaklaşımdır.
öyle görünüyor ki ANAP ik-
tidannm yüksek enflasyona da-
yalı ekonomi siyaseti meyveleri-
ni toplamaya başladı. Ne var ki
bunlar acı meyvelerdir ve yenir
yutulur yanı yoktur.
* • •
Özal basın zengini
tç Politika Servişi — Cum-
hurbaşkanı Turgul Özal, dünü-
rü hakkındaki yayınları eleştirir-
ken, "Bana can düşmanı olan-
lar var" dedi. Hakkında dava
açtığı gazete ve gazetecilerden
800-900 milyon lira aldığını be-
lirten Özal gülerek, "Böyle gi-
derse, hiç kimse benim zengin-
liğim hakkında sual soramaz"
dedi. Özal, Basın Konseyi'ni de
eleştirerek, "konseyin haklan-
nı hiç korumadıgmı" söyledi.
Cumhurbaşkanı, TÜSİAD ve
benzeri derneklerin yöneticisi
işadamlarının ekonomik duru-
ma ilişkin olumsuz değerlendir-
melerini eleştirirken, "Adamlar
gazetede görünmeye merakh"
diye konuştu.
Cumhurbaşanı Özal, Ulusla-
rarası Basın Merkezi'nin açılış
töreninde konuşmasının sonuna
doğru yine basından yakındı.
Özal, lzmir'in tanınmış ailele-
rinden birisinin kızını oğluna al-
dıklanndan, dünürü işadamı
Alpaslan Beşikçioğlu hakkında-
ki yayınlardan soz ederek "Dii-
nüriime dedim ki 'bak kardeşim
bundan sonra sen yandın. Şim-
diden sen de basındasın'. 'IJfak
bir seyini gördüler mi. hemen
yazılmaya başlayacak. Bu sözüm
gerçekleşti. Eskiden hiç yaztfma-
yan şeyler bu sefer bizim dtinü-
rümüz olduğu için yazılmaya
başlandı. Bu doğru değildir. tn-
sanlar bu kadar ucuza ortaya
konulup tenkil ediiemez. Yaptı-
gımız bir şey varsa, o ortaya ko-
nup tenkit edilsin, ona bir şey
diyemeyiz" dedi.
Basının haber anlayışından
da yakınan Cumhurbaşkanı,
"Negatif haber satar anlayısı
var. Asiında zor olan pozitif ha-
ber yazmaktır. Negatif haberi
yazması da koiaydır. Asiında ba-
sın hürriyeti Başbakan'ın da de-
diği gibi şahsi hayata girecek ka-
dar olmamalıdır" diye konuştu.
"Basın Konseyi'nden de şikâ-
>etim var" diyen Özal, bu kuru-
luşun hiçbir faydasını görmedi-
ğini kaydederek şöyle devam
etti:
"Yani Basın Konseyi bizi mi
konıyor, müşterileri mi konıyor,
yoksa basın mensuplannı mi ko-
nıyor? Açık söyleyeyim, bizi hiç
korumuyor. Yani bizim haklan-
mızı hiç korumuyor. Benim şi-
kâyetim var, gidiyonım mahke-
melere orada tazminat davaları
açıyonım. Zenginligimin bir kıs-
mı oradan gelmeye başladı. (Gii-
iüyor). Demek ki ben haklıyım,
aynen devam edecegim. Ama
umuyordum ki Basın Konseyi
bazı yapılan yaolıslan, o yanlışı
yapanlann yiizttne vursun ki bir
daha yapmasınlar. Hepimiz bu
yollara gitmeden meseleleri
çözelim.
Bana can düşmanı olanlar
var. Gazetenin politikasını dü-
şünmüyorlar, sadece kendisiyle
benim aramdaki meseleyi yazı-
yorlar. Biz de onlara hiç cevap
vermiyoruz, hiç hesaba almıyo-
nız. Ciddi olarak da almıyoruz.
Çiınkü ciddi olarak alsak, adam
kendisinin bir kıymet ifade et-
tiğini zannedecek. Yazmaya de-
vam etsin, yalnız mahkemeye ve-
rip epey para alınz. Rakamlara
şöyle bir baküm, bayağı 800-900
milyon lira para almışım. Böyle
giderse, hiç kimse benim zengin-
liğim hakkında sual soramaz.
Bu basından geliyor."
VELİEFENDİ
fflPODROMlTNDAN
FİKRETDAĞLIOĞLU
1. KOŞU: F: Inşallah (2), P:
Kafkasya (3), S: Aşkar (1).
2. KOŞU: F: Fiüka (3), P: Ye-
hnoğlu (4), PP: Fırat 15 (1), S:
Alipaşalı (8).
3. KOŞU: F: Şansbalonu (2),
P: Sun Princess (11), PP: Da-
isy's Boy (5), S: Fantasia (9).
4. KOŞU: F: Kıvılcım (9), P:
Ulubey (6), PP: Begüş (3), S:
Kaynarhan (4).
5. KOŞU: F: Avare (5), P:
New Halo (4), PP: Beylerbeyi
(8), S: Robinson (3).
6. KOŞU: F: Sedam (8), P:
Özcanbey (11), PP: Erdal (3), S:
Şehnaz 9 (1), S: Gevgev (6).
7. KOŞU: F: Atlıer (4), P:
Heybetli (11), PP: Nirvana (1),
S: Osmanağa (9).
ir
»to
11
n
1İ ğ
1
4
i11
131
Bu arada Basın Konseyi Baş-
kanı Oktay Ekşi, Konsey Genel
Sekreten Yurdakul Fincancı'nın
davet edilmesi nedeniyle Ulus-
lararası Basın Merkezi'nin açı-
lış törenine katılmadı.
Genel Sekreter Fıncana, yap-
tığı açıklamada, Cumhurbaşka-
nı'nın eleştirilerinde haklı olma-
dığını, çünkü Özal'ın şu güne
kadar Basın Konseyi'ne kişisel
olarak başvurmadığını söyledi.
Fincancı açıklamasında şöyle
dedi: "Sayın Cumhurbaşkanı
da haksız gördüğii yayınlar hak-
kında, kendi servetini biriktirdi-
ğini itiraf ettiği tazminat dava-
lan açmak yerine daha uygar bir
yoi olan Basın Konseyi'ne şikâ-
yette bulunma yolunu seçerse,
haklı olduğu konularda, kişilik
haklarının en az kendisi kadar
titizlikle korunduğunu görecek-
tir."
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Nezih Demirkent, törende "Ya-
bancı Basın Merkezi'nin açıldı-
gı yere 500 metre ilerideki Tür-
kiye'nin en köklü ve en eski ba-
sın kunıluşuna hiçbir soz hak-
kı verilmemesini" yadırgadığını
bildirdi.
Basın Konseyi'nin 170'i bulan
gazete, ajans, dergi ve yayınevi-
nin yanı sıra 1500 de kişisel üyesi
bulunuyor. Cumhuriyet gazete-
si Basın Konseyi'ne basından be-
ri üye olmadı, Giineş, Günaydın
ve Tercüman gazeteleri sonradan
istifa ettiler.
Konsey, geçen yıl okuyucular
tarafından 60 gazete ve gazete-
ci hakkında yapılan şikâyetleri
inceledi. Konsey bunlardan
20'sini kararla, geri kalanını da
uzlaşma ile çözdü. Bu yılki 15
başvurudan 6'sı karara
bağlandı.
Basın toplantısı
Cumhurbaşkanı Özal, açılış
konuşmasından sonra zamanı-
nın kısıtlı olduğunu söyleyerek
daha öne açıklanan basın top-
lantısını sadece yabancı gazete-
ciler için 15 dakika ile sınırladı.
Özal, bir yabancı basın men-
subunun, "Ecevit'le göriiştük-
ten sonra politikanız değişti
mi?" şeklindeki sorusuna,
"Hayır, degişmedi. Bazı fîkir-
ler değişebilir. Bu da esas ola-
rak Irak'ta ne gibi değişiklikler
meydana geleceğiyle ilgili" de-
di.
Yunanü bir gazetecinin, Kıb-
rıs sorununun çozumüne ilişkin
dörtlu zirve önerisi ile ilgili so-
rusuna Özal şu yanıtı verdi:
"Zaman artık biirokratik dü-
zeyde değil. siyasi düzeyde dört
tarafın bir araya gelme zamanı-
dır. Sonınu çözecek olan iki ta-
rafın lideridir. Fakat benim
açıklamam yanlış anlaşılmamıs
olsa gerek. Çünkü benim öne-
rim şu: 7-8 önemli nokta var.
Görüşmeler öyle bir noktaya
geldi ki artık bürokratik nokta-
lar değil, üst düzey politik yet-
kililer olarak masaya oturalım.
Üç dört gün masadan kalkma-
yalım ve bu meseleyi çözelim."
Özal, Dunya Ekonomik Fo-
rumu toplantısına katılan ya-
bancı konuklarla îstinye Spor
Tesisleri'nde akşam yemeği ye-
dikten sonra, Haseki Hastane-
si'nin Cemal Reşit Rey Salonu'-
ndaki 254. kuruluş yıldönümü
gecesine katıldı.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
buradaki konuşmasında
"Türkiye'de horoz gibi çok öt-
meye meraklıların olduğunu"
da belirterek şoyle konuştu:
"Herkes Türkiye'nin güç du-
rumda olduğunu söylemek için
birbiriyle yanşıyor. Bazı gazete-
ler ısrarla ekonomideki kötıiye
gidişe dikkati çekiyoriar. Hatta
bazı TUSİAD ve benzeri der-
neklerin yöneticiliğini yapan iş
adamları pat diye ortaya çıkıp
'Ekonomide kötiiye gidiş var'
diye beyanlarda bulunuyorlar.
Son olarak bunu Körfez krizi
süresince bankalardan çekilen
paralann fazlalığı parelelinde
sık sık yinelediler. Adamlar ga-
zetede görünmeye meraklı. O>-
sa Türkiye'nin son üç aydaki
portresi beklenilenin çok üstün-
de başanyla gerçekleşti."
Özal, ekonomik forum top-
lantısına katılan konuklann
kendisine yönelttiği soruların
başında Turkiye-AT ilişkilerinin
geldiğini de belirterek şöyle de-
\am etti:
"Türkiye sadece BAB'a (Ba-
tı Avrupa Birliği) üye olsun is-
tiyoruz, dedim. Hatta onlara
Aşık Veysel'in, "Uzun ince bir
yoldayım, gidiyorum günduz
gece' mısrasını hatırlatarak, bi-
zim AT'ye baş\urduğumuzda
onümüzde uzun bir >ol olduğu-
nun bilincinde olduğumuıu \ur-
guladım."
Cumhurbaşkanı Özal
23.30'da Ankara'ya dondu.
(Baftarafı I. Sayfada)
rında, hükümetin yalnız "ivedi
ve zonınlu" hallerde kararname
çıkarma yetkisini kullanabilece-
ğini belirtmişti. Iptal edilen yetki
yasasının 4 yıl 9 ay 19 gün yü-
rürlükte kaldığı da anımsatıla-
rak, bunun neredeyse bir yasa-
ma dönemi süresine eşit olduğu
vurgulanan iptal kararında, ka-
mu kurum ve kuruluşlarındaki
personele yönelik düzenlemeler
de "ivedi ve zonınlu haUer"den
sayılmamıştı.
önceki yetki yasalannın amaç
maddelerinde yer alan "aynı
amaçla" sözcüğü çıkanlarak,
hükümete, personel dışında ka-
mu kurum ve kuruluşlannın ku-
ruluş yasalarmda düzenleme
yapma yetkisi de getirildi. Yine
benzer bir değişiklik de perso-
nelin tanımı konusunda yapıldı.
"Memurlar ve diğer kamu
görevlileri" yerine, "kamu ku-
nım ve kuruluşlannda görevli
personel" ifadesi kullanılarak
sözleşmeli personel de yetki ya-
sası kapsamına, tartışmadan
uzak bir biçimde alındı. Anaya-
sa Mahkemesi'nce iptal edilen
Sözleşmeli Personel Kararname-
si'nin, yetki yasasına dayanüa-
rak değiştirilebileceği öne sü-
rülüyor.
Yasa, Cumhurbaşkanlığından
Başbakanhğa değin kuçük bazı
istisnalar dışında tüm kamu ku-
rum ve kuruluşlarımn tüzelkişi-
likleri, görev, yetki ve teşkilatla-
rında da değişiklik yapılmasına
olanak sağlıyor. Yasanın, çıka-
rılacak kararnamelerin kapsa-
mına ilişkin 2/b maddesi şöyle:
"Kamu kurum ve kuruluşla-
nnın teşkilatlanmalanna ilişkin
olarak kamu bizmetinin bakan-
lıklar arasında bölünüşüne, ba-
kanlık ve bağlı veya ilgili kuru-
luşlar kurulmasına, SSK, tş ve
tşçi Bulma Kurumu ile Esnaf ve
Sanatkârlar ve diğer bağımsız
çalışanlar Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'nun teşkilatlan dışında
özel hukuk hükümlerine göre
yönetilenler hariç olmak üzere,
mevcut kamu kurum ve kuru-
luşlannın birleştirilmesine veya
kaldınlmasına, bunların görev,
yetki ve teşkilatlannda yapılacak
değişiklik ve diızenlemeleri kap-
sar."
Hukukçular, bu maddeye da-
Pusuda 11 şehit
(Baştarafı 1. Sayfada)
rılarda ölen erlerden üçünün ce-
nazesinin Devlet Flastanesi'nden
kaldırıldığını bildirdi.
Olağanüstü Hal Bölge Vali
Yardımcılığı görevine dün ata-
nan Ahmet Ertiirk, Çukurca ya-
kınlarında meydana gelen olay-
lar ve şehit edilen erlerle ilgili
olarak kendilerine bir bilgi ulaş-
madığını söyledi. "Erlerin şehit
edilmesi diye bir olayın gerçek-
leşmediğini" savunan Vali Yar-
dımcısı Ertürk, "Olay kesinlik-
le doğru değil. Böyle bir şey yok,
yalan" dedi.
Siirt-Şırnak karayolunun
Kenyaraş mevkii 5. kilometresin-
deki bir bölgeye PKK'lı terörist-
ler tarafından döşenen mayının
patlaması sonucu Köy Hizmet-
leri'ne ait bir iş aracında hasar
meydana geldi. Güvenlik güçle-
rinin dün sabah 09.00'da mey-
dana gelen olaydan hemen son-
ra başlattığı operasyon sonucu
PKK'lılarla çıkan çatışmada bir
terörist silahlanyla birlikte ölü
ele geçirildi.
yanılarak çıkanlacak bir karar-
name ile Semra özal'ın sürekli
dile getirdiği "İstanbul Beledi-
ye Başkanlığı" düşüncesini bile
gerçeğe dönüştürebileceğini ifa-
de ettiler. Hükümetin, bu yasa-
ya dayanarak çıkaracağı bir ka-
rarname ile İstanbul Büyükşehir
ve ilçe belediyeleri konusunda
yeni bir yapılanmaya gidebilece-
ğini, bu belediyeleri tümüyle or-
tadan kaldınp yeniden ve istedi-
ği gibi oluşturabileceği belirtildi.
Bunun gibi, İstanbul için dü-
şünülen yeni yönetim modelinin
de bu yasaya dayanılarak çıka-
nlacak kararnamelerle gerçekle-
şebileceği kaydedildi. Hüküme-
tin, Bölge Valiliği örneğinde ol-
duğu gibi, Istanbul'u birden faz-
la idari bölüme ayırabileceği,
oluşturulacak bu yeni idari bi-
rimlerin (illerin) tepesine de ko-
ordinatör bir vali ve emniyet
müdürü oturtabileceği sa-
vunuldu.
Bu yasa, kabinenin tümüyle
"elden geçirilmesi"ne de olanak
tanıyor. Çıkanlacak bir karar-
name ile istenilen bakanlıklar
ortadan kaldınhp yenileri kuru-
labiliyor.
Daha (azla bıigı ıçın en yakın bayıınıze ya da aşağıdakı telefon numaralarına başvurabılırsınız
Isianbul Bölge Saiış Mjdüriuğu-lslanbul Tel 164 32 81
Marmara Bölge Satış MtKlınûğu-istanbul Tel 164 96 28
Ege Bölge Sal ş Mudurtügu-lzmır Tel 25 72 99 / 25 79 02
Iç Aoadoiu BSIge Salış MudüMüğı--An>ıara Tei 117 64 33 ' 117 57 43
Guney ve Guneydogu Anadofu Bölge Salış Mudürkjgu-Adana Tel. 13 76 55; 18 21 94
Karaaenız ve Oogu Anaoolu Bölge Satı; Mudurlüğu-Samsun Tel 11 39 06 . 15 10 02
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baftarafi l. Savfada)
tane park var?
Çankaya, Seymenler Parkı ile soluk alıyor.
Arasıra sorarlar:
— 12 Eylül öncesine mi dönmek istiyorsunuz?
Neden 12 Eylül öncesine dönelim? 12 Eylül öncesinde
yürüyüp koşacak Seymenler Parkı gibi bir park var mıydı?
Yoktu...
Öyleyse, neden dönelim 12 Eylül öncesine?
Dönmeyiz!
ANAP'ın bu memlekete en büyük hizmetlerinden biri Bal-
gat'ta yaptırdığı genel merkez binasıdır. Bu binaya az mı
para döküldü?
Gerçekten de ANAP, bu binayı yaptırarak memlekete hiz-
met etmiştir.
Bütün ANAP'lıları -balları, petekleri, arıları- yürekten kut-
luyorum.
Ve her birine teşekkürlerimi sunuyorum.
— Neden?
Biliyorum, hemen bu soruyu soracaksınız. Nedenini açık-
layayım.
Efendim, ANAP yolcudur.
15/16 haziran günü toplanacak kongre, ANAP'ın son
kongresi olacaktır. Hele genel seçimlerden sonra ANAP-
manap kalır mı hiç?
ANAP seçimden sonra "ödeme güçlûğü içine düşen
bankerler" gibi iflas bayrağı çekecektir.
Hani ne derler?
— Perşembenin gelişi...
Öyle işte...
ANAP gidecek de bu genel merkez binası ne olacak?
Değerli ANAP delege ve yöneticileti bu konuda kongre-
de karar alsınlar.
Ya Efe Özal'a düşük bir bedelle satsınlar ya da kültür ve
sanat kurumu olarak kullanılması için binayı devlete bırak-
sınlar.
'Kültür-mûltür', "sanat-manaf deyince işin içine sotculuk
girer diye mi korkuyorlar?
O zaman da binayı hemen yakınındaki Dışişleri Bakanlı-
ğı'na versinler.
Kongre mi?
Ne kongresi?
Yaptıkları iş seçim değil 'Balgat Noterliği'dır nasıl olsa.
Çankaya'dan çıkan kararları Balgat'ta onaytıyoriar; o ka-
dar.
Bırakın kongreyi siz, bina önemli, bina...
PENCEREBaştarafı 2. Sayfada
lıp gözlerini karartmalı..
•
Zenginin işi eskiden kolaydı, işaret parmağını doğruitup
kızıl komünisti gösterirdi:
— İşte düşman!..
Herkes tir tir titrerdi. Çünkü komünist gelecek, karını, kı-
zını elinden alacak, tarlana, evine el koyacak, minareyi yı-
kacak, çan kulesini alaşağı edecek, istavrozunu çiğneyecek,
öteki dünyada düşlediğin cennetini kamulaştıracak, bayra-
ğını yırtıp don yapacak; fabrikanı, bankant, şirketini yağma-
layacak; dükkânını, tezgâhını, ceketini, pantolonunu kurta-
ramayacaksın. Düşman tek sözcüktü:
Komünist!..
Büyük Patron eskiden zenginlere ve yoksullara 'ortak düş-
man'ı kolayca gösterebiliyordu; ama artık komünizmin kıymet-
i harbiyesi kalmadı. Günümüzde düşmanı yeniden saptamak
gerekiyor Kurt olmazsa, çoban sürüyü çevresinde nasıl to-
parlayabılir? Nasıl güdebilir? Bir 'ortak düşman' saptanamaz-
sa, NATO'nun sebeb-i hikmeti kalır mı? Örgütün varlık ne-
deniyok olmazmı?- . ....... ..I ,,,,,1 .4 U ,ı-w<.<i.«
Ya Avrupa?
Batı ile Doğu ve iki Almanya birleştikten sonra Avrupa'nın
yeni düşmanı kim?
•
Bir 'ortak düşman' yaratmak için uygar Batı, büyük çaba-
lar harcıyor; devlet adamları, hükümet adamları, ünlü politi-
kacılar ve yüksek diplomatlar çalışıyorlar; ellerine paleti ve
fırçayı almışlar; ama nasıl bir düşman kimliği çizecekler? Agel
kefiyeli entarili Arap? Olmaz. Fesli, bıyıklı Türk? Yok, daha
neler!.. Afrikalı zenci? İşlerine gelmez. Kara sanklı ayetullah?
Haydi canım sen de!.. Esmer toprak renginde bir Hintli, En-
donezyalı, Filipinli? Çok ters kacar. Yeni düşmanın kimliğini
çizmekte Amerika zortanryor; Avrupa ne yapacağını bilemi-
yor; ama NATO'ya yeni bir 'ortak düşman' portresi gerekli de-
ğil mi? Batı zor durumda..
İnsanlığın "ortak düşman"\nm toplurnsal adaletsizlik, yer-
altı ve yerüstü kaynaklannın sömürûsü, yaşam koşullannın
eşitsizliği, tek sözcükle 'emperya/ızm' olduğunu Büyük Pat-
ron nasıl söyleyecek? Sömürülen toplumlara sömürüyü 'or-
tak düşman' diye göstermek, Batı'nın bindiği dalı kesmesi de-
ğil midir?
•
Merak ediyorum:
Komünizm havlu attıktan sonra Batı, mazlumların gözleri-
ni boyamak için bakalım nasıl bir düşman yaratacak?
Saldırganlar belirlendi
PHILIPS
(Baştarafı 1. Sayfada)
şoförü Şabin Ulusoy'un yaralan-
malanyla sonuçlanan 23 mayıs
günü saat CH.AOi'taSa suikast ola-
yının ardından başlatılan ope-
rasyonlarda yakalananlar ve el-
de edilen bilgiler konusunda,
Emniyet Müdürü Mete Altan,
dün ilk kez açıklamalarda bu-
lundu.
Altan, saldın olayından 5 gün
sonra tedavi edildiği ÇÜ Balca-
lı Hastanesi'nde kurtarılamaya-
rak yaşamını yitiren Jandarma
Bölge Komutanı Tuğgeneral Te-
mel Cingöz'e tetiği çekenlerden
ikisinın kimliğinin kesin olarak
saptandığını açıkladı. Emniyet
Müdürü Mete Altan, vuranlar-
dan birisinin "Hasan Hüseyin
Eliuygun" olduğunu bildirirken
diğerinin adını "Polis iz üzerin-
de, her an yakalanabüir" diye
açıklamadı.
Tüğgeneral Temel Cingöz'ün
şehit edilmesi olayında kullanı-
lan silahlardan birisinin ABD-
li Bobis Eugene Mozelle'nin öl-
dürülmesinde kullanılan silah-
lardan olduğunun olay yerlerin-
de elde edilen boş kovanlar üze-
rinde yapılan balistik muayene
sonucu anlaşıldığını da vurgula-
yan Mete Altan, yakalanan 18
kişi ile ilgili olarak şunlan söy-
ledi:
"Olayı. sol bir terör örgütii
gerçekleştirdi. Olaydan hemen
sonr.ı bilinen ve şüpheli kişilerin
evlerine operasyonlar düzenlen-
di. Bugune kadar basının yazdı-
ğı ve bazı çevrelerin iddia ettiği
gibi ) üzlerce kişi değil, gözaltı-
na alınanların sayısı 40'ı aşma-
mıştır. Bunlar, olayın asli failleri
değildir, ancak a>nı orgütün
mensupları ve onları koruyan,
gizleyenlerdir. Örgütün il so-
rumlusunun da aralannda bu-
lunduğu 18 kişinin çeşitli tarih-
lerde korsan gösteri, bombaia-
ma, pankart asmanın yanı sıra
örgüt mensuplannı illegal yol-
lardan yurt dışına kaçırdıklan
beiirlenmiştir. Cç tabanca, bom-
ba yapımında kullanılan patla-
yıcı ile çok sayıda suç aleti ve ör-
gütsel dokümanla yakalananla-
rın soygun ve gasp yapılacak
yerlere ait kroki ve istihbari bil-
gileri örgütün üst kademesinde-
ki kişilere verdikleri de tespit
edilmişür."
lkisi doktor, 5'i üniversite öğ-
rencisi, biri gazeteci, 4'ü işçi, 2'si
esnaf, biri ev kadım, biri tezgâh-
tar, biri özel bir şirkette şoför,
biri de boşta gezer olmak üzere
5'i kadın toplam 18 kişi dün ad-
liyeye sevk edildi. Çıkarıldıkla-
rı Adana Nöbetçi Mahkeme ta-
rafından tutuklanmalarına ka-
rar verilen sanıklar, Malatya
DGM'de yargılanacaklar.
Toto ve
(Baftarafi 1. Sayfada)
Seçkiner, aynca daha çok iş-
tirakçinin kazanması için rakam
loto oynatılacağını, bunda işti-
rakçinin, kupona belli rakamlar
işaretleyeceğini, daha sonra no-
ter huzurunda yapılacak çekiliş-
le kazanan numaralann belirle-
neceğini açıkladı.
Seçkiner, noter çekilişinin
kaldınlacağını, Spor-Loto'da 6
bilen iştirakçiye de ödül verile-
ceğini ve seyyar bayilikler oluş-
turulacağını sözlerine ekledi.
Siyah-Bcyaz
fotoğrafleunnız kaliteli ve
ucuza basıbr.
384 12 08