22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DİZİ-RÖPOKIAJ 8 HAZİRAN 1991 Ayaklanma başladığında Şeyh Sait, "Emirelmücahidin Elseyit Muhammed Saıdi Nakşibendi' adını kullanmaktaydı Doğu'da Kürt-Nakşiisyanı Öncesi vesonrasıyla ŞEYH SAÎT AYAKLANMASI UfiUR MUMCU Azadi Cemiyeti' adlı gizli örgüt, ilk kongresini 1924 yıhnda Erzurum'da yaptı. Şeyh Sait'in de örgüte girdiği bu kongrede su kararlar alındı: 1. En geç mayıs 1925 tarihine kadar bir ayaklanma başlatılacak. 2. Gerekli dış destek İngiliz, Fransız ve Ruslardan sağlanacak" Yabancılardan yardım alma önerisine bazı üyeler karşı çıkınca, Şeyh Sait bunun mubah olduğunu anlatmıştı. c'umhuriyetin ilanı, ardından hilafetin kaldırılması, Kürt aşiretleri arasında tepkiyle karşılanmıştı. Şeyh Sait, Cibranlı Halit Bey ve Mutki Aşireti Reisi Musa Bey, Erzurum'da görüştüler. Kürt Azadi Cemiyeti'nin başkanlığına Şeyh Sait seçildı. Şeyh Sait'in kardeşı Abdurrahim de on arkadaşıyla bir araya gelerek bir 'müstakil İslam hükümeti' kurmaya karar vermişlerdi. y Sait, Sünni Şafi mezhebine Ağlıydı. Bu mezheoin kurucusu Ebu Abdullah Muhammed Bin İdris, Hz. Muhammed'in soyundan, Kureyş Ailesi'nden gelmekteydi. Bu mezhep Kürtler arasmda çok yaygmdı. Şeyh Sait, Nakşibendi tarikatında kısa sürede ün yaptı, çevresinde saygıyla anılan bir kişi haline geldi. Şeyn Sait ayaklanması, Şafı mezhebinın Nakşibendilerınce hazırlanmıştı. — 7 — Hormek aşiretinden yiğitliği ile yöresel söylen- celere konu olan Mustafa Zeynd'in torunu Vefi Aga ile Zeynel'in kardeşi Hallo diye bilinen Hmlil A|>^ nın sesleri birbirine karısıvordu. — Halit Bey, erkekçe konusalım. Biz Kürt degi- tiz. Nemrut'la akrabahğımz yoktnr. Siz Hamidiye Alayı oldnnuz, yıllarca birbirimizi lurdık. Bu defa nütan olmak istersiniz, biz size kul olmayız. Biz bcyHk istemryonız. Bınüun kardeşler gibi yaşavahm. Bir Kurt-Alevi aşireti olan Hormeklileri kızdıran komışmayı yapan Halit Bey'di; Kürt Miralayı ün- İU Cibnudı Halit Bey. Cibran, Varto'daki bir Kürt-Sûnni aşireti adıydı. Varto'da Honnekliler ve Cibranlılar, oldum olası hiç geçinemezlerdi. Birbirleriyle savaşan bu iki aşi- ret arasındaki duşmanüklar 1891 yüında "Hami- diye Algylan"nın kurulması ile daha da artmıştı. Hormek ve Lolan aşiretleri ile Cibran aşireti, bu tarihten sonra sık sık birbirleriyle savaştılar. Sultan 2. Abdülhamid, Hamidiye Alaylanru ku- rarken bir taşla iki kuş vurmayı düşünmüştü: Ermenilere karşı Kürt birliklerini kuUanmak; hepsi de Kürt-Sünni aşiretlerden oluşturulan Ha- midiye Alaylan ile aşiret kavgalannı keskinleştire- rek Kürtlerin birliğini engellemek. (110) Halit Bey komutasındaki Cibran Alayı, sırtını Padişah 2. Abdülhamid'e dayamıştı. Dayadığı için de bölgede tam bir egemenlik kunnuştu. Hormek köyleri Cibranh Halit Bey komutasındaki Hami- diye Alayı tarafından sık sık basılıyor ve Honnek- liler öldürülüyorlardı. Bu düşmanlık, bir kan da- vası biçimine bürünerek 2. Meşrutiyet'ten sonra da sürmüştü. Hamidiye Alaylan, 1914 Türk-Rus savaşmda da yer aldılar. Bu savaşta hem Hormek aşireti hem Cibranlılar, Ruslara karşı dövüştüler. Cibranh Mi- ralay Halit Bey ve Hormekli Küçükağa'nın oğlu Mehmet bu savaşlarda ün yaptılar. Hormek aşiretinden Selim, oğlu Haydar, Veli ve Zeynel, Ali Ulaş, Cibranlı Halit Bey ve Hasenalı Halit Beyler, Ermenilere karşı da omuz omuza dö- vüşmüşlerdi. 1920'lere gelindignde Cibranlı Halit ile Hasenalı Halit ve kardeşleri, kendilerini yakmda kurulacak Kürt devletinin öncüleri gibi görüyorlardı. Hamidiye Alaylan, eski güçlerine yeniden kavuş- muşlardı. Liderleri yine Cibranlı Halit Bey'di. Cibranh Halit Bey, Sevr Antlaşmas'nın imzalan- masından bir ay kadar önce aşiret reisleri arasında bir nabız yoklaması yapmayı uygun görmüştü. 13 Haziran 1920 gecesi akrabası Binbaşı Kasım Bey'in Varto'nun merkezine yakın köylerden Karaç'- taki evinde aşiret reisleri ile konuşuyordu. Binbaşı Kasım, Şeyh Sait'in de bacanağıydı. Şeyh Sait, Cibranh Halit Bey'in kız kardeşi Fatma Ha- nım ile evliydi. Halit Bey'in kardeşi Güllü Hanım da Binbaşı Kasım ile evlenmişti. "KarÜer" diyordu Halit Bey, "Nemnrt soyundan- dır. Bu soy, asuiardır dünyayı ellnde tutmuslardır. Ancak andannda birtik obnadıfcı için Tarklerin bo- yundunığuna ginnişlerdir." Sevr Antlaşması imzalanacaktı. Antlaşmadan sonra Kün bağımsızhğı, Cemiyet-i Akvam tarafın- dan onaylanacaktı. O halde ne duruluyordu? Hormekli Veli ve Hallo'yu çileden çıkaran, Ha- lit Bey'in şu son sözleri olmuştu: "Padiplıa asi ve şeriata aykın olan Ankara hü- küneti, Yananlüar tarafından yıkılmak ttzeredir. Bittn Alevfler, bu bayırlı ise kaoisınlar. Bnna öıd- likle Hormek sgabnndan bekliyoram" Kasım da Halit Bey'i onayhyordu. Hormekliler, dayanamamışlar, Halit Bey'e bağırmaya başla- mışlardı. ıpler yeniden kopmuştu. Hamidiye Alay komutanlanndan Mutki Aşireti Reisi Muşlu Hacı Musa "Kürt Azadi (Istiklal) Omiyeti" adlı gizli Kürt örgütünün ilk başkanıy- dı. Bu gizli örgüt, Erzurum'da 1923 yılı mayısında kurulmuştu. örgütün ilk kongresi, 1924 yılında Er- zurum'da yapüdı. Şeyh Sait, bu kongrede "KnnUs- tan Istiklal Cemiyeti"ne girdi. Kongrede şu karar ahnmıştı: "— 1- En geç Mayıs 1925 tarihme kadar bir ayak- lanma baslaüiacak. 2- Gerekli dıs destek İngiliz, Fransız ve Ruslar- dan sağlanacak." Yabancılardan yardım alma önerisine bazı üye- ler karşı çıkınca, Şeyh Sait, "yabaacüardan yardım almamn mubah olduğunu" anlatmıştı. Bunun üze- rine Gürcistan yoluyla Rusya'ya adam göndenlmis, Şeyh Sait, ajakfauunadaıı bir yıl önce 'dinsizlige karşı sttahlı mücadete'ye karar vermiş, çesrüi aşireüere bo dogrultudateUdnebaştanustı. Ruslardan "yardım edecek koşnDarda olmartıkhm" yamtı gelmişti. (112) örgüt, beş kişilik hücrelerden oluşuyordu. Şûrayı Devlet Başkanı Seyit Abdnlkadir, Kernal Fevzi, Kadri Cemilpaşa, Kasım Cemflpaşa, Or. Fu- at, "Hacı Ahti" diye bilinen Avukat Mehmet, bu- cak müdürlerinden Tayyip, Bitlis milletvekili ve Kastamonu Istiklal Mahkemesi üyesi Yusuf Ziya da bu örgütün üyesiydiler. Hasenan aşireti reisi Halit Hiisna Bey de aynı gizli örgütün bir başka üyesiy-- di. (113) Nasturi ayaklanmasını bastıran birUklerde görevli Fırka Komutanı thsan Nnri, Vanlı Rasim, Tevfık Cemal ve legmen Ali Rıza da bu örgütün üyesiy- diler. Nasturi ayaklanması sırasuıda Yüzbaşı Ihsan Nuri'nin 270 er ve üç teğmenle ve otomatik tüfek- lerle kaçması Ankara'da kuşkuyla karşılanmıştı. Tegmen Ali Rıza, Bitlis milletvekili Yusuf Ziya- nın da kardeşiydi. Kürt tstiklal Cemiyeti, yapılan toplantılardan sonra silahlı savaşa karar vermişti. (114) örgüt, Bitlis milletvekili Yusuf Ziya Bey'i önemli bir görev ile Hırus'a göndermişti: Yusuf Ziya, Erzurum'un Hınıs üçesine gidip Şeyh Sait ile göruşecekti. Şeyh Sait, çevrede tanınan ve çok sevilen bir Nakşibendi şeyhiydi. Yusuf Ziya ile Şeyh Sait görüştüler. Görüştüler ve anlaştılar. 1923 yılı bahannda Yusuf Ziya Bey, Cibranh Ha- lil Bey'in konuğu oldu. Konu, Kürt aşiretlerini Mahmut Ezberci ve Simko Ağa yardımıyla silah- landınnakü. (115) Cibranh Kürt Miralayı Halit Bey, Varto, Bula- nık, Malazgirt, Hınıs, Karhova, Solhan, Çapakçur yörelerindeki muhtarlardan aldığı mühürlü başvuru dilekçesini Kürt Teali Cemiyeti'ne göndermişti. Bu dilekçeleı, cemiyet araahğı ile Kürt Nemrut Mus- tafa Paşa ve Paris'teki Kürt Şerif Paşa'ya ulaştınl- mıştı. (116) ^ Cumhuriyet'in ilanı, arkasmdan da halifeliğin kaldırüması, Kürt aşiretleri arasmda tepkiyle kar- şılanmıştı. 1925 yıh ağustos ayında Şeyh Sait, Cibranh Ha- lit Bey ve Mutki Aşiret Reisi Musa Bey, Erzurum 1 da görüştüler. "Kürt tstiklal Cemiyeti" başkanlı- ğına Şeyh Sait'i seçtiler. Şeyh Sait'in kardeşi Abdurrahim de on arkada- şı ile bir araya gelerek bir "Müstakil tslam nükiuneti" kurmaya karar vermişlerdi. (117) Umum Bozan Aşireti Reisi Şahin Bey de bir bildiri yayım- layarak kurulan cumhuriyete karşı çıkmıştı. Şahin Bey'in Halep'te yayunlanan 15 Nisan 1924 tarihli bildirisi şöyleydi: "— Dogu uluslan, azerindeki minfciııHlt ve esa- ret bağlannı birer birer çözerek bagımsızlık ve öz- gürliige koşuyoriar. Dünya bflyük bir devrim için- de yeni olaylar dofnruyor. Bnnlara rağmen otuz asırlık bir tarine sahip bnlnnan Kürt ulusu, hâlfi Türklerin esareti albnda yasıyor. Asırlardan beri cepheden cepbeye, meydandan meydana Allah için koşan Kürtler, bngün birkaç senerinin ihüras ve baskısının aracı olnyor. (..) Irak, Suriye ve Filistin gibi Türk ülkesine göre birer avuç olan ulkeler de bugün ozgür ve bağım- sız yaşarlarken Suleymaniye daglanndan ta Kara- deniz kıyısına kadar uzanan yinni milyon insanı bagnnda besleyen bu kıtanın beş on ihtirasperver, Yahudi dönmesi türediye bende ve uşak olması ne feci ve otamlacak bir durumdDr. Ey Büyük Selahattin'in cesur evlatlan; Tarihin saygıyla sakladıgı çağdaş cesareti göste- recek zaman da gdmişür. Kutsal hilafet makamı- nı kalduarak kntsal dini yok eden birkaç Yahndii nin znlüm ve baskısından kurtulacak, tarihin şan- b sayfalannı yeniden acacak genç Kürtlerin bare- keti bekleniyor. Çerkeıleri, Rumlan, Ermenileri, Arnavutlan ve Araplan birer birer yok eden,taorgörülen ve yok- sul bölgelere süren muhteris Türk sij-asetinin son karbanı olmadan zengin yurtlannızdan, yesil dag- lannızdan ve verimli yaylalannızdan aynlarak de- gersiz ve uyuşnk makvolmadan ayanınız ve ulusu- nuzu kurtaruuz, ey Kordistan'ın kahramanlan! Dibnizi, dminizi, müHdyetinizi yok eden ve kendi kendine açıkça dinsiz cumburiyet diye ortaya çıkan kudurmoş harisin oyvncagı olan ve sizin ananıza esaret rincirini takmaya çalışan kansız ve halsiz adamlara inanmayuuz. Ve onlann yalanfauina inan- mayınız. Yedi asırhk bir saltanatı ve kutsal halife- ttgia kornyuculan olan Osmanlı hanedanını çınl- çıplak yabana ülkeiere kovan Ankara, pek vakın- da Kürt ırkının nallarına, namns ve servetine aç kurtlar gibi saldıracakür. Ey cesur Kürt ulusu. Bu fed sonocn şerefli tari- himlze bir leke gibi sürmeden gözierinizi açınız ve AUah'ın kitabının inkarcılanndan aynhnız. Bagunsutıgı için çarpışan ve uğraşan Yahndiler- den olsnn örnek alın ve otuz asırlık görkemli geç- mişe siyah lekeler sünnekten kaçının. Esaret altın- da yasayan yalnız Kürt ulusu olduğunu göstermek- ten Htanmayın. Ve ölerek, öldörerek, kortnluş ve esenliğinizi, bagunsızkk ve özgürlnğünüzü knr- tannız. Cenabı Allah ve Resul-u şerifıniz size bakan bin- lerce Kürt yardımcınız olsun." (118) 1924 yazında Erzurum'da bir araya gelen Şeyh Sait, Cibranh Halit ve Muşlu Musa Bey, kararlan- nı vermişlerdi: Bu dinsiz düzene karşı boyun eğmeyecekler, karşı koyacaklar, direnecekler; ayaklanacaklardı. Şeyh Sait, bu görüşmeden sonra Hıms'tan ayrı- lıp, Kürt ağaları ve beyleri ile görüşecektir. Karar gereğince Şeyh Sait, Lice'nin Hani bucağına gider ve burada Hanili Salih Bey'in evinde kalır. Şeyh Sait, Hanili Salih Bey'in evinde Tarikanlı Reşit Ağa, Kör Hüseyin Ağa, Eyüp oğlu Zülfi Ağa, Piran'da öğretmen Fahri, Şeyh Sait'in kardeşi Ab- durrahim ve Miri Hamid Bey ile görüşür. (119) Ayaklanma tarihi de belirlenir: 21 Mart 1925, 21 Mart Nevruz günüdür. (120) Ayaklanma için Istanbul'daki Kürt Teali Cemi- yeti Başkanı Sayid Abdülkadir ile de görüşme ka- ran ahmr. Bu işle Şeyh Sait'in oğlu Ali Rıza gö- revlendiriür. 15 Kasım 1924 günü Ali Rıza, tstanbul'da Seyit Abdülkadir üe görüşür. Seyit Addülkadir, Ali Rıza'dan, ayaklanmaya dinsel görüntü verimıesini ister. Mustafa Keraal aleyhine yazünus bildirileri dağıtıhnak üzere Ali Rı- za'ya veren Seyid Abdülkadir, "Bütün gücümle ayaklanmayı desteklerim" der. (121) Aynı günlerde Sen Remo'daki villasında Osmanlı lmparatorluğu'nun son padişahı Sultan Vahdettin, Kürt Teali Cemiyeti üyesi ve Serbesti Gazetesi sa- hibi Mevlanazade Rıfat'tan "Kürdistan'daki olaylar" konusunda son haberleri alıyordu. Bük- reş'te "Hilafet KomitesT kurulmuştu; komite, Da- mat Ferit Paşa'mn tçişleri Bakanı M. Ali'nin lider- liğinde bir darbe hazırlamaktaydı. (122) Ayaklanmanın odak noktası Nakşibendi tarika- tıydı. Hem Şeyh Sait hem Seyid Abdülkadir, aynı Nakşibendi kolundan geliyorlardı. Her ikisinin de- desi de Mevlana Halid'in öğrencileriydi.! tslamcı Kürtçülüğün Merkezi: Nakşibendi Tarikatı Nakşibendi, 1300'lü yıllarda Buhara kenti yakın- lannda Kasn Arifan'm Nakşibent köyünden Meh- met Bahattin ül-Ûveysül-Nakşibendi adlı bir Tür- kun öncülüğünde kurulan bir İslam tarikaünın adı- dır. (123) Nakşibendi tarikaum Kürtlerin arasında yayan Mevlana Halid'di, Süleymaniyeli bir Kürt olan Mevlana Halid, 1800 yılnnn basında Abdullah Dahlavi'den "icazet" alarak Nakşibendiliği KOrt- lere de benimsetmişti. (124) Bağdat'ta oturan Mevlana Halid, Nakşibendi Kürtler arasmda "Bağdadr diye de tarunırdı. Mev- lana Halid de "destnr" vererek müritlerinden ba- zılanm "haBfe" yapmıştı. Bu müritlerden biri Neh- rili Seyit Taha, öbürü de Bismil'in "Kmkdirek köyü" diye bilinen Çilustun-Çüsutun köyünden Pa- lulu Şeyh Ali Sebdi'ydi. Bu Kürt-Nakşibendiliğuıin iki kohı da Kürt ayak- lanmasını yönlendirmişti. Kürtlerin iki lideri de Nakşibendi tarikatından çıkmıştı: Seyit Taha kolu, Seyit Abdtilkadir aracılığı ile "Kürt Teali Cemiyetf'ni yönetiyordu. Şeyh Sait de "Kürdistan tstiklal Cemiyeü'm. Mevlana Halid'in dergâhında yetisen Palulu Şeyh Ali Sebti Şeyh Sait'in dedesiydi. Şeyh Ali Sebti, Şam'da eğitim gördükten sonra Diyarbakır'ın Li- ce ilçesine bağlı Serdi köyüne yerleşmiş ve imamh- ğa başl^mıştı, daha sonra Palu'da Ekrek köyüne giden Ali Sebti, bu köyden de aynhp Kelhasi kö- yüne yerleşmiştir. Şeyh Ali Sebti'nin dört oğlu olmuştu: Şeyh Hasan, Şeyh Hüseyin, Şeyh Mehmet ve Şeyh Mahmut. Şeyh Sait'in babası Şeyh Mahmut, Erzurum'un Hınıs ilçesine yerleşmişd. Şeyh Mahmut'un yedi er- kek çocuğu olmuştu: Şeyh Sait, Şeyh Bahattin, Şeyh Diyaettin, Nec- mettin, Şeyh Tahir, Şeyh Mehdi ve Şeyh Abdurra- him. (125) Şeyh Sait, Nakşibendi tarikatında kısa sürede ün vapıyor. Adı çevrede saygıyla anılmaya başlıyor. Şeyh Sait, Ruslar Erzurum'u işgal edince Erzurum- dan aynhp Diyarbakır'a yerleşiyor. Diyarbakır'da Piran ilçesine yerleşen Şeyh Sait Bazbent köyünde bağ ve bahçe satın alıyor. Kar- deşi Abdurrahim, Bazbent köyünden bir ağanın kı- n ile evleniyor. (126) öbür kardeşi Tahir de Lice 1 nin Serdi köyünden bir kız ile evlenmiştir. Kurtuluş Savaşı bitince de Şeyh Sait, yeniden Hı- ms'a dönüyor. Kürt liderlerinden Mahmut Benzerci'nin akrabası olan Büyük Seyit Taha, 12 müridine "icabat" de- nilen yolla halifelik vermişti. Devlet Bakanı Kâm- ran Inan'ın 1914 yıknda Bitlis ayaklanması sırasuıda asuan Gayda kö>1indeki dedesinin babası Sibragul- lah Efendi de Seyit Taha'run halifelerinden biriydi. Seyit Taha'mn oğlu Şeyh Übeyullah da "Kürt Te- aü Cemiyeti BaşkaaT, Ayan Meclisi üyesi ve "Şûray-ı Devlet Reisi" Seyit Abdulkadir'in ba- basıydı. Seyit Taha'mn aynı adı taşıyan bir torunu vardı. Bu küçük Seyit Taha da "Simko" diye anılan ts- mail Ağa'ın yeğeni ile evliydi. Ingilizler tarafından Revendiz kaymakamüğnıa atanan Seyid Taha da bir Nakşibendiydi. Ayaklanma başladığında Şeyh Sait şu adı kul- lanmaktaydı: "Emirelmücahidin Elseyit Muhammed Saidi Nakşibendi." Şeyh Sait "Sünni Şafi mezhebue" bağlıydı. Şa- fi mezhebi kurucusu Ebu Abdullah Muhammed Bin İdris, Hz. Muhammed'in soyundan "Knreysi Allesi"nden gelmekteydi. Mezhep, Kürtler arasın- da çok yaygındı. Kürt ayaklanması, Şafı mezhebinin Nakşibendi- lerince hazırlanmıştı. (127) Cumhuriyeti kuran ve halifeliği kaldıran Mus- tafa Kemal yönetimine karşı Kürt-Nakşi ayaklan- ması başhyordu! Yaruı: Şeyh Sait faaliyette Dipnotlar (III) — Fıral M, \ (110) — Beşıkçi tsmaıl, Doğu Anadolu'nun Düzeni, E Yay. 1%9 lst. s: 237 [, Şerif, Doğu llleri ve Varto Tarihi, M.E.R yay, 1961 Ank s: 96-110-118 Hamidiye Alaylan, 1891 yıhnda Ernırum'dakı 4. Ordu Komutanı Çerkez Mu$ir Zeki Paja'nın önerisi üe kunıldu. Aşiret reislerine, kaymakamlık ve miralaylık rütbeleri verildi. 66 alaydan oluşan Hamidiye Alaylan, Ruslara ve Ermenilere karşı savaştılar. Bu alaylar, vörcde baskı ve derebeylik araa olarak da kuUanıldılar. 2. Meşnıtiyet ile birlikte bu uygulama kaldinldı, an- cak alaylar, feodal ilişkilerden kaynaklanan güçlerıni ve etkinliklerim sür- dürdüler. Bu alaylar, Kurtuluş Savaşı'na da katıldılar. Her biri 1200 atlı Hamidiye Alaylan, Cibran Aşireti dıjında Celallı, Hay- deran, Milli, Sincar, Zilan, SıpkanL, SamanJı ve Takariyon a$iretlennden de oluşmaktaydı. (Çay, Abdülhalik M-Kalafat Yaşar, Doğu ve GOneydoğu Ana- dolu'da Kuvay-i Milliye Hareketleri, Türk Kultürunü Araştırma Enstitusü Yay. 1990 Ank s: 20-31) (112) - Bruinessen Van Martın, Şeyh Sait tsyanı, Ozgur Gekcek, Şubaı 1969 s: 28-29; Hasretyan M.A, 1925 Kürt Ayaklanması (Şeyh Sait Ayaklanması) 1983 Jina Nu Yay. Uppsala s:8, Mutki Asiretı Reisi Hacı Musa, Erzurum Kongıesi'nce Mustafa Kemal baş- kanlığındalci Temsıkıler Heyeti'nde yer aldı. Atatürk, Söylev'de Mutki Aşi- reti Reisi Hacı Musa'yı "Erztecanlı bir Nalçi şohi ve MotkiU bir asiret başkam" gibi aanacak kışilerden kuıulu ve "Mutki daglaradaa ıfaşan çık- maltttn korkluğu" biçiminde ağır yergilerle eleştınniştir. (Atatürk, Söylev, 1. cüd TDK Yay. 1981 Ank. s: 51-59 (113) — Fırat s: 125; Cibran Aşireti hakkında bkz. (Yavuz Edip, Tarih Bo- yunca Türk Kavimleri, Kurtuluş Yay. 1968, Ank. s:316-319); özgür Gelecek s: 29; Arda Behram, Şe>h Sait Ayaklanması Dinsel trtica mıydı? Toplumsal Kurtuluş. Şubat 1988 s: 51; Medya Günesi, Temmuz-Ağustos 1988 s:20 1925 yıhnda Bitlis'te ıdam edilen Cibranh Halit Bey'in aılesi Sever soyadı- m aldı. Halit Bey'in tbrahim ve Ahmet Sever adlarındaki iki oğlu, 60"lı yıl- larda öldüler. Ayaklanmadan sonra yurtdışına kaçan sonra da Turkiye'yc dö- nen kardeşi Mahmut Sever de 1973 yıhnda öldü. Kürt Istiklal Cemiyeti üye listesı için Bkz: Olson Robert, The Emergence ol kurdısh Natıonalıun end The Sheikh Saıd Rebellion 1880-1925, Unıversity of Texass Austin (1989), s. 169-170. Bu listede Şeyh Sait'in adı yer almıyor. (114) — Hasretyan M.A, 1925 Kürt Ayaklanması, s: 8; Hasretyan, bu ko- nuda şu Rusça doktora tezine yoUama yapıyor Barzani Hüseyin, Kürt Probleminin Çozümünde Kürt Parti ve Toplumsal Orgütkri, (doktora tezd) Moskova, 1974 s: 45; Arda Behram, Toplumsal Kur- tuluş 8 Şubat 1988 s: 51: "-Daha 1923'le knraiaa Kirt tstiklal C«mireti, ah^sal Mr a y a U a u u ha- arbklannı girlsti^ (115) — Hasretyan s: 8 (116) — Fırat M, Şerif, Doğu llleri ve Varto Tarihi, M.E.B yay 1961. Ank, s: 119; Toplumsal Kurtuluş, Şubat 1988. S: 51 (117) — Bir bildırge yayımlayan Abdurrahim ile birlikte bu bildirgede im- zası bulunanlar şunlardı: Fahri, Mahmetağazade Bahn, Mustafabin Zülfü oğlu Mehmet, Abdullah Ağazade, Kürdiyanzade Molla ömerzade, Melemyarızade Ahmet, Haa Ali Ağazade, Zülfü Bezdua Ağazade, büyük Hacıağazade, Haabedirağazade Mehmet. Avni Doğan'ın yayımlanmamış anılan TOrkçe daktilo metin s: 66 (118) — Doğan Avni, yayımlanmamış amlar s: 68. Metni bugunkü Türkçe ile yayunlıyoruz. (119) — Tarikanlı Reşid Ağa. EğiUi zengin bir ağa. Ayaklanmadan sonra sürgüne gönderiüyor. 1928 yılındaki aftan sonra koyune dönüyor. Ve köyunde ölüyor. Kör Hüseyin Ağa: Piran'ın kuzeyındekı kö>ierden bırinde yaşay'an ağa. Ayaklanmadan sonra sürgüne gönderıliyor. Uç yıl sonra çıkan yasa ile affe- diliyor. Bir başka nedenle cezaevine girıyor ve cezaevinde ölüyor. Eyup Oğlu Zülfü Ağa: Ayaklanmaya katılıyor; yakalanıyor, yargılanmak üzere Istiklal Mahkemesı'ne götürillürken yolda kacıyor. Bir suıe dağlarda dolaşryor, 7 Ma- yıs 1928 tarihinde çıkanlan aftan sonra köyüne dönüyor. Ve köyünde ölü- yor. öğretmen Fahri: Ayaklanma sırasında Piran'da ilkokul başöğretmeni. Ayaklanmadaki çatışmalarda öldürülüyor. Şeyh Abdurrahim, ayaklanmadan sonra Suriy'ye kaçıyor. Miri Hamit Bey, ayaklanmadan sonra Istiklal Mah- kemesi kararı ile asılıyor. (Avni Doğan'ın arşivindeki Egil Kaymakamı Hakkı Gençoğlu'nun 24 Şu- bat 1945 gün ve 445 sayıh yazı) (120) — Hasretyan s: 9; Behçet Cemal, bu tarihi 1926 mart olarak veriyor, (Şeyh Sait tsyanı s: 22) (121) — Hasretyan s: 9; Tunçay Mete, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Yurt Yay. s 130. Tunçay, Seyid Abdulka- dir'in ayaklanma ile bir ilgisınin olmadıgı kanısındadır. Karşılaştırmak için bkz. (Küçük Yalçm, Kürtler Uzerine Tezler s: 770; Arda Behram, Şeyh Sait Ayaklanması Dinsel trtica mı? Toplumsal Kurtuluş, 8 Şubat 1988 mikaddcdeB başlu yotaa olmadıgı anlaşıhb vc U) AU Rıza, Ocak 1925 taıikiae kadar Seyit AbdüDuKHr d»hil bircok aydu n aşirH reisi Ue göröjtii'' (122) — Göztepe Tank Mümtaz, Osmanoğullannın bon Padişahı Vahdet- tin Gurbet Cehenneminde, Sebü Yay. lst. S: 158; Cemal Behçet s: 16; TOrki- ye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar s: 83 (123) — Eyupoglu İsmet Zeki, Gün Işığmda Tasavvuf, Tarikaüar, Mez- hepieı Tarihi. s: 250 124) — Beşikçi tsmail, Doğu Anadolu'nun Düzeni, E yay. 1969 lst. s: 251; Harzya Ah". Kürt Sonınu, Emek Ayhk Sosyalist Dergi, Kasım 1970 s: 47 125) — Şeyh Sait Ailesi ve yakmlan ile ügilı bılgi verelim: Şeyh Diyaettin, ayaklanmadan sonra Iran'a kaçıyor. Akrabası Şeyh Ziya- ettin ile birlikte lran'da kurşuna diziliyor Şeyh Tahiı ve Şeyh Mehdi, bir sü- re kaçak yaşadıktan sonra çıkan af yasası ile özgurlüklerine kavuşuyorlar. Her ikisi de sonradan eceliyle ölttyor. Şeyh Bahattin, Hınıs'ta evinde vurula- rak öldürülüyor. Ayaklanmadan sonra Suriye'ye kaçan Şeyh Abdurrahim, bir arkadaşımn öıban uzerine 193Tde Bısmil yakınlannda jandarmalarca öl- dürülüyor. Ayaklanmadan sonra Irak'a kaçan Şeyh Sait'in oğullanndan Şeyh Sela- hattin, Irak'ta Başbakan Nuri Sait Paşa tarafından Bağdat Harpokulu'nda okutuluyor. 19301u yıllarda Türkiye'ye dönünce tutuklamyor ve "Şimatt Kir- «Ustaa Partisi" davası nedeniyle 12 yıl ağır hapis cezasına çarptınlıyor; yedi yıl cezaevınde kahyor, 1970 yüı eytüi ayında ölüyor. Şeyh Selahaitin, 1950lerde "Rrat" soyadı yerine "SaHotlu" soyadını alıyorsa da bu soyad, 1960 ihtila- linden sonra savcıhgm başvurusu uzerine mahkeme kararı ile ıptal ediliyor. Şeyh Sait'in köyü Erzurum ılı Hınıs ılçesı Kolhısar köyüdür. Bu köy şimdı mahalledir. Şeyh Sait'in dördü kız, altısı erkek olmak üzere on çocuğu oluyor. Bütün çocuklar, gelinlerı ve damatları Trakya'va sürülüyorlar. Ali Rıza, Gıyasettin ve Selahattin, Abdülhalik ve Ahmet Fırat, Kırklareli'nin Vize ilçesi Mıdye ve Sergen köylerinde surgün olarak yaşıyorlar. Sürgünden sonra Hınıs'a yer- leşiyorlar. Şeyh Sait'in oğullan, 27 Mayıs 1960 ihtilalinde 55 ağa arasında sürgüne gönderüiyorlar. Ali Rıza, Gıyasettin ve Selahattin Fırat ölüyorlar. Ahmet Fırat, bir süre Tekman'ın Hırbasol köyünde yaşıyor. Şımdi Palandöken'de Eğriça- yır yaylasında otumyor. Şeyh Sait'in en küçük kızı Şeyh Haydar ile evlenen Azize, Hınıs'ta yaşıyor. 1957-60 dönemi DP millervekiUerinden Melik Fırat da Şeyh Sait'in lazı 1972 yılında ölen Ayşe Hanım'ın oğludur. Fırat'ın 1947 yıhnda ölen babası Şeyh Şahabattin de ayaklanma sırasında Hınts'taki evinde öldürülen Şeyh Bahat- tin'in oğluydu. Şeyh Sait'in büyük oğlu Ali Rıza'mn kızı ile evlenen Melik Fırat, bugün DYP içinde siyaset yapıyor. 1973 yıhnda TBMM'ye Erzurum Bagımsız milletvekili olarak giren Fuat Fırat, Şeyh Sait'in oğlu Ali Rıza Efendi'nin oğludur. Fuat Fırat, daha sonra MSP"ye girdi. Şimdi Erzurum'da RP'de siyaset yapıyor. Eski AP milletvekillerınden ve Ecevıt hükümeti devlet bakanlanndan Ali Rıza Septioğlu, Şeyh Sait'in amcası Şeyh Hasan'm torunudur. Şeyh Hasan1 ın iki oğlu 'Küçik Efendi' diye bilinen Ah Rıza ve Şerif Efendiler, ayaklan- ma sırasında öldürülüyorlar. Septioğlu, 1987 seçimlerinde de DYP'den Elazığ mülefvtkili olarak TBMM'ye girmiştir. Eski TtP milletvekillerinden Dr. Tank Ziya Ekinci'nin kardeşi Diyarbakır TtP ıl başkanlığı yapan kardeşi Avukat Tahsin Ekincı de Şeyh Sait'in kar- deşlerinden Şeyh Tahir'in kızı ile evlidit. Şeyh Abdurrahim'in oğullanndan öğretmen Fevzi Bilgın de T1P listesinden Diyarbakır'da seçımlere kaülmış- tır. Şeyh Sait'in kardeşi 'Mehdi' diye bilinen Muhyettin Aygören de Elazjğ"- da TÎP'ı desteklemıştır. (126) — Şeyh Sait'in kardeşi Abdurrahim, Piran zenginlerinden Hasan Ağa 1 nın kızı Medine ile evlendi. Şeyh Abdurrahim'in Zülküf, Fevzi ve Selahattin adlannda üç erkek çocuğu oldu. Ayaklanmadan sonra Suriye'ye kaçan Şeyh Abdurrahim, 19 Temmuz 1937 günü Sinan bucağı Salat Jandarma Karako- lu'na birlikte Suriye'ye gittikleri arkadaşı yüzbaşı Ziya tarafından ihbar edildi. Şeyh Sait Ayaklanması dışında, aynca 15 Mart 1932 günü Lice'nin Serdi kö- yünün basılıp iki jandarma erinin öldürülmesi olay ı nedeniyle de aranan Ab- durrahim, Batman çevresinde Bismil'in Salat Köyü yakınlannda çıkan çaiıs- mada yanındakiler ile birlikte jandarma bırliklennce öldurüldü. Şeyh Ab- durrahim'in uzerinde Dersim ile ilgili yazışmalar bulundu. (Diyarbakır Vali- si Cihat ökmen'ın Avni Doğan'a yazdığı 25 Ekira 1943 gün ve 1197 sayıh yazı.) Ailesi, ayaklanmadan sonra Tekirdağ'ın Şarköy ilçesi Kirazh köyüne su- rüldü. Abdurrahim'in oğlu Zülküf Bilgin, 1950-60 arasında üç devre - önce DP, sonra Hürriyet Partısi'nden - Diyarbakır Belediye Başkanhğı yaptı. (127)— Şener Abdülkadir, lslamda Fıkhı Mezhepler Tarihi. 111. 1958 Ank. S:158; Gölpmarh Abdulbâkiy, Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik, Der, Yay., 1987 lst. S:208-9.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle