24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1991 CUMHURİYET/9 EVSANLAR FÜSUN ÖZBtLGEN GO R ÜŞ Göz ve Güneş Öyle derin ki gözlerin, içmeye eğildim de bütün güneşleri ptnl pırıl orada gördüm. Aragon YAVUZ ÇIZMECI DAVETULERINI KARŞILARKEN KIKIR KIKIR GULUYORDU Arkeolojik somon burjuvazisi YAVUZ Çizmeci, arkeolojı müzesinin bahçesıne gelen da- vetlileri kapıda karşılarken kı- kır kıkır gulup duruyordu. Ya- nında eski Norveç Genelkur- may Başkanı'nın dul eşi ve Türk ordusundan yetişmiş seç- kin komutanlann oluşturduğu şirket yöneticileri... Somon bahğı ürctimine baş- layıp günde 2 ton somonu Türk piyasasına vermeye baş- layan Bıokva şirketinin Yone- tim Kurulu Başkanı Yavuz Çizmeci gulmesin de kım gülsün? Bir de biz güldük bol bol. Çevremize bakıp bakıp gul- dük. Çizmeci, 1977'lerde "De- mokrasi>e yönelen en buyük tehlike emperyalizm ve tekelci buyuk sermayedir ve bu en ge- rici gıiçlerin yok edilmesinin >olu koklü devletleştirmeler- dir" diyordu. Şimdi işte o yok edilmesini gerekli görduğü te- kelci buyuk sermayenin en ba- ba patronlanndan çomezleri- ne kadar bin kadar davetlı koş- tura koştura gelmiş Çizmeci'- nin elini sıkıp, somon balıklı yemeklerini atıştırıyordu. Çizmeci de gülüyordu. Sadece o kadar mı? Hayur... Çizmeci, tekelci büyuk ser- mayeye böyle sözler ettiği için tekelci büyük sermayenin ko- ruyucusu kesilmiş askeri yone- timin de hışmına uğramıştı. Yakalansa hapislerde surundu- rulmek isteniyordu. Böylece atlayıp uçağa yurtdışına kaç- mıştı. Sonra yurtdışında işleri iyi gitmiş ve yine atlayıp uça- ğa Türkiye'ye dönerken o uçak şirketi Sultan Air'in de sahibi olmuştu. Çizmeci, Turkıye'de borsa işleri, Ahmet Özal ile birlikte VIP Air'i kurarak ozel uçuşlar derken bir de somon balığına ilgi duymaya başlamıştı. Birkaç yıl önce Türkiye'ye gelerek somon bahğı üretımi ıçin Turk generalleri ile anla- şan Norveç Genelkurmay Baş- kanı vefat etmişti, ama bazı 6 MILYON INSANIMIZIN SESI •• •• •••• ozur dılıyor KİMİSt düşünme özürlü- dür, kimisi tarama özürlu. Bunlara sık sık çevremizde rastgeliyoruz, ama bedensel özürlüleri pek göremiyoruz. Turkiye'de 6 milyon kişi be- densel özürlü. Ne sesleri çıkı- yor ne de sokakta, sinemada, ulaşım araçlannda, lokantalar- da rastgeliyoruz. Peki nerede bu 6 milyon in- san? Avrupa ve Amerika'da her yerde özürlülere rastgelirsiniz. Metrolann dimdik yürüyen merdivenlerini inip hiç yardım- sız yer altında yolculuk yapa- bilecek tekerlekli sandalyeleri vardır; caddeİCT, araçlar ve tüm sergi, sinema salonlan onlann da rahatça gezip dolaşabileceği gibi duzenlenmiştir. Turkiye'de ise 6 milyon in- san yok. Neredeler? Yanıt: "Evlerindder. Halüa- nn iistünde, kültablalannın altındalar" diyor Ahmet Meh- met Ot ve Kutsi Akılh. Bu iki özürlu insarumız oto- nıp bir kitap yazmışlar. öykü- ler anlatmışlar. Kitaplannın önsözunde şöyle diyorlar: — Minibuste ya da otobus- te veya sokakta arkadasımzın kucağında gezerken, birisinin saklamaya hiç de çaba göster- meden yanındakine sizi göste- rerek, yüksek sesle "Keşke öl- seydi daha iyi olurdu" dediği- ni duydunuz mu? — Sinema ya da tiyatro önünde, izleyeceğiniz oyımun heyecanını yaşayarak içeri gir- meye hazırlandığmız bir anda iyi giyimli birinin yanımza ge- lerek cebinden bozuk parala- nnı çıkararak elinize sokuştur- mak isteyişiyle karşılaştınız mı? — Evden dışan çıkma ola- naklarınızın kısıtlı olması yü- zünden arkadaşlannızın sizi zi- yaret etmesi ve bu geliş gidiş- lerden zamanla huylanılması ile birlikte yapılan bir ihbarla örgüt hücresi suçlaması ile kar- şılaşıp, savcıhk iddianamesine (sakat oldukları gerekçesiyle dava açılmamasma) diye geç- tiniz mi hiç? — Konumuz, devletin öpu- lesi mucizevi elinin özürlülere neden bir turlu dokunmadığı- m, gözü yaşh tnplerle halkımı- za şikâyet etmek değildir. Çun- kü bugune dek devleti yöneten adamlann da bu toplumun bağnndan fırlayıp çıktığı unu- tulmuş görünuyor. Devlet ka- tına yükselmekle değişen tek şey uzerlerindeki elbiselerdir. Kültür aynı, kafa aynı, bakış aynı.. — Insanını böylesine bir pişkinlikle kenarlara, otelere iteleyen bir yuce kultür, dün- yanın neresinde var? HECATI ZIHCIRKIRAN'IN AMIRALUGI Denizci gazeteci DENİZ Kurdu 2/91 planlı tatbıkatına katılan gazeteciler arasında Bugun gazetesi baş- yazarı Necati Zincirkıran da vardı... Denizcilik eğitımı gör- muş uzakyol kaptanı olan Ne- cati Zincirkıran'a sancak ge- mısi Turgut Reıs'te komutan- lar büyuk ilgi gosterdi.. Genel- kurmay Başkanı Doğan Gu- reş, Deniz Kuvvetleri Komuta- nı trf an Tınaz, Donanma Ko- mutanı Vural Beyazıt kendisı- ne 'amiralim' diye hitap edi- yorlardı. • • Zıncirkıran'ın iyi bir deniz- ci olduğu ve sutununda ote- denberi denizcilik konularına yer verdiği bilinir. Ama savaş gemileri, silahlar, hava duru- mu, seyir ve harekât hakkın- Zincirkıran da bu kadar bılgi sahıbı oldu- ğunu tatbikata katılan gazete- ciler ilk kez fark ediyorlardı. Necati Zincirkıran kamarasın- da yazısını >azdığı bir sırada ona neden amıral denıldiğıni komutanlara sordular. Denız Kuvvetleri Komutanı Oramı- ral Irfan Tınaz ve Donanma Komutanı Oramıral Vural Be- yazıt, —O gerçekten iji bir deniz- cidir. Bizlerle a>nı okulda okumuştur. Denizie ilgisini hiç kesmemiştir. ^ enilikleri izler sınıf ve okul topiantılarına ka- tılır.. O içimizden yetişmiş bir 'sivil amiraldir.' Sevgimiz büyuktiır" diye cevap verdıler 21 yıl Hürnyet veGunaydın gazetelerinin genel yayın mu- durluğunu yapan Necati Zin- cirkıran, 'Sultan' isimli yel- kenlisı ile sık sık Ege ve Ak- denız'de geziyor. Hatta yazı- larını bile bazen faksla tekne- sinden gonderiyor. EfiLENCE PR06BAMI TARTIŞMAşT i, köpekveağaç GEÇEN hafta bu sutunda Bursa Gemlik'ten İnan Tamer adlı okurumuzun Korhan Abay'a seslenişini yazmıştık. İnan, "'Cumartesi Cumartesi" programında Abay'ın sıyasi propaganda >aparak Kadıkov Belediyesi'ni kamuoyunda ko- pek ıtlafı yapmakla suçlayıp kuçuk duşurduğunü belirti- yordu. Korhan Abay'dan bü mek- tuba yanıt gelmedi, ama Izmir Bayramyeri'nden Huseyin Pe- ker'den bir cevap mektubu geldı "Haksızsınız İnan bey" dı- yen Peker, şoyle devam edıyor: "Yaıdıklannızı bir kez da- ha okuvun lutfen, sizi inandır- mak için kopek, kedi neslinin tukendiğini mi yazsın gazete- ler. O zaman mı işin onemini anlayacaksınız? Kedi, kopeğe insan kadar onem verin rica ederim. İşe parti gozuyle değil, canlı gozüyle bakın. Bakın İzmir-Armutlu'da da bir SHP'li belediye başkanı var. o da kedi köpek değil, agaç ca- navarı ne yazık ki. Yem>e>il Kge"de >e Armutlu çevresinde kesmediği agaç kalmadı. Çe>- recilerden \ervansın alıvor. Armutlu'nun Zekai Özdengi/ isimli bıı agaç katili beledıye başkanı, once partisine uvMin. agaçları keserek halkın go/u- ne batma<>ın divorum." Turk generaller ile Norveç fır- ması arasındaki ortaklık sürü- yordu. Çizmeci, yüzde 51 his- seye sahip Norveç şirketinin hisselerini satın alarak Bioak- va şirketinin çoğunluğunu ele geçirip yuzde 49 hisseye sahip Türk generallerinın de patron- luğunu elde etti mi? Şimdi Yavuz Çizmeci, iki kez gulmeye başlamıştı... Çizmeci'nin davetine, "Ay»- gımın altındaki halıyı çekli" diyen Alarko Holdıng sahiple- rinden İshak Alaton da gel- mişti. Somon yumurtalannı vermediği için bir süre önce ya- kındığı Çizmeci ile ilk kez ta- mştı ve hemen çok kaynaştı. Ne de olsa biri eski solcu, di- ğeri sosyal demokrat... Birlik- te fotoğraflar çektirip somon işinde işbirliğini geliştirmeye karar verdiler. Çizmeci, bu kez daha da fazla gulmeye başla- dı... Arkeoloji müzesinin bahçe- sinde canlı somon balıkları garsonların kucağında hoplu- yor, holding patronlanndan 5 yıldızlı otel sahiplerine, ANAP milletvekillerinden gazete ge- nel yayın müdürlerine kadar Istanbul'un her kesıminden in- san dalgalanıyordu. Şampanyalarla başlayıp so- mon balığının her türunün yer aldığı açık büfe ile suren davet, Türkiye'de Kefken Adası ve Bolu dağlarında somon uret- me merkezlerinin tanıtıldığı bir film ile devam etti ve "somon balığı çekilişi" ile sona erdi. Somon bahgını tanıtmak için arkeoloji müzesinin bah- çesinde toplanan Türk burju- vazisi ve bu 'en gerici guçler'le sohbet ederken gulup duran Çizmeci'ye baktıkça biz de çok gulduk... TURtSTLERE REHBER Aylıkdergi: KEY • tSTANBUL'da büyük ek- sikliği çekilen kent rehberi ni- teliğinde bir yayın organı ilk kez yayımlanmaya başlandı. "KEY" isimli yayın organı ay- hk olarak yayımlanacak. Is- tanbul'a gelen yerli veya ya- bancı turistlere kolaylık sağ- layacak. iki yıldır Izmir ve Ege çev- resinde yayımlanan KEY, bu kez Istanbul için otel resepsi- yonlan, turizm danışma büro- İan, liman, havaalanı, TCDD gar danışma gibi kentin ilk uğ- rak yerlerinde ücretsiz olarak dağıtıma sunulacak. Istanbul'un ulaşım ve odak noktalarını belirten bir harita- nın yer aldığı KEY'in içinde bir turistin ihtiyaç duyabilece- ği her şey detaylı bir şekilde bulunuyor. Kuaförlerin tele- fonlarından, spor yapılacak yerlere, kiliselerin adreslerin- den konsolosluklara kadar. Hastaneler, acil telefonlar, oto servis istasyonları, seyahat acenteleri, hatta Istanbul'un bazı illere kaç km mesafede olduğu. Aynca Istanbul'un tarihi yerlerini tanıtıcı bilgılerin ya- nı sıra, bar, taverna, resıau- rant, diskotekler, bankalar, alışveriş merkezleri de anlatı- lıyor. Istanbul Festivaü'nin programı, bu ay kentteki tum kültür sanat merkezlerinde gerçekleştirilecek faaliyetler, saatleriyle birlikte belirtiliyor. SARACOCLU. İLE PAKDEMIRLI İkî pilot MERKEZ Bankası Başkanı Riışdu Saracoğlu'nun Akbulut hukumeti doneminde oldukça sıkıntı çektiği biliniyordu. So- zunu sakınmadan söylemekle tanınan Saracoğlu, Guneş Ta- ner'in bankalara mudahalesı- ne oldukça bozuluyor ve bu- nu çeşıtlı topluluklarda dile ge- tırıyordu. Hatta bir ara Sara- coğlu'nun görevınden ayrıla- bileceği dahi soylenmeye baş- lanmıştı. Ancak Saracoğlu kaldı ve Guneş Taner'e yol görundü. Şimdi ekonominin kaptanlığı- nı Pakdemirli ustleniyor. Ek- rem Pakdemirli ile Rıişdii Sa- racoğlu'nun nasıl geçınecekle- rıni merak edenler de yok de- ğil Çunku her ikisi de dik baş- lı oimakla tanınıyor. Ancak ıkısinin benzer bir ozelliklerı daha var. Ruşdu Saracoğlu da, Ekrem Pakdemirli de uçak kullanma- sını biliyorlar. Yani bir anlam- da kaptan pılotlar. Bu nedenle aralarında sorun olursa kozlarını havada payla- şacaklar .. HAYVANLAR İSMAİL GİJLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK beraberdık Or*r>\* \nrbkte hd fflZU GAZETECİ mcDET KUŞKUSUZ, YONBTIOLER PB AŞIK OLABlUR AMA lYl &lk HER KOŞULOA /ŞLEyeV ŞAŞMAZ DOĞRULARl VâRD'R Mt&T &BY.. iS7eDw ZAM YAPTıK, *T£R£\' \.OW0, HA7if?W KJH ATTtK AMA ARVK &U <ADAR\ FAZU, S&lt \STAH8UL 5APLA SAMAHi AYI(?«A EN rt AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA* GÜRSES &AYRAM TATıli So'GMR NASILSA GARFIELD jm DAVIS -ABABAAMN ÖN . \ OL££T\Qİt2<ZEfiA 1Bıl5L£ÇT|Plf2SM . HAPltiA BlB CEStM/ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARI1L4X 21 Haziran BİLGİN İBNİ SİNA 105? D£ &U6ÜN, ÜMLÜ 8İL.&İN VE PİLO- YAŞINDA ÖLPÛ. ÇOCUKLU§UNPA iri BİR E&İTİM GÖ8MÛŞ, ÇASfHlN EN ONEMU BİLGILERİHI OĞRENUtSTi. BUNLAK AKA_ SlNM ARİSTD, THAL£S, UİPPOICİİAT /A/ ' YAPI7LAIH DA VARDI. TlP, FİZiK,ASri!O- MOMl VE FSLSEFE İLE /L6İLENDİ, Kİ. •mPLAR YAZDl. BATIDA 'POCTOfZBS UNIV£R£AL££ ' DENEN, HER ÇEYMN ANLIYAN BİLSIHLBRDEMOl. "KANUN" '$IFA', "fERU-l 7EŞRİH» 'KİTAB-ÜL IMSAF* GİBİ KITXPL4RI, YÜZYIUAKA TÜM DUMYAÛA ÖNEKUMİ KDRUMUŞ KAYNAK YAPITLARDI.. KORSAKOF.. 1908 'DE BUSÜN, RUS BESTECİei NİKOIAİ RtMSKl-KORSAKOF ÖLDÜ. RUSVA 'OA, NAPOLEON SAI/A$LAIÖ- HIN ETKlS'tYLE U/ANAN ULUSAL KENOİNÎ "RUS BE$LEHİ" O£N£M 8ESTSCİLERDBN BİRJ OLAHRlMSKİ-!COR£AKOf,OE NIZCİyKEH A4İI2İİE gAŞLA- MlfTI. Y6PITLARINÜA RUS HALK MÛZlğİNDEM M- RARLAMAN BESTECİNİN SAgLPM TEKAIİğİNİ'/SFHN. KAPR.İÇYOSU' VE "ŞSHKA2AT* W GÖRMEK MÜUKÛUDÛR. İLAN TUNCELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1989/64 Davacı Bağ-Kur Genel Mudürluğu tarafından davalılar Sezai Yıl- dız, Nail Yıldız, Havati Yıldız ve Fethı Yıldız aleyhıne mahkememiz- de açılan rucuan tazmınat davasının yapılan açık duruşması sırasın- da verilen ara karan gereğince, Butun aramalara rağmen adresleri tespit edilemeven Tunceli ili Çe- mışgezek ılçesı Akçapınar koyu nufusuna kayıtlı, -\bdulaaz oğlu, 1956 doğumlu Sezaı Yıldız ile yine aynı yer nufusuna kayıılı \bdulazjz oğlu. 1965 doğumlu Nail Yıldız'a dava dilekçesı ve duruşma gununün ıla- nen tebliğine karar verılmiş olduğundan, duruşma guııu olan 4.7.1991 günu saat 9.00'da duruşmada hazır bulunmaları veya kendılcnnı bir vekille temsıl ettirmeleri, aksı akdirde HUMK'nun 213 ve 277. tnad- delerı uyannca duruşmaya gıyaben devam edıleceğı ve karar verılece- ği duruşma gunu ve dava dilekcesi teblığ yerine kaıın olmak uzere ila- nen tebliğ olunur Basın:47669 T.C KARADENlZ EREĞLİSİ SULH CEZA HÂKİMLİĞt Esas No: 1990/783 Karar No: 1990/1436 Hâkim: Nermin Tahıl/23886 Kâtip: Şenfe Sesli Davaa: K.H. Sanık: MEHMET ÇERÇİOÖLU, tsraail Ue Altun oğlu, 1933 do- ğumlu, Ereğli Süleymanlar Mah. Nuf. Kay. Suç: Sağlığa zararlı sucuk imal edip satmak. Suç tarihi: 5.5.1990 Sanığın üzerine aülı suçtan dolayı TCK'nın 398, 3506, 402, 19, 72, 647 S.Y. 4/1, TCK 2. Mad. 396 MadMeri uyannca 980.000 lira ağır para cezası ve 3 ay süreyle tatiline, 7 gttn süreyle işycrinin kapatılma- sına dair karar özetinin mahalli bir gazetede ilan edilmesine, ilan mas- rafının sanıktan alınmasına karar verildiği ilan olunur. Basın: 28713
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle