22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1991 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜJV MetBoroioji Işleri Genel Mü- dürtûOü'nden aJınan bilgıye gö- re: Trakya, iç Ege, Iç Anadolı^ nun kuzeybatısı ile Bat Karade- niz'in iç kBSimteri sağanak ya- ğışlı, öteki yerier açık geçecek. HAA SICAKLIĞI: önemli bir de- ğişildik bektenmıyor. RÜZGAR: Kuzey keamlerinde kuzey ve ba- tı, ötetd yerterde güney ve baö yönlerden hafif esecek. Denız- lerdeRfcgânKaraderıızHîMar- maratta yıkta ve poyraz, Ege ve Akdeniz'de günbatsı ve lodostan, 2-4 yer yer 21 de- nızmili hızla esecek Van Gölü: Açık geçecek, görûş uzakiığı 10 km doiayında bulunacak. Mana A 7 » 21° ftyartatar A 37° 20° Mansa A 3G° 21° Mapaan A 3ff>17 o B»me A 32°18°K.Manş A 38°21° Mıyaman A 39° 25° Erancan A 32°15°Mersn A 28° 24° Afyon A 32° 13° Eramım A 27° 9°Mu0a A 38° 21° AJn A 27° 11° Estaşehr A32°17»Mus A 31° 16° Ankn A 31° 18° Gazanfcp A 39°23°M0da A 32° 16° Affiakn A 30°21°ûresun A 2e°19°0rtu A 2 3 ° « ° Amd* A 30 o 20 o GÛnıtishaneA31°13°HB A 28° 20" Artvm A 29° 17° Hakkân A 31° 18° Samsun A 23° 17° ^dın A 36°21°lsparta A 33°16°Sit1 A 38°23° Baktesr A 31° 16° istanbul A 26° 18» Snop A 27° 17" Steık A31°16°bnr A 34°22°Sıws A 30°O° Bıngfll A 35° 19° Kaıs A 22° 9°MınJaO A28°W> Brtfc A 30° 18° Kasamonu A 31° 13° l*zon A Z7° 20° Boıu A 30° 15° «J*san A 32° M° Imra* A 33°T7° Bufsa A 30" 19° KırtdarMı A 32° 17° Uşafc A 33° T7° Ç a n * k * A 32°17°Konya A 32° 18° Van A 28° 13° Çonım A 33° 12° Küölya A 31° M° ttBB* A 30° 18° Oarad A 37° 22° Mtfatyt A 37° 16° Zonguttak A 22° 18° jUrlı A-açık B OoluOu G-süneslı K-kartı S sal Y-yajmuriu BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Akdeniz çevresin- de çok yetişen, yap- rakları güzel kokulu bir bitki. 2/ Bayra- ğın uçkurluk karşı- sındaki kenan... Hz. tsa'nın havarileriyle birlikte yediği son akşam yemeğine ve- rilen ad. 3/ Yüksek devlet görevlilerinin ya da elçilerin otur- malanna aynlan ko- nut. 4/ Türkiye'nin plaka işareti... Kü- çük kor parçası... Bir gıda maddesi. 5/ Takımlar grubu... Yazma kitaplara ya da kapı ve pen- cere üstlerine yapılan güneş biçimin- de süs. 6/ Kiraya verilerek gelir geti- ren mülk... Tlınus'un plaka işareti. 7/ Boyun eğen, kendisini başkasının buyruğuna bırakan. 8/ Kan... Ekin- lere zararlı bir böcek. 9/ Demokra- tik hak ve özgürlüklerin tam anla- mıyla baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde toplandığı terör, baskı ve zulme dayanan devlet yönetimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Domuz yavrusu. 2/ Muhteva... Bir nota. 3/ Donarak katı duruma gelmiş su... Düşman top- raklanna yapılan saldın. 4/ Kedi ya da köpek yavrusu... Eski bir Hint tannsı. 5/ Tesisat. 6/ Diploma... Silisyum elementinin simgesi. 7/ Giysi kolu... Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, lif- leri ip ve çuval yapımında kullandan bitki. 8/ Aralarındaki ak- rabalık ilişküeri nedeniyle yasalar ya da gelenekler tarafından evlenmeleri yasaklanan kişiler arasındaki cinsel ilişki... Bir so- nı sözü. 9/ Lokomotifin arkasına bağlanan ve gerekli yakıtı ya da suyu taşıyan vagon. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Harici ticaretimiz kok kömürü ton aımak Üıtrm tenu 20 ttradhr Sıkleti garanti edilir *4a MK M Oılllı 21 HAZİRAN 1931 Harici ticaret ofisi 931 senesi ilk dört aylık ithalât ve ihracatımız hakkında şayani dikkat bir istatistik yapmıştır. Bu istatistiğe nazaran bu senenin ilk dört ayı zarfında ithalâtımız 45,899,000 ihracatımız 41,058,000 liradır. tthalât fazlalıjb 4.5 milyon liradır. Geçen sene ayni müddet zarfında ithalâtımız 45,666,000 iira ihracatımız 48,251,000 lira idi. &ıracat fazlalığı bu vaziyete göre geçen sene ayni mevsimde 2,5 milyon lira idi. 1931 senesi ilk dört ayı zarfında ithalât 1930 senesine nisbetle 200 bin liralık bir fazlalık gösterrnektedir. Halbuki ihracatımız geçen seneye nisbetle 7 milyon lira noksandır. En fazla ihraç ettiğimiz maddeler, yumurta, kuru üzüm, arpa, fındık, zeytinyajb., tütün, pamuktur. Vecihi B. in uçuşlan Tayyareci Vecihi R kendi yaptığj tayyare ile burada dün muhtelif uçuşlar yaptı ve halktan 15 kadar kadın ve çocuğu uçurarak şehir üzerinde dolaştırdı. Guzide tayyarecinin tayyaresi takdirle temaşa edilmiş ve çok emniyetli uçuşlan binenleri ve seyredenleri memnun bırakmıştır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Yunus Nadi Armağanı 21 HAZİRAN 1961 Yunus Nadi Armağanı Büyük Jürisinin 27 haziran günü toplanarak 1960-1961 Yunus Nadi Mükâfatını vereceği yazıyı tayin edeceğini evvelce bildirmiştik. Büyük Jürimiz teşekkul etmiş ve 27 haziran toplantısı için bütün hazırbklar tamamlanmıştır. Küçük JUrinin gelen yazüan eleyerek ayırdığı 10 makale bir broşür F.H. Oaglarca halinde basılarak Büyük Jüri âzalanna tevzi olunmustur. Böylece jüri âzalannın toplantıya bütün yazılan okuyarak gelmeleri temin edilmiştir. 27 haziran günü 11 de Yeniköydeki Boğaziçi Otelinde toplanarak nihaî karan verecek olan Büytik Jürimiz şöyle teşekkul etmiştir Konu ile ilgili bularak davet ettiğimiz Milli Birlik Komitesi, Ordu ve Gençlik temsilcisi jüri âzalan: Kurmay Albay Muzaffer Yiırdakuler, Korgeneral Cemal Tural, Tümgeneral Refık Tlılga, Tbğgeneral Faruk Güventürk, Kurmay Yarbay Turan Çağlar, Hüseyin Onur (Timsilciler Meclisi üyesi ve hürriyet gazisi). Diğer jüri âzası zevat: Oktay Akbal (Hikâyeci, fıkra yazan), Çetin Altan (Piyes ve fıkra yazan), Faüh Rıfkı Atay (Başyazar), Cevat Fehmi Başkut (Piyes ve fıkra yazan), Behçet Kemal Çağlar (Şair), Faal Hüsnü Dağlarca (Şair), Hasan Ali Ediz (Eleştinneci), Ekrem Şerif Egeli (Ordinaryüs Profesör), Şinasi Hakkı Erel (Ordinaryüs Profesör), Sabahattin Eyüboğlu (Sanat Tkrihi Hocası ve eleştinneci), Bedii Faik (Fıkra yazan), Burhan Felek (Fıkra yazan), Komır (Eleştirmeci), Fikret Narter I (Profesör ve Teknik j Üniversite Rektörü), Behçet Necatigil (Şair ve Edebiyat | öğretmeni), Ahmet Hidayet Reel (Yazar), Kemal Salih Sel (Eleştinneci), Naci Şensoy (Prof. ve Hukuk Fakültesi Dekanı), Naim [ Tirali (Fıkra yazan), Metin Toker (Akis Dergisi Başyazan), Mina Urgan (Profesör), Ahmet Emin Oktay Akbal Yalman (Başyazar). GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Karadeniz'de afet 21 HAZtR.\N 1990 Dogu Karadeniz'de iki gündür devam eden ve zaman zaman "afet" halini alan sağanak yağıslann oluşturduğu sel %e heyelan can ve mal kaybma neden oldu. Afet bölgesi haline gelen Trabzon ve Giresun ilçelerinde ilk belirlemelere göre 11 kişi yasamını yitirdi, 14 kişi de kay-boldu. Yetkililer sürekli kayıp ihbarları aldıklannı ölü sayısının artmasından korkulduğunu bildirdiler. • Sam DÜNYA'DA BU6ÛN Arnnan AHna Bmcakına Bom Canavn Caayir CKM. Ouba Fnrtttürt Glrne KaNra Kppmhao KUn Uftoş. 13° A 32° A 33° A 36° A 23° B 17» A 30° B 18° 6 16° 6 16° B zr B w A Z7» A 41° A 42° B 17° B 32° B 17" A 38° 8 18° B 18° A 33° Londra Madral Ubra B 17° B 17 A 25 A 26 B 20° B 18° B 13° B 17° B 20» A43° A2P A 30° A 40° Vaa A 23° B 15° MostaM Mürah NOKVMC Oslo Pans Prag %& Rona Sofya Sam Vmedik Vıyau \MstMgtti ZOrtı B 17° TARTISMA Profesyonel Fırtbol Yasaklanmahdır Kaç araştırma laboratuvarınız, kaç bilim-sanat-kültür enstitünüz, kaç müzeniz -galeriniz-, yayıneviniz, kaç kültür merkeziniz var? Efendim; muhterem "fndbdl" adamlan- mız alınacaklar, ama düşündüğümü yazma- lıyım. Bu şekli ile futbol spor değildir, 22 kişinin koşuşturup gerisinin seyrettiği oyun spor olamaz. Olsa olsa bir gösteri zenaatı- dır. Tamam, onu da yapmak ve izlemek is- teyenler var, ekonomi felscfemize uygun ola- rak "bırakırsııuz yaparlar." Kaynaklan sı- nırh ve ciddi eksikleri olan bir ülkenin kıt olanaklannı hele devleti de katarak böyle bir konuya aktamıak günahtır. Beyinler du- rurken ayaklar için ne müyarlar savnılmak- ta, taraftar diye o bağınp çağınnalar, kent- lerin ortasında ur-statlar, her akşam radyo ve TV'de upuzun dakikalar, gazetelerde say- falar, spor yazarlanmızm feyz aldığımız yo- rumlan, takım küme düşüyor diye millet- vekillerinin telaşlan... Bağışlayın, ama hepsi enerjinin gereksiz yere tüketilmesi ve toplumun yardış yönlen- dirilmesidir. Ciddi konular gözden kaçar, değerler sapar. Golü atan köşeyi döner. Na- sıl atarsan at.. "Meclis'te son dakika golü" ile övünenler olmadı mı? Disiplinli çalışma ile ulaşılacak aşamalar bazılarına zor gelın- ce kurallar değiştirilir. Zaten bilim-sanat- kültür peşinde koşanlar beceriksizlerdir. Yöneticilerimiz de zenginleri sever. Kaç araştırma laboratuvarınız, kaç bilim- sanat-kültür enstitünüz, kaç müzeniz - galeriniz-; yayıneviniz, kaç kültür merkezi- niz var? Nüfusa oranladığmızda elli yıl ön- ceki halkevlerinin düzeyini tutturabildiniz mi? Kaç kitap basıyorsunuz, kaç projeyi destekliyorsunuz? önceliği neler almah? Sa- hiplenmeye çalıştığınız üç bin yıllık antik yerleşmelerin her bırinde tiyatro, kitaplık, müzik, resim, heykel, şiir, felsefe var. Siz- ler ne yaptmız? Hiç mi sıkıntı duymuyor- sunuz? Yüz çalışanı olan spor dallanna ka- dar federasyonlar ve devlet desteği varken (tabü olmalı) hani bilim-sanat-kültür dal- larmda örgütlenmeniz ve desteğiniz? Hani bu çalışmaların gereğini duyan yöneticile- riniz? Kültur Bakanlığı'na bağlı sanat fede- rasyonlan, bütçeleri, programlı çalışmala- n neden ohnasın? 2000'li yıllara nasıl ha- zırlanılacak, nasıl çağ atlanacak, ATye nasıl girilecek? Profesyonel futbol yasaklanmalıdır. Bi- lim, sanat, kültür seferberliği ilan edilme- lidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün on bin yıl- lara ulasacak sesine kulak verilmelidir: "Gercek yol gösterici bilimdir" (küçük çı- karlar değil), "sanatsız kalan ulusun yaşa- mı tehlikededir" (sanat bir avuç kişinin ça- bası değil). Bu sesi duyarsınız ya da siz büirsiniz. MEHMET BAYHAN tsUnbul Knrtoliıs Savasmnz ve V ahdettîn Tunçay, söyleşisinin diğer bir yerinde de Kurtuluş Savaşı'nı îslami bir hareket olarak nitelendirmektedir. Kanımızca bu savaşı Islamlık-Hıristiyanlık savaşı olarak görmek doğru değil. Siyasal BUgiler Fakültesi eski doçentle- rinden Mete Tunçay'ın birkaç gün evvel Star-1 kanalında yaptığı Kurtuluş Savaşı ile ilgili konuşmayı izledik. Tunçay'ın görüş- lerine katılrnadığımızı burada belirtmek is- tiyoruz: Tunçay, konuşmasında, Vabdettin'in, Atatürk'ün Anadolu'ya gitmesine müsaa- de ederken, amacımn ne olduğunu sezinle- diğıni ileri sünnekte, fakat ne bu görüşüne ilişkin bir kanıt ortaya atmakta, ne de ne- den ülkeyi kurtarma çabalan şekil alır al- maz Atatürk'ün etkinliklerini önlemeye ça- hştığını ve kendisini idama mahkûm etti- ğini acıklamamaktadır. Vahdettin'in, Ata- türk'e ve Kurtuluş Savaşı'na karşı olduğu- nu gösteren kanıtlar, bugün, bir anıt gibi gözümüzün Onünde durmaktadır. Tunçay, Osmanh D«vleti'ni şeri bir dev- let olarak görmediğini de ileri sHrmekte, son halife Medt Efendi'nin sanattan hoşlanan bir adam olduğunu söylemektedir. Doğru- dur. Fatih Snltan Mehmet de ttalyan res- samı Bellini'yi davet ederek portresini yap- tırmıştır. Fakat bunlar, şeriye mahkemele- rini ve Şeyhüüslam'ın verdiği ölüm fetva- lannı yadsımaya yeter mi? Tunçay, söyleşisinin diğer bir yerinde de Kurtuluş Savaşı'nı Îslami bir hareket ola- rak nitelendirmektedir. Kanımızca bu sa- vaşı bir Islamlık-Hıristiyanlık savaşı olarak görmek de doğru değildir. Çünkü Anado- lu'daki Ortodoks Patriği Papa Eftim de bu hareketi desteklemiştir. Anadolu'da yaşa- yıp savaş esnasında Ankara hükümetine sa- dık kalan pek çok Ortodoks vatandaşunız vardır. Nihayet, işgal yülan esnasında ken- dilerine işgal kuvvetleri tarafmdan görev ve- rildiği halde el altından Ankara hükümeti- destekler mi idi? Tunçay '•Kartuluş Savaşı" deyiminin yanuş olduğunu, çünkü bu deyimin sömür- gelikten kurtulma savaşlan için kullamlan Marksist bir deyim halini aldığını, geçici iş- galler için kuüanılamayacağını ileri sürmek- tedir. Oysa, Kurtuluş Savaşııruz başan ile sonuçlandığı içindir ki yapılan.işgal "geçi- ci bir işgal" olarak kalmıştır. Aksi halde Serr uygulanacak ve memleketimiz ortadan kalkacaktı. Dolayısıyla 1919-1922 savaşı tam bir Kurtuluş Savaşı'dır. Tunçay'ın sözlerinden, Osmanh Devle- ti'ni bir sömürge olarak görmediği de an- laşılmaktadır. Oysa, sömürge olmak için bir ülkenin baştan başa fiili işgal altında ol- ması da sart değildir. Nitekim, bugün Ame- rika'ya bağlı yerel hükümetler tarafmdan yönetilen ve işgal altında olmadığı halde, kelimenin tam anlamıyla sömürülen mem- leketler vardır. Osmanh devleti de kapitü- lasyonlar nedeniyle açık pazar haline gelen, Batı'nın elleri kollan bağlı bir sömürgesine yardım eden Enneni vatandaşlanmız ol- duğunu da unutmamak gerekir. Şayet Kur- idi. Atatürk'ün bize kazandırdığı büyük za- tuluş Savaşımız bir Islamlık davası olsay- fer, bu bakımdan da tam bir Kurtuluş Sa- dı, içlerinde papazlar da bulunan bu kadar vaşı'dır. Hıristiyan vatandaş Kurtuluş Savaşmıızı SACİT SOMEL EmekU elçi/Ankara Galerİ • Atölye 146 97 38 • 132 MARMARA ÜNİVERSİTESİ Ataturk Egıtım Fakültesi Resım Bolürau öğrencilerı GENÇLER SERGİSİ 7 Haziran - 31 Temmuz DERİHOD KÜLTÜR NERKEZİ S a h ı l y o l u . B e $ k a r d e » l e r D u r ı k . K j z 11 c t s m e I S T A N B U L 5i7 '6 CM-6 Hat Alı Avnı Çeiebı Hakkı Anl. Sabn Berlcel Abıdın Dmo Cıhal Burok Fahır Aksoy Şukrıye Dıkme n Adnan Varınca Ne|od Meııh Devrım Omer Ulaç Omer Kaleşı Vuksel Arslon Mehn Talaymon TEM SANAT GALERÎSÎ Sergi 27 Mayıs - 20 Temmuz 1991 Wıkonog Cod Prof Dr Orhor Ersei Sok 44; 2 N,jontoşıTel (1) 147 08 99 . Seyyıl Bozdogan Komet Zahıl Buyukışlıyen Aytoç Katt Hıkmet Korobulut Huseym Eriunç Fevn Karakoç Salıh Coşkun Fuat Acaroglu Talot Enlı! Yuksel Özen Mılha) Şen Selmo Gurbuz NOZLUGİL KOUİKSİYONU J A Z Z C L U B t C A F E İUÜN OENİZ BAS SEÜM BENBA PtYANO ONOER FOCAN GİTAR SEÜM SH.ÇUK DAVUL Puırtesi Jım Session Açıtaf:l7.00 Kıptnif 01.30 Bahçemiz Açıkbr »RNSVUTKOY OfRESI SOKAK M0 1 ARNAVUTKOV TEL 163 05 78 Haydarpaşa gümruğü saymanlık müdürlüğünden almış olduğumuz 581792 no 11.12.1990 tarihli, 581791 no 11.12.1990 tarihli, 586273 no 06.12.1990 tarihli gümrük vezne alındılan zayi olduğundan hükümsüzdür. ELPASAN ELEKTRONİK MAKİNALAR ÜRETİM VE PAZ. A.Ş. Gaferisi Tel: 524 35 92 Nüfus cüzdammı kaybettim. Hükümsüzdür. MUKADDES YILMAZ BAYRAMDAVİPKEYFİNİYAŞAYIN... D A L A M A N GtDtŞ 2176 22/6 23/6 İ S T A N B U L ' D A N A N T A L Y A GİDİŞ İSTANBUL-DALAMAN: İSTANBUL-ANTALYA : Cuma 16:00 Ct 08:00 Pazar 08:00 18:00 18:00 DÖNÜŞ / İST 26/6 Çar 20:00 28/6 Cuma 22:00 29/6 Ct 10:00 20:00 30/6 Pazar 10:00 20:00 2176 22/6 23/6 Cuma Ct Pazar 22:00 12:00 12:00 DÖNÜŞ / İST 26/6 28/6 29/6 30/6 Çar Cuma Pazar 23:55 14:00 14:00 14:00 22:00 22:00 23:55 23:55 ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Biraz Politika... Toplumun hangi keşıminde olursa olsun çağdaş kişileri umutla selamlanm. TÜSİAD'ın Ankara Hilton'daki kokteyii- ne de genç işadamlarını selamlamaya gittim. Raporlan, de- meçleri, sorulara, eleştirilere açık seçik yanıtlarıyla ilgimi çe- kiyorlar. Otele yaklaşırken polisler çeviriyor, cumhurbaşkanı geliyor diye taksilere yol verilmiyor! Kapmın ânünde Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı, onur konuğunu bekliyoriar. Rah- mi Koç'u uzun yıllardır tanıyorum, ama Bülent Eczacıbaşı ile ilk kez karşılaşıyorum. Tanımaktan çok hoşlandım doğrusu. Sade ve uygar kişiliğiyle etkiledi beni. Ayrıca okurum, ortak konulanmız var. Salon çok kalabalık, konuklar arasında Güneş Taner çarptı gözüme, neşeli görünüyor, belkı de hakkı var, ANAP büyük kongresınde kim kazandı, kim kaybetti belli değil. İşadamla- n da çok mutlu mu bilmem? Siyasal bir kuruluşun Itderiik kad- rosunda bir değişıklik yeni bir soluk sayılır ama o soluk sü- recek mi, kesilecek mi yanıt vermek güç. Genç başkan Me- sut Yılmaz'a kolay gelsin! önünde büyük sorunlar var, çöz- dükçe dolanabilir. Cumhurbaşkanı özal'ı iş dünyasının tanınmış kişileri çe- virdiler. Biz de selamlaştık bir aralık. O bana hatır sordu, ben de sonuçtan mutlu mu, diye sordum. — Mutlu olmamak mümkün mü, diye güldü. İçten bir ya- nıt izlemi verdi bana. Bir soru daha: — Acaba nasıl bir Bakanlar Kurulu onaylayacaksınız? — İşte o çok önemli dedi, yürûdü. TÜSİAD'ın kokteytinde çok kısa kaldı Sayın Özal. Bir pro- tokol gereği ve işadamlarına bir uyarı görevi belki de. O kısa sürede bellı ışıklar yakmaktan gerı kalmadı. Kimi çevrelerın sevinci de yarıda kaldı galiba. Hatta kimi bürokratlann da. Ekonomik sorunlardan bir kişinin sorumlu olmasına karşı çı- kıyor Sayın Özal. O kişi Ekrem Pakdemirli, ANAP kongresirv de gerçekleşen değişıklıklerde ağırlığını hissettiren bir par- tili. Kimi kişiler umut, kimi çevreler kuşkuyia bakryor ona. Ne- ler yapabileceğini kestiremiyorlar. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu susmayı yegliyor o akşam, meraklı soru- lara da esprilerle yanıt veriyor. Pakdemirli ile ortak ilgilerin- den söz ediyor, ikisi de pilot! Uçmayı seviyortar. Bence baş- ka şeyter de biliyortar. Uçmanın kurallarını, yakıtı brten bir uça- ğın havada kaiamayacağını, inişe geçen bir uçağı yükselt- meye olanak kalmadığını da. Asıl önemlisi parçalanmadan piste ulaşabilmek galiba. Köklü önlemlere yönelmek için ke- sin karar gerekıyor. Oysa uzlaşma ortamını oluşturan pazar- lıklar ve ödünlerle kesin polıtıkalar üretmek kolay değil. Üs- telik inişe geçen bir parti için! Köklü önlemler, ödünsüz poli- tikalar için halkın umduğunu, güveninı kazanan bir parti ol- mak gerekir değil mi? TÜSİAD'ın kokteylinde sosyal demokratlar da vardı. Kimi yerel yöneticiler, başkanlar, genel sekreterler. Soşyalist En- temasyonal toplantısından mutlu görünüyor, Erdal İnönü'nün başkan yardımcılığını önemli bir olay diye niteliyorlar. Elbet önemli bir olay, Istanbul'daki toplantılar da önemli konular getirdi gündeme. Bolgedeki barış sürecine bir adım. Dışiş- leri Bakanlığı yorumlar, değerlendirir elbet. Doksan ülkenin sosyal demokrat liderleri arasında çok önemli kişiler var. Da- hası İstanbul toplantısında önemli kararlar alındı, Sosyalde- mokrat Halkçı Parti'nin önerileri ilgı topiadı, uluslararası tüm toplantılarda ülkemiz için olumsuz gorüşler öne sürülmesi- ne karşın, Soşyalist Enternasyonal toplantısının havası sıcak ve olumluydu. Ama bu gerçek Türk kamuoyuna lyi yansıdı mı bilmem? Basında ANAP kongresi, kulisler, pazarlıklar da- ha geniş yer aldı değil mi? Oysa bir kamuoyu yoklaması da Türk toplumunda önemli bir beklentiyi açıklıyor. Türk seçme- ninin sosyal demokrat bir iktidara ilgı duyduğunu'kanıtlıyor sayılır. Sosyal demokratlar bu gerçeğin bilincinde mi acaba? Kimi partililer iktidara gelmeyi değil, parti içinde ikttdar ol- mak amacıyla dışa dönük savaşlarla ancak güç yitiriyorlar. Yeni gruplar, yeni politikalar oluşturmaktan söz ediyorlar. Ama umut ve güven veriyorlar mı acaba? CHP döneminden de tanıdığımız kimi SMP'lileri ortalığı dalgalandırmaktan gayri bir eylemde görmedik şimdiye kadar. Adları Denız de olsa açık denizlere yönelmiyor, partiyi bir ıç denız gibi düşünü- yortar. Aydın Güven Gürkan'ın yeniden partıye dönüşüne de akıl erdiremedim ben. Neden aynldı, neden dönüyor, bu ka- çıncı dönüş diye düşünüyorum. vaktiyle Aydın Güven Gür- kan ile Erdal İnönü birlikteltğine nasıl umutla bakmış, ne güzel düşler kurmuştuk! Sonuç kırıklık değil mi? Son dönüşe yo- rum yapamıyorum artık. Politika dönme dolap mı, ya da ge- riye dönüşü mü özlüyor kimi kişiler? Kimi dostlar ANAP'taki gelişmelere seviniyor, hiç değilse Ayasofya kurtuldu diyorlar. Gülmeli mi, ağlamalı mı? Bir si- yasal kuruluşun büyük kongresinde Ayasofya oy aracı olu- yor! Ama olamıyor işte, o aracı kullanmak isteyen Sayın Ke- çeciler yönetim kuruluna girıyor yalnız! Anımsarsınız Sayın Demirel de kullandı bu aracı. Bence çağdışı bir yöntem. In- sanlann dinsel duygularına seslenerek vaatlerde bulunan ki- şiler, somut, tutarlı politikalar üretemiyorlar galiba. Atatürk Ayasofya'yı, Türkiye'deki aydınlanma çağının gerçeklen doğ- rultusunda bir konuma getirdi, güzel bir örnek verdi dünya- ya. Çağdaş bir örnek. Şimdi de çağdışı örnekJer oluşuyor! Laik bir ülkeyiz değil mi? Mesut Yılmaz uygar kişiliği kadar belli ilkelerde direnerek yol alır ancak. Direnemezse seçim yolunu açar. Galiba en kısa ve sağlıklı yol da bu. Pazarlıklar- la yıpranmak, zaman yitirmek yerine bir erken seçim. ANAP- ın gerçek çızgisini bulması, yandaşlarının desteği ya da gü- vensizliği sağlıklı biçimde belirir. Her şey yerine oturur. De- mokratik yaşamda da güzel bir soluk olur. Bir politikacı için o soluğu aldırmak da başan sayılır. Darboğazları aşamaya- bilir, ama en azından tıkanmayı önler. • * • Yazımı güzel bir başkentliyi toprağa yermenin ûzüntüsüy- le sona erdiyorum. TRT'den Neslihan Üstel, güzel bir kadın, güzel bir insan, toprağtmızda yeşeren güzel bir çiçek. Ama amansız bir hastalık onu da soldurdu. Son dönemde gör- medim, hâlâ o sıcak güfüşü, pt- nl pınl gözleriyte anımsıyorum. Telefondaki sesi de hâlâ ku- lağımda: — Duygu Aykal'ın direnişi bana soluk verdi, size söz, ka- rar verdim ben de direnece- ğim, yaşayacağım. Karannı uyguladı, güzel di- rendi, hastalığa, ölüme. O gü- zel ökjü, biz dünyamızdan gü- zel bir insan daha yitirdik. Yi- tik güzellerden yeni bir güzel- lik üretebilecek miviz, yanm ka- lan bir şarkıyı sürdürebilecek miyiz? Görevimiz bu! Öyleyse biz de dayanmalı, direnmeliyiz. TANITIM SÜRESİNCE HERKESEÖZELFİYAT 600.000.- 600.000.- VIP AIB Projesl Şultan Havayolları'nın özelbirhizmetidir. "V I P V I P AIR Turızm A.Ş Florya Asfaltı No M Şenhkkov 34X10 htanbul Telefon. (1) 573 71 71-573 75 75-573 77 77 Telex 211(X)sltn tr sıta ısıtokj Telefax: (I) 574 T) 7V İstanbul V.I.P. AIR özel termlnali: Eski iç hatlar A kapısı yanı KEZERVASYON: • İSTANBUL (1) 574 76 50 (10 hat) (1)574 83 33 (10 hm) •DALAMAN: (6119)28 75 • ANKARA : (4)127 43 91 (4 hat) • ANTALYA. (31)21 20 16 VE SEYAHAT ACENTELERİNİZ. PERDE ARAUĞENDAN NadirNadi 4. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ÖdemetigöndcrUıııez. YOLKESEN IRMAK Hı/zı V. Veüdedeoğlu 3. bası 15.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemdi gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle