Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
Sahıbl Cumhurıyel Matbaacıhk *e Gazeıecılık Turk -\nonım Şırketı adına
Nfldtr Nsdl 0 Genel Ya>m Mudurü Hasan Omıl. \fuess«e Mudurj
Emınc l şafcflglf, Vazı fşlerı Muduru Okty GoneiHin. 0 Habcr Merice7i
Müduru Valçıa Bayer Savfa Duzenı Yönetmenı Ali Kcmr £ Temsllcder
\NKARA \)>mtt T«n. İ2MİR Hıkrnd Çetfnkayl, ADANA Çttin Yıgenoglu
K Potıtıki CHal I^İU(K. Oı; Hlbcrler fjj.. Mkı. lş SCTdıki. Şafcru blcsn. Kultur Cdal l<Ur lııanbul Habericn
k m KJH.1 Ebıım C«K>> ^>ta«. 'ı«n Hıbeılerı Nec*l D<*u. Spor Dsn»nj«Jii A U a U k t n U . Du Vinlar
Kcn* Çftafcın An!*: -na Şafcia 4ipay Düzrftmc AbaAfe toorı 0 Koordınator Umt Kor^tu % Malı Ijfer Erol Eriut
% Muhasrtıe M n ı \ncr Q Buuc Planluu Sop O_ulx*otta 0 RıtUu» AJF Ttm 0 Ek YaymJır Hdn Aky»l
0 ld«rc HuqHı C«nr 0 Ijkımc Oafer Çdlk 0 Bılfi Islem Sıil lnl ( Perotıel S^
Yaytn Kuntlu BajKan \rft Nadl
Okt» \Llal. t * u l»tr H ı «
Hfknrt Çetiafcra, Oka>
l|ar Mn«ı /Iba,
. Al s™». Ataet T«a
&KOJI *e Yayön CtuahunyK MKbucıllk « Gazeleajık TJK Ş Türk Oca£ CMÖ 39'
343» İSL PK 24« lıuıbul TH 512 <tt 05 (20 h.0. Tda 22246 Fu (I) 5M «0 72 0
Buroiar- Aalan. Zıva Gökılp BK Inkılap S No 19/4 Tei 133 11 41-47 TeleL 42344, Fıx (4) 133
03 6' 0 lour H Zıy» Blv 1352 S 2/3. Tefc 13 12 30 Tde» 52359. Fu. (51) 19 53 60
İDönll Cad 119 S No I I l l l i H 19 37 52 |4 halX Tela. «2153, f»t (71) 19 2} "»
TAKVÎM: 21 HAZIRAN 1991 trasak: 3.24 Güneş: 5.25 ögle: 13.10 tkindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37
Ankara çayında inceleme
anDeterj
kirletiyorLAB knrtaramadı Ankara atık
sularının boşaldığı çayda yapılan incelemede
deterjanlarda LAB kullanılmasının da
kirliliği önlemeye yetmediği saptandı.
ANKARA (AA) — Deter-
janların çevreye verdiği zararı
azaltmak amacıyla 1987 yıhn-
da, ureümde katkı maddesi
DDB kullanımından LAB'a ge-
çilmesinın, beklenen faydayı
sağlamadığı belirlendi.
Ankara Üniversitesi Eczacı-
lık Fakultesi Farmasotık Toksi-
koloji Bölumu'nden Prof. Dr.
Nevin Vural, Yard. Doç. Dr.
Halil Kumbur ıle uzman Yalçın
Duydu, başkentin kanalızasyon
ve endustriyei atık sulannın bo-
şaldığı Ankara Çayı'nda bır
araştırma yaptılar.
Uzman Yalçın Duydu, deter-
jan uretiminde, çevrede yuzde
80'ın uzerınde parçalanabıhr,
aktif madde kullanılması zo-
runluluğunun getirilmesiyle
TBS'nin (Tetrapolipilen Benzen
Sülfonat-DDB) yasaklandığını
hatırlatarak şunları söyledi:
"Bu karardan sonra deterjan
uretiminde, çevrede çok daba
kolav parçalanabilen ve balk
arasında LAB denilen LAS (Li-
near Alkil Benzen Sülfonat)
kullanılmaya başlandı. Buna
rağmen Ankara Çayı'ndaki de-
terjan kirliliği, yaptığımız araş-
tırmada çok »uksek çıktı."
Duydu'nun verdiği bilgıye
göre araştırmada, Ankara Ça-
yı'ndaki asıl temizleme işlemı-
ni yapan anyonik aktif madde-
lerle, daha özel amaçlarla kul-
lanılan noniyonik aktif madde-
ler ayn ayrı saptandı. îki mad-
denin temizleme gucu çok ol-
duğu için piyasadaki deterjan-
larda birlikte kullanıldığını
kaydeden Duydu, çevTe sulann-
da, anyonik deterjan kirliliği
görulduğunu soyledı.
Ankara Ça>ı'nda, 1980-1981
yılları arasında da deterjan kır-
lılığı olçumu yaptıklarını hatır-
latan Duydu, 1980 mayısında
ölçulen anyonik deterjan kirli-
liğinin, litrede 0.43 miligram
iken bu yılın mayıs ayında lit-
rede 3 miligrama çıktığını belir-
lediklerini büdırdı.
Antika kaçakçılan ve kıyıyağmacılan arkeologlan ölümle tehdit ediyorlar
Arkejolojide terörÖZGEN ACAR
ANKARA — Antika kaçak-
çıları ile kıyı yağmacılan Turk
\e yabancı arkeologlara karşı te-
ror uygulamaya bağladı.
Kısa bır sure once Çanakka-
le"de duzenlenen "13. Uluslara-
rası Kazı. Araştırma ve Arkeo-
metri Serapozyumu'nda" 150
bilimsel bıldirinın sunulduğu bu
toplantıda ilk kez ortaya atılan
bu iddiaları araştırdığımda tuy-
ler urperten bir dizi trajık ve va-
him olayla karşılaştım. Gerek bu
sempozyumda yapılan konuş-
malardan ve gerek görgü tanık-
lanndan derledığim arkeolojiye
yönelık bazı terör ve tehdit olay-
lan özetle şöyle:
Antalya'nın Fınike ilçesi yakı-
nındaki Ltmyra antik kentını
Avusturya adına kazan Alman
arkeolog Jıırgen Borchhardt, çe-
şitlı ülkelerden gelmış bilım
adamlarma buluntulannı anla-
tırken "Bu arada size 25'i 26
ağnstos'a (1990) bağlayan gece,
Idmliği beürtenemeyen kişiler ta-
rafından Hereon deposunun ya-
kıldığmdan söz etmek isterim"
dedikten sonra konuşmasını
şöyle surdurdü:
"Orada depolanmakta olan
eserierden yuzde 50'si tamamen
(ahrip oldu. Kazı başkanlıgı bâ-
\i bu barbarca olajdan kimin
Çanakkale'de tarihi eser kaçakçıları ören
yerine nitrogliserin koyarak, kaçak kazı
yapmaya çalışıyor ve arkeologların can
güvenliğini tehdit ediyorlar.
Seferihisar'daki Teos antik kentinde nekropol
alanını SÎT kapsamma aldıran Prof. Mustafa
Uz'u kooperatif mafyası ölümle tehdit etti.
Birçok eser dozerlerle tahrip edildi.
sonımlu oldugunu bilemiyor."
Aynı toplantıda Ege Unıver-
sıtesı arkeologlanndan Prof. Dr.
Tomris Bakir ıse Bandırma ya-
kınında Daskylelon antik ken-
tinde bır tumulusun kazısı sıra-
sında karşılaşılan olayı şu soz-
lerle dile getirdı:
"Kocahoyuk tumulusunde
kaçakçılar son derece profesyo-
nel yontemlerle geceleri işbaşın-
da idiler.
Jandarmalann yardınunı iste-
>ip Balıkesir'den bomba imfaa
uzmanlan temin ettik ve bu ola-
ğanustu ivedi koşullar altında
gerekli ön bilimsel araştınnala-
n dahi yapmadan kazıya başla-
mak zonıda kaldık. Kazımız sı-
rasında padajıcı maddenin ne-
den olduğu bir çukur da ortaya
çıktı. Kaçakçılann patlatmak
iizere bazıria>ıp tumulusun (op-
rağına gomdukleri, toz şekere
emdirilmiş 3 kg nitrogliserini de
daba sonraki bir araştırmamu-
da ele geçirdik."
tzmir polisi yaptığı inceleme-
den sonra bunun toz şekere em-
dirilmiş üç kiloluk nitrogliserin
olduğunu ve 12 tonluk bir kaya
kutlesini tozduman edeceğini
açıkladı.
Üçüncü olayı Prof. Halet
Çambel aktardı. Karatepe-
Aslantaş'da çıkan buluntuları
korumak için Maliye'den bir
bekçi istenmiş, ancak bu istek
yerine getirilmemiştı. Bir yıl
sonra kaa bölgesine yeniden dö-
nen arkeologlar bir önceki yıl
bulunan geç Hitit dönemine ait
bazalt taştan yapılmış bir boğa
heykel kaıdesinin "içind* defî-
ne oldugu" duşuncesi ile kaçak-
çılarca dinamıtle parçalandığını
görmuşlerdı.
Ortadoğu Teknik Ünıversite-
sı profesorlerınden Mustafa
Uz'un sorunu ıse öliım tehditleri
ve tahnp edilen dünyaca unlü 22
lahit... Seferihısar-Sığacık'taki
antik Teos kenti 1978 yıhnda
SİT alanı kapsarruna alınmış.
Ancak dört yıl sonra SİT alanı
daraltılırken bir dikkatsizlik so-
nucu kentin "nekropol-ölüler
kenti" bölumu, yanı antik me-
zarlığı da SİT kapsamı dışına çı-
kanlmış.
Tetıkte bekleyen kıyı yağma-
cısı kooperatıfler bundan yarar-
lanarak kale içınden buldozer-
Ierle yol geçirmekle kalmamış,
ıkı tumülusu yerle bir ettikten
sonra dunyaca unlü "Klazome-
nal Tipi" denilen pişmiş toprak-
tan yapılmış, resimli 22 lahti de
tahrip etmişler.
Ancak Prof. Uz. deyreye gi-
rip nekropol alanını yeniden SÎT
bölgesi içıne aldınnca, yazlık ev
peşindeki kooperatifçiler ve kı-
yı yağmacılan kendisi ile birlikte
bilim heyetinin öteki üyelerinı
ölümle tehdide başlamış. Tehdit-
lenn surdüğu bıldiriliyor.
Ege Üniversitesi arkeolog
profesörlerinden Giiven Baldr'in
de kıyı yağmacılanyla başı be-
lada. Teos'da tahrip edilen lahit-
lerin ana vatanı olan Urla'daki
Klazomenal antik kentinde yap-
tığı arkeolojik çalışmalardan
dolayı gerek kendisi ve gerek
meslektaşlan sürekli olarak
ölum tehdidi altında yaşıyor.
Erzurum Müzesi'nden genç
bır ara$tırmaci arkeolog dıinya-
da ve özellikle Anadolu'da en-
der kalıntılardan olan
"Transkafkas" uygarlıkların
Muş yöresindekı gömütlerden
kaçınldığını saptar. Genç arke-
oloğun, bölgeye gittiğinde "Bir
daha bu koylere ayak basügı
takdirde muze yetkJlilerince an-
cak cesetinin bulunabileceginin
uyan olarak" kendisine birkaç
değışık kışı tarafından söylendı-
ğını Anıtlar ve Müzeler Genel
Mudürlüğu'ne yazılı olarak bil-
dirdiği öğrenildi.
Erdek yakınındaki Kyzikos
antik kentini kazan Erzurum
Üniversitesi Profesörü Abdullah
Yaylalı ve Muğla'da Balbura an-
tik kenti çevresinde yuzey araş-
tırmalan yapan lngiliz arkeolog
John Cames Coulton da bura-
lardaki eski eser kaçaklannın
ağır tahribaıına dikkati çekiyor-
lar.
YENİ BULUŞ
Kalbinin
motorunu
beline
bağla!
ABD'de kalp nakli
öncesinde rahatsız kalpler
için hastaların yanında
taşıyabileceği, küçük
elektrik motorlu kalp
protezleri üretildi.
Dış Haberler Servisi — Ho-
uston'daki St. Luke's EpiscopaJ
Hospıtal'a bağlı kalp merkezın-
de gorevli cerrahlar mayıs ayın-
da ılk kez kalp hastası bir erkek-
te taşınır bır yarı kalp protezı
nakli gerçekleştirdiler.
Minicık bır elektrıkli motor-
la çalışan bu taşınır alet, uretici
firma "Tbenno Cardios>stems
Inc"un Başkanı Victor Poirier'e
göre nakilden bu yana faaliye-
tinı arıza yapmaksızın surduru-
yor. Amerikalı cerrahlar, bu yı-
lın başında yetkili makamlarca
kalp odacağı protezini beş has-
ta uzerinde deneme iznını al-
mışlardı.
Haberi veren haftalık Alman
"Der Spiegel" dergisıne göre
daha öncekılerle kıyasla bu ya
rı kalp protezı daha ınceltilmıj
bir pompalama tekniğine sahip.
Bugune dek kuçuk elektriklı
motor yenne hasta yatağına
monte ediien bır basınç meka-
nızması yapay kalp odacıklan-
nın faaliyetinı surdurmelennı
sağlıyordu. Bu nedenle hasta
zorunlu olarak hasta yatağına
bağb kalıyordu.
Taşınır kalp protezi ise has-
taya müdahaleden kısa bir süre
sonra özgurce hareket etme ola-
nağını venyor. Motorun aküle-
ri hasta uyuduğunda tekrar dol-
duruluyor. Amerikalı bılim
adamları kalp hastasını bu me-
kanizma için gereklj olan ve ka-
nn ortusunden dışanya fırlayan
"kablo salatasından" da kur-
tarmayı planlıyorlar.
Hasta sol kalp odacağının yu-
kunu hafifletmeyi amaçlayan
bu taşınır protez kuşkusuz su-
reklı bir çözum getirmiyor. An-
cak kalp nakli için uygun bir
kalp bulununcaya kadarki sure-
de geçicı olarak hasta kalbin
fonksiyonlarını ustleniyor. Bu
taşınır protez arızalı kalp iflas
etmeye başladığında, dolaşımı
stabilize ederek akcığer, karaci-
ğer ve bobrekler gıbı dığer or-
ganların zarar gormesıni en-
gellıyor.
Yalnızca Amerika Birleşık
Devletleri'nde yaklaşık 30 bın
kişınin kalp nakli için sıra bek-
lediğı ve geçen yıl yalnızca 1600
naklın gerçekleştu-ilebildiği göz
önunde bulundurulduğunda, bu
geçicı çozum daha da önem ka-
zanıyor. Amerikan Ulusal Kalp
Enstıtusu'nden Claude Lenfant
bu aleti "sureli yarım-kalp
protezi" yolunda "onerali bir
adııtı" olarak nitelendiriyor.
Kalp naklıne kadar faaliyeti-
nı surduren bu elektriklı pompa
aynı zamanda sol kalp odacığı
ile aort arasındakı bağlantıyı da
oluşturuyor. Akcığerde oksijen
ıle zengınleştırılmış kan bır hor-
tum aracılığıyla ağır hasta kalp
odacığından yapay pompa kas-
larına iletılıyor. Buradan da
"yaşam suyu" -pompa tumuv-
le dolduktan sonra- şahdamara
pompalanıyor.
Alman Kalp Merkezı Mudu-
ru Prof. Roland Hetzer'in "fe-
laketin aşılması" yontemı ola-
rak nitelendirdıği bu protez
300 bin marka satı^a sunuldu.
SANATIN SOYAGACI — Ressam özdcmir AlUn, gelen çalışmalan büyük pano üstiindeki soyagacına numarasına göre yerleştirip yeni bir yapıt oluşturuyor. (Fotograf: Enis Onat)
ÖzdemirAltan 24 metrekarelik birfonda 30sanatçının 62 çalışmasını özgün biryöntemle birleştiriyor
Köpek gezdirme alanlannı yaygınlaştırmaAltan Bilinen bir resmi üçüncü defadır tekrar ediyorum. Uyum
sağlamasın diye, yan yana gelecek şeylerin tümünü habersiz kıhyorum.
Gerçek bir risk bu. Ama sanat zaten bir risktir. Tasdik edilmiş güzel
üzerine çahşmamalıyız. Yanlışı yapmalıyız, geıeceğin doğrultusu o...
Kültür Servisi — Yağmur, altı yaşmda. Daha
şimdiden, ressam olmak istiyor. Üstelik resimle-
rini sergileme olanağı da buluyor.
Yağmur, ressam Özdemir Altan'ın torunu. Öz-
demir Altan'ın 30 ressamın birbirlerinden haber-
siz yaptıklan resimleri birleştirdiğı calışmada Yağ-
mur'un da iki resmi var. Aralannda resim kursu
gören 6-10 yaş arası çocukJann da bulunduğu 30
sanatçının 62 çalışmasını bir araya getiren yapıt,
Istanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde sergi-
leniyor.
Bu projeye dört yıl önce gıriştigıni belirten Öz-
demir AJtan, daha önce iki kez denediği bu tur
çahşmalar sırasında kendini tutamayıp birleştı-
rici bazı ekler yaptığım söylüyor. Ama bu ekler-
den rahatsız olduğunu, bu kez en küçuk bir mu-
dahalede bulunmadığını vurgulamadan da ede-
miyor.
Uzun suredir sanatı meydana getiren öğelerin
kavram ve koken farklılıklarıyla oluştuğunu ile-
ri süren özdemir Altan, 24 metrekarelik bir fon
üzerine bir "soyagaa" çizmis. Soyağaanın üstun-
de çeşitü numaralar var. Gelen çalışmalar bu nu-
maralann uzerine çakılıyor. Söz konusu proje,
bir kampus projesi. Adı: "Köpek Gezdinne Alan-
lannı Yaygınlaştırma"... Projenin adı, Altan'ın
daha önce yaptığı aynı adlı bir resimden geliyor.
Uyguladıkları proje de aynı resim zaten.
özdemir Altan, yeni bır resim yapmamasının
nedenini, "yeni bir resmin surprizine ve guzelli-
gine sıgınmaktan kaçmak" olarak acıklıyor. Boy-
lece bir yapıtta "mantık, köken ve kavram" fark-
ülıklan olan öğelerin bır araya gelebileceğini ka-
nıtladığını belirtiyor:
"Bilinen bir resmi ufiıncu defadır tekrar edi-
yorum. Bir koJaylık sıiflamasin dive. Yani guzel-
leşmesi için bütun tedbirleri alıyorum. Bu, gö-
ruyorsunuz, tam bir ihtilalci tavır. Uyum sağla-
masın diye, yan yana gelecek şeylerin tumunu ha-
bersiz kıhyorum. Gerçi bu bir risk. Ama sanat
zaten bir risktir. Uçurum kenannda dolaşmak
zorunludur. Iutarsa tam tutar. Tutmazsa, hiçbir
zaman tutmayacaktır. Kesinlikk gtizel bir şcy
yapmaya calışmamalıyu. Gözd, tasdik edilmiş
bir şeydir, o zaman az de onon başka bir verai-
yonunu yapıyorsunuz. Biz ise güzd olmayaıu,
yanlışı yapmalıyız. Gelecegin dogrnsudur o!.."
Özdemir AJtan, sanatın özgur bırakılıp kendi
anlamını yine kendisinin bulmasına izin verümesi
gerektiği kanısmda. Çalışmalarmda, sanatta
önemli bir yen olan "rastlantı"mn kullaıuldıği-
nı vurgulayan Altan, bilımde bıle buluşların ço-
ğunda rastlantı payının bulunduğunu söyleme-
den edemiyor.
Altan'a bakılırsa, çakşmalannın kökeninde
Freudcu anlayış yatıyor. Altan, gerçeküstülücü-
lüğün, Dadacılığin, soyut dışavurumculuğun ve
otomatizmin kökenlerinde hep Freud'un, yani iç
dunyanın denetimsiz olarak özgurce bosalabil-
mesinin yattığı görüşünde.
Türkiye'nin en ünlü tarihiyerlerinden birinde ulaşım ve ilgiyetersizliği egemen
Nemrut'ta turizm ayıbıAdıyaman'ın en önemli turistik merkezi
sayılan Nemrut'a ulaşım ve görevlilerin
davranışları, burada turizmin geliştirilmesi
bakımından hiç de "özendirici" değil.
UFUK TEKİN
ADIYAMAN — Ister Kâhta-
dan çıkın yola, ıster Adıyaman-
dan Nemrut'a ulaşmak bir savaş
âdeta. Nemrut'ta guneşın doğu-
şunu ızlemek ıçın duzenlenen
turlar, turistik rahatlıktan çok
uzak. Aslında Adıyaman'dan da
çıksanız 35 kilometrelik asfalt
yolu asıp Kâhta'dan geçmek zo-
rundasınız. Usunuza hemen
"Kâhta'dan gıderiz daha ucuza
gelır" diye bır duşunce takılabı-
hr.
Ancak sabahın 02.00'sınde
hareket edeceğiniz Kâhta'da,
'IVemrut'a çıkacak minibus
bulmak' o denlı kolay değil. Bu
işı yapan belkı 50 minibusçu var.
Ama gecenin bir yarısında oner-
dığı rakam uzerinde fazla pazar-
lık etme şansınız yok. Hele de
birlikte yola çıkacağınız grupta
çok sayıda kışı varsa, her geçen
dakika, rakamın vukselmesine
yol açıyor duşmesine değil.
Çukurova Üniversitesi Iktısa-
dı ve Idan Bilımler Fakultesi öğ-
rencilerının "Nemrut
yolculuğu" kıran kırana pazar-
lıklann da otesınde, yore ınsanı-
nın bır turlu anlaşılamavan "ta-
>ırları"yla golgeleniyordu. Mı-
nıbus şoforlerının butun uyarı-
lara karşın "Nemrut Trophy"
yaparcasına bozuk ve dar dağ
yolunda araba surmesi, kimi oğ-
rencılerın krız geçırmesine ne-
den oluyordu. Sekiz minibus şo-
forunden 7'sının bırbırıni bazen
"sağlayarak" dar yokuşta varış
yapması, Kâhta'daki bır emnıyet
gorevlısi tarafından "Hıçbir şey-
den korkmayızı kanıtlamaya ça-
hşıyorlar" diye yorumlanıyor-
du.'
Oğrencılerin sabahın
03.45'inde ulaştığı son mola ye-
rındekı konaklama tesısınin
'kapalı' tutulduğunu gormeleri,
'Nemrut Trophy'den sonra kat-
lanıhr şe> değil. Belkı 10 dakı-
ka yalvar yakar durumda 'gorev-
li'nın kapıyı açmasını bekliyor-
lar. Çay, pasta-çorek hatta ıçki,
neyı varsa satın alacağız. Iİcna
ettikten sonra ancak açılıyor ka-
pı.
80 ziyaretçıyı bır anda karşı-
sında gormenın şaşkınlığıyla go-
revlının, değil bır yabancı dili,
Turkçeyı de pek istemeyerek ko-
nuşması, gerçekten uzucu. 10
>ıldır Nemrut'a çıkanlara yar-
dımcı olduğunu anlatan görevli
Mustafa Çoban, çayı 500 lıraya,
bırayı da 3500 liraya satarak
'asık yuzünu' unutturmaya ça-
lışıyor. Konaklama tesislerinde
elektrik yok.
Sabahın 04.30'unda 'son
start' veriliyor. Öğrenciler tam
25 dakika karaniıkta ve iki kişı-
nin yan yana olamayacağı kadar
dar patika yolda Nemrut'a çıkı-
yorlar. Yol uzadıkça uzuyor.
Ayaz muthış. Kazaklar, yun ço-
raplar kâr etmiyor. Bir haziran
sabahında Nemrut'un tepesine
ulaşan donuyor. Gene nazlana-
rak sıyrılıyor bulutlann arasın-
dan. Bir renk cümbuşu, kızıllık
sarıyor her yanı. Çıkar çıkmaz
da her şey bir anda gizini yitirı-
yor. 'Nemrut Trophy' bozuk dağ
yolu, "sosyal tesıslerdeki görev-
lınin asık yuzu", Kommanege
Krallığı hakkında verılen bilgi-
lerı unutturmaya yetiyor. Yerlı-
si ve yabancısıyla turistler,
"Kommanege halkı, heykelleri
nasıl getirdiler Nemrut'un
tepesine" sorusuyla soylene söy-
lene dağdan iniyorlar.
Bursa'da
festival
• BURSA (AA) — Bursa
Kultur Sanat ve Turizm
Vakfı tarafından
duzenlenen ve 12 haziranda
Ahmed Adnan Saygun'un
'Yunus Emre Oratoryosu'
ile başlayan '30.
Uluslararası Bursa Festivali'
çeşıtli etkinliklerle sürüyor.
Festival kapsamında
Külturpark Açık Hava
Tiyatrosu'nda
gerçekleştirilen konser,
tiyatro ve halk oyunian gibi
etkinliklere Bursalılar daha
fazla ilgi gösteriyor. Vakıf,
bu nedenle geçen yıllarda
çeşitli mekânlarda
duzenlediği önemli
etkinlikleri bu yıl
Kulturpark Açık Hava
Tiyatrosu'nda sunuyor.
Ifoylalar
şenleniyor
• TRABZON (AA) —
Doğasıyla ve tarihi
eserleriyle ünlü Doğu
Karadeniz Bölgesi'nde
geçen ay başlayan yaylalara
göç ile birlikte yayla
şenliklerinin de
hazırhklanna hız verildi.
Yerel yönetimler tarafından
yapılan belirlemelere göre
21 haziranda Trabzon-
Akçaabat Mesabat Tepesi,
23 Haziran Trabzon-
Çaykara Sultan Murat
Yaylası Şehitlerini Anma
Günü, 27 haziranda Artvın
Kafkasör Festivah', 1-3
temmuz Artvin-Arhavi
Sanat Festivali, 19 temmuz
Trabzon-Vakfıkebir Kadırga
Yayla ve Sisdağı Yaylası
Şenlikleri yapılacak.
Zeııs a 20 bin
inıza daha
• Haber Merkezi —
Teknik Elemanlar
Derneği'nin (TE-DER)
tstanbul çapında yüruttüğü
Zeus Sunağı'nı geri almayı
amaçlayan kampanyada 20
bin imza toplandı. Meslek
odaları, dernekler ve
demokratik kuruluşlarm da
desteği ile yurütülen
kampanyanın genişleyerek
devam edeceği belirtiuyor.
Dernek tarafından yapılan
yazılı açıkiamada, bu
konuda kamuoyu daha
duyarlı olmaya ve kultur
değerlerimizin takipçisi ve
koruyucusu olmaya
çağnldı.
Çevreciler Foça
kampında
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Çevreciler,
Foca'da uluslararası banş
dostluk ve ekoloji kampı
düzenliyorlar. 22 haziranda
başlayacak olan kamp, 30
hazirana dek sürecek.
Kampa Yunanıstan ve
Ispanya'nın yanı sıra
Gürcistan'dan da
çevrecılenn katılacağı
açıklandı. Ekoloji kampı
için 'Çadırını al ve gel'
cagnsı yapıldı. Izmir'de
SOS Akdeniz Bürosu'nun
çevrecilerle ortaklaşa
duzenlediği kampta
turizmin Akdeniz
ülkelerinde yarattığı çevre
sorunları, buna karşı
alınması gereken önlemler,
Körfez savaşırun yarattığı
yıkım ve banş ağırlıklı
olarak ele alınacak konular
arasında yer alıyor.
Kastamonu'da
guatr yüzde 57
• ANKARA (AA) —
Cerrahpaşa Tıp Fakultesi
tarafından yapılan bir
araştırmaya göre
Kastamonu halkımn
ortalama yuzde 50'si guatr
hastası. Kastamonu Devlet
Hastanesi Başhekimi Dr.
Mikaıl Kaya, Cerrahpaşa
Tîp Fakultesı'nin sekiz bin
300 kışi uzerinde yaptığı
araştırmada, halkın yuzde
57'sinde 'elle hissedilebüir
guatr' hastalığı saptandığım
bildirdi. Dr. Kaya,
Kastamonu Merkez ilçede
yüzde 71, Çatalzeytin'de
yüzde 87, Azdavay'da
yuzde 69, Cıde'de yuzde 65,
înebolu ve Tosya'da yuzde
60, Bozkurt'ta yuzde 50,
Araç'ta yüzde 46, Devrek'te
yuzde 40 ve Tasköpru'de ise
yuzde 30 oranında guatr
hastalığı tespıt edildiğini
kaydetti.
bekleniyor
• ANKARA (Aa) —
Sağlık Bakanlığı'nın organ
nakli konusunda çalışmalan
sürerken Turkiye'de
hastanelerde halen 2 bin
376 kişinin organ nakli
beklediği belirlendi. Sağlık
Bakanlığı verilerine göre
hastalardan 2 bin 162'si
böbrek, 172*si kalp, 14'u
pankreas, 8'i karaciğer,
20'si de kemik iliği nakli
bekliyor.