Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 1991 • * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19
Sosyalist Enternasyonal...
(Baştarafı 1. Sayfada)
"Halk Partisi Enternasyonal"e üye olacak
m?"
Brandt Ecevit'e döndü ve soruyu ona yö-
neltmemi istedi. İlginç nokta, CHP liderinin
de bu soruyu o kendine özgü mimikleriyle
geçiştirmesi olmuştu.
Çünkü bu konuda tedirgindi Ecevit.
Adı, hem sosyalist hem enternasyonal gi-
bi iki sözcükten oluşan bir yabancı örgüte
CHP'nin üye olması, kamuoyunda nasıl kar-
şılanacaktı? Bu üyeliği istismar etmesi ke-
sin olan sağ muhalefetin tutumu, CHP'nin
oylarını olumsuz yönde etkileyebilir miydi?
CHP yönetiminde o tarihlerde esen bu ha-
va, rahrnetli Muammer Aksoy'un Sosyalist
Enternasyonal'in "komünistlik"\e, "Mosko-
va"yla hiçbir ilgisi bulunmadığını anlatan bir
broşür kaleme almasına kadar varmıştı.
Aradan bunça yıl geçti. Bugün Sosyalist
Enternasyonal İstanbul'da toplanıyor. Üstelik
Enternasyonal'in artık bir değil iki üyesi var
Türkiye'den: inönü'nün tam üye statüsünde-
ki SHP'si ile Ecevit'in danışman üye konu-
mundaki DSP'si.
Ve en muhafazakâr çevrelerden bile artık
pek bir ses duyulduğu yok bu konuda.
•
SHP'nin ev sahipliğini yaptığı Sosyalist
Enternasyonal toplantısının bir başka boyu-
tu üzerinde daha durulabilir.
Enternasyonal'i oiuşturan partilerin büyük
çoğunluğu, özellikle Avrupa'dan gelenler
Marksist kökenlidir. İlk kurukjuklarında prog-
ramlarına "işçisınrfı"partisi olduklarını, "sınrf
mücadetesi"ni benimsediklerini, iktidara ge-
lince "üretim araçlarını devletleştirecekleri"-
ni koymuşlardı.
Zaman içinde büyük bir dönüşümü yaşa-
dılar. Sınrf, sınrf mücadelesi, devletçilik bu
partilerin iktidar programlanndan düştü.
Ama ilginçtir, bu ilkeler parti programların-
daki yerlerini ise daha uzun yıllar korudular.
Parti programlannın Marksist ilkelerden anrv
dırılması 196O'lı, 1970'li yıllarda gerçekleş-
miştir.
Bu neden böyle oldu?
Parti içi dengeler, sağ-sol kanatların bu
durumda rolü oldu. Ayrıca parti programla-
rına, o partilerin gûç aldığı geleneklerinin bir
parçası olarak da bakıldığı için bir değişikli-
ğe gidilmedi.
•
Şimdi aynı tartışmaya Batı'daki partilerden
farklı olarak Marksist kökenden gelmeyen
SHP'de tanık olunuyor: Parti programı ve
CHP'den miras Altı Ok'la ilgili olarak...
Bu konuda SHP lideri İnönü'nün görüşle-
ri şöyle:
"Bu tartışma normal, partimiz bir evrim ge-
çirdi. CHP de aynt şeyi yapmıştır. CHP'nin atü
oku arasında demokrasi yoktur mesela. Ama
Türkiye'ye çok partili rejimi CHP getirmiştir.
Aynı çok partili demokrasi, bugün daha ge-
niş bir düşünce özgürlüğü getirmiştir ve bu
düşünce özgürtüğü içinde daha evrensel il-
keler de daha rahatlıkla savunulabilir. Bunu
doğal bir evrim diye görüyorum. 'Peki bu ye-
ni yaklaşımlara bağlıysanız, okJarı niye atmı-
yorsunuz?' deniyor. Niye atacağız? Kendimi-
zi sûrekfi yenilerken, geçmişimizi neden unu-
talım? O bize güç veriyor. Ama elbet geçmiş-
te de yasamryoruz. Ben okları atmak taraf-
tan değilim. Ama bu okiann anlamı veya o ok-
lara ihtiyaç elbette değişti.
CHP, bu ilketeri uygulayarak ülkeye büyük
hizmetler yapmıştır. Bugünkü durum şüphe-
siz farklı. Biz sosyal demokrat birpartiyiz ve
aftı oktan başka şeyler de söylüyoruz. Ozgür-
lük, sosyal adalet ve dayanışma gibi evren-
sel ilkelere bağlıyız. Aynca çevrenin ve ban-
şın korunması, ekonominin globalleşmesi için
de kuzey-güney farklılıklannın giderilmesi gi-
bi meseteler var. Bu da sosyal demokrat par-
tilerin öbür ilkeler kadar öne aldığı ilkeler."
(Hürriyet, 9.6.1991)
Dünya Ekonomik Forumu toplantısında
devletleştirme konusundaki bir soruyu da
şöyle yanıtlamış SHP lideri:
"1930'larda büyük bunalım zamanında
alınmış olumlu bir karar olan devletçilik, bu-
gün eski anlamını taşımıyor. Bugün artık bu
konuya sosyal demokrat çağdaş bir anlayış-
la yaklaşıyoruz. Ancak oklan atmamız da par-
timizin geleneklerinden, tarihinden kopmak
anlamına gelir."
•
Sayın İnönü'nün bu görüşleri yerindedir.
Ama aynı zamanda iktidar iddiasını sürdür-
mek isteyen bir sosyal demokrat parti ola-
rak program tartışmalarına da gereksinme-
si vardır SHP'nin.
Bu konuyla ilgili oiarak son zamanlarda
canlanan tartışmalar yararlıdır.
Nitekim, partinin yönetim kademelerinde
de bazıları raporlara bağlanarak kamuoyu-
na açıklanan çalışmaların yapıldığı biliniyor.
Parti içi yarışmanın hizipsel değil düşün-
sel bir yörüngeye oturması bakımından bun-
ların önemi vardır.
Sosyalist Enternasyonal içinde de bu açı-
dan örnek alınabilecek partiler vardır. Onla-
rın deneyimlerinden yararlanmak ve bu ko-
nuda düşünmek için İstanbul toplantısı bir
fırsat sayılabilir.
ÖzaPdan yeni manevra
(Baştarafı 1. Sayfada)
sorusunu da Yılmaz, "Ssayın
Cumhurbaşkanı ile muhtelif ko-
nuları görüştük. Ama bunları
açıklamaya mezun değilim" di-
ye yanıtladı.
"tkili yönetim formiılii"nün
görüşmede ele aünmadığını söy-
leyen Yılmaz, "Rahatladınız mı"
soru^una da "Rahatım, merak
etmeyin" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Özal'ın Yıl-
maz ile yaptığı görüşmenin ar-
dından ANAP'ın 3. kongresi ve
başkanlık seçimi ile ilgili yaptı-
ğı açıklama şöyle:
"Anavatan Partisi'nin 3. bü-
yük kongresi ile ilgili olarak her-
hangi bir beyanda bulunmadı-
ğım halde basınunızda ve bazı
çevrelerde birtakım spckülas-
yonlar yapılmaktadır.
Anayasa gereği, hukuken iliş-
kimin kesildigi, Anavalan Par-
tisi'nin genel baskanını seçecek
bn kongresinde, genel başkan
seçiminde herbangi bir şekilde
taraf tutmam söz konusu degil-
dir. Ben ve yakın aile efradım,
bu konuda en doğru kararı bü-
yük kongre delegelerinin verece-
gine inanıyonız.
Bununla beraber, uzun süre
Anavatan Partisi Genel Başka-
nı ve Başbakan olarak merale-
ketimize ve milletimize hizmet
etme gunırunu da unutmamız
mümkün değildir.
Bu bakımdan. Anavatan Par-
tisi'nin bu kongreden biriik ve
beraberlik içinde güçlü bir şekil-
de çıkması en halisane dilegim-
dir."
Değerlendirme
topfantılan
Özal'ın Yılmaz ile görüşmesi
sürerken Başbakan Akbulut da
dün sabah erken saatlerden iti-
baren kendisini destekleyen ba-
kanlar ve milletvekilleriyle bir
araya geldi. Devlet Bakanı Meh-
met Keçeciler, Adalet Bakanı
Oltan Sungurlu, ANAP grup
başkanvekilleri, Cumhurbaşka-
nı'nın kardeşi Yusuf Bozkurt
Özal'ın da bulunduğu görüşme-
ler sırasında Cumhurbaşkanı
!
nın tavrı değerlendirildi.
nı f. Hakkı Batuk'un cenaze tö-
renine katıldı. Mesut Yılmaz,
Kocatepe Camisi'nde Özal'ı kar-
sılayarak tokalaştı. Yılmaz, Dev-
let Bakanı Işın Çelebi ve kendi-
sini destekleyen milletvekilleri
Adnan Tutkun, Bülent Akarca-
lı, İlker Tuncay. Gökhan Maraş
ve eski Enerji Bakanı Fabrettin
Kurt ile sohbet etti.
Kurt, Özal'ın tavrına ilişkin
bir soruya, "Cumhurbaşkanı
daha önce 'Birini desteklersem
sen olursun" demişti. Şimdi de
'Kimseyi desteklemiyorum' der-
se bu, kime destek manasına ge-
lir?" dedi. Kurt, Özal'ın bu tav-
rının Yılmaz'a destek anlamı ta-
şıdığını vurgularken "Semra
Özal da mı Mesut Bey'i destekli-
yor" sorusuna, "Onu
bilmiyorum" karşılığını verdi.
Akarcalı da Özal-Yılmaz görüş-
mesinden sonra Cumhurbaşka-
ru'mn desteğinin somut hale gel-
diğini vurguladı.
ÖzaJ'ın Akbulut ve Yılmaz ile
yaptığı görüşmelerde "iki başlı
yonetim" formülünü gündeme
getirmemesi, bu formülden vaz-
geçtiği şeklinde yorumlandı.
Adaylardan birine destek verme-
yeceğini belirten Özal'ın, Akbu-
lut ve Yılmaz i!e yaptığı görüş-
melerde MKYK listesi konusun
da "ilke düzeyinde" tavsiyeler-
de bulunduğu öğrenildi.
Tuncer, Yılmaz'la
Genel başkan adaylanndan
Ulaştırma Bakanı Cengiz Tun-
cer, Mesut Yılmaz'la birlikte Is-
tanbul'a gitti. Yılmaz'la Istan-
bul'daki delege toplantısına ka-
tılacak olan bakanlar ve millet-
vekilleri saat 16.00'dan itibaren
havaalamna gelmeye başladılar.
Bu arada Tuncer de alana gelin-
ce Yılmaz ekibi kendisini alkış-
larla karşıladı. Tuncer, gazeteci-
lerin "Yılmaz adına adaylıktan
feragat mı ediyorsunuz" sorusu-
nu yanıtsız bırakırken niçin ay-
nı uçakta İstanbul'a gittiğinin
sorulması üzerine "Bütün hava-
alanlan benim" karşılığını verdi.
Adaylık için adı geçen Ekrem
Pakdemirli, bugün bir basın
toplantısı düzenleyerek karannı
açıklayacak.
ANAP genel başkan adayla-
nndan Hasan Celal Güzel, yap-
tığı yazılı açıklamada, "Ortadi-
rek deyişini biz icat etmiştik. Bi-
zi ortadirek iktidara getirdi. Fa-
kat maalesef son yıllarda orta-
direkten bahsedemez oiduk" de-
dL
Bakanlann tavn
Bu arada özal'dan "işaret"
bekleyen Işm Çelebi ve Tanm
Orman Bakanı Lütfullah Kaya-
lar dün öğleden sonra Cumhur-
başkanı ile görüşmelerinin ar-
dından Yıhnaz'ı desteklemeye
karar verdiler. Kayalar Cum-
hurbaşkanı ile görüşmesini ga-
zetecüere anlatırken, "Partinin
gelecegini düşünmeraizi isteyen
Cumhurbaşkanı kendisinin ta-
rafsız kalacağuu söyledi. Ben de
bu karan verdim" dedi. Işın Çe-
lebi de Yılmaz'ı desteklemesinin
nedenini "Bu ise mantıklı ve
uzun vadeli bakmak lazım" di-
yerek açıkladı. Çelebi, "Giineş
Taner, Akbulut'u desteklediği
için mi siz de Yılmaz'ı destekli-
yorsunuz?" sorusuna, "Hayır,
mantalitem bunu söylüyor" ya-
nıtını verdi. Aniden karar değiş-
tirerek Yılmaz'ın tstanbul gezi-
sine katılan Cengiz Tuncer,
adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Devlet Bakanı Kemal Akka-
ya, dün İstanbul'da gazetecilerle
konuşurken "Saym Akbulut'un
başanlı hizmetleri olmuştur.
Hem ANAP'ı seçime götıire-
cek, hem de memlekete faydalı
olacak hazır projeleri vardır.
Kendisi bilgili. başanlı bir lide-
rimizdir. Bu başarısını kongre-
den sonra da surdürecektir" de-
di.
4
Görevîmizi yapıyoruz
9
(Baftarafı 1. Sayfada)
lanma olarak algılıyorsa,
yanlıştır. Biz görevimizi yapı-
yonız. Eger ekonomide kötii
SHP'den Körfez'e 41ü paket
Akbulut, öncekı gun havaala- -d e l l b i r ş e y l e r v ^ r e a b u n u d u .
nından dönerken Cumhurbaş- v n r a c a g l 2 . TÜSİAD'm hazırla-
^•anı'mn 1-^nHîcınp " / i o v n m <»#*' /lıAı " -- — — - * •- ~* — — J — l . — 5
(Baştarafı l. Sayfada)
ta ve Dogu Avrupa
Silahsızlanması" konulannda
ayrı ayrı toplanan komitelerin
açı$ konuşmasını Konsey Başka-
nı VVilly Brandt yaptı. Ortado-
ğu Komitesi toplantısımn sabah-
ki bölümünde KYB lideri Celal
Talabani'nin konuşması dolayı-
sıyla ağırlıklı olarak Kurt soru-
nu tartışıj^jalabanj'nin, "Sad-
dam, Kuzey Irak'ta Kurt halkı-
na karşı kaıliama giriştiği za-
man, Arap sosyalistleri buna
sessiz kaldılar" deyince Lübnan-
h delegelerin "Biz karşı çıktık"
diye itiraz ettikleri öğrenildi. Ko-
mitelerin öğleden sonraki bölü-
münde ise ağırlıklı olarak Filis-
tin sorununun konuşulduğu be-
lirtildi.
Komite toplantılarına genel
sekreter yardımcılarmdan Yiğif
Gülöksüz, tstanbul milletvekili
tsmail Cem, Dışilişkiler Sekre-
teri Mithat Sirmen ve TÜSES
Vakfı Başkanı Korel Göymen-
den oluşan bir heyetle katılan
SHP'nin gorüşlerini, Genel Sek-
reter Hikmet Çetin sundu.
SHP'nin Irak'taki Kürtler ve
Türkmenlerle ilgili komiteye
önerdiği çözümler özetle şöyle:
"Bütün çözüm arayışları
Irak'ın toprak bütünlüğü ve hü-
kumranlık haklanna saygılı o\-
malıdır. Birleşmiş Milletler Ba-
rış Gücü, bölgedeki bütün in-
sanların güvenligi sağlananan
dek kalmalıdır. Özellikle insan
haklannın zedelenmemesi için
BM bünyesinde bir izleme komi-
tesi kunılması yerinde olacak-
Or."
Ortadoğu konusunda ise so-
runun çözümünde güvenlik ön-
lemlerinin yeterli olma>'acağı
vurgulanıp ekonomik ve sosyal
işbirliği önerilen SHP raporun-
da çözüme ilişkin şu görüşlere
yer verildi:
"İsrail'in ayrı bir Ulke olarak
variığını sürdürebilmesinin sağ-
lanması, Filistin halkına, kendi
kadeıierini tayin hakkı tanınma-
sı, BM'nin 247 ve 338 sayılı ka-
rariannın bir an önce gerçekleş-
mea, bölgedeki catışmalan silah
satarak besleyen ulkelerin Orta-
dogu'ya özellikle nükleer ve
kimyasal silah satışının yasak-
lanması."
Ortadoğu Komitesi toplantı-
sında FKÖ ile İsrailli delegele-
rin aynı masa etrafında oturma-
lan dikkat çekti. FKÖ lideri Ya-
ser Arafat'ın danışmanı Nabil
Sahaat Sosyalist Enternasyonal
toplantısına katılmalanna ola-
nak tanındığı için çok memnun
olduklarını dile getirdi. Sahaat,
Arafat'ın Türkiye"yi çok sevdi-
ğini belirterek, "Davet edilir
edilmez Türkiye'ye gelecek"
dedi.
Toplantılarda Sosyalist Enter-
nasyonal Konseyi'nin eylül ayın-
da yapılacak ikinci toplantısının
Ürdün'de yapılmasına çalışıldı-
|ı öğrenildi. Toplantıya katılan
Ürdün temsilcisinin "bütün ta-
rafların katılımıyla toplantının
ülkelerinde yapılması" önerisi
Başbakanlık Divanı'nca benim-
sendi. Önerinin Israil delegasyo-
nunun da Ürdün'e gitmesi anla-
mına geldiği için, ayrı bir önem
caşıdığına dikkat çekildi.
Sosyalist Enternasyonal Kon-
sey Toplantısı'na katılmak için
dün İstanbul'a gelen LUbnanlı
Dürzı Lider Velid Canbulat ın.
önceki gece Dışişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardıması Biiyükelçi
Hüseyin Çelem'le görüştüğu bil-
dirildi.
Bu arada toplantılarla ilgili
olarak yazılı bir açıklama yapan
DSP Genel Başkanı Bülent Ece-
vit, toplantılara Türkmenlerin
çağnlmamasını eleştirerek "Ker-
kük konusunun konuşulabilece-
ği ber yerde Iraklı Türklerin de
bulunması gerekir" dedi.
kam'nın kendisine "devam et
dediğini ve tarafsız kalacağını
söylediğini aktardığı öğrenildi.
Bu göriişmeler nedeniyle Akbu-
lut, Kahramanmaraş'a yaklaşık
bir saat geç gitti.
Daha sonra Cumhurbaşkanı
Özal, geçen cumartesi günü ölen
Cumhurbaşkanlığı Başdanışma-
söyledi.
oncu göstergeler endeksi
önümüzdeki dönemin kötii ola-
cagını gösteriyor diye bize ho-
rozlanıyorlar mı diyeceksiniz?
Şimdi biz o zaman açıkladıgımız
bu göstergelerle erken öten ho-
roz durumuna düşüyoruz. Er-
ken öten horoza ne yaparlar bi-
öte yandan UBA'nın haberi-
bu ne göre Ankara Ticaret Odası
Başkanı Ahmet Çavuşoğlu,
Cumhurbaşkanı özal'ın 'horoz'
suçlamasıyla ilgili olarak şunlan
liyorsunuz."
"Herkesin nezaketini koru-
ması gerekir. Problemler, kar-
şılıklı sttrtüşmeyle çözünüen-
mez. Cumburbaşkanı ÖzaJ bir-
den sertleşti. Bu, 15-16 haziran
tarihinde yapılacak kongreden
ötürii olsa gerek. Ancak sertleş-
meyle bir şey halledilmiyor."
TANZANIA - BURUNDI
BİR KEZ DAHA
DÜNYA ŞAMPİYONUYUZ.
Şampiyonları kutlarız.
Bir kez daha başardık. Tiirk takımı Camel Trophy'yi ikinci kez
kazandı. Tanzanya-Burundi'de güç koşullann hüküm sürdüğü,
Afrika'nın aşılmaz gibi görünen tropik ormanlarını Camel Trophy
Türk takımını temsil eden
BÜLENT ÖZLER (piJot)
MENDERES UTKU (co-pilot)
katılan diğer 16 iilke arasından büyük puan farkıyla sıyrılarak
başanyla aştılar, Dünya Şampiyonu oldular. Bu serüveni baştan sona
izleyerek dünyaya duyuran gazeteci Coşkun Aral ve Savaş Ay'a da
(Sipa press) sonsuz teşekkürler.
Tebrikler Bülent, Tebrikler Menderes.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Başlarofı 1. Sayfada)
Siyaset boşluk affetmez. Doğan boşluk, siyasi güç tara-
fından hemen doldurulur.
12 Eylül öncesinde doğan "iktidar boşluğu" askeri yöne-
tim ile doldurulmuştu; bu askeri yönetim, adına "ekonomi-
lerin militarizasvonu" denilen model ile Türkiye'yi yönetmişti.
Askeri yönetim, kanlı kargaşanın sonunda "yağmurun
yağması gibi" doğallıkla gelmişti. O günkü TBMM ve hü-
kümetler, bir "iktidar boşluğu"nu göz göre göre doğurmuş-
lardı.
Su yüz derecede buharlaşır, sıfır derecede de donar.
Bir kanlı kargaşa yaratıhr. Meclis, iktidar ve muhalefeti ile
bu kargaşaya seyirci kalırsa darbe de "yağmurun yağması
gibi doğallıkla" gelir. Önemli olan bu koşulların doğmasına
engel olmaktır.
ANAR 12 Eylül askeri yönetiminin sivil görüntülü ve mak-
yajlı uzantısıdır. ANAP'ın o günkü ve bugünkü gerçek lide-
ri askeri hükümetin başbakan yardımcısıdır.
Bugün için bu anlamda bir "iktidar boşluğu" ve bu boş-
luğu doldurmak üzere hazırlanan askeri darbe söz konu-
su değil.
Doğan iktidar boşluğunu bir siyasi parti dolduracak. Ka-
muoyu yoklamalarına bakarsanız bu parti DYP'dir.
Sağ kesimde de bir iç savaş yaşanıyor. Bu iç savaşı OYP
kazanıyor. Kazanacagı için de iktidar seçeneği oluyor. Pe-
kiyi sol?
Marksist solu bir yana bırakalım. Sosyal demokrat sol ne-
den iktidar seçeneği olamıyor?
Olamıyor, çünkü en azından iki parçaya bölünmüştür. Ka-
muoyu yoklamaları, SHP ve DSP'nin toplam oylarının yüz-
de ellilere dayandığını gösteriyor. Bu durumda da sosyal de-
mokratlar iktidar seçeneği olamıyorlar.
Oysa birleşseler, sağ iktidan üfleseler yıkılacaktır. Durum
bu kadar açıktır. Açıktır ama birleşmiyorlar.
DSP "one man show" partisidir. Tıpkı Osman Bölükba-
şı'nın Millet Partisi gibi! Bu "tak adam partisi" iktidara de-
ğil muhalefete muhalefet ediyor.
Sayın Ecevit, Saddam ile Özal arasında "özel ulak" gibi
görev yapmayı da seçkin ve saygın siyasetinin bir doğal iş-
levi sayıyor.
SHP de kendi iç kavgalarından başını kaldırıp siyaset ya-
rışında yerini alamıyor. Dirençli, devinimli ve güven yerici
tavırlarıyla "işte ben iktidar adayıyım" diyemiyor. Parti içi si-
yasetin dar ve karanhk kulislerinde eridikçe eriyor. İçe do-
nük savaş ile zaman yitiriyor.
Sosyal demokrat partiler, bu koşullarda iktidar olamaz-
larsa ne zaman olacaklar?
İşte bu model ile "reel ücretleri" her gün enflasyon bıça-
ğı ile rendelenen isçiler, ağızlarına vurulup lokmaları alınan
memurlar.
Ve birer ortaokul öğrencisi gibi yetiştirilen ve kişilikleri el-
lerinden alınmak istenen yükseköğrenim gençliği...
Zam, zulüm, işkence... Hayali ihracat... Yolsuzluklar.. Ka-
çakçılan affeden yasalar... Sağ eylemcileri affetmeye dö-
nük adaletsiz anti-terör yasaları...
"Nepotizm..." Yani Ahmet ve Efe Özallar, Magic Boxlar,
borsalar, uçak şirketleri... Ve Korkut Özal'lı birader ortak-
lıkları...
Ve gülsuyu kokulu Suudi bağlantıları...
Ve zemzem kuyularına batırılmış pay ortaklığı senetleri...
Ve her gün daha da yükselen terör...
Ve bu siyasetin kitle tabanında yarattığı tepkiler.
Bu koşullarda da sağ, sağın seçeneği olursa suç kimse-
de değil sosyal demokrat kadrolardadır. Bu partililerin lider-
lerindedir, eski ve yeni genel sekreterlerindedir; parti mec-
lisi üyelerindedir, parti üst yönetimlerindedir, tek tek, il ve
ilçe başkaniarındadır ve milletvekillerindedir.
Kimin olacak başka?
Bu koşullarda "Anadolu aydınlan"na görev düşüyor. Her
iki partinin tabanındaki aydınlar kükreyip, partilerini tek çatı
altında birleştiremezlerse ilk genel seçimden sonra bu iki
parti ancak birer "tabela partisi" olacaktır.
Demirel yıkıldı, müsteşarı geldi; müsteşarı gidecek, De-
mirel gelecek!
Ooof, of, of!..
Mennırun gözü politikada
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan ve hükümet
değişikliği beklentilerinin yarat-
tığı belirsizlik ortanu, memurla-
ra verilecek ikinci yarı yıl maaş
zammına ilişkin hesaplamalan
da etkiliyor. Maaş zammının
kongreden sonra oluşacak yeni
hükümetçe belirleneceği bildiril-
di. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ise memurlara verilecek
maaş zammının yüzde 20 civa-
nnda belirlenmesi eğüiminde ol-
duğu ifade ediliyor.
Edinilen bilgiye göre Maliye
ve Gümrük Bakanlığı uzmanla-
n, yüzde 15'ten yüzde 30'lara
kadar varan maaş artışım öngö-
ren ceşitli katsayı önerilen geliş-
tirdi. Ancak 15-16 haziran ta-
rihlerinde yapılacak ANAP
kongresi nedeniyle Başbakan
Yıldınm Akbulut ve hükümet
ekonomiyle ilgili kararları şim-
dilik beklemeye aldığı için nıa-
aş zamları da kongre sonrasına
kaldı.
Cumhurbaşkanı özal'uı me-
mur maaşlanndaki ortalama ar-
tışın yüzde 20 civannda tutul-
ması eğiliminde olduğu belirti-
lirken Silahlı Kuvvetler mensup-
lannın maaşlanndaki artışın ise
daha yüksek tutulacağı bil-
dirildi.
Verilen bilgiye göre katsayı
artışlanndan önce yürürlüğe gi-
ren yeni yetki yasası çerçevesin-
de, kamu personelinin maaş ve
özlük haklanna ilişkin temel
göstergelerde kanun hükmünde
kararnamelerle baa düzenleme-
lere gidilecek. Bu düzenlemeler-
le teknik personel, sağlık perso-
neli, polis ve öğretmenlerin du-
nımlannda bazı iyüeşmeler sağ-
lanacak. Aynca, üst düzey ka-
mu yöneticilerinin maaş düzey-
leri de arttınlacak. Kanun hük-
münde kararnamelerle ordu üst
kademelerinde rahatsızlıklara
neden olan maaş düşüklüğü de
gideriiecek. Yapılacak bu dü-
zenlemelerle genel idare hizmct-
lerinde ortalama maaş artışının
yüzde 20 düzeyinde tutulması
halinde bile ust kademe yöneti-
cilerle orduda bu artış oranının
yüzde 35-40'a çıkabileceği be-
lirtildi.
Maaş artışının yüzde 20 civa-
nnda tutulması halinde halen
453 bin lira olan en düşük dev-
let memuru aylığı 15 temmuzda
544 bin liraya, işe yeni giren üni-
versite mezunu devlet memuru-
nun aylığı da 483 bin liradan
580 bin liraya çıkacak. 3 milyon
213 bin lira olan albay maaşının
ise 4.5 milyon liraya yükseltile-
bileceği tahmin ediliyor.
Yapılan hesaplamalara göre
memur maaşlarında yapılacak
her yüzde l'li artış bütçe açığı-
nı 195 milyar lira bûyütecek.
Memurdan tepki
Dün gece gazetemiz merkez
ve bürolannı telefonla arayan
Eğit-Der üyesi yüzlerce öğret-
men ile memurlar, temmuz ayın-
da memur maaşlanna düşük
oranda zam yapılacağının yetki-
ülerce ifade edildiğini, bunu pro-
testo ettiklerini söylediler. Me-
murlar, zammı protesto için ey-
lemler de yapacaklarını kay-
dettiler.
Kuşkulu ölüıııe protesto
(Baştarafı I. Sayfada)
büsüne molotof kokteyli attı.
öğrenciler fakülteye girmeye ça-
lışan polisleri taş yağmuruna
tuttular. Bu arada fakültenin
önündeki polis noktasımn cam-
lan kınldı.
Olayın gerginleşmesi üzerine
polis ekipleri fakülteyi sardı.
Yaklaşık 1.5 saat süren polis ku-
şatması sonucunda polis, fakül-
teye girerek kimlik kontrolü ve
arama yaptı. Gazetecilerin film-
lerine de el koyan polisler, bazı
gazetecileri de bir süre gözaltın-
da tuttu.
tstanbul Üniversitesi'nde sü-
ren sınavlar nedeniyle arama ve
kimlik kontrollerinden sonra
öğrenciler içeriye almmaya baş-
landı.
Olaydan sonra HEP il bina-
sında yapılan basın toplantiMtı-
da, Kaya'nın arkadaşlan polisi
suçlayıcı iddialarda bulundular.
Toplantıda anlatılanlara göre
geçen cuma akşamı Kaya, iki
yıldır kalmakta olduğu Kadırga
öğrenci Yurdu'ndaki arkadaşla-
nna, Kanarya'daki akrabalanna
gidecefini söyledi. Saat 22.00 sı-
ralannda iki arkadaşı ile birlik-
te Kanarya'da yolda yürürken
Ankara plakalı san 131 tipi oto-
mobilden kendilerine 'Ulaş,
oğlum' diye seslenildi. Bundan
ürken gençler şaşkınlık geçirerek
kaçmaya başladılar. Polis de ar-
kalanndan ateş açtı. Arkadaşla-
nndan ikisi kaçmayı başanrken
Murteza başından aldığı kur-
şunla yaralanarak yere yıkıldı.
Ardından polisler tarafından
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi
1
ne kaldınldı.
Ehliyetımi, nufus cuzdanımı
ve askeri kimligimi
kaybettim. Hükümsuzdur.
tHSAN A YDOĞDU