22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 1991 • * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19 Sosyalist Enternasyonal... (Baştarafı 1. Sayfada) "Halk Partisi Enternasyonal"e üye olacak m?" Brandt Ecevit'e döndü ve soruyu ona yö- neltmemi istedi. İlginç nokta, CHP liderinin de bu soruyu o kendine özgü mimikleriyle geçiştirmesi olmuştu. Çünkü bu konuda tedirgindi Ecevit. Adı, hem sosyalist hem enternasyonal gi- bi iki sözcükten oluşan bir yabancı örgüte CHP'nin üye olması, kamuoyunda nasıl kar- şılanacaktı? Bu üyeliği istismar etmesi ke- sin olan sağ muhalefetin tutumu, CHP'nin oylarını olumsuz yönde etkileyebilir miydi? CHP yönetiminde o tarihlerde esen bu ha- va, rahrnetli Muammer Aksoy'un Sosyalist Enternasyonal'in "komünistlik"\e, "Mosko- va"yla hiçbir ilgisi bulunmadığını anlatan bir broşür kaleme almasına kadar varmıştı. Aradan bunça yıl geçti. Bugün Sosyalist Enternasyonal İstanbul'da toplanıyor. Üstelik Enternasyonal'in artık bir değil iki üyesi var Türkiye'den: inönü'nün tam üye statüsünde- ki SHP'si ile Ecevit'in danışman üye konu- mundaki DSP'si. Ve en muhafazakâr çevrelerden bile artık pek bir ses duyulduğu yok bu konuda. • SHP'nin ev sahipliğini yaptığı Sosyalist Enternasyonal toplantısının bir başka boyu- tu üzerinde daha durulabilir. Enternasyonal'i oiuşturan partilerin büyük çoğunluğu, özellikle Avrupa'dan gelenler Marksist kökenlidir. İlk kurukjuklarında prog- ramlarına "işçisınrfı"partisi olduklarını, "sınrf mücadetesi"ni benimsediklerini, iktidara ge- lince "üretim araçlarını devletleştirecekleri"- ni koymuşlardı. Zaman içinde büyük bir dönüşümü yaşa- dılar. Sınrf, sınrf mücadelesi, devletçilik bu partilerin iktidar programlanndan düştü. Ama ilginçtir, bu ilkeler parti programların- daki yerlerini ise daha uzun yıllar korudular. Parti programlannın Marksist ilkelerden anrv dırılması 196O'lı, 1970'li yıllarda gerçekleş- miştir. Bu neden böyle oldu? Parti içi dengeler, sağ-sol kanatların bu durumda rolü oldu. Ayrıca parti programla- rına, o partilerin gûç aldığı geleneklerinin bir parçası olarak da bakıldığı için bir değişikli- ğe gidilmedi. • Şimdi aynı tartışmaya Batı'daki partilerden farklı olarak Marksist kökenden gelmeyen SHP'de tanık olunuyor: Parti programı ve CHP'den miras Altı Ok'la ilgili olarak... Bu konuda SHP lideri İnönü'nün görüşle- ri şöyle: "Bu tartışma normal, partimiz bir evrim ge- çirdi. CHP de aynt şeyi yapmıştır. CHP'nin atü oku arasında demokrasi yoktur mesela. Ama Türkiye'ye çok partili rejimi CHP getirmiştir. Aynı çok partili demokrasi, bugün daha ge- niş bir düşünce özgürlüğü getirmiştir ve bu düşünce özgürtüğü içinde daha evrensel il- keler de daha rahatlıkla savunulabilir. Bunu doğal bir evrim diye görüyorum. 'Peki bu ye- ni yaklaşımlara bağlıysanız, okJarı niye atmı- yorsunuz?' deniyor. Niye atacağız? Kendimi- zi sûrekfi yenilerken, geçmişimizi neden unu- talım? O bize güç veriyor. Ama elbet geçmiş- te de yasamryoruz. Ben okları atmak taraf- tan değilim. Ama bu okiann anlamı veya o ok- lara ihtiyaç elbette değişti. CHP, bu ilketeri uygulayarak ülkeye büyük hizmetler yapmıştır. Bugünkü durum şüphe- siz farklı. Biz sosyal demokrat birpartiyiz ve aftı oktan başka şeyler de söylüyoruz. Ozgür- lük, sosyal adalet ve dayanışma gibi evren- sel ilkelere bağlıyız. Aynca çevrenin ve ban- şın korunması, ekonominin globalleşmesi için de kuzey-güney farklılıklannın giderilmesi gi- bi meseteler var. Bu da sosyal demokrat par- tilerin öbür ilkeler kadar öne aldığı ilkeler." (Hürriyet, 9.6.1991) Dünya Ekonomik Forumu toplantısında devletleştirme konusundaki bir soruyu da şöyle yanıtlamış SHP lideri: "1930'larda büyük bunalım zamanında alınmış olumlu bir karar olan devletçilik, bu- gün eski anlamını taşımıyor. Bugün artık bu konuya sosyal demokrat çağdaş bir anlayış- la yaklaşıyoruz. Ancak oklan atmamız da par- timizin geleneklerinden, tarihinden kopmak anlamına gelir." • Sayın İnönü'nün bu görüşleri yerindedir. Ama aynı zamanda iktidar iddiasını sürdür- mek isteyen bir sosyal demokrat parti ola- rak program tartışmalarına da gereksinme- si vardır SHP'nin. Bu konuyla ilgili oiarak son zamanlarda canlanan tartışmalar yararlıdır. Nitekim, partinin yönetim kademelerinde de bazıları raporlara bağlanarak kamuoyu- na açıklanan çalışmaların yapıldığı biliniyor. Parti içi yarışmanın hizipsel değil düşün- sel bir yörüngeye oturması bakımından bun- ların önemi vardır. Sosyalist Enternasyonal içinde de bu açı- dan örnek alınabilecek partiler vardır. Onla- rın deneyimlerinden yararlanmak ve bu ko- nuda düşünmek için İstanbul toplantısı bir fırsat sayılabilir. ÖzaPdan yeni manevra (Baştarafı 1. Sayfada) sorusunu da Yılmaz, "Ssayın Cumhurbaşkanı ile muhtelif ko- nuları görüştük. Ama bunları açıklamaya mezun değilim" di- ye yanıtladı. "tkili yönetim formiılii"nün görüşmede ele aünmadığını söy- leyen Yılmaz, "Rahatladınız mı" soru^una da "Rahatım, merak etmeyin" karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Özal'ın Yıl- maz ile yaptığı görüşmenin ar- dından ANAP'ın 3. kongresi ve başkanlık seçimi ile ilgili yaptı- ğı açıklama şöyle: "Anavatan Partisi'nin 3. bü- yük kongresi ile ilgili olarak her- hangi bir beyanda bulunmadı- ğım halde basınunızda ve bazı çevrelerde birtakım spckülas- yonlar yapılmaktadır. Anayasa gereği, hukuken iliş- kimin kesildigi, Anavalan Par- tisi'nin genel baskanını seçecek bn kongresinde, genel başkan seçiminde herbangi bir şekilde taraf tutmam söz konusu degil- dir. Ben ve yakın aile efradım, bu konuda en doğru kararı bü- yük kongre delegelerinin verece- gine inanıyonız. Bununla beraber, uzun süre Anavatan Partisi Genel Başka- nı ve Başbakan olarak merale- ketimize ve milletimize hizmet etme gunırunu da unutmamız mümkün değildir. Bu bakımdan. Anavatan Par- tisi'nin bu kongreden biriik ve beraberlik içinde güçlü bir şekil- de çıkması en halisane dilegim- dir." Değerlendirme topfantılan Özal'ın Yılmaz ile görüşmesi sürerken Başbakan Akbulut da dün sabah erken saatlerden iti- baren kendisini destekleyen ba- kanlar ve milletvekilleriyle bir araya geldi. Devlet Bakanı Meh- met Keçeciler, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, ANAP grup başkanvekilleri, Cumhurbaşka- nı'nın kardeşi Yusuf Bozkurt Özal'ın da bulunduğu görüşme- ler sırasında Cumhurbaşkanı ! nın tavrı değerlendirildi. nı f. Hakkı Batuk'un cenaze tö- renine katıldı. Mesut Yılmaz, Kocatepe Camisi'nde Özal'ı kar- sılayarak tokalaştı. Yılmaz, Dev- let Bakanı Işın Çelebi ve kendi- sini destekleyen milletvekilleri Adnan Tutkun, Bülent Akarca- lı, İlker Tuncay. Gökhan Maraş ve eski Enerji Bakanı Fabrettin Kurt ile sohbet etti. Kurt, Özal'ın tavrına ilişkin bir soruya, "Cumhurbaşkanı daha önce 'Birini desteklersem sen olursun" demişti. Şimdi de 'Kimseyi desteklemiyorum' der- se bu, kime destek manasına ge- lir?" dedi. Kurt, Özal'ın bu tav- rının Yılmaz'a destek anlamı ta- şıdığını vurgularken "Semra Özal da mı Mesut Bey'i destekli- yor" sorusuna, "Onu bilmiyorum" karşılığını verdi. Akarcalı da Özal-Yılmaz görüş- mesinden sonra Cumhurbaşka- ru'mn desteğinin somut hale gel- diğini vurguladı. ÖzaJ'ın Akbulut ve Yılmaz ile yaptığı görüşmelerde "iki başlı yonetim" formülünü gündeme getirmemesi, bu formülden vaz- geçtiği şeklinde yorumlandı. Adaylardan birine destek verme- yeceğini belirten Özal'ın, Akbu- lut ve Yılmaz i!e yaptığı görüş- melerde MKYK listesi konusun da "ilke düzeyinde" tavsiyeler- de bulunduğu öğrenildi. Tuncer, Yılmaz'la Genel başkan adaylanndan Ulaştırma Bakanı Cengiz Tun- cer, Mesut Yılmaz'la birlikte Is- tanbul'a gitti. Yılmaz'la Istan- bul'daki delege toplantısına ka- tılacak olan bakanlar ve millet- vekilleri saat 16.00'dan itibaren havaalamna gelmeye başladılar. Bu arada Tuncer de alana gelin- ce Yılmaz ekibi kendisini alkış- larla karşıladı. Tuncer, gazeteci- lerin "Yılmaz adına adaylıktan feragat mı ediyorsunuz" sorusu- nu yanıtsız bırakırken niçin ay- nı uçakta İstanbul'a gittiğinin sorulması üzerine "Bütün hava- alanlan benim" karşılığını verdi. Adaylık için adı geçen Ekrem Pakdemirli, bugün bir basın toplantısı düzenleyerek karannı açıklayacak. ANAP genel başkan adayla- nndan Hasan Celal Güzel, yap- tığı yazılı açıklamada, "Ortadi- rek deyişini biz icat etmiştik. Bi- zi ortadirek iktidara getirdi. Fa- kat maalesef son yıllarda orta- direkten bahsedemez oiduk" de- dL Bakanlann tavn Bu arada özal'dan "işaret" bekleyen Işm Çelebi ve Tanm Orman Bakanı Lütfullah Kaya- lar dün öğleden sonra Cumhur- başkanı ile görüşmelerinin ar- dından Yıhnaz'ı desteklemeye karar verdiler. Kayalar Cum- hurbaşkanı ile görüşmesini ga- zetecüere anlatırken, "Partinin gelecegini düşünmeraizi isteyen Cumhurbaşkanı kendisinin ta- rafsız kalacağuu söyledi. Ben de bu karan verdim" dedi. Işın Çe- lebi de Yılmaz'ı desteklemesinin nedenini "Bu ise mantıklı ve uzun vadeli bakmak lazım" di- yerek açıkladı. Çelebi, "Giineş Taner, Akbulut'u desteklediği için mi siz de Yılmaz'ı destekli- yorsunuz?" sorusuna, "Hayır, mantalitem bunu söylüyor" ya- nıtını verdi. Aniden karar değiş- tirerek Yılmaz'ın tstanbul gezi- sine katılan Cengiz Tuncer, adaylıktan çekildiğini açıkladı. Devlet Bakanı Kemal Akka- ya, dün İstanbul'da gazetecilerle konuşurken "Saym Akbulut'un başanlı hizmetleri olmuştur. Hem ANAP'ı seçime götıire- cek, hem de memlekete faydalı olacak hazır projeleri vardır. Kendisi bilgili. başanlı bir lide- rimizdir. Bu başarısını kongre- den sonra da surdürecektir" de- di. 4 Görevîmizi yapıyoruz 9 (Baftarafı 1. Sayfada) lanma olarak algılıyorsa, yanlıştır. Biz görevimizi yapı- yonız. Eger ekonomide kötii SHP'den Körfez'e 41ü paket Akbulut, öncekı gun havaala- -d e l l b i r ş e y l e r v ^ r e a b u n u d u . nından dönerken Cumhurbaş- v n r a c a g l 2 . TÜSİAD'm hazırla- ^•anı'mn 1-^nHîcınp " / i o v n m <»#*' /lıAı " -- — — - * •- ~* — — J — l . — 5 (Baştarafı l. Sayfada) ta ve Dogu Avrupa Silahsızlanması" konulannda ayrı ayrı toplanan komitelerin açı$ konuşmasını Konsey Başka- nı VVilly Brandt yaptı. Ortado- ğu Komitesi toplantısımn sabah- ki bölümünde KYB lideri Celal Talabani'nin konuşması dolayı- sıyla ağırlıklı olarak Kurt soru- nu tartışıj^jalabanj'nin, "Sad- dam, Kuzey Irak'ta Kurt halkı- na karşı kaıliama giriştiği za- man, Arap sosyalistleri buna sessiz kaldılar" deyince Lübnan- h delegelerin "Biz karşı çıktık" diye itiraz ettikleri öğrenildi. Ko- mitelerin öğleden sonraki bölü- münde ise ağırlıklı olarak Filis- tin sorununun konuşulduğu be- lirtildi. Komite toplantılarına genel sekreter yardımcılarmdan Yiğif Gülöksüz, tstanbul milletvekili tsmail Cem, Dışilişkiler Sekre- teri Mithat Sirmen ve TÜSES Vakfı Başkanı Korel Göymen- den oluşan bir heyetle katılan SHP'nin gorüşlerini, Genel Sek- reter Hikmet Çetin sundu. SHP'nin Irak'taki Kürtler ve Türkmenlerle ilgili komiteye önerdiği çözümler özetle şöyle: "Bütün çözüm arayışları Irak'ın toprak bütünlüğü ve hü- kumranlık haklanna saygılı o\- malıdır. Birleşmiş Milletler Ba- rış Gücü, bölgedeki bütün in- sanların güvenligi sağlananan dek kalmalıdır. Özellikle insan haklannın zedelenmemesi için BM bünyesinde bir izleme komi- tesi kunılması yerinde olacak- Or." Ortadoğu konusunda ise so- runun çözümünde güvenlik ön- lemlerinin yeterli olma>'acağı vurgulanıp ekonomik ve sosyal işbirliği önerilen SHP raporun- da çözüme ilişkin şu görüşlere yer verildi: "İsrail'in ayrı bir Ulke olarak variığını sürdürebilmesinin sağ- lanması, Filistin halkına, kendi kadeıierini tayin hakkı tanınma- sı, BM'nin 247 ve 338 sayılı ka- rariannın bir an önce gerçekleş- mea, bölgedeki catışmalan silah satarak besleyen ulkelerin Orta- dogu'ya özellikle nükleer ve kimyasal silah satışının yasak- lanması." Ortadoğu Komitesi toplantı- sında FKÖ ile İsrailli delegele- rin aynı masa etrafında oturma- lan dikkat çekti. FKÖ lideri Ya- ser Arafat'ın danışmanı Nabil Sahaat Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmalanna ola- nak tanındığı için çok memnun olduklarını dile getirdi. Sahaat, Arafat'ın Türkiye"yi çok sevdi- ğini belirterek, "Davet edilir edilmez Türkiye'ye gelecek" dedi. Toplantılarda Sosyalist Enter- nasyonal Konseyi'nin eylül ayın- da yapılacak ikinci toplantısının Ürdün'de yapılmasına çalışıldı- |ı öğrenildi. Toplantıya katılan Ürdün temsilcisinin "bütün ta- rafların katılımıyla toplantının ülkelerinde yapılması" önerisi Başbakanlık Divanı'nca benim- sendi. Önerinin Israil delegasyo- nunun da Ürdün'e gitmesi anla- mına geldiği için, ayrı bir önem caşıdığına dikkat çekildi. Sosyalist Enternasyonal Kon- sey Toplantısı'na katılmak için dün İstanbul'a gelen LUbnanlı Dürzı Lider Velid Canbulat ın. önceki gece Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardıması Biiyükelçi Hüseyin Çelem'le görüştüğu bil- dirildi. Bu arada toplantılarla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, toplantılara Türkmenlerin çağnlmamasını eleştirerek "Ker- kük konusunun konuşulabilece- ği ber yerde Iraklı Türklerin de bulunması gerekir" dedi. kam'nın kendisine "devam et dediğini ve tarafsız kalacağını söylediğini aktardığı öğrenildi. Bu göriişmeler nedeniyle Akbu- lut, Kahramanmaraş'a yaklaşık bir saat geç gitti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Özal, geçen cumartesi günü ölen Cumhurbaşkanlığı Başdanışma- söyledi. oncu göstergeler endeksi önümüzdeki dönemin kötii ola- cagını gösteriyor diye bize ho- rozlanıyorlar mı diyeceksiniz? Şimdi biz o zaman açıkladıgımız bu göstergelerle erken öten ho- roz durumuna düşüyoruz. Er- ken öten horoza ne yaparlar bi- öte yandan UBA'nın haberi- bu ne göre Ankara Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı özal'ın 'horoz' suçlamasıyla ilgili olarak şunlan liyorsunuz." "Herkesin nezaketini koru- ması gerekir. Problemler, kar- şılıklı sttrtüşmeyle çözünüen- mez. Cumburbaşkanı ÖzaJ bir- den sertleşti. Bu, 15-16 haziran tarihinde yapılacak kongreden ötürii olsa gerek. Ancak sertleş- meyle bir şey halledilmiyor." TANZANIA - BURUNDI BİR KEZ DAHA DÜNYA ŞAMPİYONUYUZ. Şampiyonları kutlarız. Bir kez daha başardık. Tiirk takımı Camel Trophy'yi ikinci kez kazandı. Tanzanya-Burundi'de güç koşullann hüküm sürdüğü, Afrika'nın aşılmaz gibi görünen tropik ormanlarını Camel Trophy Türk takımını temsil eden BÜLENT ÖZLER (piJot) MENDERES UTKU (co-pilot) katılan diğer 16 iilke arasından büyük puan farkıyla sıyrılarak başanyla aştılar, Dünya Şampiyonu oldular. Bu serüveni baştan sona izleyerek dünyaya duyuran gazeteci Coşkun Aral ve Savaş Ay'a da (Sipa press) sonsuz teşekkürler. Tebrikler Bülent, Tebrikler Menderes. GOZLEM UGUR MUMCU (Başlarofı 1. Sayfada) Siyaset boşluk affetmez. Doğan boşluk, siyasi güç tara- fından hemen doldurulur. 12 Eylül öncesinde doğan "iktidar boşluğu" askeri yöne- tim ile doldurulmuştu; bu askeri yönetim, adına "ekonomi- lerin militarizasvonu" denilen model ile Türkiye'yi yönetmişti. Askeri yönetim, kanlı kargaşanın sonunda "yağmurun yağması gibi" doğallıkla gelmişti. O günkü TBMM ve hü- kümetler, bir "iktidar boşluğu"nu göz göre göre doğurmuş- lardı. Su yüz derecede buharlaşır, sıfır derecede de donar. Bir kanlı kargaşa yaratıhr. Meclis, iktidar ve muhalefeti ile bu kargaşaya seyirci kalırsa darbe de "yağmurun yağması gibi doğallıkla" gelir. Önemli olan bu koşulların doğmasına engel olmaktır. ANAR 12 Eylül askeri yönetiminin sivil görüntülü ve mak- yajlı uzantısıdır. ANAP'ın o günkü ve bugünkü gerçek lide- ri askeri hükümetin başbakan yardımcısıdır. Bugün için bu anlamda bir "iktidar boşluğu" ve bu boş- luğu doldurmak üzere hazırlanan askeri darbe söz konu- su değil. Doğan iktidar boşluğunu bir siyasi parti dolduracak. Ka- muoyu yoklamalarına bakarsanız bu parti DYP'dir. Sağ kesimde de bir iç savaş yaşanıyor. Bu iç savaşı OYP kazanıyor. Kazanacagı için de iktidar seçeneği oluyor. Pe- kiyi sol? Marksist solu bir yana bırakalım. Sosyal demokrat sol ne- den iktidar seçeneği olamıyor? Olamıyor, çünkü en azından iki parçaya bölünmüştür. Ka- muoyu yoklamaları, SHP ve DSP'nin toplam oylarının yüz- de ellilere dayandığını gösteriyor. Bu durumda da sosyal de- mokratlar iktidar seçeneği olamıyorlar. Oysa birleşseler, sağ iktidan üfleseler yıkılacaktır. Durum bu kadar açıktır. Açıktır ama birleşmiyorlar. DSP "one man show" partisidir. Tıpkı Osman Bölükba- şı'nın Millet Partisi gibi! Bu "tak adam partisi" iktidara de- ğil muhalefete muhalefet ediyor. Sayın Ecevit, Saddam ile Özal arasında "özel ulak" gibi görev yapmayı da seçkin ve saygın siyasetinin bir doğal iş- levi sayıyor. SHP de kendi iç kavgalarından başını kaldırıp siyaset ya- rışında yerini alamıyor. Dirençli, devinimli ve güven yerici tavırlarıyla "işte ben iktidar adayıyım" diyemiyor. Parti içi si- yasetin dar ve karanhk kulislerinde eridikçe eriyor. İçe do- nük savaş ile zaman yitiriyor. Sosyal demokrat partiler, bu koşullarda iktidar olamaz- larsa ne zaman olacaklar? İşte bu model ile "reel ücretleri" her gün enflasyon bıça- ğı ile rendelenen isçiler, ağızlarına vurulup lokmaları alınan memurlar. Ve birer ortaokul öğrencisi gibi yetiştirilen ve kişilikleri el- lerinden alınmak istenen yükseköğrenim gençliği... Zam, zulüm, işkence... Hayali ihracat... Yolsuzluklar.. Ka- çakçılan affeden yasalar... Sağ eylemcileri affetmeye dö- nük adaletsiz anti-terör yasaları... "Nepotizm..." Yani Ahmet ve Efe Özallar, Magic Boxlar, borsalar, uçak şirketleri... Ve Korkut Özal'lı birader ortak- lıkları... Ve gülsuyu kokulu Suudi bağlantıları... Ve zemzem kuyularına batırılmış pay ortaklığı senetleri... Ve her gün daha da yükselen terör... Ve bu siyasetin kitle tabanında yarattığı tepkiler. Bu koşullarda da sağ, sağın seçeneği olursa suç kimse- de değil sosyal demokrat kadrolardadır. Bu partililerin lider- lerindedir, eski ve yeni genel sekreterlerindedir; parti mec- lisi üyelerindedir, parti üst yönetimlerindedir, tek tek, il ve ilçe başkaniarındadır ve milletvekillerindedir. Kimin olacak başka? Bu koşullarda "Anadolu aydınlan"na görev düşüyor. Her iki partinin tabanındaki aydınlar kükreyip, partilerini tek çatı altında birleştiremezlerse ilk genel seçimden sonra bu iki parti ancak birer "tabela partisi" olacaktır. Demirel yıkıldı, müsteşarı geldi; müsteşarı gidecek, De- mirel gelecek! Ooof, of, of!.. Mennırun gözü politikada ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan ve hükümet değişikliği beklentilerinin yarat- tığı belirsizlik ortanu, memurla- ra verilecek ikinci yarı yıl maaş zammına ilişkin hesaplamalan da etkiliyor. Maaş zammının kongreden sonra oluşacak yeni hükümetçe belirleneceği bildiril- di. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ise memurlara verilecek maaş zammının yüzde 20 civa- nnda belirlenmesi eğüiminde ol- duğu ifade ediliyor. Edinilen bilgiye göre Maliye ve Gümrük Bakanlığı uzmanla- n, yüzde 15'ten yüzde 30'lara kadar varan maaş artışım öngö- ren ceşitli katsayı önerilen geliş- tirdi. Ancak 15-16 haziran ta- rihlerinde yapılacak ANAP kongresi nedeniyle Başbakan Yıldınm Akbulut ve hükümet ekonomiyle ilgili kararları şim- dilik beklemeye aldığı için nıa- aş zamları da kongre sonrasına kaldı. Cumhurbaşkanı özal'uı me- mur maaşlanndaki ortalama ar- tışın yüzde 20 civannda tutul- ması eğiliminde olduğu belirti- lirken Silahlı Kuvvetler mensup- lannın maaşlanndaki artışın ise daha yüksek tutulacağı bil- dirildi. Verilen bilgiye göre katsayı artışlanndan önce yürürlüğe gi- ren yeni yetki yasası çerçevesin- de, kamu personelinin maaş ve özlük haklanna ilişkin temel göstergelerde kanun hükmünde kararnamelerle baa düzenleme- lere gidilecek. Bu düzenlemeler- le teknik personel, sağlık perso- neli, polis ve öğretmenlerin du- nımlannda bazı iyüeşmeler sağ- lanacak. Aynca, üst düzey ka- mu yöneticilerinin maaş düzey- leri de arttınlacak. Kanun hük- münde kararnamelerle ordu üst kademelerinde rahatsızlıklara neden olan maaş düşüklüğü de gideriiecek. Yapılacak bu dü- zenlemelerle genel idare hizmct- lerinde ortalama maaş artışının yüzde 20 düzeyinde tutulması halinde bile ust kademe yöneti- cilerle orduda bu artış oranının yüzde 35-40'a çıkabileceği be- lirtildi. Maaş artışının yüzde 20 civa- nnda tutulması halinde halen 453 bin lira olan en düşük dev- let memuru aylığı 15 temmuzda 544 bin liraya, işe yeni giren üni- versite mezunu devlet memuru- nun aylığı da 483 bin liradan 580 bin liraya çıkacak. 3 milyon 213 bin lira olan albay maaşının ise 4.5 milyon liraya yükseltile- bileceği tahmin ediliyor. Yapılan hesaplamalara göre memur maaşlarında yapılacak her yüzde l'li artış bütçe açığı- nı 195 milyar lira bûyütecek. Memurdan tepki Dün gece gazetemiz merkez ve bürolannı telefonla arayan Eğit-Der üyesi yüzlerce öğret- men ile memurlar, temmuz ayın- da memur maaşlanna düşük oranda zam yapılacağının yetki- ülerce ifade edildiğini, bunu pro- testo ettiklerini söylediler. Me- murlar, zammı protesto için ey- lemler de yapacaklarını kay- dettiler. Kuşkulu ölüıııe protesto (Baştarafı I. Sayfada) büsüne molotof kokteyli attı. öğrenciler fakülteye girmeye ça- lışan polisleri taş yağmuruna tuttular. Bu arada fakültenin önündeki polis noktasımn cam- lan kınldı. Olayın gerginleşmesi üzerine polis ekipleri fakülteyi sardı. Yaklaşık 1.5 saat süren polis ku- şatması sonucunda polis, fakül- teye girerek kimlik kontrolü ve arama yaptı. Gazetecilerin film- lerine de el koyan polisler, bazı gazetecileri de bir süre gözaltın- da tuttu. tstanbul Üniversitesi'nde sü- ren sınavlar nedeniyle arama ve kimlik kontrollerinden sonra öğrenciler içeriye almmaya baş- landı. Olaydan sonra HEP il bina- sında yapılan basın toplantiMtı- da, Kaya'nın arkadaşlan polisi suçlayıcı iddialarda bulundular. Toplantıda anlatılanlara göre geçen cuma akşamı Kaya, iki yıldır kalmakta olduğu Kadırga öğrenci Yurdu'ndaki arkadaşla- nna, Kanarya'daki akrabalanna gidecefini söyledi. Saat 22.00 sı- ralannda iki arkadaşı ile birlik- te Kanarya'da yolda yürürken Ankara plakalı san 131 tipi oto- mobilden kendilerine 'Ulaş, oğlum' diye seslenildi. Bundan ürken gençler şaşkınlık geçirerek kaçmaya başladılar. Polis de ar- kalanndan ateş açtı. Arkadaşla- nndan ikisi kaçmayı başanrken Murteza başından aldığı kur- şunla yaralanarak yere yıkıldı. Ardından polisler tarafından Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi 1 ne kaldınldı. Ehliyetımi, nufus cuzdanımı ve askeri kimligimi kaybettim. Hükümsuzdur. tHSAN A YDOĞDU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle