18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4meıikalılar rahat nef es aldı EBNEM ATİYAS NEW YORK ABD Başkaı George Bush'un kalbi dün açlara olumlu tepki gösterme2 başladı ve Bush hastaneden ıburcu edilerek Beyaz Saray'a öndü. Amerikalılar da böylece rahat efes aldı. Cumartesi günü koşu yaparen solunum rahatsızhğı geçiresk hastaneye kaldırılan 66 yaındaki Başkan Bush'un kalbiin düzensiz atmasını önlemek ;in elektroşok uygulamasına erek olmadığı açıklandı. Elekroşok uygulaması için hastaya ;enel anestezi yapıldığından, uy.ulama gerçekleşseydi Bush'un 'etkilerini geçici olarak Başkan fardımcısı Dan Quayle devrala:aktı. Kamuoyundaki genel kau, Quayle"nin başkanlık yapasilecek yetenekte olmadığı rolunda. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwater dün öğleden sonra basına yaptığı açıklamada, "Başkan, tedaviye olumlu yanıt veriyor. Doktorlar, kalbinin düzensiz atışını önlemek için, elektroşoka gerek olmadığına karar ABD Başkanı George Bush, torunlan Sam ve Ellie Lebond'un geçmiş olsun dileklerini kabul etti. (Reuter) verdiler" dedi. Fitzvvater şöyle devam etti: "Başkan bir an önce çalışmaya başlamak istiyor. Normal progranuna başlayacak. Jogging'e ne zaman başlayacağını merak ediyorsanız, bunu size söyleyemem." Bush, cumartesi günü koşu yaparken solunum yetersizliğinden rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Başkan'ın pazar günü taburcu edilmesi bekleniyordu. Ancak Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Başkan'ın kalbinin düzensiz atmaya devam ettiği, bu nedenle hastanede kalacağı bildirilmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Semra özal ile mahkemelik olan Sydney Başkonsolos Yardımcısı Bilge Erol dün gece Ankara'ya döndü. Erol, Esenboğa Havaalam'nda isnıini açıklamak istemediği "Çok üst düzey bir Dışişleri yetkilisinden saat 4.30'da telefon geldiğini" belirterek, "Cumhurbaşkam'nın bir seyahatı var. 'Bu seyahat sırasında Avustralya'da olma' dendi. Bir şeyle suçlanmamak için onlan yalnız bıraktım. Bakanhğın ise neden böyle bir karar aldığını bilmiyorum" dedi. Semra özal'ın il başkanı olduğunu öğrendiğini ve politikaya soyunan bir kişi olarak kendisini kutladığını belirten Erol, "Çünkü Semra Hanım hangi ilden ya da ilçeden adaylığını koyarsa ben de bağımsız olarak karşısına çıkacağım. Bakalım hangi şehri tercih edecekler. Hangi şehre girsek onun kazanmatna şansı var. Ama benim de kaybetme şansım yok" dedi. Türkiye'ye dönerken kızınm kendisine konuşmaması telkininde bulunduğunu belirten Erol, kızına "Dilsiz taklidi mi yapayım" dediğini söyleyerek, "Bana mümkünse dunya haritasında herhangi bir yere geçici bir görevle gidin dediler. Önce ABD'ye gitmemi istediler. Yani Özallar'ın programı dışında bir tek Amerika kalıyordu. Olayın perde arkasında kim var bilmiyorum, ama sadece kraldan çok kralcılar var" diyerek kendisine telefon eden ve daha sonra telgraf emri gönderen kişinin kim olduğunu açıklamayacağını belirtti. Gelen emirlere aykırı hareket edemeyeceğini ve kendisinin eleştirilere uğramış ve kendisınin "başkanlık koltuğunu dolduramayacağı" savunulmuştu. Geçen iki yıl boyunca yönetimin geri planda tuttuğu ve Körfez bunahmı üe denetimli biçimde ön planda görunen Quayle'nin, bunalım sırasında "yitirdiği puanlan toplamaya başladığı" öne surulmuştu. Son haftalarda Bush'un 1992 seçimi için yine Quayle'i yanında tutup tutmayacağı tartışılmaya başlanmış ve Bush dahil yonetimin üst düzey yetkilileri, başkanm seçime Quayle ile gideceğini vurgulamaya özen göstermişlerdi. Başkan Dwight Eisenhovverin 1955'te kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılması, hiç de sevilmeyen başkan yardımcısı Richard Nixon'ın başkanlık yetkilerini ustlenmesine neden olmuştu. Eisenhower'in hastanedeyken Nixon hakkındaki düşuncelerini değiştirdiğini kaydeden gozlemciler, başkanın iyileştikten sonra Nixon'a "istifa et" dedığini, ancak direnen Nixon'ın 1956 seçimine de Eisenhovver'in yanmda katılıp yeniden seçilme HABERLERİN DEVAMI reorge Bush hastaneden taburcu olunca yardıması Dan Quayleyye başkanlık yolu tıkandı MAYIS 1991 T H Y grevi (Baştarafı I. Sayfada) THY'nin toplusözleşme surecinden bu yana işçi çıkarma gibi bir duşuncesi olmadığını belirtti. Ozbey, basın toplantısınyi başardığını hatırlattılar. Ronald Reagan kanser ame da "çalışmak için başvuran liyatı olduğunda yetkileri 8 sa işçilerin" dilekçelerini basın at sure ile başkan yardımcısı mensuplaıına gösterdi. Bush'a verifcniş, ancak Bush bu Özgüç: Her gün surede geri planda kalıp "icraat" bir kayıp yapmamıştı. HAVAŞ Genel Mudurü MusQuayle'in başkanlığı konusu, kamuoyundaki tepkiyı bilen De tafa Özgüç de genel müdurluk mokratların 1992 seçimi için binasında işçilerle duzenlediği sohbet toplantısmda, HAVAŞ'umutlarını da arttırdı. ın faaliyet sahalarının tamamen özel sektöre kaydığını bildirdi. HAVAŞ'ta çalışan sayısının 2 bin 540 olduğunu belirten Özguç, grev sırasında, yer hizmetlerı veren özel şirketlerin bu işi 350 personelle yapabildiğini ifade etti. HAVAŞ'ın gelirlerinin yüzde" 80'ini 1 nisan 30 eylul tarihleri arasındaki yoğun turizm mevsiminde elde ettiğini söyleyen Mustafa Özgüç, bu sure içerisinde grevde geçen her gunun bir kayıp olduğunu bildirdi. Özguç daha sonra şoyle dedi: "Çalışanlarımızın aldığı en dttşük ücret 30 Eylul 1990 itibari ile 342 bin lira aylık ve 4 ikramiyedir. Bu ücretin yeterliliğini savunmak mümkün değildir. Ancak, teklif ettiğimiz asgari ücretin (4 ikramiye dahil ayda 1 milyon 600 bin lira) yeterli olmadığını da iddia etmek insafsızlık olur. Ayrıca, 1 Ekim 1991 ve 1 Nisan 1992'de de tekrar ücret artışları önermekteyiz." Öte yandan HAVAŞ Genel Müdürluğu adına yapılan bir başka açıklamada ise grev nedeniyle şirketin içine duşeceği sıkıntılı durumun sorumluluğunun yonetime yuklenme gayretlerinin haksız olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca "Bunun yanında şirketin geleceği ile ilgili düşünmek bile istemediğimiz muhtemel talihsiz gelişmelerin sorumlusunu aramak ve suçlamak kaybedilenleri geri getirmeyecektir. Şirketimizi kurtarmak için çok geç olmadan çalışanlarımızı ve Havatş Seıîdikası'nı uzlaşmaya ve işlerinin başına dbnmeye davet ediyoruz" denildi. Sydney Başkonsolos Yardımcısı Bilge ErolAnkara'ya döndü 'Semra OzaPa karşı adayım' devlet memuru olduğunu da söyleyen Erol, "Gel dendiğinde gelir, git dendiğinde giderim. Ama bana kotu davranarak Bayan Özal ve Bay Özal'ın gözüne girmek istediler" dedi. Almanya'da başkonsolos olarak görev yaparken, Turk Kadınııu Güçlendirme Vakfı'na makbuzsuz yardım topladığını iddia ederek Semra Özal ile mücadeleye giren Erol, Dışişleri Bakanhğı tarafından merkeze alınmıştı. Danıştay kararı ile göreve dönen Erol, halen Sydney Başkonsolos Yardımcılığı yapı yor. Beyaz Saray'dan önceki gün .yapılan açıklamada Başkan Bush'un kalbinin düzensiz atmaya devam ettiğinin açıklanması, ABD'de ve dünyada heyecan yarattı. Dun sabah yapılan yeni bir açıklamada, ABD Başkanı'na elektroşok uygulanmasının düşünüldüğünün bildirilTBMM'ye geçen yıllara oranla mesi üzerine bu, heyecanı doru (Baştarafı 1. Sayfada) Ancak ANAP iktidarının daha az tasarı sevkederek yasağa çıkardı. ikinci döneminde de özal hükü laştırabildiğini de ortaya koydu. . Beyaz Saray Sözcüsü Marlin meti ile Akbulut hükümeti ara TBMM'de 1988 yılında 49, 1989 Fitzwater dun sabah Bush'un sında da Meclis'i çahştırma açı yılında 78, 1990 yılında 56, bu sağlık durumu hakkmda gaze sından fark olduğu gözlendi. yıl ise sadece 37 tasan yasalatecilere bilgi verirken bir gaze 1987 seçimlerinden sonraki ilk şabildi. tecinin "Quayle'ye hemen yoğun yasama yılında 49'u tasarı, 16'sı bir başkanlık kursu verUecek öneri olmak uzere 71 yasayı ka Meclis ağır aksak mi" şeklindeki sorusu, kahkaha bul eden Meclis, 1989 yılında bu Eylül ayından bu yana geçen larla karşılandı. sayıyı 143'eçıkarttu Ama Mec 247 gun içerisincte TBMM QeBaşkan Bush'un rahatsızhğı lis, özal'ın cumhurbaşkanı ol nel Kurulu, sadece 112 gün top. nedeniyle yardıması Dan Quay masından sonra 1990 yılında ay lanabildi. Altı gun de 450 mil!e*in kısa süre için bile olsa baş nı performansı gösteremedi. letvekilinden gelenlerin sayısı ,'kanlığa vekâlet etmesi olasılığı 1990 yılında toplam 77 yasa toplantının başlayabilmesi için "ABD'de büyük çalkantı yarattı. geçti. yeterli sayı olan 150'ye ulaşamaKamuoyu yoklamalarına göre Bu yıl, ANAP iktidarının dığı için, Genel Kurul toplanaQuayle'nin başkanlık yeteneği ikinci döneminin yasama çahş madan dağıldı. 3 Mart'ta Semtaşıdığına Amerikahlann sade malan açısından en başansız yüı ra Özal'ın aday olduğu ANAP ce % 16'sı inanıyor. oldu. Yasama yılının başladığı tstanbul İl Kongresi'nin yapılSiyasi gözlemciler, olayı, eylül ayından bu yana Meclis ması nedeniyle ANAP milletve"Washington'a Quayle kâbusu ten 37 tasarı, 22 öneri, 9 Kanun killeri, şubat ayı ortalanndan itiçöktü" diyerek özetlediler. Hükmunde Kararname ve iki baren Meclis'e gelmemeye baş1988'de kimsenin ummadığı kesin hesap yasası olmak uzere ladılar. Bu nedenle özellikle "biçimde Başkan Yardımcısı olan toplam 70 yasa geçti. TBMM mart ayından itibaren Meclis hükümetin, Genel Kurulu, Terörle Mücade' r Dan Quayle (44) basından beri çahşmaları, Meclis'te başarısız dönem le Yasası dışında bir yasayı kabul edemedi. Muhalefetin de karşı çıktığı Imar Yasası değişikliği önerisi, 10 Nisan'da görüşülmesine başlanmasına ve ilk dört maddesi kabul ediltnesine karşın, halen Meclis gundeminde bekliyor. Meclis gundeminde halen aralarında muhalefetin 1988 yı.lındavej"<ülUtiiUiuı^bu ğu 60 genel görüşme ve araştırma önergesi bulunuyor. 744 sözlü soru önergesi, ayrıca 31 yasa tasarı ve önerisi ile 11 milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmasına ilişkin tezkere, 40 da uluslararası sözleşme sırasını bekliyor. ANAP grup başkanvekilleri, dün sabah önce kendi aralarında toplandılar, ardından da ANAP Grup Yönetim Kurulu toplanarak Meclis çalışma duzenini görüştü. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Yusuf Bozkurt Özal'ın geri çektiği yetki yasa tasarısının durumu da yönetim kurulunda ele alındı. Başbakan Yıldırım Akbulut'un komisyon üyelerine tasarıyı kabul etmeleri halinde seçim bölgelerine 15'er milyar liralık yatırım sözü verdiği haberlerini eleştiren ANAP Gaziantep Milletvekili Mehmet Akdemir, "Böyle şey olur mu? i£u&uıunu Jtabul ederim, ama 'Gaziantep'e yatırım yapın' dersem bu yanlış olmaz mı?" diye konuştu. Öbur grup yöneticileri de Akbulut'un bu tür "vaatte bulunmasının yanlış olduğunu" soylediler. Aynca bir haftalık dergide yayımlanan ve milletvekillerine ilişkin ihalelerle ilgili iddiaları içeren haberler konusunda grupta araştırma komisyonu oluşturulması görüşü benimsendi. TBMM Danışma Kurulu toplantısmda da 23 Mayıs'ta 130 milletvekilinin ABD'ye gidişinden önce gundemdeki yasa tasarı ve önerilerinin öncelikli olarak göruşülmesi kararlaştırıldı. Buna göre TBMM 15.0020.00 saatleri arasında çaJışacak ve ilk olarak esnaf ve sanatkârlar kuruluşlarına ilişkin yasa tasarısı ve Imar Yasası'ru değiştiren öneri ele alınacak. Böylece milletvekıllejjnin. ABD gezisinin başlamasıyla birlikte Meclis'in "fiilen yaz tatiline" gireceği de dolaylı olarak kabul edilmiş oldu. Ayrıca 23 Mayıs'a kadar da TBMM çalışmalarının çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle aksayacağı tahmin ediliyor. TBMM Genel Kurulu'nda bugün de DYP'nin, ekonominin gidişatı nedeniyle hükümet hakkında verdiği, SHP'nin de DPT Yasası'nın uygulanmaması emrini verdiği için Akbulut hakkında verdiği gensorular görüşülecek. (Baştarafı 1. Sayfada) dan elde edilen parayı, bu çokuluslu kaçakçı örgütleri aracılığıyla İsviçre bankalarına yatırır. Filipinler'in devrik Devlet Başkanı Marços gibi devlet başkanları ve bunların aile yakınlarının da İsviçre bankalarında paraları bulunur. Hemen hemen bütün diktatörlerin İsviçre bankalarındaki sırdaş hesaplarda paratarı bulunduğu ileri sürülüyor. Bu kara para, "Magaryan kardeşler" gibi "Mecetaff" gibi "Shakarco" gibi birtakım aracılar eliyle aklanarak devletlerle iş ve sermaye çevrelerine aktarılır. "Hayali ihracat" bu yolla 'iinanse" edilir. Yeraltı dünyası İsviçre bankalarından yapılmayan dışsatım karşılığında fürk bankalarına dolar ve mark gönderirler. Bu para genellikle Türk uyuşturucu madde kaçakçılarının İsviçre'deki banka hesaplarından gönderilir. "Hayali ihracaf adı üstünde yapılmayan dışsatım demektir. Yurtdışına mal gönderilmiyorsa yurtdışından bu dolar ve mark Türkiye'ye neyin karşılığı olarak ödeniyor? Genellikle altın ve uyuşturucu madde kaçakçıları, İsviçre bankalarındaki "sırdaş hesap/an"ndan Türkiye'ye "hayali ihracat" yapan şirketlere dolar ve mark gönderiyorlar. Türkiye'den uyuşturucu madde gidiyor; bu para uluslararası mafya tarafından İsviçre bankalarına yatırılıyor; Türkiye'deki "hayali ihracat" yapan, bu yolla bir de devletten "vergi iadesi" adı altında vurgunlar vuran çeteler, uyuşturucu madde kaçakçıları ile "hayali ihracatçılar" arasında aracılık yapan "dövizcileri" buluyorlar. Bu dövizciler de İsviçre'deki banka sisteminin ayrılmaz parçalarıdır. Kaçakçılar... İsviçre bankaları... Hayali ihracatçılar... Üst düzey bürokratlar ve sıyasetçıler.. Bunlar bir zincirin halkalarıdır. Bu sorular ve yanıtları bu zincirin halkalarının birbirlerine nasıl bağlandığını açıklamaya yeter. Soralım öyleyse: San Avni adıyla bilinen ünlü kaçakçı Avni Karadurmuş1 un İsviçre'deki "Banque de Commerce et de Placerpent" deki hesabından Türkiye'de kimlere, ne kadar para gönderilmiştir? Karadurmuş soyadını da kullanan Sarı Avni'nin İsviçreli ortağı Paul VVaridel, "Pizza Connection" olarak bilinen davada Amerikalı yargıçlara hangi Türklerin adlarını vermiştir? Sarı Avni, yurtdışında her yerde aranırken nasıl olmuştur da Zürih'teki şirketi aracılığıyla THY'ye bilet satabilmiş ve ortağı Cristian Schimıd THY Zürıh şubesinin avukatlığını yapabilmiştir? Uyuşturucu madde kaçakçılarından Sabit Tırnovalı'nın Cenevre'deki "Development Sanfc'taki "138.591 RL' sayılı hesabından Türkiye'deki ünlü şirketlere mark gönderilmesinin nedeni nedir? Pakistanlı Ağa Hasan Ebedi'nin İstanbul'da şubesi bulunan "Bank of Credit and Commerce International" adlı bankanın uyuşturucu madde kaçakçılığından elde edilen paranın aklanması İçin kullanıldığı anlaşılmış; banka hakkında Türkiye'de de soruşturma açılmıştı. Ne olmuştur bu soruşturma? Türkiye'de altın kaçakçılığı davasında yargılananlar kimlerdir? Bunlar haklarında çıkarılan af yasasından sonra kimlerle, nerelerde, ne gibi ortaklıkları kurmuşlardır? Bu "kara para imparatorluğu" bürokratik çevreler ve siyasal kesimlerle de ilgi kuruyor. Kara paranın siyasal kadrosu da hemen olnşuyor. Örneğin eski İsviçre Adalet Bakanı Elizabeth Kopp'un kocası Hans Kopp, uluslararası mafya ile Türk şırketleri arasında aracılık yapan "Shakarco" şirketinin yönetim kurulu öyesidir. Uluslararası mafyanın denetimindeki bu paraya "hotmoney = sıcak para" deniyor. Kanada'nın Montreal kenti McGrill Üniversitesi Ekonomi Profesörü R.T. Taylor'ın "Hot Money" adlı kitabı bu uluslararası mafya ve mafyanın "kara parayı aklama örgütleri" konularında ilginç bilgiler veriyor. Taylor, bu örgütleri ve bu aracıları tek tek açıklıyor. Kitapta Türk kaçakçılarının adları da yer alıyor. Cenevre Üniversitesi sosyoloji profesörü Jean Ziegler'in dilimize de çevrilen "İsviçre Daha Beyaz Yıkar" adlı kitabında da aynı olaylar sergileniyor. İsviçre bankalarındaki gizliliğin kalkması, Türkiye'de birçok kişinin yüreğini ağzına getirmiştir. Kimler mi bunlar? Canım sorulur mu? İşte onlar! UGUR MUMCU GOZLEM CUMHURİYET/19 BARIŞAOZLEM Prof. Dr. Hiisnü Göksel 5.000 lira (KDV içinde) l.îstaııbul,l]lusfeırarası , Karavaıı,iV ve Silah Rıan Doğayı solumak, hayatı yaşamak isteyenler... İlk fırsatta şehirden kaçmak, kendını yenılemek isteyenler Kamp sevenler, kampa ımrenenler... Avın spor olduğuna ınananlar, bir hobı olarak sılah tutkunları... Yaşam dolu bir atmosferde sevdıklerınızle birlikte unutulmaz bir gun sizı bekhyor . Smith & VVesson, Colt, VVinchester, Remington, Brovvning, Springfield, Mauser, Ruger, Sauer, Magnum, Steyr Mannlicher, Mossberg, Marlin, Daisy, Rossi, Marksman, Sako, Investarm, Maverick, Parker Hale, Hugartecha, Gamo, Lanber, Baikal, Crosman gıbı dunyaca unlu yıvlı ve yıvsfz tufekler, nışan sılahları, tabancalar ile her tur kara, sualtı ve suustu av ve spor sılahları, araç, gereç ve aksesuarları; fışekler, kurşunlar, hava saçmaları... Av sporu gıyım ve aksesuarları, karavanlar, motorhome'lar, romorklar, motorsıkletler, bısıkletler, fiber tekneler, şışme botlar, dıştan takma motorlar, surfler, çadırlar, uyku tulumları, cıbınlıkler, her turlu kamp malzemelerı, portatıf mobılyalar, portatrf bahçe takımları, şezlonglar, taşınabılır leneratörler, mını kompresörler, mını buzdolapları, telsız telefonlar, portatıf TV'ler, radyolar, mınısetler, aydınlatma elemanları, ısıtma ve pışırme cıhazları, araç akusu ile çalışan cıhazlar.. Her turlu aksesuarlar, pompalar, el fenerlerı, biçaklar, çakılar, barbekuler, termoslar, buz çantalan. . Spor gıysı ve aksesuarları, sektorle ılgılı tum yenılıkler ve yayınlar hepsı bırarada... Üstelık Türkiye'deki tek amaca uygun ve her turlu modern altyapıya sahıp, dunya standartlarındakı tek özel fuar merkezınde... tffiton ExhMkmCenter
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle