Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 1NİSAN1991
Demirel'in
gezisi
• ANKARA (ANKA) —
DYP Genel Başkanı
Süleyman Detnirel,
havalann ısınmasıyla
birlikte siyaseti meydanlara
taşımaya haarlanıyor.
DYP'nin önümüzdeki
günlerde başlatacağı "bahar
atağı" çerçevesinde Demirel
3 nisanda Karabük'e, 4
nisanda Nevşehir'e, 5
nisanda da Bursa'ya
peşpeşe geziler yapacak.
Demirel, 3 nisan çarşamba
günü Karabük'e giderek ilçe
teşkilatının iftar yemeğine
katılacak. Ertesi gün
Nevşehir'e geçecek olan
Demirel, buradaki açık
hava toplantısında, 7 nisan
pazar günü yapılacak
Nevşehir Belediye
Başkanlığı seçiminde
DYP'nin adayını
desteklemelerini isteyecek. 5
nisan cuma günü Bursa'ya
gidecek olan Demirel,
burada Uludağ
Üniversitesi'nde bir
konuşma yaptıktan sonra
teşkilatın vereceği iftar
yemeğine katılacak.
Astsubaylara
dayak
• ERZURUM
(Cumhuriyet) — Tüm
lokantaların iftara kadar
kapalı olduğu, caddelerde
turistin bile yemek
yiyemediği Erzurum'da,
caddede sigara içen iki
astsubay bir grup
tarafından dövüldü. Alınan
bilgilere göre dün saat
15.30 sularında Erzurum'un
en işlek caddesi olan
Cumhuriyet Caddesi'ndeki
Polisevi'nin öniinde sigara
içen ve adlan
öğrenilemeyen resmi giysili
iki astsubaya bir grup genç
küfür ettiler. Kufürlere
karşıhk veren astsubaylar
Ue kimliği ögrenilemeyen
saldırganlar arasında kavga
çıktı. Saldırganların sayıca
fazla olması nedeniyle
lastsubaylann dayak yediği,
'polisin geç müdahale etmesi
isonucu saldırganların olay
yerinden kaçtıkları
öğrenildi. Olaydan sonra
oruç tutmadıkları için
dayak yiyen astsubayların
bağlı oldukları Merkez
Komutanhğı'na teslim
edildikleri, saldırganların
ise aranmasına başlandığı
bildirildi.
Oğrencilerden
protesto
• tstanbul Haber Servisi
— Çeşitli üniversitelerden
bir grup öğrenci, İstanbul
Üniversitesi Avcılar
Kampusu'nda önceki gün
meydana gelen öğrenci
kavgasına polisin
müdahalesini protesto etti.
Halkın Emek Partisi (HEP)
Zeytinburnu İlçe
Merkezi'nde basm
toplantısı düzenleyen
öğrenciler, poüsin okulu
terk etmesini isteyerek
"polis-idare-sivil faşist
işbirliğini kımyoruz"
dediler. Avcılar'daki olayda
gözaltına alındıktan sonra
bırakılan bir öğrenci de,
birçok kişinin olaylarla
ilgisiz olarak gözaltına
almdığını öne sürdü.
Panele iptal
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Gazi
Üniversitesi lttisadi
Bilimler Fakültesi
öğrencilerinİD duzenlediği
"Universite Düzeni" konulu
panel, "YÖK sistemini
savunacak kcnuşmacı
bulunamaması" nedeniyle
iptal edildi. Fakulte
öğrencilerindm oluşan
1
"ekonometri :opluluğu"nun
duzenlediği pınele
konuşmacı okrak Öğretim
Üyeleri Derneği Başkanı
Prof. Dr. Yakup Kepenek,
Genel Sekreter Prof.
Mustafa Altutaş, Ankara
Üniversitesi Syasal Bilgiler
Fakültesi öğnüm üyesi
Prof. Dr. Kokut Boratav
ile bir öğrencnin katılması
programlannıştı.
Özgür^Der
kıınıldıı
• İSTANBll (ANKA) —
Halklar ve Öjgürlükler
Demeği (Özgir-Der)
kuruldu. Denek Başkanı
Zerrin Sarı, nsan hakları
evrensel beyaınamesi
ışığında iasaı hakları ve
özgürlükleri tçısından insan
yaşamına yanşır yaşam
standartlannn korunması,
geüştirilmesi ıe
iyileştirilmesı için çalışmayı
hedeflediklerai söyledi.
Cezaların tecili konusunda iktidar çark ediyor, muhalefet bastırıyor
'CezatecUfhde ANAPItangeri aclııııTURAN YILMAZ
ALİ DOĞAN
ANKARA — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal, ANAP grubun-
daki tepkiler üzerine ceza tecili
konusunda geri adım attı. Bu
tutum değişikliğine karşıük mu-
halefet ise "adı ne olursa olsua"
cezaevlerini bir an önce boşal-
tacak her türlü girişime destek
vereceğini açıklayarak
"bastırmaya" başladı. ANAP
"partiyi açmaza süriiklediği"
gerekçesiyle ceza tecilinde "or-
ta yol" arayışına girdi. Bu amaç-
la Bakanlar Kurulu'nda kapsa-
mı daraltılması beklenen tecil
taslağı için muhalefetin desteği
koşulunun gündeme getirilece-
ği öğrenildi.
Cumhurbaşkanı özal'ın "ce-
zaevlerinin boşaltılması" talima-
tı üzerine hazırlanan "seceneklT
tecil taslağı için "Bu, Meclis'in
işi. Ne zaman hazır olur bilemi-
yorum, iyi bir kanun gelirse
imzalarız" biçimindeki sözleri,
ANAP kulisinde "Cumhurbaş-
kaot bu konudaki ısrarlı tutu-
munu terk etti" şeklinde yonım-
landı. Bu gelişmenin somut for-
mül arayışlarına hız verdiği öğ-
renildi. Bu formül arayışlannın,
geniş kapsamlı bir tecilin parti-
de yaratacağı rahatsızlıkları gi-
dermeyi amaçladığı da kay-
dedildi.
ANAP kaynakları, kapsamlı
ceza tecilinin partide kabul gör-
mediğini, Cumhurbaşkanı
özal'ın başlangıçtaki ısrarlı tu-
tumu ve Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un tecilin bayrama yetişti-
rilmesi sözü vermesiyle partinin
bir açmaza sürüklendiğini be-
lirttiler. Aym kaynaklar, taslağın
kapsamının daraltılarak bu aç-
mazdan çıkılmasının söz konu-
su olduğunu vurguladılar. Tecil
yasa taslağı konusunda önü-
müzdeki günlerde izlenmesi
beklenen yöntem şöyle:
1. Konu önce Cumhurbaşka-
nı özal'ın başkanhğında 5 nisan
cuma günü toplanacak Milli
Güvenlik Kurulu'nda ele alına-
cak. MGK'da ortaya çıkacak gö-
nişler doğrultusunda taslağa, bu
ayuı ikinci haftasında toplanma-
sı beklenen Bakanlar Kurulu'n-
da görüşülerek son şekli veri-
lecek. Burada taslağın kapsamı
daraltılacak.
2. Bakanlar Kurulu'ndan bu
şekilde çıkarak hükümet tasansı
ANAP, Bakanlar Kurulu'nda kapsamı daraltılacak tecil
tasansı için muhalefetin desteği koşulunu gündeme getirecek.
SHP'li Çetin, "Biz cezaların tüm sonuçlanm kaldıracak bir
genel aftan yanayız, tecil dahil her girişimi destekleriz" dedi
DYP'li Cindoruk, iktidarın insanlarınumutlan ile oynadığını
belirterek "Adı ne olursa olsun, genişletilmiş bir af fın
çıkarılmasında bir sakınca görmüyoruz" dedi.
haline gelecek metin, daha son-
ra TBMM'ye sevk edilecek. An-
cak bu tasannm yasalaşması için
ANAP çok ısrarcı bir tutum ta-
kınmayacak. Daha önce
TBMM'de bekleyen idam dos-
yalannın bir çözüme kavuştu-
rulmasını amaçlayan tasarıda
olduğu gibi bu tasarının yasalaş-
ması için de "muhalefet desteği"
koşulu gündeme getirilecek.
ANAP içinde tecil taslağının
kapsamı konusunda henüz tam
olarak netleşmiş bir görüş belir-
lenmediği öğrenildi. Ancak
ANAP grubunun genel olarak
başta "anarşi ve terör suçlan"
olarak nitelenen eylemlerin bü-
tünüyle kapsam dışı bırakılma-
sı noktasmda görüş birliğine
vardığı kaydedildi. Bunun yanı
sıra "kamu vicdamnı rahatsız
edeceği" gerekçesiyle birçok adli
suçun da kapsam dışında tutul-
ması düşünülüyor. Tecilin ancak
salt düşünce suçu olarak nitele-
nen eylemlerin yanı sıra bazı adli
suçlan içine alrnası hedefleniyor.
ANAP'ta ortaya çıkan bu tu-
tum değişikliğine karşıhk SHP
ve DYP ise cezaevlerinin bir an
önce boşalülması yönündeki her
türlü girişime açık destek vere-
ceklerini açıkladılar.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, hükümetin genel af yeri-
ne tecil yoluyla mahkûmları ce-
zaevlerinden çıkarmayı planla-
dığını kaydederek şunları
soyledi:
"Genel affın anlanu, cezala-
n tüm sonuçları Ue ortadan kal-
dırmaktır. Eğer bu sonuçlar or-
tadan kaldınlmazsa insanlar ce-
zaevlerinden çıkar, kendi evleri-
ne hapsolur, temel özgürlük ve
kamu haklarından yararlana-
mazlar. Bu nedenle biz cezala-
rın tüm sonuçlanm kaldıracak
bir af yasasından yanayız. An-
cak iktidar partisi buna yanaş-
mazsa biz cezaevindeki insanla-
nn bay ramlannı evlerinde geçir-
melerine olanak sağlayacak le-
cfl ya da her tür af girisimine her
türlü desteği vermeye hazınz.
ANAP, bir an önce tasanyı par-
lamentoya getirsin ve partilerle
diyaloğa geçsin."
Çetin, taslağın çok sınırü tu-
tulmaması gerektiğini de belir-
terek kapsamı daraltmaya yöne-
lik düzenlemelere karşı oldukla-
rını bildirdi.
DYP Genel Başkan Yardımcı-
sı Hüsamettin Cindoruk da "ce-
za hukukunda tecil yetkisinin
yargıca verildiğini, parlamento-
nun böyle bir yetkisinin
bulunmadığınf söyledi. Parla-
mentonun "af" yetkisine sahip
olduğunu vurgulayan Cindoruk,
"İktidar partisinin düşündüğü,
adı ne olursa olsun bir hususi
aftır. Bizce genişletilmiş bir af-
fın çıkarılmasında bir sakınca
yoktur" dedi. Cindoruk, anaya-
sanın 14 ve 87. maddelerinde
düzenlenen siyasi suçlarla ilgili
af yasağmdan "kaçmak" için te-
cil yoluna gittiğini söyledi. Cin-
doruk, bir hususi afta da ceza-
ların sonuçları ile birlikte orta-
dan kalkması gerektiğini vurgu-
ladı. Taslağa ilişkin tavırlannın
"olumlu" olacağını beürten Cin-
doruk, vergi ve gecikme cezala-
rının da af kapsamına alınması
gerektiğini savundu. Cindoruk,
"Af ile birlikte cezaevlerinin de
ıslahı gündeme gelmeli, açık ve
yanaçık cezaevleri arttırünuüı-
dır. Bu aftan sonuç alınması is-
teniyorsa infaz sisteminin de
gözden geçirilmesinde yarar
vardır" diye konuştu. îktidarın
insanların umutlanyla oynadığı-
nı belirten Cindoruk, "Af diye
ortaya çıkıp insanlara eziyet et-
menin anlamı ve geregi yok"
dedi.
Tecilin sakıncalan
Hukukçu Halit Çelenk, şart-
h salıverme olarak nitelediği ce-
za tecili uygulamasının sakınca-
larını şöyle ifade etti:
"Böyle bir yöntem, salıverflen
kişiyi kamuoyunda 'cezası tecil
edilmiş kişi', yani sabıkalı dunı-
muna düşürecek. Aynca yeniden
suç işlememe çabası vatandaşı
yaşamının sonuna kadar tedir-
gin edecektir. Yine bu yöntem,
devam eden davalar bakîmından
da uygulamada zorinklar ve ka-
rışıkhklar yaratacaktır. Aynca
bn durumda olan bir kişi vatan-
daşlık haklarından yarariana-
mayacak ve böylece temel hak-
lan sınırlanmıs olacakür. Örne-
ğin pasaport alamay^cak, ehli-
yet alamayacak, işe girişlerinde
engellemelerie karşüaşacak, sa-
bıkasızlık kaydı alamayacak."
It ii H1B
BEKLEYtŞ SÜRÜYOR— Cezaeviode boluunlanıı yakınlan bayram öncesi "mathı bir haber" umnda ile bekliyoriar. (Fotofnf: Banş BU)
Hükümlü yakınlan 'genelaf bekliyor
'Özal isterse hemen olur'TAYFUN GÖNÜLLÜ
ANKARA — ldamhklar, müebbet-
likler, 36 yılhklar yine gündemde. Çok
değil, daha 6 ay önce "Nasıl ve hangi-
leri idam edilecek?" tartışması yapıhr-
ken bugun "nasıl salıverilecekleri" ko-
nuşuluyor.
Tecil, bayrama yetişir mi yetişmez mi?
Nurşen Meriç, "Burası Türkiye. Akşa-
ma, sabaha ne olur bilinmez" diyor. 11
yıldır içerdeki Leyent'in ağabeyi Erol
Meriç'e dönerek "Özal'ın iki dudağı ara-
sında. Dönsün, isterlerse bir gün de
hallederler" yanıtını veriyor.
"İçerde" yakını olanlarda heyecan do-
rukta.
1961 doğumlu, 11 yıldır hapiste olan
Levent Anar'ın ağabeyi Erol Anar söze
başlıyor.
Anar, genel af yerine 'şartlı tahliye^
nin olumlu bir yaklaşım olrnadığıni, bu-
nun Damokles'in kılıcına benzediğini
ama "bayrama yetişir mi yetişmez mi"
tartışmasını gülerek değerlendiriyor:
"Ozal ne derse o olur. Patrondan ne
talimat alacağına bağlı."
Eşi, 11 yıldır içerde olan tnd Yıldımn,
Çanakkale E Tipi Cezaevi'nden yeni
geldiğini söyleyerek söze giriyor. Görüş-
teki izlenimlerini aktanyor:
"Bir sevinç, bir umut. Bazüan bunu
"Burası Türkiye, akşama sabaha ne olur
bilinmez" diyen mahkûm yakmları tecilli affın
bayrama yetişip yetişmemesinden çok, "genel bir
af' konusunda ortak görüş belirtiyorlar.
gizliyor. Ama gözler ışıl ışıl. Eşyalanm
toplamaya başlamışlar. Bayrama bile
kalmayacaklannı söylüyorlar."
Cezaevi yönetimi bile bu görüşte iyi
davranrruş. "Siz de kurtulun, biz de
kurtnlahm" dediklerini aktanyor lnci
Yıldınm. "Ama burası Türkiye" diye
kuşkusunu dile getirirıcen dudaklannı
büküyor.
Oğlu 2 yıldır içerde olan Nurşen Me-
riç, Inci'nin sözünü tamamhyor:
"Burası Türkiye. Akşama sabaha ne
olur bilinmez."
tnci, tekrar sözü alıyor. Kuşkular,
kaygılar daha da artıyor. "Bayram ön-
cesi çıkmazlarsa ne olur? Bayramlarda
bizim açık görüşlerimiz oluyor. Bunla-
n nasıl ayarlayacaklar?"
Odaya Fatma Tatar ile Mustafa Böb-
rek giriyor. latar'ın oğlu Cemal, 1965
doğumlu. 31 yıl almış. 6 yıldır içerde.
Mustafa'mn kardeşi Halim, 8 yıldır içer-
de, idamlık.
Tatar'ın saçları kısa kesilmiş. Kınalı.
Hemen konuşmaya başhyor:
"Salı günü göriişe, çocuklan görme-
ye gittim."
"Çocuklannızı mı? Kaç tane çocuğu-
nuz içerde?"
Gülüyor. "Hepsi. Artık hepsi benim
çocuğum. Ama benim oğuiun ismi Ce-
mal. Cemalim'in ağzından hiç böyle
umut dolu sözler işitmemiştim. 'Evimi-
ze geleceğinv diyordu. Ne derece olacak
bilmiyorum"
lnci, "30 yıl da olsa bekleyeceğim. 10
yaşındaki kızım 'Anne, kalbim duracak
gibi oluyor' diyor."
Nurşen Meriç daha kaygıh, düşünceli.
"Ben tecili sevindirici bir olay olarak
görmüyorum. Damokles'in kılıcı bem
benim hem de onların uzerinde olacak.
Oğlum dışan çıktıktan sonra eve 1 saat
geç kalsa, 'ne oldu' diye korkacağım.
Bir trafik kazası işlese, siyasiye çevire-
cekler."
Halim'in ağabeyi Mustafa, karamsar.
"Bence bu a>ak oyunu" diyor.
Birden odada bulunanların sesleri
birbirine karışıyor. Aralarında konuş-
maya başlıyorlar. 'Tecilli af istemedik-
leri, 'genel aF istedikleri ortaya çıkıyor.
Nurşen Meriç, tekrar konuşmaya baş-
ladığında kaygüarının temelinde yatan
olayı anlatıyor:
"Benim oglumun kollannı polisler
kırdı. 2 polis 5 yıl ceza aldı. Antiterör
Yasası'y la birlikte, polisler oğlumdan öc
alacaklar."
Levent Anar, başıyla doğruluyor:
"Evet, çünkü işkenceciler de affedile-
cekler."
Son olarak odaya 65 yaşındaki Ana-
kız Şahin giriyor. Oğlu Fatih, 11 yıldır
içerde. Müebbetlik. Yer veriyorlar. Otu-
ruyor. Soluklanıyor. Başörtüsu omuz-
larına düşüyor, "Onun da oğullan var,
Allah merhamet versin" diyor.
Dışardakiler bir an içerdekilerin öz-
gür olduklarını düşünüyorlar. Çanak-
kale'de yatan birinin Artvin'deki evine
nasıl gideceği konuşuluyor. içerdekile-
rin "ne şartlarda olursa olsun çıkalım"
dediklerini aktarıyorlar. Dışardakiler
"pek sevindirici bir olay değil" diyor-
lar.
İçerdekiler, dışardakiler, uzun bir öz-
lemin son aşamasında olduklarına ken-
dilerini inandırmışlar. Yüzlerdeki bü>Tik
umut, hemen fark ediliyor. Duyguları-
nı saklıyorlar. İnanmıyormuş gibi gö-
züküyorlar. Onca yüınverdiği tecrübe se-
vinci boğuyor, ama yine de her an se-
vince hazırlar.
Kiirt sığınmacılargelişmelerden kaygılı
Sığınmaa liderler Irak'taki gelişmeleri
kaygıyla izlediklerini belirterek "Bütün dünya
Kürt kıyımını gerçekleştirmek istiyor" dediler.
ERGÜN AKSOY
OSMAN YILDIZ
DİY ARBAKIR — Geçici yer-
leşim merkezlerinde yaşamları-
nı sürdüren Kürt sığınmacılar,
Kuzey Irak'taki gelişmeleri kay-
gıyla izliyor. Saddam'ın kaüiam
girişıminin durdurulması yö-
nünde uluslararası demokratik
kuruluşlara çağrıda bulunan
peşmergeler ABD'yi de ikiyüz-
lülükle suçladılar. Halkın Emek
Partisi (HEP) Genel Sekreteri
tbrahim Aksoy, Irak'taki katli-
amın bir an önce durdurulma-
sını istedi.
Üç yıl önce Irak'ın kimyasal
silahlı saldırılanndan kaçarak
Türkiye'ye gelen ve daha sonra
Diyarbakır, Kızıltepe, Muş ge-
çici bannma merkezlerine yer-
leştirilen 30 bin kadar Kürt sı-
ğınmacı Irak'taki gelişmeleri
kaygıyla izlediklerini bildirerek
ülkelerine dönmek için valilik-
lere başvuruyor.
Katliam girişimi
Saddam'ın başta Kerkük ol-
mak üzere Kürt nüfusunun yo-
ğunlukta olduğu bölgelerde kat-
liama giriştiği yolunda haberler
aldıklarım bildiren sığmmacı li-
derlerinden Teyfık Ali, Hasan
Ahmet ve Abbas Fettah Birleş-
miş Milletler Helsinki îzleme
Komitesi ile ulusiararası demok-
ratik kuruluşlara yüzlerce tel-
graf göndereTek son gelişmele-
re kayıtsız kalınmasını protesto
edeceklerini açıklayarak şunla-
rı söylediler:
"Bütün dünya Kürt kıyımını
gerçekleştirmek için yeniden bir
olup Kurtlerin başlanna toplan-
dı. Körfez savaşımn faturası
Kürt halkına çıkanlmak isteni-
yor. Halkımız dunyanın başına
bela olan Saddam'ı kaldırmak
için mücadele ediyor. Başlangıç-
ta bu mücadeley i destekleyen ül-
keler daha sonra desteklerini ge-
ri çektiler. Saddam açıkça kat-
liam yapmaktadır. ABD başta
olmak üzere Saddam'ı diktatör
olarak gören iılkeler bugün bu
katliama sessiz kalarak ortak
oluyorlar. Irak'taki Türkmen
halkı da kıyımdan nasibini al-
maktadır. ABD açıkça ikiyüzlü
politika izledi. Kurtlerin kıyımı-
na tüm dünya ortaktır."
HEP Geneî Sekreteri İbrahim
Aksoy, Irak'taki katliama son
verilmesi için çağnda bulunarak
"Kurtlerin yıllardan beri yaşa-
dıklan katliamlara bir yenisi ek-
leniyor. Saddam kimyasal silah-
laria Irak'taki Kürt halkını yok
etmektedir. Eğer sadece Kurtle-
rin imhası için kaldınlan Irak
uçaklan ateşkesi ihlal etmiyor-
sa DU durum başta ABD ve dün-
yanın yüz karasıdır" dedi. Ak-
soy , Kuzey Irak'taki açhk ve se-
faletin önüne geçilmesi için dün-
ya kamuoyunu yardıma cağırdı.
Saddam'ın yaıunda
İnsan Hakları Derneği Diyar-
bakır Şube Başkanı Hatip Dic-
le de özgürlük ve ulusal onuru
için ayağa kalkan Kün halkının
yine katliamlara uğradığmı bil-
direrek şöyle konuştu:
"Başta ABD ve müttefik güç-
ler olmak üzere Kurtlerin hami-
liğine soyunan TC yetkiUleri ses-
sizliklerini sürdürerek Kürt hal-
kına karşı girişilen katliamları
onayladı ve açıkça Saddam'ın
yanında yer aldı. Kürt halkın-
dan her türlü yardımı esirgeyen
ve demokrasi havariliğini dille-
rinden düşürmeyen müttefik
güçler ve TC yetkililerini ikiyüz-
lü ve Kürt halkına karşı düşman
olarak ilan etme hakkımız var-
dır. '
Operasyon
Türk askeri birliklerinin Ku-
zey Irak'a girerek operasyonlar
gerçekleştirdiği yönünde duyum
aldıklannı öne suren Dicle, "Bu
operasyonlar Kürt halkının öz-
gürlük mücadelesinin nasıl ve
hangi politikalarla boğdurul-
mak istendiğini açıkça ortaya
koymaktadır" diye konuştu.
FEHMİIŞMOAR:
Seçimde barajı
rahat aşarız
HEP lideri Işıklar, "Kürt partisi"
nitelemelerini haksız bularak seçim olursa
SHP'den önde olacaklarını iddia etti.
lç Politika
Servisi — H E P
Genel Başka-
nı Fehmi Işık-
lar, Kurt soru-
nunun özgür
ve demokratik
bir ortamda tartışılarak çözüm-
lenmedikçe Türkiye'de demok-
rasiyi yerleştirmenin mümkün
olmadığını söyledi. Işıklar
HEP'e yönelik "Kürt partisi"
nitelemelerini de "Partimiz
marjinal kalsın diye haksız ye-
re bu nitelemeyi yapblar. Bu da
istenmeyen biçimde partimize
biiyük yönelmelerin olmasına
yol açtı" diye niteledi.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar, Cumhuriyet'in sorula-
rını şöyle yanıtladı.
— Güneydoğu'da son gün-
lerde meydana gelen olaylann,
Nevruz kutlamalanmn bir pat-
lamaya dönüşmesinin nedeni
sizce nelerdir?
IŞIKLAR — Birincisi, uzun
yülardır uygulanan baskı ve zu-
İüm. Halk bunun karşısında
sindikçe sorunun çözülemeye-
ceğini anladı. Her an uygula-
nan baskı ve zulüm insanları
'ölümden öte köy yok' dedir-
tecek hale getirince temel neden
de yıllardır iktidarın uyguladı-
ğı baskıcı politikanın artık uy-
gulanamaz hale gelmesi. Özel-
likle ulusal ve uluslararası plat-
formlar baskının azalmasına
neden oluyor. Üçüncüsü yoğun
bir haberleşme. Dargeçit'te
olan olayı, on dakika sonra lz-
mir de İstanbul da öğreniyor.
Bu nedenle insanlar daha ör-
gütlü oluyor. Toplu olarak ha-
reket ediyor. Dördüncü neden
70 yıldır uygulanan inkâr ve
asimilasyoncu politikanın iflas
etmesi. Beşincisi de Turk aske-
rinin Kürt yurttaşlanna gönüllü
olarak baskı yapmarnası. Zora-
ki, cezalandırma tehdidi altın-
da uygulanmaya çahşıyor sal-
dırılar. Bu da uygulanmak is-
tenen politikaların yaşama geç-
mesini engelliyor. Altıncı neden
de bölgede Körfez krizi sonra-
sı önemli gelişmelerin ohnası.
Halepçe'yi yaşamış Kürt halkı
Irak'ta Saddam'ın iktidarını
sarsıyor. Burada çok somut
olarak en zalim iktidara karşı
bile savaşılabileceği görulüyor.
Bu nedenle Türkiye'de hem
resmi ideoloji hem de var olan
düzen, düzenle birukte partileri
de sarsıntı geçiriyor. Halk ken-
di örgütlerine, partilerine gti-
veniyor.
— Son gelişmeler üzerine,
bir genel seçimde barajı aşıp aş-
mayacağınız merak edilmeye
başlandı.
IŞIKLAR — Baraj açısmdan
bir engeUmiz yok. Bu anda
Edirne'de, Bursa'da, lzmit'te,
Adana'da, Mersin'de SHP'den
fazla oy alacağız. Edirne'de şe-
hirlerden çok köylerden oy aîa-
cağız. İstanbul'da da SHP'den
öndeyiz.
— Kürt partisi kimliğiyle
Türkiye'nin batısmdan oy al-
mamz güç olmayacak mı?
IŞIKLAR — Sıradan yoksul
Türk insanının Kürt insanına
karşı olduğuna inanmıyorum.
HEP Kürt partisidir, diye
Türklerin oy vermeyeceğini
sanmıyorum. Biz bu seçimden
koalisyon çıkacağına inanıyo-
nız. HEP ya koalisyon ortağı
olacak ya da ülke çıkarlarma
ters işler yapacak iktidara kar-
şı tutarlı bir muhalefet olacak.
Batı'dan bize tepki gelmez.
Gelse gelse devlete gelir, "Ne-
den Kürtlere bu kadar baskı
yaptın" diye.
— Aynhkçı akımlann size a-
cak baktığı, haru destek verdi-
ği yolunda savlar var. ' \
IŞIKLAR — Programımız- ,
da Kürt sorunu özgür ve de- x
-
mokratik bir tartı^ma ortamın-
da, İnsan Hakları Evrensel Bil-
dirgesi ve diğer uluslararası
sözleşmelerin özune uygun çö-
zume kavuşturulmadıkça,
Türkiye'de huzuru sağlamak,
demokrasiyi yerleştirmenin
mümkün olmadığı yer alıyor.
Bunu biz ülke bütünlüğü için-
de düşünüyoruz. Kürt halkının
da kendi kaderini belirleme
hakkına sahip olduğuna inaru-
yoruz. Türk ve Kürt halkının
gönüllü birliğine, tam eşitliği-
ne dayalı bir demokratik düzen
tek çözümdür.
SHPDELEGE SEÇİMLERİ
Kurultayın
ilk etabı tamaııı
İç PoUtika Servisi — SHP İs-
tanbul mahalle delege seçimle-
ri dün tamamlandı. 24 ilçede-
ki 786 mahalle, belde ve köy-
den 7 bin 556 ilçe kongre dele-
gesini belirlemek için dün ve
geçen hafta pazar günü yapüan
oylamalarda listelere daha çok
"Yenilikçiler"i destekleyen
partililerin girdiği öğrenildi.
Eski Genel Sekreter Deniz Bay-
kal'ı desteleyen partililer bazı
ilçelerde üstünlüğü ele geçirir-
ken, karma listelerin çıkması
da dikkat çekti.
SHP'nin temmuz ayında ya-
pılması beklenen seçimli olağan
büyük kurultayı öncesi kongre
takviminin ilk basamağı olan
mahalle delege seçimleri, İstan-
bul'da olaysız ve sakin şekilde
sona erdi. İl yönetim kurulu-
nun belirlediği kongre takvimi
uyarınca dün çoğunluk aran-
maksızın yapılan oylamalardan
sonra itirazlar değerlendirile-
cek. Partililerin ilçe yönetim
kurallarına yapacağı itirazların
ardmdan il yönetim kurulu da
itirazlan değerlendirip gerek
görürüse itirazın yapıldığı yer-
lerde yeniden oylama isteyebi-
lecek. Takvim uyarınca ilçe
kongrelerinin bitmesinden son-
ra haziran ayında İstanbul il
kongresi yapılacak. Bu kongre-
ye ilçe kongresinden sonra be-
lirlenecek 600 ilçe delegesi ka-
tılacak. İl kongresinde de 90
partili, kurultay delegesi seçile-
rek büyük kurultaya gidecek-
ler.
Edinilen bilgilere göre dün,
geçtiğimiz hafta pazar günü ço-
ğunluk sağlanamadığı için oy-
lamaya gidelemeyen aralannda
Bakırköy, Kadıköy gibi büyük
ilçelerin mahallelerinin de bu-
lunduğu yerlerde seçim yapüdı.
Bu seçimler sonucunda da top-
lam 7 bin 556 ilçe kongre dele-
gesi seçildi. Dünkü seçimlerde
özellikle Bakırköy'de çekişme
yüksek oldu. Oylamaya gidilen
mahallelerde oy sayımı geç sa-
atlere kadar sürdü.