22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBEST PİYASADA DÖVİZ ABODolan Bat Alman Mariu tsviçre Frangı HoDanda Ronni Ingjkr Steriinı Fransız Frangı 100 I.Ureti SAFSyai Avus. ŞiHni AJış 3408 2208 2525 1945 6450 645 290 885 313 Satış 3412 2215 2535 1955 6500 650 295 895 318 AITIN GÜMÜŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar aJHn 22 ayar bıleztk 900 ayar gümûş Vstaftank AJtmı Ziraat Albnı Hafcaltm Alış 261.000 300.000 39.800 35.450 460 231.000 227.000 222.000 Satış 266.000 310.000 39 950 39 400 490 236.000 232.000 227.000 M.MMKASI PtYASALARI Tl Piyasası Ddvc Piyasası Altm Ort Fac (%) Lşi Hac. (Mityar TL) Oolar fopamş (TL) Işl Hac.pOyon S) Kapantş (ons/S) işlem Hvmı (kg) 128 25 23978 3405 116.63 Hazine borçlanması • ANKARA (AA) — Merkez Bankası'mn bankalann taahhütlerine karşı bulunduracaklan genel disponibilite oranını S puan arttırma kararının ardından Hazine, dun yapılan ihalede 1 trilyon lira tutannda bonoyu satışa çıkardı. Merkez Bankası verilerine göre Hazine, ilk defa bu miktarda iç borçlanma senedini bir defada satışa sundu. Öte yandan, iç borçlanma senetlerinin faiz oranındaki artış da devam ediyor. Dün yapılan ihalede bir önceki ihaleye göre 4.96 puan artan 3 ay vadeli bono faizi yüzde 64.56'ya yükseldi. 3 ay vadeli Hazine bonosunun yıllık ortalama faiz oranı en son 6 şubatta yapılan ihalede yuzde 59.60 olarak belirlenmişti. TOBB Karadeniz'de • Ekonomi Servisi — TOBB Heyeti Güneydoğu ve Ege incelemelerinin ardından bu kez de Karadeniz'e gidiyor. TOBB Başkanı Yalım Erez ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte lsıanbul, Ankara ve Izmir'den çağrılı gazeterilerin de iştirak edeceği incelemeye Samsun'dan başlanacak. Daha sonra Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Trabzon ticaret ve sanayi odaları ziyaret edilerek bölge sorunları yerinde tespit edilecek. Heyet, ayrıca Çayeli, Arhavi, Hopa ve Borçka odalarına da uğrayacak. Yozgat'a BM kredisi ''_ • Ekonomi Scrvisi — Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Tanmsal Kalkınma Fonu (IFAD) Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi için Türkiye'ye 16.4 milyon dolar kredi veriyor. Kredi anlaşması, önceki gün Roma'da düzenlenen törenle Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar ile IFAD Başkanı ldris Jazairy tarafından imzalandı. 40.5 milyon dolar tutanndaki Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi'nin kalan bölümü hükümetçe karşılanacak. Türk-Fransız Iş Konseyi • Ekonomi Servisi — DEİK bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Fransız fş Konseyi ile Fransız Işadamları Derneği (CNPF) ortak toplantıları 11-14 mart tarihleri arasında Paris'te yapılacak. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gözden geçirileceği toplantılarda, Körfez krizinin Türkiye'deki iş ortamı üzerindeki etkileri, Türk-Fransız yatırımlan ve smai işbirliği ile SSCB'deki Türk fîrmalarının faaliyetleri ve Fransız fîrmalan iie işbirliği olanakları üzerinde durulacak. Türkbank 78 yaşında • Ekonomi Servisi — Türk Ticaret Bankası 78'inci kuruluş yıldönümünü kutluyor. 9 Mart 1913'ten bu yana faaliyet gösteren Türk- bank'ın 412 şubesi, 8 bini aşkın personeli bulundugunu belirten Genel Müdür Behzat Tuncer, "78 yılın birikimini çağdaş bir anlayışla yorumlayan Türkbank, köklü ve güçlü bir itibar müessesesi olmanın haklı gururunu duyuyor" dedi. Kanıın kasada, Efe borsada"İçeriden Öğrenenlerin Ticareti"ni yasaklayan kanun değişikliği tasarısı, iki yıla yakın süredir Meclis'ten geçemedi. Tasarı komisyondan geçerken "küçük" bir değişiklikle hapis cezası zorunluluğu kaldınldı. ABDURRAHMAN Y1LDIR1M Efe özal'ın adım atmaya hazırlandı- ğı borsada kamuoyuna açıklanmamış bilgileri kullanarak haksız kazanç sağ- lamak gerçeğe aykırı söylenti yayarak spekülasyon yapmak serbest. Sadece "içeriden öğrenenlerin ticaretini" (insider trading) yasaklayan Sermaye Piyasası Kanun Değişikliği Ta- sansı ise iki yıla yakın bir süredir bir tür- lü yasallaştınlamadı. Tasan Plan ve Büt- çe Komisyonu'ndan geçerken ANAP milletvekillerince verilen önergelerle ya- pılan "küçük bir değişiklikle, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası zorunluluğu kal- dınldı" Yerine "yalnız hapis' veya 'yalnız para cezası' getirildi. Kamuoyuna açık- lanmamış şirket bilgilerini öğrenerek başkalarının aleyhine haksız ticaret ya- panlara, 1-3 yıl hapis cezası ile 50 mil- yondan 200 milyona kadar para cezası verilebileceği gibi sadece para cezası ve- ya sadece hapis cezası da verilebilecek. Yasa değişiklîk tasansının kanunlaşma- sını bazı özel sektör meslek kuruluşlan- nın istemediği belirtiliyor. Buna karşın değişiklik tasansı, Efe özal'la birlikte borsada çok yaygınlaşa- cağı belirtilen kitleleri kandırmaya yöne- lik "Efe şu kâğıdı alıyor, bir bildigi var, sen da al köşeyi dön" biçiminde "söy- lentiyi yayarak ticaret yapraayı" (nımo- ur trading) ve "gerçeğe aykın söylentiyi yayarak ticaret yapmayı" (False-rumour Menkul Kıymetler Avrupa Davranış Yasası Borsa'da hukuktan önce ahlâk Ekonomi Servisi — Avrupa Toplu- luklan Komisyonu, üye ülkelerin ser- maye piyasası mevzuatlan arasında uyum sağlamak amacıyla 25 Temmuz 1977 tarihinde "Devredilebilir Menkul Kıymetler üzerindeki tşlemlere tlişkin Avrupa Davranış Yasası"nı hazırladı. 20 Ağustos 1977 tarihli Topluluklar Resmi Gazetesi'nde yayımlanan yasa, bağlayıcı olmaktan çok tavsiye özelli- ğini taşıyor. Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun TÜSİAD için hazırladığı "AT'de Şir- ketler Hukuku ve Sermaye Piyasası Çalışmalan-Törkiye Açısından Bir Degerlendirme" başlıklı çalışmasmda ana hatlarını özetlediği Avrupa Dav- ranış Yasası 'nın en önemli noktalann- dan birini "menkul kıymet ticaretin- de ahlak kurallarının belirlenmesinin hukuk kurailanndan öncelik arzettiği" saptaması oluşturuyor. Yasada, AT Uyesi ülkelerin de genel olarak şu ku- rallara uyması "tavsiye olunuyor": — Kamuya bilgi saglamakla görevli olan her şahıs, bu bilgiyi usullere uy- gun biçimde eksiksiz sağlamak ve bel- li bir durumda olan şahıslara aynca- tıktı bir pozisyon sağlamaktan kaçın- mak yttkümlulügu altındadır. — Yatırımcılara bilgi verirken hiç- bir yatınmaya veya yaünmcı grubu- na farkh muamele yapılmamahdır. Bü- tün yatınmcılar serbestçe ve aynı za- manda bilgi" alabilmelidirler. — Hic kimse, bir başka ki$iyi genel kurallan ihlal etmeye teşvik etmeme- li, usulsttz veya diirüstlük ilkesine ay- kın bir işlemin yapılmasını sağlamak amacıyla kimseye baskı uygulamama- lıdur. — Mesleğini icra ya da görevini ifa ederken bir şirket ya da menkul kıy- metler piyasasıyla ya da piyasayı bü- tünuyle alakadar eden bir olayla ilgili, fiyatlan etkileyebilecek nitelikte gizli bilgileri elde eden kimseler, bu bilgile- rin kullanıldığı işlemleri doğrudan ya da dolaylı olarak yapmaktan ve söz ko- nusu bilgileri bir çıkar elde edilmesini sağlamak amacıyla başka bir kişiye vermekten kaçınmak zorundadır. — Mali aracılar, denetieme makam- lan üyeleri ve menkul knmetleri piya- sada işlem gören şirketlerin ilgilileri, kötü niyetli bir girişimden haberdar olurlarsa önlemek için gerekli tedbir- leri almakla yükümlüdürler. Aynca bu kişiler, yetkili raakamlan ve ilgili şir- ketleri dertaal haberdar etmelidirler. trading) yasaklamıyor. Sermaye Piyasası Kanunu'nun 16. maddesine yapıian ekle "Kamuya açık- lanmamış bilgi ticareti" şöyle tarif edi- liyor ve yasaklanıyor: "Anonim ortaklıklann (hisseleri hal- ka arz edilen şirketlerin) ve sermaye pi- yasası kurumlannın veya onlara bağlı ve- ya onlara hâkim isletmelerin yönetim ku- rulu başkan ve uyelerinin, yöneticileri- nin, denetçilerinin, diğer personelin ve bunlarla temaslan nedeniyle doğrudan doğnıya veya dolaylı olarak bilgi sahibi olabilecek dunımdaki kişilerin, heniiz kamuya açıklanmamış bilgileri kendisi- ne veya iiçüncu kişilere menfaat sağla- mak amacıyla kullanarak sermaye piya- sasında işlem yapanlar arasındaki fırsat eşitligini bozacak şekilde mameleki ya- rar sağlamalan veya bir zaran bertaraf etmeleri, kamuya açıklanmamış bilgi ti- careti sayılır." 1.5 yılı aşkın bir siireden beri ancak Genel Kurul gündeminin 11. sırasma ge- len değişiklik tasansının birkaç hafta içinde Meclis'te görüşüJmesi bekteniyor. Bu arada DYP Millelvekili Tevfik Er- tüzün tarafından hazırlanan "Menkul Kıymetler Borsalarında içeriden öğre- nenlerin ticareti yoluyla çıkar sağlanma- sını yasaklayan kanun teklifi" de bugün Meclis'e sunuluyor. Tevfik Ertüzün, mev- cut yasa değişikliği tasansının yetersiz ol- duğîınu belirtirken hazırladığı teklifle ik- tidar çevrelerinin borsada bankerlik şir- keti kurmalarınm yasaklanmasınm ön- görüldüğünü belirtti. Ertüzün tekiifin- de içeriden bilgi ticaretine 3-10 yıl ara- sında hapis cezası öngörülüyor. Ertüzün, ayrıca gazetelerde çıkan ha- berlerin ihbar kabul edilmesini ve SHP'nin, Efe'nin ortaklık başvurusunu hiç değilse "incelemeye alması gerektiğini" savundu. 'Efe yararlıdır3 Borsa bankerlerinden Mustafa Yılmaz ise Efe özal'ın borsaya girmesini "yatı- runcılann ve borsanın' yaranna buluyor. Mustafa Yılmaz sunlan söyledi: "Türkiye ekonomisini yönetenler, sanayiyi idare edenler ve büyük sermaye gruplarınm borsaya gelmeleri son derece yararlıdır. Bende olmayan bilgiler onlarda var. Koç şirketlerinl Koç Amerikan Bankası'ndan, İş Bankası istiraklerini tş Bankası'ndan, Sabana şirketlerini Akbank'tan daha iyi kim bilebilir? Bu saydığım bankalann hepsi de borsada aracı üye olarak faali- yet gösteriyorlar. Kendi şirket hisselerin- de işlem yapıyorlar. Borsa zaten gırtla- ğına kadar insider tradinge girmiş. Efe niye gelmesin borsaya? Muşteri, bilenle- rin peşinden gider. Efe Özal'ın borsaya bir aracı üye olarak girmesinin benim aleybime olmasına rağmen bunu söylii- yorum." BüYÜK MALİ SKANDALLAR / YUNANÎSTAN Koskotas haftaya mahkemedeSTELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'da ortaya çıka- rılan mali-siyasi skandallar, 1988 yılın- da, ülkenin güçlü hükumeti sosyalist PA- SOK'un 1989 ve 90 seçimlerini üst uste yiiirmesine yol açtı. Bu skandallardan öturü suçlanan dönemin başbakanı Andreas Papandreu ve hükümetinde yer alan dört güçlü bakan, onümüzdeki haf- ta Yüksek Adalet Divanı'nda yargılana- caklar. Yunanistan'ı ekonomik ve siyasi açı- dan sarsan skandalların mihenk taşuıı, Papandreu ve sosyahst PASOK'un "ym- kın dostu" 36 yaşındaki bankacı Yeor- gios Koskotas oluşturuyordu. Koskotas- ın, PASOK hükümetinin ileri gelenleriyle kurmuş olduğu "yakın ilişkiUr" sayesîn- de 200 milyon dolar çapında bir haksız kazanç sağladığı ve Papandreu ile ba- kanlanna "riişvet" verdiği ileri sürülmüş- tü. Bu mali skandalı ortaya çıkaran Yu- nan gazeteleri oldu. Hükümetin ısrarlı Koskotas, Yunanistan Merkez Bankası'nı hayali döviz geliriyle kandırmış, Başbakan Papandreu'ya ve 4 bakanına rüşvet verdiği iddiasıyla Yunan siyasi hayatını sarsan skandallara yol açmıştı. "yalanlamalanna" karşın bu skandalla- nn kanıtlanması, güçlü PASOK hükü- metinin sonunu getirdi. Koskotas yine hükümet içindeki destekçilerinin sayesin- de ABD'ye kaçmayı başardı ve orada tu- tuklandı. ABD Salem Cezaevi'nde tu- tuklu bulunan Koskotas'ın Atina'da baş- layacak duruşmalara katılıp katılmaya- cağı' kesbürk kazanmadl. Yunanistan'ın yeni Başbakanı, Pa- pandreu'nun rakibi, Konstantin Mitso- takis ise skandal duruşmasına eskiye oranla daha "yumuşak" bakıyor. Duruş- marun kazanacağı siyasi boyutlardan en- dişe duyan Mitsotakis, "son sözün ada- lete ait olduğunu" söylüyor. Koskotas'tan milyonlarca dolar "rüş- vet almak" suçlamasına hedef olan Pa- pandreu, söz konusu davayı bir "parodi" olarak niteledi ve duruşmaya kendisinin katıunayacağını açıkladı. Papandreu'nun eskiden "sağ kolu" durumundaki eski Adalet Bakanı Agamemnon Kutsogeor- gas, 2 milyon dolar rüşvet almakla suç- lanıyor. Eski Ulaştırma bakanı Yeorgi- os Petsos'un da 15 bin dolar rüşvet al- dığı öne sürülüyor. Eski Maliye Bakanı Dimitris Covolas ile eski Ulusal Ekono- mi Bakanı Panagiottis Rumeliottis de söz konusu mali skandallarla ilgili "ön- lem almadıklan" gerekçesiyle sonımlu tutuldular. Sabık bankacı Koskotas. çeşitli yolsuz- luklarla sahip olduğu Girit Bankası'nda "hayali döviz" gelirleri göstererek Mer- kez Bankası'nı "kandırmış"; Ustelik ka- mu sektörünün gelirlerinin kendi banka- sına yatırılmasını başarmıştı. Koskotas, ilk aşamada Girit Bankası'mn sermaye- sini bu yöntemlerle arttırdı ve daha sonra dev yatınmlar yapmaya başladı. Ülkede- ki sorunlu şirketleri satm alıyor, aynı za- manda Avrupa ülkelerine "taş çıkarta- cak" büyük bir yayın şirketi kuruyordu. "Pallini" adını taşıyan bu yayın şirketi ülkenin belli başh gazete ve dergilerini satm aldı ve Papandreu'nun "şahsi" rek- lamını üstlendi. Bu durumdan son de- rece rahatsız olmaya başlayan diğer ga- zetelerin sahipleri ise Papandreu'yu uyardılar, ancak bir sonuç elde edeme- yince büyük bir arastırma başlatarak tek bir cephe oluşturdular. Bu araştırmala- rın sonucu Koskotas'ın tüm "kirli çamaşırlan" ortaya çıkanldı. Sanayinin solugu kesiliyor1990 yılına hızla giren imalat sanayii yıl sonuna doğru giderek yavaşladı. Geçen yıl toplam büyüme yüzde 8,3 oldu. Ancak 1990'ın ilk üç ayında büyüme yüzde 15 iken, son üç ayda bu oran yüzde 5.4'e indi. Ekonomi Servisi — Istanbul Sanayi Odası'mn yaptığı arastırma, 1990 yılına hızla girdh sanayinin, yıl sonuna doğru giderek yavaşladığını ve 1991'de durgun- laştığını gösteriyor. Geleceğe yönelik kö- tümserlik de artıyor. Araştırmaya göre 1990 yılında sana- yi, bir önceki yıla göre reel olarak yüz- de 8.3 oranında büyüdü. Ancak üç ay- lık dönemler itibanyla geçen yıla baktı- ğımızda, büyümenin giderek yavaşladı- ğı görülüyor. 1990'ın ilk üç ayında bü- yüme yüzde 15, ikinci üç ayında yüzde 7.6, üçüncü üç aymda yüzde 6.7, dördün- cü üç aymda ise yüzde 5.4 oldu. ÎSO Başkanı Memnuh Hacıoğlu, ge- çen yılın başında özellikle iç taJepteki ar- tışın yılın ilk üç ayında imalat sanayiin- Sabıt fıyatlarla 1990 da buyume bnalat sanayil graplan • Gıda, içki ve tütün • Tekstil, deri ve ayakkabı • Orman ürünleri • Kâğıt ve basım • Kimya. petrol ürünleri, lastik ve plastık • Taş ve toprağa dayalı sanayi • Metal ana sanayii • Metal eşya, makine ve otomotiv Metal eşya Makineler (elektnkti hariç) Elektrikli makineler Otomotiv • Diğer imalat sanayii Toplam imalat sanayii l . l ç a y 1 5.5 7.5 13.0 5.8 9.3 -3.5 12.7 33.6 10.0 19.3 37.2 50.3- 2.4 15.0 3.6 3.6 . 9.3 3.5 -7.7 2.1 -1.3 33.6 11.8 27.7 41.7 41.2 -11.8 7.6 % •••«ay -5.2 -1.9 -3.0 6.2 -2.2 4.2 6.3 27.1 9.5 28.7 30.8 32.3 5.8 6.7 IV.üçay 1.9 -8.4 -3.4 12.7 -12.1 -2.8 19.7 24 8 7.2 27.6 20.2 34.0 3.6 5.4 WaM "rt* 0.5 1.1 2.4 7.5 -4.3 0.3 8.3 29.1 9.3 262 30.3 38.5 0.8 8.3 de üretimi yüzde 15 gibi çok yüksek bir oranda armrdığını söyledi. Ancak Ha- cıoğlu, üretim artışının daha sonra gide- rek yavaşladığını belirterek bunu şöyle açıkladı: "Yıl ileriedikce iç ralepte meydana ge- len düşfiş, dış talepteki duraklama sonu- cu, büyüme oranı giderek küçiilmüş ve son üç aylık dönemde yüzde 5.4 oranı- na duşmüştür. Körfez krizi ile birlikte fi- yat arüşlannın da hızlanması sonucu ta- lepte görülen diişüş, üretimde yavaşla- maya ve yapılan üretimin de bir kısmı- nın stoklara ilave edilmesine neden ol- muştur." Büyüme rakamlan açısından ilginç bir sonuç da geçen yılın son üç ayında tek- stil sektöründe üretimin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8.4 oranında gerilemesi oldu. Özellikle giyim sektörü son üç ayda stoklarını arttırdı. 199CU1 son üç ayında bir önceki yılın aynı dö- nemine göre gerileyen diğer sektörler ise orman ürünleri, kimya, plastik ve lastik sanayii oldu. Memduh Hacıoğlu, 1990'da sanayide- ki toplam büyümenin yüzde 8.3 gibi yük- sek bir rakam çıkmasının nedeninin, 1989 yılında yaşanan büyük durgunluk- tan ileri geldiğini vurguladı. Bu nedenle Hacıoğlu, 1990 yılı büyüme rakamını, 1982-1987 arasında görülen büyümeyle karşılaştırmanın yanlış olacağını söyle- di. Hacıoğlu 1982-1987 arasıda dengeli, istikrarlı bir büyüme yaşandığını belirtti. Haaoğlu, bu konuda şöyle dedi: "1990 yılı 1982-1987 yıllanndaki per- formansa sahip değildir. İç talepteki ya- vaşlama, ihracattaki duraklama >e Kör- fez krizi ile 1990 yılı imalat sanayii üre- tim hacminde yıl başında görülen iyj du- rnm, yerini tekrar küçülmeye terk eden, bu olumsuz gidiş 1991 yılına da hızla- narak taşmmışür." Hacıoğlu, işyerlerinin 1991 yılının ilk aylanna ait beklentilerinde de kötümser- liğin arttığını söyledi. ISO'nun araştır- malarma göre üretim ve satışlannda azalma bekleyen işyerlerinin oranı yüz- de 30'un üzerine çıktı. İşyerlerinin yüz- de 25'i artış ve eksiliş beklemezken yüz- de 43'ü de artış umuyorlar. IMTAŞ SIGORTA ACENTESI HERZAMAN KAZANIR... İş yerimi oçhğımda boşltca sermayem çalışma azmim ve dürûsrlüğümdü. İmffaş'ın desteğiyie kısa sürede isimi büyüttüm. Çok şükür iyi bir müsteri portföyüm oldu. Bir kere İmtay'ın mali ve teknik gücü hep yanımdaydı. Hasar ödemeieri sürarie,ritizlikle karsılandı. Herseyden önce mûsterilerimin gönGllerini kazandım. Dahası,komisyonlanm tıkır hkır ödendi. Aldığım tesvik pirimleri devamlı arttı. İrataş Sigorta ile çalışmonın karsılığını fazlasıyla aldım. Onu bilir,onu söylerim; "İmlaş Sigerta H acentesi her zaman kazanır... W NİŞANAL imto» Sigorta Acentesi KoroköylSTANBUL Tel: (1) 151 32 24- 143 35 97 İmtaş Sigorta 'Bu Gücü KoHanın" Kâzıiîi Taşkent dün toprağa verîldi Ekonomi Servisi — Salı gunu ölen, Yapı Kredi Bankası'mn, Türkiye'nin ilk şeker fabrikası olan Alpullu Şeker Fabrikalan^ nın kurucusu ve ilk Genel Mü- dürü Kâzım Taşkent dün topra- ğa verildi. 97 yaşında hayata gözlerini yuman Taşkent'in ce- nazesi Teşvikiye Camii'inde kı- lınan öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarhğı'nda ka- labalık bir topluluk tarafından toprağa verildi. Yaklaşık 48 yıllık çalışma ya- samına birçok "ilk"i sığdıran Kâzım Taşkent'in cenazesinde iş, bankacılık ve bürokrasi çevre- sinden tanınmış isimler katıldı. Sakıp Sabancı, Rahmi koç. Tur- gut Sunalp, Sana>i Eski Baka- nı Şiiknı Yunir'ün katıldığı ce- nazede Yapı Kredi Bankası Ge- nel Müdurü Burhan Karaçam, Finansbank Genel Müdüru Hüsnii Özyeğin, işadamları Ali Koçman, Halil Bezmen de ha- zır bulundular. 1894 ynlında Pre\eze'de doğan Kâzım Taşkent, Almanya'da kimya eğitimi gördü. 1938 yılın- da büyük oğlu Doğan'ı tsviçre- de çığ altında yitiren Taşkent, daha sonra oğlunun adını taşı- yan Doğan Kardeş Dergisi'ni ve Doğan Sigorta'yı kurdu. Yapı Kredi Bankası'nı kuran, Alpul- lu Türkiye Şeker Fabrikaları'nın kuruluşuna öncülük eden Kâ- zım Taşkent, ölümünden sonra yazılacaklar ve söylenecekler için şöyle der: "Öliimiimden sonra yakınla- rım ya da beni hiç tanımamış olanlar benim için bir şeyler ya- zacaklar ya da söyleyeceklerdir. Şimdiden onlara benim hayatı- mı abartmamalannı söyleyebili- rim. Ortanın üstünde denebile- cek yanlanm vardır kuşkusuz, ama genel değerlendirmede ben olağanüstü yaradılışta bir adam degilim. Benim ozellik taşıyan sadece bir tarafım vardır, ken- dimi iyi tanınm." EKOIVOMİ NOTLAIU OSMAN ÜLAGAy Kur ve Faiz İyi de ya Istihdam ve Verimlilik?Ğorsada durum ne? Dolar ve marktaki artış durdu mu? Doların ve markın yıl sonu değeri ne olacak? Döviz darboğazı yaşanacak mı? İnterbank faizi dün kaç oldu? Bugün kac olacak? Mevduat faizterindeki tırmanış nereye kadar gidecek?Bü- yük bankalar yaktnda yüzde 70'e çıkacak mt? Enflasyon bu hızla giderse yıl sonunda ne olacak? Türkiye daha ne kadar Körfez yardımı alabilecek? Ulusla- rarası kredi piyasalarından hangi ölçüde yararlanabilecek? Son günlerde, son aylarda hatta belki son yıllarda ekono- miyle ilgili olarak en fazla bu tür soruları konuşuyor, tartışı- yoruz. Bu soruları güncel hale getiren sorunlar, özellikle pa- rayla uğraşanlar için o kadar 'sıcak ki' ister istemez en çok bu sorunlar ve bu sorular tartışılıyor. Bu sorulara verilecek yanıtlara göre binlerce karar alınıyor, binlerce işlem yapılı- yor. Türkiye giderek dünya ekonomisiyle bütünleşiyor ve dürv ya ekonomisindeki iniş çıkışların, hızlı değişimlerin etkisi de Türkiye'ye yansıyor. Bu etkiye, Türkiye ekonomisinin kendi istikrarsızlıklarını eklediğimizde ortaya böyle bir tabto çıkıyor. Bizi kısa ya da çok kısa vadeli çarelerle, çözümlerle uğraş- maya zorluyor bu tablo. Bu, bir noktada kaçınılmaz bir şey. Dünya ekonomisinin, finans pazarlannın Kazandığı olağanüstü değişkenlik ve ha- reketlilik de bunu zorunlu hale getiriyor. Ancak yalnızca bu tür sorularla ve sorunlarla u|raşmak acaba ekonominin da- ha temel sorunlarıyla ilgilenmemek için geçerli bir mazeret ofabilir mi? Yalnızca günlük sorunlara günlük çözümler ara- makla yetinirsek yarmları kim düşünecek? Yoksa yann çıka- bilecek sorunları aa gene aynı yöntemle büyûyerek karşımı- za çıktıklarında mı çözmeye yöneleceğiz? İşte bu yöntemle gozardı ettiğimiz iki dev sorun 1991 yılın- da ansızın bütün heyDetiyie karşımıza çıkıverdi; verimlilik ve istihdam. Özel sektörde bir yandan önceki dönemlere göre yüksek sayılabilecek ücret artışları gündeme gelirken diğer yandan ekonomide durgunluk bahane edilerek işçi çıkartmalar yo- ğunlaşıyor. Bu gelişme sanıyorum çok önemli mesajlar içe- riyor. işçilere makul sayılabilecek bir yaşam düzeyi sağlaya- bilecek ücretlerin ait sınırına gelindiğinde, mevcut verimlilik düzeyiyie bu işçileri ıstihdam etmek, işveren için yeterince kârlı olmaktan çıkıyor. Çözüm, yerine göre işçiyi makineyle ikame etmek ve verimliliği bu yöntemle arttırmak; olmazsa işi darattmak ya da iş konusunu değiştirmek. Tüm bu çözüm- ler binlerce işçinin işten çıkartılmasını gerektiriyor. Rekabet dünyasında ayakta kalabilmek ve amaçlanan kâr düzeyine erişmek için buna benzer çözümler gerekli oluyor Bu sorun belki daha büyük boyutlarda KİT'lerin de karşı- sında. Sendikaların kabul edeceği ücret artışlarına razı olu- nup eleman sayıları da korunursa birçok KİT'in zararları tril- yonlarla telaffuz edilecek ve geçen yılın dev zararlarını bile katlayacak. Öte yandan çok güvenilir kuruluşlarca yapılan analizler gerçek kamu açıklannın nerdeyse tümüyle KİT'ler- den kaynaklandığını ortaya koyuyor. KİT'ler çeşitli nedenler- le krtle halinde eteman çıkartamayacaklarına göre herhalde KİT açıkları daha da büyüyecek ve kamu açıklarını da bü- yütmeye devam edecek. Ekonomimiz bunun bedelini kötü kaynak kullanımı ve enflasyon olarak ödeyecek. Daha da kaygı verici olan sorun ise bugün daha net gö- rülebilen bu tablonun ardında yatan olgudan kaynaklanıyor. Gerek özel sektörün gerekse kamu sektörünün sanayide yıl- lar içinde yaratmış olduğu istihdamın aslında yapay bir is- tihdam oiduğu anlaşılıyor işçiye makul bir ücret verip sana- yii rekabete açtığınız zaman rekabet edemez duruma düşü- yor ve işçi çıkartma yoluna gitmesi gerekiyor. Bu durumda gerek özel kesimde gerekse kamu kesimin- de işletmelerı bu ücret düzeylerini veri atarak rekabet ede- bilir konuma getirmek ıstiyorsak istihdam düzeyini düşürme- miz, teknolojiyi yenilememiz, verimliliği arttırmamız gereki- yor. Bu ise önemli boyutta yatırımı gerektiriyor. Pekiyi işlerini kaybeden işçiler ne olacak? Onlara iş yaratmak için de büyük çapta yeni yatınma ge- rek var. Biliyorum pek çok yönetici şu an için yatırımı filan düşü- necek halde değil. Herkes kur-faiz-borsa hesaplarıyla uğra- şıyor, günü kurtarmaya çalışıyor. Bürokratlar günlük denge- leri korumaya çabalıyor. Bu bir kısır döngü. Yalnızca günü kurtarma çabasıyla ye- tinenlerin her geçen gün daha büyük sorunlarla boğuşmak zorunda kalmaları herhalde kaçınılmaz. Sanıyorum artık dövizdeki tırmanışı yüksek faizle durdu- ran 'kahraman'larla yetinmeyip istihdamı ve verimliliği arttı- racak kahramanlara özlem duymanın zamanı geldi de geçk yor. Kıbrıs Türklerine özgürlük getiren Kıbns Barış Harekatı'mn hangi yıl yapıldığını hatırlıyor musunuz? ŞIŞLI'DE İşyerine kiralık 85 m2 daire Tel.: 147 46 27 • 146 95 06 (20.00'den sonra 336 28 01) SATILIK DAİRE Acıbadem Basın Sitesi'nde Kaloriferli-Hidroforlu 95 m2 daire 80 milyöna satılıktır. Tel: 325 22 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle