18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER ANAPİSTANBULİL KONGRESlNDENNOTLAR 4 MART 1991 SHP gerici parti • ANKARA (UBA) — HEP Adana Milletvekili Cüneyt Canver, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin bugunkü haliyle Türkiye'nin en gerici partilerinden biri olduğunu öne sürdü. Deniz Baykal'ın SHP'yi bugunkü konumundan kurtarmaya çalıştığını belirten Canver, Baykal'ın SHP'yi Cumhurbaşkanı 1\ırgut özal'la ilgili kısır tartışmalardan da kurtarmak istediğini söyledi. Cüneyt Canver, SHP'nin bugunkü dunımu ile ilgili olarak UBA muhabirine görüşlerini açıklarken bu partinin giderek gerici bir parti haline dönüştüğünü öne sürdü. Canver, "SHP bugünku hahyle Türkiye'nin en gerici partilerinden biridir. Bu durumun düzelmesi için SHP'ye yeni bir yuz gerekiyor. SHP bugun sadece ret cephesi. Her şeye hayır diyor. Bütün siyasetini Özal'a karşı olma temelinde kurmuş. Özal'ı cumhurbaşkanı seçtirip seçtirmeme macerası SHP'nin bütün boşluklannı doldurmuş. Adam 'ak' diyorsa SHP'liler 'kara' diye bağınyorlar. Artık düşünme yeteneğini tamamen kaybetmişler" dedi. Teşini bırakmayızy • ANKARA (AA)— SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay, sosyal demokratların birleşmesi yolundaki çağrılarına DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in verdiği "sert ve itici" cevaplara rağrnen bu konudaki girişimlerinden vazgeçmeyeceklerini bildirdı. Gunay, "Ecevit'in 'peşini' bırakmayacağız. Onunla diyaloğu mutlaka yakalayacağız" dedı. Günay, son parti meclisi toplantısında, sosyal demokratların birleştirümesi konusunun yine ele alındığını belirterek şunlan söyledi: "Bizim yapmak istediğuniz, gerek SHP gerekse DSP tabanının istediği şeydir. Biz bunu, SHP güç durumda olduğu için istemiyoruz, böyle bir durum söz konusu değil. Bunu tabandaki halk istiyor. 'Bülent Bey sert bir açıklama yaptı' diye peşini bırakmayacağız. Özal'a ANAP engeli • ANKARA (ANKA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'm başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantılannda aldığı kararlar doğrultusunda hazırlanan tasarılar TBMM'de ANAP'h komisyon başkanlanna takıhyor. Kürtçeye serbesti getiren yasa tasansı ile hükümete KHK çıkarma yetkisi veren tasannın ilgili komisyon başkanlannın olumsuz yaklaşımı nedeniyle bu yasama dönemine yetiştirilemeyeceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm ANAP milletvekilleriyle yaptığı hemen her toplantıda "Sahip çıkın. Bekletmekte yarar yok. Korkmayın" dediği Turkçe dışındaki anadillere serbesti getiren tasan, 3 haftadan beri Anayasa Komisyonu gündemine alınmıyor. Genel af yok • BURSA (AA) — Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, hükümetin programında genel af konusunun olmadığını bildirerek bakanhğın bu konuda "hudutları çizilmiş" bir çalışma yapmadığını söyledi. Sungurlu, Bursa'da gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın sohbetleri sırasında genel affı değil, cezaların tecili konusunda bazı görüşleri açıkladığını belirterek "Böyle bir olayın hükümette veya Bakanlar Kurulu'nda gündeme getirildiğini hatırlamıyorum. Sayın Cumhurbaşkanfnın söylediklerini daha onceden bUmiyordum" dedi. • II başkanlığı meydan muharebesiCELAL BAŞLANGIÇ Devlet Bakanı Güneş Taner, Semra Özal'ın salona girişini duyuruyor: — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın esleri... Arkasmdan Taiat Yıimaz ge- liyor salona. Bir delege Taner'e özenmiş olmalı ki o da Yılmaz'ı duyurmak istiyor: — Bir Anadolu çocuğu geliyor... Devlet Bakanı Mustafa Tasar, oturduğu yerden bir yumruk bi- çiminde kursüye fırhyor. Orta- lık karışmış durumda. Istiklal Marşı ve saygı duruşu da yatış- tıramıyor salondaki kargaşayı. "Korkma sönmez bu şafaklar- da"nın arasına "Ulan ben seni" kanşıyor. Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan, Abdülkadir Aksu, Ce- mil Çiçek orıaklıktaki bütün ka- rışıklığa karşın mutebessim bir yiizle çevreyi izliyorlar. Taşar, hırsını alamamış olacak ki Do- ğan'ın ve yanındaki bakanların önune kadar gelip bağınyor: — Utanın, utanın... Partiyi bu hale getirdiniz. Guneş Taner kürsünün yanın- daki sahneye çıkıyor. Yılmazcı delegeler kızgın: — Bakan in aşağı... yuuuh.. Taner sahneden iniyor. Bu se- fer ortaya fırlayan bir başka Devlet Bakanı Mustafa Taşar. O da delegelere nutuk atmaya baş- lıyor. Salondaki Yılmazcılar yi- ne kızgın. Taşar konuşurken arada bir soru yöneltiyorlar: — Kardeşin nerede kardeşin... Günlerdir gerilen ipler "il baş- kanlıgı meydan muharebesi"nin yapıldığı Hilton Oteli'nin salo- nunda kopmuştu. ANAP Istanbul'da kongre sü- recine girdiğinde Milli Savunma Bakanı SafaGiray'dı. Delege se- çimleri yuzünden Giray istifa et- ti. llçe kongreleri bittiğinde ise bu kez Milli Savunma Bakanlı- ğı koltuğunda Husnü Doğan vardı. Sıra il kongresine geldi- ğinde Doğan da çoktan azledil- mişti. Istanbul'daki kongre su- reci iki Milli Savunma Bakanı- nın başını yemişti. Bir gece önce Keçeciler, mu- hafazakâr delegelerle yemek yer- ken bu ayrıntıya dikkat çekip çevresindekileri uyarıyordu: — Onun için Istanbul kong- Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan, Abdülkadir Aksu, Cemil Çiçek ortalıktaki bütün kanşıkhğa karşın mutebessim bir yüzle çevreyi izliyorlar. Mustafa Taşar hırsını alamamış, önlerine gelip bağınyor: "Utanın, utanın... Partiyi bu hale getirdiniz". Güneş Taner'den sonra sahneye Devlet Bakanı Mustafa Taşar fırlıyor. Salondaki Talat Yıimaz yanhları kızgın. Taşar konuşurken arada bir bağınyorlar: "Kardeşin nerede, kardeşin?" Günlerdir gerilen ipler, Hilton Oteli'nin salonunda kopmuştu. ! ( I ! i f resine dikkat etmek gerekir. İstanbul il başkanlığı seçimi büyük kongreye egemen olma- nın yolunu açıyordu. Sadece bu yanıyla bile ANAP içinde ağır- lığı olan il kongresinde bir de Semra Özal aday olunca işin önemi iki kat artmıştı. Semra Özal'ın adaylığına neden karşı çıktığını anlatırken Cemil Çiçek, "Biz şirket ortağı değiliz" diyor- du. Keçeciler'e göre İstanbul kongresi Türkiye'nin siyasi yaşa- mında, hükümetin yapısında ve partinin yönetiminde önemli de- ğişikliklere yol açacaktı. Muha- fazakârlann değerlendirmesine göre İstanbul kongresinin fark- lı bir boyuta gelmesindeki temel etken "ANAP'ın temel umdele- Yr f> f- rinden bazüan ihmal edilmek is- tenmiş, partinin yüziınü yenileş- tirmek, görüntii bozuldu diye farklı bir yapıya yönelmek" gündeme gelmişti. Semra Özal adının ve aday oluşundaki yön- temin başında muhafazakâr ta- kımın karşı çıktığı işte bunlardı. Keçeciler durum saptaması yaparken "İnananlara ikinci sı- nıf insan muamelesi yapıhyor", "ttildik kakıldık, görevlerimiz- den ahndık" gıbi anlatımlar kul- lanılıyordu. "Göriintü değistirmenin, par- ti içinde bir eğilimi itip kakma" nın ilk belirgin sonucu da Istan- bul'da alınacak, görüntu deği- şikliği girişimi bu kongreyle baş- layacaktı. Muhafazakârlann "kuyruguna basılan nokta" ış- te burasıydı. Ama bunda biraz geç kalınmıştı. örgütü elmde bulunduranlar il delegelerini is- tedikleri gibi belirlediğinden Turgut Özal değişikliğe ilçeler- den değil ilden başladığı için de güçlü bir direnişle karşılaşmış- tı. Buna bir de Semra Özal'ın adaylığı eklenince, muhafaza- kârlar muhalefetlerine ikinci bir dayanak noktası bulmuşlarcjı. Birincisi vitrinden inmeye, et- kinliklerini yitirmeye karşı çıkı- yorlardı; ikincisi de Semra özal'ın adaylığına. Keçeciler ne- den karşı olduklannı şu tümce- lerle anlatıyordu: "Yalnız yaşamıyonız. Muha- lefetle birlikle yaşıyoruz. Cum- hurbaşkanı eşinin il başkanı olması hukuken uygun olabilir. f Fffi SEMRA ÖZAIIA YAK1N KORUMA— Kongrenin yapüdıgı otele konımalan ile gelen Semra Özal'a yaklaşmak olası değildi. Bir eember içinde yürüyerek kon gre salonuna gelen Semra Özal oldukça neşeli görünüyordu. (Fotograf: Giindüz tmşir) Mustafa Taşar rol çaldıSandviçlere yüz vermeyip Hilton Oteli'nin restoranında yemek yiyen Avni Akyol, Sudi Türel ve Ercan Vuralhan'ın yanına yaİdaşan bir milletveküi fısıldadı: "Cumhurbaşkanı kongreyi izliyor. Gidişatı beğenmemiş. Bu işin altında kalacaksınız. Bir şey yapın, iptal ettirin bari diyor!' FARUK BİLDİRİCİ diliyordu. Büyük boy portresiy- le, Sabah gazetesinde yayımla- nan söyleşisiyle, dev ekranlardan yansıtılan göriıntüsuyle ve 100 metre ilerideki Harbiye Ordue- vi'nde kapalı devre TV yayınıv- la kongreyi izliyor söylentisiyie delegeler üzerinde manevi bas- kı yapıyordu. Kongre salonunda esen hava önce Talat Yılmaz'dan yanaydı. Taşar'ın katkısıyla divan baş- kanlığı seçiminde yaratılan ger- ginlik, Yıimaz yanlılannın mo- ralini bozuyordu. Sandığa faz- la oy atıldıgı iddialanru dinlete- meyen Yılmazalar, divan baş- kanhğını Taşar'a kaptırıyorlar- dı. Turgut özal da sabah saatle- rindeki olumsuz havadan etki- lenerek öğle saatlerinde Hilton Oteh'ninrestoranındayemek yi- yen Avni Akyol, Sudi Türel ve Ercan Vuralhan'ın bulunduğu gruba haber gönderiyordu: "GidişaD begenmedim. Bu işin altında ic•!«<•«it«Fmpj Bir şey yapın, iptal ettirin bari." Özal'ın bu sözleri kuliste ya- yılıyor. Semra Özal'ın yüzünden düşen bin parça. Tek tesellisi Mustafa Taşar'ın divan başkan- lığını kazanması. Taşar'ın liste- lere imza atan kişilerin adlannı ağır ağır okutması, uyguladığı "bıktınna" taktiği havayı bir öl- çüde değiştiriyor ve Yıimaz yan- lıları akşam saatlerinde, "Acaba kongreyi kaybediyor muyuz?" endişesine kapılıyor, hatta Hüs- nü Doğan, Mehmet Keçeciler ve Cemil Çiçek kongreden ayrıla- rak Ankara'ya dönüyor, salon- da sadece Abdülkadir Aksu'yu bu^kıyorlardı. Artık muhafaza- kârlar kendilerini sahipsiz his- setmeye başlıyordu. Tek umut- lan vardı, o da Semra özal'ın liste düzenlemede hata yapma- sı. Nitekim bu umutları boş çık- mıyordu. Semra özal'ın listesi açıklanınca kendisini destekle- yenler arasında huzursuzluk dal- gası yayılıyordu. önce bakanlar Imren Aykut ve tbrahim Özde- mir aracılığıyla durumu düzelt- meye çalışıyorlar, bu da sonuç vermeyince "Bu listeye oy vermeyiz" demeye başlıyorlardı. Bu gelişme Talat Yıimaz yanlı- lannın yüzünü güldürüyor, hat- ta bazıları halay çekmeye başh- yorlardı. Artık kazanacaklann- dan eminlerdi. Ama Mustafa Taşar tüm başansına rağrnen kulislerdeki havayı yatıştırama- yınca çareyi kongreyi iptal et- mekte buluyordu. Yani özal'm talimatı yerine geliyordu. Haf- talardır Istanbul'a yığılan ba- kanlar, milletvekilleri, bürokrat- lann gücü Semra Ana'yı seçtir- meye yetmemişti. Bu filmin devamı ANAP Meclis grubunda ve MKYK'da oynayacak. Şimdi, Cumhurbaş- kanj Turgut özal'ın 3 marttan sonra kopacağını söylediği fır- tına bekleniyor. ANAP kongresinin başrol oyuncusu Semra Özal. Yardım- cı roldeki Mustafa Taşar kendi- sinden beklenenden çok daha üstun performans gösteriyor, "rol çalıyor." ANAP filminin unutulmaz sahneleri arasında Mustafa Taşar'ın emniyet kuv- vetlerine emirler yağdınp Talat Yıimaz yanlılarına fırçalar ata- rarak "Beo miilivetçi-muhafazakarun" diye kükrerken Içişleri Bakanı Ab- diilkadir Aksu, bir kenarda ses- sizce oturuyor. Sanki Içişleri Ba- kanı Mustafa Taşar, Aksu da "sadece" bir delege. Mustafa Taşar, Semra özal karargâhının SchwarzkopFu. Ama bir gun önce The Marma- ra Oteli'nde delegelere verilen yemekteki hava Tkşar'ı ürkütü- yor ve sinirlendiriyordu. Taşar, delegeleri günlerce el üstünde tutmasına rağmen kongreden bir gün önce kendisinden küçük ricada bulunan bir delegeyi her- kesin ortasında azarlamaktan çekinmiyordu. Bir gün önce Semra Özal aleyhine esen hava Cumhurbaş- kanı Turgul Özal'ın da önceki gece Istanbul'a gelerek Harbiye Orduevi'nde liste hazırlıklanna yardımcı olmasına neden olu- yordu. Turgut Özal, "Cumhur- başkanı" olduğunu unutarak kongre kulisine giriyor, ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demir- taş'ı divan başkanlığı konusun- da uzlaşma sağlanması için ara- bulucu tayin ediyordu. Özal ön- ce Mustafa Taşar'ın adını, o ka- bul edilmeyince Genel Başkan Yardımcısı Cumhur Ersümer'i öne sürüyordu. Yıimaz kanadı her iki kişiye de olumsuz yanıt verince Turgut Özal, "O zaman ovlama yapılsın. Her iki taraf adayını çıkarsın" diyordu. Turgut Özal'ın ağırlığı kong- BAYAN TANER VE BAYAN ÖZALLAR — Semra Özal'ın kongre boyunca asık olan yüzü Taşar'ın divan başkanı olmasından re salonunun her yanında hisse- sonra gülmeye başladı. Güneş Taner'in eşi Beyza Taner ve kızı Zeynep Özal da Semra Ana'lannın yüzünü güldünneye çalıştılar. Ama siyaseten uygun değildir. Biz bunun sıkıntısını taşıyama- yu." İstanbul il kongresi önemliy- di. Parti içi iktidara, hükümete, devlet yönetimine uzanan yolda önemli bir köşe taşıydı. Onun için çevik kuvvet polisleri kür- sünün çevresini sarmış, cumhur- başkanlığı korumalan salonda yerini almış, devlet bakanları yumruklannı sıkmış, milletve- killeri de birbirine girmişti. Kı- saca ANAP istanbul il kongre- si "başkanlık meydan muhare- besi"ne dönmüştü. Devletin bü- tün güçleri de bir partinin il kongresinde, bir adayın yanında yer almıştı. Kongre boyunca Turgat özal'm gölgesi salondan eksik olmadı. iki dev ekrandan en az beş kez TargBl Özal'a yapılan suikastın görüntüleri verildi, ya- nında da elbette Semra özal— Ibrgut-Semra özal çiftinin kongre sırasında el ele, yan ya- na görüntüleri dev ekranlardan hiç inmedi. Günlerdir bakanlar- la, milletvekilleriyle, devlet ola- naklanyla süren "Semra özal'ı seçin" baskısına salonda Turgut özal da eklenmişti görün- KONGREKULİSİ tüsüyle. Bunca devlet desteğine karşın özallar karşılanndaki grubu çözmek için çok zorlandılar. İs- tanbul MiUetvekili Bakl AH»y- rak kavgah, dövüşlü, devlet bas- kılı kongreyi Mustafa Taşar'a baguırken şöyle tanımlıyordu: — Drriet terörii ba. Dün ANAP il kongresinde saflki iki farkh partinin üyeleri yanşıyordu, saflar keskinleşmiş kıhçlar çekilmişti. Ancak iki ta- rafın da üzerinde birlestiği ortak bir nokta vardı: Kin kazanına fc«»»««m ANAP kaybetti. Partiyi bm ha- le getirenin Allah cezasını ytnim. ANAP İstanbul il kongresi kavgayla başladı, kavgayla bit- ti. Kongreyi izleyen bir yabancı gazeteci, "Bu bir opera gibi" di- yordu, "Herkes bağınyor, ama soüst yok." On altı devlet kuran bir muletin çocuklan olarak bi- ze durduk yerde çağ atlatan ANAP, devlet yardımıyla bile bir kongreyi yapamamıştı. Sıra- dan bir başkanlık seçimi bile devlet eliyle "il başkanlığı mey- dan muharebesi'ne dönüştürûl- müştü. Semra Hanım'ın Kongre kostümü Semra Özal'ın önceki akşam The Marmara'da verdiği yemeği terk etmesinin ardından korumalar yana yakıla araç aramaya başladılar. Herkes birbirine Ijörevli araç olup olmadığını sorarken araan ne için arandıgı da büyük merak konusu oldu. O sırada The Marmara'nın 18. katından gelen asansörden Bayan Özal'ın terzisi Müberra Karol elinde üstü özenle katlarup askıya geçirilmiş bir giysiyle çıktı. Terzi Müberra Hanım,Bayan özal'ın dünkü kongrede giyeceği etek-ceketi Harbiye Orduevi'ne götürmek için araç anyordu. Ancak görevli araç bulunamadığı için Müberra Karol taksiye binmek zorunda kaldı. Karakolda ayna var Devlet Bakanı Güneş Taner'in "çığırtkana ihtiyaç yok" dediği Başb-îkanlık Teknik Danışmanı Erkal Zenger dün kongre salonuna "şöyle bir uğradı". Zenger'in kısa bir süre sonra salondan ayrılması Güneş Taner'in varlığına bağlanıyordu ki Zenger işin aslım anlattı: "Salonun havası bu işi muhafazakârların götürecefini gösteriyor. Semra Hanım da Güneş Taner'in yüzünden kaybedecek. Semra Hanım kaybedince de Güneş Taner'e ihtiyaç oimadığı ortaya çıkacak. Zaten bu kongre burada bitmez. Bitse bitse karakolda biter. tbrahim Tatlıses de gdir 'Karakolda Ayna Var' turküsunü söyler." Bilerek yaratılan 'izdiham' Başkan adayı Semra Özal'ın önceki gece The Marmara'da verdiği yemekte bir gazeteci bakanlardan birine sordu: "Sizce buradaki yemekler bunca insana yetecek mi?" Bakanın yanıtı "ÖzellikJe az yemek gelsin istedik ki izdiham olsun". Bakanın ne demek istediğini düşünen gazeteci sonra kendince bir yorum yaptı: "Herhalde ertesi gün gazeteler yemeklerin davetli sayısından az getirildiği hilesini duşunmeden, 'Yemekte buyük izdiham yaşandı' diye yazacaklar, bundan da yemeğin çok kalabalık olduğu izlenimi çıkacaktı." Ancak bakanın planı işlememişti. Çünkü hiçbir gazetede böyle bir başlık yoktu. ANAP'ın aynası Kongre bütün itiş kakış sürerken, ANAP'ın "ablası" İstanbul Milletvekili ve Semra Özal'ın en hararetli destekçisi Leyla Veniay Köseoğlu rujunu çıkararak dudaklannı boyamaya başladı. Bunun üzerine Karadenizli, şakacılığıyla tanınan milletvekili Şadan Tuzcu hemen koştu ve Köseoğln'nun önünde diz çöktü: "Abla aynan yok galiba. Bana bak bari." Delegelerin açhğı Sabat saat 10.00'dan itibaren kongre salonuna giren delegeler öğlen yemeği olarak dağıtılan jambonlu sandviçlere hücum ettiler. 1200 kişinin bulunduğu salonda dağıtılan 5 bin sandviç bir anda tükendi. Delegelerden bazılannın parasız dağıtılan sandviçlerden beşer-onar alıp torbalarına doldurduğunu gören garsonlardan biri söyleniyordu: "O kadar avanU aldılar hâU doymamışlar galiba". ANAP KONGRESÎ Adıyaman îlçe biııasma tash saldırc lç Politika Servisi — ANAP'ın Şanlıurfa, Kütahya, Bilecik il kongreleriyle Adıya- man merkez ilçe kongreleri de dün yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrü Yüıür ile Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'un da katıldığı Kütahya il başkanlığına Mesut Yıimaz yanlısı tsmail Çelik yeniden se- çildi. Şanlıurfa il başkanlığına merkez ılçe eski başkanı Seydi Eyüpoğlu seçilirken, Bilecik il başkanlığına da Ahmet Özün- lü yeniden seçildi. Liberallerin destekledıği Ahmet Özünlii se- çime tek listeyle girmişti. Adıyaman merkez ilçe baş- kanlığında Necmi Baykan ile Mehmet Erdem'in listeleri ya- rıştı. Necmi Baykan 135 oy farkla başkanlığı kazandıktan sonra kimliği belirsiz kişiler ta- rafından ilçe binasının camla- n kınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle