Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAKT 1991 EKONOMt CUMHURİYET/13
Erdemir'in
kân
• ANKARA (AA) —
Ereğli Demir Çelik
Fabrikaları AŞ'nin
(Erdemir) geçen yılki
dönem kân, bir önceki yıla
göre yüzde 18.6 oranında
azalarak 569 milyar 48
milyon lira olarak
gerçekleşti. Erdemir, 1989
yüında 699 milyar 648
milyon lira kâr etmişti. Bu
arada Erdemir'in 384
milyar liradan 786 milyar
liraya çıkartılan
sermayesinin, nakit karşılığı
arttırılan 192 milyar liralık
kısmım temsil eden hisse
senetleri de halka arz
edilecek. Şirketin sermaye
arttınmı, yüzde 50"si
bedelli, yûzde 5Csi de
bedelsiz olarak yapılacak.
Bedelli sermaye arttınmında
hisseler, nominal değerinin
iki katı fiyatla arz edilecek
ve rüçhan haklannın
kullammma da bugün
başlanacak.
Avrupa İskân
Fonu kredileri
• ANKARA (AA) —
Avnıpa İskân Fonu'ndan
sağlanan toplam 103
milyon 150 bin dolar
tutanndaki krediye ilişkin
anlaşmalar, Bakanlar
Kunılu'nca onaylanarak
dünkü Resmi Gazete'de
yayımlandı. Birinci anlaşma
ile Avrupa tskân Fbnu
Türkiye'ye 100 milyon dolar
tutannda kredi sağhyor. 10
yıl vadeli kredinin faiz
oranı, kredinin hesaba
yatma tarihinden itibaren
6'şar aylık dönemli libor
artı yüzde 0.25 dolar
üzerinden hesaplanıp
ödenecek. tkinci anlaşma
ise 3 milyon 150 bin
dolarhk krediyi içeriyor. Bu
kredi de 10 yıl vadeli, faiz
oranı ise yüzde 1 olarak
belirlendi. Bu arada her iki
kredinin faiz ödemeleri ilki
1 Nisan 1991'de başlamak
üzere 6 aylık devreler
halinde olacak.
Ithal kömürden
fon alınacak
• KÜTAHYA (AA) —
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fahrettin Kurt, yerli
kömür ile ithal kömür
arasındaki fiyat farkını
ortadan kaldırmak için
ithal kömüre fon kesintisi
uygulanacağını açıkladı.
Kurt, Gediz'de ithaJ
kömUrle rekabet edemedigi
için kapanan maden
ocaklannın açılması için de
önlem alınacağını söyledi.
İia ıca zam
• ANKARA (ANKA) —
Sağlık Bakanhğı'nca ocak
ayında 113 ilacm fiyatma
yapüan yüzde 3-16'hk
zammın ardından, bu kez
de önemli bir bölümünü
antibiyotikler, vitaminler,
kalp, kanser ve nıhsal
hastalıklann tedavisinde
kullanılan ilaçlann
oluşturduğu 287 ilaan
fiyatma yüzde 6 ile yüzde
63 arasında değişen
oranlarda zam yapUdı.
ANKA'nın Sağlık
Bakanlığı'nca onaylanan ve
ilaç firmalanna gönderilen
zam listesi üzerinde yaptığı
hesaplamalara göre en
düşük oranlı zam, şeker
hastalığının tedavisinde
kullanılan "Humulin" adlı
ilacın fiyatma yapıldı. Bu
ilaç, yüzde 6 zam görürken,
en yüksek oranlı zam da
yüzde 63'le "Locacorten"
adlı merhemin fiyatma
uygulandı.
Dıracatta
canlanma
• GAZtANTEP (AA) —
Güneydoğu Anadolu
lhracatçı Birlikleri (GAİB)
Genel Sekreteri Mehmet
Yalçın, yeni bağlantılarla,
bölgeden Suriye ve Suudi
Arabistan'a yapılan
ihracatm, kriz öncesindeki
seviyeye geldiğini söyledi.
Yalçın, ramazan ayı
öncesinde ihracatm önemli
ölçüde artmasını
beklediklerini vurguladı.
Yalçm bu arada, ihracatçı
açısından cevap bekleyen en
önemli sorunun, "banş
döneminde Irak'ın Türkiye
ile nasıl bir ekonomik
ilişkide bulunacağ]"
olduğunu belirtti.
Ikbancı
sermaye
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye'ye girmesine izin
verilen yabancı sermaye
tutan ocak ayı sonunda 6
milyar 494 milyon dolara
ulastı. ANKA'nın Devlet
Planlama Teşkilatı'ndan
edindiği bilgive göre ocak
ayında 73.64 milyon
dolarhk yabancı sermayenin
Türkiye'ye girişi için 58 izin
verildi. Bu sermayenin 41.09
milyon dolarhk bölümü
yeni yatırım. 27.68 milyon
dolarhk bölümü ise
sermaye arttırımı için
Türkiye'ye gelecek.
Asgari kredi
maliyeti % 110 TL kredisinin tadıyokTasarruf sahibinden aldıklan her 100 lirahk mevduatın,
ancak 52 lirasını kullanabilen bankalar, bu parayı, ancak
yüzde 84.6 faizle pazarladıkları takdirde maliyeti
kurtarabiliyorlar. Bunun üzerine banka kân, vergi ve fonlar
eklendiğinde girişimcinin omzundaki yük yüzde 110'a varıyor.
Bankalar, özkaynak, döviz kredisi ve bankalararası para
piyasası gibi fon maliyetlerini düşürücü etki yapan
kaynakların bu etkisini, "hatırlı" müşterilerine yansıtıyor.
Bankacılar kredi faizlerinin bu nedenle bugünlerde yüzde 85
ile yüzde 125 arasında değişiklik gösterdiğini belirtiyorlar.
TAVFUN DEVECtOĞLU
Türk Lirası bazmdaki kredi-
lerin yılhk maliyeti yüzde 100'ü
aştL Bu oran, bankalann fon ya-
pısına, masraflanna ve kredi
kullanan girişimcinin niteliğine
göre değişebiliyor. Tasarruf sa-
hibinden tesüm aldıklan her 100
liralık mevduatın ancak 52 lira-
sını kullanabilen bankalar, bu
parayı, ancak yüzde 84,6 faizle
pazarladıklan takdirde maliye-
ti kurtarabiliyorlar. Bunun üze-
rine banka kân, vergi ve fonlar
eklendiğinde girişimcinin omuz-
lanndaki yük, yılda yüzde 110'a
vanyor. Ahnan yüz liralık kre-
dinin bir yıl sonra210 lira ola-
rak ödenmesi gerekiyor.
Mevduatin paylaşımı
Kredi maliyetlerinin yüzde
100'ü aşmasındaki en önemli
faktör, bankalann toplam mev-
duatlannın ancak yüzde 52'sini
plase edebilmeleri. Plase edile-
meyen 48 liranın paylaştmı ise
şöyle oluyor: Bankalar kabul et-
tikleri her 100 lirahk mevduatın
5 lirasını nakit olarak saklamak
zorundalar. Bu miktann 2 lira-
sı banka kasasında dururken 3
lirası Merkez Bankası kasalan-
na yatıyor. 100 liralık mevdua-
tın 30 lirası da zorunlu olarak
kamu menkul kıymetlerine ya-
tınhyor. 100 lirahk mevduatın 35
lirasını yok eden bu yüke
"disponibilite" adı veriliyor.
Bankalann, Merkez Bankası
nezdindeki zorunluluklan bu
kadarla kalmıyor. Bankalar, ka-
bul ettikleri her 100 liralık vade-
siz mevduatın 17.5 lirasını, 100
liralık vadeli mevduatın ise 8.25
lirasını munzam karşılık adı al-
Mevduat ve kredide maliyetin oluşumu
100 ÜRAUK MEVDUATIN
PAYLAŞIMI
MEVHIAT 100
DİSPONİBİLİTE
• M B kasası ( *)
• Banka kasası (*)
• Kamu.Menk Krym.
(%70 geön)
MUNZAM KARSIUM»)
(-3)
(-2)
(-30)
(-13)
(-48)
KULLAMLABILIR PARA 52
(*) Bankalar. kendı kasalannda zorunkı
olarak tuttukiarı 2 TL ve M.B. kasasın-
daki toplam 16 TL'den (Toplam 18 TL)
gelır elde edemıyortar.
100 ÜRAUK MEVDUATn
BANKAYA MALİYETİ
KUUAKLABİÜ8 PARA 52
MUOIYE ODENEN FAİZ
DİSPONİBİLİTE GETIRİSI
(-65)
(+21)
(-44)
NİHAIMAÜYETf**) 84.6
( * • ) Plasmana mûsait 52 TL için 44
liralık faiz masrafı yapılırsa, plasmana
müsaıt her 100 TL tan 84.6 TL'lik faiz
masrafı yapılması gerekiyor
100 ÜRAUK KREDİNİN
fiİRtŞİMCtYE MALİYETİ
AUM «
MÜREKKEPFAIZYUKÜ (.*.*) 846
KOMISYON ..- 4 08
KKDf 5 88
BSMV 4 90
PUL _ 1 02
BANKA KAH 100
TOPLAM MAÜYET 110 48
I Yt SOtBA ODetH HKTAfl 2BJ4»
(• * *) Bankalartenmu'nagöretasavafle* kre-
«er 3 ayda l« g«ı Meoyor. «uemlak faule vc-
rikn krsdMn M M y*k taa %M.6'p pfyor
Bu ntam 10D itıM ptamna mfiait pram nu-
tyetm «ıt BSMV Barta vt Sgntt HtomHltn
\)«<fs KKDf rCıyn* Kutamım Omktem
Fonu)
tında Merkez Bankasr*na yatır-
mak zorundalar. 1 şubat itiba-
rıyla Merkez Bankası'ndaki
munzam karşılıkların toplam
mevduata oranı yüzde 13. Bu
orandan hareketle, bankalann
ortalama olarak her yüz lirahk
mevduatın 13 lirasını Merkez
Bankası'na yaürdığı ortaya çıkı-
yor.
Kasalarındaki yüz liranın 48
lirasını devlete kaptıran banka-
lann, bu paradan elde ettikleri
yılhk gelir 21 lira. Bunun kayna-
ğı ise 30 lira karşıhğında alınan
kamu menkul kıymetlerinin yıl-
hk getirisi. Kasalarda tutulan 5,
munzam karşılık olarak yatırı-
lan 13, yani toplam 18 liranın ise
hiçbir getirisi yok. Başka bir de-
yişle, devlet, bankalardaki top-
lam mevduatın yüzde 48'ine yıl-
hk yüzde 43.75 faizle el koyuyor.
Hazine, bankalara zorla sattığı
30 liralık menkul kıymete yılda
21 lira öderken Merkez Banka-
sı kasasında sakladığı 16 lira için
tek kuruş bile faiz ödemiyor.
Kalan 2 lira da banka kasasın-
da zoraki "yatıyor".
Paranın maliyeti
Şu anda geçerli olan faiz
oranlanna göre bankalar, kasa-
larına giren yüz liralık mevdua-
ta yılda 65 liralık faiz ödemesi
yapıyorlar. Bu paranın, çeşitli
yöntemlerle devlete aktarılan 48
liralık bölümunden ise yılda 21
liralık gelir elde ediyorlar. Böy-
lece 100 lirahk mevduatın plas-
mana müsait olarak geriye ka-
lan 52 liralık kısmının yılhk fa-
iz gideri 44 lira olarak ortaya çı-
kıyor.
Kullanıcının maliyeti
Kredi olarak plase edebilece-
ği her 52 lirahk fon için 44 lira-
hk faiz gideri bulunan bankala-
nn, verdikleri 100 liralık kredi-
deki giderleri 84.6 liraya yükse-
liyor. Yani bankalar 100 liralık
krediyi 1 yıl sonra 184.6 lira ola-
rak tahsil etmeliler ki en azından
paranın maliyetini kurtarsınlar.
Bankalar Kanunu'na göre kı-
sa vadeli kredilerin birikmiş fa-
izleriyle birlikte üç ayda bir ge-
ri ödenmesi gerekiyor. Bir giri-
şimcinin, 1 yıl sonra ödenmek
üzere 100 lira kredi aldığıru dü-
şünürsek, krediyi veren banka-
nın kâr ve masraflar bir kenara
bırakıldığında bu miktara yüz-
de 66 üç aylık faiz uygulaması
gerekiyor. Banka, yüzde 66 üze-
rinden üç ayda bir birikmiş fa-
izleri hesaba katarak krediyi ye-
nilediğinde, kullanıcının yıl so-
nunda ödemesi gereken faiz 84.6
lira tutuyor.
Kullanıcının ödemesi gereken
kalemler sadece faizle sınırlı de-
ğil. Yüzde 66 üç aylık faiz üze-
rinden ve üç ayda bir artan oran-
larda tahsil edilen yüzde 5 ora-
nında Banka ve Sigorta Muame-
leleri Vergisi, yüzde 6 üzerinden
Kaynak Kullanımı Destekieme
Fonu, bankanın aldığı senet ko-
misyonu ve pul giderleri de he-
saba katıldığında yılhk maliyet
100.48 liraya yükseliyor. Bunun
üzerine yüzde 10 oranında ban-
ka kân da eklendiğinde alınan
kredinin yılhk maliyeti 110.48 li-
ra olarak ortaya çıkıyor. 100 li-
ra kredi alan girişimci, bir yıl
sonra bankaya, aldığı paranın
iki katından fazlasını ödemek
zorunda kalıyor.
Bankacıhk çevreleri, krediler-
de uygulanan faiz oranlarının
müşterinin kalitesine, fonlann
yapısına ve masraflara göre de-
ğişiklik gösterdiğini belirtiyorlar.
Banka fonlannın yalnızca Türk
Lirası mevduatlanndan oluşma-
dığını belirten bankacılar, öz-
kaynaklar, döviz kredisi ve Ban-
kalararası Para Piyasası (Inter-
bank) gibi şimdiye dek fon ma-
liyetine düşürücü etki yapan
kaynakların bu etkisinin,
"hatırlı" müşterilere yansıtıldı-
ğını belirterek kredi faizlerinin
bugünlerde yüzde 85 ile yüzde
125 arasında değişiklik gösterdi-
ğini söylüyorlar.
Tbrizıncilerîn son umudu BerlinTbrizmciler, temmuz ayı ve sonrasını satmak
için son bir umutla Berlin Turizm Fuan'na
akın etti. Alman Seyahat Acenteleri Birliği,
TÜRSAB'a gönderdiği özel mesajda Türk
piyasası için işbirliği çağnsı yaptı.
Cumhurbaşkanı özal'ın davetiyle Türkiye'ye
gelecek yabancı tur operatörleri için 18
martta bir toplantı düzenlenecek.
SERDAR KIZIK
tZMtR— Körfez bunahmı ve
savaşından olumsuz yönde etki-
lenen Türk turizmcileri "son
umut" gözüyle baktıklan Ulus-
lararası Berün Turizm Fuan'na
akın etti. Pazarlama etkinlikle-
rinin de yapıldığı fuarda TUrk
turizmcileri, temmuz ayı ve son-
rasım "satmak" için çaba gös-
terecek. Dünya piyasasında
önemli bir yer tutan Alman Se-
SAB'a gönderdiği özel bir me-
sajda savaşın ardından Turk pi-
yasası için işbirliği yapma çağ-
nsında bulundu. Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın da yabancı tur
operatörlerini 18 martta Türki-
ye'ye davet ederek bir toplantı
düzenleyeceği öğrenildi.
Körfez'deki bunalımdan
olumsuz yönde etkilenen sektör-
lerin başında gelen turizm için
çabalar sürüyor. Turizm borsa-
yahat Acenteleri Birliği, TÜR- sında çok önemli bir veri olan
Berlin Uluslararası Turizm Fu-
an'na Türkiye"den birçok yetkili
katıldı. 9 marta değin sürecek
fuarda Türkiye'den katılan tu-
rizmciler "kayıp" dedikleri 1991
sezonunu "kurtarmaya" çalışa-
caklar. Dünya turizm sektörü-
nün buluştuğu fuarda pazarla-
ma etkinliklerinin de yapıldığı-
nı vurgulayan Ege Turistik İşlet-
meler ve Konaklamalar Derne-
ği Başkanı Haluk Nişlioglu
Türkiye'den birçok acente ve
otel yetkilisinin Berlin Fuan'na
katıldıklarını belirterek şunlan
söyledi:
"Biz de bir arkadaşımızı Ber-
iin'e gönderdik. Bu fuar çok
önemli. Kara savaşının kısa sür-
mesi sektörö sevindirdi. Herkes
şimdi bir atak yapmak istiyor.
Fuarda saüşlar da oluyor. Bu se-
zonun birinci yansı umııtsuz
ama baziran, temmuz aylann-
dan sonra bazı satışlan gerçek-
leştirebiliriz. Fuarda Türk tu-
rizmciler yabancılarla yüz yüze
gönışecek. Bilindigi gibi turizm-
de moda ulkeyiz. Bu nedenle fu-
ara umutla bakıyoruz."
Bu arada Körfez krizinin baş-
Iadığı gün Türkiye'yi "kriz
bölgesl" ilan eden ve önemli öl-
çüde tur iptallerine yol açan, an-
cak daha sonra yaptığı açıkla-
mayla bu durumu düzelten Al-
man Seyahat Acenteleri Birliği
(DRR) Başkanı Otto Schneider,
1.3.1991 tarihinde Türkiye Seya-
hat Acenteleri Birliği'ne (TUR-
SAB) gönderdiği özel mesajda
işbirliği çağrısında buiundu.
Dünya turizm pazannda ağırlık-
h bir yer taşıyan Alman Seyahat
Acenteleri Birliği'nin mesajı
özetle şöyle:
"Önce Körfez savaşuun bit-
mesinden duydugumuz memau-
niyeti beiirtmek istiyoruz. Ülke-
nizin sahip oldugu zeogin tu-
rizm potansiyelini birlikte geliş-
tirmek, Körfez krizinden doğan
kaybı hızla telafı etmek için ttze-
rimize diişen görevi yapmaya
bazınz... Körfez krizi suresinde
meydana gelen boşlugu hızla
doldurmak için birlikte çalı^ma
konusunda istekli oldugumuzu
belirtir, bundan sonra ilişkileri-
mizin daha da gelişmesini uma-
nz..."
Bu arada Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın, bugüne değin
sektörü ayağa kaldırmak ama-
cıyla verilen destek paketini bir
an önce devreye sokmak için
hem içteki yetkililere bir mesaj
vermek hem de turizme ne den-
h önem verdiğini dışa göstermek
amacıyla yabancı tur operatör-
lerini 18 martta Türkiye'ye da-
vet ettiği öğrenildi.
Bin liranın acıklı öyküsü1927'nin ilk mavi
Atatürk binlikleri
bugün 90 milyon lira
değer buluyor
koleksiyonculann
elinde. Tabii
bulunabilirse...
ÜMİT OTAN
LZMİR — Mavi Atatürk bin-
hklerinin gücüne kim dayanabi-
lirmiş ki. Ev mi istiyorsun, al.
Arazi mi istiyorsun, al. Yalnız-
ca bir binlikle. Sonra sıra mor
binliklere gelmiş; büaz güçten
düşmüş, ama yine en büyük.
1980'li yıllardan sonra düşüş
hızlanmış. önce beşi, sonra onu
daha sonra yirmisi bir araya gel-
miş, ama "acıkh" son engellene-
memiş. Bugünlerde binlik "de-
mir" günler yaşıyor. Çocuklann
ellerinde bakkala gidiyor, ama
bakkalda da "itibar" görmü-
yor...
Yıl 1927. Ocak aymın beşinci
günü. Arka yüzünde demiryolu
bulunan mavi binhkler tüm gör-
kemiyle piyasaya çıkıyor. O za-
manlar öyle herkesin görebilece-
ği para değil mavi binlikler. Öyle
bavullarla para taşımaya gerek
yok. Yalnız bir binlikle bugün
bavullar dolusu 50 binlikle ala-
mayacağınız şeyleri alabih'yorsu-
nuz. örneğin 200 tane Cumhu-
riyet Altım'na sahip olabiliyor-
sunuz. 1940 yılına kadar ege-
menliğini sürdürüyor mavi bin-
likler. Mor binlikler de piyasa-
da tek olmanın gurumnu yaşı-
yor, ancak gücü biraz daha az.
15.4.1953'te piyasaya çıkan mor
binliklerin arkasında Rumeli
Hisan görünümü var. Bugünler-
de bitpazannda naylon kılıflar-
da özenle korunuyor ve 800-900
bin lira ediyor.
1967 yılında bir mor binlikle
10 Cumhuriyet Altını ahnırken
1978 yılında başabaş geliyorlar.
Yani bir binliğe bir Cumhuriyet
Altını. 1967 yılında bir banka
gazetelere verdiği tam sayfa ilan-
da 9 yıl boyunca 15 milyonluk
armağan vereceğini beliniycr,
bir binliğin ne kadar güçlü ol-
duğunu anlatıyor sanki; 15 mıl-
yona, yani 1500 tane binliğe ne
kadar çok armağan verdiğini
açıklıyor:
BİN LİRA (1927-1991)— Para koleksiyoncusu Nusret Ateş, fo-
toğraftaki 1953 yılında çıkanlan mor binliklerin iyi korunmuş-
lannın 800-900 bin lira olduğunu söylüyor. 1927'nin ilk binlikle-
ri ise şimdi kataloglarda.
"130 apartman dairesi, 5 ta-
ne 100 bin, 200 tane 10 bin. 400
tane 5 bin ve 1000 tane de bin
lira:'
O yıilar bir binliğe 4 bin ga-
zete ahnan yıilar. Evet o yıllar-
da 30 tane binlikle bir daire ah-
nabiliyor. 1970 yılında 27 yıl
devlet memurluğu yaptıktan
sonra emekliye ayrılan Niyazi
Korhan, o yıllan anlatıyor:
"40 bin lira toplu para aldım.
50 bin lira da ev kredisi kullan-
dım. Gittim, 70 bin liraya bir ev,
bir dükkftn aldım. 50 bin lira
kredi borcumu 15 yılda 400 lira
taksitle ödedim. 80'li yıllardan
sonra borcumu gidip >ıllık ola-
rak ödemeye başladım. Borco-
mun bitmesine üç yıl kala 12 bin
üra verip hesabı kapatüm. Şimdi
emekli olsaydım, alacağım pa-
rayla ev sahibi olamayacaktım.
Üsteük yığınJa 50 binlik alarak."
Evet, 80'li yıllardan sonra bin-
liklerin önlenemeyen düşüşü
hızlanıyor. Beşi, onu, yirmisi, el-
lisi bir araya geliyor, ama sonuç
değişmiyor. 80'li yıllann başın-
da emekli olan PTT çalısanı Re-
fik Kıran, 319 tane binlik ahyor.
550 binlik vererek bir ev ahyor
kendine. Ayda aldığı emekli ma-
aşı 8 bin 153 lira.
1986 yılında bir Cumhuriyet
Altım'na 52 tane binliğin gücü
zor yetiyor. Artık 50 tanesi bir
araya geu'yor, ama yine olmu-
yor. Oysa ilk mavi binliklerin
koleksiyoncularca değeri 90 mil-
yon. Çok iyi korunmuş bir mor
binliğin yine bitpazan fiyatı
800-900 bin üra. Bir zamanlar
piyasalan ycrinde oynatan çeşitli
binlikleri vitrinine özenle yerleş-
tü'iniş 20 yıllık para koleksiyon-
cusu ile konuşuyoruz. Nusret
Ateş, Merkez Bankası'run çıkar-
dığı, Kâğıt Paralarımız kitabın-
dan mavi binlikleri gösteriyor,
çünkü elinde yok. Mor binlik-
leri de vitrininden çıkarıyor.
"Bırak mor binliği.1978 yılında
çıkan binliklerin temizi bile şim-
di 4 bin Ura" diyor Nusret Ateş.
Eski yıllan yaşıyor, bir binli-
ğin nelere "kadir^' olduğunu,
şiı.ıdiki 50 binliklerin bile to-
marla olmadan bir iş görmedi-
ğini konuşuyoruz Nusret Ateş-
le. Sonra bugüne vanyoruz.
Binhkler bugünlerde "demir"
günler yaşıyor, çocukların elle-
rinde bakkahn yolunu tutuyor,
ama çoğu kez mahzun dönüyor.
Bir kiiçük şekerlemeye bile az
görüyor bakkallar binliği.
Gazeteye de yetmiyor. Bir
ekmeği ancak karşılıyor. Önü-
müzdeki günlerde bir ekmeğe de
yetmeyecek ve bir köşeye çe-
kilecek...
GAP'a
rekor
ödenekMEHMET FARAÇ
ŞANLIURFA — Dünyanın
sulama ve enerji üretimine yö-
nelik en büyük entegre projele-
rinden olan GAP'ın gözbebek-
leri Atatürk Barajı ve Urfa tu-
nellerine son 10 yılın rekor öde-
neğiayrıldı.
DSl'ninl99iyıhödenekle-
rinden baraj ve tünel için tam
bir trilyon 85 milyar lira ayrıl-
ması dikkati çekti. Ödeneğin
650 milyar lirasının Kamu Or-
takhğı Fonu"ndan, diğer bölü-
münün de genel bütçeden a>nl-
dığı bildirildi. Ödenekten en
büyük payı ise 700 milyar lira ile
Atatürk Barajı alıyor. GAP'a
ayrılan trilyonluk ödenekten
ikinci büyük pay 260 milyar li-
rayla Urfa tünellerine aynlır-
ken, bir bölümünün de Harran
Ovası ile birinci ve ikinci kısım
sulama çalışmalan, toprak re-
formu kapsamındaki toplulaş-
tırma işlemleri, Aşağı Fırat,
Merhale, Hacıdır Barajı vetaş-
kından koruma projelerine
harcanacağı belirtildi.
Körfez krizi ve tasarruf ted-
birlerinden etkilenmeyerek
Türkiye bütçesinin yüzde 1 'inin
aynldığı Atatürk Barajı için
günde 1.5 milyar lira harcama
yapılıyor. Enerji santralında
hidromekanik fiziksel gerçek-
leşmenin yüzde 30 olduğu Ata-
türk Barajı'nda şu anki hedef,
montajı tamamlanan bir nolu
türbin jeneratörünün devreye
sokularak enerji üretimine geç-
mesini sağlamak. Ancak yetki-
üler, bu ünitenindevreyegirme-
si için baraj göl sahasında su ko-
dunun 513 'e ulaşması gerekti-
ğini söylüyorlar. Şu an su kodu-
nun 470 dolayında olduğu göl
sahasında 10 milyar 500 milyon
metreküpsubulunuyor. 1 nolu
türbinin çalışabilmesi için göl
sahasındaki su oranının da 18
milyar 500 milyon metrekübe
ulaşması gerekiyor. Yetkililer,
bölgede kurakhk yaşandığını,
ünitenin eylül ayında devreye
girmesi için karların erimesinin
beklendiğini bildirdiler.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAY
1991UeKur,,Faiz,Büyüme,
Enflasyon: 'İki Senarytf
Kur, faiz, büyüme ve enflasyon. Birbiriyle yakından ilişkili
dört gösterge. Ekonominin durumunu ve gidişatını anlamak
için önce bunlara bakacaksınız.
Geçen yıl kur artışları, yani TL'nin devalüasyonu sınırlı kal-
dı, daha doğrusu TL reel olarak değerlenmeye devam etti.
Faiz oranlarında bir gevşeme görüldü. Büyüme hızı rekor
denebilecek bir düzeye tırmandı. Ve enflasyon yüksek dü-
zeylerde kalmasma karşın geriledi. Yani söz konusu dörtte-
mel gbstergenin her birinde olumlu yönde gelişmeler oldu.
Olayı biraz açarsak, TL'nin değerli tutulması ucuz ithalatı
ve göreceli olarak ucuz dış finansmanı özendirdi. Faizler-
deki gevşeme ve kredi genişlemesi iç talebi ve üretimi kam-
çıladı. Tarımda da iyi bir yıl yasandı. Kötü gecen bir 1989'dan
sonra gündeme gelen bu tablo rekor sayılabilecek büyüme
hızını ortaya çıkardı. Enflasyon da bir miktar geriledi.
Türkiye'nin 1990 yılında bu tabloyu gerçekleştirmesinin
en önemli rtedeni bol miktarda dış kaynak kullanmak ola-
nağı bulmasıydı. Özellikle bankalarımızın kendilerini ulusla-
rarası piyasadan fonlayıp bu fonları TL olarak iç piyasada
kullandırmaları, geçen yılki göreceli rahatlıkta büyük rol py-
nadı. Buna borsaya akan fonları da eklediğimizde ve KİT'-
lerin de dışandan borçlanma olanağını kullandığını hatırla-
dığımızda geçen yılki tablonun açıklanması daha da kolay-
laşıyor.
Geçen yılki "mutluluğun" kaynağı nasıl dış kaynak kulla-
nımı idi ise.btı yılki "mutsuzluğun" kaynağı da dış kaynak
kullanımındaki ciddi azalma. Uluslararası bankalann Körfez
krizi nedeniyle Türkiye risklerini sınırlamaya yönelmeieri ve
uluslararası fon piyasalanndaki genel sıkışma, aynca Tür-
kiye açısından özel önemi olan Körfez bankalarımn devre
dışı kalması, Türkiye'nin dış kaynak kullanımını olumsuz yön-
de etkitedi.
Öte yandan Körfez krizi nedeniyle Türkiye'nin döviz ge-
lirlerinin ciddi bir darbe yemesi, Türkiye'nin durumunu da-
ha da zortaştırdı. Savaş hazırlığı için askeri harcamaların art-
tırılması ise kamu kesimine yeni yukler getirdi.
Bütün bunların sonucunda bugün gelinen noktada geçen
yılkinin tam tersi bir tablo var ortada. Hızlı kur artışları, hızla
yükselen faizler, ekonomkje durgunluk ve artan enflasyon.
İşte tam bu noktada iki farklı çözüm senaryosundan söz
etmek olası. Her iki senaryo da kur politikasından harekst
ediyor.
Çok kabaca özetlersem, Türkiye'nin son iki yılda izlemekte
olduğu kur politikasını artık sürdüremeyeceğini ileri süren-
lerin desteklediği birinci senaryo şu: TL bir süre hızla değer
yitirecek, enflasyonla kur ayarlamaları arasındaki makas ka-
panacak, böylece ihracat ve diğer döviz kazandırıcı faalıyetler
özendırılmış olacak, ekonomi bu dışa dönük sektorlerin ön-
cülüğünde yeniden canlanacak. Bu arada TL'nin değer kaybı
ithalatı da caydıracak ve cari işlemler dengesinde dengeye
doğru gidilecek. Bu çözüm dışa dönük sanayıye yeni yatı-
rımları da özendirecek ve Türkiye döviz dengesini sağlamak
için sermaye harekeilerine bağımlı olmaktan kurtulacak.
İkinci senaryo ise son iki yılda izlenen kur politikasının bi-
raz yumuşatılarak sürdürülmesinı öngörüyor. Kur ayarlama-
ları gene yıl sonunda enflasyonun gerisinde kalacak, ama
aradaki fark geçen yıllardaki kadar fazla olmayacak. Piya-
sa dengeleri kurdaki artışları hızlandırdığı zaman, döviz fi-
yatlarının başını alıp gitmemesi için faiz silahı ve parayı kı-
sıtlama silahı kullanılacak. Böylece 1988'de yaşanan 'TL'den
kaçış' olayının tekrarlanması önlenecek. Dış kaynak kulla-
nımında yeniden rahatlama sağlayacak noktaya gelinene ka-
dar, para ve faiz politikalarıyla, gerekirse bir miktar daha re-
zerv de kullanılarak, döviz fiyatlarının kontrollü artışı sağla-
nacak. Kur ile faiz arasındaki ilişki, dış. kaynak kullanırrmı
ve dışandan Türkiye'ye sermaye girişini özendtfici şekikl*-
sürdürülecek.
Birinci senaryo bir anlamda daha radikal ve yapısal bir çö-
züm önerisi getiriyor, ama bu senaryonun kısa vadede ge-
rek döviz dengesini, gerekse enflasyonu kontrol altında tu-
tabilmek açısından riskleri çok büyük. TL'nin hıziı devalü-
asyonu Türkiye'nin dış kaynak kullanımını ve Türkiye'ye ser-
maye akışını caydıracağı için riskli olduğu gibi enflasyonu
hızla tırmandırma riskini de içeriyor. Ayrıca bu çözümün içe-
ride ekonomiyi kısa sürede canlandıracağı da garanti değil,
hatta kısa vadede olumsuz etkisi bile olabilir. Kısacası bu,
en gec bir yıl içinde genel seçimi gündemine almak zorun-
da olan bir iktidann kolay göze alabileceği bir senaryo de-
9'":
İkinci senaryonun başarısı ise tamamen Türkiye'nin dışa-
ndan sağlayacağı hibe, yardım, kredi vb gibi dış kaynağın
mıktarına ve şartlarına bağlı. Dış kaynak cephesinde olum-
lu gelişmeler olmazsa bugün yaşanmakta olan sıkı para-
yüksek'faiz cenderesi ekonomiyi boğmaya devam eder, ekc-
nomide canlanma ve yüksek büyüme hayal olur. Bunun ya-
rattığı baskılar da senaryonun uygulanmasım zorlaştırabilir,
döviz baskısı altında faizlerin tırmandırılmasına karşı isyan-
lar başlayabilir.
Dış kaynak kullanımının artmasıyla ikinci senaryo kısmen
başarılı olsa bile bu yılın kur ayarlaması-faiz-enflasyon den-
gelerinin geçen yılki düzeylerinin hayli üzerinde gerçekleş-
mesi kaçınılmaz görünüyor.
1991 yılı 199O'ı aratacak, ama bakalım ne kadar aratacak?
KISA KISA
• ATARI, yeni kişisel
bilgisayarlar çıkarıyor.
Serinin ilk etapta üç modeli
piyasaya sunulacak: ATARI
1040 ST, MEGA ve
Portfolio.
• SİMTEL Pazarlama'nın
yıllık bayiler toplantısı
İstanbul The Marmara
Oteli'nde yapıldı. 1 hafta
süren toplantıya, yaklaşık 2
bin yetkili satış bayii katıldı.
• HALK SİGORTA'nın
1990 yılı kân yüzde 225
artarak 41.8 milyar liraya
vardı. Şirket geçen yıl 295.3
milyar liralık prün üretimi
gerçekleştirdi.
• PARKER
KALEMLERİ'nin Türkiye
distribütörluğünü Postaş
Pınltı Otomotiv Sanayi ve
Turizm AŞ üstlendi.
• HESMAK, 7,8,9 mart
tarıhlerinde Hilton Club
Room'da "Canon Workshop
91 "i düzenledi. Workshop'ta
Canon'un yeni ürünleri
tanıtılacak.
• BÜKOMA '91 15.
İstanbul, Uluslararası Büro
Donanımı ve Otomasyonu
Komünikasyon Bilgisayar ve
Enformasyon Teknolojisi
Fuan yarın Hilton'da
açılacak. Fuara yerli ve
yabancı 137 firma katılıyor.
• İSVİÇRE SİGORTA'nın,
1990 yılı toplam prim
istihsali yüzde 130.5 artarak
71 milyar 209 milyon liraya
çıktı. Şirketin geçen yılki
kân da yüzde 109.5'luk
artışla 8 milyar liraya
yükseldi.
• GİZMO yarın
düzenlenecek "İlkbahar-Yaz
91" defilesinde yeni
modellerini tanıtacak. Şirket
giyim dünyasına geçen yaz
girmişti.
• ADİDAS'ın 1990 yılı
toplam satışlan 4.8 milyar
mark olarak gerçekleşti.
Şirket, Polonya ve
Çekoslovakya'da da şube
niteliğinde şirketler kunıyor.
• EMSAN-YILTAŞ'ın
düzenlediği seminer bugün
Sheraton Oteli'nde başlıyor.
2 gUn sürecek olan
seminerde, Türkiye
çapındaki Emsan yetkililerine
son gelişmeler hakkında bilgi
vrilecek.
DÖVİZ KURLARI
Dövızın
Cınsı
1 ABO Doto:
1 BAkran «tota
1 Avusturya S*»
1 Betçtafrdnç,
^ Fransız Frangı
1 Hollanda Flonnı
1 Isveç Kfonu
1 Isvıçre Frangı
100 Itaiyan LıreB
1 Japon Yeni
1 Sterlm
1 S.Aratnstan Rıyası
Oövız
AJış
3318 35
2161 72
307 74
106 10
63611
191946
580 15
2533 17
288 91
24 58
6311 13
860 84
Oövız
Satış
3325 00
216605
308 36
106 31
637 38
1923 31
581 31
2538 25
289 49
24 63
6323 78
862 57
Efektrf
Ate
3315 03
2159 56
307 43
103 31
635 47
1917 54
574 35
2530 54
284 00
24 33
6304 82
839 32
Efektıf
Satıs
3334 96
2172 55
309 29
105 62
639 29
1929 08
583 05
2545 86
290 36
24 70
6342 75
865 16
4HART1991
çAFMznH
i 1 4935 Alman Marta
$ 5 0754 Fı Frangı
$ 1 6819 Hol Flonnı
$ 1 2745 kf.Frangı
S 1117 48 llal Lıretı
t 131 37 Japon Yeni
S 3 7504 S Arab Ffcyalı
£ 1 9548 S