22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 1991 DIŞHABERLER CUMHURÎYET/11 Azerbaycan'da çatışma: 5 ölti • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesi ve çevresinde önceki gün meydana gelen dört ayn silahh çatışmada 5 kişi öldü. Olaylar üzerine, bölgedeki güvenlik önlemlerinin arttınldığj bildirildı. TASS Ajansı'nm, Karabağ'daki olağanüstü durumu uygulamakla görevli güvenlik kuvvetlerine dayanarak verdiği bügilere göre, çeşitli köylerde meydana gelen ve 6 kişinin de yaralanmasına neden olan çatışmalar üzerine bölgeye takviye birlikler gönderildi. Le Monde muhabiri atıldı • CEZAYİR (AA) — Cezayir hükümeti, bu ülkenin Saddam Hüseyin'e sığmma hakkı tanıyabileceği haberini veren Le Monde muhabirinden ülkeyi terk etmesini istedi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı, Le Monde gazetesinde cuma günü yayımlanan yazının bütünüyle asılsız olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, muhabir Georges Marion'un çalışma izninin iptal edildiği bildirildi. Açıklamada, "Bay Marion'un profesyonel bir gazeteci olarak, yazdıklarını yayımlatmadan önce doğrulatması beklenirdi" sözleri yer aldı. Arap Birliği'nin çagrıgı • KAHİRE (AA) — Arap Birliği, Körfez'deki savaşın sona erdiğini gösteren haberlerin rahatlatıcı olduğunu, bundan sonra hem Kuveyt'e hem de Irak'a yardım edilmesi gerektiğini bildirdi. Merkezi Kahire"de bulunan Arap Birliği tarafından yayımlanan açıklamada, "Arap ulusu, Körfez bölgesinde ateşkes ve Kuveyt'in hukuksalhğı üe egemenliğinin yeniden sağlandığı yolundaki rahatlatıcı haberleri memnuniyetle karşılar. Arap Birliği ana sözleşmesi temelinde, barışa yönelik yeni bir döneme ulaşılmasını umit ediyoruz" denildi. Füistin üssüne saldırı • SAYDA (AA) — Iki Israil savaş uçağının dün Güney Lübnan'daki bir Filistin üssüne füze saldınsı düzenledigi bildirildi. Askeri kaynaklar, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın önderliğindeki El-Fetih grubuna ait olan üste en az dört kişinin yaralandığını belirttiler. Körfez savaşının sona ermesinden beri Israil ilk kez Filistinliler'e karşı saldın düzenliyor. Aqııino aday olmayacak • MANtLA (AFP) — Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino, radyoda yaptığı konuşmada, başkanlığa ikinci kez adayhğını koymayacağını açıkladı. Üç torun sahibi ve eski bir ev lcadını olan Corazon Aquino, başkanlık görevini tamamladıktan sonra "gönüllü kuruluşlarda çalışmak" istediğini söyledi. Doğu Almanya arşivleri • BERLİN (AA) — Eski Doğu Almanya lideri Erich Honecker'in, iktidardan düşüşünden uzun süre önce ülkesinin arşivlerinden "kendisini suçlu gösterecek" unsurlan ayıkladığı öne sürüldü. Federal Alman Arşivleri Müdürü Friedrich Kahlenberg, Berliner Morgenpost gazetesine verdiği demeçte, 1961 yılında, "Berlin Duvarı"nın inşaatı ile ilgili çok sayıda dokümanın, iki Almanya'nın birleşmesinden uzun süre önce Doğu Alman arşivlerinden kaldırıldığım bildirdi. Letonya ve Estonya'dayapılan refemndumda ayrılık yanlılan çoğurüukta Baltık meydan okuyorSSCB'den aynlma konusunda yapılan referandumda ilk sonuçlara göre, Letonya'da seçmenlerin yüzde 77'si, Estonya'da ise yüzde 77.8'i bağımsızkk yönünde oy İcullandı. Dış Haberler Servtei — Sov- yüzde 77.8'i bağunsızlık yönün- yetler Birliği'nin Baltık cumhu- de oy kullandı. riyetlerinden Estonya ve Leton- ya'da dün yapılan oylamada bü- yük çoğunluk bağımsızhk yö- nünde oy kullandı. Sovyet lide- ri Mihail Gorbaçov ise 17 mart- ta yapılacak olan yeni birlik ant- laşması öncesinde düzenlenecek tüm oylamaları yasadışı ilan et- mişti. AP'nin bildirdiğine göre dün yapılan seçünlerin ardından her iki cumhuriyette oylann yakla- şık döıtte üçü sayılırken Leton- ya'da seçmenlerin yüzde 77'si bağımsızhk lehinde, yüzde 21'i ise aleyhinde oy kullandı. Eston- ya'da ise kırsal kesimde seçmen- lerin yüzde 90*ı, kentlerde ise Her iki cumhuriyette de seçi- me katılma oranlannın yüksek olduğu, Letonya'da yüzde 76, Estonya'da ise yuzde 74 civann- da katıhm sağlandığı bildirildi. Letonya'da Rus azınlığın yoğun olduğu ağır sanayi bölgesinde ise seçime katıhm oranının dü- şük olduğu bildirildi. Her iki cumhuriyette de ba- ğunsızhk yanhsı liderler Rus aanlık orammn yüksek olması- na karşm bağımsızlık yanhsı oy- lann yüzde 70 civannda olma- sını beklediklerini söylemişlerdi. Letonya'daki referandumda halka "Bagımsız, demokratik bir Letonya'dan yana ınısuuz" sorusu yöneltilirken Estonya'- daki oylamada seçmenler, "Es- tonya'yı yeniden bagunsız ve özgür görmek istiyor musunuz" sorusunu yanıtladılar. Her iki cumhuriyetin milliyet- çi liderleri, yabancı gözlemcile- rin de izlediği referandumda seçmenlerin yüzde 70'inin ba- ğımsızlıktan yana oy kullanaca- ğuıa inandıklannı açıklamışlar- dı. Letonya Devlet Başkanı Anatolijs Gorbunovs, oyunu kullandıktan sonra gazetecilere oy pusulasını göstererek "Ben oyumu bağunsıziıkian yana kul- landım. tnanıyonım ki halluo böyük çogunlugu da bu yolu seçecekör" derken, Estonya Başbakanı Edgar Savisaar da bağımsızhk yanhsı oylann yüz- de 70'i bulacağını umduğunu söylemişti. Baltık cumhuriyetlerinin Uçüncüsü olan Litvanya'da da şubat ayında bağımsızlık oyla- ması yapılmış, halkın yaklaşık yüzde 91 'i bağımsızhğa 'evet' demişti. Letonya ve Estonya'da ise durum biraz daha farkh. Nü- fusun yüzde 47'sini Ruslar ile diğer azınhklann oluşturduğu Letonya'da ve nüfusun yüzde 35'ini azınhklann oluşturduğu Estonya'da bağımsızhk hareke- ti, Litvanya'daki denh güçlü de- ğil. Bu iki cumhuriyetteki ba- ğımsızlık yanlısı hükümetlerin en büyük güvencesi, ocak ayın- da Sovyet ordu birliklerinin Bal- tık bölgesinde giriştiği kanlı ey- lemler. Kızılordu ve içişleri ba- kanlığı birlikleri ocak ayında 'asker kaçaklannı yakalama' gerekçesiyle operasyona giriş- miş, çatışmalar sonucunda Lit- vanya ve Letonya'da pek çok kişi ölmüştü. Bu kanlı olaylann ve bunu izleyen günlerde Baltık kentlerinde asker ve polislerin egemenlik kurma yönündeki gi- rişimlerinin, Rus azınlık üzerin- de bile ciddi bir olumsuz etki ya- rattığı biliniyor. Sovyetler Birliği Başkanı Mi- hail S. Gorbaçov, uygulamaya koyulacak olan yeni birlik ant- laşmasının tüm cumhuriyetler- de 17 mart tarihinde halkoyuna sunuhnasını istemiş, bu tarihten önce yapılacak bütttn oylamala- rı 'yasadışı' ilan etmişti. 15 Sov- yet cumhuriyeünden 6'sı, Mos- kova'mn gözetiminde yapılacak olan bu referanduma katılma- yacağını açıkladı. Estonya, Le- tonya, Litvanya, Gürcistan ve Moldavya'dan sonra Ermenis- tan da halkoylamasına katılma- yacağını ve 21 eylül tarihinde bağımsızlık konusunda oylama yapacağını duyurdu. Körfez krizinde Imk'ı destekleym FKÖ liderini Suriye de îsmü de istemiyor Tüaser Arafat'ın îsiDış Haberier Servisi — lrak- ın 2 ağustosta işgal, 8 ağustosta ilhak ettiği Kuveyt'ten çekilmek zorunda bırakıldığı bugünlerde Ortadoğu sorunları tekrar ma- saya getirilirken FKÖ'nün dün- ya siyaset sahnesindeki önemi- ni yitirdiği ileri sürülüyor. Kör- fez krizi ve ardından savaşı bo- yunca Bağdat'tan yana çıkan Ürdün'ün artık Arap-lsrail soru- nunda arabuluculuk rolunü üst- lenemeyeceğine inamhrken işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinli liderler, Ortadoğu gö- rüşmeleri boyunca FKÖ'nün desteklenmesini kararlasurdı. ls- rail'de işgal alündaki topraklar- da yaşayan Filistinülerin Ür- dün'e yerleşmeleri öneriliyor. AA'nm haberine göre Suriye Savunma Bakanı Mustafa Tlass, FKÖ lideri Yaser Arafat'- ın uluslararası desteğini yitirdi- ğini öne sürdü. Tlass, Irak reüm karşıtlarınca yayımlanan "Oı- gür Irak'ın Sesi" radyosuna ön- ceki gün verdiği demeçte, "Ara- fat, Körfez savaşında Saddam Hüseyin'in yanında yer almak- la hata yaptı. Bencilliği yuzun- den giriştiği bu harekeüe inanı- yorum ki artık utusfauvası ptan- da bütttn etkisini yiürdi" dedi. ÎTCÖ'nün, Körfez krizi ve ardın- dan savaşı boyunca tarafsız ka- lan Cezayir'den yana çıkması gerektiğine, ancak bunu yapma- dığına işaret etti. Suriyeli bakan, FKÖ liderinin kendi örgütu El Fetih Hareketi- ni yıllarca desteklemiş olan Ku- veyt hükümetine karşı Saddam Hüseyin'in yanında yer alması- nı "nankörlük" olarak niteledi. Suriye Savunma Bakanı, Ara- fat'ın Irak'ın Kuveyt'ten ççkil- mesini Filistin sorunuyla ilişki- lendirme çabalanna da karşı çı- karak "Arafat, Haf ız Esad'a gd- meUydi. O takdirde Filistin'in fcı FtLİSTİNLİNİN MÜCADELESİ — Filistin halkı yasal haklan için yıllardır tsrail'e karşı mü- cadekediyor.Arafat'ın Irak'ı desteklemesiain,sorunune yönde etkileyecegi bilinmiyor.(Reuter) kurtuluşu için Saddam Hüse- FKÖ'nün yeri olmadığını söyle- sını yakarak yok etmek isteyen hareket di. Banş sürecinin devam etmesi için FKÖ'nün görüşme sahne- sinden tamamen çıkanhnasının çok önemli olduğunu belülen Pazner, FKÖ'nün Israil'in yarı- yin'le biz, birlikte edebilirdik" dedi. Israil Başbakanı tzak Şamir- in sözcüsü Avi Pazner, Israil- Arap çatışmasının çözümü için oturulacak görüşme masasında Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in davasını paylaştığım kaydetti. Pazner, Israil'in görüş- melerde bulunmak için Yaser Arafat dışında başka Filistinli- ler arayacağıru ve bulacağını laştısöyledi. Israil işgali altındaki Batı Şe- ria ve Gazze'deki Filistin lider- liği, önceki gün yeni bir ayaklan- ma çağnsı yayımlarken savas sonrası banş görüşmeleri sıra- sında FKÖ'nün desteklenmesi yönunde karar verdi. Ürdün Krah Hüseyin'in Arap- lsrail sorununda arabuluculuk rolü üstlenip Ustlenemeyeceği tartışıhyor. Kuveyt'in işgalinden itibaren Irak'ı tuıan Kral Hüse- yin'in arabuluculuğu ABD, Isra- il ve pek çok Arap ülkesinin gözünde artık küçük bir olası- lıktan öteye gidemeyecek. Kral Hüseyin, ateşkes ilammn ertesinde yaptığı radyo konuş- masında, "Bugün tiım dünyayı, Kuveyt sorununda olduğu gibi Filistin sorununda da a>nı kri- teriere gore da\ranma>a çağın- yonu" diyerek Israil'in Batı Şe- ria ve Gazze şeridindeki işgali- ne son verümesi gerektiğine işa- ret etti Hüseyin'in cuma günü yaptığı konuşma lsrailli sol ka- nat milletvekillerinin umudunu klrarken Işçi Partisi lideri Şimon Perez ise "Kral Hüseyin pek çok hata yaptı, ancak ondan iyi bir secenek de goremiyorum" dedi. Arafat reddetti FKÖ lideri Yaser Arafat, dün tspanyol gazetesi El Mundo'da yayımlanan söyleşisinde, kendi- sine yöneltilen suçlamalan red- detti. Arafat, Kuveyt krizinin, Ortadoğu'daki asıl sonınun Fi- hstin sorunu olduğunu gösterdi- ğini belirtti. FKÖ lideri, Sad- dam'ın Kuveyt sorununu Filis- tin sorununa bağlamaya çalış- ması sonucu ABD ve Avrupa'- nın sonunda bu sorunu çözme- den Ortadoğu'da banşın sağla- namayacağını anladıklannı da kaydetti. BakerNBCye AEETrun Ortadoğu'dakiyeni hedefini açüdack Sıra Filistin sorununun çözümündeABD Dışişleri Bakanı James Baker bölgede barışın sağlanması için bir plan hazırlayıp bunu uygulamaya çaîışmayacaklarını, yalnızca "katalizör" görevi üstleneceklerini söyledi. WASHINGTON (AA) — ABD Dışiş- leri Bakanı Jancs Baker, Ortadoğu'da bundan sonra Filistin sorununun çözü- müne yöneleceklerini, savaş sonrasımn bu yolda fırsatlar getirdiğini söyledi. NBC TV'sinin programmda sorulan ya- nıtlayan Baker, ABD'nin bölgede banş empoze edemeyeceğini, bir plan hazır- layıp bunu uygulamaya çaîışmayacakla- rını, ancak "katatizor" görevi yapacak- lannı söyledi. Gelecek hafta yapacağı Ortadoğu ge- zisinde Filistin sorunu dışında bölgesel güvenlik sistemi, silah kontrolü ve ya- yılmanın önlenmesi, ekonomik işbirliği gibi konulan ele alacağını anlatan Ba- ker, öneri getirmeyeceğini, bölge ülke- lerinin düşüncelerini toplayacağını söy- ledi. Gelecek hafta Ankara'yı da ziya- ret edecek Baker, şunları söyledi: "Betirgin bir planınuz yok. Ama Or- tadofa'da banş İÇİB katalizör oUbffiriz. Öte yaadaa taraflar banş istcdüderi öi- çnde etküi otabüiriz. ÖKC taraflana çö- ıöm istemesi gerek. göruşme konulanm arasuKİa Arap-tsrail sorunu en zor ko- nu. Savaş sonrasında bemcn çözüm bek- lemek yanlış olur, ama bütttn ölkekrie, bir sonraki adım için konuşacagım. ABD banş empoze edemez." ABD Dışişleri Bakanı, Arap ülkeleri ile lsrail, tsrail ile de Filistinliler arasın- da diyalog yolu aranması gerektîğini, iki konunun aynı anda paralel olarak yü- rütülebileceğini söyledi. Yaser Arafat'ın "Hemen atlayıp Sad- dam'ı kucaklamakla Filistinlilere ciddi zarar verdigini" söyleyen Baker, bunun Arap koalisyon ortaklannca ifade edil- diğini, aynı Arap ülkelerinin, "FKÖ'- nttn gekcekte yarar sagiayıp saglamaya- cagı koBiısuada bazı göıüşler taşıdıklan- nı" anlattı. Herkese iyilik yaptık Baker, "Suudi Arabistan ve Kuveyt'- in tsrailM tanımaya hazır olup olmadık- lan" sorusu üzerine, "Içimde bir his var; bu çatışma gösterdi ki iki taraf da sonınun çözttldügünü görmek istiyor. Bu, hemen çözttlecek anlamına gelmi- yor. Çünkü konuiar çok derin. Ama icimde bir his var ve nmanm iki tarafta da yeni bir iyi niyet olacak" dedi. ABD'nin tsrail, Suudi ve Kuveytlile- re "Irak konusunda size iyilik yaptık" deyip Filistin konusunda baskı yapıp yapmayacağı sorusu üzerine Baker, şun- İan söyledi. "Bölgede herkese büyük İyflik yaptık. Buna lsrail de dabil. tsraü'e büyük iyi- lik yapbk. Guvenliklerine en büyük teh- dit ortadan kalkü. Kuveytlileri, Sındi- leri kurtardık. Evet, baskı yapmak ak- la gelebiUr. Ama gidip çözüm empoze edemeyiz. Yapılacak en kötü şey, böl- geye gidip 'bu Amerikan banş planıdır' demek. O zaman, Patriodann Scudian vurduğu gibi bu plan da vunılur." Kral Hüseyin'i affettik Bir sonı üzerine Ürdün Krah Hüseyin konusunda ABD görüşünün değişmeidi- ğini, krahn büyük oranda iç baskı altın- da olduğunu ve "ABD'nin Hüseyin'in duramnnu aniadıgını" kaydeden Baker, "Ürdün'ün istikrarsız olmasını istemi- yoruz, krah iktkiarda görmek istiyonız. Ortadoğu'da çözüm yolnnda ilerlerken Ürdün ve Kral Hüseyin çok önemli bir oyuacu oiabflir" dedi. "Yani affedip uantabiliriz mi?" sorusuna karşıhk ba- kan, "Evet, öyle yapabiUriz ve yaptık da. Başkan da buan açıkladı" dedi. Güvenlik dtizenlemesi Savaş sonrası bölge güvenliği konusu- nun bölge ülkeleriyle konuşulacağını an- latan James Baker, "Arap ortaklann ne istedikierini, givenUk komsunda ne dn- sttndttkierini görecegiz. GovenUk duzeo- lenesi daaa çok bölge ülkelerinin, Arap buükkriHİn katılımıyla olacak. Bölge- de güçiendirilniş bir ABD donanma varbgından söz etmek gerçek dışı otanaz. Doaanmı bölgede 1949'du beri var" dedi. Baker, SSCB'nin rolü konusunda "Rnslar yeni güvenlik düzenlemesinde rol almasın demek hata olur. Rol alma- tüar. Moskova'nm bölgedeki bir çok ki- Ht oyuncu üzerindeki etkisi sürüyor" dedi. öte yandan Baker, tran'daki Irak uçaklanna ne olacağınm henüz bilinme- diğini, tran'ın verdiği sözü tuttuğunu öte yandan tazminat için Tahran'ın bu uçaklara el koyabileceğini söyledi. AT dışişleri bakanları bugün toplanıyor Gündemdeki madde, 4. Mali ProtokolSABETAY VAROL BRÜKSEL — Körfez savaşı- nın bitiminden sonra ilk kez bu- gün bir araya gelecek olan Av- rupa Topluluğu dışişleri bakan- ları, AT-Turkiye ilişkilerinde önemli bir pürüz oluşturan 4. mali protokolün serbest bırakıl- ması konusunu ele alacak. 12 ül- ke dışişleri bakanlannın bugün Brüksel'de yapacakları toplan- tıda, diğer tüm ülkelerin çeşitli "baskılar"ına rağmen Yunanis- tan'ın engelieme yapmaya de- vam edeceği tahmin ediliyor. Bruksel'deki Türk diplomatik çevrelerde, son olaylann ışığın- da, AT'nin Türkiye'ye karşı es- kiye oranla daha anlayışlı bir tu- tum takmması beklenirken Ati- na'nın "herkese ve her şeye karşın" engelieme yapmaya ka- rarh olduğu haber veriliyor. Son olarak özellikle Ingiltere ve Hol- landa'nın, serbest bırakma ka- rarına "evet" demesi için Yuna- nistan nezdinde baskılarını art- tırdığı gözleniyor. * Ancak basında yer alan bazı haberlerin tersine, topluluk ül- kelerinin Yunanistan'a açılan 2.2 milyar ECU tutarındaki ekono- mik kredinin, söz konusu 4. ma- li protokolün serbest bırakılması şartına bağlanmasının söz ko- nusu olamayacağı kaydediliyor. Topluluğa yakın kaynaklar, "AT- Ttirkiye iUşkileri"ni ılgilendiren 4. mali protokolün serbest bıra- kılması konusuyla, topluluğun iç sorunu olan Yunanistan'a kre- di açüması olayının birbirine ka- nştınhnasımn düşunülemeyece- ğini ve böylesi bir baskının top- lulukta büyük bir kriz yaratabi- leceğini hatırlatıyorlar. Bilindi- ği gibi Türkiye'ye 600 milyon ECU tutannda mali yardım yap- mayı öngoren ve 1980'den beri askıda bulunan 4. mali protoko- lün serbest bırakılması, Ankara açısından ekonomik olmaktan çok sembolik önem taşıyor. Öte yandan topluluk ülkeleri bakanlan, kara savaşıyla birlikte Körfez bunalımının geldiği yeni aşamada, Avrupa'mn, dünyanın bu bölgesiyle ilgili yeni ortak politikasını saptamaya çahşa- caklar. Savaş boyunca tüm ça- bdara rağmen varhk göstereme- yen topluluk, bu savaşın yol aç- tığı iç yaralan sarmaya gayret edecek. 12 dışişleri bakanının, kendi aralarında Körfez ve Ortadoğu'yla ilgili genel bir gö- rüşme yapması ve bu arada ABD'nin liderliğindeki koalis- •yona destek vermeye devam et- mesi bekleniyor. AT uyesi ülke- * lerin, başta Filistin sorunu ol- mak üzere bölgedeki çözüm bekleyen diğer sorunlar konu- sunda da fikir ahşverişinde bu- lunacaklan bildiriliyor. FKÖ li- deri Yaser Arafat'ın Körfez sa- vaşında Irak'a tam destek ver- mesi yuzünden Filistin Kurtuluş örgütü'nün AT ile ilişkileri de büyük yara almış bulunuyor. Ilke olarak ve uzunca bir sü- reden beri, Arap-lsrail anlaş- mazlığınm çözumü için Filistin- lilerin talep ettiği gibi "ulusla- rarası bir konferans" toplanma- smı benimsemesinerağmen,Av- rupa Topluluğu, Körfez savaşı- nın •başlamasından sonra Filis- tin Kurtuluş örgütu ile "üst du- zey"de temas kurmayı red- dediyor. POLİTİKADA SORU1NLAR ERGUNBALa Aktif Politika CNN'de uzun uzun gösterildi. TRT de haberi görüntülü verdi. Kuveyt ve Irak'ta büyük bir tacia yaşanıyor. Kuveyt'in petrol kuyularının hemen tümü Irak işgal kuvvetleri tarafın- dan tahrip edilmiş. Irak askerleri ülkeyi şoyup soğana çe- virmişler. Sokaklar boş, binalar yıkılmış, binlerce Kuveytli ka- yıp, Irak'a götürülmüş, birçoğunun öldürüldüğü sanılıyor. Kur- tulan Kuveytliler Irak askerlerinin yaptıkları işkence ve yağ- maları anlatıyorlar. Evet bunlar, bazılarının "anti emperyalist" olarak nitele- dikleri, bazılarının da "Birieşmiş Milletler Saddam'a haksızlık etti. Onu anlamaya çalışmadı. Hemen sert tavırtakındı" di- yerek "çaktırmadan" kollamaya çalıştıklan Saddam rejimi- nin gerçekleştırdiği "anti emperyalist, devrimci" eylemler. Körfez trajedısinin Saddam tarafı böyte. Ya karşı taraf. Bush tarafı? TRT, CNN kadar uzun ve ayrıntılı göstermedi. Bağdat'ın da Kuveyt'ten farkı kalmamış. Kentte elektrık yok, telefon- lar işlemiyor. Su şebekesi imha olmuş; su yok. Binalar kor- kunç bombardımanlardan harap durumda. CNN'in muha- biri Bağdat'ta su birikintilerinin çevresindeki çocukları gös- tererek "Bu sular hep mikroplu. Acıl önlemler alınmazsa ya- kında kolera, tifo gibi salgın hastalıklar başlayabilir" diyor- du. Kimine göre savaşta 80 bin, kimine göre 150 bin, kimine göre de 200 bin Iraklı öldü. On binlerce sivil yasamını yitir- di; görülmemiş derecede şiddetli bombardımanlarda Irak'- ın altyapısı, ekonomisi çöktü. Şimdi şu soru sorulmalıdır: Kuveyt'teki Irak ordusunu yen- mek için Bağdat'takı sivil halkı susuz bırakmak, öldürmek gerekiyor muydu? Ülkenin ekonomisini çökertmek, taş dev- rine dönüştürmek şart mıydı? Bu, Irak askerlerinın Kuveyt'te sergiledikleri vahşete başka bir vahsetle karşıhk vermek değil midir? ABD, Irak'ı yerle bir etmıştır. Çünkü hedefi Kuveyt'in kur- tarılmastndan ötede Saddam'ı devirmekti. Günlük yaşantı- sı altüst olan, su, elektrik, ulaşım gibi en temel gereksınme- lerini karşılayamayan halkın bunun hesabını Saddam'dan soracağı, ona karşı ayaklanacağı düşünülmüştür. Halka, "Bu size ders otsun. Saddam'ın peşinden gıderseniz başınıza bunlar gelir" mesajı verilmek istenmiştir. Daha da ötede "ABD'nin çıkarları ile oynamaya kalkışanların sonu böyle olur" uyarısı yapılmıştır. Bu hedef doğrultusunda on binlerce sivil öldürülmüş, yüz binlerce, milyonlarca sivilin yaşam düzeyi de 20-30 yıi geri- ye götürülmüştür. Sadece Irak ordusu değil, Irak'ın ekono- misi çökertilmiş, halkı aşağılanmış, yaralanmış, gururu kı- rılmıştır. İşte Başkan Bush ve Amerikalı yönetıcilerin mutlulukla kut- ladıkları, Türkiye'de ise kimı çevrelerin büyük bir coşku ile katıldıkları zafer, bu turden bir zaferdir. Sayın Turgut Ozal'ın ve onun sözcülüğünü yapanlann sa- vunduğu "aktif politika" ile Türkiye, biranlamda bu kapka- ra, iç kapayıcı tablonun oluşmasına katkıda bulunmuştur. Irak'a karşı ekonomik yaptırımlara uyduğu, boru hattını derhal kapattığı için mi? Hayır. Güney sınırında 150 bin asker tutup bir o kadar Iraklı as- keri yörede mıhladığı için mi? Hayır. Ya ne için? İncirlik Ussü'nü Amerikan bombardıman uçaklanna açtı- ğı.bu trajedinin, sivil kırımının oluşmasına bulaştığı için. Üstelik bu "aktif dış politika" kararı 17 ocak günü deyim yerinde ise 'CNN'in gazına gelip',"Bu iş burada bitiyor. Aman acele edelim de corbada bizim de tuzumuz bulunsan" hesabi ile alınmıştır. "Aktif politika" savunucuları, Türkiye'nın kazanmalarını ar»i lata anlata bitiremıyorlar. Itibar deseniz o blçim, yardımlar akacak, Türkiye Batı dünyasının saygın üyesi olacak. Son- ra da yol gösteriyorlar: "Şimdi Irak halkına şefkat elini uzat- manın sırası geldi. Filistin sorununda Türkiye, bölgede de- neyimli bir ağabey olarak yapıcı rol oynamalıdır." Araplar, Cezayir'ın bağımsızlık savaşında Batılılann yanın- da oyvermemizi30yılunutmadılar. Bağdattakifaciayabu- laşmış olmamızı nasıl unutacaklar merak ediyoruz. Mehmet Ali Birand çok doğru olarak "Biz arkadan han- çerlenmemizi 70 yıl unutamadık. Arapları hâlâ suçlarız" di- yordu. Irak halkı nasıl unutacak? Ya FilistinHler, Fas, Tunus, Cezayir, Libya'daki kitleler. Peki, Avrupa'da nasıl oldu ıtibanmız bu "aktif politika" so- nucunda? Adamlar kıyameti koparıyorlardı nerede ise "Türkiye, kış- kırtıcı tutumu ile bizi de savaşa sürükleyecek" diye. Alman- ya, halya, Belçika'da Türkiye savaşa katılırsa NATO'nun yar- dım etmekle yükümlü olmadığı savunuldu. Piloöar Türkiye'ye füze ve sılah taşımak istemediler. "Türkiye'nin itiban arttı" ya da "Türkiye bu krizden en az zararla çıkt.ı" gibi görüşlerle kendimizi aldatmayalım. Türkiye'nın itiban, tek ABD'nin gözünde artmıştır. Bu ol- gunun sonucu olarak da Türkiye dış politikada manevra ye- teneğini yitırmiş, boyutları her geçen gün biraz daha ortaya çıkan büyük bir faciaya dolaylı da olsa ABD'nin peşinde bu- laşmıştır. Türkiye'nin İnciriik'i açmasının doğru olduğunu ve itibao- nın artttğını savunanlar soruna bir de bu açıdan baksalar bel- ki tabloyu o denli pembe görmezler. Washington Post'un yorumu: Özal krizden güçlenerek çıktıGazete, Cumhurbaşkanı Özal'ın Körfez krizinde izlediği politika ile güç kazanmasına karşın, eşinin ANAP Istanbul il başkanı adayı olmasıyla parti içi çalkantılarla yüz yüze kaldığını yazdı. WASHINGTON (Cumhuri- dı. yet) — Amerika'run etkili gaze- telerinden Vfeshington Post, Cumhurbaşkanı Turgut Özal 1 m Körfez krizinden guçlü ola- rak çıktığını, ancak tam bunun siyasi meyvesinı yıyeoekken eşi Semra Özal'ın adaylığı nedeniy- le ANAP içindeki çalkantılar- la karşılaştığım bildirdi. Gazetenin Ankara muhabiri Jonathan Randal! tarafından kaleme alman haber-yorumda özal'ın, Türkiye'nin 70 yıllık "Ortadogu'ya bulaşmamak" Ancak, tam bu başanmn meyvesini yiyecekken eşinin ANAP Istanbul il başkanhğına aday olması nedeniyle muhale- fetin, Özal'ın "giderek tek adamhga kaydığT eleştirileri ile karşı karşıya geldiğini anlatan Randall, Semra Özal'ın adayh- ğınm parti ve hukümette birçok kilit adamı ayaklandırdığım id- dia etti. sorun Öte yandan VVashington politikasını bir kenara bıraka- Post'ta yer alan bir başka yazı- rak "zafer şöleninde yenilenler da da Türkiye'nin GüneVdoğu degil yenenler arasında yer al- mak amacıyla" Washington ile Anadolu Projesi GAP'ın ileri- de bölge ülkeleri arasında so- yakın ittifaka girdiği anlatıldık- runlara yol açabileceği ileri sü- tan sonra "Özai, son 10 yılda rüldü. Joyce Starr tarafından sergilediği siyasi hünerini bir kaleme ahnan makalede Orta- kez daha göstererek muhalefet doğu'da bundan sonra savaşla- liderlerini boşluğa düşürdü", rın su yuzünden çıkabilecegi dedi. Turkiye'de muhalefetin ileri süruldü ve suyun başını özal'ın argümanlanna karşı ile- Türkiye'nin tuttuğuna dikkat ri sürdüğü tezlerin doğru çık- çekildi. Yazıda, kasım ayında Turkiye'de yapılması beklenen su zirvesine ABD Dışişleri Ba- madığını ileri süren Randall, "Özal, şu anda basın, kamuo- yu, orılu ve dış politika çe\re- lerinin kerhen desteğini lekrar kazanmış durumda" diye yaz- kanı James Baker başkanlığın- da güçlu bir Amerikan heyeti- nin katılması önerildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle